Park Sensörü Nasıl Çalışır

Park sensörü, aracın ön ve arka tamponlarına yerleştirilerek sürücünün aracın kör noktalarında neler olup bittiğini anlayabilmesini sağlayan yardımcı asistandır. Sesli ve görsel uyarılarla sürücünün, yayalara ve araçlara zarar vermeden güvenli manevra yapabilmesini sağlamaya yardımcı olmaktadır.

Düzgün park edebilmek, park yerinden çıkabilmek veya sıkışık trafikte ilerlemek özellikle araç yoğunluğunun fazla olduğu bölgelerde tüm sürücülerin ortak problemlerindendir.

Park sensörü ’li yılların sonlarına doğru görme engellilere yardım için tasarlanan bir üründen ilham alınarak Dr. Tony Heyes tarafından keşfedilmiş ve yılında patenti alınmıştır. İlk kez Toyota Corona modelinde uygulanmıştır. Günümüzde park sensörleri, ultrasonik, elektromanyetik veya kameralara entegre şekilde araçlara uygulanmaktadır.

Ultrasonik park sensörleri, ses dalgası gönderir ve engelden yansıyarak dönen ses dalgasının ulaşma süresine göre engel ile araç arasındaki mesafeyi algılamaktadır. Mesafe azaldıkça sürücüyü uyaran ses şiddeti artar ve bunu sürücüye LED veya LCD üzerindeki piktograflar vasıtasıyla bildirmektedir.

Aracın ön ve arka tamponlarına delikler açılarak sensörler yerleştirilir ve basitçe elektrik bağlantısı tamamlandıktan sonra kullanılabilir hale gelmektedir. Ultrasonik sensörlerin bazı yüzeylerde dezavantajı bulunmaktadır.

Sivri yüzeyler, ses dalgasını emebilen engeller, ağaç dalı gibi birçok çıkıntıya sahip yüzeyler, köşe noktaları veya direk gibi ses dalgasının çarpıp yansımasını engelleyen tüm yüzeyler sistemin doğru çalışmasına mâni olmaktadır.

Elektromanyetik park sensörü, yılında Mauro Del Signore tarafından bulunarak patenti alınmıştır. Elektromanyetik dalgalardan olan radyo frekansının kullanıldığı park sensörleri, radarların çalışma mantığına benzer şekilde çalışarak daha yüksek doğrulukla engelleri algılayabilmektedir. Ayrıca aracın kozmetiğine zarar verilmemektedir.

Tamponlara delik açmadan iç taraflarına alıcı ve verici manyetik şerit yapıştırılmaktadır. Manyetik şerit üzerinden gönderilen radyo frekansı bir engele çarptığında gelen sinyalin frekansı değişerek alıcı şeride ulaşmaktadır. Böylece engelin yakınlığı algılanarak ses veya görselle sürücüye bildirilir.

Ultrasonik ya da elektromanyetik sensörlere ek olarak güvenliği daha üst düzeye çıkarmak için araçların genellikle arkasına yerleştirilmekte birlikte önüne de kameranın yerleştirildiği park asistanları bulunmaktadır.

Kamera görüntüsü, geri vitese geçildiğinde otomatik olarak veya isteğe bağlı butonlarla çalışarak sürücünün rahatlıkla kör noktalarını görebileceği açılarla bir ekrana yansıtılır. Görüntü içerisinde ayrıca park sensörleriyle engellere yakınlıklar da görülebilmektedir.

Park sensörleri, sesli veya görsel uyarılarla sürücüleri bilgilendirerek engellere karşı uyarmaktadır. Ancak verilerin her koşulda senkron olarak sağlıklı iletilemeyebileceği ve yüzde yüz doğruluğun olmayabileceği düşünülerek sensörlere tam olarak güvenilmemeli, sürücüler her zaman gerekli kontrolleri yaparak dikkatli olmalıdır.

Park sensörü, aracınızı park edeceğiniz sırada aracın etrafında bulunan nesnelerin araca uzaklığını algılayarak şoförü sinyal sesiyle uyaran bir cihazdır.

Park Sensörü Önemli Mi?

Güvenlik ve konfor bakımından büyük role sahip olan park sensörü, aracınızın park esnasında hasar almasına engel olur. Aracın etrafında bulunan ve sizin göremediğiniz nesneleri dahi algılayarak sizi sinyal sesiyle uyaran bir cihaza önemsiz demek pek de doğru olmaz. Sunduğu bu konforun yanında, yakıt tüketiminizi ve park sırasında geçirdiğiniz vakti biraz daha azaltır. Park sensörü, aracını park ederken sorun yaşayanlar için ise oldukça işe yarayan bir aksamdır.

Park Sensörü Nasıl Çalışır?

Elektromanyetik ve ultrasonik olmak üzere iki çeşit park sensörü bulunur. Elektromanyetik park sensörü, meydana getirdiği manyetik alan içine giren nesneleri algılayıp ses bildirimi yapar. Ultrasonik park sensörü ise yaydığı ses sinyallerinin yine kendisine dönme aralığı sayesinde çevrede bulunan nesneleri algılar.

Araç ile yaklaşılan nesne arasında bir metre temas mesafesi kaldığı anda park sensörü devreye girerek şoförü sinyal sesiyle uyarır. Aracın temas edeceği nesne ile arasında bulunan mesafe azaldıkça duyulan sinyal sesi aralığı da kısalır. Durmanız gereken noktada ise sinyal sesi sürekli ve aralıksız uyarı verir. Eğer sinyal sesi sabit olarak duyulmaya başlandıysa araç ile nesne arasında yaklaşık olarak 30 cm’lik bir mesafe kalmış anlamına gelir.

Park Sensörü Sonradan Takılabilir mi?

Park sensörü pek çok yeni araba modelinde fabrika çıkışında bulunur. Eski model araçlarda ise sonradan monte edilebilir. Eğer bir araca sonradan park sensörü monte edilecekse dikkat edilmesi gereken birkaç önemli nokta bulunuyor. Bunlar; araca uygun park sensörü almak ve bu park sensörünü doğru şekilde monte etmektir.

Park Sensörü Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

• Park sensörleri araçların gözleri olarak tabir edilse de kimi durumlarda algılanmayan cisimler de olabilir. Örneğin, dik durumda olan bir tabelayı ince yapısından dolayı park sensörü her zaman algılayamayabilir. Bu durum da direğe çarpmanıza sebep olabilir. 
• Aracı park etmeden önce park edilecek noktanın araç için uygunluğunu kontrol etmekte fayda vardır. Aracı park ederken aracın arkasından geçen yayalar, taşıtlar veya hayvanlar olabilir. Her ne kadar park sensörü uyarı verecek olsa da tedbiri elden bırakmamakta fayda var.
• Yaz ve kış aylarında sorunsuz şekilde çalışan park sensörlerinin hatasız çalışmasını sürdürebilmesi için temiz tutulmasına özen gösterilmelidir. Park sensöründe kir birikmesi nesneleri algılayamamasına sebep olabilir.