vakıa suresi meali ve tefsiri / Vâkıa Suresi Tefsiri - Diyanet İşleri BaşKanlığı

Vakıa Suresi Meali Ve Tefsiri

vakıa suresi meali ve tefsiri

Kur'an-ı Kerim - Diyanet İşleri Başkanlığı

V&#;kıa Suresi - . Ayet Tefsiri

Ayet


  • اِذَا وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُۙ

    ﴿١﴾

  • لَيْسَ لِوَقْعَتِهَا كَاذِبَةٌۘ

    ﴿٢﴾

  • خَافِضَةٌ رَافِعَةٌۙ

    ﴿٣﴾

  • اِذَا رُجَّتِ الْاَرْضُ رَجاًّۙ

    ﴿٤﴾

  • وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَساًّۙ

    ﴿٥﴾

  • فَكَانَتْ هَبَٓاءً مُنْبَثاًّۙ

    ﴿٦﴾

  • وَكُنْتُمْ اَزْوَاجاً ثَلٰثَةًؕ

    ﴿٧﴾

  • فَاَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَٓا اَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِؕ

    ﴿٨﴾

  • وَاَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِ مَٓا اَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِؕ

    ﴿٩﴾

  • وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَۙ

    ﴿١٠﴾

Meal (Kur'an Yolu)


﴾1﴿

B&#;y&#;k olay ger&#;ekleştiği zaman;

﴾2﴿

Artık onun vukuunu yalan sayacak kimse kalmayacaktır.

﴾3﴿

O, al&#;altır, y&#;kseltir.

﴾4﴿

Yer şiddetle sarsıldığı zaman;

﴾﴿

Dağlar par&#;alanıp toz duman haline geldiği;

﴾7﴿

Sizler de &#;&#; gruba ayrıldığınız zaman:

﴾8﴿

Biri, amel defteri sağından verilenlerdir; ne mutlu o sağından verilenlere!

﴾9﴿

Diğeri amel defteri solundan verilenlerdir; ne bedbaht o solundan verilenler!

﴾10﴿

&#;nde olanlar; (erdem, amel ve &#;d&#;lde) &#;nde olanlar;

Tefsir (Kur'an Yolu)


Kıyamet sahneleriyle ilgili çarpıcı bir tasvire yer verildikten sonra, âhirette insanların üç gruba ayrılacakları belirtilmektedir. Bu gruplardan ilki, 8. âyette “ashâbü’l-meymene”, 27, 38, 90 ve âyetlerde “ashâbü’l-yemîn” olarak adlandırılmış olup, Kur’an’daki başka açıklamalardan anlaşıldığına göre bu, “amel defteri sağ tarafından verilenler” demektir (bk. İsrâ 17/71; Hâkka 69/19; İnşikāk 84/7). İkinci grup 9. âyette “ashâbü’l-meş’eme” ve âyette “ashâbü’ş-şimâl” olarak adlandırılmış, ayrıca 51 ve âyetlerde “yoldan sapmış inkârcılar” diye anılmıştır. Bunlar amel defteri sol tarafından veya arka tarafından verilenlerdir (bk. Hâkka 69/25; İnşikāk 84/10). Üçüncü grup ise âyette “es-sâbikūne’s-sâbikūn” (önde olanlar, o önde olanlar), 11 ve âyetlerde “mukarrebûn” (Allah’a en yakın olanlar) şeklinde nitelenmiştir; bunların, amel defteri sağından verilenlerin önde gelen, mertebesi yüksek olan kesimi oldukları anlaşılmaktadır. Birinci grup için kullanılan “ashâbü’l-meymene” tamlamasındaki meymene kelimesi “uğur, bereket”, “ashâbü’l-meş’eme” tamlamasındaki meş’eme kelimesi “uğursuzluk” anlamına gelmekle beraber esasen bunlar da Araplar’da hayrın sağdan ve şerrin sol taraftan geldiği telakkisiyle bağlantılıdır. Yine, Arapça’da bu mâna ile ilişkili olarak söz konusu tabirlerden birincisi değerli ve yüksek mevkideki insanları, ikincisi de düşük mertebede bulunanları ifade etmek üzere kullanılır. Bazı müfessirler Hadîd sûresinin 12 ve Tahrîm sûresinin 8. âyetlerine dayanarak burada birinci gruptakilerin sağ yanlarının Allah’ın nuruyla aydınlanacağına işaret bulunduğu yorumunu yapmışlardır (Zemahşerî, IV, 56; Râzî, XXIX, –). Bu bilgiler dikkate alınarak, –bağlama göre farklı tercümeler yapılabilirse de– ashâbü’l-meymene ve ashâbü’l-yemîn tamlamaları için “Allah’ın hoşnut olduğu tavırları benimseyen, O’nun katında değerli kimseler” anlamını yansıtacak bir tercüme yapılması uygun olur. Bu sebeple, belirtilen âyetlerin meâllerinde bu deyimler “hakkın ve erdemin yanında olanlar” şeklinde çevrilmiştir. Aynı anlayışla, ashâbü’l-meş’eme ve ashâbü’ş-şimâl deyimleri de ilgili âyetlerde “bâtılın ve erdemsizliğin yanında olanlar” şeklinde karşılanmıştır.

1. âyette geçen vâkıa kelimesi “meydana gelen, vukûu kesin olan önemli hâdise” demektir. Kıyametin geleceğinde kuşku bulunmadığı için bu kelimeyle anılmıştır. Müfessirlerin bir kısmı, “büyük olay gerçekleştiği zaman” ifadesinin devamında “göreceksiniz neler olacak!” gibi bir mânanın bulunduğunu düşünmüşlerdir. Buna göre 2. âyete “Ki onun meydana geleceğini kimse yalan sayamaz” şeklinde mâna vermek uygun olur. Yine bu âyetteki kâzibe kelimesinin cümledeki görevini farklı değerlendirerek “onun oluşu asla yalan değildir” anlamı da verilebilmektedir (Zemahşerî, IV, ; İbn Atıyye, V, ).

Bazı müfessirlere göre 3. âyette söz konusu edilen “alçaltma ve yükseltme” kıyametle birlikte evrende meydana gelecek fizikî değişikliklerle ilgili olup mevcut düzen ve dengenin altüst olacağı anlamındadır; bu yorum âyetlerdeki tasvire uygun düşmektedir. Diğer bir yaklaşıma göre alçaltma ve yükseltme insan unsuruyla ilgilidir. Bu da iki farklı yorum ortaya çıkarmaktadır: a) Kıyametin kopması âhirette inkârcıları cehennemin aşağılarına düşürecek ve müminleri cennetin yukarılarına yükseltecektir; b) Kıyametin kopması bu dünyada büyüklenen nice kimseleri ve toplumları alçaltacak, rezil rüsvâ edecek, horlanan veya tevazu gösteren nicelerini de yüceltecektir (Taberî, XXVII, ; Zemahşerî, IV, 56; İbn Atıyye, V, ).


Kaynak :Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa:

Kur'an-ı Kerim Portalı

Diyanet İşleri Başkanlığı Kur'an-ı Kerim Portalında Kur'an hakkında istediğiniz biligilere ulaşabileceksiniz

Bağlantılar

  • Windows
  • Windows Store
  • IOS
  • Android
  • Mac

Uygulamalar

  • Windows
  • Windows Store
  • IOS
  • Android
  • Mac

Vâkıa Sûresi Ayet Tefsiri




Vâkıa Sûresi Hakkında

Vâkıa sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 âyettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki اَلْوَاقِعَةُ  (vâkıa) kelimesinden alır. Mushaftaki sıralamada 56, iniş sırasına göre suredir.

Vâkıa Sûresi Konusu

Kıyâmetin kopuşuyla beraber insanların, sâbikûn, ashâb-ı meymene ve ashâb-ı meş’eme olmak üzere üç gruba ayrılacağı ve bunların âhirette karşılaşacakları iyi ya da kötü neticeler dikkat çekici bir üslup ve tablolarla haber verilir. Allah Teâlâ’nın bunları yapabilecek kudrete sahip olduğunun açık delilleri bildirilir. Kur’an’ın belli vasıfları ve büyük bir nimet olduğu hatırlatıldıktan sonra, kaçınılmaz ölüm gerçeği akılları susturacak ve hisleri donduracak dehşetli yönleriyle dikkatlere sunulur. Başta bahsedilen üç grubun âkıbeti tekrar hülâsa edilerek sûre nihâyete erer.

Vâkıa Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada elli altıncı, iniş sırasına göre kırk altıncı sûredir. Tâhâ sûresinden sonra, Şuarâ sûresinden önce Mekke’de nâzil olmuştur. Sadece âyetlerinin Medine’de indiği rivayet edilmiştir; fakat bunların önceki ve sonraki âyetlerle konu ve üslûp açısından bir bütün oluşturması bu rivayetin gerçekliğinde tereddüt uyandırmaktadır (Derveze, III, ). İbn Atıyye de bu sûredeki bazı âyetlerin Medine’de veya bir sefer sırasında indiğine dair rivayetlerin sağlam olmadığını belirtir (V, ).

Vâkıa Sûresi Fazileti

Abdullah b. Mesud (r.a.)’ı ölüm hastalığında ziyaret eden Hz. Osman:

“- Sana beytülmalden bir bağışta bulunulmasını emredeyim mi?” diye sorar. İbn Mesud buna ihtiyacı olmadığını söyler. Osman (r.a.):

“- Senden sonra hiç olmazsa kızlarına kalır” deyince İbn Mesud (r.a.):

“- Sen kızlarımı merak etme. Ben onlara her gece Vâkıa sûresini okumalarını öğrettim. Zira ben Resûlullah (s.a.s.)’in «Her kim her gece Vâkıa sûresini okursa ona fakirlik dokunmaz» buyurduğunu işitmiştim” der. (İbn Hanbel, Fedâilü’s-Sahâbe, II, )

لَيْسَ لِوَقْعَتِهَا كَاذِبَةٌۢ ﴿٢﴾

اِذَا رُجَّتِ الْاَرْضُ رَجًّاۙ ﴿٤﴾

وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَسًّاۙ ﴿٥﴾

فَكَانَتْ هَبَٓاءً مُنْبَثًّاۙ ﴿٦﴾

Karşılaştır 2: Artık onun kopmasını yalanlayabilecek hiçbir kimse kalmayacaktır.

Karşılaştır 6: Uçuşan toz zerreleri hâline geldiği zaman…

TEFSİR:

اَلْوَاقِعَةُ (vâkıa), meydana gelmesi kaçınılmaz olan hâdise, olay demek olup, kıyâmetin isimlerinden biridir. Onun yakın zamanda mutlaka kopacağını belirtir. Belki kopmadan önce onu yalanlayanlar olabilir. Fakat vuku bulduktan sonra artık hiç kimsenin onu yalanlama imkânı kalmayacaktır.

Kıyâmetin iki önemli vasfı vardır: Alçaltıcı ve yükseltici olması. Buna göre:

❂Kıyâmet kâinatın düzenini bozacak, dünyanın altını üstüne getirecek, yüksek dağları yerle bir edecek, alçak yerleri yükseltecektir. Nitekim âyetler bu mânayı teyid etmektedir.

❂Kıyâmetin bu vasfı insanlar için de geçerlidir. Çünkü o, inkârcıları cehennemin aşağı derekelerine düşürecek, müminleri ise cennetin yukarı derecelerine yükseltecektir. Yine bu müthiş olay, dünyada büyüklenen nice insanları, toplumları alçaltacak, rezil rüsvâ edecek; horlanan veya tevazu gös­teren nicelerini de yüceltecektir.

Kıyâmet günü insanlar üç zümreye ayrılır:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Vâkıa Sûresi Ayetler:

1 2 - 6 7 - 10 11 - 26 18 27 - 40 41 - 56 57 - 62 63 - 67 68 - 70 71 72 - 74 75 76 77 - 80 81 - 82 83 - 87 88 89 - 95 96


funduszeue.info
Nas Suresinin Fazileti

Nâs sûresi Mekke’de inmiştir. 6 âyettir. Kur’ân-ı Kerîm bu sûre ile sona ermektedir. İsmini, 4. âyet hâriç, âyetlerinin sonlarında tekrarlanan ve “ins


funduszeue.info
Dilek ile İlgili Ayetler

Dilek kelimesi sözlükte, “olması istenen şey, istek, arzu, talep, ricâ, temenni” anlamlarına gelir. Kur’an-ı Kerim’de istek, dilemek, temenni vs. hak


funduszeue.info
Felak Suresi Okunuşu ve Anlamı

Felâk suresi, Medine döneminde nüzul olmuştur. Felâk suresi, 5 âyettir. Felâk, “sabah aydınlığı” demektir. FELAK SURESİ ARAPÇA Felak Suresi Arapça


funduszeue.info
Felak Suresinin Fazileti

Felak sûresi Mekke’de inmiştir. 5 âyettir. İsmini birinci âyetin sonundaki “yarmak, aydınlık, sabah” mânalarına gelen اَلْفَلَقُ (felak) kelimesinden


funduszeue.info
Devlet Yönetimi ile İlgili Ayetler

Devlet kelimesi sözlükte, “belli bir toprakta veya toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun olu


Copyright © Kuran ve Meali. Hiçbir ticari kaygısı yoktur.

funduszeue.info altında yayınlanan içeriklerin tüm hakları mahfuzdur. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi içeriklerin tamamı izinsiz kullanılamaz.

Vakıa suresinin meali ve tefsiri

Hz. Osman döneminde sureler bir araya getirilmiş ve tek kitap halini almıştır. Vakıa suresi de Kuranı Kerim'de sure olmuştur. Peki Vakıa suresinin meali nasıldır? Vakıa suresinin tefsiri nasıldır? Vakıa suresinin meali ve tefsirini bir arada hazırladık. İşte Vakıa suresinin meali ve tefsiri

Vakıa suresinin Arapça ve Türkçe okunuşu ile meali

Vâkıa 1 (Mealleri Karşılaştır): İzâ ve kaatil vâkıah(vâkıatu).
&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Kesin gerçekleşecek (olan Kıyamet) koptuğu zaman, onun kopuşunu yalanlayacak kimse olmayacaktır.

Vâkıa 2 (Mealleri Karşılaştır): Leyse li vak’atihâ kâzibeh(kâzibetun).
&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Kesin gerçekleşecek (olan Kıyamet) koptuğu zaman, onun kopuşunu yalanlayacak kimse olmayacaktır.

Vâkıa 3 (Mealleri Karşılaştır): Hâfidatun râfiah(râfiatun).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır.

Vâkıa 4 (Mealleri Karşılaştır): İzâ ruccetil ardu reccâ(reccen).
&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır.

Vâkıa 5 (Mealleri Karşılaştır): Ve bussetil cibâlu bessâ(bessen).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır.

Vâkıa 6 (Mealleri Karşılaştır): Fe kânet hebâen mun bessâ(bessen).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır.

Vâkıa 7 (Mealleri Karşılaştır): Ve kuntum ezvâcen selâseh(selâseten).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır.

Vâkıa 8 (Mealleri Karşılaştır): Fe ashâbul meymeneti mâ ashâbul meymeneti.
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir!

Vâkıa 9 (Mealleri Karşılaştır): Ve ashâbul meş´emeti mâ ashâbul meş’emeti.
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir!

Vâkıa 10 (Mealleri Karşılaştır): Ves sâbikûnes sâbikûn(sâbikûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir.

Vâkıa 11 (Mealleri Karşılaştır): Ulâikel mukarrebûn(mukarrebûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() (İman ve amelde) öne geçenler ise (Ahirette de) öne geçenlerdir. İşte onlar (Allah’a) yaklaştırılmış kimselerdir.

Vâkıa 12 (Mealleri Karşılaştır): Fî cennâtin naîm(naîmi).
&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Onlar, Naîm cennetlerindedirler.

Vâkıa 13 (Mealleri Karşılaştır): Sulletun minel evvelîn(evvelîne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir.

Vâkıa 14 (Mealleri Karşılaştır): Ve kalîlun minel âhirîn(âhirîne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir.

Vâkıa 15 (Mealleri Karşılaştır): Alâ sururin mevdûnetin.
&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Onlar, karşılıklı yaslanmış vaziyette mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerindedirler.

Vâkıa 16 (Mealleri Karşılaştır): Muttekiîne aleyhâ mutekâbilîn(mutekâbilîne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Onlar, karşılıklı yaslanmış vaziyette mücevheratla işlenmiş tahtlar üzerindedirler.

Vâkıa 17 (Mealleri Karşılaştır): Yetûfu aleyhim vildânun muhalledûn(muhalledûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.

Vâkıa 18 (Mealleri Karşılaştır): Bi ekvâbin ve ebârîka ve ke’sin min maîn(maînin).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.

Vâkıa 19 (Mealleri Karşılaştır): Lâ yusaddeûne anhâ ve lâ yunzifûn(yunzifûne).
&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.

Vâkıa 20 (Mealleri Karşılaştır): Ve fâkihetin mimmâ yetehayyerûn(yetehayyerûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.

Vâkıa 21 (Mealleri Karşılaştır): Ve lahmi tayrin mimmâ yeştehûn(yeştehûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.

Vâkıa 22 (Mealleri Karşılaştır): Ve hûrun înun.
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;
() Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır.

Vâkıa 23 (Mealleri Karşılaştır): Ke emsâlil lu’luil meknûn(meknûni).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır.

Vâkıa 24 (Mealleri Karşılaştır): Cezâen bi mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
(Bütün bunlar) işledikleri amellere karşılık bir mükâfat olarak (verilir.)

Vâkıa 25 (Mealleri Karşılaştır): Lâ yesmeûne fîhâ lagven ve lâ te’sîmâ(te’sîmen).
&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Orada ne boş bir söz, ne de günaha sokan bir şey işitirler.

Vâkıa 26 (Mealleri Karşılaştır): İllâ kîlen selâmen selâmâ(selâmen).
&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Sadece “selâm!”, “selâm!” sözünü işitirler.

Vâkıa 27 (Mealleri Karşılaştır): Ve ashâbul yemîni mâ ashâbul yemîn(yemîni).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Ahiret mutluluğuna erenler, ne mutlu kimselerdir!

Vâkıa 28 (Mealleri Karşılaştır): Fî sidrin mahdûd(mahdûdin).
&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.

Vâkıa 29 (Mealleri Karşılaştır): Ve talhın mendûd(mendûdin).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.

Vâkıa 30 (Mealleri Karşılaştır): Ve zıllin memdûd(memdûdin).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.

Vâkıa 31 (Mealleri Karşılaştır): Ve mâin meskûb(meskûbin).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.

Vâkıa 32 (Mealleri Karşılaştır): Ve fâkihetin kesîrah(kesîretin)
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.

Vâkıa 33 (Mealleri Karşılaştır): Lâ maktûatin ve lâ memnûah(memnûatin).
&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.

Vâkıa 34 (Mealleri Karşılaştır): Ve furuşin merfûah(merfûatin).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.

Vâkıa 35 (Mealleri Karşılaştır): İnnâ enşe’nâ hunne inşââ(inşâen).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Biz onları (hurileri) yepyeni bir yaratılışta yarattık.

Vâkıa 36 (Mealleri Karşılaştır): Fe cealnâ hunne ebkârân(ebkâren).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.

Vâkıa 37 (Mealleri Karşılaştır): Uruben etrâbâ(etrâben).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.

Vâkıa 38 (Mealleri Karşılaştır): Li ashâbil yemîn(yemîni).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.

Vâkıa 39 (Mealleri Karşılaştır): Sulletun minel evvelîn(evvelîne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Bunların birçoğu öncekilerden, birçoğu da sonrakilerdendir.

Vâkıa 40 (Mealleri Karşılaştır): Ve sulletun minel âhırîn(âhırîne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Bunların birçoğu öncekilerden, birçoğu da sonrakilerdendir.

Vâkıa 41 (Mealleri Karşılaştır): Ve ashâbuş şimâli mâ ashâbuş şimâl(şimâli).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Kötülüğe batanlar ise ne mutsuz kimselerdir!

Vâkıa 42 (Mealleri Karşılaştır): Fî semûmin ve hamîm(hamîmin).
&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifirî bir gölge içinde!.

Vâkıa 43 (Mealleri Karşılaştır): Ve zıllin min yahmûm(yahmûmin).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifirî bir gölge içinde!.

Vâkıa 44 (Mealleri Karşılaştır): Lâ bâridin ve lâ kerîm(kerîmin).
&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifirî bir gölge içinde!.

Vâkıa 45 (Mealleri Karşılaştır): İnnehum kânû kable zâlike mutrefîn(mutrefîne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Çünkü onlar, bundan önce (dünyada varlık içinde) sefahata dalmış ve azgın kimselerdi.

Vâkıa 46 (Mealleri Karşılaştır): Ve kânû yusirrûne alel hınsil azîm(azîmi).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı.

Vâkıa 47 (Mealleri Karşılaştır): Ve kânû yekûlûne e izâ mitnâ ve kunnâ turâben ve izâ men e innâ le meb’ûsûn(meb’ûsûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Diyorlardı ki: “Biz öldükten, toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi bir daha diriltilecekmişiz?”

Vâkıa 48 (Mealleri Karşılaştır): E ve âbâunel evvelûn(evvelûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
“Evvelki atalarımız da mı?”

Vâkıa 49 (Mealleri Karşılaştır): Kul innel evvelîne vel âhirîn(âhirîne).
&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() De ki: “Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir günün belli bir vaktinde toplanacaklardır.”

Vâkıa 50 (Mealleri Karşılaştır): Le mecmûûne ilâ mîkâti yevmin ma’lûm(ma’lûmin).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() De ki: “Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir günün belli bir vaktinde toplanacaklardır.”

Vâkıa 51 (Mealleri Karşılaştır): Summe innekum eyyuhed dâllûnel mukezzibûn(mukezzibûne).
&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Sonra siz ey haktan sapan yalanlayıcılar! Mutlaka (cehennemde) bir ağaçtan, zakkumdan yiyeceksiniz.

Vâkıa 52 (Mealleri Karşılaştır): Le âkilûne min şecerin min zakkumin.
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Sonra siz ey haktan sapan yalanlayıcılar! Mutlaka (cehennemde) bir ağaçtan, zakkumdan yiyeceksiniz.

Vâkıa 53 (Mealleri Karşılaştır): Fe mâ liûne minhel butûn(butûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Karınlarınızı ondan dolduracaksınız.

Vâkıa 54 (Mealleri Karşılaştır): Fe şâribûne aleyhi minel hamîm(hamîmi).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Üstüne de o kaynar sudan içeceksiniz.

Vâkıa 55 (Mealleri Karşılaştır): Fe şâribûne şurbel hîm(hîmi).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Kanmak bilmez susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz.

Vâkıa 56 (Mealleri Karşılaştır): Hâzâ nuzuluhum yevmed dîn(dîni).
&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
İşte bu hesap ve ceza gününde onlara ziyafetleridir.

Vâkıa 57 (Mealleri Karşılaştır): Nahnu halaknâkum fe lev lâ tusaddikûn(tusaddikûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Sizi biz yarattık. Hâlâ tasdik etmeyecek misiniz?

Vâkıa 58 (Mealleri Karşılaştır): E fe reeytum mâ tumnûn(tumnûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Attığınız o meniye ne dersiniz?!

Vâkıa 59 (Mealleri Karşılaştır): E entum tahlukûnehû em nahnul hâlikûn(hâlikûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz?

Vâkıa 60 (Mealleri Karşılaştır): Nahnu kaddernâ beynekumul mevte ve mâ nahnu bi mes- bûkîn(mesbûkîne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. (Bu konuda) bizim önümüze geçilmez.

Vâkıa 61 (Mealleri Karşılaştır): Alâ en nubeddile emsâlekum ve nunşiekum fî mâ lâ ta’lemûn(ta’lemûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#; &#;&#;&#; &#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. (Bu konuda) bizim önümüze geçilmez.

Vâkıa 62 (Mealleri Karşılaştır): Ve lekad alimtumunneş etel ûlâ fe lev lâ tezekkerûn(tezekkerûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Andolsun, birinci yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. O hâlde düşünseniz ya!

Vâkıa 63 (Mealleri Karşılaştır): E fe reeytum mâ tahrusûn(tahrusûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Ektiğiniz tohuma ne dersiniz?!

Vâkıa 64 (Mealleri Karşılaştır): E entum tezre ûnehû em nahnuz zâriûn(zâriûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?

Vâkıa 65 (Mealleri Karşılaştır): Lev neşâu le cealnâhu hutâmen fe zaltum tefekkehûn(tefekkehûne).
&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde şöyle geveleyip dururdunuz:

Vâkıa 66 (Mealleri Karşılaştır): İnnâ le mugremûn(mugremûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
“Muhakkak biz çok ziyandayız!”

Vâkıa 67 (Mealleri Karşılaştır): Bel nahnu mahrûmûn(mahrûmûne).
&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
“Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!”

Vâkıa 68 (Mealleri Karşılaştır): E fe reeytumul mâellezî teşrebûn(teşrebûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
İçtiğiniz suya ne dersiniz?!

Vâkıa 69 (Mealleri Karşılaştır): E entum enzeltumûhu minel muzni em nahnul munzilûn(munzilûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Siz mi onu buluttan indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz?

Vâkıa 70 (Mealleri Karşılaştır): Lev neşâu cealnâhu ucâcen fe levlâ teşkurûn(teşkurûne).
&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Dileseydik onu acı bir su yapardık. O hâlde şükretseydiniz ya!.

Vâkıa 71 (Mealleri Karşılaştır): E fe reeytumun nârelletî tûrûn(tûrûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz?!

Vâkıa 72 (Mealleri Karşılaştır): E entum enşe’tum şeceretehâ em nahnul munşiûn(munşiûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz?

Vâkıa 73 (Mealleri Karşılaştır): Nahnu cealnâhâ tezkireten ve metâan lil mukvîn(mukvîne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Biz onu bir ibret ve ıssız yerlerde yaşayanlara bir yarar kaynağı kıldık.

Vâkıa 74 (Mealleri Karşılaştır): Fe sebbih bismi rabbikel azîm(azîmi).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
O hâlde, O yüce Rabbinin adını tesbih et (yücelt).

Vâkıa 75 (Mealleri Karşılaştır): Fe lâ uksimu bi mevâkiin nucûm(nucûmi).
&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir-

Vâkıa 76 (Mealleri Karşılaştır): Ve innehu le kasemun lev ta’lemûne azîm(azîmun).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir-

Vâkıa 77 (Mealleri Karşılaştır): İnnehu le kur’ânun kerîm(kerîmun).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
O, elbette değerli bir Kur’an’dır.

Vâkıa 78 (Mealleri Karşılaştır): Fî kitâbin meknûn(meknûnin).
&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Korunmuş bir kitaptadır.

Vâkıa 79 (Mealleri Karşılaştır): Lâ yemessuhû illel mutahherûn(mutahherûne).
&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir.

Vâkıa 80 (Mealleri Karşılaştır): Tenzîlun min rabbil âlemîn(âlemîne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Âlemlerin Rabb’inden indirilmedir.

Vâkıa 81 (Mealleri Karşılaştır): E fe bi hâzel hadîsi entum mudhinûn(mudhinûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah’ın verdiği rızka O’nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz?

Vâkıa 82 (Mealleri Karşılaştır): Ve tec’alûne rızkakum ennekum tukezzibûn(tukezzibûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah’ın verdiği rızka O’nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz?

Vâkıa 83 (Mealleri Karşılaştır): Fe lev lâ izâ belegatil hulkûme(hulkûme).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Can boğaza geldiğinde, onu geri döndürsenize!

Vâkıa 84 (Mealleri Karşılaştır): Ve entum hîne izin tenzurûn(tenzurûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Oysa siz o zaman bakıp durursunuz.

Vâkıa 85 (Mealleri Karşılaştır): Ve nahnu akrebu ileyhi minkum ve lâkin lâ tubsirûn(tubsirûne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
Biz ise ona sizden daha yakınız. Fakat siz göremezsiniz.

Vâkıa 86 (Mealleri Karşılaştır): Fe lev lâ in kuntum gayre medînîn(medînîne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Eğer hesaba çekilmeyecekseniz ve doğru söyleyenler iseniz, onu geri döndürsenize!

Vâkıa 87 (Mealleri Karşılaştır): Terciûnehâ in kuntum sâdikîn(sâdikîne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Eğer hesaba çekilmeyecekseniz ve doğru söyleyenler iseniz, onu geri döndürsenize!

Vâkıa 88 (Mealleri Karşılaştır): Fe emmâ in kâne minel mukarrebîne(mukarrebîne).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır.

Vâkıa 89 (Mealleri Karşılaştır): Fe revhun ve reyhânun ve cennetu naîm(naîmin).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır.

Vâkıa 90 (Mealleri Karşılaştır): Ve emmâ in kâne min ashâbil yemîn(yemîni).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, “Selâm sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!” denir.

Vâkıa 91 (Mealleri Karşılaştır): Fe selâmun leke min ashâbil yemîn(yemîni).
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#; &#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;
() Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, “

VAKIA SURESİ OKUNUŞU, Vakıa Suresi Duası Türkçe Anlamı, Arapça Yazılışı, Diyanet Meali ve Tefsiri

Vakıa Suresi Türkçe Anlamı

Bismillâhirrahmânirrahîm

1. Kıyamet koptuğu zaman.

2. Onun vukuunu yalanlayacak hiç kimse yoktur.

3. O alçaltıcı, yükselticidir.

4. Yer şiddetle sarsıldığı zaman!

5. Dağlar parçalandığı zaman!

6. Dağılıp toz duman haline geldiği zaman!

7. Ve sizler üç sınıf olduğunuz zaman!

8. Sağın adamları, ne uğurludurlar onlar!

9. Solun adamları, ne uğursuzdurlar onlar!

Hayır yarışlarında tâ öne geçip kazananlar.

İşte onlar (Allah'a en çok) yaklaştırılmış olanlardır.

Naîm cennetindedirler.

Onların büyük bir kısmı eski ümmetlerdendir.

Bir kısmı da sonrakilerdendir.

Altın ve mücevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler.

Onların üzerine karşılıklı olarak yaslanırlar.

Etraflarında ölümsüz gençler dolaşır.

Akıp giden şarap kaynağından doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle.

Bu şaraptan ne başları ağrıtılır ne de akılları giderilir.

Beğendikleri meyveler.

Canlarının çektiği kuş etleri.

Onlar için ceylan gözlü huriler vardır.

Gün görmemiş inciler gibi.

İşledikleri amellerine karşılık olarak.

Orada boş ve günaha sokacak bir söz duymazlar.

Sadece selâma karşılık selâm sözü işitirler.

Defterleri sağdan verilenler, ne mutlu o sağcılara!

Onlar dikensiz kirazlar,

Salkımları sarkmış muz ağaçları,

Uzamış gölgeler altındadırlar.

Çağlayarak akan sular kenarlarındadırlar.

Bol meyveler arasında,

Bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen.

Ve yüksek döşekler üzerindedirler.

Biz onları (cennete giren kadınları) yepyeni bir yaratılışla yaratmışızdır.

Böylece onları hep bakire kızlar yapmışızdır.

Eşlerine düşkün ve hepsini bir yaşta nâzeninler kılmışızdır.

Bütün bunlar Ashab-ı yemin (sağcılar) içindir.

Onların bir çoğu önceki ümmetlerdendir.

Bir çoğu da sonrakilerdendir.

Amel defterleri soldan verilenler! Onlar ne uğursuzdurlar!

İnsanın içine işleyen ateşin alevi ve kaynar su içindedirler.

Onlar kapkara dumandan bir gölge altındadırlar.

Ki ne serindir, ne de hoş!

Çünkü onlar bundan önce (dünyada iken) varlık içinde şımartılmışlardı.

Büyük günah işlemekte direnir dururlardı.

Ve diyorlardı ki: "Öldüğümüzde, toprak ve kemik yığını olduğumuzda mı, biz mi tekrar dirileceğiz?"

"Önce gelip geçmiş atalarımız da mı?"

De ki: "Hem öncekiler, hem sonrakiler."

"Bilinen bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır."

Sonra siz ey sapıklar, yalanlayıcılar!

Doğrusu siz zakkum ağacından yiyeceksiniz.

Karınlarınızı onunla doyuracaksınız.

Üzerine de kaynar su içeceksiniz.

Hem de susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz.

Ceza gününde işte onlar böyle ağırlanacaklardır.

Ey inkâr edenler! Sizi biz yarattık. Hâlâ tasdik etmeyecek misiniz?

Gördünüz mü (rahimlere) akıttığınız meniyi?

Onu (siz mi düzgün bir insan sûretine getirip) yaratıyorsunuz, yoksa yaratanlar biz miyiz?

Aranızda ölümü takdir eden biziz ve biz önüne geçilebileceklerden değiliz.

Sizi ortadan kaldırıp da sizin yerinize benzerlerinizi getirmeye ve sizi bilmeyeceğiniz bir biçimde yaratmaya da gücümüz yeter.

Her halde ilk yaratılışınızı bilirsiniz, (fakat tekrar yaratılacağınızı) düşünmeli değil misiniz?

Şimdi bana ekmekte olduğunuz (tohum işini) haber verin!

Onu yerden siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitirenler biz miyiz?

Eğer isteseydik onu (o ekini tohumsuz) bir ot kırıntısı yapardık da siz şaşakalırdınız.

(O zaman şöyle derdiniz): "Doğrusu biz çok zarara uğratıldık."

"Hatta umduğumuzdan mahrum kaldık."

İçmekte olduğunuz suyu da söyleyin bana!

Onu buluttan indiren siz misiniz, yoksa indirenler biz miyiz?

Eğer dileseydik, onu (içilmeyecek) tuzlu bir su yapardık. Hâlâ şükretmez misiniz?

Söyleyin şimdi bana, çakmakta olduğunuz ateşi!

Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa biz miyiz yaratan?

Biz onu bir ibret ve çöl yolcuları için bir fayda yaptık.

Çok büyük olan Rabbinin adını tesbih et!

Hayır! Yıldızların yerleri üzerine andolsun ki!

Bu, eğer bilirseniz, gerçekten büyük bir yemindir.

Muhakkak ki o, elbette çok şerefli bir Kur'an'dır.

Koruma altında olan bir kitaptadır.

Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.

Âlemlerin Rabbinden indirilmiştir.

Şimdi siz bu sözü mü küçümsüyorsunuz?

Rızkınıza karşılık şükrü, onu yalanlamakla mı yerine getiriyorsunuz?

Can boğaza dayandığında,

Siz (o can çekişen kimseye) bakar durursunuz.

Biz ona sizden yakınız, fakat siz görmezsiniz.

Eğer siz hesap ve ceza görmeyecekseniz,

Onu (çıkmak üzere olan canı) geri çevirsenize! İddiânızda doğru sözlü iseniz.

O (ölen kişi Allah'a) yaklaştırılanlardan ise,

Ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti var.

Eğer sağcılardan ise,

"Ey sağcı! Sağcılardan sana selâm!" denir.

Amma yalanlayıcı sapıklardan ise,

İşte ona kaynar sudan bir ziyafet,

Ve cehenneme atılma vardır.

Kesin gerçek budur işte.

Çok büyük olan Rabbinin adını tesbih et!

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası