valiz yenileme eskileri değerlendirme / Buzdolabı Kaplama Sticker Fiyatları ve Modelleri - Trendyol

Valiz Yenileme Eskileri Değerlendirme

valiz yenileme eskileri değerlendirme


Not: Genel kanının aksine tek bir &#;metaverse&#; olmaması sebebi ile, bu yazımızda metaverse terimi &#;metaverseler&#; veya &#;metaverse evrenleri&#; olarak anılacaktır.


Geçtiğimiz yıl metaverse konusu sıcak bir tartışma konusu haline geldiğinden beri, dünyanın birçok ülkesinde marka sahipleri, mevcut markalarının metaverse evrenlerinde koruma sağlamaması riskine karşı, sanal mal ve hizmetler için marka başvuruları yapmaya başladı. Yapılan bu yeni dünya marka başvurularında en çok karşılaştığımız mal ve hizmet sınıfları &#;9: indirilebilir sanal mal ve hizmetler; çevrimiçi/sanal mağazacılık; blok zinciri teknolojisine dayalı finansal hizmetler; sanal eğlence hizmetleri&#; oldu.

Nike, McDonald&#;s, L&#;Oréal gibi dünyanın önde gelen tanınmış markaları, metaverse trendinden geri kalmadı ve yeni marka başvuruları yapma yönünde  adımlar attı.  Yüksek düzey tanınmışlığa sahip markaların, elbette dünyanın pek çok ülkesinde, kendi mal ve hizmetlerini kapsayan marka tescilleri varken, neden metaverse evrenlerini de kapsamak bu kadar büyük bir akım oldu?   Elbette arkasında yatan pek çok neden var ama bunların arasında &#;ya ben tescil etmezsem ve bir başkası ederse?&#; ya da &#;ya fiziksel mal ve hizmet sınıflarını içeren tescilli markam, metaverse üzerinde yeterli marka koruması sağlamazsa?&#; endişeleri başta geliyor demek yanlış olmaz.

Nitekim markalar sınırsız bir korumaya sahip değillerdir, istisnalar hariç, ancak tescilli oldukları ülkede ve tescil kapsamlarında yer alan mal ve hizmetler ve bunların benzerleri üzerinde korunabilirler. Peki fiziksel bir ürün üzerinde tescilli markası olan bir marka hakkı sahibi, marka tescilinden kaynaklanan haklarını bu ürünlerin dijital versiyonlarını içeren yeni marka başvurularını veya dijital ürünler ve hizmetler üzerindeki kullanımlarını engellemek için ileri sürebilecek midir?

Bu konuda soruların sonsuz olmasının en önemli sebeplerinden biri de, taptaze metaverse konusunda henüz içtihatların yeni yeni gelişmesidir. Fikri mülkiyet hukuku alanında çalışan herkes bu konuda çıkacak kararları merakla beklemektedir. Yakın zamanda da ABD Patent ve Marka Ofisi&#;nin (&#;USPTO&#;) Prada ve Gucci markalarına ilişkin kararları bu konuya ışık tuttu.  

Kararlara Konu Üçüncü Kişi Başvuruları:

USPTO nezdinde, Fenesha Amana Holmes adına sayılı Gucci[1] (&#;GucciMarkası&#;) ve Reath Mohammed adına   sayılı Prada[2]  (&#;PradaMarkası&#;) marka başvuruları yapılmıştır:

Üçüncü kişiler tarafından yapılan ve

  • 9. Sınıf: İndirilebilir sanal ürünler, yani çevrimiçi sanal dünyalarda kullanılmak üzere ayakkabı, giyim, şapka, gözlük, el çantası, dizüstü bilgisayar çantası, sırt çantası, valiz, evrak çantası, sanat eserleri, oyuncak, mücevher, saat, saç aksesuarları, evcil hayvan tasmaları, aksesuarlar ve takılar içeren bilgisayar programları.
  • Sınıf: Sanal ürünler, yani ayakkabı, giyim, şapka, gözlük, el çantaları, dizüstü bilgisayar çantaları, sırt çantaları, valizler, evrak çantaları, sanat eserleri, oyuncaklar, mücevherler, saatler, saç aksesuarları, evcil hayvan tasmaları, çevrimiçi sanal ürünlerde kullanılmak üzere aksesuarlar ve takılar içeren perakende mağaza hizmetleri.
  • Sınıf: Eğlence hizmetleri, yani eğlence amaçlı oluşturulan sanal ortamlarda kullanılmak üzere çevrimiçi, indirilebilir olmayan sanal ayakkabılar, giysiler, şapkalar, gözlükler, el çantaları, dizüstü bilgisayar çantaları, sırt çantaları, valizler, evrak çantaları, sanat eserleri, oyuncaklar, mücevherler, saatler, saç aksesuarları, evcil hayvan tasmaları, aksesuarlar ve takılar içeren eğlence hizmetleri.

dijital mal ve hizmetlerini içeren Gucci ve Prada markalarına ilişkin başvurular USPTO tarafından karıştırılma ihtimalini düzenleyen Trademark Act Section 2(d) uyarınca re&#;sen incelenmiştir.

USPTO İncelemesi ve Kararları:

İncelemenin sonunda USPTO beklenen kararı vermiş ve 30 Ağustos &#;de Gucci Markasını (&#;Gucci Kararı&#;) ve 29 Ağustos &#;de Prada Markasını (&#;PradaKararı&#;) reddetmiştir.

Gucci Kararında uzman Gucci&#;nin markalarının sınıfta &#;perakende mağaza hizmetlerini&#; geniş bir ifade ile kapsadığını ve bu hizmet grubunun başvuru kapsamında yer alan dijital malları ve hizmetleri de kapsayacak şekilde yorumlanması gerektiğini ifade etmiştir. Uzmanlar, Roblox&#;taki Gucci Garden pop-up dükkanını, Nikeland platformunu, Balenciaga&#;nın Fortnite&#;ta yarattığı özel koleksiyonu örnek göstererek, bu platformların varlığının tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali yaratılmasına da zemin hazırladığını, tüketicilerin gerçek ve sanal dünyada bu markaların aynı anda var olması beklentisinde olduklarını belirtmişlerdir.

Prada Kararında uzman gerçek dünya ürünleri üreten moda sektöründeki şirketlerin sanal dünyada da moda ürünleri sağlamaya başladığını ve dolayısıyla tüketicilerin artık bu ürünleri ilişkili ürünler olarak algıladığını açıklamıştır.

Uzmanlar incelemelerini yaparken Gucci ve Prada markalarının yüksek tanınmışlık seviyelerini de karıştırılma ihtimalini artıran bir unsur olarak değerlendirmişlerdir. Son olarak USPTO, Gucci ve Prada Kararlarında Trademark Act Section 2(a) maddesi uyarınca bir inceleme yapmış ve söz konusu başvuruların tüketicilerce çok tanınmış GUCCI AMERICA, INC. ve PRADA şirketi ile bir bağlantı riski doğuracağına da karar vermişlerdir.   

Başka bir deyişle USPTO moda sektöründeki lider şirketlerin tanınmış markaları yönünden &#;gerçek dünya&#; malları ve hizmetleri için olan tescillerinin metaverseteki dijital mal ve hizmetler üzerinde icra edilebilir nitelikte olduğuna karar vermiştir.

Sonuç

Her iki kararda da USPTO markaların aynı ya da aynı olabilecek kadar benzer olmaları ve de mal ve hizmetlerin yakından ilişkili olması gerekçesiyle, üçüncü kişilerin mal ve hizmetleriyle karşılaşan tüketicilerin, bunların Gucci&#;nin/Prada&#;nın mal ve hizmetleriyle aynı kaynak tarafından üretildiğini varsayacağına karar vermiştir. Esasen USPTO burada klasik anlamda karıştırılma ihtimali kurallarını uygulamıştır ve neticede tanınmış markalar söz konusu olduğunda &#;gerçek dünya&#; malları ve hizmetleri ile &#;dijital dünya&#; malları ve hizmetlerinin ilişkili olduğu çıkarımını yapmıştır. Söz konusu mal ve hizmetlerin ilişkisine yönelik olarak bu USPTO kararları bize ışık tutsa da, elbette önümüzde tanınmış olmayan ve de farklı sektörden alelade bir marka olduğunda, karıştırılma ihtimaline ilişkin yapılacak değerlendirmenin ne şekilde olacağı hala bir merak konusudur.

USPTO gibi EUIPO&#;nun da zamanla karşısına gelecek ihtilaflarda &#;gerçek dünya&#; malları ve hizmetleri ile &#;dijital dünya&#; malları ve hizmetleri arasındaki ilişki noktasında alacağı pozisyon merak edilmektedir. Bugüne dek EUIPO dijital mal ve hizmetleri kapsayan markaların hangi sınıflandırmaya tabi olması gerektiğine ilişkin 23 Haziran tarihli &#;Virtual goods, non-fungible tokens and the metaverse&#; adlı bilgilendirme yazısını[3] yayınlamıştır. yılında da konuyla ilgili bir kılavuz yayınlamayı planlamaktadır. Bilindiği üzere, mal ve hizmetlerin benzerliği, EUIPO tarafından re&#;sen değerlendirilmesi gereken bir hukuk meselesidir. Mal ve hizmetlerin benzerliğine ilişkin EUIPO tarafından yapılan bu re&#;sen inceleme bilinen olaylarla sınırlıdır. Metaverse evrenlerindeki yeni durumlar iyi bilinen olgular olarak kabul edilemez. Nitekim tüketicinin sanal dünya ile gerçek dünyada bulunan malları ve hizmetleri birbiri ile ilişkilendirme eğiliminin ne noktada olacağı, bir markanın ayırt edicilik seviyesinin değerlendirmesinin metaverse evrenlerinde benzer olup olmayacağı, mal ve hizmetlerin benzerlik değerlendirmesinde yararlanılan Canon kriterlerinin metaverse evrenlerinde ne şekilde bir uygulama alanı bulacağı merak edilen noktalardır. Bu nedenle marka sahipleri ilk aşamada, değerlendirmeyle ilgili olabilecek faktörleri kendileri ortaya koyarak bu malların ve hizmetlerin neden birbiri ile benzer ve ilişkili olduğunu göstermek zorunda kalacaklar ve gelecekteki başvuru sahipleri de elbette bu argümanları çürütme şansına sahip olacaklardır.   

Her yeni teknolojik gelişme ortaya çıktığında olduğu gibi, sektörde metaverselere ilişkin olası sorunların çözümüne dair tartışmalar yaşanması olağan bir durumdur. Halen daha metaverse evrenlerinin merkeziyetsiz yapısı gereği çözülmesi ve üzerine tartışılması gereken hukuki soru ve sorunlar mevcuttur. Ancak bu tartışmaların çoğu mevcut düzenlemelerin zaman zaman doğrudan zaman zaman ise daha geniş bir şekilde yorumlanmasıyla ya da bazı ek düzenlemeler getirilmesiyle aşılabilecek niteliktedir. USPTO&#;nun Gucci ve Prada marka başvurularına ilişkin verdiği karar da bu duruma güzel bir örnek oluşturmaktadır. Her hâlükârda bu yeni dünyada ticari markanın yasal olarak korunmasını sağlamak için marka portföylerini güncellemek önemlidir. Ayrıca, izinsiz kullanımların ve marka ihlallerinin önlenmesi için üçüncü kişilerin faaliyetlerinin yakından izlenmesi de bir o kadar önemlidir.

Mine GÜNER

[email protected]

Fulden TEZER

[email protected]

Eylül


DİPNOTLAR

[1]GUCCI &#; Holmes, Fenesha Amana Trademark Registration (seafoodplus.info)

[2]PRADA &#; Mohammed, Reath Trademark Registration (seafoodplus.info)

[3]Virtual goods, non-fungible tokens and the metaverse (seafoodplus.info)

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor


Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Çin arasındaki gerginliklerin Fikri Mülkiyet camiasına, buluşların kopyalanması, ticari sırların çalınması, verilerin sızdırılması gibi birçok farklı boyutta yansımaları olmuştu. Bugün paylaşacağımız konu ise her ne kadar ABD Fikri Mülkiyet (IP) çevrelerinde Çin’in bir başka “saldırısı” olarak yorumlansa da, yazarın herhangi bir ülkeyi dilin yapısından kaynaklı kurduğu “gerçeklik” temelinde nefret söylemiyle ötekileştirme niyeti bulunmamaktadır. (Bkz. Çinli/Çinliler)

ABD Patent ve Marka Ofisi’nin (USPTO) tarihinde yayınladığı bildiriye[1] göre Çinli bir ajans ’de vefat etmiş olan marka vekili Jeffrey Firestone adını kullanarak USPTO nezdinde ’ün üzerinde uygunsuzluğa cevap sunmuş ve marka tescil başvuru yapmıştır. Üstelik sözü edilen marka vekili yılında ’in üzerinde Çin menşeili marka tescil başvuru yapmış ve yılın en çok marka başvurusunu yapan vekilleri listesinde 7. sırada belirtilmiştir. Yayınlanan rapor, ihlalin yalnızca vekilin vefatı sonrasında yapılan işlemleri kapsadığı için geçmişe yönelik dosyalarda da aynı durumun söz konusu olup olmadığı şu an için belirsizdir.

Söz konusu suçun bir başka boyutu ise, aynı ajans tarafından, “Jackson George” isimli kurmaca bir marka vekili yaratılması ve bu isim üzerinden USPTO nezdinde ’ün üzerinde markanın temsilciliği yapılmasıdır. Bu markaların büyük bir kısmında sözde vekil, Illinois eyaletinde yetkiliyken, bir kısmında ise aynı vekilin New York kanunları uyarınca yetkili marka vekili olduğu belirtilmiştir. Durumun fark edilmesi üzerine, USPTO tarafından yapılan araştırmada ABD kayıtlarında avukat olarak kayıtlı olan Jackson George isimli yetkili tespit edilmemiş, en yakın benzer olarak tespit edilen George Jackson’a (George Jackson III) konu hakkında bildirim yapılmıştır. Kendisi, marka konusunda veya bağlantılı herhangi bir alanda daha önce hiç çalışmadığını kuruma bildirmiştir.

Bunun üzerine, USPTO yaptığı araştırmalarda Jeffrey Firestone ve Jackson George isimleri üzerinden yapılan başvuruların izini sürerek, aynı zamanda aynı bağlantılardan yapılan elektronik imzalar ve aynı e-posta adreslerinin kullanılması gibi başka ortak noktaları da birleştirilerek aralarındaki bağlantıyı kanıtlayacak örnekler bulmuştur. Tüm bunlara ek olarak, aynı vekiller tarafından sunulan kullanım beyanlarında da sahte faturaların tespiti yapılmış ve bunlardan da ayrıca ayrıntılı olarak bildiride bahsedilmiştir.

USPTO, raporda elindeki tüm kanıtlara dayanarak, eşgüdümlü şekilde devam eden bu kasıtlı çabanın bilerek ve isteyerek işlenmiş nitelikli bir suç olduğu kanaatinde olduklarını açıkça belirtmiştir. Daha önce benzer durumlarda, markaların ve bağlantılı tüm işlemlerin sicilden terkin edildiği bilinmektedir. Fakat bu durum daha çok marka sahibini cezalandırmak anlamına geldiği için bu ayrı bir tartışma konusudur. Dolayısıyla, sadece marka sahiplerini cezalandırmanın ötesinde, ihlali gerçekleştiren kişilerin yargılanması ve ne gibi yaptırımlar uygulanabileceğine ilişkin olasılıklar üzerinde konuşulmaktadır. Daha önce ABD’nde ikamet eden ve benzer suçlara girişen kişilerin hapis cezası aldığı bilinse de, denizaşırı bir ülkede gerçekleşen suçlara ilişkin yaptırımların hangi yönde olacağı merakla beklenmektedir.

ABD’nin geçmiş örneklerine bakarsak, genel olarak marka vekili olmayan ancak marka vekili gibi hareket eden dolandırıcılar konusunda vermiş olduğu kararların hakkaniyetinden bahsetmek mümkündür. Mevcut durumda, ihlali yapanın da Çin menşeili olduğu düşünüldüğünde yine caydırıcı olarak adlandırılabilecek bir hükme varılacağı beklenmektedir. 

Türkiye’de ise, bilindiği üzere, marka ve patent vekillerinin eylemlerinin mesleğin gereklikleri ve erdemleri çerçevesinde yürütülmesi için Türk Patent ve Marka Kurumu Patent Vekilleri ve Marka Vekilleri Meslek Kuralları ve Disiplin Yönetmeliği[2] mevcuttur. Yönetmelik kapsamında bir marka ve/veya patent vekilinin suç kapsamında sayılabilecek eylemlerinin çerçevesi net olarak çizilmişken, yetkili olmayanların veya vekillik yetkisi olmadığı halde yetkiye sahipmiş gibi davrananların karşılaşabileceği yaptırımlar mevzuat çerçevesinde net olarak belirtilmemiştir. ABD’nde karşılaşılan vakanın bir benzeri Türkiye’de vuku bulduğunda, Türk Ceza Kanunu nitelikli dolandırıcılık hükümleri kapsamında eylemin suç olarak sayılabileceği bilinmektedir. Fakat özellikle Türk Patent ve Marka Kurumunda (Kurum) başvuru ve taleplerin e-devlet üzerinden kolayca işleme alındığı da düşünüldüğünde, eylemlerin yetkili olmayanlar tarafından yapılması ihtimali oldukça artmıştır. Nitekim Kurum düzenlemiş olduğu son vekillik istişare toplantısında marka/patent vekili olmamasına rağmen e-devlet üzerinden başvuru ve diğer işlemleri yapanları tespit ettiğini bildirmiştir.

Daha önce de birçok marka ve patent vekili tarafından dile getirildiği üzere, vekillerin kusurlu davranışlarına ilişkin yaptırımların belirlendiği gibi, mesleğin dışında kalanlar için de yaptırımların ne yönde/düzeyde olacağını belirten düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır. Kanaatimizce, bu yazının konusunu oluşturan USPTO bildirimi, tescil ofisleri nezdinde yukarıda bahsedilen tipte sahtekarlıkları yapanlara karşı ilgili Kurumların mücadele yönteminin dikkate alınması gereken bir örneğini teşkil etmektedir.

Mehpare BOZKURT

Eylül

[email protected]


[1]seafoodplus.info

[2]seafoodplus.info?MevzuatNo=&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor


Markanın, alt sınıfta yer alan hizmetler yönünden tescilinin ve korunmasının kapsamı çekişmeli alanlardan biri olarak varlığını sürdürmektedir. Yargı kararlarıyla şekillenen alanda korumanın kapsamı zaman içerisinde değiştirilmiştir. Son içtihatlarla da bu alanda yeni bir yaklaşımın benimsenmeye başlandığı görülmektedir. Nitekim yazı içeriğinde Yargıtay Hukuk Dairesi’nin bu konudaki 18/4/ tarih ve / E. – / K. sayılı son kararı paylaşılacaktır.

Bilindiği üzere, Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in (BİK/TPE: /2)[1] sınıfında yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloglar ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” hizmeti yılında değiştirilmiş[2], yılında ise “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için malların * bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende,  toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) * Bu kısımda mal veya mal grubu belirtiniz.” şeklinde değiştirilerek son halini almıştır[3].

Yapılan değişiklik sonucunda, “çeşitli malların” satışına ilişkin mağazacılık hizmeti ile mal veya mal grubunun belirtildiği “spesifik olarak belirli mallarınsatışına özgülenen” sınırlandırılmış mağazacılık hizmeti arasındaki ilişkinin yorumlanması temel tartışma konularından biri haline gelmiştir.

Yapılacak yorum, korumanın kapsamının belirlenmesi ve yeni marka başvurularının tescil edilebilmesi açısından son derecede önemlidir. Yorum konusunda yargı kararları yol gösterici kaynaklardan birini oluşturmaktadır. Bu nedenle, içtihat değişikliklerinin takibi uygulamacılar açısından önem arz etmektedir. Bu yazı kapsamında hem gelinen süreç özetlenecek hem de bu konudaki yaklaşım değişikliğini yansıtan son içtihatlar paylaşılacaktır.

Bu iki mağazacılık hizmeti arasındaki ilişkiyi ele alan ilk dönemki yargı kararlarında “çok azı kapsar” ilkesi esas alınmış, önceki tarihli markaya en geniş haliyle koruma imkânı sağlanmış, bu hizmetlerin aynı/aynı tür oldukları kabul edilmiştir[4]. Açıklanacağı üzere, sonraki dönemde korumanın kapsamı “tek tek mallar yönünden kullanımın ispat edilmesi” yönünde daraltılmıştır. Paylaşılacak son kararlarda ise korumanın kapsamının yeniden genişletildiği, “sektörel bazda benzer malların perakendeciliği veya mağazacılığı satışının” yapıldığının ispatlanmasının arandığı görülmektedir.

Uygulamayı yönlendiren kararlarda, taraf menfaatleri arasında bir denge sağlanmaya çalışılmış, bu kararlarda, “çeşitli mallara” ilişkin tescil alan önceki marka sahibinin tek tek hangi mallar yönünden mağazacılık hizmeti verdiğini ispatlaması gerektiği ifade edilmiştir. Bu yöndeki emsal bir kararda Davalı şirkete ait marka ise, genel olarak perakendecilik hizmetlerini içermekte olup, belirli sektör ya da gruplardaki ürünler sınırlandırılmamıştır. Bu itibarla, uyuşmazlık konusu işaretlerin benzerliğine karşın davacı başvurusunda sınıf hizmetlerin kapsamında ticarete konu edilecek malların teker teker sayılması nedeniyle, başvuruya itiraz eden davalı şirketten söz konusu sınıf hizmetler kapsamında başvuruda sayılan malların satış hizmetlerinin de verildiği hususunda varsa delillerinin ibrazı istenmek ve buna göre şayet davalının “&#;” markası ile sınıf mağazacılık hizmetleri altında davacı marka başvurusunda yer alan ürünleri kapsayan ticareti bulunduğu takdirde bu ürünler yönünden &#; kararının iptaline karar vermek gerekirken”(Yargıtay Hukuk Dairesinin 30/3/ tarih ve / E. – / K. sayılı kararı)gerekçesine yer verildiği görülmektedir. Aynı yönde başka bir kararda ise “Bu durumda, başvurunun ilanı halinde, dava dışı marka sahibinin itiraz etmesi durumunda itiraz edenin başvuru kapsamında sınırlı olarak belirtilen malların satışı hizmetlerinin aynı ya da benzeri bir ticari faaliyeti olup olmadığının da araştırılması suretiyle ( HD. 10/10/ T / ve 20/02/ T / sayılı kararları[5]) sayılı KHK&#;nın 8/1-b maddesi kapsamında benzerlik araştırması yapılması gerekeceğinden, bu hizmet bakımından da başvurunun aynı KHK&#;nın 7/1-b maddesi uyarınca değerlendirme yapılmak suretiyle davanın reddi doğru görülmemiştir.” (Yargıtay Hukuk Dairesinin 12/5/ tarih ve / E. – / K. sayılı kararı) gerekçesine yer verildiği görülmektedir. Yine başka bir kararda “Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafça davacı başvurusunda sınırlandırılan malların satışı faaliyetinde bulunulduğu hususundaki delilleri de sorulup bu konuda değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme sonucu davacı marka başvurusunun sınıf genel nitelikteki perakende satış hizmetleri (mağazacılık) bakımından da reddi doğru görülmediğinden”(Yargıtay Hukuk Dairesinin 27/2/ tarih ve / E. – / K. sayılı kararı) gerekçesine yer verilmiştir.

Farklı uygulamalara yönlendiren kararlar olduğu, esasen uygulamanın net olmadığı kabul edilebilir. Ancak, yargı uygulamalarında daha yaygın olarak “çeşitli malların” satışa sunum hizmetleri yönünden tescil edilmiş olan önceki tarihli marka sahibinden, sonraki başvuruda sınırlı ve spesifik olarak sayılan malların satışa sunum hizmetlerinin verildiğinin ispatlamasının talep edildiği görülecektir. Yargılama aşamasında, sonraki tarihli başvuru kapsamında sınırlı olarak sayılanlar yönünden mağazacılık hizmetinin verildiğinin özel olarak ispatlanması koşulu aranmakta ve ilgilisine delillerini sunması için süre verilmektedir.

Gelinen aşamada ise Yargıtay tarafından konuya yeni bir yaklaşımın getirildiği söylenebilir. Güncel bazı kararlarda[6] “sektörel bazda benzerlik” vurgusunun yapıldığı görülmektedir. Bu vurgu yakın tarihli bazı kararlarda yapılmış olsa da esasen son içtihatta inceleme yöntemi olarak açıkça dile getirilmiş. Yargıtay Hukuk Dairesi’nin 18/4/ tarih ve / E. – / K. sayılı kararında,daha önce sınıfta genel mağazacılık hizmetleriyönünden adına marka tescili bulunan taraftan sonra tescil başvurusuna konu yapılan ve özelmağazacılık hizmetlerini konu alan marka başvurularına itirazda bulunulabilmesi için kendisiadına sınıfta genel perakendecilik ve mağazacılık hizmetlerinde markayı kullanmasıgerekmekle birlikte, tek tek her bir mal yönünden kullanımın ispat edilmesi gerekmeyip,sektörel bazda benzer malların perakendeciliği veya mağazacılığı yönünden kullanımın ispatedilmesi yeterlidir. Bölge Adliye Mahkemesince bu ilkeler doğrultusunda bir inceleme vedeğerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeye dayalı olarakdavanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış” gerekçesine yer verilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulduğu görülmektedir.

Bozmaya konu Bölge Adliye Mahkemesi kararı incelendiğinde; Mahkeme tarafından, yukarıda paylaşılan yaygın uygulamaya ve emsal kararlara uygun bir inceleme yapıldığı, başvuru kapsamında sayılan mallar yönünden kullanım ispatının arandığı, “Ancak redde mesnet markanın kapsamında genel olarak mağazacılık hizmeti bulunmakta iken dava konusu başvurunun kapsamında belli bir takım malların satışına özgülenmiş mağazacılık hizmeti bulunmasına rağmen mahkemece davalı Şirketten, markasının 12 ve sınıf mallar yönünden itiraza dayanak markasını kullanıp kullanmadığı sorulmadan ve bu yönde bir araştırma yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış,” tespitlerine yer verildikten sonra bu araştırmanın yapıldığı görülmektedir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen bozmaya konu kararda, “davalı Şirket vekiline, redde mesnet / sayılımarkasını, ve sınıfa özgülenmiş biçimde sınıftaki mağazacılık hizmetleriyönünden kullandığına dair delillerini sunmak için usulüne uygun biçimde kesin süreverildiği, davalı Şirket vekili tarafından dosyaya sunulan delillerin hiçbirinin davalının … sayılı markasının, ve sınıf malların satışına özgülenmiş biçimdemağazacılık hizmetlerinde kullanıldığını ispata elverişli olmadığı, davalı Şirketin genelolarak mağazacılık hizmetlerinde tescilli markası ile ve sınıf malların satışınaözgülenmiş 35/ sınıftaki mağazacılık hizmetleri yönünden dava konusu başvuru arasındabenzerlik olmadığı,” sonucuna varılmıştır. Bozma ilamında ise bu değerlendirme yönteminin hatalı olduğu gerekçesine yer verildiği görülmektedir.

Yargıtay Hukuk Dairesinin 18/4/ tarih ve / E. – / K. sayılı kararıyla, yargı uygulamasında benimsenen başvuruda spesifik olarak satışı sınırlandırılan her bir mal yönünden kullanımın ispat edilmesi şartının yerine, “sektörel bazda benzer malların perakendeciliği” yönünden kullanımın ispatlanmasının benzerlik için yeterli kabul edildiği anlaşılmaktadır. Nitekim kararda, Bölge Adliye Mahkemesi’nin ve sınıfta yer alan malların satışına sunumunun ispatıyla sınırlı yaptığı inceleme yönteminin yerinde olmadığı, “tek tek her bir mal yönünden kullanımın ispat edilmesi”nin gerekmediği belirtilmiştir. Bu yöndeki kararların benimsenmesi durumunda, uygulamanın değişeceği, yargılama sırasında ve bilirkişi heyetlerince yapılan incelemede sektörel bazda benzer malların satışa sunumuna ilişkin delillerin de göz önüne alınması gerektiği söylenebilir. Bu kapsamda, sadece sonraki marka başvurusunda sınırlı olarak sayılan malların değil, “sektörel bazda benzer malların” perakendeciliği veya mağazacılığının yapıldığının ispatlanası durumunda da emtia benzerliği koşulunun gerçekleşeceği kabul edilebilecektir. Bu kararlarla önceki tarihli marka sahibine sağlanan korumanın kapsamının yeninden genişletildiğini söylemek mümkündür. Kararların uygulamaya ve yargılama süreçlerine yansımaları ise zaman içerisinde ortaya çıkacaktır.

Gökhan ERGÜL

Eylül

[email protected]


DİPNOTLAR

[1]seafoodplus.info

[2] “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için &#;&#; &#; * bir araya getirilerek sunulması hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloglar ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).* Bu bölümde hizmetin gerçekleştirileceği mal, mal grubu ya da sektör adını belirtiniz. Hizmetin mal ve sektörlerin tamamını kapsaması durumunda &#;çeşitli malların&#; ifadesini kullanınız.” şeklinde değiştirilmiştir. 19 Ekim tarih ve sayılı Resmi Gazete

(Erişim:seafoodplus.info)

[3] /2 sayılı Tebliğ yürürlükten kaldırılmış, /2 sayılı Tebliğ 28 Ocak tarih ve sayılı Resmi Gazete’de de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. (seafoodplus.info)

[4] Emsal nitelikte bir kararda “…&#;çeşitli malların&#; ibaresi kullanılarak ve herhangi bir sınırlandırma yapılmadan, bir başka ifadeyle tüm sektör ve malları kapsayacak biçimde tescil edilmiş olduğu, dolayısıyla, davacıya ait başvuru, redde dayanak marka ile aynı olduğu gibi, kapsamlarındaki hizmetlerin de aynı veya aynı tür olduğu zira, redde mesnet marka kapsamında tescilli bulunan 35/ sınıfta tüm sektörleri kapsayan mağazacılık hizmetleri, davacının sınırlandırarak talep ettiği belirli mallara ya da sektörlere dair mağazacılık hizmetlerini de içerdiği” tespitlerine yer verildiği görülmektedir (Yargıtay Hukuk Dairesinin 14/1/ tarih ve /E. – / K. sayılı kararı).

[5] Söz konusu kararda “…karar gerekçesindeki sınıfta yer alan malların 35/ sınıf perakendecilik hizmeti kapsamında satışa sunulması mümkün olduğundan iltibas tehlikesine yol açılacağına ilişkin mahkeme görüşü, davacının sınıf malların perakende ticareti yaptığı hususunda delil bulunmaması nedeniyle isabetli olmamakla birlikte somut uyuşmazlıkta kötüniyetli tescil olgusunun gerçekleşmiş bulunmasına göre, mümeyyiz davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.” gerekçesine yer verildiği görülmektedir.

[6]“Marka sahibi sayılı KHK&#;nın 8/1-b maddesi uyarınca, önceki markasını kullanarak, ancak fiilen perakendeciliğini veya mağazacılığını yaptığı mallar ile bu mallarla sektörel benzerlik gösteren mallar yönünden başkalarının aynı veya karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzer markayı tescil ettirmesine veya tescilsiz kullanımına karşı çıkabilir.” (Yargıtay Hukuk Dairesinin 12/9/ tarih ve / E. – / K. sayılı kararı); Aynı yönde 17/9/ tarih ve /E. – / K. sayılı karar

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor



Marka hukuku çalışan herkesin aşina olduğu üzere karıştırılma ihtimali müessesesi s. SMK’nın nispi ret gerekçeleri başlıklı 6ncı maddesinin birinci fıkrasında “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Kanunun lafzında açıkça belirtildiği gibi karıştırılma ihtimali gerekçeli itirazın kabul edilebilmesi için “mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği” sağlanması gereken şartlardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Türk marka hukuku uygulamalarında mal/hizmet benzerliği hususu, karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde belirleyici olan temel üç faktörden birisi olmasına rağmen bu zamana kadar üzerinde fazla durulmayan, detaylı incelemeye konu olmamış bir başlık olarak kalmıştır. Dahası tanınmış markalara istinaden 6/5 kapsamında yapılan itirazlarda da malların/hizmetlerin benzerliği yanında malların/hizmetlerin yakınlığı ya da uzaklığı değerlendirmesinde de mal/hizmet karşılaştırması gerekliliği bulunmaktadır.

Mal/hizmet benzerliği hususunun tescil edilen markaların koruma kapsamına doğrudan etki eden önemli bir faktör olmasına rağmen Türkiye’de yeterli incelemeye konu olmaması oldukça ilginçtir. Bu yazı kapsamında mal/hizmet benzerliği değerlendirmesinin esasına ilişkin detaylı açıklamaya yer verilmeyecek, karıştırılma ihtimali incelemesinde tartışılması gereken temel konulardan biri olan karıştırılma ihtimali incelemesinde mal/hizmet benzerliği değerlendirmesinin işaret benzerliği değerlendirmesinden veya diğer faktörlerden bağımsız olup olmadığı hususuna ilişkin olarak Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (EUIPO), Amerika Birleşik Devletleri Patent ve Marka Ofisi (USPTO) ve Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT)’nun yaklaşımları üzerinde durulacaktır.

Karıştırılma ihtimali (likelihood of confusion) terim olarak çoğu ülkede aynen kullanılsa da incelemede farklı yaklaşımlara konu olabilmektedir.

EUIPO’nun karıştırılma ihtimali değerlendirmesinde dikkate aldığı temel faktörler sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, malların/hizmetlerin benzerliği ve bu benzerliğin düzeyi, işaretlerin benzerliği ve bu benzerliğin düzeyi, önceki markanın ayırt edici gücü, çekişme konusu malların hitap ettikleri tüketici kesimi ve bu tüketici kesiminin dikkat seviyesidir. EUIPO’ya göre karıştırılma ihtimali incelemesinde dikkate alınan bu faktörler birbirleriyle etkileşim halinde bulunur ve nihayetinde bütün faktörler ayrı ayrı göz önünde tutulmak suretiyle bir sonuca gidilir. Örneğin, malların/hizmetlerin düşük düzeyde benzerliği işaretlerin aynılığı veya yüksek düzeyde benzerliği ile telafi edilebilmekte (veya tam tersi) ve karıştırmanın ortaya çıkacağı veya önceki markanın ayırt ediciliği arttığı durumlarda düşük düzeyde benzer nitelikte olan mallar/hizmetler için de karıştırmanın söz konusu olabileceği kabul edilebilmektedir.

EUIPO tarafından yapılan karıştırılma ihtimali incelemesinde, mal/hizmet benzerliği bağımsız bir faktör olarak değerlendirilmekte ve kendi içerisinde bir takım kıstaslara göre benzerlik incelemesine tabi tutulmaktadır. Bu benzerliğin incelenebilmesi için içtihat hukuku çerçevesinde, sayılanlarla sınırlı olmamak üzere şu kriterler dikkate alınmaktadır:

  • Doğası (niteliği),
  • Kullanım amaçları,
  • Kullanım şekilleri/yöntemleri,
  • Birbirlerinin ikamesi olup olmadığı,
  • Tamamlayıcısı nitelikte olup olmadıkları,
  • Dağıtım kanalları,
  • Hitap ettikleri tüketici kesimi,
  • Ticari kaynakları.

Görüldüğü üzere, mal/hizmet benzerliği kendi içerisinde değerlendirmeye tabi tutulduğundan çok detaylı ve farklı kıstaslar belirlenmiş durumdadır ve mal/hizmet benzerliği incelemesi bu faktörler üzerinden gerçekleştirilmektedir. Ayrıca, EUIPO mal/hizmet benzerliğine ilişkin detaylı bir inceleme kılavuzu hazırlamış ve bu kılavuzda karşılaştırmanın ne şekilde yapılması gerektiği, uygulamada sık rastlanan mal/hizmet çiftlerinin karşılaştırılması sonuçlarına yer vermiştir.[1] Ayrıca, içerisinde kullanıcıların daha önce mallar ve hizmetlere ilişkin yapılan karşılaştırma sonuçlarına (EUIPO itiraz birimi, Temyiz Kurulu ve mahkeme kararları) ulaşabildikleri “similarity tool”[2] adında bir aracı da kullanıcıların hizmetine sunmuştur. Dikkat edilirse bütün bu karşılaştırmalarda işaret benzerliğine ilişkin bir sonuca yer verilmemiş, incelemede sonuca etki eder nitelikte bulunmamıştır. Oldukça faydalı bir araç olan “similarity tool-benzerlik aracında” daha önce karşılaştırılan mal/hizmet çiftlerinin benzer olup olmadıkları, benzer olarak değerlendirilirler ise benzerlik derecesi ve hangi faktörlerden dolayı benzer olduklarına ilişkin açıklamalar yer almakta, bu örnek karşılaştırmalarda işaret benzerliği dikkate alınmamaktadır.

Karıştırılma ihtimali incelemesine ilişkin ABD Patent ve Marka Ofisi’ni (USPTO) yaklaşımında ise “duPont faktörleri” denilen faktörler dikkate alınarak değerlendirme yapılmaktadır. Bu faktörlerden kısaca aşağıda bahsedilecek olursa:

  • İşaretlerin görsel, işitsel, anlamsal ve ticari izlenim bakımlarından bütünsel benzerliği veya farklılığı,
  • Başvuru veya tescilde tanımlanan malların ve / veya hizmetlerin alakası, ilişkisi,
  • Yerleşik ve devamlılık göstereceği düşünülen ticaret kanalların benzerliği veya farklılığı,
  • Satışların gerçekleştirildiği koşullar- alıcıların karar biçimi – örneğin tüketiciler satın alma kararını ani mi yoksa dikkatli ve bilgili bir şekil mi gerçekleştiriyor,
  • Benzer mallar üzerinde kullanılan benzer markaların sayısı ve mahiyeti,
  • Önceki markanın satış rakamlarının yüksekliği, reklam veya kullanım yoğunluğundan kaynaklanan ünü (bilinirliği),
  • Eğer varsa, fiili karıştırmanın niteliği ve kapsamı,
  • Fiili karıştırma olmaksızın eş zamanlı gerçekleşen kullanımın süresi ve bu kullanımın gerçekleştiği şartlar,
  • Kullanıma konu olan veya olmayan malların çeşitliliği,
  • Başvuru sahibinin ve önceki marka sahibinin piyasadaki kesişim noktası,
  • Başvuru sahibinin malları üzerinde markasını kullanımı hakkında diğer kişileri engelleme hakkının bulunup bulunmadığı,
  • Olası karıştırmanın kapsamı (Karıştırmanın sonuçları önemsiz mi olacaktır yoksa karıştırma esasa ilişkin önemli sorunlara mı yol açacaktır?).
  • Karıştırılma iddiasını destekler nitelikteki diğer unsurlar.

USPTO inceleme kılavuzuna göre karıştırılma ihtimalinin varlığı incelenirken, faktörlerin değişen oranlarda öneme sahip olmasına rağmen bu faktörlerden en üstte yer alan iki tanesinin belirleyici ana faktörler olduğu, ancak incelenen olayın özelliğine göre bazı faktörlerin diğerlerine göre daha belirleyici nitelikte olabileceği belirtilmiştir. Ayrıca sayılan her faktörün somut olayda bulunmasının veya incelenmesinin gerekli olmadığı da söylenmiştir.[3] Karıştırılma ihtimaline ilişkin Amerikan yaklaşımında işaretlerin benzerliği ya da malların benzerliği gibi faktörleri ayrı ayrı bölmek yerine incelemenin tek seferde ve bütüncül bir yaklaşımla yapıldığı görülmektedir. Buna göre, mallar/hizmetler için bağımsız ve ayrı bir karşılaştırma yapılmamakta, durumun özelliğine göre karıştırma tespit edilmektedir. Zira incelemede malların hizmetlerin benzerliği terimi yerine “ilintililiği &#; ilişkisi” (relatedness of goods and services) terimi kullanılmaktadır. Bu terim daha belirsiz bir tanımlama olduğundan tüketicilerin herhangi bir şekilde markalar arasında bağlantı kurmasıyla (mallar/hizmetler benzer olmasa dahi) karıştırılma ihtimali bulunduğu sonucuna ulaşılabilmektedir. USPTO İnceleme Kriterine göre örneğin, yerleşik pazarlama uygulamaları yüzünden benzer ya da ilişkili olmayan mallar/hizmetler için dahi karıştırılma ihtimali oluşabileceği belirtilmiştir.[4] EUIPO ve TÜRKPATENT uygulamalarında malların benzerliği karıştırılma ihtimalinin bulunması için varlığı zorunlu bir koşul olmasından dolayı benzer olmayan mallar/hizmetler için karıştırılma ihtimali gerekçesiyle ret uygulanamazken USPTO uygulamasında böyle bir durum söz konusu değildir.

Karıştırılma ihtimaline ilişkin olarak Türk Patent ve Marka Kurumu’nun yaklaşımı ise, mevzuatların da uyumlu olmasının doğal bir sonucu olarak EUIPO uygulaması ile büyük bir paralellik arz etmektedir. TÜRKPATENT’in karıştırılma ihtimalinde dikkate aldığı temel faktörler sayılanlarla sınırlı olmamak üzere, malların/hizmetlerin benzerliği ve bu benzerliğin düzeyi, işaretlerin benzerliği ve bu benzerliğin düzeyi, önceki markanın ayırt edici gücü, çekişme konusu malların hitap ettikleri tüketici kesimi ve bu tüketici kesiminin dikkat seviyesidir. Yine mal/hizmet benzerliğinde kullanılan kriterler EUIPO’nun belirlemiş olduğu kriterler ile aynıdır. Son olarak, karıştırılma ihtimali incelemesinde Kurum, mal/hizmet benzerliğini işaret benzerliğinden etkilenmeyen bağımsız bir faktör olarak görmüş ve bunu da Marka İnceleme Kılavuzu sayfa ’de açıkça şu şekilde belirtmiştir:[5]

Malların ve hizmetlerin benzerliği, karşılaştırmaya konu işaretlerin benzerlik düzeyi ve önceki markanın ayırt edici gücünden bağımsız olarak değerlendirilir. Diğer bir ifade ile malların/hizmetlerin benzerliği ve bu benzerliğin düzeyi her bir mal/hizmet karşılaştırması için aynıdır ve işaretlerin benzerlik düzeyi ile önceki markanın ayırt edici gücünden etkilenmez.

Görüldüğü üzere, EUIPO ve TÜRKPATENT yaklaşımı mal/hizmet benzerliğini bağımsız ayrı bir faktör olarak ele alırken, USPTO yaklaşımı mal/hizmet benzerliğini işaretten bağımsız düşünmez ve bütüncül bir yaklaşımla incelemeye tabi tutar. USPTO kılavuzda bu yaklaşımı “kendi başına kuralının olmaması-no per se rule” ile açıklar ve malların hizmetlerin tek başlarına alakalı-ilişkili olması ve benzer markaların karşılaştırıldığı her durumda karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkacağı gibi bir kuralın olamayacağını kabul eder. İncelemeye ilişkin bu temel ayrım bizi mal/hizmet benzerliği incelemesinin kendi içerisinde yapılması gereken bir benzerlik değerlendirmesi olup olmadığı noktasına götürür. Daha açık bir ifadeyle, mal çiftleri (örn, güneş gözlüğü ile çantalar) için yapılan mal/hizmet benzerliği değerlendirmesi her incelemede aynı benzerlik düzeyine mi karşılık gelmelidir yoksa karşılaştırılan işaretlerin karakteristik özelliklerine ve benzerlik düzeylerine göre bazen benzer bazen de benzemez olarak mı değerlendirilmelidir? Bu sorunun cevabı Avrupa ve Türk yaklaşımında karıştırılma ihtimalinin sonucu açısından önem arz eder, zira mallar ve hizmetler arasında benzerlik bulunmadığı sonucuna ulaşılması durumunda karıştırılma ihtimali incelemesi kesilir ve karıştırılmanın ortaya çıkmayacağı sonucuna ulaşılır. Başka bir anlatımla, Türk ve Avrupa yaklaşımında mal/hizmet benzerliği bağımsız bir inceleme olduğundan ve bir kere mallar benzer olarak bulunmadığında karıştırılma ihtimali gerekçeli ret uygulanamaz olacağından koruma kapsamı sınırlanacak ve benzer olmayan mallar/hizmetler için üçüncü kişilerin tesciline markalar aynı da olsa müsaade edilecektir (diğer nispi ret gerekçeleri kapsamında tabii ki ret uygulanabilir). Amerikan yaklaşımında ise mal/hizmet benzerliği karıştırılma ihtimali incelemesinin sadece bir faktörü olduğundan, diğer faktörlerle de etkileşim içerisinde olduğundan ve malların alakalı olması karıştırılma ihtimalinin oluşması için şart olmadığından bu kadar kritik öneme sahip değildir.

Yaklaşımlar arasındaki farklılık aynı zamanda karıştırılma ihtimali incelemesinde karar veren otoritelerin kararlarının önceden bilinebilir veya en azından belli ölçüde öngörülebilir olması açısından da önem taşır. Aynı mal çiftinin bazen benzer bulunarak redde konu edilmesi bazen de benzer bulunmayarak redde konu edilmemesi piyasada belirsizliğe sebep olabilecektir. Yine karar verici konumunda olan inceleme otoriteleri veya mahkemeler için de aynı durumda olan örnekler için uygulama farklılıklarına sebep olabilmektedir.

Bu yazı kapsamında hangi yaklaşımın daha iyi veya daha doğru olduğu konusunda bir yorum yapılmayacak olsa da Avrupa ve Türk sisteminin sahip olduğu mukayeseli üstünlükten bahsetmek gerekir. Karıştırılma ihtimali incelemesi kendi içerisinde soyut bir ihtimal değerlendirmesinden ibaret olduğundan, doğası gereği yoruma açık olmakta ve pratikte benzer durumda olan markalar için farklı kararlar suretiyle belirsizliğe neden olabilmektedir. Avrupa ve Türk yaklaşımının kullandığı mal ve hizmet benzerliğinin karıştırılma ihtimali incelemesinde diğer faktörlerden etkilenmemesi durumunun, yani bağımsız bir faktör olarak ortaya çıkmasının ve her karşılaştırmada aynı sonucu vermesinin, incelemede öngörülebilirliği ve tutarlılığı arttırdığının, daha tahmin edilebilir, öngörülebilir kararlar verilmesinin önünü açtığını söylemek yanlış olmayacaktır. Örneğin, bu yaklaşımda başvuru sahibi önceki markanın tescil kapsamında yer alan mallar ile benzer görülmeyen mallar ve hizmetler için bir başvuru yaptığında karıştırılma ihtimali gerekçesiyle ret kararı almayacağını önceden bilebilmektir. Benzer şekilde, daha önce benzer görülen mallar için benzer marka mesnet gösterilerek itiraz edildiğinde, muteriz itirazının kabul edileceğini öngörebilmektedir. Amerikan yaklaşımında bütüncül bir değerlendirme söz konusu olduğundan ve malların/hizmetlerin benzer olmaması durumunda dahi karıştırmanın söz konusu olabildiği göz önüne alındığında öngörülebilirliğin daha düşük seviyede kaldığını söylemek mümkündür.

Erman VATANSEVER

Eylül

[email protected]


[1] Kılavuzu incelemek isteyenler için: seafoodplus.info

[2] Benzerlik aracına ulaşmak için: seafoodplus.info

[3] Kılavuzu daha detaylı incelemek isteyenler için: seafoodplus.info#/current/TMEPd1ehtml

[4] TMEP Trademark Manuel of Examining Procedure (a) Relatedness of the Goods and Services seafoodplus.info#/current/TMEPd1ehtml

[5] İlgili kılavuza ulaşmak için Marka İnceleme Kılavuzu seafoodplus.info

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

Fikrî mülkiyet hukuku[1], çeşitli gayrimaddi hakların elde edilmesi, sona ermesi ve korunması ile bu haklar üzerinde tasarrruf edilmesine ilişkin kurallar bütününü ifade etmektedir. Bu yapı içerisinde farklı menfaatleri koruyan çeşitli haklar; marka, tasarım, faydalı model vb. adlarla sınıflandırılmaktadır. Sektör profesyonellerinin büyük çoğunluğu tarafından, söz konusu sınıflandırmaya takıntı düzeyinde riayet edilmekte ve bu sözcüklerin başkaları tarafından kullanıldığı durumlarda da benzer şekilde hassasiyet gösterilmesi beklenmektedir. Ancak bu adlandırmalardan yazımızın konusunu da oluşturan “patent” sözcüğünün hatalı kullanımı, diğerlerinden farklı şekilde “geri iade&#; anlatım bozukluğunda olduğu gibi bir irkilmeye sebep olmaktadır. IPR Gezgini’nde geçtiğimiz yıllarda yayınlanan “Folklorik Türk Marka Terminolojisi” başlıklı yazının bir bölümünde[2] de “ismin patenti”, “markanın patenti” örnekleriyle bu duruma değinilmiştir. Örnekler; &#;bu işin patenti bende&#;, &#;o resim onun patentli hakkı&#;, &#;tasarımın patenti&#; şeklinde çoğaltılabilir.

Patent sözcüğünün hatalı kullanımı, anılan sözcüğün, bir gayrimaddi hak üzerinde tekel hakkı elde edilmesinin genel adı olduğu yanılgısından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından hazırlanan ve güncellenen Güncel Türkçe Sözlük’te, “patent” sözcüğünün dördüncü sıradaki, mecaz niteliğindeki anlamının, “Bir durum veya bir işi yalnızca kendi yetkisi altında görme” olduğu görülmektedir. Bu kullanıma örnek olarak da Peyami Safa tarafından kaleme alındığı belirtilen[3]“Çünkü Türkiye&#;de patenti yabancı şöhretlerin elinde bulunan heykeltıraşlık Türk sanatkârına para getirmez.” ifadeleri gösterilmektedir.  


TDK tarafından hazırlanan ve güncellenen Bilim ve Sanat Terimleri Sözlüğü’nde ise “patent” sözcüğünün belirtilen anlamına rastlanmamaktadır.

TDK Güncel Türkçe Sözlük&#;te, &#;patent&#; sözcüğüne ilişkin karşılaştığımız en ilginç kullanım ise &#;patentinin altına almak&#; ifadesidir. Dahası yapısal olarak dahi hatalı olduğunu düşündüğümüz bu sözcük grubunun, gayrimaddi hakların da ötesine geçecek şekilde, &#;birini egemenliği altına almak&#; anlamına geldiği belirtilmektedir.

TDK Başkanlığının görevleri, tarihli ve sayılı Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ( sayılı KHK) m/2 hükmünde düzenlenmiştir. Bu görevler arasında; Türkçenin söz ve anlam yapısını korumak ve geliştirmek, yazılı ve sözlü kaynaklardan Türk dili ile ilgili derleme ve taramalar yapmak ( sayılı KHK m/2,c) ile Türk dilinin zenginleşmesine yönelik inceleme ve araştırmalar yapmak, yazım kılavuzları ve sözlükler hazırlamak, bilim, sanat, spor terimleri ile teknik terim ve kavramları karşılayacak Türkçe terim ve kavramların bulunmasına yönelik araştırma ve incelemelerde bulunmak ( sayılı KHK m/2,ç) da yer almaktadır. Patent sözcüğünün hatalı kullanımına karşılık gelen anlamın, Güncel Türkçe Sözlük’te yer alması, ancak TDK’nin “yazılı ve sözlü kaynaklardan Türk dili ile ilgili derleme ve taramalar yapmak” şeklinde ifade edilen göreviyle ilişkilendirilebilmektedir. Zira yaygın, fakat hatalı bir kullanımın Güncel Türkçe Sözlük’te yer almasının, böyle bir kullanım bulunduğunun tespiti işlevine yönelik olduğu düşünülmekte, bu durumun ise kullanımdaki hatayı ortadan kaldırmayacağı değerlendirilmektedir. Dilin, sözcüklere yüklenen hatalı anlamlarla değil, sözcüklerin doğru şekilde kullanımıyla gelişeceği ve zenginleşeceği düşüncesiyle; yazının, fikrî mülkiyet hukuku terminolojisine uygun olmayan kullanımların azalmasına katkı sağlaması umut edilmektedir.

Osman Umut KARACA

[email protected]

Eylül


DİPNOTLAR

[1] “Fikrî mülkiyet hukuku” ifadesi, yazının tamamında “sınai mülkiyet hukuku”nu da kapsayacak şekilde kullanılmıştır.

[2]Özlem Fütman, Önder Erol Ünsal; Folklorik Türk Marka Terminolojisi, ,Folklorik Türk Marka Terminolojisi – IPR Gezgini, ().

[3] Örnek olarak verilen ifadenin Peyami Safa’nın hangi eserinde yer aldığı tespit edilememiştir.

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

Üç boyutlu markaların tescil süreçlerinde, hemen hemen her yargı merciinde çeşitli sorunlarla karşılaşmak şaşırtıcı değil. Bu sefer Avrupa Birliği Adalet Divanı (“ABAD”), bu yazıda işleyeceğimiz 04 Şubat tarihli C/21 P[1] sayılı kararı ile 03, 05 ve sınıflarda, üç boyutlu marka olarak tescil edilmek istenen EOS PRODUCTS SÀRL’e (“EOS”) ait yumurta şeklindeki dudak balsamı 3D şekil markasının tescil edilemeyeceğine hükmeden Avrupa Birliği Genel Mahkemesi (“Genel Mahkeme”) kararına[2] karşı temyiz istemlerini reddetmiş.

Netice itibariyle, EOS’un ünlü yumurta şeklindeki dudak balsamı tasarımı, AB’de tescil edilememiştir.

UYUŞMAZLIĞIN GEÇMİŞİ

EOS, 6 Ekim tarihinde, Avrupa Birliği Fikri Mülkiyet Ofisi (“EUIPO”) nezdinde tescil ettirilmek üzere, yukarıda görseli bulunan üç boyutlu “yumurta şeklindeki dudak balsamı paketi”[3] için marka başvurusunda bulunmuştur:

İlgili marka başvurusunun kapsamında aşağıdaki mallar yer almaktadır:

  • sınıf: “Dudak balsamları (ilaç ihtiva edenler hariç); dudak kozmetikleri; dudak parlatıcısı; kozmetik amaçlı dudak kremleri; dudak balsamları (ilaç ihtiva edenler hariç); ilaçsız dudak bakım müstahzarları; dudak kozmetikleri; tıbbi kullanım için olmayan dudak ürünleri.”
  • sınıf: “Dudakların bakımı için tıbbi müstahzarlar; tıbbi kullanım için dudak balsamı.”
  • sınıf: “Kozmetikler için kutu ve şişeler; kozmetik dispanserleri; kozmetik uygulama aparatları.”

EUIPO nezdinde yapılan inceleme neticesinde 18 Temmuz tarihli kararla, marka başvurusunun, kapsamındaki mallar için alışılmış şekil ve renklerle sınırlı olduğu ve sektördeki alışılmış uygulamadan önemli ölçüde sapmadığı değerlendirilmiş ve başvurunun reddine karar verilmiştir. İncelemeyi yapan uzman, başvurunun yumurtayı andıran yuvarlak bir şekil olduğu kanaatine varmış; tasarım aracı olarak kullanılan ve ürün şekli üzerinde yer alan parmak izi görselinin ise dekoratif amacın yanı sıra, ilgili ambalajın açılması işlevini göreceğini, bu nedenle de ilgili üç boyutlu markaya ayırt edicilik kazandırmayacağını değerlendirmiştir. Yukarıdaki değerlendirmeler neticesinde, ilgili başvuru başka bir şekil/kelime unsurunu içermediğinden, bir bütün olarak EOS’un marka başvurusunun ayırt edicilikten yoksun olduğu kabul edilmiştir.

EOS ise bu kararın hukuka uygun olmadığını, yumurta şeklindeki dudak balsamı paketinin ayırt edici karaktere sahip olduğunu, nitekim EUIPO nezdinde benzer şekilde başkaca dudak balsamı ürün paketlemelerinin üç boyutlu marka olarak tescil edildiğini iddia ederek[4], karara itiraz etmiştir.  

Fakat Dördüncü Temyiz Kurulu da EOS’un markasının ayırt edici karakteri haiz olmadığını değerlendirmiş ve bizzat başvuru sahibince sunulan temyiz dilekçesindeki örneklerde dahi yuvarlak şekli haiz ambalaj ürünlerinin kozmetik sektöründe sıklıkla kullanıldığını belirtmiştir.

EOS ayrıca ürünlerinin yalnızca yuvarlak şekilleri nedeniyle değil, aynı zamanda ambalajlarının rengiyle de öne çıktığını savunmuşsa da Temyiz Kurulu, ambalajın renklendirilmesinin ürünün piyasadaki görünümü ile ilgili pazarlama stratejisine ilişkin bir unsur olduğunu ve bu renk elementlerinin, üç boyutlu marka olarak tescil edilmek istenen şeklin ayırt ediciliği değerlendirilmesi ile ilgili olmadığını belirtmiştir.

Ek olarak, EOS’un üç boyutlu markasının ayırt ediciliğini ispatlamak için sunduğu deliller incelenmiş ve bu delillerinin yalnızca sınıftaki mallara ilişkin olduğu, başvurunun kapsamında yer alan 05 ve sınıflardaki mallara yönelik herhangi bir delil sunulmadığını değerlendirmiştir. Üstelik delil olarak sunulan tüm görsellerde “EOS” kelime markalarının da yer alıyor olması nedeniyle EOS’a ait üç boyutlu şekil marka başvurusunun, ayırt ediciliğinin ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.  Ayrıca Temyiz Kurulu, başkaca markalara ait üç boyutlu marka tescillerinin olmasının somut olayla ilgili olmadığını belirtmiş ve EOS’un tüm temyiz taleplerini reddetmiştir.

EOS, bu kararı Genel Mahkeme önüne taşımış fakat Temyiz Kurulu’nun kullanım yoluyla ayırt edicilik kapsamındaki değerlendirmelerine ilişkin bir temyiz incelemesi isteminde bulunmamıştır. EOS’un temyiz istemi yalnızca üç boyutlu şeklin, doğası gereği ayırt edici niteliği haiz olup olmadığı sorusuna odaklanmıştır.

Genel Mahkeme T/20 sayılı kararı ile Temyiz Kurulu&#;nun kararının yerinde olduğuna kanaat getirmiştir. Değerlendirmeleri neticesinde, piyasadaki farklı üreticilerin dudak ürünlerinin yuvarlak ve oval ambalajlar ile kullanabildikleri, dolayısıyla da EOS’un üç boyutlu marka başvurusunun, ilgili sektörde sıkça kullanılan, sektördeki alışılagelmiş kullanımlardan farklı olmayan bir şekil unsurunu ihtiva ettiğini, bu nedenle de EOS’un iddialarının aksine ilgili şekil öğesinin doğası gereği ayırt ediciliği haiz olmadığını değerlendirmiştir. İlgili tüketici kesimi ile ilgili olarak Genel Mahkeme, ortalama tüketicilerin EOS’un üç boyutlu marka başvurusundaki şekil unsurunu ticari menşeinin göstergesi olarak algılamayacağını belirtmiş ve EOS’un temyiz itirazlarını reddetmiştir. Yumurta şeklindeki dudak balsamlarının ayırt ediciliği olmadığının bir kez daha değerlendirilmesi üzerine EOS, Genel Mahkeme kararını ABAD önüne taşımıştır.  

ADALET DİVANI’NIN DEĞERLENDİRMELERİ

ABAD tarihli kararında ilk olarak, EUIPO&#;nun bağımsız bir Temyiz Kurulu kararına ilişkin Genel Mahkeme kararına karşı yapılan itirazların kabul edilebilirliğini değerlendirmiştir. Genel Mahkeme’nin ayırt ediciliğin değerlendirilmesi ve ispat gereklilikleri bakımından hatalı standartlar uyguladığını iddia etmenin yeterli bir temyiz gerekçesi olmadığına karar vermiştir. Nitekim EOS, Genel Mahkeme kararının, üç boyutlu bir markanın ayırt edici karakterine ilişkin olarak, ispat yükü bakımından çok ağır şartlar aradığını ve objektif değerlendirme yapmadığını iddia etmiştir.

Bununla birlikte, ABAD, temyiz isteminde bulunan bir tarafın, AB hukukunun birliği, tutarlılığı veya gelişimi ile özellikle hangi yasal konuların ilgili olduğunu ve yasal konuların neden bu kriterlere uygun olduğunu açık ve kesin bir şekilde açıklaması gerektiğini belirtmiştir. Somut olayın incelenmesi üzerine ABAD, temyiz edilen kararın hukuki belirsizlik yarattığının genel bir şekilde iddia edildiğini fakat AB hukukunun birliği, tutarlılığı veya gelişimi için hangi hukuki meselelerin önemli olduğunun açık ve kesin bir şekilde açıklamadığını belirterek EOS’un temyiz başvurusunun kabul edebilir olmadığına hükmetmiştir.

Sonuç olarak, EOS, yumurta şeklindeki dudak balsamı için üç boyutlu marka başvurusunu EUIPO nezdinde tescil ettirememiştir.  

SONUÇ

Neticede, bu dava ile esasen kullanım yoluyla ayırt edicilik ve doğası gereği ayırt edicilik kavramlarının özellikle de üç boyutlu markalar için önem arz edebileceği görülmektedir. Her ne kadar EUIPO Temyiz Kurulu kararında, ilgili üç boyutlu şeklin kullanım yoluyla ayırt edicilik de kazanmadığını değerlendirse de eğer EOS, Temyiz Kurulu’nun kullanım yoluyla ayırt edicilik bakımından değerlendirmeleri için de temyiz isteminde bulunsaydı, Genel Mahkeme böyle bir inceleme neticesinde doğası gereği ayırt edici karakteri haiz olmadığını değerlendirdiği üç boyutlu dudak balsamı ambalaj şeklinin, belki de kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandığına hükmedecekti.

Fakat daha da önemlisi, üç boyutlu marka tescillerinde yaşanan sorunlara tekrar dikkat çeken bu karar ile birlikte akıllara, daha önce “AY BOTU: GENEL MAHKEME, TECNICA’NIN “MOON BOOT” ŞEKLİNİ HAİZ 3 BOYUTLU MARKASINI, AYAKKABILAR İÇİN AYIRT EDİCİ BULMAYAN TEMYİZ KURULU KARARINI KORUDU…”[5] başlığı ile incelediğimiz yine Genel Mahkeme’nin T/20 sayılı kararı gelmektedir. Bu kararda da çok uzun yıllardır piyasada kullanılagelen ay botu olarak adlandırılan ayakkabı şeklinin tescili hükümsüz kılınmıştı ve bir markaya kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandırıldığı iddiası ile bir markanın ayırt edicilik vasfını haiz olduğu iddiası arasındaki nüans irdelenmişti.

Her iki karar da bizlere, bir ürün şeklinin tanınmış olmasının özellikle üç boyutlu markalar bakımından başlı başına ayırt ediciliği kanıtlamaya yetmediğini göstermesi ve özellikle bir ürün şeklinin üç boyutlu marka olarak korunmak istendiği hallerde, ileri sürülen argümanların kararın neticesini değiştirebileceğini göstermesi bakımından önemli kararlardır.

Neticede bir dönem özellikle internet mecralarında ve sosyal medya içerik üreticileri aracılığıyla çokça reklamı yapılan ve sıkça görülen EOS’un ünlü yumurta şeklini andırır dudak balsamı ambalajını, bizler diğer markaların ürünlerinden ayırt edebiliyor olsak da, ABAD’a göre ikna edici argümanlar ve deliller ile ispatlayamadığı davası neticesinde EOS, bu ambalaj şeklini EUIPO nezdinde üç boyutlu marka olarak tescil ettirme şansını kaybetmiş oldu.

Güldeniz DOĞAN ALKAN

Ağustos

[email protected]


[1]seafoodplus.info?text=&docid=&pageIndex=0&doclang=FR&mode=req&dir=&occ=first&part=1&cid=

[2]seafoodplus.info?text=&docid=&pageIndex=0&doclang=FR&mode=req&dir=&occ=first&part=1&cid=

[3]seafoodplus.info#details/trademarks/

[4] Labello markalarına ait yine dairesel bir şekil unsurunu haiz dudak balsamı ürün ambalajı, üç boyutlu marka olarak EUIPO nezdinde sayı ile sınıftaki mallarda tescillidir.  

[5]seafoodplus.info

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor



TRABİS nedir?

Alan adı uyuşmazlıklarının çözümü alan adlarının öneminden ötürü özel bir değere sahip. Alan adları fikri mülkiyet hukukunda ticaret unvanı, işletme adı, marka gibi varlıklarla benzer özellikler arz ediyor. Alan adlarının ticari değeri, elektronik ticaretin büyüyen hacminden besleniyor. Alan adlarından doğan uyuşmazlıklar lokal veya uluslararası türlerine göre ayrı çözüm mekanizmalarına tabi. Uyuşmazlıkların adil, hızlı ve doğru çözülmesi bu bakımdan hassas bir konu. Uzun yıllar Orta Doğu Teknik Üniversitesi (“ODTÜ”) seafoodplus.info ile çözüme kavuşturulan lokal alan adı uyuşmazlıklarının çözüm mekanizmasının değiştirilmesinde nihayet sona gelinmiş görünüyor. TRABİS yani TR AĞ BİLGİ SİSTEMİ, alan adı uyuşmazlıklarının çözümünün adresi. Önce kavramlara sonra sürece ve hayata geçişine biraz daha yakında bakalım.

TRABİS, “.tr” Ağ Bilgi Sistemi anlamına geliyor. TRABİS, ODTÜ bünyesinde yer alan seafoodplus.info’nin açıklamasına göre ‘‘tr. uzantılı internet alan adı sisteminin ve buna ait merkezi veri tabanının işletilmesine, rehberin oluşturulmasına, güncellenmesine ve rehberlik hizmetinin sunulmasına ve alan adı başvuru işlemlerinin gerçek zamanlı olarak yapılmasına imkân veren, tüm bu faaliyetlerin güvenli ve iş sürekliliğini sağlayacak şekilde gerçekleştirildiği sistemdir.’’ Kısacası TRABİS’i, &#;.tr&#; alan adı sisteminin ve veri tabanının yönetimini ve işleyişini kapsayan bir sistem olarak ifade ediyoruz.  

TRABİS, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (“BTK”) bünyesinde faaliyete geçecek, yani uyuşmazlık çözümünde yetkili kurum ve düzende önemli değişiklik ve güncellemeler söz konusu olacak.

Özetle ifade etmek gerekirse; Türkiye’de “.tr” uzantılı alan adları, ODTÜ bünyesinde yer alan seafoodplus.info tarafından yürütülmekteydi. Ancak tarihli ve sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu tarafından Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına verilen yetki ile düzenlenen İnternet Alan Adları Yönetmeliği, “.tr” uzantılı alan adlarının tahsisine ilişkin işlemlerin yürütülmesi faaliyetini BTK’ya bıraktı.

Ne zaman faaliyete geçiyor?

BTK, tarihinde yaptığı açıklamada TRABİS’in tarihinde hizmete gireceğini duyurdu. Birinci seviye .tr uzantılı alan adı (alanadı.tr gibi) tahsisi ise TRABİS faaliyete girdikten 1 yıl sonra yapılacak. seafoodplus.info ise TRABİS’in faaliyete geçmesi ile eş zamanı olarak kapanacak.

Neler öne çıkıyor?

TRABİS devreye girdiğinde alan adları ile ilgili olarak alan adının alındığı hizmet kuruluşu ile iletişime geçilmesi gerekecek. TRABİS’in işleyiş kuralları, seafoodplus.info’nin işleyiş kurallarından şüphesiz farklılıklar arz edecek. Özellikle yeni işleyiş kuralları ve değişiklikler TRABİS tarafından duyurulacak.

Kayıt operatörü, “.tr” uzantılı alan adı hizmeti vermeye yetkili firma olarak belirlenmiş durumda. Buna göre TRABİS faaliyete başlamadan yetkili bir kayıt operatörüne geçilmesi gerekiyor. Kayıt operatörüne aktarılmayan alan adları ise TRABİS faaliyete geçince TRABİS’e aktarılacak. Fakat son kullanıcıya hizmet verilmeyeceğinden kayıt operatörüne geçilmesi gerekecek. Aksi halde alan adına ilişkin yenileme ya da alan adını yönetme işlemleri sağlanmayabilir. Burada son kullanıcı mutlaka bir ürün veya hizmeti satın alan kişi değil, nihayetinde onu kullanan kişidir/ belirli verileri sorgulamak ve değerlendirmek için veri tabanlarına erişen tüm kullanıcılardır. Aktarım yapılırken alan adlarına ilişkin hizmette bir kesinti ise söz konusu olmayacak.

TRABİS ile öne çıkan bir diğer değişiklik belge ile tahsis meselesi. Önceden “.tr” uzantılı alan adı tahsisi için kurulacak alan adına ilişkin marka veya kuruluş ile ilgili bazı belgelerin sunulması gerekmekteydi. Bazı istisnalar haricinde TRABİS bu zorunluluğu ortadan kaldıracak ve artık her alan adı tahsisi için belgeler talep edilmeyecek. seafoodplus.info, seafoodplus.info, seafoodplus.info, seafoodplus.info, seafoodplus.info, seafoodplus.info, seafoodplus.info, seafoodplus.info, seafoodplus.info, seafoodplus.info ve seafoodplus.info uzantılı alan adları için “ilk gelen alır” kuralı uygulanacak ve bu kurala göre belgesiz tahsis söz konusu olacak. Bunun uyuşmazlıkları arttıracağı mı yoksa azaltacağı mı siz değerli okurun takdirinde.

23 Mart tarihinde seafoodplus.info üzerinde yeni alan adı başvuru ve alan adı yenileme işlemleri durdurulmuştu, ancak seafoodplus.info, seafoodplus.info, seafoodplus.info, seafoodplus.info, seafoodplus.info, seafoodplus.info, ktr, seafoodplus.info ve seafoodplus.info alan adları için yine devam ediyordu. Bu tarihten sonra alan adı başvuruları seafoodplus.info’ye kayıtlı kayıt operatörleri tarafından yapılmaktadır. Belge sunulmasına ilişkin ise seafoodplus.info, seafoodplus.info, seafoodplus.info, seafoodplus.info, seafoodplus.info, seafoodplus.info, ktr, seafoodplus.info ve seafoodplus.info alan adları istisnalar dahilindedir, yani bu alan adları için belge sunulma zorunluluğu devam edecektir.  

Alan adı satış ve devirlerine seafoodplus.info’de izin verilmemekteydi. Ancak İnternet Alan Adları Yönetmeliği madde 13 uyarınca TRABİS’de satış ve devirlere izin verilmesi söz konusu olacak. Ölüm/gaiplik karinesi, şirket birleşme/devralma belgeleri, marka/patent devri belgeleri veya fikir/sanat eserleri ile ilgili hakların devrini ispat eden belgelerin olması halinde devir işlemi yapılabilecek.

Uyuşmazlıklarla kim ilgilenecek?

Gelgelelim asıl konuya, alan adı uyuşmazlık çözüm mekanizması nasıl işleyecek?

Kısaca özetlemek gerekirse; bir uyuşmazlık ortaya çıktığında İnternet Alan Adları Tebliği (Madde 13/(b) ve (d)) uyarınca kayıt kuruluşu, internet alan adına ilişkin adli bir süreç veya uyuşmazlık çözüm süreci başlatıldığında, TRABİS’e durum hakkında derhal bilgi vermekle ve belirlediği uyuşmazlık çözüm mekanizmasında kayıt kuruluşu yapması gereken tüm yükümlülükleri titizlik ve ivedilikle yerine getirmekle yükümlü. İnternet Alan Adları Uyuşmazlık Çözüm Mekanizması Tebliğine göre Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcıların (“UÇHS’ler’’) internet alan adları ile ilgili uyuşmazlıkların çözüm sürecini hakemler veya hakem heyetleri vasıtasıyla yürüten taraflar söz konusu olacak. Sağlayıcılık başvurularının değerlendirme makamı BTK. Bununla birlikte uyuşmazlığa konu olan internet alan adı, uyuşmazlık çözümü süreci boyunca dondurulacak. UÇHS’ler BTK tarafından re’sen veya şikâyet üzerine denetlemeye tabi olacak. Bir internet alan adına ilişkin uyuşmazlıkta, TRABİS sistemine kayıtlı bulunan zaman bilgisi esas alınacak bilgi olarak kabul edilmiş durumda. TRABİS uygulaması yeni ve önemli bir alan adı uyuşmazlık çözüm mekanizması olarak kısa bir süre içinde ilgili ekosistemin gündeminde önemli bir yer edineceğe benziyor.

Doç. Dr. Mete TEVETOĞLU

Eylül

[email protected]

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor


Birinci Kısım
GENEL ESASLAR
MADDE 1: Devletin Şekli
MADDE 2: Cumhuriyetin Nitelikleri
MADDE 3: Devletin Bütünlüğü¸ Resmî Dili Bayrağı¸ Millî Marşı ve Başkenti
MADDE 4: Değiştirilmeyecek Hükümler
MADDE 5: Devletin Temel Amaç ve Görevleri
MADDE 6: Egemenlik
MADDE 7: Yasama Yetkisi
MADDE 8: Yürütme Yetkisi ve Görevi
MADDE 9: Yargı Yetkisi
MADDE Kanun Önünde Eşitlik
MADDE Anayasanın Bağlayıcılığı ve Üstünlüğü

İkinci Kısım
TEMEL HAKLAR ve ÖDEVLER
Birinci Bölüm
GENEL HÜKÜMLER
MADDE Temel Hak ve Hürriyetlerin Özelliği
MADDE Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması
MADDE Temel Hak ve Hürriyetlerin Kötüye Kullanılmaması
MADDE Temel Hak ve Hürriyetlerin Kullanılmasının Durdurulması
MADDE Yabancıların Durumu

İkinci Bölüm
KİŞİNİN HAKLARI ve ÖDEVLERİ
MADDE Kişinin Dokunulmazlığı¸ Maddî ve Manevî Varlığı
MADDE Zorla Çalıştırma Yasağı
MADDE Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Özel Hayatın Gizliliği ve Korunması
MADDE Özel Hayatın Gizliliği
MADDE Konut Dokunulmazlığı
MADDE Haberleşme Hürriyeti
MADDE Yerleşme ve Seyahat Hürriyeti
MADDE Din ve Vicdan Hürriyeti
MADDE Düşünce ve Kanaat Hürriyeti
MADDE Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti
MADDE Bilim ve Sanat Hürriyeti Basın ve Yayımla İlgili Hükümler
MADDE Basın Hürriyeti
MADDE Süreli ve Süresiz Yayın Hakkı
MADDE Basın Araçlarının Korunması
MADDE Kamu Tüzel Kişilerinin Elindeki Basın Dışı Kitle Haberleşme Araçlarından Yararlanma Hakkı
MADDE Düzeltme ve Cevap Hakkı Toplantı Hak ve Hürriyetleri
MADDE Dernek Kurma Hürriyeti
MADDE Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkı
MADDE Mülkiyet Hakkı

Hakların Korunmasıyla İlgili Hükümler
MADDE Hak Arama Hürriyeti
MADDE Kanunî Hâkim Güvencesi
MADDE Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar
MADDE İspat Hakkı
MADDE Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması

Üçüncü Bölüm
SOSYAL ve EKONOMİK HAKLAR ve ÖDEVLER
MADDE Ailenin Korunması
MADDE Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve Ödevi

Kamu Yararı
MADDE Kıyılardan Yararlanma
MADDE Toprak Mülkiyeti
MADDE Tarım¸ Hayvancılık ve Bu Üretim Dallarında Çalışanların Korunması
MADDE Kamulaştırma
MADDE Devletleştirme ve Özelleştirme
MADDE Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti Çalışma İle İlgili Hükümler
MADDE Çalışma Hakkı ve Ödevi
MADDE Çalışma Şartları ve Dinlenme Hakkı
MADDE Sendika Kurma Hakkı
MADDE (Mülga)
MADDE Toplu İş Sözleşmesi Hakkı
MADDE Grev Hakkı ve Lokavt
MADDE Ücrette Adalet Sağlanması

Sağlık¸ Çevre ve Konut
MADDE Sağlık Hizmetleri ve Çevrenin Korunması
MADDE Konut Hakkı

Gençlik ve Spor
MADDE Gençliğin Korunması
MADDE Sporun Geliştirilmesi

Sosyal Güvenlik Hakları
MADDE Sosyal Güvenlik Hakkı
MADDE Sosyal Güvenlik Bakımından Özel Olarak Korunması Gerekenler
MADDE Yabancı Ülkelerde Çalışan Türk Vatandaşları
MADDE Tarih¸ Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması
MADDE Sanatın ve Sanatçının Korunması
MADDE Devletin İktisadî Ve Sosyal Ödevlerinin Sınırları

Dördüncü Bölüm
SİYASÎ HAKLAR ve ÖDEVLER
MADDE Türk Vatandaşlığı
MADDE Seçme¸ Seçilme ve Siyasî Faaliyette Bulunma Hakları

Siyasî Partilerle İlgili Hükümler
MADDE Parti Kurma¸ Partilere Girme ve Partilerden Ayrılma
MADDE Siyasî Partilerin Uyacakları Esaslar

Kamu Hizmetlerine Girme Hakkı
MADDE Hizmete Girme
MADDE Mal Bildirimi
MADDE Vatan Hizmeti
MADDE Vergi Ödevi
MADDE Dilekçe Hakkı

Üçüncü Kısım
CUMHURİYETİN TEMEL ORGANLARI
Birinci Bölüm
YASAMA
Türkiye Büyük Millet Meclisi
MADDE Kuruluşu
MADDE Milletvekili Seçilme Yeterliliği
MADDE Türkiye Büyük Millet Meclisinin Seçim Dönemi
MADDE Türkiye Büyük Millet Meclisi Seçimlerinin Geriye Bırakılması ve Ara Seçimleri
MADDE Seçimlerin Genel Yönetim ve Denetimi

Üyelikle İlgili Hükümler
MADDE Milletin Temsili
MADDE Andiçme
MADDE Üyelikle Bağdaşmayan İşler
MADDE Yasama Dokunulmazlığı
MADDE Milletvekilliğinin Düşmesi
MADDE İptal İstemi
MADDE Ödenek ve Yolluklar

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Görev ve Yetkileri
MADDE Genel Olarak
MADDE Kanunların Teklif Edilmesi ve Görüşülmesi
MADDE Kanunların Cumhurbaşkanınca Yayımlanması
MADDE Milletlerarası Andlaşmaları Uygun Bulma
MADDE Kanun Hükmünde Kararname Çıkarma Yetkisi
MADDE Savaş Hali İlanı ve Silahlı Kuvvet Kullanılmasına İzin Verme

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Faaliyetleri ile İlgili Hükümler
MADDE Toplanma ve Tatil
MADDE Başkanlık Divanı
MADDE İçtüzük¸ Siyasî Parti Grupları ve Kolluk İşleri
MADDE Toplantı ve Karar Yeter Sayısı
MADDE Görüşmelerin Açıklığı ve Yayımlanması
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Bilgi Edinme ve Denetim Yolları
MADDE Genel Olarak
MADDE Gensoru
MADDE Meclis Soruşturması

İkinci Bölüm
YÜRÜTME
Cumhurbaşkanı
MADDE Nitelikleri ve Tarafsızlığı
MADDE Seçimi
MADDE Andiçmesi
MADDE Görevleri ve Yetkileri
MADDE Sorumluluk ve Sorumsuzluk Hali
MADDE Cumhurbaşkanına Vekillik Etmek
MADDE Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği
MADDE Devlet Denetleme Kurulu

Bakanlar Kurulu
MADDE Kuruluş
MADDE Göreve Başlama ve Güvenoyu
MADDE Görev Sırasında Güvenoyu
MADDE Görev ve Siyasî Sorumluluk
MADDE Bakanlıkların Kurulması ve Bakanlar
MADDE Seçimlerde Geçici Bakanlar Kurulu
MADDE Tüzükler
MADDE Türkiye Büyük Millet Meclisi Seçimlerinin Cumhurbaşkanınca Yenilenmesi Millî Savunma
MADDE Başkomutanlık ve Genelkurmay Başkanlığı
MADDE Millî Güvenlik Kurulu

Olağanüstü Yönetim Halleri
MADDE Tâbi Afet ve Ağır Ekonomik Bunalım Sebebiyle Olağanüstü Hal İlanı
MADDE Şiddet Olaylarının Yaygınlaşması ve Kamu Düzeninin Ciddi Şekilde Bozulması Sebebiyle Olağanüstü Hal İlanı
MADDE Olağanüstü Hallerle İlgili Düzenleme
MADDE Sıkıyönetim¸ Seferberlik ve Savaş İlanı

İdare / İdarenin Esasları
MADDE İdarenin Bütünlüğü ve Kamu Tüzel Kişiliği
MADDE Yönetmelikler
MADDE Yargı Yolu

İdarenin Kuruluşu
MADDE Merkezi İdare
MADDE Mahalli İdareler

Kamu Hizmeti Göreviyle İlgili Hükümler
MADDE Genel İlkeler
MADDE Görev ve Sorumlulukları¸ Disiplin Kovuşturmasında Güvence

Yükseköğretim Kurumları ve Üst Kuruluşları
MADDE Yükseköğretim Kurumları
MADDE Yükseköğretim Üst Kuruluşları
MADDE Yükseköğretim Kurumlarından Özel Hükümlere Tâbi Olanlar
MADDE Radyo ve Televizyon Kuruluşları ve Kamuyla İlişkili Haber Ajansları
MADDE Atatürk Kültür¸ Dil ve Tarih Yüksek Kurumu
MADDE Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşu
MADDE Diyanet İşleri Başkanlığı
MADDE Kanunsuz Emir

Üçüncü Bölüm
YARGI
Genel Hükümler
MADDE Mahkemelerin Bağımsızlığı
MADDE Hâkimlik ve Savcılık Teminatı
MADDE Hâkimlik ve Savcılık Mesleği
MADDE Duruşmaların Açık ve Kararların Gerekçeli Olması
MADDE Mahkemelerin Kuruluşu
MADDE Devlet Güvenlik Mahkemeleri (Mülga)
MADDE Hâkim ve Savcıların Denetimi
MADDE Askerî Yargı

Yüksek Mahkemeler /Anayasa Mahkemesi
MADDE Kuruluşu
MADDE Üyeliğin Sona Ermesi
MADDE Görev ve Yetkileri
MADDE Çalışma ve Yargılama Usulü
MADDE İptal Davası
MADDE Dava Açma Süresi
MADDE Anayasaya Aykırılığın Diğer Mahkemelerde İleri Sürülmesi
MADDE Anayasa Mahkemesinin Kararı
MADDE Yargıtay
MADDE Danıştay
MADDE Askerî Yargıtay
MADDE Askerî Yüksek İdare Mahkemesi
MADDE Uyuşmazlık Mahkemesi
MADDE Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
MADDE Sayıştay

Dördüncü Kısım
MALÎ ve EKONOMİK HÜKÜMLER
Birinci Bölüm
MALÎ HÜKÜMLER
Bütçe
MADDE Bütçenin Hazırlanması ve Uygulanması
MADDE Bütçenin Görüşülmesi
MADDE Bütçelerde Değişiklik Yapılabilme Esasları
MADDE Kesinhesap
MADDE Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Denetimi

İkinci Bölüm
EKONOMİK HÜKÜMLER
MADDE Planlama
MADDE Piyasaların Denetimi ve Dış Ticaretin Düzenlenmesi
MADDE Tabiî Servetlerin ve Kaynakların Aranması ve İşletilmesi

Ormanlar ve Orman Köylüsü
MADDE Ormanların Korunması ve Geliştirilmesi
MADDE Orman Köylüsünün Korunması
MADDE Kooperatifçiliğin Geliştirilmesi

Tüketiciler İle Esnaf ve Sanatkarın Korunması
MADDE Tüketicinin Korunması
MADDE Esnaf ve Sanatkarın Korunması


Beşinci Kısım
ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER
MADDE İnkılap Kanunlarının Korunması

Altıncı Kısım
GEÇİCİ HÜKÜMLER
GEÇİCİ MADDE 1- GEÇİCİ MADDE 16

Yedinci Kısım
SON HÜKÜMLER
MADDE Anayasanın Değiştirilmesi
MADDE Başlangıç ve Kenar Başlıklar
MADDE Anayasanın Yürürlüğe Girmesi

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI

Kanun no: Kabul Tarihi: 7 Kasım
Resmî Gazete¸ ¸ Sayı (Mükerrer)
Düstur¸ Tertip 5¸ Cilt 22¸ s

sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 23 Eylül tarihinde Danışma Meclisi tarafından ve 18 Ekim tarihinde Milli Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilmiş¸ halkoyuna sunulmak üzere 20 Ekim tarih ve sayılı Resmî Gazetede yayınlanmış¸ 7 Kasım Pazar günü yapılan halkoylaması sonucu % 91¸17 oranında kabul oyu ile kabul edilmiş¸ bu kez tekrar sayılı Kanun olarak 9 Kasım tarih ve mükerrer sayılı Resmî Gazetede yayınlanmıştır.

Anayasasında Yapılan Değişiklikler
Birinci Değişiklik: 17 Mayıs tarih ve sayılı Kanun (Resmî Gazete¸ 18 Mayıs ¸ Sayı Mükerrer). Değiştirilen maddeler: 67¸ 75¸ ¸ Geçici 4.
İkinci Değişiklik: 8 Temmuz tarih ve sayılı Kanun ile (Resmî Gazete¸ 10 Temmuz ¸ Sayı ). Değiştirilen madde:
Üçüncü Değişiklik: 23 Temmuz tarih ve sayılı Kanun (Resmî Gazete¸ 26 Temmuz ¸ Sayı ). Değiştirilen maddeler: Başlangıç Metni¸ 33¸ 52¸ 53¸ 67¸ 68¸ 69¸ 75¸ 84¸ 85¸ 93¸ ¸ ¸ ¸
Dördüncü Değişiklik: 18 Haziran tarih ve sayılı Kanun (Resmî Gazete¸ 18 Haziran ¸ Sayı Mükerrer. Değiştirilen madde:
Beşinci Değişiklik: 13 Ağustos tarih ve sayılı Kanun (Resmî Gazete¸ 14 Ağustos ¸ Sayı ). Değiştirilen maddeler: 47¸ ¸
Altıncı Değişiklik: 3 Ekim tarih ve sayılı Kanun (Resmî Gazete¸ 17 Ekim ¸ Sayı Mükerrer. Değiştirilen maddeler: Başlangıç Metni¸ 13¸ 14¸ 19¸ 20¸ 21¸ 22¸ 23¸ 26¸ 28¸ 31¸ 33¸ 34¸ 36¸ 38¸ 40¸ 41¸ 46¸ 49¸ 51¸ 55¸ 65¸ 66¸ 67¸ 69¸ 74¸ 87¸ 89¸ 94¸ ¸ ¸ ¸ Geçici
Yedinci Değişiklik: 21 Kasım tarih ve sayılı Kanun (Resmî Gazete¸ 1 Aralık ¸ Sayı ). Değiştirilen maddeler: 86
Sekizinci Değişiklik: 27 Aralık tarih ve sayılı Kanun (Resmî Gazete¸ 31 Aralık ¸ Sayı Üçüncü Mükerrer). Değiştirilen maddeler: 76¸
Dokuzuncu Değişiklik: 7 Mayıs tarih ve sayılı Kanun (Resmî Gazete¸ 22 Mayıs ¸ Sayı ). Değiştirilen maddeler: 10¸ 15¸ 17¸ 30¸ 38¸ 87¸ 90¸ ¸ ¸
Onuncu Değişiklik: 21 Haziran Tarih ve sayılı Kanun (Resmî Gazete¸ 23 Haziran ¸ Sayı ). Değiştirilen madde:
Onbirinci Değiklik: 29 Ekim tarih ve sayılı Kanun (Resmi Gazete¸ 9 Kasım ¸ Sayı ). Değiştirilen maddeler: ¸ ¸ ¸ ¸
Onikinci Değiklik: 13 Ekim tarih ve sayılı Kanun (Resmi Gazete¸ 17 Ekim ¸ Sayı ). Değiştirilen madde:
Onüçüncü Değişiklik: 10 Mayıs tarih ve sayılı Kanun (Resmî Gazete¸ 18 Mayıs ¸ Sayı ) Değiştirilen madde: Geçici Madde
Ondördüncü Değişiklik: 31 Mayıs tarih ve Kanun (Resmî Gazete¸ 16 Haziran ¸ Sayı ). Değiştirilen maddeler: 77¸ 79¸ 96¸ ¸ ( sayılı Kanun¸ 21 Ekim tarihli halkoylamasıyla onaylanmıştır. Halkoylamasının kesin sonuçları¸ 31 Ekim tarih ve sayılı Resmî Gazetede YSK’nın 30 Ekim tarih ve sayılı kararıyla yayınlanmış ve Değişiklik bu tarihte¸ yani 30 Ekim tarihinde yürürlüğe girmiştir).
Onbeşinci Değişiklik: 16 Ekim tarih ve Sayılı Kanun (Resmî Gazete¸ 17 Ekim ¸ Sayı ). Değiştirilen maddeler: sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 6 ncı maddesiyle 7/11/ tarihli ve sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına eklenen geçici 18 inci maddesi çerçeve 6 ncı maddesi; sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 6 ncı maddesiyle 7/11/ tarihli ve sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına eklenen geçici 19 uncu madde).
Onbeşinci Değişiklik: 9 Şubat Tarih ve Sayılı Kanun (Resmî Gazete¸ 23 Şubat ¸ Sayı )¸ Değiştirilen maddeler: 10¸

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI

Kanun no: Kabul Tarihi: 7 Kasım
(Resmî Gazete¸ 9 Kasım ¸ Sayı ¸ Mükerrer)

BAŞLANGIÇ (Değişik: /1 md.)
Türk Vatanı ve Milletinin ebedî varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa¸ Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu¸ ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda;
Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak¸ Türkiye Cumhuriyetinin ebedî varlığı¸ refahı¸ maddî ve manevî mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;
Millet iradesinin mutlak üstünlüğü¸ egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun¸ bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;
Kuvvetler ayrımının¸ Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip¸ belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu;
(Değişik: /1 md.) Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin¸ Türk varlığının¸ Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının¸ Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin¸ Atatürk milliyetçiliği¸ ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının¸ Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;
Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür¸ medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;
Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda¸ millî sevinç ve kederlerde¸ millî varlığa karşı hak ve ödevlerde¸ nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu¸ birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı¸ karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve “Yurtta sulh¸ cihanda sulh” arzu ve inancı içinde¸ huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;
FİKİR¸ İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak¸ sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere¸
TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN¸ demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.

BİRİNCİ KISIM
Genel Esaslar

I. Devletin şekli

MADDE 1.– Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
MADDE 2.– Türkiye Cumhuriyeti¸ toplumun huzuru¸ millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde¸ insan haklarına saygılı¸ Atatürk milliyetçiliğine bağlı¸ başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan¸ demokratik¸ lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin bütünlüğü¸ resmî dili¸ bayrağı¸ millî marşı ve başkenti

MADDE 3.– Türkiye Devleti¸ ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı¸ şekli kanununda belirtilen¸ beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.
Başkenti Ankara’dır.

IV. Değiştirilemeyecek hükümler
MADDE 4.– Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile¸ 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
V. Devletin temel amaç ve görevleri

MADDE 5.– Devletin temel amaç ve görevleri¸ Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü¸ ülkenin bölünmezliğini¸ Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak¸ kişilerin ve toplumun refah¸ huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini¸ sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal¸ ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya¸ insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

VI. Egemenlik
MADDE 6.– Egemenlik¸ kayıtsız şartsız Milletindir.
Türk Milleti¸ egemenliğini¸ Anayasanın koyduğu esaslara göre¸ yetkili organları eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması¸ hiçbir surette hiçbir kişiye¸ zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.
VII. Yasama yetkisi

MADDE 7.– Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.
VIII. Yürütme yetkisi ve görevi

MADDE 8.– Yürütme yetkisi ve görevi¸ Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından¸ Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.

IX. Yargı yetkisi

MADDE 9.– Yargı yetkisi¸ Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
X. Kanun önünde eşitlik
MADDE – Herkes¸ dil¸ ırk¸ renk¸ cinsiyet¸ siyasî düşünce¸ felsefî inanç¸ din¸ mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek: /1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet¸ bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Hiçbir kişiye¸ aileye¸ zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
(Değişik: - /1 md.) Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

XI. Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü

MADDE – Anayasa hükümleri¸ yasama¸ yürütme ve yargı organlarını¸ idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.

İKİNCİ KISIM
Temel Haklar ve Ödevler

BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler

I. Temel hak ve hürriyetlerin niteliği
MADDE – Herkes¸ kişiliğine bağlı¸ dokunulmaz¸ devredilmez¸ vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.
Temel hak ve hürriyetler¸ kişinin topluma¸ ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.

II. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması
MADDE – (Değişik: /2 md.) Temel hak ve hürriyetler¸ özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar¸ Anayasanın sözüne ve ruhuna¸ demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

III. Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması
MADDE – (Değişik: /3 md.) Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri¸ Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.
Anayasa hükümlerinden hiçbiri¸ Devlete veya kişilere¸ Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.
Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler¸ kanunla düzenlenir.

IV. Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması
MADDE – Savaş¸ seferberlik¸ sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde¸ milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla¸ durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.
(Değişik: /2 md.) Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da¸ savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında¸ kişinin yaşama hakkına¸ maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din¸ vicdan¸ düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.

V. Yabancıların durumu
MADDE – Temel hak ve hürriyetler¸ yabancılar için¸ milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir.

İKİNCİ BÖLÜM
Kişinin Hakları ve Ödevleri

I. Kişinin dokunulmazlığı¸ maddî ve manevî varlığı
MADDE – Herkes¸ yaşama¸ maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında¸ kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.
Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.
(Değişik: /3 md.) Meşrû müdafaa hali¸ yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi¸ bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi¸ bir ayaklanma veya isyanın bastırılması¸ sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri¸ birinci fıkra hükmü dışındadır.

II. Zorla çalıştırma yasağı
MADDE – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.
Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları¸ zorla çalıştırma sayılmaz.

III. Kişi hürriyeti ve güvenliği
MADDE – Herkes¸ kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.
Şekil ve şartları kanunda gösterilen :
Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin yakalanması veya tutuklanması; bir küçüğün gözetim altında ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir kararın yerine getirilmesi; toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası¸ uyuşturucu maddeveya alkol tutkunu¸ bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kişinin bir müessesede tedavi¸ eğitim veya ıslahı için kanunda belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi; usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren¸ ya da hakkında sınır dışı etme yahut geri verme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya tutuklanması; halleri dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz.
Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler¸ ancak kaçmalarını¸ delillerin yokedilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklanabilir. Hâkim kararı olmadan yakalama¸ ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun gösterir.
Yakalanan veya tutuklanan kişilere¸ yakalama veya tutuklama sebepleri ve haklarındaki iddialar herhalde yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması halinde sözlü olarak derhal¸ toplu suçlarda en geç hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir.
(Değişik: /4 md.) Yakalanan veya tutuklanan kişi¸ tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır. Kimse¸ bu süreler geçtikten sonra hâkim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Bu süreler olağanüstü hal¸ sıkıyönetim ve savaş hallerinde uzatılabilir.
(Değişik: /4 md.) Kişinin yakalandığı veya tutuklandığı¸ yakınlarına derhal bildirilir.
Tutuklanan kişilerin¸ makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine getirilmesini sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir.
Her ne sebeple olursa olsun¸ hürriyeti kısıtlanan kişi¸ kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir.
(Değişik: /4 md.) Bu esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları zarar¸ tazminat hukukunun genel prensiplerine göre¸ Devletçe ödenir.

IV. Özel hayatın gizliliği ve korunması
A. Özel hayatın gizliliği
MADDE – Herkes¸ özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Mülga cümle: /5 md.)
(Değişik: /5 md.) Millî güvenlik¸ kamu düzeni¸ suç işlenmesinin önlenmesi¸ genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak¸ usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü¸ özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim¸ kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde¸ el koyma kendiliğinden kalkar.

B. Konut dokunulmazlığı
MADDE – (Değişik: /6 md.) Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik¸ kamu düzeni¸ suç işlenmesinin önlenmesi¸ genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez¸ arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim¸ kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde¸ el koyma kendiliğinden kalkar.

C. Haberleşme hürriyeti
MADDE – (Değişik: /7 md.) Herkes¸ haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır.
Millî güvenlik¸ kamu düzeni¸ suç işlenmesinin önlenmesi¸ genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim¸ kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde¸ karar kendiliğinden kalkar.
İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir.

V. Yerleşme ve seyahat hürriyeti
MADDE – Herkes¸ yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.
Yerleşme hürriyeti¸ suç işlenmesini önlemek¸ sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak¸ sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak;
Seyahat hürriyeti¸ suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek;
Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.
(Değişik: /8 md.) Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti¸ vatandaşlık ödevi ya da ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlanabilir.
Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.

VI. Din ve vicdan hürriyeti
MADDE – Herkes¸ vicdan¸ dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
14 üncü maddehükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet¸ dinî âyin ve törenler serbesttir.
Kimse¸ ibadete¸ dinî âyin ve törenlere katılmaya¸ dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta-öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak¸ kişilerin kendi isteğine¸ küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.
Kimse¸ Devletin sosyal¸ ekonomik¸ siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa¸ din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun¸ dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.

VII. Düşünce ve kanaat hürriyeti
MADDE – Herkes¸ düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse¸ düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.

VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti
MADDE – Herkes¸ düşünce ve kanaatlerini söz¸ yazı¸ resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü¸ radyo¸ televizyon¸ sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
(Değişik: /9 md.) Bu hürriyetlerin kullanılması¸ millî güvenlik¸ kamu düzeni¸ kamu güvenliği¸ Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması¸ suçların önlenmesi¸ suçluların cezalandırılması¸ Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması¸ başkalarının şöhret veya haklarının¸ özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
(Üçüncü fıkra mülga: /9 md.)
Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler¸ bunların yayımını engellememek kaydıyla¸ düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.
(Ek: /9 md.) Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil¸ şart ve usuller kanunla düzenlenir.

IX. Bilim ve sanat hürriyeti
MADDE – Herkes¸ bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme¸ açıklama¸ yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.
Yayma hakkı¸ Anayasanın 1 inci¸ 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz.
Bu maddehükmü yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine engel değildir.

X. Basın ve yayımla ilgili hükümler
A. Basın hürriyeti
MADDE – Basın hürdür¸ sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz.
(İkinci fıkra mülga: /10 md.)
Devlet¸ basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.
Basın hürriyetinin sınırlanmasında¸ Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri hükümleri uygulanır.
Devletin iç ve dış güvenliğini¸ ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden veya suç işlemeye ya da ayaklanma veya isyana teşvik eder nitelikte olan veya Devlete ait gizli bilgilere ilişkin bulunan her türlü haber veya yazıyı¸ yazanlar veya bastıranlar veya aynı amaçla¸ basanlar¸ başkasına verenler¸ bu suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu ile dağıtım hâkim kararıyla; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili merci¸ bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir. Yetkili hâkim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa¸ dağıtımı önleme kararı hükümsüz sayılır.
Yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için¸ kanunla belirtilecek sınırlar içinde¸ hâkim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere¸ olaylar hakkında yayım yasağı konamaz.
Süreli veya süresiz yayınlar¸ kanunun gösterdiği suçların soruşturma veya kovuşturmasına geçilmiş olması hallerinde hâkim kararıyla; Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün¸ millî güvenliğin¸ kamu düzeninin¸ genel ahlâkın korunması ve suçların önlenmesi bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararı veren yetkili merci¸ bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir; hâkim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa¸ toplatma kararı hükümsüz sayılır.
Süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt ve müsaderesinde genel hükümler uygulanır.
Türkiye’de yayımlanan süreli yayınlar¸ Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne¸ Cumhuriyetin temel ilkelerine¸ millî güvenliğe ve genel ahlâka aykırı yayımlardan mahkûm olma halinde¸ mahkeme kararıyla geçici olarak kapatılabilir. Kapatılan süreli yayının açıkça devamı niteliğini taşıyan her türlü yayın yasaktır; bunlar hâkim kararıyla toplatılır.

B. Süreli ve süresiz yayın hakkı
MADDE – Süreli veya süresiz yayın önceden izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz.
Süreli yayın çıkarabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin¸ kanunda belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve belgelerin kanuna aykırılığının tespiti halinde yetkili merci¸ yayının durdurulması için mahkemeye başvurur.
Süreli yayınların çıkarılması¸ yayım şartları¸ malî kaynakları ve gazetecilik mesleği ile ilgili esaslar kanunla düzenlenir. Kanun¸ haber¸ düşünce ve kanaatlerin serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı siyasal¸ ekonomik¸ malî ve teknik şartlar koyamaz.
Süreli yayınlar¸ Devletin ve diğer kamu tüzelkişilerinin veya bunlara bağlı kurumların araç ve imkânlarından eşitlik esasına göre yararlanır.

C. Basın araçlarının korunması
MADDE – (Değişik: /4 md.) Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları¸ suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.

D. Kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı
MADDE – Kişiler ve siyasî partiler¸ kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme ve yayım araçlarından yararlanma hakkına sahiptir. Bu yararlanmanın şartları ve usulleri kanunla düzenlenir.
(Değişik: /11 md.) Kanun¸ millî güvenlik¸ kamu düzeni¸ genel ahlâk ve sağlığın korunması sebepleri dışında¸ halkın bu araçlarla haber almasını¸ düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz.

E. Düzeltme ve cevap hakkı
MADDE – Düzeltme ve cevap hakkı¸ ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve kanunla düzenlenir.
Düzeltme ve cevap yayımlanmazsa¸ yayımlanmasının gerekip gerekmediğine hâkim tarafından ilgilinin müracaat tarihinden itibaren en geç yedi gün içerisinde karar verilir.

XI. Toplantı hak ve hürriyetleri
A. Dernek kurma hürriyeti
MADDE –(Değişik: /2 md.; /12 md.) Herkes¸ önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir.
Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz.
Dernek kurma hürriyeti ancak¸ millî güvenlik¸ kamu düzeni¸ suç işlenmesinin önlenmesi¸ genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.
Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil¸ şart ve usuller kanunda gösterilir.
Dernekler¸ kanunun öngördüğü hallerde hâkim kararıyla kapatılabilir veya faaliyetten alıkonulabilir. Ancak¸ millî güvenliğin¸ kamu düzeninin¸ suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa¸ kanunla bir merci¸ derneği faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı¸ yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim¸ kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde¸ bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.
Birinci fıkra hükmü¸ Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir.
Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.

B. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı
MADDE – (Değişik: /13 md.) Herkes¸ önceden izin almadan¸ silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak¸ millî güvenlik¸ kamu düzeni¸ suç işlenmesinin önlenmesi¸ genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil¸ şart ve usuller kanunda gösterilir.

XII. Mülkiyet hakkı
MADDE – Herkes¸ mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar¸ ancak kamu yararı amacıyla¸ kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.
XIII. Hakların korunması ile ilgili hükümler

A. Hak arama hürriyeti
MADDE – (Değişik: /14 md.) Herkes¸ meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.
Hiçbir mahkeme¸ görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.

B. Kanunî hâkim güvencesi
MADDE – Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.
Bir kimseyi kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.

C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar
MADDE – Kimse¸ işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar¸ kimse suçlu sayılamaz.
Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(Ek: /15 md.) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular¸ delil olarak kabul edilemez.
Ceza sorumluluğu şahsîdir.
(Ek: /15 md.) Hiç kimse¸ yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
[Dokuzuncu Fıkra: Mülga (/5 md.)]
(Değişik: /5 md.) Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
İdare¸ kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
(Değişik: /5 md.) Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş¸ suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.

XIV. İspat hakkı
MADDE – Kamu görev ve hizmetinde bulunanlara karşı¸ bu görev ve hizmetin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılan isnatlardan dolayı açılan hakaret davalarında¸ sanık¸ isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir. Bunun dışındaki hallerde ispat isteminin kabulü¸ ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikâyetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.

XV. Temel hak ve hürriyetlerin korunması
MADDE – Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkes¸ yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.
(Ek: /16 md.) Devlet¸ işlemlerinde¸ ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.
Kişinin¸ resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da¸ kanuna göre¸ Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler

I. Ailenin korunması
MADDE – (Değişik: /17 md.) Aile¸ Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.
Devlet¸ ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır¸ teşkilâtı kurar.

II. Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi
MADDE – Kimse¸ eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.
Eğitim ve öğretim¸ Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda¸ çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre¸ Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.
Eğitim ve öğretim hürriyeti¸ Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.
İlköğretim¸ kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.
Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar¸ Devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak¸ kanunla düzenlenir.
(Ek fıkra: 9/2//2 md.) Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir.
Devlet¸ maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin¸ öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet¸ durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.
Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim¸ öğretim¸ araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez.
Türkçeden başka hiçbir dil¸ eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tâbi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası andlaşma hükümleri saklıdır.

III. Kamu yararı
A. Kıyılardan yararlanma
MADDE – Kıyılar¸ Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.
Deniz¸ göl ve akarsu kıyılarıyla¸ deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.
Kıyılarla sahil şeritlerinin¸ kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları kanunla düzenlenir.

B. Toprak mülkiyeti
MADDE – Devlet¸ toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek¸ erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır. Kanun¸ bu amaçla¸ değişik tarım bölgeleri ve çeşitlerine göre toprağın genişliğini tespit edebilir. Topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak sağlanması¸ üretimin düşürülmesi¸ ormanların küçülmesi ve diğer toprak ve yeraltı servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz.
Bu amaçla dağıtılan topraklar bölünemez¸ miras hükümleri dışında başkalarına devredilemez ve ancak dağıtılan çiftçilerle mirasçıları tarafından işletilebilir. Bu şartların kaybı halinde¸ dağıtılan toprağın Devletçe geri alınmasına ilişkin esaslar kanunla düzenlenir.

C. Tarım¸ hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması
MADDE – Devlet¸ tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek¸ tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla¸ tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.
Devlet¸ bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır.

D. Kamulaştırma
MADDE – (Değişik: /18 md.) Devlet ve kamu tüzelkişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde¸ gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla¸ özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını¸ kanunla gösterilen esas ve usullere göre¸ kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.
Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak¸ tarım reformunun uygulanması¸ büyük enerji ve sulama projeleri ile iskân projelerinin gerçekleştirilmesi¸ yeni ormanların yetiştirilmesi¸ kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde¸ taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir.
Kamulaştırılan topraktan¸ o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanlarının bedeli¸ her halde peşin ödenir.
İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır.

E. Devletleştirme ve özelleştirme
MADDE – Kamu hizmeti niteliği taşıyan özel teşebbüsler¸ kamu yararının zorunlu kıldığı hallerde devletleştirilebilir.
Devletleştirme gerçek karşılığı üzerinden yapılır. Gerçek karşılığın hesaplanma tarzı ve usulleri kanunla düzenlenir.
(Ek: /1 md.) Devletin¸ kamu iktisadî teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine ilişkin esas ve usuller kanunla gösterilir.
(Ek: /1 md.) Devlet¸ kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya tüzelkişilere yaptırılabileceği veya devredilebileceği kanunla belirlenir.

IV. Çalışma ve sözleşme hürriyeti
MADDE – Herkes¸ dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.
Devlet¸ özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini¸ güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır.

V. Çalışma ile ilgili hükümler
A. Çalışma hakkı ve ödevi
MADDE – Çalışma¸ herkesin hakkı ve ödevidir.
(Değişik: /19 md.) Devlet¸ çalışanların hayat seviyesini yükseltmek¸ çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak¸ çalışmayı desteklemek¸ işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.
(Üçüncü fıkra mülga: /19 md.)

B. Çalışma şartları ve dinlenme hakkı
MADDE – Kimse¸ yaşına¸ cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.
Küçükler ve kadınlar ile bedenî ve ruhî yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.
Dinlenmek¸ çalışanların hakkıdır.
Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir.

C. Sendika kurma hakkı
MADDE –(Değişik: /20 md.) Çalışanlar ve işverenler¸ üyelerinin çalışma ilişkilerinde¸ ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma¸ bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.
Sendika kurma hakkı ancak¸ millî güvenlik¸ kamu düzeni¸ suç işlenmesinin önlenmesi¸ genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.
Sendika kurma hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil¸ şart ve usuller kanunda gösterilir.
Aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz.
İşçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki haklarının kapsam¸ istisna ve sınırları gördükleri hizmetin niteliğine uygun olarak kanunla düzenlenir.
Sendika ve üst kuruluşlarının tüzükleri¸ yönetim ve işleyişleri¸ Cumhuriyetin temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.

D. Sendikal faaliyet
MADDE – (Mülga: /3 md.)
VI. Toplu iş sözleşmesi¸ grev hakkı ve lokavt
A. Toplu iş sözleşmesi hakkı
MADDE – İşçiler ve işverenler¸ karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.
Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir.
(Ek: /4 md.) inci maddenin ilk fıkrası kapsamına giren kamu görevlilerinin kanunla kendi aralarında kurmalarına cevaz verilecek olan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları ile 54 üncü madde hükümlerine tabi olmayan sendikalar ve üst kuruluşları¸ üyeleri adına yargı mercilerine başvurabilir ve İdareyle amaçları doğrultusunda toplu görüşme yapabilirler. Toplu görüşme sonunda anlaşmaya varılırsa düzenlenecek mutabakat metni taraflarca imzalanır. Bu mutabakat metni¸ uygun idarî veya kanunî düzenlemenin yapılabilmesi için Bakanlar Kurulunun takdirine sunulur. Toplu görüşme sonunda mutabakat metni imzalanmamışsa anlaşma ve anlaşmazlık noktaları da taraflarca imzalanacak bir tutanakla Bakanlar Kurulunun takdirine sunulur. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usuller kanunla düzenlenir.
Aynı işyerinde¸ aynı dönem için¸ birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılamaz ve uygulanamaz.

B. Grev hakkı ve lokavt
MADDE – Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında¸ uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptirler. Bu hakkın kullanılmasının ve işverenin lokavta başvurmasının usul ve şartları ile kapsam ve istisnaları kanunla düzenlenir.
Grev hakkı ve lokavt iyi niyet kurallarına aykırı tarzda¸ toplum zararına ve millî serveti tahrip edecek şekilde kullanılamaz.
Grev esnasında greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya kusurlu hareketleri sonucu¸ grev uygulanan işyerinde sebep oldukları maddî zarardan sendika sorumludur.
Grev ve lokavtın yasaklanabileceği veya ertelenebileceği haller ve işyerleri kanunla düzenlenir.
Grev ve lokavtın yasaklandığı hallerde veya ertelendiği durumlarda ertelemenin sonunda¸ uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulunca çözülür. Uyuşmazlığın her safhasında taraflar da anlaşarak Yüksek Hakem Kuruluna başvurabilir. Yüksek Hakem Kurulunun kararları kesindir ve toplu iş sözleşmesi hükmündedir.
Yüksek Hakem Kurulunun kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir.
Siyasî amaçlı grev ve lokavt¸ dayanışma grev ve lokavtı¸ genel grev ve lokavt¸ işyeri işgali¸ işi yavaşlatma¸ verim düşürme ve diğer direnişler yapılamaz.
Greve katılmayanların işyerinde çalışmaları¸ greve katılanlar tarafından hiçbir şekilde engellenemez.

VII. Ücrette adalet sağlanması
MADDE – Ücret emeğin karşılığıdır.
Devlet¸ çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.
(Değişik: /21 md.) Asgarî ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da gözönünde bulundurulur.

VIII. Sağlık¸ çevre ve konut
A. Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması
MADDE – Herkes¸ sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Çevreyi geliştirmek¸ çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.
Devlet¸ herkesin hayatını¸ beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve maddegücünde tasarruf ve verimi artırarak¸ işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.
Devlet¸ bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak¸ onları denetleyerek yerine getirir.
Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.

B. Konut hakkı
MADDE – Devlet¸ şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde¸ konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır¸ ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler.
IX. Gençlik ve spor
A. Gençliğin korunması
MADDE – Devlet¸ istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında¸ Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.
Devlet¸ gençleri alkol düşkünlüğünden¸ uyuşturucu maddelerden¸ suçluluk¸ kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.

B. Sporun geliştirilmesi
MADDE – Devlet¸ her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır¸ sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder.
Devlet başarılı sporcuyu korur.
X. Sosyal güvenlik hakları

A. Sosyal güvenlik hakkı
MADDE – Herkes¸ sosyal güvenlik hakkına sahiptir.
Devlet¸ bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.

B. Sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler
MADDE – Devlet¸ harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle¸ malûl ve gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar.
Devlet¸ sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır.
Yaşlılar¸ Devletçe korunur. Yaşlılara Devlet yardımı ve sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar kanunla düzenlenir.
Devlet¸ korunmaya muhtaç çocukların topluma kazandırılması için her türlü tedbiri alır.
Bu amaçlarla gerekli teşkilat ve tesisleri kurar veya kurdurur.

C. Yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşları
MADDE – Devlet¸ yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının aile birliğinin¸ çocuklarının eğitiminin¸ kültürel ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliklerinin sağlanması¸ anavatanla bağlarının korunması ve yurda dönüşlerinde yardımcı olunması için gereken tedbirleri alır.

XI. Tarih¸ kültür ve tabiat varlıklarının korunması
MADDE – Devlet¸ tarih¸ kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar¸ bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır.
Bu varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve tanınacak muafiyetler kanunla düzenlenir.

XII. Sanatın ve sanatçının korunması
MADDE – Devlet¸ sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması¸ değerlendirilmesi¸ desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır.

XIII. Devletin iktisadî ve sosyal ödevlerinin sınırları
MADDE – (Değişik: /22 md.) Devlet¸ sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini¸ bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.


DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Siyasî Haklar ve Ödevler


I. Türk vatandaşlığı
MADDE – Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.
Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. (Son cümle mülga: /23 md.)
Vatandaşlık¸ kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir.
Hiçbir Türk¸ vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz.
Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz.

II. Seçme¸ seçilme ve siyasî faaliyette bulunma hakları
MADDE – Vatandaşlar¸ kanunda gösterilen şartlara uygun olarak¸ seçme¸ seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.
(Değişik: /5 md.) Seçimler ve halkoylaması serbest¸ eşit¸ gizli¸ tek dereceli¸ genel oy¸ açık sayım ve döküm esaslarına göre¸ yargı yönetim ve denetimi altında yapılır. Ancak¸ yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının oy hakkını kullanabilmeleri amacıyla kanun¸ uygulanabilir tedbirleri belirler.
(Değişik: /1 md.; /5 md.) Onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir.
Bu hakların kullanılması kanunla düzenlenir.
(Değişik: /5 md.; /24 md.) Silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askerî öğrenciler¸ taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler oy kullanamazlar. Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde oy kullanılması ve oyların sayım ve dökümünde seçim emniyeti açısından alınması gerekli tedbirler Yüksek Seçim Kurulu tarafından tespit edilir ve görevli hâkimin yerinde yönetim ve denetimi altında yapılır.
(Ek: /5 md.) Seçim kanunları¸ temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir.
(Ek: /24 md.) Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler¸ yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz.

III. Siyasî partilerle ilgili hükümler
A. Parti kurma¸ partilere girme ve partilerden ayrılma
MADDE –(Değişik: /6 md.) Vatandaşlar¸ siyasî parti kurma ve usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma hakkına sahiptir. Parti üyesi olabilmek için onsekiz yaşını doldurmuş olmak gerekir.
Siyasî partiler¸ demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.
Siyasî partiler önceden izin almadan kurulurlar ve Anayasa ve kanun hükümleri içerisinde faaliyetlerini sürdürürler.
Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri¸ Devletin bağımsızlığına¸ ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne¸ insan haklarına¸ eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine¸ millet egemenliğine¸ demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.
Hâkimler ve savcılar¸ Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları¸ kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri¸ yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri¸ Silahlı Kuvvetler mensupları ile yükseköğretim öncesi öğrencileri siyasî partilere üye olamazlar.
Yükseköğretim elemanlarının siyasî partilere üye olmaları ancak kanunla düzenlenebilir. Kanun bu elemanların¸ siyasî partilerin merkez organları dışında kalan parti görevi almalarına cevaz veremez ve parti üyesi yükseköğretim elemanlarının yükseköğretim kurumlarında uyacakları esasları belirler.
Yükseköğretim öğrencilerinin siyasî partilere üye olabilmelerine ilişkin esaslar kanunla düzenlenir.
Siyasî partilere¸ Devlet¸ yeterli düzeyde ve hakça malî yardım yapar. Partilere yapılacak yardımın¸ alacakları üye aidatının ve bağışların tabi olduğu esaslar kanunla düzenlenir.

B. Siyasî partilerin uyacakları esaslar
MADDE – (Değişik: /7 md.) Siyasî partilerin faaliyetleri¸ parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir.
Siyasî partiler¸ ticarî faaliyetlere girişemezler.
Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesince siyasî partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti¸ bu hususun denetim yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir. Anayasa Mahkemesi¸ bu denetim görevini yerine getirirken Sayıştaydan yardım sağlar. Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda vereceği kararlar kesindir.
Siyasî partilerin kapatılması¸ Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır.
Bir siyasî partinin tüzüğü ve programının 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir.
Bir siyasî partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına¸ ancak¸ onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. (Ek cümle: /25 md.) Bir siyasî parti¸ bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde¸ söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır.
(Ek: /25 md.) Anayasa Mahkemesi¸ yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine¸ dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.
Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz.
Bir siyasî partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri¸ Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu¸ üyesi¸ yöneticisi ve deneticisi olamazlar.
Yabancı devletlerden¸ uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzelkişilerden maddî yardım alan siyasî partiler temelli olarak kapatılır.
(Değişik: /25 md.) Siyasî partilerin kuruluş ve çalışmaları¸ denetlenmeleri¸ kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları ile siyasî partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir.

IV. Kamu hizmetlerine girme hakkı
A. Hizmete girme

MADDE – Her Türk¸ kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir.
Hizmete alınmada¸ görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.

B. Mal bildirimi
MADDE – Kamu hizmetine girenlerin mal bildiriminde bulunmaları ve bu bildirimlerin tekrarlanma süreleri kanunla düzenlenir. Yasama ve yürütme organlarında görev alanlar¸ bundan istisna edilemez.

V. Vatan hizmeti
MADDE – Vatan hizmeti¸ her Türkün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir.

VI. Vergi ödevi
MADDE – Herkes¸ kamu giderlerini karşılamak üzere¸ malî gücüne göre¸ vergi ödemekle yükümlüdür.
Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı¸ maliye politikasının sosyal amacıdır.
< Vergi¸ resim¸ harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur¸ değiştirilir veya kaldırılır.
Vergi¸ resim¸ harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık¸ istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir.

VII. Dilekçe hakkı
MADDE – (Değişik: /26 md.) Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında¸ yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir.
(Değişik: /26 md.) Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu¸ gecikmeksizin dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir.
Bu hakkın kullanılma biçimi kanunla düzenlenir.


ÜÇÜNCÜ KISIM
Cumhuriyetin Temel Organları

BİRİNCİ BÖLÜM
Yasama
I. Türkiye Büyük Millet Meclisi
A. Kuruluşu
MADDE – (Değişik: - /2 md; - /8 md.)Türkiye Büyük Millet Meclisi genel oyla seçilen beşyüzelli milletvekilinden oluşur.

B. Milletvekili seçilme yeterliliği
MADDE – (Değişik: – /1 md.) Yirmibeş yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir.
(Değişik : - /1 md.) En az ilkokul mezunu olmayanlar¸ kısıtlılar¸ yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar¸ kamu hizmetinden yasaklılar¸ taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet¸ ihtilâs¸ irtikâp¸ rüşvet¸ hırsızlık¸ dolandırıcılık¸ sahtecilik¸ inancı kötüye kullanma¸ dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla¸ kaçakçılık¸ resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma¸ Devlet sırlarını açığa vurma¸ terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar¸ affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.
Hâkimler ve savcılar¸ yüksek yargı organları mensupları¸ yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları¸ Yükseköğretim Kurulu üyeleri¸ kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler mensupları¸ görevlerinden çekilmedikçe¸ aday olamazlar ve milletvekili seçilemezler.

C. Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçim dönemi
MADDE – (Değişik: - /1 md) Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimleri dört yılda bir yapılır.
Meclis¸ bu süre dolmadan seçimin yenilenmesine karar verebileceği gibi¸ Anayasada belirtilen şartlar altında Cumhurbaşkanınca verilecek karara göre de seçimler yenilenir. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir.
Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri¸ yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer.

D. Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin geriye bırakılması ve ara seçimleri
MADDE – Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse¸ Türkiye Büyük Millet Meclisi¸ seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.
Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa¸ erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde¸ ara seçime gidilir. Ara seçim¸ her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimden otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemez. Ancak¸ boşalan üyeliklerin sayısı¸ üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde¸ ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir.
Genel seçimlere bir yıl kala¸ ara seçimi yapılamaz.
(Ek : - /2 md.) Yukarıda yazılı hallerden ayrı olarak¸ bir ilin veya seçim çevresinin¸ Türkiye Büyük Millet Meclisinde üyesinin kalmaması halinde¸ boşalmayı takip eden doksan günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim yapılır. Bu fıkra gereği yapılacak seçimlerde Anayasanın nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz.

E. Seçimlerin genel yönetim ve denetimi
MADDE – Seçimler¸ yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır.
Seçimlerin başlamasından bitimine kadar¸ seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma¸ seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları¸ şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.
Yüksek Seçim Kurulunun ve diğer seçim kurullarının görev ve yetkileri kanunla düzenlenir.
Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin altısı Yargıtay¸ beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir. Bu üyeler¸ salt çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir başkan ve bir başkanvekili seçerler.
Yüksek Seçim Kuruluna Yargıtay ve Danıştaydan seçilmiş üyeler arasından ad çekme ile ikişer yedek üye ayrılır. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı ve Başkan-vekili ad çekmeye girmezler.
Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların halkoyuna sunulması işlemlerinin genel yönetim ve denetimi de milletvekili seçimlerinde uygulanan hükümlere göre olur.
(Değişik: - /2 md) Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların halkoyuna sunulması¸ Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi¸ işlemlerinin genel yönetim ve denetimi de milletvekili seçimlerinde uygulanan hükümlere göre olur.


F. Üyelikle ilgili hükümler
1. Milletin temsili
MADDE – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri¸ seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil¸ bütün Milleti temsil ederler.

2. Andiçme
MADDE – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri¸ göreve başlarken aşağıdaki şekilde andiçerler :
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını¸ vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü¸ milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne¸ demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı¸ millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”

3. Üyelikle bağdaşmayan işler
MADDE – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri¸ Devlet ve diğer kamu tüzelkişilerinde ve bunlara bağlı kuruluşlarda; Devletin veya diğer kamu tüzelkişilerinin doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak katıldığı teşebbüs ve ortaklıklarda; özel gelir kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış kamu yararına çalışan derneklerin ve Devletten yardım sağlayan ve vergi muafiyeti olan vakıfların¸ kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar¸ vekili olamazlar¸ herhangi bir taahhüt işini doğrudan veya dolaylı olarak kabul edemezler¸ temsilcilik ve hakemlik yapamazlar.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri¸ yürütme organının teklif¸ inha¸ atama veya onamasına bağlı resmî veya özel herhangi bir işle görevlendirilemezler. Bir üyenin belli konuda ve altı ayı aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca verilecek geçici bir görevi kabul etmesi¸ Meclisin kararına bağlıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği ile bağdaşmayan diğer görev ve işler kanunla düzenlenir.

4. Yasama dokunulmazlığı
MADDE – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri¸ Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden¸ Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden¸ o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisce başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar.
Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili¸ Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz¸ sorguya çekilemez¸ tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak¸ bu halde yetkili makam¸ durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında¸ seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi¸ üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez.
Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma¸ Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasî parti gruplarınca¸ yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.

5. Milletvekilliğinin düşmesi
MADDE – (Değişik: - /9 md.) İstifa eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesi¸ istifanın geçerli olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanınca tespit edildikten sonra¸ Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca kararlaştırılır.
Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi¸ bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur.
82 nci maddeye göre milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir görev veya hizmeti sürdürmekte ısrar eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine¸ yetkili komisyonun bu durumu tespit eden raporu üzerine Genel Kurul gizli oyla karar verir.
Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam beş birleşim günü katılmayan milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine¸ durumun Meclis Başkanlık Divanınca tespit edilmesi üzerine¸ Genel Kurulca üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyuyla karar verilebilir.
Partisinin temelli kapatılmasına beyan ve eylemleriyle sebep olduğu Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararında belirtilen milletvekilinin milletvekilliği¸ bu kararın Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlandığı tarihte sona erer. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı bu kararın gereğini derhal yerine getirip Genel Kurula bilgi sunar.

6. İptal istemi
MADDE – (Değişik: - /10 md.) Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düşmesine 84 üncü maddenin birinci¸ üçüncü veya dördüncü fıkralarına göre karar verilmiş olması hallerinde¸ Meclis Genel Kurulu kararının alındığı tarihten başlayarak yedi gün içerisinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili¸ kararın¸ Anayasaya¸ kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Anayasa Mahkemesi¸ iptal istemini onbeş gün içerisinde kesin karara bağlar.

7. Ödenek ve yolluklar
MADDE – (Değişik: /1 md.)Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek¸ yolluk ve emeklilik işlemleri kanunla düzenlenir. Ödeneğin aylık tutarı¸ en yüksek Devlet memurunun almakta olduğu miktarı¸ yolluk da ödenek miktarının yarısını aşamaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ile bunların emeklileri T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilirler ve üyeliği sona erenlerin istekleri halinde ilgileri devam eder.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine ödenecek ödenek ve yolluklar¸ kendilerine T.C. Emekli Sandığı tarafından bağlanan emekli aylığı ve benzeri ödemelerin kesilmesini gerektirmez.
Ödenek ve yollukların en çok üç aylığı önceden ödenebilir.

II. Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri
A. Genel olarak
MADDE –(Değişik: /28 md.; /6 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri¸ kanun koymak¸ değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek; bütçe ve kesinhesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak¸ Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.

B. Kanunların teklif edilmesi ve görüşülmesi
MADDE – Kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri yetkilidir.
Kanun tasarı ve tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülme usul ve esasları İçtüzükle düzenlenir.

C. Kanunların Cumhurbaşkanınca yayımlanması
MADDE – Cumhurbaşkanı¸ Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen kanunları onbeş gün içinde yayımlar.
(Değişik: /29 md.) Yayımlanmasını kısmen veya tamamen uygun bulmadığı kanunları¸ bir daha görüşülmek üzere¸ bu hususta gösterdiği gerekçe ile birlikte aynı süre içinde¸ Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir. Cumhurbaşkanınca kısmen uygun bulunmama durumunda¸ Türkiye Büyük Millet Meclisi sadece uygun bulunmayan maddeleri görüşebilir. Bütçe kanunları bu hükme tâbi değildir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi¸ geri gönderilen kanunu aynen kabul ederse¸ kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır; Meclis¸ geri gönderilen kanunda yeni bir değişiklik yaparsa¸ Cumhurbaşkanı değiştirilen kanunu tekrar Meclise geri gönderebilir.
Anayasa değişikliklerine ilişkin hükümler saklıdır.

D. Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma
MADDE – Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması¸ Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.
Ekonomik¸ ticarî veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan andlaşmalar¸ Devlet Maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek¸ kişi hallerine ve Türklerin yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla¸ yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu takdirde bu andlaşmalar¸ yayımlarından başlayarak iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulur.
Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmaları ile kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik¸ ticarî¸ teknik veya idarî andlaşma-ların Türkiye Büyük Millet Meclisince uygun bulunması zorunluğu yoktur; ancak¸ bu fıkraya göre yapılan ekonomik¸ ticarî veya özel kişilerin haklarını ilgilendiren andlaşmalar¸ yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz.
Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların yapılmasında birinci fıkra hükmü uygulanır.
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek: /7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.

E. Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verme
MADDE – Türkiye Büyük Millet Meclisi¸ Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebilir. Ancak sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere¸ Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar¸ kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasî haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez.
Yetki kanunu¸ çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin¸ amacını¸ kapsamını¸ ilkelerini¸ kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını gösterir.
Bakanlar Kurulunun istifası¸ düşürülmesi veya yasama döneminin bitmesi¸ belli süre için verilmiş olan yetkinin sona ermesine sebep olmaz.
Kanun hükmünde kararnamenin¸ Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından süre bitiminden önce onaylanması sırasında¸ yetkinin son bulduğu veya süre bitimine kadar devam ettiği de belirtilir.
Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde¸ Cumhurbaşkanının Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarmasına ilişkin hükümler saklıdır.
Kanun hükmünde kararnameler¸ Resmî Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girerler. Ancak¸ kararnamede yürürlük tarihi olarak daha sonraki bir tarih de gösterilebilir.
Kararnameler¸ Resmî Gazetede yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur.
Yetki kanunları ve bunlara dayanan kanun hükmünde kararnameler¸ Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonları ve Genel Kurulunda öncelikle ve ivedikle görüşülür.
Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan kararnameler bu tarihte¸ Türkiye Büyük Millet Meclisince reddedilen kararnameler bu kararın Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte¸ yürürlükten kalkar. Değiştirilerek kabul edilen kararnamelerin değiştirilmiş hükümleri¸ bu değişikliklerin Resmî Gazetede yayımlandığı gün yürürlüğe girer.

F. Savaş hali ilânı ve silahlı kuvvet kullanılmasına izin verme
MADDE – Milletlerarası hukukun meşrû saydığı hallerde savaş hali ilânına ve Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası andlaşmaların veya milletlerarası nezaket kurallarının gerektirdiği haller dışında¸ Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde veya ara vermede iken ülkenin ani bir silahlı saldırıya uğraması ve bu sebeple silahlı kuvvet kullanılmasına derhal karar verilmesinin kaçınılmaz olması halinde Cumhurbaşkanı da¸ Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verebilir.

III. Türkiye Büyük Millet Meclisinin faaliyetleri ile ilgili hükümler
A. Toplanma ve tatil
MADDE – (Değişik birinci fıkra: - /11 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi¸ her yıl Ekim ayının ilk günü kendiliğinden toplanır.
Meclis¸ bir yasama yılında en çok üç ay tatil yapabilir; ara verme veya tatil sırasında¸ doğrudan doğruya veya Bakanlar Kurulunun istemi üzerine¸ Cumhurbaşkanınca toplantıya çağrılır.
Meclis Başkanı da doğrudan doğruya veya üyelerin beşte birinin yazılı istemi üzerine¸ Meclisi toplantıya çağırır.
Ara verme veya tatil sırasında toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisinde¸ öncelikle bu toplantıyı gerektiren konu görüşülmeden ara verme veya tatile devam edilemez.

B. Başkanlık Divanı
MADDE – Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanı¸ Meclis üyeleri arasından seçilen Meclis Başkanı¸ Başkanvekilleri¸ Kâtip Üyeler ve İdare Amirlerinden oluşur.
Başkanlık Divanı¸ Meclisteki siyasî parti gruplarının üye sayısı oranında Divana katılmalarını sağlayacak şekilde kurulur. Siyasî parti grupları Başkanlık için aday gösteremezler.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı için¸ bir yasama döneminde iki seçim yapılır. İlk seçilenlerin görev süresi iki¸ ikinci devre için seçilenlerin görev süresi üç yıldır.
(Değişik: /30 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan adayları¸ meclis üyeleri içinden¸ Meclisin toplandığı günden itibaren beş gün içinde¸ Başkanlık Divanına bildirilir. Başkan seçimi gizli oyla yapılır. İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa¸ bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan üye¸ Başkan seçilmiş olur. Başkan seçimi¸ aday gösterme süresinin bitiminden itibaren¸ beş gün içinde tamamlanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekillerinin¸ Kâtip Üyelerinin ve İdare Amirlerinin adedi¸ seçim nisabı¸ oylama sayısı ve usulleri¸ Meclis İçtüzüğünde belirlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı¸ Başkanvekilleri¸ üyesi bulundukları siyasî partinin veya parti grubunun Meclis içinde veya dışındaki faaliyetlerine; görevlerinin gereği olan haller dışında¸ Meclis tartışmalarına katılamazlar; Başkan ve oturumu yöneten Başkanvekili oy kullanamazlar.

C. İçtüzük¸ siyasî parti grupları ve kolluk işleri
MADDE – Türkiye Büyük Millet Meclisi¸ çalışmalarını¸ kendi yaptığı İçtüzük hükümlerine göre yürütür.
İçtüzük hükümleri¸ siyasî parti gruplarının¸ Meclisin bütün faaliyetlerine üye sayısı oranında katılmalarını sağlayacak yolda düzenlenir. Siyasî parti grupları¸ en az yirmi üyeden meydana gelir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütün bina¸ tesis¸ eklenti ve arazisinde kolluk ve yönetim hizmetleri Meclis Başkanlığı eliyle düzenlenir ve yürütülür. Emniyet ve diğer kolluk hizmetleri için yeteri kadar kuvvet ilgili makamlarca Meclis Başkanlığına tahsis edilir.

D. Toplantı ve karar yeter sayısı
Madde 96 – (Değişik birinci fıkra: 31/5//3 md.)Türkiye Büyük Millet Meclisi¸ yapacağı seçimler dahil bütün işlerinde üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi¸ Anayasada başkaca bir hüküm yoksa toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz.
Bakanlar Kurulu üyeleri¸ Türkiye Büyük Millet Meclisinin katılamadıkları oturumlarında¸ kendileri yerine oy kullanmak üzere bir bakana yetki verebilirler. Ancak bir bakan kendi oyu ile birlikte en çok iki oy kullanabilir.

E. Görüşmelerin açıklığı ve yayımlanması
MADDE – Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulundaki görüşmeler açıktır ve tutanak dergisinde tam olarak yayımlanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzük hükümlerine göre kapalı oturumlar yapabilir¸ bu oturumlardaki görüşmelerin yayımı Türkiye Büyük Millet Meclisi kararına bağlıdır.
Meclisteki açık görüşmelerin¸ o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisce başkaca bir karar alınmadıkça¸ her türlü vasıta ile yayımı serbesttir.

IV. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgi edinme ve denetim yolları
A. Genel olarak
MADDE – Türkiye Büyük Millet Meclisi soru¸ Meclis araştırması¸ genel görüşme¸ gensoru ve Meclis soruşturması yollarıyla denetleme yetkisini kullanır.
Soru¸ Bakanlar Kurulu adına¸ sözlü veya yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Başbakan veya bakanlardan bilgi istemekten ibarettir.
Meclis araştırması¸ belli bir konuda bilgi edinilmek için yapılan incelemeden ibarettir.
Genel görüşme¸ toplumu ve Devlet faaliyetlerini ilgilendiren belli bir konunun¸ Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmesidir.
Soru¸ Meclis araştırması ve genel görüşme ile ilgili önergelerin verilme şekli¸ içeriği ve kapsamı ile cevaplandırılma¸ görüşme ve araştırma yöntemleri Meclis İçtüzüğü ile düzenlenir.

B. Gensoru
MADDE – Gensoru önergesi¸ bir siyasî parti grubu adına veya en az yirmi milletvekilinin imzasıyla verilir.
Gensoru önergesi¸ verilişinden sonraki üç gün içinde bastırılarak üyelere dağıtılır; dağıtılmasından itibaren on gün içinde gündeme alınıp alınmayacağı görüşülür. Bu görüşmede¸ ancak önerge sahiplerinden biri¸ siyasî parti grupları adına birer milletvekili¸ Bakanlar Kurulu adına Başbakan veya bir bakan konuşabilir.
Gündeme alma kararıyla birlikte¸ gensorunun görüşülme günü de belli edilir; ancak¸ gensorunun görüşülmesi¸ gündeme alma kararının verildiği tarihten başlayarak iki gün geçmedikçe yapılamaz ve yedi günden sonraya bırakılamaz.
Gensoru görüşmeleri sırasında üyelerin veya grupların verecekleri gerekçeli güvensizlik önergeleri veya Bakanlar Kurulunun güven isteği¸ bir tam gün geçtikten sonra oylanır.
Bakanlar Kurulunun veya bir bakanın düşürülebilmesi¸ üye tamsayısının salt çoğunluğuyla olur; oylamada yalnız güvensizlik oyları sayılır.
Meclis çalışmalarının dengeli olarak yürütülmesi amacına ve yukarıdaki ilkelere uygun olmak kaydıyla gensoru ile ilgili diğer hususlar İçtüzükte belirlenir.

C. Meclis soruşturması
MADDE –(Değişik: /31 md.) Başbakan veya bakanlar hakkında¸ Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge ile¸ soruşturma açılması istenebilir. Meclis¸ bu istemi en geç bir ay içinde görüşür ve gizli oyla karara bağlar.
Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde¸ Meclisteki siyasî partilerin¸ güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon¸ soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclise sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde¸ komisyona iki aylık yeni ve kesin bir süre verilir.(Ek cümle: /31 md.)Bu süre içinde raporun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına teslimi zorunludur.
(Değişik: /31 md.) Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır¸ dağıtımından itibaren on gün içinde görüşülür ve gerek görüldüğü takdirde ilgilinin Yüce Divana sevkine karar verilir. Yüce Divana sevk kararı ancak üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınır.
Meclisteki siyasî parti gruplarında¸ Meclis soruşturması ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.


İKİNCİ BÖLÜM
Yürütme
I. Cumhurbaşkanı
A. Nitelikleri ve tarafsızlığı

MADDE (Değişik: 31/5//4 md.) Cumhurbaşkanı¸ kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından¸ halk tarafından seçilir.
Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.
Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca¸ en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde onu geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilir.
Cumhurbaşkanı seçilenin¸ varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.


B. Seçimi
MADDE (Değişik: 31/5//5 md.) Cumhurbaşkanı seçimi¸ Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde; makamın herhangi bir sebeple boşalması halinde ise boşalmayı takip eden altmış gün içinde tamamlanır.
Genel oyla yapılacak seçimde¸ geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa¸ bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya¸ ilk oylamada en çok oy almış bulunan iki aday katılır ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur.
İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin ölümü veya seçilme yeterliğini kaybetmesi halinde; ikinci oylama¸ boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılır. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde¸ bu oylama referandum şeklinde yapılır. Aday¸ geçerli oyların çoğunluğunu aldığı takdirde Cumhurbaşkanı seçilmiş olur.
Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam eder.
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usûl ve esaslar kanunla düzenlenir.


C. Andiçmesi
MADDE – Cumhurbaşkanı¸ görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde andiçer :
“Cumhurbaşkanı sıfatıyla¸ Devletin varlığı ve bağımsızlığını¸ vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü¸ milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma¸ Anayasaya¸ hukukun üstünlüğüne¸ demokrasiye¸ Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma¸ milletin huzur ve refahı¸ millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma¸ Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak¸ yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda¸ namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”

D. Görev ve yetkileri
MADDE – Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını¸ Dev-let organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.
Bu amaçlarla Anayasanın ilgili maddelerinde gösterilen şartlara uyarak yapacağı görev ve kullanacağı yetkiler şunlardır :
a) Yasama ile ilgili olanlar :
Gerekli gördüğü takdirde¸ yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapmak¸
Türkiye Büyük Millet Meclisini gerektiğinde toplantıya çağırmak¸
Kanunları yayımlamak¸
Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri göndermek¸
Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak¸
Kanunların¸ kanun hükmündeki kararnamelerin¸ Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün¸ tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmak¸
Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermek¸
b) Yürütme alanına ilişkin olanlar :
Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek¸
Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son vermek¸
Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırmak¸
Yabancı devletlere Türk Devletinin temsilcilerini göndermek¸ Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek¸
Milletlerarası andlaşmaları onaylamak ve yayımlamak¸
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek¸
Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek¸
Genelkurmay Başkanını atamak¸
Millî Güvenlik Kurulunu toplantıya çağırmak¸
Millî Güvenlik Kuruluna Başkanlık etmek¸
Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilân etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak¸
Kararnameleri imzalamak¸
Sürekli hastalık¸ sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak¸
Devlet Denetleme Kurulunun üyelerini ve Başkanını atamak¸
Devlet Denetleme Kuruluna inceleme¸ araştırma ve denetleme yaptırtmak¸
Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek¸
Üniversite rektörlerini seçmek¸
c) Yargı ile ilgili olanlar :
Anayasa Mahkemesi üyelerini¸ Danıştay üyelerinin dörtte birini¸ Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini¸ Askerî Yargıtay üyelerini¸ Askerî Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini¸ Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek.
Cumhurbaşkanı¸ ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.

E. Sorumluluk ve sorumsuzluk hali
MADDE – Cumhurbaşkanının¸ Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları¸ Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur.
Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil¸ yargı mercilerine başvurulamaz.
Cumhurbaşkanı¸ vatana ihanetten dolayı¸ Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine¸ üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır.

F. Cumhurbaşkanına vekillik etme
MADDE – Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde¸ görevine dönmesine kadar¸ ölüm¸ çekilme veya başka bir sebeple Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde de yenisi seçilinceye kadar¸ Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cumhurbaşkanlığına vekillik eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.

G. Cumhurbaşkanı Genel Sekreterliği
MADDE – Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin kuruluşu¸ teşkilat ve çalışma esasları¸ personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir.

H. Devlet Denetleme Kurulu
MADDE – İdarenin hukuka uygunluğunun¸ düzenli ve verimli şekilde yürütülmesinin ve geliştirilmesinin sağlanması amacıyla¸ Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak kurulan Devlet Denetleme Kurulu¸ Cumhurbaşkanının isteği üzerine¸ tüm kamu kurum ve kuruluşlarında ve sermayesinin yarısından fazlasına bu kurum ve kuruluşların katıldığı her türlü kuruluşta¸ kamu kurumu niteliğinde olan meslek kuruluşlarında¸ her düzeydeki işçi ve işveren meslek kuruluşlarında¸ kamuya yararlı derneklerle vakıflarda¸ her türlü inceleme¸ araştırma ve denetlemeleri yapar.
Silahlı Kuvvetler ve yargı organları¸ Devlet Denetleme Kurulunun görev alanı dışındadır.
Devlet Denetleme Kurulunun üyeleri ve üyeleri içinden Başkanı¸ kanunda belirlenen nitelikteki kişiler arasından¸ Cumhurbaşkanınca atanır.
Devlet Denetleme Kurulunun işleyişi¸ üyelerinin görev süresi ve diğer özlük işleri¸ kanunla düzenlenir.
II. Bakanlar Kurulu
A. Kuruluş
MADDE – Bakanlar Kurulu¸ Başbakan ve bakanlardan kurulur.
Başbakan¸ Cumhurbaşkanınca¸ Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanır.
Bakanlar¸ Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır; gerektiğinde Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca görevlerine son verilir.

B. Göreve başlama ve güvenoyu
MADDE – Bakanlar Kurulunun listesi tam olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise toplantıya çağrılır.
Bakanlar Kurulunun programı¸ kuruluşundan en geç bir hafta içinde Başbakan veya bir bakan tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisinde okunur ve güvenoyuna başvurulur. Güvenoyu için görüşmeler¸ programın okunmasından iki tam gün geçtikten sonra başlar ve görüşmelerin bitiminden bir tam gün geçtikten sonra oylama yapılır.

C. Görev sırasında güvenoyu
MADDE – Başbakan¸ gerekli görürse¸ Bakanlar Kurulunda görüştükten sonra¸ Türkiye Büyük Millet Meclisinden güven isteyebilir.
Güven istemi¸ Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirilmesinden bir tam gün geçmedikçe görüşülemez ve görüşmelerin bitiminden bir tam gün geçmedikçe oya konulamaz.
Güven istemi¸ ancak üye tamsayısının salt çoğunluğuyla reddedilebilir.

D. Görev ve siyasî sorumluluk
MADDE – Başbakan¸ Bakanlar Kurulunun başkanı olarak¸ bakanlıklar arasında işbirliğini sağlar ve hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetir. Bakanlar Kurulu¸ bu siyasetin yürütülmesinden birlikte sorumludur.
Her bakan¸ Başbakana karşı sorumlu olup ayrıca kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden de sorumludur.
Başbakan¸ bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yükümlüdür.
Bakanlar Kurulu üyelerinden milletvekili olmayanlar; 81 inci maddede yazılı şekilde Millet Meclisi önünde andiçerler ve bakan sıfatını taşıdıkları sürece milletvekillerinin tabi oldukları kayıt ve şartlara uyarlar ve yasama dokunulmazlığına sahip bulunurlar. Bunlar Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri gibi ödenek ve yolluk alırlar.


E. Bakanlıkların kurulması ve bakanlar
MADDE – Bakanlıkların kurulması¸ kaldırılması¸ görevleri¸ yetkileri ve teşkilatı kanunla düzenlenir.
Açık olan bakanlıklarla izinli veya özürlü olan bir bakana¸ diğer bir bakan geçici olarak vekillik eder. Ancak¸ bir bakan birden fazlasına vekillik edemez.
Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı ile Yüce Divana verilen bir bakan bakanlıktan düşer. Başbakanın Yüce Divana sevki halinde hükümet istifa etmiş sayılır.
Herhangi bir sebeple boşalan bakanlığa en geç onbeş gün içinde atama yapılır.

F. Seçimlerde Geçici Bakanlar Kurulu
MADDE – Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinden önce¸ Adalet¸ İçişleri ve Ulaştırma bakanları çekilir. Seçimin başlangıç tarihinden üç gün önce; seçim dönemi bitmeden seçimin yenilenmesine karar verilmesi halinde ise¸ bu karardan başlayarak beş gün içinde¸ bu bakanlıklara Türkiye Büyük Millet Meclisi içinden veya dışarıdan bağımsızlar Başbakanca atanır.
ncı maddegereğince seçimlerin yenilenmesine karar verildiğinde Bakanlar Kurulu çekilir ve Cumhurbaşkanı geçici Bakanlar Kurulunu kurmak üzere bir Başbakan atar.
Geçici Bakanlar Kuruluna¸ Adalet¸ İçişleri ve Ulaştırma bakanları Türkiye Büyük Millet Meclisindeki veya Meclis dışındaki bağımsızlardan olmak üzere¸ siyasî parti gruplarından¸ oranlarına göre üye alınır.
Siyasî parti gruplarından alınacak üye sayısını Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı tespit ederek Başbakana bildirir. Teklif edilen bakanlığı kabul etmeyen veya sonradan çekilen partililer yerine¸ Türkiye Büyük Millet Meclisi içinden veya dışarıdan bağımsızlar atanır.
Geçici Bakanlar Kurulu¸ yenilenme kararının Resmî Gazetede ilânından itibaren beş gün içinde kurulur.
Geçici Bakanlar Kurulu için güvenoyuna başvurulmaz.
Geçici Bakanlar Kurulu seçim süresince ve yeni Meclis toplanıncaya kadar vazife görür.

G. Tüzükler
MADDE – Bakanlar Kurulu¸ kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere¸ kanunlara aykırı olmamak ve Danıştayın incelemesinden geçirilmek şartıyla tüzükler çıkarabilir.
Tüzükler¸ Cumhurbaşkanınca imzalanır ve kanunlar gibi yayımlanır.

H. Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin Cumhurbaşkanınca yenilenmesi
MADDE – Bakanlar Kurulunun¸ uncu maddede belirtilen güvenoyunu alamaması ve 99 uncu veya inci maddeler uyarınca güvensizlik oyuyla düşürülmesi hallerinde; kırkbeş gün içinde yeni Bakanlar Kurulu kurulamadığı veya kurulduğu halde güvenoyu alamadığı takdirde Cumhurbaşkanı¸ Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına danışarak¸ seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.
Başbakanın güvensizlik oyu ile düşürülmeden istifa etmesi üzerine kırkbeş gün içinde veya yeni seçilen Türkiye Büyük Millet Meclisinde Başkanlık Divanı seçiminden sonra yine kırkbeş gün içinde Bakanlar Kurulunun kurulamaması hallerinde de Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.
Yenilenme kararı Resmî Gazetede yayımlanır ve seçime gidilir.

İ. Millî Savunma
1. Başkomutanlık ve Genelkurmay Başkanlığı
MADDE – Başkomutanlık¸ Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevî varlığından ayrılamaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur.
Millî güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından¸ Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı¸ Bakanlar Kurulu sorumludur.
Genelkurmay Başkanı; Silahlı Kuvvetlerin komutanı olup¸ savaşta Başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanlığı namına yerine getirir.
Genelkurmay Başkanı¸ Bakanlar Kurulunun teklifi üzerine¸ Cumhurbaşkanınca atanır; görev ve yetkileri kanunla düzenlenir. Genelkurmay Başkanı¸ bu görev ve yetkilerinden dolayı Başbakana karşı sorumludur.
Millî Savunma Bakanlığının¸ Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıkları ile görev ilişkileri ve yetki alanı kanunla düzenlenir.

2. Millî Güvenlik Kurulu
MADDE – (Değişik: /32 md.)Millî Güvenlik Kurulu; Cumhurbaşkanının başkanlığında¸ Başbakan¸ Genelkurmay Başkanı¸ Başbakan yardımcıları¸ Adalet¸ Millî Savunma¸ İçişleri¸ Dışişleri Bakanları¸ Kara¸ Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanından kurulur.
Gündemin özelliğine göre Kurul toplantılarına ilgili bakan ve kişiler çağrılıp görüşleri alınabilir.
(Değişik: /32 md.)Millî Güvenlik Kurulu; Devletin millî güvenlik siyasetinin tayini¸ tespiti ve uygulanması ile ilgili alınan tavsiye kararları ve gerekli koordinasyonunun sağlanması konusundaki görüşlerini Bakanlar Kuruluna bildirir. Kurulun¸ Devletin varlığı ve bağımsızlığı¸ ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği¸ toplumun huzur ve güvenliğinin korunması hususunda alınmasını zorunlu gördüğü tedbirlere ait kararlar Bakanlar Kurulunca değerlendirilir.
Millî Güvenlik Kurulunun gündemi; Başbakan ve Genelkurmay Başkanının önerileri dikkate alınarak Cumhurbaşkanınca düzenlenir.
Cumhurbaşkanı katılamadığı zamanlar Millî Güvenlik Kurulu Başbakanın başkanlığında toplanır.
Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin teşkilatı ve görevleri kanunla düzenlenir.

III. Olağanüstü yönetim usulleri
A. Olağanüstü haller
1. Tabiî afet ve ağır ekonomik bunalım sebebiyle olağanüstü hal ilânı
MADDE – Tabiî afet¸ tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinde¸ Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu¸ yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilân edebilir.

2. Şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması sebepleriyle olağanüstü hal ilânı
MADDE – Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddî belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması hallerinde¸ Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu¸ Millî Güvenlik Kurulunun da görüşünü aldıktan sonra yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde¸ süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilân edebilir.

3. Olağanüstü hallerle ilgili düzenleme
MADDE – Anayasanın ve nci maddeleri uyarınca olağanüstü hal ilânına karar verilmesi durumunda¸ bu karar Resmî Gazetede yayımlanır ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağırılır. Meclis¸ olağanüstü hal süresini değiştirebilir¸ Bakanlar Kurulunun istemi üzerine¸ her defasında dört ayı geçmemek üzere¸ süreyi uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir.
uncu maddeuyarınca ilân edilen olağanüstü hallerde vatandaşlar için getirilecek para¸ mal ve çalışma yükümlülükleri ile olağanüstü hallerin her türü için ayrı ayrı geçerli olmak üzere¸ Anayasanın 15 inci maddesindeki ilkeler doğrultusunda temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya nasıl durdurulacağı¸ halin gerektirdiği tedbirlerin nasıl ve ne suretle alınacağı¸ kamu hizmeti görevlilerine ne gibi yetkiler verileceği¸ görevlilerin durumlarında ne gibi değişiklikler yapılacağı ve olağanüstü yönetim usulleri¸ Olağanüstü Hal Kanununda düzenlenir.
Olağanüstü hal süresince¸ Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu¸ olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda¸ kanun hükmünde kararnameler çıkarabilir. Bu kararnameler¸ Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur; bunların Meclisce onaylanmasına ilişkin süre ve usul¸ İçtüzükte belirlenir.

B. Sıkıyönetim¸ seferberlik ve savaş hali
MADDE – Anayasanın tanıdığı hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelen ve olağanüstü hal ilânını gerektiren hallerden daha vahim şiddet hareketlerinin yaygınlaşması veya savaş hali¸ savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi¸ ayaklanma olması veya vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması sebepleriyle¸ Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu¸ Millî Güvenlik Kurulunun da görüşünü aldıktan sonra¸ süresi altı ayı aşmamak üzere yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde sıkıyönetim ilân edebilir. Bu karar¸ derhal Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantı halinde değilse hemen toplantıya çağırılır. Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekli gördüğü takdirde sıkıyönetim süresini kısaltabilir¸ uzatabilir veya sıkıyönetimi kaldırabilir.
Sıkıyönetim süresinde¸ Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu sıkıyönetim halinin gerekli kıldığı konularda kanun hükmünde kararname çıkarabilir.
Bu kararnameler Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Bunların Meclisce onaylanmasına ilişkin süre ve usul İçtüzükte belirlenir.
Sıkıyönetimin her defasında dört ayı aşmamak üzere uzatılması¸ Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararına bağlıdır. Savaş hallerinde bu dört aylık süre aranmaz.
Sıkıyönetim¸ seferberlik ve savaş hallerinde hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği¸ idare ile olan ilişkileri¸ hürriyetlerin nasıl kısıtlanacağı veya durdurulacağı ve savaş veya savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi halinde vatandaşlar için getirilecek yükümlülükler kanunla düzenlenir.
Sıkıyönetim komutanları Genelkurmay Başkanlığına bağlı olarak görev yaparlar.

IV. İdare
A. İdarenin esasları
1. İdarenin bütünlüğü ve kamu tüzelkişiliği
MADDE – İdare¸ kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.
İdarenin kuruluş ve görevleri¸ merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır.
Kamu tüzelkişiliği¸ ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulur.

2. Yönetmelikler
MADDE – Başbakanlık¸ bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri¸ kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla¸ yönetmelikler çıkarabilirler.
Hangi yönetmeliklerin Resmî Gazetede yayımlanacağı kanunda belirtilir.

B. Yargı yolu
MADDE – İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. (Ek hüküm: /2 md.) Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların millî veya milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir.
Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askerî Şûranın kararları yargı denetimi dışındadır.
İdarî işlemlere karşı açılacak davalarda süre¸ yazılı bildirim tarihinden başlar.
Yargı yetkisi¸ idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak¸ idarî eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez.
İdarî işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idarî işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.
Kanun¸ olağanüstü hallerde¸ sıkıyönetim¸ seferberlik ve savaş halinde ayrıca millî güvenlik¸ kamu düzeni¸ genel sağlık nedenleri ile yürütmenin durdurulması kararı verilmesini sınırlayabilir.
İdare¸ kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.

C. İdarenin kuruluşu
1. Merkezî idare
MADDE – Türkiye¸ merkezî idare kuruluşu bakımından¸ coğrafya durumuna¸ ekonomik şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre¸ illere; iller de diğer kademeli bölümlere ayrılır.
İllerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır.
Kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyum sağlamak amacıyla¸ birden çok ili içine alan merkezî idare teşkilatı kurulabilir. Bu teşkilatın görev ve yetkileri kanunla düzenlenir.

2. Mahallî idareler
MADDE – Mahallî idareler; il¸ belediye veya köy halkının mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları¸ gene kanunda gösterilen¸ seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir.
Mahallî idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri¸ yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir.
(Değişik: /12 md.) Mahallî idarelerin seçimleri¸ 67 nci maddedeki esaslara göre beş yılda bir yapılır. Ancak¸ milletvekili genel veya ara seçiminden önceki veya sonraki bir yıl içinde yapılması gereken mahallî idareler organlarına veya bu organların üyelerine ilişkin genel veya ara seçimler milletvekili genel veya ara seçimleriyle birlikte yapılır. Kanun¸ büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebilir.
Mahallî idarelerin seçilmiş organlarının¸ organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri¸ konusundaki denetim yargı yolu ile olur. Ancak¸ görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahallî idare organları veya bu organların üyelerini¸ İçişleri Bakanı¸ geçici bir tedbir olarak¸ kesin hükme kadar uzaklaştırabilir.
Merkezî idare¸ mahallî idareler üzerinde¸ mahallî hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi¸ kamu görevlerinde birliğin sağlanması¸ toplum yararının korunması ve mahallî ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla¸ kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idarî vesayet yetkisine sahiptir.
Mahallî idarelerin belirli kamu hizmetlerinin görülmesi amacı ile¸ kendi aralarında Bakanlar Kurulunun izni ile birlik kurmaları¸ görevleri¸ yetkileri¸ maliye ve kolluk işleri ve merkezî idare ile karşılıklı bağ ve ilgileri kanunla düzenlenir. Bu idarelere¸ görevleri ile orantılı gelir kaynakları sağlanır.

D. Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler
1. Genel ilkeler
MADDE – Devletin¸ kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler¸ memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.
Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri¸ atanmaları¸ görev ve yetkileri¸ hakları ve yükümlülükleri¸ aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.
Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları¸ kanunla özel olarak düzenlenir.

2. Görev ve sorumlulukları¸ disiplin kovuşturulmasında güvence
MADDE – Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.
Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç¸ disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz.
Silahlı Kuvvetler mensupları ile hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır.
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları¸ kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak¸ ancak idare aleyhine açılabilir.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması¸ kanunla belirlenen istisnalar dışında¸ kanunun gösterdiği idarî merciin iznine bağlıdır.

E. Yükseköğretim kurumları ve üst kuruluşları
1. Yükseköğretim kurumları
MADDE – Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim¸ bilimsel araştırma¸ yayın ve danışmanlık yapmak¸ ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler Devlet tarafından kanunla kurulur.
Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre¸ kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından¸ Devletin gözetim ve denetimine tâbi yükseköğretim kurumları kurulabilir.
Kanun¸ üniversitelerin ülke sathına dengeli bir biçimde yayılmasını gözetir.
Üniversiteler ile öğretim üyeleri ve yardımcıları serbetçe her türlü bilimsel araştırma ve yayında bulunabilirler. Ancak¸ bu yetki¸ Devletin varlığı ve bağımsızlığı ve milletin ve ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği aleyhinde faaliyette bulunma serbestliği vermez.
Üniversiteler ve bunlara bağlı birimler¸ Devletin gözetimi ve denetimi altında olup¸ güvenlik hizmetleri Devletçe sağlanır.
Kanunun belirlediği usul ve esaslara göre; rektörler Cumhurbaşkanınca¸ dekanlar ise Yükseköğretim Kurulunca seçilir ve atanır.
Üniversite yönetim ve denetim organları ile öğretim elemanları; Yükseköğretim Kurulunun veya üniversitelerin yetkili organlarının dışında kalan makamlarca her ne suretle olursa olsun görevlerinden uzaklaştırılamazlar.
(Değişik: /1 md.) Üniversitelerin hazırladığı bütçeler; Yükseköğretim Kurulunca tetkik ve onaylandıktan sonra Millî Eğitim Bakanlığına sunulur ve merkezi yönetim bütçesinin bağlı olduğu esaslara uygun olarak işleme tâbi tutularak yürürlüğe konulur ve denetlenir.
Yükseköğretim kurumlarının kuruluş ve organları ile işleyişleri ve bunların seçimleri¸ görev¸ yetki ve sorumlulukları üniversiteler üzerinde Devletin gözetim ve denetim hakkını kullanma usulleri¸ öğretim elemanlarının görevleri¸ unvanları¸ atama¸ yükselme ve emeklilikleri¸ öğretim elemanı yetiştirme¸ üniversitelerin ve öğretim elemanlarının kamu kuruluşları ve diğer kurumlar ile ilişkileri¸ öğretim düzeyleri ve süreleri¸ yükseköğretime giriş¸ devam ve alınacak harçlar¸ Devletin yapacağı yardımlar ile ilgili ilkeler¸ disiplin ve ceza işleri¸ malî işler¸ özlük hakları¸ öğretim elemanlarının uyacakları koşullar¸ üniversitelerarası ihtiyaçlara göre öğretim elemanlarının görevlendirilmesi¸ öğrenimin ve öğretimin hürriyet ve teminat içinde ve çağdaş bilim ve teknoloji gereklerine göre yürütülmesi¸ Yükseköğretim Kuruluna ve üniversitelere Devletin sağladığı malî kaynakların kullanılması kanunla düzenlenir.
Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları¸ malî ve idarî konuları dışındaki akademik çalışmaları¸ öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden¸ Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tâbidir.

2. Yükseköğretim üst kuruluşları
MADDE – Yükseköğretim kurumlarının öğretimini planlamak¸ düzenlemek¸ yönetmek¸ denetlemek¸ yükseköğretim kurumlarındaki eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma faaliyetlerini yönlendirmek¸ bu kurumların kanunda belirtilen amaç ve ilkeler doğrultusunda kurulmasını¸ geliştirilmesini ve üniversitelere tahsis edilen kaynakların etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak ve öğretim elemanlarının yetiştirilmesi için planlama yapmak maksadı ile Yükseköğretim Kurulu kurulur.
(Değişik: /8 md.) Yükseköğretim Kurulu¸ üniversiteler ve Bakanlar Kurulunca seçilen ve sayıları¸ nitelikleri¸ seçilme usulleri kanunla belirlenen adaylar arasından rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış profesörlere öncelik vermek sureti ile Cumhurbaşkanınca atanan üyeler ve Cumhurbaşkanınca doğrudan doğruya seçilen üyelerden kurulur.
Kurulun teşkilatı¸ görev¸ yetki¸ sorumluluğu ve çalışma esasları kanunla düzenlenir.

3. Yükseköğretim kurumlarından özel hükümlere tâbi olanlar
MADDE – Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet teşkilatına bağlı yükseköğretim kurumları özel kanunlarının hükümlerine tâbidir.

F. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu¸ radyo ve televizyon kuruluşları ve kamuyla ilişkili haber ajansları (Değişik: – / 1 md)
MADDE – (Değişik: /1 md.) Radyo ve televizyon istasyonları kurmak ve işletmek kanunla düzenlenecek şartlar çerçevesinde serbesttir.
(Ek: – / 1 md)Radyo ve televizyon faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemek amacıyla kurulan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu dokuz üyeden oluşur. Üyeler¸ siyasi parti gruplarının üye sayısı oranında belirlenecek üye sayısının ikişer katı olarak gösterecekleri adaylar arasından¸ her siyasi parti grubuna düşen üye sayısı esas alınmak suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca seçilir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun kuruluşu¸ görev ve yetkileri¸ üyelerinin nitelikleri¸ seçim usulleri ve görev süreleri kanunla düzenlenir.
Devletçe kamu tüzelkişiliği olarak kurulan tek radyo ve televizyon kurumu ile kamu tüzelkişilerinden yardım gören haber ajanslarının özerkliği ve yayınlarının tarafsızlığı esastır.

G. Atatürk Kültür¸ Dil ve Tarih Yüksek Kurumu
MADDE – Atatürkçü düşünceyi¸ Atatürk ilke ve inkılâplarını¸ Türk kültürünü¸ Türk tarihini ve Türk dilini bilimsel yoldan araştırmak¸ tanıtmak ve yaymak ve yayınlar yapmak amacıyla; Atatürk’ün manevî himayelerinde¸ Cumhurbaşkanının gözetim ve desteğinde¸ Başbakanlığa bağlı; Atatürk Araştırma Merkezi¸ Türk Dil Kurumu¸ Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezinden oluşan¸ kamu tüzelkişiliğine sahip “Atatürk Kültür¸ Dil ve Tarih Yüksek Kurumu” kurulur.
Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu için Atatürk’ün vasiyetnamesinde belirtilen malî menfaatler saklı olup kendilerine tahsis edilir.
Atatürk Kültür¸ Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun; kuruluşu¸ organları¸ çalışma usulleri ve özlük işleri ile kuruluşuna dahil kurumlar üzerindeki yetkileri kanunla düzenlenir.

H. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları
MADDE – Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak¸ meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak¸ mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak¸ meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında¸ gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir.
Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadî teşebbüslerinde aslî ve sürekli görevlerde çalışanların meslek kuruluşlarına girme mecburiyeti aranmaz.
(Değişik: /13 md.) Bu meslek kuruluşları¸ kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.
(Değişik: /13 md.) Bu meslek kuruluşları ve üst kuruluşları organlarının seçimlerinde siyasî partiler aday gösteremezler.
(Değişik: /13 md.) Bu meslek kuruluşları üzerinde Devletin idarî ve malî denetimine ilişkin kurallar kanunla düzenlenir.
(Değişik: /13 md.) Amaçları dışında faaliyet gösteren meslek kuruluşlarının sorumlu organlarının görevine¸ kanunun belirlediği merciin veya Cumhuriyet savcısının istemi üzerine mahkeme kararıyla son verilir ve yerlerine yenileri seçtirilir.
(Değişik: /13 md.) Ancak¸ millî güvenliğin¸ kamu düzeninin¸ suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa¸ kanunla bir merci¸ meslek kuruluşlarını veya üst kuruluşlarını faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı¸ yirmidört saat içerisinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim¸ kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde¸ bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.

İ. Diyanet İşleri Başkanlığı
MADDE – Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı¸ lâiklik ilkesi doğrultusunda¸ bütün siyasî görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek¸ özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir.

J. Kanunsuz emir
MADDE – Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse¸ üstünden aldığı emri¸ yönetmelik¸ tüzük¸ kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse¸ yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak¸ üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse¸ emir yerine getirilir; bu halde¸ emri yerine getiren sorumlu olmaz.
Konusu suç teşkil eden emir¸ hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.
Askerî hizmetlerin görülmesi ve acele hallerde kamu düzeni ve kamu güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır.


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Yargı
I. Genel hükümler
A. Mahkemelerin bağımsızlığı
MADDE – Hâkimler¸ görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya¸ kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.
Hiçbir organ¸ makam¸ merci veya kişi¸ yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz¸ görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.
Yasama ve yürütme organları ile idare¸ mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare¸ mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.

B. Hâkimlik ve savcılık teminatı
MADDE – Hâkimler ve savcılar azlolunamaz¸ kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa¸ aylık¸ ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.
Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar¸ görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.

C. Hâkimlik ve savcılık mesleği
MADDE – Hâkimler ve savcılar adlî ve idarî yargı hâkim ve savcıları olarak görev yaparlar. Bu görevler meslekten hâkim ve savcılar eliyle yürütülür.
Hâkimler¸ mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre görev ifa ederler.
Hâkim ve savcıların nitelikleri¸ atanmaları¸ hakları ve ödevleri¸ aylık ve ödenekleri¸ meslekte ilerlemeleri¸ görevlerinin ve görev yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesi¸ haklarında disiplin kovuşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi¸ görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma yapılması ve yargılanmalarına karar verilmesi¸ meslekten çıkarmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve meslek içi eğitimleri ile diğer özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
Hâkimler ve savcılar altmışbeş yaşını bitirinceye kadar hizmet görürler; Askerî hâkimlerin yaş haddi¸ yükselme ve emeklilikleri kanunda gösterilir.
Hâkimler ve savcılar¸ kanunda belirtilenlerden başka¸ resmî ve özel hiçbir görev alamazlar.
Hâkimler ve savcılar idarî görevleri yönünden Adalet Bakanlığına bağlıdırlar.
Hâkim ve savcı olup da adalet hizmetindeki idarî görevlerde çalışanlar¸ hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümlere tâbidirler. Bunlar¸ hâkimler ve savcılara ait esaslar dairesinde sınıflandırılır ve derecelendirilirler¸ hâkimlere ve savcılara tanınan her türlü haklardan yararlanırlar.

D. Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması
MADDE – Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir.
Küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel hükümler konulur.
Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.
Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması¸ yargının görevidir.

E. Mahkemelerin kuruluşu
MADDE – Mahkemelerin kuruluşu¸ görev ve yetkileri¸ işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.

F. Devlet Güvenlik Mahkemeleri
MADDE – (Mülga: /9 md.)

G. Hâkim ve savcıların denetimi
MADDE – Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun¸ tüzük¸ yönetmeliklere ve genelgelere (Hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini¸ hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma¸ Adalet Bakanlığının izni ile adalet müfettişleri tarafından yapılır. Adalet Bakanı soruşturma ve inceleme işlemlerini¸ hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırabilir.

H. Askerî yargı
MADDE – Askerî yargı¸ askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler¸ asker kişilerin; askerî olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerî mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler.
Askerî mahkemeler¸ asker olmayan kişilerin özel kanunda belirtilen askerî suçları ile kanunda gösterilen görevlerini ifa ettikleri sırada veya kanunda gösterilen askerî mahallerde askerlere karşı işledikleri suçlara da bakmakla görevlidirler.
Askerî mahkemelerin savaş veya sıkıyönetim hallerinde hangi suçlar ve hangi kişiler bakımından yetkili oldukları; kuruluşları ve gerektiğinde bu mahkemelerde adlî yargı hâkim ve savcılarının görevlendirilmeleri kanunla düzenlenir.
Askerî yargı organlarının kuruluşu¸ işleyişi¸ askerî hâkimlerin özlük işleri askerî savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin mahkemesinde görevli bulundukları komutanlık ile ilişkileri¸ mahkemelerin bağımsızlığı¸ hâkimlik teminatı¸ askerlik hizmetinin gereklerine göre kanunla düzenlenir. Kanun¸ ayrıca askerî hâkimlerin yargı hizmeti dışındaki askerî hizmetler yönünden askerî hizmetlerin gereklerine göre teşkilatında görevli bulundukları komutanlık ile olan ilişkilerini de gösterir.

II. Yüksek mahkemeler
A. Anayasa Mahkemesi
1. Kuruluşu
MADDE – Anayasa Mahkemesi onbir asıl ve dört yedek üyeden kurulur.
Cumhurbaşkanı¸ iki asıl ve iki yedek üyeyi Yargıtay¸ iki asıl ve bir yedek üyeyi Danıştay¸ birer asıl üyeyi Askerî Yargıtay¸ Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve Sayıştay genel kurullarınca kendi Başkan ve üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğu ile her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; bir asıl üyeyi ise Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumları öğretim üyeleri içinden göstereceği üç aday arasından; üç asıl ve bir yedek üyeyi üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından seçer.
Yükseköğretim kurumları öğretim üyeleri ile üst kademe yöneticileri ve avukatların Anayasa Mahkemesine asıl ve yedek üye seçilebilmeleri için¸ kırk yaşını doldurmuş¸ yükseköğrenim görmüş veya öğrenim kurumlarında en az onbeş yıl öğretim üyeliği veya kamu hizmetinde en az onbeş yıl fiilen çalışmış veya en az onbeş yıl avukatlık yapmış olmak şarttır.
Anayasa Mahkemesi¸ asıl üyeleri arasından gizli oyla ve üye tamsayısının salt çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve bir Başkanvekili seçer. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Anayasa Mahkemesi üyeleri¸ aslî görevleri dışında resmî veya özel hiçbir görev alamazlar.

2. Üyeliğin sona ermesi
MADDE – Anayasa Mahkemesi üyeleri altmışbeş yaşını doldurunca emekliye ayrılırlar.
Anayasa Mahkemesi üyeliği¸ bir üyenin hâkimlik mesleğinden çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymesi halinde kendiliğinden; görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceğinin kesin olarak anlaşılması halinde de¸ Anayasa Mahkemesi üye tamsayısının salt çoğunluğunun kararı ile sona erer.

3. Görev ve yetkileri
MADDE – Anayasa Mahkemesi¸ kanunların¸ kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Ancak¸ olağanüstü hallerde¸ sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla¸ Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.
Kanunların şekil bakımından denetlenmesi¸ son oylamanın¸ öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise¸ teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır. Şekil bakımından denetleme¸ Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir. Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren on gün geçtikten sonra¸ şekil bozukluğuna dayalı iptal davası açılamaz; def’i yoluyla da ileri sürülemez.
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını¸ Bakanlar Kurulu üyelerini¸ Anayasa Mahkemesi¸ Yargıtay¸ Danıştay¸ Askerî Yargıtay¸ Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini¸ Başsavcılarını¸ Cumhuriyet Başsavcıvekilini¸ Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar.
Yüce Divanda¸ savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet Başsavcıvekili yapar.
Yüce Divan kararları kesindir.

Anayasa Mahkemesi¸ Anayasa ile verilen diğer görevleri de yerine getirir.
4. Çalışma ve yargılama usulü
MADDE – (Değişik: /33 md.) Anayasa Mahkemesi¸ Başkan ve on üye ile toplanır¸ salt çoğunluk ile karar verir. Anayasa değişikliklerinde iptale ve siyasî parti davalarında kapatılmaya karar verebilmesi için beşte üç oy çokluğu şarttır.
Şekil bozukluğuna dayalı iptal davaları Anayasa Mahkemesince öncelikle incelenip karara bağlanır.
Anayasa Mahkemesinin kuruluşu ve yargılama usulleri kanunla; mahkemenin çalışma esasları ve üyeleri arasındaki işbölümü kendi yapacağı İçtüzükle düzenlenir.
Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla baktığı davalar dışında kalan işleri dosya üzerinde inceler. Ancak¸ gerekli gördüğü hallerde sözlü açıklamalarını dinlemek üzere ilgilileri ve konu üzerinde bilgisi olanları çağırabilir (Ek ibare: /14 md.) ve siyasî partilerin temelli kapatılması veya kapatılmasına ilişkin davalarda¸ Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından sonra kapatılması istenen siyasî partinin genel başkanlığının veya tayin edeceği bir vekilin savunmasını dinler.

5. İptal davası
MADDE – Kanunların¸ kanun hükmündeki kararnamelerin¸ Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün veya bunların belirli maddeve hükümlerinin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal davası açabilme hakkı¸ Cumhurbaşkanına¸ iktidar ve anamuhalefet partisi Meclis grupları ile Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyelere aittir. İktidarda birden fazla siyasî partinin bulunması halinde¸ iktidar partilerinin dava açma hakkını en fazla üyeye sahip olan parti kullanır.

6. Dava açma süresi
MADDE – Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal davası açma hakkı¸ iptali istenen kanun¸ kanun hükmünde kararname veya İçtüzüğün Resmî Gazetede yayımlanmasından başlayarak altmış gün sonra düşer.

7. Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi
MADDE – Bir davaya bakmakta olan mahkeme¸ uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa¸ Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.
Mahkeme¸ Anayasaya aykırılık iddiasını ciddî görmezse bu iddia¸ temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır.
Anayasa Mahkemesi¸ işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak¸ Anayasa Mahkemesinin kararı¸ esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse¸ mahkeme buna uymak zorundadır.
Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.

8. Anayasa Mahkemesinin kararları
MADDE – Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.
Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken¸ kanun koyucu gibi hareketle¸ yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez.
Kanun¸ kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri¸ iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih¸ kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.
İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda¸ Türkiye Büyük Millet Meclisi¸ iptal kararının ortaya çıkardığı hukukî boşluğu dolduracak kanun tasarı veya teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar.
İptal kararları geriye yürümez.
Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama¸ yürütme ve yargı organlarını¸ idare makamlarını¸ gerçek ve tüzelkişileri bağlar.

B. Yargıtay
MADDE – Yargıtay¸ adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adlî yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
Yargıtay üyeleri¸ birinci sınıfa ayrılmış adlî yargı hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir.
Yargıtay Birinci Başkanı¸ birinci başkanvekilleri ve daire başkanları kendi üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler; süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekili¸ Yargıtay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından gizli oyla belirleyeceği beşer aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Yargıtayın kuruluşu¸ işleyişi¸ Başkan¸ başkanvekilleri¸ daire başkanları ve üyeleri ile Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekilinin nitelikleri ve seçim usulleri¸ mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.

C. Danıştay
MADDE – Danıştay¸ idarî mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idarî yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
(Değişik: /3 md.) Danıştay¸ davaları görmek¸ Başbakan ve Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarıları¸ kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında iki ay içinde düşüncesini bildirmek¸ tüzük tasarılarını incelemek¸ idarî uyuşmazlıkları çözmek ve kanunla gösterilen diğer işleri yapmakla görevlidir.
Danıştay üyelerinin dörtte üçü¸ birinci sınıf idarî yargı hâkim ve savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; dörtte biri¸ nitelikleri kanunda belirtilen görevliler arasından Cumhurbaşkanı; tarafından seçilir.
Danıştay Başkanı¸ Başsavcı¸ başkanvekilleri ve daire başkanları¸ kendi üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Danıştayın¸ kuruluşu¸ işleyişi¸ Başkan¸ Başsavcı¸ başkanvekilleri¸ daire başkanları ile üyelerinin nitelikleri ve seçim usulleri¸ idarî yargının özelliği¸ mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.

D. Askerî Yargıtay
MADDE – Askerî Yargıtay¸ askerî mahkemelerden verilen karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Ayrıca¸ asker kişilerin kanunla gösterilen belli davalarına ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
Askerî Yargıtay üyeleri birinci sınıf askerî hâkimler arasından Askerî Yargıtay Genel Kurulunun üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla her boş yer için göstereceği üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca seçilir.
Askerî Yargıtay Başkanı¸ Başsavcısı¸ İkinci Başkanı ve daire başkanları Askerî Yargıtay üyeleri arasından rütbe ve kıdem sırasına göre atanırlar.
Askerî Yargıtayın kuruluşu¸ işleyişi¸ mensuplarının disiplin ve özlük işleri¸ mahkemelerin bağımsızlığı¸ hâkimlik teminatı ve askerlik hizmetlerinin gereklerine göre kanunla düzenlenir.

E. Askerî Yüksek İdare Mahkemesi
MADDE – Askerî Yüksek İdare Mahkemesi¸ askerî olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile¸ asker kişileri ilgilendiren ve askerî hizmete ilişkin idarî işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesidir. Ancak¸ askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz.
Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin askerî hâkim sınıfından olan üyeleri¸ mahkemenin bu sınıftan olan başkan ve üyeleri tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oy ile birinci sınıf askerî hâkimler arasından her boş yer için gösterilecek üç aday içinden; hâkim sınıfından olmayan üyeleri¸ rütbe ve nitelikleri kanunda gösterilen subaylar arasından¸ Genelkurmay Başkanlığınca her boş yer için gösterilecek üç aday içinden Cumhurbaşkanınca seçilir.
Askerî hâkim sınıfından olmayan üyelerin görev süresi en fazla dört yıldır.
Mahkemenin Başkanı¸ Başsavcı ve daire başkanları hâkim sınıfından olanlar arasından rütbe ve kıdem sırasına göre atanırlar.
Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin kuruluşu¸ işleyişi¸ yargılama usulleri¸ mensuplarının disiplin ve özlük işleri¸ mahkemelerin bağımsızlığı¸ hâkimlik teminatı ve askerlik hizmetlerinin gereklerine göre kanunla düzenlenir.

F. Uyuşmazlık Mahkemesi
MADDE – Uyuşmazlık Mahkemesi¸ adlî¸ idarî ve askerî yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir.
Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluşu¸ üyelerinin nitelikleri ve seçimleri ile işleyişi kanunla düzenlenir. Bu mahkemenin Başkanlığını Anayasa Mahkemesince¸ kendi üyeleri arasından görevlendirilen üye yapar.
Diğer mahkemelerle¸ Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında¸ Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.

III. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
MADDE – Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu¸ mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.
Kurulun Başkanı¸ Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulunun¸ iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından¸ her üyelik için gösterecekleri üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca¸ dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilirler. Kurul¸ seçimle gelen asıl üyeleri arasından bir başkanvekili seçer.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme¸ atama ve nakletme¸ geçici yetki verme¸ yükselme ve birinci sınıfa ayırma¸ kadro dağıtma¸ meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme¸ disiplin cezası verme¸ görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar. Adalet Bakanlığının¸ bir mahkemenin veya bir hâkimin veya savcının kadrosunun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar. Ayrıca Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.
Kurul kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.
Kurulun görevlerini yerine getirmesi¸ seçim ve çalışma usulleriyle itirazların Kurul bünyesinde incelenmesi esasları kanunla düzenlenir.
Adalet Bakanlığının merkez kuruluşunda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcıların muvafakatlarını alarak atama yetkisi Adalet Bakanına aittir.
Adalet Bakanı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ilk toplantısında onaya sunulmak üzere¸ gecikmesinde sakınca bulunan hallerde hizmetin aksamaması için hâkim ve savcıları geçici yetki ile görevlendirebilir.

IV. Sayıştay
MADDE – (Değişik: /2 md.) Sayıştay¸ merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme¸ denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir. Sayıştayın kesin hükümleri hakkında ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler. Bu kararlar dolayısıyla idarî yargı yoluna başvurulamaz.
Vergi¸ benzeri malî yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ile Sayıştay kararları arasındaki uyuşmazlıklarda Danıştay kararları esas alınır.
(Ek: /2 md.) Mahalli idarelerin hesap ve işlemlerinin denetimi ve kesin hükme bağlanması Sayıştay tarafından yapılır.
Sayıştayın kuruluşu¸ işleyişi¸ denetim usulleri¸ mensuplarının nitelikleri¸ atanmaları¸ ödev ve yetkileri¸ hakları ve yükümlülükleri ve diğer özlük işleri¸ Başkan ve üyelerinin teminatı kanunla düzenlenir.
(Son Fıkra / Mülga: /9 md.)


DÖRDÜNCÜ KISIM
Malî ve Ekonomik Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM
Malî Hükümler
I. Bütçe
A. Bütçenin hazırlanması ve uygulanması
MADDE – Devletin ve kamu iktisadî teşebbüsleri dışındaki kamu tüzelkişilerinin harcamaları¸ yıllık bütçelerle yapılır.
(Değişik: /3 md.) Mali yıl başlangıcı ile merkezi yönetim bütçesinin hazırlanması¸ uygulanması ve kontrolü kanunla düzenlenir.
Kanun¸ kalkınma planları ile ilgili yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve usuller koyabilir.
Bütçe kanununa¸ bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.

B. Bütçenin görüşülmesi
MADDE – (Değişik: /4 md.) Bakanlar Kurulu¸ merkezi yönetim bütçe tasarısı ile millî bütçe tahminlerini gösteren raporu¸ malî yıl başından en az yetmişbeş gün önce¸ Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar.
Bütçe tasarıları ve rapor¸ kırk üyeden kurulu Bütçe Komisyonunda incelenir. Bu komisyonun kuruluşunda¸ iktidar grubuna veya gruplarına en az yirmibeş üye verilmek şartı ile¸ siyasî parti gruplarının ve bağımsızların oranlarına göre temsili göz önünde tutulur.
Bütçe Komisyonunun ellibeş gün içinde kabul edeceği metin¸ Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülür ve malî yıl başına kadar karara bağlanır.
(Değişik: /4 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri¸ Genel Kurulda¸ kamu idarebütçeleri hakkında düşüncelerini¸ her bütçenin tümü üzerindeki görüşmeler sırasında açıklarlar; bölümler ve değişiklik önergeleri¸ üzerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın okunur ve oylanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri¸ bütçe kanunu tasarılarının Genel Kurulda görüşülmesi sırasında¸ gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar.

C. Bütçelerde değişiklik yapılabilme esasları
MADDE – (Değişik: /5 md.) Merkezi yönetim bütçesiyle verilen ödenek¸ harcanabilecek miktarın sınırını gösterir. Harcanabilecek miktar sınırının Bakanlar Kurulu kararıyla aşılabileceğine dair bütçelere hüküm konulamaz. Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname ile bütçede değişiklik yapmak yetkisi verilemez. Carî yıl bütçesindeki ödenek artışını öngören değişiklik tasarılarında ve carî ve ileriki yıl bütçelerine malî yük getirecek nitelikteki kanun tasarı ve tekliflerinde¸ belirtilen giderleri karşılayabilecek malî kaynak gösterilmesi zorunludur.

D. Kesinhesap
MADDE – Kesinhesap kanunu tasarıları¸ kanunda daha kısa bir süre kabul edilmemiş ise¸ ilgili oldukları malî yılın sonundan başlayarak¸ en geç yedi ay sonra¸ Bakanlar Kurulunca Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Sayıştay¸ genel uygunluk bildirimini¸ ilişkin olduğu kesinhesap kanunu tasarısının verilmesinden başlayarak en geç yetmişbeş gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar.
Kesinhesap kanunu tasarısı¸ yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla birlikte Bütçe Komisyonu gündemine alınır. Bütçe Komisyonu¸ bütçe kanunu tasarısıyla kesinhesap kanunu tasarısını Genel Kurula birlikte sunar¸ Genel Kurul¸ kesinhesap kanunu tasarısını¸ yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla beraber görüşerek karara bağlar.
Kesinhesap kanunu tasarısı ve genel uygunluk bildiriminin Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olması¸ ilgili yıla ait Sayıştayca sonuçlandırılamamış denetim ve hesap yargılamasını önlemez ve bunların karara bağlandığı anlamına gelmez.

E. Kamu iktisadî teşebbüslerinin denetimi
MADDE – Sermayesinin yarısından fazlası doğrudan doğruya veya dolaylı olarak Devlete ait olan kamu kuruluş ve ortaklıklarının Türkiye Büyük Millet Meclisince denetlenmesi esasları kanunla düzenlenir.

İKİNCİ BÖLÜM
Ekonomik Hükümler
I. Planlama
MADDE – Ekonomik¸ sosyal ve kültürel kalkınmayı¸ özellikle sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini¸ ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını planlamak¸ bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir.
Planda millî tasarrufu ve üretimi artırıcı¸ fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı¸ yatırım ve istihdamı geliştirici tedbirler öngörülür; yatırımlarda toplum yararları ve gerekleri gözetilir; kaynakların verimli şekilde kullanılması hedef alınır. Kalkınma girişimleri¸ bu plana göre gerçekleştirilir.
Kalkınma planlarının hazırlanmasına¸ Türkiye Büyük Millet Meclisince onaylanmasına¸ uygulanmasına¸ değiştirilmesine ve bütünlüğünü bozacak değişikliklerin önlenmesine ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.




Eski  tahta bir bavul bulmak ne kadar heyecan verici!

Ben de bu bavulu görünce çok sevindim ve heyecanlandım. Rahmetli babamın da vardı böyle bir bavulu, askere giderken almış, depoda dururdu, içine ıvır zıvır konulurdu. Bana kalsa halâ saklardım onu, ama o zamanlar benim pek sözüm geçmiyordu herhalde,  büyükler eski diye nerelere atıp gittiler kimbilir. Saklamak lazım, özel ve güzel şeyleri saklamak, korumak ve değerlendirmek lazım 


Gelelim bizim bavulumuza, aslında bu bavulun üzerinde çok da fazla birşeyler yapmak  istemedim, biri iki rütuş yeter diye düşündüm ama ellerime söz geçiremedim, yine bişeyler yapıverdi o eller:)





Önce biraz zımpara yaptım




Orjinal rengini korumak için gomalak cila sürdüm.


 

 Evde pirinç dekupaj resmi vardı, onu etrafından elimle yırttım.


Yırttığım kenarlarını çakmak yardımı ile biraz yakıp, eskittim.

Dekupaj tutkalı ile bavulun bir yüzüne yapıştırdım.


Kenarlarını eskitme boyası ile eskittim.






Bu gördüğünüz malzemeler bir marangozun kullanmadığı ve bana hediye ettiği küçük ahşap objeler. Bu arada, etraftaki esnaf da, işine yaramayan artık malzemeleri bana hediye ediyor, nasıl olsa ben onları bir şekilde kullanırım diye. Bunca malzeme için benim bir depo bulmam gerekecek gibi:))


Pirinç dekopaj resminden yırttığım ve artan parçaları da bu ahşap parçalara yapıştırdım.



Amerikan samanı ile bavula bağladım.









Apple Kampanyası

seafoodplus.info üzerinden satıcı Trendyol olan geçerli Apple iPhone akıllı telefon siparişini tamamla.

Satmak istediğin cihazı seç.

Teklif almak istediğin firmayı seç. (Easycep/Garantili)

Cihazın özellikleri ve kullanım durumuyla ilgili soruları cevapla.

Yeni satın almış olduğun iPhone'a ait sipariş numaranı forma gir.

Cevaplarına göre satmak istediğin cihazın için ön fiyat teklifini öğren.

Sana ulaşabilmemiz için iletişim bilgilerini paylaş.

Ekranda gördüğün kargo kodu ile cihazını gönderim koşullarına uygun şekilde ücretsiz gönder.

Cihazın teknik ekipler tarafından incelensin.

İnceleme sonrası satmak istediğin cihaz için son fiyat teklifini öğren.


* Bu adım satılacak cihaz bedeli için geçerlidir
- Apple destek tutarı model bazında belirtilen tutarlar olarak sabittir.

Fiyat teklifini incele ve kabul et. Nakit ödeme yöntemiyle belirttiğin banka hesabına ödemeni al.


* Son fiyat teklifini reddedersen, cihazın ÜCRETSİZ olarak evine geri gönderilir.
* Bu adım satılacak cihaz bedeli için geçerlidir - Apple destek tutarı yeni cihaza ait sipariş teslim tarihinden + 30 günü takip eden ilk 3 iş günü içerisinde ödenecektir.

Apple Kampanya Koşulları

Apple Değiş Tokuş Kampanya Detay ve Katılım Koşulları;

  • Kampanya dahilinde Trendyol uygulaması içerisinde Trendyol satıcısı tarafından satılan belirli Apple iPhone akıllı telefon ürünlerinden tarihi itibariyle satın alım yapan müşteriler kampanyadan faydalanabilecektir./li>
  • Kampanya kapsamındaki Apple iPhone akıllı telefon ürünleri belirli modellerle ve stoklarla sınırlıdır.
    (iPhone 11 için ek destek tutarı = TL
    iPhone 12,13,14, 14+ modelleri için ek destek tutarı = TL)
  • Satılacak eski cihaz marka/modeli partnerlerin geri alım yaptığı tüm marka/modeller olabilir.
  • Kampanya dahilinde ödenecek ek destek tutarı için yeni cihaza ait sipariş teslim tarihinden + 30 günü takip eden ilk 3 iş günü içerisinde IBAN hesabınıza ödeme yapılacaktır. Kampanyadan faydalanabilmek için yeni alınan cihaz'ın iptal/iade edilmemesi gerekmektedir.
  • Trendyol'un kampanyadan çıkma veya katılımı tamamen veya geçici olarak sonlandırma hakkı saklıdır.
  • Kampanyaya katılan herkes, kampanya şartlarını okuyup anlayarak peşinen kabul etmiş sayılır.
  • Değişim kampanyası Easycep ve Garantili Teknoloji partnerlerimiz tarafından düzenlenmekte olup partnerlerimize ait kullanım koşullarına tabidir. Kampanyaya ilişkin tüm talep ve şikayetlerin muhatabı partnerlerimiz olup Trendyol'un değişim kampanyasına ilişkin herhangi bir hukuki ve/veya cezai sorumluluğu bulunmamaktadır. Trendyol, üçüncü kişi internet siteleri üzerinden yapılan işlemlerinde sorumluluk kabul etmemektedir.
  • Kampanyaya ilişkin daha fazla bilgi için:
    - Easycep Müşteri Hizmetleri ( 32 79)
    - Garantili Teknoloji Müşteri Hizmetleri ( 71 90)

Sık Sorulan Sorular

1. Satmak istediğim cihaz listelenen modeller arasında bulunmuyor, ne yapabilirim?

Sadece belirli marka ve model cihazlar için bu hizmeti sunabiliyoruz. Eğer cihazınızı listelenen modeller arasında bulamıyorsanız, maalesef cihazınız için bu hizmeti sunamıyoruz.

2. İletişim bilgilerimi neden paylaşıyorum?

Cihazınızı kargoladıktan sonraki süreç hakkında detaylı bilgiler iletişim formunda paylaştığınız cep telefonu ve e-mail adreslerine iletilecektir. Cihazınızın değerlendirme sürecinde hangi aşamada olduğu ve değerlendirme sonrasında sunulan final fiyat teklifi detayları yine bu iletişim bilgileri üzerinden paylaşılacaktır. Cihazınıza değerledirme sonrası sunulan final fiyatı kabul etmemeniz durumunda , cihazınız paylaştığınız adrese ÜCRETSİZ kargolanacaktır.

3. Cihazımı gönderirken kargo ücretini ben mi ödeyeceğim?

Cihazınızı paylaşılan kargo kodu ile ÜCRETSİZ bir şekilde inceleme merkezine gönderebilirsiniz. Final fiyat teklifini kabul etmeminiz durumunda ise cihaz size tekrar ÜCRETSİZ bir şekilde kargolanacaktır.

4. Başvuru yaptıktan sonraki süreci nasıl takip edebilirim?

Başvuru sürecini tamamlayıp cihazınızı inceleme merkezine gönderdikten sonraki süreç ile ilgili bilgilendirmeler partner firma tarafından SMS ve mail yolu ile paylaşılacaktır.

5. Başvuru yaptıktan sonra süreç ile ilgili ne zaman dönüş alacağım?

Cihazınız inceleme merkezine ulaştıktan sonra maksimum 2 iş günü içerisinde teknik incelemeler tamamlanıp, final fiyat teklifi ile ilgili bilgilendirileceksiniz.

6. Cihaz fiyatları neye göre hesaplanıyor?

Cihazınızın sıfır değeri üzerinden eskime payı ve arızaları dikkate alınarak fiyatlandırma yapılmaktadır.

7. Cihaz ön fiyat teklifi ve son fiyat teklifi arasındaki fark neden kaynaklanıyor?

Ön fiyat teklifi, cihazınızın durumu ile ilgili yanıtladığınız anket sorularına göre hesaplanan ortlama bir fiyattır. Cihazınız inceleme merkezine ulaştıktan sonra teknik analizi tamamlanır ve final fiyat teklifi sizinle paylaşılır. Anket sorularına ne kadar doğru cevap verirseniz, ön teklif fiyatı ve final teklif fiyatı arasındaki fark o kadar az olacaktır.

8. Son fiyat teklifini kabul etmezsem ne olacak?

Cihazınızın teknik incelemesinden sonra sizinle paylaşılan son fiyat teklifini kabul etmemeniz durumunda cihazınız paylaştığınız adrese ÜCRETSİZ kargolanacaktır.

9. Teklifi kabul edersem ödememi nasıl ve kaç günde alacağım?

Son fiyat teklifine onay vermeniz halinde, partner firma onaylanan son tutar için, belirttiğiniz banka hesap bilgisine yapılacak nakit ödemeye ve ödeme süresine ilişkin bilgi verecektir.

Süreç hakkında detaylı bilgi almak ve için seçtiğiniz partner firmanın müşteri hizmetlerini arayabilirsiniz.

- Easycep Müşteri Hizmetleri ( 32 79)

- Garantili Teknoloji Müşteri Hizmetleri ( 71 90)

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir