seviyorum her halimi ister düz ister bukleli / Thomas Mann - Buddenbrooklar | Z Yilmaz - seafoodplus.info

Seviyorum Her Halimi Ister Düz Ister Bukleli

seviyorum her halimi ister düz ister bukleli

Tanrılar Okulu

Skinship (For L. E. L.) I They say that worlds which went wrong Hold an unique equipment For the dreamers to sail the unknown seas. II From , ‘till further. When Dead of winter becomes ever-axis mundi, True gazing stars will accompany and And just before northing itself falls Woolgatherer, this existence is. Nothing more. IV While candles are starting to burn low, Trying to cope with an incubation might be a shame But these coldest stairs won’t stop kidnapping the pace. V Noodle with duck and marihuana related ignorance She misses the times where God was an existential crisis Now, there is no language left to trust, at all. VI It’s July and I’m in love I’ll almost make devil shame By turning into something seducable again. VII Reflecting, hospice and sarcophagy Protégé, please give me a way. Walking down the empty aisles, She is late for her own death again. VII Need a place to hang a hat? For the time being, your upper hand dissolves uselessly The matter will never be settled, as long as the story never changes. VIII Metaphoric fountainheads beckon to The oneiricness of thinking. It was surely a tracking down for a while But now, even the sky is broken into pieces. IX Fractals of honeymoon will behind an Anechoic ennui, When herd immunity goes south Throughout its own cradle. X In the realm of long-lost poems, Nobody is at large. What darkness spare will surely reborn from? If anything at all, She is the wrong poet. XI In the act of hoarding canvases, She is an all-nighter. Winds are settling the house Through these violentest chrysantemums To the seafoodplus.info be. Artless Mania (For A. Bradstreet) I To underrated hookers and dead causality, Where these initiatives go under, Out of the woods which happen to pass. II On the nights of petrichor, The one who wants to die in a shadow Despises the uses of enchantment. Tenaciousness, it holds in pledge. III The universe is more upsetting Than the phantom of last line itself. Because last line is just a gamble of Apparition The rest is nothing but a failed parody. IV The phrase of dead man walking is a fractured time Like sharing a room with a newborn might be. To sleep is not always to be open to the self. V Something the dog brought back Something the cat dragged in A Zephyr disgruntled. All taunted me about vents of a soul Nothing pondered. Nothing relentless. VI What legible sex mentions Points toward a latchkey world, so to speak. A decoy for you. A pseudonym for them. VII To buy a meaning, simply just focus and ignore the craquelures If being rescinded is one of its rules, Then, so be it. VIII Palliated, impugned and pristine flutters, This is surely their non-terrestrial niche An evasive gloat to gnaw on, As sparse as it could be. IX Malevolent dims hover around To toil and moil endlesslyin agitation To engulf a balking in an avalanche I was almost disruptively eluded. X Stoop altars and penances frown at Reveries and vacant novices who just subsist They need meshed sojourns, a stellar-span. They need a venerable prowl to indulge in. XI Stifled, harvested dark is spinning redundant Riveting eyes on rains pelting down A misdeed is born. It looms. Phases are stagnated. Dismal lacerations all there. XII Tools of spirit and infamous wharfs boggle at vaccines Artisan’s wife pouts while macabre probes digress from the essence She eventually will be coaxed as the winter is subsided. But still she won’t elicit what she seeks from those collaterals. Badireler I Engin silajlardan, opak bir yırtılma gibi yağıyor kar Okunması ender, sevmesi de. II Bir masalın başlangıcı, binlerce kez gerçekleşir Nedense kabuledilegelen, sedasız tin cümbüşlerinde III Oluşun kendine düşmesi gibi, karlar da yukarıdan aşağı değil İçeriden dışarı doğru yağar herhâlde. IV Bir ziyarette yüz yüze gelen özleşmelerin, tabiri caizsesi olmaz Zamanın doğasına sarp bir uğultu, bir tuval olduğunda. V Metamorfozların evreni, kendi gökkubbesini doğuruyor şimdi Çirkin olduğu kadar, hiç işte. VI Kadim bir dost, kendisinin o kadar da var olduğunu sanmayan Ormanların ayakları da çıplak, karanlığın bu topraksılığında. VII Bir değme ifşa olurken, gözlerini bir yere dikiyor yılgın olan Güven duymak bir kötülüktü bir zamanlar, bu özlerde. VIII Meraklı bir jüpon içinde güzel bir kız Sinirlenmiş kendisine yanlış yapan birine, Bir ramak hikâyesi bu, her yerinden belli, Aksatılmış bir temasın hikâyesi. IX They say saké tastes better When someone else pours it into the cup Is this also true, when she nights me? X Something to lower your presence Against the need of grasp. Being toward the wreath Between umbrella drinks and hollow leg. XII Subconscious alogism will forgive When she is all through with toothpaste Another sherpa, for sure, she is But also, another cosmicism misunderstood? XIII A mother and her baby, Is it? Hetch out soon! Hands and mouth are as sins now. As the numbers XIV Everyone knows All it takes is one really bad day For an artless bestow upon To turn into an ubiquitous presence. XV Asked all the questions, None of the answers are liked. All germane. All redundant. Tiyatral Temrinler I Bir denge özlenmiş demektir, Ödünç verilen mutlaka geri alınacaksa Kölelerin ettiği alayda. II Geri sayımlar ve kötüleme yazıları Gösterdikleri direnişte kaybolurlarken İstinaf ruhları kendi sıralarını salarmış. III Vesilelerin zevalleri birer sarmaşık misali Çevimsiz tanrılara tutunmuşlar ya yardım için, İltimaslar sorguluyor herbirini şimdi bu yüzden. IV Edebiyatın özsel alilliğinde Ağırbaşlılığın ücreti Sadece teskin illeti ile ödenir. V Bir kusmaya adanan viranlarınız Hoyrat yorumlanan fosiller gibi, Ruhlarınızın lengerleri bile kullanılmamış daha. VI Surat asan bir meczup Tanrılarından birine küsmüş belli Derli toplu olmayan bir alametin söyleşisi bu. VII Şair ruhlu çocukların getirdiği musibetler Tekdüze bir gurbetten dönüyorken, Doğa üvey bir şeydir. VIII Alçak gönüllülüğün intikal edebildiği beyhudeliklerde Tanrıçaların zafer çığırtkanlıkları da insafa gelmiyorsa Bu himayelerin ve sirayetlerin çapları Yeniden ölçülmeli demektir. IX İhtiyatlı olmak neye sirayet edemez? Adaptasyon teorilerinin izahları da işe yarar elbet ama, Sadece vakitsiz ölen doktorlar bilir bunun asıl cevabını. X Bir istifade etmeyi dağıtın herkese hadi bolca! Bir riyadan medet ummaktan daha usturuplu bir şeymiş gibi sanki bu Bazı ruhlar payandalara ihtiyaç duymaktan asla kurtulamayacak, belli. XI Zifire bulanan yaşlarına çengel atmaya çalışan tüm tanrısallar Önce, bozbulanıklaştığını fark etmedikleri meleklerine yabancılaşır Sonra, kavga yüzü görmemiş barışlarına. XII Tan kızıllığında kristal gayzerler Sineye çekiyorlar Tüm bu yayılan fersizliği. Ve güzel bir şey haddimi bildiriyor bana. XIII Manidar bir dore rengi bir numune izlenimi veriyor sanki, Çoktan bozguna uğramış olan bir alarma dair, Pazarlar ve ipliklerin masalı misali.

Victor Hugo&#;ya


Eğri kıvrımlarında o eski başkentlerin,
Orada, dehşet bile, kapılır bir büyüye,
Garip yaratıkları, suyuna tirit, şirin,
Gözetlerim tekinsiz huyuma uygun diye,

Bu pörsük umacılar vaktiyle kadındılar,
Eponine veya Laı's! Kambur, çarpık ucube
Veyahut iki büklüm, sevelim! candır onlar.
Delik eteklikler ve soğuk libas içinde

Sürünürler, insafsız poyrazla kırbaçlanıp,
Arabaların titrek sesinde fırdolayı,
Ve kutsal eşya gibi böğürlerinde sıkıp,
Çiçek veya harf işli küçücük bir torbayı;

Seke seke yürürler hepsi bir kukla kadar;
Güç yürürler, sanırsın bunlar yaralı hayvan,
Veya oynarlar zorla, zavallı çıngıraklar
Ki orada ipini çeker zalim bir Şeytan!

Kırılmış olsalar da, gözleri burgu gibi,
Gece, suyu uyumuş bir kuyu ışık veren;
İlahi gözleri var, küçük bir kız misali,
Işıldayan her şeye hep şaşıran ve gülen.

- Hiç gözlemlediniz mi, pek çok yaşlı kadının
Tabutu küçücüktür, çocuklarınki kadar?
Bilgin Ölüm içine bu benzer tabutların
Aşırı, garip zevkin bir simgesini koyar,

Ne zaman bir hayalet görsem güçsüz, dağınık,
Paris&#;in kalabalık tablosuyla kesişen,
Sanırım ki her zaman, bu çok narin yaratık
Gidecek tatlılıkla bir beşiğe yeniden;

Ne var ki, geometri üstünde düşünerek,
Araştırırım, bakıp bu çarpık uzuvlara,
İşçinin daha kaç kez şekil vermesi gerek
Bütün bu vücutların konacağı kutuya.

- Bu gözler kuyulardır bir milyon gözyaşından,
Potalardır soğumuş demirin işlendiği
Bu gizemli gözlere karşı koyamaz insan
Ağır bir mutsuzluğun emzirip beslediği!


II

Merhum Frascati&#;nin aşka düşmüş Vestale&#;i;
Thalie rahibesi, yazık! ki adını bilen
Yalnız medfun suflördü; o ünlü hercaiyi
Vaktiyle Tivoli&#;nin çiçeğinde gizlenen.

Hepsi mest eder beni! bu sıskalar içinde
Öyleleri de var ki acıyı bal eylerler,
Dediler kanadını al diyen Özveri&#;ye :
Güçlü Hippogriffe, bana göğün yolunu göster!

Biri, vatan yüzünden alışkın faciaya,
Öteki, kocasına tarifsiz acı verdi,
Beriki, oğlu için delik deşik Madonna,
Hepsi gözyaşlarıyla nehir kurabilirdi!


III

Ah! İzledim bu küçük kocakarıları ben!
Bir tanesi, güneşin battığı bu saatte
Kızıl yaralarla gök kana boyanıyorken,
Oturuyordu, dalgın, bir bank üzerinde,

Dinlemek için zengin bir bando konserini,
Askerlerin kimi kez dolduğu bahçemizde,
Ve altın akşamlarda, insanın gönendiği,
Onlar yiğitlik döker kentlilerin kalbine.

O, hâlâ dimdik, mağrur ve her kurala uyar
Ve iştahla içerdi bu savaş şarkısını,
Bazan gözünü açıp bir kartal gözü kadar;
Mermer alın defne taç için yaratılmıştı!


IV

Böyle geçiyorsunuz, sabırlı ve iyimser,
Kargaşası içinden yaşayan şehirlerin,
Kan ağlayan anneler, yosmalar, azizeler,
Adlarınız yaşardı belleğinde herkesin.

Siz ki zarafetsiniz, belki de şeref ve şan,
Kimse bilmiyor sizi! bir ayyaş, abuk sabuk,
Geçerken azarlıyor anlarmış gibi aşktan;
Arkanızda hopluyor aşağılık bir çocuk.

Varlığından utanan, ey buruşuk gölgeler,
Ürkerek geçersiniz yoklayıp duvarları;
Ve kimse selam vermez, ey garip talihsizler!
Ey sonsuzluğa layık insan muşmulaları!

Ben ki uzaktan şefkat ile süzerim sizi,
Ürkek gözüm, ayrılmaz hiç adımlarınızdan,
Ben sizin babanızmış gibiyim, oh ne iyi!
Gizli zevkler tadarım haberiniz olmadan :

Gördüm çiçek açıyor o toy tutkularınız;
Tattım ak veya kara kayıp günlerinizden;
Kabaran yüreğime haz verir suçlarınız!
Ve ruhum ışıldıyor bak erdemlerinizden!

Yıkıntılar! ailem! ve ey türdeş kafalar!
Her akşam benden size bir &#;hoşça kal&#; cümlesi!
Yarın neredesiniz, ey seksenlik Havva&#;lar,
Üstünüzde Tanrı&#;nın aman vermez pençesi?


Charles Baudelaire
Kötülük Çiçekleri

Thomas Mann - Buddenbrooklar

Günün birinde acıyi keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü Nesneleri keşfederken Elele, acele etmeden sokakta yürüyorduk. Totoca bana hayatı öğretiyordu. Ben de, ağabeyim elimden tuttuğu ve bana birtakim şeyler öğrettiği için durumumdan hoşnuttum. Nesneleri bana evin disinda öğretiyordu. Çünkü ben evde kesiflerimi tek başima yaparak kendi kendimi eğitirken; yalniz olduğum için, yaniliyordum. Yanilinca da eninde sonunda hep dayak yiyordum. Önceleri kimse beni dövmezdi. Ama sonra her şeyi öğrendiler ve zamanlarini, benim bir şeytan, bir başbelası lanet olasica bir sokak kedisi olduğumu söyleyerek geçirmeye koyuldular. Buna aldirdigim yoktu. Sokakta olmasam şarki bile söylemeye başlardim. Şarki söylemek güzel sey. Totoca, şarki dan başka bir sey daha biliyordu: islık çalmayi! Ama ben ne kadar ugrasirsam ugrasayim, agzimdan ses çikmiyordu. Totoca isliğin tipki böyle çalindigini, ama şimdilık bir islıkçi agzina sahip olmadigimi söyleyerek beni yüreklendirdi. Yüksek sesle şarki söyleyemediğim için, sarkilari içimden söylüyordum. Garipti ama, çok da hos olabiliyordu. Pek küçükken annemin söylediği bir şarkiyi hatirliyordum. Güneşten korunmak için başina sardigi bir atkiyla çamasir teknesinin başindaydi. Beline bir önlük baglamisti ve orada saatler boyu, elleri suyun içinde, sabundan bol bol yaptigi köpüklerle oynar dururdu. Sonra çamasiri şikar, ipe kadar tasirdi. Bambulara bagli olan ipe bütün çamasirlari asardi. Evin giderlerine yardim etmek için Dr. Faulhaber ailesinin çamasirlarini yikiyordu. Annem uzun boyluydu, zayifti, ama çok güzeldi. Yanik nefis bir teni, siyah dümdüz saçlari vardi. Çözüp koy verdiği zaman bu saçlar beline kadar inerdi. Şarki söylemesi de çok güzeldi, öğrenmek için yanindan ayrilmazdim.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir