mezi akıntısı nedir / Mezi nedir, Güsül gerektirirmi ?

Mezi Akıntısı Nedir

mezi akıntısı nedir

Soru-() Kadınlardan gelen beyaz akıntı konusunda uzun bir ilmî tartışma

Kadınlardan gelen beyaz akıntı konusunda uzun bir ilmî tartışma

[Site editörünün bilgi notu: Bu yazının girişinde yer alan yana yatık -italik- uzun yazı, Hayrettin Karaman'ın bu konudaki görüşüne katılmayan soru sahiplerine aittir. Aşağısında Hayrettin Karaman'ın, doktor bayanlar ile yaptığı görüş alışverişi ile birlikte bu konuda verdiği cevaplar yer almaktadır. Kalın -bold- yazılar Hayrettin Karaman'ın sözleridir.
Bu yazıyı fazla uzun ve ayrıntılı bulan okuyucular şu bağlantıdan bu konunun kısa ve öz cevaplarına ulaşabilirler.]

Soru:
31 Ağustos tarihli Zaman-Âilem dergisi "ilmihal" sayfasında yer alan "Kadınlarda Beyaz Akıntı" konusundaki bir yazı, tamamen yanlış ve vahim hükümler ihtivâ etmiştir. Yüz binlerce dindar kadının abdestsiz namaz kılmasına yol açacak bu müthiş hatanın bir an önce tashîh ve telâfisi gerekmektedir. Ekteki araştırma yazımızda gerekli bilgiler sunulmuştur. Hiç tereddütsüz, bu ağır hata mutlaka düzeltilmelidir. Aynı dergide bu düzeltme yapılmazsa, başka zeminlerde sesimizi yükselterek bu hatayı düzeltmek zorundayız! Yanlışta ısrar etmemek ve hatadan dönmek fazilettir.

Bu derginin ekindeki bizim katılmadığımız açıklama:
Fıkıh kitaplarımızda abdesti bozan şeyler sayılırken, en başta "önden ve arkadan çıkan her şey" denilir. Bundan sadece pek nâdir olduğu söylenen "önden çıkan yel" müstesnâ tutulur. Abdesti bozan -ve gusül gerektirmeyen- bir akıntı da fıkıh dilinde "mezi" ve halk dilinde "beyaz akıntı" denilen sıvıdır.
Ancak bazı kimseler:
a) Fıkıh kitaplarında adı geçen "mezi"nin erkeklere mahsus olduğunu ve temel kaynaklarda bu hususta hanımları ilgilendiren bir açıklamaya yer verilmediğini;
b) Peygamber Efendimizden bununla ilgili bir açıklama gelmediğini;
c) Kadınlarda cinsî organdan gelen beyaz akıntının tükürük ve gözyaşı gibi temiz bir salgı olduğunu ve tıbben pis maddelerden sayılmadığını;
d) Eski dönemde tıb bilgisi yetersizliğinden, geçmiş âlimlerimizin "beyaz akıntı / vaginal salgı"nın bugün bilinen gerçek durumundan haberdar olmadıklarını;
e) Ancak bir hastalık ve anormallikten dolayı gelen akıntının necis ve abdest bozucu olduğunu…
iddia ederek, "bir hastalıktan dolayı olmadıkça bu akıntının abdesti bozmayacağını ve çamaşırı kirletmeyeceğini" söylüyorlar.

Bu meselenin aslı esası ve bu garip iddianın doğruluk payı nedir?

Bizim cevabımız:
Mezi: Genelde cinsî duygulanma hâlinde bazan da belli bir sebep yokken, ön taraftan şehvetsiz olarak sızan beyazımsı ve kokusuz, ince ve kaygan -yumurta akı maddesi gibi- bir sıvıdır. Kadınlarda daha beyazdır.
Kadından gelen meziye (zal harfiyle) "kazâ" da denilmektedir (1).
"Kazâ" ise Kamus'ta: "…Mezi tarzında beyaz nesne…mezi menzilindedir" diye ifâde edilir (2).
Lügat ehli: "Küllü fahlin yemzî ve küllü ünsâ takzî / Her erkek mezi salgılar, her dişi de kazâ salgılar " demişlerdir (3). (İlk cümle bir hadîs-i şerîfte de yer alır). Çağdaş bir Arab lügatçısı ve edebiyat bilgini ise, kıymetli eserinde yukarıdakine benzer ifâdeler yanında, daha açık bir ifâdeyle: "ve'r-recülü yemzî ve'l-mer'etü takzî / Adam mezi salgılar, kadın da kazâ salgılar" cümlesine yer verir (4).

Şimdi ilgili hükümlere geçelim:
1- Mezi -şeklen ve hükmen- erkek ve kadında müşterektir; ancak kadınlarda erkeklerden daha fazla olur (5). Erkek ve kadında müşterek olarak salgılanan mezinin / beyaz akıntının abdesti bozduğu ve idrar gibi necis olduğu hususunda bütün İslâm âlimleri arasında icmâ ve ittifak vardır (6).

2- Mezinin hükmüyle ilgili hadîs-i şerifler, birçok hadîs kaynağında mevcuttur. Örneklerde erkeğin adının geçmesi, kadınları konu dışında tutmak anlamında değildir. Mezi her iki cins için müşterek olduğuna göre, burada asla erkeklere tahsîs yapılmamış, hüküm umum olarak tatbik edilmiştir. İbn Hacer'in dediği gibi: Resûlullah (s.a.) meziden dolayı abdesti emretmiş, fakat onun hakkında tafsilât vermemiştir. Böylece hükmün umumunu ifâde yolunu göstermiştir (7). Bunun aksine hiç bir hüküm ve delîl mevcut değildir.
Başta Buhârî ve Müslim olmak üzere Kütüb-i Sitte ve diğer kaynaklarda geçen şu meşhur rivayet ehlince malûmdur. Hz. Ali (r.a.) anlatıyor: "Ben çok mezi gören biriydim. (Küntü recülen mezzâen…) Kızının bende olmasından dolayı Resûl-i Ekrem'e sormaya da utanıyordum. Mikdâd'a teklif ettim de ona durumu sordu. Resûlullah Aleyhisselâm, buyurdu ki: Orasını yıkar ve abdest alıverir" (8).
İşte bu hüküm, erkek ve kadınlar için müşterek olarak geçerlidir (9). Kadın da mezi salgıladığı zaman abdesti bozularak, aynen erkekte olduğu gibi fercini yıkayıp, namaz için abdest almakla mükellef olur (10).

3- Bazı maddelerin tıbben temiz sayılması, dinen/şer'an necis olma hükmünü kaldırmaz. Meselâ:
a) Taze kan ve şarabın tıbben temiz olması, şer'an da temiz olması değildir. Birkaç damlası elbiseye bulaşsa onunla namaz kılınamaz.
b) Erkek ve kadında müşterek görülen sâfi mezi de tıbben temizdir. Fakat yukarıda açıklandığı gibi, şer'an bunun pis olduğunda İslâm âlimleri arasında görüş birliği ( icmâ ve ittifak ) vardır. Fakat bundan dolayı gusül değil, sadece abdest gerekiyor.
c) Meninin necis olmasında ise ittifak yoktur. Gerek bazı sahâbilere göre gerekse Şâfiî ve Hambelîlere göre, meni temiz sayılır. Hanefî ve Mâlikîlere göre ise necistir (11). Bununla birlikte, şehvetle gelen meniden dolayı gusül gerektiği de icmâ ve ittifakla sabittir.
d) Alttan çıkan yel de aslında pis değildir ve temas ettiği elbiseyi kirletmez. Ama bunun abdesti bozduğu, kesinlikle ve ittifakla sabittir.
Demek oluyor ki aslında şer'î hükümler, tıbbî ve mantıkî ölçülerle değil, Kitap ve Sünnet ölçülerine göre tesbit edilmiş bulunmaktadır.

4- Geçmiş âlimlerimizin tıb bilgisindeki yetersizliğinden dolayı, kadınlardaki "beyaz akıntı" hakkında tutarlı bilgi sunamadıklarını söylemek ise, büsbütün tutarsız ve yersiz bir iddiadır. Fakîh ve müctehidlerimizin çeşitli ilimlerde bizleri hayrete düşüren derin bilgilerini bir yana bırakalım da kendi bilgilerimizin doğruluğunu kontrol edelim! Mezi ve meni gibi sıvıları açıklaması bile, bugünkü bilgilerimize uygun olarak bize Hz. Âişe'den rivayetle gelmiş ve kitaplarda yerini almıştır (12).
Ondört asırlık İslâm tarihinde bırakın âlim olanları, avâm-ı nâstan herhangi bir müslümanın, mezi veya beyaz akıntının varlığından ve bunun abdesti bozmasından tereddüt ettiğine ihtimâl vermiyoruz… Bunun için uzman tabîb olmak gerekmez; uzman tabîbin âhkam-ı dîniyyeye tamâmen muhalif olarak sunduğu bir görüşe de din namınâ itibar edilmez! Ne gariptir ki bugün "ehl-i ilim" den birileri asırlarca bilinegelen, sünnet ve icmâ ile sâbit olan genel-geçer bir hükmü yok sayabiliyor ve " beyaz akıntı abdesti bozmaz" diyebiliyor. Bu ne cür'et, bu ne sorumsuzluktur!

6- Beyaz akıntının necis ve abdest bozucu olması için, ancak hastalık hâlinde olması gerektiği görüşünün, İslâm fıkhında hiçbir dayanağı ve doğruluk payı yoktur. Böyle bir hüküm türetmek icmâ-ı ümmete aykırıdır, tamâmen yanlış ve geçersizdir. Bununla beraber, normal dışı akıntılar için fıkıh kitaplarımızda "müstehâza / özür hâli" bahsinde açıklanan, kolaylaştırıcı özel hükümler malûmdur. (Erkekler için de benzer hükümler vardır).
Kısaca açıklayacak olursak: Kadınlarda normal hayız hâli dışında görülebilen farklı akıntılar kesintisiz devam ederse; baştan abdest alıp namaz kılmaya vakit bırakmayacak şekilde bir namaz vaktini doldurur ve sonraki her namaz vaktinde de bir kere akıntı görülürse, özür hâli söz konusudur. Bu durumda, tıkama ve başka yollarla (gerekirse namazı oturup kılmak, îma ile kılmak gibi çârelerle) akıntı önlenemiyorsa, her namaz vakti abdest tazelemek sûretiyle, akıntı sürse de namazlar kılınır. Namazda tekrar kirlenme ihtimâli yoksa, namaz öncesi birikmiş lekeler temizlenir. Fakat namaz sırasında tekrar kirleneceği anlaşılıyorsa, özür kirlerini temizlemek de gerekmez. (Özür dışı pislik bulaşmışsa temizlenir). Başka bir sebeple abdest bozulmadıkça, bir vakit içindeki özür akıntısıyla abdest de bozulmuş olmaz. Abdestten sonra özür akıntısı olmuşsa, namaz vaktinin çıkmasıyla abdest bozulmuş olur (13).

Bize göre sonuç olarak:
1. Kadınlarda görülen beyaz akıntı, erkeklerdeki mezi ile aynı hükümdedir; sidik gibi pistir ve abdesti bozar. Erkek sidiği ile kadın sidiği arasında hükmen fark olmadığı gibi, iki cinsde müşterek olan mezinin de hükmen farklı durumu yoktur.
2. Bu konuda bize ışık tutan hadîs-i şerifler yanında, ondört asırlık İslâm uleması arasında icmâ ve ittifak vardır. Yani bu husus, sünnet ve icmâ ile sabittir (14).
3. Bu hükmün aksini savunanlar, bilerek veya bilmeyerek icmâ-ı ümmete muhalif bir görüşe saplanıyorlar. Halbuki icmâa aykırı olan böyle bir hüküm kesinlikle câiz değildir, haram ve geçersizdir (15).
4. Herhangi bir âlim veya araştırmacı, bu konuda icmâan sâbit olan geçerli hükmün dışında aykırı bir görüş beyan ederse, o kimsenin bu noktadaki görüşüne itibâr edilmez. Çünkü bu durumda o kişi âlim de olsa, tutarsızlığından dolayı itibar görmediği konuda avâm derecesinde kabul edilir (16).
5. Yukarıdan beri açıklamaya çalıştığımız gerçekleri göz ardı ederek "beyaz akıntı abdesti bozmaz" iddiasını kitlelere yayanlar, yüz binlerce müslüman kadının abdestsiz namaz kılmasına sebep olurlar ve onların ağır vebâline ortak olurlar. Neûzü billâhi teâla!..



Cevap:
Bu beyaz akıntının temiz olduğunu ve abdesti bozmayacağını ben söyledim ve yazdım. Bunu ilk defa, kırka yakın kadın doğum uzmanı dindar bayanlarla yaptığımız bir seminerde söylemiştim. Uzmanların verdiği bilgi ve benim söylediklerimin -konuşma şeklindeki- özeti şudur:


Doktor Bayanlar:
Akıntı sıvısı fizyolojik ve kendiliğinden olan bir olaydır. Abdesti bozar mı? İdrar ve gaitayı tutmak için, sfinkter denen bir organ vardır. Vagina da böyle bir sistem yoktur. Vaginal akıntı devamlı olarak gelir. Fizyolojik olarak akmaması normal değildir. Tıbben gözyaşı, burundan gelen akıntı ve tükrük gibi bir salgıdır. Hiçbir şekilde istemli olarak durdurmak mümkün değildir.
Bu akıntı fıkha göre pis midir ve abdesti bozar mı?

H. Karaman:
Bundan önce konu bana sorulduğunda fıkıh kitaplarına baktım, orada şunu gördüm: "Koyduğunuz bezin veya -nasıl diyorsunuz- perdenin dışına çıkarsa bu ıslaklık abdesti bozar, çıkmazsa bozmaz". Konan pamuk ve benzerinin derinde veya yüzeye yakın olmasının da faklı hükümlerinden söz ediliyor. Şimdiye kadar böyle geldik. Ama çıkan şeyin ne olduğu konusu üzerine eğilmedim doğrusu. Niye çünkü şu bilgi (doktorların verdiği bilgi notundaki bilgi) bende mevcut değildi. Cinsel organdan bir sıvı geliyordu, dışarı çıkınca abdesti bozardı. Hep böyle anladığımız için o nesnenin ne olduğuna bakmadık. Ben bakmadığım gibi birçok fıkıh kitabında da bu cihete bakılmamış. Halbuki ben yine fıkıh kitaplarından şunları tespit ettim. İki tane ibare buldum. İbni Abidin -sıkı bir hocadır— « rutûbetü'l ferci tahir :vaginanın nemi tahirdir, temizdir » diyor. (Raddu'l-muhtâr, I, ,). Bu "rutubet ve nem"den sizin söylediğinizi kastediyor. Yani « vaginal ıslaklık tahirdir, temizdir » diyor. Birinci hüküm bu akıntı temizdir. İkincisi, « peki temiz bir nesne iki yoldan birinden çıkarsa bu abdesti bozar mı? » meselesidir. Bu sefer Bedaiü's-sanâi' ismli, Hanefilere ait, muteber fıkh kitabına bakıyoruz, onun yeni baskısının funduszeue.infode sayfasında diyor ki, « Bu bilinen iki yoldan tahir yani temiz olan bir şeyin çıkması abdesti bozmaz.» Bu iki ifadeyi yan yana getirdim. Sadece bu ikisini yan yana getirdim.
Ortaya çıkan sonuç, "normal vaginal akıntının abdesti bozmayacağı"dır.



Doktor Bayanlar:
Hocam fıkıh kitablarinda mezi ve meniden bahseder. bu akıntı onlardan farklıdır, değil mi?

H. Karaman:
Elbette farklı, onlar hakkında hadis var, hadisler bozacağını söyleyince farklı, bunlara aykırı bir şey söylenemez.



Doktor Bayanlar:
Çok özür dileyerek bölüyorum. Benim başından beri anlamadığım bir şey var. Vaginadan istemsiz, gayri ihtiyari gelen bir akıntı, temiz bir akıntı , nasıl bir pamuk tıkacı ile orada hapsediliyor da abdesti bozmuyor. Madem bozmuyor da nasıl bu pamuk tıkacı ile abdest duruyor. Bu tıkaç nedir ki, çamaşır hükmündedir bence. Ondan çıkmamış mı oluyor. İkincisi, ben bunu hep düşünmüşümdür; hastalarıma da demişimdir. Sahabe o zaman pamuk buluyor muydu, hatta iç çamaşır buluyor muydu?

H. Karaman:
Perdeleme olayı da bir sürü sakıncayı beraberinde getiren bir olaydır. Akıntıyı da artırıcı bir olaydır. Ayrıca irrite edici ve tahriş edici bir durumdur. Kısaca tekrar edeyim: Fıkıhçılardan biri diyor ki, « bu sizin söylediğiniz beyaz ve temiz olan vaginal salgı, yani kan olmayan, irin olmayan, sarı su dediğimiz, yaradan gelen su olmayan, burun salgısı tükürük veya gözyaşı gibi vücut salgısı olan akıntı temizdir. » Bakın hatırlar mısınız arkadaşlar şöyle bir şey var. Bir insanın gözünden gözyaşı aksa abdesti bozmuyor, gözünde hastalık olursa, orası enfekte olur da o enfeksiyondan bir akıntı gelirse, bazı mezheplere göre abdesti bozuyor. Bunun anlaşılması şöyle, bir daha söylüyorum. Bu gaita, idrar, kan değil, irin değil, enfekte olmuş bir yerden akan su değil. İkincisi fıkıhçı da « temiz olan şeyin bilinen iki yoldan çıkması abdesti bozmaz » diyor. Ben bu ikisini birleştiriyorum, « bu rutubetin, akıntının oradan çıkması abdesti bozmaz » diyorum.
Beze gelen, orada hapsedilen bir akıntının, dışarı çıkmadı diye abdesti bozmaması fıkıhçıların kıyasları ve yorumlarıdır. « İki yoldan çıkan pis nesne abdesti bozar » dendiği için, hapsedilerek de olsa çıkmadıkça abdesti bozmaz demişlerdir.
Doktor hanımlar « eğer perde konulursa vaginal akıntının miktarı artar, akması engellendiği için de iltihaba sebep olur » diyorlar.
Bunu onlar söylüyorlar. Dikkat ederseniz, biz vaginal temiz salgıdan bahsediyoruz. Kandan, idrardan, iltihaptan bahsetmiyoruz. Onlar pistir. Bunu tekrar tekrar söyledim. Temiz olan vaginal akıntıdan, ıslaklıktan bahsediyorum. Temiz olan bir nesnenin oradan çıkması abdesti bozmaz diyorum.



Doktor Bayanlar:
İltihablı akıntısı olan kadınlar özürlü durumda olup, sadece namaz abdestleri bozulur, gusül abdesti hükmüne girmeyecek değil mi hocam?

H. Karaman:
Doğrudur, bunlar gusül gerektirmez.
Benim sorum:
Doktor arkadaşlar hangi akıntıların normal, hangilerinin enfekte olmuş akıntılar olduğunun nitelik farklılıklarını söyleyebilirler mi?
Doktorlarla özel görüşmelerimizde hanımların bu iki akıntıyı ayırabileceklerini söylediler.


Doktor Bayanlar:
Herkes kendi normal vaginal salgısını bilir. Bunun miktarının artmasını tıbben lökore diye tanımlarız ve miktar artışını normal kabul ederiz. Renginin ve kokusunun değişmesine ve kişiye rahatsızlık veren yanma, kaşıntı gibi arazlara sebep olan akıntılara iltihabik diyoruz. Hocam fıkıh kitablarında da belirtildiği gibi vaginal salgı sadece ıslaklık sağlama amacıyladır. Onun dışında sarı, yeşil, gri, kokulu, rahatsızlık veren her akıntıyı iltihabik kabul ederiz.


H. Karaman:
Buraya kadar fıkıh kitaplarına ve doktorların verdikleri bilgilere dayanarak normal, beyaz vaginal akıntının temiz olduğunu ve abdesti bozmadığını açıklamış oldum. Buna itiraz eden ve baş tarafa aldığım uzun yazıyı yazan arkadaşımızın iddialarının geçersiz, değerlendirmelerinin yersiz (başka şeylere ait hüküm ve hadisleri normal akıntıya taşımak, onlarla bir tutmak) olduğunu da ortaya koymuş oldum.






Karşı görüş sahiplerinin dipnotları:

(1) İbn Nüceym: el-Bahru'r-Râık (Beyrut ), 1/; İbn Nüceym: en-Nehru'l-Fâık (Beyrut ), 1/68; İbn Âbidîn: Reddü'l-Muhtâr (Beyrut ), 1/; Heyet: el -Fetâvâ'l-Hindiyye (Bulak ), 1/
(2) Mütercim Âsım: Kamus Tercemesi (İstanbul ), 4/
(3) el-Ezherî: Mu'cemu Tehzîbi'l-luga (Beyrut ), 3/; İbn Manzur: Lisânü'l-Arab (Beyrut ), 11/
(4) Hasan Saîd el-Kermî: el-Hâdî ilâ luğati'l-Arab (Beyrut ), 3/, 4/
(5) en-Nevevî: el-Mecmû', 2/; Sahîhu Müslim bi-Şerhi'n-Nevevî (Beyrut ), 3/; el-Bahru'r-Râık, 1/; Reddü'l Muhtâr, 1/
(6) İbnü Abdilber: et-Temhîd (Kahire ), 2/; İbnü'l Arabî: Ârızatü'l-Ahvezî (Beyrut ), 1/; el-Aynî: Umdetü'l-Karî (Beyrut ), 3/45; eş-Şevkânî: Neylü'l-Evtâr (Beyrut ), 1/
(7) İbn Hacer: Fethu'l-Bârî, (Beyrut ) 1/
(8) Fethu'l-Bârî, 1/; Umdetü'l-Karî, 3/
(9) el-Mecmü', 2/
(10) Mustafa el-Adevî: Câmiu Ahkâmi'n-nisâ' (es-Suûdiyye ), 1/
(11) Neylü'l-Evtâr, 1/
(12) es-Serahsî: Kitâbü'l-Mebsût (Beyrut ), 1/67; el-Kâsânî: Bedâiu's-Sanâi' (Beyrut ), 1/
(13) Bedâiu's-Sanâi', 1/; İbnü'l-Hümâm: Fethu'l-Kadîr (Beyrut ), 1/; Reddü'l-Muhtâr, 1/
(14) Fethu'l-Bârî, 1/
(15) Muhammed el-Gazâlî: el-Mustasfâ min ilmi'l-usûl (Beyrut ), 1/; eş-şŞevkânî: İrşâdü'l-Fuhûl (Kahire ), 2/; Emîr Abdülazîz: Usûlü'l-Fıkhi'l-İslâmî (Kahire ), 1/, 2/; Vehbe ez-Zuhaylî: Usûlü'l-Fıkhi'l-İslâmî (Beyrut ), 1/ , , 2/
(16) eş-Şâtıbî: el- İ'tisâm (Beyrut ), s



Buradaki iki mavi çizgi arası içerik site editörünce konulmuştur ve rastgele çıkmaktadır. İçeriğini onayladığımız anlamına gelmez, dikkatli davranın.

Sual: Guslü gerektiren haller nelerdir?
CEVAP
Guslü gerektiren haller şunlardır:
1- Hayz veya lohusalık hali bitince yahut cünüp olunca gusletmek farzdır. Hayz bitince, cünüp de olursa, ikisi için bir gusül yetişir. Kadın cünüp iken hayz görürse, isterse hemen gusleder, isterse hayz bitene kadar bekler, sonra ikisi için bir defa gusleder.

2- Zekerin [penisin] ucu, sünnet derisi altındaki yuvarlak kısım, ferce [hazneye] girince, meni gelmese de, erkek de, kadın da cünüp olur. Yuvarlak kısım girmezse, cünüp olmaz.

3- Erkekte koyu beyaz ve kadında akıcı sarı meni, yerinden şehvetle kopup çıkarsa cünüp olunur.

4- İhtilamla yani rüyada şehvetlenip uyandığı zaman, meni akmış olduğunu gören erkek ve kadın cünüp olur. Rüyada ilişkide bulunduğunu görür, fakat uyanınca meni akmamışsa, meni yoksa gusletmez. Bazı âlimler kadının menisi içeri akar, ihtiyaten yıkanması iyi olur demişlerdir.

5- Şehvetle yerinden ayrılan meni, idrar yolunda kalıp, daha sonra buradan, şehvetsiz de çıksa, gusletmek gerekir. İdrar yaptıktan veya bir müddet uyuduktan sonra çıkarsa gusül gerekmez.

6- İstimna [mastürbasyon] guslü gerektirir.

7- Cünüp olup, idrar yapmadan guslettikten sonra erkekte meninin geri kalan kısmı, şehvetsiz aksa, tekrar gusletmek gerekir. Bunun için, gusülden önce idrara çıkıp, idrar yolunda kalmış olan meni parçasını çıkardıktan sonra gusletmek lazımdır. Kadın yıkandıktan sonra kendisinden meni gelirse kendi menisi olduğu takdirde guslü tekrarlar; namazı tekrarlamaz. Kendi menisi gelmemişse bir şey icap etmez.

8- Zekerin ucu, dübüre girince, meni aksa da, akmasa da, her ikisine gusletmek farz olur. Hayz halinde de, temiz iken de kadına dübüründen yaklaşmak haramdır. Büyük günahtır. Livata veya cinsi sapıklık denilen oğlan kirletmek daha büyük günahtır. Hayvana tecavüz edene de gusül gerekir. Çok çirkin ve büyük günahtır.

9- İhtilam olduğunu hatırlamadan, meni görenin, gusletmesi lazımdır. Uyanıp, çamaşırında meni gören, ihtilam olduğunu hatırlamasa da gusleder. Mezi sansa ihtiyaten gusleder.

Kadın, kocasını düşünürken şehvetlense, sonra titreyerek, kasılarak sarımtırak bir akıntı yani meni gelse, gusül gerekir.

Guslü gerektirmeyen hâller
Sual:
Guslü gerektirmeyen haller nelerdir?
CEVAP
Halk arasında guslü gerektirdiği sanılan bazı hâller, guslü gerektirmez. Guslü gerektirmeyen haller:
1- Bir erkek, bir kadını yahut bir erkeği çıplak görse, gusül gerekmez. Bakarken şehvetlenip meni gelirse gusül gerekir, mezi gelirse, yine gusül gerekmez.

2- Bir kadın, kendi kocasını veya bir kadını çıplak görse gusül gerekmez.

3- Karı-koca oynaşırken, çıplak resme bakarken veya düşünürken mezi gelse, fakat meni gelmese gusül gerekmez.

4- İdrar yaptıktan sonra veya büyük abdestten sonra gelen yapışkan prostat sıvısı ve vedi guslü gerektirmez.

5- Ağır bir şey kaldırmak veya bir yerden düşmek gibi bir sebeple meni çıkınca, Şafii’de gusül lazım olur, diğer üç mezhepte lazım olmaz.

6- İhtilâm olduğunu hatırlayan, uyanınca çamaşırında meni görmezse gusletmesi gerekmez. İhtilam olan, uyanınca, yatakta, elbise veya bacağında yaşlık görürse, bunun mezi denilen beyaz akıcı sıvı olduğunu anlarsa veya uyanık iken mezi akarsa, gusül gerekmez.

7- Cünüp olup guslettikten sonra, kadından kocasının menisi çıksa gusül gerekmez.

8- Kadın veya erkek, etek [kasık] tıraşı olsa gusül gerekmez.

9 - Kadınların süründüğü kokuyu erkekler koklarsa, koku sürünene de, koklayana da gusül gerekmez. Abdesti bile bozmaz. Ancak bayanların kocalarından başka kimseler için koku sürünmesi caiz değildir.

Cünüpken giyilen kıyafeti, üstünde necaset yoksa, tekrar giymekte ve o elbiseyle namaz kılmakta mahzur yoktur.

Meni, vedi, mezi nedir?
Sual:
Meni, vedi, mezi, prostat salgısı nedir? Guslü gerektirir mi?
CEVAP
Meni
, cinsel ilişki veya mastürbasyon sonunda haz ve heyecanla gelen yapışkan sıvıdır. Erkek menisine sperm denir. Kadından gelen meni sarımtıraktır.

Vedi, idrardan sonra çıkan beyaz, bulanık, koyu, yapışkan bir sıvıdır.

Mezi, zevk zamanında çıkar. Şehvetlenince, açık resimlere bakınca veya şehvetle öpüşünce ve sürtününce veya böyle şeyler düşününce gelen birkaç damla renksiz yapışkan sıvıdır.

Prostat salgısı, genelde idrardan sonra gelen, koyu, yapışkan bir sıvıdır.

Şehvetle gelen meni hariç, hiç biri guslü gerektirmez. Kadınlarda meni gelmesi daha zor olur. Meni gelmez de, mezi denen akıcı sıvı gelirse gusül gerekmez. Meni, titreyerek gelir, kasılmalar olur. Gelenin mezi mi, yoksa meni mi olduğu bu şekilde de, anlaşılabilir.

Meni gelmezse
Sual:
Prostat ameliyatı oldum. Sperm torbacıklarımı aldıkları için testislerde sperm birikemiyor. Eşimle beraber olduğum zaman sperm gelmiyor. Rüyada ihtilam oluyorum; ama dışarı bir akıntı çıkmıyor. Bazen herhangi bir sebep olmadan idrarda koyu bir akıntı görüyorum, acaba sperm mi diye merak ediyorum. Cünüp oluyor muyum, gusletmem gerekiyor mu?
CEVAP
Eşle beraber olunca sperm gelmese de, yine gusül gerekir. Rüyada ihtilam olunca dışarı bir akıntı çıkmamışsa, gusül gerekmez. Gusül için meninin şehvetle dışarı çıkması gerekir. Meni herhangi bir sebeple şehvetsiz çıksa Hanefi’de gusül gerekmez. İdrarda görülen prostat sıvısı olabilir. Tahlil ettirmek iyi olur. Meni bile olsa, şehvetsiz gelince guslü gerektirmez. Eğer şehvetle yerinden kopup, daha sonra şehvetsiz olarak çıksa, gusül gerekir.

Meni görülmezse
Sual:
Ameliyatla meni kanalı idrar torbasına bağlandı. İhtilamda meni idrar torbasına akarmış. İdrarda meni göremiyorum. Gusül lazım mı?
CEVAP
Meni görülmezse gusül gerekmez.

Muayene olunca
Sual:
Kadın, kadın hastalıklarından dolayı, erkek doktora, rahminden muayene olsa, gusletmesi gerekir mi? Ültrasonla muayene olunca gusül gerekir mi? Kadın ön veya arkasına parmak sokunca gusletmesi gerekir diyenler var, gerekmez diyenler var. Hangisi doğrudur?
CEVAP
İkisi de doğru sayılmaz, açıklamaya ihtiyaç vardır. İçeri parmak girince, lezzet duymazsa gusül gerekmez. Lezzet duyarsa gusül gerekir. Lezzet almak, şehvet duymak demektir. Seadet-i Ebediyye’de Redd-ül-muhtar’dan alarak diyor ki:
Çocuk zekeri, hayvan zekeri, ölü zekeri, zeker gibi her şey veya parmak kullanınca içeri girdiği zaman, lezzet duyarsa, gusletmesi lazım olur. Lezzet duymazsa, gusletmesi iyi olur.

Cünübün âdet görmesi
Sual:
Cünüp kadın, hayz olursa yıkanması gerekir mi?
CEVAP
Yıkanması şart değildir. Cünüp iken tırnak ve saç kesmesi mekruh, hayzlı iken mekruh değildir. Bunun için yıkanması iyidir.

Doğum yaptırmak
Sual:
Erkek veya bayan kadın doktoru veya ebe, Ramazanda, abdestli iken bir kadına doğum yaptırsa, doktorun orucu, guslü veya abdesti bozulur mu?
CEVAP
Hanefi mezhebindeki kadın doktorunun veya ebenin, Ramazan-ı şerifte doğum yaptırmakla orucu, abdesti ve guslü bozulmuş olmaz. Zaruretsiz erkek doktora doğum yaptırmak caiz olmaz.

Bir kere gusledilir
Sual:
Hayzı bittiği halde, gusletmeden beyiyle beraber olup yatan, sonra rüyada ihtilam olan, yani gusletmeden önce, iki kere daha cünüp olan, şimdi, kaç kere gusletmesi gerekir?
CEVAP
Kaç kere cünüp olunursa olsun, bir kere gusletmek yeterli olur. Namaz vakti çıkmadan, hemen gusledilmesi gerekir. Namaz kılmadan vakit çıkarsa, namazını kazaya bıraktığı için de, ayrıca büyük günah olur.

Tuğla eriyinceye kadar
Sual:
Livata yapınca veya Çingene’yle zina edince, tuğla eriyinceye kadar yıkanmak mı gerekir?
CEVAP
Hayır, öyle bir şey yok, hurafedir. Livata ve zina, büyük günahsa da, bir kere gusleden temiz olur.
Livata, erkeğin erkekle ilişkiye girmesi;
Zina, erkekle kadının nikâhsız olarak cinsel ilişkide bulunması demektir.

Müslüman olunca
Sual: Bir gayrimüslim, Müslüman olunca, gusletmesine gerek var mı?
CEVAP
Cünüp olduktan sonra yıkanmışsa, Müslüman olunca gusletmesi müstehabdır. Cünüp kâfir, kir için yıkanmışsa cünüplüğü de kalmaz; çünkü Hanefi’de gusülde niyet farz değildir. Yıkanmakla gusletmiş olur. Cünüp olduktan sonra yıkanmamışsa, Müslüman olunca gusletmesi farzdır. (İ. Ahlakı)

Gusül gerekmez
Sual:
Sitenizde, (Şehvetle yerinden ayrılan meni, idrar yolunda kalıp, daha sonra buradan, şehvetsiz de çıksa, gusletmek gerekir) deniyor. Prostat rahatsızlığı sebebiyle, ihtilam olduğum hâlde, meni çıkmıyor. Belki idrara karışmış olabilir, fakat idrarda da görülmüyor. Görülmediği için gusül gerekmez mi?
CEVAP
Görülmedikçe gusül gerekmez, fakat ihtiyaten gusletmek iyidir.

Sual: Dişlerde meydana gelen kireçlenmeler sebebiyle, buraların altına su ulaşmıyor. Bu sebepten dolayı başka bir mezhebi taklit etmek gerekir mi?
Cevap:
Dartr veya kefeki denilen ve dişlerin dibinde hasıl olan kireçlenmeler, salgılardan, kendiliklerinden hasıl oldukları için ve buna mani olan çare, ilaç bulunmadığı için, bunların mevcut olmasında zaruret vardır. İzale edilmesinde harac olanlar, derideki çıbanın, yaranın üstündeki zar, kabuk gibi olup, altlarını yıkamak, dört mezhepte de lazım olmaz. Bunun için, başka mezhebi taklit lazım olmaz.

Sual: Uykusunda ihtilam olduğunu hatırlayan fakat uyanınca iç çamaşırında meni bulaşığı görmeyen kimsenin, yine de gusül alması gerekir mi?
Cevap:
İhtilam olan kimse, uyanınca, yatakta, elbise veya bacağında yaşlık görse, bunun mezi denilen beyaz akıcı sıvı olduğunu anlarsa veya uyanık iken mezi aksa, gusül lazım olmaz. İhtilam olduğunu hatırlamadan, meni görse, gusül lazım olduğu, söz birliği ile bildirildi. Mezi sansa ihtiyaten gusül lazım olur. İhtilam olduğunu, hatırlayan kimse, bir yerde meni görmezse, gusletmez.

Sual: Ağır bir şey kaldırınca, insandan meni gelirse, bu sebepten dolayı gusül almak gerekir mi?
Cevap:
Dayak yemek, ağır bir şey kaldırmak veya bir yerden düşmek gibi sebeplerle insandan meni çıkınca, Hanefi ve Maliki mezhebinde gusül lazım olmaz. Şafii mezhebinde ise, lazım olur. Şafii mezhebini taklit eden Hanefinin, buna da dikkat etmesi lazımdır.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası