kyok kararına itiraz dilekçesi / Takipsizlik Kararına İtiraz Dilekçesi | İzmir Dedektiflik A.Ş.

Kyok Kararına Itiraz Dilekçesi

kyok kararına itiraz dilekçesi

KYOK (Takipsizlik) Kararı Nedir?

KYOK diğer bir deyişlekovuşturmaya yer olmadığına dair karar ya da takipsizlik kararı; Cumhuriyet savcısı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda şüpheli hakkında kovuşturmaya yetecek yeterli şüphe ve delil bulunmaması sebebiyle ceza mahkemelerinde kamu dava açılmasına gerek görülmediğine dair savcı tarafından verilen karardır.

Savcı tarafından verilen KYOK (Takipsizlik) kararına itiraz etmek mümkündür. Bununla beraber KYOK (Takipsizlik) kararına itiraz dilekçe ile yapılmalıdır.

Müşteki ya da suçtan zarar gören kişi kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edilmesinin ardından 15 gün içinde kararı veren savcının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine KYOK (Takipsizlik) kararına itiraz dilekçesi vererek itiraz edebilir.

Aşağıda KYOK (Takipsizlik) Kararına itiraz dilekçe örneği yer almaktadır. Diğer adıyla ise kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz dilekçe örneği yer almaktadır.

KYOK (Takipsizlik) Kararına İtiraz Dilekçe Örneği

BURSA NÖBETÇİ SULH CEZA HAKİMLİĞİ&#;NE

Gönderilmek Üzere

BURSA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI&#;NA

Soruşturma No : /&#;.

KYOK Kararına İtiraz Eden Müşteki: AAAAAAA (T.C)

Müşteki Vekili : seafoodplus.info Hazar

Adres : Reyhan Mah. Mantıcı Cd. Aytı Plaza K:3 D Osmangazi/BURSA

Şüpheli : BBBBBBB (T.C)

Suç İsnadı : Tehdit

Konu : Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı&#;nın /&#;. soruşturma, ../../&#;. tarih ve /&#;.. karar sayılı Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı itiraz dilekçemizin sunulmasından ibarettir.

Açıklamalar :

../../&#;. tarihinde Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı&#;na sunduğumuz şikayet dilekçemiz üzerine Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından /&#;. soruşturma numarası ile şüpheli BBBBBBB hakkında soruşturma başlatılmıştır. Bu soruşturma neticesinde ../../&#;. tarih /&#;. sayılı kararla şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Bu karar usul ve yasaya aykırı olup, karara süresi içinde itiraz ediyoruz. Şöyle ki;

Şüpheli ile müvekkilin uzun yıllardır devam eden ticari ilişkileri bulunmaktadır. Müvekkilin Nilüfer ilçesinde boya malzemeleri sattığı bir dükkanı mevcuttur. Müvekkil, şüpheliden 3 ayda bir düzenli olarak malzeme alımı yapmaktadır. Bunun sonucunda müvekkil, şüpheliden &#; tarihinde TL&#;lik mal almış ve &#;ini peşin ödemiştir. Kalan &#;i de 1 ay içinde vereceğini söylemiştir. Ancak müvekkil 1 ay geçtikten sonra maddi olarak sıkıntıya girmiştir. Bunun üzerine şüpheli ile arasındaki ticari ilişkiye dayanarak ödeme için 1 ay daha müddet istemiştir. Ancak şüpheli şahıs sinirlenmiş ve müvekkile whatsapp üzerinden &#;hele bir o borcu 3 gün içinde ödeme, bir gece gelip dükkanını ateşe vermeyen şerefsizdir.&#; şeklinde mesajlar atmıştır. Fakat müvekkil maddi durumu sıkıntılı olduğundan dolayı ödemeyi gerçekleştirememiştir. Şüpheli şahıs 3 gün sonra müvekkilin dükkanına gelmiştir. Ardından belindeki silahı göstererek &#;borcunu bugün ödemezsen görüşeceğiz&#; diyerek müvekkili tehdit etmiş ve dükkandan ayrılmıştır.

Şüpheli şahsın tehdit suçunu işlediği sabittir. Bununla beraber, şikayet dilekçemizde whatsapp görüntüleri ve dükkanda bulunan kamera kayıtlarını dosyaya sunmuştuk. Ancak sunmuş olduğumuz delillere rağmen Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma neticesinde, şüphelinin isnad edilen suçu işlediğine dair somut deliller bulunamadığı gerekçe gösterilmiş ve şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. İş bu karar usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın kaldırılarak şüpheli şahıs hakkında iddianame düzenlenmesi ve kamu davası açılması gerekmektedir.

Sonuç ve İstem : Yukarıda açıkladığımız sebeplerle;

  • Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı&#;nın Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının İTİRAZEN KALDIRILMASINA,
  • Şüphelinin cezalandırılması için KAMU DAVASI AÇILMASINA karar verilmesini müşteki vekili olarak saygılarımla vekaleten talep ederim. ./../

İtiraz EdenMüşteki Vekili
Av. Feyza Hazar

Diğer dilekçe örneklerimizi incelemek için Dilekçe Örnekleri sayfamıza göz atabilirsiniz. Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı itiraz konusunda detaylı bilgi almak için Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (kyok-takipsizlik kararı) yazımızı okuyabilirsiniz.

bursaavukat

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar , takipsizlik kararına itiraz , kyok kararı gibi yapılan araştırmalarınız için hazırladığımız içeriğimizdesiniz.

KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞI KARARI VERİLECEK HALLER

Cumhuriyet savcısı, herhangi bir şekilde suç haberini alır almaz kamu davasını açmaya yeterli sebeplerin varlığını ve işin gerçeğini araştırmak için doğrudan veya emrindeki kolluk kuvvetleri aracılığı ile işe koyulur. Bu araştırmanın sonucu olarak isnat edilen suç bakımından yeterli şüphenin bulunmaması halinde, cumhuriyet savcısı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmek suretiyle yargı yolu en başından kesilir.

Benzer Yazılar:

Yeterli Şüphe Elde Edilememesi Nedeniyle KYOK Kararı Verilmesi

CMK maddesine göre,

Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.

Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.

Anılan kanun hükmüne göre Savcı, bir suçun işlendiği izlenimini veren bir eylemin haberini alması ile somut olayın gerçeğini araştırmaya başlamaktadır. Burada bahsedilen “bir suçun işlendiği izlenimi veren bir hal” kavramı şüpheyi temsil etmektedir. Bu nedenle somut olaya özgü basit bir şüphenin olması ile soruşturma evresi başlamakta, soruşturmanın başlaması noktasında şart olarak kabul edilmektedir.

CMK maddesine göre;

“Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” İbaresi yer almaktadır.

Bu hüküm uyarınca dikkat edilmesi gereken husus cumhuriyet savcısının soruşturma neticesinde isnat edilen suç noktasında yeterli şüpheye ulaşıp ulaşamadığıdır. Yeterli şüphe kavramı Ceza Muhakemesi Hukuku’na göre elde edilen deliller ile şüphelinin mahkum olma ihtimalinin beraat etme ihtimalinden daha fazla olması halleridir. Şu halde Cumhuriyet savcısı ve emrindeki kolluklar tarafından yapılan araştırmalar sonucunda, şüphelinin kendisine isnat edilen suç bakımından mahkum olma ihtimali beraat etme ihtimaline oranla daha fazla ise, Cumhuriyet Savcısı tarafından iddianame düzenlenecektir.

Kovuşturma Olanağının Bulunmaması Nedeniyle KYOK Kararı Verilmesi

CMK maddesine göre;

“ Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.”

Bahsi geçen kanun hükmünde yer alan “ kovuşturma olanağının bulunmaması halleri” kavramı, dava şartlarının bulunmamasını da ifade etmektedir. Dava şartlarının bulunmaması, kovuşturma aşamasına geçilmesine engel oluşturup bu şartlar; şikayet, izin, dava süresi, yeni delil bulunmaması, derdestlik, ön ödeme ve uzlaşmadır.

Şikayet : Her ne kadar CMK madde hükmüne göre suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet Savcısı re’sen soruşturmaya başlar denilmişse de, belirli suçların soruşturma yapılabilmesi şikayete bağlıdır. Bu türdeki suçlar bakımından şikayet şartının yerine getirilmemesi halinde muhakeme süreci başlamamaktadır. Şikayet ile ilgili olarak Türk Ceza Kanunu Maddesine göre,

Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.” Hükmü yer almaktadır.

Bundan bahisle şikayet hakkına sahip kişi kanuni süreler içinde şikayet hakkını yerine getirmezse, Cumhuriyet savcısı tarafından dava şartının bulunmaması nedeniyle kovuşturulmaya yer olmadığına dair karar verilecektir.

İzin : Kamu görevlilerinin işlemiş oldukları suçlar bakımından , şüphelilerin soruşturulabilmesi için kamu kurumu, soruşturma yapılmasında hukuki bir yararın bulunup bulunmamasına göre soruşturma yapılmasına izin vermekte ya da vermemektedir. Bahse konu izin nitelik itibariyle soruşturma şartı olarak kabul edilmekte olup, kurum tarafından izin verilmemesi halinde savcılık kurumu tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilecektir.

Derdestlik ve Kesin Hüküm:

CMK maddesine göre;

Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir.” hükmü yer almaktadır.

Buna göre şüpheli hakkında aynı suç dolayısıyla bir dava açılmış ya da derdest olan bir davanın bulunması halinde, dava şartı yokluğu sebebiyle savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilecektir.

Uzlaşma: “Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği” 4. Maddesine göre uzlaştırma kurumu “Uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle şüpheli veya sanık ile mağdur, suçtan zarar gören veya kanuni temsilcisinin, Kanun ve bu Yönetmelikteki usul ve esaslara uygun olarak uzlaştırmacı tarafından anlaştırılmaları suretiyle uyuşmazlığın giderilmesi süreci” şeklinde tanımlanmıştır. CMK m. /1’de ise uzlaştırma kapsamında bulunan suçlar belirtilmiştir.

Bu suçlar bakımında uzlaştırma şartının yerine getirilmesi dava şartı niteliğinde olup, ancak tarafların uzlaşma şartını yerine getirip bu sürecin uzlaşamama ile bitmesi neticesinde savcılık kurumu iddianame düzenleyebilecektir. Uzlaşmanın sağlanması haline ise kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi gerekmektedir.

Önödeme: TCK 75 maddesine göre;

“Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı üç ayı aşmayan suçların faili;

a) Adlî para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını,

b) Hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için yirmi Türk Lirası üzerinden bulunacak miktarı,

c) Hapis cezası ile birlikte adlî para cezası da öngörülmüş ise, hapis cezası için bu fıkranın (b) bendine göre belirlenecek miktar ile adlî para cezasının aşağı sınırını,

Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz.” Hükmü yer almaktadır.

Buna göre şüpheli hakkında ön ödeme kapsamında bulunan suç nedeniyle yeterli şüphenin bulunması halinde, usulüne uygun önödeme önerisinin ardından gerçekleştirilen ön ödeme ile savcılık kurumu tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilecektir.

DAVAYI VE CEZAYI DÜŞÜREN NEDENLER

Bir suçun işlenmesi ile Devlet ve suçun faili arasında cezai mahiyette hukuki bir ilişki doğar. Suçun işlenmesi ile başlayan bu hukuki ilişki bazen infazla sonuçlanırken bazen ise suç teşkil eden fiilin dışında kalan nedenlerden dolayı kesilir. Bu durumda, usul ilişkisi başlamış olsa dahi hukuki ilişki kesilir ve kamu davası düşer.( Sulhi DÖNMEZER/Sahir ERMAN, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, Genel Kısım, C. III, Baskı, İstanbul , s. )

Bu şekilde hukuki ilişkiyi kesen suç teşkil eden fiilin dışında kalan nedenlere örnek verecek olursak; şüphelinin ölümü, af,zamanaşımı ve şikayetten vazgeçme örnek seafoodplus.info gibi durumlarda hukuki ilişkinin kesilmesi nedeniyle savcılık kurumu tarafından soruşturmaya yer olmadığına dair karar verilecektir.

CUMHURİYET SAVCISININ TAKDİR YETKİSİNİ KULLANMASI

Cumhuriyet savcısına tanınmış olan takdir yetkisi, kanunda sınırları belirlenmiş hallerde kamu davasının açılması için koşullar sağlansa yani yeterli şüphe doğuracak delile ulaşılsa dahi Cumhuriyet savcısının dava açıp açmama konusunda takdir yetkisine sahip kılınmasıdır.( ÖZEN, “Kamu Davası Açma Konusunda Benimsenen İlkeler, Cumhuriyet Savcısının Takdir Yetkisi ve İddianamenin İadesi”, s. 20)

CMK maddesine göre,

“Cezayı kaldıran şahsî sebep olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiren koşulların ya da şahsî cezasızlık sebebinin varlığı halinde, Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir.” Hükmü yer almaktadır.

Bahse konu kanun hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısnın etkin pişmanlık ve şahsi cezasızlık sebeplerinin varlığı hallerinde kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verilmesi üzerine bu hakkın kanundan doğan bir hak olması nedenyle, verilen karara karşı itiraz edilememektedir.

Ancak aynı maddenin 6. fıkrası nedeniyle,

a) Suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar,

b) Kamu görevlisi tarafından görevi sebebiyle veya kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen suçlar ile asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar,

c) Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar,

hakkında uygulanmaz.”

KAMU DAVASININ AÇILMASININ ERTELENMESİ

Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi neticesinde her ne kadar iddianame düzenlemek için yeterli şüpheye ulaşmışsada kovuşturmanın başlamasında herhangi bir hukuki yarar görmeyerek iddianame düzenlemekten vazgeçebilmektedir. Savcılık kurumunun takdirine bırakılan bu durum CMK madde /’de görülen tüm koşulların birlikt egerçekleşmesine bağlıdır.

CMK madde / hükmüne göre;

“ (2)Uzlaştırma ve önödeme kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, Cumhuriyet savcısı, üst sınırı üç yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine karar seafoodplus.infoçtan zarar gören veya şüpheli, bu karara üncü madde hükümlerine göre itiraz edebilir.

(3) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilebilmesi için;

a) Şüphelinin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezası ile mahkûm olmamış bulunması,

b) Yapılan soruşturmanın, kamu davası açılmasının ertelenmesi halinde şüphelinin suç işlemekten çekineceği kanaatini vermesi,

c) Kamu davası açılmasının ertelenmesinin, şüpheli ve toplum açısından kamu davası açılmasından daha yararlı olması,

d) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı ve Cumhuriyet savcısı tarafından tespit edilen zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,

koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.

KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞI KARARININ BİLDİRİLMESİ

CMK Maddesine göre;

Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.” hükmü yer almaktadır.

Buna göre soruşturma evresi sonunda savcılık kurumu tarafından verilen kovuşturmaya dair yer olmadığı kararı şüpheliye bildirildiği gibi katılan suçtan zarar görene de bildirilmektedir. Bu bildirimin yapılabilmesi için suçtan zarar gören kişinin ihbar ve şikayette bulunması gerekmemektedir.

EK KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR

Savcılık kurumu tarafından birden fazla suçun öğrenilmesi üzerine başlatılan soruşturma kapsamında belirli suçlar bakımından yeterli şuç şühesine ulaşılmayıp belirli suçlar bakımından yeterli suç şüphesine ulaşılabilmektedir. Bu noktada yeterli suç şüphesine ulaşılmayan suçlar bakımında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilirken diğer suçlar bakımından iddianame düzenlenerek yargısal süreçler başlatılmaktadır.

KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞI KARARININA İTİRAZ (KOVUŞTURMA DAVASI)

CMK madde hükmüne göre savcılık kurumu tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edilebilmektedir.

Cumhuriyet savcısının kararına itiraz başlıklı CMK madde ;

“1-Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.

2-İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.

3-Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.

4-Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.

5-Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz.

6-İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır.” Şeklinde düzenlenmiştir.

Anılan kanun hükmüne göre savcılık kurumu tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın suçtan zarar görene tebliğinden itibararen, suçtan zarar gören 15 gün içinde bu karara karşı itiraz edebilecektir. Ancak verilen karar Cumhuriyer Savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullanarak vermiş olduğu bir karar niteliğinde ise bu karara karşı itiraz yolu açık değildir.

Suçtan zarar gören itirazını, bahse konu kararı veren Cumhuriyet Savcısının yargı görevi çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hakimliğine yapması gerekmektedir.

Sulh Ceza Hakimliğine verilecek olan dilekçede kamu davasının hangi nedenlerle açılması gerektiğine değinilmesi gerektiği gibi bu nedenler olaylar ile somutlaştırılmalı ve ardından imzalanmalıdır.

İTİRAZIN GÖRÜLMESİ

Kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı yapılan itiraz ile Sulh Ceza Hakimi usuli incelemenin ardından esasına geçerek bir karar vermektedir. Yapılan incelemeler dosya üzerinden yapılmakta, bu aşamada duruşma yapılmamatadır. Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir (CMK /3)

Sulh Ceza Hakimi itirazın esasına sair incelemesinin ardından,

  • Kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
  • İstemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.

Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen bu kararlara karşı herhangi bir kanun yolu bulunmamaktadır. Bununla beraber CMK madde /2 ;

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.” Şeklindedir. Bu nedenle kavuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı itiraz yoluna gidilmesinin ardından Sulh Ceza Hakimi tarafından istemin reddedilmesi halinde aynı konu için yeniden kamu davası açılma olasılığı kalmamaktadır.

KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR SONRASI MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI

CMK madde /1-e hükmüne göre;

Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen, kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını devletten isteyebilirler.”

Her ne kadar yakalanma ve tutuklanma kararı hukuka uygun olsa dahi, kişiler soruşturma sürecinin sonunda haklarında kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verilmesi ile tazminat davası açma hakkı elde etmektedirler. Ancak CMK madde /2 hükmüne göre kovuşturmaya yer olmadığına dair karar kişiye tebliğ edilirken bu tazminat hakkınında kendisine bildirilmesi gerekmektedir.

KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR ANAYASA MAHKEMESİNE VE AİHM’E BİREYSEL BAŞVURU

Anayasa’nın Maddesi;

Herkes anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.” Hükmü yer almaktadır.

Bahse konu kanun hükmü uyarınca savcılık kurumu tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın ardından olapan kanun yollarından olan itiraz yolu ile sulh ceza hakimliğine itiraz etmiş olan suçtan zarar gören, sulh ceza hakimliğinin red kararı sonrasında haklarının ihlal edildiği iddiası ile bu red kararını öğrendiği tarihten itibare 15 gün içinde anayasa mahkemesine başvurabilecektir.

Anayasa Mahkemesine yapılan başvurunun reddedilmesi halinde ise, haklarının halen ihlal edildiğini düşünen kişi kararı öğrendiği tarihten itibaren 4 ay içerisinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruda bulunabilecektir.

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ne demek ?

Soruşturma evresi sonucunda savcının yeterli delil bulamaması veya kovuşturma imkanının olmaması hallerinde verilen karardır.

Takipsizlik kararı ne kadar sürer

Soruşturma evresinin sonucunda verilen bir karar olduğundan süre verilemez.

NÖBETÇİ SULH CEZA HÂKİMLİĞİNE

(İletilmek Üzere)

……….. CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

 

Dosya No   : /…….. Sor. & /…… K.

 

İtiraz Eden

Müşteki              : ……….. (T.C. Kimlik No:…….

 

Vekilleri             : Av. …………

 

Şüpheli              : ……. (T.C. Kimlik No:………….

 

Suç                    : Taksirle bir kişinin ölümüne neden olmaüne

 

Suç Tarihi          :

 

Konu                 : ………. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın /&#;&#; Sor. /&#;&#;K. numaralı “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararına” karşı itirazlarımızın sunumudur.

 

Açıklamalar        :

 

         Yukarıda numarası yazılı dosyada şüpheli hakkında yapılan şikayet nedeniyle ………… Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma yürütülmüş; &#;&#;.. tarihinde /&#;&#; Sor. /&#;&#;&#; K. sayılı karar ile “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar” verilmiştir. Savcılık tarafından verilen bu karara hukuka ve hakkaniyet ilkesine aykırı olması nedeniyle itiraz ediyoruz.

 

1-) …seafoodplus.infoiyet Başsavcılığı tarafından soruşturması yürütülen olay, müşteki müvekkilin doğumlu ölen oğlu …………., tarihinde sandalyeden sert zemine düşerek yaralanması neticesinde şüphelinin görev yaptığı hastaneye tedavi için götürülmesi, şüphelinin yapılması gereken tetkikleri yapmayarak ve  bir şeyi yok diyerek çocuğu eve göndermesi; ancak hiç bir şeyi olmadığı söylenen çocuğun saatler sonrası fenalaşarak tekrar aynı hastaneye ve aynı şüpheli doktora götürülmesi üzerine durumunun kötü olduğunun söylenmesi ve bunun üzerine de vefat etmesi şeklinde gerçekleşmiştir. Müteveffa sandalyeden düştükten sonra müvekkil tarafından saat sıralarında şüphelinin olay tarihinde görev yapmakta olduğu ………………&#;&#;&#;&#; Hastanesi’ne götürülmüştür. Burada şüpheli Uzm. Dr. ……….tarafından çocuğun ilk müdahaleleri yapılmış; baygın haldeki çocuğun tam anlamıyla muayenesi dahi yapılmadan ayakta röntgene alınmıştır. Şüpheli, röntgen çekildikten hemen sonra darbeye bağlı hiçbir tomografi çekmeden “çocuğun görünürde bir şeyi olmadığını, eve götürmelerini” söyleyerek müteveffa çocuğu hastaneden taburcu etmiştir. Bunun üzerine müvekkil, eşi ve çocuğu ile birlikte eve dönmüştür. Ancak birkaç saat sonra çocuk bir kez daha kusmuş; bunun üzerine müvekkil, çocuğu akşam saat sıralarında bir kez daha aynı hastaneye götürmüştür. Burada doktor olarak tekrar şüphelinin ilgilendiği çocuğa kusma şikâyeti nedeniyle serum takılmış ve çocuk uzun bir süre hiçbir şey yapılmadan gözlem odasında bekletilmiştir. Daha sonra çocuğun durumunun kötüye gitmesi üzerine en başta ilk hastaneye geldiği sırada yapılması gereken beyin tomografisi çekilmiş ve şüpheli çocuğun durumunun kötü olduğunu, ameliyata alınması gerektiğini müvekkile söylemiştir. Müteveffa çocuk hakkında saat sıralarında Genel Adli Muayene Raporu düzenlenmiş ve şüpheli bu rapor ile “çocuğun hayati tehlikesi olduğunu, basit tıbbi müdahale ile iyileşemeyeceğini” rapor etmiştir. Daha sonra müteveffa çocuk beyin cerrahi servisine sevk edilmiş, burada ameliyata alındıktan sonra uzun bir süre yoğun bakımda kalmıştır. Bu sırada çocuğun beyin ameliyatını yapan doktor ise “ÇOCUĞUN KENDİLERİNE GEÇ SEVK EDİLDİĞİNİ, BU SIRADA BEYNİN OKSİJENSİZ KALDIĞINI, BU NEDENLE AMELİYAT BAŞARILI GEÇMİŞ OLSA DA BEYİNDE HASAR KALMIŞ OLABİLECEĞİNİ” ifade etmiştir. Tüm bu aşamalar ve şüphelinin ihmali hareketleri neticesinde müvekkilin oğlu olan müteveffa hayatını kaybetmiş; şüpheli hakkında iş bu itiraza konu soruşturma dosyası açılmıştır.

 

2&#; Savcılık tarafından takipsizlik kararı verilirken, şüpheli lehine kanaat oluşmasını sağlayacak yeterli veri elde edilmemiş; eksik inceleme yapılmış ve mevcut veriler somut olayın tam anlamıyla aydınlanmasını sağlamamıştır. Ancak buna rağmen savcılık, mevcut verileri ve dosya kapsamında bulunan doktor raporlarını eksik olacak şekilde incelemiştir. Zira doktor raporlarının hiçbiri şüphelinin somut olayda sorumluluğu bulunmadığı yönünde yeterli delil niteliği arz etmemektedir. Bu raporlardan ………………Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen &#;&#;&#;. tarihli Adli Tıp Raporu’nda “.&#;&#;&#;&#;&#;kanaatibildirilmiştir. Bu tespit, müvekkil tarafından da inkâr edilmemekte; şüphelinin müteveffanın ölümünde sorumlu olup olmadığının tespit edilmesi açısından herhangi bir anlam ifade etmemektedir. ŞÜPHELİ DARBEYE BAĞLI KAFA TRAVMASI ŞİKAYETİYLE KENDİSİNE GELEN HASTAYA HİÇBİR TOMOGRAFİ VS. TETKİK UYGULAMADAN EKSİK İNCELEME YAPARAK SONRADAN AYNI NEDENE BAĞLI OLARAK ÖLEN HASTAYI TABURCU EDEREK GÖREVİNİ AÇIKÇA İHMAL ETMİŞTİR. Nitekim çocuğun kafa travmasına zamanında ve doğru şekilde müdahale edilip edilmemesi doktorun sorumluluğunun tespit edilmesi açısından önemli bir unsur niteliğindeyken bu konuda herhangi bir tespit olmaksızın yalnızca çocuğun hastaneye götürülme nedeninin açıklanmasının, şüpheli doktorun çocuğun ölümünde sorumlu olmadığı, herhangi bir kusur ve ihmali olmadığı şeklinde yorumlanması mümkün değildir. Ancak savcılık bu hususla ilgilenmemiş, yalnızca çocuğun ölüm nedeninin tıbbi açıklaması ile yetinmiştir.BU DOĞRULTUDA ADLİ TIP KURUMU RAPORUNUN ŞÜPHELİNİN KUSURUNA İLİŞKİN HERHANGİ BİR TESPİTE YER VERMEMİŞ OLMASINA RAĞMEN; TAKİPSİZLİK KARARI VERİLMESİNDE DAYANAK ALINMASI, AÇIKÇA HUKUKA VE CEZA YARGILAMASININ MADDİ GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKARMA İLKESİNE AYKIRI NİTELİKTEDİR. SAVCILIK TARAFINDAN SORUŞTURMA DOSYASININ ÜNİVERSİTELER BÜNYESİNDEKİ BİR SAĞLIK HUKUKU ANABİLİM DALI KAPSAMINDA OLUŞTURULACAK BİR KURULA TEVDİ EDİLEREK; ŞÜPHELİNİN TÜM İHMALLERİNİN SAĞLIK HUKUKU ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKMEKTEDİR. Aynı zamanda hiçbir veri niteliği bulunmayan rapora dayanarak şüpheli lehine takipsizlik kararı verilmesi hakkaniyet ilkesine aykırılık teşkil etmekte; ceza yargılamasının müştekilerin manevi zararının giderilmesi şeklinde ortaya çıkan manevi boyutunun yerine getirilmesine de engel olmaktadır.

 

         Açıklanan nedenlerle; soruşturma konusu olay hakkında olayın aydınlanmasını sağlayacak herhangi bir somut veri elde edilmeden şüpheli lehine verilen “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karara” itiraz edilerek; ceza yargılamasının hukuki ilkelerine uygun bir soruşturma yürütülmesini ve şüphelinin suç niteliğindeki eylemi nedeniyle yargılanmasını talep etme zorunluluğu doğmuştur.

 

Sonuç Ve İstem  : Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ve Sayın Hâkimliğiniz tarafından re’sen tespit edilecek hususlar doğrultusunda;

 

  • İtirazlarımızın kabulü ile
  • ………….. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen haksız ve hukuka aykırı /&#;&#;.. Sor. /…………. K. sayılı &#;&#;&#;. tarihli “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararının” kaldırılmasına karar verilmesini saygılarımızla vekâleten arz ve talep ederiz.

Müşteki Vekilleri

Av. ……..

İlgili

………. SULH CEZA MAHKEMESİNE 

Gönderilmek Üzere 

………. CUMHURİYET SAVCILIĞINA

SORUŞTURMA NO        ………./………. 

İTİRAZ EDEN MÜŞTEKİ ………. 

ŞÜPHELİ                        ………. 

KONU                            Savcılık tarafından …./…./…….. tarihinde verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara (KYOK) itiraz dilekçesinden ibarettir  

AÇIKLAMALARIM         

Şüpheli ………. isimli şahıs .…/…./ tarihinde evimin önünde beni darp etmiş olup; bu suç eylemi neticesinde vücudumda kemik kırığı meydana gelmiştir ve kolumda çeşitli yerlere dikiş atılmıştır. Olaydan hemen sonrası tarafımca hastaneden darp raporu alınmış ve savcılığa şüphelinin cezalandırılması için suç duyurusunda bulunulmuştur. Ancak şüpheli soruşturma aşamasında yapmış olduğu suç eylemini inkâr etmiş ve yalancı tanıklar dinletmiştir. Olaya ilişkin olarak sunmuş olduğum kamera görüntüsü de savcılık tarafından hiç izlenmemiş ve hukuka aykırı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Kamera görüntülerinde her şey açık olup; izlendiği takdirde şüphelinin suçlu olduğu açıkça görülecektir. Açıklanan tüm bu sebeplerle Cumhuriyet Savcılığı tarafından verilen KYOK kararına itiraz etme zarureti hâsıl olmuştur.  

SONUÇ VE İSTEM       Yukarıda açıklamış olduğum nedenlerle kamera görüntüsü izlenmeden eksik inceleme sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz ediyoruz ve bu kararın kaldırılmasını talep ediyoruz. (Tarih: …./…./……..)

MÜŞTEKİ 

……….

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir