atatürkün doktorları / Ata'nın doktoruna sorgu - Yaşam Haberleri

Atatürkün Doktorları

atatürkün doktorları

Atatürk&#;ün Baş Doktorunun Noel Fissenger Olduğu İddiası

10,8K

Fransız Prof. Dr. Noel Fissenger, Atatürk&#;ün baş doktoru değildi. yılında sağlık durumunun giderek kötüleşmesinin ardından Mustafa Kemal Atatürk, yabancı hekime muayene olmama ısrarından vazgeçmişti. Dönemin Başbakanı Celal Bayar&#;ın yabancı hekime muayene edilmesi talebini kabul eden Atatürk için Paris&#;ten Profesör Fissenger çağrılmıştı. Fransız Profesör Fissenger Atatürk&#;ü muayene etmek için 28 Mart , 28 Mart ve 6 Eylül tarihlerinde olmak üzere 3 kez Türkiye&#;yi ziyaret etmişti. Atatürk&#;e siroz teşhisini koyan Prof. Dr. Nihat Reşat Belger, Mim Kemal Öke, Neşet Ömer İrdelp, Akil Muhtar Özden, Mehmet Kâmil Bey gibi Türk hekimler, ilk teşhisten vefatına değin Atatürk&#;ün yanından ayrılmazken, Fransız Profesör Noel Fissenger sadece davet üzerine Türkiye&#;ye gelmişti. Kendisine &#;baş doktor&#; gibi bir unvan tahsis edilmemişti.

Yanlış İddia

 

Bugün 14 Mart. Yaşadığımız (mevcut ve diğer) zorlu süreçlerde büyük bir özveriyle çalışan hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı&#;nı kutlarız. Kendilerine ayrıca, menfaat peşinde koşan, hakikat yerine yanlış bilgi yayan ilgi taciri şarlatanlara karşı sabır ve güç dileriz.

Günün anlam ve önemine binaen bir yazı hazırlayalım istedik.

Sosyal medyada Atatürk&#;e atfedilen &#;Beni Türk hekimlerine emanet ediniz&#; vecizesi üzerinden kinayeli bir üslupla Atatürk&#;ün baş doktorunun Türk değil yabancı bir doktor olduğu iddiası paylaşılmıştı.

Atatürk&#;ün baş doktorunun Profesör Doktor Noel Fissenger olduğunu öne süren bir paylaşım şu şekildeydi:

&#;&#;Beni Türk Hekimlerine emanet edin&#; diyen Mustafa Kemal&#;in baş doktoru Prof. Dr. Noel Fissenger&#;dı.

Söyleyin şimdi kim yalan söylüyor?&#;

 

Atatürk&#;ün baş doktorunun Prof. Dr. Noel Fissenger olduğunu öne süren (Hrant Dink&#;in profil fotoğrafını kullanan profilden yapılan) paylaşım

Atatürk&#;ün baş doktorunun Prof. Dr. Noel Fissenger olduğunu öne süren (Hrant Dink&#;in profil fotoğrafını kullanan profilden yapılan) paylaşım

 

İddianın Aksine Fransız Profesör Noel Fissenger Atatürk&#;ün Baş Doktoru Değildi

Atatürk&#;ün sağlığı yılı başında giderek kötüleşmişti. 22 Ocak tarihinde Yalova Termal Otel&#;de Atatürk&#;ü muayene eden (Yalova Kaplıcaları Müdürlüğü görevini üstlenen) Prof. Dr. Nihat Reşat Belger, kendisine siroz teşhisini koymuştu. Prof. Bel­ger, bu teşhisin ardından vefatına değin Atatürk&#;ün yanından ayrılmamıştı.

Atatürk, dönemin Başbakanı Celâl Bayar&#;ın yabancı uzman çağrılması önerisini reddederek, yerli otoritelerle konsültasyon yapılmasını uygun bulmuştu (Yurt dışından doktor getirilerek muayene edilmesi önerisini Hatay sorununun sürdüğü sırada sağlık probleminin duyulmaması için reddeden Atatürk&#;ün Türk doktorların muayenesini kabul ettiği süreçte kendisine isnat edilen “Beni Türk hekimlerine ema­net ediniz” vecizesini söylediği düşünülmektedir) (Bedi N. Şehsuvaroğlu (). Atatürk&#;ün Sağlık Hayatı. Hürriyet Yayınları, Sf: 16) (Dr. Eren Akçiçek, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı’nda hazırladığı tezinde &#;Beni Türk hekimlerine emanet ediniz&#; sözünün Atatürk tarafından söylendiğinin kesin olmadığını ve Atatürk’ün söylev ve demeçlerinde böyle bir istek ve direktife rastlanmadığını belirterek, bu söylemin rivayet olduğunu ileri sürmüştü).

6 Mart tarihinde 5 Türk doktor tarafından Çankaya Köşkü&#;nde yapılan Atatürk&#;ün muayenesinde siroz teşhisi yinelenmişti. Bu muayenenin ardından Başbakan Celâl Bayar&#;ın tekrarladığı yabancı bir doktora muayene edilmesi önerisini Atatürk bu defa &#;Çocuk, ne yapacaksan çabuk yap. Ben hastayım&#; sözleriyle kabul etmişti (Can Dündar (). Sarı Zeybek: Atatürk&#;ün Son Günü. Can Yayınları).

Bu onayın ardından yılı Mart ayı ortasında Paris Tıp Fakültesi&#;nden Prof. Dr. Noel Fissenger Ankara&#;ya davet edildi. 28 Mart günü Atatürk&#;ü Çankaya Köşkü&#;nde muayene eden Prof. Fissenger, karaciğer iltihabı teşhisini ve izlenmesi gereken tedavi sürecini Atatürk ile paylaşmıştı.

Atatürk&#;ün sağlık problemi gizlenemez bir hâl aldığı bu anda Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, Anadolu Ajansı aracılığıyla Prof. Fissenger&#;in davet edildiğini ve Atatürk&#;ü muayene ettiğini belirten bir açıklama yapmıştı.

Bu açıklamanın ertesi günü Ulus Gazetesinde 31 Mart tarihinde yayınlanan &#;Atatürkün sıhatleri&#; başlıklı haberde Noel Fissenger&#;in Atatürk&#;ü muayene için davet edildiği hususu şöyle aktarılmıştı:

Atatürkün sihatleri

Atatürk dün yeni Çekoslovak elçisini kabul buyurmuşlardır

Riyaseticümhur Genel Sekreterliğinden Resmiğ Tebliğ : Türkiye Cümhurreisi Atatürk, geçen Kanunusani ve Şubat aylarındaki Yalova, Bursa ve lstanbul seyahatlerinde kuvvetli bir grip geçirmişlerdi. Ankaraya avdetlerinde grip nüks ettiğinden konsültasyon için Fransadan Profesör Fiesenje davet edildi. Profesör, tetkik ve muayene neticesinde, Atatürk&#;ün sıhatlerinde ehemmiyete şayan bir vaziyet olmadığını tesbit etmiş ve kendilerine bir buçuk ay kadar istirahat tavsiyesini kafi görerek avdet etmiştir.

 

Ulus Gazetesinde 31 Mart tarihinde yayınlanan "Atatürkün sıhatleri" başlıklı haber

Ulus Gazetesinde 31 Mart tarihinde yayınlanan &#;Atatürkün sıhatleri&#; başlıklı haber

 

28 Mart günkü ilk muayenenin ardından Prof. Fissenger, davet üzerine Türkiye&#;ye gelmiş ve 8 Haziran tarihinde Atatürk&#;ün ikinci muayenesini Savarona yatında gerçekleştirmişti. Atatürk&#;ün sağlık durumunun giderek kötüleşmesi üzerine Prof. Fissenger, daha ciddi sağlık tedbirlerini önermişti.

6 Eylül &#;de Fransız doktor Fissenger üçüncü defa İstanbul&#;a gelerek Atatürk&#;ün karnında biriken 6 litre suyun alınma operasyonunu yürütmüştü.

16 Ekim tarihinde Atatürk&#;ün girdiği koma esnasında da Türk doktorlar Fransız Profesör Fissenger&#;i arayarak izlenecek tedavi yöntemi hakkında görüşlerini sormuşlardı.

Prof. Dr. Nihat Reşat Belger, Mim Kemal Öke, Neşet Ömer İrdelp, Akil Muhtar Özden, Mehmet Kâmil Bey gibi Türk hekimler, hastalığının nüksetmesinden vefatına kadar Atatürk&#;ün yanından ayrılmazken, Fransız Profesör Noel Fissenger sadece davet üzerine Türkiye&#;ye gelmişti. Atatürk&#;ün yabancı hekime muayene edilmesi talebini kabul etmesinin ardından Paris&#;ten çağrılan Profesör Fissenger sürekli Atatürk ile birlikte kalmamıştı. Kendisine &#;baş doktor&#; gibi bir unvan tahsis edilmemişti.

 

10 Kasım tarihinde vefatının ardından Atatürk&#;ün Dolmabahçe Sarayı&#;ndaki yatağında naaşının görüntülendiği kare

10 Kasım tarihinde vefatının ardından Atatürk&#;ün Dolmabahçe Sarayı&#;ndaki yatağında naaşının görüntülendiği kare

 

Atatürk, 14 Haziran yılında yurt dışında bulunan manevi kızı Afet İnan&#;a Savarona Yatı&#;ndan yazdığı mektupta da sağlık durumuna şöyle değinmişti (Afet İnan. Atatürk&#;ten Mektuplar. Türk Tarih Kurumu Basımevi. Ankara. ) (Afet İnan. Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. İstanbul. I. Baskı 8. Baskı Mayıs Sf: ):

&#;Savarona Yatı, VI
H. R. Soyak ile benden mektup beklediğini bildirmiştin. Arzun her gün hatırımdadır. Şifahen Celal&#;e telefonla bildirmek üzere söylemekteyim. Ancak henüz kendim bir şey tespit edemedim.
Vaziyetim şudur: Bence doktorların yanlış görüş ve hü­kümleri sebebiyle hastalık durmamış, ilerlemiştir. Vakitsiz ayağa kalmak, yürümek, hususu ile burunda yapılan atuşman üzerine gelen kusma neticesi, yapılan istirahatlar hiçe inmiştir. İstanbul&#;a gelince, Hükümet reyimi almaya lüzum görmeksizin, Fissenger&#;i getirtti. Yeniden tetkik, muayene yapıldı. Karaciğeri eski halinden farksız ve karnı birkaç kiloluk müterakim su ve gaz dolayısı ile şişkin ve defigüre bir halde buldular. Şimdilik Temmuz on beşe kadar yeni tiretman ve yeni rejim tahtında repo absolüyü 7 zaruri buldular. Bunun esası da yatak ve şezlong istirahatıdır. Bu müddet sonunda Fissenger tekrar gelecektir
Ahvali umumiyem iyidir. Tamamen iadeyi afiyet ümit ve vaadi kuvvetlidir. Senin için asla mucibi merak ve endişe olmamalıdır.
Serinkanlılıkla imtihanlarını vererek muvaffakiyetle dönmeni bekler ve muhabbetle gözlerinden öperim.
İkamet için Savarona&#;yı tercih ettiler. Yat şimdilik saray karşısında demirlidir.
Malumun olan devlet işleri için Başbakan ve diğer bakanlar sık sık gelip yatta misafir olmaktadırlar.
Nutuk&#;unu Şükrü Kaya Türkçeye çevirmektedir. Matbuata verilecektir.

 

Ataturk afet inan mektup

Ataturk afet inan mektup

 

Atatürk&#;ü Muayene Eden Yabancı Doktorlar

Atatürk&#;ü Fransız Profesör Noel Fissenger dışında muayene eden başka yabancı doktorlar da olmuştu.

Avusturya&#;dan Prof. Hans Eppinger 31 Temmuz günü, Almanya’dan Prof. Gustav von Bergmann ise Atatürk&#;ü 1 Ağustos günü İstanbul&#;da muayene etmişti (Eren Akçiçek (). Atatürk&#;ün Sağlığı Hastalıkları ve Ölümü. İzmir Güven Kitabevi, sf: ).

Atatürk, 22 Mayıs günü sol kol ve göğsündeki şiddetli ağrı akabinde Doktor Refik Saydam, Sağlık Bakanlığı Sağlık Koruma Genel Müdürü Doktor Asım İsmail Arar, Profesör Neşet Ömer İrdelp tarafından muayene olmuştu. Kendisine &#;yorgunluk&#; teşhisi konan Atatürk, Berlin Tıp Fakültesi İkinci Dahiliye Kliniği eski direktörü Profesör Kraus ve Münih Tıp Fakültesi Dahiliye Kliniği Direktörü Profesör Von Romberg tarafından 6 Haziran tarihinde muayene edilmişti (Can Dündar (). Sarı Zeybek: Atatürk&#;ün Son Günü. Can Yayınları).

Ulu Önder Atatürk'ün Hastalığı, Son Günleri ve Ölümü. (10 Kasım )

Atatürk'ün Hastalığı, Son Günleri ve Ölümü Hakkında Prof. Dr. Nihat Reşat Belger'in Notları

Atatürk’ün hastalığı, son günleri ve ölümü hakkında bugüne kadar birçok açıklama yapılmıştır. Gerek O’nu tedavi eden doktorlar, gerekse yakınları ve yanında çalışanlar tarafından günümüze iletilen bu bilgiler, tarihe ışık tutuşu yanında, O’nu daha iyi tanımamızı da sağlamaktadır. Atatürk’ü Ocak ayında Yalova’da muayene ederek hastalığına ilk teşhisi koyan, bilâhare O’nun müdavi doktorları** arasında yer alarak ölümüne kadar tedavisi ile uğraşan Prof. Dr. Nihat Reşat Belger’in notları ise bu bakımdan ayrı bir değer taşımaktadır.

Prof. Dr. Nihat Reşat Belger’i 16 Şubat günü -kendisi Kurucu Meclis üyesi iken- Ankara’da, kalmakta olduğu Bulvar Palas’taki odasında ziyaret etmiş, Atatürk’ün hastalığına ve son günlerine ait bildiklerini dikkatle not etmiştim. Yine bu görüşme esnasında Prof. Dr. Belger’den Atatürk’ün son günlerine ait bazı hatıralarım kendi el yazılarıyla yazmalarını rica etmiştim. Birkaç gün sonra yazıp bana verdikleri bu notları 24 sene sonra yayımlarken kendisine karşı da vicdanî bir vazifeyi yerine getirmiş oluyorum.

Prof. Dr. Nihat Reşat Belger’in Atatürk’ün hastalığı, son günleri ve ölümü hakkında notları:

ATATÜRK’ÜN HASTALIĞI

Millî kahraman ve şanlı kumandan Atatürk, uzun süren hastalığı esnasında milletçe hayranı olduğumuz yüksek vasıflarından hiçbir şey kaybetmemişti. Hastalığının sonuna kadar tıpkı sıhhatli zamanlarında olduğu gibi daima keskin ve nafiz bakışlı, berrak ve selîs ifadeli, çelik gibi kavî iradeli, müstesna bir fıtrat idi. Her gün fizik kuvvetinden biraz daha kaybettiği ve gittikçe zayıfladığı halde, bu cihanşümul şöhretli hastanın insan kütlelerini sevk ve idarede müstesna bir kabiliyete sahip yüce şahsiyeti hemen göze çarpıyordu. Sayısız yüksek meziyetlerine meftun olduğumuz Atatürk’ü hastalık, fikren ve manen hiçbir veçhile sarsmamış ve değiştirmemişti.

Hastalığının mahiyeti kendisine izah edilirken dahi ne yüzünde, ne sözünde hiçbir endişe, hiçbir üzüntü eseri sezilmiyor, söylenilenleri soğukkanlılık ve tam bir sükûn ile dinliyordu. Mütemadiyen yatakta yatmakla geçen uzun aylar zarfında bir defa bile hastalıktan şikâyeti işitilmedi, hiçbir sabırsızlığı görülmedi, metaneti asla gevşemedi. Hastalığının vahim ve mühlik mahiyeti bittabi kendisine açıkça anlatılmadı. Fakat müphem olduğu kadar ölçülü ifadelerle izah edilen durumun ciddiyetini Atatürk anlamıştı. Lâkin zannediyorum ki ölüm hiç aklından geçmemişti; zira sözlerinde ve suallerinde ölümü aklına getirmeyen ve ölmekten korkmayan bir insanın ruh haleti aşikâr idi. Bu, belki hayatını vatan ve milletinin şeref ve haysiyetini yükseltmeye vakfeden büyük bir askerin, ölümü istihkara alışık olmasıyla izah edilebilir. O halde Atatürk, niçin ölümünden iki ay evvel bir vasiyetname yapmaya karar vermişti. Buna sebep, karnında biriken mayiin bir iğne ile alınacağı kendisine anlatıldıktan sonra ponksiyon denilen bu tedavi yapılırken bilhassa bir barsak delinmesi gibi vahim bir komplikasyonun zuhur edebilmesini düşünmüş olması idi. Vasiyetname, işte bu düşüncenin ilham ettiği bir ihtiyat tedbiri olmuştur; hastalığın, ölümüne sebep olacağı kanaat ve endişesinin bir tesiri olmamıştır. Atatürk’ün bu kanaati hastalığının son günlerine kadar asla değişmeksizin devam etti.

Ölümünden iki ay kadar evvel geçirdiği ve bir günden fazla süren birinci komadan harikavî bir hayatiyet ve mukavemetle kurtulan Atatürk, bu son derece vahim komplikasyona dahi ehemmiyet vermiyerek vefatına sebep olan ikinci komadan yirmi gün kadar evvel şu dikkate şayan sözleri söylemişti: “Anlaşılıyor ki bundan sonra ben alîl bir adam gibi yaşayacağım. Artık hayatımı ona göre tanzim etmeliyim. İstanbul’un muhtelif semtlerinde ve meselâ birkaç ay Florya’da, bir süre Yalova’da, sonra da Alemdağı’nda kalmalıyım.”

Bu sözlerden sonra bana hitap ederek, “Yarın Alemdağı’na gidiniz. Oranın havası ve suyu çok meşhurdur. Orada iklim şartları bakımından ikametime elverişli münasip bir yer seçiniz. Sıhhatim için bir zamanlar da orada yaşarım.” demişti.

Bu emrin ertesi günü İstanbul Valisi Muhittin Üstündağ, Cumhurbaşkanlığı Genel Kâtibi Hasan Rıza Soyak, Başyaver Binbaşı Celâl ve diğer bazı zatlarla birlikte Alemdağı’na gittik. Taşdelen ve civarında dolaştık. Nihayet Sultan Aziz’in Alemdağı’nda yaptırdığı köşkü gördük ve pek münasip bulduk. Akşam saraya avdette Atatürk beni çağırttı. Malûmat istedi. Gördüklerimizi ve düşündüklerimi söyledim. Köşk’te ikameti tasvip etti. Ne yazık ki hastalık artık çok ilerlemiş, Atatürk’ün kuvvet ve dermanı tükenmiş ve Alemdağı’na gitmesine hiç imkân kalmamıştı. Yirmi gün sonra hayata veda eden Atatürk’ün, biraz evvel naklettiğim hazin sözleri, onun ölümü aklına bile getirmediğinin en kuvvetli bir delili değil midir?

Hastalığının en son safhalarında bile iyileşmemekten hiç fütur getirmeyen Atatürk, devletin en mühim işleri ve dünya siyaseti ile ilgilenmekte devam ediyordu. Hükümet Başkanını, Hariciye Vekilini ve diğer bazı devlet ricalini kabul ediyor, onlardan malûmat istiyordu. Onlara düşündüklerini söylüyor ve direktifler veriyordu. Bu mülakatları takip eden günlerin birinde milletlerarası durumun pek gergin olduğundan bahis açan Atatürk, çok zaman geçmeden Avrupa’da korkunç bir fırtına kopacağını, o müthiş kasırganın dünyanın her tarafına yayılacağını, insanlığın umumî bir harp musibetinin bütün fecayii ile bir kere daha karşılaşacağını beyan ettikten sonra, “Bizim için bu kanlı badirede tarafsız kalmak, harbe katılmamak ve devlet gemisini bu fırtına ortasında hiçbir maniaya çarptırmadan sevk ve idare ederek harp dışında ve sulh içinde yaşamaya çabalamak, bizim için hayatî ehemmiyeti haizdir” demişti.

Sıhhatli zamanlarında olduğu gibi hastalığı esnasında dahi uzağı gören, iyi düşünen, en uygun kararları alan bu büyük asker ve devlet adamı, akıbet hastalığa mağlup oldu ve muazzam bir şan ve şeref halesi içinde edebiyete intikal ederek kendisini ihtiraslı ve sonsuz bir hayranlıkla seven, tekrîm eden milletini ebedî bir mateme gark etti.

Hemen her milletin askerî kıtalarla cenaze merasimine katılmaları, milletler topluluğunda, en şuurlu insaniyet âleminde dahi bu büyük kaybımızın ne kadar umumî ve derin bir teessür uyandırdığının açık ve bariz belirtileri olmuştur.

** Atatürk’ün hastalığı esnasında, kendisini tedavi ile görevlendirilen hekim kadrosu müdavi ve müşavir hekimlerden oluşuyordu. Müdavi hekimler: Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp, Prof. Dr. Mim Kemal Öke, Prof. Dr. Nihat Reşat Belger. Müşavir doktorlar: Prof. Dr. Âkil Muhtar Özden, Prof. Dr. Hayrullah Diker, Prof. Dr. Süreyya Hidayet Serter, Dr. Abravaya Marmaralı, Dr. Mehmet Kâmil Berk.

Prof. Dr. Utkan Kocatürk*

* Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Eski Başkan Vekili ve Atatürk Araştırma Merkezi Eski Başkanı

Kaynak: ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 2, Cilt: I, Mart  

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası