spesiyal kelimesinin türkçe karşılığı / Spesiyal Ne Demek, Ne Anlama Gelir? Spesiyal Kelimesi TDK Sözlük Anlamı Nedir? - Habertürk

Spesiyal Kelimesinin Türkçe Karşılığı

spesiyal kelimesinin türkçe karşılığı

YAZIMINI ÖĞRENMEK İSTEDİĞİNİZ KELİMENİN İLK HARFİNİ AŞAĞIDAKİ LİSTEDEN SEÇİNİZ!
A · B · C · Ç · D · E · F · G · H · İ · J · K · L · M · N · O · P · R · S · Ş · T · U · Ü · V · W · Y · Z

A

Abes : Anlamsız, saçma
Abluka : Kuşatma, çevirge
Abone : Sürdürümcü
Absürt : Saçma, usdışı
Adapte : Uyum
Adi : Bayağı, sıradan
Adisyon : Hesap
Agresif : Saldırgan
Ahize : Almaç
Aidat : Ödenti
Air bag : Hava yastığı
Air-conditioner: Havalandırma
Ajanda : Andaç
Aksiyon : Eylem, edim
Aktif : Etkin
Aktivite : Etkinlik
Aktüel : Güncel
Aleyhtar : Karşıtçı, karşı görüşlü
Alfabe : Abece
Alternatif : Seçenek
Amatör : Deneyimsiz
Ambiyans : Hava
Amblem : Belirtke
Ambulans : Cankurtaran
Ampermetre : Akımölçer
Analitik : Çözümleyici
Analiz : Çözümleme
Anarşi : Başsızlık, kargaşa
Anatomi : Gövdebilim
Anekdot : Öykü
Angarya : Yüklenti
Animasyon : Canlandırma
Anons : Duyuru
Anket : Sormaca
Anons : Sesli duyuru
Ansiklopedi : Bilgilik
Antetli : Başlıklı
Antipatik : Sevimsiz
Antifiriz : Donma önleyici
Antreman : Alıştırma, çalışım
Antrenör : Çalıştırıcı
Aranje etmek : Düzenlemek
Argüman : Donatı, kanıt, dayanak
Arkeoloji : Kazıbilim
Aroma : Hoş koku
Arşiv : Belgelik
Artist : Sanatçı, oyuncu
Asayiş : Düzenlilik, güvenlik
Asistan : Yardımcı
Asparagas : Uydurma
Astronomi : Gökbilim
Ateizm : Tanrıtanımazlık
Atıf : Yöneltme, ilişkili bulma, gönderme
Atmosfer : Havayuvarı
Atom : Ögecik
Atölye : İşlik
Avans: Öndelik

B

Bahir : Deniz
Baht : Yazgı, kader
Bakiye : Kalan
Bandaj : Sargı
Bandrol : Denetim pulu
Banliyo : Çevre, yörekent
Banner : Reklam bandı, reklamlık
Bariyer : Engel
Bariz : Belirgin, açık
Bariyer : Engebe
Barkot : Çizgi im
Beraat : Aklanma
Best-seller : Çok satan
Bilboard : Duyuru tahtası
Bilhassa : Özellikle
Biyografi : Öz geçmiş
Bizzat : Kendisi
Blender : Karıştırıcı
Blöf : Kandırmaca
Bodyguard : Koruma
Bone : Başlık
Bonkör : Eliaçık
Botanik : Bitkibilim
Boykot : Direniş
Branş : Dal, kol
Brifing : Bilgilendirme, sunu
Brunch : Kuşluk yemeği
Brüt : Kesintisiz
Buldozer : Yoldüzler
Burjuva : Kentsoylu
Burjuvazi : Kentsoyluluk
Buton : Düğme
By-pass : Damar aktarma

C

Call center: Çağrı merkezi
Camia : Topluluk
Cari : Yürürlükte olan
Catering : Yemek hizmeti
Celse : Oturum
Cengaver : Savaşçı
Center : Merkez
Cenup : Güney
Cereyan : Akım
Cetvel : Çizelge, düzçizer
Cevap : Yanıt, karşılık
Change : Para değişimi
Chat : Sohbet
Check-in : Giriş işlemi
Check-out : Çıkış işlemi
Check-list: Denetim çizelgesi
Check-point: Denetim noktası
Check up : Tümtanı, tam bakım
Cheese cake: Peynirli kek
Corner : Köşe
Cihaz : Aygıt
Cracker: Çökertici

Ç

Çek etmek : Yoklamak, denetimlemek
Çip: Yonga

D

Dahil : İç, içsel
Darbımesel : Atasözü
Darphane : Para basımevi
Data : Veri
Debriyaj : Kavrama
Defans : Savunma
Defansif : Savunmaya dayalı
Deforme : Şekli bozulmuş
Defroster : Buz çözer
Deklarasyon : Bildiri, açıklama
Demo : Tanıtım
Demonstrayon : Gösteri
Deep-freeze: Derin dondurucu
Dejenerasyon: Yozlaşma
Dejenere : Yozlaşmış
Dekont : Hesap belgesi
Departman : Bölüm
Deplasman : Yabancı saha
Depresyon : Ruh çöküntüsü
Despot : Buyurgan
Dijital : Sayısal
Direktör : Yönetmen
Distribütör: Dağıtıcı
Dizayn : Tasarım
Done : Veri
Doping : Uyarıcı
Download : İndirmek, yüklemek
Driver : Sürücü
Dublaj : Seslendirme
Dubleks : İki katlı

E

Ebedi : Sonsuz
Ebeveyn : Ana baba
Ecnebi : Yabancı
Edat : İlgeç
Edip : Yazar
Editör : Yayımcı
Efor: Çaba, gayret, güç
Egale etmek : Eşitlemek
Egoist : Bencil
Egzersiz : Alıştırma
Ego : Ben
Ekarte etmek : Elemek
Ekoloji : ÇEvre bilimi
Eksper : Uzman
Ekstra : Fazla, fazladan
Ekstre : Hesap özeti
Elastik : Esnek
Elimine etmek: Elemek
Elimine olmak: Elenmek
E-mail: E-posta
Empati : Duygudaşlık
Empoze etmek : Dayatmak
Enformasyon : Danışma
Entegre : Bütünleşik
Entern : Yetişici
Enstrümantal: Sözsüz.
Entegre : Bütünleşmiş
Envanter : Döküm
Eskiz : Taslak
Eskort : Koruma aracı
Euro: Avro
Exit : Çıkış
Eyeliner: Göz kalemi

F

Faal : Çalışkan, etkin
Factoring : Aracı, aracılık
Fahri : Onursal
Fail : Yapan, eden
Faiz : Getiri
Faktör : Etken
Faks: Belgegeçer, belgeç
Final : Son
Fanatizm : Bağnazlık
Fasıl : Bölüm
Federal : Birleşik
Fermantasyon : Mayalanma
Finish : Bitiş, varış
Firmware: Bellenim
First lady: Başhanımefendi
Fitness center: Sağlıklı yaşam merkezi
Fotokopi : Tıpkıçekim
Frame : Çerçeve
Franchising: İsim hakkı
Full : Tam
Full Time : Tam gün, tam zamanlı
Fullemek : Doldurmak

G

Gala: Ön gösterim
Garp : Batı
Gıyabi : Yokken
Global : Küresel
Grafik : Çizge, çizenek
Gramer : Dilbilgisi
Grev : İşbırakımı
Gurme : Tatbilir
Gurup : Gün batımı
Güruh : Toplaşım, kalabalık
Güya : Sanki, sözde

H

Hacker : Kırıcı
Hakiki : Gerçek
Handikap : Engel
Happy-hour : İndirim saatleri
Harcırah : Yolluk
Hard Disc : Ana Bellek
Harfiyen : Değiştirmeksizin
Hasıl : Ürün, verim
Hat-trick : Üçleme
Hayalperest : Düşkurucu
Haysiyet : Onur, saygınlık
Hazar : Barış
Hinterland : Art bölge
Hit : Gözde
Hosting : Ana sistem

İ

İce tea : Soğuk çay, buzlu çay
İdefiks : Saplantı, sabit fikir
İmtiyaz : Ayrıcalık
İnstant coffee: Hazır kahve
İnternet : Genel ağ
İrrite etmek : Kızdırmak
İskonto : İndirim
İzolasyon : Yalıtım

J

Jakuzi : Sağlık havuzu
Jaluzi : Şerit perde
Jenerasyon : Kuşak , nesil
Jeneratör : Üreteç
Jenerik : Tanıtımık
Jenosit : Soy kırım
Jeofizik : Yer fiziği
Jeolog : Yerbilimci
Jeoloji : Yerbilim
Joystik : Yönetme kolu

K

Kabine : Bakanlar kurulu
Kabotaj: Gemi işletimi
Kadastro : Yeryazım
Kadir: Değer
Kadük : Düşmüş
Kaide: Değer
Kainat: Evren
Kalibraj: Ayarlama
Kalite : Nitelik
Kamer: Ay
Kamera: Alıcı
Kampüs : Yerleşke
Karambol : Karışıklık
Kartel : Tekel
Kartvizit : Tanıtma kartı
Kombinasyon : Birleşim
Komite : Kurul
Kompetan : Uzman
Komplike : Karışık, dolaşık
Komplo : Tuzak
Komünikasyon : İletişim
Konfeksiyon : Hazır giyim
Konferans : Konuşma, toplantı
Konfigürasyon : Yapılandırma
Kongre : Kurultay
Konsantre : Yoğunlaştırılmış
Konsept : Kavram
Konsültasyon : Danışım
Kontrast : Zıtlık, karşıtlık
Kozmik : Evrensel

L

Labirent : Dolambaç
Laboratuvar: Beklemelik
Lağvetmek: Kaldırmak
Lansman: Tanıtım
Laptop: Dizüstü bilgisayar
Leasing : Kiralama
Libero : Son adam
Limit: Sınır, uç
Link : İlişim, bağlantı
Liposuction : Yağ aldırma
Literatür: Yazın
Loder: Yükler
Lojman: Kurum konutu
Lokal : Yerel, mahalli
Lümpen : Sefil, seviyesiz

M

Makro : Geniş, büyük
Mamafi : Bununla birlikte
Maraton : Uzun koşu
Marj : Pay
Marjinal : Sıra dışı
Market : Satış merkezi
Marketing: Pazarlama
Mecmua : Dergi
Mega : Çok büyük
Mega store: Büyük mağaza
Menajer : Yürütücü
Mesaj : Bildiri, ileti
Metamorfoz : Başkalaşma, değişme
Metot : Yöntem
Metropol : Ana kent
Mikro : Dar, küçük
Minimum : En az
Misyon : Özel görev
Modern : Çağdaş
Modernize etmek : Yenilemek
Modül : Parça
Modüler sistem: Parçalı sistem
Montaj : Kurgu
Motive etmek : İsteklendirmek
Mouse : Fare
Mönü : Yemek listesi
Multimedia : Çoklu Ortam

N

Naçizane : Önemsiz, değersiz
Nadide : Görülmemiş, az görülen
Nafaka : Geçimlilik
Nafile : Boşuna
Nağme : Ezgi
Nahiye : Bölge, bucak
Nahoş : Tatsız, kötü, yakışıksız
Nakden : Para olarak
Nasihat : Öğüt
Network : Bilişim ağı
Nezaket : İncelik
Nickname : Takma ad
No-frost : Karlanmaz
Non-stop : Duraksız, molasız
Nötr : Yansız, tarafsız
Nüans : İnce ayrım, küçük fark

O

Obje: Nesne
Ofansif : Atak
Offline : Çevrim dışı
Off the record : Yayın dışı
Ofis : İşyeri
Ofsayt : Açığa düşme
Ofset : Düzbaskı
Okey(lemek) : Onay, onaylamak
Oley : Yaşa!
Ombudsman : Kamu denetçisi
Online : Çevrim içi
Optima : En uygun
Optimist : İyimser
Optimizasyon: En iyi duruma getirmek
Ordövr : Ön yemek
Organizasyon : Düzenleme
Orijinal : Özgün
Oryantasyon : Alıştırma, uyum
Otistik : İçe kapanık
Otokritik : Öz eleştiri
Overclock :  Hız aşırtma

P

Panoramik : Genel görünümlü
Paradigma : Değerler dizisi
Paradoks : Aykılırılık, çelişki
Paraf : İmce
Parafe etmek : İmcelemek
Parametre : Değişken
Part time : Yarım gün, yarı zamanlı
Partikül : Parçacık
Patchwork : Kırkyama, yama işi
Patent : Buluş
Patent hakkı : Buluş hakkı
Patentine almak : Tekeline almak
Patentli : Buluşlu
Peeling : Soyum, deri soyma
Penaltı : Ceza vuruşu
Periyot : Devir, devre
Perspektif : Bakış açısı
Plaza : İş merkezi
Polemik : Söz dalaşı, dalaşma
Poşet : Torba
Pozisyon : Durum
Prime-time : Altın saat
Profil : Görünüş, görüntü
Prosedür : İzlek
Provokasyon : Kışkırtmak
Provokatör : Kışkırtıcı
Prömiyer : İlk oyun, açılış

R

Radyasyon : Işıma, ışınım
Rakım : Yükseklik, yükselti
Rakip : Yarışmacı
Rampa : Yokuş
Randevu : Buluşma
Randıman : Verim
Rant : Getirim
Rapor: Yazanak
Rasat : Gözlem
Rastgele : Gelişigüzel
Realite : Gerçek, gerçeklik
Reflektör : Yansıtıcı
Restorasyon: Onarım, yenileme
Revize edilmek : Düzeltilmek, yenilenmek.
Revize etmek : Düzeltmek, yenilemek.
Revizyon : Düzeltme, yenileme, yenilenme
Reyting : İzlenme oranı
Rezervasyon : Yer ayırtma
Rezidans : Konut
Roof : Çatı
Rövanş : İkinci karşılaşma

S

Sabotaj : Kundaklama
Sansür : Sıkıdenetim
Sauna : Buhar banyosu
Seans : Oturum, kez, süre
Sekreter : Yazman
Selfie : Özçekim
Self-servis : Seçal
Sembol : Simge
Sembolik : Simgesel
Seminer : Topluçalışım
Sempati : Cana yakınlık
Sempatik : Sevimli, cana yakın
Sempatizan : Duygudaş
Senkron : Eşzaman
Sentez : Bireşim
Server : Sunucu
Sezon : Sürem
Show-Şov : Gösteri
Showman : Gösteri adamı
Simülatör : Öğrencelik
Simültane : Eşzamanlı
Sirkülasyon : Dolaşım
Sistem : Dizge
Skandal : Utanca
Skor : Sonuç
Skor board : Sonuç tahtası
Slayt : Saydam, yansı
Slogan : Savsöz
Software : Yazılım
Solaryum : Güneşletici
Sorti : Çıkış
Sosyal : Toplumsal
Sosyalist : Toplumcu
Sosyolog : Toplum bilimci
Sömestr : Yarıyıl, dönem
Spesifik : Özgül
Spesiyal : Özel
Spiker : Sunucu
Sponsor : Destekleyici
Stabil : Oturmuş, istikrarlı, sabit
Staj : Uygulamalı öğrenim, yetişim
Star : Yıldız
Start : Başlangıç
Start Almak : Başlamak
Stil : Biçem
Stok : Yığım
Stres : Gerilim
Süper : Üstün, en büyük
Sürpriz : Şaşırtı

Ş

Şantaj : Göz korkurtma
Sark : Doğu
Şekil : Biçim, tutum
Şerh : Açma, ayırma
Şofben : Su ısıtıcısı
Şoför : Sürücü
Şok olmak : Çok şaşırmak
Şov : Gösteri
Şovrum : Sergi evi
Şube : Dal, kol

T

Taahhüt : Üstlenme
Tahkim : Pekiştirme
Tahlil : Çözümleme
Tahliye : Salıverme
Taklit : Öykünme
Tali : İkincil
Talk şov : Söz gösterisi
Tansiyon : Kan basıncı, gerilim
Tasarruf : Biriktirme, artırım
Tatil : Dinlence
Taviz : Ödün
Tazminat : Ödence
Tebliğ : Bildiri
Tedavül : Geçerlik, sürüm
Tekabül etmek : Karşılamak
Teknik : Yol, yöntem
Tekzip : Yalanlama
Temyiz : Ayırt etme
Teorem : Önerme
Teori : Kuram
Teorik : Kuramsal
Terapi : İyileştirme
Tercüme : Çevirme, çeviri
Termometre : Sıcaklık ölçer
Terör : Yıldırı
Tesir : Etki
Tesisat : Kurum, kuruluş
Test : Sınama
Tezat : Çelişki, karşıtlık
Tiraj : Baskı sayısı
Torpil : Kayırma
Totaliter : Baskıcı, bütüncül
Trafik : Gidiş-geliş
Trajedi : Ağlatı
Transparan : Saydam
Trend : Yönelme, eğilim
Turizm : Gezim
Tümör : Ur
Türbülans : Ters akıntı

U

Ufuk : Çevren
Uhde : Görev, sorumluluk
Ultrasonik : Sesüstü
Undercover : Örtülü
Underground : Yer altı
Uzuv : Örgen
Ultraviyole : Morötesi

Ü

Ümitvar : Umutlu
Ümmi : Okur yazar olmayan
Ünite : Birim
Üniversel : Evrensel
Üniversite : Evrenkent, bilimtay
Üstüvane : Silindir
Üryan : Çıplak, yalın
Ütopik : Hayali, düşsel
Ütopya : Hayal, hayal ülke

V

Vazo : Çiçeklik
Vantilatör : Yelveren, estireç
VCD : Görüntülü yoğun disk (GYD)
Versiyon : Sürüm
Vesaire : Ve benzeri
Vesait : Araçlar
Vestiyer : Askıyeri, askılık
Video : İzlemece
Vitrin : Sergen, sergilik
Viraj : Dönemeç
Virman : Aktarım
Viyadük : Aşıt, kuruköprü
Vize : Görüldü
Vizyon : Ufuk, ileri görüş
Vuslat : Kavuşma
Vuzuh : Açıklık, aydınlık

W

Walkman : Gezerçalar, yürürçalar
Web : Ağ
Webmaster : Site yöneticisi, ağ yöneticisi
Web sayfası : ağ sayfası.
Web sitesi : ağ sitesi.
Workout : Alıştırma, idman, antrenman
Workshop : Fikir üretme, fikir üretme toplantısı

Y

Yakamoz : Parıltı
Yeknesak : Tekdüze
Yekûn : Toplam
Yevmiye : Gündelik

Z

Zaaf :Güçsüzlük, düşkünlük
Zabıt : Tutanak
Zamir : Adıl
Zaping : Geçgeç
Zevat : Kişiler
Ziraat : Tarım
Zirve : Doruk

T&#;rk&#;eye Ge&#;miş Yabancı S&#;zc&#;klerin T&#;rk&#;e Karşılıkları

Türkçe’ye geçmiş yabancı sözcüklerin Türkçe karşılıkları

Günümüz dünyası artık çok daha evrensel. Bu da kültürler arası etkileşimin çok daha yoğun olduğu bir dünya demek. İlerleyen teknoloji ve iletişim alanındaki sınırları ortadan kaldıran gelişmelerin de bunda etkisi büyük. Söz konusu durumun izlerini en iyi gözlemleyebileceğimiz yer ise dil. Bazen farkında dahi olmadan kullandığımız kelimeler yabancı kökenli olabiliyor. Artık bize normal gelen bu Türkçeye giren yabancı kelimeler aslında başka dillerin dilimize uyarlanmış halleri. Dikkat edilmeden kullanılırlarsa, dilde bozulma yaratabiliyor.

Türkçe sözlükler

Bu çok yeni bir durum değil elbette. Özellikle Türkiye gibi pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, kıtalar ve denizler arasında kalmış bir ülkede sadece son yıllarda değil geçmişten gelen ve dilimize yerleşmiş yabancı kelimeler çok sayıda bulunuyor. Bu sözcüklerin çoğunun kökenini ya da kelime anlamını tam anlamıyla bilmesek de günlük yaşantımızda ve yazı dilinde çokça kullanıyoruz. Fakat yabancı kökenli sözcüklerin anlamlarını doğru bilmek ve Türkçede karşılıklarını da öğrenerek ana dilimizi geliştirmek oldukça kıymetli. Bu noktada Ali Püsküllüoğlu’nun Türkçedeki Yabancı Sözcükler Sözlüğü kıymetli bir kaynak olarak karşımıza çıkıyor. Yazarın ayrıca Dil Devrimi ile Türkçeye kazandırılmış sözcük ve terimleri öğretmeyi amaçladığı çalışması Öz Türkçe Sözlük de kitaplıkta mutlaka bulunması gereken kaynaklardan biri.

Dilimizdeki yabancı kökenli sözcüklerin tarihi

Dilimizdeki yabancı kökenli sözcüklerin tarihi

Dilimize giren yabancı kelimeler arasında bazıları geçmişte dile eklenmiş ve çoktan dile yerleşmiş; kimileri ise son yıllarda kullanılmaya başlanmış durumda. Özellikle günlük hayatta kullanılan İngilizce kelimeler bu grupta hatırı sayılır bir yer kaplıyor. Diğer yandan bir kültürün gelişmişlik seviyesi onun dilindeki kendine özgü kelimelerin çokluğu ile ölçülüyor. Hal böyle olunca da dildeki özgünlük bir kat daha önem kazanıyor.

Türkçe üzerinde en çok etkiye sahip olan diller

Türkçe özellikle Batı kaynaklı dillerden aldığı sözcüklerin yıllar içinde yoğunlaştığı bir dil. Bu durumu incelerken belli bir dilde yabancı sözcüklerin bilhassa hangi alandaki kelimeler olduğuna dikkat edersek bu dilin milleti ile nasıl bir ilişkiye girildiğini anlamak da kolaylaşıyor.

Örneğin; Türkçe üzerinde en çok etkiye sahip dillerden birisi Fransızcayı ele alalım. Özellikle Cumhuriyet öncesi dönemde dilimize yerleşmiş Fransızca sözler sayıca bir hayli fazla. Bu kelimelerin büyük bir çoğunluğu ise fen ve doğa alanına ait kelimeler. Bunun sebebini şöyle açıklamak mümkün: Bilindiği üzere ’da Tanzimat Fermanı ilan edildi. Bu ferman, yönetimi iyileştirmeye yönelik bir tür çabaydı. Bu değişiklik eğitim ve bilim alanında da önemli girişimleri beraberinde getirdi ve böylece dönemin kültür ve bilim merkezi olan Fransa ile yakın temaslar kuruldu. İşin nihayetinde ise bugün sıkça kullandığımız “ajanda, bronşit, dejenere, disiplin, feodal, geometrik, laik, klinik, meridyen, mesaj, portre, salon, seminer, sekreter, termal, virüs, volt” gibi Fransızca kökenli kelimeler dilimize yerleşti.

İtalyancadan Türkçe’ye geçen sözcükler

Bu konudaki bir diğer saptamayı da İtalyanca özelinden gösterebiliriz. İtalyancadan dilimize geçen sözcüklerin çoğunlukla denizcilik, müzik ve moda alanında olduğunu söylemek mümkün. Bunda Osmanlı döneminde Venedikliler ve Cenovalıların denizcilik alanında oldukça aktif olmalarının etkisi büyük elbette. Bu sebeple Türkçe “Abluka, antika, balo, berber, conta, çimento, dalyan, entrika, filika, fiyonk, forsa, gondol, iskele, kamara, levent, martı, parola, reçine, salamura, toka, vida” gibi İtalyanca kökenli kelimelerle tanışmış ve yıllar içinde bu kelimeleri benimseyerek günlük hayatın bir parçası haline getirdi.

İngilizce kökenli kelimelerin Türkçe’deki yoğunluğu

Özellikle son yıllarda İngilizce kökenli kelimelerin Türkçedeki yoğunluğunun artış gösterdiği de bilinen bir gerçek. Bunu hem konuşma dilinde hem de yazı dilinde gözlemlemek mümkün. Bu kelimeler artık o kadar yaygın hale geldi ki kulağa çok sıradan geliyor. Öte yandan bu kadar yaygın kullanılması dilin arılığını giderek bozuyor. Örneğin “tamam” yerine “okey”, “hizmet” yerine “servis”, “bilgilendirme” yerine “briefing” demek ya da “bakkal, çarşı, pazar” gibi farklı kullanımları varken “market” kelimesini kullanmak günlük dilde çokça yapılan hatalar olarak karşımıza çıkıyor.

Yabancı kelimelerin Türkçe karşılıkları

Peki, yabancı kelimelerin yerine hangi Türkçe karşılıklarını kullanabiliriz? Gelin çok yaygın olarak kullanılan örnekler üzerinden bir liste yapalım

  • • Fuel oil – Yakıt yağ
  • • Dekor – Süs
  • • Kampüs – Yerleşke
  • • Sponsor – Destekçi
  • • Spesiyal – Özel
  • • Defans – Savunma
  • • Detay – Ayrıntı
  • • Enternasyonal – Uluslararası
  • • Pozisyon – Durum
  • • Lider – Önder
  • • Organize – Düzenleme
  • • Doküman – Belge
  • • Egzersiz – Alıştırma
  • • Format – Biçim
  • • Ambargo – Yaptırım

Büyük Türkçe Sözlük dil konusunda kendini ve bilgisini geliştirmek isteyenler, yabancı kökenli sözcüklerin Türkçe karşılığını ararken zorlananlar için kıymetli bir kaynak olarak dikkat çekiyor.

Türkçe’deki yabancı kökenli sözcüklerin miktarı

Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin miktarı

Türk Dil Kurumu’nun yaptığı araştırma raporları gösteriyor ki ’lı yıllarda dilimizde sözcüğün 33’ü Türkçe, 67’si yabancı kökenli sözcüklerden oluşuyordu. Bundan yaklaşık 70 yıl sonra Türk Dil Kurumu’nun kurulması ve dilde sadeleştirme çalışmalarıyla Türkçe sözcük oranı yüzde 43’e ulaştı. Dil Devrimi’nden sonra ise, ’e gelindiğinde, bu oran yüzde 85’i buldu. En son senesinde yapılan çalışmaya göre sözlükteki toplam sözcük sayısı ve bunların tanesi Türkçe. Yani söz konusu oran tekrardan düşmüş durumda.

Türkçe’yi doğru ve etkin kullanmak

Eğer Türkçe konusunda kapsamlı bir araştırma isterseniz Yaşar Çağbayır’ın hazırladığı Ötüken Türkçe Sözlük isimli çalışmasını edinebilirsiniz. Türkçeyi doğru ve etkin kullanmak isteyen ve metin çalışmaları yapan herkesin elinin altında bulunması gereken bu eserde Göktürk, Eski Uygur, Hakaniye, Oğuz, Eski Anadolu, Osmanlı, Çağdaş Türkiye Türkçesi ile Anadolu, Rumeli, Kıbrıs ve Kerkük ağızlarından alınan kelimeler sadece bugünkü anlamlarıyla değil, kullanılmaya başlandıkları ilk dönemlerden bugüne kazandıkları bütün anlamlarıyla veriliyor.

Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin Türkçe karşılıkları

Osmanlı Türkçesi sözleri
ve onların imce çevirileri Osmanlı Türkçesi sözlerin
çağdaş yazımları Çağdaş Türkçe karşılığı اندالabdalgezginعبثabesanlamsız, saçma, boşآب حياتabıhayatbengisu, dirim suyu, yaşam suyuعبوسabus1)somurtkan
2)asık (yüz)عجائبacayip1) şaşırtıcı, yadırgatıcı, şaşılan
2) olağandışıعجلهacele1) tez, ivedi
2) tezelden, ivedilikleعجمىacemitoy, ustalaşmamış, beceriksizعجزهacezedüşkünlerعاجلacil1) ivedi
2)
çabucakعاجزaciz1) güçsüzlük
2)
beceriksizlik
3)
düşkünlükعاجزâciz1) güçsüz
2)
beceriksiz
3)
düşkünعجولacultez canlı, ivecenعجوزهacuzekocakarıآداب معاشرتadabımuaşeretgörgüعضلهadalekasعدالتadalettüreآدابadap1) töre
2) yol yordamعداوتadavetyağılıkعددadetsayıعادتâdet1) görenek, töre
2)
alışkanlık, alışkı
3)
aybaşıعادتاâdetaneredeyse, bayağı, sankiعاديadi1) düşük nitelikli
2) aşağılık, bayağı
3)olağan, sıradanعادلadildoğru, haktanır *عفوaf1) görevden alma
2) bağışlamaآفاقیafaki1) gelişigüzel, amaçsız
2) nesnelآفتafet1) kıran, yıkım
2) çok güzel (kadın)عفو ايتمكaffetmek1) bağışlamak
2) görevden almaعافيتafiyetsağlık, esenlikاغيارağyaryabancılar, eller, el, başkalarıاهالىahali1) toplum, topluluk
2) yerlilerأحبابahbaparkadaş, tanış, biliş, gönüldeş, dostعهد ايتمكahdetmekant içmekاحفادahfadtorunlar, soyآهیahieli açıkآخرahirsonعهدahit1) antlaşma, sözleşme
2) ant
3) çağ
آخذهahizealmaçأحكامahkâmyargılarاخلاقahlak1) erdem
2) töre, aktöre
3)
alışkanlıkاحمقahmakbeyinsiz, bönاحرارahrarözgürleştirilmişاحرضahrazdilsiz-sağır (kimse)اخشابahşapağaç, tahtaاحوالahvaldurum, durumlarعائداتaidat1) ödenti
2)kesenek **
عائديتaidiyet1) ilişkindir, değginlik
2) ilgi
عائلهaileocak ** عائدaitilgili, ilişkin, ilişikعقبندهakabindehemen sonra, ardından, ardı sıraعقد ايتمكakdetmeksözleşme, antlaşma(yapmak)عاقبتakıbetson, sonuç, sonunda, önünde sonundaعقلakıl1) us
2) bellek
3) öğüt
عقيدهakideinanç, öğretiعابدهabideanıt, yapıtعاقلakil1) bilgin, bilge, bilgiç
2) sağduyulu
عقيمakimkısır, verimsiz, sonuçsuzعكسakis1) yankı, tepki
2) yansıعقدakitsözleşme, bağıtعقل سليمaklıselimsağduyuاقرانakranyaşıtاقسامaksambölümlerعكسیaksiters, geçimsizعكس العملaksülameltepkiاعلیâlâ1) iyi, çok iyi
2) üstünعلائم سماalaimisemagökkuşağı, ebemkuşağıعلاقهalakailgi, ilişkiعلامتalametbelirti, gösterge, im, izعلامت فارقهalametifarikasimge, belirteç, gösterge, ayırtaçعلى العجلهalelaceleivedilikle, çabucak, çarçabukعلى العادةaleladesıradan, olağanعلى الاصولalelusul1) üstünkörü, gelişigüzel
2) yöntemine göreعالمâlem1) evren, yaratkı
2) eğlenti
3) el günآلتaletaraç, aygıtعلم شمولâlemşümulevrensel, yaratkılıkعلناalenenaçıkça, açıktan açığaعلنیaleniaçık, ortadaعليهaleyhkarşı, karşıtعاليâliyüce, yüksek, uluعالمalimbilgin, bilgiçاعمیâmâgörmez, görme engelliكلمهamaancak, yalnızعملهameleişçiعمليamelî1) uygulamalı
2) kılgılıkعملياتameliyatişlemceعمليهameliyeişlemعميقamikderinعاملamil1) etken, işleyici
2) işçi, yapan (kişi), etkenآمرamirbuyurucu, baş, buyurganعاميانهamiyanesıradan, bayağıcaعمهammekamuعمود فقاريamudufıkariomurga, belkemiğiعنعنهananegelenekعنعنویananevigelenekselآنیani1) birden, ansızın
2) beklenmedikآنیaniapansızعرضaraz1) belirti
2) bulguاراضیarazi1) toprak
2) yerعربدهarbedeçatışmaآرضیهardiyeyığımlıkعارضهarızaaksaklık, bozuklukعریضهarızabozukluk, aksamaعرفةarifeöngünعرشarşgök, gökyüzüعرضarz (I)sunma, anlatma, bildirmeعرضarz (II)en, genişlikأرضarz (III)yer, yeryüzü‎‎‎ارزوarzuistek, isteme, dilek, eğilim, yönelmeآساasadeğnekعصبیasabisinirli, öfkeliعصبيتasabiyetsinirlilikاصالتasaletsoylulukاعصابasapsinir, sinirlerآثار عتيقهasarıatikaeski çıkarmalarاصغریasgarien az, en aşağı, en düşük, en altأصلasıl1) kök, kaynak
2) gerçeklik
3) gerçekاصلليasıllıkökenli, uyrukluاصلسزasılsız1) dayanaksız, kaynaksız
2) uydurma, yalanعصرasıryüzyılعاصیasibaşkaldıran, dikbaşlıاصيلasilsoyluعسكرasker, süer ** اصلیaslibirincil, köklü, başعصریasriçağdaş, çağcılعاشقâşık1) tutkun, vurgun
2) ozan
3) sevgen **
عشيرتaşiretoymakعشقaşksevi *عطالتatalet1) tembellik, gevşeklik, uyuşukluk
2) dinginlik, durağanlık, süredurumعتهatehbunama, bunaklıkعطفاatfendayanarak, göreعطفatıf1) yöneltme, çevirme2) göndermeعاطلatıl1) işe yaramaz, işgörmez
2) süreduranآتیatigelecekعوانهavaneyardakçılar, kafadarlarعودتavdetdönüşعيانayanbelli, açıkعيان بيانayan beyanapaçık, açık seçik, besbelliعيناaynenolduğu gibiعينaynıbenzeri, özdeşعينى,عينيتayni(yet)nesnesel, özdeşlikعياشayyaşiçkiciعيوقه چيقمقayyuka çıkmak1) göklere çıkmak, ortaya çıkmak, yükselmek
3) yayılmak
اعضاazaüyeعظمتazamet1) ululuk
2) çalım, kurumاعظمیazamien çok, en üst, en büyük, en yüksekعذابazapezinçعزلazilgörevden almaعزیمتazimetgidişبادرهbadiredar geçit, dar boğaz, sıkıntıبحرbahirdenizبحثbahis1) konu
2) sözبقایاbakâyâkalıntıباقیbaki1) artan, kalan
2) kalımlı, ölümsüzباكرbakirel değmemiş, işlenmemiş, bozulmamış, dokunulmamışباكرهbakirekız, kız oğlan kız, erdenبقيهbakiyekalan, artanبقليهbakliyebaklagilبالغbaliğ1) erişkin, erin, yetişkin
2) varan, bulanبانیٖbanikurucu, kuranبابbap1) kapı
2) bölüm
3) konuبارزbarizaçık, belirginبصيرتbasiretsağgörüبسيطbasit1) yalın, yalınç **
2) kolay
3) sıradanباطلbatılboş, dayanaksızباطنیbatıniiçrekبایعbayi1) satıcı
2) satış yeriبعضاbazenkimi kez, arada, arada bir, ara sıraبعضbazı1) kimi
2) birtakımبدلbedel1) karşılık, eşdeğer
2) tutarبدنbedengövdeبدخواهbedhahkötü yürekli, kötücülبدرbedirdolunayبئيسbeissakıncaبقاbekakalımبکارتbekâreterdenlikبلاغتbelagat1) iyi konuşan (kimse)
2) sözbilimبلاهتbelahetalıklıkبلدهbeldekentبلدیهbelediyeyerel yönetimبراتberataklanmaبيانbeyansöyleme, bildirmeبياناتbeyanatdemeçبيان نامهbeyanname ***bildirge, bildiriبياضbeyazakبين المللbeynelmileluluslararasıبيضیbeyzisöbe, yumurtamsıبدایتbidayetbaşlama, başlangıçبحقbihakkınadamakıllı, iyiceبلا استثناbilaistisnaayrıksızبالعكسbilakistersineبلا واسطهbilavasıtadolaysız,doğrudan, doğruca, dümdüzبالجملهbilcümlebütünبالفرضbilfarzdiyelim ki, sözgelişiبالفعلbilfiiledimli olarak, doğrudanبالخاصهbilhassaözellikleبالالتزامbililtizambile bile, isteyerekبالاستفادهbilistifadeyararlanarakبالمقابلهbilmukabele1) karşılıklı olarak
2) ben de, siz deبالعمومbilumumbütünبناءbinayapıبناءbinaen1) -den dolayı, -den ötürü
2) dayanarakبناء عليهbinaenaleyhdolayısıyla, bundan dolayıبالطبعbittabidoğal olarakبذاتهbizatihikendisi, kendiliğindenبالذاتbizzatkendisi, aracısızبخارbuharbuğuبحرانbuhranbunalım, bunluk**, sıkıntıبخورbuhurtütsüبرجburçdönenceبطلانbutlangeçersizlik, çürüklükبعدbud1) boyut
2) uzunlukبلوغbüluğergenlikبنيهbünyeyapıجامعهcamîatoplulukجاهلcahilbilgisiz, eğitimsizجاسوسcasusçaşıtجاذبcazipçekici (ilgi),alımlı,uygun (değer), elverişliجبراcebrenzorlaجلسه‎celseoturum‎جمعيتcemiyettopluluk, dernekساقط جنينceninisakıtdüşükجنوبcenupgüneyجراحتcerahatirinجوابcevapyanıtجهانcihanevren, yeryüzüجهازcihazaygıtجهتcihetyön, yanجلدciltderiجسمcisimvarlıkجوارcivardolaylarıجملهcümletümceجثهcüssegövdeخارجdahildış, dışarıداخلیهdahiliyedışişleriدائرdairilişkinدائرهdaireyuvarlak, döngeدارالفنونdarülfünunbilgieviضربdarpvurma, çarpma, vuruş‎دفdeftepme, kovma‎دفينdefingömme, toprağa vermekدفعه, کرهdefa, kerekezدلالتdelalet1) işaret, iz, imge
2) aracılık, kılavuzدفينهdefinegömüدليلdelilkanıtدرجهderece1) basamak, aşama
2) birim
sıcakölçerدرسdersöğrenceدواdevaçözümدورdevirçağدورانdevranyeryüzü, evrenدورهdevre1) dönem
2) dönüş, döngüدماغdimağbeyin, bilinçدرايتdirayetdayanıklılık, güçlüدیارdiyarbölge, yurt, ülke‎دنیاdünyayeryüzü, evrenدولdüvelülke(ler)ابعادebatboyutابدیebedîsonsuz, sürekli, kalıcıابوینebeveynanne babaابلهeblehbön, aptal, beyinsiz, ‘’akılsızاجدادecdatata, cetاجلecelölümاجنبىecnebiyabancı, elاداeda1) davranış, tavır
2) işve, nazادبیاتedebiyatyazınادواتedevataraç gereçاديبedipyazar, yazıncıافراطefratbirey(ler), kişi(ler)اهميتehemmiyetönemالبسهelbisegiysiامرemirbuyruk, komutامنيتemniyetgüvenlikالبسهendişekaygı, sıkıntıاثرeseryapıtاسيرesirtutsakاثوابesvapgiysi, giyecekفقيرeşya1) nesne
2) varlıkاطفالetfalçocukاطرافetrafortalıkاوراقevrakbelgeاولevvelönceایامeyyam1) çıkarcı
2) devirاذاezaacı, sıkıntı, üzüntüاز جملهezcümle1) belli başlı, başlıca, topluca
2) sonuç olarak
3) örneğin, örnek olarakفعالfaaletkinفرقfark1) ayrık, ayrım, ayrışma, ayrılık
2) değişikفاحشfahişaşırı, aşkınفخریfahrionursalفاءقfaiküstün, gelişmiş, yetenekliفقيرfailyapan, eden, işleyen, sorumlu (kimse)فائضfaizgetiri, ürem **فقطfakatancak, yalnızفقيرfakiryoksulفانىfaniölümlü, gelip geçici, kalımsızفرضیfarazivarsayım(sal)فكرfarzgerek, gereklilik, zorunlulukفقيرfasık1) sapkın, sapkın
2) fasık‎فایدهfasılaralık, bölüm, pay, dönemفسیحfasihaçık, düzgün, anlaşılabilir‎فایدهfaydayarar, kazanç, asıفضيلتfazileterdem, üstünlük, ‘’seçkinlikفضلهfazla *çok, aşkın, ‘’artıkفجیعfecikorkunç, acıklı, üzücüفن fenn *, علم ˤilm *fen, ilimbilimفلاحfelah1) kurtuluş
2) başarı
3) iyilik, mutlulukفلاكتfelaketyıkım, ‘’kötülükفناfena1) kötü, olumsuz, niteliksiz, başarısız
2) üzücüفراغتferagatvazgeçme, el çekmeفراستferasetanlayış, kavrama, sezgi, sezişفرتfertbireyفزعfezauzayفيضانfeyezantaşkınفرقتfırkatayrılıkفرصتfırsat1) koşul, olanak
2) uygunlukفطرتfıtratyaradılış, doğa (kimse)فكرfikirdüşünceفی الحقيقهfilhakikadoğrusu, gerçektenفعلfiileylemفرارfirarkaçış, kurtulmaفتنهfitnegeçimsizlik, kargaşa, arabozan (kimse)فياتfiyatdeğer (ürün), eder, karşılıkفحشfuhuşazgınlık, taşkınlıkفضولىfuzuligereksiz, yersiz, boşu boşunaفجورfücurazgınlık, taşkınlıkغدارgaddaracımasız, taş yürekliغافلgafilönlemsiz, boş bulunma, aymazlık, uygunsuzغائلهgailesıkıntı, üzüntüغليانgaleyantaşkınlık, kaynama, coşma, ayaklanmaغالباgalibasanmak, görünüşe bakılırsaغالبgalipkazanmak, yenmek, üstünlükغليظgaliz1) kaba (aşağılama), çirkin, uygunsuz, yakışıksız
2) yoğunغمgamkaygı, üzüntü, acı, sıkıntı, karamsarlıkغنىganibol, çokغرابتgarabetyadırganıcıغربgarip1) sıradışı, şaşırtıcı, alışılmamış
2) yoksul, yoksun, kimsesiz, düşkünغرقgark1) batma, batırılma, boğulma
2) bol, çokغربgarpbatıغيرgayriolmayan, başka, dışıغداgıdabesinحاجتhacetgerek, gerekçeحاجتhacim1) yoğunluk
2) büyüklük
3) oylumحادثهhadiseolayحافظهhafızabellekخفيفhafifyeğni ** حفرياتhafriyatkazıحقhakpay‎‫حقارة‬hakaretaşağılamaحقيقتhakikatgerçek, doğrulukحاكمhâkimyargıçحال hâl *, وضعيت vazˤiyet *hâl, vaziyetdurum‎‎خلفhalefardıl, sonrakiخليطهhalitaalaşım‎حلقhalkulus, toplulukحماستhamasetyiğitlilik, yüreklilikحماراتhamaratbecerikliحاملهhami1) koruyan, kollayan, gözeten, destek çıkan
2) kayıran, kayırıcı (kimse)حاملهhamiltaşıyıcı,taşıyan, elinde bulunduranحاملهhamilegebeحميتhamiyet1) yurtsever, ulus sever
2) gayretliحملهhamle1) atılım
2) saldırıحانطالhantalağır, yavaşحبسhapis1) tutsak, tutuk, kapatma
2) alıkoymaخرابharapyıkıkخرابهharabeyıkıntıحرارتhararetısı ¹, sıcaklık ² جرجامقharcamagiderخرجراهharcırahyollukخارقهharikaolağanüstüخرجharç1) ödeme, gider
2) vergiحركتhareketdevinim ** حرفharfses, imce ** خارجhariçdış, dışarıخارجيهhariciyedışişleriخاصhas1) özgü
2) katışıksızخسارhasarbozma, yıkma, kırma, dökmeحسب حالhasbihalsöyleşiحسرتhasretözlemحساسhassasduyarlıحشرهhaşereböcekخطا *hata1) yanlış, yanılgı, yanlışlık, yanılsama
2) suçخاطرهhatıraanıحيات, عمر ömr *hayat, ömüryaşam, dirim, dirlik‎خایرhayıryardım, iyilikحيثيتhaysiyetsaygınlıkحضمhazım(etmek)sindirimهديهhediyearmağanحدتhiddetkızgınlık, öfkeحكایهhikâyeöyküخلافhilafkarşıtهلالhilalayحسhisduyguخواجهhocaöğretmen, öğretici, öğretenحقوقhukuktüzük, tüze **خصوصhususkonuخصوصىhususi1) özel
2) ayrıcalıkحضورhuzurdirlik, erinç ** حجرهhücregöze ** هجومhücumsaldırı‎حكومةhükûmetyönetim, erk‎خلاصةhülasaözet‎حرhürözgür, bağımsız‎حریتhürriyetbağımsızlık, özgürlükحرمتhürmetsaygıخسرانhüsrandüş kırıklığıهویتhüviyetkimlikاحزانhüzünsıkıntı, üzünç **اصرارısrarüsteleme‎‎اداریidare, idariyönetsel, yönetimsel, yönetme, yürütmeافادهifadeaçıklama, anlatı, anlatım‎افلاحiflahdüzelme, kurtulma, iyileşme‎افلاسiflasbatık, batkınlıkافراغifrağ, istifra1) çevirme
2) boşaltma, kusma, öğürme, dökme, bulantı (mide)‎‎ادمانidmançalışım, alıştırmaابتدائیiptidaiilkel‎اجراicra, icraatuygulama,yürütme,yapma, eylem, çalışma, uygulamaاجتماعiçtimatoplantıاجتماعiçtimakavuşumاجتماعیiçtimaitoplumsalادعاiddiasavادعاidrak1)anlama, kavrama, akıl erdirme
2) kavuşturma, imgelemeاخلال‎‫‬ihlâlbozmaافتخارiftiharövünmeاحتراصihtirastutkuاحتياجihtiyaçgereksinme ya da gereksinimاختيارihtiyaryaşlıاحتياطihtiyat1) yedek
2) sakınma‎اقتدارiktidarerk, yönetimاقتباسiktibasalıntıعلاوهilaveekالهامilhamesin‎التجاilticasığınma‎التفاتiltifatövgü, beğenmeالتحاقiltihakkatılma, karışma, katılım‎‎التهابیiltihapyangı, irinاعمارimarbayındırlıkامكانimkânolanakاملاimlayazımامتحانimtihansınav, yazılı‎امتناimtinakaçınma, sakınmaامتيازimtiyazayrıcalıkانحصارinhisartekelانسانinsan *kul * ‎انشاinşayapı, yapım, kurma, yaratma, yapılandırmaانطباعintibaizlenimارتباطirtibat1) iletişim, bağlantı, ulaşım
2) ilişikانتحالintihalaşırmaارتفاعirtifayükseklikارثیırsikalıtlık, kalıtımlıkاسمisimadاسكانiskanyerleştirme, yurtlandırma, konaklatmaانصاتisnatdayatma, dayandırma‎اسرافisrafsavurganlık, tutumsuzluk'‎استفادهistifadeyararlanmaاستراحتistirahatdinlenmeاستثناءistisnaaykırıاستشارهistişaredanışma, görüş sormaعصيانisyanbaşkaldırı, asilikاشتغالiştigaluğraş, uğraşı, ilgilenmeاشتراكiştirakortaklıkاتحافithafadama, sunmaاعتبارitibarsaygınlık‎اتلافitlaföldürme, yoketme, katletme, kaldırma‎اتفاقittifakbirlik, bağdaşım, bağdaşma, anlaşma, uzlaşma, birleşme‎‎اتحادittihatbirlik, birleşmeایضاحizahaçıklama‎اضافتizafetgörelikاظهارizharbelirtme, gösterme, ortaya çıkma, açığa vurmaازدواجizdivaçevlilikقابليتkabiliyetyetenek, yeti‎قبولkabulalma, onaylama, onama, istemeقدرkaderyazgı ** ‎قدمةkademebasamak, aşamaqaffa *kafabaşكافیkâfiyeter(li)قهرkahırüzüntü, sıkıntı, derin acıقاعدهkaide1) kural
2) ayaklık, duraç, tabanlıkقائمkaim1) geçerli, geçer, kullanılan
2) var olan, ayakta duranكائناتkâinatevrenقلبورkalburelekقلبkalpyürekقمرkamerayكاملkâmil1) bütün, eksiksiz, yetkin, tam
2) ağırbaşlı, erişkin, olgun, bilgili (kimse)کاموسkamussözlükقناعتkanaatyeterlilik, yeterli bulma, inanma kanıklıkقانونkanunyasa, kuralقانون اساسىkanunuesasianayasaقافيهkafiyeuyakكانون اولkanunuevvelaralıkكانون ثانیkanunusaniocakقسوتkasvet1) sıkıntı
2) karanlıkکشفkaşifbulgucuكاتبkatipyazman‎قویمkavimbudun, topluluk‎قوسkaviseğiklikكلمهkelimesözcükکنفkenefayakyoluكسادkesat1) durgun, azlık
2) yokluk, kıtlıkكشيفkesif1) yoğun, sık
2) kalınکشفkeşifbulgu, buluşکتومketumağzı sıkıكذاkezaböyle, böylece, şöyle, öyleceقرائتkıraatokumaقصاصkısasödeşmeقرمزیkırmızıkızıl, alقسمkısım1) bölüm, aşama, evre
2) pay
قطعهkıta1) anakara
2) dörtlük
3) bölük, birlik (ordu)قوامkıvam1) yoğunluk
2) koyuluk (sıvı)قيافتkıyafetgiysi, kılıkقيامkıyam1) ayağa kalkma
2) girişim
3) kalkışmaكتابkitapbetik ** كفرküfürsövme, sövgüقصورkusurbozukluk, elverişsiz, noksanقوتkuvvetgüç,erkكرهküreyuvarلطيفهlatifeşakaلسانlisandilلغاتlügatsözlükلزوملو *lüzumlugerekli‎ماجراmaceraserüvenمعاشmaaşaylıkمعبدmabettapınakمادیmaddîözdeklik ** مفصلmafsaleklemمغدورmağdurkıygın ** مغلوبيتmağlubiyetyenilgiمحفوظmahfuzsaklıمخلوقmahlukyaratıkمحصولmahsulürünمخصوصmahsusözgüمحزونmahzunüzgün, üzüntülü‎مقامmakamorun‎مقبولmakbulbenimsenmiş, ilgi görenمعقولmakuluygun, elverişliمقصدmaksat, gaye, hedefamaç, erekمع مافيهmamafihdurum böyleyken, bununla birlikte (bağlaç)معنیmânaanlamمعنویmanevîtinsel ** مانعmaniengel‎معرفتmarifetbeceri, yetkinlikمعروفmaruf1) tanındık, bilinen, ünlü
2) beğenilen, uygun görülenمصرفmasrafgider, harcamaمطبهmatbaabasımeviمطبوعmatbubasılı, basma (yazım)mavi *mavigökçe ** ماضىmazi1) geçmiş
2) eskiمجازmecaziğretileme, eğretilemeمجبورmecburzorunluمجموعهmecmuadergi, yayınمجهولmeçhulbilinmeyenمدنیmedeniuygarمدنيتmedeniyetuygarlıkمفهومmefhumkavram‎مكتبmektepokulمکروهmekruh1) iğrenç
2) yasak, yasaklıملكهmelekealışkanlıkmelez *melezkırmaمملکتmemleketülke, yurtمراسمmerasimtörenمرحلهmerhaleaşama, evre, bölümمرثيهmersiyeağıtمرتبهmertebeaşama, evre, konum, bölümمسافهmesafeuzaklıkمثلاmeselaörneğinمسئلهmeselesorunمسعودmesutmutluمسئوليتmesuliyetsorumlulukمشغولmeşgul1) uğraşma, uğraş
2) oyalamaمشهورmeşhurünlüمشروباتmeşrubatiçecekمتانتmetanetdayanma, dayanıklılık, sağlamlıkموقعmevkiˤمكان mekân *mevki, mekânyer, konumموجودیتmevcudiyetvarolma, varlık, varoluşموجودmevcutelde olan, var olan, bulunanميدان meydân *, ساحه sâhameydan, sahaalanميل *meyileğim, eğilimمزارmezargömüt ** ‎مقياسmikyasölçek, boyut‎ملیmilliulusal‎‎ملیتmilliyetuyrukمنطقهmıntıkabölgeمصراعmısradizeميراثmiraskalıt ** مسافر *misafirkonukمثال *misalörnekمسکين *miskinuyuşuk, mıymıntıمعامله *muameledavranışمعماmuammabilmeceمعاصرmuasırçağdaş, güncelمعاون *muavinyardımcıمعجزه *mucizetansık ** مغدیmugaddibesleyiciمغالطهmugalatayanıltmacaمغنی muganni, muganniyemuganni, muganniyeşarkıcıمغایرتmugayeretaykırılıkمغایرmugayiraykırıمغبرmuğberküskün, gücenmiş, dargınمغلق *muğlak1) belirsiz, anlaşılmaz, karışık (iş, söz, konu)
2) çapraşıkمخابرهmuhabereiletişim, iletişmemuhaceretmuhaceretgöçmuhacimmuhacimsaldıran, saldırıcımuhacirmuhacirgöçmenmuhaddepmuhaddepdış bükeymuhafaza *muhafazakorumamuhafazakâr *muhafazakârtutucumuhafızmuhafızkoruyucumuhakeme *muhakemeyargılama, uslamlamamuddat *müddetsüreمحقق *muhakkakkesin(likle)muhakkikmuhakkiksoruşturmacımuhalmuhalolanaksızmuhallaffat *muhalefetkarşıtlıkmuhammenmuhammenoranlanan, ön görülenmuhammesmuhammesbeşgenmuhamminmuhamminön görenمحاربه muhârebe, حرب harbmuharebe, harpsavaşmuharipmuharipsavaşçımuharrermuharreryazılı, yazılmışmuharrikmuharrikkışkırtıcı, ayartıcımuharrişmuharriştırmalayan, irkiltenmuhassamatmuhasamatçarpışmamuhasaramuhasarakuşatmamuhasebe *muhasebesayıcılıkmuhasebeci *muhasebecisayıcımuhassırmuhasırkuşatanmuhassalamuhassalabileşkemuhassasmuhassasayrılmışmuhatmuhatkuşatılmışmuhavvilmuhavvildönüştürenmuhavvilemuhavviledönüştürücüمختلفmuhteliftürlü, çok sayıda, birçokmuhtemelmuhtemelolasıمحتوياتmuhteviyatiçindekilerمقدسmukaddeskutsal, kutluمقاولهmukavelesözleşmeمنتظم *muntazamdüzgün, düzenliمربعmurabbadördülmurafaamurafaaduruşmaمعتدلmutedilılım(lı)مطلقmutlaksalt, saltıkمطلقاmutlakakesinlikleموفقيتmuvaffakiyetbaşarıمبالغهmübalağaabartmaمجادله *mücadeleçaba, uğraşmücerritmücerritsoyutمدافعهmüdafaakoruma, savunmaمداخله *müdahalekarışma‎مدرسmüderriseğitimci, eğitmen, öğretmenمدت *müddetsüremudrirmüdrirsidik söktürücümuebbet *müebbetyaşam boyu, sonsuz, kalıcımueccelmüeccelertelenmişmueddepmüeddepuslumuelleffatmüellefat(yazılı) çıkarmamuellif, muharrirmüellif, muharriryazarmuemmenmüemmensağlanmışmuennesmüennesdişilمؤسسهmüessesekurummuessifmüessifüzücümuessirmüessirdokunaklımuessismüessiskurucumueyyidemüeyyideyaptırımmufekkrirehmüfekkiredüşünce gücümuferrihmüferrihiç açıcımufrettmüfrettekilmuflismüflisbatkınمهم *mühimönemliمكافاتmükâfat1) ödül
2) karşılık
مؤمنmümininanan, inançlıمناقشه *münakaşatartışma, söz dalaşıمناسبت *münasebetilişkiمراجعتmüracaatbaşvurumürekkebmürekkepbirleşmiş, birleşikmurrettipmürettipdizgiciمسابقهmüsabakakarşılaşmaمسامحهmüsamahahoşgörü, dözümmusavimüsavieşit,eş, eşleşen, denk‎مشرفmüsrifsavurgan, tutumsuz‎مثبتmüspetolumlu, kanıtlanmış, doğrulanmışمستحكمmüstahkemsağlamlaştırılmış, desteklenmiş‎مستقبلmüstakbelilerideki, gelecektekiمستهجن *müstehcenuygunsuzمستشارmüsteşar *danışmanمسوده *müsvedde1) taslak 2) örnekmuşabbih, mumassilmüşabih, mümasilbenzermuşşabbahatmüşabehetbenzerlikmüşahhasmüşahhassomutمشكلmüşkülgüç, güçlük, çetinmuşkul-pesendmüşkülpesentgüç beğenen, titizmuşrikmüşrikçoktanrıcımüştakmüştaktürevmuştehimüştehiisteklimuştekimüştekiyakınan, sızlananmuştemilatmüştemilateklentimuşterek *müşterekortakmuşterekenmüşterekenortaklaşamuşteri *müşteri1) alıcı, alımcı
2) tüketicimut'amüt'ageçici kazançمطالعهmütalâa1) okuma
2) düşünce
3) irdelemeمتارکهmütarekeateşkes, (silah) bırakışmamuteadditmüteadditçok, birçokmuteaffinmüteaffinkokuşuk, pis kokulu, kokuşmuşmuteahhid *müteahhitüstenci, yüklenicimuteahhidlikmüteahhitliküstencilik, yüklenicilikmuteakibenmüteakibenarkadanmuteakibmüteakipsonra, ardındanmutealiyemütealiyedeneyüstücülükmuteallikmüteallikilişkin, ilgilimuteammimmüteammimyaygınlaşmış, genelleşmişmutearifemütearifebelit ** mutebakimütebakikalanmutebasbısmütebasbısyaltakçımutebeddilmütebeddildeğişen, kararsızmutebessimmütebessimgülümseyen, güleçمعتبرmutebersaygın, geçerli olan, sözü geçer, güvenilir, inanılırmutecanismütecanisbağdaşıkmutecasirmütecasiryeltenenmutecavizmütecavizsaldırganmutedeyyinmütedeyyindindarmuteessirmüteessirüzüntülümutefekkirmütefekkirdüşünürمتفرقmüteferrikdağınıkmutehammilmütehammildayanıklımuteharrikmüteharrikdevingen, oynarمتخصصmütehassısuzmanمترجمmütercimtercümanmuteşşebbismüteşebbisgirişimcimütevâzî *mütevazıalçakgönüllümuteveffamüteveffaölü, ölmüşmuttefik *müttefikbağlaşık, yandaşمذاكرهmüzakeregörüşme, danışmamuzayyadehmüzayedeaçık arttırmaمزمنmüzminsüreğennadir *, ender *nadir, enderseyrekنغمهnağmeezginafile *nafileboşunaنقلاnakiltaşımaنقلیهnakliyetaşımacılık‎‫ناموس‬namusarنصيحت *nasihatöğüt‎نظریاتnazariyatkuram, düşünceناظرnazırbakanنفس *nefessoluknesiçnesiçdokunesl *nesilkuşakنتيجه *neticesonuçنوعnevitürnezifnezifkanamanısfnısıfyarı(m)نهايت *nihayetson(unda)نكاح *nikâhdüğünنسبت *nispetoran‎‫نشان‬nişansimge, belirti, iz, işaretنطق *nutuksöylev‎نسخnüsha1) örnek
2) sayı (basım-yayın)‎نقطهnoktaimragmen *rağmenkarşınراحتrahaterinç, erinçli *راقمrakımyükseklik, yükseltirakip *rakipkarşıdaşرایجrayiçsatış değeriرأیreyoyرئيسreisbaşkanروایتrivayetsöylentiruh *ruhtin ** rutûbet *rutubetyaşlık, ıslaklıkرؤيا *rüyadüşصفحهsafhaaşama, evre, bölümsahil *sahilyaka, kıyısahip *sahipiye ** sahte *sahtedüzmece‎ساكنsakindurgunصميمىsamimiiçtenصرفsarf1) tüketme, kullanma
2) öne sürmeسطح sathsatıhyüzeyسيارهseyyarearabaسبب *sebepneden, gerekçeسفالتsefalet1) yokluk, yoksunluk
2) düşkünlük, aşağılıksafaratsefaretbüyükelçilikسلامتselametesenlikسماsemagökسنه *seneyıl‎‎سربستserbestbağımsız, özgürseviye *seviyedüzeyصحتsıhhatsağlıksihr *sihirbüyüصحبت*sohbetsöyleşiسؤالsualsoruسهولتsuhulet1) kolaylık, yumuşaklık, uygunluk
2) akıcı (konuşma)صلحsulhbarışsunîsuniyapma, yapayسکوتsükûtsessizliksürˤat *sürathızşâhid *şahittanıkşair *şairozanشرقşarkdoğuşart *şartkoşulşatafat(lı)şatafat(lı)gösteriş(li)‎شفافşeffafsaydamşehir *şehirkent‎سلفseleföncel, önceki ‎‎شوقşevkistekشیşeyvarlık, nesneصلهsılabuluşma, kavuşmaشعارşiar1) ayırıcı özellik
2) ülkü, ilkeشدتşiddet1) sertlik, aşırılık, katılık
2) güçlüشمالşimalkuzeyşuˤûr *şuurbilinçşübheli *şüphelisanıktabaqqa *tabakakatmanطبيعت *tabiatdoğaطبيعى *tabiidoğma, doğal‎تابعيتtabiiyet1) bağlılık, bağımlılık
2) uyruktaˤbîr, ifâde*tabir, ifade *deyiş * تحققtahakkuk1) gerçekleşme, yerine getirme
2) kesinleşme, onaylama‎تحكیمtahkimsağlamlaştırma, berkitme, güçlendirmetahlil *tahlilinceleme‎تحلیهtahliyesalıverme, boşaltmatahmin *tahminkestirim *‎تخريبtahripkırma, dökme, yıkma, bozma, çarpıtma‎تحصيلtahsilalma, getiri, elde etme, toplamaتحتtaht *orun *تقاصtakasdeğiş tokuştaˤkib*takipizlem, gözlemطلبtaksirönlemsizlik,özensizlik, ön görmeyerekطلب*talepistekطلبهtalebeöğrenciتعليماتtalimat1) yönerge, yönlendirme
2) komutaتميمtamimgenelgeتعمير taˤmîr *, تعديلات taˤdîlât *tamir, tadilatonarımtaraf *tarafbuluntaraftar *taraftarbulundaştarih *tarihgünay ** tasalluttasallutsarkıntılıktasavvurtasavvurcanlandırma, tasarıtasdîk *tasdikonaytashîhtashihdüzeltmeتصوير *tasvirbetimlemeطيارهtayyareuçakتوصيه *tavsiyesalıkتعادلteadüldenklikتعمداteammü(den)1)tasarlayarak
2)bilinçli, bilerek
3)isteyerek, düşünülerekتعاملteamül1) yapılageliş
2) tepkime, davranıştebessümtebessümgülümsemeتبديلtebdildeğişiklikتبليغtebliğbildiri, iletme, ulaştırmaتبريك *tebrikkutlamaتجلىtecellibelirmeتجسمtecessümgörünmetecrübe *tecrübedeneyimtechîzât *teçhizatdonanımتداویtedaviiyileştirme, sağaltımتدبيرtedbirönlem‎تدريساتtedrisateğitim, öğretimteferruatteferruatayrıntıتفسيرtefsir1) yorum
2) açıklama‎تدريساتtehditgözdağı, korkutmaتهدیدtekamülevrim, gelişim, gelişme, olgunlaşmaتقاعدtekaütemekliliktekeffültekeffülyükümlenmeتكليف *tekliföneritekrar *tekraryineتكذيبtekzipyalanlamaتلاش *telaştasa, kaygı‎تأليفtelifuzlaştırmaتمییزtemiz1) arı, duru
2) kirsiztenâsübtenasüpuyumتنويرtenvir1) aydınlatma, ışıklandırma
2) bilgilendirme, bilgi verme, aydınlatmaتنبيه *tembihuyarıtercîh etmek *tercih etmekyeğlemektercüme *tercümeçeviriterreddut *tereddütduraksamatertip *tertipdüzentesir *tesiretkiteselli *teselliavunmaتسترtesettürörtünmeteşhis *teşhistanıتشكيلteşkiloluşum,oluşma, varolma, kurmaتشكيلteşkilat1) oluşum, kurum
2) örgütتشرين اولteşrinievvelekimتشرين ثانیteşrinisanikasımتشويق *teşviközendirme, kışkırtmaتأییدteyitdoğrulama, doğrulatma, gerçeklemeتحفtuhafgarip, alışılmamış, şaşırtıcı‎‫طمطراق‬tumturakgösterişعمومىumumigenel, kamusal‎اصولusulyavaş, ağırusûl *usulyöntem, yol, yordam, izlenceunvan *unvansanuslup *üslupbiçemvaˤd *vaatsözvakˤâ *vakaolayvakûrvakurağırbaşlıvasf *vasıfnitelikvasıtavasıtaaraçvâsivâsienginvatan *vatanyurtvatandaş *vatandaşyurttaşvaz geçmek *vaz(geçmek)caymakوضيفهvazifegörevve *veile, yenevehmvehimkuruntuvilâyet*vilayetilيئسyeisumutsuzluk, karamsarlıkيعنیyanisonuçta, sözün özü, doğrusuزائلzailyok olan, ortadan kalkanضمير *zamiradıl *ذاتzatkimse, kişi, kendi, özüذاتاzaten *doğrusu, özde, gerçekteزاویهzaviye1) açı
2)anlayış, görüş, bakış açısı, yaklaşım

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir