meşe balı zararları / Meşe balı hastalıkların kalkanı - Sağlık Haberleri

Meşe Balı Zararları

meşe balı zararları

Meşe balı hastalıkların kalkanı

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevgi Kolaylı, meşe balının fenolik bileşenleri yönünden zengin olduğunu belirterek, "5 kat daha fazla antioksidan karaktere sahiptir. Bu da demek oluyor ki meşe balının vücudun savunma sistemini kuvvetlendirici etkisi yüksektir" dedi.

Kolaylı, meşe ağaçlarının salgısından elde edilen ürünün, bilimsel çalışmalarla biyolojik değerini gün yüzüne çıkarttıklarını söyledi.

Ürünün değerlerinin emsallerine göre yüksek olduğunu ifade eden Kolaylı, "Yaptığımız araştırmada bu balın çok kıymetli olduğunu tespit ettik. Meşe balı, fenolik bileşenleri yönünden zengin olup, 5 kat daha fazla antioksidan karaktere sahiptir. Bu da demek oluyor ki meşe balının vücudun savunma sistemini kuvvetlendirici etkisi yüksektir" diye konuştu.

Kolaylı, meşe ormanları oluşturulması gerektiğine işaret ederek, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin değişik yörelerine ait balları bilimsel olarak inceleyip değerlerini tespit ediyoruz. Meşe balının sağladığı faydalara rağmen üretiminin sınırlı olduğunu, üreticilerin ve tüketicilerin bunları yeterince bilmediğini düşünüyoruz. Bu konuda Orman ve Su İşleri Bakanlığının da katkılarıyla meşe ormanları oluşturulması, yetiştiricilere bu türün tanıtılması oldukça yararlı sonuçlar doğuracaktır. Ülke olarak bu konunun üzerine ciddi manada eğilmemiz gerekiyor çünkü zengin bir bitki örtümüz, doğal hazinemiz var."

"ARI ÜRÜNLERİ BİLİNÇLİ TÜKETİLDİĞİNDE ŞİFA KAYNAĞI"

Türkiye'nin farklı bölgelerinde üretilen bal, polen, arı sütü gibi ürünlerin bilinçli tüketildiğinde şifa kaynağı olduklarını vurgulayan Kolaylı, "Arı ürünleri, bilinçli tüketildiği takdirde birer şifa kaynağıdır, vücudun savunma mekanizmasını doğal olarak güçlendirir" değerlendirmesinde bulundu.

"Arı ürünleri, insan sağlığı için doğal koruyucu kalkan" diyen Kolaylı, "Bal, enerji verir, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Solunum yolu enfeksiyonları, mide rahatsızlıkları, yara ve yanıklar, en önemlisi de kanser hücrelerinin oluşumuna karşı bu ürünler doğal birer güvenlik duvarıdır" ifadesini kulandı.

Kolaylı, dünyada çam balı üretiminde Türkiye'nin lider konumda olduğuna dikkati çekerek, "Salgı balları, kestane balı, anzer balı ve kara kovan balı son derece önemli ürünler ancak ne yazık ki arı ürünlerinin üretimi, sahip olduğumuz doğal mirasa rağmen istenilen düzeyde değil. Örneğin, salgı balları grubunda değerlendirdiğimiz çam balının üretiminde ülke olarak lider durumdayız. En büyük arzumuz, diğer türlerin de bu şekilde ön plana çıkması. Üretimlerin artırılması, alternatif tedavi çözümleri ve ekonomik getirileri açısından da faydalı olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

Kanser h&#;crelerinin yeni silahı 'siyah bal'

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdurrahim Koçyiğit, Kazdağlarının endemik bitkilerinden ve meşe palamudu ağacının akıntısından beslenen arılardan elde edilen siyah balın, kanser hücrelerini öldürme özelliğini ortaya koydu.

Prof. Dr. Koçyiğit, 9 kişilik ekibiyle balın kanser üzerindeki etkilerini incelemek amacıyla Türkiye'nin muhtelif bölgelerinde yetişen çiçek, çam ve kestane gibi 14 farklı baldan numune topladı.

İki yılı aşkın süren araştırmada, numuneler üzerinde içerik analizleri ve hücre kültürü çalışmaları gerçekleştirildi.

Araştırmalar neticesinde, fenolik madde içeriğinden en zengin ve kanser hücrelerini öldürme potansiyeli en yüksek balın, Kazdağları'nın Bayramiç ve Çan ilçelerine uzanan bölgesinin zirvesinde, zengin endemik bitki türleri ile özellikle meşe palamudu ağacının akıntısından beslenen arılardan elde edilen siyah bal olduğu keşfedildi.

Henüz preklinik aşamaları tamamlanan ve ileri çalışmaları süren balın, kanser hücrelerini yok etme özelliğinin yanı sıra kansere karşı önlem almak için de kullanılabileceği öngörülüyor.

Mevcut çalışma sonuçlarına göre, kanser hastalarının tedavileri için yüksek doz, kanser oluşumunu önlemek isteyenlerin de düşük doz kullanmaları gereken siyah balın kullanılması gereken net doz miktarı ise hayvanlar ve insanlar üzerinde yapılacak deneysel çalışmaların ardından belirlenebilecek.

Prof. Dr. Koçyiğit tarafından çalışma sonuçlarıyla ilgili kaleme alınan "Quercus pyrenica honeydew honey with high phenolic contents cause DNA damage, apoptosis and cell death through generation of reactive oxygen species in gastric adenocarcinoma cell" başlıklı makale, ABD'deki Integrative Cancer Therapies (ICT) adlı tıp dergisinde yayımlandı.

Ayrıca, ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinin Asheville kentindeki Bal Arısı Araştırma Merkezi'nce düzenlenen "8. Uluslararası Bal Yarışması"na gönderilen Kazdağları'nın siyah balı, değerlendirildiği "koyu bal" kategorisinde birincilik elde etti.

"Rengiyle orantılı olarak çok fazla fenolik içeriğe sahip"

Prof. Dr. Abdurrahim Koçyiğit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üniversite bünyesinde kurulan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp İleri Araştırmalar ve Uygulamalar Merkezinde (GETAMER), geleneksel tıpta kullanılan bitkilerin bilimsel araştırmalarının yanı sıra arı zehri, propolis, arı ekmeği ve bal gibi arı ürünlerinin maddelerinin romatizma ve kanser gibi çeşitli hastalıklar üzerine etkilerini de incelediklerini söyledi.

Türkiye'nin dünyadaki bal üreticisi ülkeler arasında Çin'den sonra ikinci sırada geldiğini belirten Koçyiğit, ülkenin, flora çeşitliliğinden dolayı bal türlerinden de zengin olduğuna işaret etti.

Kanser tedavisinde de kullanılan Yeni Zelanda kökenli "Manuka" balından bahseden Koçyiğit, "Bizim de böyle bir balımız olabilir mi?" düşüncesiyle yola çıktıklarını anlattı.

Prof. Dr. Koçyiğit, 3 yıldır süren çalışmanın aşamalarına ilişkin şu bilgileri paylaştı:

"İlk olarak, Türkiye'nin muhtelif bölgelerinden çiçek, çam, kestane gibi 14 farklı balı topladık. Balın içerisinde yaklaşık etken madde var. Bunun, bölgeden bölgeye, arının beslendiği bitki florasına göre de değişkenlik gösterdiğini biliyoruz. Balların öncelikle içerik analizlerini yaptık ve şunu gördük, fenolik içeriği çok yüksek ya da çok düşük ballar var. Daha önceki çalışmalarımızdan da biliyoruz ki, fenolik içeriği ne kadar yüksekse o kadar kanser hücrelerini öldürme kapasitesi de yüksek oluyor. Çünkü, fenolik bileşikleri yüksek olanlar pro-oksidan aktiviteyle kanser hücrelerini öldürebiliyorlar. Analizlerden sonra, en yüksek ve en düşük fenolik içeriğe sahip 2 balı seçtik. İkisiyle hücre kültürü çalışmaları yaptık. Bu çalışmada, fenolik içeriği yüksek olan siyah balın aynı dozda diğerine göre yaklaşık 3 kat daha fazla apoptozis yoluyla öldürme potansiyeline sahip olduğunu gördük. En düşük öldürme potansiyeline sahip olan bal Kazdağları bölgesinden çiçek balıydı. En yüksek olan da yine Kazdağları'ndan, özellikle meşe palamudunun yaygın olduğu ormandan elde edilen 'siyah bal' dediğimiz çeşitti. Bu balın temel özelliği, siyah rengiyle orantılı olarak çok fazla fenolik içeriğe sahip olmasıydı."

Koçyiğit, Kazdağları'nın zirvesinde meşe palamudunun yoğun olduğu bölgede konuşlandırılan kovanlardan elde edilen siyah balı, "meşe palamudu balı" ya da "pelit balı" şeklinde de adlandırdıklarını dile getirdi.

"Hedefimiz, düşük dozda yüksek öldürücülük yapan balı yakalamak"

Kanser hücrelerini büyütücü etkisinden dolayı hastaların şekerle beslenmemesi gerektiğine değinen Koçyiğit, "Balı kanser ilacı olarak kullanacağız ama yüzde 80'i şeker. Doğal şeker olması bir şey değiştirmez, önemli olan hastanın az şeker alması. Balın tedavi edici özelliğinden yararlanacağız ama bir taraftan da miktarın düşük olması lazım. Hedefimiz, düşük dozda yüksek öldürücülük yapan balı yakalamak. Bizim, 14 bal içerisinde en yüksek öldürücülüğü, kanser hücresini tedavi edici özelliği yakaladığımız bu bal oldu. Bu balla ilgili çalışma dünyada yok, özellikle kanser tedavisiyle ilgili. Türkiye'de de ilk bizim çalışmamız oldu." diye konuştu.

Koçyiğit, kanser tedavisindeki ideal hücre öldürme yönteminin "apoptozis" olarak adlandırılan kontrollü hücre ölümü olduğunu belirterek, "Bir sürü hücre ölüm yöntemi vardır. Mesela nekrosiz de bir hücre öldürmedir. Nekrosiz de hücre paramparça olur ve içerik tamamen kana yayıldığı için ciddi enflamasyon yapar. Bu istenen bir sonuç değildir. Apoptozis'te makrofajlar tarafından bu hücreler içeriye alınır ve kontrollü bir şekilde yok edilir. Dolayısıyla vücuda zarar vermez. Biz hangi yolla hücre öldürdüğünü de araştırdık ve apoptozisle öldürdüğünü gördük ki bu çok iyi bir şey." ifadelerini kullandı.

"Dozu belirlemeden kullanmak sakıncalı"

Siyah balın kanseri tedavi etmede olduğu gibi kansere yakalanmadan, hastalığa karşı önlem almak için de kullanılabileceğini anlatan Koçyiğit, "Kanserden korunmak isteniyorsa düşük dozda almak gerekiyor. Kansere yakalananlarda ise düşük dozlar hücreyi çoğaltıyor, yüksek dozlar hücreyi öldürüyor. Aslında burada dozun hayati öneme sahip olduğunu görüyoruz. Rastgele kullanılacak bir şey değil. Hangi dozunun tedavi edici olduğu belirlenmeden kullanmak oldukça sakıncalı. Biz şu anda doz tavsiye edecek aşamada değiliz. Ancak deneysel hayvan ve klinik çalışmalardan sonra rahatlıkla söyleyebileceğiz. Hedefimiz hemen hayvan çalışmasına başlamak." dedi.

Prof. Dr. Koçyiğit, gelecek yıllarda baldan ilaç elde edilip edilmeyeceğine dair, "Balı doğal olarak da kullanabilirsiniz. Oradan bir etken maddeyi çektiğiniz zaman geleneksel tıp olmuyor, ilaç oluyor. Ancak biz, doğal şekliyle de bunun kullanılabileceğini düşünüyoruz. Zaten çalışmalarımızda da doğal şeklini kullandık. Herhangi bir şekilde, oradan bir maddeyi izole edip de kullanmadım. Geleneksel tıpta kullanıldığı şekilde kullanmanın taraftarıyım ama doz önemli. Bu şekilde balı çok rahat kullanabilirsiniz. Belki kanser tedavisinde şekerini azaltabilirsiniz, onu da çalışacağız bir sonraki hedefimiz o. Ancak endişem, şekeri içinden çekince balın özelliğinin bozulması. O dengeyi nasıl sağlarız henüz bilemiyoruz, deneyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

"Araştırma fonlarından destek bekliyoruz"

Balın kullanımında yüksek doz ile düşük dozun işlevinin taban tabana zıt olduğunu vurgulayan Koçyiğit, şöyle devam etti:

"Çalışma sonuçlarımıza göre, kanser hastası düşük doz kullansa belki kanseri daha da artacak. Çünkü, oradaki fenolik bileşikler normalde düşük dozda antioksidan etki gösterirken ancak yüksek dozlarda pro-oksidan etki gösteriyor. Dolayısıyla, kanser hastasına düşük doz verdiğiniz zaman hücreyi beslemiş, çoğalmasını kolaylaştırmış oluyorsunuz. Öldürücü etkisini ise ancak yüksek dozlarda yakalamış oluyorsunuz. Evet, şifa potansiyeli var ama rastgele kullanılacak şeyler değil. Mutlaka bilimsel olarak, preklinik ve klinik çalışmalar yapılarak ve Sağlık Bakanlığından onay aldıktan sonra ilaç olarak kullanılabilir diye düşünüyorum."

Preklinik aşamanın ardından deneysel hayvan ve insan çalışmasına yöneleceklerini anlatan Koçyiğit, "Bundan sonraki aşamalar daha pahalı aşamalar. Özellikle klinik çalışmalarının maliyetleri yüksek. Araştırma fonlarından ciddi destek bekliyoruz. Desteksiz yapılacak bir iş değil." şeklinde konuştu.

"Şifacı bir yanı var"

Balın üreticisi Gökhan Aydoğdu da bu nitelikteki balı yaklaşık 7 yıldır Kazdağları'nda ürettiklerini söyledi.

Aydoğdu, üretimde her yıl kendilerini biraz daha geliştirdiklerine işaret ederek, "Balımızı her sene analizlere gönderiyoruz. Bazen faklı sonuçlar çıkar mı diye üniversiteye analize gönderiyoruz. Balımızın şifacı bir yanı var. Rengi koyulaştıkça niteliği de değeri de artıyor." dedi.

Siyah balın birçok balla beraber incelendiğini anlatan Aydoğdu, "Balın farklı olduğunu biliyordum ve araştırılması için profesör bir arkadaşıma, 'Bu balı bir üniversitede çalışabilir miyiz?' dedim. Arkadaşım beni, Prof. Dr. Abdürrahim Koçyiğit'e yönlendirdi. Türkiye'nin çeşitli yörelerinden, her bölgeden bal topladık ve laboratuvar ortamında çalışmalara başlandı. Yaklaşık ay sonra da bal dokuda çalışıldı. Bizim Kazdağları'nda üretmiş olduğumuz bu bal, grafikte yukarı doğru sivrildi." diye konuştu.

"Bizim balımızın değeri 'Manuka'nın daha da üstünde"

Aydoğdu, bölgede bu nitelikteki bal üretimini teşvik etmeye ve yaygınlaştırmaya çalıştıklarını belirterek, "Üretim kapasitesini artırmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki yıllarda çok daha iyi olacağına inanıyorum. Kaliteyi her yıl daha da artırmaya çalışıyoruz. Kovanın çivilerine kadar seçiyoruz. Kesinlikle kimyasal kullanmıyoruz." ifadesini kullandı.

Balın bilimsel kısmını çalışan üniversite ile sürekli diyalog halinde olduklarını dile getiren Aydoğdu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ben de ekibin bir parçasıyım. Geçen haftalarda balla ilgili bilimsel bir makalemiz, dünyanın prestijli bir tıp dergisinde yayımlandı. 'Artık bu balın niteliğiyle ilgili elimizde bir kanıt var' diyoruz. Kendi ülkemde ürettiğim bal, dünyanın ciddi bir bal yarışmasında derece aldı. Ülkemizin bir değerini dünyaya tanıtmış olduk. Yeni Zelanda'nın bir balı var, Manuka balı. Dünyanın her yerinde, eczanelerde bulabilirsiniz. En pahalı bal markasıdır. Bizim balımızın değeri Manuka'nın daha da üstünde. Yaptırmış olduğumuz analizler ve bilimsel çalışmalar bunu kanıtlıyor."

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Kestane Balı Zararları

Kestane Balı Zararları

Kestane Balı Zararları, Kestane, kayıngiller familyasından Castanea cinsini oluşturan ağaçların ve bu ağaçların yenilebilen tohumlarına verilen addır. Lezzetli ve besleyici meyvelerinden olduğu kadar odunundan da yararlanılan kestane ağaçlarının kuzey yarıküreye dağılmış 10 kadar türü vardır. Bunlardan en yaygını ve tanınmış olanı Anadolu Kestanesidir. Anayurdu Kuzey Afrika, Güney Avrupa, Türkiye, Kafkasya olan bu ağaç ülkemizdeki tek kestane türüdür. Bilimsel kaynaklarda, öbür türlerden ayırt edebilmek için ''Anadolu Kestanesi'' olarak adlandırılmışsa da bu türe günlük yaşantımızda kısaca KESTANE deriz. Türkiye'de en çok Marmara ve Karadeniz bölgelerindeki ormanlarda yetişir, ayrıca özel olarak üretilir. Türkiye'de en çok kestane üreten iller Aydın, Kastamonu, Kütahya ve İzmir'dir. Bursa'da kestane şekerlemesi yapılan iri çeşitleriyle ünlüdür. Kestane türleri arasında Çin kestanesi, Japon kestanesi, Amerika kestanesi, Çalı kestanesi, Ozark kestanesi, Doğu kestanesi, Henry kestanesi, Segiun kestanesi yer almaktadır.

Kestane balı, arıların kestane ağacının filizlenen kestane çiçeğindeki nektardan ürettiği bala kestane balı denir. Kestane çiçeğinden üretilen hakiki ve doğal olan bal eskiden olduğu gibi günümüzde de birçok hastalığın ilacı olarak kullanılan şifalı, her derde deva bir baldır. Kestane balı, halk arasında deli bal veya acı bal olarak bilinmektedir.  Kestane balı, tadı biraz acı ve kestaneye özgü kokusu ve tadında, koyu kahve rengi olan bir bal türüdür. Antiseptik özelliği ile bilinen bal çok şifalıdır. Bağışıklık sistemi, hazımsızlık, grip, diş ağrısı, kısırlık ve idrar kesesi enfeksiyonları gibi birçok hastalığa şifa kaynağı olmuştur. Ülkemizde üretilen birçok bal çeşitlerimiz mevcuttur. Bunların başında Çam, Meşe, Kavun, Kestane, Ihlamur, Pamuk, Böğürtlen, Ladin, Geven, Akasya, Okaliptüs gibi türleri olan muhtelif çiçek ballarıdır.

  • Kestane balının şifa olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Kestane balının bilinen herhangi bir zararı yoktur. Fakat her şeyde olduğu gibi bu balda aşırı derece de tüketimi kişinin bünye yapısına göre değişik reaksiyonlar gösterebilmektedir. Bu reaksiyonların en önemlisi baş dönmesi ile başlayan mide bulantıları ve halsizlikler olarak belirti göstermektedir. Bunun en büyük nedeni de ya Deli bal yemekten ya da Kestane balının aşırı derece de fazla tüketilmesinden kaynaklanan tansiyon düşüklüğü sebebiyet vermektedir. Kestane balının en iyi tüketim şekli günde 2 tatlı kaşığı olarak yemektir. Aynı zamanda Kestane balını Tarçın ile tüketmekte çok büyük faydalar vardır. Günlük iki kaşıktan fazla tüketildiği zaman Bal tutulması denen hadise gerçekleşmektedir ve eğer hastaneye götürülmediği takdir de üzücü sonuçlara sebep olabilir.
  • 1 yaşından küçük bebek ve çocukların, polen alerjisi olan yetişkinlerin de bal tüketmemeleri gerekmektedir.
  • Kestane balı şeker hastalarının çok yemesi veya şerbet olarak çok içmesi zararlı olabilir.
  • İlaçlar vücuttan idrarla atılır, balda aynı öyle idrarla atılır.
  • Kestane balı doğal bir ilaçtır. Yediğiniz balın gerçek bal olduğunu balı yedikten sonra saat sonra idrardan bal kokusu gelir. Eğer idrarınızdan bal kokusu gelmezse şayet tükettiğiniz bal gerçek bal değildir.
  • Ayrıca tıp alanında Kestane diğer adıyla deli balın ciddi alerjik rahatsızlıklar yaratabileceği konusunda teşhisler ve vakalar vardı.

Bize Sıkça Sorulan Sorular

Kestane Balı Zehirlenmesi?

Kestane balı zehirlenmesi denilen aslında deli bal zehirlenmesidir. Arılar kestane balını kestane çiçeklerinden üretir. Ancak kuraklık olduğu zamanlarda kestane çiçekleri olmadığında, arılar kurak bölgelerde yetişen orman gülleri de denilen maki bitkisi olan avu çiçeğinden bal yaparlar. Buna deli bal denir. Bu balın kıvamı kestane balına göre daha serttir. Özellikle Karadeniz bölgesinde tüketilir. Bu balı bir tatlı kaşığından fazla yemek zehirlenme etkisi gösterebilir. Az tüketildiğinde vücut için faydalı olur. Deli balı kestane balı tüketmek zehirlenmeye neden olabilir.

Kestane Balını Kimler Kullanamaz?

Kestane balı arıların kestane çiçeklerinden topladığı özleri geceleri kanat çırparak olgunlaştırdığı yoğun kıvamda, koyu kahverengi, tadı biraz buruk acımtırak bir bal türüdür. Antioksidanlar bakımından zengin olan bu bal kanserden koruyucudur. Ancak kanser hastalarına önerilmemektedir. Çünkü içeriğindeki şeker kanserli hücrelerin beslenmesini sağlar. Ayrıca şeker hastaları da bu şifalı balı dikkatli bir şekilde tüketmelidir. Şekerli olduğu için kan şekerini yükseltebilir. Çünkü balın her türü direkt kana karışır. Ayrıca günde 2 tatlı kaşığından fazla kestane balı tüketiminden kaçınılmalıdır.

Kestane Balı Nasıl Tüketilmeli?

Kestane balı, bünyesinde barındırdığı antioksidan ve antiseptik özelliği ile sıkça tercih edilen besin takviyelerinden biridir. Kestane balını hamileler, şeker hastaları ve arı ürünlerine alerjileri bulunan kişiler doktor kontrolünde kullanmalıdır. Kestane balı, sabah kahvaltılarından 30 dakika önce yarım çorba kaşığı şeklinde tüketilebilir. Ayrıca ılık suya katılarak şerbet şeklinde de tüketilebilir.

Son Güncelleme :

Kestane Balı Zararları ile ilgili bu madde bir taslaktır. Madde içeriğini geliştirerek Herkese açık dizin kaynağımıza katkıda bulunabilirsiniz.


0 Yorum Yapılmış "Kestane Balı Zararları"


Kayıtlı yorum bulunamadı ilk yorumu siz ekleyin
Bekunis Zararları
Bekunis Zararları
Bekunis Zararları, Bekunis kabızlığın kısa süreli tedavisinde kullanılan, 30 draje içeren blister ambalajlarda sunulan bir ilaçtır. Bekunis bağırsak mukozasına doğrudan etki ile bağırsak hareketlerini ve içeriğinin geçiş hızını artırır, elektrolit ve
Kükürtün Zararları
Kükürtün Zararları
Kükürt Zararları; Genel olarak birçok sanayi kollarında kükürt kullanılmaktadır. Bunların başında el katı sabunları ve ilaç sanayisinde kullanılmaktadır. Nitekim kükürt farklı çeşitlerde sıvı, katı ve toz şeklinde kullanılmaktadır. Kuru meyvelerin bo
Tinerin Zararları
Tinerin Zararları
Tinerin zararları özellikle gençler arasında yeterince bilinmediğinden dolayı çevremizde tiner çeken çocukları görebilmek de mümkün olabiliyor. Özellikle ergenlik döneminde başlayan iç çatışmalar sebebi ile böyle durumların ortaya çıkması ileride gen
Nescafenin Zararları
Nescafenin Zararları
Nescafe'nin Zararları, bu kahve çeşidi herkes tarafından sevilen ve sıkça tüketilen bir içecek çeşididir. Aslında Nescafe'nin dikkat dağınıklığı ve yorgunluk gibi sorunların geçici olarak ortadan kaldırılmasını sağladığı doğrudur ama bir o kadar
Kirazın Zararları
Kirazın Zararları
Kirazın zararları, kiraz lezzetli bir yaz meyvesidir. Lezzetli olduğu gibi sağlık açısından da faydalıdır. Kiraz meyvesi, kiraz sapı ve çekirdekleri sağlık için birçok alanda yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. En önemli etkisi antioksidan özelliğid
Nanenin Zararları
Nanenin Zararları
Nanenin zararları, Nane yüzyıllardır tüketimi yapılan bir bitkidir. Mutfaklarda baharat olarak kullanıldığı gibi çok eskilerden bu tara alternatif tıpta da başarı ile kullanılmaktadır. Nane sakız, şeker, ağız spreyi ve diş macunlarının içeriğinde de
Kekiğin Zararları
Kekiğin Zararları
Kekiğin zararları yazısına geçmeden önce gelin hep beraber kekik nasıl bir bitkiymiş göz atalım. Kekik babagiller ailesine ait olan ve özellikle güneşli havayı çok seven bir bitkidir. Çorak toplarda yetişme gösteren, kökleri saçak şeklinde olan ve
Hayıt Tohumu Zararları
Hayıt Tohumu Zararları
Hayıt tohumu zararları, hayıt tohumu babagiller familyasına ait olan bir bitkidir. Bu bitki tam anlamıyla bir şifa kaynağıdır ve tıbbi açıdan da sık kullanılır. Özellikle bayanların kullanmaları gereken otlar arasında ilk sıralarda yer alır. Bayan
Ağdanın Zararları
Ağdanın Zararları
Ağdanın Zararları, Ağda, istenmeyen tüylerden arınmak, kurtulmak için kullanılan yapışkan çeşitli bir maddedir. Vücut bakımı için bayanların kıllarından kurtulma ve çok uzun süreli temizliğe sahip olması, aynı zamanda kıl köklerinin incelmesini sağla
Amonyak Zararları
Amonyak Zararları
Amonyak Zararları, Amonyak, isminin kökeni Eski Mısır'a dayanmaktadır. Ammoniakon Mısır Tanrısı Amon'un adı, Amon'dan çünkü bu madde eski yıllarda Libya'da bu tanrının tapınağı yanında hazırlanmakta idi. Amon tapınağını ısıtmada kullanılan deve
Rutubetin Zararları
Rutubetin Zararları
Rutubetin Zararları, Rutubet nem bulunan yerlerde küf mantarlarının üremesi sonucu küflenme meydana gelir. Nem ve sıcaklık küf mantarlarının üremesini sağlayan önemli etkenler arasındadır. Küfün ortaya çıkması için ilk önce uygun ortamın oluşması ger
Kerevizin Zararları
Kerevizin Zararları
Kerevizin zararları, kalori bakımından düşük bir sebze olan kereviz çok fazla tüketilen bir sebze olmasa da sağlık açısından değerli bir besin kaynağıdır. A ve K vitaminleri bakımından iyi bir kaynaktır. Antioksidan özelliği ile de sağlık açısından g

 

Bekunis Zararları
Kükürtün Zararları
Tinerin Zararları
Nescafenin Zararları
Kirazın Zararları
Nanenin Zararları
Kekiğin Zararları
Hayıt Tohumu Zararları
Ağdanın Zararları
Amonyak Zararları
Rutubetin Zararları
Kerevizin Zararları
Balinin Zararları
Yoğurdun Zararları
Soğan Kürünün Zararları
Susamın Zararları
Sandaloz Sakızı Zararları
Ters İlişki Zararları
Power Plate Zararları
Bulgurun Zararları
Yer Fıstığının Zararları
Cipsin Zararları
Yeşil Çayın Zararları
Avakadonun Zararları
Keçi Sütünün Zararları
Leblebinin Zararları
Patlıcanın Zararları
Asetonun Zararları
Buzdolabının Zararları
Burun Deldirmenin Zararları

Popüler İçerik

Balinin Zararları

Balinin Zararları

Balinin Zararları, Bali toulen denen bir kimyasal madde içermektedir. Toulen oldukça toksik bir maddedir. Bu madde vücuda oldukça büyük zararlar verme

Yoğurdun Zararları

Yoğurdun Zararları

Yoğurdun zararları, yoğurt dünya genelinde en çok tüketilen süt ürünlerinden biridir. Yoğurt yüzyıllardır birçok hastalığı tedavi etmek için kullanılm

Soğan Kürünün Zararları

Soğan Kürünün Zararları

Soğan kürünün zararları, soğanın Anavatanı Güneybatı olsa da tüm dünyada yetiştirilen bir sebzedir. Günümüzde soğan yeşil ve kuru soğan olarak yaygın

Susamın Zararları

Susamın Zararları

Susamın zararları, susam A, E ve C vitamini bakımından oldukça zengindir. Ayrıca içerisinde başta bakır olmak üzere pek çok mineraller barındırmaktadı

Sandaloz Sakızı Zararları

Sandaloz Sakızı Zararları

Sandaloz sakızı zararları, sandaloz sakızı çok eski yıllardan günümüze kadar zayıflamak için kullanılan bir üründür. Günümüzde zayıflamak için yaygın

Ters İlişki Zararları

Ters İlişki Zararları

Ters ilişki zararları sebebi ile bayanların çok rahatsız oldukları bir ilişki türü olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle makat dediğimiz deliğin cinsel

Hamilelikte bal tüketmenin faydaları ve zararları

Hamilelikte bal tüketmenin faydaları ve zararları

Özel İçerik

1 yaşından küçük çocukların bal yememesi gerektiğini duymuşsunuzdur. Uzmanlar, bebekler için özellikle tehlikeli olan bir bakteriyi taşıyabileceğinden, bebeklere bal verilmesini ertelemenizi tavsiye ediyor.

O halde hamileyken bal yiyip yiyemeyeceğinizi merak etmek doğaldır. Neyse ki, bu tatlı ve lezzetli yieyecek, siz ve doğmamış bebeğiniz için genellikle güvenlidir. Bebeğinizi kucağınıza almak için gün sayarken neden balın tadını çıkarmanız gerektiği hakkında daha fazla bilgi edinin; ancak bebeğiniz doğduktan sonra önlem alın.

Hamilelikte bal tüketmenin faydaları ve zararları

HAMİLELİKTE BAL YEMEK

Eski zamanlardan beri bal, lezzetli bir yemek ve belirli rahatsızlıklar için evde çare olarak kullanılıyor. Hamilelikten önce, hamilelik sırasında ve sonrasında, bu doğal tatlandırıcıyı ister çayın içine dökün, ister kızarmış ekmek veya yoğurdun üzerine gezdirin.

Bazı insanların balın güvenliğini sorgulamasının nedeni, bazen Clostridium botulinum adı verilen bakteri sporları içermesidir. Bu bakteri bağırsağınızda hızla büyüyebilir ve kollarda, bacaklarda, karın bölgesinde ve solunum sisteminde güçsüzlük ve felce neden olabilen nadir fakat ciddi bir hastalık olan botulizme yol açan nörotoksinler üretebilir.

Ancak, bu risk çoğu çocuk ve yetişkin için endişe kaynağı değildir. 1 yaşın üzerindeki çocuklar ve hamile kadınlar da dahil olmak üzere sağlıklı yetişkinler, balı güvenle tüketebilir, çünkü bağışıklık sistemleri balın içerebileceği herhangi bir bakteriye karşı koruma sağlar. Her hamileliğin farklı olduğunu unutmayın ve hamileyken bal yemekle ilgili herhangi bir sorunuz varsa, durumunuz hakkında bir sağlık uzmanına danışın.

Hamilelikte bal tüketmenin faydaları ve zararları

BEBEK İÇİN GÜVENLİ MİDİR?

Bal, karnınızdaki bebek için de güvenlidir. Araştırmacılar, hamile kişilerin botulizme yakalandığı izole vakalarda bile, bebeklerinin bu durumla doğduğuna dair hiçbir kanıt bulamadı. Bekleyen ebeveynlerin botulizm enfeksiyonu, hamilelik sorunları veya doğum anomalileri ile de bağlantılı değildi.

Sisteminizdeki bir şeyin doğmamış bebeğinize zarar vermesi için plasentadan girmesi gerekir. Botulinum toksini yüksek moleküler ağırlığa sahiptir, bu da plasentanızdan geçip bebeğinize ulaşma ihtimalini ortadan kaldırır. Bu, botulizm sporları içeren bal yeseniz bile bebeğinizin korunması gerektiği anlamına gelir.

Bununla birlikte, bebeğiniz doğduğunda ve artık rahminizde korunmadığında, en azından bir süreliğine bu bakterilere karşı savunmasız hale gelir. Bal, gelişmemiş bağışıklık sistemleri nedeniyle küçük bebekler için bir endişe kaynağıdır; bazen balda bulunan botulizm sporlarıyla savaşamazlar. Çiğ balı bebeğinizin ilk doğum gününe kadar erişemeyeceği bir yerde saklayın.

Hamilelikte bal tüketmenin faydaları ve zararları

HAMİLELİKTE BAL YEMENİN FAYDALARI

Genel olarak bal, özellikle vitamin veya mineral açısından zengin bir besin kaynağı olarak kabul edilmez. Ancak yine de bazı olası sağlık yararları olduğu düşünülmektedir.

Doğurganlık: Doğum öncesi doğum uzmanları, balın gebelik öncesi kullanımının hamile kalma yeteneğinizi geliştirmeye yardımcı olabileceğine dair bazı düşünceler olduğunu söylüyor.

Solunum sağlığı: Bazı araştırmalar, bal yemenin astıma yardımcı olabileceğini, ancak yalnızca siyah kimyon veya kereviz tohumları ile birleştirildiğinde etkili olduğunu bulmuştur. Bal tek başına insanlarda etkili bir astım tedavisi değildir.

Antioksidan koruma: Bal, özellikle koyu renkli çeşitleri, vücudumuzdaki sağlıklı hücrelere zarar veren moleküllerle savaşarak sağlığı artırabilecek antioksidanlar içerir.

Hamilelikte bal tüketmenin faydaları ve zararları

BALDAN UZAK DURMANIZ GEREKEN DURUMLAR

Neredeyse her zaman, hamileyken balın tadını çıkarmakta özgürsünüz. Ancak birkaç önlemi takip etmek en iyisidir.

Gastrointestinal anormallikleriniz varsa

Bağırsak veya mide ameliyatı geçirmiş veya Crohn hastalığı olan kişiler, bağırsak yollarındaki günlük bakterileri işlemekte zorlanabilir. Bal, bakteri sporları içerebileceğinden, bu rahatsızlıklara sahipseniz doktorunuza bal tüketiminizi sormanız önemlidir.

Ağır antibiyotikler kullanıyorsanız

Antibiyotikler, normalde bakteri sporlarıyla savaşan bağırsağınızdaki iyi bakterileriyok edebilir. Bir antibiyotik alıyorsanız veya bırakıyorsanız, diyetinizde balı geçici olarak sınırlamanın iyi bir fikir olup olmadığını öğrenmek için doktorunuza danışın.

Gestasyonel diyabetiniz varsa

Gebelik diyabeti ile komplike olan gebeliklerde, bal da dahil olmak üzere ilave tatlandırıcıları en aza indirmek en iyisidir, çünkü kan şekeri seviyenizi yükseltebilir. Yine de bal, biraz daha düşük glisemik indeks 7'ye ve ek vitaminlere ve antioksidan özelliklere sahiptir, bu da onu tatlandırıcı olarak daha iyi bir seçim haline getirir.

beslenmeHamilelikbal

Google News ile Takip Et

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası