Boş Bardak Notaları

Güncelleme Tarihi:

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

 İlk albümü yeterince ilgi görmese de umudunu yitirmedi, ikinci solosu “Aklımda Kalanlar”la müzikseverlerin karşısına çıktı. Ve başardı... Her şarkısını aynı coşkuyla yorumlayan ünlü müzisyen, “Ben stüdyoda da, evde de, sahnede de bir daha hiç şarkı söyleyemeyecekmişim, sanki son kez söylüyormuşum gibi okurum” diyor.

İkinci albümü de çıkardığınıza göre, sanırım şarkıyı hem yazıp hem söylemek daha tatlı geldi...
- Şarkı yazarı olarak şarkının neticesini duymak epey zaman alıyor. Veriyorsunuz, biri okuyor, albüm çıkıyor, siz hep beklemedesiniz. Ama şarkıyı kendiniz söyleyince tepkiler direkt geliyor.

En başından beri aklınızda mıydı albüm yapmak?
- Evet, bu işlere albüm yapma fikriyle başladım. İlk albümü yapınca sektörün hemen kulak kabartacağını düşünüyordum ama öyle olmadı. O biraz müzisyen işiydi, kendi egomu tatmin etmiştim.

Ne değişti peki ikinci albümde?
- Ben besteci olarak çok mutlu yaşıyordum ama derlenip toparlanmam gerekiyordu, bunu da Cansu (kız arkadaşı Cansu Kurtçu)yaptı. Birçok şeyi o organize etti.

BU ALBÜMÜ HERKES SEVSİN İSTİYORUM
Bu albümü nasıl tanımlıyorsunuz?
- Bu albümü daha geniş bir kitleyi düşünerek hazırladım, herkes hemen sevsin istedim. “Sana Affetmek Yakışır” buna en iyi örnek... Çıktığı gün herkes tarafından sevildi. Sonra “Boş Bardak”ı yaptık; yapımcımız Ahmet Çelenk riskli görmüştü ama o da sevildi.

“Aklımda Kalanlar”da daha önce Işın Karaca, Hande Yener, Levent Yüksel gibi isimlere verdiğiniz şarkıları okumuşsunuz. Sadece iki yeni eser var...
- Aslında ilk başta amacımız tamamı yeni şarkılardan oluşan bir albüm yapmaktı. Sonra Cansu “Acaba sahibinin sesinden mantığıyla böyle bir şey mi yapsan?” dedi... Fikir bana da sıcak geldi. Akustik bir albüm yapmak üzere ilk aklımıza gelenleri seçtik.

Ben onlardan daha iyi söylerim durumu yok yani!
- Yok canım, bende öyle bir hırs yoktur. Herkes kendine göre yorumlar şarkıları, herkesin farklı lezzetleri vardır. Aynı malzemeyi iki ayrı aşçıya verirsiniz, aynı yemeği yaparlar ama lezzetleri farklı olabilir. İşte bu da benim lezzetim.

ŞARKI SÖYLE DENİNCE KAÇACAK DELİK ARARDIM
Ya benim lezzetimi beğenmezlerse diye endişelenmediniz mi hiç?
- Yok, öyle şeylerden korkmam. İyi bir şarkıcı olduğumu her zaman söylerim ben... Birçok arkadaşım da “Sen dünyaya şarkı söylemek için gelmişsin” der.

Madem çok iyi şarkıcı olduğunuzu biliyordunuz, neden en başından şarkılarınızı başkalarına vermek yerine kendiniz söylemediniz?
- Terzi kendi söküğünü dikemedi yıllarca! Kendim için yazdığım birçok şarkıyı sonradan diğer arkadaşlarım okudu.

Bu albümde de var mı aslında kendinize yapmış olduklarınız?
- Var, “Yalnızlık” mesela... Aslında ben 18-19 yaşlarımda da bir albüm yapmıştım, içinde “Yalnızlık” da vardı ama o albüm çöpe gitti.

Müziğe babanızın zoruyla başladığınız doğru mu?
- Doğru, “Konservatuvar gitmezsen eve gelme bir daha” dedi.

Evde çok şarkı söyler miydiniz?
- Yok, hiç söylemezdim. Şarkı söyle dendiğinde kaçacak delik arardım çocukluğumda. Ama kendi kendime söylediğimde herhalde dinliyordu babam ki bu kadar ısrar etti. Ben bu işe ilk başladığım dönemlerde çarşıda tezgahtarlık yapıyordum, kumaş satıyordum. Sonra akşamları konservatuvara gitmeye başladım. 3,5 yıl klasik Türk müziği okudum, sonra bıraktım.

Neden?
- İstanbul’a gelmek istedim.

Eskiden şarkı söylemekten kaçtığınızı söylediniz. Şimdi durum ne?
- Ben stüdyoda da, evde de, sahnede de bir daha hiç şarkı söyleyemeyecekmişim, sanki son kez söylüyormuşum gibi okurum. Bu benim son şarkım, nasıl okusam mutlu olurum diye düşünürüm.

MURAT LEZZETLİ OKUR DEMET ÇALIŞKANDIR
Başkalarına beste vermeye devam ediyor musunuz?
- Ediyorum tabii...

Bu şarkıyı vermesem de kendim söylesem ikilemine girmiyor musunuz?
- Yok, çünkü ben kimle çalışıyorsam ona göre şarkı yazıyorum. Üretmenin sınırı yok.

Eserlerinizi en çok kimin okumasnı seviyorsunuz?
- Murat Boz’un okuduğu şarkıları çok lezzetli oluyor. Gülben Ergen de yaptığı işin arkasında duruyor. Demet’le (Akalın) çalışıyoruz şimdi, o da inanılmaz çalışkan.

BACH VE MOZART YAPACAĞINI YAPMIŞ KİMSE BANA ÜSTÜNLÜK TASLAMASIN
Aklınızda kalan diğer şarkılarınızı da albüm yapmayı düşünüyor musunuz?
- Tabii, Aklımda Kalanlar 2 diye bir albüm yapabiliriz. Ya da sıfır bir albüm... O da olmazsa biraz lezzeti değiştirip arabesk tayfa olabilirim.

Nasıl yani?
- Öyle çok güzel şarkılarımız var ki, onları biraz rock formatında yapabilirim.

Rock’çılar sizi topa tutar!
- Hiç fark etmez. Müzik, yedi notadan çıkar. Bazen “Aman popüler müzik” gibi şeyler duyuyorum, e bu da müzik, o da... Ben re minör basıyorsam, sen de onu basıyorsun. Kimsenin kendini üstün görme şansı yok, çünkü Bach ve Mozart yapacağını yapmış! Unutulmaz şarkılar yazıyorum gibi bir iddam yok. Ben sektör içinde eriyecek, öğütülecek şeyler yapıyorum. Benim yaptığım 10 yılda öğütülür, bir başkasınınki üç ayda, buna ben değil dinleyici karar veriyor. Benim için iyi müzik olması önemli, isterlere tencereyle çalsınlar umrumda değil. Kulağıma güzel geliyorsa dinlerim.

RİVA DİYE YOLA ÇIKTIK RİO’DA KLİP ÇEKTİK!
“Mandalinalar” Rio’da klip çektiniz. Neden o kadar uzağa gittiniz?
- Yönetmenimiz Ahmet Çelenk’e “Riva” demiş, o da Rio anlayıp “tamam” demiş. Riva diye başlayan mevzu Rio’da bitti!

Orada klip çekmek daha mı rahattı?
- Benim için her yerde sıkıntılı bir durum, çünkü kameraya bakamıyorum. Işık gören tavşan gibi kalakalıyorum.

Klip sanki gerçekten oraya tatile gitmişsiniz de geziyormuşsunuz havasında olmuş...
- Aslında öyle oldu, bütün gün yürüttüler beni. Sokakta rastladığımız bir Brezilyalı kız da bana eşlik etti.

Nasıl buldunuz sokakta?
- Tesadüfen yürürken yanımızdan basma etekli bir kız geçti, doğal biri olsun diyorduk zaten, “Aaa, bu kız olabilir” dedik. Sonra konuştuk, kız da nişanlısını arayıp sordu, sonra çektik klibi.