open 3 hali / WIDE | Cambridge İngilizce Sözlüğü’ndeki anlamı

Open 3 Hali

open 3 hali

Edilgen çatı

Örnekler
  • The passive voice is used frequently. (= edilgen çatı ile ilgileniyoruz, onu kullanan kişi ile değil.)
  • The house was built in (= bina ile ilgileniyoruz, binayı inşa eden kişi ile değil.)
  • The road is being repaired. (= yol ile ilgileniyoruz, yol çalışmasını gerçekleştiren insanlar ile değil.)

Edilgen çatıyı bazen eylemi gerçekleştiren kişiyi bilmediğimizden veya ifade etmek istemediğimizden dolayı kullanırız.

Örnekler
  • I noticed that a window had been left open.
  • Every year thousands of people are killed on our roads.
  • All the cookies have been eaten.
  • My car has been stolen!

Edilgen çatı çoğunlukla resmi yazılarda kullanılır. Etken çatıyı kullanmak yazınızı daha açık ve okunması daha kolay yapar.

Edilgen Etken
A great deal of meaning is conveyed by a few well-chosen words. A few well-chosen words convey a great deal of meaning.
Our planet is wrapped in a mass of gases. A mass of gases wrap around our planet.
Waste materials are disposed of in a variety of ways. The city disposes of waste materials in a variety of ways.

Edilgen çatıyı kullanırken eylemin kim ya da ne tarafından gerçekleştirildiğini belirtmek istediğimizde, by edatını kullanırız. Eylemi kimin gerçekleştirdiğini biliyorsak ve o kişi ile ilgileniyorsak etken çatıyı kullanmak daha iyidir.

Edilgen Etken
"A Hard Day's Night" was written by the Beatles. The Beatles wrote "A Hard Day's Night".
The movie ET was directed by Spielberg. Spielberg directed the movie ET.
This house was built by my father. My father built this house.

İngilizce'deki tüm fiil kipleri için edilgen çatı ve eşdeğer etken çatı hakkında daha fazlasını öğrenin.

Edilgen çatıyı oluşturma

İngilizce'de edilgen çatı iki unsurdan oluşur:
'to be' fiilinin uygun biçimi + geçmiş zaman ortacı

Olumlu Olumsuz Soru Cümlesi Olumsuz Soru Cümlesi
The house was built in The house wasn't built in Was the house built in ? Wasn't the house built in ?
These houses were built in These houses weren't built in Were these houses built in ? Weren't these houses built in ?
To clean, passive voice
Özne + to be (çekimli) + geçmiş zaman ortacı + cümlenin geri kalanı
Simple present
The house is cleaned every day.
Present continuous
The house is being cleaned at the moment.
Simple past
The house was cleaned yesterday.
Past continuous
The house was being cleaned last week.
Present perfect
The house has been cleaned since you left.
Past perfect
The house had been cleaned before they arrived.
Future
The house will be cleaned next week.
Future continuous
The house will be being cleaned tomorrow.
Present conditional
The house would be cleaned if they had visitors.
Past conditional
The house would have been cleaned if it had been dirty.
Inifinitive
The house must be cleaned before we arrive.
Mastarlar ile edilgen çatı

'Infinitive passive voice', zaman kipi belirten fiiller ve sonrasında genellikle bir mastar gelen diğer birçok fiilden sonra kullanılır.

Örnekler
  • You have to be tested on your English grammar.
  • John might be promoted next year.
  • She wants to be invited to the party.
  • I expect to be surprised on my birthday.
  • You may be disappointed.
Ulaçlar ile Edilgen çatı

Ulaçlar, edatlardan sonra ve sonrasında genellikle bir ulaç gelen fiillerden sonra kullanılır.

Örnekler
  • I remember being taught to drive.
  • The children are excited about being taken to the zoo.
  • The children are excited to be taken to the zoo.
  • Most film stars hate being interviewed.
  • Most film stars hate to be interviewed.
  • Poodles like to be pampered.
  • Poodles like being pampered.
"to be born" ifadesinin kullanımı

"To be born" edilgen yapıdadır ve genellikle geçmiş zaman kipinde kullanılır. Ancak, bazı durumlarda, şimdiki zaman veya gelecek zaman da uygun olabilir.

Örnekler
  • I was born in
  • Where were you born?
  • Around babies are born in this hospital every week.
  • We don't know on exactly which day the baby will be born.

Edilgen çatı bazı zamanlar to be fiili yerine to get veya to have fiili kullanılarak oluşturulur. Edilgen çatıyı oluşturmanın diğer yolları farklı bir sayfada açıklanmıştır.

Bilgini test edin

Active Passive Voice (İngilizce Etken Edilgen Cümleler)

gramervideosu


Öncelikle Active voice ve Passive voice, (Etken ve Edilgen cümleler) konu anlatımı videomuzu izleyebilirsiniz.

Active voice ve Passive voice (Etken ve Edilgen cümleler) konu anlatımı

Bu dersimizde Active voice ve Passive voice, yani (Etken ve Edilgen cümle) yapılarını öğreneceğiz. İngilizce günlük konuşmalarda en çok kullandığımız cümle yapısı Active voice yani Etken yapı cümleleridir. Active voice cümlelerde bir hareketi veya işi yapan özne bellidir. Yani Etken yapı cümleleri bir işin bir kişi tarafından yapıldığını net olarak ifade eder. Cümlede eylemi gerçekleştiren özne ise, bu cümle Etken yapılı bir cümledir.


Örneğin: Ben her gün kitap okurum. 
I read the book every day.

Active voice bir cümledir. Burada ben (şahıs zamiri) eylemi yapan öznedir.


Passive voice yani Edilgen cümleler ise eylemi yapan özne bilinmediği veya önemli olmadığı durumlarda kullanılır. Başka bir anlatım ile, Edilgen yapı cümleleri eylemi yapan tarafından değil, eyleme maruz kalan yani eylemden etkilenen tarafından söylenir. 


Örneğin: Bu seminer okul tarafından organize edildi. 
This seminar was organized by the school.


Passive voice cümlelerinde genellikle by edatı kullanılır. By edatı eylemin kimin tarafından yapıldığı belirtilmek istendiğinde şahıs zamiri veya isim ile birlikte kullanılır. Örneğin, by me, by Ali, by the school gibi.

Bir Passive voice cümle kurulurken, her zaman to be fiilinin çekimi ve fiilin üçüncü hali kullanılır.


Passive voice olumlu cümle kurulumu:
Özne + to be + fiilin 3. hali + by


Passive voice olumsuz cümle kurulumu:
Özne + to be + not + fiilin 3. hali + by


Passive voice soru cümlesi kurulumu:
To be + özne + fiilin 3. hali + by
 


Şimdi Active voice ve Passive voice, (Etken ve Edilgen cümleleri), İngilizce’deki önemli Tens’lere (Zamanlara) uyarlayarak bir tablo halinde görelim.

 

Active voicePassive voice

Simple Present Tense
(Geniş Zaman)

Özne + yüklem + nesne

I make a cake.

Ben bir kek yaparım.

Özne + am/is/are + fiilin seafoodplus.info + by

A cake is made by me.

Kek benim tarafımdan yapılır. (Keki ben yaparım.)

Present Continuous Tense 
(Şimdiki Zaman)

Özne + to be (am/is/are) + fiil-ing + nesne

I am making a cake.

Ben bir kek yapıyorum.

Özne + am/is/are + being + fiilin seafoodplus.info + by

A cake is being made by me.

Kek benim tarafımdan yapılıyor.

(Keki ben yapıyorum.)

Simple Past Tense
(Geçmiş Zaman)

Özne + fiilin seafoodplus.info + nesne

I made a cake yesterday.

Ben dün bir kek yaptım.

Özne + was/were + fiilin seafoodplus.info + by

A cake was made by me yesterday.

Kek dün benim tarafımdan yapıldı.

(Keki dün ben yaptım.)

Past Continous Tense

(Geçmişte devamlılık)

Özne + was/were + fiil-ing

I was making a cake.

Ben bir kek yapmaktaydım.

Özne + was/were + being + fiilin seafoodplus.info + by

A cake was being made by me.

Kek benim tarafımdan yapılmaktaydı.

(Keki ben yapmaktayım.)

Future Tense
(Gelecek Zaman)

Özne + will + fiilin seafoodplus.info

I will make a cake.

Ben bir kek yapacağım.

Özne + will + be + fiilin seafoodplus.info + by

A cake will be made by me.

Kek benim tarafımdan yapılacak.

(Keki ben yapacağım.)

The Present Perfect Tense

(Sonsuz geçmişten şimdiye kadar olan Zaman)

Özne + have/has + fiilin seafoodplus.info

I have made a cake.

Ben bir kek yaptım.

Özne + have/has + been + fiilin seafoodplus.info + by

A cake has been made by me.

Kek benim tarafımdan yapıldı.

(Keki ben yaptım.)

Past Perfect Tense
(Geçmişte belirli bir Zamandan önceki Zaman)

Özne + had + fiilin seafoodplus.info

I had made a cake.

Ben bir kek yapmıştım.

Özne + had + been + fiilin seafoodplus.info + by

A cake had been made by me.

Kek benim tarafımdan yapılmıştı.

(Keki ben yapmıştım.)

Şimdi dersimizin bu bölümünde Active voice ve Passive voice cümleleri, daha iyi öğrenmek için İngilizce grameri açısından biraz detaylı inceleyelim.

Active (Etken) cümle nedir?

İngilizce'de Active cümlelere, Türkçe'de Etken cümleler diyoruz. Active (Etken) cümle, yapılan bir işin, fiili gerçekleştiren ağırlıklı anlatımıdır.

 

Ali has broken the window.
Ali camı kırdı.

Passive (Edilgen) cümle nedir?

İngilizce'de Passive cümlelere, Türkçede Edilgen cümleler diyoruz. Passive (Edilgen) cümleler, yapılan bir işin, o fiilden etkilenen ağırlıklı anlatımıdır.

 

The window has been broken by Ali.
Cam, Ali tarafından kırıldı.
 

Active cümleler Passive cümlelere nasıl çevirilir?

İngilizce’de Active-Passive  konusunu kolayca öğrenebilmek ve Active cümleleri Passive cümlelere çevirebilmek için önce  şu terimleri bilmek gerekir.

Subject (Özne)
Cümlede işi yapan isimdir. Bazen isim yerine geçmiş olan zamir de olabilir. Örneğin, Ahmet yerine he, Ayşe yerine she gibi.

Direct object (Nesne)

Bir cümlede kimi, neyi sorusuna cevap veren kelimedir. Genellikle isim olur. Bazen isim yerine geçen zamir veya isim gibi kullanılan gerund da olabilir. Writing (yazma), sleeping (uyuma), understanding (anlama) gibi.


Active-Passive voice konusunu anlayabilmek ve cümleler kurabilmek için, öncelikle aşağıda tablolar halinde verdiğimiz zamirlerin değişik hallerini bilmek gereklidir. Bu zamirler Active veya Passive cümlelerde doğru kullanılmalıdırlar.

 


Hatırlatma: Sitemizdeki İngilizce gramer konuları ve öğretici ders videoları Limasollu Naci  İngilizce eğitim setleri  içeriklerinden alınmış bulunmaktadır. 
 

 

Zamirlerin nominative hali

Zamirlerin özne gibi kullanılan halidir. Cümle içinde bir iş yapar haldedirler.

IBen
YouSen
HeO
SheO
ItO
WeBiz
YouSiz
TheyOnlar

Zamirlerin objective hali

MeBeni
YouSeni
HimOnu
HerOnu
ItOnu
UsBizi
YouSizi
ThemOnları

To be fiilinin Zaman değişmeleri

to beInfinitive (Mastar)
am / are / isSimple Present Tense (Geniş Zaman)
am being
are being
is being
Present Continuous Tense (Şimdiki Zaman)
was / wereSimple Past Tense (Geçmiş Zaman)
was being 
were being
Past Continous Tense (Geçmişte devamlılık)
shall be
will be
Future Tense (Gelecek Zaman)
have been
has been
The Present Perfect Tense (Sonsuz geçmişten şimdiye kadar olan Zaman)
had beenPast Perfect Tense (Geçmişte belirli bir Zamandan önceki Zaman)

 


 LN İngilizce eğitim setlerimiz hem İngilizce’yi öğrenme garantisi vermekte hem de İngiltere’den sertifika almanızı sağlamaktadır. Detaylı bilgi için tıklayınız.
 

 


Active bir cümleyi yazıp cümledeki her kelimeyi teker teker tanıyalım.

I eat an apple every day. 
Ben hergün bir elma yerim.

Özne: l

Fiil: eat (Geniş Zaman)

Nesne: an apple

 

Active bir cümleyi Passive  cümleye kolayca çevirebilmek için sıra ile beş kuralı uygulamanız gereklidir.

1- Active cümledeki nesne Passive  cümleye özne gibi yazılır. 

2- Active cümledeki fiilin Zamanı ne ise to be fiilinin aynı Zamanı yazılır. 

3- Active cümledeki fiilin Zamanı ne olursa olsun Passive  ’de fiilin 3. şekli yazılır. 

4- Active cümledeki özne nominative'likten objective'liğe çevrilir ve by edatı ile birlikte yazılır. Aşağıda bunları tablo halinde gömektesiniz. 

Iby me
Youby you
Heby him
Sheby her
Itby it
Weby us
Youby you
Theyby them

5- Cümlenin sonunda bulunan Zaman zarfı aynen alınır.
 

Şimdi yukarıdaki kuralları sırası ile uygulayarak Active cümleleri Passive  hale çevirelim. 

İlk örneğimiz Simple Present Tense Geniş Zaman olsun. 

I eat an apple every day.
Ben hergün bir elma yerim.

1- Bu cümledeki nesne olan an apple kelimesi Passive   cümlenin başına yazılır.

A apple______________________

2-Active cümledeki Zamana uygun to be fiil alınır. Burada fiilimiz Geniş Zaman olduğu için am, are, is'den an apple’a uygun olanı is’dir.

An apple is______________________
 
3- Active cümlede fiil eatdır. Bunun 3. şekli alınır.

An apple is eaten______________________

4- Active cümledeki özne l olduğundan by me olarak alınır. 

An apple is eaten by me ______________________

5- Cümlenin sonundaki Zaman zarfı aynen alınır. 

An apple is eaten by me every day.
Benim tarafımdan hergün bir elma yenir.

Simple Present Tense ile bir örnek daha yapalım.

They paint their houses every year. 
Onlar evlerini her yıl boyarlar.

1- Active cümledeki nesne their housesdır. Bu Passive  cümleye özne gibi yazılır.

Their houses ______________________

2-Active cümledeki Zaman The Simple Present Tense olduğu için to be fiilinin The Simple Present Tense’i olan am, are, is'den their houses’a uygun olan are’dır.

Their houses are______________________

3- Active cümledeki fiilin 3. şeki alınır.

Their houses are painted ______________________

4- Active cümledeki öznenin objective şekli by edatı ile birlikte alınır.

Their houses are painted by them ______________________

5-Active cümlenin sonundaki Zaman zarfı aynen alınır.

Their houses are painted by them every year. 
Onların evleri onlar tarafından her yıl boyanır.

Diğer örneğimiz Present Continuous Tense şimdiki Zaman olsun.

I am eating an apple.
Ben şimdi bir elma yiyorum.

1-An apple ______________________ 

2- An apple is being _______________

3- An apple is being eaten___________
 
4- An apple is being eatenby me _____

5- An apple is being eaten by me now. 
Şimdi benim tarafımdan bir bir elma yeniyor.

Future Tense bir cümlenin Passive  cümleye dönüşümü:

I will eat an apple tomorrow.
Ben yarın bir elma yiyeceğim.

1- An apple ________________________

2- An apple will be ___________________

3- An apple will be eaten_____________

4- An apple will be eaten by me ________

5- An apple will be eaten by me tomorrow. 
Yarın benim tarafımdan bir elma yenecek.

Simple Past Tense bir cümlenin Passive  cümleye dönüşümü:

I ate an apple yesterday. 
Ben dün bir elma yedim.

1- An apple _______________________

2- An apple was ___________________

3- An apple was eaten_____________

4-An apple was eaten by me ________

5- An apple was eaten by me yesterday. 
Dün benim tarafımdan bir elma yendi.

Present Perfect Tense bir cümlenin Passive  cümleye dönüşümü:.

I have eaten an apple. 
Ben bir elma yedim. (Elma yemiş bulunmuyorum.)

1-An apple ___________________

2-An apple has been ___________

3-An apple has been eaten _____

4- An apple has been eaten by me. 
Benim tarafımdan bir elma yendi. (Yenmiş bulunuyor.)

Past Perfect Tense bir cümlenin Passive  cümleye dönüşümü:

I had eaten the apple before I went to London.
Londra’ya gitmeden önce elmayı yemiştim.

1- The apple ____________

2- The apple had been ___________

3- The apple had been eaten_______

4- The apple had been eaten by me __

5- The apple had been eaten by me before I went to London. 
Londra’ya gitmeden önce elma benim tarafımdan yenmişti.

Faydalı olabilecek diğer bazı konu başlıklarımız

İngilizce kelimeler (English Words) A’dan Z’ye Alfabetik
İngilizce Öğrenirken Bilmeniz Gereken 5 Önemli Nokta
Simple Present Tense (Geniş Zaman)
Dünyanın 7 (Yedi) Harikası İngilizce Tanıtımı ve Özeti 
Reported Speech - Direct Indirect (İngilizce Dolaysız Dolaylı Cümleler)
İngilizce Zamanlar
İngilizce Deyimler

Active Passive konusu ile ilgili çeşitli örnek cümleler

He carries the heavy box. 
O, ağır kutuyu taşır.

The heavy box is carried by him.
Ağır kutu onun tarafından taşınır.

They will bring a glass of water.
Onlar bir bardak su getirecekler.

A glass of water will be brought by them.
Bir bardak su onlar tarafından getirilecek.

Bazı cümlelerde nesneden sonra bir sıfat veya onun yerine kullanılan bir Present Participle bulunur. Bu durumda sıfat veya participle, Passive  şekle çevrilen cümlede aynen kalır.

Ali painted the door white.
Ali kapıyı beyaza boyadı.

The door was painted white by Ali.
Kapı Ali tarafından beyaza boyandı.

My father found the thief sleeping.
Babam hırsızı uyurken buldu.

The thief was found sleeping by my father. 
Hırsız babam tarafından uyurken bulundu.

They saw the train coming. 
Onlar trenin geldiğini gördüler.

The train was seen coming by them.
Trenin gelişi onlar tarafından görüldü.
 

 

Kıymetli Öğrencimiz,
Yeni bir yaz sezonuna giriyoruz, önümüzde uzun, sıcak ve güzel yaz günleri var. Bu yaz döneminde İngilizce öğrenme hedefinizi sonuca ulaştırmak için kuruluşumuz size her imkanı sunmaktadır. Bu fırsatı değerlendirin. Kendinize daha başarılı bir gelecek hazırlayın.
Detaylı bilgi için tıklayınız.

 


Active Passive, Etken Edilgen cümlelerde bazı ayrıntılar

Active cümlede özne bazen önemli olmadığı için kesin olarak belirtilmez. Bu durumda Passive  cümlede de belirtilmez.
 
Everybody can learn English in our school.
Bizim okulumuzda herkes İngilizce öğrenebilir.

English can be learned in our school.
Bizim okulumuzda İngilizce öğrenilebilir.

Somebody found the cat under the bed. 
Birisi kediyi yatağın altında buldu.

The cat was found under the bed.
Kedi yatağın altında bulundu.

NOT: Bir cümleyi Passive  şekle çevirirken özne bazen belirtilmeyebilir.

They appointed him governor.
Onu vali olarak tayin ettiler.

He was appointed governor.
O, vali olarak tayin edildi.

My mother wants me to go to bed early. 
Annem benim erken yatmamı ister.

I am wanted to go to bed early by my mother. 
Benim erken yatmam annem tarafından istenir.

My mother has cooked the potatoes.
Annem patatesleri pişirdi.

The celery has been cooked by my mother. 
Kereviz annem tarafından pişirildi.

They are building a new road. 
Onlar yeni bir yol yapıyorlar.

A new road is being built by them. 
Yeni bir yol onlar tarafından yapılıyor.


Eğer Active cümle yardımcı fiillerle yapılmış ise, yardımcı fiillerle to be fiili birlikte kullanılır.

ActivePassive 
cancan be
maymay be
mustmust be

The child must drink the milk.
Çocuk sütü içmeli.

The milk must be drunk by the child.
Süt, çocuk tarafından içilmeli.

The cat may eat the meat. 
Kedi, eti yiyebilir.

The meat may be eaten by the cat.
Et, kedi tarafından yenebilir. (olasılık)

Ali can open the door.
Ali kapıyı açabilir.

The door can be opened by Ali. 
Kapı, Ali tarafından açılabilir.

 

LN Komple İngilizce Eğitim Setleri + Online İngilizce Kursu Bir Arada Tanıtım Videosu

 

 


Active Passive ile  ilgili bazı ayrıntılar

Tell, give, pay, send fiilleri ile yapılan cümlelerde genellikle hem direct object hem de indirect object olduğundan, yani hem nesne hem de dolaylı tümleç bulunduğundan bunların Passive  şekli iki şekilde yapılır.  

Ali told me the story yesterday.
 
me: indirect object (dolaylı tümleç)

the story: direct object (nesne)

Ali told me the story yesterday. 
Ali bana hikayeyi dün anlattı.

A- I was told the story by Ali yesterday. 
Hikaye bana dün Ali tarafından anlatıldı.

B- The story was told to me by Ali yesterday. 
Hikaye bana dün Ali tarafından anlatıldı.

My teacher gave me that book. 
Öğretmenim şu kitabı bana verdi.

A) That book was given to me by my teacher. 
Şu kitap bana öğretmenim tarafından verildi.

B) I was given that book by my teacher. 
Şu kitap bana öğretmenim tarafından verildi.

Passive  cümleleri negative yapmak istenirse to be fiilinden sonra not ilave edilir.
The thief was caught by the police. 
Hırsız, polis tarafından yakalandı. (olumlu cümle)

The thief was not caught by the police. 
Hırsız, polis tarafından yakalanmadı. (olumsuz cümle)

The book was not published. 
Kitap yayınlanmadı.

The garden was not watered. 
Bahçe sulanmadı.

Your parcel has not been sent. 
Paketiniz gönderilmedi.

The window hasn’t been broken by Kaan. 
Cam, Kaan tarafından kırılmadı.  

NOT: Eğer isim cümlelerinden sonra fiilin üçüncüsü Past participle olarak kullanılıyorsa, bu Passive  gibi tercüme edilmemelidir.

This book is written by my teacher.
Bu cümle Passive  zannedilerek Türkçe’ye çevrilmemelidir. Bu bir sıfat cümlesi şeklinde düşünülmelidir, ve anlamı
Bu kitap benim öğretmenim tarafından yazılmıştır. Olur.

Passive  cümleleri soru yapmak istenirse, yardımcı fiili başa alınır.

The thief was caught by the police. (Düz cümle) 
Hırsız, polis tarafından yakalandı

Was the thief caught by the police? (Soru cümlesi) 
Hırsız, polis tarafından yakalandı mı?

 Is the mail delivered on Sunday?  
Pazar günü posta dağıtılır mı?

 Has my parcel been sent?  
Benim paketim gönderildi mi?
 
 Have the new books been brought here?  
Yeni kitaplar buraya getirildi mi?

Passive  cümleleri olumsuz soru yapacak olunursa,

Wasn’t the thief caught by the police? 
Hırsız, polis tarafından yakalanmadı mı?

Wasn’t the window broken by Kaan? 
Cam , Kaan tarafından kırılmadı mı?
 
Active ve Passive  cümleler öğrenim alanında daima birlikte anlatılıp, Active bir cümlenin, Passive  bir cümleye çevrilmesi istendiğinden, genellikle öğrenciler üzerinde uygulamada da (yani konuşma hayatında) böyle olacağı veya bunların hiç kullanılmayacağı kanısı uyanmaktadır. Halbuki durum böyle değildir. Günlük konuşmalarda Passive  cümleler tek başlarına çok sık şekilde kullanılırlar. Örneğin, Cam kırıldı, Çamaşırlar yıkandı, Bahçe sulandı mı?, Kapı kapandı, Ön kapıdan binilir gibi.

Passive  cümleleri kolayca kurabildiğimiz Zaman İngilizce konuşmamız çok daha kolaylaşır. Öğrenim alanında Passive  cümlelerin Active cümleler ile birlikte anlatılmasının nedeni bunların gramer yapısının daha iyi anlaşılabilmesi içindir.

 

Tüm gramer konularımızı  İngilizce Gramer  sayfamızın en altındaki listemizde görebilirsiniz.

 

Faydalı olabilecek diğer bazı konu başlıklarımız

​​​​​​İngilizce Alfabe

İngilizce Sayılar

Present Continuous Tense

Simple Past Tense ve Present Perfect Tense Karşılaştırması 

İngilizce Hikayeler ve Türkçeleri 

İngilizce Türkçe çeviri çalışmaları 

 

Tüm diğer konularımızı  İngilizce Konu Listesi  sayfamızda bulabilirsiniz.

İngilizce Düzenli Fiiller nelerdir? İngilizce Düzenli fiil ne demektir? İngilizce Düzenli Fiiller nerelerde kullanılırlar? Geçmiş zaman bildiren cümlelerde sıklıkla gördüğümüz fiillerin 2. ve 3. halleri, fiillerin düzenli veya düzensiz olmasına göre değişir. İngilizce Düzenli Fiiller (Regular Verbs) Detaylı Konu Anlatımı ve Örnek Cümleler içeriğimiz İngilizce Düzenli Fiiller konusunda sizlere bir kılavuz olarak hazırlandı.

İngilizce Düzenli Fiil Oluşturma Kuralları

Cümlede geçmiş zaman anlamı varsa eğer cümledeki fiile “-ed” “-d” veya “-ied” eklerinden biri getirilir. Bu eklerin gelmesi sonucunda fiil 2. ve 3. hal olarak adlandırılan geçmiş zaman anlamı taşıyan hallerden birine bürünür. İngilizce Düzenli Fiil Oluşturma Kuralları ise şunlardır:

Eğer fiil sessiz harfle bitiyorsa “-ed” ekini alır.

She accepted my gift.
O benim hediyemi kabul etti.

Michael called me yesterday.
Michael beni dün aradı.

I have been attacked by dogs before.
Daha önce köpekler tarafından saldırıya uğradım.

Eğer fiil “e” harfi ile bitiyorsa yalnızca “-d” ekini alır.

We closed the shop.
Dükkânı kapattık.

My mother decided to work there.
Annem orada çalışmaya karar verdi.

He changed his clothes before going out.
Dışarıya çıkmadan önce kıyafetlerini değiştirdi.

Eğer fiil sessiz harf + “y” ile bitiyorsa “y” düşer ve fiil “-ied” ekini alır.

I fried potatoes for the first time.
İlk defa patates kızarttım.

They emptied the class to clean it.
Sınıfı temizlemek için boşalttılar.

The company relied on you but you failed.
Şirket sana güvendi ama sen başaramadın.

Eğer fiil sessiz harf + sesli harf + sessiz harf ile bitiyorsa sondaki sessiz harf tekrar yazılır ve ardından “-ed” eki gelir.

I regretted not attending to the meeting last time.
Geçen sefer toplantıya katılmadığım için pişman oldum.

They banned some books in the past.
Onlar geçmişte bazı kitapları yasakladılar.

She grabbed me by the arm.
O kız beni kolumdan tuttu.

İngilizce Regular Verbs (Düzenli Fiiller Nelerdir?)

İngilizce Regular Verbs Türkçede Düzenli Fiiller olarak geçmektedir. Bu fiiller, geçmiş zaman bildiren cümlelerde 2. veya 3. hale bürünmek için “-ed” ekini alırlar. Belirli kurallar sonucu “-d” veya “-ied” olabilen “-ed” eki belirli fiillere geçmiş zaman yani Past Tense veya Past Participle anlamı katmak için kullanılır.

İngilizce Düzenli Fiiller Listesi

İngilizce Düzenli Fiiler Listesi içeriğimizde sizlere bir kılavuz olması adına İngilizce Düzenli Fiilleri anlamları, 2. halleri (Past), 3. halleri (Past Participle) ve telaffuzları ile bir araya topladık ve tablo haline getirdik.

PresentPastPast ParticipleTürkçesiTelaffuzu
AcceptAcceptedAcceptedKabul etmek, onaylamak
AddAddedAddedEklemek, arttırmak
AffordAffordedAffordedParası yetmek, zaman ayırabilmek
AlertAlertedAlertedUyarmak, alarma geçmek
AnnoyAnnoyedAnnoyedKızdırmak, rahatsız etmek
AllowAllowedAllowedİzin vermek, kabul etmek
AnswerAnsweredAnsweredYanıtlamak, karşılık vermek
AppearAppearedAppearedGörünmek, belirmek
ApplaudApplaudedApplaudedAlkışlamak, beğenmek
ArrestArrestedArrestedTutuklamak, önlemek
AskAskedAskedSormak, davet etmek, rica etmek
AttachAttachedAttachedEklemek, tutturmak
AttackAttackedAttackedSaldırmak, hücum etmek
AttractAttractedAttractedÇekmek, cezbetmek
AvoidAvoidedAvoidedÖnlemek, kaçınmak
BackBackedBackedDestek olmak, arka çıkmak
BangBangedBangedPatlamak
BlessBlessedBlessedŞükretmek, kutsal saymak
BoilBoiledBoiledKaynatmak, köpürtmek
BookBookedBookedRezervasyon yapmak, kaydetmek
BorrowBorrowedBorrowedÖdünç almak
BrushBrushedBrushedFırçalamak
BurnBurnedBurnedYakmak, yanmak
CheckCheckedCheckedKontrol etmek, gözden geçirmek
ChewChewedChewedÇiğnemek, kafa yormak
ClaimClaimedClaimedİddia etmek, sahip çıkmak
CleanCleanedCleanedTemizlemek
CallCalledCalledÇağırmak, telefonla aramak
CollectCollectedCollectedToplamak, bir araya getirmek
ComplainComplainedComplainedSöylenmek, şikâyet etmek
ConcernConcernedConcernedEndişelenmek
ConnectConnectedConnectedBağlanmak
ConsiderConsideredConsideredDüşünmek, göz önünde bulundurmak
ContainContainedContainedİçermek, kapsamak
CorrectCorrectedCorrectedDüzeltmek, doğrulamak
CrossCrossedCrossedGeçmek, karşılaşmak, melezlemek
CurlCurledCurledKıvırmak, dalgalandırmak
DecayDecayedDecayedBozmak, çürütmek
DelayDelayedDelayedGeç kalmak, ertelemek
DeliverDeliveredDeliveredTeslim etmek, vermek
DependDependedDependedGüvenmek, bağlı olmak
DestroyDestroyedDestroyedZarar vermek, imha etmek
DevelopDevelopedDevelopedGeliştirmek, yükseltmek
DisappearDisappearedDisappearedGözden kaybolmak, yok olmak
DiscoverDiscoveredDiscoveredKeşfetmek, bulmak
DoubtDoubtedDoubtedŞüphe etmek, karar verememek
DreamDreamedDreamedHayal kurmak, rüya görmek
DustDustedDustedToz almak, silkelemek
EarnEarnedEarnedPara kazanmak, hak etmek
EmbarrassEmbarrassedEmbarrassedUtandırmak
EmployEmployedEmployedÇalıştırmak, iş vermek
EndEndedEndedBitirmek, bitmek
EnjoyEnjoyedEnjoyedZevk almak, hoşlanmak, eğlenmek
EnterEnteredEnteredGirmek, katılmak, kaydetmek
EntertainEntertainedEntertainedEğlendirmek, oyalamak
ExistExistedExistedVar olmak, yaşamak
ExpandExpandedExpandedGenişletmek, büyütmek
ExpectExpectedExpectedUmmak
ExplainExplainedExplainedAçıklamak
FailFailedFailedBaşarısız olmak, batmak
FearFearedFearedKorkmak, kuşkulanmak
FetchFetchedFetchedAlmak, çekmek
FillFilledFilledDoldurmak, doyurmak
FlashFlashedFlashedParlamak, yakmak
FloatFloatedFloatedSüzülmek, dalgalanmak
FloodFloodedFloodedYağdırmak, sel basmak
FlowFlowedFlowedAkmak
FollowFollowedFollowedTakip etmek
FormFormedFormedOluşturmak, biçimlendirmek
FoundFoundedFoundedKurmak, dayandırmak
FrightenFrightenedFrightenedKorkutmak
GlowGlowedGlowedParlamak
GreetGreetedGreetedSelamlamak, kutlamak
GuardGuardedGuardedKorumak, nöbet tutmak
GuessGuessedGuessedTahmin etmek, sezmek
HammerHammeredHammeredÇakmak, çekiçle vurmak
HandHandedHandedYardım etmek
HangHangedHangedAsmak, sarkıtmak
HappenHappenedHappenedOlmak, meydana gelmek
HarmHarmedHarmedZarar vermek, kötülük etmek
HeadHeadedHeadedBaşı çekmek
HealHealedHealedİyileşmek, iyileştirmek
HeatHeatedHeatedIsıtmak
HelpHelpedHelpedYardım etmek
HookHookedHookedTakmak, çengellemek
HoverHoveredHoveredEtrafında gezinmek, üstünde uçmak
HuntHuntedHuntedAvlamak, avlanmak
ImpressImpressedImpressedEtkilemek, aklına sokmak
InformInformedInformedBilgi vermek
InstructInstructedInstructedBilgilendirmek, öğretmek
InterestInterestedInterestedİlgilendirmek
InterruptInterruptedInterruptedYarıda kesmek
InventInventedInventedİcat etmek
ItchItchedItchedKaşınmak
JailJailedJailedTutuklamak
JoinJoinedJoinedKatılmak
JumpJumpedJumpedZıplamak
KickKickedKickedTekme atmak
KillKilledKilledÖldürmek, katletmek
KissKissedKissedÖpmek
KneelKneeledKneeledDiz çökmek
KnockKnockedKnockedVurmak, çarpmak
LandLandedLandedKaraya çıkmak, indirmek
LaughLaughedLaughedGülmek
LearnLearnedLearnedÖğrenmek
LiftLiftedLiftedKaldırmak, yükseltmek
ListenListenedListenedDinlemek
LoadLoadedLoadedYüklemek
LockLockedLockedKilitlemek
LookLookedLookedBakmak
MatchMatchedMatchedEşlemek, karşılaştırmak
MeltMeltedMeltedEritmek,
MendMendedMendedDüzeltmek, tamir etmek
MissMissedMissedÖzlemek, kaçırmak
MixMixedMixedKarıştırmak
MurderMurderedMurderedÖldürmek, cinayet işlemek
NeedNeededNeededİhtiyacı olmak
NestNestedNestedİç içe koymak, yuva yapmak
ObeyObeyedObeyedİtaat etmek
ObtainObtainedObtainedElde etmek
OfferOfferedOfferedTeklif etmek
OpenOpenedOpenedAçmak
OrderOrderedOrderedSipariş vermek, emretmek
OwnOwnedOwnedSahip olmak
PackPackedPackedPaketlemek
PaintPaintedPaintedBoyamak, resim yapmak
ParkParkedParkedPark etmek
PerformPerformedPerformedYerine getirmek, uygulamak
PinchPinchedPinchedKıstırmak, çimdiklemek
PlayPlayedPlayedOynamak
PointPointedPointedİşaret etmek
PossessPossessedPossessedSahip olmak
PrayPrayedPrayedDua etmek
PreferPreferedPreferedTercih etmek
PretendPretendedPretendedNumara yapmak
PressPressedPressedBaskı yapmak
PourPouredPouredDökmek
PreventPreventedPreventedYol göstermek
PrintPrintedPrintedBasmak, yayınlamak
ProtectProtectedProtectedKorumak
PunishPunishedPunishedCezalandırmak
PushPushedPushedİtmek
QuestionQuestionedQuestionedSoru sormak
RainRainedRainedYağmur yağmak, yağdırmak
RecordRecordedRecordedKaydetmek
ReachReachedReachedUlaşmak
ReflectReflectedReflectedYansıtmak, ifade etmek
RejectRejectedRejectedReddetmek, çıkarmak
RemainRemainedRemainedKalmak, sürdürmek
RememberRememberedRememberedHatırlamak
RemindRemindedRemindedHatırlatmak
RequestRequestedRequestedTalep etmek
ReturnReturnedReturnedGeri dönmek
RushRushedRushedAcele etmek
ScreamScreamedScreamedÇığlık atmak
SealSealedSealedMühürlemek, kapatmak
ShockShockedShockedŞok etmek, şaşkına dönmek
SignSignedSignedİmzalamak
SmellSmelledSmelledKokmak, sezmek
SoundSoundedSoundedSes çıkarmak
SufferSufferedSufferedAcı çekmek, katlanmak
SuggestSuggestedSuggestedTavsiye etmek
ThankThankedThankedTeşekkür etmek
TouchTouchedTouchedDokunmak, etkilemek
TrainTrainedTrainedEğitmek
TravelTraveledTraveledSeyahat etmek
TrustTrustedTrustedGüvenmek
TurnTurnedTurnedDönmek, çevirmek
VisitVisitedVisitedZiyaret etmek
WaitWaitedWaitedBeklemek
WalkWalkedWalkedYürümek
WantWantedWantedİstemek
WarmWarmedWarmedIsıtmak, ısınmak
WarnWarnedWarnedUyarmak, ihbar etmek
WashWashedWashedYıkamak, yıkanmak
WatchWatchedWatchedİzlemek
WhisperWhisperedWhisperedFısıldamak, dedikodu yapmak
WishWishedWishedDilemek, ummak
WonderWonderedWonderedMerak etmek, şaşmak
AdviseAdvisedAdvisedFikir vermek, bildirmek
AgreeAgreedAgreedAnlaşmak, uymak
ArgueArguedArguedTartışmak, savunmak
ArrangeArrangedArrangedDüzenlemek, planlamak
BakeBakedBakedFırında pişirmek
BalanceBalancedBalancedDengelemek, karşılaştırmak
BatheBathedBathedYıkanmak
BehaveBehavedBehavedDavranmak
BoreBoredBoredSıkmak, bunaltmak
BreatheBreathedBreathedNefes almak
CalculateCalculatedCalculatedHesaplamak, tasarlamak
CareCaredCaredİlgilenmek, özen göstermek
CauseCausedCausedSebep olmak
ChangeChangedChangedDeğiştirmek, bozdurmak
CloseClosedClosedKapatmak, yaklaşmak
CompareComparedComparedKarşılaştırmak
ContinueContinuedContinuedDevam etmek
DamageDamagedDamagedZarar vermek, bozmak
DanceDancedDancedDans etmek
DareDaredDaredCesaret etmek, cüret etmek
DecideDecidedDecidedKarar vermek, sonuca varmak
DescribeDescribedDescribedAnlamak, tanımlamak
DeserveDeservedDeservedHak etmek, layık olmak
DivideDividedDividedBölmek, sınıflandırmak
EncourageEncouragedEncouragedCesaretlendirmek, teşvik etmek
EscapeEscapedEscapedKaçmak, kurtulmak
FaceFacedFacedYüzleşmek, bakmak
FireFiredFiredYakmak, yanmak
HopeHopedHopedÜmit etmek, beklemek
IgnoreIgnoredIgnoredGörmezden gelmek, umursamamak
IncludeIncludedIncludedİçermek, dahil etmek
InjureInjuredInjuredYaralamak, kötülük etmek
IncreaseIncreasedIncreasedArtırmak, büyümek, zam yapmak
InterfereInterferedInterferedMüdahale etmek, girişmek
JokeJokedJokedŞaka yapmak, fıkra anlatmak
LieLiedLiedYalan söylemek, uzanmak
LikeLikedLikedSevmek, hoşlanmak
LiveLivedLivedYaşamak, hayatta kalmak
LoveLovedLovedSevmek
ManageManagedManagedİşletmek, idare etmek
MateMatedMatedEvlenmek, çiftleşmek, mat etmek
MoveMovedMovedHareket etmek, taşınmak, ilerlemek
NoteNotedNotedNot etmek, dikkat etmek
NoticeNoticedNoticedFark etmek, bildirmek
ObserveObservedObservedGörmek, incelemek, uymak
OweOwedOwedBorçlu olmak
PausePausedPausedAra vermek, tereddüt etmek
PlacePlacedPlacedYerleştirmek, koymak
PracticePracticedPracticedUygulamak, pratik yapmak
PreparePreparedPreparedHazırlık yapmak
PromisePromisedPromisedSöz vermek, umut vermek
ProvideProvidedProvidedTemin etmek, şart koşmak
RaceRacedRacedYarışmak, yarıştırmak
RaiseRaisedRaisedYükseltmek, yetiştirmek
ReleaseReleasedReleaseSalıvermek, serbest bırakmak
ReduceReducedReducedAzaltmak, kısmak
ReceiveReceivedReceivedAlmak, kabul etmek
RefuseRefusedRefusedReddetmek, kaçınmak
RescueRescuedRescuedKurtarmak, muaf tutmak
RetireRetiredRetiredEmekli olmak, çekilmek
SaveSavedSavedBiriktirmek, kurtarmak, korumak
ScareScaredScaredKorkmak, korkutmak
ScrapeScrapedScrapedKazımak, sıyırmak
ScribbleScribbledScribbledKaralamak, eğri büğrü yazmak
ServeServedServedHizmet vermek, servis yapmak, yerine getirmek

MAY

“May” şu andaki ya da gelecekteki ihtimalleri ya da kibar bir şekilde izin istemeyi ifade etmek için kullanılır.  İzin istemek için "can" kelimesine kıyasla daha resmidir. Bu yüzden resmi İngilizce'de ve yazışma dilinde "may" daha çok kullanılır. "Might" ile arasında çok fazla bir anlam farkı yoktur.

- It may rain tomorrow. (Yarın yağmur yağabilir.)

- It might rain tomorrow. (Yarın yağmur yağabilir.)

Yukarıdaki iki cümle arasında anlam farkı yoktur. İkisi de yaklaşık % 30'luk bir ihtimali barındırmaktadır.


► Olumsuz şekilleri “may not" ve “might not" şeklinde yapılır ve istenen izni reddetmek yani hayır anlamına gelir. May ve might, not ile birleşmezler, ayrı yazılırlar.

Bu modal'da dikkat edilmesi gereken hususlardan biri “maybe” ile “may be” nin karıştırılmamasıdır. Maybe (birleşik yazılan ) bir edattır ve “belki” anlamına gelir.

- Maybe it will rain tomorrow. (Yarın belki yağmur yağabilir.)

- Jane may be ill. (Jane hasta olabilir.)


► Karşı taraftan kibar bir şekilde bir şey isterken veya rica ederken özne her zaman "I" olur.

"May" yardımcı fiilinden sonra "I" öznesi haricinde herhangi bir özne kullanılmaz.

- May I please open the window? (Camı açabilir miyim lütfen?)

- May you please open the door ? (YANLIŞ)


► İzin istemek veya karşı tarafa izin vermek için MAY kullanılır.

- You may turn on the radio if you want to. (İsterseniz radyoyu açabilirsiniz.)

- May I sit next to you? (Yanınıza oturabilir miyim?)


► Şüpheli ya da ihtimal dahilinde olan eylemler için de MAY kullanılır.

- I may get a good mark in the English exam, but I am not sure. (İngilizce sınavından iyi not alabilirim, fakat emin değilim.)

- The street is wet. Our car may slip. (Yol ıslak, arabamız kayabilir.)


► Geleceğe yönelik bir amaçtan bahsederken de bazı durumlarda MAY kullanılabilir.

- I buy a ticket for the theatre beforehand so that I may sit near the stage (Sahneye yakın oturabileyim diye bileti önceden alırım.)


► Geçmişle ilgili ihtimallerden bahsederken MAY kullanılır ve sonra have ve fiilin 3. hali gelir.

- You may have forgotten to lock the door. (Kapıyı kilitlemeyi unutmuş olabilirsin.)

- Your father may have seen you smoking just now. (Baban az önce şimdi sigara içerken görmüş olabilir.)

- They may have moved to another house yesterday. (Dün başka bir eve taşınmış olabilirler.)

- They may have bought a house last year. (Geçen yıl bir ev satın almış olabilirler.)


MIGHT

Might ile may arasında ihtimal bildiren cümlelerde herhangi bir anlam farkı yoktur. Fakat bu iki kelime kullanım açısından bazı farklılıklar arzeder.


► Geçmişle ilgili izin vermek veya izin istemek için kullanılabilir.

- Our teacher told us we might go out when the bell rang. (Öğretmenimiz zil çaldığında dışarı çıkabileceğimizi söyledi.)

► Geçmişle ilgili dileklerden bahsederken kullanılır.

- I hoped you might pass your class. (Sınıfını geçmeni dilemiştim.)

► Gelecekle ilgili şüphe ya da zayıf ihtimal bildirmek için kullanılır.

- You might miss the train because you are a little late. (Biraz geciktiğin için treni kaçırabilirsin.)

- I might come again. (Yine gelebilirim -belki de gelmem)

► Bazı durumlarda amaç bildiren cümlelerde kullanılır.

- He attended an English course in order that he might learn English well. (İngilizceyi iyice öğrenebilmek için İngilizce kurslarına devam etti.)

► Çok kibar bir şekilde veya çok resmi ortamlarda veya yazışmalarda izin istemek veya izin vermek için kullanılır.

- Might I read your newspaper? (Gazetenizi okuyabilir miyim?)

- You might send the bill in advance. (Faturayı önceden gönderebilirsiniz.)

► Geçmişte gerçekleşme ihtimali olan fakat gerçekleşmeyen eylemler için de kullanılır.

- You might have hurt him, but you didn't. (Onu incitebilirdin, ama yapmadın.)

- They might have come by bus, but they preferred to walk. (Otobüsle gelebilirlerdi ama yürümeyi tercih ettiler.)

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir