namazda kötü düşüncelerden kurtulmak / Namazda aklımıza gelen şeylerden nasıl kurtuluruz

Namazda Kötü Düşüncelerden Kurtulmak

namazda kötü düşüncelerden kurtulmak

Namaz kılarken istemeden de olsa aklıma sürekli bir şeyler geliyor, bir şeyleri düşünüyorum; bu durum namazımı bozar mı?

Değerli kardeşimiz,

Bu konuda vesvese yapmanız doğru olmaz. Bu şekilde kıldığınız namazlarınız geçerlidir.

Etrafımıza şöyle bir göz atalım; dağlar, taşlar, bitkiler, hayvanlar, ay, güneş ve yıldızlar hayalimizden sıra ile geçsinler. Bunların hepsi maddî varlıklar, ama birbirlerinden ne kadar farklılık gösteriyorlar?!.

Bir de göremediğimiz, ışınlar âlemini, yer çekimini, güneşin cazibesini düşünelim. Bunların da yine birbirinden çok farklı şeyler olacaklarını dikkate alalım.

Ve şöyle devam ettirelim düşüncemizi:

Ateş topraktan ne kadar farklı ise, şeytan da âdemoğlundan o kadar ayrı olmalı. Karanlık ışıktan ne kadar uzak ise, cinler de meleklere o kadar benzememeli.

İlâhî imtihana tâbi tutulan iki tür varlık: İnsan ve cin.

Her ikisinin de inananları ve inanmayanları var. Her ikisinde de hayırlı ve şerli fertler mevcut. Her iki cinsin de mürşitleri ve müfsitleri bulunuyor. İşte cin türünün, Allah’a isyan eden en şerli ferdi: Şeytan.

İnsanın bedeni topraktan yaratılmış ve o haneye ruh misafir olmuş. Cinler ise doğrudan ateşten yaratılmışlar. Zaten şeytanın kaybettiği ilk ve en büyük imtihan da bu yaratılış farkından kaynaklanmış ve ateşten yaratıldığı için insandan üstün olduğunu iddia etmekle ve Hz. Âdem’e (a.s.) secde etmemekle huzurdan kovulmuş ve lânetlenmiş.

Şeytan, cin türünden olduğu için, normal olarak da ömrü insan ömründen fazladır. Bununla birlikte, bu asi cinnîye, kendi isteği üzerine ve gerçekte bir ceza olarak, uzun bir ömür verilmiş ve insanlara kıyamet gününe kadar musallat olmasına müsaade edilmiş.

Hiç şeytan olmadan da Cenâb-ı Hak insanları sadece nefisle ve dünyanın ahvaliyle, imtihan edebilir ve sonunda onları lâyık oldukları saadete erdirebilir yahut azaba dûçar kılabilirdi. Bu konuda şeytanın da devreye sokulması, gerçekte, ona verilmiş büyük bir cezadır. Çünkü, ne kadar insanı kötü yola sevk etmişse onların işedikleri günahların bir katı da kendisine yazılmakla azabı akıl almaz derecede artmış, Kahhar ismine en ileri mertebede mazhariyete lâyık kılınmıştır.

“İnsanlarda şeytan vazifesini gören cesedli ervah-ı habise bilmüşahede bulunduğu gibi, cinnîden cesedsiz ervah-ı habise dahi bulunduğu, o kat’iyyettedir.” (Lem’alar, s)

Birisini görüyorsunuz, karşısındaki insana birtakım yanlış fikirler aşılamaya çalışıyor. Konuşurken muhatabının koluna, ayağına değil, gözüne bakıyor. Göz penceresinden ruha nüfuz etmeye, ona bir şeyler telkin etmeye çalışıyor. Bu iki şahsın bedenlerini hayalen ortadan kaldırırsanız, ortaya iki ayrı ruh çıkacaktır. Ve bunlardan birisi diğerini aldatmak istemektedir.

Hâl böyle olunca, şeytanın, insan ruhunu saptırmak, onu doğru yolan çıkarmak için çalışması akıldan uzak görülmemeli.

Bazı kimselerin şeytanı inkâr ettiklerini görürüz. Nur Müellifinin ifadesiyle, bu, “şeytanın en büyük bir desisesi”dir. Bu inkârda tek temel dayanak, şeytanın gözle görülmemesidir.

Şimdi o şahsa soralım:

Sen şeytanı neyinle inkar ediyorsun? Yani şeytanın varlığını senin ellerin mi kabul etmiyor, kulakların mı; gövden mi kabul emiyor, bacakların mı?

Bu sorumuzu saçma bulacak ve “hiçbiriyle” diyerek ilave edecektir: O’nun varlığını aklım almıyor. O hâlde, şeytanın varlığını kabul etmeyen, o şahsın aklıdır. Görünmeyen bir şey, yine görünmeyen bir şeyi inkâr etmektedir; delili ise “görülmemesi.”

Akıl kelimelerle düşünür, ama kalbin bütün işleri kelimesizdir. İnsan bir çiçeği veya güzel bir kokuyu “kelimelerle” sevmez. Bu işi kelimesiz yapar. Ama, bu sevgisini ifade etmek, başkalarına aktarmak istediğinde kelimelere iş düşer.

İşte, kelimesiz seven ve korkan ve yine kelimesiz inanan o insan kalbine, şeytan musallat olmakta, onunla kelimesiz konuşmakta, ona fısıltı kabilinden birtakım telkinlerde bulunmaktadır. İşte şeytanın bu fısıltılarına “vesvese” deniliyor. Vesveseden söz açılmışken, şeytanın bu yolla insanoğluna uyguladığı bazı taktiklerden söz etmek isterim:

Şeytanın birinci gayesi, insanın imansız olmasıdır. Bunu başaramadı mı, geri adım atar ve onun ibadet etmemesine çalışır. Kulu bu şerefli vazifeden uzak tutmak için çok uğraşır. Kalbine birtakım kötü şeyler fısıldar. Ve insan bunların kendi kalbinden geldiğini sanarak rahatsız olur.

Bu defa şeytan yeni bir oyun sergiler: “Böyle karışık bir kalp ile de Allah’ın huzuruna durulmaz ki!” der. Kul, bu desiseye kandı mı şeytan zafere ulaşmıştır. Hâlbuki, her akıl kabul eder ki namazda bulamadığı huzuru, namazı terk etmekle yakalayacak değildir. İbadet ve itaati bırakıp günah ve isyan yoluna giren bir insan, ilâhî feyizden gittikçe uzaklaşır. Tek çıkar yol, ibadete devam etmektir.

Bir sohbette, şeytanın bu oyununa maruz kalmış bir gençle dertleşiyorduk. “Ne zaman namaza dursam, aklıma kötü şeyler geliyor, namazdan çıktığımda kesiliyor.” diyor ve bir hâl çaresi arıyordu. Ona, önce, Nur Müellifinin şu harika reçetesini sundum:

“O çirkin sözler, senin kalbinin sözleri değil. Çünki senin kalbin ondan müteessir ve müteessiftir.”(Sözler, s. )

Sonra şöyle sürdürdüm konuşmamı:

Kendi yüzünü tokatlayan ve ağlayan birini görsen, demez misin ki, bu adam yüzünü kendisi tokatlıyorsa niçin ağlıyor? Yoksa göremediğim bir el mi, onun yumruğunu onun aleyhine çalıştırıyor? İşte senin hâlin o adam gibi.

Üstad'ın bu reçetesine göre, senin ağlaman gösteriyor ki o sözler senin kalbine ait değil. Namazı terk edip, meselâ, kumarhaneye gittiğinde o kötü sözlerin kesildiğini göreceksin. Demek ki, o sözlerin sahibi namaza düşman, kumara dost.

Hem kumar oynayan birisine şeytan niçin vesvese versin!? Verse, kumarın haram olduğu aklına gelebilir, bu ise şeytanın işine gelmez. Onu öylece bırakmak şeytan için en geçerli yoldur. Sonra kendisine Nur Külliyatından şu paragrafı okudum:

“Hem de o gibi vesveselerin, ne hakaik-i ilâhiyeye ve ne de senin kalbine bir mazarratı yoktur. Evet pis bir menzilin deliklerinden semanın güneş ve yıldızlarına, cennetin gül ve çiçeklerine bakılırsa, o deliklerdeki pislik ne bakana ve ne de bakılana bulaşmaz. Ve fena bir tesir etmez.”(Mesnevî-i Nuriye, s)

Yine böyle birisine, şöyle bir soru sordum:

"Sen ilmihâl okudun mu?"

“Evet,” diye karşılık verdi. İkinci sorum şöyle oldu:

"İlmihâlde namazı bozan şeyler içinde “vesvese” de var mı?"

Soruma hayretle karışık bir tebessümle karşılık verdi.

“O hâlde sen namazına devam et.” dedim. "Namazda aklına ne gelirse gelsin, 'Haydin namaza, Haydin felâha' sözlerini işittiğinde Rabbinin seni huzuruna çağırdığının şuuru ile namaza koşmalısın. O anda aklına kötü şeyler gelebilir. Ama, sen aklından ne geçerse geçsin, namaza gitmekle bu emre uymuş olursun. Kalbime kötü şeyler geliyor bahanesiyle namazını kılmasan, emre isyan etmiş olursun ve böyle bir özür seni suçlu olmaktan kurtarmaz. Önemli olan emri tutmak ve namaza koşmaktır. Kalbimizin namaz esnasında ideal bir huzuru yakalaması ayrı bir meseledir."

Bu konuda Nur Külliyatı'ndan bir durum tespiti ve teselli cümlesi:

“Bu zamanda tahribat ve menfî cereyan dehşetlendiği için, takva bu tahribata karşı en büyük esastır. Farzlarını yapan, kebireleri işlemeyen, kurtulur. Böyle kebair-i azîme içinde amel-i sâlihin ihlasla muvaffakıyeti pek azdır. Hem az bir amel-i sâlih, bu ağır şerait içinde çok hükmündedir.” (Kastamonu Lahikası, s)

“Bu zamanda” ifadesi aynı mektupta şöyle açıklanıyor:

“Madem her dakikada, şimdiki tarz-ı hayat-ı içtimaiyede yüz günah insana karşı geliyor; elbette takva ile ve niyet-i içtinab ile yüz amel-i sâlih işlemiş hükmündedir.”

Bu iki tespiti birlikte düşündüğümüzde hayalimizde bir harp meydanı canlanır. Her taraftan mermiler yağmakta ve biz bu dehşetli ortamda huzur aramaktayız. Bunu başaramayacağımız açıktır. Ama huzur bulamıyorum diye düşman saflarına iltihak edecek de değiliz.

İşte günahlar birer mermi, birer ok. Bu asrın toplum hayatı bir harp meydanı gibi. Her yandan yüzlerce hücuma uğrayan bir insan, namaza durduğunda ihlâslı, huzurlu bir ibadete zor muvaffak olur. Ama, o zorlukta ayrı bir değer vardır. Harp esnasında ve cephede tutulan bir nöbetle, sulh zamanında çarşı içinde tutulan nöbetin bir olmadığı açıktır. “Hem az bir amel-i sâlih, bu ağır şerait içinde çok hükmündedir.” cümlesi, bizi bu noktada hem teselli eder, hem de müjdeler.

Aynı mektupta ayrı bir müjde daha veriliyor: "Bir günahın terki vacip olduğundan, böyle bozuk bir ortamda yüzlerce günahı terk etmekle yüzlerce vacip işlenmiş olunacağı" müjdesi

Birkaç asır önce, bu günahların yüzde birisine bile maruz kalmayan insanlar, bu vacipleri işleyemiyorlardı, onun yerine salih amel sahasında yol alıyor, bu yönde ilerliyor, nafile ibadetlerini artırıyorlardı. Şimdi ise, salih amel işlemek zorlaşmış. “Farzlarını yapan, kebireleri (büyük günahları) işlemeyen kurtulur.” hükmü bir müjdeli haber olmasının yanı sıra, bu asrın dehşetinin de bir ifadesi, bir göstergesidir.

Biz asrı yargılamakla vakit geçireceğimize, kendi nefsimizle uğraşalım ve onu şeytana uymaktan alıkoymaya çalışalım. Bunda başarılı olanlar çoğaldıkça, asır da bu mutlu insanlara uymak zorunda kalacaktır.

İlave bilgi için tıklayınız:

- Namazdaki kıraatlerin anlamını düşünme konusunda ne dersiniz?..  

- HUŞÛ.

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet


Sual: Kalbimize çeşitli düşünceler geliyor. Bunlar nereden geliyor? Hangisinin iyi, hangisinin kötü olduğunu nasıl bileceğiz?
CEVAP
İnsanın kalbine, melekten, şeytandan ve kendi nefsinden de çeşitli düşünceler gelir. Melekten gelene ilham, şeytandan gelene vesvese, nefsten gelene ise hevâ denir. Bunların birbirinden farkı nasıl bilinir? Hadis-i şerifte, (Melekten gelen ilham, İslamiyet’e uygun olur. Şeytandan gelen vesvese, İslamiyet’ten ayrılmaya sebep olur) buyuruldu [Tirmizi]. O halde vesveseyi ilhamdan ayırmak için dinin emrini iyi bilmek gerekir.

Gayrı müslimlerden peynir, sucuk gibi gıda alırken, (Bunların içine necis madde koymuşlardır) düşüncesi gelirse, hemen dinin bu husustaki hükmü hatırlanır. Dinimiz almanın caiz olduğunu bildiriyorsa alınır. Bu düşüncenin şeytandan olduğu anlaşılır.

Vesveseye uyulmazsa, şeytan bundan vazgeçip başka vesvese verir. Nefsimizden gelen düşünce ise, devamlıdır. İnsan ölünceye kadar devam eder.

Şeytan, hayırlı, iyi bir işe mani olmak için daha az iyi olanı yaptırmak maksadıyla vesvese verir. Büyük günaha sürüklemek için küçük iyilikleri yaptırmaya çalışır. Dinini bilen kimseyi, şeytan, asla aldatamaz. Her insan Allah’ın kulu olduğu halde, dinini bilen, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına riayet eden kimseler için Kur'an-ı kerimde, şeytana hitap edilirken, (Benim kullarıma senin sultan [hakimiyetin] yoktur) buyuruluyor. (İsra 65)

Şeytanın vesvesesine aldanmamak için Allahü teâlânın, (Benim Kulum) dediği kimselerden olmalı, yani düzgün bir itikada ve ilme sahip olmalı ve ilmi ile amel etmelidir! "Mesela şeytan vesvese verince, onu hemen uzaklaştırmalıdır! Hadis-i şerifte, (Şeytan vesvese verir. Allah’ın ismi zikredilince, söylenince kaçar. Söylenmezse, vesveselerine devam eder) buyuruldu. (Ebu Ya’la)

Sünnete uygun abdest almasını bilmeyen kimse, iyi abdest alayım diye fazla su kullanır. Bu ise vesvesedir. Vesvese eden kimse, dine iyi uymak niyetiyle yeni bir şeyler çıkarır, bu ise bid'attir. Bid'at ise haramdır. Başkalarının yiyecek ve içeceklerinin, giyeceklerinin temiz olup olmadığında şüphe eder. Bu da suizanna sebep olur. Müslümana suizan ise haramdır. (Ben her gıdayı yemem, ihtiyatlı davranırım) diyerek kibre düşer. Halbuki zerre kadar kibri olanın Cennete girmesi zordur.

Fatır suresi 6. âyet-i kerimesinde mealen, (Elbette şeytan size düşmandır. Onu düşman edinin!) buyuruluyor. Vesvese eden, şeytanı kendine dost ve kardeş edinmiş olur. Sünnetleri, mekruhları ve diğer emir ve yasakları bilmeyen, vesvese hastalığına yakalanır. Bunları bilip yerine getiren şüpheye düşmemelidir! Vesvese eden, ruhsatlarla amel etmelidir! Üzerinde necaset görünmeyen her şey temiz kabul edilir. Şüphe etmekle necis olmaz. Gıdalarda necis maddeler var zannı ile gıda almamak vesvesedir, aşırılıktır. Hadis-i şerifte, (Aşırı gidenler helak oldu) buyuruldu. (Müslim)

İfrat ve tefritten yani aşırılıklardan uzak olmak ve orta yolu tutmak gerekir. Deylemi’deki hadis-i şerifte, (İşlerin hayırlısı vasat olanıdır) buyuruldu. (Hadika)

Kalbi vesveseden kurtulmak i&#;in dua: K&#;t&#; d&#;ş&#;ncelerden kurtulmak i&#;in yapılacak dualar neler?

Kalbinizdeki vesveseden kurtulmak için dualar nelerdir? merak ediyorsanız, işte detaylar Dinimizde vesveseden kurtulmak için okunacak pek çok dua bulunmaktadır. Vesveseden korunmak için çoğunlukla Amentü duası okunur. Kişilerin bu duayı okurken inanarak ve temiz bir kalp ile okuması gerekmektedir. İbadetlerini yerine getiren Müslümanlara şeytan sinsi bir şekilde yaklaşmaktadır. Böylece insanların kalplerine şüphe aşılamaktadır. Müslümanların vesveselerden korunmak için Allah'a sürekli dua etmeleri ve ibadetlerini yerine getirmeleri gerekmektedir.

VESVESEDEN KURTULMAK İÇİN NELER YAPILMALIDIR?

Vesveseden korunmak isteyen Müslümanların İslam dini ile ilgili bilgi sahibi olması gerekmektedir. Sürekli Allah'a (c.c) dua etmeleri ve herhangi bir işe başlarken besmele çekmeleri gerekmektedir.

Allah'ı sürekli zikretmek ve dünya işlerinden uzaklaşmak insanların kalplerindeki vesveselerden kurtulmalarını sağlayacaktır. Vesveseden kurtulmak için Nas ve Felak Sureleri de okunabilir.

NAMAZDA VESVESE GELMESİ NAMAZI BOZAR MI?

Bir Müslümanın düşüncelerinde ve kalbinde vesvese yoksa bu vesvese şeytanın verdiği fitneden meydana geliyorsa, bu vesveseler insanların ibadetlerinden ve dinden soğuması içindir. Vesvese geldiği zaman kişilerin bunun üzerinde çok durmaması, dualarına ve ibadetlerine devam etmesi gerekmektedir. Bu şekilde vesveseler de zaman içerisinde kendiliğinden yok olacaktır.

Kişiler vesveselere ne kadar odaklanırsa o kadar çıkmaza girer. Böyle bir durumda şeytan insanlarla daha çok uğraşmaya başlayacaktır. Şeytan gerçekte var olmayan şeyleri insanların aklına sokarak insanları yollarından saptırmaya çalışmaktadır. Kişilere zaman zaman gelen bu kötü düşüncelerin üzerinde durmadan ibadetlere devam edilmesi halinde herhangi bir sıkıntı oluşmamaktadır.

VESVESEDEN KURTULMAK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

İnsanlar boş oldukları zamanlarda daha çok vesvese gelmektedir. İnsanların boş zamanlarında şeytanı mutlu eden davranışlar içerisine girmemesi gerekmektedir. Günlük yaşamda çok takıntılı ve vesveseli biriyseniz bu vesveselerden kurtulmak için bol bol dua etmeniz gerekmektedir.

Bu nedenle insanların boş vakitlerinin olmaması ve her zaman Allah'ı zikir halinde olmaları son derece önemlidir. Bu şekilde vesveselerden kurtulmak mümkündür. Vesvese geldiği zaman insanların bu duyguya kapılmamaları abdest alarak bildikleri duaları içten bir şekilde okumaları gerekir.

K&#;t&#; D&#;ş&#;ncelerden Kurtulma Duaları Nelerdir? K&#;t&#; D&#;ş&#;ncelerden Kurtulma Duası T&#;rk&#;e, Arap&#;a Okunuşu Ve Anlamı

  Kötü Düşüncelerden Kurtulma Duaları Nelerdir?

 İnsanlar hayatlarının belirli dönemlerinde bazı zorluk ve sıkıntılar yaşayabilir. Bunun sonucunda kötü düşünceler ve sıkıntılar pek çok kişide görülmektedir. Bu amaç doğrultusunda okunacak dualar kişileri rahatlatmakta ve huzura kavuşmasına yardımcı olmaktadır. Bu duaların başında İnşirah suresi gelmektedir.

 Bunun dışında Müslümanların sıkıntı içerisinde iken okuyacakları ve içerisinde bulunduğu duruma adeta ilaç gibi geleceği çeşitli dualar ve ayetler de bulunmaktadır. Bu dualar birebir etki göstermekte ve kişilerin kötü düşüncelerini veya sıkıntılarını yok etmektedir. İnşirah suresi dışında Kehf suresi, Müminun Suresi ve Felak suresi de kötü düşüncelerden ve sıkıntılardan kurtulmak için okunabilir.

 Kötü Düşüncelerden Kurtulma Duası Türkçe Okunuşu

 Kötü düşüncelerden ve sıkıntılardan kurtulmak için Müslümanlar tarafından araştırılan ve Kuran'da yer alan birçok ayet ve sure bulunmaktadır. Sıkıntılı zamanlarda okunacak dualar şunlardır:

 - Kehf Suresi: Rabbenâ âtinâ min ledunke rahmeten ve heyyi' lenâ min emrinâ raşedâ

 - İnşirah Suresi: Bismillâhirrahmanirrahim (1) Elem neşrah leke sadrek. ( ) Ve vada'nâ 'anke vizrek. Elleziy enkada zahrek. (4) Ve refa'nâ leke zikrek. ( ) Feinne me'al'usri yüsrâ. İnne me'al'usri yüsrâ. ( ) Feizâ ferağte fensab. Ve ila Rabbike refğab.

 - Müminun Suresi: Ve kul rabbi euzu bike min hemezâtiş şeyâtin. Ve euzu bike rabbi ey yahdurun.

 - Felak Suresi: Kul e'uzü birabbil felak. Min şerri mâ halak. Ve min şerri ğasikın izâ vekab. Ve min şerrin neffâsâti fil'ukad. Ve min şerri hsidiân izâ hased.

 Kötü Düşüncelerden Kurtulma Duası Türkçe Anlamı

 Kötü düşünceler günümüzde hepimize büyük sıkıntılar vermektedir. Bu sıkıntılardan kurtulmak için okunacak dualar kadar anlamlarının bilinmesi de çok önemlidir. Bu duaların Türkçe anlamları ise şu şekildedir:

 - Kehf Suresi: Ey Rabbimiz! Bize senin katından rahmet ver ve içinde bulunduğumuz durumda bize kurtuluş ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır.

 - İnşirah Suresi: Rahmân ve Rahim olan Allah'ın adıyla (1) Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi? ( ) Belini büken yükünü senden aldık ve atmadık mı? (4) Senin şânını ve ününü yüceltmedik mi? ( ) Elbette zorlukların yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten zorluklar ile beraber bir kolaylık daha vardır. ( ) Boş kaldın mı hemen başka işe koyul ve yalnız Rabbine yönel.

 Müminun Suresi: De ki: '' Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım. Ey Rabbim! Onların benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım.''

 - Felak Suresi: De ki: ''Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçilerin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım''

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası