gün doğumu ile ilgili ayetler / Yıldızların Yaratılışı ile İlgili Ayetler - Kuran Meali

Gün Doğumu Ile Ilgili Ayetler

gün doğumu ile ilgili ayetler

Kuranda güneş

Kuranda güneş ile alakali tahmini 34 ayet geçiyor2:258 - Allah, kendisine hükümdarlık verdi diye, Rabbi hakkında İbrahim'le tartışanı görmedin mi? Hani İbrahim, ona: "Benim Rabbim odur ki, hem diriltir, hem öldürür." dediği zaman: "Ben de diriltir ve öldürürüm." demişti. İbrahim: "Allah güneşi doğudan getiriyor, haydi sen onu batıdan getir!" deyince o inkâr eden herif şaşırıp kaldı. Öyle ya, Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.6:78 - Güneş'i doğarken görünce: "Rabb'im budur, bu hepsinden büyük" dedi. O da batınca dedi ki: "Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım".6:96 - Karanlığı yarıp tanyerini ağartan O'dur. Geceyi, dinlenmek için; Güneş'i, Ay'ı (vakitlerinizi) hesaplamak için yaratmıştır. İşte bu, her şeye galip gelen ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir.7:54 - Şüphesiz Rabbiniz Allah, gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra Arş üzerine hükümran oldu. O, geceyi durmadan onu kovalayan gündüze bürüyüp örter; güneş, ay ve yıldızlar emrine âmâdedir. İyi biliniz ki yaratma ve emir O'nundur. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir.10:5 - O Allah'dır ki, senelerin sayısını ve hesabını bilesiniz diye güneşi bir ışık, ayı da bir nur yaptı. Ve aya menziller tayin etti. Allah bunu hak olarak yarattı. O, bilecek olan bir kavim için âyetlerini ayrıntılı olarak açıklar.12:4 - Hani bir vakitler Yusuf, babasına demişti ki: "Babacığım, ben rüyada onbir yıldızla güneşi ve ayı bana secde ederken gördüm."13:2 - Allah O'dur ki, gökleri direksiz yükseltti, onu görüyorsunuz, sonra arş üzerine istiva etti, güneşi ve ayı emrine boyun eğdirdi. Her biri belli bir vakte kadar akar gider. Bütün işleri O yönetiyor. Âyetleri O açıklıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı iyi bilesiniz.14:33 - Sürekli olarak yörüngelerinde hareket eden ay ve güneşi, geceyi ve gündüzü sizin emrinize verdi.16:12 - Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize O verdi. Bütün yıldızlar da O'nun emrine boyun eğmişlerdir. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan bir toplum için ibretler vardır.17:78 - Güneşin batıya kaymasından, gecenin karanlığına kadar (belirli vakitlerde) gereği üzere namazı kıl, bir de sabah namazını kıl. Çünkü sabah namazında, gece ve gündüz melekleri hazır bulunur.18:17 - Ey Muhammed! Baksaydın güneşin doğduğu zaman mağaranın sağ tarafına yöneldiğini, batarken de sol taraftan onları makaslayıp geçtiğini görürdün. Onlar, mağaranın geniş bir yerinde idiler. İşte bu Allah'ın mucizelerindendir. Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır; kimi de hidayetten mahrum ederse, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.18:86 - Nihayet güneşin battığı yere vardığı zaman, güneşi, (sanki) kara bir balçıkta batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir kavim buldu. Biz ona dedik ki: "Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandırırsın veya onların hakkında iyi davranırsın."18:90 - *** hatalı *** YNÖ'nün tercümesi gecici olara yazıldı: (Biz süre sonra, güneşin doğduğu yere varınca onu, güneşe karşı kendilerine bir siper yapmadığımız bir topluluğun üzerine doğar buldu.)20:119 - Ve sen orada ne susarsın, ne de güneşin sıcağında kalırsın"20:130 - O halde, dediklerine sabret; güneşin doğmasından önce ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gecenin bir kısım vakitlerinde ve gündüzün etrafında da tesbih et ki hoşnudluğa eresin.21:33 - Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratan O'dur. Bunların her biri kendi dairesinde dolaşmaktadır.22:18 - Görmedin mi, göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler, güneş, ay ve yıldızlar, dağlar, ağaçlar, bütün hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyor. Birçoğunun üzerine de azab hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa artık ona ikram edecek yoktur. Şüphesiz Allah dilediği şeyi yapar.25:45 - Rabbinin gölgeyi nasıl uzatmakta olduğunu görmedin mi? Dileseydi onu elbet hareketsiz de kılardı. Sonra biz güneşi, ona (gölgeye) delil kılmışızdır.26:60 - Derken (Firavun ve adamları) güneş doğmuştu ki, onların ardına düştüler.27:24 - "Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş. Bunun için hidayete giremiyorlar."29:61 - Andolsun ki onlara, "Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu altında tutan kimdir?" diye sorsan "Allah" derler. O halde nasıl (haktan) çevrilip döndürülüyorlar?31:29 - Görmedin mi ki, Allah geceyi gündüze sokuyor, gündüzü geceye sokuyor. Güneş ile ayı da emrine boyun eğdirmiştir. Her biri belirli bir süreye kadar akıp gidiyor. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.35:13 - O, geceyi gündüze sokuyor, gündüzü de geceye sokuyor. Güneşi ve ayı emrine âmâde kılmıştır. Her biri mukadder bir gayeye akıp gidiyor. İşte bu gördüklerinizi yapan Allah sizin Rabbinizdir. Mülk (hükümranlık) O'nundur. O'ndan başka taptıklarınız ise, bir çekirdek zarını bile idare edemezler.36:38 - Güneş de bir delildir ki kendi yolunda akıp gidiyor. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir.36:40 - Ne güneşin aya çatması yaraşır, ne de gece gündüzü geçebilir; onların her biri kendi yörüngesinde yüzerler.39:5 - O, gökleri ve yeri hak ile yarattı, geceyi gündüzün üstüne sarıyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıyor. Güneşi ve ay'ı emrine âmade kılmış,her biri belli bir süreye kadar akıp gitmektedir. İyi bil ki, çok güçlü ve çok bağışlayıcı olan ancak O'dur.41:37 - Gece ile gündüz ve güneş ile ay Allah'ın kudretinin delillerindendir. Güneşe ve aya secde etmeyin. Eğer sadece Allah'a kulluk yapmak istiyorsanız, onları yaratan Allah'a secde edin.50:39 - Ey Muhammed! Onların söylediklerine karşı sabret. Güneşin doğuşundan önce (sabah namazını) ve batışından önce de (öğle ve ikindi namazalarını kılarak) Rabbini Hamd ile tesbih et.55:5 - Güneş de ay da bir hesab iledir.71:16 - Ve Ay'ı bunların içinde bir nur yapmış, güneşi de bir lamba kılmış.75:9 - Güneş ve ay toplanır,76:13 - Orada donatılmış koltuklar üzerine dayanmışlardır: Orada ne yakıcı güneş görürler, ne de şiddetli soğuk.81:1 - Güneş katlanıp dürüldüğünde,91:1 - Güneş'e ve onun parıltısına,

Enam suresi 158. ayet, kıyamet alametlerinden olan güneşin batıdan doğmasına mı işaret etmektedir?

Değerli kardeşimiz,

Kişi kabre girene veya kıyametle imatihanın sona ermesine kadar tövbe edebilir ve ibadete başlayabilir. Bu ayette kastedilen, imtihanın sona ermesinin başlangıcı ve kıyamet alametlerinin sonuncusu olan güneşin batıdan doğmasıdır. Demek ki insanlar imtihan boyunca çok fazla olağanüstü hal yaşamayacaklar, yaşasalar da bu bir derece perdeli olacaktır. Ama güneşin batıdan doğması kıyametin geldiğinin ve imtihanın bittiğinin bedahetle anlaşılması ve görünmesi demektir.

Bahsi geçen ayette şöyle buyrulmaktadır:

"Onlar, kendilerine meleklerin gelmesini mi, ya da Rabbinin gelmesini mi veya RABBİNİN BAZI İŞARETLERİNİN GELMESİNİ mi bekliyorlar? RABBİNİN İŞARETLERİNDEN BAZILARININ GELECEĞİ GÜN, daha önce iman etmemişse veya imanıyla bir hayır kazanmamışsa hiç kimseye imanı yarar sağlamaz. De ki: 'Bekleyin, biz de şüphesiz beklemekteyiz.' " (Enam, 6/158)

Büyük İslam alimi Ahmed b. Hanbel yukarıdaki ayette geçen “RABBİ’NİN BAZI İŞARETLERİ” ifadesi hakkında Peygamberimiz (asm)’in “Güneşin batıdan doğuşudur” buyurduğunu rivayet etmektedir. Bu ayetle tüm insanlar, Rabbimiz’in kıyametin yaklaştığını gösteren işaretleri gelmeden önce iman etmeye çağırılmaktadırlar. Peygamber Efendimiz’in bu ayetle ilgili hadislerinden bazıları şu şekildedir:

“GÜNEŞ BATIDAN DOĞUNCAYA KADAR KIYAMET KOPMAZ. GÜNEŞ BATIDAN DOĞDUĞU ZAMAN, İNSANLARIN HEPSİ ONU GÖRÜRLER DE TOPTAN HEPSİ İMAN EDERLER."

"İşte bu, ‘…Rabb’inin ayetlerinden biri geldiği gün, daha evvelden iman etmiş veya imanından bir hayır kazanmış olmayan hiçbir kimseye (o günkü) imanı asla fayda vermez…’(En’am, 6/158) olduğu zamandır. Muhakkak ki, kıyamet şüphesiz kopacaktır..."(Sahih-i Buhari, XIV/6426)

"GÜNEŞ BATTIĞI YERDEN DOĞMADIKÇA KIYAMET KOPMAYACAKTIR. İnsanlar onu gördükleri zaman yeryüzünde bulunanlar iman ederler."(Sünen-i İbni Mace, IX/4362)

Büyük İslam müfessirleri de ittifakla bu ayeti yukarıdaki şekilde yorumlamakta, “Güneşin batıdan doğuşu”na işaret olarak tefsir etmektedirler. Kıyamet Suresi’nde geçen,

“Güneşle Ay biraraya getirildiği zaman….” (Kıyamet, 75/9)

ayeti de aynı şekilde “Güneşin batıdan doğuşuna” bir delil olarak tefsir edilmektedir.

- Bu Büyük Alamet nasıl gerçekleşecek?

Güneş batıdan doğduğu zaman herkes iman edecek. Ama artık irade ve ihtiyarın bir anlamı kalmadığı için, tövbe kapısı da kapanmış olacaktır. O zaman, daha önce iman etmemiş olan kimselerin, o gün iman etmesi veya ibadete yönelmesi, yapacağı hayır ve hasenatlar kabul edilmeyecek ve hiçbir değer taşımayacaktır.(1) Çünkü artık vakit geçmiş olacaktır.

Güneşin battığı yerden doğmasıyla ibadet ve imtihan bitecek, irade elden gidecektir. O zamana kadar açık olacak olan tövbe kapısı(2) kapanacak ve artık tövbe etmenin de bir yararı olmayacaktır. Bu konuya işaretle Bediüzzaman, güneş batıdan doğduğu zaman insanda irade ve ihtiyarın kalmayacağını belirterek şöyle diyor:

“İhtiyar kalmazsa teklif olamaz. Ve bu sır ve hikmet içindir ki, mu’cizeler seyrek ve nâdir verilir. Hem dâr-ı teklifte gözle görünecek olan alâmet-i kıyamet ve eşrât-ı saat (kıyametin şartları), bir kısım müteşabihat-ı Kur’âniye gibi kapalı ve te’villi oluyor. Yalnız, güneşin mağripten çıkması bedahet derecesinde herkesi tasdike mecbur ettiğinden, tövbe kapısı kapanır, daha tevbe ve iman makbul olmaz. Çünkü, Ebu Bekirler Ebu Cehiller ile tasdikte beraber olurlar.” (Şuâlar, s.884)

Hadislerde “Güneşin batıda doğması”, gerçek anlamda ele alınmış ve Ebu Zer (r.a) tarafından rivayet edilen hadiste, Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurmuştur:

“Güneş battığı bir sırada mescide girdim. Rasülullah (asm.) oturuyordu. Bana:

'Ey Ebu Zer, şu güneş nereye gidiyor, biliyor musun? dedi. Ben,

‘Allah ve Rasülü bilir.’ dedim. Şöyle buyurdu:

‘Secde yapmak için müsaade almaya gidiyor ve kendisine müsaade ediliyor. Sanki bir gün ona ‘Buradan Doğ!’ denilecek, o da battığı yerden doğacaktır.’ Rasülullah (asm.) daha sonra,

 ‘Güneş, kendisine tayin edilmiş bir yere doğru akıp gider.(Yasin, 36/38) ayetini okudu.”(3)

Yine yorumlarına başvurduğumuz Bediüzzaman, güneşin batıdan doğmasını, açık manasıyla yani söylendiği batıdan doğacağı şeklinde ele alarak, tevile ihtiyacı bulunmadığını söylüyor ve “yalnız bu kadar var ki” diyerek, şöyle açıklar:

"Allahu a’lem, o tulûun sebeb-i zâhirîsi: Küre-i arz kafasının aklı hükmünde olan Kur’ân onun başından çıkmasıyla zemin divâne olup, izn-i İlâhî ile başını başka seyyareye çarpmasıyla hareketinden geri dönüp, garptan şarka olan seyahatini irade-i Rabbânî ile şarktan garba tebdil etmekle güneş garptan tulûa başlar."

"Evet, arzı şems ile, ferşi Arş ile kuvvetli bağlayan hablullahi’l-metîn olan Kur’ân’ın kuvve-i câzibesi kopsa, küre-i arzın ipi çözülür, başıboş, serseri olup aksiyle ve intizamsız hareketinden güneş garptan çıkar. Hem müsademe neticesinde emr-i İlâhî ile kıyamet kopar diye bir te’vili vardır."  (Şualar, s.c496-497)

Güneşin batıdan doğması ile kıyametin kopması arasında az bir zaman olacaktır. Hadis-i şerifte bu hususa da temas edilerek, iki kişinin alışveriş yapmak üzere kumaşlarını ortaya dökeceği, ancak alışverişi bitirip kumaşlarını toplayamayacağı, bir başka adamın devesinin sütünü sağıp ama içemeyeceği, keza bir başkasının hayvanlarını sulamak için su yalağını hazırlayacağı fakat hayvanlarını sulayamayacağı, bir başkasının da ağzına doğru lokmayı götüreceği ancak yiyemeden kıyametin kopacağı bildirilmektedir.(4) Ancak bütün bunların olup bitmesinin birkaç saat içinde olacağı düşünülmemelidir. Bu da diğer bazı hususlar gibi mecazidir ve zamanın kısalığını anlatmak içindir.

Kaynaklar:

(1) Müslim, İman, 248; İbnu Mace, Fiten, 32.
(2) İbnu Mace, Fiten, 32.
(3) Tirmizi, Fiten, 22.
(4) Buhari, Fiten, 25; Müsned, II/313.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Kuran-ı Kerim'de kadınlardan bahseden ayetler

Kuran-ı Kerim'de kadınlardan bahseden ayetler

"Cennet annelerin ayakları altındadır." (Nesâî, Cihad, 6) hadisi şerifini göz önünde bulundurduğumuzda, dinimizin kadına ne kadar önem verdiği net bir şekilde anlaşılmaktadır. İslamiyetin gelmesiyle beraber kadınlara pek çok haklar tanınmış ve bu haklarının teminatı Kuran-ı Kerim ayetlerinde de geçmektedir. Dinimizin kadına verdiği önemi apaçık gösteren ayet ve hadisler ise şu şekilde geçmektedir:

Cahiliye dönemindeki toplumda, erkekler eşlerinin doğumunu sabırsızlıkla bekler ve onlardan 'erkek çocuk' dünyaya getirmelerini isterlerdi. Çünkü onlara göre erkek çocuğun doğması demek; nesillerinin devamı için şan ve şöhret arttıran gurur verici bir şeydi. Bu nedenle o dönemdeki kadınlar da kız çocuk doğuracaklarını öğrendiklerinde eşlerine söylemeye çekinirler, hatta bebek doğana kadar gizleme yoluna giderlerdi. Çünkü eşlerinin kız bebek dünyaya getireceklerini öğrendiğinde diri diri toprağa gömeceklerini biliyorlardı. Ne zaman ki hak din olan İslamiyet geldi işte o zaman bunlara 'Dur!' denildi. Öyle ki Kuran-ı Kerim'deki ayette o dönemlerdeki durum şöyle zikredilmektedir:

İslamiyetİLİŞKİLİ HABERİslamiyet'te kadın hakları nelerdir? Kur'an-ı Kerim'de kadınlarla ilgili ayetler

“Onlardan birine kız(ının doğduğu) müjdelendiği zaman, öfkeden yüzü kapkara kesilir. Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılanmaya katlanıp yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!” (en-Nahl, 58-59) Dinimizde ise kadınlara çok kıymet verilmiş ve erkeklere çeşitli sorumluluklar yüklenmiştir. Ev işlerinde ya da dışarıda çalışmak kadınlara mecburiyet kılınmamıştır ancak, erkeklere ailesini geçindirme zorunluluğu kılınmıştır. ''En-Nisâ: Kadınlar'' suresi başta olmak üzere diğer  birçok surede kadının nikâh, mehir, mîras, talâk ve nafaka gibi medenî hakları teminat altına alınmıştır.

Adetli kadın hangi ibadetleri yapabilir? Adetliyken okunacak dualar ve zikirlerİLİŞKİLİ HABERAdetli kadın hangi ibadetleri yapabilir? Adetliyken okunacak dualar ve zikirler

islamda kadının önemi

islamda kadının önemi

Adetli kadın namazları ve oruçları kaza etmeli mi? Kadınların özel halleriİLİŞKİLİ HABERAdetli kadın namazları ve oruçları kaza etmeli mi? Kadınların özel halleri

Kuran-ı Kerim'de kadından bahseden ayetler ve Peygamber Efendimizden hadis-i şerifler şöyledir;

İslamda kadının önemi

İslamda kadının önemi

İSLAMDA KADININ ÖNEMİNİ BELİRTEN HADİS VE AYETLER

  • “Sizin dünyanızdan bana üç şey sevdirildi: Güzel koku, kadın ve gözbebeğim kılınan namaz.”[572] Müslim, Talâk 31, 34
  • “Cennet annelerin ayakları altındadır.” (Nesâî, Cihâd, 6)
  • “Kadınları dövmeyiniz!.. Kadınlarını döven kimseler, sizin hayırlınız değildir.” (Ebû Dâvûd, Nikâh, 42; İbn-i Mâce, Nikâh, 51)

kadın hakları

kadın hakları

  • “Her kim üç kız çocuğunu veya kız kardeşlerini himâye edip büyütür, güzelce terbiye eder, evlendirir ve onlara lütuf ve iyiliklerini devam ettirirse, o kimse cennetliktir.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 120-121/5147; Tirmizî, Birr, 13/1912)
  • “Sizin hayırlınız, kadınlarına hayırlı olan (iyi davranan)dır.”[560] Müslim, Birr 149
  • “Kadınlara hayırhah olun, onlara karşı hayır tavsiye ediyorum... Onlara hayırlı şekilde davranın.”(Buhârî, Nikâh 79, Enbiyâ 1, Edeb 31, 85, Rikak 23; Müslim, Radâ 65, hadis no: 1468; Tirmizî, Talâk 12)
Kadınlara alınabilecek en güzel kozmetik hediye önerileri

İLİŞKİLİ HABER

Kadınlara alınabilecek en güzel kozmetik hediye önerileriNilay Keçeci'den: Güçlü kadınların süper besinleri

İLİŞKİLİ HABER

Nilay Keçeci'den: Güçlü kadınların süper besinleri

"Güneş secde etmeye gider ve bir gün battığı yerden doğar." hadisini açıklar mısınız?

Değerli kardeşimiz,

Önce Kur’an’dan bir tespit yapalım:

1) “O, iki doğunun ve iki batının Rabbidir.”(Rahman, 55/17) mealindeki ayette yer alan "iki doğu-iki batı" ifadesi, birden çok gerçeğe işaret etmektedir:

“Yaz ve kış mevsimlerinde günlerin uzayıp kısalmalarına göre doğular ve batılar.” demektir. (Zemahşerî, IV/445; Beydavî, VI/139)

Buna göre, ayette mevsimlerin her iki tarafı zikredilmiş ve bu iki uç kısımlar arasındaki her günkü doğu ve batı mefhumu insanların aklına havale edilmiştir.

2) "Doğuların ve batıların Rabbine yemin olsun!"(Maarıc,70/40) mealindeki ayette ise doğu ve batı kelimeleri “doğular-batılar” şeklinde çoğul olarak kullanılmıştır.  Bu ise, güneşin birden çok doğusu ve batısının olduğunu göstermektedir.

Yer’in küre şeklinde yuvarlak olması sebebiyle her yarım küre parçasına göre bir doğu, bir de batı sözkonusudur. Burada doğu kabul edilen bir nokta aynı zamanda batı, batı kabul edilen bir nokta ise aynı zamanda doğu kabul edilir. (İbn Aşur, XXVI/247; Yazır, VII/370-371)

3) Kur’an beliğ bir kitaptır. Belağat mukteza-yı hale mutabakattır. Öyleyse, Kur’an’ın öncelikle kendi muhatabı olan o asrın insanlarına göre konuşması belağatın gereğidir. Sadece o asır değil, yaklaşık on dört asır boyunca insanlar güneşin doğup batması gözle görüldüğü gibi bir doğu bir batı şeklinde cereyan ediyordu. Şimdi ise birden çok doğu-batının olduğunu biliyoruz. Yukarıda mealleri verilen iki ayette bu iki hakikate de işaret edilmiştir.

-İşte bu prensip gereğince, Hz. Peygamber (asm)'in kullandığı ifadelerde de hem ilk insanlar ve her asırdaki halk kesimi olan insanlar hem de son asırlardaki insanların ve bilim adamlarının anlayacağı bir üslup hâkimdir. 

Öyleyse, Hz. Peygamber (asm)'in “Güneş batarken arşın altında secde eder.” ifadesini, halk kesimi, sabah-akşamdaki güneşin doğup batmasını anlar. Bilim adamları ise, bir çok doğu ve batının olduğunu, güneşin her batış noktasında arşın altında secde edip yeniden doğmak için izin istediğini anlar.

Bununla beraber, bu gün dünyanın neresinde olursa olsun, -kutuplar ve oralara yakın olan bölgeler hariç- her bölge insanı kendi bölgesindeki güneşin hareketine göre doğu ve batı kavramlarını algılar. Ve bu algılama doğrudur. Gözle görünen budur.

İlgili hadis meali şöyledir:

“Güneş battığı bir sırada mescide girdim. Rasülullah (asm) oturuyordu. Bana:

'Ey Ebu Zer, şu güneş nereye gidiyor, biliyor musun?' dedi. Ben,

‘Allah ve Rasülü bilir’. dedim. Şöyle buyurdu:

‘Secde yapmak için müsaade almaya gidiyor ve kendisine müsaade ediliyor. Sanki bir gün ona ‘Buradan Doğ!’ denilecek, o da battığı yerden doğacaktır." Rasülullah (asm) daha sonra

‘Güneş, kendisine tayin edilmiş bir yere doğru akıp gider.’(Yasin, 36:38) ayetini okudu.”(Tirmizi, Fiten, 22.)

Açıklama:

1. Bu  hadis, ta bidayetlerden beri, insanları meşgul etmiş bulunan bir hususta açıklama yapmaktadır. “Güneş akşamları nereye gitmektedir?”

Günümüzün insanı için bu soru ilgi çekici olmaktan çıkmıştır. Burada soruyu Ebu Zerr (ra)'e Hz. Peygamber (asm) sormakta ve cevap cermektedir. Bazı rivayetlerde ise Ebu Zerr sormakta, cevabı Resulullah (asm) vermektedir.

2. Resulullah (asm)'ın cevabı ile alakalı ulemanın muhtelif yorumları vardır. Hadisi şöyle anlamamız mümkün: Kur'an-ı Kerim, bütün mevcudatın ibadet yaptığını belirtirken (İsra, 17/44) güneşi secde edenler arasında be-tahsis zikreder (Hac, 22/18) Bazı alimler, mahlukatın ibadeti nasıldır, sorusuna: "Fıtri amelleridir, yani hangi iş ve vazife için yaratılmışsa o şeyi yaptı mı ibadet etmiş olur.”demişlerdir. Şu halde, güneş her an ışık neşretme vazifesini yerine getirmekle ibadetini yapmakta, secdede bulunmaktadır. Bize nisbetle batması, ışık neşri vazifesini bizden kesmesi demektir. Ama dünyanın başka kıtalarında aynı vazifeyi yapmaya (secde etmeye) gidiyor demektir.

Arşın altına gitmesi de şöyle anlaşılabilir: Arş bütün semavatı kuşattığına göre, zaten onun altında çıkması diye bir şey söz konusu olamaz. Gündüzleyin, kendimize nisbetle tepemizde, ufukta gördüğümüz güneş, gece görünmez olunca, bizden nisbi bir uzaklığı ve gaybubeti mevzubahistir. Bu halde kozmoğrafya bilgisi olmayan insanlara, onları tatmin edebilecek en doğru cevep bu olsa gerekir.

3. Battığı yerden doğması da kıyamet alemeti olan güneşin batıdan doğmasına işarettir. Güneşin batıdan doğması olayını kimileri, mecazi anlamda yorumlamakta ve İslam’ın bu yolla gelmesini düşünmektedir. Ancak bu fikir yanlış olmamakla beraber hakiki anlamını yok saymayı uygun görmüyoruz. Çünkü bir hadisin birden fazla anlamı olabilir.

Güneş batıdan doğduğu zaman herkse iman edecek. Ama artık irade ve ihtiyarın bir anlamı kalmadığı için, tövbe kapısı da kapanmış olacaktır. O zaman, daha önce iman etmemiş olan kimselerin, o gün iman etmesi veya ibadete yönelmesi, yapacağı hayır ve hasenatlar kabul edilmeyecek ve hiçbir değer taşımayacaktır. (Müslim, İman, 248; İbnu Mace, Fiten, 32.) Çünkü artık vakit geçmiş olacaktır.

Güneşin battığı yerden doğmasıyla ibadet ve imtihan bitecek, irade elden gidecektir. O zamana kadar açık olacak olan tövbe kapısı (İbnu Mace, Fiten, 32.) kapanacak ve artık tövbe etmenin de bir yararı olmayacaktır. Bu konuya işaretle Bediüzzaman, güneş batıdan doğduğu zaman insanda irade ve ihtiyarın kalmayacağını belirterek şöyle diyor:

“İhtiyar kalmazsa teklif olamaz. Ve bu sır ve hikmet içindir ki, mucizeler seyrek ve nâdir verilir. Hem dâr-ı teklifte gözle görünecek olan alâmet-i kıyamet ve eşrât-ı saat: kıyametin şartları, bir kısım Kur'an’daki müteşabih hususlar gibi kapalı ve tevilli oluyor. Yalnız, güneşin batıdan doğması, açıkça herkesi tasdike mecbur ettiğinden, tövbe kapısı kapanır, daha tövbe ve iman makbul olmaz. Çünkü, Ebu Bekir'ler Ebu Cehil'ler ile tasdikte beraber olurlar.” (Şuâlar, s. 884).

Hadislerde “Güneşin Batıda Doğması”, gerçek anlamda ele alınmış ve Ebu Zer (r.a) tarafından rivayet edilen ve yukarıda zikredilen hadiste de zikredilmiştir. 

Yine yorumlarına başvurduğumuz Bediüzzaman, güneşin batıdan doğmasını, açık manasıyla yani söylendiği batıdan doğacağı şeklinde ele alarak, tevile ihtiyacı bulunmadığını söylüyor ve “yalnız bu kadar var ki” diyerek, şunları ilave ediyor:

“Allah u alem, bu güneşin batıdan doğmasının görünen sebebi; Küre-i arz kafasının aklı hükmünde olan Kur’an, onun başından çıkmasıyla zemin divane/deli olup – Allah’ın izniyle başını başka bir gezegene çarpmasıyla hareketinden geri dönüp – doğudan batıya doğru olan seyahatini Allah’ın izni ve iradesiyle (dilemesiyle) batıdan doğuya doğru değiştirmekle, güneş batıdan doğmaya başlar. Evet, arzı / dünyayı güneş ile ferşi / yeryüzünü arşa kuvvetle bağlayan Allah’ın sağlam ipi olan Kur'an’ın çekim kuvveti kopsa; yerkürenin ipi çözülür, başıboş serseri olup aksiyle ve düzensiz hareketinden dolayı güneş batıdan çıkar. Hem çarpışma neticesinde emr-i ilahi ile kıyamet kopar...” (Şualar, s.496-497)

"Güneşin batıdan doğması ile kıyametin kopması arasında az bir zaman olacaktır."

Hadis-i şerifte bu hususa da temas edilerek, iki kişinin alışveriş yapmak üzere kumaşlarını ortaya dökeceği, ancak alışverişi bitirip kumaşlarını toplayamayacağı, bir başka adamın devesinin sütünü sağıp ama içemeyeceği, keza bir başkasının hayvanlarını sulamak için su yalağını hazırlayacağı fakat hayvanlarını sulayamayacağı, bir başkasının da ağzına doğru lokmayı götüreceği ancak yiyemeden kıyametin kopacağı bildirilmektedir.(Buhari, Fiten, 25; Müsned, II, 313.) Ancak bütün bunların olup bitmesinin birkaç saat içinde olacağı düşünülmemelidir. Bu da diğer bazı hususlar gibi mecazidir ve zamanın kısalığını anlatmak içindir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir