Müstesna Meyhane Ankara

müstesna meyhane ankara

MEYHANELERİN KALBİ ANKARA MEYHANELER SOKAĞI

Ankara'da yaşayan meyhane müdavimleri gayet iyi bilir ki meyhanelerin bir arada toplandığı salaş ortamların ve müstesna mekânların olduğu Ankara meyhaneler Sokağıayrı bir mekân ayrı bir dünyadır. Namı diğer 7 kapı Meyhaneneler Sokağı…

Ankara'nın içerisinde adeta bir masal atmosferi yaşatacak olan bu muhteşem sokakta birbirinden farklı tarzda hizmet veren meyhaneler bulunuyor. Bahçelievler'deki 7. Cadde'ye girdiğiniz anda ortam bir anda değişiyor. Ambiyans çok farklı bir havaya bürünüyor. Böylece kendinizi muhteşem meyhanelerin olduğu yerde ortamın havasına kaptırarak güzel bir geceyi geçirirken bulabiliyorsunuz.

Eğer Ankara'da canınız içmek istiyor dostlarla güzel bir geceyi ihya etmek istiyor ise bunun için en güzel mekân tabii ki Ankara meyhaneler sokağıolacaktır. Çok uzun zamandır otantik havasıyla ve doğal dokusuyla dikkat çeken bu meyhanelerde ne yenir ne içilir hep birlikte göz atalım.

Dostların Uğrak Yeri Ankara Meyhaneler Sokağı

Meyhaneye tabii ki tek başına gidilebilir. Hele ki dert varsa kimseyle paylaşmak istemiyorsanız bir başınızı alır meyhanenin köşesinde oturur rakınızı yudumlarsınız. Ancak genellikle bizim toplum yapımızda ve kültürümüzde meyhaneye dostlarla beraber gidilir. Sevilen dostlar rakı sofrasında mutlaka yanınızda bulunur.

İşte Ankara'da yaşayanlar için dostlarla beraber yenilip içilebilecek en güzel mekânlar 7 kapı meyhaneler Sokağı olmaktadır. Oldukça otantik bir havanın esmiş olduğu bu cadde hakikaten enfes manzarasıyla ve tamamen doğal dokusuyla sizi büyülüyor.

Ankara meyhaneler Sokağıbu bakımdan oldukça önemli bir hizmet veriyor. Sürekli olarak değişen modernleşen kent hayatı içerisinde hala Türk Meyhanesi dediğiniz o doğal ortamları yaşanabildiği nadide yerlerdir. Buradaki hangi meyhaneye yolunuz düşerse bildiniz Türk meyhanesinin en alasını bulabiliyorsunuz. Bu da oldukça önemli.

Klasik Türk Meyhanesinden Vazgeçemeyenler İçin

Teknoloji ile birlikte her şey değişiyor. Çoğu zaman güzelleşiyor. Ama bazı şeylerin eskisi gibi kalması oldukça önemlidir. Bilhassa insanların bir araya geldiği dostlarla beraber oturup acı tatlı günlerini hatıralarını paylaştığı mekânların yok olmaması gerekiyor. İşte bu açıdan Ankara meyhaneler SokağıAnkara'da hala hayatiyetini sürdürüyor.

Bu sokağın müdavimleri çok uzun zamandır akşamları dostları ile beraber gelip bu meyhanelerde içkisini yudumluyor. Adeta tanıdık bir yüz gibidir. Buradaki meyhaneler müdavimleri tarafından her akşam mutlaka ağırlanırlar. Büyük bir nezaket içerisinde tam bir Türk Meyhanesitarzında donatılmış olan meyhaneler sizin için oldukça samimi ortamlardır.

Türk meyhanesinde alıştığınız ahşap masa ve sandalye, sade dekor, abartıya kaçmayan ortam ve güzel servis… İşte bu meyhanelerde aradığınız bütün bu ortamı bulabiliyorsunuz. Son derece nezih meyhane işletmecileri adeta ailenizden bir birey gibi sizi çok sıcak bir şekilde karşılayıp ağırlıyorlar.

Belki de bu yüzden bir tarafta en muhteşem ihtişamlı meyhaneler yükselirken bu meyhaneleri müdavimleri asla mekânlarını terk etmiyor ve vazgeçmiyorlar. Üstelik her akşam yeni müdavimler de bu güzel sokağa uğramadan edemiyor. Bu sebeple nostaljiden hoşlanıyor ve eskiye müptela iseniz Ankara meyhaneler Sokağısizi bekliyor diyoruz.

Rakının İçilebileceği En Güzel Mekânlar

Rakı öyle müstesna bir içkidir ki kendisine herkesi hayran bırakmıştır. Sert bir içki olmasına rağmen anasonlu kokusuyla ve muhteşem görünümü ile beraber enteresan bir şekilde içeni kendisine bağlamaktadır. Rakı öyle her yerde içilmez. Bu artık bizim için adeta bir usul ve adap meselesi haline gelmiştir. Rakının içilebileceği en güzel yerler Ankara'da yaşıyorsanız Ankara meyhaneler Sokağıolacaktır.

Sokağın hemen yanı başından geçtiğinizde bile anason kokusunu çekip ciğerlerinizi bayram ettirebilirsiniz. Böylece bir anda iştahınız açılarak bu meyhanelere zaten doğal olarak yolunuzu düşüreceksiniz. Oldukça harika bir ortamda sunulmakta olan rakı Klasik Türk Meyhanesi tarzında sofranızda yer alıyor. Bildiğiniz alıştığınız mütevazı rakı sofrası… Abartıya kaçmadan ve hiçbir şey eksik olmadan tastamam rakı sofrası Ankara meyhaneler Sokağıiçerisinde yer alıyor.

Rakı sofrasının vazgeçilmezi olan her şey sofranızda da bulunuyor. Özellikle rakının yanında bulunacak olan mezeler bir bir sıralanıyor. Bir tarafta şakşuka yer alırken diğer tarafta haydari hemen kendisini gösteriyor. Mevsimine göre kavun karpuz beyaz peynir ezme Akdeniz ve Ege mutfağının güzel mezeleri yine birer birer sofranıza getiriliyor.

Hani derler ya rakı yalnızlıktan hoşlanmaz diye rakıyı yalnız bırakmayacak olan güzel insanlar, güzel dostlar rakının çevresine dolar ve böylece güzel bir sohbet başlar. Rakı yine yalnız bırakılmaz. Mezeler de rakıya eşlik eder. Böylece rakı adeta dostları güzel bir sofrada bir araya getiren tutkal gibidir. Birleştirir, ayırmaz. Ankara meyhaneler Sokağı da bunun için en güzel mekânlar olarak öne çıkıyor.

Sokağa Kurulan Masalar ve Muhteşem Ortam

Genellikle meyhaneler sokağının içerisinde bahçeler de yer almaktadır. Küçük bir sundurma ile beraber meyhaneye girersiniz. Gözden ırak bir şekilde rakınızı içersiniz. Fakat Ankara meyhaneler Sokağısize dilediğiniz özgürlük atmosferini sunuyor. Masalar özellikle bahar ve yaz aylarında sokağa kuruluyor. Böylece enfes bir Akdeniz atmosferini Ege özgürlüğünü hissedebiliyorsunuz.

Düşünsenize, Ankara'nın o kalabalığında milyonlarca insanın hayhuyu arasında sokağın ortasında oturup rahatça rakınızı yudumlamak herhalde bulunmaz bir fırsattır. Hele de güzel bir Ankara baharında veya yaz akşamında o serin atmosferde sokağa kurulmuş olan ve birbirine çok yakın tutularak adeta herkesin dost olduğu ortamda rakınızı yudumlayıp dostlarla muhabbet etmek… Nasıl, enfes bir şey değil mi? İşte bu keyfi yaşamak istiyorsanız Ankara meyhaneler Sokağı en iyi tercih olacaktır.

Bu Sokakta Ciğer Yemek Ayrıcalıktır

Her yörenin kendine has lezzetleri var fakat Ankara meyhaneler Sokağısizin için akşamın geçirileceği mekân ise mutlaka ciğeri tavsiye ediyoruz. İnanın ciğerin en güzelini en lezzetlisini bu meyhanelerde tadacaksınız. Birbirinden farklı şekillerde pişirilen ciğer rakının da şarabın da yanında çok güzel gidiyor.

Özellikle yaprak ciğer Ankara meyhaneleriiçin vazgeçilmez bir ara sıcak olarak sofranıza servis ediliyor. Başka bir yerde bulamayacağınız bu lezzeti mutlaka deneyin. Arnavut ciğerin en alasını yine Ankara meyhaneler Sokağı içerisinde bulabiliyorsunuz. Birbirinden farklı tatların yer aldığı bu meyhanede ciğer tavada sizin için yer alıyor. Meyhane ciğeri dediğimiz o enfes lezzeti aşçılar oldukça güzel bir şekilde sofranıza servis ediliyor.

Yani şunu söylersek yanlış olmaz herhalde sadece rakı ve ciğer için Ankara meyhaneler Sokağıziyaret etmeye değer. Hakikaten enfes lezzetler. Sıcak bir şekilde sofranıza getirilen ciğerin yanında buz gibi rakı inanılmaz bir ikili oluşturuyor. Eğer dostlarınızı ödüllendirmek eşinizi ve sevgilinizi şımartmak istiyorsanız bir geceyi Ankara meyhaneler sokağında geçirin. Sokağa kurulmuş olan masalarda bir taraftan rakınızı yudumlayın diğer taraftan sofranıza gelen ciğeri tadın.

Yaz Da Kış Da Ankara Meyhaneler Sokağı

Ankara'da yaşayanlar çok iyi bilir ki Ankara'nın kışı ve ayazı çoktur. Yazın da sıcağı yakıcıdır. Hal böyle olunca yazda kışta güzel eğlence mekânlarında nefes aldıracak içinizi serinletecek veya ısıtacak sizi dinlendirecek yerlere ihtiyaç vardır. Ankara meyhaneler Sokağıbunun için en yerlerdir.

Yazın gittiğinizde Açıkhava meyhanesindeki sundurmaların altına konulmuş olan masalarda gönlünüzce yiyip içip eğlenebiliyorsunuz. Temiz hava muhteşem atmosfer. Böylece yazın en iyi ve serin mekânlar yine bu meyhaneler oluyor.

Kışın gittiğinizde ise içinizi ısıtacak muhteşem atmosferi ile sunulan içkilerle ara sıcak yemekler ile size rahat bir nefes aldıracak olan yerler yine Ankara meyhaneler Sokağıolacaktır. Böylece yazın da kışın da en ideal eğlence mekânları ruhunuzu dinlendirecek yerler bu meyhanelerdir.

Ankara Meyhaneler Sokağı Fix Menü Fiyatları

Ankara'da meyhane adına ne arıyorsanız hepsi mevcuttur. İsteyenlerin sirtaki yapabileceği Yunan meyhaneler, arzulayanlar için açık hava meyhaneleri. Elbette ki Türk Meyhanesi her zaman başköşede yer alıyor. Ankara meyhaneler Sokağıbunların hepsini bünyesinde barındırıyor. Son derece kaliteli hizmet ve muhteşem lezzetler sofranızda yer alıyor. Yerli ve yabancı içkiler de cabası.

Muhteşem hizmetin mukabilinde ödeyeceğiniz rakamlara göz attığınızda ise içinize ayrı bir sıcaklık ayrı bir keyif yayılıyor. Çünkü Ankara meyhaneler SokağıFix menü fiyatları 75 lira civarında. Aradığınız bütün lezzetlerin sofranıza gelmesine yardımcı olunuyor. Ara sıcaklar ana yemekler balık deniz mahsullerinden oluşan mezeler sıcak ve soğuk Türk ve Yunan mezeleri Rakı şarap bira… Ne arıyorsanız sofranızda bulunuyor ve sadece 75 lira civarı bir rakam ödüyorsunuz.

Bizden söylemesi, böyle muhteşem bir atmosferde bu rakamlara yiyip içmek eğlenmek yanında müzik dinlemek fasılla beraber coşmak buz gibi rakıyı yudumlayıp dostlarla sohbet etmek herkese nasip olmaz. En iyisi siz bu akşam için sevdiklerinizle beraber Ankara meyhaneler Sokağıiçin bir rezervasyon alın.

MEYHANELERİN KALBİ ANKARA MEYHANELER SOKAĞI

Posta Caddesi'nin Dört Meyhanesi

Karıştırdığım pek çok anı kitabında Kürdün Meyhanesi ile Şükran Lokantası’nın yerleri tam olarak saptanamamış. “Posta Caddesi’ne girildiğinde soldaki ilk bina”, “Caddenin sol tarafı”, “Onun hemen yanı başında”, gibi tarifler var. Kimileri birinin, kimileri diğerinin önce geldiğini anımsıyorlar. öncesinde oralarda yaşadığım için nerede olduklarını hep merak ediyorum. başlarında caddeye ilişkin olarak yaptığım bir araştırma(*) bu merakımı gideriyor, meyhanelerin yerlerini tam olarak belirliyorum.

Atatürk Bulvarı’ndan Posta Caddesi’ne girişin solundaki Akbank’tan sonra soldaki ilk bina 5 kapınumaralıKudret Han.

Kudret Han’ın doğumlu sahibi Abbas Yüzbaşıoğlu yaptığımız söyleşide, binanın sol girişinde bugün Kars Tandır Ekmeği’nin bulunduğu dükkânın bir zamanların Acemin Meyhanesi de denilen ve ticari adı Yeni Hayat Lokantası olan, ressam Fahir Aksoy’un aynı adla kitap yazdığı ünlü Kürdün Meyhanesi olduğunu doğruluyor. Aşağıda tekrar değineceğimiz üzere, Kudret Han’ın sağ girişinde Ulus Simit Cafe-Fırın’ın terk etmesiyle bugün için boş olan dükkân da Şükran Lokantası. Abbas Yüzbaşıoğlu aynı görüşmemizde, o sırada Ankara’da çokça bulunan Macarlar tarafından ’da inşa edilen bu binayı babası Ali Rıza Yüzbaşıoğlu’nun, ’de 28 altına satın aldığını, satın alma öncesinde bu binada Cihan Palas’ın sahipleriyle birlikte kiracı olarak da oturduklarını söylüyor. Kürdün Meyhanesi, Feridun Büyükyıldız’ın saptamalarına göre , Nuray Bayraktar’a göre ise arasında var olmuş. Ressam Fahir Aksoy, Turgut Zaim’in bazı meyhane tiplerini de resimlediği kitabının çeşitli sayfalarında, meyhanenin çoğunluğu sol eğilimli ve genellikle “edebiyatçı-ressam-gazeteci-tiyatrocu-yazar-müzisyen gibi müdavimlerini; Çetin Altan, Cüneyt Arcayürek, Şinasi Nahit Berker, Suat Derviş, Ceyhun Atuf Kansu, Ömer Üçüncü, Şakir Ziya Karaçay, Cihat Burak, Orhan Veli, Bülent Akyol, İlhan Tarus, Mehmet Kemal, İlhan Berk, Nusret Hızır, Orhan Peker, Nurullah Ataç, Fikret Otyam, Suphi Taşhan, Fethi Giray, Sururi Taylan, Rasih Güran, Haşmet Akal, Cahit Akbay, Ziya Şav, Mübin Orhon, Hüseyin Şehsuvar, Zühtü Berkman, Montör Sabri, Mühendis Galip ve Kıvırcık Fuat” olarak sıralıyor. Bu isimlerin bir kısmı, Posta Caddesi’nin Sanayi Caddesi ile kesiştiği köşede yer alan, yine Yüzbaşıoğlu ailesinin sahibi olduğu Yüzbaşıoğlu Han’ın orta katındaki ünlü “Tercüme Bürosu”nda çalışıyorlar. Bunların yanı sıra ayın ilk günlerinde felekten gün çalan küçük memurlar, halktan kişiler ve solcuları izleyen sivil polisler de müşteriler arasındadır. Altan Öymen, Orhan Veli’nin çıkardığı Yaprak Dergisi’nin bazı işlerini meyhaneden ve hemen karşı sıradaki postaneden kiraladığı posta kutusundan yönettiğini hatırlıyor. Mehmet Kemal, meyhanenin Kafkas ya da Azerbaycan kökenli şaka sever sahibi Mehmet Özdilli’nin şiveli konuşmasından ötürü hem Kürdün Meyhanesi, hem de Acemin Yeri olarak adlandırıldığını yazıyor. Abdestinde, namazında görünen garson “Kambur Hafız”ın müşteriler için veresiye defteri tuttuğunu ve takip ettiğini ekliyor. Diğer garson Mustafa ise “Tralambos” lakabını, Ankara’da yeni çalışmaya başlayan troleybüslerden alıyor. Meyhanenin kapanma saati yaklaşırken, “Tralambos kalkıyor !”diye ünlemesi, hesapların ödenme zamanının geldiğine işaret ediyor.

Şükran Lokantası’nın yeri, taradığım anı kitaplarında, “Yeni Hayat’ın yanı başı”, “Park Oteli geçince Posta Caddesi’nin sol kanadı”, “Acemin Yeri’nin metre sonrası”, “Park Otelin hemen sonrası” olarak veriliyor.

Kudret Han’ın maliki doğumlu Abbas Yüzbaşıoğlu Şükran Lokantası’nın, hanın zemin girişinde görüşme tarihimiz itibariyle bir önceki kiracısı Ulus Simit Cafe-Fırın’dan boşaltılmış olan sağdaki daire olduğunu söylüyor. Böylece Şükran Lokantası’nın anılarda türlü biçimlerde tariflenen yerini, bina sahibinin belleğinden saptamış oluyorum. Başta Cahit Sıtkı Tarancı olmak üzere, Orhan Veli Kanık, Cahit Külebi, Necati Cumalı, Ahmet Muhip Dıranas, müsteciri [kiracı işletecisi] Salih Çelebi olan lokantanın müşterileri arasında yer alıyorlar. Kumaşlı Terzi Güneş Usta, Kürdün ve Palabıyık’ın meyhanelerine göre daha üst düzeyde olan Şükran Lokantası’na yazarların, sanatçıların, gazetecilerin yanı sıra adliyeden hakim ve savcıların, avukatların, Tercüme Bürosu çalışanlarının, civardaki bankaların memurlarının geldiğini söylüyor. Şinasi Özdenoğlu, patron Salih beyin tezgâhta hiç konuşmadan oturup giren-çıkanı göz hapsinde tuttuğunu, aralarda tezgâhın altından çıkardığı kadehini gizlice yudumladığını, bir gün buluştukları Cahit Sıtkı’nın cebinden çıkardığı kağıda el yazısıyla yazılmış “Otuz beş Yaş” şiirini bu lokantada kendisine okuduğunu anlatıyor . Altan Öymen de Cahit Sıtkı’nın, lokantanın sokağa bakan camekânının dibindeki masaya erkenden gelip tek başına oturduğunu, bir yandan önündeki Türkçe ve Fransızca dergi ve gazetelere göz atarken, bir yandan da kadehi ve mezeleriyle meşgul olduğunu hatırlıyor.

Bugün altında TAPİ Tavuk ve Piliç Restoranın bulunduğu 23 numaralıYusuf Hikmet Apartmanı’nın altı bir zamanların ünlü Palabıyığın Meyhanesi. Turan Tanyer meyhanenin adını Arnavut asıllı sahibi Aslan Baba’nın heybetli bıyıklarından aldığını, şair Niyazi Akıncıoğlu ve yine Arnavut asıllı şair Celal Vardar’ın meyhanenin müdavimlerinden olduğunu yazıyor. Bu meyhane, Büyük Palabıyık ya da Rakılı Palabıyık olarak da adlandırılıyor.

Posta Caddesi’nde bir Palabıyık daha var. O da karşı kaldırımda bugün İNTİKOŞ AŞ’nin bulunduğu yerdeki KüçükPalabıyık ya daŞaraplı Palabıyık. TAPİ adlı şimdiki mekânın sahibi doğumlu Mahmut Yılmaz, Susam Sokak’ta Hallaç Mahmut Mescidi karşısında ve eski Avrupa Oteli’nin altında ’ten beri açık olan Üçel Tavukçusu’nun da kendilerine ait olduğunu, çok küçük yaşlarından beri çalışmakta olduğu bu yöreyi iyi tanıdığını, yılında açtığı TAPİ’nin edinilmesinden önce bir süre boş beklediğini, daha öncesinde ise bir hırdavatçı tarafından kullanıldığını, meyhanenin, onun da öncesinde kapanmış olabileceğini anlatıyor. Ahmet Soytürk meyhanenin sahibinin Kemal, Yunus ve Yusuf adlı üç oğlundan en küçüğü olan Yusuf’un arkadaşı olduğunu, meyhanenin civarında kapandığını söylüyor. Karşıdaki aynı adlı meyhanenin yerini ’te satın alıp, ’te kendi işyerine çeviren doğumlu MehmetAli Ohri ise bu meyhanenin ’ten bir-iki yıl sonraki polisiye bir olayı takiben kapandığını anımsıyor. Akademisyen mimar Ersin Arısoy’un anılarından, ODTÜ öğrencisi olduğu ’lı yıllarda, kesesine uygun olan Palabıyığın Meyhanesi’ne gittiğini, garson Selahattin’in önerisiyle peynirli omlet-bol sirkeli çiroz salatası-kıvırcık salata eşliğinde votka-bira içtiğini, meyhaneye hemen her gidişinde Atatürk büstleri satan gezgin bir satıcıya rastladığını, meyhanenin alçak yapısının yıkılmasıyla yerine çok katlı bir bina çıkıldığını öğreniyoruz. Kevork Güneş de meyhaneye hayli gitmişlerden. Susam Sokağı’ndaki Köfteci Rıza Baba Lokantasında, Artin ve Zaven ile birlikte, köfte ve piyaz eşliğinde bir ufak rakı içtiklerinde 12,5 lira ödediklerini, bu rakamın Palabıyık’da da aşağı yukarı aynı olduğunu söylüyor.

Sanayi Caddesi’ni geçtikten sonra ilk bina 8 numaralı Şavban Han. Han’ın bugünkü zemin kat dükkânlarını, giriş kapısının sağındaki Gül Kebap-Başkent Eczanesi-Turkcell üçlüsü ile solundaki İntikoş ve Yalçın Reklam oluşturuyorlar. İntikoş İnş. ve Tic. Koll. Şti.nin sahibi doğumlu Mehmet Ali Ohri, Posta Caddesi’nin ünlü meyhanelerinden Palabıyık’ın yerini (Palabıyığın Meyhanesi) ’te satın aldığını, ’te Sanayi Caddesi’ndeki işyerini meyhaneden boşalan yere taşıdığını, Palabıyık’ın diğer meyhanesinin karşı kaldırımda bugünkü Yusuf Hikmet Apartmanı’nın altında TAPİ Tavuk Piliç Restoranın olduğu yere rastladığını, bu işyerine taşınmalarından yıl kadar sonra onun da kapandığını söylüyor. Palabıyık’ın her iki meyhanesini de bilenlerden Kevork Güneş ve Altan Öymen, karşı kaldırımdaki Büyük Palabıyık’ın rakı içilen, Küçük Palabıyık olarak da adlandırılan bu mekânın ise daha çok sarı leblebi eşliğinde ucuz şarap içilen ve ayın sonlarında Karpiçʼe ya da Şükranʼa gidilemediğinde zorunlu olarak başvurulan bir koltuk meyhanesi olduğunu vurguluyorlar. Hamza Özbeyoğluküçüklüğünde bir kez uğradığı bu meyhanede, müdavimlerin ceplerinde getirdikleri leblebiyi ve kırmızı boyalı haşlanmış yumurta ile siyah turpu çakılarıyla dilimleyip birbirlerine ikram dahi ettiklerini, sadece ucuz şarabı meyhaneden aldıklarına tanık oluyor.

Posta Caddesi ile geçmiş tanışıklığım ’lerin öncesine dayansa da, yaşım tutmadığı için bu önemli meyhane ve lokantalarla ne yazık ki tanışamadım. Ancak, babamın ısmarlama çizmelerini yaptırmış olabileceğini sandığım, hemen bitişiğinde şimdi Yalçın Reklam’ın olduğu yerdeki “Yapar Saraç”ın, kapısının üstüne ve caddeye diklemesine yerleştirilmiş “engel atlayan bir atlı”lı tabelasını ve vitrinindeki “ahşap bacağa geçirilmiş siyah çizme”yi hatırlıyorum. Sanırım, meyhane bu saraciyeye bitişik olduğu için aynı anda gözüm onun vitrinine de kaymış olabilir. Zira onun vitrininin yarı yüksekliğinin alt kesiminde yer alan beyaz tül perdelerin ardını merak ediyor, ama ne olduğunu bir türlü göremiyor ve pek anlayamıyorum.

SAVAŞ SÖNMEZ

12 Mart , Ankara

(*) Sönmez, S. “Bir Zamanlar Posta Caddesi”, VEKAM Ankara Araştırmaları Dergisi, cilt:7, sayı:1, Haziran , ss. Meraklısının kolayca ulaşabileceği bu incelememde hayli geniş olan kaynakçayı, burada ayrıca sıralamıyorum.

nest...

154625 154626 154627 154628 154629