Simpsonlar Istanbul Depremi

Memleketin önde gelen yer bilimcileri, kaç yıl geriden Maraş depremini nasıl bildi, diyen yok.

Prof. Celal Şengör, Prof. Naci Görür, Prof. Cenk Yaltırak gibi hocalar, gün ve saat veremiyorlar ama olacak depremleri neredeyse şiddet ve büyüklüğüne kadar tutturuyorlar. Nasıl tutturduklarını merak eden yok.

AFAD'ın, 'da Soylu başkanlığında yaptığı Maraş-Pazarcık merkezli deprem tatbikatı, tam isabet çıktı. Yıkılacak otel bile öngörülmüş, arama kurtarma faaliyeti icra edilmişti. AFAD, merkez üssüne kadar nokta atışı nasıl bildi, soran yok.

Deprem mühendisi Prof. Mustafa Erdik, 'daki Şili depremi büyüklükle kişi öldürürken bizde 'lik depremin neden daha ölümcül olduğunu anlatıyor. Bizdeki asrın felaketiyse onlardaki neydi, niye Şili'de de asrın yıkımına yol açmadığını Prof. Erdik nereden bildi, ilgilenen yok.

ABD çizgi dizisi Simpsonlar, 'te yayınlanan bir bölümünde Türkiye'ye selam göndermiş. Türk bayraklı bir "Türk gemisi"ne düştükleri için Tanrı'ya şükrediyor Simpsonlar. Geminin adı Ankara, bölüm İstanbul'lu bir şarkıyla bitiyor. Bir yerde de kaptan, Kahramanmaraş'a DVD yetiştirmekten söz ediyor. O kadar.

18 yıl önce yayınlanmış ve depremle, yardımla uzaktan yakından alakası yok. Değil bahsi, iması dahi geçmiyor.

Fakat bir merak, bir merak; her ortamda sözü getirip soran biri çıkıyor: Simpsonlar, Maraş depremini nasıl bildi?

Gel de bunun, asrın kehaneti olmadığını anlat bakalım.

Hadi çok bilmiş anlı şanlı hocalar da cevap versin, verebilirlerse.

Pirincin taşını ayıklayabilene aşk olsun.

Anadolu Ajansı Teyit Hattı bile konuyu açıklığa kavuşturma gereği duymuş. Oturmuş bölümü izlemiş, diziyi araştırmış. Bunun öyle sanıldığı, gösterildiği gibi bir deprem kehaneti olmadığını anlatmaya çalışmış.

Kime, ne anlatıyorlarsa!

'deydi. Beyrut, limandaki korkunç patlamayla havaya uçtuğunda Lübnan yetkilileri çıktı, ihmalden kaynaklandığını söyleyerek sorumluluğu üstlerine aldılar. Dünya ikna oldu, saygıyla karşıladı ama bizde kabul edilmedi bu itiraf.

Hayır olamazdı! Büyük resmi görenler hemen devreye girdi. Yıkılan, enkaza dönen Beyrut olsa da asıl hedef, muhakkak Türkiye'ydi. Şer güçlerce saldırıldığını, altında İsrail ve/veya ABD parmağı bulunduğunu, bizi durdurmak için yaptıklarını dünyaya derhal ilan ettiler.

Maraş depreminin, 18 yıl önce ABD'de planlanıp henüz anlaşılmayan bir maksatla Simpsonlar'a sızdırıldığına inanılır mı? İnanılabiliyor, bizzat rastladım.

Lübnan'daki faciayı bile Lübnan yetkililerine üstlendirmeyen kafa, Türkiye'deki felaketi bizim yetkililere mi üstlendirecek!

Emperyalizm bu, patlayıcı deposundaki patlamayı kazaya bırakır mı ki depremi bıraksın!

Tabii ya; gizli düşman bir esrar perdesinin arkasından düğmeye basmış, ya HAARP'le vurmuş ya da uzaydan itekleyip tetiklemiştir. Bizim gizemini çözemeyeceğimiz büyük sırlardan biri daha. Simpsonlar, başka nasıl bilecek ki!

'HAİN' TV'LER OLMASA AFET NE MÜTHİŞ YÖNETİLİRDİ!

Deprem yayınları olmasa deprem hiç yaşanmamış gibi olacak zannediliyor galiba.

Cici ekranlarda yıkılmayan Kâhta'yı göstererek, yıkılan Adıyaman'da hayatı nornale dönmüş gibi gösterebilirsin.

Depremzedeleri konuşturup; saray yavrusu gibi çadırda, 5 yıldızlı gemide konaklattıkları, sırtlarına mont giydirip karınlarını üç öğün doyurdukları için yöneticilere teşekkür de ettirebilirsin.

Fakat çadır sıkıntısının hâlâ devam ettiği, 2 haftadan fazladır açıkta bekleyenlerin olduğu, NATO'nun daha dün Pakistan'dan imdadımıza çadır yetiştirmeye çabaladığı gerçeğini değiştirebilir misin?

Bizimkilerin tanıklığıyla yazmıştım; ertesi gün helipkopterle dağ köylerine ekmek, battaniye, çadır indirilen Bingöl depreminde bile böyle memnuniyet görülmedi. Yardımların gecikmesinden, yetersizliğinden şikayet ediliyordu. Ve anlayış, özür, teşekkür bekleyen taraf yine de devlet değil, depremzedeydi.

'Hain' TV yayınları olmasa bu ilişki, terse çevrilebilecek sanılıyor. Depremzede, devlet yetkililerine büyük bir minnetle teşekkür ettirilecek. Bu da gayet doğal, olması gerekenmiş gibi sunulabilecek halka.

İşi bozan TV'lere yine cezaları kesildi.

Şükretsinler buna, reytingleri kazara sıfırlanabilirdi de. KRT'de geçen perşembe başımıza geldi.

2 ve üstü ortalamaya gelen izlenme paylarınız sıfırlandığında, izleyici hiç izlememiş gibi mi olacak sanki? Hafızalarından silinecek mi görüp duydukları?

Yok sayılan ortadan yok olsa, göstertmeyip söyletmeyince çadır sıkıntısı kalmasa şu afetler, miş gibi yaparak ne müthiş idare edilirdi oysa, yalan değil.

Son dönemde Simpsonlar ile gündeme gelen öngörüleri aratmayacak tahminler bu kez Kurtlar Vadisi'nde ortaya çıkmaya başladı.

Bilindiği üzere Kurtlar Vadisi dizisi yayınlandığı dönemde özellikle derin devlet ve mafya ilişkisini sonrasında ise geleceğe yönelik tahminleriyle adından oldukça söz ettirmişti 

Bir döneme damgasını vurmuş efsane dizi Kurtlar Vadisi, aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen halen hatırı sayılır miktarda bir hayran kitlesine sahip olma özelliği taşıyor. 

Koronavirüsün ilk döneminde de yine "Bu maske işinde çok para var", "Sars mikrobu Türkiye'de görüldü diye haber çıkarıp bir ayda 30 milyon maske satarlar" replikleri gündem olmuş, efsane dizi hafızalara tekrardan tazelenmişti. Kahramanmaraş merkezili büyük ve yıkıcı depremlerin meydana gelmesinin ardından Türkiye yaralarını sarmaya çalışırken, Kurtlar Vadisi Pusu'nun 2. Bölümünden bir sahne sosyal medyada gündem oldu. 

Dizide söz konusu sahnede Tuncay karakteri, Polat Alemdar'a büyük İstanbul depremi ve Kanal İstanbul projesinden söz ediyor Tuncay, Polat Alemdar'a "Bu proje, İstanbul'un içinde yeni İstanbul yaratmak. Deprem riski taşımayan, şehrin Karadeniz'e yakın tarafına bin gökdelenli bir adacık yaratıp, (tıpkı Mannathan gibi) şehri oraya taşıyıp, doğal ve kültürel İstanbul görüntüsü haricindeki her şeyi yıkıp, depremdeki insan kaybını en az seviyeye indirmek" diyor.