dişil enerji nedir / Dişil Enerji, Çakra, Aura Gibi Kavramlar Neden Popülerleşti? - Webtekno

Dişil Enerji Nedir

dişil enerji nedir

Hayatın dengesini bulmak için: Eril ve dişil enerjileri tanıyın

Eril ve dişil enerjiler modern çağda kadınların ve erkeklerin hayatını farklı şekillerde etkiliyor. Bu iki enerjinin dengesine değinmeden önce, eril ve dişil enerji prensiplerinin ne olduğuna dair bir bilgilendirme yapmanın daha sağlıklı olacağına inanıyorum. Böylece; bu iki enerjinin prensiplerinin, davranışlarımıza, kararlarımıza, hayatımıza, ilişkilerimize nasıl yansıdığını daha rahat algılayabiliriz. Çalışan kadınların rekabet ederek, hayatta kalma, başarılı olma inançlarından dolayı baskın olarak eril enerjilerini yani sol beyinlerini aktif kullandığını söyleyebiliriz. Ancak; iş hayatı ve mali zorluklar erkeklerde eril enerjiyi azaltıyor gibi bir hüküm vermek bence doğru değil. Mesele çok daha derin ve çok daha geçmişe dayanıyor.

Eril enerji ve dişil enerji nedir?

Öncelikle eril ve dişil enerjiyi biraz daha detaylı olarak anlatacak olursak;

Her iki enerji de hem kadın hem de erkek bedeninde varoluşun bir parçası…

Yin dişil enerjiyi temsil eder. Yang ise eril enerjiyi… Eril enerji, zihinsel gücü, mantığı, sol beyin işlevini, savaşçılığı, konuşmayı temsil eder. Eril enerji, atak, kontrolcü, rekabet eden tarafımızdır. Dişil enerji ise tam tersi, kabulde olan ve izin verendir. Eril enerji nüfuz eder, dişil ise alıcıdır ve yumuşaktır. Eril enerji aklı, mantığı üstün tutar. Yargılayıcı, cezalandırıcı, suçlayan tutumu yansıtır. Dişil enerji, duyguların ve sezgilerin yansımasıdır. Hoşgörü ve affedicilik hâkimdir. Eril enerjide detaylarla tek tek algılayış vardır. Dişilde ise bütünsel bir fark ediş. Eril enerji, kâr zarar hesabı yapar, sebep sonuç ilişkisi kurar. Dişil ise hesap yapmadan, yaşamı, doğal bir akış içinde olduğu bilinciyle kabul eder. Eril enerji kuralcı, dişil enerji özgürlükçüdür. Eril enerji, düşünmek, tartmak ister; dişil ise sezgilerini, hislerini dinler.

Eril enerji, ahlak, töre, namus kavramlarıyla karar verir, davranır. Dişil ise sevgi bazlı, şefkat duyarak karar verir, davranır. Eril daha çok hüzün, ciddiyet ve çilecilikten beslenir. Dişil kutlama, coşku, sevinçle besler ve beslenir. Gündüz, güneş eril; gece, ay dişildir. Ve ikisi de gereklidir. Eril enerjide çalışarak zorlayarak elde etme varken, dişil enerji niyetin gücüyle tezahür ettirir. Eril enerji hareketi olayları başlatır. İlk adımı atar. İnisiyatif ve sorumluluk alır, ataktır. Sol beyni yöneten eril enerji “AN”da kalmak yerine sürekli analiz ederek, hesap yaparak farkındalığı kaçırabilir. Genelde çoğu şeye karşı çıkar, güç odaklıdır. Suçu hep başkalarında arar, esnekliği yoktur. Değişimi, duyguları ifade etmeyi, sevgiyi zayıflık olarak görür. Eril enerji baskılandığında agresiflik sergiler. Eril enerjinin en büyük özelliği kadın ya da erkek fark etmez, harekete geçirmektir.

Dişil enerji daha edilgendir, uyum sağlar. Kolay inanır, harekete geçmek için motivasyona ihtiyaç duyar. İzleyen ve gözleyendir. Dişil enerji sağ beyni etkiler. Yaratıcı, özgürlüğe düşkün yönümüzdür. Tutkuların, hislerin, sanatın, estetiğin, yaratıcı enerjinin kaynağı dişil enerjidir. Bilge ve derin tarafımızdır. Dişil enerjisi yoğun olan kişiler sevgi odaklıdır. Hırstan kaçar. Dişil enerji baskılandığında yaratıcılık dengesini kaybeder. Savaş, terör ve kaos olur.

Kadın erkek hepimizin içinde bu özellikleri sergilememize neden olan eril ve dişil enerji bulunuyor. İkisi birbirini harekete geçiriyor. Örneğin, bu yazıda okuduklarınıza ilham olan duygular, hisler, farkındalıklar dişil enerjimden kaynaklı. Bu yazıyı yazmamı sağlayan, gelen ilhamı sözlere döktüren ve beni harekete geçiren ise eril enerjim.

Kadın olun, erkek olun önemli olan; enerjinizin dengede ve uyumlu olmasıdır. Biri diğerinden asla üstün ya da kötü değildir. Her iki enerjinin de güçlü yönlerini beslemek, yaşamda daha dengeli olmamızı sağlar. Her iki enerjinin de dengesizliği hem kendimize hem de bütüne olumsuz etki eder. Kadın Olmak kitabımda detaylı anlattığım danışan hikayelerimde bu iki enerjinin yaşamlara, ilişkilere nasıl etki ettiğini fark edebilirsiniz.

Dişil enerjimizi ve bu enerjinin prensiplerini yadsıdığımız ve uzaklaştığımız görülüyor. Ancak; bunun sebebi sadece iş hayatıyla, anne olmakla ilgili değil. Çağlardan beri namus, ayıp, günah gibi kavramların hipnozuyla kadınların baskılandığını görüyoruz.

Burada aslında ataerkil kültürlerin, geleneklerin, din adı altında dayatılan evrensel gerçeklikle uyuşmayan hipnozların ve korkuların etkisi var. Lütfen hep hatırlayın korktuğunuz şeyi yok etmeye ve baskılamaya çalışırsınız. İnsan ancak; korkutulduğunda kontrol edilebilir. Tarihte cadı avlarını, kadınların diri diri yakıldığını, namus kavramıyla, iffetsizlikle suçlanarak taşlandığını, kız çocuklarının doğar doğmaz gömüldüğünü görüyoruz. Günümüzde kadının mal gibi alınıp satıldığı, çocuk gelinlerin hala ülkemizde de var olduğu bir gerçek.

Yapılan hipnozların gücü korku kültürüyle, kadın erkek herkesin bilinçaltına çağlardan beri o kadar güçlü yerleştirilmiş ki bu zamanda kadınlar kendi dişil güçlerini yadsıyorlar. Farkında bile değiller.

Hipnozlar doğrultusunda özellikle anne tarafından yetiştirilen kız ve erkek çocukları dişil enerji prensiplerinden duygularını ifade etmeyi, hislerini hissetmeyi öğrenemiyor. Çünkü model olarak gördüğü ilk bağlantıyı kurduğu kadın annesi, duygularını yok sayıyor, bastırıyor, içine atıyor, “elalem ne der?” korkusuyla benliğini yok sayıyor. Potansiyelini bastırıyor. Özünden uzaklaşıyor. Robotlaşan eril dişil enerji dengesi şaşmış bireyler mutsuz olarak yaşamlarını sürdürürken başarının, kariyer yapmanın, para kazanmanın, evler, arabalar almanın, maddi gücün, evlenmenin bir statü olduğu ve mutluluk sağlayacağı illüzyonu ile kendini mutsuzluğa mahkum ediyor.

Duygularımızı bilinçli ya da bilinçsiz bastırıyoruz. Duyguları ifade etmenin zayıflık olduğu inancıyla, duygularımızı hissetmemek üzere ya antidepresanlara sarılıyoruz ya da bağımlılıklar yaratıyoruz. Her bağımlılığımızın ardında doyurulmamış duygusal ihtiyaçlarımızın olduğunun farkında değiliz. En basiti sigaranın öldürdüğünü biliyoruz ve bağımlı olmaya devam ediyoruz. Bu halde iken eril-dişil enerji dengesinden söz edemeyiz. Çünkü; dişil enerji prensiplerinden, öz şefkat, öz sevgi kavramlarından çok uzaktayız. Bunun sonucu; hoşgörüden affedicilikten de uzak yetişiyor ve çocukları da bu şekilde yetiştiriyoruz. Ve eril enerji prensibi olarak genelde sonuca odaklıyız, sürece değil. Yaşamdaki süreçlerin bize sağladığı farkındalıkları göremeyebiliyoruz. Yargılayan, etiketleyen bir zihin ile bilincimiz kapalı kalıyor. Kendimizi tanımamak, kendimize, hayatımıza dair cesur ve güçlü sorular sormamak “Ben kimim? Mutlu muyum? Sevdiğim, istediğim hayatı yaşıyor muyum?” sorularını sormadan derin bir uykuda istemediğimiz, mutsuz olduğumuz hayatları yaşamak… Bunun farkında bile olmamak… Tüm eril-dişil enerji dengemizi etkiliyor.

Eril-dişil enerji dengesinin bozulması aşk ilişkilerine nasıl yansıyor?

Eril ve dişil enerjilerin dengesizliği elbette ilişkilere de yansıyor. Ancak; eril enerjisi baskın olan bir kadınla dişil enerjisi yüksek bir erkek pekala ideal bir ilişki yaşayabilir. Sağlıklı, ideal olan her iki kişinin de kendi içinde tam ve bütün hissetmesidir. Birinin diğerini tamamlama durumu ancak bağımlı ilişkileri yaratır. “Biz bir elmanın iki yarısıyız” söylemleri kendi benliğimizi azımsadığımız yaklaşımlar aslında…

En önemli nokta ise ilişkiyi yaşayanın bilinçli halimiz değil, bilinçaltımız olduğunu bilmememiz… İlişkiyi yaşayan içimizdeki küçük çocuktur. Kimi zaman küser, kimi zaman kızar, hırçınlaşır. İçimizdeki küçük çocuğun yaralarından, travmalarından dolayı; ilişkide çoğu zaman çocukça davranışlar sergilenir, duygusal çatışmalar yaşanır, egosal savaşlar olur. Ve iki çocuğun bilinçaltındaki korkularının, duygularının iyileştiricisi partnerler değildir. İlişkileri iyileştirmek için yetişkin bilinçli halimize ihtiyacımız var. Aradığımız, özlediğimiz anneyi ve babayı sevgili ya da eşlerimizde bulmaya çalışırsak ilişkiyi tüketiriz.

Ayrıca; ilişkiyi kadının ve erkeğin ailesinin enerjisi de etkiler. Hatta eski kuşak geçmiş nesillerin yaşadığı travmalar da enerji dengesini bozar ve ilişkide sebepsiz gibi görünen sorunlar ortaya koyabilir.

Şimdiki ilişkilerde kadın ve erkek sorguluyor. Karşı tarafı suçlamak yerine, kendi değişim dönüşümünü yaratmak niyetiyle, kişisel gelişimine yatırım yapıyor. Eğitim ve seminerlere katılıyor, danışmanlık alıyor. Kendi çevremde bana gelen danışanlarımdan dolayı; yeni bir bilinçle, farkındalıkla ilişkilerini sürdürmek isteyen cesur insanlar gözlemliyorum.

Dişil enerji kendini nasıl belli eder?

Fiziksel olarak çok güzel bir kadın görebilirsiniz. Ancak; enerjisine güçlü bir erillik yansıyabilir. Toplum dilinde onlara “Erkek Fatma”, “Erkek gibi kadın” tanımlamaları yapılıyor. Bilinçaltına kodlanan hipnozlardan dolayı; bu tanımlamalardan memnun olan kadınlar da var. Hatta eskilerin bir sözü var. “Ben kızımı orduya koysam kız oğlan kız çıkar” diye… Sonra “Kadın neden vajinismus diye bir rahatsızlık yaşıyor?” diye sorguluyoruz. Bu tür sözler kadının cinselliğini yaşamasının kabul görmediği, bunu yaşarsa sevilmeyeceği ve duyulan güvenin kalmayacağı mesajlarını bilinçaltına ekiyor. Türk toplumunda böyle bir kültürün kadınlarıyız. Hala ülkemizde evlenirken kadınların bellerine bekaret kemeri gibi kırmızı kurdele takılıyor. “Paket açılmadı” mesajı kadını, bedenini, dişil enerjisini, şahsiyetini aşağılıyor, yargılıyor. Kadını ve dişil enerjiyi mallaştırıyor. Satın alınan bir ürün yerine koyuyor. Böyle kadınlarda dişil enerjinin ifade bulmasını bekleyemeyiz.

Kendi doğallıyla barışık, mutlu kadının dişil eril enerji dengesi, bedeninden yansır, tüm enerji alanına yayılır. O zaman onu fark etmemeniz mümkün değildir. Yıldız gibi parlar, çevresine ilham olur, şifa olur.

Son olarak; tüm kadınların ve erkeklerin içlerindeki küçük çocukla buluşmalarını, o küçük çocuğun tüm duygularını hissederek ifade etmelerini, öz sevgi, öz şefkat, öz güven, öz değer, öz saygı kavramlarıyla öz varlıklarını kutlamalarını dilerim.

İşte o zaman eril-dişil denge ile öz benliğiyle bir ve bütün olan insan herkesle ilişkisinde dengede olur, yaşamda mutlu olur.

Dişil gücümüzle kadın olmak kampı, 26-30 Ekim’de Kaş’ta

Kadın olmak nedir? Nasıldır?” diye sorduğumda yirmili yaşlarımın sonlarındaydım. Fark ettimki kadın olmaya dair bilinçaltımızda, bize hizmet etmeyen çok fazla inanç, düşünce kalıbı var.

Henüz bebekken şekilleniyor inançlarımız; kızlar pembe giyer, erkekler mavi…

Nüfus kağıdımızın rengiyle başlıyor ayrışma… Hatta anne karnındayken annemizin, babamızın ‘’erkek olsun!’’ beklentisini hissediyoruz. Ayrımlar benliğimize hüküm ediyor, zan ettiklerimiz yaşamımızı, ilişkilerimizi kontrol ediyor.

Uyanış sorgulamakla başlıyor. Ben de yirmili yaşlarımda başladım sorgulamaya, ardından otuzlu yaşlarımda danışanlarımla yaptığım regresyon çalışmalarında gözlemledimki kadın olmak, kadın bedeninde olmak, acı, üzüntü, korku, utanç, suçluluk ve daha pek çok duyguyu barındırıyor. Danışanların gerçek hikayelerinin bir kısmı KADIN OLMAK kitabımda…

Namus kavramı ise adeta dişil enerjinin yok sayılması, bastırılması için türetilmiş. Namus kelepçesinin, prangalarının tezahürü kadınların evlenirken bellerine bağlanan kırmızı kurdeleler sanki…

Atalarımızdan, kadın dişili soyumuzdan aldığımız, bedenimizde kayıtları bulunan, ruhumuzda izleri duran dişil enerjimizi baskılamamıza sebep olan o kadar çok şey var ki…

Farkındalık kendimizi sevmekle başlıyor. İnsanın kendini sevebilmesi içinse kendiyle iletişimde olması güzel olur.

Bu kamp; özgün ve eşsiz kadınlığını kabul etmek, onurlandırmak isteyenler içindir. Kendi bedeniyle, dişil enerjisiyle, cinsiyetiyle, özellikle kadın soyuyla yeniden iletişim ve sağlıklı ilişki kurmak isteyen cesur kadınlar katılabilir.

“Dişil gücümüzle kadın olmak dönüşüm kampı”nda her bir katılımcının niyeti doğrultusunda anda ve akışta Hande Akın’ın kalbine gelen sezgiler ile gölge yaralarımızın şifalanmasına niyet edilmiştir.

Kampta farkındalık yaratılmak istenen ve üzerine çalışacağımız kavramlardan bazıları;

  • Anne kız ilişkisi
  • Baba kız ilişkisi
  • İçimdeki küçük kızla ilişkim
  • Bedenim, kutsal mabedimle ilişkim
  • Duyguların & hislerin farkındalığı
  • Cinselliğimle ilişkim, bekaret, mastürbasyon… (Cinselliğin, hazzın, orgazmın yaşanmasına engel olan utanç, suçluluk vb. duygular, korkular)
  • Ergenlik dönemimden getirdiklerim
  • Regl olmanın, doğurganlığın onurlandırılması
  • Partnerimle ilişkilerim; aldatılma, terk edilme travmalarının iyileşmesi, helalleşme
  • Kollektif bilinçten gelen taciz ve tecavüzlerin şokunu serbest bırakma
  • Vajina monologları
  • Rahim meditasyonu
  • Dilimizdeki kelimeler
  • Geleneksel evlilik, sevgililik ve cinsellik
  • Dişil gücümüzle, kadın atalarımızla buluşmak, eril & dişil denge

Ayrıntılı bilgi için www.handeakin.com

İlginizi çekebilir: İçinizdeki savaşa son verin: Duygularımızla yüzleşmek

Duyar Duymaz Kaçma İsteği Uyandıran 'Dişil Enerji', 'Çakra', 'Aura' Gibi Safsatalar Sosyal Medyada Neden Bu Kadar Revaçta?

Özellikle Twitter, Instagram, TikTok ve YouTube'da genellikle kadınların, 'dişil enerjiyi yükseltmek' için birbirlerine çeşitli tavsiyeler verdiklerini görüyoruz. Konuya vakıf olanlar, sirkeli sularını hazırlayıp duşta bir soldan bir sağdan dökerek işlemi başarıyla tamamlıyorlar. Tabii ki bu, işin esprisi.

Sonuçta bunlardan bihaber olan çoğu insan merak ediyor: Neymiş bu enerji, çakra ve aura olayı? Konunun bilimsel bir dayanağı var mı, yoksa bunlar tamamen insanların, kendilerini iyi hissetmek için ortaya çıkardıkları günlük hayat ritüellerinden mi? O zaman gelin, birlikte konuyu detaylıca bir tartışalım.

Önce bu kavramların aslında neyi ifade ettiklerine kısaca bir bakalım;

Dişil enerjiyi yükseltmek

Bir kere enerji dediğimizde, aklımıza fizik konuları gelir. Elbette detaya girip sizi sıkmayacağız ancak enerji kavramı, fizikte doğrudan ölçülemeyen bir değerdir. Çünkü enerji, çok farklı biçime girebilir ve bir sistemin eylem kapasitesini de anlatır. Ayrıca onun farklı türleri de vardır.

Aslında tanımlaması biraz zor ve ucu açık bir kavram. Bu konuyla ilgili farklı içeriklerimizi, bu yazının en sonuna linkleyeceğiz, oradan okuyabilirsiniz. 

Dişil enerji tuzlu su

Fakat şimdi konumuza dönecek olursak; sosyal medyada, fizikten devşirdikleri 'enerji' kavramını kullanarak 'çakra açmak, dişilliği yükseltmek, etrafında dikkat çeken biri olmak nasıl mümkün?' gibi konularla meşgul olan bir kitle var. Az önce de dediğimiz gibi kavramın ucunun açık olması, her tarafa kolayca çekilebilmesini sağlıyor olsa gerek.

Bu bahsettiğimiz kitle, alternatif ve tamamlayıcı uygulamalardan olan "reiki"yi baz alarak bu konulara yoğunlaşıyor gibi. Reiki de Japoncada evrensel yaşam enerjisi anlamına geliyor.

Bu da "dokunarak iyileştirmek" gibi bir anlam taşıyor kısaca. Şöyle ifade edelim: Reikiyi birine uygulayan insan, vücutta 'çakra' denen enerji noktalarına enerji gönderdiğini iddia ediyor. Bu enerjinin de kişinin dengeye gelmesini sağladığı düşünülüyor.

Dişil Enerji Nedir

Bu düşünceye göre çakralar, insan vücudunda 7 noktada bulunuyor ve her biri ayrı bir renk ile temsil ediliyor. Örneğin cinsel, kök, boğaz, göğüs, alın, karın gibi çakralar olduğu söyleniyor. 

İşte sosyal medyada gördüğünüz ''4. çakram üzerine çalışıyorum, atalardan karmam varmış'', ''solar preksus çakramda (3. çakra) blokaj varmış'' gibi söylemler bu reiki mevzusundan kaynaklanıyor.

Ex partner ne demek

Aslında bir kadını ve bir erkeği hem biyolojik hem de toplumsal cinsiyet rolleri açısından belirli bir kalıp içine sokmak için kullanılan eril ve dişil kavramını, sanki ulaşılması gereken yeni bir 'üstün' enerji formuymuş gibi gösterenlere ne demeli peki?

Yani eril ve dişil enerji, kadını ve erkeği ifade etmek için eski kabilelerde de kullanılan bir kavramdı; o nedenle yeni, şaşılacak veya doğaüstü enerjileri ifade eden bir şey değil.

Tarahumaralar

Örneğin, Meksika'nın kuzeyinde yaşayan Tarahumara adlı Kızılderili köklenli bir topluluk, yaptıkları ayinlerde bu kavramı kullanıyor. Zaten gerçekleştirdikleri ayinlerde de cinsellik ön planda olduğu için kadın ve erkek ruhunu daha manevi anlamda birleştirmek gibi bazı inanışları var. Bunu bir nevi 'karşıtların çekimi', siyahın içinde beyaz, beyazın içinde siyah yani yin yang felsefesi gibi düşünebilirsiniz.

Dişil enerji testi

Şimdi bir es verip, Twitter'da bu konularla ilgili atılmış tweetlerin birkaç tanesini aşağıda sıralayalım ve bu örnekler üzerinden konuyu daha da somutlaştırarak gidelim:

Dişil enerji

Yukarıdaki tweette, kullanıcı eril ve dişil enerji tanımı yaparken, toplumun erkeğe ve kadına yüklediği rolleri anlatıyor. Kadın pasif, erkek aktif olarak kodlanmış gördüğünüz gibi. 

Aşağıdaki iki tweet; toplumun kadınlardan beklediği, eşe/çocuğa bakım veren fedakar anne, ev içi işlere tabi olan ve çevresine her anlamda hizmet eden kadın rolünü anlatıyor.

Dişil enerji yükseltme

eril enerji

Dişil enerji bahane, bu kavramı kullanarak kadınlara atanmış rolleri (farkında olarak veya olmayarak) onaylayıcı söylemler üretiliyor sadece. Tabii ki bu sadece kadınları kapsamıyor. Eril enerji söylemiyle de toplumun erkeklerden beklediği düşünce ve davranış biçimleri vurgulanmak isteniyor. 

Neticede tüm bunların hiçbir bilimsel dayanağı yok, sadece insanların bazı kavramlara bazı anlamları atfetmeleriyle bu gündemler oluşuyor.

Aslında 'enerji' gibi fiziğin konusuna giren bir kavramı, daha soyut anlamda kullanılan aura ile birleştirip, toplumda hep olan ve herkesin bildiği cinsiyet rolleri üzerinden spiritüel hale getiriyorlar. Yani böyle bir pazarlama durumu söz konusu.

Kulağa daha hoş veya marjinal gelen terimleri birlikte sanki çok önemli bir şey ifade ediyormuş gibi kullanmaları, bu terimleri daha önce hiç duymamış kişilere, inandırmak istedikleri şeyleri inandırmalarını kolaylaştırıyor. 

Aslında bu enerji konusu, sadece bizim toplumumuzda dikkat çeken ve rağbet gören bir durum değil. 

Aksine Batı toplumlarında, bu tip bilimsel kavramlarla harmanlanan (kuantum, enerji, epifiz bezi vb. gibi), kişisel deneyimler veya görüşler üzerine kurgulanmış anlatılar daha yaygın.

Spiritüel nedir

Mesela Deepak Chopra, Joe Dispenza, Echkart Tolle gibi isimler, ABD'de sıkıca takip edilen ''kendini sev'', ''kişisel geliş'', ''enerjinin farkında ol'' mottolarını aşılayan kişiler.

Peki insanlar neden böyle şeylere ilgi duyuyor? Bunların bir zararı var mı?

eril enerji nedir

Şimdi çok kısa ve basitçe şöyle anlatalım: Modernizmin giderek daha da gelişmesiyle birlikte insanlar geleneksel inançlardan uzaklaşmaya başladı. Bu durum, Uzak Doğu öğretilerinin harmanlandığı çeşitli 'inanç' temelli spiritüel anlayışların ortaya çıkmasına neden oldu ve insanlar bunlara daha fazla merak sarmaya başladı.

Bunun da temel sebebi; günümüzde, sadece nesneleri değil, anlamları da tüketen bir insan figürünün ön plana çıkması oldu. Artık insanlar, dünyevi işlerle çok fazla meşgul olmak ve kapitalist sistemin bir zorunluluğu olarak çok fazla çalışmak zorundalar.

Bunlar gitgide çoğu kişinin, kendi hayatındaki anlam boşluklarını doldurmak için farklı felsefelere veya anlayışlara ihtiyaç duymasına neden oldu. Aslında eril ve dişil enerji, çakraları şifalandırma veya aura güçlendirme gibi söylemler, insanları günümüzün zor sosyoekonomik koşullarına karşı sorumluluktan arınmış gibi hissettirebiliyor.

Çünkü bunlarla ilgilenenler, tamamen soyut ve içi boş kavramlara anlamlar yükleyip bunları ritüel haline getirerek hayatlarında yeni bir şeylerin olmasını bekliyor. Böylece gerçekleşmesini bekledikleri şeyler için somut adımlar atmak yerine, tütsü yakıp bir kağıda 'eski sevgilim geri dönsün' yazmak daha kolay geliyor onlara. 

Ya da gidip duş alırken tuzlu veya sirkeli su ile yıkanabiliyorlar. Çünkü neden? Twitter'da çok etkileşim almış bir tweet'te; bunu yaptıklarında güya nazardan, kötü enerjiden korunabileceklerini okuyorlar. E az önce de bahsettik, bu insanlar da kendince bir hayat koşuşturmacasına, ağır sorumluluklara sahip. Bu gördüklerini kişisel hayatlarında uyguluyorlar ki bir nebze de olsa kendilerini iyi hissedip yorgunluklarından uzaklaşabilsinler. 

İşte tam da bu noktada işin tehlikeli tarafından söz etmemiz gerekiyor. Yukarıda bahsettiğimiz gibi yorgunluk psikolojisinde olan insanları suistimal etmek çok kolaydır. Bu insanlar sarılacakları, hayatlarına anlam katacak bir şeyler ararlar çünkü. Bu yüzden sosyal medyada sürekli bu tip objektif olmayan söylemleri herkesin görebileceği şekilde yaydığınızda, kimin bunlardan nasıl etkileneceğini bilemezsiniz.

Kendinin ve hayatının çok farkında olmayan, düşük benlik saygısına sahip olan kişiler, okudukları tweet'lerde ve izledikleri videolarda, ''eril-dişil enerjisi yüksek birey şöyle şöyledir'' gibi kriterler gördükleri zaman; ''benim neden dişil enerjim yüksek değil?'', ''e ben bu ritüeli yaptım ex'im niye dönmedi?'' tribine de girebilirler haliyle.

Yani sosyal medyadaki sözde enerji çalışmaları, sözde ritüeller ve iyi bir yaşam için yazılmış sözde 'reçeteler' uygulasalar bile hayatlarında hiçbir şey değişmeyecek insanları manipüle etmekten başka bir işe yaramayabiliyor.

Sözün özü; bu tip konularla kişisel olarak iyi hissetmek, boş zaman geçirmek için ilgilenmek herkesin kendi kararı, bunda kötü bir şey yok ancak iş başkalarının hayatlarını olumsuz yönde etkileme noktasına ulaşıyorsa ne yazık ki sıkıntı var. 

Mesela yukarıda bahsettiklerimizden bağımsız olarak psikolog Esra Ezmeci'nin canlı yayında izleyicilerine ''dişil enerji yükseltme'' tavsiyesi vermesi sosyal medyada fazlasıyla dikkat çekmişti. 

İçerikte önce konuyla daha ilgili kişilerin attıkları tweet'leri göstermiştik. Şimdi de konuya eleştirel bakanların tweet'lerini inceleyelim isterseniz:

Yukarıdaki tweet'te, mühendis olan kullanıcı, bizim de içerikte bahsettiğimiz şekilde bilimsel terimleri ve kavramları birbiriyle harmanlayıp kullanmaya çalışanları eleştiriyor. Kullanıcı, böyle yapılarak ortaya bu tip ''aklındaki kişi seni arayacak, 5 saniyede geri döndürme'' tarzı somut olarak hiçbir karşılığı olmayan, mistik girişimler çıkarılmasını ilginç buluyor.

Dişil

Bu koca yürekli kullanıcı, hayatın gerçekleri tokat gibi çarparken bu tip şeyler maalesef karın doyurmuyor demek istiyor...

Ve son...

Çakra

Emoji İle Tepki Ver

34

0

Ruhunuzdaki yaratıcılığı ön plana çıkartan dişil enerji, daha çok sevgiye yönelik duygularınızın ön plana çıkmasını sağlayan enerjidir. Gündelik yaşamınızdaki hislerinize bağlı olarak eril enerji gibi dişil enerjinin de varlığından söz edebiliriz. Dişil enerjide sevgi ile birlikte şefkat, merhamet ve empati yönünüz ön plana çıkar.

Dişil enerjinizin yüksek olması bu sevgi ve şefkatin de yoğun olarak yaşanmasını sağlar. Dişil enerjinin fazla olması sanatsal ve estetik yönünüzü ön plana çıkarabilir. Aynı zamanda daha affedici ve hoşgörülü olmanızda dişil enerjinizin yüksek olması etkili olabilir. Sezgilerinizin de güçlü olmasını sağlayan dişil enerji hayata bakış açınızı etkileyecek bir güç olarak da değerlendirilebilir. Küçük ayrıntılardan mutlu olmak, empati kurabilmek, yaşamı olduğu gibi kabul etmek konusunda dişil enerjinin olumlu bir etkisi bulunur. 

Dişil Enerjiniz Azaldığında Neler Olur?

Günlük sorunlar karşısında ani tepkiler verdiğinizde, kolay sinirlendiğinizde, empati kurmada zorlandığınız anlarda dişil enerjinizde bir eksilme olduğunu düşünebilirsiniz. Yalnız kalmak, arkadaşlarınızdan uzaklaşmak, eğlenme isteğinizi kaybetmek gibi depresif durumlar yaşadığınızda, dişil enerjinizi yükseltmeniz gerekebilir. Böylece daha pozitif bir ruh haline tekrar kavuşabilirsiniz. Hoşgörü ve merhamet duygularınızın azaldığı noktada enerjilerinizi dengelemeniz gerekir. 

Kendinizi yeterince tanımadığınızda dişil enerjinizin azalmaya başladığını düşünebilirsiniz. İsteklerinizi, ihtiyaçlarınızı, beklentileriniz doğru olarak belirlemek de sorun yaşıyorsanız bu konuda özel çalışmalar yapabilirsiniz. Kendini yeterince tanımayanların dişil enerjilerinin azalması sorunu ile karşılaşması kaçınılmaz olabilir. Tüm hislerinizin farkına varmayı denemeli, dişil enerjinizi yükselterek hayata bakış açınızı değiştirmelisiniz. Peki bunun için hangi adımları takip etmelisiniz?

Dişil Enerjiyi Yükseltmek için Neler Yapılabilir?

Dişil enerjinizin azaldığı ve kendinizi güçsüz hissettiğiniz anlarda bir an için yavaşlamayı tercih edebilirsiniz. Günlük telaşlardan ve koşturmalardan uzaklaşarak kendi içinize dönebilir ardından da birkaç küçük adımı takip edebilirsiniz.

İlk olarak sahip olduğunuz özellikleri, güçlü yönlerinizi, zayıf noktalarınızı tespit etmeye çalışabilirsiniz. Bulunmak istediğiniz yerde, birlikte olmak istediğiniz insanlarla bir araya gelmeye çalışın. Böylece keyif aldığınız bir ortamda daha çok kahkaha atabilir dişil enerjinizi yükseltmek için ilk adımları atmış olursunuz. 

Eğer mutsuz olduğunuz anlar var ise ağlamaktan da korkmayın. Böylece içinizdeki tüm hisleri hoşgörü ile kabul edebilirsiniz. Duygularınızı herhangi bir sınır olmadan yaşayabilirsiniz. 

Enerjilerinizi dengelemek de dişil enerjinizi yükseltmenizde size yardımcı olabilir. Eril enerjiniz olduğunun da bilinciyle dişil ve eril enerjilerinizi sağlıklı bir duygusal yaklaşımla dengelemeye çalışın. Bu dengelemede size yardımcı olacak en önemli ayrıntı doğal olmak ve hayatı olduğu gibi kabul etmektir. Eril enerjiye ihtiyaç duyduğunuzda bu enerjiyi, dişil enerjiye ihtiyaç duyduğunuzda ise dişil enerjiyi açığa çıkarabilirsiniz. Yorgun olduğunuz anlarda dahi içinize kapanmadan bu yorgunluğa iyi gelecek alternatif çözümler üretmeye çalışın. Keyif aldığınız hobilerinize zaman ayırın. 

İçinizdeki Dişil Enerjiye İyi Gelecek Öneriler

Güne güzel bir başlangıç, tazelenmiş bir cilt, parlayan bir ten ve saçlar içindeki dişil enerjiyi açığa çıkarmanızda size yardımcı olabilir. Güzel bir duş sonrası kişisel bakımınız için ayıracağınız birkaç dakika sonunda kendinizi daha mutlu ve enerjik hissedebilirsiniz. Bakımlı saçlarınız ve cildiniz sizi güzel bir güne davet edebilir.

Yorgun vücudunuzu dinlendirmek ve canlandırmak için yapacağınız birkaç küçük dokunuş özgüveniniz üzerinde de olumlu bir etki yaratır. Böylece daha hoşgörülü, şefkatli olabilir, günlük küçük problemlere karşı daha güçlü olabilirsiniz. Watsons’ta sizi mutlu hissettirecek, kişisel bakımınızda size destek olacak birçok farklı ürünü bir arada bulabilirsiniz. Saç bakımı, cilt bakımı, sağlıklı beslenme konularında ihtiyaçlarınıza yönelik olarak hazırlanan özel formüllü ürünlerden alabilir, dişil enerjinizi açığa çıkartabilirsiniz. 

(Visited 2.154 times, 2 visits today)

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır