maide suresi 94 ayet tefsiri / Mâide Suresi Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri | İslam ve İhsan

Maide Suresi 94 Ayet Tefsiri

maide suresi 94 ayet tefsiri

Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali

Ey iman edenler! Allah sizi ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir av ile dener ki, gizlide kendisinden kimin korktuğunu bilsin. Kim bundan sonra sınırı aşarsa onun için acı bir azap vardır.

Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir

Ey iman edenler! Elbette Allah (hac veya umre için ihramlıyken) ellerinizin ve mızraklarınızın ulaşacağı bir avlanma ile (onu yasak ederek) sizi dener. Sonunda Allah, yalnız bir durumdayken kendisinden kimin korktuğunu bil(dir)ecektir.

*

Kim bundan sonra haddi aşarsa onun için elem verici bir azap vardır.

Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi

Gerçeği onaylayanlar, ellerinizin ve mızraklarınızın ulaşacağı avlarla ALLAH sizi sınayacak ki yalnızken de kendisinden korkanları ALLAH ayırsın. Kim bundan sonra sınırı aşarsa onun için acıklı bir azap var.

Erhan Aktaş Kerim Kur'an

Ey iman edenler! Allah, ellerinizin ve oklarınızın ulaşabildiği bir kısım avla sizi dener. Ki görünmeyen yerde kendisine karşı gelmekten sakınanların kimler olduğunu bilmek için. Bundan sonra kim haddi aşarsa onun için elem verici bir azap vardır.

Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali

Ey inanıp güvenenler! Allah, ellerinizin ve mızraklarınızın ulaşacağı şekilde tuzağınıza düşen şeylerle sizi imtihandan geçirecektir. Allah bunu, içten içe

*

kendinden korkanı bilmek için yapacaktır. Bundan sonra kim aşırı giderse onun için acıklı bir azap vardır.

Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek

Ey inanca çağırılanlar! Görmemesine karşın Kendisinden korkanları, Allah'ın bilmesi için, Allah, ellerinizin ve gereçlerinizin erişebileceği av türünden bir şeyle kesinlikle sizi sınayacaktır. Bundan sonra, kim sınırı aşarsa, onun için acı bir ceza vardır.

Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an

Siz ey iman edenler! Elbette Allah, ellerinizin ve silahlarınızın menziline giren avı yasaklayarak, aşkın olan zatından korkanları seçip ayırmak için sizi sınayacak. Kim bundan sonra haddi aşarsa, işte onu acıklı bir azap bekler.

Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali

Ey iman sahipleri! Allah sizi, ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği av türünden bir şeyle mutlaka deneyecektir ki, gözün fark edemediği alanlarda O'ndan kim korkuyor bilsin. Bundan sonra azıp sınırı çiğneyen için korkunç bir azap olacaktır.

Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

Ey iman edenler, Allah görünmezlikte (gaybte) kendisinden kimin korktuğunu ortaya çıkarmak için ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği avdan bir şeyle andolsun sizi deneyecektir. Artık kim bundan sonra haddi aşarsa, onun için acı bir azab vardır.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Ey iman edenler, haberiniz olsun ki, Allah sizi elleriniz ve mızraklarınızın erişeceği bolluk içinde bir avla sınayacak ki, gıyabında kendisinden korkanlar meydana çıksın. Kim bunun üzerine saldırıda bulunursa ona gayet acı bir azap vardır.

Muhammed Esed Kur'an Mesajı

Siz ey imana ermiş olanlar! Allah, (hac esnasında) ellerinizin ve silahlarınızın menziline girebilen (hayvanları) avlama yoluyla sizi mutlaka sınayacaktır, ki insan idrakinin ötesinde olmasına rağmen kendisinden korkanları ayırt etsin. Bütün bulardan sonra hakikat sınırlarını aşana gelince, onu şiddetli bir azap beklemektedir!

Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali

Ey iman edenler! Andolsun, Allah sizleri, ellerinizin ve mızraklarınızın erişebileceği av(lar) ile elbette deneyecek ki, görmediği halde kendisinden korkanı ayırıp meydana çıkarsın. Kim bundan (bu açıklamadan) sonra haddini tecavüz ederse, ona elem dolu bir azap vardır.

Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

Ey o bütün iyman edenler! haberiniz olsun Allah gaybda kendisinden korkanları meydana çıkarmak için muhakkak ki sizleri av gibi bir şeyle imtihan edecek, bir av bolluğu ki isteseniz elleriniz de yetişebilecek, mızraklarınız da, kim bunun üzerine tecavüzde bulunursa işte ona elim bir azab var

Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

Ey inananlar, Allah sizi, ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir avla dener ki, gizlide kendisinden kimin korktuğunu bilsin (görmeden Alah'a inanıp O'ndan korkanlar ortaya çıksın, bilinsin). Kim bundan sonra saldırıda bulunursa onun için acı bir azab vardır.

Gültekin Onan

Ey inananlar, Tanrı görünmezlikte (gaybte) kendisinden kimin korktuğunu ortaya çıkarmak için ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği avdan bir şeyle andolsun sizi deneyecektir. Artık kim bundan sonra haddi aşarsa, onun için acı bir azab vardır.

Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim

Ey iman edenler, Allah, görmeksizin kendisinden korkanları ayırd etmek için av (nev'in) den ellerinizin, mızraklarınızın erişebileceği bir şeyle, andolsun ki, sizi imtihan edecekdir. Kim bundan sonra aşırı giderse ona pek acıklı bir azab vardır.

İbni Kesir

Ey iman edenler; Allah, görmeksizin kendisinden korkanları ayırdetmek için; elinizin ve mızraklarınızın ulaştığı avdan bir şeyle sizi, mutlaka dener. Bundan sonra da her kim, haddi aşarsa; ona elem verici bir azab vardır.

Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı

-Ey İman edenler! Görmediği halde, Allah'tan korkan kimseyi belirlemek için Allah sizi, ellerinizin ve oklarınızın ulaştığı avdan bir şey ile dener. Bu (uyarıdan) sonra kim sınırı aşarsa, onun için acıklı bir azap vardır.

Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali

Ey iman edenler! Allah, kendisini görmeksizin, gıyabında Kendisini tazim edip haramlardan sakınanları meydana çıkarmak için sizi av nevinden bir şeyle deneyecek. Bir av bolluğu ki elleriniz de yetişebilecek, mızraklarınız da Kim bundan sonra konulan hududu aşarsa işte ona gayet acı bir azap vardır.

Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü

Ey iman edenler Allah sizi, ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği avdan bir şey ile dener; ki bil-gayb (gaybları olan) O'ndan korkan kim, bilinsin! Artık bundan sonra kim haddi aşarsa, onun için acı verici azap vardır.

Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi

İnananlar, ellerinizin ve mızraklarınızın ulaşacağı avlarla ALLAH sizi sınayacak ki yalnızken de kendisinden korkanları ALLAH ayırsın. Kim bundan sonra sınırı aşarsa onun için acıklı bir azap var.

Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an

Ey iman edenler! Allah, ellerinizin ve oklarınızın ulaşabildiği bir kısım avla sizi dener. Ki görünmeyen yerde kendisine karşı gelmekten sakınanların kimler olduğunu bilmek için. Bundan sonra kim haddi aşarsa onun için elem verici bir azap vardır.

Rashad Khalifa The Final Testament

O you who believe, GOD will test you with some game within reach of your hands and your arrows (during pilgrimage). GOD thus distinguishes those among you who observe Him in their privacy. Those who transgress after this have incurred a painful retribution.

The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation

O you who believe, God will test you with some of the game for hunting coming within reach of your hands and your spears, so that God will know who reverences Him while unseen. Whoever transgresses from now on, then he will have a painful retribution.

Edip-Layth Quran: A Reformist Translation

O you who acknowledge, God will test you with some of the game for hunting, coming within reach of your hands and your spears, so that God will know who reveres Him when unseen. Whoever transgresses after this, then he will have a painful retribution.

Mâide Suresi Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Tarih: 19 Mart Kuran Meali ve Tefsiri

Mâide Suresi ayeti ne anlatıyor? Mâide Suresi ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri

Mâide Suresi Ayetinin Arapçası:

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَيَبْلُوَنَّكُمُ اللّٰهُ بِشَيْءٍ مِنَ الصَّيْدِ تَنَالُهُٓ اَيْد۪يكُمْ وَرِمَاحُكُمْ لِيَعْلَمَ اللّٰهُ مَنْ يَخَافُهُ بِالْغَيْبِۚ فَمَنِ اعْتَدٰى بَعْدَ ذٰلِكَ فَلَهُ عَذَابٌ اَل۪يمٌ

Mâide Suresi Ayetinin Meali (Anlamı):

Ey iman edenler! Allah, görmediği halde kendisinden korkanları ortaya çıkarmak için, ihramlıyken ellerinizle tutuverecek ve mızraklarınızla vuruverecek şekilde yakınınızda dolaşan avları yasaklamak suretiyle sizi imtihan edecektir. Buna rağmen kim yasak sınırını aşarsa, böyleleri için pek acı bir azap vardır.

Mâide Suresi Ayetinin Tefsiri:

Bu âyet-i kerîme Hudeybiye senesinde müslümanlar ihramlı oldukları sırada nâzil olmuştur. Allah Teâlâ onları av hayvanları ile imtihan etti. Öyle ki vahşî hayvanlar, kuşlar ve av hayvanları, ellerinin uzanabileceği ve bir güç sarfetmeden tutuverecekleri kadar yakınlarına geldi. Fakat imtihanın bir gereği olmak üzere onları tutmaktan ve avlamaktan men edildiler. (Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XII, 71)

Cenâb-ı Hak bu imtihanı, görmedikleri halde kendisinden korkanlarla korkmayanları, hikmetini kavrasınlar veya kavramasınlar ilâhî emirleri dikkate alanlarla almayanları birbirinden ayırmak için yapmıştır. Önceki âyetlerde içki ve kumarın haram kılınmasından söz edilmişti. Gerçekte içki ve kumar gibi zararlı oldukları belli olan hususlarda Allah’ın emrine uymak biraz daha kolaydır. Fakat bu gibi sebep ve hikmeti bilinebilen şeylerde emir ve yasaklara uymada nefsin çıkarı bulunduğundan, Allah’a duyulan sevgi veya korkuda kulun samimiyeti tam olarak anlaşılamaz. Bunlara itaat Allah için değil nefis için olabilir. Tam ihlas ve teslim olma ise, yaptığını sadece Allah rızâsı için yapmakla mümkün olur. Bu da nefse ait olan bütün arzu ve isteklerden sıyrılmakla gerçekleşir. İşte hem ihtiyaç hem de imkân varken sırf ihramlı olunduğundan dolayı avlanmanın yasak kılınması gibi, sebep ve hikmeti açıkça anlaşılmayan, bütün hikmeti yalnız Allah’ın emrine itaatten ve O’nun rızâsına uymaktan ibaret olan ve sadece bu sebeple yerine getirilmesi gereken ilâhî emirlere uymak bu nevidendir. Bunlar vesilesiyle Allah’ı samimi bir niyetle tanıyıp tanımayanlar, Allah için dindar olanlarla, dünya ve nefisleri için dindar olanlar birbirinden ayrılacak, mü’minler manen terbiye edilip olgunlaşacak ve fazilet yolunda kemâle doğru ilerleyeceklerdir.

Âyet-i kerîmeden şu inceliği anlamak da mümkündür: Elde bulunmayan bir nimetten vazgeçmekle, sahip olduğumuz ve rahatlıkla ulaşabileceğimiz bir nimetin karşısında nefsi engelleyebilmek arasında şüphesiz büyük bir fark vardır. Elbette birincisi kolay, ikincisi zordur. Mesela dağ başında kalmış bir kimsenin açlığa sabrederek Allah’a ibâdet etmesiyle, rahatlıkla ulaşabileceği bol nimetlere, yiyecek ve içeceklere rağmen şuurlu bir açlığı tercih ederek ibâdet etmesi aynı değildir. Elbette ikincisi birincisine nispetle daha faziletlidir. İşte Hıristiyanlıkta tatbik edilen ruhbanlık terbiyesiyle İslâm’ın tâlim ettiği terbiye arasındaki fark da bu misalle daha iyi anlaşılabilecektir.

Allah Teâlâ, bu nevi imtihanlarla mü’minleri terbiye ederek onları daha büyük emânetleri taşıyabilecek bir olgunluğa eriştirmeyi murad etmektedir. İslâm emânetini yüklendikleri; insanların canları, malları, ırzları kendilerine emanet edildiği, hukukun tevzii makamına geçtikleri zaman ayaklarının kaymamasını ve emaneti zayi etmemelerini istemektedir. O halde bu ilâhî tâlimatlar istikâmetinde mü’minler öyle bir fazilet ile yükselmelidirler ki, her zaman ve her yerde haram ve çirkin olan şeyler şöyle dursun, aslı helâl olan her türlü nimetler etraflarına saçılmış, önlerine serilmiş olsa bile, Allah’ın izni olmadan onlara el uzatmayacak, haksız ve salahiyetsiz olarak hiçbir şeye dokunmayacak, kendine sahip, nefsine hâkim ve Allah’ın bütün emirlerine bağlı olacaklardır. Bu ahlâkî kemalleriyle her türlü ilâhî emaneti taşımaya salahiyetli hâle geleceklerdir.

Şimdi de ihramlıyken av hayvanı öldürmenin cezasını bildirmek üzere buyruluyor ki:

Mâide Suresi tefsiri için tıklayınız

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Mâide Suresi ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

Erkam Medya © islam&ihsan

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.