bas din / T.C. Dışişleri Bakanlığı - Frankfurt Başkonsolosluğu - İletişim Bilgileri

Bas Din

bas din

kaynağı değiştir]

Dinin farklı tanımları olup bu tanımlar dine bakış açısına göre birbirinden farklılık göstermektedir. Bir dine bağlı olanlar dini kendi inançları açısından tanımlamışlardır. Dine inceleme konusu bir nesne olarak bakan bilim insanları ise elde ettikleri verilere göre dinin bir tanımını yapmışlardır. Bu tanımların hiçbiri dinin gerçek yapısını ortaya koyan tanımlar değildir. Şimdiye kadar üzerinde ittifak edilen bir din tanımı olmamıştır. Bunun sebebi, dinlerin farklı yapılara sahip olmasıdır.

Din bilimlerinin farklı alanlarında uzman olan pek çok din bilimcisinin kendine özgü bir din tanımı vardır. Şimdiye kadar yapılan din tanımları normal bir kitap hacmini dolduracak kadar çoktur. Ancak bu din bilimcileri dini kendi alanları açısından tanımlamışlardır. Örneğin konuya din sosyolojisi açısından yaklaşan Émile Durkheim, "Din, bir cemaatin meydana gelmesini sağlayan ayin ve inançlar sistemidir." demiştir. Durkheim bu tanımında, dinin toplumdaki sosyal fonksiyonunu esas almıştır. "Din; dua, kurban ve inançla kendini gösteren bir arzudur." diyen Ludwig Andreas Feuerbach ise din psikolojisi açısından bir tanım yapmıştır. Buna benzer birçok tanımı sıralamak mümkündür. Ancak bu iki örnek din bilimcilerinin din tanımlarının birbirinden ne kadar farklı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Din bilimcilerinin bu din tanımlarında kutsallık, inanç, zihni meleke, mutlak itaat duygusu, arzu, toplumsal değerler bilinci, tabiat üstü yüce varlık ve tanrı fikri gibi hususlar ön plana çıkmaktadır. Din bilimcilerinin her biri bu kavramlardan birine ağırlık vererek din tanımı yapmıştır. Bu tanımlardaki ayrılık temelde iki nedenden kaynaklanmaktadır. Bu nedenlerden biri dinin karmaşık yapısıdır. Diğeri ise tanımı yapanların subjektif yaklaşımlarıdır. Dinin bütün dinleri kapsayacak objektif bir tarifini ancak dinin sınırlarının belirlenmesinden sonra yapmak mümkün olabilir.

Ortaya çıkışı[değiştir kaynağı değiştir]

Mistisizm, felsefe ve metafiziğin aksine mantığın yücelme ve aydınlanmanın en önemli yolu olmadığını öne sürer. Daha çok yoga, oruç, dönme (örneğin sema), çile ve hatta psikoaktif maddelerin kullanımı gibi çeşitli fiziksel disiplinlerde odaklanır.

Mistisizm, mutlak, ilahi olan, ruhani hakikat veya tanrı ile veya onun varlığının bilinci ile birleşmeye çalışmak, bunun için çeşitli yol ve öğretileri takip etmek, buna rasyonel düşünce ile ulaşılamayacağını bildirmektir. Mistikler, deneysel ve entelektüel kavrayışın ötesinde çeşitli gerçekliklerin varlığına inanır ve bunlara kişisel deneyimlerle ulaşılabileceğini düşünürler. Ezoterizm ise inanç yerine entelektüel anlayışa dayanarak dinden daha sofistike olduğunu ve psikospiritüel transformasyon teknikleriyle felsefede çeşitli gelişmelere neden olabilineceğini öne sürer. Ezoterizm sadece gelişmiş, imtiyazlı kişilere açık olup kuşaktan kuşağa aktarılan "gizli" bilginin varlığından bahseder. Bu kamuya açık olan ezoterik bilginin tersidir. Özellikle ruhsal uygulamalara ve disiplinlere önem verir. Antik Yunanistan'ın mistik dinleri ve modern Scientology tarikatı ezoterizmin örneklerindendir.

Ayrıca bakınız[değiştir

Ba‘s nedir ?

Sözlükte "birini kaldırıp harekete geçirmek; uykudan uyandırmak, diriltmek" gibi mânalara gelen ba's kelimesi, genel olarak Allah'ın herhangi bir şeyi yoktan var etmesi, Hz. Îsâ gibi bazı peygamberlerin ölüleri diriltme mûcizesi, Hz. Peygamber'in düzenlediği en çok üç kişilik askerî müfreze gibi ıstılahî mânaları yanında İslâmî literatürde asıl ve en yaygın olarak, "kıyamet gününde Allah'ın âhiret hayatını başlatmak üzere ölüleri yeniden canlandırması, onları kabirlerinden çıkararak hayata göndermesi" anlamında kullanılır.

Ba's inancı bazı farklılıklarla birlikte İslâmiyet'ten önce eski Mısır, İran, Çin ve Hint dinlerinde bulunduğu gibi, Yahudilik ve Hıristiyanlık'ta da vardır. Kur'an'da ifade edildiği üzere Câhiliye devri Arapları'nın büyük bir kısmı ölümden sonraki dirilişi inkâr ederken bir kısmının buna inandığı bilinmektedir. Kıyamet hallerinden olan ba's Kur'an, sünnet ve icmâ ile sabit olduğundan İslâm dinindeki iman esaslarından biridir, bunu inkâr eden dinden çıkmış kabul edilir. Kur'an'da kıyamet gününün mutlaka geleceği, kabirlerin açılacağı (el-İnfitâr 82/4), yeryüzünün, içindeki ağırlıkları dışarıya atacağı (ez-Zilzâl 99/2) ve Allah'ın insanları tekrar dirilterek yerden ot bitirir gibi topraktan çıkaracağı (Nûh 71/) bildirilmiş, "Cibril hadisi"nde de ba's iman edilmesi gereken esaslar arasında sayılmıştır (Buhârî, "Îmân", 37). Ehl-i sünnet'e göre ba's kesin naslarla sabit olduğu gibi aklen de mümkündür. Mu'tezile ise mümine mükâfat, kâfire ceza vermenin Allah'a vâcip olduğu şeklindeki temel görüşünden hareketle ba'sı mümkün olmanın ötesinde aklen zorunlu görmüştür (Kemâl b. Ebû Şerîf, s. ). Kerrâmiyye de aynı kanaati paylaşmıştır (Bağdâdî, s. ). Şîa'nın konu ile ilgili görüşü Ehl-i sünnet'inkinden farklı değildir (Muhammedî er-Rîşehrî, VII, 95). Mansûriyye ve Cenâhiyye gibi bazı İslâm dışı fırkalar ise ba'sı inkâr etmişlerdir (bk. GĀLİYYE).

Kur'an'da, sûr*a birinci üflemenin ardından -Allah'ın diledikleri müstesna- bütün canlıların yok olacağı, ikinci üfleme üzerine de ba's hadisesinin gerçekleşeceği ve ölmüş bütün yaratıkların yeniden canlanarak (ez-Zümer 39/68) belli bir hedefe doğru koşuyormuş gibi (el-Meâric 70/43) rablerinin huzuruna çıkacakları (Yâsîn 36/51) anlatılır ve dirilişin, gerçeği öğrenme ve amellerin karşılığını görme hikmetine bağlı olduğu (en-Nahl 16/; et-Tegābün 64/7) vurgulanır. "Yevmü'l-ba's" (er-Rûm 30/56) ve "yevmü'l-hurûc" (Kāf 50/42) ismi de verilen o günde insanlar arasındaki soy yakınlığının fayda vermeyeceği, herkesin kendi derdine düşeceği ve bu yüzden kişinin kardeşinden, anne baba, eş ve çocuklarından kaçacağı (Abese 80/), kimsenin birbirine bir şey sormayacağı (el-Mü'minûn 23/), herkesin tek başına muhatap alınıp sorumlu tutulacağı, bazı yüzlerin ak, bazılarının kara olacağı (Âl-i İmrân 3/) şeklinde kıyametle ilgili bilgiler (kıyamet halleri) Kur'an'da ayrıntılı bir şekilde zikredilmektedir. Kur'an, ölümden sonra dirilişi hayretle karşılayan ve bu konuda kesin bilgi sahibi olmak isteyenlere cevap teşkil etmek üzere, ölmüş ve parçalarına ayrılmış bazı canlıların yeniden diriltildiğini haber vermek suretiyle (el-Bakara 2/, ) duyulur âlemden de insan zihnini diriliş gerçeğine yaklaştırıcı örnekler sergilemektedir.

Hadislerde anlatıldığına göre bir cuma günü gerçekleşecek olan (İbn Kesîr, I, ) yeniden diriliş, insandaki acbü'z-zeneb* adı verilen ve hiçbir zaman çürüyüp yok olmayan bedene ait maddî unsurların gökten inecek bir nevi hayat suyu sayesinde bir anda canlanmasıyla gerçekleşecek ve insan kabirden veya acbü'z-zenebin bulunduğu yerden bir bitkinin topraktan çıkışı gibi süratle canlanıp ortaya çıkacaktır (Buhârî, "Tefsîr", 39/3, 78/1; Müslim, "Fiten", , ; Müsned, II, ; İbn Ebû Âsım, II, ; İbn Kesîr, I, ). Bazı din bilginleri ba'sın, meniye benzeyen bir çeşit suyun gökten inip kabirdeki acbü'z-zeneble karışması sonucunda tahakkuk edeceğini söylemişlerdir (Şa'rânî, II, ). Bazıları ise bu açıklamayı uygun bulmayarak ilâhî kudretin bu tür vasıtalara muhtaç olmaksızın ölüleri diriltebileceği görüşünü benimsemişlerdir (Râzî, XIV, ). İbn Kesîr'in naklettiği bir hadiste, İsrâfil'in sûra ikinci defa üflemesinden sonra göklerle yeryüzü arasında bulunan ruhların kabirlerdeki cesetlere gireceği ve dirilişin böylece gerçekleşeceği anlatılır (en-Nihâye, I, ). Kıyamet tasvirleriyle ilgili hadislerde kabirden ilk defa Hz. Muhammed'in kalkacağı ve organları teşekkül etmiş düşük çocuklar (es-sıkt) dahil bütün insanların dirileceği bildirilir (Buhârî, "Tefsîr", 39/3; İbn Mâce, "Cenâʾiz", 58). Ayrıca ba's sırasında kişilerin çıplak, tüysüz, sünnetsiz, sağlıklı ve otuz yaşlarında olacakları belirtilir (Müsned, V, ; Buhârî, "Riḳāḳ", 45; Müslim, "Cennet", ; Nesâî, "Cenâʾiz", ). Ebû Dâvûd ise insanların ölümleri sırasında giyinmiş oldukları elbiselere bürünmüş olarak diriltileceklerini ifade eden bir hadis nakleder ("Cenâʾiz", 18). Fakat Müslim'deki, "Her kul öldüğü hal üzere diriltilir" ("Cennet", 83) hadisi dikkate alınarak Ebû Dâvûd'un rivayetindeki "elbise" kelimesi "iman ve amel elbisesi" anlamında te'vil edilmiştir (İbn Kesîr, I, ). Hadislerde ba'sın aklen mümkün görülen bir hadise oluşu üzerinde durulmuş ve Kur'an'dakine benzer tarzda ispatlar yapılmıştır (Beyhakī, s. ).

Ba's ile ilgili âyetler yeniden dirilişin cismanî olacağını göstermektedir. Nitekim ölüp toprağa karıştıktan sonra dirileceklerini akıllarına sığdıramayan inkârcılara, "Biz toprağın onlardan yiyip tükettiklerini de, geride bıraktıklarını da çok iyi biliriz, katımızda her şeyi muhafaza eden bir kitap vardır" (Kāf 50/4) şeklinde cevap verilmiş; çürümüş kemikleri göstererek, "Bunları kim diriltebilir?" diyenlere, "Onları ilk defa yaratan diriltecektir" (Yâsîn 36/) buyurulmak suretiyle kemiklerin diriltilmesi ba'sın kapsamında gösterilmiş, böylece dirilişin cismanî olacağı vurgulanmıştır. Ayrıca cennet ve cehenneme, cennet ehli ve onlara verilecek nimetlere, cehennem halkı ve onlara uygulanacak azaba dair birçok âyet ve hadiste yer alan tasvirler âhiret hayatının cismanî olacağını, yani ruh ile bedenin birleşmesiyle kurulup devam edeceğini açıkça göstermektedir. Bu kadar açık ve kesin nasları te'vil edip âhiret hayatının sadece ruhanî olduğunu iddia etmek, tutarlı te'vil çeşitlerinin hiçbiriyle bağdaşmaz. Bu sebepledir ki Gazzâlî bu tür te'villeri inkârla eşit tutmuş ve buna taraftar olan filozofları tekfir etmiştir (Tehâfütü'l-felâsife, s. ). Ehl-i sünnet, Mu'tezile ve Şîa gibi ana İslâmî mezhepler yeniden dirilişin cismanîliğini kabul ederler. Bunu imkânsız görenlere karşı Kur'an, spermanın uygun ortamda gelişmesini tamamlayarak güçlü, güzel endamlı, akıllı ve mükemmel bir varlık haline gelinceye kadar geçirdiği gelişme sürecini, aynı şekilde kupkuru ve ölü toprağın yağmur suyuyla canlanışını ve çeşit çeşit bitkilerle bezenişini, yeniden dirilmenin mümkün olduğunu ispatlayan deliller olarak gösterir (el-Hac 22/5). Ayrıca Kur'an şunu da hatırlatır ki eğer insan bir çeşit ölüm sayılabilecek olan uykuya dalışından sonra tekrar hayata dönüşü üzerinde fikir yürütür veya kâinatın akıllara durgunluk veren kozmik işleyişini araştırırsa cismanî haşri anlamakta güçlük çekmez. Çünkü bunların gerçekleşmesi insanların ölümden sonra diriltilmelerinden daha kolay değil, aksine daha zordur.

Kur'an tecrübe dünyasından aldığı bu nevi delillere dayanarak hem diriliş olayının aklî temellerini göstermiş, hem de bunu inkâr edenlerin hiçbir delile sahip bulunmadığına ve itirazlarının ilmî bir değer taşımadığına işaret etmiştir (el-Câsiye 45/24). Gazzâlî'ye göre yeniden dirilme hakkındaki şüpheler, bu dünyadaki benzer olayların mahiyetini iyi kavrayamamaktan ileri gelmektedir. Nitekim canlıların üremesi ve ceninin oluşumu hakkında bilgi sahibi olmayan bir kimseye, insan gibi yüksek bir varlığın döl suyu (nutfe) denilen bayağı bir nesneden yaratıldığı söylenecek olsa bunu kabul etmekte güçlük çekecektir. Şu halde canlıların hayata geliş biçimi dikkatle düşünüldüğü takdirde ilk yaratılışın ba's denilen ikinci yaratılıştan daha şaşırtıcı olduğu kolaylıkla anlaşılacaktır (İhyâʾ, IV, ). Esasen ölülerin diriltilmesinde önemli olan husus bunu gerçekleştirecek bir gücün bulunmasıdır. Sonsuz kudret sahibi yaratıcının varlığına inanıldığı takdirde ba'sın imkânsızlığı görüşü tamamen geçersiz kalır.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi


Haydar Baş

Haydar Baş[2][3] (28 Ocak ; Akçaabat, Trabzon - 14 Nisan ; Trabzon[4]), Türksiyasetçi, profesör, öğretmen, ekonomist, araştırmacı, yazar ve iş insanı.

Bağımsız Türkiye Partisinin kurucularındandı ve ölümüne kadar bu partinin genel başkanlık görevini yaptı. Aynı zamanda Meltem TV, Mesaj TV ve Öğüt, Mesaj, İcmal dergisi ile Yeni Mesaj gazetesi gibi medya kuruluşlarının da sahibiydi.[5]

Trabzon'da COVID hastalığı nedeniyle tedavi gördüğü hastanede 14 Nisan 'de öldü.[6]

Haydar Baş "Hoşgeldin Atatürk" adıyla bir kitap yazdı.[7] Atatürk'ün hem anne, hem baba soyundan Muhammed'e dayandığını ve Kutbul-Aktap olduğunu ileri sürdü.[8] Hafız olduğunu da iddia etti.[9]

Eğitim hayatı ve öğretmenliği[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.