Mide Hastalıkları İçin Hangi Doktora Gidilir?
Midesinde ağrı olan kişiler, ilk olarak dâhiliye doktoruna gitmelidirler. Doktor, ilk olarak mide ağrısının ayırıcı tanısı hakkında değerlendirmesini yapar. Ardından kişinin genel muayenesi için bir takım sorular sorar.
Doktor, genel muayenede kişinin şikâyetleri ve ağrıları; “ gece uyandırıyor mu, mide ağrısına eşlik eden başka bir ağrı var mı, aspirin içeriği ile aynı her hangi bir ağrı kesici kullanılıyor mu, gibi sorular sorar. Buna göre teşhis ve gerekli tahliller yapılarak, tedavi yöntemleri uygulanır.
Mide Hastalıklarına Hangi Bölüm Bakar?
Mide hastalıklarına hastanelerin iç hastalıkları veya Gastroenteroloji Bölümleri bakar.
Mide Hastalıklarında Tanı Nasıl Konulur?
Doktor ilk olarak hastanın şikâyetlerini dinler ve muayenenin gidişatına istinaden, bazı sorular sorar. Buna göre hasta tanı uygulamalarına yönlendirilir. Genel olarak mide rahatsızlığı düşünülüyorsa, mutlaka endoskopik yöntem uygulanarak ağrının sebebi öğrenmeye çalışılır. Devamında Tomografi, ultrason ve kan tahlilleri yapılır ve hastanın şikayetlerine yönelik bir tanı ortaya konmaya çalışılır.
Mide Ağrısının Sebepleri Nelerdir?
Sindirim bozukluğu,
Mide ülseri,
Midede yanma, ekşime,
Stres kaynaklı mide ağrısı,
Gastrit,
Özofagus reflüsü,
Helikobakter Pilori,
Mide kanseri,
Mide zarı iltihabı,
Bilinçsiz ilaç tüketimi,
Midede meydana gelen enfeksiyonlar,
Fazla kilo,
Besin zehirlenmesi,
Hazımsızlık,
Kabızlık problemleri,
Çok hızlı ve gerektiğinden fazla yemek.
Mideyi Korumak İçin Yapılması Gerekenler Nelerdir?
Soğuk ve sıcak gıdaları birbirine karıştırmadan, ayrı ayrı tüketmek,
Besinleri iyi çiğnemek ve küçük parçalar halinde tüketmek,
Çok acı ve fazla baharatlı gıdaları tüketmemek,
Ağrı kesici ilaçları, bilinçsizce kullanmamak,
Stresten mümkün olduğunca uzak durmak,
Alkol ve sigaradan uzak durmak,
Gazlı içeceklerden, paketli ve hazır yiyeceklerden tüketmemek.
Sozcu.com.tr
Yayınlanma:
Mide, vücudun en hassas organlarından biridir. Yediğiniz ve içtiğiniz birçok şey midenizi etkiliyor. Stres, hazımsızlık, irritabl bağırsak sendromu mide ağrısının başlıca sepepleri arasındadır. Peki, Mide ağrısı için hangi bölüme/doktora gidilir? Bilinmesi gerekenleri haberimizde bulabilirsiniz…
MİDE AĞRISI
Bir mide ağrısı sık sık karın krampları veya donuk bir ağrıyı ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Genellikle kısa ömürlüdür ve genellikle ciddi değildir.
Şiddetli karın ağrısı endişelenmek için daha büyük bir nedendir. Ani ve beklenmedik bir şekilde başlarsa, özellikle ağrı belirli bir alanda yoğunlaşmışsa, tıbbi bir acil durum olarak düşünülmesi gerekir. Aynı zamanda çok şiddetli ve geçmeyen mide ağrıları, bazı kanser türlerinin habercisi olabilir. Bunun yanı sıra, mide ağrısı ve kalp krizi hemen hemen aynı belirtileri göstermektedir. Bu yüzden mide ağrısı hafife alınmaması gereken sağlık problemlerinden biri olarak kabul edilmelidir.
MİDE AĞRISININ NEDENLERİ
Çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilen mide ağrısının en sık görülen nedenleri şunlardır:
– Hazımsızlık (Dispepsi)
– Kabızlık
– Gastroenterit
– İrritabl bağırsak sendromu
– Fazla ya da hızlı yemek yemek
– Enfeksiyon
– Bakteriyel enfeksiyonlar
– Virüsler
– Tahriş ve iltihap
– Gıda zehirlenmesi
– Stres
– Aşırı kilolar
MİDE AĞRISI İÇİN HANGİ DOKTORA GİDİLİR
Midesi ağrıyan kişiler öncelikle hastanelerin dahiliye (iç hastalıkları) ve gastroenteroloji kliniklerine başvurabilirler.
AğrıkabızlıkKalp krizikanserSağlık
REFLÜ
Kulak Burun Boğaz (KBB) hastalıkları polikliniklerine başvuran hastaların en sık rastlanılan yakınmalardan birisi boğazlarında takılma hissi veya boğaz ağrısıdır. Çoğu zaman bu durumda tedaviler yetersiz kalmakta ve hastalıklar süreklilik göstermektedir. Bunların çoğunun etiyolojisinde reflünün tek başına ya da diğer etkenlerle birlikte rol oynadığı belirlenmiştir.
Ne Kadar Yaygındır?
Reflü oldukça sık görülen bir rahatsızlıktır. Yiyecek alışkanlıklarına bağlı olarak ortalama her 10-15 kişiden birinde vardır. Laringo faringeal reflü tüm kulak burun boğaz hastalıklarının %10 unda rastlanmaktadır. Ses bozukluğu olan hastalarda veya kronik boğaz hastalığı olan kişilerde reflüye rastlanma sıklığı % 60 lara ulaşmaktadır.
Reflü Nedir? Nasıl Oluşur?
Gıda mideye ulaştığında sindirimin sağlanması için mide tarafından asit ve pepsin isimli sindirim enzimi salgılanır. Midedeki bu salgı ve içeriğin yemek borusu ve boğaza gelmesine reflü denir.
Reflüde oluşan asit kaçağı yemek borusunun alt kısmında şişlik, hassasiyet ve bazen de yaralara neden olur. Yemek borusunun üst kısmını kadar çıkarsa, boğaz, geniz, gırtlak ve ses tellerini hatta soluk borusunu etkileyebilir. Etkilediği bölgeye göre, göğüste yanma veya rahatsızlık hissi, boğazda yanma ve ağrı, ses değişiklikleri, sık sık boğazı temizleme ihtiyacı, boğazda düğümlenme hissi ve kuru öksürük gibi değişik şikâyetler oluşturur.
Laringo Farengial Reflü (LFR), Sessiz Reflü, Boğaz Reflüsü
Yemek borusunun mideye bağlandığı bölgede burayı çevreleyen kas dokusu bir check valv gibi çalışarak yemek borusundan mideye geçişe müsaade eder ancak mideden yemek borusuna geçişe engel olur. Bu şekilde midenin asit içeriğinin boğaza doğru geriye kaçması önlenir. Bu yapı yeterince çalışmazsa reflü oluşur. Bu durumda midede sorun yoktur, sadece mide asidinin ve diğer mide içeriğinin yemek borusundan daha yukarı, boğaz (farinks) ve gırtlağa (larinks) geri kaçmasıdır. Mide yanması,ekşimesi gibi şikayetler görülmez , boğaz şikayetleri vardır.. Bu yüzden Sessiz Reflü yada boğaz reflüsü ismi de kullanılmaktadır.
Gastro-özofagial Reflü (GÖRH) ;
Ülser gastrit gibi bazı mide hastalıklarında mide asidinin aşırı artışı da reflü oluşturabilir.Bu durumda boğaz şikayetleri yanında mide yanması, ekşime, ağrı gibi yakınmalar ön plandadır. GÖRH hastalarında mide yanması sıklıkla yemeklerden sonra ortaya çıkar.
Ayrıca geceleri yatarken mide asidi yemek borusu içerisinde ayakta olunduğundan daha uzun süre kalır ve bu da şikâyetin görülmesine neden olur. Yemek borusuna çıkmış olan asit, ayaktayken yer çekiminin yardımıyla daha kolay mideye geri gidebilir. Asit yemek borusunda ne kadar uzun süre kalırsa yaptığı hasar o kadar fazla olacaktır. O yüzden yatar pozisyonda yemek borusu aside daha uzun süreler maruz kaldığı için geceleri yatarken daha fazla şikâyet olur.
Boğaz, gırtlak ve ses telleri mide asidi ve sindirim enzimlerine yemek borusuna göre çok daha fazla duyarlıdır. Reflü yutak ve gırtlak düzeyinde boğazda bir takılma hissi, boğazda ağrı, farenjit, larenjit, ses bozuklukları, geçmeyen öksürük, nodül ve polipler yanında sinüzit ve kulak iltihapları oluşumunda da rol oynamaktadır. Nadiren astım, kronik bronşit ve zatürreye yol açabilmektedir. Bunun yanında göğüs ağrısına, uyku apnesine ve diş sorunlarına bile neden olabileceği gösterilmiştir.
Ses sanatçılarında ise sesin çabuk yorulması, ince sesleri verirken zorlanma ve seste bir perde hissi ile olabilmektedir.
Reflü Ciddi Bir Hastalık Mıdır?
Uzun süren, rahatsız edici olan bir hastalıktır. Tedavi edilmediği takdirde mukozada kalıcı bozukluğa ve kronikleşmeye eğilimlidir. Yemek borusunda kanamalar, daralmalar ve tıkanmalar olabilir.
Boğazda ve gırtlakta mide asidinin tahrişi ile ses tellerinde ödem, nodul ve et büyümelerine ve hatta nadirde olsa ileride kansere dönüşümler olabileceğini unutmamak gerekir.
Reflünün Yolaçtığı Şikâyetler:
Boğazda birşey varmış hissi,
Aşırı boğaz temizleme,
Uzun süreden beri devam eden gıcık şeklinde öksürük,
Boğaza bir şey takılmış hissi,
Ses kısıklığı,
Mide yanması,
Boğazda ağrı veya hassasiyet,
Ağızda kötü, acı bir tat (özellikle sabahları),
Burun gerisinden akıntı,
Astım benzeri solunum şikâyetleri,
Şarkı söylerken yüksek notalara çıkma güçlüğü
Reflü tanısı:
Reflüde muayenenin uygun şekilde yapılmasının güçlüğü, bazı durumlarda boğazda bulgularının tam görülememesinden dolayı yakın bir geçmişe kadar reflü hastalığı olan çoğu hastaya kronik farenjit tedavisi hatta bazı hastalara operasyonlar uygulanmıştır. Ancak son yıllarda endoskopik kameralarla muayene olanaklarının ve test yöntemlerinin gelişimiyle, reflünün bu hastalıklarda önemli bir etken olduğu belirlenmiştir.
ilaç tedavilerine rağmen tam iyileşmeyen veya kısa süre sonra tekrarlanan ses kısıklığı, öksürük ve boğaz ağrılarında reflü varlığından şüphelenilmelidir.
Tanı konulması için hastadan alınan bilgi ve kulak burun boğaz endoskopik muayenesi sıklıkla yeterli olmaktadır.Ses tellerinde görülen bazı değişiklikler tanıda çok önemlidir
24 saatlik asit ölçümü (Ph monitörizasyonu) reflü tanısında önemli bilgi verir. Asit reflü yanında alkali reflünün de değerlendirilmesi için de monitörizasyon yararlıdır.
Reflü tedavisi ile şikâyet ve bulguların gerilemesi de tanıda değerlidir.
Çocuk hastalarda da reflü önemlidir ancak tanı daha zordur. İki yaşına kadar bir miktar reflü olması normaldir buna rağmen inatçı öksürük, ses kısıklığı, bronşit ve kilo kayıplarında reflü araştırılmalıdır.
REflü varlığında gerekirse besin alerjileri ve diğer mide barsak hastalıkları da araştırılmalıdır.
Refü şikayetleri nasıl azaltılır ?
Yemek ve yaşam tarzı alışkanlıklarında değişiklikler ve günlük hayatta uygulanabilecek bazı öneriler şikayetleri azaltmakta yardımcı olabilir:
Mide yanmasını ve yemek borusu hasarını artırdığı için uzak durulması gereken besinler:
Çikolata
Nane
Yağlı yiyecekler
Kahve ve kafeinli içecekler
Alkol
Kuru fasulye, nohut ve mısır gibi gaz yapıcı yiyecekler
Yağda kızarmış yiyecekler
Turunçgillerden olan meyveler ve meyve suları
Domatesli ürünler
Turşu ve turşu suyu
Acılı ve ekşi yiyecekler
Yaşam tarzınızda yapılması gereken değişiklikler:
Midenin aşırı dolgunluğu reflü şansını arttırır. Aşırı yemekten kaçınmak, öğünlerde miktarları azaltmak, daha küçük öğünlerle daha sık yemek yemek
Kilolu kişilerde karın içindeki basınç fazla olduğundan mide içeriği daha kolay yukarı kaçacağından fazla kiloları azaltmak
Sigara içmemek
Yemek yedikten veya bir şeyler içtikten sonraki 3 saat içinde yatmamak veya uzanmamak. Akşam yemek saatlerini erkene almak, geç saatlerde bir şeyler yemek gerekiyorsa daha hafif ve yağ içeriği düşük gıdalar almak.
Yatarken yatağınızın başını en az 15-20 cm kaldırarak mideden yemek borusuna geçişi azaltmak
Vücudunuzu sıkıca saran giyecekler giymeyin. Yemekten sonra aşırı eğilmemek veya ağır işler yapmamak.
Strese bağlı olarak reflü artacağından, gerilimi ve stresi azaltmaya çalışmak.
Reflü Tedavisi
Farengolarengeal reflüde öncelikle önlemler uygulanmalı, bu önlemlerle düzelmeyenlerde ilaç tedavisi veya cerrahi tedaviler yapılmalıdır.
Şikâyetlerin daha hafif olduğu durumlarda, antiasit adı verilen şurup ya da çiğneme tabletler yeterli olabilir.
Daha uzun süreli şikâyetleri olanlarda mide asidi salgısını engelleyen, proton pompa inhibitörleri denilen tablet ya da kapsül şeklindeki ilaçlar ilave olarak kullanılır. Bu grupta çok sayıda ilaç vardır. Bazen bir ilaca cevap vermeyen hastada başka bir ilaç ile yanıt alınabilmektedir. İlaçları faydalı olabilmesi için önerilen süre boyunca her gün aynı saatlerde düzenli kullanmak gerekir.
Gastorözofageal reflüde günde tek doz tedavi tercih edilirken, larengo-faringeal reflüde etkin tedavi için günde iki kez aç olarak kahvaltıdan ve akşam yemeğinden önce alınmalıdır. Geceleri reflünün aşırı olması durumunda gece ilave ilaç önerilebilir.
Ses tellerinde asitin tahrişi polip nodül gibi hastalıkların ilaç tedavileriyle düzelmediği, ses kısıklığının devam ettiği hastalarda ses terapisi gerekebilir.
LFR tedavisine ne kadar süre devam edilmelidir?
Bu ilaçlarla yapılan tedavi genellikle 2-3 ay sürer ve hatta bazı hastaların daha uzun süre kullanmaları gerekir. Çok nadir ve önemsiz yan etkileri olan bu ilaçları uzun süre kullanmanın herhangi bir zararı olmadığı yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.
LFR uzun süre devam eden (kronik), ve aralıklı olarak tekrar ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu nedenle reflü şikayet ve bulguları ortadan kalktıktan ve tedavi tamamen kesildikten bir süre sonra bir takım sebeplerle (örn. stres, yorgunluk ve diyet,vs) tekrar ortaya çıkabilir. Bu nedenle genel olarak LFR hastaları aralıklı olarak tedavinin tekrarlarına ihtiyaç duyarlar. LFR tedavi süresi kişiden kişiye değişmekle birlikte ortalama 4-6 ay sürer.
Gastorözofageal Reflüde Cerrahi Tedavi
Çok şiddetli LFR si olan ve ilaç tedavisine yanıt vermeyen hastalarda, sebep yemek borusu ile mide arasındaki kapağın gevşemesi isea cerrahi tedavi önerilebilir. Burada, ameliyatla yemek borusu ile mide arasındaki bu geçiş alanı sıkılaştırılır.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası