kürtçe küfürlü telefon konuşması / Küfürlü Telefon şakası mp3 mp4 flv webm m4a hd video indir

Kürtçe Küfürlü Telefon Konuşması

kürtçe küfürlü telefon konuşması

Didem Arslan Yılmaz'ın, Show TV'de yayınlanan “Didem Arslan Yılmaz'la Vazgeçme” programına telefonla bağlanan Türkan Taşçı, Kürtçe konuşmaya başladıktan bir süre sonra 'hakaret içeren ifadeler kullandığı' gerekçesiyle yayından alındı.

Arslan'ın "Halayla bir konuşun, doğru düzgün Türkçe konuşsun, burası Türkiye Cumhuriyeti. O dili bilmiyoruz. Bilsek anlayacağız da konuşacağız da bilmiyorum" ifadelerini kullanması ise tepki çekti.

Sosyal medyada gündem olan konuya ilişkin Didem Arslan Yılmaz'dan açıklama geldi.

Sosyal medyadan açıklama yapan Yılmaz " Kürtçeye bir tepkim olamaz. Yayında 'doğu dili' diye hiçbir ifadem de yok" dedi.

"Türkan hanımı, kürt olduğu için yayından aldırmadım"

Yılmaz şunları kaydetti:

1-Dünkü yayınımıza, Urfa’dan gelen Hayriye Taşcı, “babası benden 4 aylık bebeğimi kaçırıyor, bana yardım edin”diyerek, ablası Ayfer Taşcı ile birlikte programımıza katıldı. Kızlar aileleri tarafından tehdit aldıklarını söyleyip, öldürülmekten korkuyorlardı.

2- Yayın devam ederken kızların Halası Türkan hanım yayına bağlanmak istedi. Yeğenleriyle şakır şakır türkçe konuştu, önce kızlara türkçe hakaretler etti. Sonra da aniden kızlarla kürtçe konuşmak istediğini söyledi.

3- Hala Türkan hanım, benim ve seyircimin kızlarla konuşmasını anlamamızı istemedi. Yeğenleriyle kürtçe konuşarak, konuşulanları gizlemek istedi. Halanın bizden önceden tercüman talebi de olmadı.

"Doğu dili' diye bir ifadem yok"

4-Türkan hanımı, kürt olduğu için yayından aldırmadım. Yeğenlerine hakaret ve küfürler ettiği için yayından aldım. Öyle olsa yeğenlerini yayına konuk etmezdim.

5- Kürtçeye bir tepkim olamaz. Yayında 'doğu dili' diye hiçbir ifadem de yok…

6- Hala Türkan hanım, arapça da konuşmak isteseydi, ingilizce de konuşmak isteseydi, aynı tepkiyi gösterirdim. Çünkü, onun ne söylediğini bilmemiz gerekiyordu, kızların can güvenliğinden endişe ediyordum.

"Kürtçe konuşan vatandaşlarımızla hiçbir sorunum yok"

7- Sivaslı bir ailenin kızıyım. Memleketimin doğusu batısı kuzeyi ve güneyi ile ilgili ayrım yaptığımı iddia etmek, hele etnik ayrım yaptığımı söylemek tamamen gülünç.

8- Yayının sadece 10 saniyesini servis edip sanki ortada bir siyasi tartışma varmış gibi linç başlatanların amacı “ülkenin fay hatlarını kaşımak”

Not: Bu arada kürtçe konuşan vatandaşlarımızla hiçbir sorunum yok, yanlış anlayan varsa onlardan özür dilerim

Independent Türkçe

Hemşerim nasılsın?

Gülfer Akkaya

Didem Arslan Yılmaz’ın sunduğu Vazgeçme adlı programın tamamını izledim. Programa telefona bağlanan konuk önce Türkçe konuşuyor, program devam ederken birden sesler kesiliyor. Sonra Didem Hanım'ın açıklaması geliyor ve ondan öğreniyoruz ki, telefondaki konuk Kürtçe konuşmaya başlamış ama küfürlü konuşuyormuş. Kürtçe konuşmanın başlamasından hemen önce Türkçe konuşurken de aynı konuk hakaretlere başladığı için uyarı alıyor Didem Hanım'dan. Programda hakaretler nedeniyle sesler sık sık kesiliyor.

Benim gözlemime göre sesin kesilmesinin nedeni Kürtçe konuşulması değil, küfürler. Didem Hanım Kürtçe küfredildiğini anlıyor. Bunu da söylüyor. “Hayır hayır hattan alın. Kızlara hakaret de edemez. Öyle de konuşamaz. Biraz da anlarım ben Kürtçeden. (Bu kısımda küfürleri anladığını belirtiyor teknik masadakilere ve izleyenlere.) Kesinlikle olmaz. Halayla bi' konuşun. Doğru düzgün Türkçe konuşsun hepimiz anlayacağız yani. Burası Türkiye Cumhuriyeti. O dili bilmiyoruz ki biz, bilsek anlayacağız da, konuşacağız da, bilmiyorum” diyor.

İzlediğim programdan yola çıkarak Didem Hanım'ın verdiği refleksin 'aman programımda Kürtçe konuştular' tepkisi/korkusu olduğunu düşünmüyorum. Burası Türkiye Cumhuriyeti derken bunun 'Türkiye’de tek dil Türkçedir, başka dil konuşulamaz' amacıyla söylenmiş olduğu konusu şüpheli. Bu kanıya nasıl mı vardım? Programın tamamını izlerken vardım. Programda Kürtçenin konu olmadığı başka bölümlerde de benzer tavırlar, rest çekmeler var. Program boyunca küfür ve hakaret edilirken seslerin kesildiğine ve Didem Hanım'ın aynı vücut dilini kullanarak tepkiler verdiğine tanıklık ediyoruz.

Ancak Kürtçe şarkı söylediği için öldürülen insanların olduğu, öldürenlerin kahraman sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Kürtçe için özel olarak 'bilinmeyen dil' diye uyduruk bir statünün üretildiği bir ülkede yaşıyoruz. Sırf Kürtçe yayılmasın, her yerde konuşulabilen dil olmasın, daha çok insan Kürtçe öğrenemesin diye anadilinde eğitime karşı çıkılan bir ülkede yaşıyoruz. Kürtçe tabelaların indirilip yasaklandığı, başka dillerde tabelaların asılmasının serbest olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Ülkenin hali böyle olunca söylediğiniz tek söz, kurduğunuz cümle, vücut diliniz bu tarihi arka planla beraber okunuyor, algılanıyor.

Didem Hanım'ın programdaki dilini ve tutumunu 'Kürtçeyi yasakladı' zeminine oturtan da ülkenin Kürtlere ve Kürtçeye karşı bu “hassas” gerçekliğidir. Didem Hanım eğer bu hassasiyeti daha fazla kavrayıp ona göre davranıp, mesela telefonu kapattırmak yerine konuğuna “Kürtçe konuşurken ettiğin küfürleri anlıyorum, ben de biraz Kürtçe biliyorum, küfürsüz konuş” diyebilseydi ve Kürtçeyi o sırada konukları olan kadınlara tercüme ettirseydi, -çünkü onlar Kürtçe biliyor ve konuklardan biri konuşsun diye onaylıyor zaten- bunları yaşamak, kendisini açıklamak zorunda kalmazdı. Bunu yapmadığı için Didem Hanım eksik ve hatalı davranmış. Bunu hangi niyetle yaptığını konuşmak ancak niyet istismarcılığı olur, ki buna yeltenmek doğru değil. Ancak milyonlarca insanın izlediği, toplumun her kesiminden insanların konuk olup katıldığı programlara tercüman bulmak dâhil, birçok açıdan hazırlıklı olmak gerekiyor. Çünkü çok fazla dilden insan bir arada yaşıyoruz.

'BURASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ'

Didem Hanım'ın en çok tepki çeken sözlerinden biri Kürtçe konuşulmaması için öne sürülen gerekçelerden biri olan “Burası Türkiye Cumhuriyeti” cümlesi. İtaatin, ötekileştirilmenin, kimliğinden, kültüründen, benliğinden koparılmanın, kendine yabancılaşmanın içselleştirilmesinin ayan beyan kanıtı olan bu gerekçe elbette haklı olarak tepki gördü. Tek dil, tek millet tekçiliğine destek olan bu söylem adı geçen cumhuriyette yaşayan onca dili ve milleti yok sayıyor. Oysa Didem Hanım da pekâlâ bilir ki, pek çok ülkede aynı anda resmî olarak kabul edilen birkaç dil mevcut. Yine ülkelerde farklı milletler, farklı diller var ve gizlenmeden, yok sayılmadan, bilinmeyen dil kategorisine konulmadan açıkça konuşulmakta bu diller. Bu dillerde sanat, siyaset, televizyon programları yapılıyor, eğitim veriliyor.

KENDİNİ KORUMAK

Didem Hanım programda o cümleleri kurarken fark ettim ki, hayatımda defalarca maruz kaldığım şeye Didem Hanım da maruz kalmış. Konuşurken satır aralarında kendisine aktarılan o toplumsal bilinç var. Kendini korumak. Geleceği kesin olan zulme, baskıya, öfkeye, aşağılamaya ve yok edilmeye karşı kendini korumak. Bunu bizler evlerimizde öğreniriz.

Bizlere evlerde Kürtçe konuşmamak öğretilirdi. 'Sakın ha, Kürt olduğunu, Alevi olduğunu söyleme kimseye' diye tembihlenerek yetiştirilirdik evlerde. Okula gidecek çocuklarla Kürtçe konuşulmazdı, Kürtçe öğrenmeyelim diye. Bizimle Türkçe konuşulurdu. Çünkü burası Türkiye Cumhuriyeti'ydi. Burada yaşayacağız, burada çalışacağız, burada evleneceğiz. Mal, mülk edineceğiz. Burada işyeri açacağız. Burada siyaset yapacağız. Bir yandan sen Kürt’sün bunu unutma. Ama öte yandan 'Kürt olduğunu, Kürtçeyi unut' şeklindeki ikili durumlar sıradanlaşırdı. Üstelik daha kamusal alana çıkmadan. Kendi evinin içinde. Daha çocukken. Hayata henüz başlarken. Kişiliğin oluşurken. Daha işkence görmemişken, daha tutuklanmamışken, daha evin basılmamışken, daha terörist ilan edilmemişken.

Evdekiler bilir bunu. İlla gelip seni bulacağını bilir. Nereden mi? Bunu da Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan herkes bilir.

Dışarıda başka hayat, evde başka hayat sürer. Bir tek ömürde birçok hayat yaşanır, kimi legal, kimi illegal. Çünkü burası Türkiye Cumhuriyeti'dir.

Tüm bunları biliyorken yine de tepki olarak Kürt ve Aleviymiş diyerek Didem Hanım'ı aşağılamaya çalışan kimi Kürt, Alevi, Türk, solcu erkekler sahi siz ne zaman snopluktan vazgeçeceksiniz?

Kürt ve Aleviymiş diyerek aşağılıyorsunuz ya, işte bu küstahlığınız, kopuştuğunuzu sandığınız şeyle aranızdaki güçlü bağı gösteriyor. O bağın sahibi Türkiye Cumhuriyeti.

 

 

Kayseri’de kadın futbol maçında “Kürtçe konuşulmasın” talebine hakemden “Kimse dili yasaklayamaz” reddi

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Kadınlar 3. Ligi Play-Off turunda, Kayseri Gençlerbirliği ile 1955 Batman Belediyespor takımları arasında oynanan maçta Batmanlı kadın futbolcuların Kürtçe pas istemeleri nedeniyle gerginlik çıktığı belirtildi. Batmanlı yöneticiler mağlup ayrıldıkları maçtan sonra saldırıya uğradıklarını söyledi.

Pazar günü Kayseri’de oynanan karşılaşmada iki takım oyuncuları arasında sahada kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Batmanlı kadın futbolcuların maç esnasında birbirlerinden Kürtçe pas istemeleri üzerine Kayseri takımı oyuncuları hakeme başvurarak, “Bize Kürtçe küfür ediyorlar” dedi. Maçın orta hakemi, Kayserili kadın futbolcuların şikayeti üzerine, “Hayır, bunun küfür veya hakaretle alakası yok. Dil evrenseldir, herkes istediği dilde konuşmakta özgürdür ve kimse dili yasaklayamaz” dedi.

Karşılaşma ev sahibi takımın 1-0 galibiyeti ile sona ererken, maçtan sonra yöneticiler ve teknik ekipler arasında kavga çıktı. Batman Belediyespor Teknik Direktörü Mehmet Kalkan, yaşanan olayı şöyle anlattı: “Maç esnasında bizim futbolcularımız Kürtçe konuşarak birbirlerinden pas isteyince, rakip oyuncular hakeme kendilerine Kürtçe küfür edildiğini söylemiş. Hakem de sanırım Kürtçe bildiği için, bunun küfür olmadığını, dilin evrensel olduğunu söyleyince karşılaşma devam etti ve 1-0 yenildik. Maçtan sonra rakip yöneticiler bize saldırdı ve masörümüz yaralandı. Saldırıyı kınıyoruz. Biz kendilerini daha önce burada 2-0 yendiğimiz için bize karşı sanırım bilenmişlerdi.”

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası