Adetime Daha Var Ama Göğsüm Ağrıyor

Yumurtanın döllenmesinden sonra geçen ilk haftalar, erken hamilelik ya da erken gebelik dönemi olarak adlandırılır. Bu dönemde az miktarda yükselen hormonlar nedeniyle her hamilelik anlaşılamayabilir ama vücutta yine de bazı belirtiler oluşmaya başlar.

Yumurtlama dönemlerinizde artığını fark ettiğiniz akıntınız, hamile kaldığınızda daha da artacaktır. Bunun sebebi ise östrojen hormonunun artmasıdır. Adet gecikmesini beklemeden önce akıntı miktarınızı gözlemleyerek hamile olup olmadığınız hakkında fikir yürütebilirsiniz.

Beklenen adet tarihinizde hala adet görmediyseniz, gebe olma ihtimaliniz vardır. Normalde olduğundan daha açık renkli bir kanamayla karşılaşıldığında da bunun gebeliğe işaret ediyor olma ihtimali yüksektir.

Bu sancılar, regl döneminde yaşadıklarımıza benzerler; ancak aynı değildirler. Embriyo rahminize yerleşmeye başladığından regl dönemindekilere benzer kramplar hissedebilirsiniz.

Artan hormonlar sebebiyle tırnaklarınızın normalden daha hızlı uzadığını fark etmeniz de erken hamilelik belirtileri arasında yer alır.

Normalde hiç rahatsız olmayacağınız kokular sizi sinir ediyorsa veya yediğiniz yemekler eskisinden daha lezzetli/kötü geliyorsa bu da hamilelik hormonları yüzünden.

Kan basıncınız değiştiğinde başlayan ağrılara gebe kalındıktan 3 hafta sonra, progesteron ve östrojen hormonlarındaki artışa bağlı olarak mide bulantısı da eklenebilir. İlk gün arasında implantasyon kanaması da görülebilir.

Tıpkı PMS döneminde yaşadığınız gibi hamilelikle beraber değişen hormonlarınız yüzünden bir gülüp bir ağlamanız da gayet olası.

Gebelik belirtileri arasında en belirgin özelliklerden bir diğeri ise memelerde hassasiyet oluşmasıdır. Hamileliğin ilk haftalarında memeleriniz şişebilir, ağrıyabilir, dokunulmayacak kadar hassas olabilir.

Hamileliğin ilk üç ayında en sık görülen rahatsızlıklardan biri de mide bulantılarıdır. Yükselen ve değişen hormonlar ve hamileliğin sebep olduğu tüm fiziksel değişimler mide bulantılarına sebebiyet verebilir. Genellikle sabahları ortaya çıkan mide bulantıları, bazen kusmaya ve halsizliğe de neden olur. Bulantıların şiddetti ve sıklığı her kadında farklı şekilde ortaya çıkabilir, bazen de gebelikte hiç mide bulantısı oluşmayabilir.

Erken gebelik belirtileri arasında kendini hızlıca gösteren belirtilerden biri de aşırı yorgunluk ve uyku halidir. Her zaman uyuduğunuz saatten daha erken uykunuz gelebilir ve sabahları uyanmak zorlaşır. Yükselen gebelik hormonları normalde olduğundan daha çabuk yorulmanıza ve halsizleşmenize sebep olabilir.

Bazı anne adayları gebeliğin ilk haftalarında aşırı derecede iştah artmasıyla karşılaşırken bazılarında iştah kaybı görülmektedir.

Normalde olduğundan daha sık tuvalet ihtiyacı duyulması da erken gebelik belirtilerinden biri sayılır. Bazı anne adayları 9 ay boyunca bu belirtiyi yaşarken bazen yalnızca hamileliğin son aylarında mesanenin yerinin daralmasıyla sık sık tuvalete çıkma ihtiyacı duyabilir.

Rahimde gebeliğin oluşmaya başlamasıyla metabolizmada birçok değişim meydana gelmeye başlar. Bunlardan biri de vücut ısısındaki değişikliklerdir. Vücut ısısında meydana gelen, ateşlenmiş hissi yaratan artışlar da yine hamilelik belirtileri arasında yer alır.

Hamilelik hormonları vücutta yükselmeye başladığında ruh halinizde de bazı değişiklikler sezebilirsiniz. Bazı duygular hamileliğin ilk haftalarında çok yoğun bir şekilde yaşanabilir.

Hamilelik döneminde yükselen progesteron seviyesi, kabızlığa sebep olabilir. Bu hormon, iç organlardaki besin akışını yavaşlatır. Bu sorunu hafifletmek için bolca su için, egzersiz yapın ve bol lif içerikli gıdalar tüketin.

Yukarıda saydığımız tüm bu belirtilere sahip olsanız bile, hamile olup olmadığınızdan emin olmak için yapabileceğiniz en iyi şey, eczaneden alacağınız bir gebelik testi ile hamile olup olmadığınızı kontrol etmektir. Sonuç ne olursa olsun, en doğru sonucu bir kan testi ile alabileceğinizi unutmayın. Test sonucunuzla bir doktora danıştığınızda yapılacak bir muayene ile de net olarak gebelik durumunuz hakkında bilgi alabilirsiniz.

Hamileliğin ilk 4 haftasında hamile olup olmadığınızı anlamanız mümkün olmasa da, vücudunuzda yükselen hormonlar nedeniyle bazı erken hamilelik belirtileri gösteriyor olabilirsiniz. Peki bu erken gebelik belirtilerini nasıl ayırt edeceksiniz?

Yumurta sağlıklı bir şekilde döllendiğinde ve gebelik oluştuğunda, vücutta hCG adı verilen bir hormon salgılanmaya başlanır. hCG hormonu normalde kanımızda ve idrarımızda az miktarda bulunur. Gebelik döneminde artış gösterdiği, kan ve idrar tahlilleri ile anlaşılır ve gebe olduğumuzdan bu hormonun miktarına bakarak emin olabiliriz.

Eczanelerden alabileceğiniz gebelik testlerinin güvenilirlik ve doğruluk oranının %99 olduğu söylenir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, adetiniz 10 günden az gecikmişse ve bir gebelik testi yaptıysanız, sonucun doğru olma olasığı %50'dir. Hamile olup olmadığınızı öğrenmenin en güvenilir yolu ise adetinizin gecikmesinden 10 gün sonra bir gebelik testi yapmanızdır. Sonucu teyit ettirmek için yine de bir kan testi yaptırmanız daha doğru olur.

Hamilelik belirtileri herkese göre farklılık gösterebilir ancak bazı kesinleşmiş belirtileri de göz önünde bulundurmak gerek. Detaylı bilgi için hamileliğin ilk haftaları makalemize göz atın.

Hamileliğin ilk haftaları, biz tam olarak farkında olmasak bile yumurtalıklarda ve rahimde çok hızlı değişimlerin meydana geldiği zamanlardır. Hala kanınızdaki hamilelik hormonları yeterince yükselmediği için ancak 3. ve 4. haftalarda hamile olduğunuzu kesin olarak öğrenebileceksiniz.

Erkeğin spermi ile kadının yumurtasının döllenmesi ile oluşan gebeliğin tam olarak ne zaman oluştuğunu bilmemiz her zaman mümkün olmayabiliyor. Bu yüzden hamilelik hesapları çoğu zaman kafa karıştırıcı gözükebilir. Genelde kullanılan yöntem, gebeliğin son adet tarihinize göre hesaplanmasıdır. Biz de hafta hafta gebelikile ilgili bilgiler verirken bu hesaplama yöntemine göre vücudunuzda ve bebeğinizde gelişen değişimleri açıklayacağız.

Henüz haberinizin olmaması içinizde hiçbir şey olmadığı anlamına gelmez. Bu haftalarda hamileliğinizde tahminen en önemli olaylardan biri başlıyor: Emplantasyon! Yani bebeğiniz, hafta hafta anne karnında bebek gelişimiyolculuğuna başlamak için rahminize yerleşiyor.

Bir kere embriyo rahminize yerleştiğinde, küçük top hücreler ikiye bölünür. Bir parçası embriyoyu ve diğer parçası da plasentayı oluşturacaktır. (Plasenta: Bebeğinizin 7/24 besinlerini alacağı, bebeğin eşi olarak da bilinen, hamilelikte oluşan ve bebekle birlikte rahimden çıkarak görevini tamamlayan bir organdır.) Hamilelik hormonlarıyla beraber değişen metabolizmanız ve rahminiz birlikte çalışarak yeni oluşmaya başlayan embriyoya ve plasentaya oksijen ve besinleri taşıyacak olan sistemi oluşturmaya başlamıştır bile.

Hamileliğin 4. haftasına doğru, vücudunuz meşhur hamilelik hormonlarının ilk damlalarını üretmeye başlayacak. Bu hormonlar, hamileliğinizin ilerleyen haftalarında en belirgin hamilelik belirtilerini de göstermenizden sorumlu olacaklar. Hamilelik hormonu olarak bilinen hCG, aynı zamanda evde yaptığınız hamilelik testinizde artı simgesini görmenizi sağlayacak olan hormondur. Bu haftanın sonunda küçüğünüz yüzlerce mikroskobik hücre tarafından oluşturulmuş olacak.

Bu hafta bebeğiniz rahme yerleşmeye başladığından, yerleşme kanaması olarak bilinen lekelenme türü bir kanama görmeniz tamamen normaldir. Ayrıca kendinizi yorgun hissediyorsanız veya göğüsleriniz büyümeye başladıysa, bunlar da hamileliğinizin erken sinyalleri olarak kabul edilebilir. Yükselmeye başlayan östrojen ve progesteron hormonlarına bağlı olarak da ani ruh hali değişimleri yaşamaya başlayabilirsiniz.

Hamileliğin ilk belirtileri hakkında detaylı bilgi için ilgili yazımıza göz atabilirsiniz:

Artan vücut sıcaklığı: Ovülasyon (yumurtlama) sürecine girerken vücut sıcaklığınız düşer, fakat ovülasyon tamamlandıktan sonra tekrar yükselir. Bu ısı değişiminin nedeni, aylık döngülerinizi düzenleyen östrojen ve progesteron hormonlarıdır. Döllenen yumurta, rahminize yerleşebilmek için belirli bir sıcaklığa ihtiyaç duyar ve hamilelikle birlikte yükselmeye başlayan hormonlar, vücudunuzdaki gerekli ısıyı üretebilmek için çalışmaya devam ederler.

Yumurta akı yoğunluğunda servikal mukoza (akıntı): Geçen hafta rahim mukozanız incelmişti ve bulutumsu bir görüntüye sahipti. Bu hafta ise çok ince, çok esnek ve şeffaf denebilecek ölçüde açık renkli; kısacası spermin yumurtaya doğru gelmesi için tüm yolculuk koşulları mükemmel.

Alt karın ağrısı (mittelschmerz): Her dört kadından biri acı veya alt karın bölgesinde yani yumurtlamanın olan tarafta bir dizi kramp hisseder. Yumurtalıklardan serbest bırakılan ve rahmen doğru yolculuğuna başlayan döllenmiş yumurta, bu hafif krampların sebebidir.

Halsizlik, yorgunluk ve bulantı: Birçok anne adayı hamileliğin ilk haftalarında kendilerini çok halsiz hisseder. Vücudunuzda meydana gelen ve çok hızlı bir şekilde ilerleyecek olan değişimler göz önüne alındığında, böyle hissetmeniz tamamen normaldir. Fırsat buldukça dinlenmeye çalışın ve bulantıları engellemek için de sık sık ve küçük öğünler halinde yemek yemeyi deneyin.

Hamilelikte spor yapmak her koşulda iyidir, hamileliğinizi daha rahat geçirmenizi sağlar ve hatta doğumunuzu da kolaylaştırır. Maratona hazırlanırmışcasına kendinizi zorlamadığınız sürece hamile olduğunuzu öğrendiğinizde spor yapmaya devam etmenizde hiçbir sakınca yoktur.

Eğer doğum öncesi vitaminlere hala başlamadıysanız şimdi başlayın. Günde mikrogram folik asit almanız çok önemli. Hap olarak tüketmek istemiyorsanız folik asit içeren besinleri beslenmenize dahil edebilirsiniz. Gebelikte beslenmenizi nasıl düzenlemeniz gerektiğinden emin olamıyorsanız bir beslenme uzmanına / diyetisyene danışabileceğinizi unutmayın.

Hamileliğin başlangıcından itibaren olan süreç, genellikle hafta hafta ifade edilir. Halk dilinde çoğunlukla "9 ay" olarak bildiğimiz hamilelik süresi, aslında tıbben "40 hafta" olarak kabul edilir. Anne karnındaki bebeğin gelişimi çok ufak değişimlerle ve bazen de çok hızlı gerçekleştiğinden, haftalara bölünmüş bir hamilelik hesabı genelde daha kolaydır. Peki sık sık duyduğumuz ilk trimester, ikinci trimester gibi kavramlar tam olarak neyi ifade eder?

Bebeğin gelişimini 3 aşamada da sınıflandırabiliyoruz. 3 aylık bölümlerden oluşan bu evrelere "trimester" adı veriliyor. Birinci trimester ilk üç aylık dönemi, ikinci trimester ikinci üç aylık dönemi ( ve 6. ayları) üçüncü trimester ise 7, 8 ve 9. ayları ifade eder.

Medicana International İstanbul Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Mehtap Derelioğlu hamileliğin 1. - 2. ve 3. haftasında vücuttaki değişimleri şöyle anlatıyor:

“Gebelikte ay takvimine göre 3. haftada kadının yumurta hücresi ile eşinin spermi birleşerek döllenme gerçekleşir. Döllenme olduktan sonra tek hücreli bir organizma oluşur. İlerleyen günlerde oluşan tek hücreli doku şekline gelir. Döllenme kadınların fallop tüpü dediğimiz bölgede oluşur. Fallop tüplerinin içinde bulunan minik tüy şeklindeki silialar düzenli olarak hareket ederek döllenmiş yumurtanın tüp içinden rahim içine taşınmasına yardımcı olur.

Döllenmenin 5. gününde blastosist adını verdiğimiz çok hücreli canlı doku rahim içinde kendi yuvalanma işlemini tamamlayacaktır. Fallop tüplerinde döllenmiş yumurta 7–10 günlük yolculuğunu tamamlayarak artık rahim içine geçer. Bu nedenle gebeliğin ultrasonografide tam tespit edilmesi biraz zaman alır, bu süreçte sabırlı olmak gerekir. Rahim içine yerleşmiş canlı doku büyüklüğü bu dönemde 0,1 mm dir. Yuvalanma döneminde bazen rahim duvarına yerleşim sırasında lekelenme tarzı açık renkli vajinal kanamalar izlenebilir.

Hamileliğin ilk ayında bedensel ve ruhsal olarak daha çok dinlenmeye ihtiyaç vardır. Annenin vücudunda meydana gelen birçok hormonal değişim annede hem fiziki yorgunluk hem de ruhsal gerginliğe neden olabilir. Yükselmeye başlayan gebelik hormonu annede halsizlik, yorgunluk ve bulantıyı tetikleyecektir.

Gebelik öncesinde eğer sigara, kafein ve alkol gibi alışkanlıklar varsa, gebelikte mutlaka bırakılmalıdır. Gebelik planlanmaya başlandığında bu alışkanlıklardan önceden vazgeçilmelidir. Beslenme konusunda öncelikle protein ağırlıklı beslenmeli ve vitaminlere de dikkat edilmelidir. Özellikle gebeliğin ilk 3 ayında folik asit kullanımına özen gösterilmelidir. Folik asit bebeğin-omurilik gelişimini destekleyen bir vitamindir. Gebelerde günlük alınma dozu miligramdır. Bunun dışında beslenmede folik asit içeren gıdalar (bakliyatlar mercimek, fasulye, narenciye, ıspanak, brokoli, marul ve sakatatlar) tüketilebilir. Eğer anne adayı gebelik sırasında sigara kullanımına devam eder ise vücudun ihtiyacı olan folik asit miktarı da artacaktır. Planlanan gebeliklerde folik asidin gebelik öncesi 3. aydan itibaren başlanması uygundur.”