peygamberimiz doğduğunda gerçekleşen olaylar / Peygamber Efendimizin doğumu sırasında gerçekleşen mucizeler - Galeri - Fikriyat Gazetesi

Peygamberimiz Doğduğunda Gerçekleşen Olaylar

peygamberimiz doğduğunda gerçekleşen olaylar

Hz. Muhammed (S.A.V.) ne zaman doğdu? Hz. Muhammed doğum tarihi nedir, doğum günü ne zaman? Hz. Muhammed doğduğunda gerçekleşen mucizeler!

Hz. Muhammed (S.A.V.) ne zaman doğdu? Hz. Muhammed (S.A.V.) Mekke'de doğdu. 40 yaşında Peygamber oldu. 23 yıllık Peygamberlik hayatının 13 yılı Mekke'de, 10 yılı da Medine'de geçti. Medine'de 63 yaşında vefât etti. İslam dünyasının dini lideri Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)'in doğumu ve doğduğunda gerçekleşen mucizevi hadiseler Müslümanlar tarafından merak edilmektedir. Haberimizde, Diyanet İşleri Başkanlığı kaynaklarından derlediğimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ne zaman doğdu? Hz. Muhammed doğum tarihi nedir, doğum günü ne zaman? Hz. Muhammed doğduğunda gerçekleşen mucizeler neledir? soruları yanıtlanmıştır. İşte detaylar

Hz. Muhammed (S.A.V.) Milâddan sonra senesi, Fil Yılı'nda, 12 Rebiülevvel (20 Nisan) pazartesi gecesi sabaha karşı, Mekke'nin doğusunda bulunan "Hâşimoğulları Mahallesi"nde, babasından kendisine mirâs kalan evde doğdu. Arapların takvim başı olarak kullandıkları "Fil Vak'ası", Peygamberimiz (s.a.s.)'in doğumundan 52 gün kadar önce olmuştu.

Abdülmuttalib, torununun doğumu şerefine verdiği ziyâfette çocuğun adını soranlara:

"Muhammed adını verdim. Dilerim ki, gökte Hakk, yeryüzünde halk, O'nu hayırla yâdetsinler" cevâbını verdi. Annesi de "Ahmed" dedi. (Muhammed, üstünlük ve meziyetleri anılarak çok çok övülüp senâ edilen; Ahmed de Cenab-ı Hakk'ı yüce sıfatları ile öven, hamdeden kimse demektir.

İslam tarihçileri, Peygamberimiz (s.a.s.)'in doğduğu gece bir takım olağanüstü olayların meydana geldiğini naklederler. O gece İran Kisrâsı (Hükümdarı)'nın Medâyin şehrindeki sarayının 14 sütûnu yıkılmış, mecûsîlerin İran'da Istahrâbat şehrinde bin yıldan beri yanmakta olan "ateşgede"leri sönmüş, Sâve (Taberiyye) gölü yere batmış, bin yıldan beri kurumuş olan Semâve deresi'nin suları taşmış, mecûsîlerin büyük bilgini Mûdibân korkunç bir rüya görmüş, Kâbe'deki putların yüz üstü devrildikleri görülmüştü. Gerçekten O'nun doğması ile bütün dünyada hüküm sürmekte olan cehâlet ve küfür ateşi sönmüş, putperestlik yıkılmış, zulmün baskısı son bulmuştur.

Milâddan sonra senesi, Fil Yılı'nda, 12 Rebiülevvel (20 Nisan) pazartesi gecesi sabaha karşı, Mekke'nin doğusunda bulunan "Hâşimoğulları Mahallesi"nde, babasından kendisine mirâs kalan evde doğdu.

Hz. Muhammed (S.A.V.) ne zaman doğdu? Hz. Muhammed doğum tarihi nedir, doğum günü ne zaman? Hz. Muhammed doğduğunda gerçekleşen mucizeler neledir?

--

Münir KaraloğluHz MuhammedHz MuhammedPeygamberPeygamberDoğumDiniGündemYaşamHaberler

Âlemlere rahmet sevgili Peygamberimiz Doğduğunda Gerçekleşen Mucizeler, doğduğu gece olağanüstü olaylar. Risale-i Nurdan Mu&#;cizat-ı Ahmediye bölümü

İslam Peygamberi Hz. Muhammed (S.A.V.) ne zaman doğdu? Hz. Muhammed doğum tarihi nedir, doğum günü ne zaman? Hz. Muhammed doğduğunda gerçekleşen mucizeler nelerdir?

Peygamberimiz ne zaman doğdu?

Rebiülevvel ayının gecesinde, pazartesi gecesi sabaha yakın bir saatte Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)Mekke- i Mükerreme&#;de dünyaya gelmiştir.

Hz. Muhammed (S.A.V.) Mekke&#;de doğdu. 40 yaşında Peygamber oldu. 23 yıllık Peygamberlik hayatının 13 yılı Mekke&#;de, 10 yılı da Medine&#;de geçti. Medine&#;de 63 yaşında vefât etti. İslam dünyasının dini lideri Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)&#;in doğumu ve doğduğunda gerçekleşen mucizevi hadiseler Müslümanlar tarafından merak edilmektedir.

Hicri yılı Nisan ayının 20’sine rastlayan, Rebiulevvel ayının Pazartesi gecesi, sabaha karşı Mekke-i Mükerreme’de dünyaya geldi. Her yıl Rebiulevvel ayının gecesi Müslüman âleminin heyecanla kutladığı Mevlid Kandili idrak edilir.

Mevlid, doğum zamanı demektir. Mevlid Kandili diğer bir adıyla Mevlid-i Nebi, İslam dini Peygamberi ve tüm insanlara ilahi rahmet ve rehber olan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın doğum gecesi anlamına gelir.

Peygamberimiz Doğduğunda Gerçekleşen Mucizeler

Peygamberimizin doğumu sırasında ve doğduktan sonra gerçekleşen mucizeler neler?

Âlemlere rahmet sevgili Peygamberimizin (S.A.V) doğduğu gün ve gece olağanüstü olaylar meydana gelmiştir. Bu olaylardan bazıları şöyledir:

PEYGAMBER EFENDİMİZ DOĞDUĞUNDA GERÇEKLEŞEN 7 MUCİZE

  1. İran hükümdarının Medâyin&#;deki Kisrâ Sarayı sallanmış ve on dört burç (14 Sütunu) çatırdayarak Yıkılmıştır
  2. Mecûsilerin (ateşe tapanların) İstahrabat&#;ta bin yıldır yanmakta olan tapındıkları ateş sönmüştür.
  3. Kâbe’de bulunan putların çoğu baş aşağı yere yıkılmıştır.
  4. Takdis Edilen Meşhur Sâve (Taberiyye) Gölü Bir Anda kurumuştur.
  5. Semâve Vadisi Taşan Seller Altında Kalıp, Suya Gark olmuştur.
  6. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm dünyaya geldiği gece ve geldikten sonraki gecesinde, yıldızların düşmesi çoğalmıştır.
  7. O gece Kâbe’nin yakınında bulunan dedesi Abdulmuttalib’in kulağına gelen bir ses; “Şu anda oğlun Abdullah’dan bir çocuk dünyaya geldi. Onun varlığı âlemlere rahmettir. Çocuğun adını Muhammed koy” denilmiştir.

Muhammed (s.a.s.), göbeği kesilmiş ve sünnet olmuş bir şekilde dünyaya gelmiştir. O gecenin sabahında Medine’de bir Yahudi halka seslenerek: “Bu gece Ahmed’in yıldızı doğmuştur” demiştir.

Yahudiler, ilimler ile O’nun doğacağı günü bile biliyorlardı. Ama Yahudi neslinden değil de Arap kavminden doğduğu için, aralarında “bu vallahi O’dur, son peygamberdir. Ama vallahi iman etmeyeceğim ona” diye konuştular.

* * *

Risale-i Nur&#;da Mu&#;cizat-ı Ahmediye

On Dokuzuncu Mektup /On Altıncı İşaret / Üçüncü Kısım

ÜÇÜNCÜ KISIM:

İrhasattan, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın velâdeti hengâmında vücuda gelen harikalardır ve hâdiselerdir. O hâdiseler, onun velâdetiyle alâkadar bir surette vücuda gelmiş.

Birincisi: Velâdet-i Nebevî gecesinde, hem annesi, hem annesinin yanında bulunan Osman ibni Âs&#;ın annesi, hem Abdurrahman ibni Avf&#;ın annesinin gördükleri azîm bir nurdur ki, üçü de demişler:

&#;Velâdeti ânında biz öyle bir nur gördük ki, o nur maşrık ve mağribi bize aydınlattırdı.&#;

(Kadı Iyâz, eş-Şifâ, ; Ali el-Kari, Şerhu&#;ş-Şifâ, ; Hafâcî, Şerhu&#;ş-Şifâ, ; Ahmedü&#;l-Bennâ es-Sâ&#;âtî, el-Fethü&#;r-Rabbânî, )

İkincisi:

O gece Kâbedeki sanemlerin çoğu baş aşağı düşmüş.

(Süyûtî, el-Hasâisü&#;l-Kübrâ, , ; Beyhakî, Delâilü&#;n-Nübüvve: )

Üçüncüsü: Meşhur Kisrânın eyvânı (yani saray-ı meşhuresi) o gece sallanıp inşikak etmesi ve on dört şerefesinin düşmesidir.

(Ali el-Kari, Şerhu&#;ş-Şifâ, ; Beyhakî, Delâilü&#;n-Nübüvve: ; Ebu Süyûtî, el-Hasâisü&#;l-Kübrâ, , )

Dördüncüsü:

Sava&#;nın takdis edilen küçük denizinin o gecede yere batması

(Kadı Iyâz, eş-Şifâ, ; Ali el-Kari, Şerhu&#;ş-Şifâ, ; Beyhakî, Delâilü&#;n-Nübüvve: ; Ebu Süyûtî, el-Hasâisü&#;l-Kübrâ, )

ve İstahrâbâd&#;da bin senedir daima iş&#;âl edilen, yanan ve sönmeyen, Mecusîlerin mâbud ittihaz ettikleri ateşin, velâdet gecesinde sönmesi.

(Kadı Iyâz, eş-Şifâ, ; Ali el-Kari, Şerhu&#;ş-Şifâ, ; Ali el-Kari el-Mekkî, el-Masnû&#; fî Ma&#;rifeti&#;l-Hadîsi&#;l-Mevzû&#; &#;el-Mevdûâtü&#;s-Suğrâ&#; (tahkik: Ebu Ğudde), s. )

İşte şu üç dört hâdise işarettir ki, o yeni dünyaya gelen zât, ateşperestliği kaldıracak, Fars saltanatının sarayını parçalayacak, izn-i İlâhî ile olmayan şeylerin takdisini men edecektir.

Beşincisi:

Çendan velâdet gecesinde değil, fakat velâdete pek yakın olduğu cihetle, o hâdiseler de irhasat-ı Ahmediyedir ki (a.s.m.), Sûre-i اَلَمْ تَرَكَيْفَ &#;de (Fil Suresi) nass-ı kat&#;î ile beyan edilen Vak&#;a-i Fildir ki, Kâbe&#;yi tahrip etmek için, Ebrehe namında Habeş meliki gelip, fil-i Mahmudî namında cesîm bir fili öne sürüp gelmiş. Mekke&#;ye yakın olduğu vakit fil yürümemiş. Çare bulamamış, dönmüşler. Ebâbil kuşları onları mağlûp etmiş ve perişan etmiş, kaçmışlar. Bu kıssa-i acibe, tarih kitaplarında tafsilen meşhurdur. İşte şu hâdise, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın delâil-i nübüvvetindendir.

Çünkü velâdete pek yakın bir zamanda, kıblesi ve mevlidi ve sevgili vatanı olan Kâbe-i Mükerreme, gaybî ve harika bir surette, Ebrehe&#;nin tahribinden kurtulmuştur.

(İbni Hişâm, es-Siratü&#;n-Nebeviyye, ; İbni Sa&#;d, et-Tabakâtü&#;l-Kübrâ, ; Ebu Nuaym, Delâilü&#;n-Nübüvve, ; İbni Kesîr, el-Bidâye, )

Altıncısı:

Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, küçüklüğünde Halime-i Sa&#;diye&#;nin yanında iken, Halime ve Halime&#;nin zevcinin şehadetleriyle, güneşten rahatsız olmamak için, çok defa üstünde bir bulut parçasının ona gölge ettiğini görmüşler ve halka söylemişler ve o vakıa sıhhatle şöhret bulmuş.

(Kadı Iyâz, eş-Şifâ, ; el-Hafâcî, Şerhu&#;ş-Şifâ, ; Ali el-Kari, Şerhu&#;ş-Şifâ, )

Hem, Şam tarafına on iki yaşında iken gittiği vakit, Bahîra-i Rahibin şehadetiyle, bir parça bulut Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın başına gölge ettiğini görmüş ve göstermiş.

(Kadı Iyâz, eş-Şifâ, ; Ali el-Kari, Şerhu&#;ş-Şifâ, ; Tirmizî, Menâkıb: 3 (Bed&#;i&#;n-Nübüvve); el-Mubârekforî, Tuhfetü&#;l-Ahvezî, no: ; el-Hâkim, el-Müstedrek, ; İbni Hişâm, Siretü&#;n-Nebî, s. )

Hem yine bi&#;setten evvel, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, bir defa Hatice-i Kübrâ&#;nın Meysere ismindeki hizmetkârıyla ticaretten geldiği zaman, Hatice-i Kübrâ, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın başında iki meleğin bulut tarzında gölge ettiklerini görmüş, kendi hizmetkârı olan Meysere&#;ye demiş. Meysere dahi Hatice-i Kübrâ&#;ya demiş: &#;Bütün seferimizde ben öyle görüyordum.&#;

(Kadı Iyâz, eş-Şifâ, ; el-Hafâcî, Şerhu&#;ş-Şifâ, ; Ali el-Kari, Şerhu&#;ş-Şifâ, ; Beyhakî, Delâilü&#;n-Nübüvve: )

Yedincisi:

Nakl-i sahihle sabittir ki,

Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, bi&#;setten evvel bir ağacın altında oturdu. O yer kuru idi, birden yeşillendi. Ağacın dalları, onun başı üzerine eğilip kıvrılarak gölge yapmıştır.

(Kadı Iyâz, eş-Şifâ, ; el-Hafâcî, Şerhu&#;ş-Şifâ, ; Ali el-Kari, Şerhu&#;ş-Şifâ, )

Sekizincisi: Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm ufak iken Ebu Talib&#;in evinde kalıyordu. Ebu Talib, çoluk ve çocuğu ile, onunla beraber yerlerse karınları doyardı. Ne vakit o zât yemekte bulunmazsa, tok olmuyorlardı. Şu hâdise hem meşhurdur, hem kat&#;îdir.

(Kadı Iyâz, eş-Şifâ, ; el-Hafâcî, Şerhu&#;ş-Şifâ, ; Ali el-Kari, Şerhu&#;ş-Şifâ, ; Ebu Nuaym, Delâilü&#;n-Nübüvve, )

Hem Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın küçüklüğünde ona bakan ve hizmet eden Ümmü Eymen demiş: &#;Hiçbir vakit Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm açlık ve susuzluktan şikâyet etmedi &#; ne küçüklüğünde ve ne de büyüklüğünde.&#;

(Kadı Iyâz, eş-Şifâ, ; el-Hafâcî, Şerhu&#;ş-Şifâ, ; Ali el-Kari, Şerhu&#;ş-Şifâ, ; Beyhakî, Delâilü&#;n-Nübüvve: )

Dokuzuncusu:

Murdiası olan Halime-i Sa&#;diye&#;nin malında ve keçilerinin sütünde, kabilesinin hilâfına olarak çok bereketi ve ziyade olmasıdır. Bu vakıa hem meşhurdur, hem kat&#;îdir.

(Es-Sâ&#;âtî, el-Fethü&#;r-Rabbânî, ; el-Heysemî, Mecmeu&#;z-Zevâid, ; Ebu Nuaym, Delâilü&#;n-Nübüvve, ; İbni Kesîr, el-Bidâye ve&#;n-Nihâye, ; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, ; Ali el-Kari, Şerhu&#;ş-Şifâ, ; Hafâci, Şerhu&#;ş-Şifâ, )

Hem sinek onu tâciz etmezdi, onun cesed-i mübarekine ve libasına konmazdı.

(Kadı Iyâz, eş-Şifâ, ; el-Hafâcî, Şerhu&#;ş-Şifâ, ; Ali el-Kari, Şerhu&#;ş-Şifâ, ; Şa&#;rânî, et-Tabakâtü&#;l-Kübrâ, )

Nasıl ki, evlâdından Seyyid Abdülkadir-i Geylânî (k.s.) dahi, ceddinden o hali irsiyet almıştı; sinek ona da konmazdı. (Nebhânî, Câmiu Kerâmâti&#;l-Evliyâ, )

Onuncusu:

Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm dünyaya geldikten sonra, bahusus velâdet gecesinde, yıldızların düşmesinin çoğalmasıdır. (Kaynak: Mecmeu&#;z-Zevâid, ; Beyhakî, Delâilü&#;n-Nübüvve, ; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, ; Halebî, es-Sîretü&#;l-Halebiyye, , ) 

ki, şu hâdise, On Beşinci Sözde kat&#;iyen burhanlarıyla ispat ettiğimiz üzere, şu yıldızların sukutu, şeyâtin ve cinlerin gaybî haberlerden kesilmesine alâmet ve işarettir.

İşte, madem Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm vahiyle dünyaya çıktı; elbette yarım yamalak ve yalanlarla karışık, kâhinlerin ve gaibden haber verenlerin ve cinlerin ihbârâtına sed çekmek lâzımdır ki, vahye bir şüphe iras etmesinler ve vahye benzemesin.

Evet, bi&#;setten evvel kâhinlik çoktu. Kur&#;ân nâzil olduktan sonra onlara hâtime çekti. Hattâ çok kâhinler imana geldiler. Çünkü daha cinler taifesinden olan muhbirlerini bulamadılar. Demek Kur&#;ân hâtime çekmişti. İşte, eski zaman kâhinleri gibi, şimdi de medyumlar suretinde yine bir nevi kâhinlik, Avrupa&#;da, ispritizmacıların içlerinde baş göstermiş. Her ne ise&#;

Elhasıl:

Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın nübüvvetinden evvel nübüvvetini tasdik ettiren ve tasdik eden pek çok vakıalar, pek çok zâtlar zâhir olmuşlar.

Evet, dünyaya mânen reis olacak HAŞİYEve dünyanın mânevî şeklini değiştirecek ve dünyayı âhirete mezraa yapacak ve dünyanın mahlûkatının kıymetlerini ilân edecek ve cin ve inse saadet-i ebediyeye yol gösterecek ve fâni cin ve insi idam-ı ebedîden kurtaracak ve dünyanın hikmet-i hilkatini ve tılsım-ı muğlâkını ve muammâsını açacak ve Hâlık-ı Kâinatın makàsıdını bilecek ve bildirecek ve o Hâlıkı tanıyıp umuma tanıttıracak bir zât, elbette o daha gelmeden herşey, her nevi, her taife onun geleceğini sevecek ve bekleyecek ve hüsn-ü istikbal edecek ve alkışlayacak ve Hâlıkı tarafından bildirilirse o da bildirecek. Nasıl ki, sabık işaretlerde ve misallerde gördük ki, herbir nev-i mahlûkat, onu hüsn-ü istikbal ediyor gibi mu&#;cizâtını gösteriyorlar, mu&#;cize lisanıyla nübüvvetini tasdik ediyorlar.

Haşiye

Evet, Sultan-ı Levlâke Levlâk, öyle bir reistir ki, bin üç yüz elli senedir saltanatı devam ediyor. Birinci asırdan sonra her bir asırda lâakal üç yüz elli milyon tebaası ve raiyeti vardır. Küre-i arzın yarısını bayrağı altına almış; ve tebaası kemâl-i teslimiyetle ona her gün salât ü selâmla tecdid-i biat ederek emirlerine itaat ederler.

PEYGAMBER EFENDİMİZİN DÜNYAYA TEŞRİFLERİ SIRASINDA MEYDANA GELEN HÂRİKÂ HÂDİSELER NELERDİR?

Kâinatta en büyük hâdise hiç şüphe yok ki, Kâinatın Efendisi Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.m.)'in dünyaya teşrifleri hâdisesidir. Çünkü, hilkat ağacının çekirdeği odur. Kâdir-i Zülcelâl, onun gelişini takdir etmemiş olsaydı, kâinat da insan da olmayacaktı. Dolayısıyla imtihan dünyasının kapısı da açılmayacaktı. 

"Şu gördüğün büyük âleme büyük bir kitap nazarıyla bakılırsa, Nûr-u Muhammedî (a.s.m.) o kitabın kâtibinin kaleminin mürekkebidir: Eğer o âlem-i kebir, bir şecere tahayyül edilirse, Nur-u Muhammedî hem çekirdeği, hem semeresi [meyvesi] olur. Eğer dünya mücessem bir zîhayat farzedilirse, o nur onun ruhu olur. Eğer büyük bir insan tasavvur edilirse, o nur onun aklı olur."

İşte, "Sen olmasaydın, ey Habîbim, felekleri [kâinatı] yaratmazdım" kudsî hadisi , bu sırra işaret etmektedir.

Ayrıca, Efendimizin risâleti diğer peygamberler gibi hususî değil, umumi ve cihanşümûldür. Buna binâen elbette dünyaya teşrifleri esnasında birtakım hârikâ hâdiseler vücuda gelecekti. Ve bu hâdiseler akıl ve basîret sahiplerini düşünceye sevkedecekti.

Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (asm)'in dünyaya teşrifleri esnasında belli başlı şu hârikâ hâdiseler meydana geldi :

1) Teşrif Ettikleri Gece Bir Yıldız Doğdu.

Yahudîler arasında birçok âlim vardı. Bunlar, kitaplarında Allah Resûlünün geleceğini görüp, öğrenmişlerdi. Yıldızlardan hüküm çıkarmada da usta sayılırlardı. Efendimizin doğumu gecesinde bir yıldız parlamış ve Yahudî âlimler bu yıldızdan Ahirzaman Peygamberinin dünyaya teşrif ettiklerini anlamışlardı.

Resûl-i Zîşan (asm)'ın meşhur şâiri Hassan bin Sâbit (r.a.) bu hususu şöyle anlatmıştır:

"Ben sekiz yaşlarında var yoktum. Biliyorum, bir sabah vakti, Yahudînin biri 'Hey Yahudîler!' diye çığlık atarak koşuyordu. Yahudîler, 'Ne var, ne yırtınıyorsun?' diyerek adamın başına üşüştüler. Yahudî şöyle haykırıyordu:

"'Haberiniz olsun, Ahmed'in yıldızı bu gece doğdu. Ahmed bu gece dünyaya geldi."' 1

İbni Sa'd'ın naklettiği konu ile ilgili bir rivâyette ise şöyle denilmektedir:

"Mekke'de oturan bir Yahudî vardı. Allah Resûlünün doğdukları gecenin sabahı Kureyşlilerin karşısına çıktı ve sordu:

"'Bu gece kabilenizden bir oğlan çocuk doğdu mu?'

Kureyşliler, 'Bilmiyoruz' cevabını verince, adam sözlerine devam etti:

"'Varın, gidin, soruşturun, arayın; bu ümmetin peygamberi bu gece doğdu. Sırtında alâmeti var.'"

Kureyşliler varıp soruşturdular ve gelip Yahudîye haber verdiler:

'Bu gece Abdullah'ın bir oğlu dünyaya geldi, sırtında bir nişan var.'"

Yahudî gidip peygamberlik alâmetini gördü. Ve aklını kaybetmişçesine şöyle haykırdı:

"'Peygamberlik artık İsrâiloğullarından gitti. Kureyşlilere öyle bir devlet gelecek ki, haberi doğudan batıya kadar ulaşacaktır.'" 2

Demek gökkubbe pırıl pırıl yıldız kandilleriyle Resûl-i Kibriya Efendimizin gelişini alkışlıyordu.

2) Medâyin'deki Kisrâ Sarayından On Dört Burç Çatırdayarak Yıkıldı.

Kâinatın Efendisinin doğduğu geceydi Saatler, doğum anlarını gösteriyordu. Derin bir uykuya dalan Medâyin şehri korkunç bir çatırdı ve gürültü sesiyle uyandı. Hükümdarla birlikte halk da heyecan içinde yataklarından fırladı. Manzara korkunçtu ve telaş verici idi. Hükümdar Sarayının o sapa sağlam burçlarından on dördü çatırdayarak yıkılıvermişti.

Geceyi korkular içinde geçiren Kisrâ sabaha çıkar çıkmaz memleketinin dinî reislerini derhal bir toplantıya çağırdı. Toplantıda, cereyan eden hâdisenin neyin nesi olduğunu görüşeceklerdi.

Kisrâ tacını giymiş tahtına oturmuştu. Henüz müzakereye başlamamışlardı ki, doludizgin yaklaşan bir atlı, elinde bir mektup getirdi. Mektupta, İstahrabat'ta binlerce seneden beri ışıl ışıl yanan ateşlerinin söndüğü haber veriliyordu. Bu haber, Kisrâ'nın korku ve heyecanını daha da arttırdı. Bu sırada toplantıda bulunan İran başkadısı Mûbezan söz alarak gördüğü bir rüyâyı anlattı:

"Gördüm ki yüzlerce kükremiş deve, önlerine şaha kalkmış Arap atları olduğu halde Dicle suyunu geçti ve İran topraklarına yayıldılar."

Kisrâ, doğru sözlü, bilgili ve adaletli Mûbezan'ın bu rüyâsını da mânâlı buldu. Sinirleri fazlasıyla gerilmişti. Bu muammayı çözmek istiyordu. Bilgisine ve irfânına güvendiği Mûbezan'a sordu:

"Peki, bu neye işâret olabilir?"

Başkadının cevabı kısa ve öz oldu:

"Araplar tarafından çok önemli bir şeyler olacağına işâret olabilir."

Kisrâ, bunun üzerine derhal Hîre Valisi Numan bin Münzir'e bir mektup yazdı. Mektupta, "Bana orada bulunan âlimlerden, suallerime cevap verebilecek kudrette biri varsa gönder!"diyordu.

Mektubu alan Numan, işin ciddiyetini anladı ve derhal Abdü'l-Mesîh bin Amr adında bir bilgini Medayin'e gönderdi. Gelen âlimi hükümdar derhal huzura kabul etti. Cereyan eden hâdiseleri anlattıktan sonra, kendisinden bu hususta bilgi istedi. Abdü'l-Mesih, Kisrâ'ya hâdiseler hakkında bir bilgi veremeyeceğini söyledi ve ilâve etti: "Şam yakınında Câbiye'de oturan dayım Satîh'de bunlara cevap verecek bilgi vardır."

Bunun üzerine Kisrâ, Abdü'l-Mesîh'i gidip Satîh'ten hâdiseler hakkında bilgi almak üzere vazifelendirdi.

Meşhur Şam kâhini Satîh kemiksiz, âdetâ âzâsız bir vücud, yüzü göğsü içinde bir acûbe-i hilkat ve çok yaşlı bir kâhindi. Dâimâ sırt üstü yatardı. Bir yere götürülmek istendiği zaman bohça gibi katlanırdı. Gaipten verdiği doğru haberler, o zamanın insanları arasında meşhurdu.

Abdü'l-Mesîh, dağ taş demeden yol alarak dayısı Satîh'in yanına vardı. O sırada Satîh, hayatının son anlarını yaşıyordu. Şiddetli hastalık içinde kıvranıyordu. Hastalığın şiddeti dudaklarından konuşma kudretini de alıp götürmüştü ki, gelen adamın ne selâmın alabildi ve ne de konuşabildi.

Fakat, Abdü'l-Mesîh olup bitenleri anlatınca iş birden değişiverdi. Ölüm döşeğinde ecelle pençeleşen Satîh gözlerini birden açtı ve sanki kabir kapısına değil, dünya evinin kapısına yeni ayak basacakmış gibi canlanarak heyecan içinde haykırdı:

"Ey Abdü'l-Mesîh! İlâhi vahyin okunması çoğalacak. Asâ'nın sahibi peygamber olarak gönderildi. Semâve Vadisini su bastı, Farsların ateşi söndü. Artık Şam da Şam değil, Satîh için. Şunu iyi bil ki, zaman üzerinde hükmü geçerli olan mutlak Hâkim, böyle istedi ve gelen peygamberle nebîlik ipinin iki ucunu düğümledi."

Derin bir nefes çektikten sonra da ilâve etti:

"Sasanîlerden, yıkılan burç sayısınca hükümdar gelecek ve sonra hüküm yerini bulacaktır."3

Bu cümleler, Satîh'in dudaklarından dökülen son sözler oldu. Sanki bu gerçeği dile getirmek için bekleyip durmuştu. Sözlerini bitirir bitirmez gözlerini kapadı ve ruhunu Yüce Allah'a teslim etti.

Meşhur kâhin Satîh, bu sözleriyle açıkça Âhir Zaman Peygamberinin dünyaya gelmiş olduğunu haber veriyordu. O âna kadar bir benzeri görülmemiş bu hâdise, dünyaya o gece şeref veren zâtın beraberinde getirdiği sönmez nûr ile Mazdeizmin4 karanlık inancı içinde kıvranan İran saltanatını ortadan kaldıracağına işaretti. Nitekim, tarih buna şahid oldu ve hâdiseler Satîh'in haber verdiği gibi cereyan etti: İran Devleti, 67 yıl süren on dört hükümdarın idaresinden sonra, Kadisiyye'de Hâtemü'l-Enbiyânın ordusu tarafından İslâm topraklarına katıldı.

3) Kâbe'nin İçini Karanlık ve Kirlere Boğan Putların Pekçoğu Başaşağı Yıkıldı:

Kureyş müşrikleri, yeryüzünde Allah'ın tek ma'bud oluşunun içinde ve üstünde ilk olarak abideleştiği Kâbe'yi putlarla karanlıklara boğmuşlardı. Ne var ki, henüz Tevhid temsilcisi Resûl-i Kibriyânın dünyaya gözlerini açması karşısında bile, çoğu yerlerine kurşun ile perçinlenmiş bu putlar, hâdisenin azametine dayanamayarak yerlere yıkılıverdiler.

Bu hâdisenin ifâde ettiği mânâ büyüktü: Dünyaya teşrif eden bu Zât, kendisine verilecek vazife gereği kapkaranlık şirk inancını ortadan kaldıracaktır. Gönüllerde pâk, nezih ve saâdet dolu Tevhid inancını bayraklaştıracaktır.

Dünya buna şâhid oldu. O Resûl-i Zîşan, kısa zamanda Kâbe'yi cansız putlardan temizlediği gibi, gönüllerdeki putları da İslâm îmânı ile yok ediverdi.

4) İstahrabat'ta Bin Seneden Beri Yanmakta Olan Mecûsîlerin Kocaman Ateş Yığınları Bir Anda Sönüverdi.

Mecûsiler bu ateş yığınını kendilerine ilâh kabul etmişlerdi. Efendimizin dünyaya teşrifleri ile birlikte bu kocaman ateş, sanki okyanusların istilâsına uğramış basit bir ateşmiş gibi sönüverdi.

Demek ki, gelen zât, putperestlik gibi, ateşperestliği de bir çırpıda ortadan kaldıracak ve yeryüzünü Tevhid meş'alesiyle aydınlatacaktı.

5) Takdis Edilen Meşhur Sâve (Taberiyye) Gölü Bir Anda Kuruyuverdi.

Bu da, gelen zâtın, Allah'ın izni ile olmayan şeylerin takdis edilmesini yasaklayacağının ifâdesi idi.

6) Dünyaya Teşrifleri Ânında, Şark ve Garbı Küçük Bir Oda Gibi Aydınlatan Bir Nur Görüldü.

Demek ki, dünyaya gelen zâtın tebliğ edeceği din, şark ve garbı bütün ihtişamıyla kucaklayacak, insanlığın beşte birini şefkadi sînesinde terbiye edip okşayacaktı.

7) Semâve Vadisi Taşan Seller Altında Kalıp, Suya Gark Oldu.

Resûl-i Kibriya Efendimizin dünyaya gözlerini açtıkları geceydi. Taşan seller Semâve Vadisi ve Semâve şehrini sular altında bıraktı. Şehir halkı, dehşet içinde kalarak, çareyi dağlara ve tepelere sığınmakta buldu. Sonra da bir mektup yazarak durumu Kisrâ'ya bildirdiler ve kendisinden yiyecek ve içecek yardımı istediler.

8) Gök Kubbeden Salkım Salkım Yıldızlar Döküldü:

Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (asm)'in dünyaya teşrifleri gecesinde hazan yaprağı gibi gök kubbeden yıldızlar döküldü.5 Bu hâdise de şuna işâret ediyordu: Bundan böyle şeytan ve cinlerin gökten haber almaları son bulmuştur. 

"Madem Resûl-i Ekrem Aleyhisselâtü Vesselâm vahiy ile dünyaya çıktı, elbette yarım yamalak ve yalanlar ile karışık, kâhinlerin ve gâipten haber verenlerin ve cinlerin ihbarâtına (haberlerine) set çekmek lâzımdır ki, vahye bir şüphe irâs etmesinler ve vahye benzemesin. Evet, bi'setten evvel kâhinlik çoktu. Kur'ân, nazil olduktan sonra onlara hâtime çekti. Hattâ çok kâhinler îmâna geldiler. Çünkü, daha cinler tâifesinden olan muhbirlerini bulamadılar."6

O âna kadar görülmemiş bu hâdiselerin Resûl-i Ekrem (asm)'in doğumu sırasında meydana gelmeleri elbette tesadüfi değildi. Ezelî kudretin kader kaleminin tayin ve tesbitiyle vücuda geliyorlardı. Ve dünyaya Âhir Zaman Peygamberi Hazret-i Muhammed (a.s.m.)'in zuhurunu haber veriyorlardı.

İlave bilgi için tıklayınız:

- Peygamberimizin doğumuyla ilgili harikuladelikler uydurma mıdır?

Dipnotlar:

1. Kastalanî, Mevâbibü'l-Ledünniye: 1/
2. Tabakât, 1/
3. Taberî, 2/
4. Mezdek (Mazdek) adında birinin kurduğu eski İran'da bir dinî mezheptir. Zerdüşt tarafından vaz'edilen Maniheizmin ıslah edilmiş bir şekli olarak gören ve kabul edenler de vardır. Bu mezhebin bilinen belli başlı hususiyeti, mülkte ve kadınlarda iştirakı kabul etmesidir. Bunun yanında, zühdle ilgili olarak, hayvanları öldürmek ve etini yemek de bu mezhebin yasakladığı şeyler arasındadır. (İslâm Ansiklopedisi: 8/)
5. Taberî, 2/; Kaâdı İyaz, Şifâ, 1/; Bediüzzaman Said Nursî, Mektubât, s
6. Bediüzzaman Said Nursî, Mektubât, s

Peygamber Efendimizin doğumu sırasında gerçekleşen mucizeler

Kudsi hadiste Allah, "Sen olmasaydın ya Muhammed âlemleri yaratmazdım" buyruluyor. Kâinatta en büyük hadise, Yüce Allah'ın habibim dediği Hz. Muhammed'in dünyaya teşrifleridir. Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz ne zaman doğdu? Peygamberimizin doğumu sırasına gerçekleşen mucizeler neler?

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:

PEYGAMBER EFENDİMİZİN DOĞUMU

PEYGAMBER EFENDİMİZİN DOĞUMU
FİL VAKASI NEDİR?
HZ. PEYGAMBERİN SOYU

PEYGAMBERİMİZİN DOĞUMU SIRASINDA MEYDANA GELEN MUCİZELER

PEYGAMBERİMİZİN DOĞUMU SIRASINDA MEYDANA GELEN MUCİZELER

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası