mıknatıs mekanizması ile yanan / Milyonlarca kullanılabilir durumdaki sabit disk imha ediliyor

Mıknatıs Mekanizması Ile Yanan

mıknatıs mekanizması ile yanan

Saat

Her yaş ve kesimin vazgeçilmez aksesuarlarının başında saatler gelir. Zaman kontrolü için olmazsa olmaz bu ürünler, farklı tarzlara sahip her kombini şık bir şekilde tamamladığı için de son derece ilgi görür. Bu aksesuar seçenekleri yediden yetmişe herkesin kollarını süsleyen kullanışlı ve şık parçalardır. Analog, dijital, akıllı ve daha birçok modeli bulunan ürünler, zamanı takibinin yanı sıra birçok fonksiyona sahiptir. Cep telefonları, teknoloji çağının vazgeçilmezlerinden biri olsa da saatin kaç olduğunu merak eden herkes istemsiz olarak bileğini kontrol eder. Zamandan haberdar olmak isteyen kişiler, kolay ulaşılabilir olmaları sayesinde kol saatlerine ilgi gösterir

Kol saati çeşitleri, farklı kordon ve kadran tasarımlarıyla her tarza ve beğeniye hitap eder. Özellikle silikon kordonlular, sportif ve günlük kombinler için ideal parçalardır. Çelik veya deri kordonlar, sıklıkla günlük ve klasik kombinlere eşlik eder. Parlak taşlarla donatılmış bir kol saati kadınların kıyafetlerini, şık bir şekilde tamamlar. Bu kullanışlı aksesuarlar, her tarza hitap etmenin yanı sıra teknolojik özellikleriyle de yaşam kalitesini artırır. Çoğu aksesuar klasik işlevi sayesinde zamanı kontrollü kullanmaya yardımcı olurken bazı modellerde sağlık uygulamaları ve akıllı telefonlara bağlanabilme özelliği yer alır. Bu sayede telefonunuzu sık sık elinize almanıza gerek kalmadan mesaj ve aramalardan haberdar olabilirsiniz. Aynı zamanda akıllı kol saati modelleri, çocukların dışarıdayken ebeveynleri tarafından kontrol edilmesine de imkân tanır.

Günlük hayatta birçok kişi tarafından kullanılan bir aksesuar olan saat kadın, erkek ve çocukların konforlu ve şık günler geçirmesi için üretilir. Hem kendiniz hem de sevdikleriniz için estetik görünümlü ve uzun ömürlü bir model seçerken dikkat etmeniz gereken birkaç nokta bulunur. Kullanım amacı, beden özellikleri ve konfor gibi birçok unsur, ürün seçiminde dikkat edilmesi gerekenler arasında yer alır. Aynı zamanda seçeceğiniz bu şık aksesuarın darbelere ve suya karşı gösterdiği direnç, daha uzun ömürlü olmasını sağlar. Şık ve modern kombinlerinizi tamamlayan söz konusu ürünü daha uzun süre kullanabilmek için teknik özelliklerine de dikkat etmek gerekir.

Saat Modelleri ve Özellikleri Nelerdir?

Saat Modelleri ve Özellikleri Nelerdir?

Kol saati kategorisi; materyal, boyut, çalışma tipi gibi özelliklere göre çeşitlenir. Bu aksesuarlar öncelikli olarak; kadın, erkek ve çocuk olmak üzere farklı gruplara ayrılır. Ancak her tarza ve beğeniye hitap eden unisex modeller de bulunur. Kadın saatleri, şık kordonlara ve narin bilek yapısına tam uyum sağlayacak ölçülerde üretilir. Kadın saatleri, daha küçük kadranları sayesinde bileğin üzerinde baskı yaratmadan konforlu kullanım imkânı verir. Silikon kordonlu kadın kol saati spor kombinlerin tamamlayıcılarından biridir. Üstelik bu yumuşak ve pürüzsüz kordon tipi, cilde zarar vermez.

Deri ve çelik kordonlu olan modeller de günlük hayatta ve özel davetlerde rahatlıkla kullanılabilir. Özellikle güçlü ve asi tarzıyla deri kordonlu saat erkeklerin sık tercih ettiği aksesuarlar arasında yer alır. Deri kordonlu erkek saatleri, birbirinden şık renkleriyle her tarza hitap eder. Kahverengi, siyah, lacivert ve bordo sıklıkla tercih edilen kordon renkleri arasında yer alır. Deri kordonlar; parlak, mat, krokodil, damarlı ve daha birçok türüyle farklı zevklere hitap eder. Her bir model, yumuşak dokusu sayesinde tüm bileklere rahatlıkla uyum sağlar. Deri kordonlu kadın kol saati siyah ve beyaz gibi klasik renklerin yanı sıra canlı tonları da kapsayan bir çok seçenek barındırır.

İlgi gören saat çeşitlerinden biri de çelik kordonlu olanlardır. Çelik kol saati erkeklerin özellikle klasik ve özel kombinlerde tercih ettiği tamamlayıcı parçalardan biridir. Füme, antrasit, gri, altın sarısı ve siyah gibi renkler kullanılarak tasarlanan ürünler, güçlü ve prestijli kişiliğinizi ön plana çıkarır. Altın, bronz ve gümüş renklere sahip çelik kadın saatleri de bulunur. Bunlar, aynı renk bilezik ve bileklikler ile beraber de satışa sunulabilir. Bu aksesuarlar, kadran tipi ve çalışma prensibi açısından da farklılık gösterir. 38 ve 46 milimetreye arası çaplara sahip kadranlar, herkesin bilek kalınlığına uygun şık ve kullanışlı bir ürün tercih edebilmesini sağlar.

Hediyelik Kol Saatleri Nasıl Seçilmelidir?

Hediyelik Kol Saatleri Nasıl Seçilmelidir?

Saatler, özel gün hediyeleri arasında vazgeçilmez bir yere sahiptir. Çift kombinleri özellikle sevgililer gününde ilgi görürken ünlü markaların benzersiz tasarımları, sevdiklerinizin onlara verdiğiniz değeri her an hissetmelerini sağlar. Sevdiğiniz kişiye özel bir armağan verebilmek için doğru bir tercih yapmanız gerekir. Bu açıdan hediyelik aksesuar seçerken dikkat etmeniz gereken ilk nokta, ürünün sahibi olacak kişinin tarzıdır. Örneğin hayatının her anında sportif ve genç giyinmeyi seven birine klasik taşlı veya altın renkli bir aksesuar hediye etmek doğru olmayabilir. Bunun yerine tercih edilecek silikon veya örme kordonlu bir ürün, modern tasarımıyla sevdiğiniz kişinin oldukça beğenisini kazanır.

Hediyenizi seçerken kullanım özelliklerini göz önünde bulundurmanız gerekir. Telefon bağlantısını ve yüzerken takılabilmeyi mümkün kılan aksesuarlar, sevdiğiniz kişiye unutulmaz bir hediye vermenizi sağlayabilir. Örneğin telefonu aktif bir şekilde kullanmayan büyükleriniz için kullanışlı bir hediye almak istiyorsanız akıllı saatleri değerlendirebilirsiniz. Telefon ve aksesuarı eşleştirerek görüşmeleri daha rahat gerçekleşmesini sağlayabilirsiniz. Üstelik bu aksesuarlar; nabız, adım ve kandaki oksijen miktarı gibi birçok şeyi ölçerek sağlıklı yaşamı destekler. Sevdikleriniz için şık ve kullanışlı bir ürün seçmek istiyorsanız kalite ve sağlamlığı da ön planda tutmanız gerekir. Paslanmayan dirençli çelik parçalar, sudan zarar görmeyen mekanik aksam ve ayarlanabilir kordon barındıran bir ürün, uzun süre boyunca deformasyon belirtisi göstermeden kullanılabilir.

Kol Saati Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler?

Kol Saati Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler?

Sayısız alternatif arasında kendiniz için doğru ürünü ararken dikkat etmeniz gereken bazı noktalar bulunur. Öncelikli olarak hangi tarz aksesuarlardan hoşlandığınıza karar vermeniz gerekir. Deri, çelik, dokuma veya silikon gibi farklı kordonlar arasından birkaç tanesini seçerek arama işlemini kolay hâle getirebilirsiniz. Aynı zamanda kordon materyalinin cildinize uyum sağlayıp sağlamayacağına da dikkat etmeniz gerekir. Özellikle hassas cilt tipine sahipseniz bazı malzemeler gün boyu kullanımın ardından kızarıklık ve kaşıntıya neden olabilir. Bu durumda bazı modellerin özellikleri arasında yer alan cilt dostu gibi ibareler, bu saatleri sizin için ideal hâle getirir.

Aksesuar seçerken kordon değişim imkânı olup olmadığına da dikkat etmekte fayda vardır. Değiştirilebilir saat kordonu, aksesuarlarınızı her kombininize kolayca uydurabilmenizi sağlar. Bu özellik, birden fazla saat almak yerine tek kadranı binbir çeşit kordonla birlikte kullanabilme olanağı verir. Ancak burada dikkat etmeniz gereken bağlantı elemanlarının kalitesidir. Seçim aşamasında dikkat etmeniz gereken diğer özellik ise kordonun ayarlanabilir olmasıdır. Kısaltma ve uzatma imkânı sunan modeller, bileğinize tam olarak uyum sağlar.

Uzun yıllar boyunca kullanabileceğiniz bir aksesuar arıyorsanız ürünün materyal kalitesinin yanı sıra sunduğu özelliklere de dikkat etmeniz gerekir. Paslanmaz çelik ve yüzde yüz deri gibi malzemeler kullanılarak üretilen modeller, uzun ömürlü bir kullanım imkânı verir. Suya ve darbelere dayanıklı saatler ise her koşulda şıklığınızı korumanıza yardımcı olur. Ayrıca online alışveriş yoluyla satın aldığınız ürünün kadran ve kordon ölçülerine de dikkat etmeniz gerekir. Örneğin bileğinizin çevresi 15 santimetreden daha kısa ise 38 mm kasaya sahip aksesuarlar seçebilirsiniz. 15 ile 18 santimetre arasında bir bilek ölçüsüne sahipseniz 40 veya 42 mm kasa çapı sizin için doğru bir tercih olur. Öte yandan bileğinizin çevresi 20 santimden daha geniş ise 44 ve 46 mm kasa çapına sahip bir ürün tercih ederek rahat kullanım imkânı elde edebilirsiniz.

Dijital ve Analog Saat Modelleri Nasıl Çalışır?

Dijital ve Analog Saat Modelleri Nasıl Çalışır?

Saatler, uzun yıllardan bu yana birçok değişime uğramış olsa da aksesuarlar arasındaki yerini kaybetmeyen elemanların başında gelir. Bu ürünler, farklı çalışma tipleri sayesinde herkesin şık ve fonksiyonel bir aksesuara sahip olmasına imkân tanır. Tüm zaman kontrolü aksesuarları, temelde dijital ve analog olarak birbirinden ayrılır. Klasik saat olarak da ifade edilen analog modeller, çubukların sayılar üzerinde dolaşması prensibi ile zamanı gösterir. Yelkovan, akrep ve sayılardan meydana gelen söz konusu ürün, açık veya kapalı devre modelleri sayesinde farklı beğenilere hitap eder. Kapalı kadran modelleri, temiz bir yüzey üzerinde yer alan sayılardan meydana gelir. Açık devre modeller ise mekanizma içinde yer alan tüm dişlilerin mükemmel uyumunu dışarıdan görebilme imkânı verir. Son derece şık ve ilgi çekici bu ürünler hem sportif hem de klasik tarzı benimsemiş kişilere hitap eder. Analog modellerin bazılarında kronometre de bulunabilir.

Dijital saatler, rahat ve pratik bir kullanım için tercih edilen modellerin başında gelir. Bu saat dijital kadranı sayesinde yelkovan ve akrebi takip etmeye gerek kalmadan zamanı kontrol edebilme olanağı verir. Zamanı dijital sayılar ile ifade eden bu modelde sıklıkla quartz mekanizma kullanılır. Mekanizma içine yerleştirilen kristal taş, güç kaynağından gelen elektrik akımı ile saniyede belirli bir oranda titreşir. Bu titreşim sonucunda dijital ekrana zaman yansıtılırken analog modellerdeki tıklama sesinin de önüne geçilir. Oldukça talep gören bu kol saati dijital olması sayesinde sessiz çalışma özelliğine de sahiptir. Aynı zamanda klasik kordon ve kasa görünümü de yansıtabilen dijital ürünler, her kombini sportif ve modern bir şekilde tamamlar. Dijital kol saati gençlerin de son derece ilgisini çeken aksesuarların başında gelir. Bu ürünler, güçlü ve sportif tasarımları sayesinde genç insanların her kombinini tamamlayabilir. Sayaç, takvim ve kronometre gibi özelliklere sahip olanlar ise özellikle spor yaparken oldukça kullanışlı hâle gelir. Kullanım kolaylığı sunan dijital modeller, çocukların da zamanını kontrollü bir şekilde kullanabilmesine yardımcı olur.

Saat Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

Saat Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

Her tarza uyumlu bir modeli bulunan dijital saat, dayanıklı aksamı sayesinde uzun ömürlü kullanım imkânı verir. Ancak bu mekanik ürünlerin uzun süre boyunca konforlu bir biçimde kullanılabilmesi için dikkat edilmesi gereken noktalar bulunur. Öncelikli olarak ürün özelliklerinde belirtilen kullanım koşullarına dikkat etmek önemlidir. Eğer ürün özelliklerinde aksi belirtilmiyorsa satın aldığınız saati ıslak ve tozlu ortamlardan uzak tutmanız önem arz eder. Örneğin tercih ettiğiniz model su geçirmez değilse ellerinizi yıkarken saati çıkarmanızda fayda vardır. Bu sayede iç aksama sıvı temas etmesini engelleyerek cihazın bozulmasını engelleyebilirsiniz Su geçirmez aksesuarın kurma tuşunu da açık unutmamanız gerekir. Bunun gibi mekanik butonlar, saatin iç aksamını dış etkenlerden korur.

Dikkat etmeniz gereken diğer nokta ise satın aldığınız ürünü manyetik ortamlardan uzak tutmaktır. Zaman kontrolü için üretilen bu şık ve pratik aksesuarlar, çok sayıda metal dişlinin mükemmel uyumu sayesinde meydana gelir. Mıknatıs gibi manyetik özelliği bulunan objeler, dişlileri farklı yönlere doğru hareket ettirerek mekanizmanın bozulmasına yol açabilir. Aksesuarın kesintisiz ve doğru çalışabilmesi için bilgisayar ve televizyon gibi aletlere uzun süre temas ettirilmemesi önerilir. Aynı şekilde saati çok sıcak ve çok soğuk ortamlarda uzun süre bırakmak da mekanik aksamın bozulmasına yol açabilir. Bunun gibi agresif ısı koşulları, pil ömrünün kısalmasına da neden olabilir. Ayrıca saatinizi sert ve keskin cisimlerden korumanız, düşürmemeye özen göstermeniz gerekir. Böylece hem iç mekanizmanın hem de cam ve kordonun ömrünü uzatabilirsiniz.

Saatinizi uzun yıllar boyunca şık ve kaliteli bir şekilde kullanabilmek için koruyucu aksesuarlardan faydalanabilirsiniz. Farklı ekran boyutlarına uygun tasarlanan koruyucu filmler sayesinde cihazınızın camını kaplayabilir, böylece çizilme ihtimaline karşı önlem alabilirsiniz. Bunun yanı sıra ekranı darbe ve sürtünmelerden korumakta da fayda vardır. Çelik kordonları da aynı şekilde dış etkenlerden koruyarak deforme olmasını önleyebilirsiniz. Mekanizmanın ve farklı kordon tiplerinin kimyasal sıvılardan da çabuk etkileneceğini unutmamanız gerekir. Saatinizin şıklığını ve mekanik aksamını uzun yıllar boyunca korumak için düzenli olarak bakıma götürmeyi de tercih edebilirsiniz.

Saat Fiyatları Ne Kadardır?

Saat Fiyatları Ne Kadardır?

Saat markaları, farklı kullanımlara ve tarzlara hitap edebilecek birçok ürün seçeneği ortaya koyar. Hem çalışma prensipleri hem de görsel tasarımları sayesinde oldukça çeşitlenen bu aksesuarlar, fiyatlarıyla da farklı kesimlere hitap eder. Saat fiyatları; materyal, çalışma tipi, kordon, kasa, çap, su direnci ve cam tipi gibi birçok faktöre göre belirlenir. Aksesuarın üretim aşamasında kullanılan malzemenin cinsi ve kalitesi, fiyatı doğrudan etkiler. Bunun yanında yüzlerce mikro parçanın mükemmel uyumundan meydana gelen mekanizma, fiyatı etkileyen önemli unsurlardan biridir. Aynı zamanda kordon cinsi ve ölçüsüne göre de fiyatlar değişkenlik gösterir. Örneğin tamamen altın materyal kullanılarak üretilen bir kordona sahip olan saatler ile sportif silikon kordonlu saatler arasında fiyat farkı olması muhtemeldir. Deri kordonların kalitesi ve renklendirme şekli de ürünlerin farklı bütçelere hitap etmesine neden olabilir.

Kol saati markaları, farklı yaş gruplarına yönelik aksesuarlar da üretir. Yetişkinler kadar küçüklerin de zamanı kaliteli kullanmayı bilmesi gerekir. Parlak ve sağlıklı bir gelecek için zamanı iyi kullanma alışkanlığın, küçük yaşlarda edinmek oldukça faydalıdır. Farklı renk ve desenlerle süslenen çocuk saatleri, küçüklerin günü verimli geçirebilmelerine yardımcı olur. Çocuklar, saatleri sayesinde zamanın kıymetini daha iyi kavrarken teknolojik aletleri kullanmayı da öğrenebilir. Çocuk saati çeşitleri, yetişkin aksesuarlarına nazaran daha küçük boyutlara ve hafif üretim materyallerine sahip olduğu için bütçe dostu fiyatlar ile satışa sunulur. Ancak GPS gibi teknolojik özellikler, çocuk kol saati fiyatlarının değişkenlik göstermesine neden olabilir.

Kol saati almak isteyen hemen hemen herkes, online alışveriş yöntemini tercih eder. Online alışveriş, farklı tarzlara sahip herkesin kişiliğini yansıtacak ve ihtiyaçlarını karşılayacak bir aksesuarı kolayca bulabilmesini sağlar. Alışveriş platformları sayesinde tüm markalar ve sınırsız ürün seçenekleri bir arada görülebilir. Ayrıca nerede olursanız olun dünyanın ünlü markalarını bile sizin için ulaşılabilir hâle getirir. Uygun fiyat aralıkları ise farklı bütçelere sahip herkesin, kombinlerini şık bir şekilde tamamlayabilmesine yardımcı olur. Siz de kendiniz ve sevdikleriniz için bir saat almak istiyorsanız Trendyol üzerinden fiyat araştırması yapabilirsiniz. Böylece kendinize uygun olan modeli kolayca satın alabilirsiniz.

Mıknatıs mekanizması ile yanan çakmak türü Cevapları CodyCross

Bu bulmacanın çözümü 9 harftir ve M A harfi ile başlar
Solution Crossword

Aşağıda, Mıknatıs mekanizması ile yanan çakmak türü için doğru cevabı bulacaksınız, eğer bulmaca'ü bitirmek için daha fazla yardıma ihtiyacınız olursa navigasyonunuza devam edin ve Arama fonksiyonumuzu deneyin.

çözüm "Mıknatıs mekanizması ile yanan çakmak türü"

8 Temmuz 2019 Pazartesi
CodyCross İcatlar Grup 56



sizin tarafınızdan önerilen çözümler

CODYCROSS İcatlar Grup 56 Bulmaca 1

  1. Güney amerika kıtasının en büyük gölü
  2. Taht oyunları'nda khaleesi'nin kocası olan kral
  3. Fanatee tarafından geliştirilen bir kelime oyunu
  4. Kemal sunal'ın lakabı
  5. Kurtuluş mücadelesini maraş'ta başlatan kahraman
  6. Hindu'ların ölülerini yakıp bıraktıkları kutsal su

benzer bulmaca

  1. Canlı varlıkların yer mıknatıs alanında ve ona denk yoğunlukta suni mıknatıs alanlarında gösterdiği duyarlık ve tepki
  2. Bir halat ve iki makaradan oluşan kaldırma mekanizması
  3. Mekanizması piyanoyu andıran klavyeli küçük çalgı
  4. Taşıt hızını kesme mekanizması
  5. Tekerlek üzerindeki fren mekanizması
  6. Bayrağı yükseltip alçaltma mekanizması olan direk
  7. Savunma mekanizması burunları hedef alan hayvan
  8. Tutturmalı mekanizması olan iğne
  9. Pil musluk mekanizması
  10. Ağaç çivi çakmak için kat kat köseleden yapılmış sap
  11. Bir ayakkabıya ağaç veya çivi çakmak için delik açmaya yarayan ayakkabıcı aleti
  12. Bir ayakkabıya ağaç veya metal çivi çakmak için delik açmaya yarayan ayakkabıcı aleti
  13. Bir cins çakmak taşı
  14. Briçte, atılan empasın tutmaması üzerine kozla çakmak
  15. Büyük taşları kırmak, kazık çakmak gibi işlerde kullanılan, çok iri ve ağır çekiç
  16. Çakmak
  17. Çakmak kabı
  18. Çakmak taşına vurulan delik
  19. Çakmak taşında ateş çıkartma
  20. Mıknatıs gücüne sahip marvel karakteri

Son Bulmacalar

  1. Gordon levitt, başlangıçta arthuru oynadı
  2. Antonio banderas ve salma hayekin rol aldığı film
  3. Argoda bir şeye onay vermek, kabul etmek
  4. Adı bir kümes hayvanını çağrıştıran, kanatlı canlı
  5. Eşitliği konu alan george orwell romanı, hayvan
  6. Aşk ı memnuda bihterin annesi
  7. Aynı sayının iki kez geçtiği, atlamalı çocuk oyunu
  8. Murathan munganın demir yolu öyküleri derlemesi

Karışımlardaki Maddeleri Ayırma Yöntemleri

Çevremizde gördüğümüz maddeler çoğu zaman saf halde değildir. Temel olarak iki veya daha fazla maddenin bir karışımıdır. Bir karışım katılar, sıvılar ve/veya gazlar içerebilir. Bir karışımdaki bileşenler kimyasal olarak birleştirilmez, sadece karıştırılır. Bu, onları ayırmak için kimyasal reaksiyonlar kullanılması gerekmediği anlamına gelir. Karışımlar yalnızca fiziksel yöntemlerle ayrılabilir.
Ayırma, genellikle istenmeyen tüm malzemeleri çıkarmak ve faydalı bileşenler elde etmek için yapılır. Karışımların bileşenlerine ayrılması amacına yönelik olarak bilim insanları, ham petrolün rafine edilmesini, suyu tuzdan arındırılmasını ve hatta hücresel DNA’nın çıkarılmasını sağlayan gelişmiş ayırma teknikleri geliştirmişlerdir.

Fiziksel Ayırma Yöntemleri

Farklı niteliklere sahip olduğundan bir madde karışımının ayrılmasında kullanılan çeşitli ayırma teknikleri vardır.
Karışımlar fiziksel ayırma yöntemleri olan elle toplama (ayıklama) , tokaçlama, savurma, ayırma hunisi kullanma, eleme, aktarma, mıknatısla ayırma, süzme (filtrasyon), ayırma hunisi kullanma, buharlaştırma, damıtma (distilasyon), ayrımsal damıtma, santrifüjleme, diyaliz işlemi ve kromatografi ile ayrılır.
-Bazı maddeler mıknatıstan ve elektrikten etkilenme özellikleri ile ayrılabilir. Ayıklama, tokaçlama, eleme, süzme, santrifüjleme yöntemleri tanecik boyutlarının farklı olmasına dayanır. Savurma, ayırma hunisi, yüzdürme (flotasyon), çöktürme, santrifüjleme, aktarma (dekantasyon) yöntemlerinde yoğunluk farkından yararlanılır. Damıtma ile ayırmada karışımdaki maddelerin kaynama noktalarının farklılığı, buharlaştırma ile ayırmada erime ve hal değiştirme sıcaklıklarının farklılığı kullanılır. Özütleme (ekstraksiyon), kristallendirme, ayrımsal kristallendirme ile ayırma yöntemleri çözünürlük farklarına dayanır.

Mıknatısla Ayırma

Karışımlardaki Maddeleri Ayırma YöntemleriKarışımdaki bir madde bazı manyetik özelliklere sahip olduğunda, bu yöntem oldukça kullanışlıdır. Biri manyetik (kobalt, nikel, demir gibi), diğeri manyetik olmayan iki maddeden oluşan bir karışım bu yolla ayrılabilir. Güçlü mıknatıslar, manyetik elemanları ayırmak için yaygın olarak kullanılır. Örneğin demir tozu ile kükürt tozu ya da kum ile demir birbirine karışmışsa bir mıknatıs yaklaştırılarak demir tozları yani manyetik tanecikler çekilir, geriye kükürt tozları kalır. Bu yöntemle çöplerin arasındaki demirler ayrılabilir.

Elektriklenme ile Ayırma

Cam, ebonit ve plastik çubuklar sürtünme yoluyla elektriklenebilir. Bazıları hafif, bazıları ise ağır taneciklerden oluşan heterojen bir karışımdaki maddeler elektrik ile yüklenmiş bir çubukla ayrılabilir. Karabiber ile tuzun oluşturduğu bir karışımdaki hafif parçacıklar olan karabiber tanecikleri bu yolla ayrılabilir.

Elle Toplama ya da Ayıklama

Bu yöntem, tüm istenmeyen maddelerin elle toplanmasını ve yararlı olanlardan ayrılmasını içerir. Ayrılan maddeler, atılması gereken bir safsızlık (yabancı maddeler) olabilir veya belki de ayrılan maddelerin her ikisi de faydalıdır. Örneğin, bir sepetteki birbirine karışık olan siyah ve yeşil üzümler, elma ve portakallar elle toplanarak birbirinden ayrılabilir.

Tokaçlama

Bu yöntem çoğunlukla mahsullerin hasadı sırasında yapılır. Normalde buğdayın sapları hasat edildikten sonra kurutulur. Tahıl daha sonra saplardan ayrılır ve kuru taneleri silkelemek için kuru saplar dövülür.

Savurma

Tokaçlama işleminden sonra toplandığında, un haline getirilmeden önce buğday gibi tahılların kabuk ve samanlardan arındırılması gerekir. Normalde karışımın ayrılması rüzgâr yardımıyla gerçekleştirilir. Çiftçiler karışımı belirli bir yükseklikten yere düşürdüklerinde, kabuk ve saman (yoğunluğu daha küçük olan parçalar ) kuvvetli rüzgârla uçurulur, uzağa gider, daha ağır taneler yakına düşer.

Ayırma Hunisi Kullanma

Ayırma hunisi esas olarak iki karışmaz sıvıyı (heterojen karışımı) ayırmak için kullanılır. Mekanizma, karışımdaki parçacıkların eşit olmayan yoğunluğundan yararlanmayı içerir. Yağ ve su, benzin ve su bu teknik kullanılarak bileşenlerine kolayca ayrılabilir. İlk önce yoğunluğu fazla olan sıvı ayrılır.

Aktarma (Dekantasyon)

Bir sıvıda bulunan katı parçacıkların dibe çökmesi beklenir, daha sonra üstteki sıvı dikkatlice ve ortamı bulandırmadan farklı bir kaba aktarılır. Bu yöntemle kumlu ya da çamurlu suyu ayırmak mümkündür fakat ayrılma yüzde yüz olamaz. Az miktarda sıvı, çöken parçacıkların üzerinde kalabilir, çökmüş parçacıkların bir kısmı da aktarılan sıvıya karışabilir.

Yüzdürme (Flotasyon)

Bu işlemin uygulanabilmesi için karışımdaki bazı parçacıkların hafif ve suda çözünmeyen türde olması gerekir. Bu tür parçacıklar suyun üst yüzeyine çıkartılır.

Eleme

Çoğunlukla farklı boyutlarda maddeler içeren karışımları ayırmak için yapılır. Karışım elek veya kalburun gözeneklerinden geçirilir. Karışımın daha büyük bileşenleri geride kalırken, daha küçük parçacıklar kolayca elekteki açıklıklardan geçerek aşağıya düşer.Karışımlardaki Maddeleri Ayırma Yöntemleri

Filtreleme (Süzme)

Bir karışımdaki parçacıklar bir elek tarafından yakalanamayacak kadar küçük olduğunda ve karışımın bileşenleri farklı durumlardayken bir filtre ile süzerek ayrılabilir. Filtreleme ya da süzme temel ev aletleri kullanılarak yapılabilecek en basit ayırma yöntemidir. Filtrasyon ayrıca sedimantasyon olarak da adlandırılır. Normalde filtreleme kâğıdı veya diğer malzemeler gibi çeşitli filtreleme maddeleri kullanılır. Filtre deliği boyutu, filtrede hangi malzemelerin tutulacağını ve hangilerinin içinden geçtiğini belirler. Karışım yavaşça filtre kâğıdına damlatılır, kâğıt sıvının geçmesine izin verir ancak katıları geride bırakır, böylece ikisini birbirinden ayırır. Kumlu sudaki kum ve su birbirinden bu yolla ayrılır. Filtrasyon burada katı parçacıkları sıvıdan uzaklaştırmak için kullanılır. Filtre kâğıdından geçen berrak sıvıya süzüntü, filtre kâğıdında geride kalan parçacıklara ise tortu denir. Günlük yaşamda katıların pişirildikleri sıvılardan, örneğin kaynatıldıktan sonra makarnanın tenceredeki sudan ayrılmasında da süzme işlemi uygulanır. İnsanlar tozlu veya dumanlı ortamlarda çalışmak zorunda kaldığında toz maskesi veya duman maskesi takarlar. Maske bir filtre görevi görür. Minik toz parçalarını geçirmez. Gaz maskeleri de benzer amaçla kullanılır. İçerdiği filtre zararlı gazları geçirmez. Çok ince filtre katmanları, zararlı maddeleri ve toz veya duman parçacıklarını hapseder, böylece yalnızca temiz hava içeri girer.
Sterilizasyon, endüstriyel bir filtrasyon uygulamasına örnektir. Bir çözeltideki bakteriyel kontaminasyonu gidermek için çözelti bir filtreden geçirilir. Mikroorganizmalar filtrede tutulur, daha küçük çözelti molekülleri ise geçer. Mikrofiltrasyon olarak da adlandırılan bu işlem (moleküllerin nispeten küçük boyutu nedeniyle), çözeltinin molekülleri üzerindeki potansiyel zararlı etkileri nedeniyle ısıtma veya ultraviyole radyasyon gibi diğer teknikler uygulanamaz olduğunda sterilizasyon için kullanılır.
Boyutu 100 nanometreyi geçmeyen (milimetrenin binde birinden küçük) daha küçük molekülleri bile filtrelemek için nanofiltrasyon olarak bilinen bir işlem kullanılır. Bu işlemin temel özelliği gözenek boyutu değil, moleküller arasında iş başında olan ve molekülün boyutu küçüldükçe önemi artan elektriksel kuvvetlerdir. Nanofiltrasyonun bir örneği, tuzdan arındırma için kullanılan ters ozmozdur. Ters ozmozda, suyun içinden geçmesine izin veren ancak çözünmüş parçacıkların geçişine izin vermeyen seçici bir zar kullanılır. Suyun doğal akışını tersine çevirmek için basınç uygulanır ve daha konsantre çözeltiden daha zayıf olana geçmeye zorlanır. Böylece bir tarafta tuzlar ve kirleticiler, diğer tarafta temiz su yoğunlaşır.

Buharlaştırma

Buharlaştırma, genellikle bir çözeltideki katıların ayrılmasında kullanılan bir tekniktir. Bu yöntemde çözelti, organik çözücü buharlaşıp gaza dönüşene ve çoğunlukla katı kalıntıyı geride kalıncaya kadar ısıtılır. Tuzlu su ve kum karışımı bir filtreden dökülürse, tuzlu su geçer ve kumu geride bırakır. Filtreden geçen tuzlu suyun içinden tuzu ayırmanın iki yolu vardır. Birincisi buharlaştırmadır. Biraz zaman alabilir ancak sonunda su buharlaşır ve tuz geride kalır. Buna bazen kristalleşme denir çünkü su buharlaştıkça katı tuz kristalleri oluşur. Buharlaşma, güvenli içme suyu oluşturmak için de kullanılabilir. Buharlaşan su serin bir yüzeyde toplanır ve kaynama kabındaki safsızlıkları geride bırakır. Buharlaştırma yönteminde, çözeltiyi sıvı kalmayıncaya kadar bir kapta kaynatarak, buharı toplayarak ve su buharını tekrar bir sıvıya yoğunlaştırmak için bir kondansatör kullanılır. Bu işlem katıyı ilk haznede bırakır ve sıvıyı ayrı bir hazneye ayırır.
Deniz suyundan buharlaştırma yoluyla sofra tuzu elde edilebilir. Tuzlalar, tuzlu suyun bir kuru tuz tabakası bırakmak için buharlaştığı sığ barajlardır. Deniz suyu sığ tuzlalarda bekletildiğinde güneş ışığı ile ısınır ve su, buharlaşma yoluyla yavaş yavaş su buharına dönüşür. Su tamamen buharlaştıktan sonra geriye katı tuz kalır. Buharlaştırma yöntemi ile şeker ve su çözeltisinin bileşenleri de birbirinden ayrılabilir.

Damıtma

Karışımlardaki Maddeleri Ayırma Yöntemleri

Karışımlar iki veya daha fazla saf sıvıdan oluştuğunda damıtma kullanılır. Damıtmada, bir sıvı karışımın bileşenleri, kaynama sıcaklıklarındaki farklılıklara dayanılarak ayrılır. En basit haliyle, damıtma, karışımın kaynatılmasını ve buharın bir yoğuşma kabında toplanarak tekrar sıvıya dönüşmesini içerir. Bu teknikte kullanılan aparata imbik denir. Ortaya çıkan ilk buharlar, kaynama noktası en düşük olan maddenin buharlarıdır. Kaynama devam ettikçe, bir sonraki maddenin buharları farklı bir yoğuşma kabında tutulur ve bu böyle devam eder. Bu teknik genellikle organik kimyada sıvı karışımları ayırmak için kullanılır. Bir bileşenin ne zaman kaynamayı bitirdiğini ve diğerinin ne zaman başladığını bulmak için karışımın sıcaklığı sürekli olarak izlenmelidir. Bir maddenin kaynaması sırasında, karışımın sıcaklığı o maddenin kaynama noktasında kalır ve ardından hızla artmaya devam edecektir.
Deniz suyundaki su ve tuzun birbirinden ayrılması için buharlaştırma yönteminden başka damıtma yöntemi kullanılabilir. Deniz suyu damıtma şişesine koyulur. Daha sonra su buharı üretmek için deniz suyu kaynatılır. Su buharı şişenin üstüne yükselir ve yoğunlaştırıcıya geçer. Yoğunlaştırıcı, daha büyük bir cam tüp içindeki başka bir cam tüpten oluşur. Yoğunlaştırıcı, borular arasındaki boşluktan soğuk su akabilecek şekilde tasarlanmıştır. Bu, iç borunun yüzeyini soğutur. Su buharı bu soğuk yüzey nedeniyle yoğunlaşır ve alıcı şişeye akar. Tuz buharlaşmadığı için damıtma şişesinde geride kalır.

Fraksiyonel (Ayrımsal) Damıtma

Damıtma, örneğin su ve etanol gibi farklı kaynama noktalarına sahip iki sıvıyı ayırmanın da en iyi yoludur. Prensip tamamen aynıdır, ancak karışım bir kereden fazla damıtılır. İki sıvının karışımı damıtma şişesine yerleştirilir ve en düşük kaynama noktasına kadar ısıtılır. Bir etanol/su karışımı durumunda, bu sıcaklık etanolün kaynama noktası, yani 78 santigrat derece olacaktır. Bu kaynama noktasına sahip tüm sıvı buharlaşacak, yoğunlaştırıcıda yoğunlaşacak ve alıcı şişeye geçecektir. Kaynama noktası daha yüksek olan sıvı damıtma şişesinde kalacaktır.
Ham petrol, bazıları motorlar yakıtı olarak kullanılan ve diğerleri plastik veya başka bileşiklerin imalatında kullanılan çok sayıda karbonhidratın (hidrojen ve karbondan oluşan bileşikler) bir karışımıdır. Bu bileşenler damıtma işlemi ile ayrılır. Ham petrolün damıtılması, yağın fraksiyonlara (farklı kaynama sıcaklık aralıklarına sahip madde gruplarına ) ayrıldığı, ayırmanın ilk adımını oluşturan bu prensibe dayanmaktadır. Daha sonra distilatların (damıtma ürünlerinin) kalitesini artırmak amacıyla kimyasallar eklenir. Ham petrolün ilk damıtılmasıyla üretilen birincil fraksiyonlar, otomobil motorları için benzen oluşturmak ve plastik endüstrisi için bir hammadde olarak kullanılan nafta; jet motorları için yakıt oluşturmak amacıyla kullanılan kerosen; dizel motorlara güç sağlamak için kullanılan dizel yakıt (mazot) ve güç ya da enerji santralleri yakıtı olarak kullanılan fuel oil ya da akaryakıttır.

SantrifüjlemeKarışımlardaki Maddeleri Ayırma Yöntemleri

Sedimantasyon ya da çöktürme, sıvıda bulunan daha ağır safsızlıkların (katışkıların) normalde su karışımını içeren kabın dibine çöktüğü bir işlemdir. Süzülerek ayrılamayan karışımlardaki parçacıklar bu yolla ayrılabilir. İşlem için bir santrifüj makinesi kullanılır. Cihazın tüpüne koyulan karışım hızla, yüksek devirde döndürülür. Merkezkaç kuvveti nedeniyle ağır katı parçacıklar dibe çöker, hafif parçacıklar tüpün üst tarafında kalır. Emülsiyonların ve süspansiyonların içindeki parçacıklar bu yolla kolayca ayrılabilir. Laboratuvarlarda, kandaki parçacıklar da santrifüjleme yoluyla ayrılabilir.

Diyaliz

Çok küçük parçacıklar içeren karışımlar santrifüjle ayrılamaz. Bu durumda diyaliz yöntemi kullanılır. Bu yöntemde parçacıkların ayrılması için koloidal karışımlar gözenekli yapıya sahip zarlardan geçirilir. Bu zarlar yarı geçirgendir, bazı parçacıkları geçirir, diğer bazılarını ise geçirmez. Karışım bu yolla ayrılmış olur. Böbrek yetmezliği sorunu yaşayanlarda kandaki zararlı maddelerin temizlenmesi ve vücuttan uzaklaştırılması için diyaliz makineleri kullanılır. Kanın bu makineler ile temizlenmesine hemodiyaliz denir.

Ekstraksiyon ya da Özütleme

Ekstraksiyonda, çözücüsünden bir çözünen madde ekstrakte edilir. Sıvı ekstraksiyonunda iki karışmaz (karışmayan) sıvı faz kullanılır. Sulu bir fazda çözünmüş bir organik madde (yani karbon bazlı bir bileşik), özütlendiği organik bir faza hareket eder veya tam tersi, madde organik fazdan özütlendiği sulu faza hareket eder. Ekstraksiyon işleminin bir örneği, biyolojik bir numunedeki proteinlerden DNA’nın ayrılmasıdır. Ekstraksiyon işleminde, sulu bir biyolojik numune iki organik bileşikle (fenol ve kloroform) karıştırılır ve daha sonra sulu fazı organik fazdan ayırmak için tüm karışım santrifüjlenir. DNA daha hafif sulu fazda kalırken, proteinler daha ağır organik faza geçer. Çay demleme, ayçiçeği bitkisinin çerez olarak da tüketilen çekirdeklerinden ya da zeytinden yağ, şeker pancarlarından şeker elde edilmesi, parfüm, kozmetik ürün ya da ilaç üretmek için birçok bitkinin özlerinin elde edilmesi için özütleme yöntemi kullanılır.

Kromatografi

Karışım birbirinden ayrılması gereken üçüncü bir madde içeriyorsa farklı bir ayırma tekniği kullanılır. Kromatografi, sadece bileşikleri ayırmayı değil, aynı zamanda bunları tanımlamayı ve miktarlarını belirlemeyi sağlayan analitik bir kimya yöntemidir. Bu nedenle bilimsel araştırmalarda, ilaç endüstrilerinde ve adli tıpta önemli bir araçtır. Kromatografi kelimesi, yapraklara yeşil rengini veren klorofil üzerinde çalışan bir Rus-İtalyan botanikçi olan Mikhail Tsvet tarafından geliştirildiği için kromo veya “renk” ve grafi veya “yazı” dan gelmektedir.
Sık kullanılan iki tip yüzey kromatografisi, kağıt kromatografisi ve TLC yani ince tabaka kromatografisidir. Tüm kromatografi türleri aynı prensibe (bir sıvı veya gaz içinde çözünen veya kendisi sıvı veya gaz olan bir karışımdaki maddeleri, kromatografi için kullanılan yüzey veya kolon ile kimyasal etkileşimlerine göre ayırmak) dayanır. Bu yüzey ‘sabit faz’, karışımın içinde çözüldüğü sıvı veya gaz ise ‘hareketli faz’ olarak adlandırılır. Durağan fazdaki farklı bileşenler arasındaki etkileşimlerin kuvveti, hareketli fazından farklı olduğundan bileşenler, sabit faz boyunca farklı noktalara ulaşarak değişen hızlarda hareket edecek ve böylece ayrılacaktır.
Kağıt kromatografisinde, sabit faz, üzerine karışımın küçük bir damlasının uygulandığı selülozdan yapılmış ince bir kağıt şerittir. Kâğıt, kılcal kuvvet nedeniyle kâğıda ‘tırmanan’ su veya etanol gibi bir sıvıya batırılır. Sıvı karışıma ulaştığında, karışımın bileşenlerini de beraberinde sürükler. Kâğıtla güçlü etkileşimler oluşturan karışım bileşenleri kâğıda yavaşça tırmanırken, kâğıtla zayıf etkileşimler oluşturan maddeler hızla tırmanacaktır. Son ürün, her noktanın karışımın farklı bir bileşenini temsil ettiği bir nokta dizisidir.
Kromatografi yöntemiyle renkli maddeler tek tek pigmentlerine ayrılabilir. Bir kâğıt üzerindeki mürekkep ıslandığında kâğıda yayılır. Çoğu mürekkep, onlara doğru rengi vermek için bir araya getirilmiş farklı pigmentlerin bir karışımıdır. Pigment, malzemelere renk veren bir kimyasaldır. Bir karışım renkli bileşikler içerdiğinde, kromatografi adı verilen bir ayırma yöntemi kullanılarak farklı bileşenleri ayırmak çoğu zaman mümkündür. Kâğıt kromatografisinde sıvı, kâğıt liflerinden çekilir. Mürekkepteki pigmentler sıvı tarafından taşınır fakat farklı bileşikler oldukları için farklı hızlarda yukarıya doğru taşınırlar. Bu, kromatogramda farklı renklerde bantlar olarak görünmelerine neden olur. Pigmentler, özelliklerindeki farklılıklar nedeniyle farklı hızlarda taşınır. Büyük pigment parçacıkları daha yavaş hareket etme eğilimindedir. Ayrıca, sıvı içinde iyi çözünen parçacıklar sıvı içinde kalma ve hızla yukarıya taşınma eğilimindeyken, kâğıda iyi bağlanan parçacıklar daha yavaş hareket etme eğiliminde olacaktır.
İnce tabaka kromatografisi benzer bir prensibe dayanmaktadır ancak bu durumda, durağan ya da sabit faz cam, alüminyum kâğıt ya da silika veya alüminyum oksit gibi emici bir malzeme ile kaplanmış plastikten yapılır. Bu yöntem kâğıt kromatografisinden daha hızlı ve daha doğrudur ve bir malzemenin saflığını değerlendirmek ve bir karışımdaki bileşen miktarlarının ilk testi için organik kimyada yaygın olarak kullanılır.

Kaynakça:
https://byjus.com/chemistry/methods-of-separation/
https://intl.siyavula.com/read/science/grade-7/separating-mixtures/07-separating-mixtures?id=toc-id-4
https://www.dersteknik.com/2011/09/karisimlarin-ayristirilmasi-kimya-dersi.html
https://kimyabudur.com/karisim-ayirma-teknikleri/

Yazar: Müşerref Özdaş

Her yıl milyonlarca depolama cihazı, yeniden kullanılabilecekleri halde parçalanıyor. Circular Drive Initiative'in (CDI) sekreteri olan ve aynı zamanda blok zinciri teknolojisi sağlayan Chia Network'te çalışan Jonmichael Hands bu durumu "Bunun kötü bir şey olduğunu anlamak için mühendislik diplomasına ihtiyacınız yok" şeklinde tanımlıyor. 

Chia Network, büyük veri merkezlerinin artık ihtiyaç duymadıklarına karar verdikleri depolama cihazlarını kolayca yeniden kullanabiliyor. Şirket 2021 yılında, artık bu tür disklere ihtiyaç duymayan işletmeler için eski teknolojiyi elden çıkaran IT Asset Disposition (ITAD) firmalarına başvurdu. Firmalardan gelen yanıt ise şu oldu: "Üzgünüz, eski sürücüleri parçalamak zorundayız"

Bir müşteri yüzünden 5 milyon disk parçalandı

Hands ise haklı olarak şu soruyu soruyor: "Ne demek onları yok ediyorum? Sadece verileri silin ve sonra satın. Bu kadar basit" Ancak Hands'in öğrendiğine göre disklerin parçalanmasını isteyenler müşteriler ve tekrar bu disklerin satılmasına izin vermiyorlar. Bir ITAD sağlayıcısı, tek bir müşteri için beş milyon sürücüyü parçaladıklarını dahi söyledi.


BBC'nin haberine göre depolama cihazları genellikle beş yıllık bir garantiyle satılıyor ve büyük veri merkezleri garanti süresi dolduğunda bunları emekliye ayırıyor. Daha az hassas verileri depolayan sürücüler korunurken CDI, sabit disk sürücülerinin yüzde 90'ının çıkarıldıklarında imha edildiğini tahmin ediyor.

Sabit diskler sızıntı olmaması için yok ediliyor

Hands, imha işleminin güvenlik gerekçesiyle yapıldığına dikkat çekiyor. İşletmelerin risk yönetimi adı altında bu diskleri yok ettiğini belirtiyor. Hands, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Sıfır risk politikaları var. Bir milyon sürücüde bir, 10 milyon sürücüde bir, 100 milyon sürücüde bir sızıntı olamaz. Sıfır olmalı"

Sabit disk piyasada Hard Disk veya HDD olarakta biliniyor. Bilgisayarlarda bilgi depolamamıza yarayan, RAM'den farklı olarak elektrik kesilse bile bilgilerin halen saklandığı, farklı hızlarda ve farklı boyutlarda bulunan manyetik bir ortamda verilerinizin saklanabilmesini sağlayan, bilgisayarların hafıza türlerinden birisidir.

Peki bu disklerin imha edilmesiyle gerçekten de sızıntı önlenebiliyor mu? İşin ironik yanı, günümüzde cihazları parçalamanın nispeten riskli olması. En yeni sürücülerde inç kare başına 500 bin veri izi bulunuyor. Hands, sofistike bir veri kurtarma uzmanının 3 mm kadar küçük bir parçayı alıp içindeki verileri okuyabileceğini söylüyor.

Disk şirket içinde kalacaksa 'temizle'mek yeterli

Geçtiğimiz yıl IEEE Standartlar Birliği, Depolamayı Temizleme Standardı'nı belirledi. Bu standart, cihazlardan veri kaldırmaya yönelik üç yöntemi tanımlıyor. En az güvenli yöntem ise 'temizle' yöntemi. Tüm veriler siliniyor ancak uzman araçlar kullanılarak bu veriler sonradan kurtarılabiliyor. Sürücüyü şirketiniz içinde yeniden kullanmak istiyorsanız bu yöntemi tercih etmekte sakınca yok. Ama şirket dışına çıkacaksa bu yönteme güvenmek yanlış.

İlk sabit disk 1950'li yıllarda keşfedildi ve disk plakalarının çapı 50cm'di. Bu disklerin boyutları çok küçüktü ancak teknolojinin gelişmesiyle birlikte sabit disklerin hızları ve kapasiteleri artarken boyutları giderek küçüldü.

En uç yöntem ise sürücüleri eriterek ya da yakarak imha etmek. Veriler asla kurtarılamayacağı gibi sürücü ya da malzemelerin de haliyle kurtarılacak durumu kalmıyor. Diğer bir deyişle bu seçeneğin bir geri dönüşü yok ve sabit disk tamamen yok olmuş oluyor.

Ancak bu ikisinin arasında yeniden kullanım için güvenli bir seçenek de mevcut. Sürücü son teknoloji kullanılarak temizlendiğinde, veri kurtarma işlemini ihtimal dahiliden çıkarabilmek mümkün. 

Sabit diski 'temizleme'nin yolları

Bir sürücünün temizlenmesinin birkaç yolu var. Örneğin sabit disklerin üzerine yeni veri kalıpları yazılabilir ve daha sonra orijinal verilerin gittiğinden emin olmak için kontrol edilebilir. Günümüzün depolama kapasiteleri ile bu işlem bir ya da iki gün sürebilir. Buna kıyasla kriptografik bir silme işlemi sadece birkaç saniye sürer. Pek çok modern sürücüde dahili şifreleme mevcut ve bu sayede içindeki veriler yalnızca şifreleme anahtarına sahipseniz okunabilir. Eğer bu anahtar silinirse, tüm veriler karıştırılır. Veri hala oradadır ama okunması imkansızdır. Sürücü yeniden satmak için de haliyle güvenlidir.

HDD diskler, veri depolama işlemi için dönen diskler kullanır. SSD diskler ise hareketli bir mekanizmaya sahip değil. Bu nedenle SSD diskler USB bellek cihazlarına benzer. HDD ve SSD karşılaştırma söz konusu olduğunda SSD diskler HDD disklere göre daha hızlıdır.

Seagate bir veri depolama çözümleri sağlayıcısı ve CDI'ın kurucu üyesi olarak biliniyor. Seagate'in sürdürülebilirlik ve dönüşüm direktörü Amy Zuckerman, "Eğer tüm müşterilerimiz evrensel olarak güvenli silme özelliğine sahip olduğumuza güvenebilirse, sürücüler kullanıma geri döndürülebilir" diyor. Zuckerman, bu bilincin yavaş yavaş müşterilere yerleştiğini ancak şu an için çok küçük bir ölçekte olduğunu da belirtiyor.


Seagate, 2022 mali yılında 1,16 milyon sabit disk ve katı hal sürücüsünü (SSD) yenileyerek ve yeniden satarak 540 tondan fazla elektronik atığın (e-atık) önüne geçti. Buna garanti kapsamında iade edilen sürücüler ve müşterilerden geri satın alınan sürücüler de dahil.

Kripto madencileri arasında sabit diskler gözde

Tayvan'daki bir pilot geri alma programında üç ton e-atık geri kazanıldı. Zuckerman'a göre şimdi yapılması gereken programı büyütmek. Yenilenmiş sürücüler test ediliyor, yeniden sertifikalandırılıyor ve beş ya da yedi yıllık garantiyle satılıyor. Zuckerman, "Küçük veri merkezlerinin ve kripto para madenciliği operasyonlarının bu diskleri aldığını görüyoruz" diyor.

Her bir sürücünün kaç kez yenilenip yeniden kullanılabileceğine dair bir öngörü ise yok. Zuckerman konu hakkında "Şu anda sadece çifte kullanıma bakıyoruz" demekle yetiniyor.

375 milyon diskin garantisi bitiyor

Bu tür planlar için büyük bir potansiyel de mevcut. 2018'de tüm şirketler tarafından satılan 375 milyon sabit diskin büyük bir kısmının garantisi sona eriyor. Yeniden kullanılamayan sürücüler için Seagate önce parçaların çıkarılmasına, ardından da malzemelerin geri dönüştürülmesine bakıyor. Tayvan pilot programında, mıknatıslar ve alüminyumdan oluşan malzemenin yüzde 57'si geri dönüştürüldü. Zuckerman, sürücülerde kullanılan 61 kimyasal elementin daha fazlasının geri kazanılmasına yardımcı olmak için sektör genelinde inovasyona ihtiyaç olduğunu söylüyor.

Donanımın sterilize edilmesi ve yeniden kullanılması ilkesi, yönlendiriciler (router) dahil olmak üzere diğer cihazlar için de geçerli. BT güvenlik şirketi ESET'in baş güvenlik uzmanı Tony Anscombe, "Bir şirketin bir şeyi üç yıl içinde değiştirme politikası olması, o şeyin tüm dünya için kullanım dışı olduğu anlamına gelmez" diyor.

Garanti süresince destek alınmalı

Anscombe, şirketlerin cihazları temizleme sürecini hala destek alırken test etmelerini öneriyor. Anlaşılmayan bir şey olursa, o zaman üreticiden yardım alınabilir. Ayrıca Anscombe, üreticinin web sitesinden kaldırması ihtimaline karşı süreç için gereken tüm belgelerin saklanmasını öneriyor.

Anscombe, temizleme işleminden önce mutlaka şirketlerin cihazın yedeğini alıp saklamaları gerektiğini söylüyor. Eğer herhangi bir veri sızarsa, neyin kaybolduğunu anlamak daha kolay olabilir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır