yara bandi ile abdest alinirmi / Dikisli yara varken gusul abdesti olur mu? – funduszeue.info

Yara Bandi Ile Abdest Alinirmi

yara bandi ile abdest alinirmi

Tuba Nasır bandı nasıl kullanılır?

İçindekiler:

  1. Tuba Nasır bandı nasıl kullanılır?
  2. Nasır bandı yakar mı?
  3. Dr Scholl nasır bandı nasıl kullanılır?
  4. Nasır bandı gusle engel mi?
  5. Yara bandı ile abdest alınır mı?
  6. Gusülde mesh olur mu?
  7. Mesh etmek ne demek?

Tuba Nasır bandı nasıl kullanılır?

Tuba Antiseptik Nasır Yakısı, uygulandığı noktada 3 gün boyunca tutulmalıdır. Ardından yumuşamış olan nasır bir pens ile alınmalı, yerine bir miktar tentürdiyot sürülmelidir. Çok eski nasırlar için yeni bir Tuba antiseptik Nasır Yakısı daha 3 gün boyunca kullanılmalıdır.

Nasır bandı yakar mı?

Nasır için Nasır Bandı Kullanmak Nasır bandının içerisindeki salisilik asit nasırlı dokuyu yakar, nasırın köküne ulaşamaz. Mor boyasıyla ayağınızı boyar ve nasırlı bölgenin temizlenirken canlı dokudan ayırt edilmesini zorlaştırır.

Dr Scholl nasır bandı nasıl kullanılır?

Kullanım Şekli : İlaçlı diski yapışkanlı kağıdından ayırın. Nasırı merkezleyerek yapışkanlı tarafı cilde gelecek şekilde yapıştırın. Flasteri üzerine yapıştırın. Nasır çıkana kadar günlük olarak tekrarlayın.

Nasır bandı gusle engel mi?

SUAL(Abdest-Nasır bandı)* : Bir kişinin ayağında nasır var ve nasır bandı yapıştırıyor. Bandın tesir edebilmesi için 3 gün çıkarmamak gerekiyor. Gusülde ve abdestte bu şekilde hareket edersiniz.

Yara bandı ile abdest alınır mı?

Bir yaradan dolayı eline yara bandı yapıştıran kimse, her abdest aldığında bu bandı çıkarmak zorunda değildir. Ellerini yıkarken bandın üzerini meshetmesi yeterlidir.

Gusülde mesh olur mu?

Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı bulunması abdeste ve gusle engel değildir. Vücudun bir yerinde sargı bulunursa abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır; su yaraya zarar verecekse yaranın etrafı yıkanıp yaranın üstü mesh edilir.

Mesh etmek ne demek?

Mesh etmek bir şeyin üstünde elin gezdirilmesi işlemidir. Bir şeyi el ile silmek mesh etmek demektir. İslami bir terim olan mesh etmek abdest alma sırasında yerine getirilen bir temizlik işlemidir. Mest üzerine ve sargı üzerine de abdest alma sırasında mesh etme işlemi uygulanmaktadır.

Sual: Diş dolgusu veya diş kaplamasının gusl abdesti bakımından hükmü nedir?

Cevab:

Hanefî ve Hanbelî mezhebinde gusl abdestinde ağzın içini yıkamak farz ise de, Mâlikî ve Şâfiî mezhebinde farz değildir. Bir kimsenin bir ameli, bir ibâdeti dört mezhebden birine göre sahih ise, tamamdır, bir şey lâzım gelmez. Hele bu iki mezhepten birini taklit ederse hiç mesele kalmaz. Gusl abdesti alıp, namaz kılan birine, ağzında diş dolgusu veya kaplaması olduğu için gusl abdestinin ve namazlarının sahih olmayacağını söylemek yerine, kurtuluş yolu bildirmek gerekir. Kaplama ve dolgusu olan Hanefîler böylece, “Ümmetimin müctehidleri arasındaki ayrılık, rahmet-i ilahiyyedir” hadîs-i şerifindeki rahmete kavuşurlar inşallah. İbâdet yapmakta veya haramdan sakınmakta harac (zorluk) olunca, harac bulunmayan başka bir mezhebi taklid etmek usul-i fıkh kâidesidir.

Bazı âlimler diş dolgusu ve kaplamayı sıhhati muhafaza çerçevesinde câiz görür; ama dişe yapışıp altına su geçmeyen hamurun gusle mâni olduğu istikametindeki Hanefî kavline kıyasen, bu kişinin guslünün Hanefî mezhebine göre câiz olmayacağından, Mâlikî veya Şâfiî mezhebini taklid etmesi gerektiğini söyler. Nitekim bir talebesi Abdülhakîm Arvâsî’ye gelip “Ben bugün Bayezid Câmii’nde bir vâiz dinledim. Ağzında kaplama dişi olanların guslü sahih olmaz. Binaenaleyh cünüplükten kurtulmazlar” dediğini nakletmiş. Abdülhakîm Efendi ise, “Doğru söylemiş, ama noksan söylemiş. Eğer Şâfiî mezhebini taklid ederse cünüplükten kurtulur” buyurmuş. Abdülhakîm Efendi’nin talebelerinden Hüseyn Hilmi Işık Efendi de hocasının bu fetvâsını nakleder. Deriye yapışan mumun ve ağza yapışan hamurun altına su geçirmediği için gusle mâni olduğu hükmüne dayandırarak müdafaa eder.

Seyyid Abdülhakîm Efendi, gayrı matbu Namaz Risâlesi’nde buyuruyor ki: “Ağzın ve burnun içini yıkamak, ya’ni buralara suyu îsâl etmek Şâfiî’de farz değildir. Hanefî mezhebinde ise, buralara suyu îsâl etmek farzdır. Bunun içindir ki, Hanefî mezhebinde olanlar, dişlerini kaplatamazlar ve doldurtamazlar. Çünki buralara su isabet etmez. Dişini kaplatan veya doldurtan, Şâfiî mezhebini taklid eder.” Gusl abdestinde, Hanefî mezhebine göre ağzın içini yıkamak farz olduğundan, diş dolduran veya kaplatanların Mâlikî veya Şâfiî mezhebini taklid etmeleri lâzımdır. Zira bu iki mezhebde guslederken ağzın içini yıkamak farz değildir. Hilmi Işık, Seâdet-i Ebediyye, s

Diş dolgusu ve kaplaması son zamanlarda ortaya çıkmış bir meseledir. Osmanlı ulemâsından Bolvadinli müderris Yunuszâde Vehbi Efendi gibi zâtlar da diş kaplaması ve dolgusunun, gusül abdesitine mani olduğu yolunda fetvâ vermiştir. (İctihada Dair, Sırat-ı Müstekim, Cilt: 3, Aded: 57, 24 Eylül , Sahife: 74) Ömer Nasuhi Bilmen’in de son günlerinde bu fetvâyı kabul ettiğini kendisinden bizzat nakleden -Prof. Dr. Zeki Çıkman, Prof. Dr. Mustafa Çetin Varlık, Süleyman Kuku gibi- bazı zâtlardan işittik.

Bazıları ise cebîre ve örgülü saça kıyasen diş dolgusunun gusle mâni olmadığını söylemiştir. Diyânet de buna itibar etmiştir. Çoklarının delil getirdiği üzere Said Nursî, senesinde kendisine sorulan bir sual üzerine “Bu bir ictihadî mesele olduğu ve ben de müctehid olmadığım halde..” diyerek başladığı cevabda, diş dolgusunu yaranın sargısına benzetip, umumî belvâ olarak görüyor ve kendi mezhebi olan Şâfiî ictihadına uygun olarak cevaz veriyor. Mamafih Said Nursî'nin nin son zamanlarında kendisini ziyarete gelen bazı talebelerine [yanlış hatırlamıyorsam Hulusi Yahyagil’e], diş kaplatmanın Hanefîler için zor olacağını söylediğini; bunu işitenlerin kaplama dişlerini söktürdüklerini talebesinden hemşehrimiz merhum Hamza Emek'ten bizzat dinledik.

Osmanlılar zamanında önceleri diş kaplamasının gusle mâni olduğuna dair fetvânın câri olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim Şeyhülislamlık diş doldurtanın gusül abdestinin sahih olmadığına 'de fetva vermiştir. Fetvâ sûreti: “Boş dişlerini doldurma ve kaplamada cevâz-ı şer’î var mıdır? Yoktur. (25 Eylül /m)” İstanbul Müftülüğü, Fetvâhâne-i Âli Defterleri, Numaralı Defter, No: Bu tarihte Musa Kâzım Efendi şeyhülislâmlık makamındadır. Bazılarının iddia ettiği ve Mecmua-ı Cedide adlı fetva kitabında neşrettiği cevaz fetvasının doğru olmadığı anlaşılmaktadır.

Tek Parti devrinde Maarif Vekâleti tarafından çıkartılan "Osmanlı İmparatorluğundan Türkiye Cumhuriyetine - Nasıldı Nasıl Oldu?" adlı kitapta, Osmanlı Müslümanları, diş dolgusunun Hanefî mezhebinde gusle mâni olduğuna inandıkları için alaya alınır. İttihat ve Terakki devrinde, modernistlerin neşr vasıtası hükmündeki Sebilürreşâd mecmuasında yazı yazan İzmirli İsmail Hakkı tarafından mesele mugâlata mevzuu hâline getirilmiş; sonra da bir cevaz fetvâsı elde edilmiştir. Bu fetvâ, şeyhülislâmlıkta fetvâ müsevvidi Ali Murtedâ tarafından Mecmua-i Cedîde adlı fetvâ mecmuasının yeni baskısında neşredilmiştir. Sonradan diş dolgu ve kaplamasının gusle mâni olmadığını söyleyenler de, hep bu fetvâ denilen söze dayanmışlardır. Fetvânın altına da önce Hasen Hayrullah, sonra Hasen Fehmi Efendilerin ismi yazılmıştır. Halbuki bu iki isim, Mecmua-i Cedide’nin ilk baskısı sırasında şeyhülislâm idiler. O baskıda ise bu fetvâ yoktur. İkinci baskısı yapılırken eklenmiştir. Bu zamanda da şeyhülislâmlık makamında -masonlukla da itham edilmiş olan- Musa Kâzım Efendi oturmakta idi. Öyleyse burada da bir ilmî sahtekârlık mevzubahistir. Zira Muallim Cevdet, şeyhülislâmlığın, diş dolgusunun gusle mâni olduğu fetvâsından bahsediyor. ( tarihli bu makale, Mektep ve Medrese adlı kitapta vardır.) Demek ki şeyhülislâmlığın, diş dolgusunun gusle mâni olduğuna fetvâ verdiği; İttihatçılar zamanında, bu fetvânın değiştirildiği anlaşılmaktadır

Şurası bir hakikattir ki, Hanefî mezhebi ihtiyat üzerine kuruludur. İki kavil ile karşılaşınca, ahzü bi’l-ehvat (ihtiyatlı olanı almak) mezhebin kaidesidir. Meselâ İmam Ebu Hanife, seferîlik için bildirilen muhtelif mesafelerden en uzun olanına itibar etmiştir. Zira üç günlük seferde namaz kısaltıldığı için uzun olanı almayı ihtiyatlı görmüştür. Mehrin asgari mikdarında, hırsızlık haddinde cezanın infazı için malın taşıması gereken kıymette de ihtiyatlı olanı esas almıştır. Diş dolgusu ve kaplaması hususunda adem-i cevaz fetvası verilirse, bu fetvâ doğru olmasa bile, mükellefin kaybedeceği bir şey olmadığı gibi, mezheblerin hilafından çıktığı için müstehab sevabı alır. Ama eğer adem-i cevâz fetvâsı doğru ise, mükellefin guslü, binaenaleyh namazı sahih olmamak tehlikesi vardır.

13 Temmuz Cuma

Sual: Yatalak bir hasta, nasıl abdest alır, nasıl namaz kılar?
CEVAP
Abdest alması veya aldırtılması mümkün değilse, teyemmüm eder, namazlarını ima ile kılar. (Merakıl-felah)

Kesilen yeri yıkar
Sual: Ayağı topuk kemiğinden kesik olan, kesilen yeri abdestte yıkaması gerekir mi?
CEVAP
Evet.

Ayağında protez olan
Sual: Ayağım topuk kemiğinden kesik olduğu için protez kullanıyorum. Protezi giyip çıkarmam zordur. Bu özür olur mu?
CEVAP
Evet. Protezin üstünden mesh etmek caizdir.

Elde olmadan yel kaçıran
Sual: Akıntısı olan ve yel kaçıran yani gelen yeli tutamayan hanımlar da Maliki’yi taklit edebilir mi?
CEVAP
Evet. Sadece erkeklere mahsus değil. Kadın da yel kaçırır. Elinde olmadan kaçırmak Maliki’yi taklit edenin abdestini bozmaz. Namaz kılarken böyle bir durum meydana gelirse namaz bittikten sonra abdesti devam eder, namazı da bozulmaz.

Abdestini bozmaz
Sual: Bir insanın hem yel hem idrar özrü varsa yani gelen yeli ve idrarı tutamıyorsa, nasıl yapmalı?
CEVAP
Maliki’yi taklit etmeli. İsterse beş tane özrü olsun, hiç biri abdesti bozmaz. Yani elde olmadan çıkan yel, idrar, akıntı, ishal, basur kanı, yaradan çıbandan çıkan kan irin, burun kanaması, gözden ağrı ile gelen yaşlar vs. abdesti bozmaz. Başka abdesti bozan bir şey olmazsa, sabahtan yatsıya kadar namaz kılar Kur’an okur. Çünkü abdesti bozulmadı. Ama Hanefi mezhebinde farklı, Hanefi’de her namaz vakti girince abdest alması gerekir.

İdrar kaçıran kimse
Sual:
İdrar kaçıran özürlü bir Hanefî, az da olsa isteyerek idrar yapsa, abdesti bozulmuş olur mu?
CEVAP
Özürlü olduğu için elde olmadan zaten idrarı damlıyor, idrarını tutamıyor. Bu arada kendi zorlamasıyla da olsa idrar yapsa abdesti bozulmuş olmaz.

İdrar kaçıranın namazı
Sual: Günde bir defa veya iki günde bir defa idrar kaçırıyorum. Bazen namazda kaçırdığımı sanıyorum. Namazım sahih oluyor mu?
CEVAP
İdrar kaçıran, fakat sizin gibi özür sahibi olmayan kimse, temiz olarak bağladığı bezde yaşlık görür, ne vakit damladığını bilmezse, hayz kanında olduğu gibi, gördüğü anda damladı sayılır. Şüphe eden kimse, namaza dururken beze bakar, yaşlık görürse, yeniden abdest alır. Namazda iken şüphelenirse, selam verince hemen bakıp, damlamış olduğunu görürse, namazını iade eder. Selamdan birkaç dakika sonra bakıp görürse, namazını abdestli kılmış sayılır.

Bu durumda olan kimse, Hanefi’de özürlü sayılmaz ise de, Maliki’de özürlü sayılır. Onun için Maliki mezhebini taklit ederse, idrar kaçırmakla abdesti bozulmuş olmaz ve namazda iken beze veya çamaşıra akan idrar da necis sayılmaz. Bu ruhsattan faydalanıp kendimizi sıkıntıya sokmamalıyız.

Necasetli çamaşırla namaz
Sual: İdrar için, sonda takıldı. İdrar, bir torbada birikiyor. Üstüm başım necasetlidir. Bu durumda Maliki’yi taklit edip necasetli çamaşır ile namaz kılmam caiz midir? Yoksa kılmayıp iyi olunca mı kaza etmeliyim?
CEVAP
Kazaya bırakmak haramdır, başka çareniz olmadığı için, o hâliyle kılmak caizdir. Maliki’de necaset namaza mani değildir.

Ameliyatlı hastadan gelen necaset
Sual: Ameliyatla, karnımdan delik açılarak torba bağladılar. Torbadan bazen necaset sızıyor. Maliki’yi taklit caiz mi?
CEVAP
Evet.

Kendiliğinden olan akıntı
Sual: İdrar yollarımı üşüttüğüm için devamlı tuvalete gitme ihtiyacı duyuyorum. Namaz kılarken beni rahatsız ediyor, bu durumda kılmam mekruh olur mu? Kaza namazlarına iyileşinceye kadar ara vermem daha mı iyi olur?
CEVAP
Mekruh olmaz. Maliki’yi taklit ederseniz, kendiliğinden akıntı olursa abdestiniz bozulmaz. Kaza kılmayı geciktirmeyin. Maliki’yi taklit edip, o hâlinizle kılın.

Ağızdan gelen kan
Sual: Dişini çektiren kimsenin kanaması devam ediyorsa, vaktin sonunu mu bekler, yoksa hemen kılabilir mi?
CEVAP
Vaktin sonunu beklemesine lüzum yoktur, hemen kılabilir. Çünkü ağızdan kan çıkmadığı müddetçe, abdest bozulmuş olmaz.

Ağzı tuz ile gargara yaptıktan sonra, pamuk konur. Sonra abdest alıp namaz kılınır. Şayet namaz kılarken ağızdan dışarı kan çıkarsa abdest bozulur. Abdestin bu sebeple bozulmaması için, gusül ve abdest alırken Maliki taklit edilir. O zaman dişten gelen kan, ağızdan dışarı çıksa da abdest bozulmuş olmaz.

Diş etleri kanayan
Sual: Diş etleri kanayan nasıl abdest alır?
CEVAP
Hanefî mezhebine göre özür sahibi olabilmek için, kanamanın bir namaz vaktinin başından sonuna kadar devam etmesi gerekir. Sonraki vakitlerde de, en az bir defa akarsa özür sahibi olur. Bir defa akmazsa özür sahibi olmaz. Hanefî mezhebine göre özür sahibi olamayan bir kişi, Mâlikî mezhebini taklit eder. Mâlikî mezhebinde diş kanamaları abdesti bozmaz. Bir abdest ile, abdesti bozan başka şey olmazsa istediği kadar namaz kılar. Mesela sabah abdesti ile yatsıyı bile kılar.

Yardımcısız hasta
Sual: Bir yardımcısız hasta, nasıl abdest alır ve gusleder?
CEVAP
Abdest alamayan bir hasta, bir yardımcı bulamazsa, teyemmüm edip namaz kılar.

Yaşlıların abdesti
Sual: Yaşlı anne babam abdestte çok sıkıntı çekiyorlar. Ne tavsiye edersiniz?
CEVAP
Yaşlılar genelde özür sahibi olurlar. Bunlar Maliki’yi taklit ederse akıntıları, yel kaçırmaları yani gelen yeli tutamamaları, idrar kaçırmaları, kanamaları abdestlerini bozmaz. Nasıl diş dolgusu için Maliki taklit ediliyorsa, hastalık için de aynen taklit edilir.

Elinde yara olanın abdesti
Sual: Elinde çatlak, yara veya egzama olan nasıl abdest alır ve gusleder?
CEVAP
Elindeki çatlak, yara veya egzamayı ıslatmak zarar verirse, eline eldiven takıp, eldiven ile abdest alabilirse, böyle abdest alması gerekir. Eldiven bulamazsa, ellerine su alamaz ve yüzünü, başını, ayaklarını suya sokamaz ise, teyemmüm eder. Yaralı kısımları ıslatmadan gusledemezse, yine teyemmüm eder.

Ellerini kullanamayan
Sual: İki eli çolak veya felçli olup kullanamayan nasıl taharet edip abdest alır?
CEVAP
Elleri çolak olan, taharetlenmez. Kollarını toprağa, yüzünü duvara sürüp teyemmüm eder.

Abdest uzuvları yaralı olan
Sual: Abdest uzuvlarının bir kısmı yaralı olan nasıl abdest alır?
CEVAP
Abdest uzuvlarından hepsinin yarıdan çoğu veya dört abdest uzvundan ikisi sağlam ise, abdest alıp, yaralı yerleri mesh eder. Mesh zarar verirse, sargı üzerine mesh eder. Abdest uzuvlarının yarıdan çoğu yaralı ise teyemmüm eder. Teyemmüm edenin, bazı yerleri yıkaması caiz değildir.

Başı ve yüzü yara olan
Sual: Başım ve yüzüm tamamen yara beredir. Vücudumu yıkarken yüzüme de su sıçrayabiliyor. Doktor, su değmemesini söyledi. Bu durumda nasıl abdest alırım ve nasıl guslederim?
CEVAP
Baştan boynunuza kadar olan kısma renksiz bir poşet geçirirsiniz. Vücudunuzun diğer yerlerini yıkarsınız. Islak el ile, baş ve yüzünüzü poşetin üstünden mesh edersiniz. Eğer poşetin üstünden başınızdan aşağı su dökerseniz mesh yerine geçer. Ayrıca mesh etmenizin de mahzuru olmaz.

Sargı üstüne mesh
Sual: Abdest veya gusülde, su değmemesi gereken bir yerin üstüne sarılan sargının veya poşetin üstünü mesh etsek, sonra bunları kaldırınca yıkanmamış yeri mesh etmek gerekir mi?
CEVAP
Yaranın, çıbanın, derideki çatlak veya yarıkların üzerine veya içine konan merhem, pamuk, fitil, gazlı bez, sargı gibi şeylerin çözülmesi, çıkarılması yaraya zarar verirse veya bunlar çıkınca, yıkamak veya mesh etmek zarar verirse, bunlardan merhem, poşet gibi, su geçirmeyenler üzerine su akıtılır. Su geçirenler üzerine mesh edilir. Zarar vermek, şifanın gecikmesi yahut ağrının artması demektir.

Mesh ettikten sonra, bunlar, yara iyi olmadan alınır veya düşerlerse, mesh bozulmaz. Yara iyi olup da düşerlerse, altlarını yıkamak gerekir. Bunlar üzerine mesh, altlarını yıkamak yerine geçer. Bunlara mesh eden, özür sahibi olmaz, böyle biri, sağlam kimselere imam olabilir. Salih ve uzman doktorun(Islatılmaması lazımdır) dediği bir yer, yara gibi olur. Bunlara mesh etmekte, abdestsiz ve cünüp arasında, fark yoktur. (S. Ebediyye)

Alçının üstü mesh edilir
Sual: Sağ ayağım burkulduğu için alçıya aldılar, herhangi bir kanama veya yara yok, buna rağmen her vakit namazda abdest tazelemem lazım mı, yoksa bir abdestle iki üç vakit namazı kılabilir miyim?
CEVAP
Evet, abdest bozulmadan beş vakit de kılabilirsiniz. Bozulunca, abdest alırken alçının üstü mesh edilir.

Özür sahibi
Sual: Trafik kazası geçirdim. Birkaç haftadır, alçılı koluma mesh ederek abdest alıyorum. Bir hoca, (Sen özürlüsün, vaktin sonuna kadar bekleyerek her namaz vaktinde abdest alman gerekir) dedi. Doğru mudur?
CEVAP
Çok yanlıştır. Bir kere, kolu sargılı olan özürlü olmaz, bir akıntısı olan özür sahibi olabilir. Sabah aldığı abdestle, abdesti bozan bir şey olmadıkça, yatsıyı da aynı abdestle kılabilir. İkincisi, özürlü olan da yine vaktin sonunu beklemez. Özür sahibi olmayıp da, akıntısı ilk defa olan kimse, vaktin sonuna kadar bekler. Bunun, alçılı kol ile alakası yoktur.

Sık sık kusanın abdesti
Sual: Hastalık veya hamilelik sebebiyle sık sık kusan kimsenin abdesti bozulur mu?
CEVAP
Maliki’yi taklit ederse bozulmaz.

Burnu kanayanın abdesti
Sual: Bir hastalık sebebiyle zaman zaman burun kanasa abdest bozulmuş olur mu?
CEVAP
Burundan kan akarsa elbette abdest bozulur; ama Maliki’yi taklit edenin abdestini bozmaz; çünkü elinde olmadan akıyor. Semavi bir özürle aktığı için abdesti bozmaz. Burnunu bir yere vurup kanatsa semavi özür olmadığı için abdesti bozulur.

Namazda burnu kanayan
Sual: Sık sık veya ara sıra burnu kanayan kimsenin, namazda iken burnu kanasa abdesti ve namazı bozulur mu?
CEVAP
Maliki’yi taklit ederse, abdesti de namazı da bozulmuş olmaz.

Malikiyi taklit eden beklemez
Sual: Bir vaktin girmesiyle eli veya herhangi bir yeri kanayan bir kimse, farzı kılacak kadar bir zamanda kan durmazsa, vaktin sonuna doğru o haliyle vaktin farz namazını kılabiliyorken, yatsı vaktinin girmesiyle eli kanayan ve kanaması devam eden bir kimse yatsı namazını ve vitri kılmak için yatsının son vakti olan imsak vaktine kadar mı beklemesi lazım?
CEVAP
Evet; ancak Maliki taklit edilirse hemen kılınır, sabaha kadar beklenmez.

Ayaktaki yaradan çıkan kan
Sual: Ayağında mantar ve yara olan, ayakta durunca tazyikten dolayı kan veya irin çıkan abdestinin bozulmaması için oturarak kılması caiz midir?
CEVAP
Evet, caizdir. (Hindiyye)

Böyle hallerde Maliki mezhebini taklit etmek iyi olur. Maliki taklit edilirse, çıkan kan, irin abdesti bozmaz. Bunun gibi sebeplerle veya başka bir özürden dolayı Maliki mezhebi taklit edilirken, gusülde, abdestte ve namazda Maliki’nin farzlarına ve müfsitlerine riayet etmek gerekir.

Basurdan akan kan
Sual: Basur hastasıyım, kanama oluyor, çamaşırım kirleniyor. Abdestli durmam zor. Bir kolayı yok mu?
CEVAP
Kolayı var. Maliki mezhebini bu konuda taklit ederseniz, basurdan akan kan, abdesti bozmadığı gibi, necis de sayılmaz. Yani namaz içinde kan gelse, hem abdestiniz bozulmaz, hem de çamaşırı kirleten kan, necis sayılmadığı için o hâliyle kılabilirsiniz.

Namazdan önce kan gelirse, yine abdestinizi bozmaz ancak imkan ve vakit varsa çamaşırınızı değiştirmeniz gerekir, çünkü kendi mezhebimizden çıkmış değiliz. İmkan yoksa, o hâliyle kılmak caizdir.

Günde bir defa
Sual: Kadın, günde bir defa gelen akıntı için, Maliki’yi taklit eder mi?
CEVAP
Evet.

Maliki’de özür sahibi olur
Sual: Günde sefer akıntısı olan bir hanım özür sahibi midir? Akıntısının ne zaman olduğunu hissetmediği zaman da oluyor. Abdestinden devamlı şüpheleniyor. Bu durumda ne yapması gerekir?
CEVAP
Hanefi’de özürlü olabilmek için iki namaz arasında en az bir kere gelmesi gerekir. Yani günde beş kere akıntı gelmesi lazım ki özürlü olasınız. Maliki’de ise günde bir kere gelse hatta üç beş günde bir kere gelse bile yine özürlü oluyor. Onun için Maliki’yi taklit ederseniz akıntılar abdesti bozmaz, isterse namazda gelsin mahzuru olmaz.

Abdestte kolaylık
Sual: Doktor bir bayanım. Bayanlarda mensturuel sıklusun yani aylık âdet döngüsünün dönemlerine bağlı olarak miktarı ve kıvamı değişen fizyolojik yani doğal akıntı vardır. Bu akıntı meselesi abdest ve namaz konusunda bayanların yaşadığı en büyük sıkıntı. Ancak benim birçok tesettürlü arkadaşım var ve hiçbirinin böyle bir şeyden yani Maliki mezhebini taklitten haberleri yok. O zaman kadınlar Maliki’yi neden taklit etmiyorlar?
CEVAP
Bilmedikleri için taklit etmiyorlar. Çekinip rahatça soru soramamalarından bu sıkıntıyı çekiyorlar. Maliki’yi taklit etseler rahat edecekler. Bu akıntılar ne abdestlerini ne de namazlarını bozacak.

Ayrıca, iç çamaşırına akıntı bulaşmış ise, temizini bulmak zor olursa, bunu değiştirmeden namaz kılabilir. Maliki’de necaseti temizlemek farz değil. İhtiyaç halinde necasetle namaz kılmak caizdir.

Doğal akıntı nasıl olur?
Sual: Doğal akıntı sarı akıntı mı, rengi nasıl? Evlide bekârda değişir mi? Menopozdan sonra da doğal akıntı olur mu? Bu doğal akıntı nedir, diğerlerinden farkını nasıl anlayacağız?
CEVAP
Nisaiye uzmanı bayan doktor diyor ki:
Doğal akıntı denilen şeyin rengi aslında şeffaf-beyaz arasıdır. Ancak bu akıntı çamaşırda veya pamukta birikince ve biraz bekleyince sarımsı renk alır. Dolayısıyla çamaşırda görülen sarı renk doğaldır. Evlide bekârda aynıdır. Menopozdan sonra olmaz, ancak eğer hormon hapı kullanılıyorsa, bir rahatsızlık varsa olabilir.

Maliki’de bozmaz
Sual: Kadınların hayzı bittikten sonra, istihaza yani özür hâli oluyor. Normal akıntıları da oluyor. Bunlar için Maliki’yi taklit edebilir mi?
CEVAP
Evet, taklit eder ve bu durumlar abdesti bozmaz.

Akıntısı olan
Sual: 13 yaşında buluğa eren kızım akıntıdan dolayı Maliki mezhebine uyabilir mi?
CEVAP
Elbette, akıntısı o zaman abdestini bozmaz.

Eli kesik olanın abdesti
Sual:
Eli kesik olan nasıl abdest alır?
CEVAP
Bir eli kesik olan, diğer eli ile abdest alır. İki eli kesik olan, elini, yüzünü toprağa sürer. (İslam Ahlâkı)

Başka biri, buna abdest aldırabilir, teyemmüm de ettirebilir.

Sual: Abdest uzuvlarında yaralar bulunan bir kimse, nasıl abdest alır?
CEVAP
Abdest uzuvlarının çoğunda veya yarısında yara bulunan kimse, teyemmüm eder. Çoğu sağlam ise, sağlamını yıkayıp yaralara mesh eder. Gusülde, bedenin hepsi, bir uzuv sayılır. Bedenin yarısı yaralı ise, teyemmüm eder.

Sual: Bir kimsenin başında hastalık ve yaralar varsa, abdest alırken ne yapması, nasıl hareket etmesi gerekir?
CEVAP
Bu konu ile alakalı olarak Merâk-ıl-felâhın Tahtâvî hâşiyesinde deniyor ki:
 “Başında hastalık olup, abdestte başını meshetmek zarar verirse, meshetmek sakıt olur.” Yani abdest alırken başını meshetmez, sadece diğer uzuvlarını yıkar.

Sual: Hasta bir kimse, su ile abdest aldığında, bu hal kendisine zarar verirse, teyemmüm yapabilir mi?
CEVAP
Merâk-ıl-felâhın Tahtâvî haşiyesinde, konu ile alakalı olarak deniyor ki:
“Hastalık, teyemmüm etmek için özürdür. Ancak sağlam kimsenin, abdest alınca, hasta olacağından korkması özür olmaz. Sağlam kimse oruç tutunca, hasta olacağından korkarsa, kazaya bırakması caiz olur diyen âlimler ise, hasta olmaktan korkan kimsenin de teyemmüm etmesi caiz olur dediler. Hastaya, su ile abdest almak ve hareket etmesi zarar verirse, teyemmüm yapar. Suyun veya hareketin zarar vermesi, kendinin çok zannetmesi veya Müslüman ve mütehassıs bir doktorun haber vermesi ile anlaşılır. Fıskı açıkça bilinmeyen doktorun sözü de kabul edilir.”

Sual: Ellerde zaman zaman meydana gelen çatlaklar oluyor. Bu çatlaklardan bazısı büyük de olmaktadır. Abdest alırken geniş olarak açılan bu yerler de yıkanacak mıdır?
CEVAP
Abdest alırken, deri üzerindeki yarık yıkanır. Su değdirmesi zarar veriyorsa, mesh eder. Mesh etmek de mümkün değilse, mesh de terk olunur. Ayağındaki yarığa merhem sürmüş kimse, merhemin üstünü yıkar. Yıkamak yaraya zarar verirse, o zaman mesh eder. Yıkadıktan sonra merhem düşerse, altı iyi olmuş ise, altını yıkar. İyi olmamış ise, yıkamaz. İki elinde yarık, yara olup su ile abdest alması zarar verirse, teyemmüm eder. Bir eli sağlam ise, bunun ile abdest alır. Eli dirsekten, ayağı topuktan kesilmiş ise, kesik yeri yıkar.

Sual: Abdest ve gusül alamayan hasta bir kimse de özürlü mü sayılır, özürlü gibi mi abdest alır?
CEVAP
Özür, yalnız abdesti bozan şeylerdir. Abdest veya gusül abdesti alamayan hasta, özürlü olmaz. Böyle olan bir kimse, yerine göre, su değmeyecek uzvunu mesh ederek abdest alır veya teyemmüm ederek, namazlarını sağlam kimse gibi kılar.

Sual: Hanefi veya Şafii mezhebinde olup idrar yollarındaki rahatsızlıktan dolayı idrar kaçıran bir kimse, her namaz vakti abdest almakta güçlük çekiyorsa, ne yapması, nasıl hareket etmesi lazımdır?
CEVAP
Böyle olan hasta ve yaşlılar, gusül, abdest ve namazda Maliki mezhebinin şartlarına riayet ederek bu mezhebi taklit etmelidir. El-fıkh-u alel mezâhibil-erbe'a kitabında deniyor ki:
“Maliki mezhebinin ikinci kavline göre, özür sahibi olmak için, hastalık sebebi ile çıkan, abdesti bozan bir şeyin bir kere çıkması kafidir. Bir namaz vakti içinde devamlı çıkması lazım değildir. Namazdan evvel veya namaz içinde idrar, yel kaçıran hastaların ve ihtiyarların abdestlerinin ve namazlarının bozulmaması için, haraç ve meşakkat hâlinde, bunların Maliki mezhebini taklit etmeleri ve imam olmaları sahih olur.”

Sual: El ve ayaktaki çatlaklara, merhem sürüldüğü zaman, abdest alırken ne şekilde hareket edeceğiz?
CEVAP
El veya ayak tabanındaki yarığa, çatlağa su zarar verirse ve merhem de kullanılıyorsa, merhemin üstü yıkanır. Bu da zarar verirse, yara mesh edilir. Bu da zarar verirse, yara üzerindeki sargı mesh edilir. Bu da zarar verirse, başka mezhep taklit edilemez. Çünkü diğer üç mezhepte de bu hâl, zarurettir, affedilmiştir. Gusülde de böyledir. Zararı olmayanı yapmak lazımdır. Abdest alırken soğuk su zarar verip, sıcak su zarar vermezse, sıcak su ile abdest uzuvlarını yıkamak lazım olur. İlaç yaranın, yarığın kenarındaki sağlam deriye aşmış ise, bunun altını yıkamak lazım olur. Göz kapakları üstünü yıkamak da, göz ağrısı yaparsa, böyledir. Abdestten, gusülden sonra tıraş olunca, tıraş yerlerini yıkamak lazım olmaz. Tırnak kesmek de böyledir.

Sual: Elleri yara olan bir kimse, yine su ile mi abdest almalıdır?
CEVAP
Elleri yara olan, yüzünü ve ayaklarını suya sokar. Sokamazsa, teyemmüm eder.

Sual: Soğuk su ile gusül alınca hasta olacak veya hastalığı artacak kimse, gusül için teyemmüm yapabilir mi?
CEVAP
Şehir, köy haricinde olup sıcak su bulamayan kimse, soğuk su ile gusül ederse, hasta olacağından korkunca teyemmüm eder. Şehir içinde de böyle olduğuna fetva verildi.

Sual: Vücudunun çoğunda yaralar olan bir kimse, abdest ve guslü nasıl alır?
CEVAP
Abdest ve gusül azasının yarıdan fazlası yara ise, teyemmüm eder. Yarısı yara ise, sağlam yerleri yıkar. Yaraları mesh eder, yaraya mesh zarar verirse, sargı üzerine mesh eder. Bu da zarar verirse, hiç mesh etmez.

Sual: Bir kimsenin elleri ve ayakları kesilmiş veya yoksa, bu kimse nasıl abdest alması gerekir?
CEVAP
Bu konuda Merâk-ıl-felâhın Tahtâvî haşiyesinde deniyor ki:
“İki elinin ve iki ayağının yıkaması farz olan yerleri kesik olanın yüzü de yara ise, teyemmüm edemeyeceğinden abdestsiz kılar ve iade etmez. Yüzü sağlam ise, yüzünü yıkatır. Yardımcısı yoksa, sadece yüzünü toprağa sürer.”

Sual: Sağlam kimsenin abdest uzuvlarını başka birinin yıkaması uygun olur mu?
CEVAP
Bu konuda İbni Âbidînde deniyor ki:
“Sağlam insanın abdest uzuvlarını başkasının yıkaması mekruhtur. Buna başkasının abdest suyu getirmesi ve kendisi yıkarken başkasının su dökmesi caizdir. Hasta, elbisesini ve yatağını hep kirletiyorsa yahut bunları değiştirmek meşakkatli oluyorsa, necis oldukları hâlde namazını kılar. 'Cebire' denilen tahtalar, flasterler, merhemler, altlarındaki yara iyi olduktan sonra düşerlerse, abdest bozulur. Yara iyi olur, fakat üstündekiler düşmezse, zararsız kaldırılabilirlerse, abdest ve gusül yine bozulur.”

Sual: Başında yaralar olan kimse, abdest alırken başını mesh etmese abdesti olur mu?
CEVAP
Başında hastalık olup, mesh zarar verirse, mesh sakıt olur, yani başını mesh etmez.

Sual: Bir ayağında yara olup sargı ile kapatılmış olan bir kimse, abdest alırken ne yapması, nasıl hareket etmesi gerekir?
CEVAP
Sağlam ayağı yıkayıp diğerindeki sargıya mesh caizdir. Yara iyi olmadan, üzerindeki şey düşerse, abdest bozulmaz. Mesh ettikten sonra, mesh olunan şey değiştirilirse de bozulmaz.

Sual: Bir eli çolak veya kesik olan bir kimse, abdesti nasıl ve ne şekilde alır?
CEVAP
Sağlam kimsenin bir eli tutmuyor, yaralı, kesik, çolak ise, diğer eli ile abdest alır. İki eli de böyle ise, elini, yüzünü toprağa sürer.

Sual: Vücuttaki yara ve kırık üzerine sargı bezi sarılmaktadır. Abdest alırken bu sargı bezlerini çıkarmak gerekir mi?
CEVAP
Yaranın, çıbanın, kırığın üstüne, bunları tedavi ve zarardan korumak için zaruri olarak sarılan sargı veya tahta, merhem, alçı açılıp yara yıkanamaz ve mesh edilemezse, bunların yüzeylerinin ekserisine ve arada kalan sağlam cilt üzerine mesh edilir. İmkân olursa, bunlar çıkarılıp yara üzerine mesh etmek ve sağlam cildi yıkamak lazım olur. Bunların abdestli olarak sarılması ve belli müddeti yoktur.

Sual: Abdestte yıkanması gereken bir yerdeki yaraya merhem sürülmüş ise, abdest alırken bu yaranın üzerini yıkamak gerekir mi?
CEVAP
Tırnak kırılır veya yara olursa, üzerine veya ayaktaki çatlağa konan merhemi kaldırmak zarar verirse, zaruret olacağından, merhemin üstü yıkanır. Yıkamak zarar verirse mesh eder. Bu da zarar verirse mesh de etmez. Diğer üç mezhepte, böyle olduğu için başka mezhebi taklide imkân yoktur. Bu merhemin, cebire gibi olduğu, İbni Âbidînde yazılıdır. Fakat, diş dolgusu ve kaplaması böyle değildir. Çünkü Malikiyi veya Şafiiyi taklit mümkündür.

Abdest uzvunda yarası olanın abdesti
Sual:
Abdestte yıkaması emredilen uzuvlarda yara olan bir kimse, ne şekilde abdest alabilir?
CEVAP
Abdest azasının yarısında yara olan kimse, su olduğu hâlde teyemmüm eder. Yara yarıdan azında ise, sağlamını yıkayıp, yarayı mesh eder. Gusülde, bütün beden bir uzuv sayıldığı için, bütün bedenin yarısı yara ise teyemmüm eder. Yaralı yer, yarıdan az ise, sağlamını yıkayıp yaraları mesh eder. Yaraya mesh zarar verirse, sargıya mesh eder. Buna da zarar verirse, meshi terk eder. Abdestte ve gusülde, başa mesh zarar verirse, başı mesh etmez. Eli çolak yahut elinde egzama, yara olup, su kullanamayan teyemmüm eder. Yüzünü, kollarını yere, kireçli, topraklı, taşlı duvara sürer. Elleri ve ayakları kesik olanın yüzü de yara ise, namazı abdestsiz kılar. Abdest aldıracak kimse bulamayan da, teyemmüm eder. Çocuğu, ücret ile tuttuğu kimse, yardıma mecburdurlar. Başkalarından da yardım ister. Fakat başkaları yardım etmeye mecbur değildir. Karı ve koca da, birbirlerine abdest aldırmaya mecbur değildirler.

Sual: Abdestte yıkanacak yerlerinde yara olup bu yaraları sargı bezi ile kapatmış olan bir kimse, abdest alırken bu sargı bezlerini çıkarması mı gerekir?
CEVAP
Kan aldırarak, sülük tutunarak, yara, çıban olarak, kemiği kırılarak veya incinerek sargı, pamuk, gaz bezi üzerine flaster, merhem koyan, orasını soğuk, sıcak su ile yıkamaya veya mesh etmeye kadir olamazsa, abdestte ve gusülde, bunların yarıdan fazlası üstüne bir kere mesh eder. Sargıyı çözmek zarar verirse, altındaki sağlam yerler yıkanmaz. Sargı aralarında görünen sağlam deri kısımları mesh edilir. Sargıyı abdestli olarak sarmak lazım değildir. Meshten sonra, sargı değiştirilirse, üstüne başkası da sarılırsa, yenisine mesh lazım olmaz.

Elinde çatlak, egzama olanın abdesti
Sual:
Elinde veya diğer abdest uzuvlarında egzama olan bir kimse, su ile abdest alması kendisine zarar verirse, ne yapması gerekir?
CEVAP
Bu konuda Halebîde deniyor ki:
“Bir veya iki elinde çatlak, egzama veya başka yara olup, bunları ıslatmak zarar verirse, bu kimse abdest alamaz. Bu sebepten abdest alamayan kimseye, hatır ile veya para ile başkasının abdest aldırması, İmâm-ı a'zam hazretlerine göre müstehabdır. Başkasından yardım istemeden teyemmüm edip kılarsa, namazı kabul olur. Yardımcı veya para bulamazsa, teyemmüm etmesi, imâmeyne göre de, caiz olur.”

Bundan anlaşılıyor ki, yaralı eline eldiven takıp, eldiven ile abdest alabilirse, böyle abdest alması lazım olur.

Abdest uzuvları yaralı olan
Sual:
Abdest uzuvlarından bir kısmı yaralı olup bu kısımların yıkanması mümkün olmazsa, böyle bir kimse, su ile nasıl abdest alır veya ne yapmalıdır?
CEVAP
Yaralı kısımlar ıslatmadan yıkanamazsa, teyemmüm eder. Abdest uzuvlarından hepsinin yarıdan çoğu veya dört abdest uzvundan ikisi sağlam ise, abdest alıp, yaralı kısımları veya uzuvları mesh eder. Mesh zarar verirse, sargı üzerine mesh eder. Abdest uzuvlarından hepsinin yarıdan çoğu veya abdest uzuvlarının üçü veya dördü de yaralı ise, teyemmüm eder. Teyemmüm zarar verirse, namazı kazaya bırakır. Müsavi, eşit miktarda iseler, teyemmüm etmemelidir. Teyemmüm eden kimsenin, bazı yerleri yıkaması caiz değildir. Başında ağrı olup mesh edemeyen, abdest için yıkanamayan da, gusül için teyemmüm edebilir denildi ise de, her ikisinin de sakıt olacağını bildiren fetva daha evvel verilmiş olduğundan, bu sözle amel olunmaz.

Yara ve kırığı bağladığınız (bandaj) ve yara ve benzeri şeylerin üzerine sürdüğünüz şey cebire olarak adlandırılır. Bununla alınan abdest ve gusle cebire abdest ve guslü denir. Taklit mercileri cebire abdesti hakkında şöyle demektedir: Eğer yara veya çıban veyahut kırık eldeyse, onun üzeri açıksa ve üzerine su dökmek zararlıysa, onun etrafını yıkamanız yeterlidir. Ama ıslak eli ona sürmeniz zararlı değilse, ıslak eli ona sürmeniz, sonra üzerine temiz bir parça koymanız ve ardından temiz parça üzerine de ıslak eli sürmeniz daha iyidir. Eğer bu miktar da zararlıysa veya yara necisse ve suyla yıkamak olanaksızsa, yaranın etrafını abdestte belirtildiği üzere yukarıdan aşağıya doğru yıkamak gerekir ve müstehap ihtiyat gereği yara üzerine temiz bir parça konulmalı ve üzerine ıslak el sürülmelidir. Eğer parça koymak mümkün değilse, yaranın etrafını yıkmak yeterlidir. Her halükarda teyemmüm lazım değildir.[1] Eğer yaranın yüzünü açmak mümkün değilse, ama yara ve onun üzerine konulan şey temiz ise, yara üzerine suyun ulaştırılması mümkünse ve bunun herhangi bir zarar, zahmet ve meşakkati de yoksa suyun yaranın üzerine ulaştırılası gerekir. Eğer yara veya onun üzerine konulan şey necis ise, ona suyla dokunulması ve yara yüzüne suyun ulaştırılması zahmet ve meşakkat olmadan mümkünse, yıkanmalı ve abdest esnasında su yaraya ulaştırılmalıdır. Su yara için zararlıysa veya yara üzerine suyun ulaştırılması mümkün değilse veyahut yara necis ise ve onu suyla yıkamak mümkün değilse, yaranın etrafı yıkanmalı, cebire temiz ise üzeri mesh edilmelidir. Eğer cebire necis veya üzerine ıslak el sürmek olanaksızsa, mesela ele yapışan bir ilaçsa, yara kısmı sayılan bir parça onun üzerine konulmalı ve üzerine ıslak el sürülmelidir. Eğer bu da mümkün değilse, farz ihtiyat gereği abdest ve teyemmüm alınmalıdır.[2] Lakin yara veya çıban veyahut kırık mesh yerindeyse (başın önü ve ayakların üzeri) ve onun üzeri açıksa ve mesh edilemiyorsa, onun üzerine temiz bir parça konulmalı ve elde kalan abdest ıslaklığıyla parça üzeri mesh edilmelidir (müstehap ihtiyat gereği teyemmüm de alınmalıdır). Eğer parça koymak mümkün değilse, abdest yerine teyemmüm alınmalıdır ve ek olarak mesh etmeksizin bir abdest de alınması daha iyidir.[3] Cebire guslü, cebire abdesti gibidir. Ama farz ihtiyat gereği, irtimasî değil, tertiple yapılmalıdır.[4] Vazifesi teyemmüm olan kimsenin eğer bazı teyemmüm yerlerinde yara veya çıban veyahut kırık bulunuyorsa, cebire abdesti buyruğuyla, cebire teyemmümü alması gerekir.[5] Son nokta şudur: Toprağa ek olarak kireç taşı, siyah mermer taşı ve diğer taş kısımlarıyla teyemmüm almak da doğrudur. Ama akik ve firuze taşları gibi mücevherlerin üzerinde teyemmüm almak geçersizdir.[6] Bundan dolayı, elinde toprak bulunmayan kimseler taşla teyemmüm edebilirler.



[1] Tevzihü’l-Mesail, (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. , mesele.

[2] a.g.e. s. , mesele.

[3] a.g.e. s. , mesele.

[4] a.g.e. s. , mesele.

[5] a.g.e. s. , mesele.

[6] a.g.e. s. , mesele.

Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası