ferhat göçer yastayım müzik kime ait / Özsel Tortop: Röportaj: ERCAN SAATÇİ / Eşim başkasına aşık olduğumu sanıyor

Ferhat Göçer Yastayım Müzik Kime Ait

ferhat göçer yastayım müzik kime ait

Kullanıcı Yorumları (Ferhat Göçer - Yastayım )

Yastayım Şarkı Sözü

Ferhat Göçer Yastayım Şarkı Sözleri

yoksun,yine varligim surunuyor
sensizligim bilinmiyor
sen gittin gideli ellerim hep titriyor
kalbim bu acıyı saklıyor
yillar sonra bile hic kimseye soyleyemedim
bu sevdayi kalbime gömdum ve sen öldün
simdi eşim dostum beni hastayim saniyor
yastayim hiç kimse bilmiyor
seni son gordugum yerde yillar sonra
o gun geldi yine aklima
bu kez bir elimde kizim icimde firtina
göçüp gittigin o yol da
sen varmissin gibi her gece isigi kapatmadim
gel görki ben hala yokluguna alisamadim
simdi eşim dostum beni hastayim saniyor
yastayim hiç kimse bilmiyor
çok zor o kadar yıl sonra itiraf etmek
bu aşkı bertaraf etmek
bu kez sana söyleyecek ne cok sey vardı
isterdim bak unutmadım demek
yıllar sonra bile hiç kimseye söyleyemedim
sen öldün ben bu sevdayı kalbime gömdüm
şimdi eşim dostum beni hastayım sanıyor
yastayım hiç kimse bilmiyor
bugun doğum günün yanında değilim
bu yüzden hiç iyi değilim
yaşlandım artık bıraktığın gibi değilim
üstelik bir kizim var evliyim
yıllar sonra bile hiç kimseye söyleyemedim
bu sevdayı kalbime gömdüm ve sen öldün
şimdi eşim dostum beni hastayım sanıyor
yastayım hiç kimse bilmiyor
sen varmışsın gibi hergece ışığı kapatmadım
hastayım hiç kimse bilmiyor…





Bizimle iletişime geçmek, telif hakları, şikayet bildirimi, kaldırma isteği. Mp3 Eklemek, şarkı göndermek ve diğer tüm konularda iletişime geçmek için mp3kulisi @ funduszeue.info maili üzerinden iletişime geçebilirsiniz.
Sitemap

'Yastayım'

Çok tuhaftır.

Gece ve gündüz ya da yarım ay ve dolunay. Aydınlık ve karanlık nasılda etkiler bizi ve biçare soluğumuzu.

Kalabalıklar içerisinde sisteme soktuğumuz, diğer canlılara göre teknolojik üstünlüğümüzü kullanarak yokuş aşağıya sandığımız yaşamımızın kimi gecelerinin, nasılda yokuş yukarı geçtiğini anlayamayız bir türlü.

Ta ki, "karabasanlarımız" üzerine, güneş doğuncaya kadar karamsarlığımız nedenini çözemeyiz bir türlü.

Çözemeyiz asla çoğu bilinmezi, genetikten savunmasız kaldığımızdan açmazlarımızı.

Ne çekirge gibi boyumuzdan 20 kat fazla sıçrayabiliriz, ne fareler gibi kendi yarattığımız pisliğin içerisinde yaşayabiliriz, ne de kaplumbağa gibi yavaş ve sakin bir hayatın soluğumuza soluk katacağını bilebiliriz.

Biz insanlar sistem ve düzen sandığımız, akıl almaz saçmalıklarla donattığımız, kötü yanlarına çabucak alıştığımız, iyi yanlarını şans sayıp "ne çabuk geçti güzel günler" dediğimiz bir ezberlenmişliği tüketir dururuz.

Sürekli şikâyet edip her gün geyiğini yaptığımız olumsuzlukları da, çocuklarımıza gelecek olarak ezberletiriz. Neden? Mutsuzuz çünkü.

Biz mutsuzuz, çünkü başaramayanlardanız atalarımız gibi.

Onların başarması içinde kolejlere, kurslara en bir başarılı eğitmenlere gitmeleri gerekir diye düşünürüz sürekli. Ve tıpkı "sayısal loto rakamları" gibi yetiştirdiğimiz yeni neslimiz de, bizim tarifimizi, kendimizin mutsuz olup kurtulmak istediği bir geleceğin temiz giyimli, tırnakları düzenli kesilen, moda traşlı adayları olarak hazırlanırlar yarınlarına.

Ve hiçbir şeyden bir haber olarak bizim tükettiğimiz ama memnun olmadığımız geleceklerine hazırmış gibi yaparlar. (tiyatrocu bu yeni yetmeler paso)

Kendilerinden menkul nedenlerle ısrarlı olan okuyucularımın, "Cuma'nın morali bozuk gene" dediklerini duyar gibiyim, Torosların öte tarafından.

Değil aslında.

Moral bozukluğu değil, MSN çetemin yolladığı müzikler karamsar gibi görünmemin nedeni.

Tamam, ağustosun en sıcağında kesilmiş ve 14 gündür yok olan sular, günde birkaç kez bozulup düzelen ama düzenli faturasını tahsil eden ADSL, her birini kendim diktiğim çiçeklerimin susuzluktan yok olması moral bozucu, aşındırıcı, zımparalamacı soluğumu ama moralim bozuk değil.

Hala ne demeyeyse hayat doluyum. Mümkünse ölmemek kararındayım hatta.

Bir yerli motor alıp, saçlarımı açıp, yollara vurma hevesindeyim kendimi bedelini ödeyebilirsem.

Umudum bile var gerçekten, piyangodan karşılığı çıkarsa, bir yelkenli edinip ve güneşin kızılını alıp yanıma, gittiği yere yola çıkmayı istiyorum kıyıdan, kıyıdan.

Hayat doluyum özetle.

Ama bu MSN çetemin yolladığı şarkılar bitiriyor, kahrediyor beni.

Gecelerimi uykusuz, sabahlarımı sıcak ve rahatsız, bir türlü patlamak bilmeyen afyonumu tahrik eder çeşitlilikte yollananlar.

Teknoloji işte, tek geç kalıp "ana ne bu" demediğim birçok enfekte pişmanlık nedenlerimin en başta geleni.

MSN deki vefakâr çeteme tam adını bilmesem de özetini tarif etmem yetiyor, içimi buran notaların bana gelmesine. Ve günün gecesine göre, yakama taktığım ruh haline göre, gelenleri dizip playerimde adlar veriyorum kendi kendime. "En sevdiklerim, bıkmadıklarım, ondan gelenler, vazgeçmeyi göze alamadıklarım", şeklinde. En azından böyle bir sınıflamayı yapabilecek kadar ustalaştım "bilgi sarayda".

Sorunsa dinlerken çıkıyor.

Yazı yazarken, mail atarken ya da her ne halt ediyorsanız akıl makinesinde, bir sorun yaratıyor bünyenizde notalardan kurulu cümleler, yüklentisi sözlerle.

Ya eski sevdanızı, ya gençlik hatanızı, ya da geçmişte kalmış ihmallerinizin sırtınızda ki eşek semeri yükünün filmini seyrettirir oluyor parçalar acımadan size.

Ve ister istemez melankoliye kaptırıp sizi, kırk yılın başı bir nasip olabilecek rüya senaryolarınızın, trajik değişikliklere uğramasına da neden oluyor, tarifi mümkünsüz bu müziksel uyuşturucular.

E sevgili okur, nasıl yazsın Cuma yazılarını böyle müzikler listelemişken "bilgi sarayına". Melankoli ve karamsarlık devlet mührü gibi yapışıyor akıl kapınıza.

İşte böyle çıkıyor benden böyle teraziye konmaz, akıl almaz hafsala tutmaz, "kızılderili cümlesi" yazılar. (Siz kalem ustalığı sanıyorsunuz ama)

Neyse üst kata baktım da cümlelere kanat taktırmışım boş kelimeler ile yine.

Ben günün saçması bestem konusuna gelmeliyim hızlıca, on milyon yüz kb lik olmadan yazıtım.

Bilirim zaman yoksunu olduğu kadar, sabır yoksulu siz 4 göz okurlarımı.

Kısa keseyim de hiç değilse bu sefer, sonuna kadar okuduğunuz bir yazıtım kalsın geleceğe.

Öz cümle şu ki bir müzik parçası var listelerime sızan, hem de Türkçe ve dahi halk müziği de değil tutuklusu olduğum cinsten.

Öyle bir beste işte, uzmanı olmadığım tek konuda.

Bana bu illeti gönderen zekâ küpü Pervin den ulaşan bilgilere göre, Ozan doğulu bestesi, Ladino tarzı, iç paralayıcı bir müzik treni. Adı "Yastayım".

Ooo, hadi ya çok eski o diyenleriniz olabilir, çekin içinizden istediğiniz çekintiyi.

Beni bağlamaz. Ben daha yeni duydum. Ve çok sevdim.

İçerisine attığım listenin adı "bıkmayacaklarım" ( verdiğim adın iddiasına bakar mısınız?)

Gerek sözleri, (Ercan Saatçi yazmış sözlerini) gerek bestesi ki, Ozan Doğulu yazıyor jeneriğinde ve gerekse Ferhat Göçer diye, duygulu ses tellerine sahip olduğu ilk yekinişinde belli olan bir kardeşimiz.

Gerçektende dağılıyorum her dinlediğimde.

Aslında vardır ya medyamızda danışıklı, döğüşçü gazetecilik, falanı dinledim çok güzeldi, felan tiyatroya gittim harikaydı, şu film var ya acayip ağladım şeklinde reklâmsı edebi çalışmalar, Zinhar bu onlardan biri değil. Ne Ferhat'tan haberim var, ne benim hocamın damadı Ercan Saatçi'yi tanırım, ne de Ozan kardeşimin başka bir parçasını dinlemişliğim vardır.

Ben Neşet Ertaş, Ali Ekber Çiçek, Ahmet Gazi Ayhan dinleyip, o şartların yarattığı gecelerde alkole dalan, halk müzik dinleyicilerindenimdir.

Saz çalarım, piyanoda ege türküleri eşliğinde söylerim, (piyano eski karımda kaldı, unutmuş olabilirim o yeteneğimi) öyle biriyimdir yanlış anlaşılmasın.

Ama bu "Yastayım" gerçekten çok aşındırdı ruhumu.

Gerçi şarkıya konu sevgili gibi, benden önce ölmüş bir eski sevgilim yok ama sanki varmış gibi hicran yapıyor nazik bünyemde.

Listeye aldığımdan beri, paso alkol geceleri yapıyoruz ikimiz.

Sular kesik, otele müşteri almıyoruz, onların stokunu tüketiyorum, "Yastayım" ve ben.

Dinlemeyenler dinlesin, dinleyenler bir daha dikkatle dinlesin, para verip almak istemeyenler, hatta daha tembel olanlar benden istesin de, melankolik yalnızlıklarda peri perişan olmayım. Hiç değilse bu konuda bir örgütümüz olsun.

Yaşasın "Yastayım" dinleyicilerinin örgütlü ve alkol desteğinde ki birliği.

Eh sevgi ve kolaylıklarla artık.

 

İşte o şarkı

Haberin Devamı

Genç şarkıcı Ali Güven'in son albümü "Yanımda Ol"daki "Gözyaşım ya da Sen" şarkısı, son günlerde radyolarda en çok istek alan şarkıların başında geliyor.
Ferhat Göçer'in sesiyle meşhur olan daha sonra Kibariye'nin arabesk yorumuyla geniş kitlelere yayılan "Yastayım" şarkısının söz yazarı Ercan Saatçi imzasını taşıyan "Gözyaşım ya da Sen", sözleriyle de dikkat çekiyor. "Bu şarkı son aylarda yaptığım en duygusl şarkılardan biri" diyen Saatçi, Ali Güven'in yorumunu da çok değişik ve duygulu bulduğunu dile getirdi. "Bu şarkı en az 'Yastayım' kadar ilgi çekecektir. Bu tür şarkılar bir anda liste başı olamaz, zamanla değeri anlaşılır. Şu anda piyasada bu kadar samimi bir aşk şarkısı da yok. Bu şarkı eskimeyecek, gerçek bir aşk şarkısıdır" diyor.
Şarkıyı seslendiren Ali Güven de, "İlk kez böylesine duygusal bir şarkı seslendiriyorum. Şimdiye kadar seslendirdiğim şarkılardaki yorumdan çok farklı bir yorumla seslendirmeye çalıştım. Bu şarkı aynı zamanda bundan sonraki müzik yolculuğumun da yol haritası olacaktır" dedi.
Rec by Saatchi etiketiyle çıkan albümde 13 yeni şarkı var. Ali Güven imzası taşıyan "Yanımda Ol" şarkısının iki farklı versiyonuna albümde yer verildi. Çalışmasında Volga Tamöz, Onur Betin, Erdem Sökmen ve Metehan Köseoğlu gibi birçok değerli müzisyenle çalışıldı. Mix & editing Reha Falay, mastering ise Serdar Ağırlı tarafından yapıldı. Albümün sürprizi ise dinleyenlerin şu an bile ezbere bildiği, sözü Zeynep Talu'ya müziği Ali Güven'e ait "Yolcu" şarkısının yeni düzenlemesi.
Şarkının sözleri
Denedim çok zorladım yine de geçmiyor

Haberin Devamı

Bu nöbetler çok zamansız, hiç bitmiyor

Bahar gelince kalp ağrılarım hep artıyor

Ya da bu hasta yürek bunları abartıyor

Hiç üzülme bu olanlar insanı tetikliyor

Önce yeniden umut verip sonra yine başlıyor

Bir daha asla diyen herkes de biliyor

Böyle kalp yarası sevda asla bitmiyor

Bu gece de ağlıyorum

Hem de hiç istemeden

Tutamıyor engel olamıyor artık

Gözyaşıma bu beden.

Uyuyamıyorum artık

Sabahları görmeden

Akıyor gidiyor içimden

Ya gözyaşım ya da sen

Söz-müzik: Ercan Saatçi

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası