72 ve 77 alaylar / TARİH : ÇANAKKALE SAVAŞLARINDA KÜRT 72 VE ALAYLARI

72 Ve 77 Alaylar

72 ve 77 alaylar

çanakkale savaşında korkaklıklarıyla veya ihanetleriyle anılan askeri birlikler.

asker alımlarının adana'da yapıldığı ve bir bakıma hamidiye alaylarının bozması olan bu birlikler. kürt ve araplardan oluşturulmuşlardır.

57 nci alayı çanakkalede yalnız bırakarak fundalıklarda saklanmalarıyla, düşman 57 nci alayı geçtiğinde tek bir kurşun sıkmadan dağılmaları ile lanetle hatırlanırlar.

o günün şartlarında ar kişilik bu alayların elinde hiçbir mermi ya da top mühimmatı bulunmadığından, her biri çalılıkların arasında can vermişlerdir.

rahmetle ve saygıyla anıyoruz.

sadece siper ve savunma için değil, aynı zamanda taarruz içinde gerekli donanıma sahip, sayıları tam olan alaylardır.

arı burnu raporlarına göz atarak meşrepleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olunabilir;

Arıburnu Muharebeleri raporunun en önemli bölümlerinden birisini de özellikle öğleden sonraki muharebelerin değerlendirilmesi oluşturuyor. Şöyle ki; Alay başarısız hücum girişimlerinde bulunmuş, ancak karşı tarafın direnmesi aynı zamanda etkili donanma bombardımanı sonucunda gerilemek durumunda kalmıştır. Öyle ki, Mustafa Kemal'in Libya Derne'deyken yanında çalışmış olan, Alay 1. tabur komutanı Binbaşı Mehmet Emin Bey, çarpışmalarla ilgili bilgi vermeye geldiğinde "Efendim! Yüksek katınıza çıkmaya utanıyorum. Üzülerek belirtmeliyim ki , bütün alayımız çil yavrusu gibi dağınık, savaş alanından kaçmışlardır. Bir ucu Maltepe'ye kadar gitmiştir. Alay komutanını bulamadım. Sizin Kocadere'ye gelmekte olduğunuzu haber aldığımızdan , bilgi sunmak için buraya koşup geldim!" diyecektir.

Fahrettin Altay'ın anılarından öğrendiğimize göre tümene çoğu Kürt ve Arap kökenli askerlerden oluşan ve Alayların verilmesi Mustafa Kemal'in tepkisine neden olmuştu. "Mustafa Kemal Bey, Gelibolu'dan geçerken bize uğradı. Kendisini ilk defa görmüş bulunuyordum. Enerjik, muhatabına itimat telkin eden, tok sözlü, sarı saçlı, mavi gözlü , düzgün endamlı genç bir komutan. Görüştükten sonra kendisini uğurladık. Eceabat'a gider gitmez beni telefonla aradı. "Aman reis bey, bana verilen ve Alay askerleri kürt ve Araptır. Bir kısmı Yezidi, Nusayri gibi savaşa karşı insanlardır. Eğitimleri azdır. Bunları geri alsınlar. Halis Türk delikanlıları olan ve eğitimleri oldukça ilerlemiş bulunan benim eski iki depo alayımı geri göndersinler". Tehlikeli bir bölgeye böyle kıymetsiz askerlerin gönderilmesine şaşmış ve Başkomutan'a yazmıştık. Aldığımız cevap: "Artık değiştirilemezler. Çalışıp eksikliklerini tamamlasınlar"

alıntı: arı burnu muhabereler raporu / mustafa kemal

mevz u bahis alaylar icerisinde tarihe not dusulecek konusmalar ve olaylar cereyan etmiştir.
bunlardan biri;

Alay, 1. Tabur, 2. Bölük



Bursali Nurullah oglu Ali



17 Eylül savasinda er Ali , bes Rus askeri tarafindan esir edilmistir. Esir olmak, Türk çocugu onurunu en çok yaralayan bir utançti.



Olan olmustu, Ali'nin yalniz tüfegi alinmistir. Sesini çikarmaz, torbasinda kalan tek bir bombasini vermemenin yolunu düsünür. Düsmanlarin torbasini aramamasi için Allah'a yakarir ve sessiz bir vaziyet alir. Bes Rus avlarini götürürken, Ali gözettigi firsati bulur, Ruslarin dalginligini firsat bilerek bombasini atar. O kargasalikta can veren Ruslardan birinin tüfegini alarak, bombanin tozu dumani dagilmadin sag kalan iki Rus'u da öldürür ve kaçar.



Aksam üzeri Ali arkadaslari ile yemek yerken sunlari söyler:



Degil 5 Moskof, 20 de olsaydi yine o bombayi korkusuzca savururdum. Insanin elinde bir tek bomba oldukça, Moskof'un elinde ucuz can vermek vebaldir.


demek ki; tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar.

eceabat ve kilya koyu arasındaki çizgiyi ne pahasına olursa olsun müdafaa etmekle görevlendirilmiş destek birlikleridir. çıkarma gününde bizzat yarbay mustafa kemal tarafından taarruz pozisyonundaki alayın sağ ve sol kanatlarını korumakla görevlendirilmiş ancak bu görevlerini gerek teçhizat yokluğundan gerekse subayların sevk ve idaresindeki başarısızlıktan dolayı layıkiyle yerine getirememişlerdir. arıburnu düştükten sonra ingilizler tarafından conkbayırına kadar geri püskürtülen ve yarbay mustafa kemal' le karşılaştıktan sonra yeniden hücuma kalkan alay -ki teçhizat olarak ve alaylardan fazlası yoktu üstelik yarı yarıya kayba uğramış ve psikolojik açıdan çökmüştü- ve alayların kanat desteğinden yoksun hücuma kalkmış, ingilizleri geri püskürtemese de ilerleyişini bir nebze olsun durdurabilmiş ve conkbayırına yeni birliklerin kaydırılmasına zaman sağlamıştır. ve alayların beklenen desteği vermemesi veya verememesi her zaman spekülatif tartışmalara sebebiyet vermiş, bugün bile tartışılan bir konudur. ancak unutulmaması gereken konu bir askerin her türlü olanaksızlık ve imkansızlık karşısında dahi kendisine verilen görevi kayıtsız şartsız yerine getirmeye mecbur oluşudur.

kahraman alay ve şefik aker paşa'nın alayı'nın sağ ve sol kanatlarını koruma vazifesi ile görevlendirilmiş alaylardır.
bunlardan biri araplardan, diğeri ise kürtlerden(hamidiye alaylarından) oluşmaktadır.

kürtler genelde yağma işine girişmiş, ingiliz toğçu ateşi ve anzak taarruzu karşısında tek kurşun dahi atmadan dağılmış, araplar ise ceset ve yaralı toplamak için verilen kısa süreli ateşkeslerde dahi nargile fokurdatmışlardır.

yukarıda bir arkadaş yazmış "cephaneleri olmadığı için çalılıkların arkasında can verdiler" diye.
süngüleri de mi yoktu azizim? bal gibi vardı. ama süngü savaşına çıkacak mangal gibi yürekleri yoktu malesef

kayıplarımız ile kürt kökenli şehitlerimizin sayısı karşılaştırılsa bile ihmal ve korkaklıkları anlaşılan alaylardır. dil tarih fakültesi yayınlarından yılında çıkan "çanakkale'de yokluk ve isyan" isimli bilimsel çalışmaya göre şehitlerimizin yalnızca 65 tanesi Kürt kökenlidir.

" ve alay kürt ve araptır. savaşmıyorlar. bunları geri alıp türk yiğitlerinden alayımı geri verin"

yarbay mustafa kemal. çanakkale,

ihanetleri sebebiyle çanakkale savaşı'nı kaybetme raddelerine geldiğimiz kürt ve arap alaylarıdır.

artık türklükten vazgeçip, "tek millet"(?!) filan oluyoruz ya, nasıl bir millet olacağımız geçmişe bakarak anlaşılsın diye hatırlatmak istedim.

birinci dünya savaşı'nın ve kurtuluş savaşı kahramanlarından fahrettin altay'ın anılarında bahsedildiği üzere..

kürt ve arap kökenli askerlerden oluşan ve alaylar mustafa kemal'in tepkisine neden olmuştu. "mustafa kemal bey, gelibolu'dan geçerken bize uğradı. kendisini ilk defa görmüş bulunuyordum. enerjik, muhatabına itimat telkin eden, tok sözlü, sarı saçlı, mavi gözlü , düzgün endamlı genç bir komutan. görüştükten sonra kendisini uğurladık. eceabat'a gider gitmez beni telefonla aradı. "aman reis bey, bana verilen ve alay askerleri kürt ve araptır. bir kısmı yezidi, nusayri gibi savaşa karşı insanlardır. bunları geri alsınlar. halis türk delikanlıları olan ve eğitimleri oldukça ilerlemiş bulunan benim eski iki depo alayımı geri göndersinler". tehlikeli bir bölgeye böyle kıymetsiz askerlerin gönderilmesine şaşmış ve başkomutan'a yazmıştık. aldığımız cevap: "artık değiştirilemezler. çalışıp eksikliklerini tamamlasınlar"

alay 1. tabur komutanı binbaşı mehmet emin bey, "efendim! yüksek katınıza çıkmaya utanıyorum. üzülerek belirtmeliyim ki , bütün alayımız çil yavrusu gibi dağınık, savaş alanından kaçmışlardır. bir ucu maltepe'ye kadar gitmiştir. alay komutanını bulamadım. sizin kocadere'ye gelmekte olduğunuzu haber aldığımızdan , bilgi sunmak için buraya koşup geldim!" diyecektir.

arı burnu muhabereler raporu / mustafa kemal atatürk

ihanetleriyle bilinir. yattıkları yer daima ateş olsun.

arap ve kürtlerden toplanmış alaylardır.

Çanakkale&#;de Tamamen Şehit Düştüğü Sanılan Şanlı Alay

31,K

Çanakkale Savaşı&#;nda Çarpışan Alay&#;ın Bir Gecede Tüm Askerlerinin Şehit Olduğu İddiası Gerçek Dışı

Yanlış İddia

 

Çanakkale’de kahramanca savaşan Alay’ın son erine kadar şehit düşmesinin ardından bir ağaç dalında asılı hâlde bulunan alay sancağının Avustralyalılar tarafından götürüldüğü Melbourne’deki bir müzede üzerinde bir notla sergilendiği iddiasının gerçeği yansıtmadığına daha önce değinmiştik. Alay&#;a ait olduğu sanılarak paylaşılan fotoğrafın aslında Depo Alayı 8. Bölük&#;e ait olduğunu aktarmıştık. Bugün ise, Alay&#;ın tüm mevcudunun şehit olmadığına değineceğiz.

Çanakkale’de kahramanca çarpışan Alay hakkında paylaşılan iddiaların önemi bir bölümünün doğruluk payı bulunmuyor. Alay Çanakkale Savaşı esnasında tüm mevcudunu şehit vermedi. Alay Çanakkale’de tamamen yok olmadı. Alay sancağı ne ağaca asılı kaldı, ne de düşman eline geçti. Alay sancağı Çanakkale Savaşları sırasında Anzakların eline geçerek Avustralya’ya götürülmedi.

20 Ocak ’te Tekirdağ Yarçeşme&#;de üç taburlu olarak kurulan, Piyade Tümenine bağlı üç alaydan biri olan Piyade Alayı, 22 Şubat günü törenle teslim aldığı sancağıyla 23 Şubat günü Çanakkale&#;ye doğru intikale başlamıştı. 24 Şubat’ta Eceabat&#;a (Maydos) ulaşan Alay, Conkbayırı eteklerinde Anzak askerlerini durdurduğu 25 Nisan sabahına kadar Arıburnu ve Anafartalar&#;da muharebe hazırlıkları yapmıştı. 25 Nisan sabahı Arıburnu mıntıkasına çıkan Anzak kuvvetlerinin süratle muharebe sahasının en yüksek noktasını tutmaya çalışmasına karşı Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal&#;in önderliğinde Bigalı Köyü&#;ndeki konumundan Conkbayırı&#;na gelen Alay, düşmanı karşılayan Yarbay Mehmet Şefik Bey komutasındaki Alay&#;ın yardımına koşarak muharebenin seyrini değiştirmişti. 

49 subay ve erden müteşekkil bir ihtiyat alayı, yani yedek kuvvet olan bu şanlı birlik, savaş süresince ağır zayiatlar vermişti. (Arıburnu Muharebelerindeki başarısı nedeniyle Yarbay rütbesine terfi ettirilen) Alay komutanı Hüseyin Avni Bey 13 Ağustos günü şehit olmuştu. Yarbay Hüseyin Avni Bey&#;in ardından Çanakkale Savaşı süresince Alay&#;a 13 Ağustos Ağustos arasında Binbaşı Murat Bey, 24 Ağustos &#; 27 Ekim arasında Binbaşı Ali Hayri Bey komuta etmişti.

Alay Şehitliği&#;ndeki kitabeye göre Çanakkale Muharebelerindeki kaybı 25&#;i subay olmak üzere kişidir. Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Başkanlığı Arşiv belgelerine göre Alay&#;ın Çanakkale Savaşı&#;ndaki kaybı ise şehit, kayıp olmak üzere toplam kişidir. Milli Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanan Çanakkale Savaşı şehitleri listesi incelendiğinde Alay&#;ın tüm askerlerinin şehit düşmediği görülebiliyor. Piyade Alayı ile Alay&#;ın bağlı bulunduğu Tümen&#;in askerî arşivlerde bulunan harp cerideleri de bu durumu doğrulamaktadır.

19 Ocak &#;da Çanakkale&#;den ayrılan Alay’ın Çanakkale’deki üstün hizmetlerinin nişanesi olarak Padişah V. Mehmed Reşat’ın iradesiyle alay sancağına altın, gümüş imtiyaz ve harp madalyaları 26 Nisan tarihinde bir törenle takılmıştı.

Çanakkale’den sonra Alay, Galiçya&#;da görevlendirilmişti. Alay, daha sonra buradan ayrılarak önce Galiçya Cephesi’ne gönderilmişti. Akabinde Güney Cephesi’ne sevk edilen Alay gönderildiği Filistin Cephesi’nde Nablus&#;ta 23 Eylül tarihinde esir düşmüştü.

 

canakkale alay fotografi

Alay&#;a ait sanılarak paylaşılan Depo Alayı 8. Bölük&#;e ait fotoğraf

 

Gelibolu Yarımadası&#;nda Bombasırtı üzerinde bulunan 12 Aralık tarihinde açılan sembolik şehitlikteki &#; Piyade Alayı Tarihçesi&#; metninde Alay&#;ın büyük zayiat verdiği belirtilmekle birlikte, Çanakkale sonrasında hizmetlerini sürdürdüğü şöyle aktarılmaktadır:

&#;Balkan Savaşı&#;nda Piyade Tümeni&#;nin kuruluşunda çıkartılmış olan Piyade Alayı, 1 Şubat &#;te Tekirdağ Yarçeşme&#;de 5. Ordu&#;ya bağlı 3. Kolordu&#;nun Piyade Tümeni&#;nin emri altında yeniden teşkil edildi. Alay Komutanı, Binbaşı Hüseyin Avni Bey idi.

 

Kuzey Grubu Komutanlığı (Arıburnu) bölgesinde Alay Yarbay Mustafa Kemal Bey&#;in emrindeki çarpışmalarda görev aldı ve çok fazla zayiat vermesine rağmen bu çarpışmalarda büyük yararlılıklar gösterdi.

 

İtilaf devletleri&#;nin Anafartalar bölgesine asker çıkarma girişimiyle birlikte tekrar yoğun bir çarpışma devresine giren Piyade Alayı, bu dönemde Kanlısırt, Conkbayırı ve Anafartalar muharebelerine katıldı ve bu muharebelerde yer alan birliklerindeki askerlerden büyük bir oranı savaş dışı kaldı.

 

12 Mayıs &#;te Yarbaylığa terfi eden Alay Komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey, 13 Ağustos &#;te alay karargâhının yakınlarına düşen bir obüs top mermisiyle şehit oldu.

 

11 Ocak &#;da Kolordu&#;nun teşkil edilmesiyle 19 Ocak &#;da Çanakkale&#;den ayrılan Piyade Alayı, 25 Nisan &#;da Çelebi Köyü&#;nün kuzey doğusunda toplanarak, padişah tarafından verilen nişanlar merasimle alay sancağına takıldı ve resmi geçit töreni yapıldı.

 

Çanakkale Savaşı&#;nın ilk gününden son gününe kadar cephede görev yapan Piyade Alayı anısına yapılan bu şehitlikte, Piyade Alayı&#;na mensup, değişik rütbelerde 25&#;i subay olmak üzere, şehit askerin isimleri yer almaktadır.&#;

 

57 piyade alayi tarihcesi

 

Genelkurmay Başkanlığı, sancağına dair yaptığı açıklamada Alay&#;ın Çanakkale sonrası faaliyetleri hakkında şu bilgileri sunmuştu:

“57’nci Alay’a Çanakkale Muharebeleri’nden sonra, 30 Kasım ’te Sultan V. Reşat’ın iradesiyle altın, gümüş imtiyaz ve harp madalyaları verilmiştir. Bu madalyalar, 25 Nisan tarihinde İstanbul – Şile arasında bulunan Çelebi Köyü’nün kuzeydoğusunda toplanan Alay’ın sancağına törenle takılmıştır.&#;

 

&#;57’nci Alay, Çanakkale Cephesi’nden sonra, önce Galiçya Cephesi’nde savaşmış, ardından bağlı olduğu 19’uncu Tümen ile birlikte Filistin Cephesi’ne intikal etmiştir. 19’uncu tümen 23 Eylül tarihinde İngilizler’e esir düşmüştür. 57’nci Alay’ın da 29 Temmuz – 23 Eylül tarihleri arasında Filistin Cephesi’nde birçok muharebeye katıldığı, son olarak Nablus Meydan Muharebesi’nde mevcudunun hemen hemen dörtte üçünden fazlasını kaybettiği ve daha sonra muharebe gücünü yitirerek İngilizlere esir düştüğü tespit edilmiştir.”

 

canakkale 27 alay sancagina madalya toreni

Çanakkale&#;de fedakârca çarpışan Alay&#;ın sancağına altın ve gümüş imtiyaz ve harp madalyalarını takma merasimi

 

Padişah V. Mehmed Reşad, ve Alaylara altın ve gümüş madalya verilmesi için 30 Kasım tarihinde İrade-i Seniyye çıkarmıştı. 30 Kasım tarihli padişah iradesi gereği madalyalar 25 Nisan tarihinde İstanbul – Şile arasında bulunan Çelebi Köyü’nün kuzeydoğusunda toplanan Alay’ın sancağına törenle takılmıştı (Harp Mecmuası. Yıl 1. Sayı 8. Nisan Recep Sf: ).

 

Harp Mecmuası

Harp Mecmuası. Yıl 1. Sayı 8. Nisan Recep Sf:

 

Alay sancağına madalya takılmasına dair irâde-i seniyye metni şu şekildeydi (Burhan Sayılır (). Çanakkale Muharebeleri’nde Piyade Alayı. Bağcılar Belediyesi Kültür Yayınları. İstanbul):

İrade-i Seniyye Sureti

 

On Dokuzuncu Fırkaya mensup olup Çanakkale’de fevkalade şecaat ve yararlık göstermiş olan Elli Yedinci Alay namına sancağına üzeri sırma işleme “Devlet-i Osmaniye ile İtilaf Devletleri Harbinde Elli Yedinci Piyade Alayının Düşman Tarafından 12 Nisan Günü Çanakkale’de Arıburnu’na Vukuu Bulan İlk İhraçta Karaya Çıkmış Düşman Kuvvetlerinin İlerlemesine ve Koca Çimen Tepelerinin Düşman Eline Geçmesine Yevm-i Mezburedeki Hareket-i Seria ve Savlet-i Şedide-i Şiranesi İle Mani Olmak ve Aylarca Düşman-ı Merkum Karşısında Hatt-ı Harpte Kalarak Ona Karşı Kahramanane Muharebeler İcra Etmek Suretiyle Gösterdiği Fevka-lade Şecaat ve Yararlığın Hatırasıdır” ibaresini havi ve murassa imtiyaz nişan-ı âlisi kordelası ebadında nısfı yeşil ve nısf-ı diğeri kırmızı bir kordela ile kılıç levhası muhtevi altın ve gümüş imtiyaz ve harp madalyaları ita olunmuştur. Bu İrade-i Seniyye’nin icrasına Harbiye Nazırımemurdur.

 

22 Muharrem / 17 Teşrin-i Sani

 

Mehmed Reşad

Sadrazam Mehmed Said

Harbiye Nazırı Enver

 

Çanakkale Savaşı konusunda araştırmalar gerçekleştiren tarihçi ve yazarlar da bu iddianın doğru olmadığını aktarmaktadır.

Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yaygın Öğretim Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burhan Sayılır, Çanakkale Muharebeleri’nde Piyade Alayı adlı kitabında Çanakkale Savaşı öncesinde ve sonrasında Alay&#;ın serencamını şöyle özetlemişti ( Bağcılar Belediyesi Kültür Yayınları. İstanbul):

&#;Türk harp tarihinde önemli bir yere sahip olan Çanakkale Savaşı, Mehmetçiğin gösterdiği kahramanlıklar açısından da oldukça önemlidir. Savaşa katılan birçok alay üzerlerine düşen görevi eksiksiz yapmış, bunu yaparken de çok sayıda şehit vermiştir.

 

Ancak bir ihtiyat alayı olmasına rağmen, çıkarmanın ilk anında cepheye koşan ve en bunalımlı dönemde büyük ve önemli işler yapan Piyade Alayı, adını altın harflerle Türk harp tarihine yazdırmıştır. “Şehitler Alayı” olarak adlandırılan bu alay, savaş süresince ihtiyaç duyulan muharebe alanlarında görev almıştır.

 

Piyade Alayı ’de Tümen’e bağlı olarak teşkil edilmiştir. 29 Eylül ’de İtalyanların Trablusgarp’ı işgal etmeleri üzerine, Trablusgarp Tümenine mensup olan Piyade Alayı da Trablusgarp Savaşı’na katılmış ve savaşta büyük yararlılıklar göstermiştir.

 

2 Ekim ’de Balkan Savaşı için ilan edilen Seferberlik emri gereğince Piyade Alayı, 15 Ekim tarihine kadar eksiklerini tamamlayarak muharebelere katılmıştır. Birinci ve İkinci Balkan Savaşlarında birçok muharebelere katılan alay bu muharebelerde de başarılı işler görmüştür.

 

Balkan Savaşı sonunda Piyade Tümeni’nin kuruluşundan çıkartılmış olan Piyade Alayı, 1 Şubat ’te 5. Ordu, 3. Kolordu, Piyade Tümeni emri altında, Tekirdağ Yarçeşme barakalarında, farklı birliklerden alınan taburlarla yeniden kurulmuştur. Çanakkale Cephesi’nin açılmasıyla da Çanakkale’ye gönderilen alay, bu cephedeki kahramanlıklarının ardından savaşın sona ermesiyle bölgeden ayrılmıştır. Çanakkale cephesinden ayrılan Piyade Alayı Galiçya Cephesi’ne gönderilmiştir. Bu cephede de kahramanca mücadele eden alay, buradan sonra da Filistin Cephesi’nde görevlen- dirilmek üzere Güney Cephesi’ne gönderilmiştir.

 

Piyade Alayı, 29 Temmuz tarihinden 23 Eylül tarihine kadar Filistin Cephesi’nde bulunmuş ve birçok muharebeye katılmıştır. Özellikle Nablus Meydan Muharebesi‘nde kahramanca savaşmış, birçok güçlüklere göğüs germiştir. Bu muharebelerde hemen hemen mevcudunun yandan fazlasını kaybetmiş ve muharebe gücünü yitirerek 23 Eylül ’de Piyade Alayı esir düşmüştür.

 

Türk İstiklal Harbi’nde tekrar teşkil edilmiş olan Piyade Alayı, Batı Cephesi Komutanlığı’nın 13 Eylül tarihli emri ile Piyade Alayı’nın 3. Taburu, 3. Kolordu tarafından kuruluştan çıkartılmıştır. Subay ve erleri ile araçları diğer tümenlere dağıtılmıştır. Piyade Alayı’nın İstiklâl Savaşı’na ait harp ceridesi mevcut olmadığından, bu tarihten sonra alayla ilgili hiçbir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır.&#;

 

57 alay subaylari

Piyade Alayı Subayları bir dinlenme sonrasında bir aradalar (Kaynak: Bursan Sayılır age)

 

Yarbay Mustafa Kemal&#;in &#;Size ölmeyi emrediyorum&#; sözüyle canlarını ortaya koyarak savunma yapan Alay&#;ın kahramanlıkları ve ortaya koyduğu başarının hâlen gururla anlatıldığını belirten Burhan Sayılı AA&#;ya verdiği bir demeçte, Alay&#;ın mevcudunun tamamının şehit olmadığını, gerçekleri çarpıtmanın gerçek kahramanlığı gölgelemek anlamına geldiğini şöyle belirtmişti:

&#;Bunların 2 bin tüfeği var. Savaşlar başladığında ilk gün 25 Nisan’dan itibaren cephede yerini almış, çarpışmalara katılmış. Özellikle ilk gün, çarpışmalarda ciddi başarı göstermiştir. Savaş esnasında kaybedilen subay ve askerlerin yerine yeni askerler getirildi. Tüm savaş boyunca 25 subay şehit olmuştur. Bu elbette ciddi bir rakamdır ama bu 25 subayın yerine aynı rütbelerde olmasa da bir alt rütbesinde asker tekrar alaya verilmiştir. Er olarak baktığımızda ise bin er şehit olmuştur. Genel orana baktığımızda yarı yarıya şehit var. Bu zaten başlı başına büyük bir olay. Büyük bir kahramanlık. Gerçekleri çarpıtarak, daha farklı hikayeler işin içine koyarak gerçek kahramanlığı gölgelemek oldukça hatalı olur.&#;

 

Ahmet Yurttakal Gelibolu&#;yu Anlamak&#;taki &#;Esir Düşen Sancaklarımız&#; başlıklı yazısında Alay&#;ın ve sancağının akıbetine şöyle değinmişti (Yurttakal, Hüseyin Avni Tanman&#;la birlikte kaleme aldığı Şanlı Alay&#;ın Cesur Komutanı Şehit Yarbay Hüseyin Avni Bey adlı kitap kitapta tafsilatlı aktarımda bulunmuştu):

&#; Alayımızın kahramanlıklarında dolayı padişah tarafından 30 Kasım tarihli iradeyi seniyyesiyle altın ve gümüş imtiyaz ve harp madalyaları ile ödüllendirilirmiş olup. 26 Nisan günü Keşan yakınlarındaki Çelebi Köyü’nde yapılan törenle harp madalyaları sancağına takılmıştıfunduszeue.info alay sancağının  Gelibolu’da esir edilmesi kesinlikle söz konusu değildir.

 

57’nci Alay, Çanakkale Cephesi’nden sonra, önce Galiçya Cephesi’nde ardından  da mensubu bulunduğu 19’uncu Tümen ile birlikte Filistin Cephesi’ne intikal etmiştir. Kahraman 57’nci Alay 29 Temmuz 23 Eylül tarihleri arasında Filistin Cephesi’nde birçok muharebeye katılmıştır. Bütün muharebelerde ağır kayıplar vermiş, takviye edilmemesinden dolayı  da muharebe gücünü kaybetmiştir. Bu da Alay mevcudunu çok düşürmüştür. Bundan dolayı Nablus[7] Meydan Muharebesi’nde mevcudunun üçte biri ile savaşmıştır.

 

Bu muharebede İngiliz süvari birliği birlilerimizin üzerine doğru geldiğini haber alınınca Tümen geri çekilmekten vazgeçip düşman süvarisine karşı mevzi alır. Ateşle karşılık verilir. Bir buçuk saat  şiddetli  bir biçimde sürüp giden muharebenin ardından  düşman süvarisi hem erlerin hem de mitralyöz bölüklerinin cephanesinin bitmiş olmasından yaralanarak zayıf bir nokta da cephe hattını yarmış ve mızrak hücumu ile Türk askerlerini esir alınmıştır. Bugünkü mücadelede Tümen ve Tümen birlikleri esir olmuş dolayısıyla Tümen bağlı olan Alay da 23 Eylül ’de İngilizlere tarafından esir edilmiştir.[8]

 

Esir düştükten sonra sancağın akıbetinin ne olduğu bilinmiyor. yılının  Mayıs ayında Genelkurmay Başkanlığı bu konuda Avustralya Melbourne müzesine başvurmuş  onlardan alayımıza ait bir sancağın olmadığı cevabını almıştır. Yaptığı açıklamada ise: “Türk ordu geleneği göz önüne alındığında, Alay’ın İngilizler tarafından esir alınırken, sancağını teslim etmeyerek imha etmiş olmasının kuvvetli bir ihtimal olduğu değerlendirilmektedir.”[9] demiştir.&#;

 

57 alay sancak

Alay sancağının temsilî devir teslim töreni yapılan replikası

 

57’nci Piyade Alayı&#;nın toplam kaybının &#;i şehit, &#;ü kayıp olmak üzere olduğunu tespit eden Dr. Zekeriya Türkmen, Çanakkale sonrasında bu şanlı birliğin tarihine şöyle değinmişti:

&#;57’nci Piyade Alayı ile Alayın bağlı bulunduğu 19’ncu Tümen tarihçeleri ve Harp Cerideleri Askeri Arşivlerde yer almakta ve yerli yabancı tüm tarihçilere incelemeye açık bulunmaktadır.&#;

 

&#;57’nci Piyade Alayı; Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale, Galiçya, Sina-Filistin cephesi olmak üzere üç cephede savaşmıştır.&#;

 

&#;57’nci Piyade Alayı’nın tarihçe ve harp ceridesinde; Alayın 29 Temmuz Eylül tarihleri arasında Filistin Cephesi’nde bulunarak birçok muharebelere katıldığı, son olarak Nablus Meydan Muharebesi’nde hemen hemen mevcudunun ¾’ünü kaybettiği ve daha sonra muharebe gücünü yitirerek İngilizlere bağlı Avustralya Tugayına esir düştüğü belirtilmiştir.&#;

 

Alay&#;ın tamamının şehit olmadığının diğer delilleri de birlik personelinin Çanakkale sonrasında da hizmetlerini sürdürmüş olması.

Örneğin;

  • Çanakkale Cephesinde Alay 1. Tabur komutanı olarak muharebelerde görev yapan Ahmet Zeki Soydemir, Çanakkale&#;den sonra Kurtuluş Savaşı&#;nda da vatan müdafaasını sürdürmüştü. TBMM tarafından İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen Soydemir, V., VI. ve VII. dönemlerde Erzurum, VIII. dönemde Çankırı Milletvekili olarak görev yapmış ve yılında vefat etmişti.
  • Ariburnu muharebelerinde büyük gayret gösteren ve 24 Ağustos günü Alay komutanlığına atanan, Soyadı Kanunu ile birlikte Arıburun soyadı verilen Ali Hayri Bey&#;in 17 Aralık tarihinde vefat ettiği ve Bursa Emir Sultan mezarlığında medfun olduğu bilinmektedir.

 

Müttefiklerin Çanakkale&#;de karaya asker çıkarmasından sonra ilk karşı koyan birlik Alay değil Alay&#;dı. Bu durum, Atatürk&#;ün aktarımlarıyla rahatlıkla vuzuha kavuşturulabilir.

İhtiyat görevi alan 19’uncu Tümen Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal çıkarma başladıktan hemen sonra Alay ve ile birlikte bir dağ bataryası ile Bigalı&#;dan Conkbayırı’na gelmişti. Conkbayırı’na vardığı zaman Alay&#;a geride beklemesini söyleyerek görüş açısı kazanmak için Kocaçimen Tepesi’ne çıkan Yarbay Mustafa Kemal, kıyı gözetlemesinde görevliyken cephaneleri bittiğinden dolayı çekilen ve düşman tarafından takip edilen Tümen&#;e bağlı Alay’dan bir bölüğü görmesinin ardından duruma müdahalesini şöyle anlatmıştı (Ruşen Eşref Ünaydın (). Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülakat. 2. Baskı. Ankara. Sf: 18):

-Niçin kaçıyorsunuz? Dedim.

 

&#; Efendim düşman, dediler.

 

-Nerede?

 

-İşte, diye rakımlı tepeyi gösterdiler. Gerçekten de düşmanın bir avcı hattı rakımlı tepeye yaklaşmış ve serbestçe ileriye doğru yürüyordu. Şimdi vaziyeti bir düşünün ben kuvvetlerimi bırakmışım, efrat on dakika istirahat etsin diye&#; Düşman da bu tepeye gelmiş&#; Demek ki düşman bana benim askerlerimden daha yakın; ve düşman benim bulunduğum yere gelse kuvvetlerim pek fena bir vaziyete duçar olacak. O zaman, artık bunu bilmiyorum, bir muhakemei mantıkıye midir, yoksa sevki tabiiyle midir? bilmiyorum; kaçan efrada:

 

-Düşmandan kaçılmaz, dedim.

 

&#; Cephanemiz kalmadı, dediler.

 

&#; Cephaneniz yoksa, süngünüz var, dedim.

 

Ve bağırarak bunlara süngü tak, dedim. Yere yatırdım. Bu efrat yere yatınca düşman askerleri de yere yattı. Kazandığımız an bu andır&#;

 

8 Mayıs günü Arıburnu Kuvvetleri Komutanı sıfatıyla &#;Size ben taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler kaim olabilir&#; emrini veren Atatürk, yılında Ruşen Eşref Ünaydın&#;a verdiği mülâkatta Alay&#;ın hepsinin şehit olduğunu şöyle söylemişti (Atatürk&#;ün Çanakkale Harbi&#;nin 3 yıl sonrasında Ruşen Eşref Ünaydın&#;a röportaj verdiği, her ne kadar bu röportajda Alay&#;ın tamamının şehit olduğu bahsi geçse de, Alay&#;ı komuta ettiği dönemde Atatürk&#;e sunulan ve kendisinin sunduğu Arıburnu ile ilgili raporlarda bu yönde bir aktarımın olmadığı görülmektedir):

&#;Büyük bir hareketin inkişaf etmekte olduğunu, memlekete Çanakkale Harbi&#;nde unutulmaz hizmetler eden, muhakemesi süratli, kararları kat&#;i genç bir kumandanın bütün kıtalarıyla tehlikeye atılmaya müheyya vaziyeti karşımda, bu anda sakin sakin kâğıtlarını çeviren, içinden bana verebileceği notları mülâhaza ile seçen kumandanın yüzünde ve sözlerinde o kadar vuzuhla seziliyordu ki&#; Türkiye&#;nin mukadderatını tayin edecek boğuşmaya doğru gittiğimizi heyecanla duyuyordum.

 

&#; Bundan sonra kıtalarını yürüyüşe müheyya olarak içtima ettirmiş bulunduran 57&#;inci alay, -meşhur bir alaydır bu, çünkü hepsi şehit olmuştu kumandanları ve sertabip ve bir yaverimle bir emir zabitim beraber olduğu halde içtima mahalline gittim. Basit bir tertiple Bigalı deresi boyunca giden yol üzerinde alayı bizzat yürüyüşe geçirerek Kocaçimen Tepesi&#;ne tevcih ettim.

 

Yolda giderken kumandanlara olsun, sertabibe olsun şifahî izahatı lâzıme veriyordum. Takip ettiğimiz dereden bizi Kocaçimen&#;e isal edecek muayyen bir yol olmadıktan başka Kocaçimen&#;e varmak için atlamaya mecbur olduğumuz saha da pek ziyade fundalık, sa&#;bülmürur, kayalıklı derelerle mali idi. Bir yol bulup kıtayı sevke delalet etmesi için topçu taburu kumandanını tavzif ettim.&#;

 

Atatürk, Alay&#;ın taarruza geçişini ise şöyle aktarmıştı:

&#; Bizim o ilk alay saat kaç sularında taarruza başladı.

 

&#; 57&#;nci alayın taarruza başlaması&#; durun size söyleyeyim&#; (defterine baktı ve) öğleden evvel saat on raddelerinde idi. O esnada 9&#;uncu fırkaya mensup süvari zabitanından mülâzımievvel Mehmet Salih Efendi yanıma geldi. Ve 27&#;nci alayın Kocadere garbındaki sırtlardan Kemalyeri üzerinde düşmanla muharebeye başladığını haber verdi. O zabitle mezkûr alay kumandanına, düşmanın sol cenahına taarruz etmekte olduğumu, 27&#;nci alayın da karşısındaki düşmana taarruz etmesini, henüz Bigalı civarında bulunan 19&#;uncu fırka kısmı küllisini Kocadere istikametine celbedeceğimi, bu emri kendisine isal eden süvari mülâzimi Salih Efendi&#;yi tekrar nezdime iade etmekle beraber benimle daima irtibatı muhafaza etmesini, muharebeyi Conkbayırı&#;ndan idare edeceğimi emrettim, bildirdim. Bigalı&#;da bulunan fırka erkânı-harbine de emir atlısı ile bir emir gönderdim. Dedim ki:

İzzettin Bey (rahmetli Gn. İzzettin Çalışlar): Alay 72 Maltepe&#;ye takarrüp etmesin. Sıhhiye bölüğü Kocadere&#;ye gelsin (hepsi). Alay 77 Kocadere şarkına takarrüp etsin. Ve bu raporu üçüncü kolordu kumandanına veriniz.

 

&#; O raporu, askeri bir mahzur görmüyorsanız, istinsah edebilir miyim? Çünkü harp meydanında hemen o müthiş vakalar cereyan etmekte iken şiddet ve heyecanla yazılmış canlı ve kıymetli bir harp tarihi vesikası olurdu.

 

&#; Hayhay, bunu verebilirim, yazınız.

 

Üçüncü kolordu kumandanlığına
Arıburnu şimalindeki sırtlar.
Saat dakika
12 Nisan 10 24 evvel

 

&#;Düşmanın karaya çıkmış bulunan piyadesi Arıburnu ile Kabatepe arasında bir buçuk kilometre kadar bir cephedeki sırtları işgal etmiştir. 27&#;nci alay düşmanı şark cephesinde sekiz yüz metre mesafede işgal ediyor. Düşmanın tamamen sol cenahında, altı yüz metre mesafeden taarruza başladım. Yalnız piyadeden ibaret olan düşmanı bir alay tahmin ediyorum. Muharebe devam ediyor. Bir saat kadar ateş muharebesinden sonra düşmanın rakımlı tepeye kadar ilerlemiş olan kıtaatının ricate (gerilemeye) başladığı görüldü.

 

İşte raporun size verebileceğim kadar kısmı bu. Yine hikâyemize devam edelim, olmaz mı? 57&#;nci alay, verdiğim emir üzerine şiddetle takip ediyordu. 27&#;nci alay kumandanından emrimin alınıp alınmadığına dair bir haber gelmedi. Bununla beraber gerek bizzat benim, gerek yanımdaki zabitlerden tarassut için ileri gönderdiklerimin neticei tarassudumuzdan bu alayın da taarruz etmekte ve ilerlemekte olduğunu anladım.

 

&#; Pek iyi Paşa Hazretleri, böyle bu kadar şiddetle hücum eden düşmanı bu kadar süratli bir surette ricate mecbur eden amiller nedir?

 

&#; Evet, bu suali sormakta hakkınız var. Arzedeyim: Şimdi saat on bir buçuk evvelden sonra vaziyet bence şu idi:

 

Düşmanın karaya çıkmış olan kuvveti, sekiz taburdan fazla idi. Şimdi bu sekiz taburluk kuvvet kendisiyle gayrimünasip gayet geniş bir cephe üzerinde &#;&#;e kadar şimalen, ve Kemalyeri&#;nin bulunduğu sırtların garp yamaçlarına kadar şarktan ilerleyebilmişti. Fakat bu uzun cephe hattı, ziyade manialı birtakım derelerle kesik bulunuyordu, bu sebeple düşman kendi cephesinin hemen her noktasında zayıf idi. Conkbayırı şimalinde mevzi alan 19&#;uncu fırkanın seri cebel bataryası Arıburnu ihraç noktasını ateş altına aldığı için düşmanın henüz ihraç etmeye devam ettiği kıtaatın ihracı hem müşkülâta, hem de teahhura uğradı. 57&#;nci alayın Conkbayırı ve Suyatağı hattından &#;&#; istikametinde ve dar cephe ile kesif olarak düşmanın pek nazik ve mühim olan sol cenahına yüklenmesi iki taburdan ibaret olan 27&#;nci alayın da Merkeztepe istikameti umumiyesinde geniş cephe ile düşmana atılması düşmanı ricate mecbur etmiştir.

 

Atatürk, Alay&#;ın şecaatini şöyle vurgulamıştı:

&#;22&#;nci günü verilen malûmata göre düşman, cenup grubunda yani Seddülbahir civarında Kirte mıntıkasına şiddetle taarruz etmekte idi. Binaenaleyh cephemizde de ciddi veyahut nümayiş tarzında bir düşman taarruzuna intizar etmek ihtiyata muvafıktı. Hakikatte o gün öğleden evvel bütün fırka cephesi düşmanın top, tüfek, mitralyözleri ile şiddetli ateş altına alındı. Düşman taarruzu vaki oldu. Gerçi umum cephede düşman ademi muvaffakiyete duçar edildi. Fakat Bombasırtı&#;nda iki siperimizi zapt ve işgal etti. 23 Mayıs günü biz siperleri istirdat ile  ele geçirdik. Düşman tedbirler sayesinde ve bilhassa 27&#;nci ve 57&#;nci kuvvetini sabaha kadar teksif etmiş ve aleyhimize istimal edecek bir hale getirmişti. Fakat ittihaz olunan tedbirler sayesinde ve bilhassa 27&#;nci ve 57&#;nci alayların kumandanlarının, zabitlerinin ve efradının kahramanlıkları sayesinde o siperler içinde bulunan düşman kâmilen itlâf (tam olarak yok) edildi. Bombalarla parça parça berhava oldular. Siperler elimize geçtiği zaman içerleri düşman cesetleriyle ağız ağıza dolu idi. O müthiş bir şeydi. İngilizlerden bir fert bile kurtulmamıştı. Bu muharebe cereyan ettiği sırada Kemalyeri&#;ni teşrif etmiş bulunan Talât Pş. Hz.&#;leriyle İsmail Canbulat ve Doktor Nâzım Beyler o gün İngilizlerden iğtinam ettiğimiz maddi muharebe hatıralarına da maliktirler. Kiminde kurşun parçalamış bir İngiliz altını, kiminde ufak tefek nişanlar, dürbün parçaları filân vardır.&#;

 

Alay&#;ın Şehadeti Hakkında Hatalı Aktarımda Bulunan Köşe Yazarları

Ahmet Şimşirgil, Hilal Kaplan, Vehbi Kara, Adnan Güllü, Nabide Kılınç, Cahit İstikbal gibi isimler bu hataya düşmüş. Harun Yahya mahlasıyla Adnan Oktar adına yazılan Asker Atatürk adlı kitapta da bu hatalı bilgiye yer verilmiş.

Vehbi Kara, Yeni Akit&#;teki &#; Alay Efsanesi ve M. Kamal&#; başlıklı 22 Mart tarihli yazısında Çanakkale&#;de verilen şehit sayısını hatalı şekilde bin olarak aktarmasının yanı sıra Alay&#;ın tamamının şehit olduğu ancak sadece Atatürk&#;ün kurtulduğu yorumuyla saçmalamıştı:

&#;Çanakkale’de Alay’ın tamamen şehit olması ve sadece M. Kamal’ın sağ olarak kurtulması ne ilginçtir ki utanç verici bir olay olmasına rağmen bir kahramanlık destanı olarak sunulur. Bu ilginç olayı çıkıp derinlemesine analiz edecek bir yiğit bu güne kadar çıkmamıştır.&#;

Hilal Kaplan, Sabah gazetesindeki &#;Cephe değişir, &#; Alay&#;lar bitmez&#; başlıklı 7 Şubat tarihli yazısında Alay&#;la bir ilgisi bulunmayan Elbistanlı Şevki Bey ve Ispartalı Ömer Fevzi Bey gibi isimleri zikrettiği yazısında &#;Alay&#;ın en son askerinin, alay sancağını bir küçük ağacın dalına asıp, ondan sonra şehit olduğu söylenir.&#; cümlesini kullanmıştı.

Çanakkale Savaşı hakkındaki kapsamlı incelemeleriyle tanınan Tuncay Yılmazer konuya şöyle değinmişti:

&#;Hanımefendi. Çanakkale hakkında, Kut hakkında yazıyorsunuz! Kusura bakmayın. Saçmalama hakkınız yok. Alay&#;ın sancağı ağaca asılı durmuş da vs. Biraz okuyun , doğrusunu öğrenin lütfen! Çanakkale&#;de hiçbir alayımızın sancağı esir düşmedi! Sabah okurlarına yazık!&#;

 

&#;Çanakkale&#;de Alay vurgusu artık rayından çıktı diye düşünüyorum. Sanki başka birlik yokmuş gibi. Çanakkale&#;de çok sayıda birlik var, olağanüstü şartlarda görev yapan. Bir kerecik de 2. Tümen deyin, Tümen deyin, Alay, Alay Gelibolu Jandarma vurgusu yapın&#;

Bilge Kağan, Hilal Kaplan&#;ın yazısındaki hatalı aktarımları şöyle tespit etmişti:

&#;Bir Çanakkale sevdalısı olarak alay ile ilgili yazdıklarınızı görünce ben şok oldum, gerçi burada hocalarımız size gereken cevabı vermişler. En azından Çanakkaleli olarak Alayın hurafeden uzak yaşatılmasından ve anılmasından yanayım!!!

 

Alayla ilgili hurafi anlatımları geçiniz, İnsan bir yazıyı yazmadan önce askeri kaynaklardan doğrusunu öğrenir, o dediğiniz Konyalı Fehmi alay imamı olayı sadece ve sadece bir uydurmadır. Tarihini bilmemek kahramanca çarpışan ecdadımıza yapılmış en büyük saygısızlıktır bence&#;

 

Hanımefendi bu hurafe kokan yazıyı bırakınnci alayda elbistanlı Şevki bey diye bir komutan yok, Konyalı Hasan Fehmi alay imamı yalanını geçiniz, Bütün komutanları şehit oldu olayı tamamen bir düzmecedir, Alay komutanımız 13 ağustos &#;te şehit olmuştur.

 

Konyalı Fehmi bey idare etti bütün komutanlar şehit oldu daTabur komutanı Zeki Soydemir İzmire giren kolorduda 2. tümen komutanıydı, Daha Sonra Ata Bey İstiklal Mahkemesinde yargılandı,funduszeue.info komutanı Arıburnu soyadını aldı.

 

Sancak hani hepsi şehit oldu da dala asıldı Çanakkale&#;de o sancağa Padişah Mehmet Reşat Altın ve gümüş liyakat madalyası takıyor senesinde askeri törenle, tarihimizi okuyun öğrenin,

 

&#;TARİH yazmak, TARİH yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen HAKİKAT, insanlığı şaşırtacak bir hal alır.&#; demiştir GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK sanırım Atam bugünleri yıllar öncesinden görmüş ki bu sözü söylemiş&#;

 

Ayrıca Alay gibi nice kahramanlar vardır, AlayAlayAlayAlay-Bursa Ve Gelibolu Jandarma Taburları, Alay ,Tümen&#;in kahraman alayları Alaylar daha yazmakla bitmez nci alaylarımız. Hepsi Kahramanlık destanlarıyla doludur&#;&#;

 

Ahmet Yurttakal&#;ın ve Atilla Aşçı&#;nın yorumlarıyla yazıyı sonlandıralım:

&#;Alay üzerinden yapılan sancağın esir edildiği, bir gecede tamamının şehit olduğu gibi söylemler kesinlikle yanlıştır. Bu söylemler şanlı Alay’a yapılmış büyük bir saygısızlıktır. Alayda görev yapan birçok subay sonraki muharebelerde de görev yaptığı da aşikardır. Bu asılsız iddialar Alay’ın övmek şehitlerini aziz ruhlarını incitmektedir.&#;

&#;Şehit sayısını yükselterek, gerçeği bir dogma, menkıbe, hurafe haline getirmek, özünde zaten efsane olan bir alayı daha çok kıymetlendirmemekte; aksine gerçeklerin sulandırılmasına ve değerinin düşmesine hizmet etmektedir.&#;

 

Kapak fotoğrafı: Wikimedia Commons / MartinVMtl

 

18 Mart Boğaz Muharebesi’nin müttefiklerce kaybedilmesiyle, İngiliz komuta heyetinde Gelibolu ile ilgili yeni taarruz planları alınması gündeme gelmiştir. Yenilmez armada denilen Birleşik filonun 3 savaş gemisi mayınlardan ve bataryalarımızdan açılan ateşler ile batacak; 3 muharebe gemisi de ağır hasar alarak savaş dışı kalacaklardır. Birleşik filonun yenilgisiyle beraber müttefikler Gelibolu’yu tam 8,5 ay cehenneme çevirecek olan amfibik çıkarmayla başlayan karadan ve denizden eşzamanlı yürütülecek yeni bir harekat kararı alacaklardır. Buna karşılık Başkomutanlık Karargahı müttefiklerin yeni bir saldırısına karşı 24 Mart ’te Çanakkale Bölgesi’ni savunmak üzere Liman Von Sanders komutasında funduszeue.info’yu kurmuştur.

      Kara harekatının komuta yetkisini elinde bulunduran Sir Ian Hamilton Mısır’a giderek hazırlıklara başlamıştır. Britanya Savaş Bakanı Lord Kitchener 10 Mart ’te 29’ncu İngiliz Tümeni’ni Çanakkale’ye göndereceğini; ayrıca Fransızların da bir tümen göndereceğini açıklamıştır. Mısır’daki Anzak Tümenleri ile birlikte kişilik bir ordunun kara harekatına tahsis edileceğini bildirmiştir. Ayrıca Mısır’da bulunan bir Hint Tugayı da ihtiyat olarak tutuluyordu. Müttefikler daha sonrasında 10 tümeni daha muharebelere dahil edeceklerdir.

     Akdeniz Seferi Kuvvetler Komutanı Sir Ian Hamilton ve heyeti Gelibolu yarımadasında yaptıkları keşif sonrası 18 Mart Deniz Muharebesi yenilgisine de şahit olduktan sonra Gelibolu Harekatının tamamlanması için karadan yapılacak askeri bir harekatın gerekliliğine karar vermişlerdir. Kara Harekatının hangi noktalara yapılacağı konusu İngiliz karargahında tartışılmaya başlanmıştır. Fransızlar Anadolu kıyılarını tercih ederken, Hamilton Çanakkale Boğazı’na en yakın noktadan hücuma geçmek; İngiliz Tümeni Komutanı Hunter Weston ise en uygun noktaları Suvla (Anafartalar Koyu) veya Seddülbahir’deki koylar olarak işaret etmektedir. Harekat planına göre, harekata katılacak asıl kuvvetler (Kabatepe ve Seddülbahir kıyılarına) çıkarılacak; kuvvet çoğunluğu çok az farkla Seddülbahir kesiminde bulunacaktı.

     İki tümenden oluşan Anzak (Australian New Zealand Army Corps; ANZAC) ismiyle anılan Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu, Kabatepe’den hareketle ilk hedef olarak Conkbayırı-Kocaçimen hattını ele geçirecek; sonrasında ana hedef olan Maltepe üzerinden ilerleyerek Kilitbahir Platosu’na taarruza kalkacaktı. 1’nci Fransız Tümeninden bir tugay ise Kumkale’ye çıkarılarak Seddülbahir’e yapılan çıkarmaya karşı Türk Topçusunun savunmasını ve asker sevkiyatını önlemeyi hedeflemiştir. Seddülbahir ve Kumkale çıkarmaları gün doğarken deniz topçusunun hazırlık ateşi ve sonrasında da kuvvetli ateş perdesi altında yapılacak; Kabatepe çıkarması ise gün doğmadan baskın tarzında yapılacaktı.  Fransız Tümenini taşıyan diğer taşıtlarla bir kısım refakat gemileri Beşigeler bölgesinde, 1’nci Kraliyet Deniz Tümenini taşıyan gemilerle hafif bir filo da Bolayır bölgesinde çıkarma gösterileri yaparak savunma kuvvetlerini şaşırtmak amaçlanmıştır.

    Lakin Liman Von Sanders Paşa çıkarma yapılması muhtemel öncelikli noktalar olarak Yarımadanın kuzeyindeki Bolayır ve Anadolu yakasındaki Beşige Koyu’nu işaret etmekteydi. Kuvvetleri kıyılara dağıtmak yerine, belli merkezlerde toplu tutarak çıkarmanın yapıldığı noktalara asker kaydırmak suretiyle gerçekleşecek bir savunma planı öngörüyordu. Fakat müttefiklerce tüm Boğaz’a ve Anadolu Yakası’a hakim durumda olan Kilitbahir Platosu’nun ele geçirilmesi ana hedef olduğundan bu noktalar taarruz planlarında öncelikli olmamıştır.

Esat Paşa, Liman Von Sanders ve subaylarımız Bigalı Kalesinde

Gelibolu’ya yapılacak yeni çıkarma için müttefik birlikleri Limni adasının Mondros Limanı’nda ve Mısır’da toplandılar. Toplamda kişilik birleşik ordu özellikle Seddülbahir ve Arıburnu üzerinden Kilitbahir’e ulaşmayı hedefleyecektir.

SEDDÜLBAHİR ÇIKARMALARI

 Seddülbahir bölgesinde Yarımadanın güneyinde kilit noktası olan Alçıtepe’yi almak ; sonrasında da Kilitbahir Platosu’na ulaşmak hedefini taşıyan bu çıkarma ile Türk tabya ve bataryalarını arkadan vurmak hedeflenmiştir. Bu çıkarma için 3 Piyade tümeni ve 1 Hint Tugayı görevlendirilmiş olup; ilk aşamada 29’uncu İngiliz Piyade Tümeni için S (Morto Koyu), V (Ertuğrul Koyu), W (Tekke Koyu), X (İkiz Koyu), Y (Pınariçi Koyu) kodlarıyla adlandırılan 5 ayrı çıkarma noktası belirlenmiştir. Akdeniz Seferi Kuvvetler Komutanı General Ian Hamilton’a göre bu noktalardan karaya çıkan kuvvetler Alçıtepe doğrultusunda birleştirilebilirdi.
04_seddulbahir ( x ).jpg

      25 Nisan sabahı saat ’da donanma ateşiyle birlikte Seddülbahir’den çıkarma harekatı başlamıştır. Seddülbahir bölgesi 9.Tümen’e bağlı Alay’ın funduszeue.info tarafından savunuluyordu. Binbaşı Mahmut Sabri Bey 4 bölük ile bölgede konuşlanarak karargahını Harapkale’ye kurmuştu. Çıkarma kıyılara saat ’dan itibaren başladı. Tekke Koyu’nda İngiliz askerleri yoğun bir ateş ile karşılandı. Sonrasında taarruz gelişerek İngilizler tarafından Karacaoğlan Tepesi’nin ele geçirilmesi ile devam etmiştir. funduszeue.info’un Bölüğü’nün takviyesi ile beraber İngiliz ilerleyişi Ertuğrul Koyu’nda durdurulmuştur.

Müttefik Çıkarmalarını Anlatan Bir İllüstrasyon
   
Takriben saat ’da gemi bombardımanı sonrasında Ertuğrul Koyu çıkarması başladı. İki dalga halinde çıkarılması planlanan kuvvetlerden bir taburu sahile çıkarılırken iki tabur kuvvette River Clyde isimli gemiye konuşlandırıldı. Şiddetli ve disiplinli açılan Türk ateşi sayesinde ilk çıkarma birlikleri ağır kayıplar verdiler. Saat ’a kadar gemiden çıkarmaya iştirak eden birliklerin kıyıya çıkışı mümkün olmadı. Bölgeyi savunan birkaç Türk bölüğünün (2 piyade, 1 istihkam bölüğü) buradaki cansiperane mücadelesi sayesinde İngilizler zaman kaybettiler ve o günün akşamına kadar ilerleme imkanı bulamadılar. Özellikle Bölük komutanının kaybından sonra komutayı ele alan Ezineli Yahya Çavuş ve kuvvetleri İngilizleri sahilde tutmayı başarmıştır. Havanın kararmasıyla birlikte gemideki askerler karaya çıkarak Seddülbahir Köyü ve kalesine doğru ilerlediler. Gece boyunca kanlı sokak muharebeleri yaşandı. 26 Nisan günü öğle saatlerinde Alay Komutanı Yarbay Kadri Bey tarafından geri çekilme emri verildi. Binbaşı Mahmut Sabri Bey’in funduszeue.info ve funduszeue.info, İngiliz birliklerini 32 saat oyalayarak zaman kazandırmıştır. Saat ’da İngiliz birlikleri tarafından Morto Koyu’na bir çıkarma yapılmış; fakat Alay’dan gönderilen takviye kuvvetin mücadelesine rağmen Eskihisarlık Tepe İngilizlerce ele geçirilmiştir. Pınariçi Koyu’na gün doğmadan saat ’da baskın şeklinde yapılan çıkarma ise savunmasız bir bölge olduğu için hızlı ilerlemiştir. Sonrasında verilen emir gereği yavaşlayan birlikler bekletilmiştir. ve Alay birliklerinin İngilizler üzerinde baskı kurması sonucu 26 Nisan sabahı geri çekilmişlerdir.

Çıkarma Sırasında Müttefikler Tarafından Ağır Bombardumana Tutulan Seddülbahir Kalesi
        
Seddülbahir’deki bu harekat, Temmuz başlarına kadar süngü hücumları ve karşı taarruzlarla devam eden Birinci, İkinci ve Üçüncü Kirte Muharebeleri, Kerevizdere ve Zığındere Muharebeleri’nden sonra mevzi muharebesine dönüşmüştür.

                                                  
funduszeue.info Muharebesi (28 Nisan )

  Alçıtepe’yi almayı hedefleyen bu muharebede kişilik (donanma gemilerinin ateşiyle desteklenecek) İngiliz ve Fransız birliklerine karşı kişilik Türk kuvveti karşı karşıyadır. Saat ’da başlayan muharebede Türk tarafını ,, ve Alaylar savunacaktı. Alay cephesinden yapılan İngiliz taarruzu kırılarak durduruldu. Cephenin doğu kanadından İngiliz ve Fransız kuvvetleri tarafından savaş gemilerinin de desteğiyle açılan ateş sonucu bu cephe etkisiz hale getirilmiştir. Bunun üzerine 9.Tümen komutanı Halil Sami Bey Alçıtepe sırtlarına kadar geri çekilme emri vermiştir. Bu kritik karar sürecinde 25 Nisan’da müttefiklere geçit vermeyen Mahmut Sabri Bey tekrar muharebelere iştirak etmiş ve cephenin doğusunda çözülmeye başlayan Alay ile birlikte İngilizleri durdurmuştur. Kontrol altına alınan cephede öğleden sonra Türk birlikleri ile yapılan karşı taarruz ile 28 Nisan günü muharebeler tamamen durmuştur.

     Bu muharebe sonrasında Ordu Komutanı Liman Von Sanders müttefiklerin ana çıkarma noktasının Seddülbahir olduğunu anladığı için bu cepheye Saros ve Anadolu bölgelerinden kuvvet kaydırmaya başlamıştır. Takviyelerle birlikte ’i bulan kuvvetlerin komutası Albay Von Sodenstern’e verilmiştir.

   İstanbul’daki Başkomutanlıktan müttefiklerin denize dökülmesi yönünde emirler gelmesi üzerine bir gece taarruzuna karar verildi. 1/2 Mayıs gecesi başlayan Türk taarruzu gece ’de durduruldu. Gece boyunca bir kez daha tekrarlanan taarruz İngilizlerin makineli tüfek ateşi altında sonuçsuz kalmıştır. Yine Fransızların bulunduğu sol kanatta yapılan gece taarruzunda da sonuç alınamamış, eski mevzilere çekilmek zorunda kalınmıştır. Zaiyatları ağır olan bu taarruzlar sonrası yine 3/4 Mayıs gecesi girişilecek taarruzda sağ kanatta savaş gemilerinin ateş perdesi altında ilerleme sağlanamayıp önceki mevzilere dönülmüştür. Sol kanatta da Fransız siperlerinden açılan yoğun makineli tüfek ateşi ve savaş gemilerinin projektör ışığı altında açılan yan ateş ile ilerleme sağlanamamıştır.

tarih ( x ).jpg

 Siperdeki Askerlerimiz
                                         
II. Kirte Muharebesi ( Mayıs )

      İngiliz ve Fransız kuvvetlerinden oluşan müttefiklerin kişilik birliklerinin yine hedefi Alçıtepe idi. 6 Mayıs günü saat ’da başlayan bombardıman ile muharebe 8 Mayıs akşamına kadar devam etti. Bu hücumların müttefikler açısından tek başarısı 83 Rakımlı Tepe’nin ele geçirilmesi oldu. funduszeue.info Muharebesinden sonra Mayıs ayı boyunca siper muharebeleri devam etmiştir.

funduszeue.info Muharebesi ( Haziran )

     4 Haziran sabahı ’de 2,5 saat süren yoğun bir topçu bombardımanı ile başlayan muharebede merkezde başlayan İngiliz ilerleyişi etkili olmuştur. Sol kanatta başlayan Fransız taarruzu ise püskürtülmüştür. 5 ve 6 Haziran günlerinde de devam eden hücumlar ile ilerlemiş olan İngilizler durduruldu. Muharebeler sonucunda müttefikler merkezde m’lik bir ilerleme sağlamış ve sağ ve sol kanatta ise eski mevzilerini korumuşlardır.



Seddülbahir'de Müttefiklerden Alınan 24 funduszeue.info Bir Top

Kerevizdere ve Zığındere Muharebeleri (21 Haziran Temmuz )

    Kirte Muharebeleri sonrasında Türk savunmanın güçlenmesi ve kırılması zor bir hale gelmesi ile müttefiklerce genel taarruzlar yerine sınırlı hedefli bölgesel taarruzlar yapmaya karar verildi. Bu nedenle Kerevizdere ve Zığındere hatlarından Türk birliklerini yok etmeyi planladılar.

funduszeue.infozdere Muharebesi: 21 Haziran günü başlayan muharebede bölge Fransızlara karşı 2.Tümen tarafından savunulmaktaydı. Takviye olarak gönderilen 1.Tümen’e bağlı Alay birliklerinin süngü hücumlarına rağmen Fransızlar Kerevizdere’ye hakim bir noktayı ele geçirdiler. Bu ilerleme üzerine Tümen’in Alay’ı cepheye sürüldü. Gün sonunda Fransızlar ilerleme kaydettiler. Türk tarafında kayıplar ağır olmakla birlikte 2.Tümen adeta yok olduğu için geriye alınarak yerine Tümen getirildi.

Zığındere Muharebeleri: Fransız birliklerinin sol kanatta ilerlemesi üzerine İngilizler de sağ kanattan Zığındere’ye taarruz ettiler. Bölge Tümen’e bağlı ve Alaylar tarafından savunuluyordu. Alay ise Alçıtepe kuzeyinde ihtiyatta tutuluyordu. 28 Haziran günü şiddetli topçu bombardımanı ile başlayan muharebede İngilizler Türk siper hatlarını ele geçirdiler. Alay ve takviye olarak gelen Alay ile birlikte Keçi Deresi bölgesini tutarak İngiliz ilerleyişini durdurmuştur Haziran sabahına kadar devam eden muharebelerde İngilizler Türk hatlarına yaklaşmışlardı.

      Türk tarafınca alınan yeni karara göre yapılacak taarruzu 3. ve 5. Tümenlere bağlı alaylar yapacaktı. 5 Temmuz günü sabaha karşı başlayan taarruzda Türk birlikleri şiddetli makineli tüfek ateşi karşısında ilerleyemeyerek geri çekildiler. 28 Haziran-5 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşen Zığındere muharebeleri en kanlı muharebelerden biri olarak geride zayiat bırakmıştır.

funduszeue.infozdereMuharebesi: İngiliz ve Fransız birlikleri tarafından 12 Temmuz’da başlatılan yeni taarruzda İngilizler merkez cephe m boyunca Türk siperlerini ele geçirdiler. Fransız birlikleri de Kerevizdere’ye hakim Yassıtepe’yi ele geçirdiler Temmuz’da tekrar başlayan müttefik taarruzu 6.Tümen’e bağlı Ve Alaylara birliklerinin süngü hücumu ile kontrol altına alındı. Bu muharebeler sonucunda Türk savunması yerini korumakla birlikte oldukça fazla zayiat verdi

     Muharebeler sırasında Türk tümen ve alayları birbirine karıştığından yeni bir düzenlemeye gidildi. Vehip Paşa komutasındaki funduszeue.info’ya bağlı tümenler cepheye alındı. Güney Grubu Komutanı Alman Weber Paşa alınarak yerine Vehip Paşa getirildi.

    21 Haziran Temmuz tarihleri arasındaki muharebelerde Türk savunma hattını geçmeyi başaramayan Müttefikler Çanakkale’ye getirdikleri takviye kuvvetlerle Yarımada’nın kuzeyinde Anafartalar bölgesini hedeflediler.6 Ağustos Anafartalar çıkarmasıyla eş zamanlı olarak Seddülbahir’deki Türk birliklerini baskı altında tutarak kuzeye kuvvet gönderilmesini engellemeyi amaçladılar. Lakin 6 Ağustos Taarruzu bertaraf edilmekle birlikte, Güney Grubu Komutanı Vehip Paşa funduszeue.info 8. Tümenleri kuzeye takviye olarak göndermiştir. Ağustos ayından sonra bölgede her iki taraf da mevzilerini tahkim ederek tahliyeye kadar genel olarak siper savaşları şeklinde muharebeler devam etmiştir.

Zapt Edilen Bir Sırt ve Kahraman Erlerimiz
                                         
KUMKALE, BEŞİGE VE BOLAYIR ÇIKARMALARI

     Fransız birlikleri tarafından oyalama niteliğinde Boğazın giriş kısmında Anadolu yakasında yer alan Kumkale’ye asker çıkarılmış ve buradaki 3. ve Türk Tümenlerinin esas çıkarma bölgesi olan Gelibolu’ya sevk edilmesi engellenmek istenmiştir.

     Yine Fransız savaş gemileri tarafından Beşige Koyu’na ve İngiliz savaş gemileri tarafından da Bolayır’a karaya asker çıkarmadan gösteri çıkarması yapılmış ve buradaki savunma birlikleri oyalanmıştır.

ARIBURNU ÇIKARMALARI

        Kabatepe ve Arıburnu arasındaki çıkarma bölgesi için General Birdwood komutasındaki Anzak birliklerinin ilk gün hedefi Conkbayırı- Kocaçimentepe hattını tuttuktan sonra Maltepe’ye ulaşarak Boğaza inmekti. Böylece Türk birlikleri açısından kuzey-güney irtibatı kesilecekti Nisan günü saat ’te Kabatepe’nin 5 mil kadar batısına geldiler. Filikalarla karaya doğru hareket eden birlikler hedeflenen noktadan takribi m kadar kuzeye saparak sahile ulaştılar.

     Bu bölge Türk tarafınca 9.Tümen’e bağlı Alay tarafından savunulmakta olup; alaya bağlı funduszeue.info Kabatepe sahil savunmasıyla görevlendirilmişti. Diğer 2 taburda Eceabat yakınındaki Zeytinlik karargahındaydı. Alay’ın funduszeue.info Kabatepe’de karargah kurup, 4.Bölüğü Arıburnu’na sevk etmiştir. 1 takım Boyun noktasında, 2 takımdan birisi Asteğmen İbradalı Hayrettin komutasında Balıkçı Damlarına; diğeri de Asteğmen Muharrem komutasında Hain Tepe’ye gönderilmiştir. Saat ’da kişiden oluşan ilk çıkarma birlikleri Hain Tepe’deki 80 Türk askeri tarafından ateş altına alınmıştır. Çıkarma sonrası savaş gemilerinden açılan ateş desteğiyle Arıburnu yamaçlarına ilerleyen birliklere 4.Bölük Komutanı Yüzbaşı Faik Bey sayı üstünlüğüne rağmen karşı koymaya çalıştıysa da engel olamamıştır. Saat ’te çıkarma Balıkçı Damlarına kadar uzanarak yayılmıştır’da çıkan birliklerin sayısı artmış; 4.Bölük ağır kayıplar vererek geri çekilmiştir. Kanlısırt-Yükseksırt hattı kaybedilmiş; ilk hedef olan Conkbayırı-Kocaçimen hattı açılmıştır.

       Eceabat yakınında bulunan Alay Komutanı Yarbay Şefik Bey top ve tüfek seslerinden çıkarmanın başladığını anlamış ve iki taburunu hazır hale getirmiştir. 9.Tümen komutanından beklenen hareket emri geldiğinde ’de alayın 2 taburu Arıburnu’na hareket emri almıştır. 2 saat sonra Topçular Sırtı’na ulaşan birlikler ’de Yüzbaşı İbrahim komutasındaki funduszeue.info Kanlısırt istikametinde; Binbaşı Halis Bey komutasındaki funduszeue.info Merkeztepe-Edirne Sırtı istikametinde harekete geçmiştir. Bu taarruzla Avustralyalılar püskürtülmüş; fakat sürekli takviye alan birlikler karşısında Alay taarruzu durdurulmuştur. Bu esnada Conkbayırı’ndan muharebelere katılan Alay, durumu rahatlatmıştır. Bigalı Köyü’nde funduszeue.info genel ihtiyatı olarak bulunan Tümen’e komuta eden Mustafa Kemal Bey’e, saat ’da Arıburnu çıkarmasına 1 tabur takviye talebi haberi gelir gelmez bizzat başına geçtiği Alay ile birlikte Arıburnu’na hareket etmiştir. Ayrıca ve Alay’ları da muharebe hattına yaklaştırmıştır. Saat ’da Conkbayırı güneyine gelen Alay’ın öncü taburu hemen taarruza geçerek Avustralyalıları Kılıçbayırı’na kadar püskürtmüştür. Akşama kadar Ve Alay Kanlısırt’ı tekrar geri almayı başarmış ve ele geçirilmiş olan 3 topu da kurtarmıştır.

      25 Nisan akşamında karaya çıkan Anzak Kolordusu sadece Arıburnu sırtlarının denize bakan yamaçlarında mevzilenmiş olarak kalmıştır. Bu durum müttefik karargahında birliklerin geri çekilmesini gündeme getirmiş; fakat karaya çıkarılmış askerin geri çekilmesindeki teknik zorluklar nedeniyle Hamilton tarafından ele geçirilen mevzilerin sonuna kadar savunulmasına karar verilmiştir. Akşam Türk tarafınca yeni bir taarruz ile Alay Kanlısırt’ta Alay’a yardımcı olarak muharebeye girdi; ancak gecenin karanlığında alay askerleri dağıldığı için Kanlısırt tekrar kaybedilmiştir ve kesin sonuç alınmamıştır.

      26 Nisan günü Türk savunması açısından en kritik gündü. Sabah yoğun bir donanma bombardımanından sonra Anzak tarafından başlatılan taarruz Alay birliklerince durduruldu; fakat gün içinde topçu desteğiyle tekrarlanan taarruz sonucunda Kılıçbayırı müttefiklerce ele geçirildi. 27 Nisan günü Ve Alay’lar ile takviye edilen Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal tarafından yönetilen taarruz ile Kılıçbayırı, Kanlısırt ve Kırmızısırt ele geçirildi. 27/28 Nisan gecesi sabaha kadar devam eden Türk hücumları gemi bombardımanı altında başarıya ulaşamadı. 30 Nisan’a kadar yapılan karşılıklı hücumlar sonuçsuz kaldı.

1 Mayıs Türk Taarruzu

     funduszeue.info Komutanlığı tarafından takviye edilen kuvvetlerle birlikte sabah ’te başlayan Türk taarruzunun merkezi Bombasırtı-Merkeztepe hattıydı. Akşama kadar süren taarruzlar ağır kayıplara rağmen sonuç getirmemiştir. Lakin iki tarafın mevzileri birbirine m’ye kadar iyice yaklaşmıştır.

19 Mayıs Türk Gece Taarruzu

      11 Mayıs’ta Arıburnu Cephesi’ne gelen Başkomutan Vekili Enver Paşa genel bir taarruz ile müttefiklerin yok edilmesini emretti. Plana göre, Tümen müttefik kuvvetlerinin kuzey kanadına; 5.Tümen merkeze; Tümen ise güney kanadına; İstanbul’dan gelecek olan yeni ve taze 2.Tümen ise vurucu kuvvet olarak Kanlısırt-Kırmızısırt cephesine taarruz edecekti. Uçaklarla yapılan hava keşifleri sonucu taarruz hakkında önceden bilgi alınmıştı. Gece ’da başlayan taarruzda piyade ateşi ve makineli tüfek ateşi altında birlikler adeta eridi. Bandonun çaldığı marşlar eşliğinde hücumlar devam etti; fakat taarruz sabah ’da durdurulduğunda siperler arasındaki alan şehit ve yaralılarla doluydu. Türk tarafınca ’ü şehit olmak üzere zayiat yaklaşık askerdi. 24 Mayıs günü iki taraf arasında kalan şehitlerin gömülmesi için bir günlük ateşkes yapıldı.


24 Mayıs Ateşkesinde Müttefik Askerleri ile Şehitlerimiz

Siperlerin bu derece birbirine yaklaşması lağım muharebelerinin ortaya çıkmasına neden oldu. Bu sistem yer altından karşı tarafın siperlerine doğru kazılan bir tünele ve sonunda patlatılmasıyla havaya uçurulmasına dayanıyordu. İlk lağım Alay Cephesi’nde Türk askerleri tarafından kazıldı ve patlatıldı. Lağım muharebeleri savaşın sonuna kadar karşılıklı olarak devam etti. Bu cephede bundan sonraki süreçte 28 ve 29 Haziran’da küçük çaplı saldırılar gerçekleşse de etkili olamadılar. Temmuz ayı hem Seddülbahir hem de Arıburnu için muharebelerin yavaşladığı ve kilitlendiği bir dönem oldu. Ağustos ile birlikte Anafartalar’ı hedefleyen yeni bir taarruz planına karar verildi.

ANAFARTALAR MUHAREBELERİ

      Haziran-Temmuz ayındaki taarruzların sonuçsuz kalmasıyla birlikte müttefiklerde tahliye ya da yeni kuvvetlerle güçlendirilmiş birliklerle yeni bir harekat düşüncesi hakim oldu. Yeni çıkarma noktaları konusunda farklı fikirler olsa da Hamilton Arıburnu-Anafartalar harekatında karar kılmıştır. Temmuz ayı başında Savaş Konseyi tarafından takviye 5 tümen asker ile birlikte Anafartalar harekatına karar verilmiştir. 6/7 Ağustos gecesi Anafartalar sahillerine çıkarak ve ilerleyerek Tekketepe hattını ele geçirmek; buradan Kocaçimen Tepe’ye ulaşmak; yine Arıburnu’ndan Conkbayırı-Kocaçimentepe hattını tutmak suretiyle kuzeyden gelen birliklerle birleşerek Boğaza inmek düşüncesi hakimdi.

Kanlısırt Tespit Taarruzu

      6 Ağustos günü saat ’te Kanlısırt’ta çok şiddetli bir bombardıman ile başlayan taarruz üzerleri kalaslarla kapatılan Alay siperlerini hedef aldı. Çöken siperlerin içindeki Türk askerlerinin çoğu şehit oldular. Saat ’da topçu ateşi ile desteklenen taarruz ile Kanlısırt’taki Türk siperleri ele geçirilmişti. ’da girişilen karşı hücum ile siperler geri alınmaya çalışılsa da başarılı olunamadı. Talep edilen takviye kuvvetlerle birlikte ’te tekrar taarruza geçilse de Türk tarafınca sonuç alınamadı.

    7 Ağustos sabahı saat ’da Avustralyalılar tarafından yapılan Cesarettepe (Nek) taarruzu Türk siperlerinden açılan etkili ateş altında bertaraf edildi. Kuzey Grubu Komutanı Esat Paşa mutlak surette Kanlısırt siperlerinin geri alınmasını istiyordu. 8 Ağustos gecesi saat ’te Kanlısırt’a taarruz edildi. İkinci hat siperlerinin bir kısmı geri alındı. Diğer siperler için tüm gün ve gece boyunca devam eden muharebelerden sonuç alınamadı Ağustos tarihleri arasında yaşanan Kanlısırt muharebelerinde Türk birliklerinin zaiyatı ; Avustralyalıların ise askerdir.

Kanlısırt'ta Dikilen Bir Gazi Alayının Sancağı
                                               
Anafartalar Muharebeleri

      Bu bölgeye çıkarılacak İngiliz Tümen’i Anafartalar ovasındaki stratejik öneme sahip Tekketepe ve İsmailoğlutepe’yi ele geçirmek hedefini taşıyordu. Türk tarafınca bölge Yarbay Wilmer komutasındaki Anafartalar Müfrezesi tarafından savunulmaktaydı. Bu kuvvet Gelibolu Jandarma Taburu, Bursa Jandarma Taburu ve Alay’ın funduszeue.info’ndan ibaretti. funduszeue.info’ya bağlı destek kuvveti olarak Saros Grubu adıyla 7. ve Tümenler bulunuyordu.

funduszeue.infotalar Muharebesi

       6 Ağustos gecesi İngiliz Tümeni saat ’de Anafartalar Koyu’nun güneyindeki Küçük Kemikli mevkine hiç savunmayla karşılaşmadan çıkarma yaptı. Bu bölgede 1 mangalık Türk askerinin mühimmatları bitinceye kadar karşı koyduktan geri çekilmesiyle beraber Lalababa İngilizlerin eline geçti. Anafartalar Koyu’nun kuzeyindeki Büyük Kemikli Burnu’na çıkan İngilizleri Bursa Jandarma Taburu saat ’e kadar tutmayı başardığı için ilerleme imkanı bulamadılar.7 Ağustos sabahı Softatepe’deki Türk birliğini geri atan İngilizler Karakoldağı’na doğru ilerlediler. Bursa Jandarma Taburu bu ilerleyiş üzerine doğuya doğru çekildi. Anafartalar Koyu güneydoğusundaki Mestantepe’yi ele geçirmek için ilerleyen İngilizleri buradaki Alay’ın funduszeue.info’u karşılamıştır. İngilizleri oyalayan bu tabur akşama doğru İsmailoğlutepe’ye çekilmiştir.

      Liman Von Sanders’in emriyle, komutası Albay Ahmet Fevzi Bey’e ait olan “Saros Grubu” adıyla funduszeue.info Tümenler Anafartalar istikametine hareket ettiler. 7 Ağustos günü bu tümenlerle birlikte, komutası Yarbay Wilmer’e ait olan Anafartalar Müfrezesi ve Conkbayırı-Kocaçimentepe’deki birliklerinin birleştirilmesiyle “Anafartalar Grubu” oluşturuldu. Sanders 8 Ağustos sabahı yeni bir taarruzun emrini verdi. Bu emir Tümen’in yetişememesi ve birliklerin aşırı yorgun olması nedeniyle ertesi güne ertelendi. 8 Ağustos gecesi ’de taarruzu erteleyen Fevzi Bey Anafartalar Grubu Komutanlığı’ndan alındı; yerine Tümen Komutanı Albay Mustafa Kemal Bey atandı. Müttefik tarafında da yeni bir taarruz hazırlığı gündemdeydi. Tümen 9 Ağustos sabahı taarruza geçti. Alay Tekketepe istikametinde İngiliz Tümeni’ni; İsmailoğlutepe’ye karşı ilerleyen birlikleri ise Alay; Kireçtepe sırtlarına ilerleyen birlikleri Tümen takviyesiyle beraber Gelibolu Jandarma Taburu’na bağlı 2 bölük durdurmuştur. Damakçılık Bayırı yönüne taarruza kalkacak olan 7.Tümen’in görevi Kocaçimentepe’ye doğru ilerlemek isteyen Avustralya birliklerine karşı buradaki Türk kuvvetlerini emniyete alarak; Anafartalar’dan ve Arıburnu’ndan gelen İngiliz birliklerinin birleşmelerini engellemekti. Gün ışımadan Damakçılık Bayırı yönüne yapılan Türk taarruzu makineli tüfekle donatılmış Avustralyalılar karşısında ağır kayıplarla sonuçlandı. Muharebeler sona erdiğinde Anafartalar ovasını çevreleyen hakim tepeler Türklerin elindeydi. kişilik müttefik kuvvetleri ise sahilde yavaş ilerledikleri için zaman kaybettiler ve harekat sonuçsuz kaldı.

Mustafa Kemal Paşa Siperden Cepheyi İnceliyor                                                                        

Conkbayırı

     General Godley emrindeki kişilik kuvvetin hedefi Arıburnu kuzeyindeki dereler vadisinden ilerleyerek Kocaçimen-Conkbayırı hattını ele geçirmekti. 6 Ağustos gecesi saat ’de harekete geçen İngilizler Halit-Rıza Tepesi, Keskintepe, Pilavtepe ve Yaylatepe’deki Türk mevzilerine taarruz ettiler. Halit-Rıza Tepesi Alay’ın funduszeue.info’na bağlı birlikler tarafından tutulmaktaydı. Bu esnada Kanlısırt bölgesine ağırlık verildiği için Ağıldere bölgesi zayıf bırakılmıştı. Ağıldere’de gelişen İngiliz taarruzunun ilk önemini kavrayan Tümen Komutanı Mustafa Kemal olmuşturTümen cephesi 6 Ağustos akşamı yoğun ateşten dolayı kritik bir durumdaydı. Ağıldere’den ilerleyen müttefik kuvvetleri Şahinsırtı üzerinden Conkbayırı’nı hedefliyorlardı. Buranın düşmesi Arıburnu Cephesi’nin de düşmesi anlamına geliyordu. Mustafa Kemal takviye olarak gönderilen 5.Tümen’e bağlı Alay’ın funduszeue.info’nu Conkbayırı’na sevk etti. Yine Tümen’e bağlı Alay’ın funduszeue.info’ndan iki bölüğü de Şahinsırtı’na yönlendirdi. Bu kuvvetler 9.Tümen bölgeye yetişene kadar müttefikleri olabildiğince durdurmayı başarmışlardır. 7 Ağustos sabahı 9.Tümen Komutanı Albay Kannengiesser Conkbayırı’na gelerek sağlam bir cephe hattı meydana getirdi. Saat ’de Şahinsırtı’ndan ilerlemek isteyen Yeni Zelanda birlikleri durdurulmuş; bu sırada Albay Kannengiesser vurularak yaralanmış, yerine 4.Tümen Komutanı Yarbay Cemil Bey getirilmiştir.

      8 Ağustos sabahı saat ’da Yeni Zelandalılar Şahinsırtı üzerinden Conkbayırı’na baskın şeklinde taarruz ettiler ve Conkbayırı’nın batı yamaçlarını ele geçirdiler. Bu durum bölgede etkili topçu ateşinden korunmak için askerlerin geriye çekilmesi ve siperlerde sadece gözcülerin ve makineli tüfeklerin kalmasından kaynaklanmıştır. Alay’ın yaptığı karşı taarruz ile de ele geçirilen siperler geri alınamamıştır. Böylece 8 Ağustos’ta öğle vaktinde Yeni Zelandalılar ve Türk birlikleri arasındaki mesafe zirve noktası boş olmak üzere m’ye düşmüş olup; karşı karşıyadır. Aynı gün bu bölgedeki Türk birlikleri Albay Fevzi Bey komutasında Anafartalar Grubu’na bağlanmıştır.

   9 Ağustos sabahı İngilizlerin Conkbayırı-Besimtepe-Kocaçimentepe hattı üzerinde başlattıkları taarruzda Besimtepe Hint Tugayı’na bağlı Nepalli Gurka birliğinin eline geçmiştir. Abdurrahman Bayırı üzerinde mevzilenen Türk topçu bataryası ağır zayiat verdirerek tepeyi Gurka’lardan almayı başarmıştır.9 Ağustos akşamı Kocaçimen-Besimtepe-Conkbayırı hattı Türk birliklerinin elindedir.

10 Ağustos Conkbayırı Süngü Hücumu

       Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal, 10 Ağustos sabahı gün doğarken yapmayı planladığı taarruzu , ve Alay’lara yaptıracaktı. Yeterli kuvvetlerle yapılacak hücumlarla Conkbayırı’nın ele geçirilmesi mümkündü. Mustafa Kemal, emri altındaki komutanların haklı itirazlarına, askerin yorgunluğuna, takviye olarak gelmekte olan bir alayın yetişmemiş olmasına rağmen baskın tarzında bir süngü hücumuna karar verdi.

      10 Ağustos günü sabah saat ’da hücuma kalkacak askerlerin önüne geçerek onlara hitap etti; “Askerler! Karşımızdakileri mağlup edeceğimize hiç şüphe yoktur. Fakat siz acele etmeyin. Evvela ben ileri gideyim. Siz benim kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birden atılırsınız.”  İşaretle birlikte aniden gelişen taarruzla İngilizlerin ilk hat siperlerinde hücum başarıya ulaştı. Yine Kocaçimen-Abdurrahman Bayırı sırtlarında Avustralya ve Hint Tugayları geri atılmıştır. Sadece İngilizlerin elinde Şahinsırtı kalmıştır. Müttefiklerin yoğun gemi ve kara topçularının ateşi altında gerçekleşen bu hücum ile hakim tepeler hattı Türk birliklerinin kontrolüne girmiştir.

Kireçtepe Muharebeleri ( Ağustos )

   15 Ağustos’ta donanma gemilerinin desteğiyle hücuma kalkan İngilizleri Gelibolu Jandarma Taburu karşılamıştır. Başlangıçta üstün kuvvetler karşısında gerileyen tabur takviye kuvvetlerle birlikte İngilizlerin eline geçen Aslantepe’yi almayı başardı. Bu noktada göğüs göğse süngü muharebelerinde tepe birkaç defa el değiştirdi.  Sonunda tepe Türklerin elinde kaldı ve İngilizler geri çekilmek zorunda kaldılar.

funduszeue.infotalar Muharebesi (21 Ağustos )

     İngilizler Anafartalarda bulunan birliklere takviye olarak Seddülbahir’den gelen askerlerle birlikte kişilik bir taarruz kuvveti oluşturdular. Tüm cepheyi hedefleyen taarruzda İsmailoğlutepe ve Bombatepe’nin ele geçirilmesi planlanmıştır. Muharebe 21 Ağustos günü saat ’da yoğun bir topçu bombardımanı ile başladı. 22 Ağustos sabahı İngilizler Yusufçuktepe ve Kayacıkağılı bölgesinde bir miktar ilerleme kaydetmekten başka bir sonuç alamadılar.

      Bu muharebe İngilizlerin en fazla asker kullanarak en geniş cephe hattında yaptıkları taarruzlarda en ağır zayiatlı muharebe olmuştur.

Bombatepe Muharebesi (27 Ağustos )

     Geniş çaplı son taarruz olan bu muharebede hedef Bombatepe’yi ele geçirmekti. 27 Ağustos günü öğle vakti yoğun bombardıman ile başlayan muharebede Bombatepe’nin güneye bakan yamaçları İngilizlerin eline geçti. 28 Ağustos sabahına kadar süren muharebeler zamanında takviye edilen Türk birlikleri tarafından durduruldu.

     Bu muharebe sonrasında bölgedeki çarpışmalar siper muharebelerine dönmüştür. Anafartalar tam bir ay boyunca sıcak muharebelerin yaşandığı bir bölge olmuştur.

TAHLİYE

         İtilaf devletlerince başlatılan “Gelibolu Harekatı” kara ve deniz gücünün işbirliğine rağmen Türk savunması karşısında başarıya ulaşamamıştır. Ekim ’te Gelibolu’ya gelen General Monro, tahliye yönünde bir rapor hazırlayıp İngiliz Hükümeti’ne sunacaktır. Gelibolu’nun tamamen tahliye edilmesi olumsuz sonuçlar yaratacağı için Aralık’ta Anafartalar ve Arıburnu Cephelerinin; Ocak gecesi de Seddülbahir’in tahliye edilmesine karar verildi.



çanakkale savaşı'nda ve alay

  • çanakkale savaşındaki utanç kaynağıdır. tamamen türk olmayan unsurlardan oluşmuşfunduszeue.info sonucunda düşmana tek bir kurşun atmadan dağılmış funduszeue.info yapılan kahpelikler yüzünden alay gafil avlanmış. çanakkale savaşı şehitlerinin %60'ı efsanevi alaydan çıkmıştır.

    birinci dünya savaşı'nın ve kurtuluş savaşı kahramanlarından fahrettin altay'ın anılarında bahsedildiği üzere

    kürt ve arap kökenli askerlerden oluşan ve alaylar mustafa kemal'in tepkisine neden olmuştu. "mustafa kemal bey, gelibolu'dan geçerken bize uğradı. kendisini ilk defa görmüş bulunuyordum. enerjik, muhatabına itimat telkin eden, tok sözlü, sarı saçlı, mavi gözlü , düzgün endamlı genç bir komutan. görüştükten sonra kendisini uğurladık. eceabat'a gider gitmez beni telefonla aradı. "aman reis bey, bana verilen ve alay askerleri kürt ve araptır. bir kısmı yezidi, nusayri gibi savaşa karşı insanlardır. bunları geri alsınlar. halis türk delikanlıları olan ve eğitimleri oldukça ilerlemiş bulunan benim eski iki depo alayımı geri göndersinler". tehlikeli bir bölgeye böyle kıymetsiz askerlerin gönderilmesine şaşmış ve başkomutan'a yazmıştık. aldığımız cevap: "artık değiştirilemezler. çalışıp eksikliklerini tamamlasınlar"

    alay 1. tabur komutanı binbaşı mehmet emin bey, "efendim! yüksek katınıza çıkmaya utanıyorum. üzülerek belirtmeliyim ki , bütün alayımız çil yavrusu gibi dağınık, savaş alanından kaçmışlardır. bir ucu maltepe'ye kadar gitmiştir. alay komutanını bulamadım. sizin kocadere'ye gelmekte olduğunuzu haber aldığımızdan , bilgi sunmak için buraya koşup geldim!" diyecektir.

    arı burnu muhabereler raporu / mustafa kemal atatürk

  • "arıburnu önlerinde deniz yüzlerce gemiyle örtülmüştü. top sesleri aralıksız devam ediyordu. aramızdaki vadi cepheden gelen yaralılarla dolmaya başladı. ilerimizdeki arap alayının çadırlı ordugahında alaydan kaçan birçok arap erlerin çadırlarda saklandıklarını ve nargile içmekte olduklarını gördük."
    (fahrettin altay - 10 yıl savaş ve sonrası)

    kahraman paşamız fahrettin altay'ın kendilerinden yukarıdaki gibi bahsettiği, tamamı arap ve türkçe bilmeyen askerlerden oluşan, çarpışmalar esnasında mücadele etmek yerine saklanıp bir köşede nargile tüttüren neferlere sahip, utanç kaynağı olmuş alaylardır.

    esasen yarbay mustafa kemal'in tümen komutanı olarak atandığı, yeni kurulan 3 alaylı tümen, çanakkele muharebelerine 57, 58 ve alaylarla katılacakken, muharebelere az bir süre kala ve alaylar başkomutanlık tarafından alınıp yerlerine istanbul'dan, tamamı arap askerlerden oluşan ve alaylar doğrudan eceabat'a gönderilmiştir.

    mustafa kemal, trablusgarp savaşı sırasında arap askerlerinin birlik ruhuna sahip olmamalarına, disiplinsiz davranışlarına ve firarlarına bizzat şahit olduğu için söz konusu iki alayın araplardan oluştuğunu öğrendiğinde bunların geri alınıp yerlerine türk askerlerinden oluşan alayların gönderilmesini başkomutanlıktan talep etmişse de bu isteği reddedilmiş, böylelikle savaşma becerisinden yoksun bu iki alay cepheye sürülmüştür.

    muharebeler sırasında kahraman ve alaylarımızın bu denli ağır kayıplar vermesinde bu arap alaylarının etkin mücadele etmemesinin rolü büyüktür. nitekim; alay komutanı yarbay mehmet şefik aker daha sonra kaleme aldığı "arıburnu savaşları ve alay" adlı eserinde: "eğer, bu arap askeri yerine, bunlarla degiştirilen türk erleri olsaydı, tekrar edilecek türk saldırılarıyla, esasen gündüzden sarsılmış olan avustralyalıların daha o gece vapurlarına çekilmek mecburiyetinde kalmış olacaklarına hükmolunabilir." diyecektir. hatta, yine şefik aker'in anılarında görüyoruz ki; bu askerler, alay'a arkadan ateş etmiş ve iki ateş arasında kalan askerlerimize kayıp verdirmişlerdir.

  • (bkz: türk ve kürt çanakkale'de omuz omuza savaştı)

  • çanakkale savaşı için suriye ve ırak bölgesinden toplanan arap ve kürt kökenli askerlerden oluşan alaylardır. mustafa kemal'in karşı çıkmasına rağmen bu birliklere cephede görev verilmiş ve paşanın korktuğu üzere savaş esnasında, muharebe devam ederken cepheden kaçmışlardır. alay aldığı emre istinaden canını ortaya koyup direnirken, normalde görevleri alaya kanatlardan destek vermek olan bu alayların mensupları cephe gerisinde araziye dağılıp sigara ve nargile içmeyi tercih etmişlerdir. alayın tamamen yok olmasına sebep olmuşlardır. doğal olarak bu korkak hainler için vur emri çıkartılmıştır.

  • kürt ve araplar'ın cepheyi terk ettiğini ve disiplinsiz olduğunu iddia eden bir başlık.

    bir iddia! ancak iddia da olsa ittihat ve terakki zihniyetinin ırkçı politikalarının sonucu oluşmuş bir durumdur.

    kürt vatandaş gelmiş çanakkale'ye.. başında bir tane kürt subay da olsaydı ya.. tabii orduda kürtçe bilen subay var mıydı o da bir mesele tabii..

    adamlar türkçe bilmiyor, osmanlıca türkçesi'ni de bilmiyor. iletişimsizliğin dip yaptığı bir ortamda ve savaş psikolojisiyle bu tür hadiseler yaşanmış olabilir.

    bu tür bilgileri tek kaynaktan değil, birden çok kaynaktan okuyun. mümkünse farklı tarafların kaynaklarıyla okuyun.

  • insanlığın yüzkarası olmuş suri'leri çanakkale zaferi'ne ortak etmeye çalışan satılmışların iyi okuması gereken başlık.

  • bu heriflerin nargile içmekten başka bir hünerleri yok mu? cengizhanın istilasından beri herifler savaşacakları yerde nargile içiyorlar.

  • kaynak neydi, kaynak emekti.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası