uluğbey medresesi nerede / Doğu'nun mavi incisi ''Semerkant'' - Fotoğraflar - TRT Avaz

Uluğbey Medresesi Nerede

uluğbey medresesi nerede

 Son Güncelleme:

Uluğ Bey Medresesi en çok ziyaret edilen medreseler arasında yer almaktadır. Uluğ Bey Medresesi gerek mimarisi ile gerekse de tarihi ile dikkat çekmektedir. Uluğ bey Medresesi Azeri mimarinin en güzel örnekleri arasında yer almaktadır. Uluğ bey Medresesi internette de son aylarda en çok araştırılan meslekler arasında yer almaktadır. Peki Uluğ Bey Medresesi nerededir? Uluğ Bey Medresesi'ne nasıl gidilir? Uluğ Bey Medresesi'nin tarihi nedir? Uluğ Bey Medresesi özellikleri nelerdir? İşte Uluğ Bey Medresesi ile ilgili bilinmesi gereken bütün bilgiler.

Uluğ Bey Medresesi Türk devletlerinde bulunan bir medresedir. Yurt dışında bulunan en güzel medreselerden bir tanesi olan Uluğ bey medresesi sürekli olarak araştırılmaktadır.

Uluğ Bey Medresesi Tarihi ve Hakkında Bilgi

Uluğ Bey Medresesi yılında açılmış olan bir medresedir. Azeri sitili ile inşa edilmiş olan Uluğ Bey Medresesi Uluğ Bey tarafından yaptırılmış bir medresedir. o zamanlar Timur İmparatorluğu'na ait olan Uluğ Bey Medresesi Özbekistan'ın en güzel medreseleri arasında yer almaktadır. Timur İmparatorluğu'nun sultanı tarafından yaptırılmış olan bu medrese görülmeye değer olan medreseler arasında yer almaktadır.

Uluğ Bey Medresesi için yılında yapımına başlanmış ve yılında tamamlanmıştır. Yapımı tam 3 yıl sürmüş bir medresedir. Tarihte bu medrese yaptırıldıktan sonra yanına bir tane de Rasathane yapılmıştır. Bu rasathane ile birlikte bu medrese de hizmet vermekteydi. Timur İmparatorluğu'nun sultanı olan Uluğ Bey o zamanlar ülkeye 70 tane alim getirmiştir. Bu alimlerin içerisinde matematik bilimini bilen ve gökbilimci birçok bilim adamı vardır. Bu 70 alimin ders vermesi amacı ile Uluğ Bey Medresesi yapımına karar verilmiştir. Burada birçok matematik denklemi de bulunmuştur. Bundan dolayı tarihte bu medrese en çok rağbet gören medreselerden olmuştur. Günümüzde kullanılan trigonometrik formüllerin çoğu bu medresede keşfedilmiş ve eğitimi yine burada verilmiştir.

Tarihte Semerkand şehrine inşa edilen bu medrese önemli bir konuma sahipti. Bilimin merkezi olarak bilinmekteydi. Uluğ Bey vefat ettikten sonra burada yapılan faaliyetlerde sona ermiştir. Semerkand'a Uluğ Bey'in davet ettiği alimlerde Uluğ bey vefat ettikten sonra bu medreseyi terk etmişlerdir.

Uluğ Bey Medresesi Nerede?

Uluğ Bey Medresesi Özbekistan'ın Registan şehrinde bulunmaktadır. Registan şehrinin merkezinde yer almaktadır.

Uluğ Bey Medresesi'ne Nasıl Gidilir?

Uluğ Bey Medresesi'ne gitmek son derecede kolaydır. Öncelikle ülkemizden uçak yolu ile birlikte Özbekistan'a gidilir. Özbekistan'a indikten sonra burada dilerseniz araç kiralayabilirsiniz. Araç kiraladıktan sonra Registan şehrine doğru yol alabilirsiniz. Registan şehrine giden tabelaları takip ettikten sonra Uluğ Bey Medresesi'ni gösteren pek çok tabelalar yer almaktadır. Uluğ Bey Medresesi'ne buradan da kiraladığınız araç ile hızlı bir şekilde ulaşabilirsiniz.

Aynı zamanda araç kiralamadan da yine Uluğ Bey Medresesi'ne ulaşım sağlayabilirsiniz. Uçak seyahatinden sonra otobüsleri kullanarak turist bir şekilde Registan şehrine ulaşım sağlayabilirsiniz. Bu noktadan itibaren Registan şehir merkezine geldikten sonra taksi yolculuğu yaparak da kısa süre içerisinde ulaşım sağlayabilirsiniz.

Uluğ Bey Medresesi Özellikleri

- Azeri stili ile inşa edilmiş bir medresedir.
- Semerkant şehrinin en tepesine inşa edilmiş bir medresedir.
- Yapımında çini süslemeler de kullanılmıştır.
- Medresenin büyük bir sivri kubbesi yer almaktadır.
- Medrese de giriş bir tane eyvan yer almaktadır.
- Yapımında firuze sırlı tuğlalar kullanılmıştır.

Uluğ Bey Medresesi Kime ve Hangi Devlete Ait Bir Yapıdır?

Uluğ Bey Medresesi Uluğ Bey'e ait olan bir yapıdır. Bu yapı zamanında Timur İmparatorluğu'na aitti.

False Rasathane-i Amire

Tanzimat’a kadar Osmanlı İmparatorluğu’nda medreselerde hala ortaçağ astronomisi öğretiliyor ve eski ortaçağ kitaplarıyla yetiniliyordu.

Mühendishane-i Berri’nin ’teki ve Harbiye Mektebi’nin ’teki reformlarından sonra özellikle ’de açılan rüştiyelerde ve ’da açılan idadilerde astronomi ciddiyetle okutulmaya başlanmış ve hatta astronomiye büyük önem veren Harbiye Mektebi’ne Avusturya’dan bir dürbün gelmiş, ancak Kırım Savaşı sırasındaki Harbiye Mektebi binasının yangınında bu dürbün tamamen tahrip olunmuştur.

Osmanlı döneminde ikinci rasathane astronomi rasathanesi olarak değil, meteoroloji merkezi olarak kurulmuştur. Bu merkezin kurulmasından önce, Tanzimat’tan () başlayarak çeşitli tarihlerde, İstanbul, İzmir, Trabzon, Tekirdağ, Merzifon gibi şehirlerde gerek özel mahiyette gerek hükümet emrinde olmak üzere yabancılar tarafından birçok hava gözlemi yapılmıştır. Bilinen ilk sıcaklık ölçümleri Galata’da St. Benoit Manastırı’nda Rahip Dalmas tarafından tarihleri arasında yapılan meteorolojik gözlemlerdir. Daha sonra, Kırım Savaşı’nda İstanbul’a gelen İngiliz William Lane Haydarpaşa İngiliz mezarlığında, Mekteb-i Fünun-i Şahane’de müdür olan W. Noe Beyoğlu yangınına kadar oturduğu Kalyoncukulluk’taki evde ve yine hükümet tarafından su işleri için getirtilen mühendislerden Fransız Ritter Kuruçeşme’de () meteorolojik gözlemler yapmışlardır.

Erenköy’deki Thomson Çiftliği’nde tarihleri arasında amatör bir gözlemcinin yağışlar ve nemle ilgili yaptığı gözlemler İstanbul iklimi için büyük önem taşımaktadır. Bu gözlemler yılında Budapeşte’de yayımlamıştır. tarihleri arasında Büyükdere’deki yazlık Rus sefarethanesindeki özel meteoroloji istasyonunda yapılan sıcaklık, basınç ve nem konusundaki mükemmel ölçümler de Annales St. Petersburg’da yayımlanmıştır.

XVII. yüzyılda termometre, barometre ve diğer ölçü aletlerinin bulunmasıyla fiziki anlamda atmosferin tanımlanması; yani sıcaklığı, basıncı, nemi, bulut tipini, güneşlenme derecesini, rüzgârın doğrultusunu ve şiddetini ölçmek mümkün olmuş, böylece birçok gözlem istasyonunda ve değişik yüksekliklerde veriler elde edilmiştir. Geniş bir alana yayılmış meteoroloji istasyonlarından elde edilen veriler hava tahmini yapmayı sağlasa da, istasyonlar arası bilgi alışverişi ancak telgrafın keşfinden sonra hızlanabilmiş, bu veriler haritalara işlenerek bölge üzerinde hava tahmini yapma ve meteorolojik koşulları takip edebilme olanağı sağlanmıştır.

yılında İngiltere’de bir gazete sahibi Greenwich Rasathanesi’nin meteorolojik ölçüm bilgilerini ilk kez telgraftan yararlanarak yayımladı. yılında Fransa hükümeti telgrafla veri aktaran ilk meteoroloji istasyonunu düzenledi ve bu istasyonun bir benzeri yılında İngiltere’de kuruldu. yılında Fransa’da meteoroloji bilgilerinin derlenmesiyle de Fransız Milli Meteoroloji Şebekesi çalışmaya başladı. yılında Fransız hükümetinin tavsiyesi üzerine, hava tahminlerinin telgrafla belirli merkezlere iletilmesi için de Rasathane-i Amire kurulmuştur. Avrupa’nın önde gelen fabrikalarından aletler satın alınmış ve gözlemevi ilk başta Pera’da, 74 metre yüksekliği olan bir tepenin üzerinde faaliyete geçer. İlk müdürü Osmanlı Devleti’nin telgraf şebekesini yenilemekte olan Aristide Coumbary’dir. (Fransa’ya ısmarlanan aletler İsveç Konsolosluğu’nun bahçesinin içinde evi bulunan Aristide Coumbary’nin evinde kurulmuş, rasathane büro hazırlandıktan sonra kendi yerine taşınmıştır.) Coumbary, rasathanenin kuruluşundan beş yıl sonra ’te Viyana’da düzenlenen ilk uluslararası meteoroloji kongresinde Türkiye’yi temsil etmiştir.

Fransa’daki Milli Meteoroloji Merkezi ile aynı sistemde çalışan Rasathane-i Amire’nin (Ağustos-Kasım) gözlem defterlerinde, merkez istasyona bağlı Köstence’den Beyrut’a, Bağdat’tan Diyarbakır’a 19 farklı merkez bulunmaktadır.

İstanbul’da yapılan ve diğer meteoroloji istasyonlarından alınan gözlemler, Observations Métérologique du Réseau Oriental adlı dergide düzenli bir şekilde yayımlanmıştır. Bu değerler aynı zamanda günü gününe sinoptik haritalara işlenmekteydi. Zor koşullar altında çalışan Rasathane-i Amire’nin elde ettiği gözlem sonuçları yayımlanmış olup bu veriler İstanbul iklimi hakkında bilgi verecek niteliktedir. Başlangıçta Telgraf Nezareti örgütü içinde yer alan Rasathane-i Amire, sonra Maarif (Eğitim) ve daha sonra da Nafıa Nezareti (Bayındırlık Bakanlığı) yapısı içinde yer almıştır. Bu kuruluş yıllarının kadrosu müdür Coumbary, haberleşme harita işlerinden sorumlu fizikçi Montani ile rasathaneye ait hesaplardan ve yıllığın hazırlanmasından sorumlu matematikçi Émil Lacoine Efendi’den ibaretti. Daha sonraki yıllarda bu kadroya bir kâtip ve PTT ile gazete idarelerine ulaştırılacak haberleri götürecek ve rasathanenin tüm aylık hizmetlerini yapacak bir odacı eklenmiştir.

yılında dünyada ilk kez deprem dalgalarının aletsel kayıtlarının yapılmasından bir süre sonra, 10 Temmuz tarihinde büyük İstanbul depremi olmuştur. İmparatorluk topraklarında sismik istasyon ve deprem konusunda uzman olmadığından, bu depremin sismik kayıtları yapılamamıştır.

II. Abdülhamid ’de İstanbul’da meydana gelen büyük depremin bilimsel bir şekilde araştırılmasını istemiş ve bu amaçla Atina Rasathanesi Müdürü D. Eginitis’i İstanbul’a davet etmiştir. Araştırma ve incelemelerin daha kolay ve daha süratli yapılabilmesi için özel bir vapur tahsis edilmiş, ayrıca İstanbul Rasathane Müdürü Coumbary ve yardımcısı Emil Lacoine Éfendi de kendisine eşlik etmişlerdir. Bu kurul tarafından sahada yapılan incelemeler ve valiliklerden gelen telgraflar yoluyla elde edilen birçok bilgiye dayanılarak, çeşitli bölgelerde depremin devam ve büyüklüğüne ilişkin ayrıntılı bir rapor hazırlanmış ve 20 Ağustos tarihinde Padişah’a sunulmuştur.

büyük İstanbul depreminden sonra rasathanede depremle ilgili sismik ölçüm araçlarının eksik olduğu anlaşılmış, alet alımı için girişimlerde bulunulmuş, araştırmalar sonucunda sismograflar İtalya’ya sipariş edilmiştir.

Tanesi Frank’a mal olan sismograflardan iki tane alınmış, biri Rasathane-i Amire ’ye, diğeri ise Sultan II. Abdülhamid’in ikametgâhı olan Yıldız Sarayı’na yerleştirilmiştir. Bu sismografların kurulması ve işletilmesi için Roma Rasathanesi Müdürü Tacini’nin tavsiyesi üzerine Roma Rasathanesi Deprem Müdürü İtalyan sismolog G. Agamennone, o zamanki hükümet tarafından İstanbul’a resmen davet edilmiştir. Agamennone İstanbul’da kaldığı iki yıl süresince Rasathane-i Amire’nin kadrosuna dahil edilmiştir. Bu bilim insanı İstanbul’da bir grup sismograf kurarak sismolojiyi gençlere öğretmiş ve “Osmanlı Devleti Zelzele Servisi’ni kurarak bu servis adına yıllarına ve başlangıcına ait sismik notlar içeren bir bülten yayımlamıştır.

Agamennone Osmanlı Devleti’nin hemen her yerindeki demiryolları, limanlar ve telgraf ofisleri, il hükümet vekâletleri ve yabancı konsolosluklarda gözlemcilerden oluşan geniş bir ağ kurmuştur. Bu makro sismik gözlemler ağı, Agamennone’un ’de İstanbul’dan ayrılmasından sonra kısa bir sürede çökmüştür. Meteoroloji gözlemlerinde olduğu gibi, sismik gözlemler de resmi makamlar dışında yine Türkiye’de bulunan yabancılar tarafından yapılmıştır.

Pére Guerovich tarihleri arasında Türkiye’de meydana gelen depremlerle ilgili basılmamış verilerin bir koleksiyonunu yapmıştır. St. Benoit Lisesi’nde korunan bu koleksiyon lise tarafından yürütülen sismograf ölçümlerinin bültenlerini ve daha önce meydana gelmiş depremlerle ilgili diğer notları içeriyordu. Bütün bu malzeme Osmanlı ordusunun yılında okulu işgal etmesi sırasında kaybolmuştur. yılları arasında Harput’taki Fırat Akademisi’nin Müdürü Rigg tarafından okulun sismik istasyonunda yapılan deprem kayıtları ise Anadolu’daki sismik hareketler için önemli bilgiler içermekteydi.

Kandilli Rasathanesi


Her ne kadar meteoroloji rasathanesi olarak kurulmuş olsa da, eldeki evrak ve basılı eserlerden Rasathane-i Amire’nin astronomi ve sismoloji rasathanesi olma çabaları içinde olduğu anlaşılmaktadır. Örneğin, 26 Haziran yılında Rasathane Müdürü Coumbary’nin dönemin sadrazamına yazdığı ariza (dilekçe) dikkat çekicidir. Coumbary burada Rasathane’nin dünya rasathaneleri arasında önemli bir yeri olduğunun uzmanlarca ve yayınlarla onaylandığını belirtmiş ve rasathanenin resmi görevi olan meteoroloji gözlemleri dışında diğer doğa olaylarıyla da ilgilendiğini ifade etmiştir.

Bu bağlamda İstanbul’da saatlerin doğru ve bilimsel bir yöntemle ayar edilmesi amacıyla bir adet sarkaçlı yıldız saatle teodolit alımını gündeme getirmiştir. Yine Coumbary imzasını taşıyan, yılında yayımlanan Rasathane-i Amire Salnamesi bir astronomi takvimi olup gezegenler, kuyruklu yıldızlar, yıldızların ışık yılı uzaklığı, yıldız zamanının güneş zamanına dönüştürülmesi, yıldız yüksekliklerinin belirlenmesi, enlem tayini vb. konulardan bahsetmektedir. Coumbary’nin kendisi de bir deprem kataloğu yayımlamış, Osmanlı Devleti’nin çeşitli bölgelerinden rasathaneye bildirilen depremlerin bir dosyasını tutmuş, Avrupa’daki diğer meslektaşlarıyla bu bilgileri paylaşmıştır.

Coumbary’nin ölümünden sonra Rasathane-i Amire müdürlüğüne matematikçi Salih Zeki Bey atanmıştır. Salih Zeki Bey’in müdürlüğü sırasındaki gelişmeler çok iyi bilinmemektedir. Ancak, ’da Nazilli-Uşak-Aydın ve Malazgirt-Muş bölgesinde yaşanan iki depremin ardından Salih Zeki Bey’in bölgede inceleme yapmak için Maarif Nezareti’nden izin istediği ve rasathane kâtibi Said Bey ile birlikte kendisinin Aydın’a gönderilme iradesinin çıkmış olduğu bilinmektedir. Müdürlüğü sırasında da Darüşşafaka’da, Mülkiye Mektebi’nde ve Darülfünun’da ders vermiştir.

Salih Zeki Bey’in ’da Darülfünun Umum Müdürü olmasından sonra, Kâtip Bedii Bey tarafından rasathane Maçka’da, Topçu Okulu’nun karşısındaki telgrafhaneden sismograflarının bulunduğu odaya taşınmıştır. Rasathane Maçka’ya taşınmadan önce de kısa bir süre Beyoğlu Parmakkapı tarafında ahşap bir binada çalışmasını sürdürmüştür. Salih Zeki Bey’in Darüşşafaka’dan hocası olan Émil Lacoine ile birlikte meteoroloji gözlemlerini yapan Makridi Bey de burada çalışmıştır.

31 Mart Vakası (12 Nisan ) sırasında ayaklananlar gözlem aletleri ve sismograflarla birlikte rasathaneyi tahrip etmişlerdir. Toplanan alet parçaları korunmak üzere Kabataş Lisesi’ne teslim edilmiştir. Liseye verilen alet parçaları arasında 8 cm. çaplı bir dürbün de bulunmaktaydı. Dönemin Padişahı Merkür gezegeninin güneşin önünden geçişini Yıldız Sarayı’ndan muhtemelen bu dürbünle gözlemlemiştir.

Kandilli Rasathanesi;


31 Mart Vakasının bastırılmasından sonra kurulan hükümetin Maarif Nazırı Emrullah Efendi Salih Zeki Bey’in tavsiyesi üzerine 21 Haziran ’da Türkiye’de astronomi ve jeofizik çalışmalarının öncülerinden biri olan Fatin Hoca (Gökmen)’yı yeni yerinde inşa edilecek olan Rasathane’nin müdürlüğüne tayin eder. Fatin Hoca’nın amacı, önceleri meteoroloji istasyonu olarak kurulan rasathaneyi bir astronomi ve jeofizik kurumu haline getirmekti. Fatin Gökmen Rasathane’nin yeni yeri olarak bugünkü Vaniköy üzerindeki İcadiye tepesini uygun görür.

O zamanlar bu tepede eski İcadiye Kasrı’nın arazisinde bulunan Boğazlar Komutanlığı’na bağlı bir topçu birliğinin yanı sıra, İstanbul Şehremaneti’ne bağlı köşkçüler (yangın haber veren memurlar) tarafından kullanılan ve bir kâgir kule ile iki odadan oluşan bir bina bulunmaktaydı. Bunun dışında, atların barındığı bir ahırdan başka bina yoktu.

Eylül ’da eski sakinleri burayı boşaltmaya başlamışlar. Milli Eğitim Bakanlığı’nca verilen altın lirayla mevcut binanın tanzimine başlanır ve yılının başlarında Rasathane – i Amire burada göreve başlamıştır.

Fransız Meteoroloji Birliği Müdürü Prof. Dr. Angot ile temasa geçilerek, birinci sınıf bir meteoroloji istasyonu için gerekli aletlerin siparişi verildi.

31 Mart Vakasında tahrip edilen Maçka’daki Rasathane-i Amire’den sağlam kalabilen iki deniz kronometresi, eski bir geçiş aleti, ufak bir teodolit ve iki elektrikli duvar saati de yeni kurulan rasathaneye verilmiştir.

1 Temmuz ’den itibaren, meteorolojik parametrelerin sürekli ve sistematik bir biçimde ölçüm ve kaydına başlandı. Uluslararası kabul edilen 7, 14 ve 21 saatlerinde günlük gözlemler yapıldı, deftere kaydedildi ve gerekli yerlere bildirildi. İlk yıllarda adı Rasathane-i Amire olan kuruluşun kadrosu bir müdür, iki kâtip ve iki hizmetliden ibaretti. Eski kule ve iki odalı binada yürütülen rasathane çalışmaları sonucunda İstanbul için günlük hava tahmin raporları hazırlanıyor, sekstant ile yapılan gözlemlerle kronometreler ayarlanıyor, saat ayarları PTT Nezareti’ne ve Devlet Demir Yolları İdaresi’ne telefonla bildiriliyordu.

yılında, müttefik Almanya’nın askeri uçaklarının hareketini düzenlemek üzere meteorolojik bilgilerin sağlanması amacıyla bir Umum Havaiye Müfettişliği kurulmuş, başına da Serno Bey getirilmiştir.

Alman uçak filolarının uçuş güvenliğini sağlamak için hava tahmini yapmak ve yüksek hava tabakalarının hız ve yönlerine ait durumu bildirmek üzere Rasadati Havaiye adında bir meteoroloji şebekesi kurulması için Prof. Hergesel çağrılmış ve verdiği rapor üzerine Beyazıd Camii karşısındaki Dişçilik Okulu binasında Feldwettercentrale adıyla özel bir daire kurulmuştur. Daha sonra bu daire Kuruçeşme üzerindeki Cafer ağa köşküne taşınmıştır. Askeri faaliyetin yanı sıra bilimsel çalışmalara da yer verilmişse de, savaşın sona ermesiyle Almanlar gitmiş ve daire ortada kalmıştır.

Bu merkeze bağlı her istasyonda gözlem için barometre, barograf, termograf, hidrograf, plüviyometre ve anemometre bulunmaktaydı. Eskişehir, Konya, Ankara, Edirne, Gelibolu, İzmir, Seydiköy, Vaniköy (Kandilli Rasathanesi), +Zonguldak, Sinop, Sivas, Adana, Beyrut, Kudüs askeri meteoroloji istasyonlarında yapılan meteoroloji gözlemlerinin sonuçları da, Memalik-i Osmaniye Askeri Rasad Ahvali Havaiye Mecmuası’nda Türkçe ve Almanca olarak yayımlamıştır. Bu gözlem noktalarında Almanlarla birlikte çalışacak olan Türk subaylarına, Rasathane-i Amire’nin müdürü olan Fatin Hoca da ders vermiştir.

Maarif Nezareti Birinci Dünya Savaşı’nın bitiminde sivil ihtiyaçları karşılamak üzere kurduğu “Tetkikat-ı İklimiye Müfettişliğini Rasathane-i Amire ‘ye bağladı. Türkiye’den ayrılan Almanların yerine bu sefer işgal güçleri Türkiye’nin çeşitli yerlerine meteoroloji istasyonları kurarak gözlemler yaptılar. İşgal kuvvetlerinden İngilizler rasathaneye el attılar ve binasını yakıp çevredeki fıstık ağaçlarına zarar verdiler. Bunun üzerine Fatin Hoca işgal kuvvetleri komutanlığına şikâyette bulunarak askerlerin rasathaneden çekilmelerini sağlamıştır.

yılında iki Leroy kronometresiyle iki sekstant alınarak Rasathane ’deki saatlerin (bir saniye hatayla) doğru ayarı sağlandı. Meteoroloji gözlemlerinin yanı sıra astronomi gözlemleri de yapmak için yılında Carl Zeiss Jena firmasına büyük bir ekvatoryal dürbün sipariş edildiyse de, dürbün ancak Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra, ’te Rasathaneye getirildi. tarihinde Yıldız dergisi için yapılan bir röportajda Fatin Hoca bu dürbün için görüşlerini şöyle dile getiriyordu:

“Avrupa’dan dürbün aldık, bu bize 23 bin liraya mal oluyor. 15 gün önce yola çıkarılmıştır, bu dürbün için bir bina projesi hazırladık. Üç-dört oda ve 10 metre yüksekliğinde bir de kule olmak şartıyla bu bina 35 bin liraya yapılabilecektir.

Para verilmez ise dürbünden maalesef faydalanılamayacaktır. Rasathanelerin 3 çeşit dürbünü vardır. Birisinin çapı 20 santime, diğerinin 50 santime, üçüncüsünün de santime kadardır. Biz ancak 20 santimliğini aldık. Bu dürbünle heyet-i fiziki tetkikleri yapılır, yıldızların fotoğrafları alınır, ışık ölçümü tetkiklerinde bulunulur. Bu dürbüne sahip olmakla Türk Rasathanesi de uluslararası teşkilata girecektir. Çünkü örneğin, Avrupa’dan bize şu yıldıza bakınız diyecekler. Biz de tetkiklerimizi yaparak telsiz telgrafımızla yanıtlayacağız. Yalnız, dürbünümüz küçük ölçüdedir. Bulgaristan bu dürbüne 15 yıl önce sahip olmuştur.”

Her ne kadar yılında ahşap olan Meteoroloji binasına güney tarafından üç oda eklenmiş ve meteoroloji bahçesinin etrafı duvarla çevrilmişse de, Cumhuriyet dönemine kadar rasathanede genel olarak bir gelişme kaydedilmemiştir.

Rasathanenin meteoroloji birimi, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nün ’da düzenli gözlemlere başlanmasına kadar ülkede meteoroloji ile ilgili gözlem ve tahmin yapan tek kuruluş olma unvanını korumuştur.

Cumhuriyet Dönemi;


Rasathane-i Amire Cumhuriyet döneminde önemli değişiklikler geçirerek bugünkü halini almıştır. Başlangıçta eski adını korurken yazı devriminden sonra “Maarif Vekâleti, Hey’et ve Fiziki Arzi İstanbul Rasathanesi”, yılında ilk kez Kandilli Rasathanesi ve kırklı yıllarda “Kandilli Astronomi ve Jeofizik Rasathanesi” adını almıştır.

Rasathane ’de uzun süre meteoroloji gözlemleriyle ilgilenilmiş olsa da, amaç bu değildi. ’te hükümete verilen bir tebliğle Memleket Meteoroloji Şebekesinin Kandilli Rasathanesi dışında kurulması teklif edilmiştir. Sonuç alınamayınca Belçika’nın Uccle Rasathanesi örnek alınarak çalışmalar bir Astronomi ve Jeofizik külliyesinin kurulmasına doğru yönelmiştir.

Fatin Gökmen, 11 Aralık yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderdiği yazıda, zamanın incelikle tayini ve muhafazası için alınacak alet ve yapılacak tesislerin teklifinin yanı sıra deprem ve mıknatıs tesislerinin kurulmasını önermekteydi. Aynı yazıda Türkiye’de ilk defa oşinografi sorunu Kandilli Rasathanesi tarafından ele alınmıştır.

Yine aynı yıl, Maarif Vekâleti Müdürler Encümeni aldığı bir kararla, Kandilli Rasathanesi’nin bir Genel Müdürlüğe dönüştürülerek Darülfünun (İstanbul Üniversitesi)’a bağlanmasını kararlaştırmıştır. Ancak, Fatin Gökmen Kandilli Rasathanesi’nin bir rasat merkezi olduğunu belirterek bu karara karşı çıkmış, ayrı bir rasathane müdürlüğü kurulmasını önermiştir.

26 Aralık tarih ve sayılı “Takvimde Tarih Mebdeinin Tebdili Hakkında Kanun” ile kameri aybaşları ve dini günlerin saptanması görevi Kandilli Rasathanesi’ne verilmiştir.

Cumhuriyet Döneminde Kandilli Rasathanesi’ndeki Gelişmeler;


Cumhuriyet hükümeti inşaat, tesisat ve alet alımı için ’ten itibaren her yıl yüklü miktarda para vererek kurumun gelişme yolunu açmıştır. Nihayet yılında İstanbul’a gelen ekvatoryal dürbün için sağlanan tahsisatla dürbün binasının temelleri atılmış ve atölye ile kütüphane binaları tamamlanmıştır. yılında dürbün binasının duvarları yapılmış ve deprem binası tamamlanmıştır. Ancak alınan tahsisatla yapılan çalışmalar sonucunda ekvatoryal dürbünün yerleştirilmesi ve dürbün binasının hizmete açılması yılında mümkün olabilmiştir.

On iki odadan oluşan bu binada sürekli olarak güneşin aktivitesine yönelik güneş leke gözlemleri yapılmaktadır.

İcadiye tepesinin Bebek’e karşı olan yamacına ’da inşa edilen Sismoloji Binası ve Laboratuvarı ’de tamamlanmış; yılında satın alınmış olan dönemin modern sismografları yerleştirilmiştir. İki bölümden oluşan bina kâgir ve iki katlıdır. Birinci bölüm binanın ön tarafındaki idari bürolardan oluşmakta, ikinci bölüm ise raf aletlerin bulunduğu dört oda ve sismograf aletlerinin bulunduğu büyük salondan oluşan “kav”dır. Kavdaki havayı yenilemek için binanın karşısına, ufak bir kulübeye vantilatör konulmuştur. Buradan sağlanan temiz hava, biri binanın sağından diğeri solundan dolaşarak yeraltından geçirilen 10 cm.’lik iki pik boruyla kavın içine ulaştırılmaktadır. Bu hava kanalları bugün hala mevcuttur.

Sismografların bulunduğu salon ve iki karanlık oda blok halinde toprak içindedir. Kavın zemini çevreden gelecek titreşimleri engellemek üzere tasarlanmıştır. Aletlerin altındaki beton pilyeler kalker blokların üzerine inşa edilmiştir. Bu pilyelerin etrafı 5 cm. aralık bırakılarak yarım tuğla duvarla çevrilmiştir. Bu beton pilyelerin üzerine 5 cm.’lik mermer levhalar yerleştirilmiş ve sismograf aletleri de bunların üzerine konmuştur.

Böylece deprem kayıtlarına başlanmıştır. Bu tarihi bina ’da Bilim Tarihi Koleksiyonu olarak tekrardan düzenlenmiş ve sismograflar da kavda ilk yerleştirildikleri noktalarda sergilenmeye başlanmıştır.

yılında mıknatıs ayar binası ile varyometrelere ait kavın inşaatına başlanmış, yılında tamamlanmış ve daha sonraki yıllarda kayıt alınmaya başlanılmıştır. Bugün Jeodezi Ana Bilim Dalı olarak kullanılan Zaman Astronomisi binasının inşasına yılında başlanmış, bina yılında tamamlanmışsa da ancak yılında hizmete açılmıştır.

Saat servisi de bu binaya taşınarak İngiliz usulü saniye kontaklarının Osmaniye Telsiz İstasyonu aracılığıyla Türkiye geneline yayınlanmasına başlanılmıştır. Zaman Astronomi binası aynı zamanda ’den yılına kadar müdürlük ve yönetim binası olarak da kullanılmıştır.

İki katlı ve on iki odalı olan bu bina da sismoloji binası gibi farklı teknik özelliklere göre inşa edilmiştir. Temeli betonarme kirişlere dayanan betonarme kolonlara oturtularak, üst katın bodrum katından bağımsız olarak çalışması sağlanmıştır. Bodrum katın her odasının tavanında kapaklı havalandırma bacaları vardır.

Pandüllü saat odasının zemini temelden yalıtıldıktan sonra üstüne bir tabaka cam döşenmiştir. Bu cam tabakanın üzerine yine 20 cm. kalınlığında bir kum tabakası atılmış ve bastırılmıştır. Bu tabakanın üstüne hem binanın duvarlarından hem de birbirlerinden ayrı 2,5 m3’lük beton bloklar dökülmüş ve pandüller bu blokların döşemeden yukarı çıkmış bölümlerine bağlanarak aletlerin çevreden gelen titreşimlerden engellenmesine çalışılmıştır. Binanın hemen yanında bulunan iki gözlem pavyonu tamamlanmış, birine Zenith teleskobu ve daha sonra da Danjon astolabı, diğerine de Askania geçiş aleti (meridyen) yerleştirilmiştir. Bugün her iki pavyon da işlevlerini kaybetmiştir. Askania geçiş aleti Kandilli Rasathanesi Bilim Tarihi Koleksiyonu’nda sergilenmektedir.

yılında yıktırılan eski meteoroloji binasının yerine ihtiyaçları karşılayacak yeni bir kule ile bina inşa edilmiş ve gözlem aletlerinin bulunduğu bahçe yeniden düzenlenmiştir. Aynı yıl Danjon pavyonu tamamlanmış ve Danjon astrolabı yerine yerleştirilmiştir.

döneminde Kandilli Rasathanesi’ne alınan bazı önemli aletler;


Rasathane’ de zaman tayini konusuna çok önem verildi. Başlangıçta sekstant ile yapılan zaman tayininin daha modern aletlerle yapılması için yılında kısa ve uzun dalga alıcı radyolar ile prizmalı usturlap, ’da bir takım küçük model Wichert sismografı, yılında ise zaman laboratuvarını tamamlamak üzere Ap 90 Askania meridyen geçiş aleti alındı. ’de Ankara Belediyesi tarafından iki adet Mainka sismografı hediye etti. yılında zaman laboratuvarının geliştirilmesine devam edildi ve sabit basınç altında çalışan sarkaçlı bir saat ile, Onogo saat işaretlerini veren aletler getirtildi. Bu arada Zenith teleskobu binası tamamlandı ve ’te Zenith teleskobu binaya yerleştirildi.

’te sismograflarla düzenli deprem kayıtlarına başlandı. ’da Askania-Schmidt modeli büyük mıknatıs teodoliti ve Askania varyometreleri satın alındı. İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla, savaşın bitimine kadar Rasathane’ye hiçbir alet girmemiştir.

– döneminde yapılan bilimsel çalışmalar;


Kandilli Rasathanesi kuruluş yıllarından itibaren uluslararası yöntemlere uygun olarak meteoroloji gözlem ve kayıtları yapmıştır. Fatin Gökmen bir mıknatıs laboratuvarı kurmak için yılında Maarif Vekaleti’ne başvurmuş, bu başvurusunu yılında yenilemiş, ancak bir cevap alamamıştır.

Bunun üzerine Rasathane’nin bütçesinde kısıtlama yaparak artırılan parayla doğrudan aletler alınabilinmiştir. Kandilli Rasthanesi’nde yılında Fransa’dan alınmış olan Chasselon-Brunner manyetik teodoliti ve bir eğimölçerle ilk manyetik ölçüm de Fatin Gökmen tarafından yapılmıştır. Daha sonra bu rasatlar yıllarında O. Necip Sipahioğlu tarafından yapılmış, sistematik ölçümlere ancak ’den sonra başlanılabilmiştir.

yılında Alman Prof. Dr. Boltz Harita Genel Müdürlüğü çalışmalarını modern astronomi-jeofizik metotlarına çevirmek amacıyla Türkiye’ye davet edilmiş ve Rasathane işbirliğiyle Balıkesir, Turguteli ve rasathane arazisi çevresindeki Talimhane’de üç nirengi noktası kurulmuştur.

Fatin Gökmen ’de Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderdiği bir yazıda, güneş lekeleri ve oluşumuyla ilgili bilimsel incelemeler yapıldığını belirterek bu çalışmaların geliştirileceğinden bahsetmiştir. Ancak bu gözlemlerin nitelikleriyle ilgili günümüze herhangi bir bilgi ulaşmamıştır. Kandilli Rasathanesi’nde ele alınan ilk Güneş Fiziği çalışması, 19 Haziran ’daki Uludağ’da gözlenen tam Güneş tutulması olmuştur. Bu olayla ilgili tam tutulma hattı hesapları yayımlanmış, ekvatoryal dürbün de korona resimleri çekmek için Uludağ’a götürülmüştür. Bu rasatın sonuçları rasathanenin ilk Güneş yayını olarak basılmıştır. yılındaki Uludağ gözlemini Fatin Gökmen, Kemal Erkman, O. Necip Sipahioğlu’ndan oluşan Kandilli Rasathanesi ekibi gerçekleştirmiştir.

yılında meydana gelen Kırşehir depremini incelemek üzere bölgeye bir ekip gitmiş, bu tarihten sonra meydana gelen deprem hareketleri için de rasathaneden bir uzman ekip gönderilerek yerinde incelemeler yapılmıştır. Kandilli Rasathanesi’nin ilk resmi yayını, yılında “Meteoroloji ve Sismoloji Rasadı” adlı altında yayımlanmıştır.

yılında Güneş üzerindeki leke ve meşale gözlemlerine, yılında da Zeiss prizmalı spektroskopuyla ilk kez renkküre gözlemlerine başlanmıştır.

yılında İstanbul (Kandilli Rasathanesi)- Postdam yılına kadar Einstein’ın çalıştığı rasathane) arasında izafi yerçekim ivme ölçümleri yapılmıştır. yılında Uşak, Kütahya, Balıkesir ve Manisa’da manyetik ölçümler yapılmıştır. yılında memleket yer çekim ivmesi baz şebekesinin ölçülmesine başlanmış ve Sterneck sarkacıyla yedi noktada ölçümler yapılmıştır. Bu ölçümler Rasathane Müdür Yardımcısı Yakub Elbek tarafından gerçekleştirilmiştir. Elbek daha sonra bu ölçümleri Padova (İtalya)-İstanbul arasında tekrarlamıştır.

Fatin Gökmen’in yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderdiği “Rasathane teşkilat ve tesisatı hakkında malumat” başlıklı yazıda dönemin faaliyetleri şöyle özetlenmektedir:

“Rasathane dört şube-i ilmiye ile bir idare şubesi ve bir de atelye dairesinden ibarettir. Şube-i ilmiyeler şunlardır:


  1. Hey’et Şubesi (Astronomi)
  2. Hey’et Fizikiye Şubesi (Astrofizik)
  3. Sismograf ve Mıknatıs Şubesi (Sismoloji ve Manyetizma)
  4. Alaimi cevviye ve elektrikiyeti nesimiye Şubesi, (Meteoroloji ve Atmosfer elektriği)
  5. İdare Şubesi
  6. 6. Atelye Dairesi”

Kandilli Rasathanesi ile özdeşleşmiş ve soyadını da buna uygun olarak almış olan Fatin Gökmen otuzlu yıllarda rasathane müdürü iken, yılında dönemin ünlü dergilerinden Yedigün Dergisi’nde yapılan bir görüşmede de belirtildiği üzere, halkın gündelik sorularının ayrılmaz bir parçası, bir tür zamanın Marko Paşa’sı olarak sunulur:

“Birçok kimselerin gözünde, Fatin Bey burçların, mevsimlerin hakimidir. Üşüyünce ona söylenirler, ıslanınca ona öfkelenirler, terleyince ona kızarlar. Bir yandan da istikbale ait bütün kehanetler kendisinden beklenir. Rasathanenin telefonları harıl harıl çalar. Yağmuru, doluyu, zelzeleyi sorarlar.”

yılında varyometreler kurulmuş ve yer manyetizma çalışmalarına tam bir şekil verilmiştir. Rasathane, İkinci Dünya Savaşı sonrasında yeniden alet edinmeye başlamıştır. yılında Kuartz saati, büyük Belin Kronografı, 18 lambalı büyük alıcı radyo, Grenet sismografı ve La Cour varyometreleri ısmarlanmıştır. Bu aletlerin tümü yılında gelmişse de, kuartz saatinin kristalinin üzerinde oynandığı için alet istenen şekilde çalıştırılamamıştır.

yılında üç takım Mainka sismografı satın alınmış, ancak bunlardan hiçbiri hizmete sokulamamıştır. yılında standart alıcı radyosu ve yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi döner sermayesinden watt’lık bir radyo vericisi satın alınmıştır.

yılından itibaren rasathane malzeme alımı bakımından durgun bir evreye girmiştir. Ancak rasathanede eğitici ve öğretici kadro olmamasına rağmen kadroya giren gençler ellerindeki olanakları en iyi şekilde değerlendirerek bilimsel çalışmalar ve yayınlar yapmışlardır.

Kandilli Rasathanesi en önemli gelişme dönemine, yılından sonra modern bina ve tesislerinin tamamlanmasıyla girmiştir.

Planlı Dönemde Yapılan Çalışmalar;


Bu binaların inşaat süresince yerleştirilecek gözlem ve araştırma araçları sağlanmış ve çalışır duruma getirilmiştir.

Kandilli Rasathanesi ’li yıllarda uzay ve yerbilim konuları üzerinde araştırma, gözlem ve hizmet içi eğitim yapan bölümlerle gözlem ve araştırma istasyonlarından oluşan Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı, kuruluş geleneğine uygun olarak düzenlenmiştir.

Uzay Bilimleri Bölümü

  1. Güneş fiziği
  2. Zaman astronomisi
  3. Radyo astronomisi (yaşama geçmemiştir)
  4. Optik-elektronik araç üretimi

Yer Bilimleri Bölümü

  1. Sismoloji
  2. Jeomagnetizma
  3. Meteoroloji

şubelerinden oluşan bilimsel bir kurum olmuştur.

Bu dönemde rasathane kadrosunda personel çalışmaktadır. Bu personelin yirmi altısı bilimsel kadroda, diğerleri teknisyen ve idari kadrodadır.

Kandilli Rasathanesi yılına kadar çalışmalarını İstanbul Üniversitesi’nin Heyet (Astronomi) ve Fizik Enstitüsü’nün çalışmalarına paralel olarak yürütüyordu. Yurtdışı bilim insanlarıyla geliştirilen ilişkiler, rasathaneye kurulan laboratuvarlar ve satın alınan modern aletler, güneş fiziğinin özelliklerini ortaya koyacak çalışmaların oluşmasını sağladı. Özellikle yılından sonra rasathanede yapılan çalışmalar önemli yabancı bilim dergilerinde yayımlanmaya ve yabancı bilim insanları tarafından referans gösterilmeye başlanmıştır.

Bu çalışmalar arasında şunları sayabiliriz: Kandilli Rasathanesi ve İstanbul Üniversitesi Jeofizik Bölümü’nün birlikte hazırladığı, olumlu bir şekilde tamamlanan ve sonuçları Japonya’da yayımlanan “Erdek Sismo Tektonik Projesi”; yılında başlayan UNESCO’nun desteklediği, “Balkan Ülkeleri Sismisite Etüdleri Projesi” (bu proje kapsamı içinde Batı Anadolu’da kurulması planlanan beş sabit istasyon yılı içinde tamamlandı); Kandilli Rasathanesi Güneş Fiziği Bölümü’nün de yer aldığı, Uluslararası Astronomi Birliği’nin desteklediği CINOF ve PROTON projeleri; tarihinde Kandilli-British Geological Survey arasında Marmara Denizi ve çevresinin sismik hareketlerini kaydetmek üzere geliştirilen MARNET projesi.

’den Bu Yana;


Faaliyetlerini yılına kadar Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Müdürlüğü’ne bağlı olarak yürüten Kandilli Rasathanesi, tarihinde “Boğaziçi Üniversitesi” bünyesinde “Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü” adı altında rektörlüğe bağlı bir Enstitüye dönüştürüldü. Kandilli bugün merkez ve laboratuvarları dışında, akademik birimleri ile lisansüstü eğitim veren bir bilim merkezidir.

Boğaziçi Üniversitesi’ne bağlı bir Enstitü olarak yüksek lisans ve doktora programları ile ülkemize ve Dünya’ya akademisyen yetiştiren bir kurum olmanın yanı sıra yaptığı araştırmalarla dünya çapında iddialı projeler yürütmektedir.

Enstitü’nün Bugünkü Yapısı:

AKADEMİK BİRİMLER: Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı, Jeodezi Anabilim Dalı, Jeofizik Anabilim Dalı.

MERKEZLER: Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi, Belbaşı Nükleer Denemeleri İzleme Merkezi, İznik Deprem Zararlarının Azaltılması Hizmet Merkezi.

LABORATUVARLAR ve DİĞER BİRİMLER: Astronomi Laboratuvarı, Jeomanyetizma Laboratuvarı, Meteoroloji Laboratuvarı, Afete Hazırlık Eğitim Birimi, Bilim Tarihi Koleksiyonu.

Depreme yönelik çalışmalar Enstitü’nün ilk hedefi olmuş ve araştırma-uygulama çalışmaları Deprem Mühendisliği, Jeodezi ve Jeofizik Anabilim Dallarında yüksek lisans ve doktora eğitimiyle bütünleştirilmiştir. Enstitü deprem konusunda gözlem, eğitim, araştırma ve uygulama faaliyetlerini tek bir bünye altında toplayan ilk kuruluş olma özelliğini taşımaktadır.

Güncel Çalışmalar


DEPREM MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI:


Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı, yılında Boğaziçi Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) bünyesinde, lisansüstü düzeyde eğitim veren bir birim olarak kurulmuştur.

Eğitim, araştırma ve uygulama faaliyetleri yoluyla, depreme dayanıklı yapıların, sistemlerin, kentlerin ve çevrenin oluşturulmasına katkıda bulunmak Anabilim dalının genel amacıdır.

Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı, Türkiye’de Deprem Mühendisliği alanında Yüksek Lisans ve Doktora derecesine yönelik lisansüstü eğitimi veren ilk akademik birimdir. Deprem Mühendisliği, deprem kaynağının tanımlanmasından, deprem risklerinin azaltılması yöntemlerine kadar değişen faaliyetleri kapsayan çok aşamalı bir süreç olarak tanımlanabilir.

Deprem Mühendisliği’nin akademik faaliyetleri aşağıda sıralanmıştır;

  1. Deprem tehlikesi ve riski analizleri
  2. Kentler için deprem hasar senaryoları
  3. Kuvvetli deprem yer hareketinin özellikleri
  4. Üç boyutlu deprem yer hareketi simülasyonları
  5. Zemin ve saha tepki analizi
  6. Binaların, tarihi anıtların, sanayi tesislerinin, köprü ve barajların deprem davranışı
  7. Yapı-zemin etkileşimi
  8. Küçük ölçekli model ve prototip yapıların dinamik testleri
  9. Yapıların güçlendirilmesi
  10. Yapı hasar değerlendirmesi ve deprem sigortası
  11. Yapı ve altyapı sistemlerinin deprem hareketlerinin izlenmesi
  12. Depreme dayanıklı tasarım yöntemlerinin geliştirilmesi

yılında Bakanlar Kurulu kararı ile kurulan İstanbul Deprem Acil Müdahale ve Erken Uyarı Sistemi ile deprem erken uyarı sinyali üretilmekte ve adet kuvvetli yer hareketi istasyonu aracılığıyla depremin hemen ardından haritalandırılan hasar görmüş bina dağılım bilgileri ilgili kurumlara iletilmektedir.

İstanbul’da asma köprüler, Ayasofya Müzesi, Süleymaniye, Sultanahmet, Mihrimah Sultan ve Fatih Cami’lerinin yanı sıra değişik yüksek bina ve endüstriyel tesislerde ’den fazla sensörden oluşan gerçek zamanlı yapı sağlığı izleme sistemleri vardır.

Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı bünyesinde yer alan Sarsma Masası Laboratuvarı’nda ise 3x3m tek eksenli, xm üç eksenli ve xm iki eksenli sarsma masası, ivme ve deplasman ölçerler ile veri toplama cihazları yer almakta, titreşimle ilgili TSE ve diğer referans testler yapılmaktadır.

JEODEZİ ANABİLİM DALI:


Jeodezi Anabilim Dalı, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün üstlendiği tarihsel misyon doğrultusunda, deprem süreçlerini anlamaya yönelik çalışmalar yürütmektedir. Yerkabuğunun deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrası davranışlarını gözlemlemeye odaklanan bu çalışmalar, kabuğun hem yüzeyinde, hem de derinlerinde birkaç metreden yüzlerce kilometreye uzanan uzunluktaki elastik süreksizliklerde milimetreden birkaç metreye kadar uzanan miktarda hareketleri belirlemeye yönelmiştir.

  1. Günümüz modern yaklaşımlarıyla bu gözlemlerin, saniyeden yıllara uzanan zamansal çözünürlükte ve gözlem yöntemine göre milimetreden desimetre mertebesine konumsal hassasiyette yapılması mümkün hale gelmiştir. Anabilim Dalı, tüm bu modern yaklaşımları eğitim ve araştırma alanına dahil etmeye başlamıştır. Mevcut analitik yeteneği ve entelektüel derinliği koruyarak bu geniş gözlem yelpazesini bütünsel bir araştırma anlayışıyla kapsamayı hedeflemektedir. Anabilim Dalının genel amacı jeodezi bilimini ülkemizde de evrensel seviyede uygulanır hale getirmek ve bu hedefte ülke ölçeğinde öncü, küresel anlamda etkin olmayı sağlayarak katkıda bulunmaktır. Yerbilimlerinde temel problemlere eğilen ve bu yönde evrensel ölçüde nitelikli bilim insanları yetiştiren araştırma, eğitim ortamı oluşturan Jeodezi Anabilim Dalının akademik faaliyetleri aşağıda sıralanmıştır; Ülkemizde nüfus yoğunluğu en yüksek bölge olan Marmara Bölgesi’nde aktif fayların çevresinde kurulan sabit GPS ağı ile yatay kıtasal hareketleri gerçek zamanlı izlemek
  2. Türkiye’deki aktif fayların yakın çevresinde kıtasal hareketlerin yatay hızlarını belirlemek
  3. InSAR yöntemi ile kıtasal hareketlerin düşey hızlarını belirlemek
  4. Kıtasal hareketleri modelleyerek aktif fayların üzerindeki kilitlenme miktarlarını belirlemek
  5. GPS ve InSAR yöntemleri kullanarak büyük depremlerin fay yüzeyinde meydana gelen yerdeğiştirmeleri, deprem mekanizmalarını ve deprem büyüklüklerini güvenilir olarak modellemek
  6. Deprem etkinliği ve fayların yapısal özellikleriyle, jeodezik bulguların zamansal ve uzaysal derinliğini artırmak
  7. Türkiye’deki aktif fayların deprem potansiyelini belirlemek
  8. Tüm bu bilgiler ışığında, Uzaktan Algılama tekniği ile deprem hasar analizlerini gerçekleştirmek

JEOFİZİK ANABİLİM DALI:


Jeofizik Anabilim Dalı, deprem, yeraltı yapısı ve jeodinamik konularında öncü ve bölgesel ölçekte araştırmalar yapan, özellikle Doğu Akdeniz bölgesindeki yer ile ilgili süreçleri farklı gözlem ve disiplinler arası etkileşim ile anlamayı hedefleyen bir misyona sahiptir. Bu misyonu gerçekleştirmek için, Teori-Gözlem-Modelleme süreçlerini yüksek standartlarda uygulamak ve bu süreçleri kapsayan bir lisansüstü eğitim programı oluşturmayı planlamıştır.

Eğitim programında sismoloji, elastik dalga yayınımı, deprem kaynak mekanizmaları, sinyal analizi, kuvvetli yer hareketi, alet bilgisi ve bu kavramlar için gerekli matematik ve fizik yasaları detaylı olarak tanıtılmaktadır.

Bu eğitim programında benimsenmiş olan ana ilke öğrencilerin sağlam bir kuramsal altyapı kazanmaları ve gerçek verilerle yapacakları her türlü çalışmayı bu temel bilgi üzerine inşa etmeleridir. Bu bağlamda ülkemizdeki jeofizik lisans eğitim programlarını tamamlayıcı bir nitelik taşımaktadır.

Jeofizik Anabilim Dalı’nda yapılan projelerin önceliğini, aktif bir tektonik kuşakta yer alan ülkemizdeki depremlerle ilgili gözlemler yapmak, bu gözlemler için fiziksel modeller oluşturmak ve depremlerin neden olduğu zararları azaltacak çıkarımlar oluşturmaktadır. Yerkabuğunun yerel ve bölgesel ölçeklerdeki yapısının ortaya çıkarılması için modern görüntüleme yöntemleri kullanılmaktadır. Aktif fayların belirlenmesi, bunlara neden olan kuvvetlerin araştırılması, depremsellik, deprem, heyelan ve tsunami riski, endüstriyel hammadde, maden, su, jeotermal kaynak aramaları, çeşitli boyut ve büyüklükte mühendislik yapılarının zemin araştırmaları ve kent planlamalarında mikro bölgeleme çalışmaları alanlarından bir kısmını oluşturmaktadır.

Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi (BDTİM):


Merkez’de, deprem ve tsunami ile ilgili bilgiler en hassas ve güvenilir bir biçimde belirlenerek ilgili kurumlara Deprem Bilgi Mesajı ve Tsunami Erken Uyarısı verilmekte, Türkiye geneline kurulmuş olan Deprem Ağı’nın geliştirilmesi sağlanmakta, işletilen deprem istasyonlarından BDTİM’e gelen sismik sinyaller toplanmakta, bu sinyallerin verileri arşivlenerek, veri bankası oluşturulmakta, depremle ilişkili konularda ulusal ve uluslararası kurumlarla işbirliği yapılmaktadır.

Bu çerçevede; BDTİM Türkiye’nin pek çok bölgesinde yeni deprem istasyonları kurmuş ve Türkiye deprem şebekesini sürekli geliştirmiştir. Bu deprem şebekesinden Enstitü ’ye gelen sürekli bilgi vasıtasıyla, yurdun herhangi bir bölgesinde meydana gelen bir depremin yeri ve büyüklüğü çok kısa bir sürede belirlenip ilgili kurumlara bildirilmektedir. Hâlihazırda uydu hattı, telefon hattı, internet ve alt ağ bağlantılı sabit deprem istasyonu sayısını ’a ulaştırmıştır. Bu istasyonların beş tanesi Kıbrıs’ta bulunmaktadır. BDTIM, UNESCO/Hükümetler arası Oşinografi Komisyonu/Kuzey-Doğu Atlantik, Akdeniz ve Bağlantılı Denizler Tsunami Erken Uyarı ve Zararlarını Azaltma Sistemi Hükümetler arası Koordinasyon Grubu (UNESCO/IOC/ICG/NEAMTWS) çatısı altında sorumluluk alanları Karadeniz, Ege ve Doğu Akdeniz’i kapsayacak şekilde ICG/NEAMTWS tarafından akredite edilmiş 7/24 operasyonel bir merkez olarak Tsunami Hizmet Sağlayıcı statüsünde görev yapmaktadır.

İlgili akreditasyon sertifikası, Hükümetler arası Oşinografi Komisyonu’nun (IOC) Paris-Fransa’da düzenlenen Oturumu sırasında 27 Haziran tarihinde düzenlenen törenle IOC Başkanı Prof. Dr. Peter Haugan ve ICG/NEAMTWS Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner tarafından KRDAE Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener’e teslim edilmiştir.

Belbaşı Nükleer Denemeleri İzleme Merkezi (NDİM):


KRDAE aynı zamanda uluslararası işbirliği çerçevesinde nükleer patlamaları denetleyen bir kuruluş olup bu konuyla ilgili Ulusal Veri Merkezi görevini de yürütmektedir. Bu amaçla Türkiye’de kısa ve uzun dönemli dizinler (array) çalıştırmakta, elde edilen verileri Uluslararası Veri Merkezleri’ne göndermekte, nükleer patlamaları belirleyerek yeni yöntemler denemekte ve gerekli altyapıyı kurmaktadır.

Türkiye’de nükleer silah denemelerini izleme, araştırma ve raporlama konusunda tek yetkili kuruluş olarak görev yapan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü bünyesinde yer alan Belbaşı Nükleer Denemeleri İzleme Merkezi, Kuzey Kore örneğinde olduğu gibi nükleer denemeler nedeniyle meydana gelen sismik dalgaları kaydetmekte ve bu verileri Birleşmiş Milletler çatısı altında Viyana'da faaliyet gösteren Nükleer Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması Anlaşması Örgütü (NDKYAÖ) merkezine aktararak eş zamanlı bilgi paylaşımında bulunmaktadır. Merkez aynı zamanda hazırladığı kapsamlı değerlendirme raporlarını Dışişleri Bakanlığı’nın ilgili birimlerine de iletmektedir.

İznik Deprem Zararlarının Azaltılması Hizmeti Merkezi:


sayılı Kanunun sayılı Kanunla değişik 7/d-2 maddesi ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının, 04/08/ tarihli Yürütme Kurulu toplantısında alınan karar uyarınca, İznik Deprem Zararlarının Azaltılması Araştırma ve Uygulama Merkezi, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’ne bağlı hizmet merkezine dönüştürülmüştür. Merkez, yerbilimlerinin değişik disiplinlerinde, geçici veya sürekli, gözlem ve bilimsel araştırmalar yapmak, elde edilen sonuçları bilim ortamlarına ve toplum hizmetine aktarmak amacı ile kurulmuştur. Merkezin görevleri;

  1. İznik ve çevresinde, yürütülmekte olan ulusal ve uluslararası projeler çerçevesinde kurulmuş istasyonlardaki gözlemlerin sağlıklı ve kesintisiz bir şekilde yürütülmesi için gerekli her türlü lojistik desteği sağlamak
  2. Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun batı kesimindeki gözlem istasyonlarında oluşabilecek arızalara acil müdahaleyi ve planlı arazi çalışmalarını yürütecek teknik donanım ve personeli istihdam etmek
  3. Teknolojik gelişmeye uygun olacak şekilde aletsel donanımlarda güncelleşmeyi sağlamak
  4. Bölgenin yerbilimleri açısından daha ayrıntılı incelenebilmesi için, Boğaziçi Üniversitesi tarafından ilgili ulusal ve uluslararası kuruluşlarla ortak yürütülen projeler ve çalışmalara katkıda bulunmak
  5. Bilimsel amaçlara uygun olarak ulusal ve uluslararası toplantılar düzenlenmesine destek sağlamak
  6. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Arastirma Enstitüsü’nün öngördüğü yıllık çalışma programlarını gerçekleştirmektir.

KRDAE Belbaşı Nükleer Denemeleri İzleme Merkezi


Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü aynı zamanda uluslararası işbirliği çerçevesinde nükleer patlamaları denetleyen bir kuruluş olup bu konuyla ilgili Ulusal Veri Merkezi görevini de yürütmektedir. Bu amaçla Türkiye’de kısa ve uzun dönemli dizinler (array) çalıştırmakta, elde edilen verileri Uluslararası Veri Merkezleri’ne göndermekte, nükleer patlamaları belirleyerek yeni yöntemler denemekte ve gerekli altyapıyı kurmaktadır.

Türkiye’de nükleer silah denemelerini izleme, araştırma ve raporlama konusunda tek yetkili kuruluş olarak görev yapan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü bünyesinde yer alan Belbaşı Nükleer Denemeleri İzleme Merkezi, Kuzey Kore örneğinde olduğu gibi nükleer denemeler nedeniyle meydana gelen sismik dalgaları kaydediyor ve bu verileri Birleşmiş Milletler çatısı altında Viyana'da faaliyet gösteren Nükleer Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması Anlaşması Örgütü (NDKYAÖ) merkezine aktararak eş zamanlı bilgi paylaşımında bulunuyor. Merkez aynı zamanda hazırladığı kapsamlı değerlendirme raporlarını Dışişleri Bakanlığı’nın ilgili birimlerine de iletiyor.

LABORATUVARLAR-BİRİMLER


Astronomi Laboratuvarı:


Jeodezi Anabilim Dalı’na bağlı Astronomi Laboratuvarı’nda Güneş Fiziği, Zaman Astronomisi, Adli Astronomi ve Popüler Astronomi alanında çalışmalar yapılmaktadır. yılından beri gökyüzünün açık olduğu her gün Güneş’in Işıkküre (Photosphere) gözlemi yapılıp uluslararası veri merkezleri ile paylaşılmakta ve bu konuda araştırmacıların yararlanması için arşiv oluşturulmaktadır. Güneş aktivite indekslerinden biri olan “flare indeks” hesaplanıp web sayfasında yayınlanmaktadır.

yılında çıkarılan ve devrim kanunları arasında yer alan, sayılı kanunun 3. maddesi gereği Hicri – Kameri ayların başlangıç tarihleri tespit edilip Hicri-Kameri takvim hazırlanmakta, Diyanet İşleri Başkanlığı işbirliği ile, kamuoyuna açıklanmakta, bu konudaki kongre ve toplantılara katkı verilmektedir.

Adalet Bakanlığı Ceza Dairesi Genel Müdürlüğü’nün tarih, ve tarih, sayılı genelgeleri ile Yetkili Kurumilan edilmiş olan Enstitünün Astronomi Laboratuvarı,mahkemelerden gelen bilgi taleplerine Adli Astronomi kapsamında cevap vermektedir.

Talep doğrultusunda takvim firmalarına Hicri-Kameri Takvim bilgisi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meteoroloji Dairesi’ne, Kara Kuvvetleri Komutanlıklarına Ay ve Güneş’in hareketleri ile ilgili bilgiler verilmekte, kamuoyundan gelen astronomik bilgi talepleri cevaplanmaktadır.

Okulların açık olduğu aylarda Çarşamba ve Perşembe günleri, ağırlıklı olarak okullara, diğer günlerde talep eden bireysel ziyaretçilere, laboratuvarımızda, çalışmalarımız ve astronomi ile ilgili merak ettikleri konularda bilgiler verilmekte, tutulma, gezegen geçişleri gibi popüler astronomik olaylarda etkinlikler düzenlenmektedir.


Jeomanyetizma Laboratuvarı:


Jeofizik Anabiilim Dalı’na bağlı ve yılından beri faaliyet gösteren Jeomanyetizma Laboratuvarı yılında uluslararası veri merkezi INTERMAGNET (INTERnational Real-time MAGnetic Observatory NETwork)’e üye olmuş ve o tarihten beri düzenli olarak internet yolu ile verilerini bu merkeze iletmektedir.

Bu kapsamda toplanan veriler ulusal ve uluslararası birçok çalışmada kullanılmaktadır.


Meteoroloji Laboratuvarı:


Günümüzde, yapılan klasik ölçmelerle birlikte otomatik ölçme sistemleri de kullanılmaktadır. Veriler bilgisayar ortamında arşivlenmekte ve talep doğrultusunda öğrenciler, kişiler ve kuruluşlarla paylaşılmaktadır. Ayrıca araştırmacıların çalışmalarına bilgi ve yönlendirme destekleri sağlanmaktadır. Her gün İstanbul (detaylı) ve diğer illerin 5 günlük hava tahminleri hazırlanmakta ve güncel haritalarla birlikte web sayfamızda sunulmaktadır. Çarşamba ve Perşembe günleri Rasathane ’ye yapılan okul, kurum ve diğer ziyaretçilere gözlemlerin nasıl yapıldığı, alet çalışma sistemleri ve meteoroloji konularında bilgi verilmektedir.

Yaz aylarında Meteoroloji Mühendisliği öğrencilerine uygulamalı meteoroloji stajı yaptırılmaktadır.

Havanın durumu ve ani gelişen atmosferik olaylar karşısında gazete, televizyon gibi basın yayın organlarından gelen halkı bilgilendirme talepleri karşılanmaktadır. Bu faaliyetlerin yanı sıra, BAP, TÜBİTAK gibi projeler ile diğer kurum ve kuruluşlarla ortak bilimsel çalışma faaliyetleri sürdürülmekte olup, çeşitli bilimsel toplantı düzenleme ve katılım faaliyetleri yürütülmektedir.

Afete Hazırlık Eğitim Birimi:


Afete Hazırlık Eğitim Biriminin kuruluşu, Kocaeli Depreminden bir yıl sonra, Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı Yabancı Afet Yardım Ofisi (USAID/OFDA) tarafından sağlanan 5 yıllık bir proje fonu çerçevesinde oluşturulan Afete Hazırlık Eğitim Projesi (AHEP)’ne dayanmaktadır. Topluma yönelik deprem eğitim ve bilinçlendirme programlarının kalıcı ve sürdürülebilir bir nitelik kazanması için AHEP, 19 Ekim tarihinde Afete Hazırlık Eğitim Birimi (AHEB) kurularak kalıcı hale getirilmiştir. yılından bu yana gerçekleştirilen yoğun faaliyetler kapsamında temel amaç, Türkiye’yi etkileyecek olası yıkıcı depremlere karşı toplumun bilinçlenmesini ve hazırlıklı olmasını sağlamaktır.. Bu çerçevede, olası zararları azaltmak için toplumun afet bilincini, yerel hazırlığı ve ilk müdahale organizasyon becerilerini arttırmak hedeflenmektedir.

AHEB, bu kapsamda faaliyetlerini eğitim programları doğrultusunda sürdürmektedir:

DepremPark:

Enstitümüzün bir sosyal sorumluluk çalışması olarak, AHEB bünyesinde haftanın belirli günlerinde düzenli olarak, Enstitümüzü ziyarete gelen ilk-orta-lise okul seviyelerinde öğrencilere deprem öncesi-sırası-sonrasında evde ve okulda alınması gereken kişisel önlemler ve benimsenmesi gereken davranışlar konusunda Temel Afet Bilinci oluşturmak amacıyla bir eğitim verilmektedir. Eğitimin ardından, DepremPark adı verilen, içinde Sarsma Masası ve diğer görsel uyaranların bulunduğu odada uygulamalar yapılmaktadır. DepremPark eğitimleri kapsamında yılda yaklaşık okul ve öğrenciye ulaşılmaktadır.

Gezici Deprem Simülasyon Tırı (GEDSET):

yılından itibaren devam etmekte olan GEDSET eğitimleri kapsamında, Enstitümüzün deneyimli eğitmenlerinden oluşan ekip, ziyaret edilen illerde kamu görevlileri, öğrenciler ve topluma depremi ve depremden korunma yollarını anlatmaktadırlar. Gezici Deprem Simülasyon Eğitim Tırı üzerindeki simülasyon sistemi sayesinde katılımcılar, deprem anını yaşayarak doğru davranış biçimlerini öğrenme fırsatı bulmaktadırlar. Başlangıcından bu yana GEDSET eğitimleri kapsamında yaklaşık il/ilçede gün boyunca kişiye ulaşılmıştır.

Bilim Tarihi Koleksiyonu : (Tarihi Sismoloji Binası)

Rasathane Bilim Tarihi Koleksiyonu; temeli yılında atılmış ve inşaatı yılında tamamlanmış olan tarihi Sismoloji Binasında sergilenmektedir. Binada gökbilimleri ve yerbilimleri konularında Rasathane tarafından kullanılmış çeşitli bilimsel aletler sergilenmektedir. Bu binada ayrıca Rasathane Arşivinde bulunan astronomi, astroloji, matematik ve coğrafya ile ilgili el yazmalarından örnekler sergilenmektedir.

Bu koleksiyon; Osmanlı devrinde Türk bilim adamları tarafından icat edilen rasat aletleri ile astronomi konusunda telif edilmiş kitaplardan ve takvimlerden örnekler ve yılında kurulan Rasathane – i Amire’de kullanılan ve bu rasathanenin yılından itibaren Kandilli’ye taşındıktan sonra da kullanılan ve çoğu Avrupa’dan ve Amerika’dan ithal edilen sismograflar ve çeşitli astronomi, jeodezi, manyetik, meteoroloji ve zaman aletlerinden oluşmaktadır.

Bilimsel aletler arasında şunlar bulunmaktadır:

Sekstantlar , oktantlar , teleskoplar, teodolitler, pontograflar, suni ufuklar, barometreler, saatler, güneş saatleri, termograflar, gözlem kayıt raporları, haritalar, takvimler, deprem kayıt aleti olan büyük sismograflar, denizcilik saatleri, ölçü ve hesap makineleri, zaman belirleme yardımcı aletleri, rubu tahtaları, usturlaplar, yer küreleri, gök küreleri, güneş sistemi, meridyen teleskopları, kıblenümalar.

 
 

Fatin Bey


Meteoroloji Laboratuvarı


 

 

Tarihinin Ötesine Uzanan Keşifler: Uluğ Bey Rasathanesi

Uluğ Bey Rasathanesi, Özbekistan’ın Semerkant şehrinde yer almakta ve Büyük Tashkent Caddesi’nde bulunmaktadır.

Aynı zamanda aşırı muhafazakar dinciler tarafından yerle bir edilmeden önce, 30 yıl boyunca dünyanın en gelişmiş astronomik araştırmalarının yapıldığı yer olarak tanınmaktadır.

 Bu rasathane, bir Müslüman prensinin bilime olan bağlılığı ile ortaya çıkmıştır.

Uluğ Bey Rasathanesi’nin Tarihi

Uluğ Bey Rasathanesi, ’li yıllarda imparator Timur’un torunu olan Timur Hükümdarı Uluğ Bey tarafından yaptırılmıştır. Uluğ Bey, yönetim becerilerinden ziyade bilimsel uğraşları ile tanınmaktadır. Bu yönü nedeniyle sevilen bir hükümdar olmamıştır.

Uluğ Bey, babasının ’deki ölümünden sonra; Özbekistan, Tacikistan ve güneybatı Kazakistan’dan meydana gelen Maveraünnehir bölgesinin kontrolünü eline almıştır. Başa geçmesinden iki yıl sonra, komşu rakip krallıklara karşı birkaç savaşı kaybetmesiyle tahttan indirilmiştir. Yerine geçen oğlu Abdüllatif, bir suikastçı kiralamış ve Uluğ Bey’i öldürtmüştür.

Uluğ Bey’in ölümünün ardından rasathane, yerle bir edilmiş ve orada çalışan düzinelerce yetenekli bilim adamı sürülmüştür. Ardından gözlemevi yüzyıllar boyunca unutulmuş ve yeri çok az kişi tarafından bilinir hale gelmiştir. Ancak ’de Rus arkeolog Vassily Vyatkin, rasathanenin kalıntılarını ve onunla birlikte zengin çalışmaları da ortaya çıkarmayı başarmıştır.

Uluğ Bey Rasathanesi’nin Astronomiye Katkıları

Uluğ Bey Rasathanesi, ilk döneminde üç muazzam astronomik aletin etrafına inşa edilmiştir. Yapı, üç katlı silindirik bir bina olarak tasarlanmıştır. Uluğ Bey Rasathanesi’nin gökbilimcileri, yılın uzunluğunu gerçek değerin 25 saniyesine kadar ölçmüşler ve Dünya’nın eksen eğikliğini o kadar doğru bir şekilde belirlemişlerdir ki; sayılar günümüzde kabul edilen değer aralığına denk gelmiştir.

Bu kadar doğru değerlere ulaşabilmelerinin sebebi ise türünün en büyük örneği olan meridyen yayına sahip olmalarıdır.

Uluğ Bey Rasathanesi’nde günümüze kadar bozulmadan gelen ana kemer, Fakhri Sekstantı olarak adlandırılan anıtsal bir meridyen yayıdır. Bu kavisli taş kemer, 40 metre yüksekliğinde yapılmış ve gökbilimciler tarafından parlak gök cisimlerinin yükselme açısını ölçmek için kullanılmıştır. Işık, bir pencereden girdiği zaman gökyüzündeki nesnenin yüksekliğine bağlı olarak sekstant üzerindeki bir noktayı işaretlemektedir. Bu sayede Uluğ Bey ve diğer gökbilimciler; yılın uzunluğunu, günün saatlerini ve hatta Dünya’nın dönme ekseni ile güneş etrafındaki yörüngesinin düzlemi arasındaki açıyı kesin olarak belirlemişlerdir.

Uluğ Bey’in en büyük başarısı, en az yıldızı ve gece gökyüzündeki konumlarını içeren bir yıldız kataloğu hazırlamış olmasıdır. Kataloğun adı, Zij-i Sultani’dir. Teleskopların icadından neredeyse yıl önce derlenen ve dikkate değer ölçüde kapsamlı hazırlanan katalog, gözlemevi ile birlikte neredeyse yok olmuştur. Ancak bu nadide eser, büyük çalışmayı yayınlamaya devam eden astronom Ali-Kushji’nin eline geçmiş ve günümüze ulaşabilmiştir.

Uluğ Bey Rasathanesi’nin Mimari Özellikleri ve Sundukları

Uluğ Bey Rasathanesi; sırlı çini, majolica ve mozaiklerle süslenmiş bir yapıdır. İç ve dış cephelerde gök cisimlerinin konumunu, yörüngesini ve fiziksel özelliklerini gösteren resimler bulunmaktadır. Ayrıca Rasathanenin bahçesinde, etkileyici bir Uluğ Bey heykeli de yer almaktadır.

Gözlemevinin içindeki meridyen yayı; 40 metre yarıçaplı, kayaya yontulmuş ve üst tarafı tuğlalar ile desteklenmiş bir kemerdir. Sekstant üzerinde, Arap sembolleri ve rakamlarının kazındığı beyaz mermer levhalar bulunmaktadır. Merkezi meridyen yayı, gözlemevini kuzey ve güney olarak ikiye bölmüştür. Kuzey kesimdeki odalar haç planlı, güney kesimdeki odalar ise dikdörtgen planlıdır. Servis odaları, zemin katta kümelenmiştir.

Uluğ Bey Rasathanesi’nde, Uluğ Bey’i anlatan ve bilimsel başarılarını sergileyen küçük bir müze yer almaktadır. Burada; Uluğ Bey’in yıldız haritaları, Zij-i Sultani ve Arapça el yazması eserlerinin reprodüksiyonları gibi eserler bulunmaktadır. Ayrıca usturlablar ve diğer aletlerin yanı sıra rasathanenin minyatürü de sergilenmektedir. Müzede, Timur dönemine ait astronomik aletler hakkında bilgiler de verilmektedir.

Uluğ Bey Rasathanesi, bir dönemin efsane oyunlarından olan Age of Empires II’de de görülmektedir. Oyundaki görüntüsünün gerçek haline oldukça benzemesinden dolayı rasathane, oyunu oynamış ziyaretçilere bir hayli tanıdık gelmektedir. Ayrıca tarihi boyunca ilklere imza atan yapı, astronomiye ve tarihe ilgili olan herkesin ziyaret etmesi gereken yerlerin başında gelmektedir. Rasathane, haftanın her günü saatleri arasında ziyaretçilerine gökbilimin kapılarını açmaktadır. Uluğ Bey Rasathanesi’ne giriş ücretleri ise kişi başı Özbekistan somu olarak belirlenmiştir.

Uluğ Bey Medresesi

Uluğ Bey Medresesi, Timur İmparatorluğu'nun 4. sultanı Uluğ Bey (Farsça: میرزا محمد طارق بن شاه رخ الغ‌بیگ‎, Mīrzā Muhammad Tāriq bin Schāhruch Ulugh Beg) tarafından Semerkant'ta Registan Meydanı'nın karşısında duran - yılları arasında yaptırılmış olan medresedir. Uluğ Bey Medresesi'nin yanında bir de Rasathane yaptırmıştır. Uluğ Bey Medresesi yüzyılda Ana Asya'nın en iyi ve en önemli üniversitesidir.

Uluğ Bey Medresesi. (iç görünüm)

Tarihçe[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası