medicana bursa hematoloji / Medıcana Bursa Hastanesi ve LÖDER El Ele - YERELİN SESİ GENELİN YANSIMASI

Medicana Bursa Hematoloji

medicana bursa hematoloji

Prof. Dr. Metin Demirkaya

Doktor Hakkında

Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanında Prof. Dr. olan Metin Demirkaya 1999 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden mezun olmuştur. 1999-2004 yılları arasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi çocuk sağlığı ve hastalıkları anabilim dalında uzmanlık eğitimini tamamlamıştır. 1994 2004 yıllarında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi çocuk sağlığı ve hastalıkları anabilim dalında asistan doktor olarak çalışmaya da başlamıştır. 2004-2005 yılları arasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi çocuk sağlığı ve hastalıkları anabilim dalında Baş asistan olmuş ve Uzman Doktor olarak görev yapmıştır. 2005-2010 yılları arasında ise Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi çocuk onkolojisi BD- yan dal uzmanlık eğitimi almıştır. 2010/2011 yılları arasında ise askerlik görevi nedeniyle ratta çocuk hematoloji onkoloji kliniği kemik iliği transplantasyon merkezinde çalışmıştır. Devlet hizmet yükümlülüğü sebebiyle 2011-2013 yılları arasında ise Sağlık Bakanlığı İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi çocuk hematoloji onkoloji Kliniğinde görev yapmıştır.

2013 yılında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi çocuk onkolojisi bölümünde Yardımcı Doçent Doktor olarak Görevine devam etmiştir. 2013-2017 yılları arasında ise Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi çocuk onkolojisi bölümünde Doçent Doktor olarak Görevine devam etmiştir. Prof. Doktor Metin Demirkaya çocukluk çağı hastalıkları, sağlam çocuk izlemi, çocukluk çağı aşılamaları, damar anomalileri ve hemojinomlar, lenf bezi büyümeleri, annemi ve tedavisi, vitamin eksiklikleri, iyi huylu tümörler ve kitleler, tümör riski yüksek durumlar ve takibi, tüm çocukluk çağı kanserleri alanlarına ilgi duymuş ve bu alanda çalışmalar yürütmüştür. Aynı zamanda Prof. Dr. Metin Demir Kaya'nın çok fazla bilimsel yayını bulunmaktadır.

Eğitim

M

Mezun Olduğu Okul

İstanbul Üniversitesi

U

Uzmanlık Aldığı Okul

Uludağ Üniversitesi

Doktor'a Ait Videolar

Sıkça Sorulan Sorular

Gastroenteroloji , Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları , Hematoloji , Psikiyatri , Kardiyoloji , Dermatoloji , Nefroloji , Üroloji , Ortopedi ve Travmatoloji , Göz Hastalıkları , Radyasyon Onkolojisi , Dahiliye , Genel Cerrahi , Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları , Kulak Burun Boğaz , Enfeksiyon Hastalıkları , Kadın Hastalıkları ve Doğum , Beyin ve Sinir Cerrahisi , Kalp ve Damar Cerrahisi , Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon , Girişimsel Radyoloji , Göğüs Hastalıkları , Göğüs Cerrahisi , Çocuk Cerrahisi , Tıbbi Onkoloji , Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi , Çocuk Kardiyolojisi ...Daha fazla göster

Medicana Bursa Hastanesi Hakkında

Adres:

Odunluk Mah. İzmir Yolu Cad. No:41 / Bursa

Yol tarifi, adresi nerede?

Medicana Hastanelerinin zinciri olan Medicana Bursa Hastanesi, 2017 yılında hastalara sağlık hizmeti vermeye başlamıştır. Medicana Hastanelerinin 13’üncü hastanesi olan Medicana Bursa Hastanesi 40.000 m2 kapalı alandan oluşmaktadır. Geniş açık ve kapalı otoparka sahip olan hastane hastalarına büyük kolaylık sağlamaktadır. 223 aktif yatak ve 58 yoğun bakım yatağı kapasitesine sahip Medicana Bursa Hastanesi, kaliteli hizmet anlayışını konforlu ve modern binasında sunmaktadır. Cerrahi işlemlerin gerçekleştirildiği 8 ameliyathane ve doğumların gerçekleştirildiği 2 doğumhane bulunmaktadır. Ameliyathane ve doğumhaneler, üst düzey hijyen kuralları ve son teknoloji ürünü ameliyathane cihazlarından oluşmaktadır.

Hastane odaları tek ve çift olmak üzere standart oda, suit oda ve king suit odalardan oluşmaktadır. Hastaya refakatçilik eden hasta yakını içinde özel odalar yer almaktadır. Medicana Bursa Hastanesi’nde 58 yoğun bakım ünitesi bulunurken bunların 12’si yenidoğan, 8’i koroner, 7’si KVC ve 31’i genel yoğun bakım yatağıdır. Medicana Bursa Hastanesi, merkezi konumu neticesinde Bursa halkının kolaylıkla ulaşabilmesine olanak sağlamaktadır. Acil Bölümü, hayati risk taşıyan ve acil müdahale gerektiren hastalara hızlı müdahale edilmesi amacıyla özel olarak hazırlanmıştır.

Ergo Sigorta, Eureko Sigorta, Generali Sigorta, Groupama Sigorta, Güneş Sigorta, Halk Sigorta, Acıbadem Sağlık Ve Hayat Sigorta, Zurich Sigorta, Unico Sigorta, Ziraat Sigorta, Medilab Assist, Demir Hayat Sigorta, Axa Sigorta, Allianz Sigorta, İmece Destek Danışmanlık Hizmetleri, Dubai Star Sigorta, Mapfre Sigorta, Ray Sigorta, Sompo Sigorta, Türk Nippon Sigorta, Ace European Sigorta
Uzm. Dr. Ercan Bıçakcı
Op. Dr. Volkan Aksakallı
Kadın Hastalıkları ve Doğum,
Prof. Dr. Hilmi Selçuk Küçükoğlu
Prof. Dr. Hilmi Selçuk Küçükoğlu
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon,
Doç. Dr. Mehmet Muharrem Erol
Doç. Dr. Mehmet Muharrem Erol
Prof. Dr. İbrahim Baran
Doç. Dr. Aysel Aydın Kaderli
Doç. Dr. Aysel Aydın Kaderli
Prof. Dr. Kayıhan Engin
Uzm. Dr. İbrahim Yıldırım
Uzm. Dr. İbrahim Yıldırım
Uzm. Dr. Gülay Kaplan
Uzm. Dr. Oğuz Küçükçakır
Op. Dr. Fatma Sezgin
Kadın Hastalıkları ve Doğum,
Uzm. Dr. Buket Gökpınar
Uzm. Dr. Murat Keskin
Op. Dr. Ersoy Taşpınar
Op. Dr. Mesut Yeşil
Op. Dr. Mustafa Hasdemir
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi,

MEDICANA BURSA Hematoloji

YAŞLI HASTALARDA ANEMİ

Anemi kandaki hemoglobin konsantrasyonunun hastanın yaşı ve cinsiyetine göre normal sayılan değerlerin altında olmasıdır. Anemi , Dünya Sağlık Örgütü tarafından 65 yaş üstü olarak tanımlanan yaşlı populasyonda sık karşılaşılan bir sağlık sorunu olup yaşam kalitesinde azalmayı, morbidite ve mortalite artışını beraberinde getirmektedir. Medicana Bursa Hastanesi Hematoloji Uzmanı Dr. Ömer Önder savaş konu hakkında bilgi verdi.Dünya Sağlık Örgütü 65 yaş altı grupta anemiyi erkeklerde hemoglobin değerinin 13 g/dl, kadınlarda 12 gr/dl altında olması olarak tanımlanmakla beraber bu değer etnik kökenle ilişkili olarak değişir ve yaş ilerledikçe düşer. Yapılan farklı çalışmalarda bu değerlerin üstünde bir referans aralığının alınmasının daha uygun olacağı sonucu çıksa da yaşlı hasta grubunda da bu referans değerlerin kullanımı kabul görmüştür. Sağlık merkezlerine ulaşım kolaylığının artması, demografik nedenler, rutin tetkik ve tahlillerin daha fazla kişiden istenmesi gibi nedenlerin de etkisiyle ileri yaşta anemi sıklığı artmış olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşlı toplumda anemi yaygınlığı yaklaşık %20 civarında olmakla beraber bu rakam huzurevinde yaşayanlar ve hastanede yatan hastalarda daha yüksek olarak karşımıza çıkmaktadır. 80 yaş üstündeki erkeklerde bu oranın %50 lere kadar çıktığı saptanmıştır. 65 yaş ve üstü hastalarda yapılan bir değerlendirmede yeni başlayan aneminin ve anemi olmayan azalmış hemoglobin seviyelerinin azalmış yaşam kalitesi ve altta yatan hastalıktan bağımsız olarak ölüm riskini arttırabileceğini ortaya çıkarmıştır. Akut anemide hastalarda baş dönmesi, bayılma ve hipotansiyon gibi hacim kaybına ikincil semptom ve bulgular olacaktır. Kronik anemi asemptomatik olabilir ancak belirgin hemoglobin düşüklüklerinde zayıflık, yorgunluk, depresyon, kognitif fonksiyonlarda azalma-demans, artmış düşme riski, günlük sıradan işleri yapabilmede zorlanma gibi yaşam kalitesini düşüren durumlar ortaya çıkabilmektedir. Buna ek olarak nefes darlığı ve göğüs ağrısı, özellikle hastanede yatan ve huzurevinde yaşayan hastalarda görülen nöropsikiyatrik bir bozukluk olan deliryum, kalp yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı gibi eşlik eden durumların kötüleşmesi gibi düşük oksijen taşıma kapasitesindeki azalmaya bağlı semptomlar ortaya çıkar. Bu durumlar yaşlı hastalarda daha yaygındır ve anemi ile aynı klinik semptomların çoğuna neden olabilir. Aneminin bir hastalıktan ziyade bir bulgu olarak değerlendirilip mutlaka anemi yapan neden veya nedenlerin ortaya konması gerekmektedir. İleri yaşta anemi ortaya çıkması için bir veya birden fazla neden altta yatıyor olabilir. Anemi nedenleri değerlendirildiğinde beslenme yetersizliğine bağlı anemiler (b12, demir, folat eksikliği), kanama nedenli anemiler, hiperinflamatuvar anemiler ve klonal anemiler şeklinde bölünebilir. Hiperinflamatuvar anemiler içinde kronik böbrek yetmezliği önemli bir nedeni oluşturur. Bunun yanında kanser, romatolojik/otoimmun hastalıklar ve kronik enfeksiyon da diğer hiperinflamatuvar anemiler arasında sayılabilir. İleri yaş hastalarda miyelodisplastik sendrom, multipl myelom gibi hematolojik kanserlerle beraber hematolojik olmayan kanserlerin kemik metastazı da anemi nedenleri arasında mutlaka ayırıcı tanı arasında yer almalıdır. Hastaların çok az bir kısmında neden bulunamamaktadır. Bu hastalar önemi bilinmeyen idiyopatik sitopeni olarak tanımlanabilmekte, bunların bazılarında klonal bozukluk saptanabilmektedir. Bu hastaların takipte myelodisplastik sendroma dönüş açısından takip edilmesi gerekmektedir. Klinik belirtilere ek olarak, anemi için risk faktörleri değerlendirmeye kılavuzluk etmelidir. Yaşlı hastalarda daha sık görülen risk faktörleri arasında kronik alkol kullanımı, yetersiz beslenme, çoklu ilaç kullanımı, kan sulandırıcı ilaç kullanımı, kronik böbrek hastalığı, karaciğer hastalığı, miyelodisplastik bozukluklar, gastrointestinal kanama, kanser, androjen eksikliği ve kök hücre proliferasyonunda yaşa bağlı azalma yer alır. Klinik öykü bu risk faktörlerini tanımlamanın yanı sıra spesifik bir durum önerebilecek semptomlara odaklanmalıdır. Kanlı dışkılama ve kusma gastrointestinal sistem kanamasını işaret edebilir. Tekrarlayan cilt enfeksiyonları, miyelodisplastik sendromu düşündüren immün sistemi baskılanma belirtisi olabilir. Bu risk faktörlerinin varlığı veya yokluğu daha ileri değerlendirme ve tedaviye rehberlik etmelidir. Sonuç olarak anemiyi kendi başına bir hastalıktan çok bir bulgu olarak değerlendirmek gerekmektedir. Altta yatabilecek bir veya daha fazla nedenin araştırılması ve gereğinde ileri araştırma yapılması kronik hastalıkların tanısı için önemli olduğu kadar hematolojik kanser ve kanser öncülü hastalıkların değerlendirilmesi açısından da önemlidir.

GEBELiKTE KAN PIHTILAŞMA EĞİLİMİ VE RİSKLERİ

Gebeliğin ilk aylarından itibaren vücuttaki pıhtılaşma aktivitesi artmaya başlar ve gebelik ilerledikçe de artarak devam eder. Bu kandaki pıhtılaşmayı sağlayıcı bazı maddelerin artışıyla beraber pıhtılaşma önleyici mekanizmaların etkisinin gebelik öncesine göre azalmasıyla ortaya çıkmaktadır. Buna ek olarak bir şekilde oluşmuş olan pıhtının uygun şekilde parçalanmasının da özellikle gebeliğin son 3 ayında daha zor hale gelebilmektedir. Hemostatik sistemdeki bu değişiklikler gebelik dönemi için fizyolojik bir “güvenlik ağı” olarak işlev görür, ancak riskli bireylerde hem anne hem de fetüsü hamilelik sırasındaki komplikasyonlara yatkınlaştırabilir. Bu riskli durum kimi verilere göre gebelik sonrası 12 haftaya kadar devam edebilmektedir.

Gebelik sırasındaki fetüs için riskler arasında preeklampsi, plasental abrupsiyon, gelişme geriliği, geç ve erken dönemde görülen düşükler, intrauterin ölüm ve ölü doğum sayılabilir.

Gebe kadınlar venöz tromboembolizm (toplardamarlar içinde kan pıhtısı oluşumu) açısından aynı yaştaki gebe olmayan kadınlara göre 5-6 kat daha fazla risk taşırlar. Yaklaşık her 1000 doğumdan birinde gebeliğe bağlı venöz tromboz görülmekte, her 1000 kadından biri doğum sonrası dönemde tromboz yaşamaktadır. Ayrıca venöz tromboemboli riski sezaryen doğumlarda vajinal doğumlara oranla daha fazladır. Gebelikte artmış pıhtılaşma eğilimi için en önemli risk faktörleri daha önce geçirilmiş venöz tromboemboli öyküsü ve kalıtımsal trombofilidir. Kalıtımsal trombofili normal şahıslara göre daha kolay kan pıhtısı oluşma riskini arttıran genetik problemleri ifade eder. Antirombin, protein S, protein C eksikliği, Faktör 5 Leiden mutasyonu, Protrombin gen mutasyonu gibi kalıtımsal trombofili etkenlerinin başında gelir. Kalıtımsal trombofili olan hastaların önemli bir kısmı hayat boyu venöz tromboemboli geçirmeyebilirler ancak gebelikte bu rahatsızlığı yaşayan kadınlarda %50 ye varan oranda kalıtsal trombofili etkenleri saptanabilmektedir. Bu açıdan gebelikte tromboemboli sonrası uygun vakalarda kalıtımsal trombofili açısından değerlendirme yapılmalıdır.

Kalıtımsal trombofilinin yanında sonradan edinilmiş risk faktörleri de önemlidir. Antifosfolipid sendrom,bazı kalp ve akciğer hastalıkları, Lupus, kanser ve inflamatuar bağırsak hastalıkları, bazı romatolojik hastalıklar, nefrotik sendrom, orak hücreli anemi, obezite, 35 yaş üstü olmak, çoğul gebelik, yardımcı üreme tekniklerinin kullanılması, sigara kullanımı, ileri derecede variköz venler, gebelikte ve gebelik sonrası takipte cerrahi müdahele, dehidratasyon, uzun mesafeli yolculuk, uzun süreli enfeksiyon gibi durumlar sonradan gelişen risk faktörleri arasında sayılabilir.

Tromboemboli açısından riskli olan kadınların doğum öncesi mutlaka bu açıdan danışmanlık alması ve uygun vakaların gebelik ve sonrasında profilaktik tedavi açısından değerlendirilmeleri gerekmektedir.

ÖZET:  Gebeliğin ilk aylarından itibaren vücuttaki pıhtılaşma aktivitesi artmaya başlar ve gebelik ilerledikçe de artarak devam eder. Gebe kadınlar venöz tromboembolizm (toplardamarlar içinde kan pıhtısı oluşumu) açısından aynı yaştaki gebe olmayan kadınlara göre 5-6 kat daha fazla risk taşırlar. Gebelikte artmış pıhtılaşma eğilimi için en önemli risk faktörleri daha önce geçirilmiş venöz tromboemboli öyküsü ve kalıtımsal trombofilidir. Tromboemboli açısından riskli olan kadınların doğum öncesi mutlaka bu açıdan danışmanlık alması ve uygun vakaların gebelik ve sonrasında profilaktik tedavi açısından değerlendirilmeleri gerekmektedir.

TALASEMİ (AKDENİZ ANEMİSİ)

Talasemiler önlenebilir kalıtsal kan hastalıklarının başında gelir. Ülkemizde Akdeniz Bölgesi, Marmara ve Ege Bölgesinde talasemi taşıyıcılığı çok sık görülmektedir. Ayrıca Akdeniz çevresindeki diğer ülkelerde de Talasemi taşıyıcılığı ve hastalığının çok sık görülmesi nedeniyle Akdeniz anemisi olarak da adlandırılır. Buna rağmen dünyanın her yerinde, ülkemizin her coğrafi bölgesinde talasemi taşıyıcılığı ve hastalığı görülebilmektedir. Dünya nüfusunun %3’ü beta talasemi taşıyıcısıdır. Türkiye'de ise bir milyonun üzerinde beta talasemi taşıyıcısı ve yaklaşık 4000 civarında beta talasemi hastası olduğu saptanmıştır.

Talasemi hemoglobin zincirlerinden birinin veya birkaçının hasarlı sentezi sonucu gelişen, hipokrom mikrositer anemi ile karakterize bir grup hastalıktır. Talasemi hastalığı α, β, γ, δ olarak tanımlanan hemoglobin zincirlerinin az sayıda veya hiç yapılamaması ile ortaya çıkar. Talasemiler sessiz taşıyıcı veya hafif anemi ile ortaya çıkabildikleri gibi alttipine göre ciddi miktarda kan desteğine de ihtiyaç duyabilmektedirler. Talasemi otosomal resesif geçişlidir yani çekinik genlerle aktarılır. Hastalık oluşması için tek bir geni taşımak yeterli değildir, anne ve babadan alınan genlerin ikisinin de hastalık taşıyıcı özellikte olması gerekir. Eğer hastalık genini anne ve babadan sadece biri taşıyorsa doğacak olan çocukların %50 taşıyıcı olma ihtimali vardır. Eğer hem anne hem baba taşıyıcı ise doğacak olan çocuklarda %50 taşıyıcı ve %25 hasta olmalık ihtimali vardır. Eğer anne ya da babadan biri hasta diğeri taşıyıcı ise %50 taşıyıcı ve %50 hasta çocuk sahibi olma riski vardır. Hasta bebek doğurma olasılığı olan her çift genetik danışmanlık için değerlendirilmelidir.

Talasemi tanısı tam kan sayımı, periferik yayma, hemoglobin elektroforezi gibi kan testleri ile konulabilmektedir. Risk değerlendirilmesine göre hastalığın tanısını netleştirmek için genetik çalışmalar planlanabilir. Talasemide çeşitli yöntemlerle doğum öncesinde tanı koymaya prenatal tanı adı verilmektedir. Prenatal tanı koryonik villüs biyopsisi, amniosentez,kordosentez gibi yöntemlerle yapılabilmektedir. Koryonik villüs biyopsisi ile diğer yöntemlere göre daha erken tanı koymak mümkün olabilmektedir (10-12.hafta). Bu yöntemlerle az miktarda da olsa düşük, kanama, erken doğum ve enfeksiyon riskleri mevcuttur.

Hastalığın özellikle sık görüldüğü bölgelerde evlilik öncesi çiftlerin taranması, toplumun akraba evliliklerinin riskleri hakkında bilgilendirilmesi oldukça önemlidir. Taşıyıcılığın yüksek olarak görüldüğü bölgelerde hasta ve taşıyıcı bireylerin akrabalarının da taşıyıcılık açısından değerlendirilmesi, eşlerin ikisinin de taşıyıcı olması durumunda eşlere danışmanlık verilmeli, genetik tanı merkezlerine yönlendirilmeli ve gebelik öncesinde gerekli tetkikler tamamlanmalıdır. Taşıyıcı anne ve baba söz konusu ise çiftler gebeliğin ilk dönemlerinde prenatal tanı açısından doktora başvurmalı ve gerekli tetkikleri yaptırmalıdırlar.

Özet cümle: Talasemiler (Akdeniz anemisi) önlenebilir kalıtsal kan hastalıklarının başında gelir. Ülkemizde Akdeniz Bölgesi, Marmara ve Ege Bölgesinde talasemi taşıyıcılığı çok sık görülmektedir. Talasemiler sessiz taşıyıcı veya hafif anemi ile ortaya çıkabildikleri gibi alttipine göre ciddi miktarda kan desteğine de ihtiyaç duyabilmektedirler. Eğer hastalık genini anne ve babadan sadece biri taşıyorsa doğacak olan çocukların %50 taşıyıcı olma ihtimali vardır. Eğer hem anne hem baba taşıyıcı ise, doğacak olan çocukların %50 taşıyıcı ve %25 hasta olma ihtimali vardır. Eğer anne ya da babadan biri hasta diğeri taşıyıcı ise %50 taşıyıcı ve %50 hasta çocuk sahibi olma riski vardır. Hasta bebek doğurma olasılığı olan her çift genetik danışmanlık için değerlendirilmelidir.

Bursa Hematoloji Doktorları

Özel Medicana Bursa Hastanesi Hematoloji

Medicana Bursa Hastanesi

Medicana Sağlık Grubu, sağlık sektöründe gerçekleştirdiği kaliteli yatırım zincirine yeni bir halka daha ekledi. 13. hastanesi olarak Medicana Bursa’yı hizmete açan ve böylece Güney Marmara Bölgesi’nin en büyük hastanesini sağlık sektörüne kazandıran Medicana Sağlık Grubu, kaliteli yatırımlarıyla büyümeyi sürdürüyor.

Medicana Hastanesi Bursa, deneyimli hekim kadrosu, ileri teknoloji cihazları, modern altyapısıyla kaliteli sağlık hizmeti sunuyor. Bursa dışında çevredeki illerden de hastaların başvurduğu Medicana Bursa, multidisipliner anlayışla hizmet veren tam teşekküllü bir hastane olarak referans merkezi olmayı hedefliyor.

Akıllı bina olarak tasarlanan, 22 katlı ve 100’ü yoğun bakımda olmak üzere 300 yatak kapasiteli Özel Medicana Bursa Hastanesi, sinema ve konferans salonu, dinlenme alanları, kafeterya, eğitim ve konferans salonları, terasıyla 40.000 m2 kapalı alana inşa edildi.

7/24 aynı kalitede sağlık hizmeti sunmayı hedefleyen Medicana Bursa, hasta haklarına, güvenliğine ve gereksinimlerine öncelik vermeyi prensip ediniyor.  Hastanenin lokasyon olarak kent merkezinde, ana arterlerle raylı sisteme yakın konumlanmış olması ulaşım kolaylığı sağlıyor.

Medicana Bursa Hastanesi, Bursa ve çevresindeki bölge dışında uluslararası hastalara da nitelikli sağlık hizmeti sunmayı hedefliyor. Uluslararası akreditasyon standardı ile akademik açıdan güçlü üniversite hastanesi vasfını kalitesiyle birleştiriyor.
 

Kolay Randevu

SGK anlaşması bulunan Medicana Bursa, Doktorsitesi.com sistemiyle de hastaya kolaylık sağlıyor. Hastalar online olarak e-randevu alabiliyor. Ayrıca Medicana, Doktorsitesi.com üzerinden online hekim uygulamasıyla, istenilen branştaki hekimle tablet, akıllı telefon ya da bilgisayar üzerinden görüntülü görüşme imkanı sağlanıyor. Böylece kronik hastalık takibi, destek gerektiren her türlü sağlık sorunu için hekimlerden uzaktan bilgi alınabiliyor.

Bursa Medicana Hastanesi ortopedi doktorları, osteoporoz, kifoz, skolyoz, doğumsal ortopedik sorunlar ve spor yaralanmaları gibi geniş bir alanda hizmet sunuyor. Bursa Medicana Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nde gebelik takibi, perinatoloji, gebelik dönemine ait testler ve taramalar, normal ve sezaryen doğum, yumurtalık ve rahim ağzı kanserinin takibi, menopoz, idrar kaçırma tedavisi gibi geniş yelpazede sağlık hizmeti sunuluyor.

Modern Altyapı

İleri düzey medikal teknolojisiyle tıp alanındaki yenilikleri bünyesinde toplayan Medicana Bursa Hastanesi, Göz Kliniği’nde Excimer Lazer, Radyoloji Kliniği’nde MR ve CT, Radyasyon Onkolojisi Kliniği’nde Linac ve TomoTerapi, Nükleer Tıp Ünitesi’nde PET CT cihazlarıyla tıbbi donanımda fark yaratıyor. Hastane, karaciğer hastalıklarının tanısında Fibroscan ile öne çıkıyor.

Medicana Bursa doktorları, deneyimleri ve uzmanlıklarıyla tıptaki çağdaş bilimsel gelişmeleri hayata geçiriyor. Tıbbın tüm disiplinlerinde hizmet veren Bursa Medicana Hastanesi’nde kalp cerrahisi, organ nakli, radyasyon onkolojisi, onkoloji cerrahisi, obezite cerrahisi gibi birçok alanda başarılı operasyonlar gerçekleştiriliyor.

Tam donanımlı altyapısıyla tanı ve tedavide kaliteli hizmet sunan Medicana Bursa Hastanesi, otel konforuyla modern tıbbı bünyesinde birleştirerek sağlık işletmeciliğinde yükselen beklentileri karşılıyor.

Modern medikal teknolojisiyle fark yaratan Medicana Bursa’da BT, 1.5 Tesla MR, Mamografi, Anjiyografi Laboratuvarı, PET CT, IMRT-Linac, ESWT, ERCP, Gamma Kamera, Brakiterapi ile tanı ve tedavi hizmeti sunuluyor.

Onkoloji Tedavisi ve Gelişmiş Cihazlar

Medicana Bursa Hastanesi, onkoloji cerrahisinde ileri teknoloji cihazlarla tanı ve tedavi hizmeti sunuyor. Erken tanının büyük önem taşıdığı onkoloji alanında nükleer tıp, radyoloji ve girişimsel tıp yöntemleri öne çıkıyor.

Nükleer tıpta Sintigrafi, PET CT kullanılıyor. Kemik Sintigrafisi ile vücuttaki tüm kemikler tek bir çekimde görüntülenebiliyor. Fazla radyasyona maruz kalmadan metastatik hastalıklar değerlendirilebiliyor. Bunun için Tüm Vücut Tarama Kemik Sintigrafisi çekimi yapılıyor. Kemik Sintigrafisi prostat, meme, akciğer kanserlerinde ve primer kemik tümörlerinde de kullanılıyor.

Kanserin erken teşhis ve tedavisinde büyük önem taşıyan görüntüleme cihazı PET CT, Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) ile Bilgisayarlı Tomografi’nin (CT) birleşiminden oluşuyor. Medicana Bursa’da kullanılan medikal teknoloji cihazlarından PET CET, 3 boyutlu görüntüleme sağlıyor. Daha çok onkoloji alanında kullanılan PET CT, tümörün saptanabilmesinde, tümör yayılım derecesinin belirlenmesinde, radyoterapinin planlanmasında, hastanın tedaviye verdiği yanıtın değerlendirilmesinde ve görüntülenen kitlenin iyi ya da kötü huylu olup olmadığının belirlenmesinde kullanılıyor. İleri teknolojik cihazlar arasında yer alan PET CT, onkoloji vakalarında metastazın saptanması, tanısı ve evrelendirilmesi aşamasında da kullanılıyor.

Kullanım Alanları

Akciğer kanseri, meme kanseri, lenf kanseri, tiroit kanseri, beyin kanseri, jinekolojik ve kolorektal kanserlerin görüntülenmesinde kullanılan PET CT, tanı, evreleme ve tedaviye cevap konularında hekime önemli ipuçları sağlıyor. Sadece onkoloji alanında değil, Alzheimer’ın erken tanısı ve epilepsinin odağının belirlenebilmesi gibi nörolojik vakalarda da kullanılan PET CT, kalp krizinden sonra kalpte canlı dokuların varlığının belirlenmesinde de fayda sağlıyor.

Çalışma Prensibi

Damar içine radyoaktif şeker molekülü verilerek gerçekleştirilen PET CT çekiminde, verilen madde tümör hücrelerine benzer şekilde çoğalarak yüksek metabolik aktivite gösteren hücrelerde birikiyor ve bu da bilgisayarda görüntülenerek teşhisin konulmasını sağlıyor.

Medicana Bursa Hastanesi Radyoloji Bölümü’nde Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme, Bilgisayarlı Tomografi (BT), Dijital Mamografi ve Tomosentez teknolojisiyle hizmet sunuluyor.

Medikal onkolojide immünoterapi, tümör aşıları, monoklonal antikorlar, radyokemoterapi, kemoembolizasyon, radyofrekans ablasyon kullanılıyor.

Onkolojide Tedavi Yaklaşımı

Onkolojide kullanılan tedaviler üç grupta toplanıyor: Kemoterapi, cerrahi ve radyoterapi. Kemoterapide, kansere yol açan tümörler damar yoluyla verilen ilaçlarla yok edilmeye çalışılıyor. Damardan, beyin omurilik sıvısına, karın zarı içine verilen türleri olmakla birlikte en sık damar içine uygulanan kullanılıyor. Hedef dokulardaki tümörlerin yok edilmesini ya da zayıflatılmasını sağlamaya yönelik bir tedavi sunuyor.

Onkolojik cerrahideki alanlar şu şekilde sıralanıyor: Baş Boyun Cerrahisi, Meme ve Endokrin Cerrahisi, Gastrointestinal Sistem Cerrahisi, Ortopedik Cerrahiler, Maling Melonom.

Radyasyon onkolojisinde ise Radyoterapi, CyberKnife, Brakiterapi, IORT, IMRT, Versa HD teknolojilerinden yararlanılıyor.

Medicana Bursa’da kullanılan CyberKnife teknolojisinde, açık ameliyata gerek kalmadan kansız ve ağrısız şekilde tedavi gerçekleştiriliyor. Tedavi, kesi olmadan, anestezi uygulanmadan ağrısız bir şekilde yapılıyor. Sağlam dokulara zarar vermeden, yüksek doz radyasyon ışınıyla tedavi yapılıyor.  

Medicana Bursa Hastanesi, onkoloji tedavisinde ileri teknoloji cihazları ve donanımlı ekipmanlar kullanıyor. Erken tanı için büyük önem taşıyan teknolojiye yatırım yapmayı sürdürüyor. 

Tıbbi Birimler

Medicana Bursa Hastanesi’nde hizmet veren tıbbi birimler şöyle sıralanıyor:

Sağlık Hizmeti Verilen Branşlar

  • Acil Tıp
  • Aile Hekimliği
  • Anestezi ve Reanimasyon
  • Beyin ve Sinir Cerrahisi
  • Cerrahi Onkoloji
  • Çocuk Cerrahisi
  • Çocuk Kardiyolojisi
  • Çocuk Onkolojisi
  • Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
  • Dahiliye - İç Hastalıkları
  • Dermatoloji
  • Diş Hekimi
  • Diyetisyen
  • Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları
  • Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
  • Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
  • Gastroenteroloji
  • Genel Cerrahi
  • Girişimsel Radyoloji
  • Göğüs Cerrahisi
  • Göğüs Hastalıkları
  • Göz Hastalıkları
  • Hematoloji
  • Kadın Hastalıkları ve Doğum
  • Kalp Damar Cerrahisi
  • Kardiyoloji
  • Klinik Biyokimya
  • Kulak Burun Boğaz hastalıkları - KBB
  • Nefroloji
  • Nöroloji (Beyin ve Sinir Hastalıkları)
  • Nükleer Tıp
  • Ortopedi ve Travmatoloji
  • Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
  • Psikiyatri
  • Psikoloji
  • Radyasyon Onkolojisi
  • Radyoloji
  • Restoratif Diş Tedavileri
  • Tıbbi Onkoloji
  • Üreme Endokrinolojisi ve İnfertilite
  • Üroloji

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir