kalsifiye lezyon ne demek / Akciğerde Kalsifiye Lezyon Olarak Kendini Gösteren Tiroid Nodülü

Kalsifiye Lezyon Ne Demek

kalsifiye lezyon ne demek

Beyinde Lezyon Nedir, Belirtileri Nelerdir? Beyinde Lezyon Tehlikeli Midir, Nasıl Tedavi Edilir?

Beyinde lezyon, en kısa tanımıyla beyinde yer alan bazı dokuların ya da dokuda meydana gelen hasarların anlamını taşır. Çeşitli şekil ve boyutlarda olabilirler.

Beyinde Lezyon Belirtileri ve Nedenleri Nelerdir?

Beyinde lezyonun görülen en sık belirtileri; baş ağrısı, baş bölgesinde uyuşma ve hafıza bulanıklığı, baş dönmesi, bayılma gibi belirtiler olarak sıralanabilir. Bu belirtiler baş ya da baş bölgesinde sık sık görülüyorsa beyin sinir hastalıklarına başvurmakta fayda vardır. Sebeplerine bakıldığında ise pek çok nedene bağlı olarak görülebilir.

İlerleyici olmadığı bilinen bu lezyonlar, daha önce geçirilen bir rahatsızlık ya da hastalığın işareti olabilmektedir. Sinir sisteminin hasara uğraması sonucunda ya da oksijensiz kalma durumunda beyinde bulunan kılcal damarların tıkanıklığının sonucunda bu lekeler görülebilir. Bunların yanı sıra doğuştan da olabilir.

Aile bireylerinden herhangi birinde böyle bir rahatsızlık varsa kişide görülmesi de olağan bir durumdur. Migren, şişmanlık ve obezite, tansiyon yüksekliği, yağlı ve sağlıksız beslenme, kalp hastalıkları, boyun damar tıkanıklığı, pıhtı bozuklukları, şeker hastalığı denilen diyabet, kafa travması ve geçirilen bazı enfeksiyonlar da beyinde lezyon oluşumuna neden olan sebepler arasında yer alır.

Beyinde Lezyon Tehlikeli midir ve Tedavisi Nasıldır?

Beyinde lezyonları genellikle iyi huylu oldukları bilinen lezyonlardır. Bu yüzden kişiyi hafif belirtiler dışında zorladığı görülmez. Bu hastalığın tanısı BT ve MR görüntüleri sonucunda görülür. Teşhis için bu görüntüleme yöntemleri mutlaka kullanılmalıdır. Bu görüntüler sayesinde var olan lezyonun görüntüsü, şekli, boyutu ve yeri tespit edilir.

Enfeksiyon belirtileri görülen kişide de kan ve diğer laboratuvar testleri yapılması uygundur. Beyinde lezyonun tedavisi ise lezyon tipine bağlı olarak değişkenlik gösteren bir durumdur. Tedavinin amacı, lezyonun belirtilerini en aza indirmek, hafifletmek ya da yaşam kalitesini artırmaktır.

TÜMÖR BENZERİ OLUŞUMLAR

Miyozitis ossifikans
Miyozitis ossifikans (MO) tümör hücresi içeren bir neoplazi olmasa da klinik şikayetler bir tümör gibi ortaya çıkar. Hastalar yumuşak doku içinde ortaya çıkan ve giderek büyüyen ağrılı, sert bir kitle ile hekime başvururlar. Klinik bulgular ve görüntüleme yöntemleri bu bölgede sert bir kemik dokusu varlığını gösterir. Bir travma hikayesi varsa MO düşünmek daha olasıdır. Ancak birçok vakada anlamlı bir travma yoktur ve bir yumuşak doku osteosarkomunun da aynı klinik ve benzer radyoloji ile ortaya çıkacağı, histolojide ikisinin de yeni kemik oluşumu göstereceği unutulmamalıdır.
Bu nedenle, deneyimli bir patolog son derece önemlidir. Tanı MO olarak kesinleşirse klinik ve radyolojik gözlemlerle takip yeterli olacaktır. Lezyon gelişimini tamamladığında gerek görülürse çıkartılabilir.

Myozitis Ossifikans

Tümöral kalsinozis
Fibröz bir kitle içinde aşırı kalsiyum fosfat depolanması ile karakterize kalça, omuz ve dirsek çevresinde de kitleler yapabilen bir durumdur. Yüksek kalsiyum ve fosfor seviyelerine yol açabilen, böbrek yetersizliği ya da hiperparatiroidizmi olan hastalarda sekonder olarak ortaya çıkabilir.
Sebebi bilinmeyen olguların çoğu 10 yaş arasında erkeklerdir. Biyopside tebeşirimsi beyaz renkli, fibröz kitlenin içinden dışarı akan bir doku mevcuttur. Ayırıcı tanıda sinovyal sarkom, yumuşak doku kondrosarkomu ve içindeki kalsifikasyonlar nedeni ile tüberküloz dikkate alınmalıdır. Kitlenin tam olarak çıkartılması gerekse de bu tek başına yeterli değildir, mutlaka endokrinoloji biriminin desteği ile kalsiyum- fosfor dengesine yönelik bir tedavi uygulanmalıdır.


Tümöral kalsinozis
Hemofilik psödotümör
Hemofilideki pıhtılaşma bozukluğu nedeniyle, basit travmalar sonucu ya da herhangi bir travma olmaksızın yumuşak doku içinde oluşan tek ya da çok sayıda kanama odaklarıdır. Hemofili hikayesi bilinmeyen hastada bunların açık biyopsi ya da cerrahi ekstirpasyon amacıyla çıkartılması girişimleri dramatik sonuçlara yol açacaktır. Çevre dokulara bası nedeni ile bir girişim gerekecek ise bu mutlaka faktör desteği sağlanarak yapılmalıdır.

İntramuskuler hematom
Travma sonucu adale içine olan kanamalar düzgün sınırlı, kısmen kontrast tutabilen lezyonlar oluşturabilir. Anamnez dikkatle alınmazsa bu lezyonlar bir tümör gibi değerlendirilebilir. Düzgün sınır ve anamnez (ağrılı bir travma) hematomu düşündürüyorsa hasta bir süre gözlenmelidir. Lezyon küçülebilir, zamanla kalsifiye olabilir. Değişmeden duruyor ya da büyüyorsa biyopsi uygulanmalıdır.

İnfeksiyonlar
İnfeksiyonun diğer sistemik bulgularının maskelenebildiği düşük virülanslı spesifik veya nonspesifik infeksiyonların ardından yumuşak dokuların içinde kitle bulguları veren lezyonlar oluşabilir. Bunların anamnezi iyi değerlendirilmelidir. MRG bulgusu periferide kontrast tutup, ortası tutmayan lezyonlar şeklindedir. Laboratuar bulguları da değerlendirildikten sonra infeksiyon lehine karar verilirse uygun tedavi ile gözlem yapılabilir. Şikayetler devam ediyor ya da gerilemiyor ise biyopsi uygulanmalıdır.

Kist hidatik
Echinococcus granulosus parazitinin vücutta oluşturduğu kistlerdir. Yumuşak dokular içinde zaman içinde büyüyen, genelde ağrısız, inflamasyon bulguları olmayan kitlelerdir. MRG'de görülen kistin içinde tipik küçük tanelerin olması bu tanıyı düşündürmelidir. Laboratuar testleri ile tanı desteklenebilir. Tedavisi tıpkı bir tümör gibi geniş cerrahi rezeksiyon ve bunun medikal tedavi ile desteklenmesidir.

Uylukta lokalize kist hidatik olgusu

Ganglion kisti
Eklem kapsülü veya tendon kılıflarından kaynağını alan, içi jelöz sıvı ile dolu, zaman zaman büyüyüp küçülebilen, hatta kaybolabilen, düzgün sınırlı, hareket etmeyen, lastik top kıvamlı kitlelerdir. Oluşumları sırasında ağrı yaratabilirler. Zamanla ağrı geçse de, şişlik devam edip daha da artabilir. En sık el bileği ve diz çevresinde görülebilirler. Küçülmeden kalan, şüpheli lezyonlarda MRG ile inceleyip dikkatli bir değerlendirmeden sonra iğne biyopsisi yapmak riskleri ortadan kaldıracaktır. Tedavisi cerrahi yöntemle çıkarılmasıdır.



Hipointens Nedir? Tıpta Hipointens Lezyon Ve Kitle Ne Anlama Gelir?

İnsan vücudunda birçok hastalık oluşabilmektedir. Bu hastalıkların teşhisinde de bazı radyolojik cihazlar kullanılmaktadır. Bu cihazların sonuçlarına bakacak olduğumuzda hiperintens ve hipointens gibi bazı terimlerin kullanıldığı görülmektedir. Bu kelimelerin Latince bir karşılığı bulunmaktadır. Bunun nedeni de dünyanın her yerinde doktorların aynı dili kullanmasından kaynaklanmaktadır. Tıpta oldukça sık kullanılan hipointens ne anlama gelmektedir? Bunun yanında Hipointens lezyon ve kitle ne demektir? Sorularının cevabı yazımızda…

Hipointens Nedir?

Hipointens görünümlerde normal görüntüye göre kıyaslandığında daha koyu bir görünüm şeklinde ifade edilir. Bunun yanında hipointens az yoğun anlamına kullanılan bir kelimedir. MR çekimi sonucunda az yoğun bölgeler normal görüntüye göre daha koyu gözükmektedir. Bu yerler de gösterilirken hipointens alanlar olarak ifade edilir.

Eğer dokuda hipointens bir durum görülürse o dokuda bazı patolojik durumların görüldüğü anlamına gelmektedir. Bu nedenle de doktorlar tarafından teşhisi bazen hiç de kolay olmamaktadır. Bazen cihazda bu alanlar oldukça küçük bir şekilde belirmektedir. Bunun tespitini yapmak için deneyimli doktorların incelemesi gerekmektedir. Bu durumda hipointens lezyon ve kitle sonucu oluşan hastalıkların tedavi sürecini önemli ölçüde etkilemektedir.

Hipointens lezyon ve kitleler bazı hastalıkların habercisi olarak görülmektedir. Vücutta bir takım olumsuz durumlar sonucunda dokularda ve organlardaki değişim lezyon olarak adlandırılır. MR sonucunda da bu lezyonlar görülüyorsa incelenen dokuda olumsuz bir işleyiş olduğu fark edilir ve doktor tarafından bazı tetkikler yapılarak doğru teşhise gidilir. Bu bağlamda Hipointens lezyon ve kitlelerin teşhis aşamasında önemli bir yeri bulunmaktadır.

Hipointens Ne Demek?

Hipointens Latince bir kelime olmasının yanında Türkçesi az yoğun olarak geçmektedir. Bunun yanında hipointens alanlarda lezyonlar ve kitleler görülebilir. Bu durumlarda lezyonun iyi huylu mu kötü huylu mu olduğu önemlidir. Bu açıdan baktığımızda uzman doktor kontrolünde gerekli incelemeler yapılarak lezyonun durumu ve hastalığın teşhis aşaması gerçekleştirilir.

Bunun yanında bu tarz olumsuz durumların belirtileri genelde bacaklarda uyuşukluk, bulanık görme problemi, idrar yapma zorluğu, halsizlik ve yorgunluk hissi, kusma ve bulantı şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Hipointens lezyon ve kitlelerin nedeni olan hastalıkların tedavisi ise doktor kontrolünde bazı ilaçlarla yapılabilmektedir. Fakat bazı hastalıklarda fizik tedavi ve dinlenme gibi durumlar daha önemli bir konumdadır. Burada önemli olan lezyonun veya kitlenin iyi huylu olup olmadığıdır.

MEMEDE VEYA MAMOGRAFİDE KALSİFİKASYON (KİREÇLENME) NEDİR?

Memede, Mamografide Kalsifikasyon (Kireçlenme) Nedir?

Memedeki kalsifikasyonlar (kireçlenmeler), mamogramda memenin yumuşak doku arka planında parlak beyaz lekeler veya noktalar olarak görünen küçük kalsiyum birikintileridir. Kalsiyum, mamogramdaki X ışınlarını kolayca emer. Kalsifikasyonlar tipik olarak ultrasonlarda görünmez ve meme MR görüntüsünde asla görünmezler. Kalsifikasyonlar mamogramlarda sık görülen bir bulgudur ve özellikle menopozdan sonra yaygın görülmektedir.

Memedeki kireçlenmeler beslenirken fazla kalsiyum almanızla bağlantılı değildir. Ayrıca meme kanserine dönüşemezler. Kalsifikasyonlar daha ziyade, meme dokusunda meydana gelen kanserin altında yatan bazı süreçler için bir belirteçtir. Çoğu durumda, kalsifikasyonlar iyi huyludur (kanserle ilişkili değildir). Örneğin, insanlar yaşlandıkça, kireçlenmeye yol açabilecek iyi huylu hücre değişiklikleri için daha fazla fırsat vardır. Bazen memenin glandüler hücreleri kanallara kalsiyum salgılayabilir. Mamogramlarda kireçlenmeye yol açabilecek diğer iyi huylu süreçler şunları içerir:

  • Memede geçmiş yaralanmalar veya enfeksiyonlar
  • Memede yaygın bir benign meme tümörü türü olan fibroadenomlar gibi iyi huylu büyümeler
  • Meme kistleri (sıvı dolu keseler)
  • Meme bölgesine radyasyon tedavisi
  • Meme içindeki kan damarlarında kalsiyum birikmesi (bu, vücuttaki kan damarlarında kalsiyum birikmesine neden olan ateroskleroz adlı süreçle aynıdır, bu durumun varlığında genellikle kişi zaten kardiyovasküler risk faktörlerine de sahip olacaktır)

Ancak bazen kalsifikasyonlar, altta yatan kanser gelişiminin bir göstergesi olabilir. Bu kalsifikasyonlar, kanalın içi ile sınırlı erken evre bir kanser olan duktal karsinoma in situ (DCIS), hatta çevreleyen meme dokularına yayılmış invaziv duktal karsinom (IDC) varlığı ile ilişkili olabilir.

Memede anormal hücreler kontrolsüz büyüdüğünde, hücreler sayı olarak o kadar artar ki bazıları ölür ve vücut onları temizleyemez. Bu durumda, ölü hücreler sertleşebilir ve kalsiyum alanları oluşabilir. Bu kalsifikasyonlar bir mamogramda göründüğünde, genellikle daha fazla araştırma gerektiren şüpheli özelliklere sahiptirler.

Mamogramınızda yeni bir bulgu olarak kalsifikasyonlarınız varsa, görüntülerinizi okuyan doktorunuz, bunların altta yatan bir kanseri düşündüren herhangi bir özelliği olup olmadığını belirleyecektir. Doktorunuz kalsifikasyonların kanser ile ilişkili olabileceğini düşünürse, ek test gereklidir. Yine de kalsifikasyonların iyi huylu bir sürecin sonucu olma ihtimali yüksektir. 

Kalsifikasyonların özellikleri: memenizdeki kalsifikasyon süpheli bir duruma işaret ediyor mu?

Memedeki kalsifikasyonların belirli özellikleri, doktorunuzun bunların iyi huylu, muhtemel iyi huylu veya muhtemel kanser olan bir süreçten kaynaklanıp kaynaklanmadığına karar vermesine yardımcı olabilir. Bu sınıflandırmalar büyüklük, görünüm ve kalsifikasyonların memede nasıl dağıldığı ile ilgilidir.

Genel olarak, kalsifikasyonların aşağıdaki durumlarda iyi huylu bir sürece işaret etmesi daha olasıdır:

  • kalsifikasyon 0,5 milimetreden daha büyük
  • iyi tanımlanmış kenarlara ve oldukça standart şekillere sahip
  • kalsifikasyon memenin bir bölgesinde kümelenmemiş

Aşağıdaki durumlarda kalsifikasyonların kanserli bir süreçle ilişkilendirilmeleri daha olasıdır:

  • kalsifikasyonların her biri 0,5 mm'den küçük
  • kalsifikasyonlar boyut ve şekil olarak farklılık gösteriyor
  • kalsifikasyonlar memenin bir bölgesinde kümelenmişler

Kalsifikasyonlar kanser açısından şüpheli ise, daha ileri testlere ihtiyaç vardır.

NOT: Kireçlenmeler meme dokusunun kendisinde değil de ciltte bulunuyorsa, daha fazla test yapılmasına gerek yoktur. Durumun böyle olduğunu doğrulamak için ek mamografi görüntüleri alınması gerekebilir. Bazen ciltte toz veya deodorant kalıntıları kireçlenme olarak ortaya çıkabilir. Ayrıca kireçlenmeler açıkça memenin kan damarlarının içindeyse de daha fazla teste gerek yoktur.

Kalsifikasyon boyutları: büyük kalsifikasyon daha az şüphe doğurur

Boyutlarına göre kalsifikasyonlar tipik olarak şu şekilde sınıflandırılır:

  • Makrokalsifikasyonlar: Bunlar daha büyük (0,5 mm'den büyük), genellikle bir mamogramda çizgiler veya noktalar olarak görünen, tipik olarak iyi tanımlanmış kireçlenmelerdir. Genellikle, kanserli değildirler ve daha fazla teste gerek yoktur. Kadınlar yaşlandıkça, özellikle 50 yaşından sonra daha yaygın görülürler.
  • Mikrokalsifikasyonlar: Bunlar, küçük tuz taneciklerine benzeyen daha küçük kalsifikasyonlardır (0,5 mm'den az). Şekil ve dağılım gibi ek özellikleri daha fazla şüphe oluşturmazsa, bu kalsifikasyonlar da genellikle bir sorunun işareti değildir.

Bazen makro ve mikro kalsifikasyonlar birlikte görülebilir.

Kalsifikasyonların Şekli: Standart boyutlar ve şekiller daha az şüpheli

Kalsifikasyonlar standart bir görünüme sahipse, yani boyut ve şekil olarak çok fazla farklılık göstermiyorsa, iyi huylu bir sürecin belirteci olma olasılıkları daha yüksektir. Örneğin, şeffaf merkezleri olan iyi tanımlanmış küreler olarak görünen makrokalsifikasyonlar, 50 yaş üstü kadınlarda yaygındır. Bunlar genellikle yağ nekrozu (ölü yağ hücreleri) veya kalsifiye kist gibi iyi huylu durumların bir işaretidir. 

Büyük, kaba, "patlamış mısır benzeri" makrokalsifikasyonlar, fibroadenom adı verilen iyi huylu bir meme tümörü ile ilişkilendirilebilir.

Genellikle her iki memede olmak üzere kanalları tek tek dolduran düz, çubuk benzeri (doğrusal) kireçlenmeler, meme ucuna giden kanalların büyüyüp sıvıyla dolduğunda ortaya çıkan meme kanalı ektazisinin bir işareti olabilir. Yağ nekrozlu kalsifikasyonlar, meme bölgesine yapılan cerrahi veya radyasyon sonucu olabilir.

Boyut ve şekil olarak değişen mikrokalsifikasyonlar daha fazla şüphe oluşturur ve pleomorfik kalsifikasyonlar olarak adlandırılabilir. Bunlar memenin belirli bir bölgesinde kümelenmiş olabilir. Bunlar bazen duktal karsinoma in situ (DCIS) varlığını işaret edebilir.

Kalsifikasyonların Dağılım ve Sayısı: kümelenmiş kalsifikasyon daha fazla şüphe oluşturur

Kalsifikasyonlar birlikte kümelenmişse veya memenin bir bölümünde yoğunlaşmışsa, meme kanseri açısından daha fazla şüphe oluştururlar. Belirli bir kanal sistemi içinde gelişiyor veya memenin bir bölümünde toplanıyor gibi görünebilirler. Tüm bir memeye veya hatta her iki memeye dağılmış olmaları ise daha az endişe vericidir.

Bazı radyologlar, bir kümedeki beş veya daha fazla kalsifikasyonda altta yatan bir kanserden şüphelenebilmektedir. Ancak, bu kesin bir sınır sayı değildir. Yine, mikro kalsifikasyonlar daha şüpheli olsa da, kümelenmiş makro kalsifikasyonların - veya mikro ve makro kalsifikasyonların bir karışımının - kontrol edilmesi gerekir.

Dağılım, sayı, görünüm ve boyut söz konusu olduğunda meme kanseri riskinin keşfinde kesin kurallar yoktur. Siz ve doktorunuz mamografi görüntülerine ve radyoloji raporuna göre bir karar vereceksiniz.

Kalsifikasyonlar için değerlendirme ve takip testleri

Mamogramınızda kireçlenmeler görülürse, radyolog, sonuçlarınızı önceki mamogramlarınızla karşılaştırarak bunun yeni bir bulgu olup olmadığını veya daha önce kireçlenme geçirdiyseniz, sayı veya boyut olarak değişip değişmediğini araştıracaktır. Tek kalsifikasyonların ve kümelerin özellikleri hakkında daha fazla bilgi sağlayabilen büyütme mamografisi ile test yapılmasını önerebilir. Bu özel mamografi tekniği, memenin belirli bir bölgesinin daha odaklı görünümlerini sağlar. Ayrıca, memenin ilgili alanını düzleştirmek için küçük kürekler kullanan nokta sıkıştırmayı da içerebilir ve bu da daha görüntüye izin verebilir.

Doktorunuz kalsifikasyonları şu şekilde yorumlayacaktır:

  • Açıkça iyi huylu: daha fazla teste gerek yok
  • Muhtemelen iyi huylu: Kalsifikasyonların özelliklerinde herhangi bir değişiklik olup olmadığını kontrol etmek için başka bir mamografi çektirmeye 6 ay sonra tekrar gelmeniz gerekebilir.
  • Biraz veya çok şüpheli: ek testlere ihtiyacınız olacak

Çoğu durumda doktorunuz, kanser riskini araştırmak için bölgedeki küçük bir doku parçasını çıkaran bir iğne biyopsisi isteyecektir. Cerrah veya radyolog, hissedilemeyecek kadar küçük olduklarından, kalsifikasyonların konumuna bir iğne yönlendirmek için sıklıkla mamografi kullanmak zorundadır. Buna stereotaktik iğne biyopsisi denir. Herhangi bir rahatsızlığı en aza indirmek için memeniz lokal anestezi ile uyuşturulacaktır.

Belirli durumlarda doktorunuz bölgeyi önce ultrason veya MR kullanarak inceleyebilir. Bu görüntüleme testlerinde kireçlenmeler tipik olarak görülmese de, testler kanseri düşündürebilecek doku değişikliklerini tespit edebilir. Bu, biyopsi için daha fazla rehberlik sağlamaya yardımcı olabilir.

Doktorunuz, kalsifikasyonlarda herhangi bir değişiklik olup olmadığını kontrol etmek için 6 ay sonra başka bir mamografi için tekrar gelmenizi önerebilir. Veya yıllık taramalara devam etmenizi önerebilir. Bu öneriler biyopsi sonucunun özelliklerine, kişisel durumunuza ve meme kanseri için risk faktörlerine sahip olup olmadığınıza bağlı olabilir.

Biyopsi anormal görünümlü hücreler (atipi) bulursa, doktorunuz cerrahi biyopsi yapabilir. Bu, hiçbir şeyin kaçırılmadığından emin olmak için daha büyük bir doku parçası alır. Meme kanseri bulunursa, teşhisinize göre tedavi başlanır.

Meme kanseri tedavisi sonrası ve yüksek meme kanseri riskli kadınlarda kireçlenmeler

Geçmişte meme kanseri geçirdiyseniz veya ailenizde meme kanseri varlığı, genetik bir mutasyon nedeniyle yüksek meme kanseri riski altındaysanız, mamogramınızda kalsifikasyon olması sizi endişelendirebilir. Bu durumlarda bile, çoğu kalsifikasyon iyi huylu bir sürecin belirteçleridir. Ameliyat, rekonstrüksiyon ve radyasyon tedavisi gibi kanser tedavileri doku hasarına, yara izine neden olabilir ve bu da mamogramda kireçlenmelere neden olabilir.

Yine de durumunuz göz önüne alındığında, doktorunuz herhangi bir kireçlenmeyi iyice araştırmalıdır. Kanser riskiniz yüksekse veya önceden meme kanseri geçirdiyseniz kireçlenme varlığında sizden biyopsi alınması olasılığı ortalama meme kanseri riski olduğu düşünülen bir kadına göre daha yüksek olabilir. Ayrıca doktorunuz mamografiye ek olarak meme MR ile tarama önerebilir. Daha ileri testler ve biyopsi hakkında kararlar verirken risk faktörleriniz dikkate alınmalıdır.

Memede veya Mamografide Kalsifikasyon (Kireçlenme) Nedir? Hakkında Bizimle İletişime Geçin

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir