camilerin toplumsal açıdan önemi nedir / Camilerin toplumsal açıdan önemi ile ilgili bir araştırma yapınız. - Forum Sayfa Cevapları

Camilerin Toplumsal Açıdan Önemi Nedir

camilerin toplumsal açıdan önemi nedir

“Camilerin toplumsal açıdan önemi nedir? Belirtiniz.” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

Camilerin toplumsal açıdan önemi nedir? Belirtiniz.

Camilerin toplumsal açıdan önemi nedir? Belirtiniz.

  • Cevap: Camiler, Müslümanların birlikte ibadet ettikleri özel mekanlardır.  Camiler, İslamiyet&#;in icaplarını, emir ve yasaklarını öğretmek ve bunlara uyulmasını sağlamak için de kullanılır. Camide beraberce yapılan ibadet, yalnız başına yapılandan daha kıymetli ve daha sevaptır. Camiler, insanların birlik ve beraberliğinin sağlanması adına çok önemlidir. Zengin-fakir, öğretmen-çöpçü ve daha birçok farklı özellikteki insanlar aynı safta namaza dururlar. İnsanlar arasında ayrım kalmaz ve bunun sonucunda toplumda huzur ve barış ortamı oluşur.

“6. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Cevapları Gün Yayınları Sayfa 59” ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Ders Kitabı Cevapları

1 T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ CAMİLERİN TOPLUMSAL KİMLİK VE DEĞERLERİN OLUŞMASINDAKİ ROLÜ Şuayip KURNAZ Danışman Yrd. Doç. Dr. Şükrü KEYİFLİ İZMİR

2

3 YEMİN METNİ Yüksek Lisans Tezi olarak sunduğum Camilerin Toplumsal Kimlik ve Değerlerin Oluşmasındaki Rolü adlı çalışmanın, tarafımdan, akademik kurallara ve etik değerlere uygun olarak yazıldığını ve yararlandığım eserlerin kaynakçada gösterilenlerden oluştuğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanılmış olduğunu belirtir ve bunu onurumla doğrularım. Tarih// Şuayip KURNAZ imza iii

4 ÖZET Yüksek Lisans Tezi Camilerin Toplumsal Kimlik ve Değerlerin Oluşmasındaki Rolü Şuayip KURNAZ Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Felsefe ve Din Bilimleri Programı Bu tez çalışmasının temel problemi, Camilerin toplumsal kimliğin ve değerlerin oluşmasındaki rolünü, bireysel ve toplumsal kimliğin kazanılmasında, değerlerin oluşmasında, korunması ve aktarılmasında yaygın din eğitiminin-yaygın din eğitimi kurumu olarak camilerin-fonksiyonlarını araştırmaktır. Çalışmamızın temel kavramları; Yaygın din eğitimi, Kimlik ve Değerdir dir. Bunun yanında, bu kavramların ilişkili olduğu başka birtakım kavramlarda ele alınmıştır. Örneğin, eğitim, öğretim, din eğitimi, din öğretimi, cami eğitimi, vb. Araştırmanın konusu, amaç ve önemi, yöntem ve sınırlılıkları belirtildikten sonra, tezimizde kullandığımız temek kavramlar açıklanmıştır. Sonraki aşamada konuyla ilgili yapılmış çalışmalar zikredilmiş, kimlik, toplumsal kimlik kavramı ve camilerin fonksiyonlarıyla ilgili bilgiler verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Yaygın Din Eğitimi, Kimlik, Değer. iv

5 ABSTRACT Master s Thesis The role of This Social identity andvalues of mosques Şuayip KURNAZ Dokuz Eylül University Graduate School of Social Sciences Department of Philosophy and Religion Sciences Philosophy and Religion Sciences Program This is the basic thesis of this social problem, individual identity and values, the role of mosques and social identity in the creation, preservation and transfer of common values, political, religion education-investigate the functions of mosques as the common religious education Institute-. The renewed basic concepts; "Common religious education, identity and Value". In addition, some of these concepts are associated with other matters. For example, training, education, religious education, religious education, training, and so on, mosques. The importance of the subject, purpose and method of the research, and describes the basic concepts we use after you specify limitations in this work. The next stage involves the concept of identity, social identity and provides information about the functions of mosques. Keywords: Common Religious Education, İdentity, And Value. v

6 CAMİLERİN TOPLUMSAL KİMLİK VE DEĞERLERİN OLUŞMASINDAKİ ROLÜ İÇİNDEKİLER TEZ ONAY SAYFASI YEMİN METNİ ÖZET ABSTRACT İÇİNDEKİLER KISALTMALAR ii iii iv v vi viii GİRİŞ 1 BİRİNCİ BÖLÜM TEMEL KAVRAMLAR VE KONUYLA İLGİLİ YAPILMIŞ ÇALIŞMALAR EĞİTİM ÖĞRETİM DİN EĞİTİMİ DİN ÖĞRETİMİ CAMİ EĞİTİMİ DEĞER VE DEĞER ÇEŞİTLERİ Değer Çeşitleri TOPLUMSAL DEĞERLER DEĞER EĞİTİMİ YAYGIN DİN EĞİTİMİ KONUYLA İLGİLİ YAPILMIŞ ÇALIŞMALAR 23 İKİNCİ BÖLÜM KİMLİK ÇEŞİTLERİ VE TOPLUMSAL KİMLİK KİMLİK KAVRAMI KİMLİĞİN OLUŞUMU 27 vi

7 KMİLİĞİ OLUŞTURAN UNSURLAR TOPLUMSAL KİMLİK TOPLUMSAL KİMLİĞİN OLUŞUMUNA KATKI SAĞLAYAN SÜREÇLER 33 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TOPLUMSAL KİMLİĞİN VE DEĞERLERİN OLUŞUMUNA ETKİ EDEN YAYGIN DİN EĞİTİMİ KURUMU OLARAK CAMİLER, FONKSİYONLARI VE CAMİ MERKEZLİ DİN EĞİTİM FAALİYETLERİ CAMİ VE MESCİD KAVRAMI CAMİLERİN FONKSİYONLARI Camilerin Dini Fonksiyonları Camilerin Eğitim Fonksiyonu Camilerin Toplumsal Kimliğin Oluşumundaki Fonksiyonları Camilerin Sosyal Fonksiyonları Camilerin Kültürel Fonksiyonları DEĞERLERİN VE TOPLUMSAL KİMLİĞİN OLUŞUMUNDA ETKİLİ OLAN CAMİ MERKEZLİ EĞİTSEL SÜREÇLER Cami İçi Eğitim Faaliyetleri Hutbeler Vaazlar Yaz Kur an Kursları Cami Dersleri CAMİ DIŞI EĞİTİM FAALİYETLERİ Yapılanmış Sohbetler Yapılanmamış Sohbetler Dini Tören ve Merasimler 68 SONUÇ 70 KAYNAKÇA Hata! Yer işareti tanımlanmamış. vii

8 KISALTMALAR AÜİFD Bkz. çev. DİA DİB İSAM : Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi : Bakınız : Çeviren : Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi : Diyanet İşleri Başkanlığı : İslam Araştırmaları Merkezi s. : Sayfa ss. TDV Yay. y.y. : Sayfadan sayfaya : Türkiye Diyanet Vakfı : Yayınları, Yayınevi : Yüzyıl viii

9 GİRİŞ Din, toplumsal hayatın vazgeçilmez bir unsuru olarak insanlık var olduğundan beri varlığını devam ettiren bir olgudur. İslam nazarından bakıldığında yeryüzüne gönderilen ilk insanın aynı zamanda peygamber oluşu bu olgunun insanlıkla yaşıt olduğunu gösterir. Toplumsal hayatın olmazsa olmazı olan din ile toplum arasında karşılıklı bir etkileşim söz konusudur. Zaman zaman din toplumu, zaman zaman da toplum dini etkilemiştir. Ancak, küreselleşmenin etkisiyle adeta dünyanın bile köy haline geldiği, teknoloji çağını yaşayan günümüz toplumları üzerinde dinin etkisi her geçen gün artmaktadır. Bu artışın altında da sığınma, kendini güvende hissetme, korunma gibi son derece insani duyguların yer aldığı bilinen bir gerçektir. Ayrıca dinin muhataplarına kazandırdığı ahlaki ilke ve değerler, hem bireye hem de içinde bulunduğu topluma kazandırdığı kimlik, geliştikçe güvensizleşen, çoğaldıkça yalnızlaşan, bunalımlara sürüklenen toplumlar için istikrarı temin eden bir sorun çözücü olarak karşımızda durmaktadır. İşte bu gerekçelerle dinin ve dolayısıyla dinin toplumsal hayattaki kurumsal adresi olan camilerin toplumsal hayata olan katkılarını, geçmişten günümüze icra ettiği fonksiyonları ele almaya çalıştık. Nüzulünden itibaren İslam toplumuna değer aşılayan, cehalet çağını yaşayan insanları saadet asrının mutlu bireyleri haline getiren, tavrıyla, tutumuyla, fiziksel görünümüyle muhataplarını diğerlerinden farklı olmaya davet eden Hz. Peygamberin toplumsal hayatın merkezine yerleştirdiği camiler, her ne kadar geçmişten devraldığı bu mirasın tamamına sahip çıkamasa da halen toplumsal hayatı ayakta tutan merkezlerdir. Hayatın kişisel ve toplumsal sorunları karşısında insanın sığınabileceği en büyük güç dindir. Din, bireyin aşkın varlığa inanıp teslim olmasını isteyerek, varoluşa bir değer ve anlam kazandırmakta; aklı ikna edici bir dünya görüşü ve bir yaşam tarzı sunarak insanı sonsuzluk alanına yerleştirmektedir. Herhangi bir dine inanmayan bazı ateistlerin bile korkutucu tehlike ve aşırı bir sıkıntı ile baş başa 1

10 kaldıklarında refleks halinde yaratıcıyı anan sözler söylemeleri, bu gerçeği doğrulamaktadır. 1 Kimlik ya da kişilik duygusuna sahip olma, insan için bir fıtri bir ihtiyaçtır. Ancak bu ihtiyaç, doğuştan itibaren kendiliğinden karşılanmaz. Birey, zihinsel açıdan ne kadar yüksek potansiyele sahip olsa da ileriki hayatında davranışlarına yön veren kişiliğinin gelişimi, irsiyet, aile, arkadaşlık, meslek, ekonomik şartlar, dünya görüşü, inanç ve değerler gibi çeşitli sosyo-kültürel faktörlere bağlıdır. Bu faktörler içerisinde dinin önemli bir yeri vardır. İslam dininin temelini oluşturan Allah inancı ve dini ibadetler, kişiliği ve iradeyi geliştirici bir özelliğe sahiptir. Allah inancı ile hayatını anlamlandıran ve davranışlarını kontrol altında tutabilen bir insan, düzenli ibadet alışkanlığı ile saygı, güven, merhamet ve yardımseverlik gibi duygularını geliştirmektedir. Namaz kılarken rükuda eğilmek ya da secdede yere kapanmak, insana alçakgönüllülük ve mütevazilik gibi meziyetler kazandırmaktadır. Oruçla kin, öfke ve nefret duyguları kontrol altında tutularak nefsin istekleri karşısında dayanma gücü elde edilir. Zekat ve sadakayla bencillik ve cimrilik duyguları dizginlenmekte, yardımlaşma ve diğerkamlık hisleri canlı tutulmaktadır. 2 Din insanlık tarihinin başlangıcından beri, toplumların dünya kurma girişimlerinde önemli bir rol oynamıştır. Farklı isimlerle de olsa tarihin her döneminde varlığını koruyan din, insanlığın doğal akışını daima etkilemiş ve etkilemeye de devam etmektedir. 3 İnsanlıkla yaşıt bir kurum olan, toplumsal hayatın dizaynını etkileyen din, toplumu ayakta tutan diğer kurumlar gibi sosyal hayatın olmazsa olmazları arasında yer alan sosyal bir olgudur. Değişim ve gelişim açısından dinin rolüne değinen MaxWeber, toplumsal yapıya şekil ve ruh kazandıran en önemli unsurun din olduğunu savunmuştur. Dinin sosyal kurumları yasallaştırıcı gücü, günlük hayatla ilgili meseleleri kuşatıcı bir yasa ile bütünleştirme boyutuna sahiptir. Bu yüzden tarihin pek çok döneminde dinsel nitelikli dünya görüşlerinin egemen olduğu görülmüştür. 4 Dine bağlı değerler ve ahlak anlayışı, bir toplumu ayakta tutan soyut direklerdir. Bu direklerden yoksun 1 Hüseyin Yılmaz, Din Eğitimi ve Sosyal Barış, İnsan Yayınları, İstanbul, , (Sosyal Barış) s Yılmaz,Sosyal Barış, ss Yılmaz, Sosyal Barış, s Yılmaz, Sosyal Barış, s

11 olan toplumlar, hem olumsuz bir takım değişimlere ve dış etkilere açık hale gelirler hem de direnme güçlerini kaybederler. Kur an kıssalarında geçmiş toplumların helakinin dinden uzaklaşmaya bağlanması konunun bu yönüne dikkatimizi çekmektedir. Din varlığı ile bir etki gücüne sahip olduğu gibi yokluğu ile de etki gücüne sahiptir. Hayatlarında dini barındıran toplumların bu sosyal olgudan olumlu manada faydalandıkları din ile çatışma içerisine giren toplumların ise uzun süre ayakta kalamadıkları tarihsel bir gerçektir. 5 Parçaları bir araya toplayan, bir şeyin bir kısmını diğer kısmına katan, uzlaştıran ve barıştıran anlamlarına gelen cami de dinin en temel kurumsal yapısı olarak toplumda ortak bir şuurun oluşmasına önemli katkılar sağlayan bir müessesedir. Cami, toplumun her kesiminden insanın herhangi bir ayırıma gitmeden bir araya geldikleri, kaynaştıkları, aynı heyecanları yaşadıkları, kardeşlik, birlik ve beraberlik duygularının doruk noktasına ulaştığı kutsal bir mekandır. Bu yüzden İslâm&#;da cami özel bir konuma sahiptir. Hz. Peygamber&#;den günümüze kadar bu yönünü hep muhafaza etmiştir. 6 Ülkemizin inanç yapısının temelini oluşturan İslam dini, asırlarca sosyal kuralları düzenleyici bir rol oynamıştır. Günümüzde siyasi, içtimai, iktisadi ve eğitim gibi pek çok alanda İslam dininin izleriyle karşılaşılır. Dinsel hayatla belli bir yakınlığı olmayanların yaşantılarında bile dinin etkisi hissedilmektedir. Nikah, defin, hatim ve mevlid törenleri, Ramazan ve kurban bayramı kutlamaları, hasta ziyaretleri, zekat ve sadaka gibi insanları birbirine yakınlaştıran gelenekler, dindar olsun olmasın, Türk toplumunda büyük bir kesimin ilgi gösterdiği temeli dine dayalı sosyal aktivitelerdir. 7 Temeli dine dayanan ve toplumu oluşturan bireylerin tamamını doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen bu aktivitelerin merkezi de hiç şüphesiz camilerdir. Tarihsel süreç içerisinde ibadethane olmanın yanında çok farklı fonksiyonları yerine getiren camilerin, günümüzde sahip olduğu fonksiyonları kaybettiği, günde beş vakit namaz kılınan tek boyutlu mekanlar haline geldiği dile getirilmektedir. Ancak dinin kurumsal merkezi olan camiler hem günde beş vakit kılınan namazlarla toplumsal hayata katkı sunmakta, bünyesinde icra edilen dini 5 Şükrü Keyifli, Yaz Kur!an Kursları Öğretici El Kitabı, Tibyan Yayınları, İzmir, , (El Kitabı), s Diyanet Dergisi, ( ) 7 Yılmaz, Sosyal Barış, s

12 tören ve merasimlerle müminlerin dini düşünce ve davranışlarına katkı sağlamaktadır. Aynı zamanda yaygın din eğitiminin merkezi olan camiler, inananlara ve inananlar topluluğuna kimlik kazandıran, toplumun sahip olduğu değerlerin korunmasını, aktarılmasını sağlayan mekânlardır. Kurulduğu günden itibaren Müslümanların yaşamında önemli bir yere sahip olan camiler, bugün de aynı konumlarını muhafaza etmektedirler. Günümüzde camiler, öncelikle ibadet yeri olma özelliğine sahiptirler. Milyonlarca insan beş vakit namaz, cuma namazı, bayram ve teravih namazlarında ibadet maksadıyla camilere gelmektedirler. Ayrıca mevlit programlarında ve ramazanlarda okunan mukabelelerde camiler dolup taşmaktadır. Camiler ibadet yeri olma özelliğinin yanında, din eğitiminin temel bahisleri olan iman, ibadet, ahlâk gibi konularda eğitim yapılan birer yaygın eğitim kurumudur. Camilerde her yaş ve seviyedeki insanımız dinî konularda bilgilendirilmekte, aydınlatılmakta ve okullarda öğrendikleri dinî bilgiler pekiştirilmektedir. Akşam kursları ve yaz aylarında açılan yaz Kur&#;an kursları yaygın din eğitimi adı altında camilerde yürütülen din eğitimi etkinlikleridir. Yaygın din eğitimi yetişkinlere ve okul dışındakilere dinî bilgiler kazandırmak ve dinî anlayışlarını geliştirerek hayatın dinî boyutunu yorumlamalarına yardımcı olmak amacıyla yürütülen, planlı, programlı ve örgütlü bir din eğitimi çabasıdır. Camiler birer yaygın din eğitimi kurumu olduğundan buralarda verilen hutbe ve vaazların, Kur&#;an-ı Kerim ve dinî bilgiler öğretiminin önemi bir kat daha artmaktadır. İslâm birlik ve tevhid dinidir. Tevhid inancı en mükemmel ve ideal bir sosyal kaynaşma, kenetlenme, birleşme ve bütünleşme prensibidir. İşte camiler İslâm&#;ın özünde yer alan bu birlik ve beraberlik ruhunun insanlara kazandırıldığı, insanların birbirleriyle kaynaştığı ve toplumsal dayanışmanın temellerinin atıldığı kutsal mekânlardır. Camiler İslam ın ilköğretim kurumlarıdır. Her ne kadar bir örgün eğitim kurumu olmasalar da yapı ve tasarımı itibariyle algı eğitimi yapan kurumlardır. Bu algı kutsalın algısıdır. Camiler hem dini mekânlar olmaları hem buralarda daha çok din ile ilgili konuların gündeme gelmesi bakımından hem de mimarileri ve tezyinatları itibariyle dini eğitim ortamları olarak değerlendirilebilir. Camiye giren kişilerin birçok dini sembole karşılaşmaları onlarda, dini öğrenme bakımından bir hazır bulunuşluk meydana getirebilir. Çoğu camide var olan hat yazıları, 4

13 Kaberesimleri, mihrap, kürsü, minber, Kur anı Kerimler, Kur an okumak için yapılmış rahleler, tesbih ve takkelerin, her biri dini sembolik değeri olan nesnelerdir. Bu eşya ve semboller, camiye gelen insanlarda, inanç, ibadet ve ahlaka dair hususlarda çağrışımlara, pekiştirmelere neden olmaktadır. Aynı zamanda cami içerisinde ibadet, ahlak ve inanç öğrenme alanlarının hepsine ilişkin tecrübeleri hem gözlemleme hem de uygulama imkanı vardır. 8 Camilerde cemaatle kılınan günlük namazlar ve toplu halde kılınan Cuma, teravih ve bayram namazları gibi öbür toplu ibadetler, imamın arkasında ve onun önderliğinde bir tek Allah&#;a kulluk için saflar halinde toplanmış bulunan ve her türlü mesleki, sosyal, kültürel statü farkları ve imtiyazları bir kenara bırakarak kenetlenen ve yek vücut olan bir toplumsal kaynaşma ve bütünleşmenin en canlı örnekleridirler. Bugün ülkemizde yaklaşık olarak cami bulunmaktadır. Ülkemiz il, ilçe, kasaba, köy ve en ücra köşelerine varıncaya kadar cami ağıyla örülmüş bulunmaktadır. Bu durum camilerin eskiden olduğu gibi günümüzde de yerleşim merkezlerinde önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir. 9 Birbirinden farklı kültür ve inançların birlikte yaşamaya başladığı günümüz dünyasında diyalog ve hoşgörü faaliyetlerine (!) rağmen değer ve kimlik merkezli çatışmalar da yaşanmaya devam etmektedir. Çatışmaların kimlik ve değer olarak benimsenen semboller üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Avrupa ülkelerinde Cami ve minare yapılmasının yasaklanması yapısal anlamda, sektörel anlamda bir yasak olmaktan öte cami ve minarenin sembolize ettiği kimlik ve değerlere karşı oluşun bir göstergesidir. Müslümanlara yönelik art niyetli tavırların camileri ateşe verme şeklinde kendini göstermesi halen camilerin kimlik ve değer kazandırma bakımından faal olduğu anlamına gelir. Bu bağlamda Müslüman toplumları provakatif eylemlere sürüklemek isteyenlerin hedeflerine Camiyi, Kur an-ı, Peygamberi koymaları son derece manidardır. Yine yakın tarihimizde yaşadığımız kurtuluş mücadelesinin fitili camilerde ateşlenmiş, bir kriz merkezi vazifesi gören camiler halkın bilinçlendirilip organize edilmesinde en etkili rolü oynamıştır. - Merhum M. Akif in Balıkesir Zağanos Paşa, Kastamonu Nasrullah Camileri başta olmak üzere Anadolu coğrafyasının muhtelif 8 Keyifli, El Kitabı, s Diyanet Dergisi, ( ) 5

14 yerlerinde, cami kürsülerinden seslenişi halkın vicdanında yankı bulmuştur-. Dün olduğu gibi bugün de cami kürsülerinden, minberlerinden yapılan sesleniş Müslüman toplumların vicdanında yankı bulmaktadır. Herhangi bir İslam coğrafyasında yaşanan menfi hadiseler karşısında maddi manevi birlik ve beraberliğin temini aynı yolla sağlanmaktadır. Türkiye de toplumsal değişimin baş döndürücü hızla yaşandığı ekonomik krizlerin, manevi hastalıkların, bireyselliğin giderek arttığı bir dönemde, değerlerde görülen yozlaşmayı azaltacak en önemli çözüm yolunun sağlıklı bir din eğitiminden geçtiğini söyleyebiliriz. Aşkın kaynağa dayanmayan değerlerin hem bireylerin anlam arayışına katkı anlamında ve hem de toplumsal ahlakın yükseltilmesinde herhangi bir olumlu etkisi olduğunu söylemek zordur. 10 Dolayısıyla birlik beraberliği, kanaat etmeyi, şükretmeyi, paylaşmayı, selamlaşmayı telkin eden cami merkezli eğitsel faaliyetler insanlığın sıkıntılarına çare olmaya devam etmektedir. Çünkü, nüzulünden itibaren İslam toplumuna değer aşılayan, cehalet çağını yaşayan insanları saadet asrının mutlu bireyleri haline getiren, tavrıyla, tutumuyla, fiziksel görünümüyle muhataplarını diğerlerinden farklı olmaya davet eden Hz. Peygamber(s.a.s), bütün bu faaliyetlerini toplumsal hayatın merkezine yerleştirdiği camilerden sürdürmüştür. Bugün aynı seviyede olmasa da, halen camilerden sürdürülen eğitim faaliyetleri, modern çağın bunalıma sürüklediği insanlığa, yozlaştırdığı topluma değer aşılayarak, kimlik kazandırarak aydınlatmaya devam etmektedir. Problem Din, tıpkı ekonomi, hukuk, politika gibi toplumsal değişimi etkileyen ve aynı zamanda bu değişimlerden etkilenen bir olgudur. Toplumsal değişmelerin hızının arttığı bir dönemde dine olan ilginin artması, insanların bu değişim ve başkalaşım sürecinde kendilerini daha mutlu ve güvende hissetmelerine katkı sağlayıcı bir dindarlığa ihtiyaç duymalarındandır. Son yıllarda gerek yerel gerekse küresel alanda yaşanan hızlı değişimler kitle iletişimin yaygınlaşması ve gittikçe artan toplumsal bunalımlar insanların dine yönelmelerinde etkili olmuştur. Ayrıca, küresel 10 Ramazan Bulut, Okulda Din Öğretiminin Toplumsal Temelleri ve İşlevleri, Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 4, Sayı:1, Uşak, , s

15 gelişmelerin kendi varlığını tehdit edici boyutlara ulaştığını gören milletler, devletler yeniden güven ve istikrar sağlayıcı unsurlara yönelmektedir. Güvensizlik duygusu karşısında temel güven alanı olan dine, sığınma, korunma duygusunu ve istikrarı temin eden bir sorun çözücü gözüyle bakılmaktadır. 11 Din ile toplum arasındaki yakın geçmişteki ilişki, dinin toplumdan uzaklaştırılması şeklindeydi. Oysa bugün dinin toplumsal hayatın içinde, ona tüm boyutlarıyla katkı sağlayıcı bir toplumsal olgu olduğu/olması gerektiği şeklinde bir paradigma gelişmektedir. Dinin toplumsal hayata etkisi sanılanın aksine, dindarlaşmakla değil, aksine dinin toplumsal hayatta etkisinin azalması ve dinin çözülmeye başlamasıyla olur. Dinin toplumsal denetime, dayanışmaya, ahlaka ve değerler alanına katkısının azalmasıyla, başka bir deyişle dinin toplumsal işlevlerini artık yerine getirememesi sonucunda bir takım toplumsal sorunlar ortaya çıkmaktadır. Dine bağlı değerler ve ahlak anlayışı, bir toplumu ayakta tutan soyut direklerdir. Bu direklerden yoksun olan toplumlar, hem olumsuz bir takım değişimlere ve dış etkilere açık hale gelirler hem de direnme güçlerini kaybederler. 12 Dinin toplum bireylerine kazandırdığı ahlak anlayışı ve değerler toplumun ayakta kalmasını sağladığı gibi dinin ayakta kalması ve toplum bireylerine ulaşması da dinin kurumsal hüviyeti olan mabetler sayesindedir. Özellikle İslam ın nüzulünden itibaren cami üzerinden insanlara ulaşması, barındırdığı ilke ve değerleri cami vasıtasıyla ulaştırması, müntesiplerini bünyesinde bir araya getirerek bir kimlik inşa etmiş olması bunun göstergesidir. Vahyin indiği ilk dönemde yetişen nesiller için cami icra ettiği fonksiyonlar ile İslam ın siyasi, sosyal, ekonomik ve doğal olarak ibadet uygulamalarının merkezinde bir kurum olarak dini sosyalleşme ve bilinçlenme sürecinin de merkezinde yer alıyordu. Bugün fonksiyonları daraltılmış ancak mimari unsurları İslam geleneği ile biçimlenmiş ve ibadet yönü daha da törensel hale getirilmiş caminin temel inanç ve ibadet esaslarını kavramada yer yer aile ile yarışan, bazı durumlarda da ailenin önüne geçen bir yapıya sahip olduğunu görüyoruz. Camiden soyutlanmış ya da camiye devamın( Cuma ve bayram gibi) asgariye indirildiği bir dindarlığın, birey için, her yönüyle eksik ve tehditlere açık, bazı durumlarda da 11 Keyifli, El Kitabı, s Keyifli, El Kitabı, s 7

16 patolojik olduğunu öne sürebiliriz. 13 Geçmişle mukayese edildiğinde camiler artık esas olarak namaz kılınan bir yer haline gelmiş olsalar da bunun bile kişi üzerinde inkâr edilemeyecek etkileri mevcuttur. Cemaate devam eden birey içine katıldığı inananlar topluluğuna mensup olma şuurunun yanında dini pratikleri nasıl yerine getireceğini öğrenir, aynı zamanda farz, nafile, tesbihat, zikir gibi dini kavramlar ve uygulamalara da aşina olur. Birey evde kendi başına namaz kılarken hissedemediği duygu yoğunluğunu törensel bir edayla kalabalık bir halde kıldığı ibadetlerde yaşar. Ayrıca, bireyin kendi başına yaşayamadığı duygu yoğunluğunu cemaat halinde yaşamasını sağlayan mabetler de hem içe yani cemaate hem de dışa yani diğer dinlere karşı bir mesaj içerir. Cemaat mabedini inşa ederken her şeyden önce ibadetini düşünür ama aynı zamanda bunun dışa karşı bir mesaj taşıdığının da farkındadır. İbadet için hususi bir yapının inşası ya da tahsisi, o dinin mücessem bir ifadesidir. Dıştan bir bakış açısıyla mabetler öncelikle ibadeti değil, o ibadetlerin içinde yer aldığı dini akla getirmektedir. Yani, mabet cemaatin içine ibadet merkezli bir çağrışımda bulunurken, cemaatin dışına dini sembolize eden bir mesaj vermektedir. Mabedin görkemi sadece kendi mensuplarını değil, farklı din mensuplarını da önemli ölçüde etkiler. 14 Mabedin bizzat kendisi dindar için dini ifade ettiği gibi, caminin içi de farklı anlamda sembolik çağrışımlara sahiptir. Mihrap imamın durduğu yerdir ve kıbleyi gösterir. Minber ise dini nasihatleri anlatır. Ancak mihrap sadece kıble yönünü gösteren basit bir oyuk olarak düşünülemez. O kelime anlamı itibariyle sığınmak demektir ve Hz. Meryem den mülhem olarak tertemiz bir ruhun Allah a yöneldiği yeri sembolize eder. Caminin iç duvarları Kur an ayetleri ile süslüdür ve mutlaka her camide ön ve yan duvarlardaki levhalarda Allah, Muhammed lafızları, dört halifenin ve peygamber torunlarının isimleri yer alır. Caminin inşası ve bakımı bile uhrevi çağrışımlara sahiptir. Camiye bir tuğla katkıda bulunan kişi cennette bir tuğla kazanacağına inanır. Bu yüzden gecekondu bölgeleri gibi fakir mahallelerde bile bazen görkemli camilerin yapıldığını görürüz. Böyle muhitlerde cami, inananlar topluluğunun güç birliği ile yaptığı ilk kamusal eser olması açısından da 13 Vejdi Bilgin, Dini Sosyalleşme ve Bilinçlenmede Caminin Yeri ve Önemi, Sosyal ve Ferdi İşlevleri Açısından Namaz ve Cami, (Ed. Bedrettin Çetiner), Ensar Yayınları, İstanbul, , s V. Bilgin, s

17 önemlidir. 15 İşte bu ve buna benzer sebeplerden dolayı günümüz camileri, geçmişten devraldıkları fonksiyonların pek çoğundan uzak olsalar da, bünyesinde bir araya gelen cemaatin, dolayısıyla toplumun temel güven alanıdır. Sığınma, korunma duygusunun ve istikrarın adresidir. Dinin toplum nezdindeki kurumsal kimliği olan camiler bu kimliğin toplumun bireylerine aktarımını sağlar. Ayrıca yaygın eğitimin merkezi olan camilerden yapılan vaazlar, sohbetler, okunan hutbeler, çocuklara ve yetişkinlere yönelik olarak düzenlenen kurslar, toplumsal yaraları sarma adına yapılan kampanyalar değer ürettiği gibi, değerlerin korunmasını ve aktarılmasını da temin eder. Tek başına hayatını devam ettiremeyen, varlığı ancak toplum içinde anlam kazanan insanın toplumsal hayata yaptığı en önemli katkılardan birisi hiç şüphesiz değer dir. Değer üreten, ürettiği değerlerle toplumsal yaşama renk katan insanoğlunun değerlerden giderek uzaklaştığı, kimlik bunalımı yaşadığı çağımızın en temel sorunlarındandır. Hayatı anlamlandıran unsurların, kavramların içinin boşlatılması, ahlak ve değer erozyonunun giderek artması, bilgi çağını yaşayan insanoğlunu yalnızlığa, mutsuzluğa ve karamsarlığa itmektedir. Yalnız, mutsuz ve karamsar insanlardan oluşan bir toplumun da geleceğini öngörmek de hiç zor değildir. İşte bu nedenle araştırmamıza temel teşkil den problem cümlesi şudur: Camilerin toplumsal kimliğin ve değerlerin oluşmasındaki rolü nedir? Bireysel ve toplumsal kimliğin kazanılmasında, değerlerin oluşmasında, korunması ve aktarılmasında yaygın din eğitiminin-yaygın din eğitimi kurumu olarak camilerinfonksiyonları nelerdir? Alt Problemler İslam tarihi boyunca şehirleşmenin merkezini oluşturan, dini kurumsallaştıran, farklı renkleri, kültürleri bünyesinde buluşturan; bir eğitim merkezi, bir kriz merkezi, bir ibadethane olarak faaliyet gösteren camilerimiz tarih boyunca devam ettirdikleri misyonlarının pek çoğunu kaybetseler de hala yaygın din eğitiminin merkezi konumundadırlar. Yaygın din eğitiminin merkezi olan 15 V. Bilgin, s

18 camilerimizin değer eğitimine olan katkıları, sosyal, psikolojik ve kültürel fonksiyonları; camilerde verilen eğitimin toplumsal kimliğin oluşumuna katkıları ayrıca toplumsal kimliğin oluşumuna katkı sağlayan eğitsel süreçler, kültürel ve dini süreçler araştırmamızın alt problem alanını teşkil etmektedir. Hipotezler Araştırmamızla ilgili varsayımlarımız: Bireyi diğer insanlardan ayıran yanı onun kendine has kimliğidir. Birey gibi bir toplumu da diğer toplumlardan ayıran kendine has bir kimliği söz konusudur. Hem bireyi hem de toplumu diğerlerinden ayıran kimliğin oluşumunda etkili olan dini, sosyal ve kültürel unsurlar vardıfunduszeue.infosal kimliğin oluşumuna katkı sağlayan bir takım dini, kültürel ve eğitsel süreçler vardır. Yaygın din eğitiminin merkezi konumunda olan camilerde verilen eğitimin, hutbelerin, vaazların, dini tören ve merasimlerin yapılanmış ve yapılanmamış sohbetlerin toplumsal kimliğin oluşumuna katkıları vardır. Dini aidiyetlerin oluşmasında camiler son derece etkilidir. Camiler tarihsel süreçte de toplumsal kimliğin oluşumunda etkili olmuşlardır. Araştırmanın Konusu Tarihsel süreç içerisinde çok farklı fonksiyonlar ifa eden camilerin, üzerinde durulması gereken en önemli fonksiyonlarından biri de, hiç şüphesiz toplumsal kimliğin oluşumuna katkı sağlamaları ve değer eğitiminin ayrılmaz bir parçası olmalarıdır. Toplumsal değerlerin toplumdaki bireylere kazandırılması, nesilden nesile aktarılması, muhafazası ve böylelikle bir toplumun kendine has kimliğinin oluşmasında yaygın din eğitimi kurumu olan camilerin önemi büyüktür. Bilim ve teknolojinin, iletişimin akıl almaz bir hızla ilerlediği adeta dünyanın giderek küçüldüğü ama aynı oranda değer kaybının, kimlik erozyonunun da hat safhalara ulaştığı bir zamanda camilerin bu önemi daha da artmaktadır. Bu nedenle araştırmanın konusu Camilerin Toplumsal Kimlik ve Değerlerin Oluşmasındaki Rolü olarak belirlenmiştir. 10

19 Araştırmanın Amacı ve Önemi İnsanın doğuştan getirdiği yetenek ve kabiliyetlerinin anlam kazandığı en temel yaşam alanı, içinde bulunduğu toplumdur. Toplum dışında insanın varlığını devam ettirebileceği başka bir alan söz konusu değildir. Kendisi gibi diğer insanlarla bir arada yaşamak zorunda olan insanın onlarla bağını kuran şey ortaklaşa ürettikleri kültür ve değerlerdir. Bir toplumun benimsediği kültür ve değerler aynı zamanda onun kimliğinin en temel parçasıdır. Kimlikleriyle var olan, kimlikleriyle diğerlerinden ayırt edilen toplumların bu özelliklerini muhafaza etmeleri son derece önemli bir husustur. Özellikle küreselleşmenin de etkisiyle dünyanın bir köy haline geldiği, bütün toplumların birbirine benzediği bir zamanda benimsenen kimliği muhafaza etmek ve geleceğe aktarmak, değerlere sarılarak ahlaki erozyonu önlemek toplumların ortak kaygısı haline gelmiştir. Günümüz toplumlarının bu ortak kaygısı araştırmamızın amacını teşkil etmektedir. Toplumsal kimliğin oluşumunda toplumun sahip olduğu değerler son derece önemlidir ve kimlik oluşturmada çok önemli olan değerlerin benimsenip muhafaza edilmesinde, eğitiminde camiler çok önemli bir kurumdur. Değerlerin bir toplum için ne anlama geldiğini ve değerlerin de camiyle, yaygın din eğitimiyle olan rabıtasını göstermek araştırmamızın bir diğer amacıdır. Tarih sahnesinde ayakta kalmanın yolu bizi diğerlerinden farklı bir yere oturtan değerlerimizle barışık olmaktan ve kimliğimizin oluşumunda etkili olan kurumlarımıza sahip çıkmaktan geçer. Araştırmamızın önemi de bu gerçeğin benimsenmesine sağlayacağı katkıdır. Araştırmanın Sınırlılıkları Yaptığımız çalışma teorik bir alan araştırması olup sosyolojinin somut veriler sağlayan araştırma yöntemlerinden yararlanılmamıştır. Bu durum çalışmanın somut verilerle desteklenememesi sonucunu doğurmuştur. Ayrıca toplumsal kimliğin oluşumunda yaygın din eğitimi ve camiler dikkate alınmış olup, örgün din eğitimi ve kurumları dışarıda bırakılmıştır. 11

20 Araştırmanın Yöntemi Camilerin Toplumsal Kimlik ve Değer Oluşumundaki Rolü konulu tez çalışmamız, teorik çerçeveli olduğu için veriler konunun genel kabul gören kaynaklarına (temel eserler ve makaleler) başvurular yapılarak toplanmış, bu veriler konuyla ilgili verdikleri bilgilere göre analiz edilmiştir. Özellikle eğitim, felsefe, sosyoloji, değer eğitimi alanındaki eserler temel alınmıştır. 12

21 BİRİNCİ BÖLÜM TEMEL KAVRAMLAR VE KONUYLA İLGİLİ YAPILMIŞ ÇALIŞMALAR Çalışmamız esnasında sıklıkla başvurduğumuz temel kavramlar bu başlık altında çok fazla ayrıntıya girmeden açıklanmıştır. Böylelikle çalışmamızın ilerleyen aşamalarında aynı kavramları hangi anlamda kullandığımız konusunda bir bütünlük oluşturulmuştur EĞİTİM Eğitim Türkçe bir kelime olan eğmek kökünden gelmektedir. Eğmek bir şeyi eğmek olarak eşya için kullanılır. Eşyanın eğilmesi ile durumunda bir değişiklik yapılmış olur. İnsan için kullanıldığında ise eğmek, insanın davranışında inanıp benimseme veya zorla değişiklik meydana gelmesi anlamına gelir. 16 Eğitim ilk bakışta herkes için anlaşılır bir kavram olarak görülebilir. Çünkü, günlük hayatta eğitim ile iç içe olmayan yoktur. Herkes her an eğiten veya eğitilen durumundadır. Bunun için eğitim, gündelik hayattaki diğer işlerden biri gibi algılanabilir. Ancak, eğitim kavramının bir bilim/bilimler alanının adı olduğu ve her şeyden önce kendi kavram çerçevesini açıklığa kavuşturması gerektiği düşünülürse, eğitim kavramından anlaşılması gerekenin gündelik ve herkese göre değişen bir anlam olmaması gerektiği açıktır. 17 En geniş anlamıyla eğitim, insanda istenilen yönde davranış geliştirme faaliyetidir. Yani biyolojik bir varlık olan insanı kültür insanı haline getirmedir. İstenilen yönden kasıt, insandaki iyi yanların geliştirilmesidir. Buna kısaca insanı insan yapmak da denir. Kültürümüzdeki vezir olmak fakat adam olmamak, insanlıktan nasibi olmamak, insana yakışmamak vb. deyimler bu gerçeği ifade etmektedir. İnsan üzerinde değişikliğe sebep olan her türlü etki, aslında eğitimin sınırları içinde düşünülmek zorundadır. Hatta tek başına etkiden söz etmek de doğru olmaz. Her etki karşı etkiyi oluşturur, bu sebeple 16 Beyza Bilgin, Eğitim Bilimi ve Din Eğitimi, Yeni Çizgi Yayınları, Ankara, , s Cemal Tosun, Din Eğitimi Bilimine Giriş, Pegema Yayıncılık, Ankara, , s

22 etkileme olayına etkileşim de diyebiliriz. Ancak her etkileşim eğitim olarak adlandırılmaz. Olumlu yöndeki planlı ve kasıtlı etkiler eğitim olarak adlandırılır ÖĞRETİM Öğretim, eğitim işinin düzenli çalışmalarla planlı ve kontrollü bir biçimde kurumlaştırılarak gerçekleştirilmesidir. Öğretim ağırlık okullarda olmak üzere, bütün diğer kurumların içinde bulunabilmektedir. Hayatın hemen her alanında karşılaşılabilecek bir kavram olan öğretim; öğrenmenin belli bir amaç doğrultusunda başlatılması, yönlendirilmesi, kolaylaştırılması ve gerçekleştirilmesi sürecidir. Bu bağlamda okullarda yürütülen planlı, kontrollü ve örgütlenmiş öğretme faaliyetleri öğretim olarak tanımlanmaktadır DİN EĞİTİMİ Din kavramı insanın kutsal ile ilişkisi insanın arandığı ve arayışta bulunduğu alan ve insanın kayıtsız şartsız var olan mutlak varlığa yönelişi ve O nun tarafından kuşatılışı olarak tanımlanabilir. Eğitim ise bireyin davranışında kendi yaşantıları vasıtasıyla ve kasıtlı olarak istendik davranış değiştirme sürecidir. Din ve eğitim hakkında kullanılan bu belirlemelerden hareketle, din eğitimi insanın kutsal ile ilgili davranışlarının geliştirilmesine işaret eden bir kavramdır. Eğitim kavramının tanımını temel alarak daha açık şöyle bir din eğitimi tanımı yapabiliriz. Din eğitimi, bireyin dini davranışlarında kendi yaşantıları yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme denemeleri sürecidir. 20 Olgusal ve betimleyici bir yaklaşımla yapılan bu tanımı bir tarafa bırakıp din ve imanı ön plana çıkarırsak şöyle farklı tanımlar elde edebiliriz: Din eğitimi; insanın doğuşla beraberinde getirdiği dini istidat ve kabiliyetlerini işleyip geliştirmek üzere, başta Allah ı ve ilahi kelamı öğrenip kabul ederek, bu kabul doğrultusunda 18 Beyza Bilgin ve Mualla Selçuk, Din Öğretimi Özel Öğretim Yöntemleri, Gün Yayıncılık, Ankara, , s Mehmet, Taşpınar, (Ed.), Öğretmenlik Mesleği, Elazığ Üniversitesi Yayınları, Ankara, , s Tosun, s

23 yaşantısını düzenleyebilmesidir. Din eğitimi; ferdin çeşitli terbiye edici vasıtalarla, ruhen ve manen geliştirilmek suretiyle Allah ın buyruklarına boyun eğecek hale getirilmesi ve bununla ilgili gerekli bilgileri öğrenmesi ve özümsemesidir DİN ÖĞRETİMİ Eğitim, çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine, okul içinde veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme, terbiye işidir. Öğretim ise, öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, gereçleri sağlama ve kılavuzluk etme işidir. Eğitim çeşitli etkileşimlere dayanan, çok yönlü ve geniş kapsamlı bir süreçtir. Öğretim ise bunun düzenli ve programlı kısmını teşkil eder. Her türlü etkileşimde eğitim söz konusudur. Eğitim ve öğretim kavramları pek çok kez karıştırılır ve birbirlerinin yerine kullanılır. Öğretimde, eğitimden farklı olarak kasıt söz konusudur. 22 Bir Müslüman veya bir dindar için en önemli dini davranış şekli, inandığı dinin ibadetlerini yerine getirebilmektir. İbadet inanan insanları tanrıya yaklaştıran, inanan ile inanılan arasındaki bağlantıyı, irtibatı sağlayan, bireyi ruhsal bakımdan tamamlayan en önemli davranış biçimidir. Ruhsal bütünlük sağlayıcı rolü olan ibadetlerin başında da Kur anı yüzünden okuma ibadeti gelmektedir. İbadet amaçlı Kur an ı okuma ve öğrenme isteği beraberinde Kur an öğretiminin- dolayısıyla din öğretiminin- öğreten kurumların ve kişilerin önünün açılmasına vesile olmuştur. Kur an merkezli öğretim, Hz. Peygamberin çabaları sayesinde, yaygın eğitim karakterli anlayıştan örgün eğitim karakterli bir öğretim anlayışına doğru gelişme göstermiştir. İslam tarihinde evlerden mescitlere, mescitlerden de medreseye doğrusal bir çizgi ile, hızla gelişen bu eğitim öğretim anlayışı, günümüz Kur an öğretiminin -dolaylı olarak da din öğretiminin- temelini oluşturmuştur 23 Dini duygu bireyin doğuştan getirdiği en temel özelliklerinden biridir. Bu duygunun doğru bir şekilde tatmin edilmesi, inandığı, benimsediği dinin gereklerini, 21 Tosun, s Din Öğretimi ve İyiye Ulaşma, Eğitişim Dergisi, ,. ( ). 23 Keyifli, El Kitabı, ss

24 ibadetlerini öğrenme isteği bireyin hem kendisi hem de çocukları için taşıdığı en haklı kaygıdır. Bu haklı kaygı, dinin belirli bir plan, program çerçevesinde, kurumsal bir çatı altında öğretilmesini-din öğretimini- kaçınılmaz hale getirmiştir CAMİ EĞİTİMİ Diyanet İşleri Başkanlığı, toplumu dini konularda aydınlatma görevinin önemli bir bölümünü camilerde yerine getirmeye çalışmaktadır. Camiler, din eğitimi alanında, örgün eğitimdeki din eğitimiyle ortak amaçlı, fakat yöntemlerde bazı farklılıkları ile yaygın din eğitimi merkezleri olma özelliğini koruyarak, her yaştan insana din eğitimi hizmeti vermeye devam etmektedir. 24 Tarihsel süreç içerisinde çok farklı fonksiyonları bünyesinde barındıran camilerin en önemli işlevlerinden biri de hiç şüphesiz eğitim kurumu olarak görev yapmalarıdır. İslam tarihi boyunca dinin gereklerini, ibadetlerini öğrenmede camiler merkez konumundadır. Bu nedenle cami eğitiminin başlangıcını, son ilahi hitabın nüzulüyle birlikte başlatmak gerekir. Dinin henüz kurumsallaşmadığı Mekke dönemindeki Daru lerkamı, hicretin ilk durağı olan Kuba mescidini, sonrasında Mescid-i Nebi ve Suffa yı cami eğitimin köşe taşları olarak sayabiliriz. Dolayısıyla, İslam eğitim tarihinin mescit ve camilerle sıkı bir ilişkisi vardır. Bu yüzden, İslam eğitim tarihinden söz açmak, İslam kültürünün yayılmasında başrolü oynayan yerlerden de söz etmeyi gerektirir. Esasen ortaya çıktığı andan itibaren mescitlerde ders halkaları teşekkül etmeye başlamıştır. Bu halkalar seneler ve asırlar geçmesine rağmen İslam memleketlerinde farklı şekillerde varlıklarını devam ettirmişlerdir. 25 Camiler ibadet yeri olma özelliği yanında, din eğitiminin temel konuları olan; ibadet, ahlak gibi insanın ruhen ve bedenen işlendiği, bir bakıma halk eğitiminin en geniş biçimde yapıldığı, toplu eğitim merkezlerinin başında gelmektedir Bilgin, s Mustafa Öcal, İslam Eğitim Tarihi, Emin Yayıncılık, Bursa, , s Ahmet Ali Çanakçı, Balıkesir ve Merkez Köylerinde İmam-Hatiplerin Mesleki Yeterliliği ve Yaygın Din Eğitimindeki Rolü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, , s

25 DEĞER VE DEĞER ÇEŞİTLERİ Öznenin olguya yüklediği niteliği değer olarak tanımlıyoruz. Değer, yani bir şeyin değeri, onun kendisiyle aynı cinsten olan şeyler arasındaki yeridir. 27 Değer hükmü, bir şeyin arzu edilebilir veya edilemez olduğunu belirten bir hükümse, o halde değer; bir şeyin arzu edilebilir veya edilemez olduğu hakkındaki inançtır. 28 Değer, bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık olarak da tanımlanmaktadır. Bu bağlamda değer kültürden bağımsız olarak düşünülemez. Kültür ise, paylaşılan değerler, simgeler, ideolojiler, inançlar ve yaşantıların bütünüdür. Diğer yandan değerler kültürel bilgidir. Kültürün öğeleri üzerine kurulur ve her zaman bir seçimi vurgular. Değer, arzu edilen, ilgi duyulan, ihtiyaç duyulan şeydir. Değer kavramı olması gerekeni ifade eder, bilimin ve bilginin doğrudan konusu olan olmuş olan dan farklıdır. Dolayısıyla değer kavramı, teoriden çok ameli/pratik bir karakter taşır. Yani o, eyleme ve ideale yöneliktir. Bundan dolayı değerler, insanın varlık şartlarıdır, demek yanlış olmaz. Tabiatta, hayvanlarda ve diğer varlıklarda bulunmayan değer, insana has bir hususiyettir. Bu bakımdan insan bizzat değerlerin yaşatıcısı, koruyucusu ve yaratıcısıdır. Çünkü değeri koyan insan, bizzat onu benimseyerek ve tekrar ederek yaşatır. Hatta onları yenileyebilir. Ama bu, insanın manevi değerlerin kaynağı olduğu anlamına gelmez. Aksine o, mutlak varlıktan aldığı esaslara dayanarak değerleri oluşturur ve geliştirir. Beslenmek, korunmak, çiftleşmek ve uyumak gibi fiiller bütün canlılar için zaruri ihtiyaçtır. Bu hareketler insanda da olmasına rağmen, onu, diğer canlılardan ayıran bir özellik vardır; o da insanın eylemlerini değerlere göre belirlemesi ve hareket etmesidir. İnsan, bu bakımdan değeri koyan ve koyduğu değerlere bağlanan bir varlık olmasıyla hayvanlardan farklılaşmaktadır. 29 Diğer varlıklardan farklı olarak değer sahibi olan insan, sahip olduğu değerleri birtakım etkinlikler aracılığıyla oluşturur ve şekillendirir. 27 Ayşe Sıdıka Oktay, İslam Düşüncesinde Ahlaki Değerler ve Bunların Global Ahlaka Etkileri,Değerler ve Eğitimi Uluslararası Sempozyumu Kitabı,Dem Yayınları, İstanbul, , s Necmettin Tozlu ve Cem Topsakal, Avrupa Birliğine Uyum Çerçevesinde Değerler Eğitimi, Değerler ve Eğitimi Uluslararası Sempozyumu Kitabı, Dem Yayınları, İstanbul, , s Süleyman Hayri Bolay, Aşkın Değerler Buhranı, Değerler ve Eğitimi Uluslararası Sempozyumu Kitabı, İstanbul, , s

26 Bilgi, sanat ve ahlak insana özgü üç temel etkinliktir ve değer oluşturmak bu üç etkinlikle alakalıdır. Bu üç insani etkinliği biribirine indirgeyemeyiz; bilgi sanata, sanat ahlaka ve ahlak bilgiye özdeş değildir. Ama her birinin yapısında, diğerleri farklı etki ve oranlarda da olsa rol oynar. Değer; her birinde, niyet aşamasında ve sonuç aşamasında eylemle birlikte ortaya çıkar: bilgiye ilişkin değerler, ahlaka ilişkin değerler ve sanata ilişkin değerler olarak. Kökünde ve kuruluşunda değer sözcüğü bulunan bütün sözcükler ve gerekse değer diye yorumlanan her türlü kavram, eylem olmadan tasarlanamaz. Değer, hem eylemi gerçekleştirenle, hem eylemle gerçekleşenle, hem de yelemin gerçekleştiği ortamda meydana çıkar Değer Çeşitleri Din, dil, ahlak, hukuk, teknik, iktisat, fikir ve sanat insanın kurduğu, biçimlendirdiği, benimsediği başlıca değerler arasında zikredilebilir. Bu bakımdan değerler ilk bakışta farklı şekillerde görünür. Bir kısım değerler, eşya ile münasebetimizle ilgilidir. Doğrudan maddeye, duyulara, somut, canlı ve tabii şeylere aittir. Sanat değerleri de duyularla ilgilidir. Duyularla kavranan şeylerde ve niteliklerde duyularla kavrama olsa da temeli, şuur verileri meydana getirmektedir. Şuur verileri olmasa kavrama ve idrak tamamlanamaz. Daha üstte nesneler dünyasının malzemesinin temsilcileri olan kavramlar ve düşünceler bulunur. Burada kavramlar arası ilişkileriyle, kavramlarla kurulan, fikir, bilgi ve düşünce dünyası inşa edilir. Bunlarda şuur ile idrakin mahsulü olduğu için şuur verileridir. Bu üç değer görünüşü içkin değerlerdir. Bir de insanla diğer insanların, insanın kendi kişiliğiyle başka şahsiyetler arasında kurulan ilişkilerle ortaya çıkan değerler vardır. Bunlar, duyu verilerini aşan değerlerdir ve temeli inanmaya dayanır. Bir de fikrin fikirle, sözün sözle, nesnenin nesneyle değiştirilmesine dayanan değerler olan Normatif Değerler vardır. Bunlar tek başına değer sayılmayıp ya içkin veya aşkın değerlerle bulunur. Burada fiil fiille karşılaşınca ölçü hukuk olur, nesne nesneyle karşılaşınca da değişim olur ve burada ölçü iktisat olur. Bu değerler 30 Hakan Poyraz, Değerlerin Kuruluşu ve Yapısı, Değerler ve Eğitimi Uluslararası Sempozyumu Kitabı, Dem Yayınları, İstanbul, , s

27 de değişim esastır, kalıcılık değil, geçicilik esastır. Aşkın değerler hariç diğer değerlere geçici değerler veya sözde değerler denebilir. 31 Değer farklı anlamlarda kullanıldığı gibi farklı varlık alanları için de kullanılmaktadır. Bir bakıma her varlık alanının kendine ait değerleri vardır. Biyolojik alanda hastalık-sağlık, estetikte güzel- çirkin, bilgide doğru-yanlış, ahlakta iyi- kötü, dinden günah- sevap hepsi birer değerdir. Bunlarda ya istenilir olan ya da kaçınılması gereken bir durum söz konusudur. İstenilir ve öznenin ihtiyaçlarına uygun olanlar olumlu, diğerleri ise olumsuz değerlerdir. 32 Hangi çağda olursa olsun her kültür çevresinde birtakım değerlerle karşılaşırız. Bu değerler içkin, aşkın ve normatif değerler olarak üçe ayrılmaktadır. İçkin değerler, kavramlar, duygular ve eşya ile münasebetten doğan ve bilinçle çevrelenen inanmadan daha çok bilmenin hâkim olduğu değerlerdir. İçkin değerler sujenin kendi dışındaki dünyadan oluşturduğu değerler iken aşkın değerler kişiler arası ilişkilerden meydana gelir. Bireyin sosyal çevresiyle etkileşmesinden doğan değerler, kişiler arası değerlerdir. Bilgiden çok, inanma üzerine kuruludur. Bu değerler, ahlak ve dindir. Üçüncü kısım değerler, kişilerden doğan sözler, şeyler ve eylemlerin birbirleriyle değişiminden doğan değerlerdir ki, eylem eylem ile karşılaştırılınca ölçü hukuk olur, söz sözle değiştirilince ölçü dil olur, eşya eşya ile değiştirilince ölçü iktisat olur. Bu değerler de normatif değerlerdir TOPLUMSAL DEĞERLER Toplumu ayakta tutan dinamik unsurların başında değerler gelmektedir. 34 Bir toplumun benimsediği, koruduğu ve nesilden nesile intikalini sağladığı değerler toplumu oluşturan bireyleri birbirine kenetleyen bir harç vazifesi görmektedir. İnsan davranışı değerlerle şekillenir. Değerler insan davranışını yönlendirirler. Değerler ile insan arasındaki ilişki karşılıklıdır; değerler insanları, insanlar değerleri yaşatır. Bireylere kazandırılmak istenen özellikler, değerlere göre belirlenir. Verilecek olan eğitim de açık veya örtük bir biçimde bu değerlerle 31 Bolay, s Ali Osman Gündoğan, Ben ve Öteki: Değerler Dünyasının Gerginliği, Değerler ve Eğitimi Uluslararası Sempozyumu Kitabı, Dem Yayınları, İstanbul, , s Poyraz, ss Mehmet Nuri Gömleksiz, Lise Öğrencilerinin Değerlere İlişkin Tutumları: Elazığ İli Örneği, Değerler ve Eğitimi Uluslararası Sempozyumu Kitabı, İstanbul, Dem Yayınları, , s

28 belirlenir. Değerler birey ve toplumun birbirini karşılıklı olarak etkilemesiyle ortaya çıkar. Toplumsal değerler olmadan, bireysel başarılar ortaya çıkmadığı gibi, bireysel başarılar olmadan da toplumsal değerler oluşmaz. 35 Bu açıdan bakıldığında toplumsal değerler ile birey arasındaki ilişki bir anlamda zorunludur. Çünkü bireyin davranışlarını yönlendiren, şekillendiren toplumun sahip olduğu değerler sistemi olduğu gibi, toplumsal değerleri inşa edende bizzat bireyin kendisidir. Yeryüzünde insan yaşamı devam ettikçe de bu zorunlu ilişki zaman zaman zayıflasa da varlığını devam ettirecektir. Toplumsal denetim düzeneklerinden en önemlisini oluşturan toplumsal değerler, toplumsal bütünlüğün ayrılmaz öğelerindendir. Toplumsal değerler, bireylere neyin doğru, neyin yanlış, neyin iyi, neyin kötü, neyin güzel, neyin çirkin ve neyin adil olduğu konusunda genel yargılara varma olanağı tanımaktadırlar. Toplumsal değerler, spesifik bir davranış biçimi ya da var oluş durumunun, karşıt ya da tam tersi bir davranış ya da var oluş durumuna karşı kişisel ya da toplumsal olarak tercih edilip edilmediği hakkındaki temel inançları temsil etmektedir. 36 Toplumsal değerler günlük hayatı belirleyen ve hatta organize eden değerlerdir. Bu değerler aile yaşamından hukuka ve siyasal sisteme kadar genişleyen bir manevra alanına sahiptir. Kaynağı ve şekillenişi açısından topluma döndürülebilen değerler olan toplumsal değerler sosyal bilimciler tarafından modern ve geleneksel olarak ikiye ayrılmaktadır. Eşitlik, barışseverlik, özgürlük, insan hakları, demokrasi, bağımsızlık, çevrecilik, sosyal düzen, sevecen olmak gibi değerler modern değerler olarak kabul edilirken; sevgi, adillik, ciddiyet, kibarlık, dürüstlük, sadakat gibi değerler de geleneksel değerler olarak kabul edilmektedir Gömleksiz, s Berkan Ersoy, Toplumsal Değerler ve Çalışanların İş Doyumu Arasındaki İlişki, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kütahya, , s Yusuf Keskin, Türkiye de Sosyal Bilgiler Öğretim Programlarında Değerler Eğitimi: Tarihsel Gelişim, ve Programlarının Etkililiğinin Araştırılması, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, , s

29 DEĞER EĞİTİMİ Son zamanlarda popülerleşen değerler eğitimi, oldukça yeni bir kavram olmasına rağmen; geçmişte ahlak eğitimi ve karakter eğitimi gibi adlar altında verilen eğitimin güncel ve geliştirilmiş şeklidir. Ülkemizde de oldukça yeni olan değerler eğitimi, özellikle uluslararası konferans ve toplantılarda ele alınmaya, üzerinde makale ve kitaplar yazılmaya başlanmış bir alandır. Değerler eğitimi ile ilgili literatür incelendiğinde çok farklı tanımlarla karşılaşılmaktadır. Aşağıda değerler eğitimi ile ilgili farklı tanımlamalar verilmiştir. Avustralya hükümeti Eğitim Bilim ve Öğretim Bakanlığı(AustralianGovermentDepartment of Education, ScienceandTraning) tarafından yayınlanan raporda(ves değerler eğitimi ile ilgili olarak aşağıdaki iki tanım verilmiştir: Değerler eğitimi, kimilerine göre değerlerin açık ve şuurlu bir şekilde öğretilme girişimidir(1). Kimilerine göre ise, doğrudan ya da dolaylı olarak kişilerin değerler hakkındaki anlayış ve bilgisini geliştirmek, onların bireysel ve daha geniş bir toplumun bireyleri olarak belirli değerler doğrultusunda davranabilmelerini sağlamak için gereken beceri ve eğilimleri empoze etmektir(2) 38 Değer eğitimi veya eski adıyla karakter eğitimi, çeşitli programlar ve uygulamalar aracılığıyla, yetişen yeni nesle temel insani değerleri(i) kazandırma(ii) onlara karşı duyarlılık oluşturma ve (iii) onları davranışa dönüştürme konusunda yardımcı olmak amacıyla onların sorumluluklarını taşıyabilecekleri seçimler yapabilmelerine imkan sağlayan(i) bilgi, (ii) beceri ve (iii) yeteneklerin geliştirilmesi çabalarının adıdır. Bu süreçte (i) aile, (ii) çevre, (iii) okul ve (iv) öğrencinin bizzat kendisi ortak bir şekilde faal olmak zorundadır. 39 Değerler eğitimi çok farklı alanların, etkinliklerin ve çevrenin ortak çabası neticesinde hayata geçirilebilecek son derece kapsamlı bir alandır. Alanla ilgili katkı sağlayacak unsurların yeteri kadar sürece dahil edilmemesi, değerler eğitiminden beklenen neticenin alınmasını engelleyecektir. Dolayısıyla temel insani değerler 38 Keskin, s Alpaslan Durmuş, Karakter Eğitiminde Çevre İmkanları,Değerler ve Eğitimi Uluslararası Sempozyumu Kitabı, Dem Yayınları, İstanbul, , s

Daha göster

Camilerin toplumsal açıdan önemi nedir

Ödev cevabı kısaca,
Camiler, Müslümanların birlikte ibadet ettikleri özel mekanlardır. Camiler, İslamiyetin icaplarını, emir ve yasaklarını öğretmek ve bunlara uyulmasını sağlamak için de kullanılır. Camide beraberce yapılan ibadet, yalnız başına yapılandan daha kıymetli ve daha sevaptır.

Camiler, insanların birlik ve beraberliğinin sağlanması adına çok önemlidir. Zengin-fakir, öğretmen-temizlikçi ve daha birçok farklı özellikteki insanlar aynı safta namaza dururlar. İnsanlar arasında ayrım kalmaz ve bunun sonucunda toplumda huzur ve barış ortamı oluşur.

Camiler; insanların toplandığı, birbirleriyle kaynaştığı, aralarındaki sevgi, dayanışma bağlarının güçlendiği yerlerdir.

Bu yönüyle, sağlam bir toplumun temellerinin atılmasında, birlik ve beraberliğin pekişmesinde camilerin önemli bir yeri vardır. Birbirlerinin üzüntülerini ve sevinçlerini paylaşır, sorunlara hep birlikte çözüm ararlar. Bu dayanışma, toplumsal barış ve hoşgörüye katkı sağlar.

Camiler toplumun her kesiminden insanı bir araya toplayan ve müminler arası birlik, beraberlik ve dayanışmayı sağlayan sosyal mekanlardır. Örneğin Peygamber efendimiz döneminde inşa edilen Mescid-i Nebi, ibadet merkezi olmanın yanı sıra Müslümanların İslam'ı öğrendiği okul, Hz. Peygamberin evi, Müslümanların savaş barış gibi toplumu ilgilendiren konuları karara bağladıkları meclis, kimsesiz Müslümanların barındığı ve eğitim öğretim gördüğü suffe olarak da faaliyet göstermiştir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası