kurana göre kimlerle evlenilir / İslam’da Kimlerle Evlenilmez? - Evlenilmesi haram olan kişiler

Kurana Göre Kimlerle Evlenilir

kurana göre kimlerle evlenilir

Çağımız ve Günümüz Meselelerine Fetvalar

1 - Soru: Iki kardeş var. Bunlardan büyüğü evli ve iki tane de çocuğu var. Küçük olan ise henüz bekar. Büyük kardeş, bir trafik kazasında vefat etti. Küçük kardeş, her ne kadar istemediyse de, babasının ısrarına dayanamayarak ağabeyinin dul kalan karısı ile evlendi. Dinimizce böyle bir evlilik caiz midir? 

Cevap: Ölmüş kardeşin, dul karısını hayatta bulunan kardeşi alablir. Bunda herhangi bir mahzur yoktur. Arkadan kalan kardeş büyük veya küçük olsun durum aynıdır. Ancak, o kadınla evlenebilmek için, kocasının ölümünden itibaren iddetinin (dört ay on günlük bir müddetin) geçmesi gerekir.

2 - Soru: Bir kızın babası Türk, dedesi Türk, annesi ise çingene. Bu anneden olan kız Müslüman bir erkekle evlenebilir mi?

Cevap: Bir Müslüman erkek, Müslüman olan bir çingene kadın ile evlenebilir. Evliliklerde ırk ayrılığı bir engel teşkil etmez. İman ve İslam bakımından bir eksiklik yok ise evlenmelerinde bir mahzur yoktur. Geri kalan mide ve gönül meselesi! Gönlü sever, midesi çekerse evlenmesinde bir mahzur yoktur.

3 - Soru: Bir kimsenin, kendisine aile olarak almak istediği kadın veya kızı, okutmak suretiyle sihir yaptırarak almasında bir mahzur var mı?

Cevap: Bu asla caiz ve doğru bir hareket değildir. Her iş aklın düşünmesi ve gönlün sevmesiyle olmalıdır. Onu sihirle ve efsunla düşünemeyecek hale getirmek katiyen doğru değildir. Haramdır.

4 - Soru: Adamın birisi evlenmiş, daha sonra da sakal bırakmış. Bu yüzden ailesi ile boşanmış. Şimdi tekrar evlenmek istiyor, sakalı evlenmesine mani oluyor. Evlenebilmek için sakalını kazıtmakta bir mahzur var mı?

Cevap: Elbette vardır. Resul-i Ekrem'in (sav) sünneti oyuncak değfunduszeue.infoo artistlerinin, rol icabı sakal bırakıp, rolü son bulduğunda kestirmeleri gibi, dilediğinde sakal bırakmak, arzu ettiğinde de sakalını kazıtmak, Resul-i Ekrem'e (sav) sevgisi olan kimsenin yapabileceği bir davranış değildir. O kimse de kendine göre bir Müslüman kadınla evlenmenin yolunu arasın. Bırakılmış bulunan sakalı kazıtmak haramdır.

5 - Soru: Dul kalan bir erkek, dul bir kadını kendisine nikahladıktan sonra, ilk karısından olan kızını, bu kadının oğluna nikahlayabilir mi?

Cevap: Evet, nikahlayabilir. Bunda bir mahzur yoktur.

6 - Ali Efendi Fetvalarından: "Kendisiyle gerdeğe gridiği karısının, diğer kocasından olmuş oğlunun kızı ile evlenmek caiz olmaz" (funduszeue.info 1/33) 

Açıklama: Böyle bir evlilik caiz olmaz. Çünkü bu kız üvey oğlu yolu ile torun mevkiinde bulunmaktadır. Bu itibarla hürmet-i müsahare yoluyla kendisiyle evlenmek haramdır.

7 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd'e, ahiret ana edindiği Hind ile evlenmek caiz olur" (funduszeue.info 1/34)

Açıklama: Ahiret anne ve ahiret evladı gibi sözlerle nesep sabit olmadığı gibi, bu kimselerin birbirleriyle nikahlanmaları sahih ve caizdir. Bu itibarla "Ahiret kardeşim ol!" veya "Ahiret evladım ol" diyen kimseler, birbirine mahrem olmazlar. Diğer yabancı kadınların ve erkeklerin birbirine karşı takındığı tavır ve tesettür esaslarına riayet etmeleri gerekir.

8 - Abdürrahim Fetvalarından: "Karısı ile karısının oğlan kardeşinin kızını, zevcesiyle birlikte nikahı altında toplamak caiz olmaz" (funduszeue.info c. 1/42) 

Açıklama: Bu fetvada belirtilen kız, o erkeğin karısının yeğeni olmakta ve bahsi geçen kadın da onun halası bulunmaktadır. Bir önceki fetvanın açıklanmasında belirtilen ölçü dikkate alındığında, böyle bir evliliğin dini hükümlere göre caiz olmadığı açıklığa kavuşmuş olur.

 İki yakın kadının, bir erkeğin nikahı altında toplanmasının haramlığındaki hikmet, akrabalık bağlarının ve büyük ile küçük arasında korunması lazım gelen saygının sarsılmamasıdır. Bunlar arasında geçimsizlik olduğunda, bahsi geçen bağlar yara alacak ve büyük-küçük saygısı kalkmış olacaktır. Bir cemiyet içinde bu gibi hallerin doğması ve yayılması, o cemiyeti sarsar ve önü alınmayacak hadiselerin yayılmasına sebep olur.

 Bir milletin payidar olabilmesi, istiklalini ve istikbalini garanti altında tutabilmesi, cemiyeti teşkileden fertlerin arasında, sevgi, saygı ve bağlılıkların korunmasına şiddetle ihtiyaç göstermektedir. Geçmiş milletlerin bazılarının çöküş sebeplerinde bu gibi kaidelere riayet gösterilmeyişinin acı iz-eri görülmektedir. Tarihin acı hadiseleri arasına bir halka daha eklemek niyetinde olmayan milletler, bu gibi kaideleri korumakta asla ihmal göstermezler, göstermemelidirler.

9 -  Netice Fetvalarından: "Boşandığı kadının babaannesini nikahlamak caiz olmaz" (funduszeue.info 1/34)

Açıklama: Bir erkek, boşamış olduğu bir kadının annesini nikahlayamadığı gibi, o kadının nenesini de nikahlayamaz. Bu nene, ister ana tarafından, ister baba cihetinden olsun hüküm aynıdır.

10 - Feyziye Fetvalarından: "Ana tarafından olan dedesinin terk ettiği kadını nikahlamak caiz olmaz" (funduszeue.info c. 1/34) 

Açıklama: Bir erkeğe, üvey nenesini nikahlamak, aynen üvey annesini nikahlamak gibi, haram bulunmaktadır. Dede, ister ana tarafından, isterse baba tarafından bulunsun hüküm budur.

11 - Abdürrahim Fetvalarından: "Gerdeğe girmeden boşanmış bulunan kadının annesini nikahlamak caiz olmaz" (funduszeue.info c. 1/38) 

Açıklama: Kayınvalide, nikah yapıldığı andan itibaren damadına haram olur. Karısı ile gerdeğe girmeden ayrılmış veya karışs ölmüş olsa bile bu haramlık aynen devam eder.

12 - Ali Efendi Fetvalarından: "Baba bir kız kardeşinin oğlunun kızını nikahlamak caiz olmaz" (funduszeue.info c. 1/34)

Açıklama: Fetvada belirtilen kimse, bahsi geçen kızın babasının dayısı olmaktadır. Babaya dayı olan kimse, onun çocuğunun da dayısı olur. Bu açık bir hükümdür. Baba bir kardeş, nesep yoluyla olan haramlıkta aynen ana baba bir kardeş gibidir.

13 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zevcesinin kız kardeşinin kızı, karısı ile birlikte nikahı altında toplamak caiz olmaz" (funduszeue.info c. 1/41) 

Açıklama: Fetvada bahsi geçen kız, onun hanımının yeğeni; kadın da bu kızın teyzesi olmaktadır. Bunlardan birinin erkek olduğu farz edilse, birbiri ile evlenmesi nasıl haram ise, aynı zamanda bir erkeğin nikahı altında toplanmaları da haramdır.

14 - Abdürrahim Fetvalarından: "Karısının halasının kızını, zevcesi ile birlikte nikahı altında toplamak caiz olur" (funduszeue.info c. 1/42)

15 - Netice Fetvalarından: "Hind (isimli kadın)ın ilk kocasından olmuş oğlu, halen nikahı altında bulunduğu kocasının diğer karısından olma kızını nikahlasa caiz olur" (funduszeue.info 1/35) 

Açıklama: Bu fetvada bahsi geçen çocuklar, karı ve kocanın, karşılıklı olarak üvey evladı olmaktadır. Bu sebeple birbirleri ile evlenmelerinde bir mahzur bulunmamaktadır.

16 - Ali Efendi Fetvalarından: "Annesinin ana-baba bir kız kardeşinin kızını nikahla almak caiz olur" (funduszeue.info 1/34) Açıklama: Bu fetva, teyze oğlu ile teyze kızının birbiriyle evlenmesinde mahzur olmadığını ifade etmektedir. Amca çocuklannın, hala ve dayı çocuklarının birbirleriyle nikahlanmalarında bir mahzur bulunmamaktadır. Halkın arasında kardeş çocuklarının birbiri ile evlenemeyeceğine dair kanaat tamamen yanlış olup, dini hiçbir mesnede dayanmamaktadır.

17 - Netice Fetvalarından: "Zeyd, hanımı ile onun ana baba bir kardeşinin kızını kendi nikahı altında toplaması caiz olmaz" (funduszeue.info c. 1/36) 

Açıklama: Ana baba bir kardeş, erkek ise, Zeyd'in karısı o kızın halası; kız kardeş ise, kadın o kızın teyzesi olur. Bir kadın, kardeşinin kızı ile aynı erkeğin nikahı altında toplanamaz.

18 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd'in karısı (bulunan) Hind'ten doğmuş Amr, Zeyd'in diğer hanımı Zeynep'in başka kocadan olma kızı Hatice'yi nikahlaması caiz olur" (funduszeue.info c. 1/32) 

Açıklama: İkinci defa evlenmiş bulunan bir kadının ilk kocasından bir oğlu bulunsa, ikinci kocanın da başka bir kadından kızı mevcut olsa, bu oğlan ile kızın arasında soy akrabalığı ve musaharet hürmeti olmadığından evlenmelerinde bir engel yoktur. Fetva bu tabloyu tasvir ve böyle kimseler arasındaki evliliğin caiz olduğunu ifade etmektedir.

19 - Abdürrahim Fetvalarından: "Ana baba bir kız kardeşinin oğlunun kızını nikahlamak caiz olmaz" (funduszeue.info 1/41)

Açıklama: Bahsi geçen adam, kız babasının veya annesinin dayısı olmaktadır.

20 - Netice Fetvalarından: "Dört tane hür kadınla evli bulunan bir erkek, bunlardan birini boşasa, bu kadın iddet beklediği sırada beşinci bir kadını nikahlayamaz" (funduszeue.info 1/33)

Açıklama: Boşanmış bir kadın, üç adet göresiye kadar iddet bekler. Bu iddet, doğacak çocuğun kimden olduğunu tesbit ve onun haklarını korumak içindir. İddet devam ederken, kadının kocası ile olan bağlantısı tamamen kopmuş sayılmaktadır. Bu sebeple, o erkeğin başka bir kadınla evlenmesi "Muvakkaten" haramdır.

21 - Ali Efendi Fetvalarından: "Karısı ölen bir erkek, birkaç gün geçtikten sonra, baldızını nikahlasa caiz olur" (funduszeue.info 1/33) 

Açıklama: Bir erkek, ailesinin nikahı devam ettiği müddet içerisinde, baldızını ailesinin üzerine nikahlayamaz. Bu haramlık, müebbet olmayıp, karısının ölmesi veya boşanması halinde kalkar. Baldızı ile evlenecek olan bir kimse, karısının ölümü halinde iddet beklemeye muhtaç olmaz. Fetvadaki "birkaç gün" tabiri, beklenilmesi gereken bir zaman olarak tesbit edilmiş olmayıp ölümünden kısa bir zaman sonra nikah akdinin caiz olacağını ifade içindir. Karısını boşadıktan sonra, boşadığı ailenin iddeti dolmadan baldızı ile nikahlanamaz.

22 - Ali Efendi Fetvalarından: "Vefat eden oğlunun karısını nikahlamak helal olmaz." 

Açıklama: Oğlunun veya oğlunun oğlunun karısı, yahut kızının oğlunun karısı, baba veya dedeye haramdır. Gelinlerin kayınpederlerine haramlığı, Ayet-i Kerime ile sabit bulunmaktadır.

23 - Netice Fetvalarından: "Boşadığı kadının annesini nikahlamak caiz olmaz" (funduszeue.info 1/34)

Açıklama: Kayınvalide, damadına ebediyen haramdır. Bu haramlığın tahakkuku için, gerdeğe girmiş olması şartı yoktur. Şahitlerin huzurunda "aldım-verdim" denilmesi kafidir.

24 - Ali Efendi Fetvalarından: "Baba bir, kız kardeşinin oğlunun kızını nikahlamak caiz olmaz" (funduszeue.info 1/34)

Açıklama: Ana-baba bir kardeş ile tek taraflı kardeşler arasında nikah haramlığı bakımından bir fark yoktur. Bir erkek, dayısı olduğu kimsenin kızı ile evlenemez, haramdır.

25 - Soru: Bir kız, yalnız İslam dinini, Kelime-i Şehadet getirerek kabul ediyor. Lakin "Namaz kılmam, oruç tutmam, gusül abdestini istediğim zaman alırım" diyor. Yani cinsel mukarenetten sonra yıkanması gerekirken, bir hafta veya bir ay sonra yıkanırım diyen bir kadın ile hayat sürdürüldüğü takdirde insan günah kazanır mı? Yoksa böyle birisiyle evlenmemek doğru olmaz mı?

Cevap: Bu yazdığınız şeyler kendisinde mevcut olan bir kadınla evlenmemeli. Yazdıklarınız doğru ise, önce ıslah çarelerini aramalı, ona öğüt vermeli, bu gibi hareketlerin doğru olmadığını etraflıca anlatmalıdır. Fikrinde ısrar ederse yatağını ayırmalı, bu da fayda vermezse babasına teslim etmelidir. Bundan da bir netice alınmazsa, o zaman boşama yoluna gitmelidir.

26 - Soru: İki oğlan kardeş, her ikisi de evli. Her ikisinin ailesi de sağ. Küçük kardeşi karısını tamamen boşadı. Onun boşadığı kadını, büyük kardeşi alabilir mi?

Cevap: İki kardeşten birinin ölümü veya karısını boşaması ile, ölüm veya talak iddeti tamam olduktan sonra, dul kalan ailesini hayatta olan kardeşinin nikahlamasında dinen bir mahzur yoktur. Bu hususta küçük kardeş ile büyük kardeş arasında bir fark bulunmamaktadır.

27 - Behce Fetvalarından: "Bir babanın gerdeğe girmeden (veya tenine değmeden) boşadığı kadın, oğluna haramdır" (funduszeue.info 1/27) 

Açıklama: Hiçbir erkek, hiçbir zaman üvey annesi ile evlenemez. Bu haramlık ebedidir. Hiçbir suretle kalkmaz. Babası onunla gerdeğe girmemiş ve hatta tenine dahi değmemiş olsa hüküm yine değişmez.

28 - Soru: Kayınvalide ile bir erkeğin nikahlanmasının haram olduğunu biliyoruz. Kayınvalide olacak kadının annesi veya ana yahut baba tarafından olan neneleri de damat olan erkeğe haram mıdır?

29 - Soru: Müslüman bir erkek, başkası ile zina eden bir kadınla evlenebilir mi? Genelevde çalışan kadınları o yerden kurtarmak maksadıyla onunla evlenmek sevaptır diyorlar. Bu doğru mu?

Cevap: Evlenecek erkeğin alacağı kadının namuslu olmasına peşinen dikkat etmesi gerekir. Onun mazisine bakarak, hali ve geleceği hakkında bir kanaate varır, daha sonra onunla evlenmeye karar verir. Kötü yoldaki bir kadının dönüş yapması ihtimali olsa bile, kafi değildir. Hakikat varken hayale dayanmak sonunda pişmanlık getirebilir.

30 - Soru: Bir baba, kızını bir erkeğe nikahladıktan sonra, damadının dul anasını kendisine nikahlayabilir mi?

Cevap: Evet, nikahlayabilir.

31 - Soru: Bir kızı, hiç namaz kılmayan bir erkekle evlendirmenin ahirette cezası var mıdır?

Cevap: Elbette vardır.

32 - Soru: Bir kimse, ailesi öldükten sonra, karısının halası ile evlenebilir mi?

Cevap: Evet, evlenebilir.

33 - Soru: Bir erkek, zina ettiği bir kadını daha sonra kendisine nikahlayabilir mi?

Cevap: Evet, başkaca bir engel yok ise nikahlayabilir. Zina etmiş olması, onunla nikahlanmaya mani olan bir sebep değildir.

34 - Soru: "İslam'da Kadın ve Aile" adlı eserinizin sayfasında "Erkek, asil bir kadın ile evlenmelidir" denilmektedir. Burada mezkur asalet, soy, sop veya ırk mıdır? İslam nazarında, kişinin değeri soy ve sopla olmayıp "takva" ile değilmidir?

Cevap: Asıl kadın, imanlı ve temiz bir soya mensup kadın demektir. Buradaki asalet tabirinden hasep değil, nesep dikkate alınmalıdır. İçtimai mevkiine değil, ferdi davranışlara kıymet verilmelidir. Asaletten iman, İslam ve ırki temizliğin bütünü anlaşılmalıdır. Zira mutlak ifadeler kemaline masruftur.

35 - Soru: Bir adam karısının fahişelik yaptığını bildiği halde boşanmayıp bile bile onu nikahı altında taşısa bu adamın hükmü nedir?

Cevap: Dinimizce namusunu kıskanmayan adama "Deyyus" denir. Böyle bir adam, azabını çekmedikçe cennete giremez.

36 - Abdürrahim Fetvalarından: "Amca kızını nikahlamak caiz olur" (funduszeue.info 1/41)

Açıklama: Bazı kimseler arasında, amca, hala, dayı ve teyze kızlarıyla evlenilmeyeceğine dair yanlış bir kanaat mevcuttur. Böyle bir kanaat, dinimizde yeri olmayan yanlış bir hükümdür. Bu çekingenlik, ileride doğabilecek geçimsizlikleri vehmederek iki kapının birbirine kapanması ihtimalinden doğmakta ise, bir mazeret olarak kabul edilebilir. Ancak, vehme dayalı bir kanaate dini kisve giydirip daha sonra "Amca kızı, dayı ve teyze kızı ile evlenmek haramdır" demek, yanlış olduğu kadar dini bakımdan tehlikelidir de. Yanlıştır. Çünkü, dinimizde bunun aksine verilmiş hüküm ve tatbikat vardır. Hazret-i Ali ile Hazret-i Fatıma (ra)'nın evlilikleri gibi. funduszeue.info, harama helal demek ne kadar tehlikeli ise, helal olan bir şeye haram damgasını vurmak da aynı derecede korkunçtur.

Nesep itibariyle amca kızı ile evlenmek, helal olduğu gibi, rada (süt emzirme) yolu ile amcasının kızı ile evlenmek de helaldir.

AKRABA EVLİLİĞİ

37 - Soru: Bizim buralarda teyze, hala gibi yakınların kızları alındığı zaman ayıplanıyor. Bu telakki, adeta bir adet haline gelmiş durumdadır. İslam'da böyle bir şey yok. Böyle bir adeti uygulamak veya devam ettirmek bid'at değil midir? Böyle devam edip giderse ilerideki nesil, bu durumu emr-i ilahi gibi kabul edecek, durumu açıklar mısınız?

Cevap: Böyle bir evlilikte dinen bir yasak yoktur. Kişi isterse evlenebilir. Harama helal demek, ne kadar tehlikeli ise, helal olan bir şeye haram demek de o kadar tehlikelidir. Cehalet karanlığı, ilmin ışığı karşısında mağlup olacaktır.

38 - Soru: Bir kimse hala, teyze, amca ve dayı kızları ile evlenebilir mi?

Cevap: Evet, evlenebilir. Bunda dini bakımdan bir mahzur yoktur.

39 - Soru: Dinimizde evlenmek Allah'ın (cc) emridir. Yalnız hısım ve akraba ile evlilikleri, sakıncaları yönünden düşünüp, "Akrabanın kızını almam" diye yemin eden bir kişi, daha sonra ikna olup akrabadan birinin kızı ile evlenmeye karar veriyor. Bu şahsın ne yapması gerekir? 

Cevap: Evlendikten sonra yemin keffareti vermesi gerekir.


Konular






Sual: Müslüman erkek ve kadın gayrimüslimle evlenebilir mi?
CEVAP
Müslüman erkek kitapsız kâfirlerle evlenemez. Kitaplı kâfir kadınla yani Hristiyan ve Yahudilerle evlenmesi caiz ise de, tahrimen mekruhtur, harama yakındır. Zimmi ile evlenmesi tenzihen mekruhtur. (Hindiyye)

İslam idaresi altında zimmi olarak yaşayan kitap ehli kadın ile evlenmek tenzihen mekruh idi. Zimmi olmayan kendi memleketinde yaşayan gayrimüslimlere harbi kâfir denir. Bugün yer yüzünde zimmi kâfir yoktur. Onun için bugün kitap ehli kadınla evlenmek tahrimen mekruhtur. Zaruretsiz evlenmemelidir.

Müslüman kadın, kitapsız kâfirle evlenemediği gibi, ister harbi olsun, ister zimmi olsun hiçbir kitap ehli kâfirle de evlenemez. Evlenmeye karar verdiği zaman kâfir olur. (Redd-ül Muhtar)

Konu ile ilgili âyet-i kerimelerden üçünün meali şöyledir:
(Kitap ehli [Yahudi ve Hristiyan] kadınlarla evlenmeniz helaldir.) [Maide 5]

(İmanlı kadınların kâfirlerle evli kalmaları helal değildir.) [Mümtehine 10]

(İman etmedikçe, müşrik
[dinsiz, putperest] kadınlarla evlenmeyin. İmanlı bir cariye, beğendiğiniz, imrendiğiniz müşrik bir kadından elbette daha üstündür. Kadınlarınızı da, iman edinceye kadar müşrik erkeklerle evlendirmeyin! Mümin bir köle, müşrik bir erkekten elbette daha üstündür.) [Bekara ]

Allahü teâlânın emrini beğenmeyen
Sual:
Bir erkek, dinsiz bir kadınla evlenmeye niyet edince, bir kadın da, Müslüman olmayan bir erkekle evlenmeye karar verince, niye hemen imanı gidiyor? Sadece haram işlemiş olmuyor mu? Haram işleyene kâfir denir mi?
CEVAP
Haram ile küfür farklıdır. Allahü teâlânın emrini yapmamak veya yasak ettiğini yapmak haramdır. Ancak Allahü teâlânın emrini beğenmemek, onu yanlış görmek küfürdür. Bu inceliği iyi anlamalıdır. Kur’an-ı kerimde evlenmesi yasak edilen kadınlar şunlardır:
(Ana, kız, bacı, hala, teyze, kardeş kızı, süt anne, süt kardeş, kayın valide, üvey kız, gelin ve iki kız kardeşi nikahında bulundurmak.)
[Nisa 23]

(Müşrik kadın.)
[Bekara ]

Burada bildirilen kadınlarla zina eden büyük günah işlemiş olur, fakat kâfir olmaz. Ancak bunlarla evlenmek caizdir diyen kimse, Allahü teâlânın emrini beğenmemiş olur, hafife almış olur. Kâfir olması, zina yapmasından dolayı değil, Allahü teâlânın emrini yanlış kabul ederek evlenmeyi meşru kabul etmesindendir.

Sual: Hristiyan kadına mehir vermek lazım mı? Hangi haklardan faydalanabilir?
CEVAP
Mehir verilir. Mesela on altın verilirse iyi olur. Her haktan faydalanır. Bir Müslüman, hristiyan olan zevcesinin kiliseye gitmesine ve evde şarap yapmasına engel olabilir. Hayz ve nifas sonunda, gusletmeye zorlayamaz. Kapatmaya da zorlayamaz, örtünmesini sağlarsa iyi olur.

Sual:
Arkadaşım bir Hollandalı kadınla konuşuyor. Kadın domuz etini çok seviyormuş. Arkadaşımsa, kadının domuz eti yemeyi bırakmasını istiyor. Çünkü evlenirlerse, erkek bu domuz eti işini evinde istemiyor. Evlenmeyi ciddi olarak düşünüyorlar. Kadın diyor ki (Erkek arkadaşım benden bunu isteyebilir mi, yani bu hakkı var mı? Varsa uyacağım.)
CEVAP
Bir Müslüman, Hristiyan zevcesinin kiliseye gitmesini ve evde şarap yapmasını yasaklayabilir. Hayz ve nifas sonunda, gusletmeye zorlayamaz. Tesettür ettirirse iyi olur. (Nimet-i islam)

Erkek, eve domuz eti sokulmasını da yasaklayabilir.

Sual:
Bir Hristiyan kadınla evlenmek istiyorum. Bu kadının başını kapatmam gerekir mi?
CEVAP
Hristiyan kadınla evlenmek tahrimen mekruhtur. Yani harama yakındır. Evlenince başını kapatmanız gerekmez. Hiç bir ibadeti yaptırmanız da gerekmez. Çünkü gayrimüslimin önce iman etmesi gerekir. İmansız ibadetlerin faydası olmaz.

Sual: Müslümanlığı kabul etmiş bir yabancıyla evlenmenin, ana baba razı olmasa da, onların izni olmadan evlenmenin dinimizde hükmü nedir? İleride kültür farkından doğan problemler çıkabilir ve evlilik geçimsiz bir hâl alabilir mi?
CEVAP
Gerçekten Müslümanlığı kabul etmişse, kültür farkı o kadar önemli olmaz. Çünkü kültürden kasıt, dine uymaktır. İnanılıyorsa her ikisi de dine uyacaktır. Fazla bir problem olmaz. Evet yöre farkı bile evliliğe etki ediyor. Bir taraf anlayışlı olunca problem kalmıyor. Evet yabancı çok şeyi bilmez. Müslümanlığı kabul edince dinin kaidelerini uygulaması gerekir. Ana babanın dine aykırı olan emirlerine uyulmaz. Mesela ana baba namaz kılmayan biri ile evlen diyemez, derlerse, sözlerine uymak gerekmez. Yabancı müslüman ise evlenmek iyi olabilir. Belki o akrabalarının da müslüman olmasına sebep olabilir. Her ana babanın değil, dinini iyi bilen ehl-i sünnet olan ana babanın sözüne itibar edilir. Yabancı da olsa uygun biri bulunca evlenilebilir.

Sual: Kâfire aşık olmak caiz mi?
CEVAP
Evet. Ehl-i kitap ise evlenmek de caizdir.

Sual:
Müslüman erkek ile hristiyan kadının nikah akdi, nasıldır?
CEVAP
Müslüman erkek ile müslüman kızın nikahı gibidir. Fakat bu nikahın sahih olması için hristiyan denilen kadının ehl-i kitap olması lazımdır. Yalnız laf ile Hristiyanlık olmaz.

Sual:
Hristiyan bir kadınla evlendim. Sonradan öğrendim ki Hristiyan kadınla evlenmek tahrimen mekruh imiş. Bir kere mi tahrimen mekruh işledim, yoksa ömür boyu mu tahrimen mekruh işliyorum?
CEVAP
Hristiyan kadınla evlenmek tahrimen mekruhtur. Bir kere mekruh işlenmiş olur.

Sual:
Ben ateistim. Müslüman bir bayanla evlenebilir miyim?
CEVAP
Ateist iseniz dinen nikah olmaz. Yani o mümin kız hemen kâfir olur. O kızın kanına girmeyin. Kendiniz de müslüman olmadıkça müslümanla evlenmeyin. İleride problem olur.

Sual: Bir aylığına Amerika'ya gideceğim. Orada bir Hristiyan kadını ile nikah yapıp dönüşümde onu boşamam uygun mudur?
CEVAP
Bu iki yönden yanlıştır:
1- Dinimizde kitaplı kadın zimmi ise, tenzihen mekruh, harbi ise onunla evlenmek tahrimen mekruhtur. Şimdi dünyada zimmi kitap ehli kadın yoktur. Hepsi harbidir. Zaruretsiz tahrimen mekruh işlemek caiz olmaz. O sizin hanımınız olacağına göre, onun işleyeceği bazı günahlara ortak olursunuz. Bu ise asla caiz olmaz.

2-
Belli bir süre ile nikah yapmak haramdır. Bu süre ister kısa, ister uzun olsun. Buna müt'a nikahı denir, haramdır.

Eşlerin Cennette beraber olması için
Sual:
Hadis-i şerifte, (Herkes sevdiği ile beraberdir) buyuruluyor. Kitap ehli bir kızı sevip evlenen, Cennette onunla beraber olur mu?
CEVAP
Müslüman olmayan hiç kimse, asla Cennete giremez. Hadis-i şeriflerde, Cennete cömert, güzel ahlaklı ve merhametli olanların gireceği bildirilmiştir. İmanı olmayan kimse, cömert, güzel ahlaklı, merhametli, temiz olsa da, yine Cennete giremez. Müslüman olan, bu vasıflara haiz olmasa bile, günahlarının cezasını çektikten veya affa uğradıktan sonra muhakkak Cennete girer. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Cennete ancak Müslüman olan girer.) [Buhari, Müslim]

Müslüman olmayan herkes ebedi Cehennemdedir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(Şüphesiz, kâfirlere Cehennem azabı ebedidir.) [Zuhruf 74]

Bugünkü yahudiler Hazret-i Musa’yı, Hristiyanlar Hazret-i İsa’yı sevse de, ahir zaman Peygamberi Muhammed aleyhisselama inanmadıkları için Cehenneme gideceklerdir.

Kâfire asla af yoktur
Allahü teâlâ, müminlerden dilediğinin günahlarını affedeceğini; fakat müşrikleri, yani kâfirleri asla affetmeyeceğini Kur'an-ı kerimde açıkça bildirmektedir. (Nisa )

Zerre kadar imanı olan, Cennete girecektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Cebrail aleyhisselam, "Allah’a şirk [ortak] üzere ölmeyen Cennete girer" dedi.) [Buhari]

Peygamber efendimiz, birkaç günah ismi sayıp, (Bu günahları işleyenler de mi Cennete girecektir?) diye sorunca, Cebrail aleyhisselam, (Evet) dedi. Bunun için günah ne kadar çok olursa olsun, Allahü teâlânın rahmetinden ümit kesilmemelidir. İmanlı ölen herkes, geç de olsa Cennete girecektir. (Hadika)

Şu halde, bir kimseyi temizliğinden, cömert oluşundan, yaptığı iyiliklerden dolayı sevmek ayrı, müslüman olduğu için sevmek ayrıdır. Bir çok gayrı müslim, Peygamber efendimizi takdir eder, insanlığa yaptığı hizmetlerden dolayı sever. Müslüman olmadıkları için, bu sevgilerinin hiçbir faydası olmaz. Müslüman, Peygamber efendimizi severse, Cennette sevdiği ile beraber olur. Kadının da, Cennette kocası ile beraber olabilmesi için mümin olarak ölmesi gerekir. Kadın mümin, kocası kâfir olarak ölürse, yine ikisi beraber olamaz. (Berika)

İyilerle beraberlik
Sual:
Bir kimse hem iyileri, hem de kötüleri sevse, hangileri ile beraber olur?
CEVAP
İyi ile kötüyü sevmek, temiz ile pisliği karıştırmak demektir. Karışım pis olur. Bir kimse, hem Peygamber efendimizi hem de Ebu Cehilin itikadını sevse Cehenneme gider.

(Allah ve Resulünü seviyorum) diyen bir kimseye, Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Kıyamette sevdiklerinle beraber olursun.) [Müslim]

Âlimler, (Kişi sevdiği ile beraber olur) hadis-i şerifini şöyle açıklıyor:
Bir kimse, salih bir mümini sever, onun gibi itikada sahip olup, onun gibi amel işlemeye gayret eder. Allah dostlarını dost, Allah düşmanlarını da düşman bilirse, ahirette sevdiği kimse ile birlikte Cennette olur.

Bir kimse de hem müslümanları, hem de gayrı müslimleri sever, gayrı müslimlerin itikadlarını beğenirse, gayrı müslimlerle birlikte Cehenneme gider.

(Kişi sevdiği ile birlikte olur)
demek, sevdiği kimsenin derecesine kavuşur demek değildir. Fakat iyileri sevdiği için Cennette onlarla birlikte olur. Herkes imanının parlaklığına, kuvvetine göre farklı derecelerde bulunur. (Mektubat-ı Rabbani, Hadika)

Bu yazıdan anlaşılıyor ki, imansızları sevmek, onların itikadlarını beğenmek, insanı ebedi Cehenneme sürükler. Ahirette iyilerle beraber olabilmek için, dünyada da onlarla beraber olmak, onları sevmek, onların yolundan gitmek gerekir.

Sual: Müslüman bir erkek, Yahudi ve Hristiyan kadınla evlenebiliyor da, Müslüman kadın, gayrimüslim erkekle niye evlenemiyor?
CEVAP
Dinimiz öyle emrediyor. Bunun elbette hikmetleri vardır, fakat dinimizin emir ve yasaklarının her hikmeti bildirilmemiştir. Hikmetini bilip, hikmetinden dolayı inanmak, “gayba iman”a aykırı olur. Din ne bildirmişse öylece inandım demek gerekir. Eskiden zimmî olan gayrimüslim kadınla evleniliyordu. Çocuklar, babanın ve çevrenin etkisiyle Müslüman olarak büyüyorlardı. Şimdi Avrupa’da Hristiyan kadınla evlenen erkek, çocuklarını Müslüman olarak yetiştiremiyor. Onun için dinimiz, bu evliliği yani zimmî olmayan ehl-i kitap kadınla evlenmeyi tahrimen mekruh olarak bildirmiştir. Böyle bir sebep olmasa bile, dinimizin emri neyse ona uymak gerekir.

Gayrimüslim kadınla evlenmek
Sual:
Günümüzde Yahudi veya Hristiyan’la evlenmek caiz midir?
CEVAP
Müslüman bir kadının, Müslüman olmayan bir erkekle evlenmesi, kesinlikle caiz değildir. Evlenmeye niyet ettiği anda imanı gider. (S. Ebediyye)

Bugün dünyada zimmî olmadığı için, bir erkeğin Hristiyan veya Yahudi kadınla evlenmesi tahrimen mekruh, yani harama yakındır, caiz değildir, günahtır.

Gayrimüslim kadınla evlenmek, dünyaya gelecek olan çocukları açısından da çok mahzurludur. Eskiden İslam devletinde çocuklar, çevresinin etkisiyle, dinini koruyabiliyordu. Bugün Hristiyan ülkesinde evlenen erkeğin, çocuklarını çevresinden koruması çok zordur, belki mümkün bile değildir. Halkı Müslüman olan bir ülkede olsa bile, böyle bir zamanda, annesi Müslüman olmayan çocuğu İslam terbiyesiyle yetiştirmek imkânsız gibidir. Çocuğunu kâfir olarak yetiştirmek kadar büyük vebal olmaz. Onlarla birlikte, kendisi de Cehenneme gider. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Hepiniz, bir sürünün çobanı gibisiniz. Çoban sürüsünü koruduğu gibi, siz de evinizde ve emriniz altında olanları Cehennemden korumalısınız! Onlara Müslümanlığı öğretmezseniz, mesul olursunuz.) [Müslim]

(Çok Müslüman evladı, babaları yüzünden Veyl ismindeki Cehenneme gidecektir, çünkü bunların babaları, yalnız para kazanmak ve keyif sürmek hırsına düşüp ve yalnız dünya işleri arkasında koşup, evlatlarına Müslümanlığı ve Kur’an-ı kerimi öğretmediler. Ben böyle babalardan uzağım. Onlar da benden uzaktır. Çocuklarına dinlerini öğretmeyenler Cehenneme gidecektir.) [S. Ebediyye]

Annesi Hristiyan olan bir çocuğa, dinini öğretmek, ne kadar zordur! Herhangi bir sebeple çocuğuna dinini öğretmezse, onunla birlikte Cehenneme gideceği yukarıdaki hadis-i şerifte bildirilmektedir.

Haramı caiz görmek
Sual:
S. Ebediyye'nin nikâh bahsi ile namazı bozanların maddesinde, kâfirle evlenmeye karar veren Müslüman kızın, hemen mürted, kâfir olacağı bildiriliyor. Hâlbuki nikâh bahsinde, anneyle, kız kardeşle ve müşrik kadınla evlenmenin haram olduğu bildiriliyor. Burada haram, küfür mü demektir?
CEVAP
Sualde bildirilen kadınlarla zina eden, büyük günah işlemiş olur, fakat kâfir olmaz. Ancak anneyle, kız kardeşle ve müşrik kadınla evlenmeyi kabul eden, bu evliliği meşru görmüş oluyor, Allahü teâlânın emrini beğenmemiş oluyor ve kâfir oluyor. Kâfir olması, zinadan dolayı değil, Allahü teâlânın emrini yanlış kabul ederek, evlenmeyi meşru kabul etmesindendir. Allahü teala, (Müşrik kadınla evlenilmez) buyuruyor. Bu emri hiçe sayıp evlenen kimse ise, (Niye evlenilmesin ki, ben evlendim bile) demiş sayılıyor.

Zina ile evlilik farklıdır. Zinanın haram olduğunu bilerek yapan, sadece haram işlemiş olur. Müşrik kadınla veya anneyle evlenen ise, haramı caiz gördüğü için kâfir oluyor. Müslüman kızın gayrimüslimle evlenmesinin haram olması da böyledir. Evlenmeye karar verince mürted oluyor, çünkü bu evlenmeyi meşru görmüş oluyor. Bu inceliği herkesin anlaması elbette kolay değildir. Mecmua-i Zühdiye’de şöyle bildiriliyor:
Bekara suresinin, (İman etmedikçe, müşrik kadınlarla evlenmeyin!) mealindeki âyeti gereğince, semavi bir dine mensup olmayan veya Allahü teâlâyı inkâr eden dehriyye [ateistler], putperest, ateşe tapan ve dinden dönen [mürted] kadınlarla evlenmek şirktir. (Dürer, Halebî, Bahr-ür-râık, Redd-ül-muhtar)

Bu hususu merhum hocamıza da sormuştum. Sual ve cevap şöyle idi:
Sual: Mecusi, dinsiz bir kadınla evlenen erkek, mürted olur mu? CEVAP: Evet, mürted olur.

Dinimiz, müşrik, dinsiz kadınla evlenmeyi haram kılmıştır. Böyle bir kadınla evlenen erkek, zina ettiği için değil, Allah'ın bu haram emrini beğenmediği, yersiz bulduğu için, evlenmesi küfür oluyor.

Müşrikle evlenmek
Sual:
S. Ebediyye’nin nikâh bahsinde, (Evlenmesi muvakkat haram olan yedi kadından altıncısı, müşrik kadındır) deniyor. Niye haram deniyor? Müşrik kadınla evlenmek küfür değil mi?
CEVAP
Evet, küfürdür. (Evlenmesi caiz değildir) denince, caiz olmayan şey, mekruh olabilir, haram olabilir, küfür de olabilir. (Evlenmesi muvakkat yani geçici haramdır) demek, (Müşrik kadın, iman ederse, evlenilebilir) demektir. İman etmezse, onunla evlenmek küfür olur. Buna, (Evlenmesi muvakkat küfürdür) denmez. Dînî tâbirleri yerli yerinde kullanmak ve doğru anlamak gerekir.

S. Ebediyye’nin nikâh bahsinde, (Müslüman kızın kâfir erkekle evlenmesi caiz değildir. Kâfir erkekle evlenmeye niyet edince mürted olur. İki kâfir birbiriyle evlenmiş olur) deniyor. Yine S. Ebediyye’de namazı bozan şeylerin maddesinde, (Bir kız, bir kâfirle evlenmeye karar verirse, hemen kâfir olur) deniyor. Demek ki, müşrikle yani kâfirle evlenmek küfür oluyor.

Büyük günahlar bildirilirken, şirk de, büyük günahlar arasında sayılır. Mesela İslam Ahlakı kitabında 71 büyük günahın kırkıncısı, (Allahü azim-üş-şana şirk [ortak] koşmak) diye bildiriliyor. Namaz Kitabı’nda ise, kırkıncı maddede, şirk büyük günah olarak bildiriliyor.

Büyük günahların en büyükleri yedidir:
1– Şirk,
2– Adam öldürmek,
3– Sihir, yani büyü yapmak,
4– Yetim malı yemek,
5– Faiz alıp vermek,
6– Muharebede düşman karşısından kaçmak,
7– Temiz kadınlara namussuz diye iftira etmek. (Cevap Veremedi kitabı)

Burada da şirk büyük günahlar arasında zikredilmiştir. Bu husus, Buhârî’deki hadis-i şerifte de aynen bildirilmektedir.

Mecmua-i Zühdiyye’de şöyle bildiriliyor: Bekara sûresinin, (İman etmedikçe, müşrik kadınlarla evlenmeyin!) mealindeki âyeti gereğince, semavî bir dine mensup olmayan veya Allahü teâlâyı inkâr eden ateist, putperest, ateşe tapan ve mürted kadınlarla evlenmek şirktir. (Dürer, Halebî, Bahr-ür-râık, Redd-ül-muhtar)

Müşrik bir kadınla evlenen Müslüman kâfir olur. (Eşbah, Hadika)

Kur’ana göre imiş
Sual:
Bir ilahiyatçı profesör, gayrimüslimle veya bir ateistle evlenmek isteyen kadının sorusuna, (Ben hadislere, Ebu Hanife’ye veya başka mezhebe göre değil, Kur’ana göre söylüyorum: Müslüman bir kadın, Ehl-i kitab olsun olmasın, Müslüman olmayan bir erkekle evlenebilir. Erkek de ateist de olsa kâfir kadınla evlenebilir) diyor. Peygamber efendimizin ve mezhep imamlarının evlenemeyeceğini söylemeleri Kur’ana aykırı mıdır?
CEVAP
(Yalnız Kur’an), (Kur’andaki din), (Kur’ana göre Müslümanlık) gibi yaftalarla İslâmiyet'i yıkmaya çalışan mezhepsizlere göre, İmam-ı a'zam ve diğer büyük İslâm âlimlerinin Kur'an-ı kerimden anladıkları hükümler yanlıştır, yani Kur’ana aykırıdır; doğru olan ise sadece kendi sapık görüşleridir. Hattâ hadis-i şerifleri yani Peygamber efendimizin Kur’andan anladığını bile kabul etmiyorlar. Kitaplarında hadislere yer yoktur. Onlara göre, hadislerin hepsi uydurma, hadisleri nakleden Eshab-ı kiramın ve hadisleri kitaplarına yazan hadis âlimlerinin hepsi de yalancıdır.

Mezhepsizler, bid’at ehli olduğu için Kur'an-ı kerimi anlayamazlar. Anlayamadıkları da yazdıkları meallerden de anlaşılmaktadır.

Şimdi biz, Müslüman kadının, Müslüman olmayan erkekle evlenmesi hakkında onların inanmadığı, ama inanır gibi göründükleri Kur’an-ı kerime bakalım:
Müslüman erkeğin, Ehl-i kitap olan kâfir kadınlarla evlenmesi mekruh olarak caiz ise de, kitapsız kâfirlerle, ateistlerle evlenmesi asla caiz değildir, küfürdür. Yani onlarla evlenen erkek kâfir olur. Müslüman kadın ise, kitaplı veya kitapsız hiçbir kâfir erkekle evlenemez. Evlenmeye niyet ettiği andan itibaren kâfir olur. Bu konudaki üç âyet-i kerime meali:
(İmanlı kadınların, kâfir erkeklerle evli kalmaları helâl değildir.) [Mümtehine 10] (Bu âyet-i kerime, Müslüman kadınların her çeşit kâfir erkekle evlenmesini açıkça yasak ediyor.)

(İman etmedikçe, müşrik [dinsiz, ateist] kadınlarla evlenmeyin. İmanlı bir cariye, beğendiğiniz, imrendiğiniz müşrik bir kadından elbette daha üstündür. Kadınlarınızı da, iman edinceye kadar müşrik erkeklerle evlendirmeyin! Mümin bir köle, müşrik bir erkekten elbette daha üstündür.) [Bekara ] (Bu âyet-i kerime, hem Müslüman erkeklerin, hem de Müslüman kadınların müşriklerle yani ateistlerle evlenmesini yasaklamaktadır.)

(Kitab ehli [Yahudi ve Hristiyan] kadınlarla evlenmeniz helâldir.) [Maide 5] (Bu âyet-i kerime ise, Müslüman erkeklerin, sadece Ehl-i kitab olan kâfir kadınlarla evlenmesine izin veriyor.)

Yukarıdaki âyet-i kerimelerden İslâm âlimlerinin anladıkları ise aşağıdadır:
Müslüman erkek, kitapsız kâfirle veya ateistle evlenemez. Kitaplı kâfir kadınla yani Yahudi ve Hristiyan’la evlenmesi caiz ise de, tahrimen mekruhtur, harama yakındır. Zimmî ile evlenmesi tenzihen mekruhtur. (Hindiyye)

Zimmî, İslam idaresi altında yaşayan kâfir demektir. Zimmî olmayan kendi memleketinde yaşayan gayrimüslimlere harbî kâfir denir. Bugün yeryüzünde zimmî kâfir yoktur. Onun için bugün Ehl-i kitab kadınla evlenmek tahrimen mekruhtur. Zaruretsiz evlenmemelidir.

Müslüman kadın, kitapsız kâfirle, ateistle evlenemediği gibi, ister harbî olsun, ister zimmî olsun hiçbir Ehl-i kitab kâfirle de evlenemez. Evlenmeye karar verdiği zaman kâfir olur. (Redd-ül muhtar – S. Ebediyye)

Netice: Mezhepsizlerin ve (Yalnız Kur'an) diyen zındıkların, ölçüleri kesinlikle Kur'an değildir. Bir kısmı İslâmiyet'i yıkmak için (Sadece Kur'an) diyor. Bir kısmı ise Kur’andan kendi anladığı sapık görüşlere (Kur'an işte bu) diyor. Yani Kur'an-ı kerimle bir ilgisi olmayan kendi görüşünü yazarak adına da Kur’an diyor. Kur’an-ı kerimin mânâsını anlayan İslam âlimlerine de hücum ediyorlar.

Evlilik ile ilgili ayetler

 

Evlilik ayetleri oku, kuran meali dinle

  • Bakara Suresi, ayet:Müşrik kadınları, iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir cariye, -hoşunuza gitse de- müşrik bir kadından daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de iman edinceye kadar nikahlamayın; iman eden bir köle, -hoşunuza gitse de- müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar, ateşe çağırırlar, Allah ise Kendi izniyle cennete ve mağfirete çağırır. O, insanlara ayetlerini açıklar. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler.
  • Bakara Suresi, ayet:Yine onu (kadını üçüncü defa) boşarsa, (kadın) onun dışında bir başka kocayla nikahlanmadıkça ona helal olmaz. Eğer (bu koca da) onu boşarsa, onlar (ilk koca ile karısı) Allah'ın sınırlarını ayakta tutacaklarını sanıyorlarsa, tekrar birbirlerine dönmelerinde ikisi için günah yoktur. İşte bunlar, Allah'ın sınırlarıdır; bilen bir topluluk için bunları (böyle) açıklar.
  • Bakara Suresi, ayet:Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini de tamamlamışlarsa -birbirleriyle maruf (bilinen meşru biçimde) anlaştıkları takdirde- onlara, kendilerini kocalarına nikahlamalarına engel çıkarmayın. İşte, içinizde Allah'a ve ahiret gününe iman edenlere bununla (böyle) öğüt verilir. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Allah, bilir de siz bilmezsiniz.
  • Bakara Suresi, ayet:(İddeti bekleyen) Kadınları nikahlamak istediğinizi (onlara) sezdirmenizde ya da böyle bir isteği gönlünüzde saklamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Gerçekte Allah, sizin onları (kalbinizden geçirip) anacağınızı bilir. Sakın bilinen (meşru) sözler dışında onlarla gizlice vaadleşmeyin; bekleme süresi tamamlanıncaya kadar nikah bağını bağlamaya kesin karar vermeyin. Ve bilin ki, elbette Allah kalbinizden geçeni bilmektedir. Artık ondan kaçının. Ve bilin ki, şüphesiz Allah bağışlayandır, (kullara) yumuşak davranandır.
  • Nisa Suresi, 3. ayet:Eğer yetim (kız)lar konusunda adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, bu durumda, (onlarla değil) size helal olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Şayet adaleti sağlayamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir (eş) ya da sağ ellerinizin malik olduğu (cariye) ile (yetinin). Bu, sapmamanıza daha yakındır.
  • Nisa Suresi, 6. ayet:Yetimleri, nikaha erişecekleri çağa kadar deneyin; şayet kendilerinde bir (rüşd) olgunlaşma gördünüz mü, hemen onlara mallarını verin. Büyüyecekler diye israf ile çarçabuk yemeyin. Zengin olan iffetli olmaya çalışsın, yoksul olan da artık maruf (ihtiyaca ve örfe uygun) bir şekilde yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman, onlara karşı şahid bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.
  • Nisa Suresi, ayet:Ey iman edenler, kadınlara zorla mirasçı olmaya kalkışmanız helal değildir. Apaçık olan 'çirkin bir hayasızlık' yapmadıkları sürece, onlara verdiklerinizin bir kısmını gidermeniz (kendinize almanız) için onlara baskı yapmanız da (helal değildir.) Onlarla güzellikle geçinin. Şayet onlardan hoşlanmadınızsa, belki, bir şey hoşunuza gitmez, ama Allah onda çok hayır kılar.
  • Nisa Suresi, ayet:Kadınlardan babalarınızın nikahladıklarını nikahlamayın. Ancak (cahiliyede) geçen geçmiştir. Çünkü bu, 'çirkin bir hayasızlık' ve 'öfke duyulan bir iğrençliktir.' Ne kötü bir yoldu o!..
  • Nisa Suresi, ayet:İçinizden özgür mü'min kadınları nikahlamaya güç yetiremeyenler, o zaman sağ ellerinizin malik olduğu inanmış cariyelerinizden (alsın.) Allah sizin imanınızı en iyi bilendir. Öyleyse onları, fuhuşta bulunmayan, iffetli ve gizlice dostlar edinmemişler olarak velilerinin izniyle nikahlayın. Onlara ücretlerini (mehirlerini) maruf (güzel ve örfe uygun) bir şekilde verin. Evlendikten sonra, fuhuş yapacak olurlarsa, özgür kadınlar üzerindeki cezanın yarısı(nı uygulayın.) Bu, sizden günaha sapmaktan endişe edip korkanlar içindir. Sabrederseniz sizin için daha hayırlıdır. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
  • Nisa Suresi, ayet:Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir.' Saliha kadınlar, gönülden (Allah'a), itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah Yücedir, büyüktür.
  • Nisa Suresi, ayet:(Kadın ile kocanın) Aralarının açılmasından korkarsanız, bu durumda erkeğin ailesinden bir hakem, kadının da ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar, (arayı) düzeltmek isterlerse, Allah da aralarında başarı sağlar. Şüphesiz, Allah, bilendir, haberdar olandır.
  • Nisa Suresi, ayet:Kadınlar konusunda senden fetva isterler. De ki: "Onlara ilişkin fetvayı size Allah veriyor. (Bu fetva,) Kendilerine yazılan (hakları veya miras)ı vermediğiniz ve kendilerini nikahlamayı istediğiniz yetim kadınlar ve zayıf çocuklar (hakkında) ile yetimlere karşı adaleti ayakta tutmanız konusunda size kitapta okunmakta olanlardır. Hayır adına her ne yaparsanız, şüphesiz Allah onu bilir.
  • Nisa Suresi, ayet:Eğer bir kadın, kocasının nüşuzundan veya ondan yüz çevirip uzaklaşmasından korkarsa, barış ile aralarını bulup düzeltmekte ikisi için sakınca yoktur. Barış daha hayırlıdır. Nefisler ise 'kıskançlığa ve bencil tutkulara' hazır (elverişli) kılınmıştır. Eğer iyilik yapar ve sakınırsanız, şüphesiz, Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.
  • Nisa Suresi, ayet:Kadınlar arasında adaleti sağlamaya -ne kadar özen gösterseniz de- güç yetiremezsiniz. Öyleyse, büsbütün (birine) eğilim (sevgi ve ilgi) gösterip de öbürünü askıdaymış gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve sakınırsanız, şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
  • Maide Suresi, 5. ayet:Bugün size temiz olan şeyler helal kılındı. (Kendilerine) Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin de yemeğiniz onlara helaldir. Mü'minlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da, namuslu, fuhuşta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemişler olarak -onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediğiniz takdirde- size (helal kılındı.) Kim imanı tanımayıp küfre saparsa, elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır. O ahirette hüsrana uğrayanlardandır.
  • Nur Suresi, 3. ayet:Zina eden erkek, zina eden ya da müşrik olan bir kadından başkasını nikahlayamaz; zina eden kadını da zina eden ya da müşrik olan bir erkekten başkası nikahlayamaz. Bu, mü'minlere haram kılınmıştır.
  • Nur Suresi, ayet:İçinizde evli olmayanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanları evlendirin. Eğer fakir iseler Allah, Kendi fazlından onları zengin eder. Allah geniş (nimet sahibi)dir, bilendir.
  • Nur Suresi, ayet:Nikah (imkanı) bulamayanlar, Allah onları Kendi fazlından zenginleştirinceye kadar iffetli davransınlar. Sağ ellerinizin malik olduğu (köle ve cariyelerden) mükatebe isteyenlere -eğer onlarda bir hayır görüyorsanız- mükatebe yapın. Ve Allah'ın size verdiği malından onlara verin. Dünya hayatının geçici metaını elde etmek için -ırzlarını korumak istiyorlarsa- cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları (fuhşa) zorlarsa, şüphesiz, onların (fuhşa) zorlanmalarından sonra Allah (onları) bağışlayandır, esirgeyendir.
  • Nur Suresi, ayet:Kadınlardan evliliği ummayıp da oturmakta olanlar, süslerini açığa vurmaksızın (dış) elbiselerini çıkarmalarında kendileri için bir sakınca yoktur. Yine de iffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah, işitendir, bilendir.
  • Ahzab Suresi, ayet:Hani sen, Allah'ın kendisine nimet verdiği ve senin de kendisine nimet verdiğin kişiye: "Eşini yanında tut ve Allah'tan sakın" diyordun; insanlardan çekinerek Allah'ın açığa vuracağı şeyi kendi nefsinde saklı tutuyordun; oysa Allah, Kendisi'nden çekinmene çok daha layıktı. Artık Zeyd, ondan ilişkisini kesince, Biz onu seninle evlendirdik; ki böylelikle evlatlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri (kadınları boşadıkları) zaman, onlarla evlenme konusunda mü'minler üzerine bir güçlük olmasın. Allah'ın emri yerine getirilmiştir.
  • Ahzab Suresi, ayet:Ey iman edenler, mü'min kadınları nikahlayıp sonra onlara dokunmadan boşarsanız, bu durumda sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Artık (hemen) onları yararlandırın (onlara yetecek bir miktar verin) ve güzel bir salma tarzıyla onları salıverin.
  • Ahzab Suresi, ayet:Ey Peygamber, gerçekten Biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık; bir de, kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği mü'min bir kadını da, -mü'minler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere- (senin için helal kıldık). Biz, kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) konusunda onlar (mü'minler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size bildirdik). Böylelikle senin için hiçbir güçlük olmasın. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
  • Ahzab Suresi, ayet:Bundan sonra (başka) kadınlar ve bunları başka eşlerle değiştirmek -güzellikleri senin hoşuna gitse bile- sana helal olmaz; ancak sağ elinin malik olduğu (cariyeler) başka. Allah herşeyi gözetleyip denetleyendir.
  • Ahzab Suresi, ayet:Ey iman edenler (rastgele) Peygamberin evlerine girmeyin, (Bir başka iş için girmişseniz ille de) yemek vaktini beklemeyin. (Ama yemeğe) çağrıldığınız zaman girin, yemeği yiyince dağılın ve (uzun) söze dalmayın. Gerçekten bu, peygambere eziyet vermekte ve o da sizden utanmaktadır; oysa Allah, hak (kı açıklamak)tan utanmaz. Onlardan (peygamberin eşlerinden) bir şey isteyeceğiniz zaman, perde arkasından isteyin. Bu, sizin kalpleriniz için de, onların kalpleri için de daha temizdir. Allah'ın Resûlü'ne eziyet vermeniz ve ondan sonra eşlerini nikahlamanız size ebedi olarak (helal) olmaz. Çünkü böyle yapmanız, Allah Katında çok büyük (bir günah)tır.
  • Mümtehine Suresi, ayet:Ey iman edenler, mü'min kadınlar hicret ederek size geldikleri zaman, onları imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha iyi bilendir. Şayet (gerçekten) mü'min kadınlar olduklarını bilip-öğrenirseniz, artık sakın onları kafirlere geri çevirmeyin. (Çünkü) Ne bunlar onlara helaldir, ne onlar bunlara helaldir. Onlara (kafir kocalarına kendileri için) harcadıklarını verin. Onlara (hicret eden mü'min kadınlara) ücretlerini (mehirlerini) verdiğiniz takdirde onları nikahlamanızda size bir güçlük yoktur. Kafir (kadın)ların ismetlerini (nikahlarını) tutmayın ve (onlar için) harcadıklarınızı isteyin. Onlar da (mü'min kadınlara) harcadıklarını istesinler. Bu, Allah'ın hükmüdür; sizin aranızda hükmeder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

E harfi ile başlayan konular listesi

Copyright © - funduszeue.info

İletişim

İslam’da Kimlerle Evlenilmez?

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası