yasaklı meyve elma / yasak elma'nın seks olma ihtimali - ekşi sözlük

Yasaklı Meyve Elma

yasaklı meyve elma

yasak elma'nın seks olma ihtimali

  • öncelikle yaratılış efsanelerinde nasıl anlatıldığına bir bakalım. insanın cennetten kovulmasının nedeni olarak gösterilen yasak ağaçtan yedikleri yasak meyve olarak anlatılır. bir çok literatürde bu meyve "elma" olarak geçer.

    kuranda;

    &#x; dedik ki: ey âdem, sen ve eşin cennette oturun, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.
    &#x; (sonra allah, âdem&#x;e hitab etti): ey âdem! sen ve eşin cennette durun, dilediğiniz yerden yeyin; fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.

    &#x; biz de (âdem&#x;e) şöyle demiştik: ey âdem! şüphesiz bu (iblis) sana ve eşine düşmandır. sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra bedbaht olursun (sıkıntı çeker, perişan olursun).
    &#x; nihayet şeytan ona vesvese verdi. şöyle dedi: ey âdem! sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi?
    &#x; bunun üzerine ikisi de o ağaçtan yediler. hemen ayıp yerleri kendilerine açılıp görünüverdi. ve üzerlerine cennet yaprağından örtüp yamamaya başladılar. âdem rabbinin emrinden çıktı da şaşırdı.



    incilde

    8 rab tanrı doğuda, aden&#x;de bir bahçe dikti. yarattığı adem&#x;i oraya koydu.

    9 bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaç yetiştirdi. bahçenin ortasında yaşam ağacı ile iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı.

    15 rab tanrı aden bahçesine bakması, onu işlemesi için adem&#x;i oraya koydu.

    16 ve ona, bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin diye buyurdu,

    17 ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.

    18 sonra, adem&#x;in yalnız kalması iyi değil dedi, ona uygun bir yardımcı yaratacağım.

    21 rab tanrı adem&#x;e derin bir uyku verdi. adem uyurken, rab tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı.

    22 adem&#x;den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu adem&#x;e getirdi.

    25 adem de, karısı da çıplaktılar, henüz utanç nedir bilmiyorlardı.

    (incil yaradılış/ bölüm 2)

    tevratta:

    rab tanrı aden bahçesine bakması, onu işlemesi için adem&#x;i oraya koydu. ona, bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin diye buyurdu, ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün (yar )

    tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek tanrı gibi olacaksınız. (yar 5) diyor. kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. meyveyi koparıp yedi. yanındaki kocasına verdi, o da yedi. ikisinin de gözleri açıldı. çıplak olduklarını anladılar. bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar. (yar )

    derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen rab tanrı&#x;nın sesini duydular. o&#x;ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler. rab tanrı adem&#x;e, neredesin? diye seslendi(yar )

    adem, bahçede sesini duyunca korktum. çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim dedi. rab tanrı, çıplak olduğunu sana kim söyledi? diye sordu, sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin? (yar )



    hani bazı filmler ve kitaplar vardır, ince detaylarla bir şey anlatır. kitabın veya filmin büyük bölümü sadece dikkat dağıtmak, kafa karıştırmak içindir. ama ayrı yerlerde sadece o noktaları birleştirebilen kişilerin anlayabildiği kısımları vardır. bunu da öyle varsayalım. açık açık anlatmıyor aslında bize diye düşünelim. çünkü zaten adem'e yasak olduğunu yapmaması gerektiğini, cennetten çıkabileceğini söylemiş. ama adem ve havva bunu göze alarak "yasak meyve"'yi yemişler. ve sonrasında cennetten sürgün edilmişler. eğer biz adem ve havvanın günahını çekiyorsak, belki de onların günahını temizlemek zorundayız. benzer bir konuyu russel crowe noah filminde işlemişti. nuh peygamber olarak insan neslinin devam etmemesini istiyordu.

    kuran da ki şu kısım aslında şuan ki insanoğlunu betimlemiyor gibi:
    --
    &#x; nihayet şeytan ona vesvese verdi. şöyle dedi: ey âdem! sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi?


    sonsuzluk ağacını, soy ağacı olarak görebiliriz. çökmesi olmayan bir saltanat ise bencil doğan insanoğlunun hayatta kalmak için neler yapabileceğini betimliyor olabilir. daha ademin ilk oğulları olan kabil'in kıskançlık yüzünden habili öldürmesi ile başlıyor.

    ademi ayetlere göre kendi suretinde yaratıyor. havva ile çeşitli çelişkili bilgiler var.
    ama adem ve sonrasını tanrı doğrudan kendisi yaratmıyor. insanoğlu adem ve havva'dan üreyerek çoğalıyor.



    şimdi böyle bir ihtimalin olma olasılığını düşününce bir çok klip, film, dizi, anime ve şarkıda devamlı bu konuyu görüyorum. algıda seçicilik olabilir tabii ki.

    ps: agnostiğim.

  • (bkz: elmanın afrodizyak etkisi)

  • yılan şeklindeki şeytan da yarak o zaman afedersin.

  • sekstir, fakat ters ilişkidir.

  • (bkz: durumum yoktu okuyamadım)

    t: ihtimal değil öyledir dediğim. elma bu yasağın sembolize edilmiş hali.

  • dan brown'un 'kutsal kase'sine' göndereme olmuşfunduszeue.infoında akla yatkın, gözüküyor. cesur tefsircileri konuyu tartışmaya çağırmak lazım.

  • ağacın seks veya başka bir davranışı sembolize ediyor olduğu ihtimali bana göre de çok yüksektir.

    ademin asıl hatası, o ağacın meyvesinden yemek değil, yasaklanan o ağacın yasak olduğunu bildiği halde hala etrafında dolaşıyor olmasıdır. demek ki uzaklaşmadığı veya uzaklaşamadığı birşey. bu şekilde düşününce yasağın eşi olan havvaya ait veya ona dair birşey olabileceği ihtimali yükseliyor.

    (bkz: bilemiyorum altan)

  • anal seks olma ihtimali daha fazla olan ihtimal

  • yasak elma hatalı entry dir , cennetten uçurulup çaylak olmuşlardır.

  • yasak elma'nın amasya elması olma ihtimalinden daha güçlüdür.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.


Yasak meyve, insanların ilk yaratıldığında yasaklanmasına rağmen yedikleri meyvedir. Daha çok elma olarak bilinir; ancak İslam&#;da meyve olarak geçmemektedir. Daha çok, yapılan işin kötülüğüne (Tanrı&#;nın emrine isyan) dikkat çeken bir yaklaşım vardır.

Elma dinimizde neden yasak?

&#; Bu yasak, cennetin tenasül yeri olmadığına, bu yasak meyvenin içinde ise, başta cinsel dürtüler olmak üzere insanî duyguların ortaya çıkmasına yardımcı olan sırları barındırdığına, insanlık ailesinin devam etmesi için uygun bir zemin olan dünyaya yerleşmenin gereğine bir işaret sayılabilir.

Yasak Elma dizisi hikayesi nedir?

Zeynep ve Yıldız birbirinden farklı karakterlere sahip olan iki kardeştir. Birbirlerine çok düşkün olan kardeşlerden Yıldız&#;ın hayatı aldığı teklifle bambaşka bir hal alır. Zengin olmanın hayalini kuran genç kızın önüne büyük bir fırsat gelmiştir.

Yasak elma hikayesi gerçek mi?

Nesrin Cavadzade, Şevval Sam ve Eda Ece başrolünü paylaştığı Yasak Elma dizisi konusu meğerse gerçek bir hikayeden esinlenmiş Feryal Gülman ve Kemal Gülman evliliği boyunca ve boşanma süresince ilham alındığı dedikodusu üzerine bu diziye olan merak ve ilgi bir kat daha arttı.

Hz Âdem yasak elma nedir?

Daha çok elma olarak bilinir ve Hz. Adem ile Hz. Havva tarafından yenilmiştir. Yasaklı olmasına rağmen iblisin oyunuyla bu meyveyi yiyen Adem ile Havva Allah tarafından cennetten kovulup dünyaya gönderilmişlerdir.

Elma dinimizde neden yasak?

&#; Bu yasak, cennetin tenasül yeri olmadığına, bu yasak meyvenin içinde ise, başta cinsel dürtüler olmak üzere insanî duyguların ortaya çıkmasına yardımcı olan sırları barındırdığına, insanlık ailesinin devam etmesi için uygun bir zemin olan dünyaya yerleşmenin gereğine bir işaret sayılabilir.

Havva anamız nasıl yaratıldı?

Augustin, Havvâ&#;nın Âdem&#;in kaburga kemiğinden yaratılmasında sembolik bir değer görür. Buna göre Havvâ, erkeğin gücünden faydalanması istendiği için onun kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Erkekte ise alınan kaburga kemiğinin yerine ona kadın yumuşaklığını veren et konmuştur.

Hz Ademin boyu ne kadar?

Filler ortalama 3 ile 4 metre boyundadır ve ağırlıkları 4 ile 7 ton arasıdır. İslami kaynaklarda Adem&#;in boyunun 18 metre ve eninin de 10 metre olduğu söyleniyor. Aynı zamanda da ilk insan olduğu söyleniyor. Eğer ilk insan bu kadar büyükse ve biz onun soyundan geliyorsak evrimsel süreçte gittikçe küçülmüşüzdür.

Yasak Elma ender gerçekte kim?

Şevval Sam kimdir? 11 Kasım tarihinde İstanbul&#;da doğmuştur. Annesi şarkıcı Leman Sam, babası Selim Sam&#;dır. İlk ve ortaokulu Etiler&#;deki Hasan Ali Yücel İlkögretim Okulu&#;nda okumuştur.

Yasak Elma dizisi neden yasaklandı?

TVde yer alan habere göre, dizinin yapımcıları İstiklal Caddesi&#;nde meydana gelen ve 6 yurttaşımızın hayatını kaybettiği terör saldırısı nedeniyle dizinin yeni bölümünü yayınlamama kararı aldı. Yasak Elma dizisi önümüzdeki pazartesi yeni bölümleriyle ekranlarda olacak.

Yıldız Argun kimlerle evlendi?

Yıldız Yılmaz (Argun) Zenginlik uğruna Ender&#;in teklifini kabul eden Yıldız&#; Yıllar önce Kemal ile bir gün evli kalmış, Bir plan sonucu Halit ile evlenmiş ve Halit Can&#;ı doğurmuş.

Kuranda geçen yasak meyve nedir?

Yasak meyve, insanların ilk yaratıldığında yasaklanmasına rağmen yedikleri meyvedir. Daha çok elma olarak bilinir; ancak İslam&#;da meyve olarak geçmemektedir. Daha çok, yapılan işin kötülüğüne (Tanrı&#;nın emrine isyan) dikkat çeken bir yaklaşım vardır.

Yasak meyve cinsel ilişki mi?

Kadının Havva şahsında rûhsal olarak kötülenmesiyse “yasak meyve” etrafında sembolize edilir. Yasak meyveye herkes farklı bir anlam yüklemiştir, ama en çok kabul gören görüş “cinsellik”tir. Havva, yasak meyveyi yedikten sonra cinsellikle tanışmış ve kirlenmiş olarak yeryüzüne sürülmüştür Âdem&#;le birlikte.

Cennetteki yasak ağaç nedir?

mitolojiye göre cennette iki yasak ağaç vardır biri , bilgi ağacı diğeri ise hayat ağacıdır. havva ile adem&#;in dokunduğu ağaç bilgi ağacıdır . hayat ağacını ise havva ile adem &#;in bu hatasından sonra tanrı saklamıştır.

Hz Adem ve Havva yasak meyveyi yiyince ne oldu?

Hz. Havva Hz. Adem&#;e yasak meyveyi yedirdiği için, kadınlar hayız olduğu ve mirastan yarı pay aldığı söylenmektedir.

Hz Âdem neden ceza aldı?

Hadiste bildirildiğine göre: Hz. Musa (as), Hz. Adem (as)&#;e &#;&#;İnsanları işlediğin günah sebebiyle cennetten çıkardın.&#; suçlamasına, &#;Allah&#;ın beni yaratmadan önce hakkımda takdir etmiş olduğu bir iş konusunda mı beni yargılıyorsun?&#; cevabını vermiş&#;

Havva elmayı neden yedi?

İnsan psikolojisine göre yasaklanan bir hususa dikkat, merak ve ilgi artar. Bu durumu farkeden İblis usulca funduszeue.info&#;e sokularak “Ey Âdem! Sana ebedîlik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?” Bunun üzerine funduszeue.info ve Havva Allah&#;a itaatsizlik ederek meyveyi yediler.

Kuranda geçen yasak meyve nedir?

Yasak meyve, insanların ilk yaratıldığında yasaklanmasına rağmen yedikleri meyvedir. Daha çok elma olarak bilinir; ancak İslam&#;da meyve olarak geçmemektedir. Daha çok, yapılan işin kötülüğüne (Tanrı&#;nın emrine isyan) dikkat çeken bir yaklaşım vardır.

Yasak elma kuranda geçiyor mu?

Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz. “ (Araf Suresi, Ayet) Cenâb-ı Hak ağacı ve meyveyi yasaklama ile Hz. Adem ve Havva&#;nın meyveye karşı istek, arzu, merak duygularını tahrik etmiştir.

Hz Havva yasak meyveyi yemeseydi ne olurdu?

bu şekilde ise insanın ölümlü bir şekilde yaratılacağı ve kendisine biçilen belirli bir süre (ömür) kadar dünyada kalacağı belirlenmiştir. hayatta kalabilmesi ve ihtiyaçlarını giderebilmesi için yine topraktan geleceklere mahkum edilmiştir.

Cennette yasak meyveyi ilk kim yedi?

Daha en başından, ilk kadın tasviri; Havva Anamızın Cennet Bahçe&#;lerinde mutlu mesut gezerken, iblis yılanın sözüne kanıp, merakına yenik düşerek yasak meyveyi yemesi ve Âdem&#;e de yedirmesi ile başladı.

Elma dinimizde neden yasak?

&#; Bu yasak, cennetin tenasül yeri olmadığına, bu yasak meyvenin içinde ise, başta cinsel dürtüler olmak üzere insanî duyguların ortaya çıkmasına yardımcı olan sırları barındırdığına, insanlık ailesinin devam etmesi için uygun bir zemin olan dünyaya yerleşmenin gereğine bir işaret sayılabilir.

Ilk üreme nasıl oldu?

Kur&#;ân ve Sünnet temelli İslamî anlayışta topraktan yaratılan Hz. Âdem ve daha sonra ona eş olarak yaratılan Havvâ ilk insanlardır. Onların çocuklarından oluşan ilk nesil kendi aralarında evlendirilmiştir. Elimizdeki hadîs rivâyetleri ve geçmişten günümüze yapılan ayet tefsirleri de bu yöndedir.

Şeytan cennete nasıl girdi?

İblis onları saptırmak istediği vakit yılanın karnına yahut ağzına girdi. Yılan dört ayaklıydı ve Allah&#;ın yarattığı hayvanların en güzeliydi. Horasan devesine benziyordu. Yılan cennete girince İblis de onun karnında yahut ağzında cennete girdi.

Adem ile Havva kaç yaşında öldü?

&#;Adem soyunun öyküsü: Tanrı insanı yarattığında onu kendine benzer kıldı. Onları erkek ve dişi olarak yarattı. Yaratıldıkları gün onlara &#;İnsan&#; adını verdi. &#; Adem toplam yıl yaşadıktan sonra öldü.&#;

Havva anamız kaç doğum yaptı?

İlk insan olan Hz. Adem (a.s)&#;ın eşi olan Hz. Havva (a.s)&#;ın ikiz ve biri kız diğeri erkek olmak üzere yirmi batında toplamda 40 çocuk doğurduğu nakledilmektedir.

Kategoriler Tl

Hz. Adem’e ve Hz. Havva’ya, yasak meyveden koparılması neden yasaklanmış?

Değerli kardeşimiz,

- Önce şu noktayı vurgulayalım ki; “Akla yatkın olmayan bu yasak” makul bir ifade değildir. Çünkü;

a. İmtihana tabi tutulmak üzere yaratılan bir varlığın ilk sorusu, herhalde yasaklar olmalıdır. Çünkü hayat boyu sürekli karşısına çıkacak çirkin arzulara karşı fren vazifesi görmesi gereken insan iradesinin bilenmesi için, onun bir yasağa karşı direnç göstermesi gerekir.

b. İlahî hikmet, Hz. Âdem ile Hz. Havva’nın iradelerini test etmek için, bir yasak koymakla, onların o yasak meyveye dikkatlerini çekmiş ve ona yoğunlaşmalarını sağlamıştır. Sonuç, insanların imtihan yeri olan dünyaya yerleştirilmeleridir.

c. İlahî hikmet, insanların yeryüzü halifesi olmak için, kendisinde var edilen çekirdek halindeki insanlık kabiliyet ve istidatlarının yasak meyve ile ortaya çıkmasını murat etmiş, fakat ilahî adalet de cennet gibi bir yerden meşakkat diyarı olan dünyaya yerleşmesi için gereken vizenin alınmasına bizzat kendilerinin özgür iradeleriyle vesile olmasını dilemiştir.

- Bu yasak, cennetin tenasül yeri olmadığına, bu yasak meyvenin içinde ise, başta cinsel dürtüler olmak üzere insanî duyguların ortaya çıkmasına yardımcı olan sırları barındırdığına, insanlık ailesinin devam etmesi için uygun bir zemin olan dünyaya  yerleşmenin gereğine bir işaret sayılabilir.

Hz. Âdem ile Hz. Havva, daha önce bir melek gibi, herhangi kötü bir şeyi içlerinde hissetmeyecek saflıktaydılar. Ağacın meyvesinden yedikten sonra, insanlık ailesinin devam etmesi için gereken duygusallık hali meydana gelmiş ve böylece onlar da birbirine karşı farklı bakmaya başlamışlardır. Bu farklı bakış, beraberinde haya duygusunu da bir manevî örtü olarak ortaya çıkarmıştır. Nitekim, her insan çocuk iken, saf bir fıtratta, karşı cinsin durumunu fark etmeyecek bir durumdadır. Biraz büyüyünce yavaş yavaş hem kendi öz benliğini hem de karşı cinsin cazibesini fark etmeye başlar. Bu fıtrî duygunun aşırılığa kaçmasını, gayr-ı meşru taşkınlıklara bulaşmasını önlemek için, hem maddi örtü hem  de manevî takva -haya örtüsü- var edilmiştir. Nitekim, söz konusu ağaçtan yeme olayını açıklayan Kur’an, Araf Suresi'nin ayetinde -mealen- şu ifadelere yer vermiştir:

“Ey Âdem’in evlatları! Bakın, size edep yerlerinizi örteceğiniz giyisi, süsleneceğiniz elbise indirdik. Fakat unutmayınız ki, en güzel elbise takva elbisesidir.”

- Yasak meyvenin ne olduğu konusunda, Kur’an’da sadece “ağaç” olarak ifade edilmiştir.

“Ve (sonra,) 'Ey Âdem,' dedik: 'Sen ve eşin cennete yerleşin ve orada dilediğinizden bol bol, yiyin; ancak bir tek şu ağaca yaklaşmayın ki zalimlerden olmayasınız.'”(Bakara, 2/35).

Taberî’nin bildirdiğine göre, bu konuda ayetlerde olduğu gibi, Sahih hadis kaynaklarında da kesin bir belirleme söz konusu değildir.

Bu sebeple, tefsir kaynaklarında bu ağacın buğday, hurma, sümbül, üzüm, zeytin, incir ağacı gibi ağaçlar olabileceği konusunda çok farklı görüşler vardır. (bk. Taberî, ilgili ayetin tefsiri)

İlave bilgi için tıklayaınız:

- Şeytan yaratılmasaydı cennete mi olurduk?
- Hz. Adem ve Hz. Havva'nın yasak meyveyi yemeden önce cennetteki giysileri.
- Hz. Adem'e cennette yasaklanan ağaç.

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

YASAK AĞAÇ

YASAK AĞAÇ
Deneme/İnceleme/Eleştiri • YASAK AĞAÇ

Batı düşüncesinde elma, ya da yasak meyve diye tasavvur edilen, İslam düşüncesinde ise yasak ağaç kavramı ile karşılanan bir ilk günah teorisi bulunmakta. İnsanın bir günah yüzünden “Cennetten yeryüzüne düştüğü” ifadesi, felsefenin ve etiğin temel meselesi haline getirilmekte.

Kur’an’da “şeceretu’l huld” şeklinde geçen kavrama, müfessirler “yasak ağaç” şeklinde meal veriyor. Allah meleklere, “yeryüzünde bir halife yaratacağım” dediğinde, Melekler “Ya! Haliku’l Mülk! Biz seni överek takdis etmiyor muyuz. Hem biz seni böyle takdis ederken, kan dökücü birini mi yaratacaksın?” diyesi oluyorlar. Nihayet insan esmâe kullehâ hakkındaki bilgisini söyleyince, melekler boyun kırıyorlar. “Yüce Rabbimiz bizim senin öğrettiklerinden başka bilgimiz yoktur” diyorlar. İnsan bu, ona öyle şeyler öğretiliyor; varlık sırrına öyle nimetler bahşediliyor, Aziz ve Kerîm zül Celal’den öyle izzet ve ikram gösteriliyor ki; adam, meleklerin karşısında saygı duyduğu eşref-i mahlûkata dönüşüyor. Hani şu burnunu dikerek sokağa çıktığında beğenmediğin gariban, fıkara, miskin, iki yakası bir araya gelmez cebi delik adam var ya; işte o, kainattaki tüm melaikenin karşısında saf saf dizildiği gemi miçoları gibidir. Kozmosta yüzen bu seyyarenin kaptanı, işte o beğenmediğin eli nasırlı, göynü çileli, dili tevhid zikirli garibanın tekidir.

Adem kıssanın melaikelerin boyun kırmasına ait kısmından sonrasının anlatıldığı üç sûre var. Bu sûrelerdeki ayet bloklarını nakledeceğiz:

(Bakara 37): “Ey Adem! Eşin ve sen cennette kal, orada olanlardan istediğiniz yerden bol bol yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz, dedik. Şeytan orada ikisini de ayarttı, onları bulundukları yerden çıkarttı. Onlara ‘birbirinize düşman olarak inin, yeryüzünde bir müddet içip yerleşip geçineceksiniz’ dedik. Adem Rabbinden emirler aldı, onları yerine getirdi, Rabbi de bunun üzerine tövbesini kabul etti.”

(A’râf ): “Ey Adem! Sen ve eşin cennette kalın ve istediğiniz yerden yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz. Şeytan ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı: ‘Rabbinizin sizi bu ağaçtan men etmesi, melek olmanız veya burada temelli kalmanızı önlemek içindir. Doğrusu ben size öğüt verenlerdenim’ diye ikisine yemin etti. Böylece onların yanılmalarını sağladı. Ağaçtan tattıklannda kendilerinin ayıplarını gördüler. Cennnet yapraklarından onları örtmeye koyuldular. Rabbi onlara, ‘Ben sizi o ağaçtan men etmemiş miydim? Şeytanın size apaçık bir düşman olduğunu söylememiş miydim?’ diye seslendi. Her ikisi, ‘Rabbimiz kendimize yazık ettik, bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen biz kaybedenlerden oluruz’ dediler. ‘Birbirize düşman olarak inin, siz yeryüzünde bir müddet için yerleşip geçineceksiniz, orada yaşar, orada ölürsünüz, orada dirilirsiniz’ dedi."

(Tâhâ ): “Ant olsun ki, biz daha önce Adem’e ahd vermiştik, fakat unuttu, onu azimli bulmadık. Meleklere ‘Adem'e secde edin’ demiştik, İblisten başka hepsi secde etıniş, o çekinmişti. Ey Adem! Doğru bu, senin eşinin düşmanıdır, sakın cennetten çıkarmasın, yoksa bedbaht olursun. Doğrusu cennette ne acıkırsın, ne de çıplak kalırsın, orda ne susarsın ne de güneşin sıcağında kalırsın, dedik. Ama şeytan ona vesvese verip: ‘Ey Adem! Sana sonsuzluk ağacını ve sana çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi?’ dedi. Bunun üzeriine ikisi de o ağaçtan yedi, ayıpları görünüverdi. Cennet yapraklarıyla örtünmeye koyuldular. Adem Rabbine başkaldırdı. Rabbi yine de onu seçip doğru yolu gösterdi.”

“Şeceretu’l huld” kavramına Batı düşüncesi “yasak meyve” derken, İslam düşüncesinde “yasak ağaç” denilmektedir. Ancak gerçek bu şekilde de olmayabilir. Şecere; soy, mal- mülk anlamlarına da gelmektedir. Huld; uzun süreli, sürekli anlamlarını muhtevîdir. A’raf sûresi ayette “Rabbinizin seceretu’l huld’u yasaklaması” ifadesi, Şeytan’dan Adem ve Havva’ya yönelik bir fısıltıdır. Ayete meal verenler bu kavramı, yani  “şecere”yi “ağaç” diye çevirmişlerdir. Oysa başka manalar da verilmiştir.

Adem cennette mal- mülk edinerek orada sürekli kalma iradesi gösterdi. Çünkü Şeytan Adem’e bir “gelecek” vaad etmişti: “Rabbinizin sizi bu ağaçtan men etmesi, melek olmanız veya burada temelli kalmanızı önlemek içindir” (A’raf: 20). Bahçe (cennet) rahat bir yerdi. Huld; ebedî demektir. Cennette sürekli oturma iradesi gösterince, Allah onu yer’e indirmiştir. Dolayısıyla cennette “yasak meyve” ya da “yasak ağaç” mefhumundan bahsedilemeyebilir. Adem ve eşi, Allah ile ahidlerini unutarak cennette (bahçede) kalmayı ebedîleştirmek istemiş olabilirler. Taha Sûresi ’de de “Fe kulnâ yâ âdemu inne hâzâ aduvvun leke ve li zevcike fe lâ yuhricennekumâ minel cenneti fe teşkâ/ Bunun üzerine dedik: Ey Adem! Muhakkak ki bu (Şeytan), senin için ve zevcen için düşmandır. Sonra sakının, sizin ikinizi de cennetten çıkarmasın. O zaman şâkî olursunuz” der. Bazıları bu ayetteki “teşka” ibaresini “meşakkat” olarak telaffuz ettiler. Biz de evvelden bu yönde ve tek anlamda düşünmüştük. Hatta ilk günahı şöyle yorumluyorduk: “Allah’ın “arzda bir halife yaratacağım” beyanına dayanarak insan cennet için yaratılmadığından, insan “yasak ağaca” yönelmeseydi bile yeryüzüne indirilecekti. Ancak onun bu indirilişi hangi mahiyet ve şartlarda olacağı insanın malumu değildir.” Yani sanıyorduk ki, Allah Adem ve eşine “cennette durun eğer düşerseniz, meşakkat çekersiniz” demektedir. Oysa biz farklı bir ayette “insanın meşakkatten yaratıldığı” beyanını yakından bilmekteydik. Yahut insana “boş kaldığın zaman yorul” denildiğinin farkında idik. Demek ki murâd başkaydı; ne olabilir?

Son okumalarımızda durumun başka türlü yorumlanabileceğini de düşünmeye başladık. Adem’in yaratılış gayesi, kainatta hiçbir mahlûkatın yüklenmediği bir emaneti yüklenerek Allah’ın zatına mahsus esmasına ayna olmaktır. Yavrusu için fedakârlık yapan bir canlı görmek mümkündür belki ama “sevdiği şeylerden ahaliye infâk eden” bir canlıya rastlamak imkan dışıdır. Hangi karınca der ki Ağustos Böceğine, “Al kardaş, çalıştım kazandım, uzak diyarlardan taşıdım. Bak muhtaç ve naçar kalmışsan. Şu buğday danesini sevabıma sana vereyim de kışı çıkarıver.” Oysa bakıyorsun nebilere, salihlere, zengin adamlardan yüreği titreyenlere, hatta muhtaç olsa da kardaşını nefsinden üst tutan o mübarek fakirlere Karıncanın diyivermediğini demekle kalmıyor, eda ediyor. İşte bu îsar ahlâkıdır ve diplerde, halkın o görünmeyen sinesinde yaşamaktadır. Aziz’ul Vekil olanın Rahman isminin tecelligahıdır.

Adem bunun için yaratılmıştı. Yaratılış gayesi emaneti almaktı. Bu bir akit idi. Hatta dağlar, yer ve gök, vs. böyle bir emaneti kabul edememişti. Cennette bir imtihan başladı. Yukarıda da gördük ki, Allah Adem’i yeryüzüne indirileceği hususunda uyarmıştı. Bahçede (cennette) nimetler kendisine emaneten verilmişti. Uçsuz bucaksız bahçe, Adem’in zilyedine geçmişti. Ancak O, Şeytanın da iğvası ile bunları “mülk” edinme isteğine tutuldu. Ebedîleşme fikrine yakalandı. “Ebedîleşmeyi nereden çıkardın” dersen; “O ki malı toplayıp ve malının kendisini ebedîleştirdiğini sanarak onu tekrar tekrar saymaktadır” (Hümeze, 2- 3) denmiş değil miydi? Mal sahipliği ile “ebedîleşme” fikri koşut yürüyor. Yani Adem, mal sahibi olunca ölmeyi unuttu, sonsuzca yaşayacağı isteğine yakalandı. Zaten insan, insanlığın başlangıcında öyle bizim gibi 80 yıl yaşamakta da değildi. Yani, uzun bir yaşamı vardı. Bu uzun yaşamı “ebedî” imiş gibi tasavvur etmek, bilinç kaymasına uğramak çok kolaydı. İnsanın şâkîliği, malı kendininmiş gibi sahiplenmesindendi. İnsanın meşakkati ise, Allah’ı unutmasından kaynaklanmaktaydı. İnsan sa’y (emek) gösterecek ve malın zilyedi olduğu, onun üstünde hak sahiplerinin, gariban paylarının varlığını teslim edecekti.

Rahman, “mülk Allah’ındır” diyerek, Adem’e geçiciliğini hatırlattı. Onu, sahiplenmeci “cennet” tasavvurundan çıkardı. “Haydin bakalım, hubut” dedi. Adem’in cennetten çıkarılması, hubut kavramı ile ifade edilmiştir. Hubut, düşmek değil, “alçalmak” manasındadır. Yani “Sürçtün, esmayı zikrederken, Hayy diyesi iken, tökezledin; hadi bakalım Hu zikrine” denmiştir. Mesela, Hud sûresi Ayetinde: “Ey Nuh, Sana ve seninle birlikte olan ümmetlere bizden bir selametle ve bereketle (gemiden) in (Nûhuhbıt)” deniyor. Gemiden inmek, bir düşme değildir. Allah’ın tufân vesilesi ile Hâfız ismi ile tecelli eden korumasının kaldırıldığı ifade edilmiştir. Yani, artık tufân bitmiştir, sular durulmuştur; gemide seni korumak üzere verdiğimiz nimetin gerekçesi kalkmıştır, in: ihbit- hubut. Bu ayette Adem’in cennetten çıkarılışında zikredilen hubut’un tekrarlanması manidar. Zira iki peygamber de insanlığın atasıdır. Yeryüzüne karışın, çoğalın, şâkî olmayın ama meşakkat (meşguliyet) ve mahviyet ehli olun! Yine Bakara Ayetinde “şehre inin (ihbitu)” denmektedir. Musa, kavmine ihbitû mısran diye hitap ederken, “Ey kavmim Rabbiniz size menn ve selva takdim etmişken siz patlıcan, soğan, kabak, mercimek istiyorsunuz. Rabbiniz sizi varoluş gayenize mutabık olarak yetiştirmekte iken, siz keyfinize ve nefsinize yenildiniz. O halde Mısır’a dönün, zillet ve kölelik halinde yaşadığınız memlekete” demektedir. Demek ki ihbitû burada bir mertebe kaybıdır. Dolayısıyla “cennetten düşme” ya da “inme” kosmostan dünyaya atılma değil, Rabb nezdindeki makamı yitirme şeklinde de değerlendirilebilir. Böyle bir tasavvur ile insan, cennetten düşmemiş olur; hatta “yeryüzüne fırlatılmamış” olur. Çünkü zaten yeryüzündedir. İnsan başlangıçta sanırım Hristiyan kültürde ve Müslümanca düşüncede kabul edildiği üzere “cennette” yaşamamakta idi. Zira O, yeryüzünde halife olmak için yaratıldı. Bu nedenle hep “yeryüzünde” idi. Başka türlü kendisine nasıl “halifetu’l arz” denilecekti?

İnsan baştan beri dünya- içinde- varlık (In- der- Welt- sein) idi ise; buraya sonradan gelmiş değildi. Heidegger şuraya kadar haklıdır: “Dünya, Dasein olmayan bir varolanın belirlenimi olmayıp bizatihi Dasein’in bir karakteridir. Dasein, dünyaya düşkündür ve zaten onun için düşmüştür.” Ancak o, dünya- içinde- varlık olmadan önce var olduğu ve varoluşu nedeniyle meleklerin önünde boyun eğdiği bir varlık olduğu için kendine verilmiş bir tasarımdan neşet eder. Dünyada varolduğu için değil, kalubelada varolduğu için bizatihi vecibe içindedir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası