kemoterapi sonrasi gecmeyen hickirik / Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta » HIÇKIRIK CİDDİ BİR HASTALIK BELİRTİSİ OLABİLİR

Kemoterapi Sonrasi Gecmeyen Hickirik

kemoterapi sonrasi gecmeyen hickirik

kasa fişi

Hıçkırık, göğüs boşluğu ile karın boşluğunu birbirinden ayıran ve diyafram adı verilen kasın istem dışı kasılmasını takiben ses tellerinin bulunduğu gırtlak bölgesinin aniden kapanmasıyla oluşur ve bu sırada karakteristik bir &#;hık&#; sesi duyulur.

Dakikada kez tekrarlayabilen bu kasılmalar diyaframdan başka kaburgalar arasındaki kaslarda da saptanabilir.

Hıçkırık, çoğu zaman kısa süreli ve zararsızdır ve sağlıklı kişilerde geçici bir rahatsızlık olarak ortaya çıkar.

Küçük bebeklerdeki ve çok hızlı yemek yiyen ve bu sırada hava yutan kişilerde görülen hıçkırık buna iyi bir örnektir.

Aşırı gülme hıçıkırık yapabilir

Aşırı gülme, gıdıklanma, fazla sigara ve alkol kullanılması, histeri, hava yutulması gibi organik bir hastalığa bağlı olmayan durumlarda da geçici hıçkırık ortaya çıkabilir.

Hıçkırık bazen günlerce-haftalarca kesilmeyip hastayı ciddi şekilde rahatsız edebilir ve önemli bir hastalığın belirtisi de olabilir.

Uzun süreli hıçkırıklar hastanın yemek yemesini, uykusunu, konuşmasını etkiler.

Cerrahi girişim sırasında ve sonrasında ortaya çıkan hıçkırıklar da çeşitli komplikasyonlara yol açarlar.

Hıçkırığın merkez siniri sistemi hastalıklarından mide hastalıklarına kadar çok farklı sebepleri vardır .

Merkezi sinir sistemi hastalıkları

Hıçkırık, ansefalit, menenjit, beyin içi kanama ve beyin tümörleri, üremi, beyindeki yaşlılıkla ilgili değişiklikler gibi merkezi sinir sistemini ilgilendiren hastalıkların bir bulgusu olabilir.

Göğüs hastalıkları

Her iki akciğer arasında kalan ve içinde kalbin de bulunduğu mediasten ismi verilen bölgenin hastalıklarında hıçkırık gelişebilir.

Buradaki lenf bezlerinin tüberküloz, kanser veya başka sebeplerle büyümeleri,  frenik sinirin travması, aşırı kalp büyümesi, kalp krizi, ve yemek borusu tıkanıkları bu hastalıkların başlıcalarıdır.

Zatürreede ve akciğer zarları arasında sıvı toplanması da hıçkırığa yol açabilir.

Karınla ilgili hastalıklar

Diyafram kasının fıtıkları, karaciğer tümör ve apseleri, mide kanseri, dalak enfarktüsü, bağırsak tıkanıklığı, akut pankreatit gibi hastalıklarda hıçkırık saptanabilir. Ayrıca, üst batın operasyonları sonrasında da hıçkırık ortaya çıkabilir.

Hıçkırık nasıl tedavi edilir?

Hıçkırık tutan kişiler yemek yerken acele etmemeli ve konuşmamalıdır.

Genel olarak yüksek sesle değil, yavaş konuşmaya özen gösterilmeli, aırı gülmeden kaçınılmalıdır.

İçecekler kesinlikle şişeden içilmemeli,  alkol ve sigara kullanılmamalıdır.

Hıçkırık, önce aşağıdaki basit manevralarla giderilmeye çalışılır:

BİR: Bir çay kaşığı dolusu kuru toz şekerin yutulması veya aç karnına birkaç karanfil çiğnemek, özellikle yaşlılarda iyi sonuç verebilir.

İKİ: Burundan sokulan bir kateterle yutağın uyarılması işe yarayabilir.

ÜÇ: Derin nefes alıp verilmesi (hiperventilasyon) denenebilir.

DÖRT: Belirli bir süre nefes tutma etkili olabilir.

BEŞ: Bir kese kağıdı içine nefes alıp verilmesi, su veya buz parçalarının hızla yutulması, buzlu su, limon suyu veya sirke içilmesi de hıçkırığı geçirebilir.

Bunlar fayda etmiyorsa&#;

Bu yöntemlerle giderilemeyen hıçkırık için sakinleştiriciler, kas gevşeticiler gibi çeşitli ilaçlar etkili olabilir.

Bunlar içinde en popüler olan tedavi saat arayla mg klorpromazin veya 6 saatte bir mg kinidin verilmesidir.

Boyundaki karotis damarına “hekim tarafından” masaj yapılması da denebilir.

Bu tedavilerle de durdurulamayan hıçkırık için son çare frenik sinirin bir anestezik ilaçla veya cerrahi olarak blokajıdır.

Siz de yorumunuzu paylaşın:

Hıçkırık Tedavisi

Okuma Süresi: 4dakika

Hıçkırık Nedir?

Hıçkırık, göğüs boşluğu ve karın boşluğunun arasında yer alan diyafram kasının istemsiz bir şekilde aniden kasılarak refleks oluşturmasıdır. Tıptaki adı Singultus olan hıçkırık, bu refleks ile birlikte ses tellerinin bulunduğu gırtlakta bir kapanma yaşatarak alınan nefesin dışarı “hık” şeklinde bir ses olarak yansımasına neden olur. Kişi hıçkırığa tutulduğunda diyafram kası yeniden rahatlayana kadar bu refleks kendini defalarca tekrarlamaktadır. Böylelikle de hıçkırık dediğimiz durum ortaya çıkmaktadır.

Hıçkırık tehlikeli bir sorun olarak görülmese de 3 çeşide ayrılır ve etkilerine göre tehlike yaratabilmektedir. Eğer hıçkırık 48 saatten az sürüyorsa bu akut hıçkırıktır. gün arasında seyreden hıçkırığa ise inatçı hıçkırık denilmektedir. Eğer hıçkırık 1 aydan fazla sürüyorsa bu dayanılmaz hıçkırık olarak adlandırılır ve kesinlikle tedavi edilmesi gerekmektedir.

Hıçkırık Neden Olur?

Hıçkırık denilen refleks hareketinin oluşması birçok nedene bağlı olabilmektedir. Genel sebebine bakıldığında yemek yerken yutulan hava nedeniyle ortaya çıkmakla birlikte tıbbi nedenini diyafram kasını uyaran hormonların salınması işe birlikte diyaframın kasılması sebebiyle oluşur. Normal bir hıçkırıkta diyafram ortalama 6- 12 defa kasılır ve sonrasında normale döner. Fakat hıçkırık geçmiyorsa ve günlerce sürüyorsa bir doktora başvurmakta fayda olacaktır. Hıçkırığın oluşmasındaki diğer nedenler ise;

  • Sindirim sistemi bozuklukları
  • Stres, kaygı ve ani duygusal değişimler
  • Zatürre
  • Kalp büyümesi ve kalp krizi
  • Yemek borusu tıkanıklığı
  • Reflü gibi mide rahatsızlıkları
  • Aşırı yemek yenilmesi
  • Gazlı ya da alkollü içecekler tüketilmesi
  • Diyabet
  • Kullanılan bazı ilaçlar
  • Astım ve çeşitli hastalıklar hıçkırık sorununa neden olmaktadır.

Bebeklerde Hıçkırık Neden Olur?

Hıçkırık bebeklerde oldukça sık rastlanan bir durumdur ve bu endişe edilmesi gereken bir sorun değildir. Küçük bebeklerde midenin gün geçtikçe hızla büyümesi sinirleri uyararak hıçkırığa neden olmaktadır. Bebekler genellikle beslenme sonrasında gaz çıkışının sağlanamaması ve hava yutulması nedeniyle hıçkırığa tutulurlar. Ayrıca ani sıcaklık değişimi, heyecanlanma ve aşırı gülme durumlarında da bebeklerde hıçkırık gözlenebilir.

Doğumdan sonra bebeğin 1 yaşa gelene kadarki sürecinde sıklıkla yaşanabilen hıçkırık nöbetlerini geçirmenin en iyi yolu bebeği emzirmektir. Emzirmeye rağmen geçmeyen hıçkırıklarda bebeğin sırtı belli bir süre dik tutularak kucakta sallanabilir.

Kronik Hıçkırık Nedir?

Kronik hıçkırık, diyaframın kasılmasından itibaren 48 saatten daha uzun süren ve sistematik şekilde devam eden sorundur. Genellikle ciddi bir hastalığın habercisi olmakla birlikte mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir.

Özellikle kalp ve diğer organlarda ciddi bir hastalığın nedeni olabilen kronik hıçkırık, sinir sistemine ya da sindirim sisteminde de bir sorun olduğuna işaret olabilir. Beyin iltihaplanması, inme, kafa travmaları, menenjit, ülser, gastrit, reflü, safra kesesi hastalıkları gibi ciddi rahatsızlıklarının varlığı kronik hıçkırık belirtisi ile ortaya çıkabilir.

Uzun süreli geçmeyen kronik hıçkırık, kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyerek; konuşma, yeme, içme, uyuma gibi aktiviteleri yapmasını engeller. Devamlı tekrar eden bu refleksler kişinin bünyesini yorduğu için yorgunluk, devamlı uyuma isteği, kilo kaybı ve psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkmasına da neden olur. Eğer siz de uzun süreli geçmeyen hıçkırıklardan şikayetçiyseniz Üsküdar Özel Hürrem Sultan Hastanesi uzman doktorlarına başvurarak kronik hıçkırıklarınızın altta yatan sebeplerini öğrenebilir, ayrıntılı muayeneden sonra tedavi sürecinizi başlatabilirsiniz.

Kronik Hıçkırık Tanısı Nasıl Koyulur?

Uzun süredir geçmeyen kronik hıçkırık vakalarında doktor tarafından öncelikle hastanın hikayesi dinlenerek bu refleksin devam etmesinin altında yatan nedenler tespit edilmeye çalışılır. Ardından fiziksel ve nörolojik muayeneler gerçekleştirilir ve gerekli durumlarda hastadan çeşitli testler istenebilir. Tüm tetkikler yapıldıktan sonra ise hastaya uygun olan tedavi yöntemi uygulanarak hıçkırık tedavi edilir.

Laboratuvar Testleri

Hastadan kan örneği alınarak varlığı bilinen hastalıkların son durumu ölçülür ya da bilinmeyen bir hastalık olup olmadığı tespit edilir. Bunlar şeker hastalığı, enfeksiyonlar, böbrek hastalıkları olabilir.

Görüntüleme Testleri

Bilgisayarlı tomografi (BT), göğüs röntgeni, manyetik rezonans (MR) gibi cihazlar yardımı ile diyafram bölgesinde herhangi bir sorun, tahrip ya da hasar olup olmadığı tespit edilir.

Endoskopik Testler

Yemek borusu ya da nefes borusundaki oluşabilecek sorunların varlığını tespit etmek için uygulanır.

Hıçkırık Nasıl Tedavi Edilir?

Hıçkırık genellikle kendiliğinden geçen bir sorun olduğu için tedaviye ihtiyacı yoktur fakat kronik hıçkırık durumlarında bir hastalığın belirtisi olduğu için öncelikle hastalık tespit edilmektedir. Hıçkırık ataklarının 2 günü geçtiği süreçlerde genellikle ilaç ile tedavi yöntemi uygulanır. Fakat ilaçla tedavi işe yaramaz ise cerrahi müdahaleye başvurulabilir.

Kişide kalıcı hıçkırık nöbetlerinin varlığında “vagus” adı verilen aslında epilepsi hastaları için uygulanan tedavi yöntemi uygulanabilir. Sinir bölgesine elektrik uygulanarak hasta vücudunda elektriksel uyarım sağlanması amaçlanır. Bu yöntem kalıcı hıçkırık sorununun çözülmesi için oldukça etkili ve başarılı bir yöntem olmaktadır. Ayrıca uzun süreli hıçkırıkların tedavilere yanıt vermemesi durumunda hipnoz ya da akupunktur gibi alternatif tedaviler de uygulanabilmektedir.

Doğal Hıçkırık Tedavileri

Geçici olan hıçkırığı durdurmak için kesin ve etkili bir yol henüz geliştirilememiş olsa da halk arasında bilinen ve evde uygulanabilecek bazı genel uygulamalar vardır. Bunlar;

  • Kağıt bir torbanın içine nefes alıp vermek
  • saniye nefesi tutmak
  • Buzlu su içmek
  • Yüzü soğuk su ile yıkamak
  • Limon, kolonya ya da nane gibi keskin kokulu ürünleri koklamak
  • Hızlı nefes alıp vermek
  • Burnu sirkeli su ile yıkamak etkili yöntemlerden bazılarıdır.

Sıkça Sorulan Sorular

Hıçkırık için hangi doktora gidilmelidir?

Uzun süreli geçmeyen hıçkırık sorunları mutlaka ciddiye alınarak doktora başvurulmalıdır. Kişiler kardiyoloji, dahiliye (iç hastalıkları) ve gastroenteroloji bölümlerinden randevu alabilirler.

Hıçkırığa neden olan ilaçlar hangileridir?

Bazı ilaçlar yan etki olarak hıçkırığa neden olabilmektedir. Bunlar genellikle kortizon ve trankilizan içerikli ilaçlarda görülmekle birlikte romatizma ilaçları da hıçkırık tutmasına neden olabilmektedir. Ayrıca steroid kullanımı ve antibiyotikler yan etki olarak nadir de olsa hıçkırığa sebep olabilirler.

Yemek sonrası hıçkırık neden olur?

Hızlı bir şekilde yemek yenildiğinde gıdalarla birlikte bir miktar da hava yutulur. Yutulan bu havanın dışarı çıkması için vücut hıçkırık ile tepki verir.

Kanser hastalarında neden hıçkırık olur?

Kemoterapi gören hastalarda kullanılan yöntemlerin mide bulandırıcı etkisini ortadan kaldırmak için kullanılan mide ilaçları mide bağırsak hareketlerini yavaşlatır. Bu durum da kemoterapi hastalarında uzun süreli ve geçmeyen hıçkırık oluşmasına neden olur.

Safra kesesi hıçkırığa neden olur mu?

Safra kesesi ile ilgili problemler uzun süreli hıçkırık nöbetlerine yol açabilir. Kalp ve akciğer zarının iltihaplanması, zatürree, akciğerin orta kısmında meydana gelen tümörler, böbrek yetmezliği de hıçkırık sebebi olabiliyor.

Hıçkırık bebeği rahatsız eder mi?

Hıçkırık, bebekleri rahatsız etmemekle birlikte bu durum ortalama 7 dakikaya kadar devam edebilir. Bebek doyduktan sonra başlayan hıçkırık aslında bebeğin yediklerini sindirmesini kanıtlamaktadır.

Paylaş:

Yemek Borusu (Özofagus) Kanseri

Yemek Borusu (Özofagus) Kanseri Nedir?

Yemek borusu tıptaki adıyla özofagus, ağızdan alınan besinlerin mideye taşınmasında rol oynayan içi boş bir organdır. Ağız boşluğundan başlayan yemek borusu, omurilik ve soluk borusu arasından mideye kadar uzanmaktadır. Burada gelişen kanser türü özofagus kanseri olarak adlandırılır. Sık görülen kanser türlerinden birdir. Erken evrede teşhis edilmesi için belirtileri mutlaka dikkate alınmalıdır. Gastroenteroloji Kliniğimizde alanında uzman doktorlarımıza muayene olarak detaylı tetkiklerinizi yaptırabilirsiniz.

Yemek Borusu Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Yemek borusu kanseri geçmeyen belirtiler ile kendini gösterir. Sıvı gıdaları yutarken bile zorluk çekmek, en tipik belirtilerinden biridir. Bunun sebebi farklı yutma bozuklukları olabileceği gibi aşağıdaki belirtiler ile birlikte özofagus kanseri belirtisi de olabilir.

  • Yutulan gıdaların ağza geri gelmesi
  • Kusma
  • Yutma güçlüğü
  • Mide yanması
  • Göğüs ağrısı
  • Kilo kaybı, zayıflama
  • Geçmeyen hıçkırık

Özofagus Kanseri Neden Olur?

Yemek borusu kanserinin birçok nedeni olabilir. Aşırı sıcak içecekleri tüketmek, aşırı sigara ve alkol kullanımı özofagus kanserini tetikleyen etkenlerden biridir. Yanmış, tütsülenmiş besinlerin çok sık tüketilmesi de kansere sebep olmaktadır. Özofagus kanserine sebep olan etkenler şu şekilde sıralanabilir;

  • Uzun süren reflü
  • Aşırı sıcak içecek tüketme alışkanlığı
  • Alkol ve sigara kullanımı
  • Genetik yatkınlık
  • Bazı enfeksiyonlar

Yemek Borusu Kanseri Tanısı Nasıl Yapılır?

Hastanın şikayetlerinde yutma güçlüğünün olması kanser tanısı için önemli bir etkendir. Beslenme alışkanlıkları, hastada var olan hastalıklar da tanıyı destekler. Yemek borusu kanserinde tanı yöntemi olarak öncelikle endoskopi kullanılır. Endoskopi ile yemek borusunu görüntüleme işlemi, kanser teşhisi için yeterli olsa da patolojik inceleme ile tanı kesinleştirilir. Endoskopik ultrason ile kanserin hangi evrede olduğu belirlenir.

Yemek Borusu Kanseri Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kanserin hangi bölgede geliştiğine bağlı olarak tedavide farklılıkları görülür. Bu yüzden kanserin hangi bölgede olduğuna bakılarak tedavi yöntemlerinden bahsetmek gerekir. Kanserin hangi evrede olduğuna bakılarak ameliyat tekniği belirlenir. Bazı durumlarda kanserli dokular temizlenebilirken bazen yemek borusunun tamamının ve midenin bir kısmının alınması gerekebilir. Özofagus kanserini geliştiği bölgeye göre değerlendirmek gerekirse şu şekilde tedavi süreçleri uygulanır;

Boyun Bölgesinde Özofagus Kanseri Tedavisi

Yemek borusunun boyun bölgesinde gelişen kanserlerde genellikle kemoterapi ile tedavi yöntemi uygulanır.  Bunun sebebi, boyun bölgesindeki yemek borusu kanserinde kemoterapi ve ameliyat tedavisi arasında büyük bir fark olmamasıdır. Kemoterapi, radyoterapi gibi yöntemler işe yaramadığında ameliyata başvurulur.

Göğüs Bölgesinde Özofagus Kanseri Tedavisi

Soluk borusunun üzerinde özofagusta gelişen kanserlerde genellikle kemoterapi ile tedavi uygulanır. Soluk borusunun altında olduğunda ameliyat ile tedavi tercih edilir. Ameliyatta lenf bezleri ile birlikte kanserli yemek borusunun tamamının çıkarılması gerekir. Hastanın normal beslenmesine devam edebilmesi için mideden bir yemek borusu yapılır.

Mideye Yakın Bölgede Özofagus Kanseri Tedavisi

Mideye yakın bölgede gelişen yemek borusu kanserinin mideye yayılma ihtimali vardır. Bazı hastalarda bu durum çoktan gerçekleşmiş olabilir. Böyle bir durumda yemek borusu ve midenin bir bölümünün alınması gerekir. Bu hastalarda yeni bir yemek borusu yapılarak ağızdan beslenme sağlanır. Hastalara ameliyat sonrası özel bir beslenme programı belirlense de hemen hemen her şeyi tüketebilirler.
 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir