tesla nın deprem makinesi / HAARP nedir, HAARP projesi deprem yaratır mı? - Teknolojiden Son Dakika Haberler – Sözcü

Tesla Nın Deprem Makinesi

tesla nın deprem makinesi

Fw: [beylerbeyi69grup] Fwd: "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE" TESLA DEPREM MAKINESI -HAARP PROJESI

Konu: TESLA makinesi / olmaz olmaz demeyin

Agustos depreminde ortaya atilan “Depremin nedeni ABD’nin gizli silahi” iddiasina 11 yil sonra bu kez Venezuela’dan destek geldi. Devlet Baskani Chavez, Haiti depreminin arkasinda ABD’nin oldugunu soyledi.

Golcuk depreminin ardindan Turkiye’de de uzun sure kulaktan kulaga yayilan bir soylenti, uc hafta once Haiti’yi vuran sarsintinin ardindan yeniden gundeme geldi. Ustelik bu kez bu iddiayi ortaya atan bir devlet baskani oldu

Haiti’deki depremin nedeni ABD’nin denedigi silah’

VATAN DIS HABERLER

17 Agustos depreminde ortaya atilan “Depremin nedeni ABD’nin gizli silahi” iddiasina 11 yil sonra bu kez Venezuela’dan destek geldi. Devlet Baskani Chavez, Haiti depreminin arkasinda ABD’nin oldugunu soyledi.

Golcuk depreminin ardindan Turkiye’de de uzun sure kulaktan kulaga yayilan bir soylenti, uc hafta once Haiti’yi vuran sarsintinin ardindan yeniden gundeme geldi. Ustelik bu kez bu iddiayi ortaya atan bir devlet baskani oldu. Daha once bin kisinin oldugu, 7 buyuklugundeki depremin ardindan ABD’nin bolgeye gonderdigi askerlerle “Haiti’yi isgal etmeye calistigini” one suren Venezuela lideri Hugo Chavez, bu kez depreme ABD’nin gerceklestirdigi bir silah denemesinin neden oldugunu soyledi. Ilginc cikislariyla taninan Venezuela lideri, Ispanyol ABC televizyonuna yaptigi aciklamada, ABD ordusunun yeryuzu hareketlerini etkileyecek kadar guclu bir silahi Haiti yakinlarinda denedigini bunun sonucunda boyle bir felaketin ortaya ciktigini iddia etti. Chavez, “Deprem, Amerika’nin deprem makinesini kullanmasiyla gerceklesti. Amerika bu makineyi, Karayipler’de deniyor. Bu sadece bir tatbikat.. Ancak asil hedef baska. Bu silah Iran’a karsi kullanilacak” ifadelerini kullandi.

Neden Tesla Makinesi mi?

17 AGUSTOS ’daki Golcuk depreminden sonrasinda depremin sorumlusu bazi komplo teorisyenleri tarafindan “Tesla Makinasi” olarak aciklanmisti. ABD tarafindan unlu mucit Nikolas Tesla’nin ’lerde yapilan bir makinadan gelistirilmis olan makinenin, “elektro manyetik dalgalarla” yeraltindaki enerjiyi bosalttigi iddia edilmisti. Iste teoriler: “ABD ordusu, ulkelerinde gerceklesecek buyuk bir depremi onlemek icin, fay hatlarindaki enerjiyi kucuk kucuk depremlerle bosaltmaya calisiyor. Bunu da ilk olarak ’da Turkiye’de denediler. Bu makina, ayni zamanda silah olarak da kullaniliyor.

Boyle birsey olur mu ?.. Olur ?.. TESLa ile ilgi komplo teorisi cok uzun zamandir internette dolasiyor.

Yazi asagida ama kimin yazdigini bilmiyorum.

TESLA makinesi

HAARP adinda kitabi tam 2 kez okudum. Mutlaka bulup okumanizi

tavsiye ederim. ben arkadasima gondermek icin aradim ama hicbir yerde bulamadim. Onume gelen herkese soyluyorum da.. Akil almaz bir olay nasil gerceklestiriliyor - ve bizlerin ruhu bile Duymuyor anlam veremedim. Kitapta da adi gecen TESLA makinesinin kurulumu ile disaridan, Turkiye'nin ve benzeri yerlerin jeolojik konumunu ele almayi

amac edinmis adamlar..

Ve buyuk an; 17 Agustos ta askeriyede yapilan buyuk kokteyl daveti ile ortak oldular. O gece kendi adamlari-askerlerin i de kaybettiler. Zarar vermeyecegini dusundukleri proje asrin felaketine dondu. kitabi okuduktan sonra feci saskindim ve benimde askeri cevremden arastirdigim tum bu anlatilanlari

dogruluyordu. Marmara olayini artik deprem olarak kesinlikle dusunemiyorum. Marmara Depremi 17 Agustos , Golcuk Saatler gecenin ucuydu ve insanlar can havliyle kendilerini evlerinden disariya atarken sanki bir kiyameti yasiyor gibiydiler. Ali Kirca' nin yonettigi Siyaset Meydani'nda enkazdan kurtarilan bir bayan sunlari soyluyordu 'O gece ne oldugunu bilmiyorum ama bildigim bir sey var ki bu, depremden farkli bir seydi. Bir iddiaya gore depremden hemen once Golcuk'ten Avcilar' a kadar genis bir alanda gorulen 'ates topu' ile ilgili bilimsel bir aciklama yapilamiyordu. Birtakim teoriler ortaya atilmaya baslandi. Kimine gore Ruslar bomba patlatmisti. Kimine gore de Yugoslavya'da yaratilan bombalarin yer kabugunun dengesini bozmasi sebebiyle depremin gerceklestigini soyluyordu. Hatta bazilarina gore isi PKK bile yapmis olabilirdi. Nitekim CNN televizyonu Basbakan

Bulent Ecevit ile yaptigi bir roportaj sirasinda depremin arkasinda PKK'mi var' sorusuna 'Sanmiyorum' cevabini vermisti. Oysa bu sorunun dogal yaniti 'siz ne sacmaliyorsunuz, depremle PKK nin ne alakasi var.' olmaliydi. Bu soruya verilen cevap, akillara, PKK nin deprem olusturabilme ihtimalinin oldugunu dusundurdugu gibi, yapay depremlerin olabilecegi sonucuna da goturmektedir Bu teoriler arasinda akla en yatkin olani Future Times da yayinlanan arastirma dizisinde yer alan hikâyeydi. Bu senaryoya gore, San Andreas fay hattinda meydana gelebilecek buyuk bir depremin Amerikan ekonomisine cok buyuk zarar verecegini bilen ABD, yerkabugundaki degisimleri izleyerek, daha deprem olusmadan tektonik katmanlar arasinda artan basinci degisIk noktalardan patlatip bosaltarak, buyuk depremi kucuk depremlere donusturmenin yolunu seafoodplus.info once Sirp asilli Amerikali bilimadami mucit Nicola Tesla tarafindan gelistirilen bu dusuk frekansli elektromanyetik isinimla yuksek enerji nakli' teknigini, hem Ruslar hem de Amerikalilar uzun zamandir bir silah olarak kullanmanin yolunu ariyorlardi.

Bu yontemle, cok uzaktan, hatta uzaydan genis alanlarda tahribat yapabileceklerdi. Ancak Pentagon yillardir cok guclu bir silah gelistirmek amaciyla uzerinde calistigi bu projeyi, bir yandan da barisci 'deprem indirgeme' sistemine uygulamak suretiyle tepkileri azaltmayi ve fonlama devamliligini saglamayi amacliyordu. Bu nedenle

proje once Avustralya' nin ciplak ve seyrek nufuslu kirsal bolgelerinde denendi ve gelistirildi. Daha sonra bunun deprem bolgelerinde denenmesine geldi sira.. DegisIk zamanlarda Kafkaslar' da, Okyanus tabaninda ve Guney Amerika'daki Ant daglarinda tektonik uyarilar verilmek suretiyle enduktif deprem yaratma konusunda buyuk adimlar atildi.. Bu arastirmalar Amerika' da HAARP ve diger askeri tesislerin

kumanda merkezlerinde yurutuluyordu. . Bu arada, Turkiye, Japonya ve benzeri deprem bolgelerinde de sismik ag sebekeleri kurularak bu bolgelerin tektonikverileri saniyesi saniyesine devasa bilgisayarlarin kayitlarina gonderilmeye baslandi. Ve gun geldi bu sistem Turkiye'de denenmek istendi. Bolge zaten yilardir bu amacla sismik espiyonaj altindaydi. Nitekim gelismeleri dikkatle takip edenler, depremden hemen sonra,TurkTelekom' un Turkiye' nin sismik bilgilerini Pentagona ileten NATO Ussu'nun iletisimini nasil kestigini ufak puntolarla gazetelere dusen haberlerden hatirlayacaklardir. ABD' nin asil hedefi, Kuzey Anadolu fay hattindaki deneyden elde edecegi tecrube ve bulgulari, San Andreas fay hattina uygulamakti. Bu is yine cok yuksek askeri gizlilik tasidigindan, yurutme isi Israilli uzmanlara verilmisti. Gerekli makine ve donanim gizlice denizaltilarla Golcuk ussune getirilerek oradaki, yeralti, denizalti korunaklarina kuruldu. Turk makamlari durumdan detay bazda haberdar degildi. Deney basarili olacagindan sonunda kimse normal disi bir seyin oldugunu fark etmeyecekti. Bu amacla Gece Sahini tatbikati' nin Gece da baslamasi planlandi. Gece saat tam da dugmeye basilacak ve Gece Sahini devreye alinacakti. dakika icinde de olusturduklari muazzam enerjiyle Marmara'nin altindaki tektonik tabakayi zayif yerlerinden kirip, aylardir olusan basinci disari atacaklardi. Boylece buyuk bir deprem onlenmis seafoodplus.info o gece bir seyler yanlis gitti Doga kendini yonetmek isteyenlerden bir kez daha intikam almisti. 45 saniye suren deprem, beklenenin kat ustunde bir gucle gelmisti. Zayiflayan ve titreyen elektrikler geri geldiginde,gece saat 'i gosteriyordu. Daha bir kac dakika oncesine kadar korunagin icinde sampanya patlatmayi bekleyenler, simdi korkudan buz gibi donmus,hareketsiz ayakta duruyorlardi. Kimsenin agzini bicak seafoodplus.info binlerce insan, coluk cocuk, o enkazin altinda can cekisiyor veya cansiz yatiyordu. Bu tarihin en buyuk felaketiydi; hem de insan eliyle yaratilan Iste o andan sonra cantalardan cikan Q plani' calismaya basladi. Ilk once bolgedeki tum haberlesme ve elektrik enerjisi felc edildi. Kimsenin birbiriyle haberlesmesi istenmiyordu. Cumhurbaskani dahi sabahleyin'benim de telefonum kesIkti' seklinde garip bir aciklama seafoodplus.infobaskani ve basbakan saskindi. Saatlerce 'uzgunuz' bile diyemediler. 4 dakika icinde Israil Baskani Barak ve BirlesIk Devletler Baskani Clinton ile irtibat kuruldu. O anda Israil' de Ben Gurion' un Lod askeri havaalanindan 4 adet savas ucagi savas ucagi esliginde 2 nakliye ucagi havalaniyordu. 2 dakika sonra da Israil Deniz Kuvvetleri ve NATO Guney Deniz Saha komutanligi' na bagli tum birlikler DEFCON-4 acil durumuna gecirildi. Amerikan 6' nci filosuna bagli gemiler de rotalarini Istanbul'a cevirmek icin Pentagon'dan emir aldilar. Bu arada devreye Avrupa ulkelerinin liderleri de giriyor ve belki de onlardan da Turkiye icin sozler aliniyordu. Yunanistan bile harekete gecirilerek Turkiye' ye karsi olan hasmane tutumuna son vermesi saglaniyordu. Tum Bati baskentleri hareket halindeydi, panik yoktu. Her sey kontrol ve

koordinasyon altindaydi; bir tek Turkiye disinda. Israilli askerler ve ust duzey subaylar o gece Golcuk'te ne ariyorlardi. Bu devir teslim toreni her yil yapilan rutin bir ulusal torendi. Uluslararasi bir kimligi yoktu. Bunun nedenini simdi daha iyi anliyoruz. Hic kimse bugune kadar hic katilmadiklari bu devir teslim torenine neden katildiklarini sormadi. Ya saskinliktan, ya da telastan, enkaz altinda kac Israil askerinin oldugu, kacinin yaralandigini da soran olmadi. O felakette kac Israil askerinin oldugunu ne Genelkurmay yayinladi ne de Israil boyle bir bilgiyi aciklamak nezaketinde bulundu. Herkese verdikleri imaj ise oraya biz yardim icin geldikleriydi. Hemen bir hastane kurdular. Esas amaclari enkaz altindaki askerlerini ve onemli askeri malzemeyi cikartarak goturmekti. Biz de 'Bak su Israil'e helal olsun, hemen yardimimiza kostu' diyerek sevindik. Sabah saat ile arasinda Bati'da bu hareketlilik yasanirken bolgede de cok hizli ve cok gizli askeri hareketlilik hakimdi. Ancak herkes kendi derdine dusmus oldugundan bu olaganustu gizli operasyondan kimsenin haberi olmuyordu. Boylece bu isi planlayanlar gecenin karanligindan da yararlanip denizaltindan parcalari yuzeye vuran Tesla makinesinin kalintilarini toplayip, yer alti ve yerustundeki tum izleri yok etmeye calisiyorlardi. Ve bolgeye son hizla gelen Rus arastirma gemisi dahi sabah saat ' da bolgeye vardiginda, havanin aydinlanmasiyla birlikte etrafta delil olabilecek tekbir cisim bile kalmamisti. Deniz altinda olusan radyasyon anlasilmasin, dibe coken kalintilar arastirilmasin ve patlama sonucu meydana gelen denizalti krateri ve cukur ortaya cikarilmasin diye bu bolge derhal askeri karantinaya alinarak dalisa yasak bolge ilan ediliyordu. Ancak butun bu temizlikler yapildiktan sonra Ecevit ve daha sonra da Demirel'in bolgeye gitmesine izin veriliyordu. Amerika tum imkanlarini seferber etti. Clinton Amerikan halkindan Turkiye'ye yardim etmesini istedi. Kasim' da Turkiye'ye gelecegini ilan edip; Ecevit' in de bu arada Amerika' ya (belki de binlerce sehidin diyetini konusmaya) kendini ziyarete gelecegini haber verdi. Ilk anda cok yadirgadigimiz Saglik Bakani Osman Durmus'un' yabancilara tek bir hasta bile vermem demesini, ABD Deniz Kuvvetlerine ait yuzer hastanede tek bir hastanin bile tedavi edilmedigini, ton yardim malzemesiyle yuklu bir Israil gemisinin uc gun sureyle gumrukte tutulmasini simdi yadirgayabiliyor musunuz? Enkaz altinda binlerce Mehmet, Hatice, Ayse ve Ali'ye karsi bir vicdan borcumuz var. Onlar geride gozleri yasli on binlerce sevenlerini, sicakliklarindan mahrum birakirken, sirf Kaliforniya'da Johnny' ler, Susan' lar ve Alice' ler yasasin diye yasamdan calindiklarini dunya bilsin.

Depremi HAARP mı tetikledi

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

İstanbul’da dün ’te merkez üssü Kâğıthane olan büyüklüğündeki deprem, çoğumuz tarafından hissedilmedi bile ancak Prof. Dr. Okan Tüysüz’ün katıldığı bir yayında ‘Bu bölgede aktif bir fay yok’ açıklaması, endişeden çok komplo teorilerini tetikledi. Teorilerden ilki 2 gün boyunca Boğaz’a demirleyen metre uzunluğundaki ABD savaş gemisinden bir saldırı yapılmış olması, ikincisi de Tesla’nın çılgın projesi ‘HAARP’ın depremi tetiklemiş olma olasılığıydı. Her iki teoriyi de farklı uzmanlara sordum.

Haberin Devamı

Depremi HAARP mı tetikledi

İSTANBUL’DA YIKICI DEPREM ÜRETECEK AKTİF FAY YOK

İSTANBUL Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi, Jeolog Prof. Dr. Okan Tüysüz, depremin hemen ardından katıldığı yayında, “Bu bölgede (Kâğıthane) aktif fay yok. O nedenle depremin yeri yanlış verildi ya da deprem patlama ya da bunun gibi bir neden ile ilişkili olabilir. Depremin fay çözümü belli olunca daha net konuşmak mümkün olacak” demişti. Kandilli depremin yerin km altında, büyüklüğünün de olduğunu, AFAD ise depremin yerin km altında ve büyüklüğünde olduğunu duyurdu.

Peki, bu bilgiler ışığında ne denebilir? Prof. Dr. Tüysüz, “O nedenle yayında fay çözümü önemli dedim. Kandilli 12, AFAD en az 10 km derinlik verdi. Bu kadar derinde patlama (taşocağı vs.) pek mümkün değil. Bu olsa olsa küçük bir depremdir.‘Aktif fay yok’ derken zaten kastım, diri fay hattı idi.

Haberin Devamı

Depremi HAARP mı tetiklediOkan Tüysüz

ASIL DEPREM MARMARA DENİZİ’NDE

Diri yani aktif dediğimiz fay hatları en az büyüklüğünde deprem üretir, ki 24 il merkezimiz diri faylar üzerine oturmakta. İstanbul içinde ise yıkıcı deprem üretecek aktif fay yoktur. İstanbul’da beklenen asıl yıkıcı deprem Marmara Denizi’nde olacaktır” diyor.

PATLAMA İLE TETİKLENMİŞ BİR DEPREM OLABİLİR

İTÜ Öğretim Üyesi, Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ise bunun ‘depremcik’ değil ‘tetiklenmiş bir deprem’ olduğu görüşünde. Peki, ne tetiklemiş olabilir? Şöyle yanıtlıyor: “Şimdi bir deprem görüntüsü var, bu doğru.Ancak AFAD 10 km, Kandilli ise 12 km derinlik verdi. Yani o derinlikte deprem yapacak bir kırıklık olmaz. Ayrıca bölgeden gelen duyumlar ‘lambalar sallanmadı ama karyola duvara vurdu’ yönünde. O derinlikte bir deprem olursa illa bir sarsıntı olur, o lambalar ufak da olsa sallanır. Yerden çatırtı gelir ama patlama sesi olmaz, ki patlama sesi duyduk diyen var. Bana kalırsa bu depremi tetikleyen bir ‘patlama’ olabilir. İstanbul’da yeraltı işleri, taşocakları için; her yıl, en büyüğü 12 ton olan arası patlatma, en çok da saat arası yapılır. Sarsıntıların yüzde 70’i patlatmalardır. Bunlar M2,3 ile M3,3 depremciğe eşdeğer sarsar, hem de patlama sesi çıkarır. Dün olan da böyle bir patlama olabilir.”

Haberin Devamı

Depremi HAARP mı tetiklediÖvgün Ahmet Ercan

BİLİMSEL DEĞİL

Peki ya ‘HAARP’ projesi ya da Amerikan savaş gemisinin Boğaz’a demirlemiş olması? Prof. Dr. Ercan, “Hayatımda duyduğum en saçma şey bu. Böyle bir şey olamaz. Bilimsel hiçbir açıklaması yok bu dediklerinin. Bunu ‘irkitilmiş bir sarsıntı’ olarak değerlendirmek en doğrusudur” diyerek noktalıyor.

BÜYÜK RESMİ GÖRMEK GEREKİR

‘H.A.A.R.P. Silahı ve Nicola Tesla’ kitabının da yazarı olan araştırmacı-yazar Kürşad Berkkan, diri fay hattı olmayan ve ölçek nedeniyle haritalama yapılmayan bölgelerde kısa fay hatları bulunabildiğine, bunların da bir ile büyüklüğünde deprem oluşturabileceğine dikkat çekiyor. Yani Berkkan da bunun bir deprem olduğu düşüncesinde. ‘Ama bu HAARP teknolojisinin kullanılmadığı/ kullanılmayacağı anlamına gelmez’ diyerek şöyle devam ediyor: “ABD daha önce USS Providence denizaltısı ile MHD jeneratörü kullanarak faylara müdahale etti. MHD jeneratörü ile plazma halindeki gazlar, iletkenler vasıtasıyla elektromanyetik dalgaya çevrilir, bir silah gibi hedefe ulaşır ve tahribat oluşturur. Her araştıran için kolayca ulaşılabilecek onlarca resmi belge de mevcut. O nedenle ‘komplo teorisi’ deyip geçmek yerine bu iddiaları, konsoloslukların kapatılması, eski CIA yetkilisi Henry Barkey’in ‘Seçimlerde Türkiye’ye askeri müdahale düşünülmeli’ söylemi, Ege’de demirleyen ABD savaş gemisinin varlığı da düşünülerek daha geniş bir pencereden değerlendirmek gerekir. Dolayısı ile HAARP’i İstanbul büyük depremini tetikleyecek ve deyim yerindeyse Türkiye’yi kilitleyecek bir zamanda çalıştıracaklarını düşünüyorum. Ancak bunun Kâğıthane bölgesine yapılması da mantıklı olmaz. Bu nedenle de dün yaşanan depremin kısa fay hatlarındaki sıkışma sebebi ile olduğu kanaatindeyim.”

Haberin Devamı

Depremi HAARP mı tetiklediKürşad Berkkan

DEPREM YARATACAK YETENEĞE SAHİP SAVAŞ GEMİSİ YOK

SÖZ konusu teorilerden biri 2 gün boyunca Boğaz’a demirleyen ABD savaş gemilerinden yapılan olası bir saldırı üzerine kurulunca ‘Mavi Vatan’ kavramının da yaratıcısı, Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’i aradım. Şöyle diyor: “Gölcük depreminden beri aynı şey tartışılıyor. Deprem yaratacak güçte saldırı yapabilecek yeteneğe sahip bir savaş gemisi üretilmedi daha. Adı üzerinde ‘komplo teorisi.’Bilimsellikten uzak. Kaldı ki demirleyen USS Nitze isimli Amerikan muhribi inan perişan bir halde. Boyası bile dökülmüş. Ayrıca demirlerken ve demirledikten sonra ana direğe kabaca 10 yapraklık devasa Amerikan bayrağı çekmeleri denizcilik örf ve adetlerini dahi bilmediklerini gösteriyor. Egemen bir devlete liman ziyaretine girerken bu büyüklükte bayrak çekilmesi, gereksiz bir meydan okuma ya da şövenist bir tutum olarak ziyaret edilen ülkede rahatsızlık yaratabilir. Bunu dile getirdiğimizde apar topar bayrağı indirip 6 yapraklık doğru sancağı çektiler. Ama bu kez de nezaket bayrağı - Türk bayrağını sağ yerine sola iskeleye çektiler. Belli ki ekip zayıf ve acemi.Ne yaptıklarını bilmiyorlar. Bunu dahi bilmeyen bir ekibin saldırı falan düzenlemesi imkânsız.”

Haberin Devamı

Depremi HAARP mı tetiklediCem Gürdeniz

HAARP NEDİR

‘High Frequency Active Auroral Research Programme’nin kısaltması olup Amerika’nın Alaska’da ’den bu yana sürdürdüğü bir projedir. ABD projenin; füzeleri havada imha etmek, toprak altını incelemek, denizaltılarla haberleşmeyi kolaylaştırmak ya da büyük bir alandaki tüm haberleşmeyi kesmek gibi çok çeşitli amaçları olduğunu açıklasa da bazı biliminsanları projenin korkunç bir güce sahip olduğu ve iklimleri değiştirmek, ozon tabakası ile oynamak, deprem yaratmak için kullanıldığı iddiasında.

#HAARP#İstanbul Deprem#ABD Savaş Gemisi

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

DEPREM DALGALARI VE DEPREM CİHAZI

Yer kabuğunun iç kısımlarındaki odak bölgesinden her yöne yayılan dalgalara cisim dalgaları adı verilir.

deprem dalgaları pdf ile ilgili görsel sonucu

 

 

1. P dalgaları

2. S dalgaları

olmak üzere iki çeşidi vardır. P-dalgaları ile S-dalgaları yerkabuğunun içerisinde meydana geldiği için bu dalgalara cisim dalgaları denir. P Dalgaları: Deprem odağından çevreye yayılan boyuna dalgalara P dalgaları denir.

P Dalgalarının Özellikleri:

– Sismografa (depremin şiddetini ölçen cihaz) ilk ulaşan ilk deprem dalgasıdır.

– Hızı, kabuğun yapısına göre 1,5 km/s ile 8 km/s arasında değişir.

– Yıkım etkileri düşüktür.

– Her ortamda (katı-sıvı-gaz) yayılırlar.

– Boyuna dalgalardır.

S Dalgaları: Deprem odağından çevreye yayılan enine dalgalara P dalgaları denir.

S Dalgalarının Özellikleri:

– Kayıtlara ikinci ulaşan dalgalardır.

– Hızı P dalgasının hızına göre değişirn ve yaklaşık 1 km/s ile 6,4 km/s arasındadır.

– Sadece katı kütlelerde hareket ederler.

– Enine dalgalardır.

-Yüzey Dalgaları:  Odağa en yakın yani merkez üssü olarak adlandırılan bölgeden yayılan dalgalara yüzey dalgaları denir.

Yüzey Dalgalarının Özellikleri:

– Deprem dalgaları içerisınde en yavaş ilerleyen dalgalardır.

– Yüzey dalgaları dünyanın yüzeyi boyunca yayılır. 

– P ve S dalgalarından sonra kayıtlara (sismograf) ulaşır.

– Yüzey dalgalarının oluşumları sırasında yer hareket ettiğinden etkisi büyük olur.

Rayleigh Dalgaları:  Yeryüzünde okyanus üzerinde ilerleyen su dalgası gibi ilerleyen dalgalara rayleigh dalgası adı verilir. Deprem anında hissedilen sarsıntıların çoğu, diğer dalgalardan çok daha büyük enerji taşıyan bu Rayleigh dalgasından kaynaklanır.

Love Dalgaları:  Yeri yatay düzlemde hareket ettiren yüzey dalgalarına Love dalgaları denir.

Love Dalgalarının Özellikleri:

– Yüzey Dalgalarının en hızlısıdır.

– Yeri yatay düzlemde hareket ettirir.

– Yer yüzünde yarılmalara neden olur.

Deprem doğanın en acı gerçeklerinden biri. Medeniyet teknolojik anlamda her geçen gün gelişse de dünyanın çoğu bölgesinde hala depreme kurban verilmeye devam ediliyor. Depremin zararlarından korunmak her ne kadar mümkün olsa da şimdilik bu sadece gelişmiş ülkelere özgü gibi durmakta. İkinci ve üçüncü dünya ülkelerinin depremden tam olarak korunamadığı her büyük depremde görülüyor. Depremden korunamıyoruz orası bir gerçek, peki onu engelleyebilir miyiz?

Nikola Tesla

 Temelleri ilk defa J.O’Neill tarafından atılan nispeten daha küçük ölçekli depremler yaratarak fay hattının enerjisini emme fikri,  yılında Nicola Tesla ile hayat bulmuştur. Buluşlarını her zaman insanlığın faydalanması ideolojisiyle gerçekleştiren Tesla, fikrini büyük ölçekli depremleri engellemek için geliştirmiş, asla bu çalışmalarını bir silah olarak kullanılması için tasarlamamıştır. Bugün dünyada hemen hemen bütün büyük depremlerle ilgili aynı efsane (Marmara depreminden Japonya depremine kadar) dolaşsa da, efsaneleri bir kenara bırakıp Tesla’nın o yıllarda temelini atmaya çalıştığı Tele-jeodinamik bilimi çerçevesinde anlamak daha doğru olacaktır.

 

J.O’Neill ilk defa şiddetli deprem meydana gelme olasılığı olan yerlere jiraskop bataryaları yerleştirerek bu cisimlerle düşük seviyelerde rezonans yaratılınması, böylece katmanlar üzerindeki baskının azaltılmasıyla büyük depremlerin engellenebileceğini fikrini ortaya attı. Tesla da bu fikri desteklemiş, bunun mümkün olduğunu belirtmiştir. Kendi de daha sonraları benzer mantıkla çalışan bir osilatör icat etmiştir. İlk defa çalar saat büyüklüğündeki bir osilatörü 60 cm uzunluğunda 5 cm kalınlığında bir çelik halkaya takmış, dakikalar sonra  halka önce titremeye, sonra açılıp kapanmaya en nihayetinde de yarılmaya başlamıştır. Tesla bu başarısını gördükten sonra bunu bir de geniş ölçekte denemek için  çelik yapılı bir inşaat aramış ve osilatörünü bir kez de burada test etmiştir. Peki Tesla bunu nasıl yapmıştır?

 

Elektro-mekanik bir osilatör diyebileceğimiz bu yapının en önemli özelliği küçük enerji girişleriyle yapı içerisindeki büyük kütleli bobinlerin de kolayca hareket ettirebilinmesidir. Bu da osilatörde bulunan pistonların kapalı bir haznede bir yay etkisiyle çarpıştırılmasıdır. Sıkıştırılmış havanın bir yay gibi davranmasıyla çarpışan pistonlar büyük bir etkiyle ters yönde hareket ederler.

Osilatörü eşsiz yapan şeylerden biriside manyetik yapısı.  Osilatörün bir tarafında sayısız demir plaka kullanılırken tam karşı yöneyse manyetik alanı artırmak için bir parça yine demir kullanılmış. Kalıcı veya birleştirilmiş bir magnet kullanılması düzenli bir akıma neden olur. Böylece karşılıklı iki bobin arası elektromanyetik birleşim maksimuma çıkartılır. Nihai amaç olan çıkış verimliliğinin artırılması da kolayca sağlanır. Daha da ilginç olanı osilatörün rezonans frekansının herhangi bir nesnenin rezonans frekansına kolayca ayarlanabilinmesidir. Bu da şaftın mekanik olarak dönerken hem havanın yay gibi davranmasından  hem de aracı akışkanın basıncından faydalanılmasındandır. Pistonların hareket ettirilmesinde ise enerji ya da hava kullanılır. Eğer enerji kullanılırsa ki genelde öyle olur, osilatörün “jacket” bölümünden enerjinin girmesiyle bir vakum yaratılır oluşan vakumda çıkış pistonlarını hareket ettirir. Böylece istenilen cisim için istenilen rezonans frekansı kısa süre içerisinde oluşturulabilir.

Osilatörün elektro ve mekanik kısmının birleştirilmesi İlk defa Tesla’nın  Chicago’daki Dünya Fuarında görücüye çıkardığı osilatörü 8 kg aşkın bobinlerle saniyede 80 kere 7/8 impluslar oluşturabilmekteydi. Bu nispeten düşük impluslar sayesinde saniyede yüzlerce titreşim yaratılıyordu.

Tesla, zamanını ve zekasını bütünüyle insanlığın yararına adamış birkaç bilim adamından biri. Yaşadığı süre boyunca hiçbir surette insanlığa zarar verebilecek bir proje içinde yer almayan Tesla, deprem makinesi ile de fay hatlarının enerjisini boşaltmaya çalışmıştır. Bugün çok çeşitli teoriler üretilse de ve bunların bir kısmının gerçeklendiği bilinse de bu projenin çıkış noktası insanları korumak olduğu gerçek. Tesla’nın da zaten diğer karşılaştırıldığı bilim insanlarıyla en önemli farkı buradan gelmekte.

Tesla’nın deprem makinasının en önemli özelliği küçük enerji girişiyle birlikte yapı içerisinde büyük kütleli bobinlerin de kolayca hareket ettirebilmesidir. Osilatörde bulunan pistonların kapalı bir şey içerisinde bir yay etkisiyle çarpıştırılmasıdır. Sıkışan havanın bir yay gibi davranması sonucunda çarpışan pistonlar büyük etkiyle birlikte ters yönde hareket ederler.

Tesla ′de büyüklüğü alarmlı saatten büyük olmayan ayarlanabilir frekanslı bir osilatör yaptığını iddaa etti. Ayrıca bu osilatörünü de inşaat halindeki bir binada denediğini iletti.

Daha sonraki günlerde tesla yine makinayı çalıştırdığı söylenir. Deprem hissedilir.

 

 

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

Labmedya - Laboratuvar ve Sağlık Gazetesi

Sırp asıllı Amerikalı mucit, fizikçi ve elektrofizik uzmanıdır. Aslında dünyadaki bilim ve teknoloji yapısını tam anlamıyla 'kökünden' değiştirebilecek birçok 'kullanılan ve kullanılmayan' deneye/buluşa da imza atmasına rağmen, ders kitaplarında adı nadiren geçer. Özellikle 'elektriğin kablosuz taşınabilmesi' gibi bir buluşu ve bunu kanıtlaması onun ne kadar benzersiz bir mucit olduğunu açıklar. Edison ile arasında amansız bir bilimsel mücadele geçmiştir. Elektrik üzerine yaptığı sayısız deneyler ve buluşlar vardır. 7 Ocak yılında kendisine ait patent aldığı buluşla en çok patent sahibi kişi olarak dünya tarihine geçmiştir.

 

Babası bir papaz olan Tesla'nın annesi okuyup yazamamasına karşın, halk arasında pratik ev gereçleri mucidi olarak bilinirdi. Nikola'ya göre annesi, yaratıcı dahi olmaya adaydı. Babası her zaman papaz olmasını istiyordu, Tesla ise mühendislik okumayı istiyordu. Tesla ölümcül bir hastalık sırasında, mühendislik okursam çok daha iyi olurum demiş, babası da onu kıramamıştır. Annesinin de desteğine sahip olan Tesla, fizik ve matematikte bilgisini arttırırken Graz'daki Politeknik okuluna girdi ve Prag Üniversitesi'nde eğitimini sürdürdü. Yabancı teknik yapıtları okuyabilmek için, orada, yabancı dil kursunu sürdürdü. Anadili olan Sırpça ve ailece bildikleri Almanca'ya ek olarak İngilizce, Fransızca ve İtalyanca'yı da öğrendi. 

 

Nikola ailedeki beş çocuktan biriydi. Bir büyük erkek kardeşi vardı ve adı Dane(Daniel) idi. Ağabeyi, Nikola 5 yaşındayken vefat etmiştir. Vefat ettiği sırada Dane, henüz 12 yaşındadır. Ağabeyi Dane ata binme kazası yüzünden öldü. Bazı kaynaklar da ağabeyi ata bindiği sırada Tesla'nın atı korkutmasından dolayı kazaya neden olduğu söylenir. 

 

Abisini henüz çocukken kaybettiği için Tesla'da birçok takıntı oluşmuş ve şizofreniye yakın belirtiler göstermiştir. Fakat hiç kuşkusuz bu belirtiler Nikola'nın dehasına katkıda bulunmuştur.

 

3 kız kardeşi (Milka, Angelina ve Marica) vardı. Ailesi yılında Gospic'e göç etti. Tesla okula Karlovac'ta gitti. Tesla Avusturya Graz Politeknik'e yılında başladı burada elektrik üzerine olan bilgisini arttırdı. Ancak kişisel takıntıları ve asosyalliği nedeniyle üçüncü sınıfın ilk döneminden itibaren okulu bıraktı. Kimi çevreler okulu bitirdiğini söylese de üniversite Tesla'nın mezun olmadığını ve okula 'in ilk döneminden sonra devam etmediğini bildirmiştir. Ailesiyle ilişkisini keserek bir oto mühendislik firmasında çalışmaya başlayan Tesla bu dönem oldukça ağır bir depresyon dönemi geçirdi.

Daha sonra babasının isteği üzerine Prag'ta Charles Ferdinand Üniversitesi'ne başladı. Burada bir yaz dönemi öğretimine devam etti ve babasının ölümü üzerine okulu bıraktı. Sonra Paris'te bir telefon şirketinde çalışmaya başladı. Burada doğru akım motorları ve dinamolar konusunda geniş ve önemli tecrübeler edindi. Oradayken çalıştığı döner makinelerini korumak için regüle edici kontrol cihazları icat etti. 

 

İcatları

Floresan lambayı, neon ışıklarını, hız-ölçeri, otomobillerdeki ateşleme sistemini, radarın temellerini, elektron mikroskobunu ve mikrodalga fırını da Nikola Tesla'nın icat ettiğini bilenlerin sayısı sınırlıdır. 

 

Nicola Tesla'ya göre bu doğru akım uygulanan doğru sistem değildir. Hem jeneratör (üreteç) hem de motordaki komütatörü ortadan kaldırmak ve alternatif akımı tüm sistemde kullanmak daha akla uygun gelmekteydi. Fakat hiç kimse alternatif akımda çalışabilen bir motoru oluşturmamıştı ve Nicola Tesla bu sorunu çok düşündü. 'nin Şubat ayında, Budapeşte'nin bir parkında Szigetti adında bir sınıf arkadaşı tüm elektrik endüstrisinde devrim yapacak olan "dönen manyetik alan"ı bulmuştu. Dönen elemana bağlantı gereği olmayacaktı. Komütatör yoktu artık.

Daha sonradan tüm alternatif akım elektrik sistemlerini tasarladı. Alternatörler, elektrik enerjisinin ekonomik iletimi ve dağıtımı için gerilim yükseltici ve alçaltıcı transformatörler ve mekanik güç sağlamak için alternatif akım motorları. Dünyanın her tarafında harcanıp giden su gücünün bolluğundan esinlenip, gerekli olan yerlere enerji dağıtabilen hidroelektrik santralleriyle bu büyük gücün elde edilmesini tasarladı. Budapeşte'de "Bir gün Niyagara Çağlayanı'nı elektrik elde etmek için kullanacağım" diyerek dinleyenleri şaşırttı.

 

Alternatif akım jeneratörleri ve motorları, radyo, floresan, radar, MRI, lazer teknolojisi, robot teknolojisi, deprem makinesi (HAARP), Nicola Tesla'nın teorileri kaynaklık edinilerek yaratılmış projelerdir.

 

Kendi deyimiyle zihninde çakan şimşekler çoğu zaman rehberi olmuştur. Bunlardan ışık patlamaları olarak bahseder;

“Bu ışık patlamalarını hala zaman zaman yaşıyorum. Yeni bir fikrin zihnimde parıldayı vermesi gibi durumlarda ortaya çıkıyor. Ama artık eskisi kadar heyecan verici değil bu, eskiye nazaran daha etkisiz. Gözlerimi kapattığımda, ilk önce mutlaka çok koyu ve tek tonlu bir mavi fon görüyorum. Tıpkı açık ama yıldızsız bir gecede olduğu gibi. Birkaç saniye içinde bu alan parıltılar saçan ve bana doğru ilerleyen yeşil ışıltılarla doluyor. Neden sonra sağ tarafımda birbirine paralel ve yakın ışınların oluşturduğu iki ayrı sistem görüyorum. bu iki sistem birbirleri ile dik açı oluşturacak şekilde duruyorlar; sarı, yeşil ve altın renklerinin hakim olmasına karşın, her türlü rengi içeriyorlar. Sonra bu çizgiler daha da parlaklaşmaya başlıyor ve her yere parıltılar saçan belirgin noktalar serpiliyor. Bu resim yavaş yavaş görüntü alanımdan çıkıyor ve sola doğru kayarak yok olup gidiyor, yerini pek de hoş olmayan ölü bir griliğe bırakıyor. burayı çabucak kabaran ve kendilerine canlı formlar vermeye çalışıyormuş gibi duran bulutlar doldurmaya başlıyor. İşin ilginç yanı şu ki, ikinci aşamaya geçilinceye değin bu griliği belirgin bir şekle benzetemiyorum. Her seferinde, uyuyakalmadan az önce, gözlerimde kimi şeylerin ya da insanların görüntüleri canlanıyor. onları gördüğüm anda anlıyorum ki bilincimi yitirmek üzereyim. Eğer ortaya çıkmıyorlarsa ya da bunu reddediyorlarsa biliyorum ki bu uykusuz bir gece geçireceğim anlamına geliyor”

 

O günlerde genellikle doğru akım, ısıtmaya, aydınlatmaya, güç sağlamaya ve iletmeye en uygun yol olarak bilinirdi. Fakat doğru akımla direnç kayıpları o kadar büyüktü ki, her mil kare için bir güç santraline gerek vardı. İlk akkor ampuller ( Volt'ta), güç santraline yakın olsalar bile parlak ve bir milden daha uzaklıktakiler ise kaybolan güce bağlı olarak sönük yanıyorlardı.

 

Elektrik mühendisliğini bırakıp, 'te cebinde sadece 4 sentle New York'ta gemiden ayrıldı. Tecrübesi onu doğru akım motorları ve dinamolardaki komütatör sorunlar yaratan, gereksiz bir karışıklık inandırmıştı. Doğru akım üretecinin bir komütatörle dış devrede tamamen aynı yöne akan dalga dizileri şeklinde alternatif akım oluşturduğunu gördü. Motorda dönme hareketini sağlayacak bir doğru akım elde etmek için, yöntem tersine çevrilmeliydi. Her elektrik motorunun endüvisi, motora alternatif akım beslemek için döndüğü anda manyetik yönlerini değiştiren, döner komütatöre sahipti.

Kişiliği

 

Nikola Tesla hiç evlenmemiştir. Bekar ve aseksüel olmasının bilimsel yeteneklerine yardımcı olduğunu düşünüyordu. Kolay öfkelenen Nikola Tesla ile Thomas Edison, Waterside Enerji Tesisi ve Allis Charmes Fabrikası'ndaki araştırmalarında onunla çalışan bazı mühendis ve yardımcıları arasında ortaya çıkan sürtüşme, aleyhine oldu. Bugün, düz rotorlu Nikola Tesla türbinlerinin sonucu hakkında hiçbir bilgimiz yoktur.

 

Yıllar geçtikçe, ondan, gittikçe daha az haber alınmaya başlandı. Bazen gazeteci ve biyografi yazarları onu arayıp röportaj yapmak istiyorlardı. Gittikçe garipleşti, gerçeklerden uzaklaştı, aldatıcı hayalciliğe yöneldi. Not alma alışkanlığı edinmemişti. Her zaman tüm araştırma ve deneylerine ait tüm bilgiyi aklında tutabildiğini iddia ve ispat etti. yıl yaşamaya kararlı olduğunu ve yaşının üstüne eriştiği zaman, araştırma ve deneyleri sırasında topladığı bütün bilgiyi etraflıca anlatarak, anılarını yazacağını söyledi. II. Dünya Savaşı sırasında öldüğü zaman, kasasına askeri yöneticiler el koydular ve kayıtların cinsine ait herhangi bir şey duyulmadı.

 

Nikola Tesla'nın kendine özgü bir tutarsızlığı da, kendisine iki şeref unvanı verildiği zaman ortaya çıktı. Birini reddetti. 'de Nikola Tesla ve Thomas Edison'un dolarlık Nobel Ödülü'nü paylaşmaya seçildikleri açıklandı. Nikola Tesla, bu ödülü de reddetti. Her nasılsa, Thomas Edison'u sevenler tarafından kurulan AIEE Edison madalyasını 'de Nikola Tesla'ya layık görüldüğünde, bunu kabul etmeye yanaşabildi. 

 

“Beş duyusunun aşırı hassaslaşması ve bundan dolayı çektiği sıkıntılar konusunda şöyle demiştir; "Yakından ve uzaklardan gelen kükreyen sesler beni korkuya sürüklüyordu ve bunların ne olduğunu bir türlü ayırt edemiyordum. Güneş ışınlarının önü periyodik olarak kesildiğinde bu beynim üzerinde öylesine büyük bir güç alanı yaratıyordu ki kendimden geçiyordum. Bir köprü ya da bunun gibi bir yapının altından geçebilmek için tüm irademi zorlamam gerekiyordu çünkü kafatasım üzerinde dayanılmaz bir basınç hissediyordum. Karanlıkta bir yarasa kadar duyarlı olabiliyordum, metrelerce uzaklıktaki bir nesnenin varlığını alnımda hissettiğim bir ürperti sayesinde fark edebiliyordum ”

 

Nikola Tesla ve Thomas Edison

Nikola Tesla'nın aradığı fırsat ve şans kolayca eline geçmedi. O zamanlar New York'da Pearl Caddesi'ndeki ilk laboratuvarında akkor lambası için pazar aramakla meşgul olan Thomas Edison'a rastladığı zaman Nikola Tesla, gençlik heyecanıyla, kendisinin bulduğu alternatif akım sisteminin açıklamasını yaptı. Bu düşünceyi derhal ve tamamen kestirip atan o büyük adam, "Sen teori üzerinde vaktini harcıyorsun" dedi.

Tesla, Edison’a çalışmalarından ve alternatif akım planından bahseder. Edison alternatif akımla fazla ilgilenmez ve Tesla'ya bir görev verir.

 

Tesla, Edison tarafından kendisine verilen görevi her ne kadar sevmemiş olsa da Edison'un kendisine laboratuvar açmasını sağlayacak kadar bir para ödeyeceğini öğrenince görevi birkaç ay içinde tamamlar. Doğru akım santralindeki sorunları çözmüştür. Edison’un kendisine söz verdiği ücreti talep ettiğinde, Edison şaşırmış bir şekilde “tam bir Amerikalı gibi düşünmeye başladığında Amerikan şakalarından da anlayabileceğini” söyler ve bir ücret ödemez. Tesla derhal istifa eder. Kısa süren birlikte çalışma dönemini, uzun süreli bir rekabet izleyecektir.

 

Nikola Tesla ve J.P. Morgan

'ün Mart ayında, Elektrik Dünyası ve Mühendisliği Dergisinde, Nikola Tesla, Kanada Niyagara enerji firmasının telsiz enerji iletimi sistemini uygulamasını istediğini ve bunun için 10 milyon Volt'luk gerilimde beygir gücü dağıtabilecek bir sistem kullanmayı istediğini açıkladı.

Niyagara Projesi kağıt üzerinde belirtilen gibi asla gerçekleşmedi fakat küçük bir elektrik santrali kuruldu. Fakat, gösterişli Long Island'ın kaderine etki yaptı.

Tesla'nın en önemli projesi Kablosuz Enerji İletişimi idi. 20 adet ampulü kablo olmadan 25 mil uzaktan yakabildiği kayıtlara geçmiştir.

 

Nikola Tesla, ilk defa elektriğin bir kaynaktan çevreye yayılarak kablosuz ve çok yüksek miktarlarda iletimi söylemiştir. Kağıt üstünde bunu ispatlayan Nikola Tesla daha sonra yaptığı deneylerle de bunu göstermiştir. Kendisinin elinde kablosuz yanan bir ampül tutan fotoğrafı bulunmaktadır. Bu projenin patentini aldıktan sonra Nikola Tesla'nın en büyük destekçisi J.P. Morgan bu kablosuz enerji iletimi ile şirketin ekonomisinin batacağını anlamış ve finansman desteğini kesmiştir. Eğer destek o gün kesilmeseydi, günümüzde insanlar elektriği ücretsiz bir şekilde kablosuz olarak kullanabilecekti.

 

Öngörü yeteneği

Bu sırada Elektro-adam Nikola Tesla (), Mors koduyla sınırlı olan büyük endüstrinin geleceğine ait, uzak görüşünü açıklayan kuramsal broşürünü yayınladı. Bu broşür, Nikola Tesla'nın kahin olduğuna herkesi inandırdı. "Dünya çapında telsiz sistemi"nde, çeşitli olanakları sağlayacak olan özellikler açıklanıyordu. Broşürde, telgraf, telefon, haber yayını, borsa görüşmeleri, deniz ve hava trafiğine yardım, eğlence ve müzik yayını, saat ayarı, resimli telgraf, telefoto ve teleks hizmetleri ile, Nikola Tesla'nın sonradan oluşumunu gördüğü radyo sitesi anlatılıyordu.

 

Ölümü ve sonrası

Sıradışı bir karaktere sahip olan Tesla, para yönetiminde hiçbir zaman başarılı olamadı. Hayatının son yıllarını borçlarından kaçmak için sürekli otel değiştirerek geçirdi. 7 Ocak tarihinde 86 yaşındayken New Yorker Oteli'nin bir odasında kalp yetmezliği sebebiyle hayata veda etti. Ölmeden önce teleforce silahı adını verdiği bir çalışma yürütmekte olan Tesla'nın bütün dokümanlarına ABD hükümeti tarafından el konuldu.

Tesla'nın geride bıraktıkları ile en çok ilişkilendirilen kurum Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü oldu. Tesla'dan geride kalanlar üzerinde çalışmalara devam edildiği ve geliştirilen teknolojiler olduğu söylentileri bulunmaktadır.

 

Wikipedia dan faydalınılmıştır. 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir