Serdar Ben Yabancı Değilim Ekşi
kaynağı değiştir]
Şenlik katılımcıları[değiştir yazgı
çok güzel işlenmiş olsa da; birtakım kriterlere bakıldığında başyapıt sayılamayacak bir film; zira ne çok uç oyunculuklar, ne şaşırtıcı düzeyde güzel görsellik ve diyaloglar ne de orijinal bir konu var. filmin artılarına gelecek olursak; sahnelerin oldukça doğal durması,bir sanat filmi olarak bakıldığında filmin akışının
sıkıcı derecede durağan olmaması ve karakterleri izleyiciye benimsetmesi sayılabilinir.
spoiler
anaya sövme sahnesi ise,hala düşündükçe güldüren güzel bir detay olarak belleğimdeki yerini korumakta.
spoiler
serdar akar'ın polis rolünde engin günaydın'a okkalı bir tokat attığı filmdir.
yazgı ((bkz: zeki demirkubuz)) yabancıyı ((bkz: albert camus)) dahi aşmış nerdeyse. özellikle de tr şartlarına uyarlanmasıyla. ancak ilk savcının elindeki yarım parmak kalınlığında dosyayla o soruları sorması mümkün gözükmemekte. onu da geçtim tr de hiçbir savcı "neden öldürdün?" den önce hiçbişi sormaz. bunun yanında infaz savcısı için oyuncu seçimi boktanlık derecesindeyken; günümüze göre değerlendirip heh olmuş diyebilirim. ama daha da önemlisi zirve noktası olan savcı-musa diyalog-atışması tabi ki..
spoiler
-madem konuşuyoruz, daha açık bişey söyliyim mi ? bütün sanıklar, yaptıkları eylemlerden dolayı suçlanırlar. ancak yaptıkları eylemlerin, toplumsal ve ahlaki anlamları yüzünden cezalandırılırlar.
+benim de anlayamadığım bu. ben, annemin ölümüne üzülmediğim için mi yoksa 3 kişiyi öldürmekten mi yargılanıcam ?
-sizin daha önce hiç mahkemeye işiniz düşmedi galiba ?
+hayır, düşmedi.
spoiler
zeki demirkubuz üstadın albert camus'nün yabancı romanından yola çıkarak çektiği güzide film. varoluşsal sancılar çeken bünyeler için tadına doyulmayacak kadar güzel olduğunu düşünüyorum ha keza yabancı romanı da benim hayatımda yer eden önemli eserlerden biridir. film de en az roman kadar çarpıcı. özellikle en son sahnede savcıyla aralarında geçen muhabbet defaatle izlenmesi gereken kısımlarından filmin.
spoiler
dün anam ölmüş ya da öbür gün bilmiyorum.
spoiler
aynı zamanda diyarbakır'ın hazro ilçesine bağlı bir köy.
kitaptan sonra moral bozukluğu ve düşünceyle düşmüş olduğum boşluğun miniğine filmi izledikten sonrada düştüm. hisler garip.
bu filmin sevilip sevilmemesi tamamıyla musa karakteriyle kurulan empatiyle ilintilidir. nasıl albert camus'nün yabancısını okurken yer yer meursault karakterine hak veriyorsak aslında musa'nın tepkilerine de hak verebiliriz, zaten savcıyla olan konuşmalarında neden böyle bir tavır içinde olduğunu net bir şekilde ifade ediyor. tepkisizlik, vurdumduymazlık ya da ne olursa olsun hayat bir şekilde devam ediyorculuk musa'nın yaptığı. hayat çoğu zaman üstüne kafa yorduğumuz ince ince hesapladığımız şeylerin istediğimiz gibi gitmemesiyle doluyken belki de bazen sadece akışına bırakmak gerekiyordur. bazen yaptığın davranışlar nedensiz ve düzdür ya da ilk akla gelendir, musa bu ilk akla gelenle çevresindekilere rağmen yaşamaya çalışıyor. bir de bu filmde engin günaydın vardır ki gece yarısı musa ile olan diyalogları için filmi tekrar izletir.
spoiler
necati: bak musa kardeş, ben kötü bir insan değilim. ama sertimdir.
spoiler
film albert camus'un yabancı adlı kitabından esinlenilmiş denildiğinde tanımlama biraz hafif, uyarlanmış dendiğinde ise ağır kaçıyor bana göre. kitaptaki karakterin benzer olaylar karşısında ama farklı bir ortamda nasıl olacağı çok güzel gösterilmiş diyebiliriz. yazgı, zeki demirkubuz yabancıyı musa'yla çok iyi yorumlayıp sunduğu için harika olmuş bir film.
serdar orçin'in giydiği yırtık ceketin gözümüze gözümüze sokulduğu film.
yazgı
çok güzel işlenmiş olsa da; birtakım kriterlere bakıldığında başyapıt sayılamayacak bir film; zira ne çok uç oyunculuklar, ne şaşırtıcı düzeyde güzel görsellik ve diyaloglar ne de orijinal bir konu var. filmin artılarına gelecek olursak; sahnelerin oldukça doğal durması,bir sanat filmi olarak bakıldığında filmin akışının
sıkıcı derecede durağan olmaması ve karakterleri izleyiciye benimsetmesi sayılabilinir.
spoiler
anaya sövme sahnesi ise,hala düşündükçe güldüren güzel bir detay olarak belleğimdeki yerini korumakta.
spoiler
serdar akar'ın polis rolünde engin günaydın'a okkalı bir tokat attığı filmdir.
yazgı ((bkz: zeki demirkubuz)) yabancıyı ((bkz: albert camus)) dahi aşmış nerdeyse. özellikle de tr şartlarına uyarlanmasıyla. ancak ilk savcının elindeki yarım parmak kalınlığında dosyayla o soruları sorması mümkün gözükmemekte. onu da geçtim tr de hiçbir savcı "neden öldürdün?" den önce hiçbişi sormaz. bunun yanında infaz savcısı için oyuncu seçimi boktanlık derecesindeyken; günümüze göre değerlendirip heh olmuş diyebilirim. ama daha da önemlisi zirve noktası olan savcı-musa diyalog-atışması tabi ki..
spoiler
-madem konuşuyoruz, daha açık bişey söyliyim mi ? bütün sanıklar, yaptıkları eylemlerden dolayı suçlanırlar. ancak yaptıkları eylemlerin, toplumsal ve ahlaki anlamları yüzünden cezalandırılırlar.
+benim de anlayamadığım bu. ben, annemin ölümüne üzülmediğim için mi yoksa 3 kişiyi öldürmekten mi yargılanıcam ?
-sizin daha önce hiç mahkemeye işiniz düşmedi galiba ?
+hayır, düşmedi.
spoiler
zeki demirkubuz üstadın albert camus'nün yabancı romanından yola çıkarak çektiği güzide film. varoluşsal sancılar çeken bünyeler için tadına doyulmayacak kadar güzel olduğunu düşünüyorum ha keza yabancı romanı da benim hayatımda yer eden önemli eserlerden biridir. film de en az roman kadar çarpıcı. özellikle en son sahnede savcıyla aralarında geçen muhabbet defaatle izlenmesi gereken kısımlarından filmin.
spoiler
dün anam ölmüş ya da öbür gün bilmiyorum.
spoiler
aynı zamanda diyarbakır'ın hazro ilçesine bağlı bir köy.
kitaptan sonra moral bozukluğu ve düşünceyle düşmüş olduğum boşluğun miniğine filmi izledikten sonrada düştüm. hisler garip.
bu filmin sevilip sevilmemesi tamamıyla musa karakteriyle kurulan empatiyle ilintilidir. nasıl albert camus'nün yabancısını okurken yer yer meursault karakterine hak veriyorsak aslında musa'nın tepkilerine de hak verebiliriz, zaten savcıyla olan konuşmalarında neden böyle bir tavır içinde olduğunu net bir şekilde ifade ediyor. tepkisizlik, vurdumduymazlık ya da ne olursa olsun hayat bir şekilde devam ediyorculuk musa'nın yaptığı. hayat çoğu zaman üstüne kafa yorduğumuz ince ince hesapladığımız şeylerin istediğimiz gibi gitmemesiyle doluyken belki de bazen sadece akışına bırakmak gerekiyordur. bazen yaptığın davranışlar nedensiz ve düzdür ya da ilk akla gelendir, musa bu ilk akla gelenle çevresindekilere rağmen yaşamaya çalışıyor. bir de bu filmde engin günaydın vardır ki gece yarısı musa ile olan diyalogları için filmi tekrar izletir.
spoiler
necati: bak musa kardeş, ben kötü bir insan değilim. ama sertimdir.
spoiler
film albert camus'un yabancı adlı kitabından esinlenilmiş denildiğinde tanımlama biraz hafif, uyarlanmış dendiğinde ise ağır kaçıyor bana göre. kitaptaki karakterin benzer olaylar karşısında ama farklı bir ortamda nasıl olacağı çok güzel gösterilmiş diyebiliriz. yazgı, zeki demirkubuz yabancıyı musa'yla çok iyi yorumlayıp sunduğu için harika olmuş bir film.
serdar orçin'in giydiği yırtık ceketin gözümüze gözümüze sokulduğu film.
Genco Erkal'ın yazıp yönettiği "Sivas '93"adlı belgesel tiyatro oyunu, 11 Ocak 'de yoğun güvenlik altında Muammer Karaca Tiyarosunda sahnelendi.[26] Belgelerden yararlanarak yazılan oyunun anlatıcıları arasında Genco Erkal'la beraber Meral Çetinkaya, Yiğit Tuncay, Nilgün Karababa, Murat Tüzün, Çağatay Mıdıkhan ve Şirvan Akan yer aldı. Oyunun müziğini Fazıl Say besteledi.[27]
Sinema filmi[değiştir kaynağı değiştir]
- Ahmet Öztürk - 21 yaşında
- Kenan Yılmaz - 21 yaşında