Antidepresan ilaçlar; bazıları tarafından kullanılması gerektiğine rağmen kaçınılan, bazıları tarafından ise bilinçsizce kullanılan ilaçlar olmuştur. Her iki duruma da antidepresanlar ile ilgili bilgi kirlilikleri neden olmaktadır.
Antidepresan ilaçların en sık kullanıldığı hastalıklardan biri major depresyondur. Orta ve ağır şiddetteki major depresyonda antidepresanlar sıklıkla kullanılmaktadır.
Antidepresanların sık kullanıldığı diğer durumlar ise anksiyete bozuklukları, OKB (takıntı bozukluğu), demans gibi psikiyatrik hastalıklardır.
Antidepresan kullanımının gerekliliği klinikten kliniğe ve hastanın özelliklerine göre değişiklik gösterebilir. Örneğin, hafif şiddette depresyonu olan bir kişiye ilaç başlamak doğru olabildiği gibi elzem değildir. Kişi ilaç kullanmak istemiyorsa bu durumda psikoterapiye ulaşabiliyor mu veya bundan fayda görecek midir bunlar değerlendirilir. Kişinin geçmiş psikiyatrik durumu, aile öyküsü, sosyal çevresi gibi etmenler göz önüne alınarak değerlendirme yapılır.
Ancak orta veya ağır şiddetteki depresyonda ilaç tedavisi genellikle gereklidir. Bu tablolarda antidepresan tedavinin başarısı %65-70 oranındadır.
Özellikle ağır tablolarda hemen her zaman antidepresan başlanması gerekmektedir.
Orta şiddetteki vakalarda ise, hastanın psikoterapiye ulaşımı mümkün olmayacaksa veya tekrarlayan depresif dönemleri mevcutsa, ek psikiyatrik hastalıkları varsa (anksiyete bozuklukları gibi), erken yanıt gerekmekte ise antidepresan kullanımı daha akılcı olabilir.
Hafif ve orta şiddetteki depresyonda ilaç tedavisi olmadan sadece psikoterapinin de ilaç tedavisi kadar etkinliği bulunmaktadır. Hatta iyileşme görülen hastalarda hastalığın yineleme sıklığının psikoterapi görenlerde sadece ilaç kullananlara göre daha az olduğu bilinmektedir.
Tabi ki hem ağır hem orta şiddetteki tablolarda antidepresan tedavi ve hastanın durumuna göre psikoterapinin birlikteliği en istenilen tedavidir. Ancak terapiye ulaşılabilirlik anlamında bu her zaman mümkün olamamaktadır.
SSRI lar (seçici serotonin geri alım inhibitörleri)
Sitalopram (cipram, citol..)
Essitalopram (cipralex, secita, citoles..)
Sertralin (lustral, selectra, misol..)
Fluoksetin (prozac, zedprex, depreks..)
Paroksetin (paxil, paxera..)
Fluvoksamin (faverin)
SSRI'lar depresyon tedavisinde en sık kullanılan ilaçlardır. Uzun vadede kullanımının önemli yan etkilere neden olmaması nedeniyle daha güvenle tercih edilirler. Genellikle günlük işlevselliği bozacak yan etkiler görülmez. Tedavinin ilk bir haftasında iç huzursuzluğu nispeten sık görülebilir. SSRI'ların etkinliği genellikle bir haftadan sonra başlar. Kimi zaman dört-altı haftadan önce ilacın etkinliği görülmeyebilir. Cinsel isteksizlik en sık yan etkisi olmakla birlikte ilacın bırakılmasından sonra yan etki tamamen kaybolur.
SNRI lar (serotonin ve noradrenalin geri alım inhibitörleri)
Duloksetin (cymbalta, duxet, duloxx..)
Venlefaksin (efexor, venegis, sulinex..) en sık kullanılan SNRI'lardır.
SNRI'lar da SSRI'lar gibi güvenle kullanabilen ilaçlardandır. Depresyon dışında yaygın olarak anksiyete bozuklukları ve ağrı bozukluklarında da kullanılmaktadırlar. Tedavi başlangıcında baş ağrısı, huzursuzluk, ishal, tansiyon yüksekliği gibi yan etkiler görülebilmektedir. Genellikle yan etkiler geçicidir. Kimi zaman tansiyon yüksekliği ve baş ağrısı aylarca sürebilir ve bu durumda başka ilaca geçiş düşünülebilir.
Trisiklik antidepresanlar:
Amitriptitlin (laroxyl)
Klomipramin (anafranil) en sık kullanılan trisikliklerdir.
Trisiklikler günümüzde daha az kullanılmakla birlikte depresyon tedavisinde en etkili ilaçlardandır. Yüksek dozlarda ağız kuruluğu, baş dönmesi gibi yan etkiler yapabildikleri için tedavi konforunu bozabilirler. Genellikle SSRI ve SNRIlar ile yeterli etkinlik sağlanamazsa tercih edilirler.
Diğer sık kullanılan antidepresanları;
Vortioksetin
Bupropion (wellbutrin)
Mirtazapin (redepra, remeron, zestat..)
Trazadon (desyrel) olarak sayabiliriz.
Mirtazapin ve trazadon düşük dozlarda başka bir antidepresana eklemede sık kullanılırken, özellikle mirtazapin yüksek dozlarda depresyonda tek başına da kullanılabilir.
Geçmişte daha sık kullanılan trsiklik antidepresanların yan etkileri şiddetli olabilirken, günümüzde sık tercih edilen SSRI ve SNRI grubu (seçici serotonin geri alım inhibitörleri) ilaçların yan etkileri görece hafif düzeydedir veya hiç görülmez.
Tabi ki her antidepresanın etkisi ve yan etkisi birbirinden farklı olabilmektedir.
Hekim ise ilacı hastalığın şiddetine, özelliklerine ve hastanın durumuna göre (kilo, yaş, ek hastalık, gebelik gibi) kar zarar hesabını gözeterek antidepresanın seçimini yapar. Bazı durumlarda hasta ve hekim tedavi konusunda anlaşırken bazen de hasta ilaç kullanmak istemeyebilir.
Hekimin önermesine rağmen hastanın ilaç kullanmak istememesindeki etkenler ise;
Hastanın antidepresanların bağımlılık yaptığını düşünmesi
Hastanın kilo alma endişesi
İlaçların olası sersemletici veya uyku getirici etkileridir
Antidepresanlar bağımlılık yapar mı?
Antidepresanların bağımlılık yapıcı etkisi yoktur. Bağımlılık yapıcı etkisi olan ilaçlar, ilaç alındıktan kısa bir süre sonra keyif verme, öfori gibi etkilere neden olur (benzodiazepinler gibi). Antidepresanlar ise hasta olmayan bir kişide bu etkiye neden olmaz. Depresyonu olan kişide ise antidepresanlar; kişinin duygudurum çökkünlüğünü haftalar içinde azaltır.
Peki hastalar bu fikri neden benimsemişler?
En sık sebebi; tedavi devam ederken bazı antidepresanların (paroksetin, venelefaksin gibi) bir gün dahi alınmadığında ortaya çıkan etkilerdir. Bu etkilere geri çekilme belirtileri denir. Geri çekilme belirtileri; ilacın vücuttaki metabolizma süresinin tamamlanması ile görülür.
Bu etkiler ilaçlar arası farklılıklar gösterebilmekle birlikte genellikle;
Huzursuzluk, Sinirlilik
Baş ağrısı, baş dönmesi veya yüzde karıncalanma hissi
Ellerde uyuşma, karıncalanma
Uykuya dalmada güçlük ve canlı rüyalar
Denge bozukluğudur.
Metabolizma ömrü her hastaya ve her antidepresana göre değişebilir. Örneğin; fluoksetinle sıklıkla böyle bir durum yaşanmazken, paroksetinin bir gün dahi alınmaması bu belirtilerin görülmesine neden olacaktır. Bu nedenle ilaçların düzenli kullanılması, kesileceği zaman ise doz azaltılarak hekim kontrolünde kesilmesi gerekmektedir.
Geri çekilme etkileri dışında bağımlılık yaptığına dair düşüncelerin ortaya çıkmasına neden olan diğer bir durum ise; ilaç tedavisinin belirlenen sürede düzgün olarak kullanılmasına rağmen ilaç kesildikten sonra depresif belirtilerin tekrarlamasıdır. Burada depresyonun yineleyebilen veya kronikleşebilen bir hastalık olduğu gözardı edilmektedir.
Hastaların bir kısmında (yaklaşık %30'unda) belirtiler düzeldikten sonraki altı aylık tedavi sonrası ilacın azaltılarak kesilmesiyle major depresyon tablosu bir daha görülmez.
İlk kez major depresyon tanısı almış birinde uygun tedaviye rağmen % 70 ihtimalle ikinci bir depresyon dönemi görülmektedir. Bu kimi zaman tedaviden birkaç ay sonra kimi zaman da yıllar sonra görülebilir. Her depresyon döneminin görülmesi ise bu durumun tekrarlama ve kronikleşme riskinin artması anlamına gelir.
Antidepresan kullanımını ve depresyonubaşka bir hastalık üzerinden örnekleyecek olursak;
Kırk beş yaşında diyabet teşhisi koyulan bir kişiye ilaç başlandığını düşünün. Bu kişinin açlık kan şekeri sınırın hemen üzerinde ve diyabete bağlı belirgin yan etkiler henüz gözlenmemiş olsun. Kişinin rejim uygulaması, egzersiz yapması ve düzenli ilaç kullanması ile kan şekeri normal düzeyde seyredip kişi hekim kontrolünde bazen ilacı bırakabilmektedir. Ancak hem genetik hem de çevresel etmenler dahilinde hasta daha ileri düzeyde bir tablodaysa ilacı ömür boyu kullanması gerekebilmektedir. Hatta ikili ilaç kullanması veya insülin dahi kullanması gerekebilir.
Depresyonda da buna benzer şekilde hafif tablolarla daha ağır seyreden tablolar arasında tedavide büyük farklılıklar bulunabilir.
Depresyonun da diyabet gibi çevresel ve genetik etmenler ile oluşan bir hastalık olduğunu, kimi zaman süreğen ilaç kullanımı gerektiğini unutmamak gerekir.
Antidepresanların iştah açıcı etkileri görülebilmektedir. Bu; doğrudan değil yeme miktarının denetlenememesi sonucu kilo alımına neden olur. Hastanın iştah kontrolünü sağlaması genellikle kilo alımıyla baş etmesinde yeterli olur.
Hasta kilo alımının önüne geçemediğinde hekim ilaç değişimi veya doz azaltmayı düşünebilir. Ancak bazen hastada iştah artışı yapmayan ilaçlarla tedavide yeterli düzelme sağlanmazsa kar zarar hesabı gözeterek iştah artışı yan etkisi olabilen ilaçlar kullanılabilmektedir.
Paroksetin, mirtazapin gibi ilaçlarla daha sık iştah artışı görülürken; bupropion, fluoksetin gibi ilaçlarla iştahta azalma görülebilir.
Bazı hastalarda iştahta azalma ve kilo verme depresyonda önemli sorun oluşturur. Bu durumlarda ilaçların yan etkisi gibi görülen iştah artışı tedavide olumlu sonuç doğurur.
Antidepresanların sersemlik etkisi yarattığına dair deneyimler ise genellikle tedavinin başlangıçtaki bir iki haftalık dönemi için geçerlidir. Kimi zaman da doz atlandığında geri çekilme belirtisi olarak da sersemlik görülebilir.
Antidepresanların çoğu uyku yapmaz ve sabah alınır. Essitalopram, sertralin gibi sık reçete edilen ilaçlar genellikle uyku yapmasa da bir kısım hasta gün içinde uyku hali tarifleyebilir. Bu hastalarda hekime danışılarak ilacın akşama çekilmesi yan etkilerin kaybolması için genellikle yeterli olur.
Az sayıda antidepresan uyku halini sıklıkla yapar (mirtazapin, trazadon). Bunların da uykuya dalamayan hastalarda akşam saatlerinde kullanılmasıyla tedaviye katkısı sağlanır.
Antidepresanların depresyonda kullanım süresi değişkenlik gösterebilmektedir.
İlk kez major depresyon tedavisi gören bir kişide temel yaklaşımilaç ile belirtilerde tam düzelme görüldükten sonra en az altı ay daha tedaviye devam edilmesi gerekliliğidir.
İkinci kez depresyon dönemi geçirenlerde ise belirtilerin düzelmesinden sonra bir yıl daha tedavinin sürdürülmesi gerekebilir.
Tedavi kesilmesiyle sıklıkla major depresyonun tekrarladığı hastalarda ise sürekli antidepresan kullanımı gerekebilmektedir.
Tedavi süresi ile ilgili en sık yapılan hata ise; antidepresan tedaviyle belirtilerinde iyileşme olan hastaların bir kaç ay sonra hekim kontrollerine gelmeyip ilacı bırakmasıdır. Bu durumda sıklıkla bir kaç ay içinde belirtiler tekrarlayacaktır. Bu durum hem tedavinin uzamasına neden olurken hem de antidepresan tedavinin etkinliğini bozabilmektedir.
Sonuç olarak; antidepresan tedavileri hastalığın getirmiş olduğu etkilerin giderilmesinde etkili tedaviler olup, kullanımı hekim gözetiminde yapılmalıdır. Antidepresanların bazı yan etkileri olabilmekle birlikte SSRI ve SNRI grubu ilaçların yan etkileri genellikle tolere edilebilir. Antidepresanlar bağımlılık yapan ilaçlar olmamakla birlikte kronik nitelikte depresyonu olanların bu ilaçları süreğen olarak kullanması gerekebilir.
Uzm. Dr. Berkay Vahapoğlu
Etken maddesi Essitalopram okzalat olan Citoles 10 mg Film Tablet, beyinde dengesiz hale gelerek endişe, kaygı ve depresyona neden olabilecek kimyasalları etkileyen antidepresan bir preparattır. Depresyon (Majör depresif vakıalar) ve anksiyete bozuklukları tedavisinde etkilidir. Agorafobili (sıkıntı ve baş dönmesi ile beliren açık alan hastalığı, yabancı ve kalabalık yerlerden, boşluktan, yükseklikten korkma gibi) veya agorafobisiz panik bozukluğu, yaygın bunaltı bozukluğu, majör depresif olgular, obsesif – kompülsif bozukluk (yinelenen veya alışkanlığa dönüşmüş davranış veya hareketler yapma ve bunlara eğilim gösterme) durumu, sosyal anksiyete (sosyal fobi) bozukluğu ve yaygın anksiyete (endişe, kaygı) bozukluğu vakıalarının tedavisinde uygulanır.
Etken Maddesi: Essitalopram okzalat
Ticari-Jenerik ismi: Citoles 10 mg Film Tablet
Citoles-10-mg-Film-Tablet-İlaç-Prospektüsü
Post Views:0
Bu yaygın olarak reçete edilen antidepresan türü, depresyonun üstesinden gelmenize yardımcı olabilir. Citoles’in ruh halini nasıl iyileştirdiğini ve hangi yan etkilere neden olabileceğini bilmeniz önemlidir. Citoles ve muadili ilaçlar, seratonin dengesini yeniden sağlamak için en sık reçete edilen antidepresanlardır. Orta ila şiddetli depresyon semptomlarını hafifletebilir, nispeten güvenlidir ve tipik olarak diğer antidepresan tiplerinden daha az yan etkiye sahiptir.
Citoles depresyonu beyindeki serotonin düzeylerini artırarak tedavi eder. Serotonin, beyin sinir hücreleri arasında sinyal taşıyan kimyasal habercilerden biridir. Citoles, serotoninin nöronlara yeniden emilimini bloke eder. Bu, nöronlar arasında mesaj iletimini geliştirmek için daha fazla serotonin sağlar. Citoles seçici olarak adlandırılır çünkü diğer nöron kimyalarını değil, esas olarak serotonini etkilerler. Citoles, anksiyete bozuklukları gibi depresyon dışındaki durumları tedavi etmek için de kullanılabilir.
Citoles çoğu kişide benzer yan etkilere neden olabilir. Tedavinin ilk birkaç haftasından sonra birçok yan etki ortadan kalkabilirken, diğerleri sizi ve doktorunuzu farklı bir ilacı denemeye yönlendirebilir. Fakat vücudun ilacı ne kadar çabuk ortadan kaldırdığı kişide kişiye farklılık gösterebilir. Citoles’in olası yan etkileri arasında şunlar olabilir:
İlacınızı gıda ile almak bulantı riskini azaltabilir. Ayrıca, ilacınız sizi uykudan uzak tutmazsa, yatmadan önce alarak bulantı etkisini azaltabilirsiniz. Hangi antidepresanın sizin için en faydalı ilaç olacağı, belirtileriniz ve sahip olabileceğiniz diğer sağlık durumları gibi birtakım sorunlara bağlıdır. Doktorunuza ve eczacınıza, Citoles için olası en yaygın yan etkiler hakkında bilgi alın ve reçeteyle birlikte gelen hasta ilaç kılavuzunu okuyun. Citoles genellikle çoğu insan için güvenlidir. Bununla birlikte, bazı durumlarda sorunlara neden olabilir. Örneğin, yüksek dozda anormal kalp ritimleri geliştirmenize sebep olabilir. Bu nedenle günde 40 miligramın (mg) üzerindeki dozlardan kaçınılmalıdır. Ayrıca, 60 yaşın üzerindeki insanlar için maksimum günlük 20 mg doz önerilir. Doktorunuz sizin için en uygun dozajı ayarlayacaktır.
Bir antidepresan alırken, aldığınız diğer reçeteli veya reçetesiz satılan ilaçlar, otlar veya diğer takviyeleri doktorunuza bildirin. Bazı antidepresanlar diğer ilaçların etkinliğine müdahale edebilir ve bazıları, bazı ilaçlar veya bitkisel takviyelerle birleştirildiğinde tehlikeli reaksiyonlara neden olabilir. Örneğin, Citoles özellikle steroid olmayan antienflamatuar ilaçlar (NSAID’ler), aspirin, varfarin (Coumadin, Jantoven) ve diğer kan incelticiler gibi kanama riskini artıran başka ilaçlar aldığınızda kanama riskinizi artırabilir.
Nadiren, vücudunuzda yüksek seviyelerde serotonin birikmesine neden olabilir. Serotonin sendromu çoğunlukla serotonin seviyesini yükselten iki ilaç birleştirildiğinde ortaya çıkar. Bunlar arasında diğer antidepresanlar, bazı ağrı veya baş ağrısı ilaçları ve bitkisel takviye bulunur.
Serotonin sendromunun belirti ve semptomları arasında anksiyete, ajitasyon, yüksek ateş, terleme, konfüzyon, titreme, huzursuzluk, koordinasyon eksikliği, kan basıncında büyük değişiklikler ve hızlı bir kalp ritmi bulunur. Bu belirtilerden veya semptomlardan herhangi birine sahipseniz derhal tıbbi yardım almanız gerekir.
Belirli antidepresan kullanmanın riskleri ve yararları hakkında doktorunuzla konuşmalısınız. Bazı antidepresanlar hamilelik sırasında veya emzirirken bebeğinize zarar verebilir. Bir antidepresan alıyorsanız ve hamile kalmayı düşünüyorsanız, olası riskler hakkında doktorunuzla konuşun. İlaç tedavisini önce doktorunuza başvurmadan almayı bırakmayın, çünkü ilacı aniden kesmek sizin için risk oluşturabilir.
Cipralex selektif serotonin geri alım inhibitörü (SSRI) grubu essitalopram etken maddesini içeren önemli bir antidepresandır. Halen eczanelerde Cipralex, Citoles, Esmax, Esram, Eslorex, Secita, Esplus, Anzyl, Estilom, Losiram gibi farklı müstahzar (muadil) isimlerle bulunmaktadır. Bu ilaç ilk olarak 1997 yılında Lundbeck firması tarafından piyasaya sunulmuştur. Beyinde nöronal bağlantılar (sinaps) arası bölgede serotoninin geri alınmasını azaltması sonucu serotonin miktarının artırarak etki etmektedir. Mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin artması hastanın şikayetlerinin tedavisini sağlamaktadır.
Cipralex antidepresan grubu bir ilaç olarak etki mekanizması nedeniyle depresyon, kaygı bozukluğu, panik atak, obsesif kompulsif bozukluk (OKB),travma sonrası stres bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu gibi farklı ruhsal bozuklukların tedavisinde kullanıldığı görülmektedir.
Tedavisinde Cipralex kullanılan hastalıklar kısaca şu şekilde sıralanabilir;
Depresyonda beyinde nöronal bağlantılar arası bölgede serotonin miktarının azalması olduğu bilinmektedir. İlacın serotonin miktarı artışına etki etmesi nedeniyle depresyonun tedavisinde kullanılmaktadır. Bu konuda ayrıca Lustral Nedir? Yan Etkileri Nelerdir? başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Kaygı bozukluklarının kullanımında Cipralex klinik uygulamada genel olarak tercih edilen ilaçlardan birisidir. Kaygıların (endişe) ve huzursuzluk hissinin azalması ile etki etmektedir.
Cipralex panik bozukluların tedavisinde kullanılmaktadır. Panik atakların zamanla azalmasını sağlar.
Cipralex Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) tedavisinde kullanımı kabul görülen bir ilaçtır. Diğer SSRI grubu ilaçlarda olduğu gibi OKB tedavisinde doz ayarlaması farklı olmaktadır. Kaygıların azalmasını sağlamasına rağmen OKB tedavisinde genellikle ilk tercih değildir.
Yaşanan bir travmaya bağlı gelişen Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) tedavisinde doktorlar tarafından ilacın kullanımı kabul görmüştür.
Sosyal anksiyete bozukluğu bir kaygı bozukluğu çeşitidir ve tedavisinde Cipralex sıklıkla kullanılabilmektedir.
Bunların yanı sıra yaygın anksiyete bozukluğu, takıntı bozuklukları, sinirlilik, premenstrüel disforik bozukluk, davranış kontrolünde bozukluk tedavisinde de Cipralex kullanılmaktadır. Ayrıca hekim tarafından ruhsal değerlendirme ile farklı durumlarda da önerilebilir, bu durumlarda hekiminizden ayrıntılı bilgi almanız faydalı olacaktır.
Uzman bir hekime başvurmak istiyorsanız sağ altta bulunan iletişim kutusuna tıklayarak randevu alabilirsiniz.
Psikiyatri pratiğinde Cipralex sık tercih edilen antidepresanlardan bir tanesidir. İlacın dozu hastanın yaş, ek hastalıklar gibi özelliklerine, hastanın tanısına ve hastalık şiddetine göre düzenlenmektedir. İlacın günlük alım dozu hekim tarafından 5-20 mg arasında değişmektedir. Hekim önerisine göre bu dozun da üstüne çıkılabilmektedir.
Tüm antidepresanlarda olduğu gibi Cipralex hastanın yaşı ve hastalık belirtileri dikkate alınarak en düşük dozdan (5 mg) başlanır. Hekimin tavsiyesine göre ve hastanın ilaç toleransına göre etkili doza kademeli olarak geçilir. Yan etkilerinin daha az ortaya çıkması ve daha rahat alışabilmek açısından doz artışının yavaş olması tercih edilir. Hedeflenen doza ulaştıktan ve etkin tedavi sonrasında kademeli olarak azaltılması önerilir.
Tüm SSRI grubu ilaçlarda olduğu gibi Cipralex ilacın etkisi de kullanıma başlandıktan yaklaşık 2-4 hafta başlaması beklenmektedir. İstenilen etkinin ise 6-8 haftaya kadar uzayabildiği bilinmektedir. Bu nedenle ilacın kullanımı sonra etkinliği için biraz sabırlı olmak gerektiği önem arz etmektedir.
Hekiminiz tarafından farklı önerilmediği sürece günlük tek seferde alınması uygun olacaktır. Genellikle sabah alınması ve tok karnına bol ılık su ile alınması faydalı olacaktır. Cipralex tek parça halinde ezilmeden, çiğnenmeden alınmalıdır. İlaca başlama veya bırakma sürecinde çentikli tabletler yarım olarak kullanılabilmektedir. İlacı mümkün olduğunca günün aynı saatinde alınması önerilmektedir. Fakat hekim tarafından yan etki kontrolü gibi sebeplerle iki ayrı doz veya günün farklı bir zamanında alınması önerilebilmektedir. Ayrıca hekim tarafından genellikle doz ayarlaması düşük dozdan (5 mg/gün) başlayıp hedef doza yükseltme şeklinde yapılmaktadır fakat bazen hastaya göre 2.5 mg/gün dozundan da başlanabilmektedir. Bu hedeflenen doza yükseltmenin hekim kontrolünde yapılması önerilmektedir.
Cipralex kullanım süresi hekim tarafından değerlendirme ile hastanın tanısına ve şiddetine göre değerlendirilmektedir. Net bir süre belirtilmemiştir. Fakat ilk kez kullananlar için bu süre iyilik halinin sağlanmasından sonra en az altı aydır. Fakat daha önce kullanım öyküsü bulunuyorsa bu süre hekim tarafından hastalığın kronik olarak nitelendirilmesi ile ilişkili olarak belirlenmelidir. Hastalıktan korunma amaçlı ömür boyu kullanımı önerilebileceği unutulmamalıdır.
Cipralexin hekim kontrolünde ve tavsiyesi ile bırakılması gerektiği unutulmamalıdır. Çünkü hastaların kısa süreli iyilik halinden sonra bırakması şikayetlerinin yeniden alevlenmesiyle sonuçlanabilir. Bununla birlikte bırakılması planlandığında doz azaltılarak bırakılması önerilmektedir. Doz azaltılarak 5 mg/gün’e kadar (hassas hastalarda bu doz 2,5 mg/gün) düşürülerek bırakılması hasta konforunun artmasını sağlayacaktır.
Unutulma veya başka bir sebeple alınamaması durumunda hemen eksik alınan dozdan devam edilerek kullanılması uygun olacaktır. Birkaç gün alınmaması durumunda o günden devam edilmesi gereklidir. Toplu ilaç alımı önerilmemektedir.
İlacın doz miktarının rahatlıkla düzenlenmesi için halen eczanelerde Cipralex 5 mg, 10 mg, 15 mg ve 200 mg’lık tabletleri ve 5 mg/5 ml şurup formları bulunmaktadır. Ayrıca tabletlerin çentikli olması da doz ayarlamasında faydalıdır. Şurup formu özellikle çocuk ve tablet kullanamayan hastaların kullanımı açısından tercih edilmektedir.
Cipralex santral sinir sistemi üzerinde serotonin üzerinden etki etmesi nedeniyle karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal, kabızlık, mide yanması gibi sindirim sistemi ile ilgili çeşitli yan etkilere neden olabileceği bilinmelidir. Ciddi bir yan etki değilse genel olarak beklenmesi tavsiye edilmektedir.
Cipralex’in yan etkileri kısaca soru-cevap şeklinde aşağıda sıralanmıştır;
İlaç genel olarak SSRI grubu bir antidepresan olarak bilinir ve en sık görülen yan etkileri karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal, kabızlık, mide yanması gibi sindirim sistemi ile ilgilidir. Özellikle başlangıç kullanım sürecinde olmaktadır. İlacın kullanımına devam edilmesi halinde zamanla azalacağı bildirilmektedir. Devam etmesi halinde hekiminize başvurulması önerilmektedir.
Bu ilacın kullanımına bağlı terleme artışı, ağız kuruluğu ve baş dönmesi gibi yan etkilerinin olabileceği öngörülmekle birlikte ilaç kullanımına devam edilmesi ile azalacağı bildirilmektedir. Ayrıca gün içerisinde kullanım saatine göre azalabileceği öngörülmektedir.
Cipralex kullanımı sırasında kilo alınımı ve iştah artışı beklenmemektedir. Bununla birlikte kilo alımı yapabildiğini düşündüren bulgular mevcuttur. İlaç kullanımına neden olan hastalığın şiddetinin azalması da iştah artışına neden olabilir.
Cipralex kullanımının uyku artışına neden olduğuna dair kanıtlar bulunmamaktadır. Fakat ilacın kullanımına başlanması sırasında esneme ve uyku isteği artışına neden olabileceği önerilmektedir. Bu ilacın kullanımına neden olan hastalığın şiddetinin azalması uykunun düzelmesini de sağlayabilir. İlaç kullanım saatinde yapılacak değişiklik bu yan etkiden şikayetçi olunması durumunda faydalı olabilir.
Cipralex kullanımı sırasında bazen cinsel yan etkileri oluşabilmektedir. En sık her iki cinsiyette cinsel istekte azalma ve orgazm bozukluğuna neden olabilmektedir. Ayrıca erkeklerde sertleşme sorunları görülebilmektedir. Bununla birlikte erken boşalma problemleri olan erkekler tarafından bu etkiler faydalı bulunmaktadır.
Bu yan etkilerin yanı sıra kanama miktarında artış, döküntü, başarısı, ateş, çarpıntı, gibi nadir görülen yan etkiler görülebilmektedir. Yan etkinin şiddetine göre hekiminize danışmanız önerilmektedir.
Risperdalın yat etkilerini öğrenmek için linke tıklayabilirsiniz.
Yaşlı hastalarda kullanımı diğer antidepresanlardan daha tehlikeli değildir. Ek hastalıkların varlığına göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Fakat sıklıkla yaşlı hastalarda tercih edildiği görülmektedir.
Yapılan sınırlı sayıda ki hayvan ve insan çalışmaları gebelikte kullanılabileceğini düşündürmektedir. Fakat mutlaka kullanılması gerekiyorsa hekim ve hasta tarafından kar-zarar dengesi gözetilerek kullanılması değerlendirilmelidir.
Süte minimal düzeyde geçtiğine dair bulgular mevcut olmasına rağmen emzirme sürecinde kullanılması mutlaka hekim kontrolünde ve kar-zarar dengesi gözetilerek değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
Çocuk ve ergenlerde ilacın kullanımı kabul görmüştür ve tercih edilen bir antidepresan olduğu bilinmektedir.
Cipralexin bağımlılık yapıcı bir etkisi bulunduğuna dair bilinen bir kanıt bulunmamaktadır. Bu nedenle doktorlar tarafından kullanılmaktadır. Bırakma sürecinde dikkatli olunması bazı çekilme belirtilerinin hafif belirtilerle atlatılmasını sağlayacaktır.
Cipralexin alkol ve madde kullanımı ile birlikte kullanılması tavsiye edilmemektedir. Çeşitli ciddi yan etkilere ve etkileşimlere neden olabileceği unutulmamalıdır.
Diğer ilaçlar ile birlikte kullanılması titizlikle incelenmesi gereklidir. Hekim tavsiyesi olmadan ve etkileşim düzeyleri değerlendirilmeden kullanılmaması önerilir. Herhangi bir nedenle ilaç kullanmanız gerektiğinde doktorunuza bu ilacı kullanmakta olduğunuzu bildirmeniz tavsiye edilir.
Cipralexin fazla alınması durumunda alınan miktarı bağlı olarak çeşitli etkiler görülebilir. Mide bulantısı, uyku hali, baygınlık, çarpıntı ve düzensiz kalp atışı, uyuşukluk, bulanık görme, bayılma, nefes alma güçlük gibi yan etikler görülmesi halinde en kısa zamanda sağlık kuruluşuna başvurulması istenmeyen etkilerden korunmak için faydalı olacaktır.
Her ilaçta olduğu gibi bu ilacın kullanılmaması gereken durumlar bulunmaktadır. Bu durumlarda hekim tarafından titizlikle değerlendirilmesi gereklidir. Bu durumlar şu şekilde sıralanabilir;
1. Etken madde olan essitaloprama alerjiniz olması durumunda kullanılmamalıdır.
2. İlacın içinde bulunan essitalopram dışındaki maddelere karşı alerji veya aşırı duyarlılık olması durumunda kullanılmamalıdır.
3. Major psikiyatrik bozukluğu (özellikle bipolar bozukluk, şizofreni vb) bulunanlar mutlaka hekim kontrolünde kullanmalıdır.
İlacın kullanımında etki mekanizmasının farklılığı nedeniyle bazı durumlarda dikkatli olunmalıdır. Bu durumların değerlendirilmesi hekim tarafından yapılmalıdır. Bu durumlar şu şekilde sıralanabilir;
1. Bunama (Alzhemier, demans) varsa
2. Kalp hastalıkları varsa
3. Karaciğer hastalıkları varsa
4. Sara (epilepsi) hastalığı varsa
5. Şeker hastalığı (diyabet) varsa
6. Kan pıhtılaşması ile ilgili (kanama bozukluğu) hastalıklar varsa
İlacın kullanımına başlanılan ilk günlerde araç kullanılmaması veya kısa süreli araç kullanılması önerilmektedir.
Ankara Papillon Akademi psikiyatri ve psikolojik danışmanlık merkezi uzmanlarımız hakkında detaylı bilgi ve randevu almak için aşağıdaki butonları tıklayabilirsiniz.
1. SM, S. (2015). Stahl’ın temel psikofarmakolojisi. Alkın T (Çev. Ed.) İstanbul Tıp Kitapevi, (s 641-650).
2. David Taylor, Carol Paton ve Shitij Kapur Maudsley Psikiyatride Reçeteleme Rehberi, 12. Baskı (2017) EMA Tıp Kitabevi.
3. Waugh, J., & Goa, K. L. (2003). Escitalopram. CNS drugs, 17(5), 343-362.
4. Cipriani, A., Santilli, C., Furukawa, T. A., Signoretti, A., Nakagawa, A., McGuire, H., ... & Barbui, C. (2009). Escitalopram versus other antidepressive agents for de-pression. Cochrane Database of Systematic Reviews, (2).
5. Sanchez, C., Reines, E. H., & Montgomery, S. A. (2014). A comparative review of escitalopram, paroxetine, and sertraline: are they all alike?. International clinical psychopharmacology, 29(4), 185.
6. Bellantuono, C., Bozzi, F., Orsolini, L., & Catena‐Dell'Osso, M. (2012). The safety of escitalopram during pregnancy and breastfeeding: a comprehensive re-view. Human Psychopharmacology: Clinical and Experimental, 27(6), 534-539.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası