bir kilimi üzerinde sevgiliniz gezecekmiş gibi / Bir kilimi üzerinde sevgiliniz gezecekmiş, bir - Menemen N' Pastırma

Bir Kilimi Üzerinde Sevgiliniz Gezecekmiş Gibi

bir kilimi üzerinde sevgiliniz gezecekmiş gibi

Kitaplar ve Anlamlı Sözler

Dünya öyle çiçeği burnundaydı ki hiçbir şeyin adı yoktu ve onlardan bahsederken parmakla göstermek gerekiyordu.

  1. G. Marquez

*******

Eğer çevrenizdeki herşey artık çok fazla üstünüze geliyorsa, siktir edin gitsin.

John C. Parkinİn &#; Siktir Et Eserinden

*******

Beğendiğiniz bedenlere hayalinizdeki ruhları koyup &#;aşk&#; sanıyorsunuz!

(Shakespeare)

*******

Bana sen kimsin diye sormayın. Ömrü azıcık kalmış bir hiçim. Ben, hiçbir şeyim, hiçbir şeyim.

Murdar bir halden, muhteşem olan maziye kanatlanıp uçmak gericilikse, her namuslu insan gericidir.

(Cemil Meriç / Jurnal)

*******

İlle de gitmem gerekiyordu, bazılarımız için ille de gitmek gerekir.

Buket Uzuner-İstanbulu

*******

Sevmezse gönül askı ne anlar. Güzel kadınlar tiyatrodan oyunun sonunu beklemeden çıkarlar. E iste, son sahneyi görmek istemiyorum, hepsi bu.

Balzac-Kibar Fahiseler Estherin İntihar Notu.

*******

Kayıtsızlık, bir yok etme çabasıdır.

(Murat Menteş &#; Dublörün Dilemması)

*******

-Herşeyimi kaybettim, şimdi ne için yaşayacağım.

-Tanrı için evlat.

(Sevgi Neredeyse Tanrı Oradadır &#; Tolstoy)

*******

&#;O yaralar ki sessiz birer ağız gibi&#;

(Julius Caesar)

*******

Belki de insan sevilmekten çok, anlaşılmayı bekliyordu.

(Geoerge Orwel)

*******

&#;Ve gece yazdığın mektup orada işte, nasıl okunabileceğini aklım almıyor, bir göğüs havayı solumak için böyle nasıl daralıp genişliyor, aklım almıyor, senden nasıl uzak kalınır, aklım almıyor.&#;

Farnz Kafka  &#; Milena’ya Mektuplar

*******

&#;Yarın&#; Yine yarın&#; Yine yarın&#;

Sürüklenip gidiyor böyle bu boş yaşam,

Kayıtlı zamanın son hecesine kadar…

Dünlerimiz ise, onca budalaya ışık tutup,

Toprak altına giden yolu gösterdi, o kadar.&#;

*******

William Shakespeare – Macbeth

*******

Hayatınızı kurtaran kişi, sonsuza kadar hayatınızdan sorumlu olur.

Zayıfmış gibi yaparak, güç kazanırsınız. Kendinizi güçsüz göstererek diğer insanların kendilerini güçlü hissetmelerini sağlayabilirsiniz. İnsanların sizi kurtarmasına izin vererek aslında siz onları kurtarırsınız.

Tek yapmanız gereken nazik ve minnettar davranmaktır. Bu yüzden ezilen taraf olmaya devam edin.

İnsanların üstünlük taslayabilecekleri birine ihtiyaçları vardır. Bu yüzden mazlum olmaya devam edin.

İnsanların Noel&#;de çek yollayabilecekleri birine ihtiyaçları vardır. Bu yüzden fakir kalın.

Tıkanma &#; Chuck Palahniuk

*******

Kayra bir gün bana &#;mutsuzluğuna hiçbir çare aramıyorsun&#; demişti.

Hakan Gunday &#; Kinyas Ve Kayra

*******

Bildiğimiz şeyleri bilebilmek için illaki bir alamet bekleriz bazen. Ya da bizi omuzlarımızdan tutup dut ağacı silkeler gibi sarsacak bir elçi, mümkünse uzaklardan gelen. Ama işte her zaman istediğimiz suret ve ebatlarda olmayabilir gönderilen. Alametin biçiminde yahut elçinin kisvesinde değil, anlamı çözebilmektir mesele.

Bit Palas &#; Elif Şafak

*******

&#;Her hakiki aşk, umulmadık dönüşümlere yol açar. Aşk bir milad demektir.

Şayet &#;aşktan önce&#; ve &#;aşktan sonra&#; aynı insan olarak kalmışsak, yeterince sevmemişiz demektir.

Çünkü; birini seviyorsan, onun için yapabileceğin en anlamlı şey değişmektir!&#;

(Aşk / Elif Şafak)

*******

Yalnızca büyük acılar çekenler mutluluğun değerini bilirler&#;

(Heart Shaped Glasses)

*******

&#;Yeryüzündeki bütün dinler, bütün ahlaklar tek bir şey üzerinde toplanır; erdemi severek kusursuz olmaya çalışmak. İnsanın aklına &#;bundan basit ne olabilir?&#; diye bir düşünce gelir. Öyleyse haydi bakalım; erdemli bir şey yapın, kusurlarınızdan hiç olmazsa bir tanesinden kaçının bir kere. Deneyin hadi! İşte bu da böyle!&#;

(Delikanlı / Fyodor Dostoyevski)

*******

&#;Örneğin; bir gün bir nanik yapsam ve nanik konusunda yapılan hesaplar, yaptığım şeyi ve hatta nanik yaparken hangi parmakları kullanmam gerektiğini ortaya koyarsa benim kişisel özgürlüğüm nerede kalır?

Unutmamalıyız ki yaşam yaşamdır, matematik değil. Örneğin ben oldukça doğal bir biçimde, yalnızca aklımı kullanıp, hayatımın yirmide birinden yararlanmak değil, içimde var olan bir yaşam isteğiyle ilgili tüm unsurları seferber ederek yaşamak istiyorum. Aklın gücü nereye kadar uzanır? Akıl ancak öğrenebildiği kadarını bilebilir.&#;

(Yeraltından Notlar)

*******

Dizleri hep tapınır, elleri erdeme yakarıştır, ama yüreklerinin bir şeyden haberi yoktur.

Yine öyleleri de vardır ki, şöyle demeyi erdem sayarlar: &#;erdem gereklidir.&#;, -oysa gerçekte ancak polisin gerekli olduğuna inanırlar..

( Ve Böyle Buyurdu Zerdüşt &#; Erdemliler Üstüne &#; Nietzsche)

*******

Kurtarıcı dedikleri, onları zincirlere vurmuştur. Düzme değerlerin ve uydurma sözlerin zincirlerine! Ah, biri çıksa da onları kurtarıcılarından kurtarsa!

(Ve Böyle Buyurdu Zerdüşt &#; Rahipler Üstüne &#; Nietzsche)

*******

Parmağıma değil, işaret ettiği yere bakın!

( Alev Alatlı)

*******

&#;saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır. Bu da gösterir ki, zaman ve mekan, insanla mevcuttur!&#;

Schrödinger

*******

Saatleri ayarlama enstitüsü /

Ahmet Hamdi Tanpınar

*******

Öyle cımbız cımbız sevmiyorum.

Kitap yerine baş ağrısı bahane misali, kompirme.

Düşünelim bir, herkesin elinde ünlü söz rehberi, doldursun her yeri.

Konuşma mı, meram anlatmak mı, düşündüğünü ifade mi, hangisinin yerine geçer bu frekans kargaşası.

Sözler kitabından

*******

Türk erkekleri önce annelerinden babalarından dayak yiyerek yetişiyor, çocuk yaşta cinsel organlarının ucunun usturayla kesilmesiyle cinsel bir travmaya uğruyor, sonra okulda, askerde, maçta dayak yiyip duruyorlardı. Bu da özgüven diye bir şey bırakmıyordu onlarda. Çoğu, saldırganlığı, kendinden güçsüz olanı ezmeyi seçiyordu.

Zülfü Livaneli &#; Serenad

*******

&#;Senin için bin tane olsa yakalarım.&#;

The Kite Runner

*******

Neden sadece bir hayal ürünüsün Olric?

-Siz gerçeksiniz de ne oluyor efendimiz?

Oğuz atay-tutunamayanlar

*******

Hayat bana iyi davranıyor. Diye düşünüp hissederseniz, hayatınızı iyileştirecek kişileri, durumları ve olayları kendinize çekersiniz.

Kargaşa projesi fikri Tyler&#;ın aklına işte o sabah geldi.

Gerçekte neyle dövüşmekte olduğumu sordu Tyler.

Tyler&#;ın hep söylediği gibi hissediyordum kendimi; tarihin süprüntü ve kölelerinden biri olarak. Hayatta hiçbir zaman sahip olamayacağım bütün güzellikleri yıkıp yok etmek istiyordum. Amazon ormanlarını yakmak istiyordum. Uzaya klorofluoro karbon gazları pompalayıp ozon tabakasından koca koca delikler açmak istiyordum. Dev tankerlerin boşaltma vanalarını açmak, açık denizdeki petrol kuyularının kapaklarını kaldırmak istiyordum. Yemeye Parama’mın yetmediği bütün balıkları öldürmek, asla göremeyeceğim Fransız kumsallarını kirletmek istiyordum.

Bütün dünyanın dibe vurmasını istiyordum.

O çocuğu yumruklarken aslında yapmak istediğim, çiftleşmeyerek türünü tükenmeye mahkum eden her pandanın ve pes edip kendini karaya atan her balinanın, her yunusun alnının ortasına bir kurşun sıkmaktı.

Bunu türlerin yok oluşu olarak görmeyin, eleman azaltımı gibi görün.

Binlerce yıldır insanoğlu bu gezegendeki her şeyin içine etmiş, her şeyi boka çevirmişti ve şimdi tarih benden herkesin pisliğini temizlememi bekliyordu. Boş konserve kutularını suyla çalkalamalı ve yaşatmalıydım. Kullandığım her benzin damlasının hesabını vermeliydim.

Ayrıca, nükleer atıkların, gömülmüş mazot tanklarının ve ben doğmadan bir kuşak önce atılmış çöplerin oluşturduğu zehirli yığınların faturasını üstlenmek zorundaydım.

Ciğerime duman kokusu çekmek istiyorum.

Kuşlarla geyikler gereksiz lükslerdir ve bütün balıklar su yüzüne vurmalıdır.

Louvre müzesi &#;ni yakmak istiyorum. Elgin mermerleri &#;ni balyozla parçalamak, Mona Lisa&#;la kıçımı silmek istiyordum. Bu dünya benim dünyam artık.

Bu dünya benim dünyam. Benim dünyam. O eski insanlar öldüler.

Kargaşa projesi fikri Tyler&#;in aklına o sabah kahvaltıda gelmişti.

Fight Club * By Chuck Palahniuk

*******

&#;İçmenin sorunu bu, diye geçirdim içimden kendime bir içki koyarken. Kötü bir şey olduğunda unutmak için içiyordun; iyi bir şey olduğunda kutlamak için içiyordun; hiçbir şey olmazsa bir şeyler olsun diye içiyordun.&#;

Charles Bukowski  &#; Kadınlar

*******

Sen, gözlerinden ateşler saçarak, zehirli oklarını bana yöneltirken, ben sana aşık oldum nehir. Canan tan en son yürekler ölür.

Bazen susarsın, yenilmiş sanırlar seni;eksik ve monash.pw, susan bilir ki zaman kimse kaldıramaz.

Dostoyevski

*******

&#;Ben yazgımla evliyim, kadere vardım.&#;

&#;Şeytanın gücü beldedir.&#;

(Denemeler &#; Montaigne)

*******

Ben hasta bir adamım&#; İçi hınçla dolu, gösterişsiz bir adamım ben.

(Yeraltından Notlar)

*******

Demek sizler benim için görevlendirildiniz diye sorar joseph k.

Franz kafka.

*******

Anladınız mı beni ? Çarmıhtakine karşı dionysos.

Nietzsche

*******

Işığım ben: gece olaydım keşke. Ama budur işte benim yalnızlığım, çepeçevre ışıkla sarılmış olmam.

Nietzsche

*******

Bu adı açığa vurdum.

Jose Saramago

*******

Pek çok iyi adam bir kadın tarafından köprü altına düşürülmüştür.

Charles Bukowski

*******

&#;İnsanlar basit ve üstün olarak ikiye ayrılırlar. Basit olanlar, yalnızca insan cinsini üretmeye yarayanlardır. Diğerleri de yeni bir şey söyleyebilmek isteğiyle doğmuş, üstün insanlardır. Toplum muhafazakarlık görevini yerine getirmek için çok kez bu insanları asıp kesiyor ya da her türlü hareket imkanından mahrum ediyor. Ama yine aynı toplum, bir nesil sonra bu astığı insanların anıtını dikip, onlara tapıyor. İlk bölüm şimdinin adamıyken, ikinci bölüm hep geleceğin adamıdır. Birinciler dünyayı korur ve nüfusu çoğaltırlar. İkincilerse onu hareket ettirir ve asıl amacına doğru yürütürler.&#;

&#; kapıyı kilitlemiyor musun? -diye sordu.

&#; hiçbir zaman kilitlemedim ki! Sözde iki yıldır kilit alacağım&#; -gülümseyerek sonya&#;ya baktı. -kilitleyecek hiçbir şeyi olmayan insanlar mutludurlar herhalde, öyle değil mi?

Yalan, insanların bütün öteki yaratıklara karşı biricik üstünlüğüdür! Oysa biz yalanı bile kendimiz kıvıramayız! Bana bir yalan söyle, ama bu yalan senin olsun, senin uydurduğun bir şey olsun, alnından öpeyim! Kendine ait bir yalan, başkalarına ait gerçekleri tekrarlamaktan belki de daha iyidir.

(Suç Ve Ceza)

*******

Yoksulluk ve aşırı cilveli olmak kötü yola eğilimi fazlalaştırır: biri azarlar, diğeri şımartır.

Şimdiki toplum içindeki sosyal hayat kötüdür. Fakat insan yaratılış olarak kötü değildir, kötülüğün kaynağı kanunlar ve adetlerdir.

Ekmeksiz hürriyet, hürriyetsiz ekmek düşünülemez.

(Sefiller)

*******

Ada değildir insan, bütün hiç değildir bir başına; ana karanın bir parçasıdır, bir damladır okyanusta ; bir toprak tanesini alıp götürse deniz, küçülür avrupa, sanki yiten bir burunmuş, dostların ya da senin bir yurtluğunmuş gibi, ölünce bir insan eksilirim ben, çünkü insanoğlunun bir parçasıyım ; işte bundandır ki sorup durma çanların kimin için çaldığını ; senin için çalıyor .

Leyla’ya sorarlar hanginiz daha çok sevdi, sen mi yoksa mecnun mu?

Ben sevdim diye cevaplar:

Ama nasıl olur derler, mecnun dağa-taşa kuşa, börtü böceğe aşkını anlattı sen ise ben sevdim diyorsun.

Leyla ise can alıcı cevabı verir.

Bakın diyorsunuz ki mecnun sevgisini anlattı ben anlatmadım içimde sakladım o ateşle yandım?

Şimdi söyleyin hangimiz daha çok sevdi?

Katre-i matem dere kenarında anlatılan Leyla ile mecnun hikayesi.

Uyan dostum, artık uyan. Artık birlikte diye bir şey yok. Nar ortadan ayrılıp da parçalara bölünürse, bir daha mümkünü yok yerine koyamazsın saçılan taneleri.

Elif şafak &#; Baba Ve Piç

*******

Bir kıza âşık olmuştum. Onu görmek için altı saat yol almam gerekiyordu. Bir sabah, treni kaçırdım. Âşık olmaktan vazgeçtim. Kendinden vazgeçmenin ne olduğunu asıl ben bilirim. Benim adım Kaygusuz Abdal. Tanrı&#;dan vazgeçtim. Ölmekten vazgeçtim. Çünkü ölürsem ve eğer yukarıda beni ödül ve ceza sisteminin bekçileri bekliyorsa çok büyük kavgalar etmem gerekecekti. Ölmek istemiyorum, çünkü Tanrı&#;yı da öldürürüm diye korkuyorum. Ve böyle bir vefata benim dışımda kimse dayanamaz&#;

Kinyas ve Kayra

*******

İster misiniz yaşadıklarınızı, düşüncelerinizi, hayallerinizi başkalarına anlamayacaklarını bile bile anlatmayı. Sahte kalabalığın en içinizi bilmesini ister misiniz?

(İz Bırakan Kitap Cümleleri)

*******

Ayıp arayan göz hüner görmez, rıza gözü kördür kusur görmez.

&#;Artık sözlerin merheme yara olmaya başlamışsa, içimdeki seni sus, içindeki beni duy.&#;

(Kahraman Tazeoğlu)

*******

Bu zavallı Paskal o güzel Eftalya’yı seviyordu, bu nakıs vücut, o kemal-i hilkate aşık olmuştu!

Ömründe bir kadının nazar-ı nevazi karanesine, hiç kimsenin muamele-i mültefitanesine nail olamamıştı. Kendisinden beklenen yalnız güldürmek!

Hayatında herkesi güldürdüğü halde, mematında kimseyi ağlatamayan zavallı paskalın bu seferki hali taklit değil, ölüm gibi hakikatti.

Sami Paşazade Sezai- Pandomima

*******

&#;Defolu caddeler ihraç fazlası insanlarsa kısmetin; senden önce öpülmüş dudaklarda sana ait cümleler aramayacaksın!&#;

Aslında aşk var ama aşkı sunacak insan bulunmuyor. Tam bir şeyler hissediyorsun, sonra; &#;bu da mı gol değil be, bu da mı yanlış insan&#;.

Sabah Uykum

*******

İnsan, utanç duyan bir varlıktı. Tümüyle size özgüydü edep duygunuz, gözlerinizi yavaşça yere indirmeniz, sessizleşmeniz, yüzünüzde tatlı bir kızarıklık, örtünme ihtiyacınız, saklanma isteğiniz, o anlarda ne kadar masum olurdunuz.

Mona

*******

&#;İzlerimiz sadece rüzgarı (o da silmek için) ilgilendiriyorsa peşimizde kimse yok demektir.&#;

&#;&#;&#;&#;

&#;En büyük kötülük, gerçeğin parçaları arasındaki şiddetli çarpışma değil, gerçeğin yarısının sessiz sedasız ortadan kaldırılmasıdır.&#;

&#;&#;&#;&#;

&#;Hayattan meyus olanlar,güzel sözler söylerler.görmez misin ki,kalemin ucu kalemtraş ile kesilince, kalemin dili daha keskin olur.&#;

&#;&#;&#;&#;.

&#;Bir kilimi üzerinde sevgiliniz gezecekmiş, bir kaşkolu çocuğunuz boynuna dolayacakmış gibi dokur, bir binayı anneniz oturacakmış gibi yaparsanız, ne o kilim eskir, ne o kaşkol solar, ne o bina yıkılır.&#;

Mona

*******

Mutsuzluğu dök at o acı yüreğinden.

Yasın tatlandırayamacağı.

/Bu Kanayan Şehir/

*******

Belki de gitmek gerekir henüz çok bağlanmadan.

Çünkü aşktan korkmalı.

Tüm fedakarlıkları göze alanlar simdi yalnızlığa mahkumlar.

Belki de hiç başlamamak gerekir veya kendi içinde sevip kendince yaşamak.

Çünkü sevildiğini hissedenler seveni acının koynuna atıp gittiler.

Belki de sadece bir sokak köpeğini veya kelimeleri sevmeli.

Cünkü insanlar nankörler.

Cünkü insanlar duyarsız ve ihaneti severler.

monash.pw Kılınc

*******

&#;İnsanın bütün felaketleri tabiata karşı gelmesindendir.&#; Peyami Safa &#; Yalnızız

*******

&#;Sevmek orada olmaktır. Sevmek, sıradan olanda sırdaşını farketmektir.&#;döküp varlığı gitmektir, adı aşk&#; diyor Eşrefoğlu Rumi.&#;

*******

İnsan, hiç kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi sanıyor? &#; pek çok mal harcadım &#; diyor. Kimse onu görmedi mi sanıyor? Biz ona iki göz vermedik mi? Bir dil ve iki dudak, ona iki yolu ( doğru ve eğriyi ) gösterdik. Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek, veya açlık gününde yemek yedirmektir, yakınlığı olan bir yetime. Veya hiçbir şeyi olmayan yoksula. Sonra iman edenlerden, birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve birbirlerine acımayı öğütleyenlerden olmaktır. İşte bunlar sağdakilerdir. Ayetlerimizi inkâr edenler ise işte onlar soldakilerdir, (cezaları, kapıları üzerlerine sımsıkı kapatılmış bir ateştir). Kuranı Kerim Beled Suresi .- (Ayetler)

Menemen N' Pastırma

Bir kilimi üzerinde sevgiliniz gezecekmiş, bir kaşkolu çocuğunuzun boynuna dolayacakmış gibi dokur, bir binayı içinde anneniz oturacakmış gibi yaparsanız, ne o kilim eskir, ne o kaşkol solar, ne o bina yıkılır. - Ali Ural #sözler #anlamlısözler

Bir kilimi üzerinde sevgiliniz gezecekmi&#;, bir ka&#;kolu çocu&#;unuzun boynuna dolayacakm&#;&#; gibi dokur, bir binay&#; içinde anneniz oturacakm&#;&#; gibi yaparsan&#;z, ne o kilim eskir, ne o ka&#;kol solar, ne o bina y&#;k&#;l&#;r.

- Ali Ural

#sözler #anlaml&#;sözler #güzelsözler #manal&#;sözler #özlüsözler #al&#;nt&#; #al&#;nt&#;lar #al&#;nt&#;d&#;r #al&#;nt&#;sözler #&#;iir #edebiyat

  1. bluejay-d liked this
  2. wedasiz liked this
  3. metinolmak liked this
  4. purcaholic posted this

MODERN YAPILARDA AKREP BESLEMEK

 Balıkçıya sorduğunda “Evet, tek bir yengeç olsaydı, kesinlikle kaçardı. Ancak, pek çok yengeç varsa, biri kaçmaya çalıştığında diğerleri onu yakalar, kaçamayacağından emin olur, geri kalanlar da aynı kaderi yaşarlar.” yanıtını alır. Tek yengeç kapaksız kovadan rahatlıkla çıkabilirken sayı arttıkça kaçış imkânsızlaşır. Çünkü birbirlerini yukarı itmek yerine, aşağı çekerek engellerler. Sonunda kimse kazanamaz. Bu durum, Yengeç Sepeti Sendromunun çıkış noktasıdır.

Filipinliler arasında popüler olan kavram, ilk olarak aktivist yazar Ninotchka Rosca tarafından kullanılıyor. “Ben sahip değilsem, sen de olamazsın.”, “Ben başaramıyorsam, sen de başaramazsın.” anlayışını ifade eder. Bazı insanlar, bencilce davranarak hırslarını ön plana alarak başarmanın yolunun başkalarını geride tutmak olduğunu düşünürler. Kendileri ulaşamıyorsa, sizin de hayalleriniz, hedefleriniz uzak olmalıdır. İstekleri budur. Rekabetçi duygularla, hasetlik ve kıskançlıkla çabalarınızı sabote etmeye çalışırlar.’ (1)

Bizim de toplumsal olarak gördüğümüz eksiklikler biraz da bu yengeç sepeti sendromunda olduğu gibi, layık görebilme ile alakalı diye düşünüyorum. İçinde yaşadığımız kentlerin altyapıya, spor tesislerine, kaldırımlara, yüksek standartlı yollara ihtiyacı olduğunu sürekli dile getiriyorum. Tabi ki bunlar kaçınılmaz ihtiyaçlar. Ancak bu gibi hizmetlerin getirilmesi de ahlaki bir erdemden geçer, getirilip hizmeti yapan kişilerinde ahlaklı çalışmasından geçer.

Ali Ural’ın bu konu ile ilgili yerinde bir sözü vardır. ‘’ Bir kilimi üzerinde sevgiliniz gezecekmiş, bir kaşkolu çocuğunuz boynuna dolayacakmış gibi dokur, bir binayı içinde anneniz oturacakmış gibi yaparsanız, ne o kilim eskir, ne o kaşkol solar, ne o bina yıkılır.”

Yani her şeyin başında toplumsal bir ahlaka ihtiyacımız var.

Yüksek standartlı caddelere, yollara, tesislere sahip olmak için, bu standartları hayal edecek ve isteyecek iradeye kültüre sahip olmak gerekiyor. Maalesef son yılda eriyen kültürel değerlerimiz beraberinde entelektüellerimizin azalmasına sebep olmuştur.

Birkaç dil bilen, doğu batı klasiklerini okumuş, ilim-bilim ve edebiyatla ilgili donanımlı, yani ‘’entelektüel’’ kelimesinin hakkını veren insan sayımız neredeyse bir elin parmağını geçmiyor.

Kentlerin; cadde sokak temizliğinden önce kalp ve beyin temizliğine ihtiyacı var. Haset, dedikodu, çekememezlik, çelme takmak olarak adlandırılacak akrep alışkanlıklarından bireysel olarak sıyrılmak zorundayız. Birbirimizi kalkındırarak, birbirimizi destekleyerek, toplumsal bir şahlanış gerçekleştirmenin lezzetine varmalıyız.

 

 

Bu kentte başarılı gençlerin elinden tutmalıyız, maddiyatımız elverişli ise okutmalıyız, burs vermeliyiz, aktivitelerine sponsor olmalıyız. Yöneticiysek elinden tutup yükselmesi için çaba sarf etmeliyiz. Nitekim modern binaların olmuş, köprülerin alt-üst geçitlerin olmuş fakat kaliteli insan yetiştirememişsen bunun ne önemi var?

Dubleks evlerde insan yetiştirmeyi ve yaşatmayı başarmamız lazım. Modern mekânlarda akreplerin yaşamasının ne anlamı var?

Çocuklarımıza daha yaşanabilir kentler bırakalım istiyoruz, bu şehirden Lucianolar, İbrahim Tatlısesler, Abdulkadir Konukoğluları, Aziz Sancarlar Muhiddin Arabiler, Nabiler, Sabit Bin Kurra, Abdulaziz el-Harranî gibi değerli, mesleğinde ve alanında alkışlanacak, başarılı çalışmalara imza atmış değerli kişilikler çıkmıştır. Sayılarının artması ve beraber yükselebilmemiz temennisiyle..

1-Akrep sendromu

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır