sürtük ne demektir / Sürtük (aşağılama) - Vikipedi

Sürtük Ne Demektir

sürtük ne demektir

TDK&#;nın Sözlüğündeki Sürtük Tanımından Fahişe Atfını Kaldırdığı İddiası

4,9K

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan&#;ın Konuşmasında Sürtük Hakaretini Kullanmasının Ardından Türk Dil Kurumu&#;nun Sözlükteki Sürtük Tanımından Fahişe ve Orospu Atfını Hakaret ve Tazminat Davalarını Önlemek İçin Çıkardığı İddiası Doğru Değil

Yanlış İddia

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 Haziran günü AK Parti&#;nin TBMM&#;deki grup toplantısında yılındaki Gezi Protestolarına katılanlara &#;çürük&#; ve &#;sürtük&#; hakaretinde bulunmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan&#;ın bu söyleminin ardından Türk Dil Kurumu&#;nun (TDK) internet sitesinde yer alan sözlükten sürtük sözcüğü için sunduğu açıklamadan &#;fahişe&#; ve &#;orospu&#; kelimelerini çıkardığı iddiası ileri sürüldü:

Hatalı aktarım içeren örnekpaylaşımlar şöyle:

 

&#;TDK, sürtük tanımı olarak yıllardır yazılı olan açıklama metninden &#;fahişe&#; tanımlamasını kaldırmış, gelecek davaların hakaret olmaması ve tazminat çıkmaması için çalışan kurumlarımız var. Ben böyle bir devlet görmedim bu güne kadar.&#;

 

tdk-surtuk-fahise-tanimlamasini-cikardi-iddiasi

 

&#;TDK &#;sürtük&#; sözcüğünün daha önceki anlamlarından birini, o.. ile başlayanı sitesinden kaldırmış.Orwell&#;in &#;ün içinde yaşiyoruz uzun süredir.&#;

 

tdk surtuk cikardi iddiasi

 

Ancak, bu iddia gerçeği yansıtmıyor.

TDK&#;nın internet sitesinde kullanıma sunduğu Güncel Türkçe Sözlük&#;te sürtük kelimesi için sunulan açıklamada bir değişiklik olmamış. TDK Türkçe Sözlük&#;ün Cumhurbaşkanı&#;nın son grup toplantısı konuşması öncesindeki versiyonları ile mevcut dijital yapısı arasında bir fark yok. 

TDK&#;nın &#;sürtük&#; kelimesi için sunduğu anlamlar şu şekilde:

1. isim Vaktini çok gezerek geçiren, evinde oturmayan kadın:
2. isim Aynı anda birden fazla kişiyle gönül eğlendiren kadın.

3. isim, kaba konuşmada Hayat kadını.

 

tdk surtuk

 

TDK Türkçe Sözlük&#;ün basılı suretlerinde de aynı açıklama görülebiliyor.

 

surtuk sozluk anlami

Görsel: Burcu Ünlü

 

tdk surtuk anlam

Görsel: Ynr ZL

 

TDK Türkçe Sözlük&#;ün daha eski basımlarında sürtük sözcüğünün anlamı için &#;hayat kadını&#; yerine doğrudan &#;orospu&#; sözcüğünün yer aldığı görülüyor.

 

surtuk sozluk

TDK (). Türkçe Sözlük 2. Cilt K-Z. Türk Tarih Kurumu Basımevi.

 

surtuk anlami

TDK (). Türkçe Sözlük 2. Cilt K-Z. Türk Tarih Kurumu Basımevi.

 

Sürtük sözcüğü için diğer bazı sözlüklerde sunulan açıklamalar şu şekilde:

 

Dil Derneği Türkçe Sözlük:

1. Vaktini çok gezerek geçiren, evinde oturmayan (kadın).

2. Orospu.

Nişanyan Sözlük:

Eski Türkçe sürtük “sürtünen şey veya kişi, lezbiyen” sözcüğünden evrilmiştir. Bu sözcük Eski Türkçe sürt- fiilinden Eski Türkçe +Uk ekiyle türetilmiştir.

Kubbetaltı Sözlük:

i. ve sıf. (Orta Türk. sürtük “sürtünerek kadınla ilişkiye giren kadın, lezbiyen” < sürt-ü-k)
1. Orada burada gezip dolaşarak vaktini boşa harcayan kadın.
2. Kötü yola düşmüş kadın, fâhişe.

 

Erdoğan'ın 'sürtük' sözü için hukukçular ne diyor, dava açılabilir mi?

Erdoğan

Kaynak, Getty Images

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çarşamba günü partisinin grup toplantısında Gezi Parkı protestolarına katılanlar için "çürük ve sürtük" ifadelerini kullandı. Çok sayıda kişi ile siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu.

Türk Dil Kurumu sözlüğü "sürtük" kelimesini "Vaktini çok gezerek geçiren, evinde oturmayan kadın", "aynı anda birden fazla kişiyle gönül eğlendiren kadın" ya da "hayat kadını" ifadeleriyle tanımlıyor. Dil Derneği Sözlüğü'ne göre de bu kelime bir küfür.

Peki "sürtük" gibi ifadeler suç unsuru teşkil ediyor mu? Ya da vatandaşları için bu tip ifadeler kullanan bir cumhurbaşkanının yargılanması mümkün mü?

'Sürtük' demek suç mudur?

BBC Türkçe'ye konuşan hukukçulardan emekli ceza hakimi ve Yargıçlar Sendikası'nın eski Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Fikri Talman'a göre birine "sürtük" demek suç.

Bu konularda benzer çok fazla yargılama yaptığını söyleyen Talman, "Bu ifadenin de suç ifadesi olarak kabul edilmesi gerekiyor" diyor.

Peki bir kişiye hakaret etmekle bir topluluğa hakaret etmek arasında nasıl bir fark var? Örneğin bir gazeteciye "sürtük" demekle, "Bütün gazeteciler 'sürtüktür' demek" yargılama açısından fark yaratır mı?

Talman, bu soruya şöyle yanıt veriyor:

"Belli bir kişi kast edilmiyor, evet. Ancak kendisini mağdur hisseden veya tepki göstermeyi hak gören her kişi şikayet edebilir ve bu da yargılama konusu yapılabilir.

"Dün Cumhurbaşkanı belli bir kadını ya da kişileri kastederek söylemedi. Gezi olaylarına katılan kadınları kastetti. Kendini mağdur hisseden çok kişi vardır. Bunu görüyorum da. Haklı olarak da şikayette bulunulabilir."

Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem ise muhatabın iyi belirlenmesi gerektiğini söylüyor.

Hakaret suçlarında muhatap kişi çevresinin ne kadar genişse hakaretin de o ölçüde belirsiz olacağını belirten Prof. Dr. Erdem, "Ama kitle ne kadar dar tutulursa, söylemin hakaret suçunu oluşturduğunu söyleyebiliriz," diyor ve şöyle devam ediyor:

"Ama anladığım kadarıyla Gezi Parkı eylemlerine katılan kişileri hedef alarak söylenmiş sözler. Bu sözlerle ne kadar geniş bir kitle hedef alındı, o mahkemelerin değerlendireceği bir konu."

'Cumhurbaşkanı hakkında suç duyurusunda bulunulabilir ya da tazminat davası açılabilir'

Talman'a göre söz konusu kelimenin Cumhurbaşkanı tarafından dile getirilen bir ifade olması da bir şeyi değiştirmiyor ve yine suç teşkil ediyor.

Talman, "söz konusu hakareti nedeniyle örneğin kadınların Cumhurbaşkanı'na tazminat davası da açabileceğini" söylüyor.

Bunun önünde yasal bir engel olmadığını vurgulayan Talman, "Ancak bu konu anayasa hukukçuları arasında da, ceza hukukçuları arasında da tartışmalıdır. Ben bir ceza hukukçusuyum ve böylesi bir davanın açılması gerektiğini savunuyorum," diyor.

Anayasa'da Cumhurbaşkanı'nın yargılanması konusunda bir suç ayrımı yapılmadığını dile getiren Talman, "Kasıtlı ya da taksirli suçlar şeklinde bir ayrım yoktur," diyor.

Talman, örneğin Cumhurbaşkanı'nın direksiyonda olduğu ve karışabileceği olası bir trafik kazası nedeniyle de yargılanabileceğini söylüyor.

Ancak Talman, Anayasa'nın bunu sıkı bir şekle bağladığını belirterek, "Bunun için epey bir prosedür gerekiyor. Bu yüzden böylesi ceza davalarının açılabileceğini sanmıyorum. Ancak isteyenlerin, özellikle kadınların, bu çirkin ifade nedeniyle başvurup şikayetçi olmaları mümkün," şeklinde konuşuyor:

"Suç duyurusunda bulunmaktansa tazminat davası açmak daha sağlıklı. İsteyen her birey tazminat davası açabilir."

Cumhurbaşkanı istediği her sözü söyleyebilir mi?

Son yıllarda Cumhurbaşkanı'na hakaret suçlamasıyla insanlara açılan davaları işaret eden çok sayıda kişi ve kurum Erdoğan'ın "sürtük" söylemine tepkiyle karşılık verdi ve "Erdoğan istediği her sözü söyleyebilir mi?" sorusunu sordu.

Talman, buna "Hayır" cevabını veriyor ve şöyle devam ediyor:

"Anayasa bunu düzenlemiş. Cumhurbaşkanı'nın bir suç işlemesi durumunda nelerin olabileceğini usule bağlamış. Cumhurbaşkanı'nın insanlara hakaret etmesi, ahlaken, vicdanen sağlıklı bir tutum mudur? Hayır. Üstelik bir devletin başı bu kişi. Hiç etik bir tavır değil. Gezi olaylarını eleştirir ya da kınarsınız ama Cumhurbaşkanı da olsanız kimseye hakaret etme olanağınız yoktur."

Cumhurbaşkanı bir ceza davasında nasıl yargılanabilir?

Anayasa hukukçusu Atagün Mert Kejanlıoğlu, Cumhurbaşkanı'nın yargılanmasının Anayasa'nın Maddesine göre mümkün olduğunu söylüyor.

Cumhurbaşkanı'nın yargılanma sürecini anlatan Kejanlıoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin Meclis soruşturması üzerine bu yargılamayı Yüce Divan sıfatıyla yapılabildiğini belirtiyor.

Kejanlıoğlu'na göre, bunun için sürecin ilk adımında, TBMM üye tam sayısının () salt çoğunluğunun () Cumhurbaşkanı'nın bir suç işlediği iddiasıyla vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebiliyor. TBMM'nin önergeyi en geç bir ay içinde görüşmesi gerekiyor.

Sonraki adımsa meclis üye tam sayısının beşte üçünün () gizli oyuyla soruşturma açılıp açılmayacağına karar vermesi.

Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, soruşturmayı TBMM'de oluşturulan bir komisyon yürütüyor.

Daha sonra ise soruşturma komisyonunun raporu TBMM Genel Kurulu'nda görüşülüyor ve Meclis, üye tam sayısının üçte ikisinin () gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabiliyor.

Bu durumda Yüce Divan'daki yargılamanın üç ay içinde tamamlanması gerekiyor. Ancak bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus olmak üzere üç aylık ek süre verilmesi mümkün. Bu süre zarfında da yargılama kesin olarak tamamlanıyor.

Kejanlıoğlu, ayrıca Anayasa'ya göre Cumhurbaşkanı'nın görev süresi bittikten sonra dahi görev süresi içinde işlediği suçlardan ötürü bu şekilde yargılanacağını söylüyor.

Anayasa'ya göre, Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkisinin Cumhurbaşkanı'nı göreviyle ilgili suçlardan ötürü Yüce Divan sıfatıyla yargılamak olduğunun altını çizen Kejanlıoğlu, "Burası çetrefilli ve görüş birliğinin olmadığı kısım" diyor ve bu noktada iki temel görüşün olduğunu şu sözlerle anlatıyor:

"Bir görüşe göre Madde çok açık ve kapsayıcı, Anayasa Mahkemesi'ne tüm suçları kapsayan bir yetki veriyor, Cumhurbaşkanı o yüzden görev süresince işlediği tüm suçlardan görevi boyunca veya görevi bittikten sonra ancak Meclis soruşturması sonrası Anayasa Mahkemesi tarafından yargılanabilir. Her şey bu kadar basit.

"Diğer görüş ise Anayasa'nın Maddesi'nin özel nitelikte bir hüküm olduğunu iddia ediyor ve Maddedeki 'bir suç' ifadesinin bu hükümle yorumlanması gerektiğini söylüyor."

Cumhurbaşkanı'nın dokunulmazlığı var mı?

İkinci görüşle Cumhurbaşkanı'nın sadece göreviyle ilgili suçlardan Yüce Divan'da yargılanacağının altını çizen Kejanlıoğlu şöyle devam ediyor:

"Cumhurbaşkanı, göreviyle ilgili olmayan, kişisel suçlarından ötürü ise herhangi bir vatandaş gibi ceza mahkemelerinde Ceza Muhakamesi Kanunu uyarınca yargılanır. Bu durumda Cumhurbaşkanı'nın herhangi bir vatandaşa kıyasla sahip olduğu avantaj ise Anayasa'da açık hüküm olmamasına rağmen milletvekilleri gibi görevde olduğu süre boyunca dokunulmazlıktan yararlanması."

Ancak "dokunulmazlık" meselesinin Anayasa'daki hüküm yokluğu nedeniyle geçmişte tartışmalı bir konu olduğunu ifade eden Kejanlıoğlu, Yargıtay'ın 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Kayıp Trilyon davasıyla ilgili verdiği bir karara atıf yaparak, "Bu karar sonrası Cumhurbaşkanı'nın görev süresi boyunca milletvekilleri gibi dokunulmazlıktan yararlandığını söylemek mümkün" diyor.

Prof. Dr. Erdem, Yüce Divan konumundaki Anayasa Mahkemesi'nin üyelerin çoğunun zaten Cumhurbaşkanı'nın atadığı kişiler olması, mevcut Meclis aritmetiği nedeniyle Cumhurbaşkanı'nın herhangi bir suçtan dolayı yargılanabilmesini fiilen "imkansız" buluyor:

"Yeni Anayasal sistemde Cumhurbaşkanı neredeyse sokakta birini öldürse dahi, fiilen bir cezasızlık durumu ortaya çıkıyor, yargılanması mevcut Meclis yapısı içerisinde mümkün değil."

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir