dişi katık içi kütük bilmecesinin cevabı / Dışı Katık İçi Kütük Bilmecesi | igrus

Dişi Katık Içi Kütük Bilmecesinin Cevabı

dişi katık içi kütük bilmecesinin cevabı

Bilmeceler ve Cevapları En Zor Bilmece Soruları Nelerdir? Zor, Kolay, Komik, İlginç, Eğlenceli, Yeni, Uzun, Kısa Bilmeceler ve Cevapları!

Hem eğlenmek hem de beyin egzersizi yapmak ister misiniz? İşte haberimizde paylaştığımız bilmeceler tam size göre. Bu bilmeceleri sevdiklerinizle, arkadaşlarınızla, ailenizle oynayabilir ve eğlenebilirsiniz. Şimdi sizlere en zor, kolay, eğlenceli, cevabı komik olan bilmeceleri paylaşalım. Bilmeceler ve Cevapları En Zor Bilmece Soruları Nelerdir? Zor, Kolay, Komik, İlginç, Eğlenceli, Yeni Bilmeceler ve Cevapları! En zor bilmece soruları ve cevap anahtarları nelerdir? Uzun ve kısa bilmeceler

Bilmece, bir şeyin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı dinleyene veya okuyana bırakan oyun, muamma. Bilmecelerde sorular; betimsel bir düzey içinde abartılarak, kavram tersine çevrilerek ve değiştirilerek oluşturulur. İfade bir "soru cümlesi" olmak zorunda değildir. Bilmeceler birkaç kelimeden oluşan bir tümce halinde olabildiği gibi beyitler veya kıtalar halinde de olabilir. Pek çok bilmece tekerleme hâlindedir.

Bilmeceler eşya, insan, hayvan, bitki, doğa ve inanışla ilgili bilgilerin üstü kapalı olarak anlatılması ve onun ne olduğunun düşünülerek bulunmasını hedefleyen çoğu kalıplaşmış sözlerdir. Bilmece Anadoluda "asal, elçim, masal, mat, metal, tapmaca, bulmaca, hikaye, söz, bilmeli, metal, tanımaca, fıcık, dele, gazelleme" gibi adlarla da anılmaktadır.

Birbirinden ilginç, kolay, zor, eğlenceli bilmecelere aşağıdan ulaşabilirsiniz. İyi eğlenceler dileriz.

Yerde turuncu çivi

Cevap : Havuç

Dağların arasında baktı bize, gece oldu gitti eve.

Cevap : Güneş

Yarım kaşık, duvara yapışık.

Cevap : Kulak

3 tane E kelimesi ile başlayan meyveler vardır. / İlk ikisi yenir biri yenmez.

Cevap : Elma , Erik , EVLAT

Ağzı var odun yutar,bacası var duman tüter.

Cevap : Soba

Yarım kaşık duvara yapışık.

Cevap : Kulak

Ne kanı var ne canı, beş tanedir parmağı.

Cevap : Eldiven

Kağıt kaleme ne demiş?

Cevap : Üstümde çok dolaşma gıdıklanıyorum

Boş tüp dolu tüpe doğru gidiyormuş ne demiş?

Cevap : Gaza geliyorum

Dereler tepeler, şık şık küpeler.

Cevap : Kiraz

İçeceklerin atası kimdir?

Cevap : Limonata

Bir kukla diğer bir kuklaya ne demiş?

Cevap : Senide mi ele geçirdiler

İki camlı pencere / Bakıp durur her yere.

Cevap : Gözlük

Daldan dala atlarım, kuyruğumdan sarkarım.

Cevap : Maymun

Dağdan gelir arık arık, ayağın da demir çarık.

Cevap : At

O odanın içinde, oda onun içinde.

Cevap : Ayna

Deniz üstünde, yufka açar.

Cevap : Dalga

Bilmeceler ve cevapları - En zor, kolay, komik, eğlenceli bilmeceler ve cevapları nelerdir? İlginç bilmece soruları sizlerle!Bilmeceler ve cevapları

Hangi saatte çay içilmez?

Cevap : Duvar saatinde

Ağzı var dili yok, nefesi var canı yok, derisi var kanı yok.

Cevap : Balon

İki yuvarlak biri büyük biri küçük onlar olmasa bize dünya kapkara.

Cevap : Göz ve Göz bebeği

En çok kardeşi olan meyve hangi meyvedir?

Cevap : Üzüm

Bir sapı var, yüz topu var.

Cevap : Üzüm

Bilgi verir herkese, En güzel dosttur bize.

Cevap : Kitap

Benim bir hayvanım var kuyruğundan uzun burnu var.

Cevap : Fil

Dal üstünde kilitli sandık.

Cevap : Ceviz

Varma sakın yanına, on parmağın bal olur. / Tutar isen yavaş tut, İki elin kan olur.

Cevap : Karadut

Pazardan aldım bir tane / Eve geldim bin tane.

Cevap : Nar

Çam ağacını oyarlar / İçine nağme koyarlar / Ağlama tintonum ağlama / Şimdi kulağını burarlar.

Cevap : Bağlama

Altı deri, üstü deri, içinde bir avuç darı.

Cevap : İncir

Hanım içerde, saçı dışarıda.

Cevap : Mısır

İki çubuk, bir makas, hokkabaz mı hokkabaz.

Cevap : Leylek

Gökte gördüm köprü, rengi yedi türlü.

Cevap : Gökkuşağı

Anneler hangi okula gider?

Cevap : Anaokulu

Gökte durur paslanmaz, suya düşer ıslanmaz.

Cevap : Güneş

Bir küçük fıçıcık, içi dolu turşucuk.

Cevap : Limon

Yer altında sakallı dede.

Cevap : Pırasa

Alçacık boyu var, mor kadifeden donu var.

Cevap : Patlıcan

Arabadan atladı, pantolonu patladı.

Cevap : Karpuz

Çocukların yuvası, bilgi doludur orası.

Cevap : Okul

Kümeslerin efesi, her sabah çınlar sesi, uyandırır herkesi.

Cevap : Horoz

Bilmeceler ve cevapları - En zor, kolay, komik, eğlenceli bilmeceler ve cevapları nelerdir? İlginç bilmece soruları sizlerle!Bilmece

Dal üstünde al yanak. İnanmazsan ye de bak.

Cevap : Elma

Sarı mendil mavi denize düşerse ne olur?

Cevap : Islanır

Daldan dala kırmızı pala.

Cevap : Sincap

Arşın ayaklı burma bıyıklı.

Cevap : Tavşan

Elemeden yoğurur, gün aşırı doğurur.

Cevap : Tavuk

Ay varken uçar, gün varken kaçar.

Cevap : Yarasa

Altından su içerim, üstünde çayır biçerim.

Cevap : Koyun

Yeraltında yağlı kayış.

Cevap : Yılan

Kanadı var, kuş değil. Boynuzu var, koç değil.

Cevap : Kelebek

Çiçek onun, dal onun yediğimiz bal onun iğnesi var batırır kanadı var götürür.

Cevap : Arı

Yemel yemiş göbekli, düdüklüsü var afilli.

Cevap : Tencere

Gelişi aslan gibi, duruşu kaplan gibi, yayılır hasır gibi, sürünür esir gibi.

Cevap : Kedi

Karşıdan baktım hiç yok yanına vardım pek çok.

Cevap : Karınca

Karşıdan gördüm bir taş yanına vardım dört ayak bir baş.

Cevap : Kaplumbağa

Evi sırtında, ayağı karnında. İzi yıldız, gözleri boynuz.

Cevap : Salyangoz

Ala bakar mora bakar. Oturmuş bakla satar. Baklanın okkası kaça dedim. Çıldır çıldır yüzüme bakar

Cevap : Kurbağa

Bir acayip nesne gördüm. Alem bilir ismini. Başını sürter kendine öldürür cismini

Cevap : Kibrit

Bir bağım var uzundur uzun

Cevap : Sene

Senede verir otuz okka üzüm

Cevap : Ramazan

Beyazını yirsen haramdır

Cevap : Oruç

Siyahını yirsen helaldir

Cevap : Ramazan gecesi

Bir çuval cevizim var, sayarım sayarım tükenmez

Cevap : Yıldız

Ağız içinde dil, arifsen bil

Cevap : Kaval

Dağda idim bağ idim. Başı tuğlu bey idim. Eve geldim funduszeue.infocek bağlandım.

Cevap : Süpürge

Dağdan gelir dat gibi. Kolları var bıdak gibi. Eğilir bir su içer. Beğirir oğlak gibi.

Cevap : Kağnı

El eker dil biçer

Cevap : Yazı

Gölgesiz dağlar aşar.

Cevap : Ses

Hak Teala hoş yaratmış. Bir yeşil dal üstüne. Kenarı zil varak. Ortası altın varak.

Cevap : Gül

Tırnağından övür alır. Burnundan boğazlanır.

Cevap : Buğday

İki kardeş bir arada büyümüş. Üstü yanmış başı yanmış. Dövülenler onlar imiş. Almış kendini deryaya atmış. Meğer aslı su imiş.

Cevap : Kahve

Kırmızı amma elma değil. Kat kat amma gözleme değil.

Cevap : Soğan

Yılar vurdum sıpaya. Kalktı çıktı tepeye

Cevap : İğne iplik

Yer altında yuvası var, fırça gibi dikeni var.

Cevap : Kirpi

Alçacık dallı yemesi ballı.

Cevap : Çilek

Yük üstünde yarım çörek

Cevap : Ay

Bir kuyum var, iki türlü suyum var

Cevap : Yumurta

Aldır abası, yeşildir cübbesi

Cevap : Kiraz

Gökte açık pencere, kalaylı bir tencere

Cevap : Ay

Altı göl, üstü gül

Cevap : Gaz lambası

Bilmeceler ve cevapları - En zor, kolay, komik, eğlenceli bilmeceler ve cevapları nelerdir? İlginç bilmece soruları sizlerle!

Derin kuyu, gümbür suyu. Alan alır, içen ölür

Cevap : Tüfek

Çıt demeden çalıya düşer.

Cevap Güneş

İki direkli, bin kiremitli

Cevap : Tavuk

Bir küçücük mil taşı, dolanır dağı taşı

Cevap : Göz

Bilmece bildirmece, el üstünden kaydırmaca

Cevap : Sabun

Tavan üstü takır takır zannedersin halı dokur.

Cevap : Fare

Üstü mermer altı mermer, içinde gelin oynar.

Cevap : Dil

Bir oğlum var, kat kat göyneği var

Cevap : Soğan

Dalda durur, elde durmaz.

Cevap : Kuş

Yer altında sakallı kök

Cevap : Pırasa

Dolu tüp boş tüpe ne demiş?

Cevap : Boş boş dolaşma demiş

Giresundan çıkarken sınırda ne yazar?

Cevap : Çıkasun

Kuyruğu var, at değil. Kanadı var, kuş değil.

Cevap : Balık

Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane.

Cevap : Nar

Kat kat çiçek, yemeği yenecek.

Cevap : Karnabahar

Bir kızım var, kat kat çeyizi var.

Cevap : Lahana

Dışı var, içi yok; Tekme yer, suçu yok.

Cevap : Top

Sarımsak aşçıyı neden sevmez?

Cevap : Kendisini dövdüğü için.

Het funduszeue.info funduszeue.info şfunduszeue.info didim

Cevap : Süpürge

Uzaktan baktım aktaş gibi. Yanına vardım sütlaç gibi.

Cevap : Mantar

Sarıdır safran gibi, okunur Kur'an gibi. Ya bunu bileceksin, ya bu gece öleceksin.

Cevap : Altın

Hangi kalemle yazı yazılmaz?

Cevap : Kontrol Kalemiyle

İnim inim inler, cümle alem dinler.

Cevap : Davul

Kat kat katmer değil, yenir ama meyve değil.

Cevap : Soğan

Adam telefon faturasını yatıramamış. Sonucunda ne olmuş?

Cevap : Telefon faturası uykusuz kalmış

Yogacıların en sevdiği yemek nedir?

Cevap : Omlet

Askere giden kekliğe ne denir?

Cevap : Erkeklik

Akşam baktım çok idi, Sabah baktım yok idi.

Cevap : Yıldız

Bilmeceler ve cevapları Zor, kolay, komik, ilginç, eğlenceli bilmeceler ve cevapları nelerdir? En zor bilmece soruları nelerdir?

Babasının karısını ve dayısının kız kardeşini arayan bir çocuk kimi aramış?

Cevap : Annesini

Saçım yok, tadım çok.

Cevap : Kabak

Dört ayağı var ama yürüyemez.

Cevap : Masa

Evi var, adresi yok, evinde eşyası yok.

Cevap : Kaplumbağa

Kaç ayda 28 gün vardır?

Cevap : Tüm aylar. 12 ayda da en az 28 gün bulunmaktadır.

Sıcağa koyma kurur, suya koyma köpürür.

Cevap : Sabun

Küçük kare kutu, içi insan dolu.

Cevap : Televizyon

İçi dolu pamuk. Arkanı yaslan, onu doldurduk.

- Yastık

Ay varken uçar, gün varken kaçar.

- Yarasa

Uzaktan baktım kara taş, yakından baktım dört ayak bir baş

- Kaplumbağa

Çöpe atılan erik ne olur?

- Teleferik

Hiç ağırlığım yok ama tüm gemileri batırabilirim. Peki, ben neyim?

- Delik

Dağ kadar büyük, yaprak kadar hafif

- Bulut

Sadece benim ama başkasında da var

- İsim

Elsiz ayaksız kapı açar

- Rüzgar

Ortası ateş üstü taş, içinde milyonla baş

- Dünya

Ev üstünde yarım çörek

-Ay

Altı tahta üstü tahta, içinde kanlı softa

-Kaplumbağa

Tavan üstünde takır tukur, zannedersin halı dokur

-Fare

Ufacık kuşlar camiyi taşlar, kendi yemez ele bağışlar

-Arı

Dağdan gelir sekerek, kuru üzün dökerek

-Keçi

Atlayarak yürür, patlayarak ölür

-Pire

Alçacık dallı yemesi ballı

-Çilek

Ben ne idim ne idim, samur kürklü bey idim

Felek beni şaşırttı, kızgın külde pişirtti

-Kestane

Marketten aldım siyah, eve geldik kırmızı.

Cevap : Çay

Gökte gördüm bir köprü, rengi var yedi türlü.

Cevap : Gökkuşağı

Bilmece bildirmece, resim yapar gündüz gece

-Ayna

Kara deve çöküp oturur, zülfünü döküp oturur

-Çadır

Ayağı yok gezer durur, ne verirsen yer oturur

-Cep

Abdest alır namaz kılmaz, cemaatten geri kalmaz

-Cenaze

Bilmeceler ve cevapları Zor, kolay, komik, ilginç, eğlenceli bilmeceler ve cevapları nelerdir? En zor bilmece soruları nelerdir?

Üstü mermer altı mermer, içinde gelin oynar

-Dil

Allah yapar kapısını, demir açar kapısını

-Karpuz

Çıt demeden ağaca çıkar

-Karınca

Altı ayaklı fil, ortasında dil

Akıllı isen bil, ahmak isen sor

-El terazisi

Ben giderim o gider, arkama para döker

-Baston

Köylüler yere atar, şehirliler cebinde saklar

-Sümük

Ağzı var, konuşamaz. Yatağı var, hiç uyumaz

- Akarsu

Efe'nin selamı var. Hangi Efe?

- Künefe

Yer altındadır evi, yersen bitmez lezzeti.

- Pancar

Rafta kabak, suda zambak. Al yanak, biraz dudak. Ben öpeyim, sen bak!

- Şeftali

Kara tavuk dalda yatar, dal kırılır yerde yatar.

- Zeytin

Küçük küçük dişleri var, ne de büyük işleri var.

- Tarak

Beğirir oğlak gibi.

-KAĞNI

El eker dil biçer

-YAZI

Çıt demeden çalıya düşer

-GÜNEŞ

İki direkli, bin kiremitli

-TAVUK

Bir küçücük mil taşı, dolanır dağı taşı

-GÖZ

Bilmece bildirmece, el üstünden kaydırmaca

-SABUN

Düzen geldi dizildik

-DİŞ

Bir oğlum var, kat kat göyneği var

-SOĞAN

Gölgesiz dağlar aşar.

-SES

Kalktı çıktı tepeye

-İĞNE İPLİK

Yük üstünde yarım çörek

-AY

Bir kuyum var, iki türlü suyum var

-YUMURTA

Aldır abası, yeşildir cübbesi

-KİRAZ

Gökte açık pencere, kalaylı bir tencere

-AY

Altı göl, üstü gül

-GAZ LAMBASI

Akşam baktım çok idi sabah baktım yok idi.

-Yıldızlar

Akşam kapanır sabah açılır.

-Perde

Alaca bulaca çıkar gider ağaca.

-Fasulye

Alaca mezar dünyayı gezer.

-Göz

Altı göl gibi üstü gül gibi.

-Gaz Lambası

Atlayarak yürür patlayarak ölür

-Pire

Ben giderim o gider para kadar iz eder.

-Baston

Benim iki kızım var biri oturur biri kalkar.

-Terazi

Bir vururum bin dökülür.

-Elek

Dağa varır yazılır eve gelir büzülür

-Urgan

Dal ucunda ince boncuk.

-Kiraz

Dalda durur elde durmaz.

-Kuş

Dam üstünde takır tukur sandım kızlar kilim dokur.

-Yağmur

Dışı var içi yok dayak yer suçu yok.

-Top

Eti haram sütü helal.

-Arı

Gece yazılır gündüz büzülür.

-Yorgan

Bilmeceler ve cevapları Zor, kolay, komik, ilginç, eğlenceli bilmeceler ve cevapları nelerdir? En zor bilmece soruları nelerdir?

Gökte açık pencere kalaylı bir tencere.

-Ay

İçi kütük dışı katık.

-Zeytin

İki kardeş birbirini kovalar.

-Ayak

Kapıları açar kapatmadan kaçar.

-Rüzgar

Kulağını büktükçe ağzı sulanır.

-Musluk

Kuyu, kuyunun içinde suyu, suyun içinde yılan, yılanın dilinde mercan.

-Gaz Lambası

Mini mini kuşlar her yeri taşlar.

-Dolu

Parmağı var canı yok damarı var kanı yok.

-Eldiven

Sabah sabah elimi öper.

-Havlu

Sesi var canı yok konuşur ağzı yok.

-Radyo

Uzaktan baktım bir taş yanına gittim dört ayak bir baş.

-Kaplumbağa

Dağdan attım kırılmadı bir yumruğa dayanmadı.

-Soğan

Dağdan gelir taştan gelir eyerlemiş aslan gelir.

-Sel

Üstü çayır biçilir altı çeşme içilir.

-Koyun

Üstü çimen biçilir altı çeşme içilir.

-Koyun

Yazın giyinir kışın soyunur.

-Ağaç

Yer altında gezer yedi gelinden güzel.

-Saban

Yer altında kırmızı kazık.

-Havuç

Yer altında püsküllü derviş.

-Pırasa

Yerde durur elde durmaz.

-Sabun

Yol üstünde ağzı kara.

-Fırın

Yol üstünde kilitli sandık.

-Mezar

Zenginin elinde fukaranın dilinde.

-Para

Şimdilik tüm bilmeceler bu şekilde. Sizlerin de bildiği zor, komik, eğlenceli, iğrenç espriler barındıran bilmeceler varsa yorum bölümünden bizlere yazabilirsiniz. Teşekkür ederiz.

NOT = Haziran ayı için güncel bilmeceleri ve cevaplarını paylaştık. Yorum bölümünden kendi bilmecelerinizi paylaşabilirsiniz

Ders NotlarıKaplumbağaGüneşGündemYaşamHaberler

HALK BİLMECELERİ HAZIRLAYAN: Abdülhakim ALTUNTOP HALK BİLMECELERİ Birinci Baskı : Mart KİTABIN ADI : HALK BİLMECELERİ YAZAR : Abdülhakim ALTUNTOP Yazar ile İrtibat E-MAIL : [email protected] Web Sitesi . 1 : funduszeue.info 2 : funduszeue.info Copyright © : Bu Kitabın Tüm Hakları Abdülhakim ALTUNTOP’a aittir. 2 Abdülhakim ALTUNTOP ÖNSÖZ Bir şeyin adını anmadan vasıflarını üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı dinleyene – veya okuyana – bırakmaktan ibaret olan eğlence yönü ağır basan edebî sözlere BİLMECE denir. Bilmeceler, Somut veya soyut varlıkları, kavramları çeşitli ilişki ve çağrışımlarla insanların görüşlerine suna- rak bunları açıklamayı veya bulmayı amaçlar. Bilmeceler de genellikle diğer halk edebiyatı ürün- leri gibi anonim’dir, yani söyleyeni birey olarak belli değildir. Türk halk edebiyatı türlerinden olan bilmeceler, manzum ya da mensur olabilir. Hemen hemen her konuda bilmeceler yapılmış olup ağızdan ağza, bölgeden bölgeye yayılmış ve bu esnada ilk hallerini koruyamamış, bazı değişikliklere uğramıştır. Bu değişiklikler, kelime veya hece düşmesi şeklinde olmuş- tur. Bu sebeple bilmecelerin mısralarında çok değişiklik görülür. Aynı bilmecede bölgelere göre kelime değişikliği olabilmektedir. Türk bilmeceleri konusunda tarihsel ve güncel yazılı kaynaklardan taranarak binlerce bilmece arasından derlenen dört yüz’den fazla bilmeceyi sizler için titiz bir çalışma ile seçip derleyerek yayınlamış bulunmaktayız. 3 HALK BİLMECELERİ Bilmecelerin birçok çeşitleri vardır: 1) – Şairlerin yazdıkları edebi bilmeceler. 2) – Halk hikâyelerindeki şahıslara sorulan ve cevaplandırılması istenilen zor sorular. 3) – Halk şairlerinin çözmesi için âşık kahveha- nelerinde asılı bulunan bilmeceler. 4) – Hükümdarların birbirlerini kızdırmak gayesi ile sorulan suallerden oluşan bilmecelerdir. Bilmecelerin uzun yıllar tekrarlanmasının sebebi eğlence ve zekâ oyunu olmalarının yanında, şiir ve sanat yönlerinin de olmasıdır. Buna rağmen son zamanlarda radyo ve televizyondan sonra bilgisayarın da birçok evlerde bulunması ile bilmeceler unutulmaya başlamıştır. Milli kültürümüze uygun olan bilmecelerin unutulma- masını istediğimizden dolayı bu eseri hazırlamış bulun- maktan mutluluk duyuyoruz. Türk halk bilmecelerinin tarihinin oldukça eskiye dayandığı zan edilmektedir. XI. funduszeue.info yazılan Divanü Lûgati’t Türk isimli kitapda bu halk edebiyatı çeşidine rastlanır. Eski çağlarda, bilmece sormayı bir zekâ savaşı haline getirenler, karşısındakini ya tehdit eder veya bir bağış vaadinde bulunurlardı. Belkıs’ın Süleyman Pey- gambere, sorduğu bilmeceler gibi. Çok eski çağlardan beri yaşaya gelen bilmece sorma geleneği günümüzde de sürmektedir. Bilmeceler, çok es- kilerde, savaşlarda karşılıklı sorularak savaşmadan bilen tarafın galip geldiği, kan dökmeden savaş kazanılan bir bilgi yarışması olarak işlev yapmıştır. Masallarda sıkça rastlanan dev veya başka yaratıkların, bilmecemsi soru- ları, padişahların kızlarını verecekleri kişilere bilmece sorarak bilgi yarışı yapmaları, birçok mitolojik olaylarda 4 Abdülhakim ALTUNTOP bilmecelerin çözümüyle olayın iyi bir şekilde sonuç- lanması bilmecenin eski toplumlardaki önemini göster- mektedir. Eskiden ciddi, zekâ savaşı özelliği gösterirken, bilmece sorma geleneği zamanla eğlence şeklini almıştır. Değişen toplum yapısı ve yeni eğlence araçlarının geliş- mesi sonucu unutulmuş görünse de çocuklar arasında olduğu gibi kırsal alanlarda çeşitli sebeplerle toplanan yetişkinler arasında bilmece sorma geleneğinin sürdüğü araştırmacılar tarafından belirlenmiştir. Bu ortamlarda kişisel veya karşılıklı gruplar halinde bilmece sorul- maktadır. Özbağlı Abdülhakim ALTUNTOP 5 HALK BİLMECELERİ BİLMECELERİN KÖKENİ “Anadolu halkının özelliklerinden, başarılarından biri de bilmece konusunda görülür. Bilmeceler halktaki anlayış yetisinin yaşamsal ışımalarıdır. Onları kimin türettiği, kimin, ne zaman söylediği bilinmez. Toplum düşüncesinin böylesine ortak bir ürünüdür. Anadolu’da aşağı yukarı bütün doğa varlıklarıyla, insan davranışlarıyla, araçlarla ilgili bilmeceler vardır. Bilmecelerde genellikle iki özellik göze çarpar. Biri, bilmecenin, bir şiir niteliği taşıması, şiiri kuran özlerin, onda yer tutmasıdır. Bilmecenin dokusunu ören şiir iplikleri ona ayrı bir tat, ayrı bir sevimlilik, bir yumuşaklık kazandırır. Böylece bir sanat yaratması olup çıkar bilmece. Öteki, bilmecenin bir tekerleme niteliğinde oluşudur. Tekerleme niteliği taşıyan bilmecelerde sözlerin belli bir anlamı yoktur. Bilmeceler yapı bakımından ikiye ayrılır. İlkin birbirine benzeyen, aralarında ses uyumu bulunan sözlerin (bunlar uydurma da olur) sıralanışı. Bu durumda bilmece bir müzik uyumu taşır. Sözler arasında, uyumun sağladığı anlamsız bir bir bağlantı vardır. Daha doğrusu bilmecenin anlamı ikinci bölüme sığdırılır. Birinci bölüm çoklukla bir giriş niteliğindedir. İlk bölümde ses uyumuna, kolay söyleyişe, ikinci bölümde anlama önem verilir." * İsmet Zeki EYÜBOĞLU, Anadolu İnançları, Anadolu Üçlemesi 1, 6 Abdülhakim ALTUNTOP BİLMECE OYUNU NASIL OYNANIR? * Halk Bilmeceleri günümüzde çocuklar tarafından oynanan bir oyun halini almış bir gelenek olup; iki veya daha fazla şahıslardan oluşan gruplar tarafından oynanır. Çocuklardan bir tanesi bilmeceyi sorar, diğerleri ise bilmecenin cevabını söylerler. Bilmecenin cevabını iki veya daha fazla bilen var ise; doğru cevabı ilk defa söyleyen bilmece sorma hakkını kazanır. Bilmeceler daha çok şifahi (sözlü) edebiyatı ilgilen- dirir. Bu münasebetle kışın uzun gecelerinde bir nevi zihin ve hafıza yoklama, zekânın işlemesi, eğlenceye yönelik olması bakımından ruhi tatmin ve boş zamanın değerlendirilmesini hedef alır. Kış gecelerinde toplanan aile fertleri, iki taraf halinde eğlence ve oyun kabilinden olmak üzere birbirlerine varlıklar ve mefhumlar hakkında sorular sorarlar. Muhatabın, yani soru sorulan tarafın, sayıları özelliklerine göre, belirtilip sorulan varlığı bilmesi gerekir. Bilmekte zorlandığı takdirde, belirli ip uçları arar ve bilmeceyi soran tarafa; “Yenir mi, içilir mi, acı mı, tatlı mı, canlı mı, cansız mı, bu odanın içinde var mı?” gibi sorulara “evet”, “hayır” gibi kısa ve kesin cevaplar verilebilir. Bilmecenin cevabı yine bilinmezse, taraflar arasında pazarlık başlar. Pazarlık, bilmeceyi çözemeyenlerin cevabı öğrenebilmesi için bir bağışta bulunmasıyla sona erer. 7 HALK BİLMECELERİ Bu durumda soran taraf büyük şehirler ister. Mesela; “gel İstanbul gel,” der; veya İzmir, Tebriz, Ankara, Bakü gibi şehirler yanında başka şehirlerden de birini ister. Bağışlar bilmecenin güçlük derecesine göre Mekke, Medine, Kerkük, Musul, Bağdat, Konya, Buhara, Taşkent, Kaşgar, İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehir- lerin yanı sıra, önem verilen herhangi bir şey olabilir. Neticede her iki taraf da şehir kazanmaya çalışırlar. Bu durum gece yarılarına kadar sürer gider. Böylece varlıklar zihni yönden zekâ ve akıl bakımından ele alınırken, büyük-küçük hep birden bilgi yarışması içinde vakit geçirip, zamanı değerlendirirler. Gerçekte bilme- celerin terbiye, öğretim ve eğitim ile eğlence bakımından küçümsenmeyecek değerleri vardır. Bilmeceyi soran grup, bilemeyen gruba aşağıdaki tekerlemeyi söyleyebilir. Bilemedin, Bilemedin, Peynir ekmek yiyemedin. Ben binerim gır ata; Sen binersin, eşeğe, Ben bütün dünyayı gezerim, Kâbe hurmalarını yer gelirim, Bilmeceyi sen çöze dur, Ben ikincisini sual ederim. Abdülhakim ALTUNTOP 8 Abdülhakim ALTUNTOP HALK BİLMECELERİ BİRİNCİ BÖLÜM Kuyruklu kumbara Yemek taşır ambara. Sarıdır, sarkar; “Düşeceğim” diye korkar. Çarşıdan aldım bir tane; Eve geldim bin tane. İstanbul’da süt pişti, Kokusu buraya düştü. Gözenek gözenek gözü var; Beyler önünde gözü var. Yer altında sakallı dede, Dikenler de Nine, sökenler de Nine. 9 HALK BİLMECELERİ Ufacık fıçıcık İçi dolu turşucuk. Havadan geldi, Başımı deldi. Elde yapılır, Ete asılır. Kara koyun meler gelir, Dağı taşı deler gelir. Kıvrım kıvrım kıvrılır çizgisi, Ayırır kara ile denizi. Canlıdır, ama bizim gibi gezemez, Su içer, ama bizim gibi ağzı yoktur. Bir sıvıdır, Toprağın derinliklerinden çıkarırız; O olmazsa, taşıtsız kalırız. Babam kaya, annem taştır; Ben olmazsam karnınız açtır. Şekere benzer, tadı yok; Havada uçar, kanadı yok. 10 Abdülhakim ALTUNTOP Suda ayılır, Karada bayılır. Canlı kaçar, Cansız kovalar. Etten ipten yapısı, Üstündedir kapısı. Kandilde var, mumda yok; Mendilde var, çuvalda yok. Tavan içinde takır tukur, Zan edersin halı dokur. Sende var, bende var; Bir kuru çöpte var. Kırmızı duvar üstünde Ak güvercin oturur. Sıra sıra odalar, Birbirini kovalar. Dam üstünde teke bağlı, Boynuzları köke bağlı. 11 HALK BİLMECELERİ Ne kanı var, ne canı; Beş tânedir parmağı. Kuyruğu var, at değil; Kanadı var, kuş değil. Kanadı var, Kuş değil; Boynuzu var, koç değil. Çalı dibinde çıra yanar, Güneş gibi rengi var. Yer altında Yağlı kayış. Yiyecek dolu yapısı, Unutulmuş kapısı. İki Kaşık, Duvara yapışık. Elime bir cam aldım, Düşüp içinde kaldım. Kartopunu oymuşlar, İçine havuz Koymuşlar. 12 Abdülhakim ALTUNTOP Yol üstünde Oklu yumak. Dikdörtgenden geçilir, Evin içine girilir. Gece kapanır, Gündüz açılır. Denizden gider batmadan, Havadan gider uçmadan. Dam başında kadı gibi, Göğe bakar cadı gibi. Kırmızı duvar üstünde Ak güvercin asılı. Karaydı kırmızı oldu, Herkesin gönlünü aldı. Ben bir düş gördüm, Et sakallı kuş gördüm. Köprüden gölgesiz geçer, Ben dururum o gider. 13 HALK BİLMECELERİ Dizi dizi tencereler, Parmak gözlü çingeneler. Biz iki kardeşiz; Her şeyi görürüz, Birbirimizi görmeyiz. Kara deve, girmez eve; Kes başını girsin eve. Kabuğu var, içi yok; Dayak yer suçu yok. Yer yer doymaz, Oturur kalkmaz. Yazın giyinir, Kışın soyunur. Sarı sarı Dükkânlar, İçinde bezingânlar. Küçücük papaz, Bayırı çıkamaz. 14 Abdülhakim ALTUNTOP Altı mermer, üstü mermer, İçinde bir bülbül öter. İçi taş. Dışı taş Sen içinde dolaş. Ağadan gelin aldım, Belâyı satın aldım. Topraktan çıkar yeşil, Belinde var püskül. Zenginin elinde, Fakirin dilinde. Tren geldi “İS” dedi, Tabak düşdü “TAN” dedi, Annem bana “BUL” dedi. Evden asılır, Dağda atılır. Fırında pişer, Mideye düşer. Kaftanı kara, gömleği sarı; Ana yüzlü koca karı. 15 HALK BİLMECELERİ Aksaray’da sultan oturur; Onu yiyen, ölümden kurtulur. Yeşil Taht Üstünde var bir peri, El uzattım, râkip çekti hançeri. Hırsız içerde, Başı dışarda Parasını el alır, Dumanını yel alır, Zehiri bize kalır. Çarşıdan aldım kapkara, Evde, kırmızılaştı maskara. Tek gözlü, tek bacaklı; Dikiş - nakışta aklı. El kadar mezar, Dünyayı gezer. Nar dânesi, nur dânesi; Dört köşenin bir dânesi. Bilmece bildirmece, El üstünde kaydırmaca. 16 Abdülhakim ALTUNTOP Altı deri, üstü deri, İçinde bir avuç deri. Gökte gördüm köprüyü, Rengi yedi türlüyü. İş görürken uzanır, Dinlenirken kısalır. Ağzı açık alâmet, İçi kısıl kıyâmet. Kara tavuk, dalda yatar; Dal kırılmış, yerde yatar. Ninemin etekleri, Süpürür sokakları. Uzun uzun urganlar, Ucunda bağlı kurbanlar. Kovalarsan Senen kaçar; Sen kaçarsan, o kovalar. Benim adım iki hece, Dolaşırım gündüz ve gece. 17 HALK BİLMECELERİ Üstü çayır biçilir, Altı çeşme içilir. Eğridir eğri, ince dilli, Öte gitsin pis selli. Çıt der, çiçek açar; Ateşi göğe çıkar. Kokusu var, gül değil; Tadı var, bal değil. Yakınca ışık verir, Bir taraftan da erir. Fır fır döner, Ak ak döker. Takır takır takraba, İçinde var akraba. Vırakına bayıldam, Susar susmaz ayıldım. 18 Abdülhakim ALTUNTOP Gidip gelince gıcırdar, Tek ayakta karar kılar. Dört köşedir, beş değil; Kimse ondan hoş değil; Tepsi üstünde nâr, Alsın haddi olanlar. Bir ucu dudak, Diğeri kulak. Ayla yıldızı kopardılar, Kırmızı beze yatırdılar. Havada göz kırpar, Bir söner, bir yanar. Mavi tarla üstünde, Beyaz güvercin yürür. Dağdan gelir sekerek, Üzüm gibi dökerek. Su iken taş kesilip bayıldı, Güneşi görünce ayıldı. 19 HALK BİLMECELERİ Tavada kalbur asılı, Dolaşır kasılı kasılı. Küçük küçük murt yaprağı, Hasan - Hüseyin toprağı. Ocak başında oturup, Burunu kütle batırır. Mini mini ak taşlar, Gökten yeri taşlar. Sulu yerde kişner Susuz yerde kışlar. Bir basarsın düğmeye, Çıkarsın gökyüzüne. Yuvarlak kuyu var, İki çeşit suyu var. Arşın ayaklı Burnu bıyıklı. Ben bakar isem, bana bakar; Sen bakan isen, sana bakar. 20 Abdülhakim ALTUNTOP Dalgınları barıştırır, Hasretleri kavuşturur. Dört kardeş bir kuyuya ok atar; Kimi içer, kimi satar. Yol üstünde kırmızı bohça, İstenmeyen yapar salça. Ağaç üstünde sandık, Kıra kıra usandık. Yer altında sakallı, Bilen olsun akıllı. Yer altına çivili tavuk, Yiyenlerin karnı tok. Bizim küçük Ömer, Külâhı küle gömer. Dağdan gelir yongası Dereden olur gölgesi. Kat kat döşek, Yenen fişek. 21 HALK BİLMECELERİ Kağıda sardım samanı Ağzımdan çıktı dumanı. Babam kandil, annem çıra; İşin yoksa, beni ara. Ben giderim o kalır, Benden nişân kalır. Havada uçar, uçak değil; Benden nişân kalır. Beyaz gömlekli güzel, Her sabah sofra gezer. Buradan attım kılıcı, Halep’ten çıktı ucu. Bir sobada sarı taba, Ortasında altun varak. Aşağı çevrilince dolar, Yukarı çevrilince boşalır. Allah beni var eylemiş, Boğazımı dar eylemiş. 22 Abdülhakim ALTUNTOP Kendisi çok derindedir, Herkesin bir yerindedir. A ile başlar, ile biter; Boynu atkılı ormanda gezer. Sarıdır özü, Güldürür yüzü. Karınca kaderince, Yola gider, ince ince. Bıldırcın budunu kaşır, Bulduğunu bana taşır. Çiğnersem kara döner, Üflersem zara döner. Yeni gelinin fesi, Acı gelir nefesi. Küçücük bir yastık, İçinde un bastık. Sıra sıra çeperler, Birbirini öperler. 23 HALK BİLMECELERİ Ak koyun akıtı, Suya indi bakıştı. Çıldırı çıtsız, Baldırı etsiz. Sabahleğin kalktım, Bacayı boynuma taktım. Burada yat, şurada yat; Dış kapının ardında yat. Açtım okudum dalından, Yedim doydum balından. Yazın yaşı yenir, Kışın başı yenir. Karşı dağın eteği, Cümlemizin yatağı. Ayakları su içer, Üstünden herkes geçer. Gökten kopardılar, ayla yıldızı; Hâkim olan rengin çoğu kırmızı. 24 Abdülhakim ALTUNTOP Baldan tatlı, Zehirden acı; İyilik yapana duacı. 1 Dudağıma boya olur, Kulağıma küpe olur. Su üşümüş, ben olmuşum; Güneşi görmüş, yok olmuşum. Ormana gider, seslenir; Eve gelir, yaslanır. Onu yapan, söylemez; Onu alan, bilemez; Onu bilen, istemez. Helemez hülemez, Ocak başına gelemez, Gelse bile duramaz. Dışı katık, İçi kütük. Kat kat ama börek değil; Yenir var, kanı yok. 25 HALK BİLMECELERİ Nefesi var, canı yok; Yenir ama tatlı değil. Yuvarlandı yumak olu, Geldi bize konak oldu. İçi katık, Dışı kütük. Boyu var, Fidan gibi; Eğilir, sultan gibi. Bir öküzüm var, Bağlarsam gezer, Çözersem yatar. Kokusu var, tadı var; Binbir türlü adı var. Asker olmuş tüm saçaklar, Her birinden süngü sarkar. Açtık okudum dalından, Yedim doydum balından. 26 Abdülhakim ALTUNTOP Sandığım sihre bürünür, Aynasında dünyâ görünür. Ol nedir hercai simin beden; Mahvolur ellerde ülfet etmeden. Cansız canlıyı tuttu, Canlı Geldi kurtardı. Yatınca kediden alçak; Kalkınca deveden yüksek, Ay var iken, uçar, Gün var iken kaçar. Akşam baktım çok idi, Sabah kalktım yok idi. Doksandokuz cemaat; İki müezzin, bir imam. Çifter çifter dizilmiş, Ensesinde asılmış. Sarı sarı sardıran, Kızları da kandıran. 27 HALK BİLMECELERİ Boyum uzun, yavrularım düzüm düzüm, Saçımdan görmüyor iki gözüm? Bir oğlum var üç bacak; Alır atar kucak kucak. Buradan attım iğneyi, Dolaştı geldi dünyayı. Bir kuyum var, İki türlü suyum var ******** OO O OO ******** 28 Abdülhakim ALTUNTOP HALK BİLMECELERİ İKİNCİ BÖLÜM Uzaktan gördüm taş, Yürür yavaş yavaş, Yanına varıp gördüm, Dört ayaklı bir baş. Kırmızıdan rengi var, Tarladan dengi var, Kırların tek gelini, Rüzgâr sallar belini. Dağdan attım yarılmadı; Taşdan attım kırılmadı; Ne kadar da zayıf imiş; Bir tüfeğe dayanmadı. Sabahtan çıktım bağa, Elimden tuttuğu bir ağa, Ama ağa, canın ağa, Hâlim yok oynamaya. 29 HALK BİLMECELERİ Kat kattır, ama katmer değil; Kırmızıdır, ama kiraz değil Döğmeden gören ağlar; Yenir, ama meyve değil. Tava değil; kulpu var; Bekçi değil, düdüğü var; Her yerde bulunur o; İnsan değil, göbeği var. Yapılmamış duvar üstünde, Doğmamış oğlan oturur. Ekilmemiş bostanı Yolma diye bağırır. Aldır ama âriftir; Her yemekte zâriftir, Acı gözlüdür ama; Burnu kıllı heriftir. Altı ayaklı fil; Ortasında dil, Şaşkın isen sor, Arif isen bil. 30 Abdülhakim ALTUNTOP Ocak başında kuyu; Kuyunun içinde suyu; Suyun içinde yılan, Ağzında var bir mercan. Teptim tekerlendi, Yedim şekerlendi, Bir güzel âdem Bal ile badem. Hışıl hışıl ses verir, Dağa taşa süs verir, Ne yerde durur, ne gökte, Değen yüze mes verir. Şehri var, köyü yok; Dağı var, toprağı yok; Denizi var, suyu yok, Yenilecek aşı yok. Ufacık kuşlar, Bahçeyi taşlar, Kendi yemez, Ele Bağışlar. 31 HALK BİLMECELERİ Beş parmaktır, ama eli yok; Bir pabuçtur, ama tabanı yok; Bâzen beyazdır duvar gibi, Bâzen karadır, kömür gibi. Önce beyaz kar gibi, Sonra yeşil yonca gibi, Kızarır kan olur sanki, Öyle de lezzeti var ki. Ayakları yoktur ama, Yine de hızlı koşar; Hemen hemen gece gündüz, Durmadan koşar, ama Yine de her zaman Yatağında yatar. Çıktım dağın tepesine, Baktım ayın yarısına Havada bir kuş gördüm Meme verir yavrusuna. Bir atım var mihriban Göğsü suda her zaman Gece gündüz kişnemez Arpa saman istemez. 32 Abdülhakim ALTUNTOP Yeşil iken al olur, Zerre zerre dal olur, Meyledince siyaha Lezzet verir damağa, Tutar isen yavaş tut, İki elin kan olur. Aşık der “Hab içinde”, Bir örtülü kab içinde, Ne mollalar okumuş, Ne var kitab içinde. Varma sakın yanına, On parmağın bal olur. Tutar isen yavaş tut, İki elin kan olur. Karşıdan bir ay doğmuş, Ay’ı görenler olmuş; Anası kundakta iken; Kızının kızı olmuş. Apul upul yürürsün Samur kürkün sürünsün Kırk halayık, kırk köle, Niçin yaya yürürsün? 33 HALK BİLMECELERİ Kırmızı cübbesi var, Simsiyah tekkesi var, Pek uzun değildir boyu Kalabalıktır soyu. Uzundur urgan gibi Eni var yorgan gibi Anasına bağırır Kuzudan kurban gibi Eşdim eşdim kum çıktı, Kumdan minare çıktı Geçen yıl gördüklerim, Bu yıl ortaya çıktı. Ak ak yumurta mısın , Lap lap çukurda mısın, Baharda çiğdem açtı, Sen hala burda mısın? Gelir girer yerinde Altun kemer belinde, Gece gündüz ekin yer, Yine durur yerinde. 34 Abdülhakim ALTUNTOP Çiçek açmış nar getir Altıgenli kar getir, Ormanlardan kırlarda, Evimize kâr getir. Kat kat sefer tasıyım, Üç heceyle bilinir, Bende canlı şeyler var, Fakat sanma yenilir. Üstü tahta, altı taş, Altı ayak iki baş, Sabahdan akşama dek, Dön dolaş ha dön dolaş. Yeşil elbise değilem Yel esdikçe eğilem, Gelin ettiler beni, Kokum kırk gün çıkmadı.. Attım rafa, Bir kuru kafa, Yemesi tatlı, Maymun suratlı. 35 HALK BİLMECELERİ Keşkeğimin özü yok, Yer üstünde izi yok; Durmadan tünel kazar, Yaradılışdan gözü yok. Sıra sıra durmuşlar Hak yoluna girmişler Vakti gelmiş ermişler. Sararmışlar solmuşlar. Bir kuş gelir enginden Kelkit Kemah belinden O nasıl kuş ola ki, Yem yer göbeğinden. Ey yüce dağlar, yüce dağlar! Kürk üstünde kürk bağlar; Ne satan ağlar, ne alan; Başını kesen ağlar. Sarı sarı içinde Sarı zarfın içende Oniki birlik kardeş Birbirinin içinde. 36 Abdülhakim ALTUNTOP Sıra sıra söğütler, Birbirini öğütler, Dil bilmez söz söyler. Bilebilsin arifler. Altında kozu var, Üstünde gezi var, Gören ürperir onu, Ucunda da gözü var. Uzun uzanır Yeşile bezenir, Kırmızı don giyer, Arş’a uzanır. Yerde gezer, izi yok. Havada uçar, sesi yok. Eti haram sütü helal; Canı var, kanı yok. Dağlarda gezer yaya, Eli ayağı kısa Şimdi gelir görürsün Güle güle ölürsün. 37 HALK BİLMECELERİ Beyazdır tarlası Siyadır tohumu Elle ekilir, Dille biçilir. Ay doğar bedir bedir, Şu dağa giden nedir? Yedi yılda bir doğurur, Bu hayvanın adı nedir? Yakar ama yaş değil; Kırmızıdır, aş değil, Onsuz çok şey yapılmaz, Dumanlıdır, kış değil. Hey heriye heriye! İnsan dizilmiş geriye Bu hangi ademoğlu, Arka üstü yürüye. Tuzaklı bey hastadır Ayakları ustadır Ne yerdedir, ne gökte; Bir kapalı yerdedir. 38 Abdülhakim ALTUNTOP Tükenmezden tük tuttum Üremeze yükledim, Sallanmazdan geçirdim, Satılmaza harcettim. Bak insanın içine, İplik takmış dişine, Her gece göz kırpıyor, Külah vurmuş başına. Ah umutlar umutlar Göz nurundan bulutlar, Ayaklarından emer, Tepesinden yumurtlar. Ayağı var, gidemez Yemek gelir yiyemez, Konulan yükü taşır, Derdini söyleyemez. Kara katır, Yana yatır; Kalkar ısırır, Gene yatır. 39 HALK BİLMECELERİ Keser sapı Germe kapı Beş parmağı, Bir de sapı. Analar besler naz ile, El oğlu alır, hız ile, Git kızım sağlıklarla, Sil gözün yağlıklarla. Başı yeşil ördek değil, Üstü kara kömür değil, İçi beyaz, peynir değil, Kuyruğu var, fare değil. Ayakları kısadır, Kendisi mini mini, Bir dönüşte gösterir, Dünyanın biçimini. Baharı haber verir, Bülbüle neşe verir, Her renk entari giyer, Bahçelere haber verir. 40 Abdülhakim ALTUNTOP Eşdim eşdim, kum çıktı, Kumdan minare çıktı, Bildir ki bizim keloğlan, Bu yıl çınara çıktı. Ele alınıp tutulmaz, Bakkallarda satılmaz. Kimisinde pek fazla, Kimisinde bulunmaz. Önce yeşildi, Sonra kesildi. Dumana gömüldü, Kiraz kesildi. Bir oğlum var, biz gibi, Dizi çuvaldız gibi, Kat kat elbise giyer, Gene içi buz gibi. Has bahçenin gülü var, İçinde bülbülü var, Kendisi küçük ama, Ne de güzel tadı var. 41 HALK BİLMECELERİ Attan inmez, Yere değmez, Ne yaparsam, Yanıma gelmez. Ordusu var ülkesi var; Ordusunun gölgesi var, Faydası çok kemliği yok Yavrusu var, annesi var. Yakma yakar kül olur, Hırpalayan çok hor olur Birden uçar kuş gibidir, Tutması pek çok zor olur. Orda yaşar, tilki geyik, Karga, güvercin, üveyik, Kurt, çalı, ot, kök, dal, odun, Atmaca, çil, gül ve kekik, Aslı nedir, resmi nedir, Canlı mıdır, cismi nedir? Söylediğim bilmecenin, Söyleyiniz ismi nedir? 42 Abdülhakim ALTUNTOP Evin penceresinden, Çiçek gibi açarlar, Güneşi görünce de Uzaklara kaçarlar. Bahçelerin tacı, Sevindirir muhtacı Çiçeksiz meyve verir O neyin ağacıdır? Boynuzu var, inek değil, Dala çıkar, leylak değil, Yazı yazar, katip değil, Boyası mürekkep değil. Tepesi aşağı sarkar, Düşeceğim diye korkar, Dudu gibi adı var, Şeker gibi tadı var. Yeşil iken ağarır, Yavaş yavaş sararır, Sarardıkça sallanır, Sallandıkça ballanır. 43 HALK BİLMECELERİ Haydi artık kayıver, Suda suyu sayıver, Al da getir etini, Pul pul çıkar katını. Çam ağacını oyarlar, İçine tin ton koyarlar, Ağlama tin tonum ağlama; Şimdi kulağını burarlar. Babam bahçeye ekti, Hemen çamura çöktü Tutunca perçeminden Yeşil kuyruğu koptu. Karadır katran değil; Sarıdır safran değil, Ucu var düdük gibi, Burnu var gedik gibi. Ne evdir, ne saraydır; Bir kocaman dünyadır, Kapağı var kabı var, Çeşit çeşit adı var. 44 Abdülhakim ALTUNTOP Ağzı var, konuşamaz, Yatağı var uyumaz, Bakarız aynı yerde, Gece gündüz hiç durmaz. Terzi görmedik elbisesi var, Değirmen değmedik unları var, Bu öyle yiyecektir ki; Rende görmedik oklavası var. Kessen eğer canı yok, Bir damlacık kanı yok, Aleme haber verir, Boyu var eni yok. Yok gecesi gündüzü Her zaman güler yüzü, Adımızdır ağzında, Feda eder kendini. Düşündürür eğlendirir. Oturduğum yerde bile, Bana çok bilgiler verir, Hiç konuşamasa bile. 45 HALK BİLMECELERİ Çok sabırlı bir arı, Dinlemez kışı karı, Beş yılda çıkar, onun Değer biçilmez balı. Benim ikiz oğlum var, Biri oturur biri kalkar, İkisi de çalışkandır, İkisi de yük kucaklar. Beyaz siyah bazen boz Ne su, ne hava, ne tuz; Uçar kanadı yoktur Yürür, kaldırmaz hiç toz. Bundan uzunu olmaz, Kimse beline bağlamaz, Çok hoşa gider süsleri, Tam yedidir, renkleri. Kaçanı tutar, Uçanı yutar, Eğer üşürse, Mangala yatar. 46 Abdülhakim ALTUNTOP Ayağı kılsız, Lakin akılsız, Başı yassıdır, Bıyıklı hırsız. Duruşu ömür, Gözleri kömür, Soğuk dondurur, Sıcak öldürür. Yaprağı iğne gibi, Dalları çatı gibi, Kış gelse de kedersiz, Dağlar olamaz onsuz. Yokuştur ayak ayak Çık yukarı kata bak, Gençlere kolay gelir, Kimse istemez çıkmak. Beş kardeş var çalışkan, Her bir işe alışkan, Bıkmazlar usanmazlar, Beraber çalışmaktan. 47 HALK BİLMECELERİ Seçilmez kömürden Sapı vardır demirden, Meyvesi yenir lakin, Ayırmak şart, demirden. Tozdur, lakin kömür değil, Kokusu var, gül değil. Yedi dağı devirir, Dev değil; herkül değil. Dağdan gelir, takla makla, Aman abla beni sakla. Bizim bahçeye gelince, Ne meyve kalır, ne bakla. Nefesi var, Canı yok Damarı var, kanı yok Ses çıkarır lakin, Ağzı var dili yok. İnce uzun boyu var Benekli kabuğu var, Soyunca koklayınız, Pek güzel kokusu var. 48 Abdülhakim ALTUNTOP Kütüklerde dallanır Salkım salkım sallanır, Tanesi şerbet gibi, Kuruyunca ballanır. Küçücük top biçiminde, Sert bir kabuk içinde, Bu milletin öz malıdır, Ne Hint’dedir, ne Çin’de. Yolda gider, yolcu değil; Ağaca çıkar, insan değil; Dili çatal, kuyruk uzun, Yoktur kışın çıkar yazın. Biz biz, biz idik; Otuz iki kız idik; Ezildik, büzüldük; Bir dıvara dizildik. Sarıdır, Safran gibi; Okunur Kur’an gibi; Ya bunu bileceksin; Ya bu gece öleceksin. 49 HALK BİLMECELERİ Biz biz, biz idik; Yüzbin tane kız idik; Gece oldu dizildik; Gündüz oldu silindik. Bir değirmen taşı suda yüzüyor; Üstünde üç kişi duruyor; Birincisi kör, ikincisi kütürüm, Üçüncüsü ise, çıplak. Kör, bir tavşan görüyor; Kütürüm onu yakalıyor; Çıplak ise, cebine koyuyor; Acaba bunlar ne yapıyor? Yüzü olduğu halde, Başı olmayan; Kolları olduğu halde, Ayakları olmayan; Yine de birçok yer değiştiren Cismin adı nedir? Mavi atlas, İğne batmaz, Makas kesmez, Terzi biçmez. 50 Abdülhakim ALTUNTOP Tatlıdır armağanım, Pek acıdır silahım, Temizdir benim adım, Ben kimim söyle canım? Yeşildir libası, Sarıdır kendisi, İçinde iliği var, Bin tane deliği var. Tatlı olur yenmez, Hiçbir kaba girmez, Acı olduğu için, Her kişi ağza almaz. Dal ucunda bir yemiş, Bunu yiyen doymamış, Ramazan’da yiyenin, Orucu bozulmamış. Meyvesi baldan tatlı, Yaprağı biberden acı, Ağacı deveden büyük, Çekirdeği Pireden küçük. 51 HALK BİLMECELERİ Kat kat kadayıf, Kadı gibi pek zayıf; Vallâhi zayıf, Billâhi zayıf, Bir gözü var, bir gözü yok. Sever dağı ormanı, Şişman çıkmış adı, Kışın uyuştu kanı, Yazın ahlat düşmanı. Gündüz uyur, gece kalkar, Bakar mavi pencereden, Farkı yoktur, bir gümüşten, Yusyuvarlak tencereden. Evlerin yabancısı, Her gün evlerde konuk, Ev halkı karşısında Taş gibi sessiz, donuk. Gayet hızlı koşarım, Dağı taşı aşarım, Ne kanım var, ne canım, Tel’dir benim vatanım. 52 Abdülhakim ALTUNTOP Ben ne idim ne idim, Sahralarda bey idim, Koparıldım, kurudum, Kapı ardında kurudum. Çiçek çiçek uçar, Yoktur menendi, Öyle bir mimar ki, Bulunmaz dengi. Hayli türlüsü olur, Bol sulusu olur; Aptala ad koyarlar, Uzun boylusu olur. Girersin hücreye, Fiyaka sata sata, Basarsın düğmeye, Çıkarsın en üst kata. Bindir iğnesi bindir, İğnesi bilen bilesi; Bu masalı bilmeyen, Otuziki köy veresi. 53 HALK BİLMECELERİ Kolu var, Ayağı yok; Karnı yırtık, Kanı yok. Katık oldum aşına, Öp de koy başına, Beni nasıl öğütür? Sor, değirmen taşına. Her gün tazelenir, Her öğünde yenilir; İnce ince dil beni, Haydi, neyim bil beni? Dilberin yanağıdır, Temmuz ayı çağıdır, Vatanını sorarsan, Amasya’nın bağıdır. Gelişi aslan gibi, Duruşu sultan gibi, Yayılır hasır gibi, Sürünür esir gibi. 54 Abdülhakim ALTUNTOP Beyazla başladım, Yeşile işledim, Kırmızı ile bitirdim, Cümleyi yitirdim. Bir karı, bir koca, Mır mır eder gece; Karı der ki : “Ey koca, Acep İstanbul nice? İstanbul bucak bucak, Ortası mermer ocak, İçinde bir sandıcak, İçi dolu turşucuk. Lodos poyraza karşıdır, Tokmakla karla dövüşür; Sepetçilerde kavga eder, Urgancılarda barışır. Var varadan var getir; Karlı dağdan kar getir. Sarılmamış çiçekten, Çalkanmamış yağ getir. 55 HALK BİLMECELERİ Bağdan gelir İsacık, Syakları kısacık, Çık ki yengen göresin, Güle güle ölesin. Havayidir, Havayi, Yüksek yapar yuvayı; Kuyumcular fökemez, İpekçiler yapamaz. Ol nedir ki, cismi var parmak gibi, Giydiği ak gonca bir zambak gibi, Başına koyunca altun külahı, Gözyaşı durmaz, akar ırmak gibi. Bizim eve sıçan geldi, Sırtını açan geldi. Gündüzleri yazıp, Geceleri okuyan geldi. İki canlı pencere, Bakıp durur her gece, Göz koydu, göz üstüne, Bilin bakalım bu ne? 56 Abdülhakim ALTUNTOP Beyazlığı kara benzer, Gömleği zara benzer; Beyler bilir adını, Hanımlar bilir tadını. Hey nedir, adı nedir, O kuşun adı nedir? Et yemez, kemik yer, Bil bakalım bu nedir? Yer altında verişir, Arpa buğday bölüşür, Çok maskaradır görsen, Kingir, kingir gülüşür. Benden hızlı giden olmaz, Uzağa ulaşan olmaz, Ne kanım var, ne canım, Tellerdir benim vatanım. Ak kutu kapağı, İçi dolu yapağı, Yapağı değil, ipek; Bilmeyenler yer kötek. 57 HALK BİLMECELERİ Güneş görür kızarır, Topraktayken sararır, Tencerede türlü aş, Adını ondan alır. Dışı yeşil, içi kızıl balalar, Yanı sıra ufak ufak balalar, Akıllılar arayalar bulalar, Akılsızlar mat olalar kalalar. Sakalı var sözü geçmez, Pek uzağı gözü seçmez, Kara nohut eker gider, Taştan taşa seker gider Âşık der: nasıl edem? Saz getir, fasıl edem. Bir bardakta iki su, Kavuşmaz nasıl edem? Nehir, ırmak ve çayım, Her işte var, çok payım, Yağmur sonu göklerde, Yedi renkli bir yayım. 58 Abdülhakim ALTUNTOP Bizde bir dudu var, Eğri büğrü budu var. Yaz gelince çıkar gelir, Kış gelince çeker gider. Baba bana bez getir, Çarşıya git tez getir, Eğilmemiş iplikten Dokunmamış bez getir, Dağdan darı harmanı, Nedir, bunun fermanı? Ne yerdedir, ne gökte; Gelir, salanlı salanlı. Bir acaip nesne gördüm, Bir kıl üzerinde durur; Cansız canlıyı tutmuş Kanı, damarda kurur. Karanlık derenin kurdu, Vurdu kapıyı kırdı; Biri içeri girdi, İkisi kapıda durdu. 59 HALK BİLMECELERİ Bir çalışkan oğlum var, Ay gider, yıl gider, Günlerce yol gider, Hep bir adım yol gider. Pırım pırım pırtısı var, Kırk yamadan türküsü var, “Sabah oldu kalk.” Der, Büyük bir ordusu var. Dudağa değer ucu, Ne getirdin a bacı? Kuruyan ağızların Hepsi sana duacı. Bir evim var üç katlı, Üstü, kadife kaplı, Orta kat, pamuktandır, Üçüncü, tahta kaplı. Sunan telli gümüştür, Al, yakana iliştir, Benim sana dediğim, Yapraksız bir yemiştir. 60 Abdülhakim ALTUNTOP Aşık der: “Kasap ağlar, Al giyinmiş kasap ağlar, Ölen duvar ağlamaz, Öldüren kasap ağlar. Karşıdan baktım hıyar, Yanına vardım badisar, Uzun uzun ayakları Yere batmış tırnakları. Elle beni, belle beni, İskelede bekle beni, Ben bir dudu kuşuyum, Şekerle besle beni. Üstünü pabuç yaptım, İçini kebap yaptım, Kestim senede bir gün, Büyük bir sevap yaptım. Bu gelen arslan mıdır? Gagası taştan mıdır? Kanatları mor çalar, Kendi gülistan mıdır? 61 HALK BİLMECELERİ Bundan büyük kuşak olmaz; Kimse beline bağlanmaz; Çok hoşa gider süsleri, Tam yedidir renkleri. Bugün Cumâ, Medine, Medine’nin adı ne? Bir bardakta iki su, İki suyun adı ne? Çarşısı yok, Pazarı yok, Gideni yok, Geleni yok. Uzunluğu urgan gibi, Enliliği yorgan gibi, Bağırır çıkıp gelir, Kuzulu kurban gibi. Aldım yerli yemiş, Yiyen tadını bilmiş, Kabuğuna soy da ye, Yanağını öp de ye. 62 Abdülhakim ALTUNTOP Baldan tatlı, olmuşu; Biberden acı, olmamamışı; Deveden küçük, ağacı; Pireden küçük, Çekirdeği. Sabah tukur, akşam tukur, Kaynarım ben tıkır tıkır, Hele bir de tatlanırsam, Oynarım Ben şıkır şıkır. Bilmece bildirmece, Kürkünü sarmış yamaca, Bir karıyla bir koca, Tuz atar bulamaca. Hey gidi gidiver, Şu gidiyi tutuver Ne tatlıca eti var, Püsküllüce kuyruğu var. Yaşdır kurutamazsın, Her yerde bulamazsın, Çiçeklerden toplanır, Tadına doyamazsın. 63 HALK BİLMECELERİ Elmayı aşıladım alıca; Bir meyve verdi delice; Ne elmaya benzer, ne alıca; Ne anasına benzer, ne babasına. Yola gider, yolcu değil; Ağaca çıkar, insan değil; Yazı yazar, kâtip değil; Semeri var, eşek değil. Benim bir dedem var, Dedemin kırk kürkü var, Kürkünün kırk cebi var, Kırk cebin kırk bucağı var. Hoşuna gitti mi bakar, Bâzen baktığını yakar; Nazlısı ise hep akar, Bâzısı olur sakar. Bulması zor, kaybetmesi kolay; Sende yoksa ederler alay; Dolaşır hep elden ele, İpek saçlı dedirtir kele. 64 Abdülhakim ALTUNTOP Gelince ayın sonu, Artık beklersin onu, Ertesi gün alırsın, Meteliksiz kalırsın. Senelerce bekler, Bitince emekler; Alır pasaportunu, Daha sonra pinekler. Ara sıra ortaya çıkar, Lafını duyan sararır; Bütün bütçeler yıkar, Borçlar ise kabarır. Bazen güldürür, bazen ağlatır; İnsanı eserine bağlatır, Mevzû saçma olursa, Kimse dinlemez hatır. Üç rakamla çalışır, Oynayanlar alışır, Onüçü tutturanın, Aklı hemen karışır. 65 HALK BİLMECELERİ Yemesi kolay, atması zor, Yiyen olur koridor, Kalecinin gıdasıdır, Seyircinin sadasıdır. Tokatlaşma, yumruklaşma, Sakın yanına yaklaşma; Sen de silleyi yersin, Sonra döner tersin. Her kapıya uyar, Hırsızı hemen duyar, Yapılmıştır çelikten Baktırmaz hiç delikten. Bilmece bildirmece Bize geldi dün gece, İki kere göz etti, Mum yatırdı sadece. Sen kaçarsın o gelir, Bulur seni her yerde, Bütün ümidin erir, Sokar başını derde. 66 Abdülhakim ALTUNTOP Evlilikte anılır adı, Gelin için çekilmez tadı, Kırılsa bile iki kanadı, Yine derler ona cadı. İstekler kağıda yazılır, Hemen geçilir kayıda, Peşini bırakmazsan, Cevap çıkar, altı ayda. Halkın zevkine uymaz, Tenkidleri hiç duymaz. Kendi bildiklerini okur, Bazen parazit dokur. Yağmur yağar göl olur, Güneş açar çöl olur, Geçerse iki kamyon, Tozdan olursun kimyon. Açınca güneş, sayısı çoktur, Kuyruğa bile lüzum yoktur, Fakat yağınca yağmur, Beklemekten olursun hamur. 67 HALK BİLMECELERİ Bir çakarsın yanmaz, İki Çakarsın kırılır, Çakılmaktan usanmaz, Kutusuyla atılır. Kendisi yuvarlak meşinden, Gençler gider peşinden, Kaleye girince, Kimi olur eşinden. Kızım kızım kız gibi, Altı çuvaldız gibi, Kırk kat giysi içinde, Yine üstü buz gibi. Sesi yok sedası yok, Nazı yok edası yok, Yemek yer su içemez, Ağzı var, dili yok. İnce uzun boyu var, Benekli kabuğu var, Soyunca koklayınız, Pek güzel kokusu var. 68 Abdülhakim ALTUNTOP Su içinde yatarım, Hiç durmadan öterim. İnsanları görünce, Yine suya kaçarım. Tarlada biter, Makine büker; Sabah akşam Elimizi yüzümüzü öper. Ne kadar çok yese, Olur o kadar çok, Her şeyi yiyince de, Oluverir yok. Gider Leylâ, Gelir Leylâ; Bir ayak üstünde Durur Leylâ, Paltosu yeşil, Entaresi kırmızı, Bil bakalım Bu kimin kızı? 69 HALK BİLMECELERİ Dumanı tüter, İsterse gider, Balık değildir, Denizde yüzer. Az gitti, uz gitti, Dere tepe düz gitti, Altı ay bir güz gitti, Ben uyanınca bitti. Ufacık mermer taşı, İçinde beyler aşı; Pişirirsen aş olur, Pişirmezsen kuş olur. Anaya değmez, babaya değer; Halaya değmez, amcaya değer; Ateşe değmez, sobaya değer, İğneye değmez, ipliğe değer. Benim iki pencerem var, Etrafı etden duvar; Gece olur kaparım, Gündüz olur açarım. 70 Abdülhakim ALTUNTOP Uzun uzun yollardan Bir acayip kuş gelir, Bir acayip laf söyler, Gözlerinden yaş gelir. Sırtında hörgücü var, Deve desem deve değil; Kendi yazar, kendi oku, Hoca desem hoca değil. Bir kuşum var, kahverengi, Kahvelerde çalar cengi, Ko komşunun keyfi gelsin, Hanımlardan cimcik alsın. Gelince katarina, Ben onu tutarina, Parmakla sıkarina, Tırnakla ezerina. Evi yanar türkü çağırır, Deli midir bilmem ne? Kalemsiz de yazı yazar, Kâtip midir, bilmem ne? 71 HALK BİLMECELERİ Nereden geldin ağ kuşum, Kanlı dereden geldim; Neden üstün kan değil, Daima kenardan eldim. Sivri başlı bir dede, Şeytana uyar gece. Evlerde çalar cengi, Yoktur dedenin dengi. Bir mücevher hokka buldum, Yarısı altun, yarısı gümüş, Hastaya varsam canlanır, Arzu etsem kanlanır. Hey heriye heriye, Asker dizilmiş geriye, Bu nasıl insanoğlu, Arka üstü yürüye. Altı çukur, ova değil, Üstü kubbe, hava değil, İçinde bir bülbül öter, Otuziki kız çevresini bekler. 72 Abdülhakim ALTUNTOP Gönül alçak yüz yerde, Yüz yaram var, yüz yerde, Hakk yarattı vallâhi Ben görmüşüm yüz yerde. Ol nedir ki dört ayak üstünde, amma canı yok; Ana bir hançer dahi noksan, anında kanı yok; Türlü nazik gül bitirir, bülbülün efganı yok; Bilmeceyi halledenin aklı tam, noksanı yok. Ol nedir ki cismi var, parmak gibi, Giydiği, ak gonca, bir zanbak gibi, Başına koyunca, altun külahı, Göz yaşı durmaz, akar ırmak gibi. Güz yelleri üfürdü, Urbasını götürdü, Kışın çıplak kaldı, Düşüncelere daldı, Hasret, yaz günlerine, Bilin bakalım bu ne? Dört tarafı karanlık Dolaştım Hint’de Çinde, Ben dünyayı öğrendim, Bir zindan içinde. 73 HALK BİLMECELERİ İster sarı giydir, ister lacivert, Paralıya sevk, parasıza dost, Müptelası da var, hastası da, Tutulan için hükmü pek sert. Nar narladı, Nar duvarda parladı, Narcı kızı gelmeden, Nar duvarda kalmadı. Yükseklerden inerken, Döndürürüm değirmeni, Benim mavi yüzümde, Gezer gemi ve yelken. Tak tak taktan, Çık gel küpden, Arabacı Mahmut, Tekneci Bekir, Seleye sen gir, sepete ben, Anasını sen al, kızını ben. İşte şurda tepede, Hemen doldur sepete, En güzeli yetişir, Eyüp’deki tepede. 74 Abdülhakim ALTUNTOP Edirne’den sandık getirdik, Sandıkçılar bilmez onu; İçinde boncuk vardır, Boncukçular bilmez onu; Arasında kâğıt vardır, Kâğıtçılar bilmez onu. Ölçülmez değeri, Köylünün alın teri, Tarlalardan fışkırır, Sofrada en başta yeri. Faydan yok, zararın çok, Nedir âleme kederin? Seni eken neden ekmiş, O kerata pederin? Beni daldan düşürdüler, Kor ateşde pişirdiler, Yemesi sevap dediler. Dar sokaktan geçirdiler. Bir kuş tuttum alaca, Bağladım dört ağaca, Mevlam bir yuva yapmış, Ne kapı var, ne baca. 75 HALK BİLMECELERİ Ayak ayak varmanın, Hatası yok sormanın; Kaçı günde gölgede, Acaba kırk elmanın? Saçaklıdır eteği, Sanki bir bal peteği, Etrafına toplar, Kadın ile erkeği. Uzun uzun uzanır Yeşillere bezenir, Kırmızı don giyerek, Arşa doğru uzanır. Yok gecesi gündüzü, Şefkat doludur yüzü, Adımızdır muhakkak, Onun en canlı yüzü. Küçük bir kuşum var, Çiçek gider hoşuna, Uğrar her çiçeğin başına, Emek çeker boşuna. 76 Abdülhakim ALTUNTOP Ağzı var dili yok, Nefesi var canı yok, Derisi var kanı yok. Bilin bakalım bu nedir? , Dağdan gelir dala dala, Kuruğunu sala sala, Altın teker bolca şeker, Vız vız eder, pamuk döker. Onu kim yapsa, onu istemez; Onu taşıyan, evinde tutmaz; Satın alan, onu kullanmaz; Sahibi ise, sahibi olduğunu bilmez. Taştandır, demirdendir. Yediği hamurdandır; Dünyaları doyurur; Kendi doymaz, nedendir? Uzun uzun akalar, Ak sakallı babalar, Gelir gider durmaz, Gece gündüz çabalar. 77 HALK BİLMECELERİ Soluk almadan yaşıyor, İçinde beni taşıyor, İçinde bir kova kuyu suyu Taşır da taşıyor. On ay Yatar, İki ay kalkar, Feneri yakar, Etrafa bakar. Türlü türlüsü olur, Hayli sulusu olur, Aptala ad takarlar, Uzun boylusu olur. Bilmece bildirmece, Resim yapar, gündüz gece, Duvarlara asılır, Her gün ona bakılır. Yapar resim bakınca, Siler çabuk kaçınca, Hatta gülsen sen ona, O dahi güler sana. 78 Abdülhakim ALTUNTOP Çıkmış bir ali makama, Şeyh misali zikr eder, Toplanmış başına cümle alem, Hepside şükreder. Sek seki bir sekizi bir, Sekiz ağacın kökü bir, Dok doku bir, dokuzu bir, Dokuz ağacın kökü bir. Narçiçeği, narin çiçeği, Turunç çiçeği, pirinç çiçeği, Şeftali badem çiçeği, Celle Celal’in bahçesinde Susmadık erbab çiçeği. İplik iplik dökülür Yere düşer sökülür, Dinlemez gönül hatır, O herkesi ıslatır. Yaştır kurutamazsın, Tuzunu bulamazsın, Çiçeklerden toplanır, Tadına doyamazsın. 79 HALK BİLMECELERİ Hak Teala hoş yaratmış Bir yeşil dal üstüne Kenarı zil varak Ortası altın varak Masal masal malik eser Oturmuş baklava keser Bir tilki alıverdiydim Çildir çildir yüzüme bakar. Ala bakar mora bakar Oturmuş bakla satar Baklanın okkası kaça dedim Çıldır çıldır yüzüme bakar Hey bidili bidili Dala çıkar didini didini Allah onu var eylemiş Boğazını dar eylemiş Suyun orta yerinde, Canlı bir ada yatar, Alnının üzerinde, Sanki bir fıskiye var. 80 Abdülhakim ALTUNTOP Kırmızı renkte olur, Direk üstünde durur, Kırların gelinidir, Bil bakalım bu nedir? Dağım var taşım yok Köyüm var damım yok Bir kağıt parçasıyım Irmağım var suyum yok Kordonu var, zili var. Kimisinin pili var. Haber verir bakarsın, Bülbül gibi dili var. Kirli paslı kapları, Bulursa durmaz yalar, Sevip Okşarken onu, Hırçınlaşır tırmalar. Kudretten hak yaratmış, Bir yeşil dal üstünde, Ortası sarı zümrüt, Dört yanı al üstünde. 81 HALK BİLMECELERİ Çok görürsün amma, Tırmanması pek zordur, Ayağın bir kayarda, Bil ömrünün sonudur. Alemi döndürür felekten, Dünyayı geçirir elekten; Her başta bulunmaz Bu yüksek dilekten. Öğütülür, buğday değil; Rengi esmer, Arap değil; Sulu pişer, ekmek değil; Köpüğü var, sabun değil. Nedendir nedendir? Çevre kenarı bedendir, Yeşil koydum al çıktı, Bilin kızlar bu nedendir? Karadandır kazanı, Bacadan çıkar dumanı, Orta yerde oturur, Nice işler bitirir. 82 Abdülhakim ALTUNTOP Çiçek onun, dal onun Yediğimiz bal onun İğnesi var batırır Kanadı var götürür Köyü var, evi yok. Dağı var, ağacı yok. Deresi var, suyu yok Şıpıl şıpıl sudan geçtim Şıpırtısını duymadım Yeşil çimen üstünde kumaş biçtim Kırpıntısını bulmadım Sever dağı ormanı, Şişmana çıkmış adı, Kışın uyuşur kanı, Yazın ahlat düşmanı. Sen gidersin o gider, Yok onda üzüntü keder, Gündüz onun dostudur, Gece onu yok eder. 83 HALK BİLMECELERİ Uzun uzun zurnaya benzer, Sıra sıra turnaya benzer, Tel tel kadifeye benzer, Kat kat yufkaya benzer. Şim şakıdık, şakıdık, Şakı benim elimde, Ucu göğe direk oldu, Kökü benim elimde? Ara beni, bul beni, Uğraştırmam çok seni, Düşerim ağacımdan, Tırak tırak, tırak tırak, Çekici al eline, Ne tatlıdır içim bak? Ot yedim etlendim, Su içtim sütlendim, Aç kapıyı Fatmacık, Dört ayaklı ben geldim. Duvarda dolanırım Sekiz küçük ayağımla Durmadan ağ örerim Bilin bakalım ben hangi böceğim 84 Abdülhakim ALTUNTOP Suyu tuzlu içilmez, Vapursuz hiç geçilmez, Rüzgarlar çok eserse, Dalgaları eksilmez Ayrı yerde olsak da, O yaklaştırır bizi, "Alo" deyince ne güzel, Duyarız sesimizi. Aşağıdan gelir ustalar, Ustaları üsteler. Hangi kuşta gördün, Göbeğini desteler Bir yeri var yaydan eğri Bir yeri var iğden doğru Bir yeri var kazandan kara Bir yeri var südden ağca 85 HALK BİLMECELERİ İki kızarmış kiraz, Yarılıverse biraz,. Çekirdekler görürüm, İnci gibi bembeyaz Yaştır kurutamazsın, Tuzunu bulamazsın Çiçeklerden toplanır Tadına doyamazsın. Üstünü Çorap yaptım. Altını kebap yaptım. Kestim senede bir gün. Büyük sevap yaptım Güneş görür kızarır. Topraktayken sararır. Tencerede türlü aş. Tadını ondan alır. 86 Abdülhakim ALTUNTOP Sarıdır, zerdali gibi; Suludur, şeftali gibi. Ne vallahi zerdali, Ne billahi şeftali. İki camlı pencere, Bilin bakalım bu ne, Bakıp durur herkese, Göz koydu göz üstüne. Derisi var eşek değil Zilleri var köçek değil Hem hoplatır hem zıplatır Atarlar tokadı gerçek değil. Bir kızgın gemim var, Durmadan gelir gider Gemim gelip gittikçe, Dalgaları düz eder. 87 HALK BİLMECELERİ Nehir, ırmak ve çayım. Her işte var çok payım. Yağmur sonu göklerde. Yedi renkli bir yayım. . Akşam gelir, sabah gider, Bize “Haydi evlere!” der; Yüzü kara, gözü kara, Dolar bütün sokaklara; Süsler onu ayla yıldız, O güneşten korkar yalnız; Daha ufuk ağarırken Kaçar gider, bilmem neden? Darılmışım ona ben, 88 Abdülhakim ALTUNTOP BİLMECE CEVAPLARI KAŞIK AYVA NAR MEKTUP BAL SOĞAN LİMON DOLU KÜPE TREN HARİTA BİTKİ PETROL TOPRAK KAR BALIK ATLI ARABA ÇUVAL DİL FARE İSİM DİŞ TREN KABAK ELDİVEN 89 HALK BİLMECELERİ BALIK KELEBEK ÇİĞDEM YILAN YUMURTA KULAK AYNA YUMURTA KİPRİ KAPI PERDE GEMİ BACA DİŞ ÇAY HOROZ SES KURBAĞA GÖZ ŞEMSİYE DAVUL FIRIN AĞAÇ KEÇİ BOYNOZU BİT 90 Abdülhakim ALTUNTOP AĞIZ VE DİL MİNARE NEZLE MISIR PARA İSTANBUL TÜFEK EKMEK KESTANE YUMURTA GÜL ÇİVİ SİGARA KÖMÜR İĞDE AYAKKABI GELİN SABUN İNCİR GÖKKUŞAĞI ZİNCİR FIRIN ZEYTİN RÜZGÂR KABAK 91 HALK BİLMECELERİ GÖLGE SAAT KOYUN YILAN KİBRİT PEKMEZ MUM DEĞİRMEN BEŞİK KURBAĞA KEDİ KAPI MEZAR ATEŞ TELEFON BAYRAK ŞİMŞEK YELKENLİ KAYIK KEÇİ BUZ ÖRÜMCEK KINA İBRİK SELAM DOLU 92 Abdülhakim ALTUNTOP GEMİ ASANSÖR YUMURTA TAVŞAN AYNA BAYRAM İNEK MEMESİ DOMATES YUMURTA SOĞAN PATATES ÇÖREK KÖPRÜ BÖREK SİGARA AMPUL BASTON BULUT YUMURTA ŞİMŞEK AYÇİÇEĞİ ŞAPKA SU KABAĞI KALP ARSLAN 93 HALK BİLMECELERİ ALTUN DİKİŞ MAKİNASI ÇAKAL SAKIZ BİBER İĞDE KİPRİK PİRİNÇ ÇEKİRGE KAZAK SÜPÜRGE KİTAP SOĞAN MEZAR KÖPRÜ BAYRAK DİL KİRAZ BUZ BALTA SAHTE PARA TEREYAĞ İĞDE VE ZEYTİN KURU SOĞAN KÖRÜK 94 Abdülhakim ALTUNTOP ÇADIR ÇEYİZ AYÇİÇEĞİ AYAKKABI ÇİÇEK BUZ KİTAP TELEVİZYON SABUN TUZAK KUŞ YARASA YILDIZ TESBİH KİRAZ ALTIN MISIR ANADUT AKIL YUMURTA KAPLUMBAĞA GELİNCİK SİGARA KÂĞIDI HASTALIK SOĞAN 95 HALK BİLMECELERİ DÜDÜKLÜ TENCERE YALAN SOĞAN TERAZİ GAZ LAMBASI KAVUN RÜZGÂR HARİTA ARI ELDİVEN KİRAZ NEHİR YARASA KAYIK DUT AKIL DUT AY AYI KİBRİT TREN TAHIL KAR DEĞİRMEN ARI 96 Abdülhakim ALTUNTOP APARTMAN DÖĞEN SARIMSAK HİNDİSTAN CEVİZİ KÖSTEBEK BUĞDAY DEĞİRMEN SOĞAN PORTAKAL TELGRAF TÜFEK AĞAÇ ARI KAPLUMBAĞA KİTAP FİL ATAŞ CENAZE ÖRÜMCEK YUMURTA GAZ LAMBASI TAHIL MASA MAŞA EL 97 HALK BİLMECELERİ GELİN TURP PERGEL KELEBEK HAVUÇ AKIL ODUN LAHANA CEVİZ GÖKYÜZÜ ORMAN YILDIZ İNCİR SALYANGOZ DUT ZERDALİ BALIK SAZ HAVUÇ CİĞER KİTAP NEHİR İĞDE TELGRAF ANNEMİZ 98 Abdülhakim ALTUNTOP KİTAP İLKOKUL ÖĞRETMENİ TERAZİ BULUT GÖKKUŞAĞI KEDİ FARE KARDAN ADAM ÇAM MERDİVEN PARMAKLAR ŞİŞ KEBAP BARUT DOLU KÖRÜK MUZ ÜZÜM FINDIK YILAN DİŞ ALTUN YIDIZ YALAN SAAT BULUT 99 HALK BİLMECELERİ ARI BADEM SÖZ DAYAK İNCİR İĞNE AYI AY TELEVİZYON TELGRAF SÜPÜRGE ARI ARMUT ASANSÖR ÇAM CEKET EKMEK ELMA KEDİ KİRAZ NAR ÇAMAŞIR BAL PETEĞİ KİRPİ ÖRÜMCEK AĞI Abdülhakim ALTUNTOP MUM İSPİYONCU GÖZLÜK SAKIZ DİŞ MİKROBU FARE TELGRAF İPEK KOZASI DOMATES KARPUZ KEÇİ YUMURTA GÖKKUŞAĞI ÇEKİRGE UYKU VAPUR KAPAN HIRSIZ KAPI HOROZ BARDAK İĞDE MANTAR SOĞAN PIRASA HALK BİLMECELERİ ÇİLEK KOYUN GÜVERCİN GÖKKUŞAĞI YUMURTA MEZARLIK TREN ELMA İNCİR ÇAY KAR BALIK BAL KATIR SALYANGOZ LAHANA GÖZ PARA MAAŞ EMEKLİ ZAM TİYATRO SPOR TOTO GOL LİG MAÇI Abdülhakim ALTUNTOP ANAHTAR ELEKTRİK BELA KAYNANA DİLEKÇE TELEVİZYON BİZİM SOKAK DOLMUŞ – TAKSİ KİBRİT FUTBOL TOPU LAHANA BALIK MUZ KURBAĞA HAVLU YANGIN KAPI KARPUZ VAPUR UYKU YUMURTA DUDAK GÖZ MEKTUP KÖSTEBEK HALK BİLMECELERİ PİRE PİRE SALYANGOZ SÜT SİVRİSİNEK YUMURTA CENAZE AĞIZ UYKU GERGEF MUM ORMAN SİNEMA MODA GÜNEŞ SU BADEM ERİK SARIMSAK EKMEK TÜTÜN KESTANE TABUT NAMAZ KADAYIF Abdülhakim ALTUNTOP AĞAÇ ANNE ARI BALON ARI TABUT DEĞİRMEN DALGA TAŞIT AĞUSTOS BÖCEĞİ ARMUT AYNA SOBA BAĞ BAL YAĞMUR BAL GÜL KURBAĞA KURBAĞA KARINCA BALİNA GELİNCİK HARİTA TELEFON HALK BİLMECELERİ KEDİ GÜL HAYAT AKIL KAHVE KINA SOBA ARI HARİTA RÜYA AYI GÖLGE MISIR ŞEMSİYE CEVİZ KOYUN ÖRÜMCEK DENİZ TELEFON ÖRÜMCEK LEYLEK AĞIZ BAL KOYUN DOMATES Abdülhakim ALTUNTOP PORTAKAL GÖZLÜK DEF ÜTÜ GÖKKUŞAĞI GECE **** SON **** HALK BİLMECELERİ * BİLMECE KAYNAKLARI * TEZEL, Naki, Türk Halk Bilmeceleri, Ankara * EYÜBOĞLU, İsmet Zeki, Bilmecenin Yapısı, TFA, , * ELÇİN, Şükrü, Türk Bilmeceleri, MEB, İstanbul * ELÇİN, Şükrü, Halk Edebiyatına Giriş, Akçağ Yayınları - Ankara, * ÇELEBİOĞLU Amil, Türk Bilmeceler Hazinesi, İstanbul, * BAŞGÖZ İlhan - Türk Bilmeceleri Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, * BAŞGÖZ İlhan - Andreas Tietze, Türk Halkının Bilmeceleri, Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, * KAYMAZ Rıfkı, YILMAZ Zübeyir, ER Sırrı, Türk Bilmecelerinden Seçmeler, MEB Eser, Ankara, Abdülhakim ALTUNTOP HALK BİLMECELERİ

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası