ingilizce hoşlanmak / hoşlanmak ingilizcesi

Ingilizce Hoşlanmak

ingilizce hoşlanmak

Like & Dislike (Hoşlanmak & Hoşlanmamak)

Like & Dislike(Hoşlanmak & Hoşlanmamak)

Like + noun (verb + - ing)

Sevdiğimiz, beğendiğimiz, hoşumuza giden nesne veya eylemden söz ederken like fiilinden yararlanırız. Ben, bir bardak çay içmeyi seafoodplus.info, peynirli sandviçi seafoodplus.info, hafta sonunda geç kalkmayı seafoodplus.info, pazar günleri arkadaşlarıyla buluşmayı seafoodplus.info, her gün yemek pişirmeyi sevmez.Kız kardeşim, bol pantolon giymeyi sevmez. vb. gibi eylemler (Bu bölümdeki örnek cümleler, the simple present tense (basit geniş zaman) kipindedir.) Örnekleri inceleyiniz.

I like nature and animals. (Ben, doğayı ve hayvanları severim.)
I like computers and cell phones. (Ben, bilgisayarları ve cep telefonlarını severim.)
I like rock, country and new age in music. (Ben, rock, country ve new age müzik türlerini severim.)
I like having a walk in the streets. (Ben, caddelerde yürümeyi severim.)
I like learning some different languages. (Ben, bazı değişik dilleri öğrenmekten hoşlanırım.)
I like starting the day very early. (Ben, güne çok erken başlamayı severim.)
I like surfing the web. (Ben, internette gezinmeyi severim.)
I like eating sandwiches, but I don't like eating hamburgers.
(Ben, sandviç yemeyi severim, fakat hamburger yemeyi sevmem.)
I like having a glass of orange juice or milk at breakfast.
(Ben, kahvaltıda bir bardak portakal suyu veya süt içmeyi severim.)
I don't like writing postcards, so I send messages on my mobile phone.
(Ben, posta kartı yazmayı sevmem, bu yüzden cep telefonumdan mesaj gönderirim.)

Like fiilinden sonra bir nesne veya sonuna - ing eki almış bir fiil getirildiğini unutmayın! Cümle olumsuz veya soru yapılacaksa do veya does yardımcı fiillerinden birisi kullanılır.


My mother likes sitting and watching TV all day.
(Annem, gün boyu oturmak ve televizyon seyretmekten hoşlanır.)
My brother likes sharing his flat with my family in New York.
(Erkek kardeşim, New York'taki evini ailemle paylaşmayı sever.)
I don't like robots, because they are smart and fun.
(Ben, robotları sevmem, çünki onlar akıllı ve komiktir.)
I don't like riding a horse, but I like swimming in the pool.
(Ben, ata binmeyi sevmem, fakat havuzda yüzmeyi severim.)
Suna doesn't like London, because it is rainy and cold.
(Suna, Londra'yı sevmez, çünki orası yağmurlu ve soğuktur.)
I don't like having breakfast before the morning training.
(Ben, sabah antremanından önce kahvaltı yapmayı sevmem.)
Do you like spending any time with your family or your friends?
(Sen, ailen veya arkadaşlarınla vakit geçirmeyi sever misin?)
Does a baby like drinking fresh milk at breakfast?
(Bir bebek, kahvaltıda taze süt içmeyi sever mi?)
Do you like jogging in the park near your house?
(Sen, evinin yanındaki parkta koşmayı sever misin?)
Does your father like reading a book before sleeping?
(Baban, uyumadan önce kitap okumayı sever mi?)

Dislike + noun (verb + - ing) 

Dislike; like fiilinin zıt anlamlısıdır. Sevilmeyen, beğenilmeyen, hoşlanılmayan nesne veya eylemi anlatırken kullanılır. Dislike fiilinden sonra da bir nesne veya sonuna - ing eki almış bir fiil getirildiğini unutmayın!


I dislike documentaries, because they are very boring.
(Ben, belgesel filmleri sevmem, çünki onlar çok sıkıcıdır.)
I dislike sandwiches, because they are cold.
(Ben, sandviç(leri) sevmem, çünki onlar soğuktur.)
I dislike watching TV and playing computer games at nights.
(Ben, geceleri televizyon seyretmeyi ve bilgisayar oyunları oynamayı sevmem.)
She dislikes staying at home and doing the same things.
(O, evde kalmayı ve aynı şeyleri yapmayı sevmez.)
Boby dislikes going out on weekdays.
(Boby, hafta içi günlerde dışarıya çıkmayı sevmez.)
You dislike meeting my friends and chatting with them.
(Sen, arkadaşlarınla buluşmayı ve onlarla sohbet etmeyi sevmez.)
My father dislikes working at nights. (Babam, geceleri çalışmayı sevmez.)
I dislike having a party every month. (Ben, her ay bir parti vermeyi sevmem.)
My mother dislikes taking photos of animals at the zoo.
(Annem, hayvanat bahçesinde hayvanların resimlerini çekmeyi sevmez.)
I dislike talking loudly in the classroom.
(Ben, sınıfta yüksek sesle konuşmayı sevmem.)

Cümle olumsuz veya soru yapılacaksa do veya does yardımcı fiillerinden birisi kullanılır.


Do you dislike drinking fizzy drinks?
(Sen, gazlı içecekler içmeyi sevmez misin?)
I don't dislike looking for the starts at nights.
(Ben, geceleri yıldızlara bakmayı severim.)
My dog doesn't dislike eating some meat and some bones every day.
(Köpeğim, her gün biraz et ve birkaç kemik yemeyi sever.)
Do you dislike having irregular working time?
(Sen, düzensiz çalışma saatlerine sahip olmayı sevmez misin?)
My brother doesn't dislike riding a horse without help.
(Erkek kardeşim, yardım olmaksızın ata binmeyi sever.)
You don't dislike going out on weekdays.
(Sen, hafta içi günlerde dışarıya çıkmayı seversin.)
You don't dislike saying the English alphabet in 10 seconds.
(Sen, İngiliz alfabesini on saniyede söylemeyi seversin.)
Does your sister dislike wearing her baggy jeans?
(Kız kardeşin, bol pantolonlar giymeyi sever mi?)
Do you dislike going on a holiday my yourself?
(Sen, kendi kendine bir tatile gitmeyi sevmez misin?)
I don't dislike watching western movies at weekends.
(Ben, hafta sonlarında kovboy filmleri seyretmeyi severim.)

(Bu metnin her türlü yayın hakkı A. Hikmet İnce’ye aittir. Hiçbir şekilde alıntı yapılamaz ve başka bir yayında kullanılamaz. Aksi davranışta bulunanlar hakkında, hukuk büromuz her türlü yasal işlemi uygulayacaktır. Üçüncü kişilere duyurulur )
Bu İngilizce konu anlatımı , kez okundu.

Yorumlarınız

Mehemt d Mayıs

İşimi yaramadı

İREMMM27 Nisan

Çoooooooooooooooook beğendim

İREMMM27 Nisan

Projemde çok yardımcı oldu

esra g Nisan

muhtesemmmmmmmmmm

Rabia27 Mart

Çok teşekkürler.örnekler aciklayicida

Tuana Ş Mart

Çok güzel bir bilgi çok teşekkür ederim.

ecem15 Mart

mükemel

Feyza y Aralık

Superrrr

kaan26 Aralık

hiç güzel degil

Yılmaz S Aralık

Mükemme be afferin be :D iyi yapmışsınız :D

jgfxjhjxgfj 8 Aralık

çok iyiymiş

seda a. 6 Aralık

güzelmiş sevdim performansta yaradı çok sagolun

Hakan28 Kasım

Güzel

mahmut p Kasım

Müthiş

ENE30 Ekim

Sınavdan inşallah alırım
AMİN

çiem29 Ekim

Süper yaaaa

Yaren A Ağustos

teşekkür ederim güzel bir bilgi

m Mayıs

işime yaradı

esra k Mayıs

çok güzel işime çok güzel yaradı

Ankara 3 Mayıs

İy hemde cok iyi

karizma j. 7 Nisan

süper süper süper :)

Kumsal 9 Mart

Teşekkürler

Nisa16 Şubat

Güzel olmuş işe yariyor

Tuana B Şubat

Muhteşem

AKIN 7 Şubat

çoooooooookkkkkkkkkk güzel

yusuf e Ocak

harika!!!

arzu y. 6 Ocak

sunum yapacam yardımcı oldu çok sağolun

Ayse g Aralık

Cok guzel

Funda ç Aralık

Çok iyiler

tanınmış k Aralık

çok tesekürller!!!

Revşan d Aralık

idare eder ;)

Eluff26 Aralık

Guzelmis

vırçik23 Aralık

ben vırçik çok tşk güzel olmuş

lili23 Aralık

çok tşk bayıldım

anonim23 Aralık

çook güzel olmuş bilginize sağlık :D :D

Hazal U Aralık

Çok işime yaradı baya yardım etti

buse21 Aralık

YANİ İDARE EDER İŞTE

eliff21 Aralık

Güzelmiş

elif15 Aralık

Thank you

mehmet15 Aralık

eh işte :D

Elif a Aralık

Süper

zeliha s. 9 Aralık

çok teşekkür ederim çok yardımcı oldunuz tekrar teşekkürler

güneş 6 Aralık

Teşekkürler cok saolun odevimi sayenizde yaptim :)

yes 6 Aralık

idare eder

maria 5 Aralık

l liked this site

naturels 5 Aralık

Çok işime yaradi teşekurler

bisten10 Kasım

guzel olmus yureginize saglik abiler ablaalr umarim sinavdan iyi alirim dua edin allah icin

esra k. 5 Kasım

Çok güzel ödevimi buradan yaptım

Osman k. 3 Kasım

Çok güzelmiş Teşekkürler

osman 3 Kasım

Güzeldi

İngilizcede sevdiğimiz ya da sevmediğimiz şeylerden, yapmaktan hoşlandığımız veya hoşlanmadığımız aktivitelerden bahsederken bazı ifadeler kullanırız. Bu ifadeler ve bu ifadeleri kullanırken dikkat etmemiz gereken bazı hususlar şu şekildedir.

Like

&#;Beğenmek, hoşlanmak, sevmek&#; gibi anlamlara gelir. I (ben), you (sen,siz), we (biz), they (onlar) öznelerini kullanarak kurduğumuz cümlelerde like olarak kullanılırken he (erkeklerde o), she (kızlarda o), it (insan dışındaki tüm canlı-cansız varlıklarda o) ile kurulan cümlelerde likes olarak kullanmamız gerekir.

ÖRNEKLER

I like English. (Ben İngilizceyi severim.)
You like Maths. (Sen/Siz matematiği seversin/iz.)
We like Art. (Biz görsel sanatları severiz.)
They like Social Studies. (Onlar sosyal bilgileri severler.)

He likes Physical Education. (O beden eğitimini sever.)
She likes Science. (O fen bilimlerini sever.)
It likes Music. (O müziği sever.)

Dislike (Don&#;t Like / Doesn&#;t Like)

Sevmediğimiz, hoşlanmadığımız şeyleri ifade ederken cümleyi olumsuz yapmak için don’t like ya da doesn’t like kullanmamız gerekir. I/you/we/they ile birlikte don’t like, he/she/it özneleri ie birlikte kurulan cümlelerde doesn’t like kullanılır.

ÖRNEKLER

I don’t like checkers. (Damayı sevmem.)
You don’t like chess. (Satrancı sevmezsin/iz.)
We don’t like keepy uppy. (Top sektirmeyi sevmeyiz.)
They don’t like dodgeball. (Yakan topu sevmezler.)

He doesn’t like hopscotch. (O sekseği sevmez.)
She doesn’t like Blind Man’s Buff. (O körebeyi sevmez.)
It doesn’t like yoyo. (O yoyo sevmez.)

UYARI

Don’t like yerine dislike, doesn’t like yerine dislikes kullanılabilir.

ÖRNEKLER

I dislike fishing. (Balık tutmaktan hoşlanmam.)
You dislike playing soccer. (Sen/siz futbol oynamaktan hoşlanmazsın/ız.)
We dislike doing origami. (Biz origami yapmaktan hoşlanmayız.)
They don’t likedancing. (Onlar dans etmekten hoşlanmazlar.)

He dislikes singing songs. (O şarkı söylemekten hoşlanmaz.)
She dislikes doing puzzles. (O yapboz yapmaktan hoşlanmaz.)
It dislikes swimming. (O yüzmekten hoşlanmaz.)

Love

&#;Sevmek&#; anlamına gelir. Like ifadesinden farklı olarak daha güçlü bir anlama sahiptir.

ÖRNEKLER

I love action movies. (Aksiyon filmlerini severim.)
You love Hababam Sınıfı. (Sen/siz Hababam Sınıfı’nı sevesin/iz.)
We love science fiction. (Biz bilim kurgu severiz.)
They love horror movies.(Onlar korku filmlerini severler.)

He loves Spider Man. (O Örümcek Adam’ı sever.)
She loves Harry Potter. (O Harry Potter’ı sever.)

Hate

&#;Nefret etmek&#; anlamına gelir. Dislike ifadesinden daha güçlü bir anlama sahiptir.

ÖRNEKLER

I hate cheese. (Ben peynirden nefret ederim.)
You hate salami. (Sen/siz salamdan nefret edersin/iz.)
We hate sausages. (Biz sosisten nefret ederiz.)
They hate egg. (Onlar yumurtadan nefret ederler.)

He hates olives.(O zeytinden nefret eder.)
She hates coffee. (O kahveden nefret eder.)
It hates milk. (O sütten nefret eder.)

Enjoy

Bu ifade de tıpkı &#;like&#; gibi olumlu bir anlam taşır. &#;Zevk almak, sevmek, hoşlanmak&#; gibi anlamlara gelir.

ÖRNEKLER

I enjoy tennis. (Ben tenisten zevk alırım/hoşlanırım.)
They enjoy playing football. (Onlar futbol oynamaktan zevk alırlar/hoşlanırlar.)

He enjoys swimming. (O yüzmekten keyif alır/hoşlanır.)
She enjoys skipping rope. (O ip atlamaktan zevk alır/hoşlanır.)

hoşlanmak

teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

like
enjoy
to like, be pleased with; to enjoy
relish
delight
be attracted
take to
affect
take a fancy to
care
to like, to enjoy, to go for sb/sth, to care for sb, to relish
click
be partial to
dig
be pleased with
be taken with
have a liking for smb
be taken by
fancy
bask
cotton to
rejoice in
care for
take kindly to
savour
be fond of
go for
fancy to
take a shine to smb
rejoice

İlgili Terimler

hoşlanma
liking

-

-

hoşlanma
enjoying
hoşlan
enjoy

-

-

hoşlanma
enjoyment
hoşlanma
fancy

-

birinden hoşlanmak
take a shine to
hoşlanma
enjoy

-

-

hoşlan
care for

-

-

hoşlan
liking

-

-

hoşlanma
dislike

-

-

hoşlanma
bond
hoşlanma
delectation
hoşlanma
zest
resmiyetten hoşlanmak
stand on ceremony

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir