küsuf namazı fazileti / Küsuf ve Husuf namazları - Dinimiz İslam

Küsuf Namazı Fazileti

küsuf namazı fazileti

Küsûf ve Husuf namazı nasıl kılınır? Güneş ve Ay tutulması namazı kılınışı

Küsûf Namazı: Güneş tutulmasından sonra kılınan nafile bir namazdır. Yaşandığı zaman, Cumayı kıldıran imam, ezansız ve kametsiz en az iki rekat namaz kıldırır. Kıraati gizli veya açıktan olabilir.

Husuf namazı: Ay tutulmasından sonra kişinin kendi evinde tek başına kıldığı nafile bir namazdır.

Küsûf ve husûf namazı İslâm hukukçularının büyük çoğunluğuna göre müekked sünnettir. Yalnız Hanefî ve Mâlikîler husûf namazını mendûb görürler.

Küsûf ve husuf namazı, mukîm veya misafir olsun, beş vakit namazla yükümlü olan erkek ve kadınlar için meşrûdur. Çünkü küsûf ve husûf namazında Rasûlüllah (s.a.s)'in uygulaması böyle olmuştur. Bu namaz ezan ve kametsiz kılınır. Bir münâdî sadece "essalâtü câmia= namaz toplayıcıdır" diye seslenir (eş-Şevkânî, a.g.e., III, 325).

Cemaatle veya tek tek, gizli veya açık okunarak, hutbeli veya hutbesiz kılınması mümkün ve caizdir. Ancak bu namazın mescidde ve cemaatle kılınması daha fazîletlidir.

Hanefilere göre ise küsûf ve husuf namazı, bayram, cum'a ve nâfile namazlar gibi iki rek'attan ibarettir. Ezansız, kametsiz, hutbesiz kılınır ve her rek'at; bir rükû ve iki secdeli olur.

Delil, Ebû Davud'un naklettiği şu hadistir: "Rasûlüllah (s.a.s) iki rek'at namaz kıldı ve rek'atlarda ayakta duruşları (kıyamı) uzun yaptı. Sonra geri döndü, güneş açılınca da şöyle buyurdu: "Bunlar, Allah'ın kendisiyle kullarını korkuttuğu belgelerdir. Bu gibi mucizeleri gördüğünüz zaman, farz namazlardan en yeni kıldığınız namaz gibi namaz kılınız" (Buhârî, Küsuf, 6, 14; Müslim, Küsûf, 21, 24; Ebû Dâvud, İstiskâ, 3, 4). (Bahri Kılıç, Eruslu Cami İmam Hatibi)

İbni Humam bu konuda şöyle demiştir: En son kıldıkları namaz sabah namazıydı. Çünkü kusuf namazı güneşin iki mızrak boyu yükselmesi anında kılınmıştı.

Abdullah bin Amr -radıyallâhu anh- şöyle anlatıyor:

Peygamber Efendimiz'in zamân-ı saâdetlerinde güneş tutulmuştu. Zât-ı Risâletleri kalkıp insanlara namaz kıldırdılar. Kıyâmda o kadar çok kaldılar ki, âdetâ rükûya varmayacak da hep ayakta duracak zannedildi. Sonra rükûya vardılar ve uzun müddet başlarını kaldırmadılar. Arkasından doğruldular, fakat mûtadın üzerinde ayakta durdukları için secde etmeyecekleri intibâını verdi. Nihâyet birinci secdeye vardılar. Lakin başlarını secdeden hiç kaldırmayacakları zannediliyordu. Daha sonra doğrulup oturdular. Bu oturuşları da uzun sürdü. Mübârek başlarını kaldırmayacakmışcasına kapandıkları ikinci secdeye vardıklarında, acı acı nefes alıp veriyor ve göz yaşları dökerek ağlıyordu:

"Yâ Rabbî! Ben aralarında olduğum müddetçe ümmetime azâb etmeyeceğini bana vâdetmedin mi?! Yâ Rabbî! Onlar sana tevbe ve istiğfâredip yalvardıkları müddetçe ümmetime azâb etmeyeceğin husûsunda bana söz vermedin mi?! İşte bizler kapına geldik senden affımızı diliyor ve sana yalvarıyoruz!"

Bu minval üzere iki rek'at namaz kılıp bitirince güneş bütün parlaklığıyla gözüktü. Arkasından Hz. Peygamber minbere çıkarak ashâbına vecîz bir konuşma yaptı. Konuşmasında Allâh Teâlâ'ya hamd ü senâ ettikten sonra şöyle buyurdular:

"Güneş ve ay Allâh'ın varlık ve birliğine delâlet eden alâmetlerden sâdece ikisidir. Şâyet bunlar tutulursa, duâ edin, Cenâb-ı Hakk'a yönelip ona ilticâ edin, Allâh'ın büyüklüğünü hatırlayın, namaza durup Allâh'ı zikretmeye koyulun ve sadaka verin..." (Bkz. Buhârî, Küsûf, 2, 4)

Küsûf (Güneş Tutulması) Namazının kılınışı

Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve selem-, güneş ve ayı Allâh'ın âyetlerinden bir âyet olarak görür ve onların tutulmalarını her hangi bir kimsenin ölümü veya doğumu sebebiyle olmadığını ashâbına bildirirdi. Ancak gaybı ve kaderi bilmek Allâh'a mahsus olduğundan, her an kıyâmetin vukû bulabileceğini veyâ kendi ecelinin gelmiş olabileceğini düşünerek devâmlı olarak Allâh'a iltca hâlinde bulunmayı isterdi. Hava kararmaya başlayınca, yağmur yağarken, gök gürlerken ve güneş veya ay tutulurken hep bu duygularla hareket eder ve huzûr-ı ilâhîde durarak ümmetinin selâmeti için yalvarırdı.

İbn-i Hibban'da bulunan bir rivayete göre Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve selem- ayın tutukluğu geçinceye kadar, müslümanlara ay tutulması namazı kıldırmıştır. (A. Köksal, XI, 220)

Husuf (Ay Tutulması) Namazının kılınışı

Güneş ve ay tutulması namazı sünnettir. İki rek'attır. Güneş açılıncaya kadar duâ ile meşgul olunur. İmam'ın güneş tutulması namazını cemaatla kıldırmasında bir mahzur yoktur. Ay tutulma namazı ise cemaatsız kılınır. Bu namazların mescidde kılınması da sünnettir. Ezan ve kamet okunmaz. Sadece güneş tutulması namazı için es-Salâtü câmiatün, namaz için cem olunuz diye seslenilir. (A. Köksal, XI, 221)

Küsûf ve Husuf Namazının kılınışı

2 Rekatlık Küsûf ve Husuf Namazı

Not:"Bu gibi mucizeleri gördüğünüz zaman, farz namazlardan en son kıldığınız namaz gibi namaz kılınız" hadisinden hareketle Ay yada Güneş tutulması yaşandığında en son kıldığınız farz namaz kaç rekatsa o kadar rekat namaz kılınmalıdır. Namaz rükunları normalden uzun olmalıdır.

Küsuf namazı nedir? Küsuf namazı kaç rekat, ne zaman, nasıl kılınır? Küsuf namazı (Güneş tutulması) kılınışı!

Yılın en önemli gök olayı olan Güneş tutulması yarın meydana geliyor. Güneş tutulmasında kılınacak Küsuf namazı ilgi ile takip ediliyor. Küsuf ve husuf kelimeleri güneş ve ay tutulması hakkında birbirinin yerine kullanılmakla birlikte fıkıh ve astronomi literatüründe genellikle Güneş tutulması için Küsûf, Ay tutulması için Husuf kelimesi yaygınlık kazanmıştır. 

KÜSUF NAMAZI NEDİR, KAÇ REKATTIR?

Küsuf namazı, Güneş tutulmasında kılınmaktadır. Husuf namazı ise Ay tutulması olduğu zaman kılınması gereken bir namaz türüdür. Küsuf, sözlükte karşılığı örtmek, kararmak anlamına gelmektedir. Hadis kaynaklarında, aralarında bazı rivayet farklılıkları bulunmakla birlikte Güneş tutulduğu zaman Hz. Peygamber'in Küsûf namazı kıldırdığını ifade eden çok sayıda hadis mevcuttur. Bu hadislerde Resûl-i Ekrem'in bu namaz sırasında kıraati uzun tuttuğu, namazı tamamlayınca güneş ışığının tekrar ortaya çıkmasından sonra cemaate hitap ederek, "Ay ve Güneş Allah'ın varlığını ve kudretini gösteren alâmetlerdendir. Bunlar hiç kimsenin ölümünden veya yaşamasından/doğmasından dolayı tutulmaz. Ay veya Güneş tutulmasını gördüğünüz zaman açılıncaya kadar namaz kılın, dua edin" dediği, bazı rivayetlerde ise Allah resulünün bu iki hadiseye şahit olunduğunda tekbir getirilmesi, sadaka verilmesi ve köle âzat edilmesini istediği ifade edilir (Buhârî, "Küsûf", 1, 2, 6, 9, 15, 17, 19; "Bed?ü'l-?al?", 4; "?It?", 3; Müslim, "Küsûf", 1-4, 10, 29; Nesâî, "Küsûf", 10).

Hanefî fakihlerine göre Küsûf namazıen az iki rek‘at olup dört veya daha fazla rek‘at olarak da kılınabilir. Her iki veya dört rek‘atta bir selâm verilir. Diğer nâfile namazlarda olduğu gibi her rek‘atta tek rükû ve iki secde yapılır. İmam Mâlik, İmam Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel’e göre ise küsûf namazı her rek‘atta uzunca bir sûrenin okunduğu kıyamdan ve rükûdan sonra tekrar aynı şekilde kıyam ve rükû yapılarak iki rek‘at olarak kılınır.

KÜSUF NAMAZI NE ZAMAN, NASIL KILINIR?

Seferî durumundaki kimseler tarafından da kılınabilen bu namazın vakti güneş tutulmasının başlamasından sona ermesine kadar süren zaman dilimidir. Küsûf namazı ezan ve kamet okunmaksızın cemaatle ya da tek başına kılınabilir. İmam'ın Güneş tutulması namazını cemaatle kıldırmasında bir mahzur yoktur. Ancak fakihlerin çoğunluğuna göre cemaatle kılınması daha faziletlidir.  Ay tutulma namazı ise cemaatsiz kılınır. Bu namazların Mescidde kılınması da sünnettir. Ezan ve kamet okunmaz. Sadece Güneş tutulması namazı için es-Salâtü câmiatün, namaz için cem olunuz diye seslenilir.

Hanefîler'e, Hanbelîler'e ve İmam Mâlik'ten gelen bir rivayete göre namaz kılmanın mekruh olduğu vakitlerden birine tesadüf etmesi halinde küsûf namazı kılınmaz. Bu durumda namaz yerine tesbih, tehlîl ve istiğfar ile meşgul olunur. İmam Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel'den gelen bir rivayete göre ise bu namaz her zaman kılınabilir. İmam Mâlik'ten gelen bir diğer görüşe göre küsûf namazının zeval vaktinden sonra kılınması câiz değildir. Vaktinde kılınamayan Küsûf namazı kazâ edilmez.

KÜSUF NAMAZI KILINIŞI

1. Rekat

"Niyet ettim Allah rızası için iki rekat Küsûf Namazı namazı kılmaya" şeklinde niyet edilir."Allahu Ekber" diyerek İftitah Tekbiri alınır ve namaza başlanır. Sübhaneke'yi okunur. Euzü-besmele çekilir. Fatiha Suresini okunur.Kur'an'dan bir sure okunur. Rüku'ya gidilir. Secde'ye gidilir. Doğrularak, tekrar Secde'ye gidilir.

2. Rekat

Ayağa kalkarak Kıyama durulur. Besmele çekilir.Fatiha Suresini okunur. Kur'an'dan bir sure okunur.Rüku'ya gidilir. Secde'ye gidilir. Doğrularak, tekrar Secde'ye gidilir. Oturarak Ettahiyyatu ve Allâhumme salli, Allâhumme Bârik ve Rabbenâ duaları okunur. "Es selâmu aleyküm ve rahmet'ullah" diye sağa ve sola selam vererek namaz tamamlanır.

KÜSUF NAMAZININ HİKMETİ

Küsûf namazına kıyas edilerek sel, deprem, fırtına vb. tabii âfetlerin meydana geldiği zamanlarda bu namaza benzer bir namaz kılmanın müstehap olduğunu ifade edenler de vardır. Nitekim İbn Abbas’ın deprem sırasında bu şekilde bir namaz kıldığı nakledilir. Ancak aralarında İmam Mâlik ve İmam Şâfiî’nin de bulunduğu çoğunluk bu görüşe katılmaz.

Konuyla ilgili rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla güneş ve ay tutulması sırasında namaz, dua ve Allah’ı anma ile meşgul olmak, sırf Hz. Peygamber’in sünnetine uymayı göstermesinin yanı sıra çok seyrek olarak gerçekleşen bu tür olayların insanlar üzerinde meydana getireceği korku ve endişeyi Allah’a sığınmak suretiyle gidermek, bu vesileyle gerçek yaratıcıyı hatırlamak ve O’na şükran duygularını ifade etmek, O’ndan hayırlar talep etmek gibi hikmetler de içermektedir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır