Arabeskin &#;isimsiz&#; kahramanı: Ali Tekintüre’nin ardından…
Arabesk, uzun süre tart&#;&#;t&#;&#;&#;m&#;z, üzerinde bir türlü uzla&#;amad&#;&#;&#;m&#;z bir tür. Bir dönem sevmemek makbuldü ama ortamlarda arabeske kar&#;&#; oldu&#;unu söyleyenler, evde rak&#; içerken arabesk &#;ark&#;lar dinlerdi. Bunu yapanlar, arabesk sevdi&#;ini söyleyenleri a&#;a&#;&#;lar, onlarla sohbeti keserdi. Bilhassa arabeskin hüküm sürdü&#;ü, Turgut Özal önderli&#;inde bir devlet politikas&#; olarak pohpohland&#;&#;&#; ‘80’li y&#;llarda, bu ayr&#;l&#;klar ve ayk&#;r&#;l&#;klar, pek çok tart&#;&#;maya sebep oldu, arkada&#;lar aras&#;nda mânâs&#;z k&#;rg&#;nl&#;klar ya&#;and&#;. Sonra arabesk paydas&#;nda bulu&#;uldu belki ama bu dönem, kay&#;p hanesine yaz&#;ld&#;. Neyse ki bu tuhaf saplant&#;lar geride kald&#;. Gerçekten sevmeyene &#;üphesiz sözüm yok ama arabesk, art&#;k kabul gören bir tür. Pop’tan rock’a uzanan ve arabeskin kar&#;&#;s&#;na konulan tüm türler bugün ondan besleniyor, bir dönem yok olsun diye u&#;ra&#;t&#;&#;&#;m&#;z, art&#;k her yerden kar&#;&#;m&#;za ç&#;k&#;yor.
Bu türü bugüne getirenler aras&#;nda isimsiz kahramanlar da var… Türün merakl&#;lar&#; onlar&#; çoktan sahiplendi ama alakas&#; olmayanlar, vitrindekileri bilenler, onlar&#; tan&#;m&#;yor. Amans&#;z bir hastal&#;&#;&#;n aram&#;zdan çekip ald&#;&#;&#; Ali Tekintüre, bu kahramanlardand&#;. &#;ddial&#; bir cümle kuraca&#;&#;m: Arabesk denince akl&#;m&#;za gelen ilk on &#;ark&#;dan en az üçünün sözleri ona ait olacakt&#;r, o kadar üretken ve de&#;erli bir söz yazar&#;.
Ali Tekintüre &#;ark&#;lar&#;, hayat&#;m&#;n önemli bir bölümünde hep ba&#;ucumda oldu. “Dilek Ta&#;&#;”yla ba&#;layan serüven, katlanarak sürdü ve her “yeni” &#;ark&#;s&#;nda ona duydu&#;um hayranl&#;k artt&#;. &#;ansl&#;y&#;m, yolum bir kere onunla kesi&#;ti: y&#;l&#;nda &#;ehir Üniversitesi’nde düzenlenen Arabesk Sempozyumu’nda, bir ba&#;ka &#;ahane söz yazar&#; Vural &#;ahin’le birlikte kat&#;ld&#;klar&#; “Bir mânâ var sözlerimde” ba&#;l&#;kl&#; oturumun moderatörlü&#;ünü yaparken Ali Tekintüre ile tan&#;&#;t&#;m. Anlatt&#;klar&#;n&#; herkes gibi heyecanla dinledim. Süremiz çok k&#;sayd&#;, diledi&#;imizce konu&#;amad&#;k ama yine de çok &#;ey ö&#;rendik. Konu&#;mama ba&#;larken, “ad&#;n&#; herkesin bildi&#;i iki söz yazar&#;” diye tan&#;tm&#;&#;t&#;m, sözü oradan ald&#; ve ilerledi: “&#;lk &#;ark&#;m, y&#;l&#;nda yay&#;mlanan ‘Tanr&#;m Beni Ba&#;tan Yarat’. Piyasaya ç&#;kt&#;&#;&#;nda askerdeydim. Öncesinde &#;iir yazd&#;&#;&#;m on y&#;l var. &#;iir dediysem, ço&#;u çocukça &#;eyler. &#;lk &#;ark&#;m, bu birikimlerin sonucunda ortaya ç&#;kt&#;. Önce Emel Say&#;n söyledi, sonra Gönül Akkor ve ba&#;kalar&#;… Filmi de yap&#;ld&#;. Camian&#;n içine girmemi sa&#;layan budur.” Tekintüre, bu sözlerinden sonra, “biraz daha tan&#;&#;m&#;&#; olmak vesilesiyle benimle ilgili önsöz olarak bunlar&#; söylemek istedim” demi&#;, hayat&#;n&#;n sonraki dönemini etkileyecek bir bilgiyi vermi&#;ti: “Çok sevinmem gerekirken buna sevinememi&#;tim çünkü plakta imzam kullan&#;lmam&#;&#;t&#;! O y&#;llarda, sözlerin kime ait oldu&#;u pek yaz&#;lm&#;yordu. Bunlar al&#;&#;&#;lmad&#;k &#;eylerdi. &#;nsanlar da öyle davran&#;rd&#; ve ‘yaz&#;lsa da olur yaz&#;lmasa da olur’ denirdi. Ben böyle yapmad&#;m, imzam&#; göremeyince sonras&#;nda sürdürdü&#;üm bir mücadelenin içine girdim. Söz yazar&#;, besteci ya da aranjör, &#;ark&#;ya eme&#;i geçenlerin halk taraf&#;ndan da bilinmesini istedim. Hayat&#;m boyunca bunun mücadelesini verdim. &#;simlerimiz bugün telaffuz ediliyorsa, bunun sayesinde.”
Müslüm Gürses, Orhan Gencebay, &#;brahim Tatl&#;ses, Zeki Müren, Ferdi Özbe&#;en, Ferdi Tayfur, Bülent Ersoy, Bergen, Gülden Karaböcek, Kamuran Akkor, onun &#;ark&#;lar&#;n&#; yorumlayanlar. Gençlerle bulu&#;mas&#;, yak&#;n dönemde Fairuz Derinbulut’la kurdu&#;u ortakl&#;k sayesinde. Birlikte “Arabesk” adl&#; bir albüm yapt&#;lar, &#;ark&#;lar&#;n&#; “sert” tonlarla seslendirdiler. Bilen biliyor, bilmeyen bulsun ve geç döneminde gençlerce ona verilen bu arma&#;an&#;n keyfini sürsün. Ben, o arada, kat&#;ld&#;&#;&#;m&#;z oturum s&#;ras&#;nda bir dinleyicinin sordu&#;u soruya verdi&#;i cevab&#; aktaray&#;m…
Bu y&#;l&#;n ba&#;lar&#;nda duvaR’da yay&#;mlanan bir yaz&#;mdan yapaca&#;&#;m küçük al&#;nt&#;, giri&#; cümlesi olsun. 5 Mart tarihli yaz&#;n&#;n ba&#;l&#;&#;&#;, Tekintüre’nin bir dizesinden: “Deli gibi sevmek ruhumuzda var!” &#;öyle ba&#;l&#;yorum: “ tarihli bir &#;ark&#;, kaç gündür akl&#;mda: ‘Hangimiz dü&#;medik kara sevdaya / Hangimiz sevmedi ç&#;lg&#;nlar gibi / Hangimiz bir kuytu kö&#;e ba&#;&#;nda / Bir vefas&#;z için yol gözlemedi?’ Ali Tekintüre imzal&#; bu sözleri bana hat&#;rlatan, yorumcusu. Müslüm Gürses’in ‘Senden Vazgeçmem’ adl&#; albümünün ikinci &#;ark&#;s&#; bu. Bizi bize anlatan, halimizi ahvalimizi net tarif eden &#;ark&#;lardan –ki söyleyen, bunun için özel zaten.” Gürses’in “özel” durumu, o gün üzerinde konu&#;tu&#;umuz konulardan… Bir önceki paragrafta bahsi geçen dinleyicinin ö&#;renmek istedi&#;i, Müslüm Gürses hakk&#;ndaki dü&#;ünceleri. Ben, mikrofonu Tekintüre’ye uzatmadan önce, &#;u sorular&#; sordum: Çal&#;&#;t&#;&#;&#;n&#;z insanlarla tan&#;&#;t&#;n&#;z m&#;? Birlikte mesai harc&#;yor muydunuz yoksa farkl&#; kanallardan m&#; gerçekle&#;iyordu bulu&#;malar? Cevab&#;, aynen aktar&#;yorum: “Eskiden daha s&#;k bir araya geliyorduk, sonra yava&#; yava&#; azald&#;. &#;ark&#;c&#;yla çal&#;&#;&#;yorsan&#;z bunlardan ancak 10 tanesiyle tan&#;&#;&#;yorsunuz. Müslüm Gürses, tan&#;&#;t&#;&#;&#;m, çok sevdi&#;im yorumculardand&#;. Ölümünün ard&#;ndan bana onunla ilgili ne hissetti&#;imi sordular, ‘çok güzel okuyan bir insan&#; kaybettik’ dedim. Yorumculu&#;u çok özeldi. Herkes &#;ark&#; okuyabilir ama Müslüm Gürses &#;ark&#;lara bamba&#;ka bir &#;ey kat&#;yordu. &#;ark&#;n&#;n içine bu kadar girebilen, yazd&#;&#;&#;n&#;z sözleri kar&#;&#;dakine her hâliyle anlatabilen fazla insan bulamazs&#;n&#;z. Sözlerini yazd&#;&#;&#;m bir &#;ark&#; vard&#;: “Ne çabuk tükendi oldu&#;un günler / Yine mi hasretle ya&#;ayaca&#;&#;m / Dün gelmi&#; gibisin doymad&#;m sana / Ne olur sevgilim bir gün daha kal / Gitme…” &#;ark&#;n&#;n içindeki “gitme” kelimesini öyle bir söylüyordu ki, bu kadar olur. Ben yazd&#;m ama benden daha iyi aktard&#;, böyle bir solistti. Onun gibi bir sanatç&#; gerçekten de zor gelir diye dü&#;ünüyorum.”
Arabesk Sempozyumu'nda moderatörlü&#;ünü Murat Meriç'in “Bir mânâ var sözlerimde” ba&#;l&#;kl&#; oturumuna Vural &#;ahin (ortada) ve Ali Tekintüre (sa&#;da) konu&#;mac&#; olarak kat&#;lm&#;&#;t&#;.
Ali Tekintüre, Ad&#;yaman’&#;n Besni ilçesinde do&#;mu&#;, küçük ya&#;ta babas&#;n&#; kaybetmi&#; ve tutunmak için ailesiyle &#;stanbul’a gelmi&#;. “Ailem” dedi&#;i, birbirine ba&#;l&#; sekiz karde&#;! Haznedar’dan Horhor’a uzanan çocukluk y&#;llar&#; ve Aksaray civar&#;nda geçen dertli gençlik, eline kalem almas&#;na sebep. “Zengin bir aile de&#;ildik” diye ba&#;l&#;yor ve devam ediyor: “Karde&#;lerimle &#;stanbul’a gelmi&#;iz, hayat mücadelesi içindeyiz… Sözlerimin temelinde o günlerde ya&#;ad&#;&#;&#;m duygular var. O zamanlar, söylenmeyecek çok &#;ey söylemi&#;im. Bu, bana verilen bir kabiliyet asl&#;nda, ö&#;renmekle alakas&#; yok. Ya&#;ad&#;klar&#;m&#;, çevremde olanlar&#;, kelime da&#;arc&#;&#;&#;mdan süzdüklerimi ekleyerek yazd&#;m.”
&#;lkokula Besni’de ba&#;lam&#;&#;, son s&#;n&#;f&#; &#;stanbul’da okumu&#;. &#;lk yar&#;da karnesine dolan zay&#;flar&#; düzeltmek için öyle bir çaba göstermi&#; ki, ikinci yar&#; s&#;n&#;f&#;n&#; birincilikle bitirmi&#;! Ö&#;retmen okuluna göndermek istemi&#;ler, olmam&#;&#;: &#;&#;portac&#;l&#;k yaparak çal&#;&#;ma hayat&#;na at&#;lm&#;&#;. Kapal&#;çar&#;&#;’da naylon po&#;et satarak hayat&#;n&#; sürdürmü&#;. Tekintüre, o dönemde ya&#;ad&#;klar&#;n&#;, Roll’un Ocak tarihli numaral&#; say&#;s&#;nda Derya Bengi ve Merve Erol’a anlatm&#;&#;t&#;; oraya ba&#;lan&#;yorum: “O zamanlar öyle her dükkânda yoktu, sadece sat&#;lan bir &#;eydi naylon po&#;etler. Kapal&#;çar&#;&#; Çuhac&#; Han’da üvey amcam vard&#;, öz amcamdan daha iyi bir insand&#;. &#;lkokulu bitirince onun kuyumcu atölyesinde i&#;e girdim. Dükkânda küçük kâ&#;&#;tlara &#;iirler yaz&#;p çekmecelerde sakl&#;yordum. ‘Tanr&#; Beni Ba&#;tan Yarat’&#; da o atölyede yazm&#;&#;t&#;m: ‘Gülmeyecek bu yüzü neden verdin bana ya Rab / Ya birazc&#;k ne&#;e ver ya da beni ba&#;tan yarat…’ Böyle yazm&#;&#;&#;m, çekmeceye koymu&#;um, unutmu&#;um. Y&#;llar sonra kalfam gösterdi de, akl&#;ma geldi, devam&#;n&#; yazd&#;m &#;iirin.”
Vural &#;ahin ve Ali Tekintüre
Yaz&#;n&#;n ba&#;&#;nda dillendirdim, “Tanr&#;m Beni Ba&#;tan Yarat”, bir plakta kar&#;&#;m&#;za ç&#;kan ilk Tekintüre sözü. Tesadüflerle dolu hikâyesini Roll’dan aktar&#;yorum: “[&#;ark&#; yay&#;mland&#;&#;&#;nda] askerdeydim. Sene ‘74’tü, K&#;br&#;s Harekât&#; zamanlar&#;… Arkada&#;lar&#;m haber yollad&#;, senin &#;iirini &#;ark&#; yapt&#;lar diye… &#;ark&#; Unkapan&#;’nda olay olmu&#;tu. Ç&#;kan ilk plaklarda ad&#;m yazm&#;yordu. Önce Emel Say&#;n okudu ama Gönül Akkor’la me&#;hur oldu, sonra Gönül Akkor’un oynad&#;&#;&#; filmini de çektiler. Besteyi Muzaffer Özp&#;nar yapm&#;&#;. &#;iiri nereden ald&#;&#;&#;n&#; sordum, gazeteden ald&#;&#;&#;n&#; söyledi. Ama ben o gazeteyi hiçbir zaman bulamad&#;m. Bu hâlâ bir s&#;r.”
Ali Tekintüre, ’in üzerinde &#;ark&#; sözü yazm&#;&#;. Bir k&#;sm&#;n&#; sayd&#;m ama saymad&#;klar&#;m aras&#;nda da çok bilinen bir sürü &#;ark&#; var. Bilinmeyen, yazan&#;n ad&#;. Arabesk camias&#; ona sahip ç&#;km&#;&#;, ad&#; dilden dile efsane gibi yay&#;lm&#;&#; ama arabeskle temas etmemi&#; insanlar, &#;ark&#;lar&#; bildi&#;i halde onun ad&#;n&#; bilmiyor. &#;mzas&#;n&#; ölümüyle duymu&#;/duyacak çok insan var. Oysa &#;ark&#; sözü yazmak, bunlar&#; insanlara ula&#;t&#;rmak u&#;runa, Unkapan&#;’nda üç kuru&#;a tamah eden bir insan… Po&#;et sat&#;c&#;l&#;&#;&#;ndan kuyumculu&#;a uzanan “kariyer”ini, bu u&#;urda bir ç&#;rp&#;da silmi&#; ve birkaç kuru&#; kar&#;&#;l&#;&#;&#;nda Unkapan&#;’n&#;n büyük firmalar&#;ndan Türküola’da çal&#;&#;maya ba&#;lam&#;&#;. &#;ark&#;lar&#; plaklara okunmu&#;, sözlerini dönemin y&#;ld&#;zlar&#; seslendirmi&#; ama cebine hiçbir zaman çok büyük paralar girmemi&#;. Bunu hiçbir zaman dert etmemi&#; ve ya&#;ad&#;klar&#;n&#; &#;ark&#;lar&#;nda dile getirmeyi tercih etmi&#;. Belki de bunun için bu kadar sahici, bu kadar içten. Tam da bunun için bu kadar bizden.
&#;ark&#; sözlerini &#;iirden ay&#;rmay&#; tercih eden insanlardan, Tekintüre. Ablas&#;n&#;n okudu&#;u Yunus Emre &#;iirleri ve Besni’de geçen çocukluk y&#;llar&#;nda duydu&#;u “destan”lar, ona &#;iiri sevdirmi&#;. Hiçbir zaman kendini &#;air olarak görmemi&#; ve öyle diyenleri “ben &#;ark&#; sözü yazar&#;y&#;m” diyerek düzeltmi&#;. Kat&#;ld&#;&#;&#;m&#;z sempozyumda söz buraya geldi&#;inde, &#;unlar&#; söylemi&#;ti: “Her &#;iir bestelenebilir, istisnalar kaideyi bozmaz ama &#;ark&#; sözü olmas&#; için genel bir yap&#; vard&#;r, buna uymak gerekir. &#;iir, &#;ark&#; yap&#;lacaksa, ölçülü olmak durumunda. &#;ark&#;lar&#; yazarken onlar&#; roman gibi dü&#;ünmek gerekiyor, sözün önemi burada ç&#;k&#;yor. Be&#; yüz sayfal&#;k roman&#; yazd&#;&#;&#;n&#;z on iki sat&#;rda anlatabiliyorsan&#;z, bu, de&#;erli oluyor. On iki sat&#;rl&#;k bir &#;iir size hitap edemedikten, kalbinize giremedikten sonra hiçbir anlam ta&#;&#;maz. Orada koca bir roman&#; anlatman&#;z laz&#;m. &#;&#;te o zaman, yazd&#;klar&#;n&#;z, &#;ark&#; sözü olur.” Bu ifadeleri, Roll söyle&#;isinden ald&#;&#;&#;m &#;u sat&#;rlarla peki&#;tireyim: “Anlatt&#;klar&#;m&#;z, insanlar&#;n hayatlar&#;d&#;r. Bir insan&#; hayalde canland&#;r&#;yoruz, ona bir rol biçiyoruz, onu oynat&#;yoruz. &#;llâ kendi ba&#;&#;m&#;zdan geçmi&#; olmas&#; gerekmiyor. &#;ark&#;n&#;n tutmas&#;, yarataca&#;&#;m tipin ve çizdi&#;im fonun halka ne kadar yak&#;n gelece&#;ine ba&#;l&#;. Demek ki benim yaratt&#;&#;&#;m konular ve tipler, insanlara yak&#;n geldi. Birçok &#;ark&#;da kendi hayatlar&#;n&#; buldular. Filmler, romanlar, &#;ark&#;lar birer abart&#;d&#;r. Bir sevgi vard&#;r, söz yazar&#; olarak o sevgiyi yüceltmi&#;izdir. Öyle yazman&#;z gerekir ki, cezbetsin insanlar&#;.”
Ali Tekintüre’nin yazd&#;&#;&#; sözler, kendi &#;ark&#;lar&#;n&#; yazan/söyleyen insanlar&#;n da dikkatini çekmi&#;. Ba&#;ta Orhan Gencebay ve Ferdi Tayfur, arabeskin en büyükleri, onun sözlerini dinleyicilere aktarm&#;&#;. &#;ark&#;lar&#;, di&#;er arabesk &#;ark&#;lara benzemiyor. &#;syan de&#;il, (kendi deyimiyle) “dostlardan yak&#;nma, hayat&#;n kendisinden ve adaletsizlikten &#;ikâyet, biraz da sitem” var. Dönemin gerektirdi&#;i sosyal sorunlara de&#;inme fasl&#;n&#; da es geçmemi&#;… “Tanr&#; yazar, kullar çeker günâh&#;” dizeleriyle ba&#;layan “Fark Yaralar&#;” ya da “Tanr&#; neden kötü yazar al&#;ndaki yaz&#;lar&#; / Kuluysa neden bir de&#;il, mutlu ya&#;ar baz&#;lar&#;” dizeleri, o dönemde kaleminden dökülenler. En me&#;hur &#;ark&#;lar&#;ndan biri olan “Bahar&#; Bekleyen Kumrular Gibi”de &#;u dizelerin oldu&#;unu ve sonradan ç&#;kart&#;ld&#;&#;&#;n&#;, Roll söyle&#;isinden ö&#;reniyoruz: “Elinde gaz tüpü günlerce durup / Bo&#; döndü&#;ün ân&#; sak&#;n unutma / Sorunlar ezdikçe mahzun oturup / A&#;lad&#;&#;&#;n günleri sak&#;n unutma…”
Ba&#;a döneyim: Arabesk, art&#;k kabul gören bir tür. Kimileri bitti&#;ini savunsa da, hep hayat&#;m&#;zda. Ali Tekintüre, sempozyumda yapt&#;&#;&#; konu&#;mada, arabeskin hiçbir zaman bitmeyece&#;ini söylemi&#;ti: “Geçenlerde bir röportajda arabeskin bitip bitmeyece&#;i soruldu, ‘merak etmeyin bitmez’ dedim. Nedenini sorarsan&#;z, hayat&#;m&#;z zaten arabesk! Bakmay&#;n, öyle adland&#;r&#;l&#;yor, bir isim belki ama hayat&#;m&#;z öyle girdili ç&#;kt&#;l&#; ki, arabesk dedi&#;imiz tam da bu. Onun için bitmez.”
O gün, bu sözlerinden sonra, her yerde okudu&#;u sözlerinden birini okumu&#;tu Tekintüre. Yaz&#;y&#; sonland&#;rmadan önce, onu aktarmak isterim.
Var olu&#;unu “Felsefemde insan olmak vard&#;r. Lafta de&#;il, gerçekten insan oldu&#;unda birçok &#;ey halledilmi&#; demektir.” cümleleriyle özetleyen Ali Tekintüre, genç ya&#;ta aram&#;zdan ayr&#;ld&#;. Roll söyle&#;isinin sonunda söyledikleri, sitemini bize ta&#;&#;yor: “25 filmin ismi benim &#;ark&#;lar&#;mdan gelir. Ama bu piyasadan hakk&#;m&#; alamad&#;m. (…) Dünyaya gelmi&#;im ama kendim için ya&#;amam&#;&#;&#;m gibi geliyor… Y&#;llar y&#;l&#; de&#;erimin bilinmedi&#;ini dü&#;ünüyorum. Ölmemizi bekliyorlar herhalde! Pek çok arkada&#;&#;m bana &#;unu söyledi: ‘Asl&#;nda senin heykelini dikmemiz lâz&#;m Unkapan&#;’na.’ Böyle bir &#;eye tabii müsaade etmem ama neler yapt&#;&#;&#;m&#;n fark&#;nda olan birkaç ki&#;i var, onu anlatmak istiyorum.” Tekintüre, bu sözlerinden yola ç&#;k&#;larak sorulan “Nas&#;l bir heykel olurdu sizin heykeliniz?” sorusuna, &#;u cevab&#; veriyor: “Yüzü olmazd&#;. Sembolik bir heykel olurdu herhalde. Yüzümüz önemli de&#;il ki, yap&#;lan i&#;ler önemli. Bu dalda emek veren insanlar, hepimiz o heykelde olacakt&#;k belki.” Bu sözlerin ard&#;ndan bize dü&#;en, ismini gelecek ku&#;aklara aktarmak. Bilen zaten biliyor, bilmeyen de bundan sonras&#;nda ö&#;rensin.
Yaz&#;n&#;n sonunu, Müslüm Gürses bahsinde and&#;&#;&#;m (müzi&#;ini Ali Osman Erba&#;&#;’n&#;n yapt&#;&#;&#;) &#;ark&#;yla getireyim: “Â&#;&#;&#;&#;n gözü kör kula&#;&#; sa&#;&#;r / Do&#;ruyu yanl&#;&#;&#; ondan görmedi / Yak&#;ld&#; y&#;k&#;ld&#; yine de sevdi / Ah o vefas&#;zlar k&#;ymet bilmedi // Herkesten bir an&#; saklar bu yollar / Herkesin ac&#;s&#; sevgisi kadar / Güzelmi&#; çirkinmi&#; ne fark eder ki / Deli gibi sevmek ruhumuzda var…”
Her &#;ey bir yana, bu &#;ark&#;y&#; (ve di&#;er &#;ark&#;lar&#;n&#;) söyledi&#;imiz/dinledi&#;imiz sürece ad&#; ya&#;ayacak. Tesellimiz bu.
Murat Meriç Kimdir?
’de doğdu. Çanakkale ve İzmit’te okudu. Ankara’da kimya mühendisliği eğitimi alırken, dinlediği müziğin tarihine merak saldı ve oradan ilerledi. Kendini bildi bileli plak topluyor; okuyor, dinliyor, dinlediklerini yazıyor, sevdiklerini çalıyor. Kedi gibi meraklı. Rakı, roka, bamya, erik seviyor. Çanakkale - İstanbul arasında yaşıyor ama Ankaracı. ’da Müzük adlı dergiyi çıkartan ekipten. Sonrasında Roll mürettebatına katıldı. Mürekkep, Birikim, Milliyet Sanat, Virgül, Bant gibi dergilerde yazıları yayınlandı. Yeni Binyıl, Radikal ve BirGün&#;ün yazarlarındandı. Ankara’da Radyo Arkadaş’ın kuruluşuna katıldı, radyo programları başta TRT, pek çok radyoda yayımlandı; kimi televizyon programlarının danışmanlığını yaptı, metnini yazdı. - yıllarında TRT için Kırkbeşlik adlı televizyon programını hazırladı ve sundu. Kalan Müzik için bir Tülay German albümü (Burçak Tarlası 64 – 87, ) derledi, pek çok albüme yazar ve danışman olarak katkıda bulundu. Pop Dedik / Türkçe Sözlü Hafif Batı Müziği (İletişim Yayınları, ), Şarkıda Memleket Tarihi (Ağaçkakan Yayınları, ), Yerli Müzik (bi&#;bak Berlin, ) ve Hayat Dudaklarda Mey / Memleketin Anason Kokan Şarkıları (Anason İşleri Kitapları, ) adlı dört kitabı, üzerinde çalıştığı pek çok projesi var. Üniversitelerde ve kültür merkezlerinde müzik tarihi üzerine seminerler verdi, veriyor. Düzenli olarak Gazete Duvar&#;da, arada bir Kafa’da yazıyor; Açık Radyo için hazırladığı Harici Bellek başlıklı program salı günleri &#;da yayımlanıyor.
Arabesk Sempozyumu'nda moderatörlü&#;ünü Murat Meriç'in “Bir mânâ var sözlerimde” ba&#;l&#;kl&#; oturumuna Vural &#;ahin (ortada) ve Ali Tekintüre (sa&#;da) konu&#;mac&#; olarak kat&#;lm&#;&#;t&#;.