Ne Çok Enkazın yazarıAhmet Necdetin
\nanısına saygıyla.
\n\nSizinle galiba arkadaş filandık
\nIşıklı günlerinde gençliğimizin.
\nHayalleriyle kanatlanırdık
\nGelecek, güzel Türkiyenin.
\nFakat nasıl da değiştiniz birden
\nArınıp bütün o düşlerden
\nBuzlu sularında bencilliğin.
\nNe çok hain.
\n\nHayır, belki de değişmediniz,
\nAslınız belki de buydu sizin.
\nSadece zamana ayak uydurdunuz
\nOrtak ateşinde ısınıp gençliğin.
\nSonra neyseniz o oldunuz
\nAsıl kimliğinizi buldunuz
\nUşağı oldunuz zalimin.
\nNe çok hain.
\n\nŞimdi giydiğiniz her şey markalı
\nTadını aldınız zenginliğin.
\nO fotoğraflar parkalı markalı
\nUzak bir anısı oldu geçmişin.
\nFakat yine de yeri geldikçe
\nEl atıp eski albüme
\nKullanıyorsunuz reklam için.
\nNe çok hain.
\n\nAynı arsız kibir suratlarınızda
\nErkeğinizin dişinizin.
\nİçim bulanıyor karşıma çıktıkça
\nEkranlarında TVlerin.
\nKiminiz yeni yetme faşist çığırtkan
\nKiminiz kaşarlanmış sırtlan,
\nSanırsın kardeşi vampirin.
\nNe çok hain.
\n\nYoksul aile çocuklarıydınız
\nOrta halli, belki zengin.
\nSoyluydu sizden anneniz babanız,
\nSade yurttaşları Cumhuriyetin.
\nSiz hangi piç köklerden türediniz,
\nKimsiniz, neden böylesiniz
\nNasıl boğuldunuz içinde ihanetin.
\nNe çok hain.
\n\nZaman geçer, devran döner
\nYıkılır sarayı, zindanı zalimin
\nEfendi uşağını terk eder
\nGereği kalmayınca hizmetin
\nHele azıcık da diklendiniz mi
\nYersiniz kaçınılmaz tekmeyi
\nHadi, sıkıysa diklenin
\nNe çok hain
\n\nKimliksizler, omurgasızlar
\nHedefisiniz şimdi lanetin.
\nNe hizmetinde olduğunuz iktidar
\nNe sahte parıltısışöhretin
\nKurtaramayacak sizi bu lanetten,
\nHalkın içinde yükselen nefretten,
\nArtık hiç değilse susmayı deneyin.
\nNe çok hain.
\n\n\n
CHP ne yapabilir, ne yapmalıdır?21 Haziran
CHP’miz14 Haziran
Türkiye bize yasak mı?7 Haziran
📚Suçlusunuz
Gözleri gözlerimize kilitlenmişti
Hayır, hayır, adeta çakılmıştı Bize, bizim içimizden çıkmış, bir zamanlar arkadaşımız, dostumuz olmuş, içimizden, yüreğimizi koparırcasına istifa etmiş, ihanet etmiş, hainlerimizi anlatıyordu:
-Sizinle galiba arkadaş filandık/ Işıklı günlerinde gençliğimizin./ Hayalleriyle kanatlanırdık/ gelecek, güzel Türkiye'nin./ Fakat nasıl da değiştiniz birden/ Arınıp bütün o düşlerden/ Buzlu sularında bencilliğin/ NE ÇOK HAİN.
Anlattığı geçmişimizdi Gençliğin ateşinde yanıp yolda düşenlerdi Gücün şehvetine esir olanların, zalime uşak olanların, üç kuruşa geçmişini satanların ve hala fırsatını buldukça o geçmişe sarılanların hazin ve bir o kadar iç bulandıran hikayesiydi:
-Zaman geçer, devran döner/ Yıkılır sarayı, zindanı zalimin/ Efendi uşağını terk eder/ Gereği kalmayınca hizmetin/ Hele azıcık da diklendiniz mi/ Yersiniz kaçınılmaz tekmeyi/ Hadi, sıkıysa diklenin/ NE ÇOK HAİN.
Ve sahnedeki büyük adam, tarihin tekerrüründen söz ediyordu; hainin kullanıldıktan sonra tarihin çöplüğüne bir kirli mendil gibi atılacağını gayet yalın bir şekilde anlatıyordu:
-Kimliksiz, omurgasızlar/ Hedefisiniz şimdi lanetin./ ne hizmetinde olduğunuz iktidar/ Ne sahte parıltısı şöhretin/ Kurtaramayacak sizi bu lanetten,/ Halkın içinde yükselen nefretten,/ Artık hiç değilse susmayı deneyin/ NE ÇOK HAİN.
Bu hainlere “bari susun” diye seslenen dev sanatçı, Genco Erkal'dı!
Sonra?..
Sonra sahnedeki koca perdede yüreğimize seslenen soruları, o sorulara çok yakışan görüntüler eşliğinde izledik, soruyordu hayatın haysiyetli, vicdanlı yüzü:
-Karanlığın aydınlıkla savaşında/ Karanlıktan yana değilsen eğer/ Neresi olmalı bulunduğun yer?
-Akıl sinmişken aptallık karşısında/ Aptallıktan yana değilsen eğer/ Neresi olmalı bulunduğun yer?
-Alçaklıkla insan olmak arasında/ Bir seçim yapman gerekirse eğer/ Neresi olmalı bulunduğun yer?..
-Ölüm bıçak bilemekteyken yaşama/ ölümden yana değilsen eğer/ Neresi olmalı bulunduğun yer?
-Ve yaşamla ölüm arasındaki savaşta/ Ölümü göze alman gerekirse eğer/ Neresi olmalı bulunduğun yer?
Sorular ağır, sorular doğru, sorular erdemliydi Sonra sahneye bir çınar daha yürüdü ve erdemi anlattı, erdemsizlikle birlikte:
Utanç insana özgü bir duygu sanılır/ Utanan hayvanlar gördüm ben/ İnsanlar tanıdım ben/ utanmak nedir bilmeyen/ Öyle zamanlar gelip çattı ki/ Olağan sayılır oldu arsızlık/ Utanç utanıp çekildi köşesine/ Esip gürlüyor utanmazlık
Büyük usta, ardından günümüze uzandı ve erdemsizliğin zaferini anlattı:
-Ahlak insana özgü bir erdemdi/ Şimdi ahlak öğütlüyor ahlaksız/ Katil imdat diye yırtınıyor/ Hazine bekçisi olmuş hırsız/ Vicdan insana özgü bir erdemdi/ Öyle sanılırdı bir zaman/ Artık antikacı dükkanlarında/ Bir metadır ender bulunan
Ancak erdemsizliğin zamanı çok süremezdi Çünkü insana özgü bir şey daha vardı, onu da anlattı Rutkay Aziz:
-Ama bir özellik daha var insanda/ Küllerinden yeniden doğmak/ Hayır diyebildiğinde celladına/ Zafer erdemin olacak.
Ardından iki anne geldi sahneye; Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Ana ile Ali İsmail Korkmaz'ın annesi Emel Ana Artık tüm Gezi şehitlerinin anası olan bu iki kadın “Gezi onurumuzdur” diye başladılar dizelerine:
Gezi zalime, zulme karşı koyuşumuzdur/ Gezi özgürlük sevgimizdir/ Gezi tek değil çok olmaktır/ Gezi karşı koymaktır köleliğe/ Gezi su vermektir çeliğe/ Gezi hiç bitmeyen hep başlayandır/ Gezi hep yeniden doğacak olandır
Caddebostan Kültür Merkezi'nde, gözyaşlarının sevgiye, kahkahaya, slogana karıştığı bir öğleden sonrasıydı anlattığım Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu bile dayanamamış, şahane bir şiirin dizelerini paylaşmak için koşmuştu sahneye Sevgili Tuna Kiremitçi ve Haluk Çetin besteledikleri o güzelim şiirlerin bazılarını seslendirdiler Sevgili dostum Orhan Aydın o müthiş sesiyle “Kan dökücülüğün tarihi yazıldığında” olacakları anlattı bir bir örneğin Ebru Saçar “Yeni bir Sayfa” ile fethetti kalpleri Selçuk Korku, piyanosuyla direnişi anlattı İki yiğit sanatçı, Levent Üzümcü ve Meltem Cumbul, şahane bir sunumla ve dizelerle üstlendiler etkinliğin sunuculuğunu
Bu güzel insanların katıldığı etkinlikte sunduğu dizelerin tümü ise koca bir şaire, erdemin, vicdanın, dik durmanın timsali bir yiğit sanatçıya aitti:
-Ataol Behramoğlu!
Bu ülkenin halkına armağan olarak gördüğüm, dostu olmaktan onur duyduğum, “Şair” “Sanatçı” ve “Devrimci” sıfatlarını büyük bir zarafetle taşıyan Ataol Behramoğlu'nun son kitabı “Ne Çok Hain” deki şiirlerden bazı bölümlerdi bu yazıya taşıdığım Gurur duydum
-Sen çok yaşa sevgili Ataol
Ataol Behramoğlu’nun “Ne Çok Hain” şiir kitabı ile Meltem Cumbul, Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü, Gezi olayları, Levent Üzümcü gibi isimler ve eylemler yan yana sıralandıklarında çok da ‘şiir programı’ çağrışımı yapmıyorlar.
Müsaadenizle konuya direkt giriyorum… Şiir etkinliği adı altında bir ‘kendi kendini tatmin’ programının davetiyesi tarafıma ulaştırılınca hayretten donakaldım; içeriği okudukça da gözlerim fal taşı gibi açıldı!
Kemal Kılıçdaroğlu’nunAdalet Yürüyüşü ile Gezi olayları, Ataol Behramoğlu’nun‘Ne Çok Hain’ kitabıyla Meltem Cumbul, Levent Üzümcü, Genco Erkal vs. isimler ve eylemler yan yana, sıra sıra… Almış başını gidiyor!
Konu şu: Kadıköy Belediyesi, 6 Ocak Cumartesi akşamı Ataol Behramoğlu’nun yeni kitabı ‘Ne Çok Hain’deki şiirlerin okunacağı bir gece tertip ediyor.
Etkinlikte ‘Ne Çok Hain’de yer alan şiirler, ‘usta sanatçılar’ tarafından seslendirilecekmiş. Genco Erkal (tabiî ki ya, başka kim olabilir, ama başkaları da var) Rutkay Aziz, Tuna Kiremitçi, Meltem Cumbul (hani şu, Adana Film Festivali ödül töreninde, -Aynı görüşü paylaşmadığım adamla tokalaşmam- deyip Buğday filminin yönetmeni Semih Kaplanoğlu’nun elini havada bırakan hazımsız sunucu) ve Gezi olaylarında bağcıyı dövmeye kalkan eylemci tiyatrocu Levent Üzümcü şiir okuyacak isimler arasındaymış. (İbrahim Sadri’yi çağıracak halleri yok ya!)
Etkinliğe katılacak isimler bunlarla sınırlı kalsa yine iyi; kendilerine iki de acılı anne seçmişler. Gezi olaylarında hayatlarını kaybeden Berkin Elvan’ın annesi ile Ali İsmail Korkmaz’ın annesi de şiir etkinliğine davet edilmiş. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu ile beraber şiir okuyacaklar.
Etkinlik davetiyesine bir de şöyle not düşülmüş: “Behramoğlu’nun son yıllarda yazdığı şiirlerden yapılmış seçmelerin yer aldığı Ne Çok Hain adlı kitapta Gezi’den, Adalet Yürüyüşü’ne Türkiye gündemine damgasını vuran toplumsal olaylar yer alıyor.”
Ataol Behramoğlu’nun ‘toplumsal olayları konu alan şiirleri’ arasında 15 Temmuz direnişi var mıdır bilemiyorum ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘adalet yürüyüşü’ için şiir yazdığına göre, ‘darbe gecesin tankların arasından sıvışıp, korunaklı bir evde televizyon karşısına kurulan Kılıçdaroğlu’ başlıklı bir şiirin olmayacağı kesin.
Dün şair arkadaşlarla laflarken, Kadıköy Belediyesi’nin ‘Ne Çok Hain’ gecesi ile ilgili ne düşündüklerini sordum. Katılımcı ekibe şöyle bir göz gezdirdikten sonra ilk tepkileri “Vay arkadaş!” oldu. “Bu” dedi aralarından biri, “Türkiye’nin, milletin ve memleketin dışında kalmaktır. Türkiye’de değişen iklimi, alttan gelen iki yeni nesli okuyamamaktır. Ki bu yeni nesil tercihini milletten, memleketten yana koydu.” Şair dostlardan biri Ataol Behramoğlu’nu yakından tanıyan bir isimdi; “Behramoğlu gibi bir dönemi, bir yürüyüşü temsil eden şairin bu noktaya gelmesi ayrıca üzücü. Savruldu ve Türkiye’nin dışında kaldı” dedi.
Şiirleriyle son dönemin zirve isimlerinden bir başka dostumuz konuya daha ontolojik açıdan yaklaştı: “Kültürel iletişimde ve kalıcı sosyal duyarlık yaratmada en güçlü etki hâlâ şiirle elde ediliyor. Yanlış, maksatlı yapanın elinde yanlış ve maksatlı, doğru yapanın elinde yapıcı…”
El Hak doğru tespit.
Hem şiirin toplumsal kabul görmüşlüğü ve gücünü tespit açısından hem de “Kadıköy Belediyesi kendisinden bekleneni yaparken, diğer belediyeler şiir için ne yapıyor?” sorusuna verilmesi gereken cevap açısından Herkes çıkaracağı sonucu çıkarsın, ‘Hain’ diyenler bile şiire sarılıyor.
Meltem Cumbul, Adalet Yürüyüşü, Gezi, Levent Üzümcü, Ne Çok Hain ve Ataol Behramoğlu… Yan yana sıralandıklarında doğrusu bende çok da ‘şiir programı’ çağrışımı yapmıyorlar.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası