testere ruslarla pusu kurdu / Kurtlar Vadisi karakterleri listesi - Vikipedi

Testere Ruslarla Pusu Kurdu

testere ruslarla pusu kurdu

Kurtlar Vadisi karakterleri listesi

Kurtlar Vadisi dizisinde yer alan tüm karakterlerin listesi ve bölüm aralıkları yer almaktadır.[1][2]

Ana karakterler

Polat Alemdar

Ana madde: Polat Alemdar

Kurtlar Vadisi, Kurtlar Vadisi Terör ve Kurtlar Vadisi Pusu dizilerinde Necati Şaşmaz ve Raci Şaşmaz tarafından canlandırılmış karakter. ()

Elif Eylül

Kurtlar Vadisi dizisinde Özgü Namal tarafından canlandırılmış karakter. ()

Elif Eylül, 16 Şubat doğumludur. Genç yaşta babasını kaybetmiştir. Annesi Ayşe Eylül ve kardeşi Eren Eylül ile hayat savaşı verirken, Ali Candan'la tanışmıştır. Ali Candan'la lise yıllarından beri sevgili olan genç kadın onun ani ölümüyle sarsılmıştır. Onun ölümüyle beraber zor bir döneme girmiştir, bu dönemi Nazife Anne, Ömer Baba, Deli Hikmet ve yakın dostu Canan Çavan'la atlatmaya çalışmıştır.

Daha sonra Polat Alemdar ile karşılaşmış ve kendisini mafyanın içinde bulmuştur. Tüm bu karmaşada tahmin edemediği; Ali Candan ile Polat Alemdar'ın aynı kişi olduğudur.

Elif ne kadar Ali'ye sadık kalmak istese de Polat onun aklını başından almıştır. Polat Alemdar'a onun aslında eski sevgilisi olduğunu bilmeden yeniden aşık olur. Ama aşıkların arasında hep bir üçüncü kişi vardır; Ali Candan'dır. Elif ondan tam anlamıyla asla vazgeçmemiştir ve Polat görevi yüzünden, içindeki Ali'yi hep saklamıştır.

Elif asi, korkusuz, gözü kara ve güzel bir kızdır. Polat'ın zayıf yanıdır ve düşmanları tarafından sürekli onu sindirmek için koz olarak kullanılmıştır. Fakat Polat her seferinde son anda gelerek sevgilisini kurtarır. Elif sivri diliyle alemin "Sert Yengesi" olmuştur. Polat'ı bile gerektiğinde eleştirecek kadar gözü karadır.

Elif başta Canan Çavan'la birlikte çalışsa da sonra dan kendi avukatlık bürosunu kurmuştur. Ayrıca dizinin bir bölümünde İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini birincilik ile bitirdiğini söylemiş ve Süleyman Çakır'ın avukatlığını da yaparak onu hapisten kurtarmış böylece saygısını kazanmıştır. Adalet için cesurca savaşmış ve vadide "Avukat Kız" olarak adını duyurmuştur. İlerleyen bölümlerde Süleyman Çakır'ın avukatı olmuş ve alemde ismi mafya avukatı şeklinde anılır olmuştur.

Polat Alemdar'ın Tapınakçıların emirlerine uymaması sonucu tezgahlanan trafik kazasında ağır yaralanan Elif, dizide kazadan 11 bölüm sonra hastanede Polat'ın Ali olduğunu Nazife Anne tarafından öğrenir ve şoka girer. Kurtlar Vadisi Bölümde bitkisel hayattayken Polat Alemdar onu son defa ziyaret eder ve bilgisayara bağlı yaşamasını istemediğinden fişi çekilir ve ölür.

Vefatından sonra bile Polat onu kolay kolay unutamamış, annesinin isteği üzerine evlendiği Ebru Duru'ya "Seni seviyorum Elif!" diyerek büyük bir gaf yapmış, Ebru'dan olma kızının ismini de Elif koymuştur.

Aslan Akbey

Kurtlar Vadisi dizisinde Selçuk Yöntem tarafından canlandırılmış karakter. ()

Gerçek adı Abbas Ustaoğlu'dur. Kod adı Amca'dır. Polat Alemdar ilk sezonda ona Şef diye hitap ederdi. Kamu Güvenliği Teşkilatı (KGT) isimli bir istihbarat teşkilatının başkanıdır. Kuşçubaşı Eşref'in torunudur. Büyük bir vatanseverdir.

Harp Okulundan mezun olmuştur.[3] Gençlik yıllarında Doğu Eşrefoğlu tarafından yetiştirilmiş bir istihbaratçıdır. Ortağı Mehmet Karahanlı ile birlikte başta Türk Mukavemet Teşkilatı olmak üzere pek çok görevde bulunmuştur. Karahanlı'nın aldığı son görev sırasında ihanet ederek katıldığı masonik teşkilatına bağlılığını bildirmek için, Filistin'de kampta bulunan Türk İstihbaratçılarını ihbar etmesi sonucu İsrail bu kampları bombalamıştır.

Bu kampların içinde Aslan Akbey'in kardeşi ve kardeşinin hamile sevgilisi de bulunmaktadır. Hem ortağının ihanetini, hem de kardeşi ve kardeşinin sevgilisinin öldürülmesini kaldıramayarak Mehmet Karahanlı'nın oğlu Efe Yakup Karahanlı'yı kaçırmış ve yıllarca süren eğitimler sonucu bir vatanperver olarak yetiştirerek KGT birimine bağlı bir istihbaratçı yapmıştır. Candan Ailesine evlatlık olarak giden Efe Karahanlı bir vatansever olarak yetişmiştir. Gerçek kimliğini bilmeyen Efe, kendisini Ali Candan olarak bilmiş ve ailesinden gizli olarak KGT adına dünyanın çeşitli bölgelerinde başarılı operasyonlar gerçekleştirdikten sonra Akbey tarafından yurda davet edilerek bir estetik operasyonla yüzü değiştirilerek öz babası Mehmet Karahanlı ve Konseyiyle savaşmak için ünlü kabadayılardan Duran Emmi'nin yeğeni Polat Alemdar olarak mafyanın içerisine sızdırılmıştır. Bu operasyona Kurtlar Vadisi Operasyonu adı verilmiştir.

Aslan Akbey, Polat'a Konseyin emirlerini yerine getiren mafya babası Süleyman Çakır'ın güvenini kazanma görevi vererek ondan Konseyi içeriden çökertmesini istemiştir. Polat vasıtasıyla Konsey içerisine nifak sokup Konseyi içeriden çökertmeyi başarmıştır. Konsey üyelerinin silah ve uyuşturucu ticareti amaçlı birbirinden farklı tarihlerde kurdukları iki sehemin başarısız olmasını sağlayarak Karahanlının yakınındaki isimlerden önce Tombalacı Mehmet sonrasında Testere Necmi'nin ortadan kalkmasına neden olmuştur.

Aslan Bey ayrıca "İki kişinin bildiği sır değildir!" diyerek Polat Alemdar'ın gerçek kimliğini Polat ve kendisi dışında bilen tek kişi olan Duran Emmi'yi gözünü kırpmadan öldürmüş, Polat'ın operasyondaki ilk düşmanı ve Tombalacı Mehmet'in kurduğu sehemdeki önemli isim olan Şevko'yu da yine Konsey içerisinde karışıklık çıkarmak için kimsenin çözemediği bir operasyonla ortadan kaldırmıştır.

Polat Alemdar'ı koruması ve gerekirse öldürmesi için Abdülhey Çoban'ı görevlendirmiş; Polat, Aslan Bey'in ölümü sonrası Abdülhey ile yüzleşerek onunla ortak hareket etmeye karar vermiştir.

Aslan Akbey, KGT adına devletin diğer istihbarat birimlerinden habersiz olarak sayısız operasyon yapması sebebiyle bu birimlerle ters düşer. Akbey, ayrıca bu birimler içerisinde yabancı istihbaratlara ve Konseye çalışan kişiler olduğunu bilmekte ve onları deşifre etmek için uğraşmaktadır. Neticede Aslan Akbey, Kurtlar Vadisi Operasyon süresi içinde, Ankara'dan Konsey üyelerinden Samuel Vanunu ile ortak hareket ettiği daha sonra ortaya çıkacak olan Kirve'nin verdiği, Mithat'ın deyimiyle "okyanus ötesi menşeli" olan ölüm emri doğrultusunda Pala ve adamları tarafından ikinci denemede öldürülmüştür.[4]

Karakter gerçek hayatta, dizideki gerçek ismi ve öldürülüş şekli nedeniyle yılında suikast sonucu öldürülen istihbaratçı Hiram Abas ile özdeşleştirilmektedir.[5]

Süleyman Çakır

Ana madde: Süleyman Çakır

Kurtlar Vadisi dizisinde Oktay Kaynarca tarafından canlandırılmış Alaettin Çakıcı'dan esinlenen karakter. ()

Memati Baş

Ana madde: Memati Baş

Kurtlar Vadisi, Kurtlar Vadisi Terör ve Kurtlar Vadisi Pusu dizilerinde Gürkan Uygun tarafından canlandırılmış karakter. ()

Seyfo Dayı

Kurtlar Vadisi dizisinde Nihat Nikerel tarafından canlandırılmış karakter. ()

Âlemde Seyfo Dayı olarak da bilinen Seyfullah Yördem, emektar kabadayı Duran Şatıroğlu'nun en sadık adamıydı. Duran Emmi bazen ona Ispartalı olduğundan Güllü diye hitap ederdi. Duran Emmi'nin anlattığına göre birkaç defa hacca gitmiştir ama asıl amacı Hicaz'a gül yağı kaçırmaktır. Duran Emmi'nin ölümü üzerine, onun yeğeni olarak bildiği ve gerçek kimliğini hiçbir zaman öğrenmediği Polat Alemdar'ın en sadık dostu olmuştur. Güllü Erhan'ın öz dayısıdır. Hiçbir zaman evlenmemiş ve kadınlarla arasını hep soğuk tutmuştur. Polat Alemdar, Süleyman Çakır ve Memati Baş; Seyfo Dayı'nın kadınlara olan soğukluğunu hep kendi aralarında alay konusu etmişlerdir. Seyfo Dayı başına ne zaman kötü bir olay gelse veya ne zaman yeğenleri tarafından "şişirilse" "maden suyu" içer. Bu da onun sık sık maden suyu içen bir kişi olarak lanse etmiştir. Polat Alemdar'ın peşinde olan Pala ve adamları tarafından bir pusu sonucunda yakın mesafeden iki kurşunla Pala tarafından öldürülmüştür.

Abdülhey Çoban

Ana madde: Abdülhey Çoban

Kurtlar Vadisi, Kurtlar Vadisi Terör ve Kurtlar Vadisi Pusu dizilerinde Kenan Çoban tarafından canlandırılmış karakter. ()

Erhan Ufuk

Kurtlar Vadisi, Kurtlar Vadisi Terör ve Kurtlar Vadisi Pusu dizilerinde Kadir Çermik tarafından seslendirilmiş; Erhan Ufak tarafından canlandırılmış karakter. ()

()[6]Güllü Erhan olarak bilinir. Köyünden, annesinin isteğiyle İstanbul'a dayısı Seyfo'nun yanına gelmiştir. Seyfo her ne kadar yeğeni Erhan'ın köyüne dönmesi konusunda ısrar etse de Erhan gitmemek için diretmiştir. Zamanla Polat Alemdar'ın verdiği görevleri eksiksiz bir şekilde yerine getirdiği için Polat Alemdar tarafından ekibe dahil edilmiştir. Erhan ekipte ilk olarak Abdülhey Çoban ile dostluk kurmuş ve beraber icraat göstermişlerdir. Abdülhey'e "Abdül" diyerek ismini kısaltması Abdülhey'i sinirlendirse de bozuntuya vermemiştir.

Polat Alemdar'ın ekibine iyice yerleşip Polat'ın sevdiği adamlardan biri haline gelince ekipte söz sahibi olmaya başlamıştır. Süleyman Çakır'ın öldürülmesinden sonra Polat Alemdar, Testere Necmi'nin konseyde Çakır'ın Rus konseyine çalıştığını söylemesi üzerine Kirkor Terzioğlu'nu kaçırmak istemiştir. Güllü Erhan bu operasyonda önemli bir rol üstlenmiştir. Daha sonraları Tilki Andrei, Polat Alemdar hakkında bilgi sahibi olmak için Nina'yı Erhan'ın önüne sürmüştür. Erhan Nina'ya aşkını defalarca belirtmiştir, Nina başlarda Erhan'a istemiyormuş gibi görünse de görevin bir parçası olarak onunla yakınlaşmıştır. Erhan, Nina'ya güvenip ekiple tanıştırmıştır. Ancak Nina, Polat Alemdar'a suikast düzenlemek isterken Erhan tarafından yakalanıp bir hücreye hapsedilmiştir. Daha sonra Nina kaçmış, Tilki Andrei'yi öldürmeye teşebbüs ettiği için onun tarafından öldürülmüştür. Tilki Andrei, Rus kızlarını kullanarak Polat'ın adamlarını kaçırmış, Sadık, Adnan ve Erdoğan'ı öldürmüştür. Polat, Memati ve Abdülhey ile birlikte mafya ve diğer suçlardan ötürü yargılanmış, beraat etmiştir.

Pusu'da ise Polat'ın ekibinde kalmaya devam etmiş, birçok operasyona katılmıştır. bölümde İskender Büyük'ün adamları tarafından arabayla kolu ezilmiş ve uzun bir süre kolsuz kalmıştır. bölümde intikam için İskender Büyük'e iki el ateş etmiş ve bu da bütün ekibin hapse girmesine sebep olmuştur. Daha sonra Polat operasyonla bütün ekibi hapisten çıkarmıştır. Bundan bir süre sonra protez kol taktırıp uzun bir süre böyle gezmiş, bölümde kol nakli olmuştur.

Memati Baş ve Abdülhey Çoban'ın ölmesi ile birlikte Polat Alemdar'ın ilk ekibinden hayatta kalan tek adamıdır.

Nesrin Çakır

Kurtlar Vadisi ve Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde İpek Tenolcay tarafından canlandırılmış karakter. ()

()[7]Süleyman Çakır'ın karısı ve Laz Ziya'nın kızıdır. Trabzonludur. Mete Ağır'a olan aşkına Pusat tepki gösterince Nesrin "Kendimi arabanın altına atarım." der. Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde bölümde trafik kazası sonucu hayatını kaybeder. Savcı Leyla İhtiyarlar tarafından öldürüldüğünü iddia etse de dizide ayrıntılı olarak bahsedilmemiştir.

Derya Çakır

Kurtlar Vadisi dizisinde Seray Sever tarafından canlandırılmış karakter. ()()[8]Süleyman Çakır'ın kız kardeşidir. Henüz çok küçük yaşta babası ölümünden sonra Çakır'la birlikte sokakta nohut pilav satmış, fakat sonrasında zabıta tarafından engellenmişlerdir. Üstelik abisi Süleyman Çakır, Derya'ya saldıran zabıtayı bıçaklayarak ölümüne sebep olmuş ve hüküm giymiştir. Abisinin hapisten çıkıp mafyanın içine girmesi sonrası maddi sıkıntıları bitmiştir. Derya, Tombalacı Mehmet'in kumarhane baskınında vurularak öldürülmüştür. Çakır, ölümünden çok etkilenmiştir.

Meral Yılmaz

Kurtlar Vadisi dizisinde Müge Ulusoy tarafından canlandırılmış karakter. () ()[9] Laz Ziya'nın küçük kızıdır. Trabzonludur. Annesiz büyüdüğü ve rahat yetiştiği için fazlasıyla fevridir. İlk başlarda Çakır'ın adamı Hüseyin'le birliktedir. Birlikte kokain çekerlerken Çakır odayı basar ve Hüseyin'i öldürür. Çakır'ın kumarhanesinin açılışında tuvaletten bulduğu silahla babasını vurur. Bu, mafya çevresinde büyük bir skandala yol açar. Çakır, Laz Ziya'nın emriyle Meral'i akıl hastanesine kapatır. Daha sonra hem Çakır hem de Laz Ziya, Meral'i öldürmek için adam yollar. Çakır, Meral'in annesinin nasıl öldüğünü öğrenince Meral'i öldürmekten vazgeçer. Memati'yi arar ve geri çağırır. Laz Ziya'nın adamı ise Meral'i boğarken Derya ve Polat gelir; Polat, adamı öldürür ve Meral'i kurtarır. Meral'i Derya'nın yardımıyla saklayan Polat, Çakır'ı zor durumda bırakır. Memati, Derya ile Polat arasında bir şey olduğunu düşündüğü için Çakır'a haber verir; Çakır evi basar ve Meral'i görür. Meral daha sonra babasından Çakır'ın evinde saklanır. Laz Ziya kızının yaşadığını öğrenir ve Çakır'ın evine ziyarete gelir. Daha sonra Meral, Laz Ziya'nın evine geri döner.

Hüsrev Ağa'nın uyuşturucu işine giren Testere Necmi, Baron'un önerisiyle Ziya'yla arasını düzeltmek için Meral'i takip eder. Birlikte yemek yerler, daha sonra birbirlerine âşık olurlar. Bunu Çakır'dan öğrenen Laz Ziya, Meral'i eski evinde hapseder. Evi öğrenen Necmi, Cerrahpaşalı Halit aracılığıyla Çakır'a pusu kurar ve Çakır ölür. Bu olaylardan sonra Laz Ziya onu Polat'la nişanlar. Meral ise Testere ile görüşmeye devam eder. Testere'den aldığı silahla babasını öldürmek üzereyken ablası Nesrin tarafından öldürülür. Testere Necmi, Meral'i aradığında telefonu Nesrin açar. Necmi, Nesrin'den Meral'in öldüğünü öğrenir. Daha sonra Nesrin, Çakır'ın evine gidince Testere ile karşılaşır ve Necmi, Nesrin'e Süleyman Çakır'ın yatağında tecavüz eder.

Canan Çavan

Kurtlar Vadisi dizisinde Hande Kazanova tarafından canlandırılmış karakter. () Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur. Elif Eylül'ün ortağıdır. Başlarda Erdal Kömürcü ile sevgilidir. Ancak Erdal'dan ayrılmak isteyince Erdal onu bir yere hapsedip ona tecavüz eder. Canan, büyük bir şok yaşar. Bu olay üzerine Elif, mafya olduğunu bildiği Süleyman Çakır'ın üzerine gider. Canan, Erdal'ı tutuklatmak için uğraşır ama başarılı olamaz. Erdal'ı bulabilmek için Tuncay Kantarcı ve Abidin ile iş birliği yapar. Daha sonra da Erdal Kömürcü'yü silahla öldürür.

Canan, zor zamanlarda Elif'in hep yanında olmuştur, Elif'in en yakın arkadaşıdır. Ayrıca çok iyi fal bakar. Dizide olacak bazı olaylar Canan'ın kahve falında görülmüştür.

Nizamettin Güvenç'in yanında çalışmak üzere teklif alır. Canan, Erdal olayından dolayı teklifi kabul etmese de Nizamettin o işlerin hallolduğunu söyleyince kabul eder. İlk olarak Hüsrev Bekiroğlu'nun kazasını araştırır. Bunun, kaza değil düzmece bir cinayet olduğunu açığa çıkarır. Nizamettin'in müvekkili Laz Ziya'ya Elif tarafından vesayet davası açılınca Elif'i bu işten vazgeçirmeye çalışır ancak Elif, onu patronuna karşı şahit gösterir. Bunun üzerine Elif'le küserler. Mehmet Karahanlı cinayetiyle de ilgilenir. Bu cinayetin de tutuklanan kişi tarafından yapılmadığını delillerle ortaya koyar.

Hikmet, ondan borç para istediğinde düşünmeden verir. Elif'le Nizamettin'in isteği üzerine barışır. Elif trafik kazası geçirince hastanede onun yanında olur. Aynı zamanda kaçak olan Memati'ye ve diğerlerine yardım eder. Elif'in ölümünden sonra avukatlıktan istifa edip yurt dışına gitmiştir.

Safiye Karahanlı

Kurtlar Vadisi'nde Begüm Kütük, Kurtlar Vadisi Pusu'da Gaye Gürsel tarafından canlandırılmış karakter. ()

()[10]Polat Alemdar'ın kız kardeşi ve Mehmet Karahanlı'nın kızıdır. Eğitim hayatını yurt dışında geçirdiğinden Türkiye'ye geldiğinde dilinde bazı sıkıntılar yaşamıştır. Kanada'da Sophie Legrand adını kullanmıştır. Fotoğraf çekmeyi çok sevmektedir. Bu tutkusu sebebiyle hapse bile düşmüştür. Mehmet Karahanlı Safiye'nin yeniden yurt dışına gitmesini istese de Safiye kalmaya karar vermiştir. Annesi Nergiz Karahanlı'nın babasının evinde kaldığını öğrenmiş ve onu ayağa kaldırmak için çok yardımcı olmuştur. Babası yaşarken Polat Alemdar'ın abisi olduğunu bilmemekteydi. Karahanlı'nın Tapınakçılar tarafından ölümü sonrası Tapınakçılara hizmet eden Nizamettin Güvenç'in başta Safiye'nin annesi Nergiz Karahanlı ve babasının sağ kolu Kılıç başta olmak üzere pek çok konsey üyesini öldürtmesi sonrası Safiye'nin kafası karışmıştır. Safiye internetten kendisine Nizamettin'in kurduğu tuzağa düşmüş ve tanımadığı kişilerle (Nizamettin'in adamları) sanal ortamdan yaptığı görüşmeler sonrasında Tapınakçıların eline düşmüştür. (Polat'a tuzak kurmak için bir süre tutsak edilip serbest bırakılmıştır.) Polat kardeşi olduğunu öğrendiği Safiye'yi kurtarmak için harekete geçmiş o da Tapınakçıların tuzağına düşüp ellerine geçmişti. Nizamettin, işlediği bütün bu cinayetlerini Tapınakçılara biat etmeyen Polat Alemdar'ın üstüne yıkıp, güvenini kazandığı Safiye'ye de ailesini Polat'ın katlettiğini söyleyip ona kendisini koruması için bir silah vermiştir. (Nizamettin, Safiye'ye Polat'ın kendisinin peşinde olduğunu söylemiştir.) Kendisine tuzak kuranın Nizmettin olduğunu öğrenen Polat, kardeşine gerçekleri açıklamak için Karahanlı'nın evine gitmiştir. Safiye kendisine Nizamettin'in verdiği silahı kullanarak Polat'ı kolundan yaralamıştır. Orada Polat, Safiye'ye tüm gerçekleri açıklamış abisi Efe Karahanlı'nın kendisi olduğunu söylemiştir. Böylece Safiye gerçekleri öğrenmiş ve Polat'ın yanında yer almıştır. Sonrasında eğitimini tamamlamak üzere Kanada'ya gider.

Kurtlar Vadisi Pusu dizisinde yeniden ortaya çıkar. Kimsesiz çocuklar adına bir vakıf kurmuştur. Bu vakfın toplantılarından birinde abisinin ekibinden Cahit Kaya ile tanışmıştır. Aralarında Polat Alemdar'dan gizli bir aşk başlamıştır. Safiye, Margaret Teodara ile yakın arkadaştır. Mehmet Karahanlı'nın kızı olduğu için cemiyet hayatında itibar görmektedir. İtibar gördüğü kişiler arasında Büyük Üstad, Vahap Kuzuzade ve Mete Aymar gibi isimler de vardır. Üstad, Safiye'nin yanına Kanada'daki fakülteden hocası Tapınakçıların sır üstadı Profesör Martin'i yerleştirmiştir. Bu sürede Cahit de Tapınakçıların içine sızmıştır. Safiye, Cahit'e Tapınakçıları deşifre etmesi konusunda destek vermiştir. Abisinin yaşadığını öğrendikten sonra Martin ile yeniden ülkesine dönmüş, Ömer Baba'nın evine yerleşmiştir. Yeğeni Elif'le arası çok iyiydi. Profesör Martin'e kendisine seçilmiş çocuk olarak belirtilen Elif'i kaçırma görevi verilmişti. Martin bu emri yerine getirmek için Safiye'yi kullanmaktadır.

Eski arkadaşı Margaret da Raskoln ile işbirliği yaparak kızı olarak gördüğü Elif'i ele geçirmek istemiş, Safiye de bu sırada Elif'in yanında olduğu için Elif'le birlikte kaçırılmıştır. Safiyelerin kaçırıldığını gören Cahit de oraya gelmiş o da Raskoln'ün adamlarıyla çıkan çatışmada yaralanmıştır. Safiye, KGT tarafından kurtarılmıştır. Cahit'le olan ilişkilerini öğrenen Polat ilk etapta buna karşı çıkmış, sonrasında hak vermiştir. Safiye bir süre insani yardım için gönüllü olarak Gazze'de bulunmuştur. Bu süre içinde orada karşılaştığı Prens Henry ile yakınlaşmıştır. Cahit bunu öğrenince Prens Henry'i dövmüş ve Safiye'ye aşkını ilan etmiştir. Polat'a gözdağı vermek isteyen Brandon, Cahit ve Safiye'yi kaçırmış Safiye burada kendilerine işkence yapan Brandon'un adamı Juliet'e tokat atmıştır. Uzun süre orada tutulmalarına karşın Siyah Sancak ekibi tarafından kurtarılmışlardır.

Bu arada Elif'i kaçırmak isteyen Profesör Martin, ailenin içine kadar sızmış zaaflarını öğrenmiş ve Elif'e kaçırmasına engel olacak olan Elif'in sevdiği öğretmenini öldürmüş, kalp krizi süsü vermiştir. Diğer hamlesinde ise Polat'ın üvey annesi Nazife Candan'ın kullandığı kalp ilaçlarını öğrenen Martin, bunları değiştirerek Nazife Anne'nin ölümüne sebep olmuştur.

Martin, Polat ve Cahit tarafından deşifre olacağını hissettiği günlerde Safiye'yi yemeğe davet etmiş verdiği haplarla Safiye'yi bayıltmıştır. Türkiye'de Elif'i kaçırmak için yeteri kadar adamı olmadığı için KGB Ajanı Tilki Andrei'den Korgenski ekibinden kendisine koruma istemiş, karşılığında Polat Alemdar'a karşı bir koz olarak kullanması için bayılmış durumda olan Safiye'yi Tilki'ye teslim etmiştir. Tilki Andrei, Polat'ı arayarak kardeşinin elinde olduğunu ve onu 24 saat içinde öldüreceğini söylemiştir. Polat da Cahit'le birlikte Safiye'yi sağ salim kurtarmak için Rusya'ya gitmişler ve Safiye'ye karşı Tilki'nin kardeşi Stefan'ı kaçırmışlardır. Polat ve Tilki anlaşıp, kardeşlerini takas etmişler ve Safiye kurtulmuştur. Ancak Safiye, Tilki'nin elinde kaldığı süre içinde maruz kaldığı kimyasallar sonucu geçici bir süreliğine felç olmuş ve bir süre tekerlekli sandalyeye mahkûm kalmıştır. Cahit kendisini psikiyatriye götürmüş ve Safiye böylece ayağa kalkmıştır. Gölge'nin ortaya çıkması ve Polat'ın sevdiklerini öldürmesi sonrası Cahit, Safiye ve Elif'i bir süre için İsviçre'de bir eve yerleştirmiş ve kapısına da Polat Alemdar'ın çok sayıda korumasını göndermiştir. Bu arada kardeşi Polat tarafından öldürülen Tilki Andrei, bunun intikamı için Safiye'nin peşine düşmüştür. Polat ile Cahit, Elif ve Safiye'yi Tilki'den korumak için onları yeni bir eve yerleştirmişlerdir.

Nergiz Karahanlı

Kurtlar Vadisi dizisinde Güven Hokna tarafından canlandırılmış karakter. ()

()[11]Polat Alemdar'ın yani Efe Yakup Karahanlı'nın ve Safiye Karahanlı'nın öz annesi, Mehmet Karahanlı'nın eşiydi.

Oğlunun çiftlikten kaçırılmasından sonra ciddi bir hastalık geçirmiş ve yatalak olmuş ve konuşamaz hâle gelmiştir. Kızı Safiye Kanada'dan Türkiye'ye dönünce onu iyileştirmiştir. Hep oğlu Efe'yi bir gün göreceğini umut etmiştir. Polat Alemdar'ın Efe Karahanlı olduğunu ellerinden anlamış ve oğluna kavuşmuştur.

Safiye'nin kaçırılması üzerine yeniden kötüleşir. Ona bakmaya gelen ve Nizamettin'in de içinde bulunduğu Tapınakçılar'ın adamı olan doktor birkaç kez iğne vurarak Nergiz Karahanlı'yı öldürür.

Doğu Eşrefoğlu

Kurtlar Vadisi dizisinde Altan Akışık tarafından canlandırılmış karakter. ()

yılında İstanbul'da doğdu. Türk istihbaratının kilometre taşlarından biri olan Doğu Bey Türk derin devletinin önemli kişilerindendir. Görev tanımını bütün Türk devletlerinin bayraklarının olduğu bir odada: Buradaki bütün bayrakların bana ihtiyacı var! diyerek açıklamıştır.

Aslan Akbey ve Mehmet Karahanlı gibi pek çok istihbaratçı yetiştirmiştir. Aslan Akbey ve Mehmet Karahanlı'yı TMT adına Kıbrıs'a operasyona yollamıştır.

Kurtlar Vadisi Operasyonu, onun emriyle Aslan Akbey tarafından başlatılmıştır. Bu operasyonun amacı, devleti sömürenleri sömürenlere ulaşmak, gizli güçleri deşifre etmek ve ortadan kaldırmaktı. Ancak "Amca" kod adı Aslan Akbey, bu operasyonu bir şahısa, Mehmet Karahanlı'ya endekslemiş ve kaybetmiştir.

İlk kez dizinin ikinci sezonunun ilk bölümü olan bölümde görüldü. Genellikle Aslan Akbey ile memleket meselelerini konuşan Doğu Bey, Aslan'ın aynı zamanda akıl hocasıdır. Zaman zaman onu yönlendirir. Aslan, devletin politikalarını eleştirir ve Doğu Bey de bu eleştirileri cevaplardı.

KGT'nin yaptığı uyuşturucu sehemi operasyonunu desteklemiştir. Operasyonun ilk başta başarısız olmuş gibi görünüp sonra ciddi bir başarı elde etmesi istihbarat teşkilatında büyük yankı uyandırır. Aslan'ın çok güç kazandığını düşünenler vardır. Bu yüzden KGT, o aykı NATO toplantısına alınmaz. Aslan Akbey, "Bu erken emeklilik mi?" diye sorunca Doğu Bey "Vatan hizmetinde emeklilik olmaz." diye cevap verir.

Aslan Akbey'in ölümü üzerine suikastını araştırır. Mithat'ın verdiği yanlış raporlara rağmen suikastı Pala ve ekibinin yaptığını tanıklarla ortaya çıkarır. Bu sırada Mithat'ın da dosyayı başkasına yıkmaya çalıştığının da farkına varır. Pala'yı sorgular ama 6 okula bomba koydukları için ortadan kaldırmaz, serbest bırakır.

"Amca"nın yaptıklarını araştırmaya devam eden Doğu Bey, ondan habersiz çeşitli işlere giriştiğini öğrenir. KGT dosyalarını almaya giden Doğu Bey, postanede Polat Alemdar ile karşılaşır. Esat'tan onu araştırmasını ister. Aslan'ın gönderdiği KGT dosyalarını inceleyen Doğu Eşrefoğlu, KGT'nin 1 ve 2 numarasının yaşıyor olabileceğinden şüphelenir. Esat'tan durumu araştırmasını ister. Doğu Bey, yavaş yavaş Aslan'ın neler yaptığını öğrenir. Karahanlı'nın oğlunu çiftlikten kaçırdığını, 4 yaşına kadar yetimhaneye verdiğini, oradan da Sabahat Melikzade Hanım'ın telkinleriyle Candan ailesinin yanına yerleştirdiğini bulur. Aile dostu olarak kütüphaneci kimliğiyle Ali Candan'ın akıl hocası olmuştur. Hariciyeye girip yurt dışındaki eğitim kamplarında yaşadıktan sonra ameliyatla yüzünü değiştirip Duran Emmi'nin yeğeni Polat Alemdar olarak mafyayı bitirmesi için yeraltı dünyasına sokmuştur. Bunları öğrenince Aslan'a çok kızmıştır (Ulan aslan değil çakal bu Esat!).

Polat'tan Çeçenler için yardım ister. Polat, Çeçenlerin banka hesaplarına İplikçi Nedim aracılığıyla Laz Ziya'nın ona verdiği milyon doları aktarır.

Mehmet Karahanlı oğlu kaçırıldığında Doğu Bey'e gizlice bunu devletin yapıp yapmadığını sormuştu. Doğu Bey bilmediği için hayır demiş, Karahanlı'yı avutmuştu. Gerçekleri öğrenen Doğu Eşrefoğlu bunları 30 yıl sonra Karahanlı'ya anlatır ve ondan devletin yanında olursa ona oğlunu bulacağını söyler. Buna çok sinirlenen Baron Mehmet Karahanlı, Doğu Bey'in ölüm emrini verir. Ancak Karahanlı'nın 3 Mart 'te mabette öldürülmesi üzerine işler değişir.

Ali Candan yani Polat Alemdar gerçek kimliğini ona açıklar ve yanından ayrılır. Bunun üzerine Doğu Bey "Kanı Efe, içi Ali, dışı Polat. Birini seç evlat!" demiştir.

Polat'ın mafya hiyerarşisinde yükselmesini destekler. "Sirk senin, cambaz onlar." diyerek Polat'tan son darbeyi vurmasını ister. Doğu Eşrefoğlu, Mehmet Karahanlı öldükten sonra Karahanlı'nın arkasındaki asıl gücün Tapınakçılar olduğunu isimlerini vermeden Gölgeler olarak nitelendirerek Polat'a anlatmıştır.

Laz Ziya, konseyin dosyalarını Doğu'ya getirmiş, Doğu Bey de onları Polat'a teslim etmiştir. Bunun üzerine Laz Ziya ve Yahya Reis hapse girer.

Samuel Vanunu'nun öldürülmesi üzerine Ankara'dan özel ekip çıkarılır. Devlet mafyayı tasfiye etmek için büyük bir operasyon yapar. Doğu Eşrefoğlu, konuyla ilgili yetkililerle görüşmek üzere Ankara'ya gitmek için helikoptere biner. Bindiği helikopterin elektronik sistemi, tapınakçıların adamları tarafından kullanılan bir gemide bulunan bilgisayar ile sabote edilir. Bunun neticesinde pilot, helikopterin hakimiyetini kaybeder ve helikopter denize düşer. Bölümde arama kurtarma çalışmalarında bastonu ve helikopterin pervanesi bulunur.

Pusu'da Adil Eşrefoğlu adında bir küçük kardeşi olduğu ortaya çıkar.

Kurtlar Konseyi

Mehmet Karahanlı

Kurtlar Vadisi dizisinde Zafer Ergin tarafından canlandırılmış karakter. ()

() Kurtlar Konseyi'nin baronudur ve mafyanın en tepesindeki kişidir. Büyük Orta Doğu'nun en büyük baronudur. Yüce Seçilmişler tarafından seçilen, 10 hamle sonrasını görebilen Baron görevine yılında getirildi. Selefi İran yüzünden aforoz edilmişti. Çok zeki ve aristokrat bir karakterdir.

Gençlik yıllarında Doğu Eşrefoğlu tarafından eğitilmiş bir istihbaratçıydı. Devlet için ortağı Aslan Akbey ile Kıbrıs'ta Türk Mukavemet Teşkilatı adına çeşitli görevlerde bulunmuştur. Bu görevlerinin en önemlisi Türk Mukavemet Teşkilatını silahlandırmaktır. Adada portakal tüccarı rolüyle silah dağıtmıştır.

Mehmet Karahanlı'nın tek zaafı, henüz çocukken kaçırılan oğlu Efe Yakup Karahanlı'dır. Hayattaki tek başarısızlığı, oğlunu bulamayışıdır. Doğu Bey tarafından Kıbrıs Harekâtı'ndan sonra aldığı ikinci görevi olan gizli güçleri çökertme görevi sırasında güce olan zaafı nedeniyle saf değiştirmiş ve devlete ihanet etmiştir. Gizemli güçlerin tarafına geçen Karahanlı, çeşitli kademeleri başarıyla geçerek Büyük Orta Doğu'nun Büyük Baronu olmuştur. Oğlu Efe için büyük bir imparatorluk kurmuştur.

Mehmet Karahanlı, Esther Hirch ile evlendirerek yükselttiği Tombalacı Mehmet Çolak'ı konseyine alır. Konsey üyelerinin de yeni üye hakkındaki izlenimleri olumludur. İlk başlarda konseyde uluslarası ilişkiler, siyasi meseleler ve dengeler konuşulurdu. Konseydeki herkes herkesle en az 20 yıllık dostluk içerisindeydi. Ancak daha sonra başka şeyler de konuşulmaya başlandı: Şevko'nun sefirliği, Süleyman Çakır'ın gidişatını konsey ile paylaşır bu ikilinin durumu için karara varırdı.

Tombalacı kafasına göre kararlar alıp Çakır'ın kumarhanesini taratmış ve birçok insanı öldürtmüştür. Bunun üzerine Baron Mehmet Karahanlı, Tombalacı Mehmet'i Konsey'den uzaklaştırmıştır. Baron'un emriyle Kılıç, Tombalacı'yı ülkeyi terk etmesi için bir tekneye bindirmiş ama Tombalacı'nın Ruslarla iş yaptığını öğrenince Kılıç'a, Tombalacı'nın teknesinin yerini Çakır'a bildirmesini emretmiştir. Böylece Çakır, Tombalacı'yı yakalayarak tarattığı kumarhanesinde beyzbol sopasıyla döverek öldürmüştür.

Çevresindeki herkes hakkında bilgi sahibi olan Karahanlı, yalnız Süleyman Çakır'ın yanında Duran Şatıroğlu'nun yeğeni olarak boy gösteren Polat Alemdar hakkında araştırmalarda bulunmasına rağmen somut bilgilere ulaşamaz. Bu sebeple de Süleyman Çakır'ın İstanbul sefirliğine yükselmesine izin vererek Çakır'ın ortağı Polat'ı çözmeye çalışır. Polat'ın arkasındaki esrarengiz gücü çözememesi ve Çakır'ın İstanbul sefiri olduktan sonra uyuşturucuya savaş açarak bütün dikkatleri kendi üzerine çekmesi üzerine Baron, Çakır'dan Laz Ziya'nın damadı olması dolayısıyla pek de haz etmeyen Testere Necmi'ye Çakır'ı öldürme emri verir. Testere de Cerrahpaşalı Halit'le birlikte Çakır'a bir tuzak kurarak onu öldürtür. Polat Alemdar da can dostu Çakır'ın intikamını almak için konseyin atadığı sefirler masası üyelerini başta Halit olmak üzere bir gecede öldürür.

Polat Alemdar'ın yaptıkları kendi emirlerine ve konseydekilerin yaptığı şeylere ters düşünce öldürülme emri çıkması için kalemini kıracağı zaman Laz Ziya buna engel olmak için kızıyla nişanladığını söyler ve Baron, Polat'ın kalemini kırmaktan vazgeçer. Baron'un ilerleyen zamanlarda verdiği kararlar Laz Ziya ve Hüsrev Ağa'nın istekleri dışında gerçekleşir ve Laz Ziya ile Hüsrev Ağa, Baron'a karşı müttefik olur.

Uyuşturucu sehemindeki başarısızlığından dolayı Baron, Hüsrev Ağa ve Laz Ziya'nın gözü önünde en yakın adamlarından Testere Necmi'nin kalemini kırmıştır. Aslında Baron, bu sayede Testere'yi konseyden dışlanmış gibi göstererek onu konseyin düşmanı Rusların içine sokacak ve bu şekilde Rus konseyinin başındaki Alexander Ivanov'u yok edecektir. Baronun emriyle Testere, Ivanov'u tekneye davet edip onu öldürtmek için bir tim hazırlar. Ancak Polat Alemdar, adamlarıyla tekneyi basarak orada bulunanları öldürmüş, Testere'yi de omzundan yaralayıp denize atarak Aslan Akbey'e teslim etmiştir.

Aslan Akbey, kendisine karşı bir suikast yapılacağını öğrendikten sonra Karahanlı'nın karşısına çıkarak ondan kendisi için verilen suikast emrini geri aldırması karşlığında elindeki hazineyi ona teslim edeceğini söyler. Görüşmede bulunan Kılıç basit düşünerek Aslan Akbey'in sözünü ettiği hazinenin Testere Necmi olduğunu düşündüğünü Barona söyler. Bunun üzerine Baron, Polat'ı uzun süredir haber alamadığı Testere hakkında sorgulamak için çağırır. Tam kalemini kıracakken Polat, afyonu patladığı için üç kez üst üste hapşırır. Bu, sadece Karahanlı ailesine özgü bir durumdur. Bunu gören Karahanlı, kalemi kırmaktan vazgeçer ve Polat'ın kendisine çalışmasını ister.

Testere'den sonra Baron Karahanlı, konseye 2 yeni üye getirmiştir: Bunlar Tuncay Kantarcı ve Nedim Malik'tir. Hüsrev Ağa'nın Barona baş kaldırıp hakaret etmesi ve Ruslarla ittifak yapmasından dolayı Kılıç, Hüsrev Ağa'yı öldürür. Hüsrev Ağa yerine konseyin uyuşturucu işlerinin başına Polat Alemdar tarafından cezaevinden kaçırılan Halo lakaplı Halil İbrahim Kapar getirilir.

Irak Savaşı'nda Amerika'ya destek olması için 1 Mart tezkeresi'ni meclisten geçiremediği ve Yüce Seçilmişler'e inanmadığı gerekçesiyle 3 Mart 'te Sultanahmet'teki Mabet'te arkasından kılıç saplanmak suretiyle öldürülmüştür. Karahanlı'nın ölümü, Üzeyir Garih cinayetine fazlasıyla benzemektedir. Üzeyir Garih de bıçaklanarak öldürüldü ve hüküm giymiş katili, yıllar sonra cinayeti işlemediğini, tıpkı Karahanlı'nın cinayetinden hüküm giyen kişi gibi sadece cinayetin nasıl işlendiğini bildiğini söyledi. Onun ölümü dünyada yeni bir sayfa açmıştır.

Mehmet Karahanlı, öldürülmeden biraz önce kafasındaki oturmamış parçaları birleştirerek Polat'ın kendisinin yıllar önce kaçırılan oğlu Efe Yakup Karahanlı olduğu sonucuna varır.

Kılıç

Kurtlar Vadisi dizisinde Attila Olgaç tarafından canlandırılmış karakter. ()

Kılıç, konsey içerisindeki hiyerarşisi nedeniyle Testere Necmi'nin himayesinde olmalarına rağmen Şevko ve Süleyman Çakır ile bire bir görüşmeler yapmış, ikili arasındaki husumetleri sonlandırıp ödül ve cezaları bizzat bildirmiştir. Karahanlı'dan sonraki en etkili isim olduğu için hem mafya hem de konsey içerisinde sözüne itibar edilen, korkulan ve saygı duyulan birisi olmuştur.

Gerçek adının Ali olduğu, Nergiz Karahanlı'nın gördüğü rüyada anlaşılmıştır.[12] Soyadı ise Mehmet Karahanlı'nın vasiyeti okunurken Yağızgil olduğu belirlendi. Genellikle "Kılıç" olarak bilinir. Kurtlar Konseyi'nin üyelerinden birisidir. Baron Mehmet Karahanlı'nın sağ koludur. Bir ara Karahanlı, Kılıç'a Beni senden iyi kim tanıyor Kılıç? diye sorar. Kılıç gülümseyerek Annem. diye cevap verir. Bunun üzerine Karahanlı da gülümser ve Allah için annenden korkarım. der. Bu diyalogdan hareketle Karahanlı'nın Kılıç'ın ailesinin yanına evlatlık verilmiş olabileceği ve bu yakın dostluğun (Ben senin kardeşin değil miyim Mehmet?) böyle başladığı düşünülebilir. Ancak dizide bu konuda somut bir şey söylenmemiştir.

Baronun, ailesinin ve konseyin güvenliğini sağlamaktadır. Fevri kişiliği ile öne çıkmaktadır. Karakteristik özelliği ise elindeki çakısı ve yüzündeki yara izidir. Sonraları bu çakının kripteksin anahtarı olduğu ve yara izinin ise Polat Alemdar'ı çocukken kaçıran Aslan Akbey isimli istihbaratçı tarafından yapıldığı anlaşılmıştır. Kılıç, Polat'ın Efe olup olmadığını Nergis Karahanlı'ya ve Nizamettin Güvenç'e sormuş, Nergis Karahanlı, Polat'ın oğlu olup olmadığından emin olmadığı için cevapsız kalmış, fakat Nizamettin Güvenç kendi çıkarları açısından Kılıç'ı yanına çekmek için Polat Alemdar'ın Mehmet Karahanlı'nın oğlu olduğu gerçeğini ondan saklamışsa da Polat'ın Safiye'yi Nizamettin'in elinden kurtarması üzerine, onun Safiye'nin kardeşi, dolayısıyla da Karahanlı'nın oğlu olduğunu anlamış ve Nizamettin'e ona neden yalan söylediğini sormuştur. Nizamettin "Sen bana duymak istediğini sordun, ben de sana duymak istediğini söyledim." diye cevap vermiştir. Mehmet Karahanlı, Polat'tan Rus İbrahim'i öldürmesini istemiş, Kılıç Ruslar konusunda Polat'ı bilgilendirerek Ahıskalı'nın ölümü sonrası karşısına çıkacak olan Tilki Andrei'yi tanıtmışır. Karahanlı ile arabadayken Yakup Efe Karahanlı'nın evlatlık verildiği ailede Kılıç çocuğun adının ne olduğunu sorar. Karahanlı "Senin ismini vermişler: Ali." der. Karahanlı'nın ölümü sonrası Polat Alemdar'ın baronluğunu desteklemiştir. Safiye Karahanlı'nın kaçırılması sonrası Tilki Andrei'den şüphelenip peşine düşmüş, ancak Tilki'nin tuzağına düşmüş, polis olay yerine gelmiş, Kılıç'ın adamlarını yakalamış ancak Kılıç kaçmıştır. Uzun süre Tutukevi'nde kalan kılıç kripteksi çözünce bir dağ evine gider ve Nizamettin'e haber verir. Nizamettin oraya geldiğinde, kripteksin anahtarının elindeki çakı olduğunu Nizamettin'le paylaşmış ve bu gerçeği öğrenen Nizamettin çakıya bakmak maksadıyla Kılıç'tan aldığı çakıyı Kılıç'a saplayarak onu öldürmüştür.

Laz Ziya

Kurtlar Vadisi dizisinde İstemi Betil tarafından canlandırılmış Dündar Kılıç'tan esinlenen karakter. ()

doğumlu ve Sürmene, Trabzonludur. Kurtlar Konseyinde soğuk tavırlı bir karakter olan Ziya Yılmaz, Süleyman Çakır'ın kayınpederidir. Konseyde Mehmet Karahanlı'dan sonra en potansiyel liderdir. Ticaret gemileri vardır: Armatördür. Konseyde en sevdiği kişi Hüsrev Ağa'dır. Adından anlaşılacağı gibi Laz'dır ve koyu bir Karadenizlidir. Oy Asiye türküsünü çok sevdiğinden dizide sürekli bu türküyü dinlemektedir. Testere Necmi ile büyük bir husumeti vardır.

Polat Alemdar'la tanışmış ve damadı gibi sevmiştir. Silah kaçakçılığı yapan Ziya Yılmaz konseyin güç kaybettiği dönemlerde işlediği bütün suçları ve çalıştığı bütün yasa dışı örgüt ve kişilerin bulunduğu dosyayı devlete güvendiği için Doğu Eşrefoğlu'na teslim etmiştir. Doğu, bu dosyaları Polat'a vermiş, Polat da diğer dosyaları ayırıp Laz Ziya'nın dosyasını Doğu Bey'e geri vermiştir. Doğu Bey de Laz Ziya'nın dosyalarını emniyete verir. Bunun üzerine Laz Ziya ve sağ kolu Yahya Reis tutuklanır ve cezaevine gönderilir. Hapisteyken ara sıra Tuncay ile konuşur, ona hapisten çıkmak için akıl verir. Nesrin aracılığıyla adamlarına haber göndererek Nizamettin'i öldürtmek istemesi üzerine Nizamettin Güvenç tarafından hapiste şişlenmiştir. Laz Ziya yere düşmeden Abidin şişleyen adamı şişlemiştir. Tuncay'ın kollarına yığılan Laz Ziya, birkaç saniye sonra ölür. Laz Ziya öldükten sonra Kurtlar Konseyi bütün gücünü yitirmiş ve yıkılmıştır.

Hüsrev Ağa

Kurtlar Vadisi dizisinde Baykal Saran tarafından canlandırılmış karakter. ()

Diyarbakırlı olan ve Hüsrev Ağa olarak da bilinen Hüsrev Bekiroğlu, Laz Ziya ile beraber Kurtlar Konseyinin gelenekçi kanadını oluşturur. Babası kaçakçılık yaparken mayına basıp ölmüştür. Tombalacı ve Testere Necmi'yle araları soğuktur. En iyi dostu kendisi gibi gelenekçi olan Laz Ziya'dır. Konseyin en büyük gelir kaynağı olan uyuşturucu ticaretini yürütmektedir.[13] Hüsrev Ağa, eroini demode gören ve ekstazi işine geçmesini isteyen konseyin baronu Mehmet Karahanlı ve konseyin ilerici kanadı ile sürekli çekişme halinde kalmış, bunun sonucunda Testere Necmi profesörlerini öldürmüştür. Laz Ziya'yla beraber Testere Necmi'nin kaleminin kırılmasını istemiştir. Abuzer Kömürcü öldükten sonra oğlu Erdal, Hüsrev Ağa'nın kızı Nazlı'yı bayıltmış ve tecavüz etmiştir. Hüsrev Ağa'nın sağ kolu Şehmus onları basar ve Erdal'ın peşine düşerler ve bu olayı bilen herkesin kellesini ister. Kızı Nazlı kendi isteğiyle ve babasının izniyle verilen uyuşturucu nedeniyle öldükten sonra Pala ve ekibini çiftliğine yerleştirir. Pala'yla arası bozulduktan sonra Pala Şehmus'u öldürür. Hüsrev Ağa, Laz ziyayla konuşurken Rus konseyine girmek istediğini söyler. Laz Ziya vazgeçirmeye çalışsa da Hüsrev Ağa "Kurda akıl güneş doğana kadar lazım." diyerek Rus konseyi kararını kesinleştirir.

Laz Ziya'yla hapse girmiştir. Kurtlar Konseyinden ayrılıp Rus Konseyine yakınlaşmak istemişse de bu kararı nedeniyle Karahanlı'yla görüşme sırasında Karahanlı'nın sağ kolu Kılıç tarafından arkasından kılıç saplanarak öldürülmüştür.

Testere Necmi

Kurtlar Vadisi dizisinde Tarık Ünlüoğlu tarafından canlandırılmış karakter. ()

Kurtlar Konseyi içinde Kılıç'la beraber Baron Mehmet Karahanlı'nın en yakınındaki iki kişiden biri olmuştur. Kurtlar Konseyi'nin infaz kanadının lideridir. Mehmet Karahanlı'nın sol koludur. Çocukluk yıllarında, ustasıyla annesini yatakta yakalayıp ikisini de testereyle öldürdüğünden dolayı Testere namını almıştır.

Süleyman Çakır kendisini Polat Alemdar'a tanıtırken şu sözü söylemiştir: Yeraltı dünyasında Kılıç dışında kimseyi tanımaz, gözü dönerse baronu bile öldürür. Kurtlar Konseyi adına daha çok Şevki Gökdeniz, Cerrahpaşalı Halit ve Süleyman Çakır gibi alt birimlerle ilgilendi. Sefirlik Masası Testere Necmi'nin emrindeydi. Süleyman Çakır'ı Cerrahpaşalı Halit'e öldürtmüş ve hiyerarşi içinde yükselişini engellemeye çalıştığı Polat Alemdar'ı yok etmek için farklı taktikler uygulamışsa da başarılı olamamıştır.

Laz Ziya'nın kızlarından Meral'le duygusal ilişkiye girmiştir. Uyuşturucu sehemindeki başarısızlığından dolayı Mehmet Karahanlı tarafından kalemi kırıldıktan sonra her yerde aranmaya başlamıştır. En sonunda Polat Alemdar tarafından yakalanarak KGT'nin patronu Aslan Akbey'e teslim edilmiştir. Sorgusundan önce Aslan Akbey ölünce bulunduğu evdeki bomba patlamış, Testere Necmi ölmüştür. O öldükten sonra Kurtlar Konseyi gittikçe zayıflamaya başlamıştır.

Samuel Vanunu

Kurtlar Vadisi dizisinde Nişan Şirinyan tarafından canlandırılmış karakter. ()

()[14]Musevi kökenlidir. Konsey'in dış ilişkilerinden sorumlu üyesidir. Konseyin dış politikasına yön vermektedir. Baron, dış ilişkiler ve ortaklıklarla ilgili her konuda ona danışır. Samuel'in en önemli istihbarat kaynağı Mithat'tır. Kirve ile iş birliği içerisindedir. MOSSAD ve CIA ile bağlantısı vardır. Tapınakçılarla da iletişim halinde olan Vanunu, Karahanlı'nın ölümünden sonra yeni baron olmak için çabalasa da başarılı olamamıştır. Rus Ajanı Tilki Andrei'nin Polat Alemdar'dan adamlarına karşılık Samuel'i öldürmesini istediği günlerde tapınakçılar tarafından esrarengiz bir şekilde seyir hâlindeyken arabasının altına yerleştirilen bomba infilak ettirilmiş ve öldürülmüştür.

Nizamettin Güvenç

Kurtlar Vadisi dizisinde Adnan Biricik tarafından canlandırılmış karakter. ()

Dizinin ilk sezonlarında arka planda kalan bir karakter olan gösterilen Nizamettin, Mehmet Karahanlı'nın avukatı olarak Kurtlar Konseyi'nin hukuki meseleleriyle ve konseyin devlet bürokrasisi ile olan ilişkileriyle ilgilenmiştir. Avukatlık bürosu vardır ve devletteki nüfuz alanı geniştir. Üniversitelerde dersler vermektedir. Konsey içinde çıkan gerginliklerden ve çekişmelerden mümkün olduğunca uzak durup soğukkanlı bir tutum izlemiştir.

Çakır'ın kumarhane davasıyla birlikte ön plana çıkmaya başlamıştır. Konsey içinde başlayan Baronluk mücadelesinde dahi soğukkanlı tutumunu devam ettirmiştir. Polat Alemdar'ın baronluğa yükselmesinden sonra, Mehmet Karahanlı'nın da içinde bulunduğu gizli örgüt tarafından Polat Alemdar'ı yok etmek için görevlendirilmiştir. Beyaz kuşaklı 7 üyeden Büyükada'da olandan talimatları almıştır.

Özellikle son sezonda Samuel Vanunu, İplikçi Nedim Malik, Laz Ziya, Kılıç ve Elif Eylül ve gibi önemli kişileri öldürmüş ya da öldürtmüştür. Polat Alemdar'ı yok etmesi için kendisine verilen gücü sonuna kadar kullanmasına rağmen başarısız olmuştur. En sonunda Polat Alemdar tarafından yakalanır ve sorguya çekilir. Sorguda dövülen Nizamettin Güvenç, Polat Alemdar tarafından asılarak öldürülür. Üzerine "vatan haini" yazan bir kâğıt konularak cesedi Sultanahmet Meydanı'ndaki Dikilitaş'ta sallandırılır.

Dizinin diğer karakterlerine göre daha sinsi, karanlık ve esrarengiz bir karakter olan Nizamettin Güvenç'in, hem üyesi olduğu gizli örgütle olan ilişkisi, hem de masonik bağlantıları sık sık vurgulanmıştır.

Tombalacı Mehmet

Kurtlar Vadisi dizisinde Haldun Boysan tarafından canlandırılmış karakter. ()

Tam adı Mehmet Çolak'tır. Âlemde "kumarhaneler kralı" olarak bilinmektedir. Küçük yaşlardan itibaren suç dünyasının içinde yer almıştır. Adını lunaparklarda küçük çaplı kumar oynatarak duyurmuştur. Ayrıca lakabını da bu yaşlardayken almıştır. İlk kez cezaevine zamanın ünlü kumarcılarından Ahmet Tozar'ı öldürerek girmiştir. Kurtlar Konseyi'ne kumarhane sorumlusu olarak girmiştir. Süleyman Çakır ve Şevko gibi kişiler Tombalacı'nın hiyerarşisindedir. Çakır-Şevko savaşında Şevko'ya destek vermiş, bu sebeple Laz Ziya ile ters düşmüştür. Şevko'nun Tombalacı'yla girdiği sehem işini ve bazı şeyleri devlete ihbar edeceğini duyması üzerine Şevko'yu öldürmek için kaldığı hastaneye bir tim göndermiş ancak Aslan Akbey, timden önce davranarak Şevko'yu önce konuşturup sonra öldürmüş, Şevko'dan Tombalacı Mehmet ile uçaksavar işi yaptığını öğrenmiştir.

Konseyde Hüsrev Ağa ve Laz Ziya ile soğuk savaş içindedir. Laz Ziya'ya mesaj göndermek için Ziya'nın damadı Süleyman Çakır'ın kumarhanesine gidip Çakır'dan kumarhaneyi kendisine devretmesini istemiş, Çakır'ın bunu kabul etmeyip kendisine racon kesmesi sonrası kumarhaneyi adamlarına taratmış, Çakır'ın kız kardeşi Derya dahil olmak üzere 32 kişinin ölümüne sebep olmuştur.[15] Bu olay üzere Baron, Tombalacı Mehmet'i konseyden uzaklaştırmıştır. Üstelik Süleyman Çakır yasa dışı kumarhane işletmek suçundan tutuklanmış ve hapse düşmüştür. Tombalacı, Çakır'ı hapishanede öldürtmek için Ferman'ı göndermiş ancak Çakır, Ferman'ı öldürmüş ve kafasını kesip Tombalacı'ya yollamıştır. Bu sırada Çakır'ın hapiste olmasıyla işlerini geçici bir süre devralan Polat Alemdar Tombalacı Mehmet'in en iyi adamının da içinde olduğu istihbaratçı ve bazı mafya üyelerini kaza süsü vererek öldürmüş olay sonrası polis eski mafya-devlet ilişkilerini çözmüş ve 2. Susurluk Skandalı yaşanmıştır. Haberlerin Aslan Akbey'in emriyle kamuoyu ile paylaşılması sonrası Tombalacı Mehmet bundan çok büyük yara almıştır.

Süleyman Çakır da bu süre zarfında hapisten çıkmış ve kardeşinin intikamını almak için Tombalacı'nın peşine düşmüştür. Polat, Çakır, Seyfo Dayı ve Memati bir gece Tombalacı'nın evine baskın yapmış ve Tombalacı'nın tuzağına düşüp bomba dolu bir düzenekle karşı karşıya kalmışlardır. Tuzaktan Polat Alemdar sayesinde kurtulmuşlardır. Ruslarla iş birliği yaptığı ortaya çıkınca gözden çıkarılır. Karahanlı'nın Tombalacı'nın ipini kesin olarak çekmesi sonrası Çakır ile Polat, Tombalacı'yı yatında yakalamıştır. Tombalacı Mehmet önce Süleyman Çakır tarafından öldüresiye dövülmüş, sonrasında Polat Alemdar tarafından vurularak öldürülmüştür.

İplikçi Nedim

Kurtlar Vadisi dizisinde İsmail İncekara tarafından canlandırılmış karakter. ()

Musevidir. Tam adı Nedim Malik'tir. Görünürdeki işi tekstil, özellikle de iplik satışıdır, bu yüzden İplikçi Nedim olarak bilinir. Ancak asıl işi tefeciliktir. Süleyman Çakır onun için "İstanbul'un en büyük tefecisidir." demiştir. Konseyin kasasıdır. Konseyin bütün üyelerinin paralarını işletir. Aksanlı konuşması ve beklenmedik anlarda yaptığı esprileriyle ("O günler geçti caniiim. Put-in Çeçen out. Değil? Sen şu Nedim kuluna, Şubat bitmeden Şabat'ı gösterdin kuzuuum!") ortamı ısıtır. Favori içeceği ıhlamurdur. Ayrıca dizide, özellikle de Musevi karakterlerle (Samuel Vanunu, Esther Hirch) bir araya geldiği sahnelerde adı zaman zaman Niso diye de geçer.

Bazen canı ile paracıkları arasında tercih yapmak durumunda kalır. Karahanlı, İplikçi'nin para sevdası hakkında şöyle demiştir: "Onun cebine inmeyen her şey, yüreğine iniyor."

Nizamettin Güvenç tarafından yaptırılan silahlı saldırı sonucunda öldürülmüştür.

Türk Yahudisi iş insanı Nesim Malki ile benzerlik göstermektedir.[16]

Tuncay Kantarcı

Kurtlar Vadisi ve Kurtlar Vadisi Pusu dizilerinde Osman Wöber tarafından canlandırılmış karakter. ()

Mehmet Karahanlı tarafından yetiştirilmiştir. Lakabı "Deve"dir. Dış ticaret ve gümrük işlerinde görev yapmış üst düzey bir bürokrattır. Karahanlı'nın desteğiyle Türkiye'deki bütün gümrükleri yönetir hâle gelmiştir. Erdal Kömürcü, Tuncay'ın yanında çalışmıştır. Abidin Seferoğlu en yakın adamıdır. Konseye girecek kadar yeraltı dünyasında yükselmiştir. Oldukça hassastır. Titizlik ve simetri hastalığı had safhaya ulaşmıştır. Yanında karınca duası taşır. Mafyaya yapılan operasyon sonucu Abidin ile birlikte hapse girer. Hapiste Abidin, kaçmanın tek yolunun akıl hastanesine yatmak olduğunu söyler. Laz Ziya'nın şişlenerek ölümüne şahit olunca deli taklidi yaparak akıl hastanesinde tedavi görür.

Pusu'da akıl hastanesinden çıkar. Hastanede tanıştığı Hüsnü Yalınkılıç'tan onunla birlikte gelmesini ister. Hüsnü de kabul eder ve Tuncay Kantarcı'nın yeni sağkolu olur. Polat, yeni misyonunda ondan faydalanmak istemiştir. Akıl hastanesinden çıkınca ilk olarak Polat'ı ziyarete gider. Polat, ona bazı faili meçhul cinayetleri sorar. O zamanlar devlet görevlisi olan Tuncay da Polat'ın sorularını cevaplar. Özellikle Çağrı Toros ile ilgili verdiği bilgiler Polat'ın dikkatini çeker. Toros ailesine yardım etmeye karar veren Polat, Torosların hastanesine ortak olur. Tuncay Kantarcı'yı da hastane müdürü yapar. Daha sonraları Tuncay, Polat'a yakın olduğu için İskender Büyük tarafından kaçırılıp işkence edilir. Polat tarafından kurtarılır. Hastane müdürü olduğu süre içerisinde doktorlardan Asu Miray Sonkan'a âşık olur. Ancak Asu, İhtiyarlar adına bir görevde yakalanır ve sorgulanmamak için zehir içerek kendini öldürür. Tuncay, bu duruma çok üzülür.

Tuncay, zaman geçtikçe büyük nüfuz ve güç kaybetmiştir. İlk başlarda Türkiye'deki bütün gümrükleri yönetir, mafya babası Süleyman Çakır'a abilik yaparken son kertede sıradan bir hastane müdürü olmuştur. Karakterlerin Tuncay'a davranışı da bu yönde değişmiştir.

Son olarak Pusu'nun bölümünde görülür. Polat, annesinin ameliyat olmaya karar verdiğini söyler. Tuncay da en iyi cerrahların görevlendirileceğini söyler[17] ve bölüme kadar karakteri oynayan oyuncunun (Osman Wöber) adı dizinin jeneriğinde gözükse de bir daha diziye dönmez.

Halil İbrahim Kapar

Kurtlar Vadisi, Kurtlar Vadisi Terör, Kurtlar Vadisi Pusu dizilerinde Sönmez Atasoy tarafından canlandırılmış karakter. ()

()[18]Halo Dayı olarak bilinir. Uyuşturucu kaçakçılığıyla uğraşırken çok büyük bir sevkiyatın son tırı kardeşi İsmail tarafından ihbar edilerek müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. 7 yıl 3 ay 18 gün hapis yatmıştır. Hüsrev Ağa'nın Mehmet Karahanlı tarafından öldürtülmesinin ardından Kurtlar Konseyinde Hüsrev Ağa'nın boşluğunu doldurmak için yine Karahanlı'nın direktifiyle Polat Alemdar tarafından hapishaneden helikopterle kaçırılmıştır. Kendisini ihbar etmiş olan kardeşini kaçtığı gece öldürmüştür. Sonrasında Konsey üyesi olmuştur. Yıllarca uyuşturucu ve kaçakçılık işlerinin tam ortasında yer almıştır. Bu konulardaki bağlantıları, yöntemleri, araçları gayet iyi bilmektedir. Polat Alemdar’a can borcu olduğuna inanan Halo, tecrübesi ve bilgisini onun hizmetine sunar. Polat Alemdar'ın emriyle toz işini bırakıp mazot işine girmek için çalışmalar yapar. Konsey içindeki çekişmelerde minnet borcu duyduğu Polat Alemdar'a sonuna kadar sadık kalmıştır. Ekibin sözü dinlenen, sevecen, akıllı “Dayı”sıdır.

Pusu'da mafya bitince Polat'ın yanında kalmaya devam etmiş, onun yanında olmuştur. Yalçın Bulut tarafından vurulmuş, tedavi görmüştür. Daha sonra yakalanıp hapse girmiştir. Tedavi sürecinde tanıştığı Elvan Sürel ile evlenmiştir. Ciğer kanseri olur. Hastalık 4. aşamasındadır. 1 yıldan az ömrü kaldığını öğrenir. Bunun üzerine tahliye edilir. Elvan'dan çocuğu olacağını öğrenir. Çocuğu yetim kalmasın diye aldırmak ister ama Polat'ın ricasıyla vazgeçer ve tedavi olmaya karar verir.

Hapisten çıkınca Cavit Akarsu ile muhabbet eder. Daha sonra Muro; Halo'nun akrabalarından, Cavit'in emriyle haraç keser. Halo evde yokken Cavit Akarsu'nun emriyle Elvan, Ferman Sarıbaş tarafından öldürülür. Ancak olay, Muro'nun üzerine kalır. Bunun üzerine Muro'nun peşine düşen Halo, Muro'yu öldürmek üzereyken Polat gelir ve kurulan tezgâhı anlatır. Cavit'i ele geçirmek için Polat Alemdar'ı göstermelik olarak vurur. Cavit Akarsu'yu kafasını baltayla keserek öldürür. Daha sonra tedavi için hastaneye giden Halo, yanında 3 korumayla herkesten habersiz evine gider. Bunu öğrenen Cavit'in küçük kardeşi Cevat; Halo'nun evini basar, korumaları öldürür. Halo'nun kafasını baltayla keserek Halo'yu öldürür. Kafasını, Polat'ın artık eşi Ebru ile birlikte yaşadığı evi olan Karahanlı'nın evine yollar.

Hapishaneden kaçırılma şekli faaliyetleri ve isim benzerliğiyle uyuşturucu kaçakçısı Halil Havar'ı temsil etmektedir.[kaynak belirtilmeli]

Yardımcı karakterler

Nazife Candan

Kurtlar Vadisi'nin bölümlerinde İnci Melis Pars tarafından, sonraki bölümlerinde ve Kurtlar Vadisi Terör, Kurtlar Vadisi Pusu dizilerinde Serpil Tamur tarafından canlandırılmış karakter. () () [19]

Polat Alemdar'ın öz annesi olmamasına rağmen onu kendi çocuğu gibi sever. İsmini Ali Candan koyduğu oğlunu ölü bilip 3 yıl sonra izine ulaşmıştır. Oğlunu 3 yıl boyunca hep görmüştür. Ama adını Polat Alemdar olarak değiştirip, yüzünü de değiştirince onu tanıyamamıştır. Yaşadığı olaylardan sonra çok etkilendiği için çok hassaslaşmıştır. Eşi Ömer Candan yani Ömer Baba'dır. Polat Alemdar'ın büyük düşmanlarından Ersoy Ulubey tarafından beline sıkılan kurşunla sakat kalmıştır. Ama sonra iyileşmiştir. Bölümde Martin tarafından öldürülmüştür.

Ömer Candan

Kurtlar Vadisi, Kurtlar Vadisi Terör ve Kurtlar Vadisi Pusu dizilerinde Emin Olcay tarafından canlandırılan karakter. ()

Dingin, müşfik ve bilge bir insan olduğundan onu tanıyanlar kendisine Ömer Baba diye hitap eder. Yaşadığı her türlü olumsuzluğu hoşgörü ve teslimiyetle kabul etmeyi ilke edinmiştir. İnsanları iyiye, güzele, doğruya davet eder. Ney üflemeyi ve ebru sanatı ile ilgilenmeyi sever. Polat, keskin kararlar almanın arifesinde Ömer Baba’nın görüşlerine başvurur. Çünkü o; Polat ve adamlarının gönül zenginliğidir. Ömer Baba'nın bu özellikleri tasavvuf ile ilgilenmesinden kaynaklanmaktadır.

Hac ziyaretinde ŞEDİD Komutanı Sagir Hokka tarafından kaldığı otelden kaçırılmış ve Müslümanları ŞEDİD'e toplamak için Arapça çağrı yapmaya zorunlu tutulmuştur. Sonrasında Polat Alemdar tarafından kurtarılmıştır. bölümde secdedeyken hastalığından dolayı ölmüştür. Ölümünden sonra Ocaklar'ın sır katipliğini yaptığı ortaya çıkmıştır.

Deli Hikmet

Kurtlar Vadisi, Kurtlar Vadisi Terör ve Kurtlar Vadisi Pusu dizilerinde Erdem Ergüney tarafından canlandırılmış karakter. ()

()[20] Ali Candan'ın çocukluk arkadaşıdır. Doğruculuğu, açık sözlülüğü, mantığa uymayan şeylere aniden karşı çıkışlarıyla Deli Hikmet namını hak etmiştir. Televizyon tamircisidir, ancak asıl ilgilendiği konu politika ve siyasettir.

Ülke ve dünya gündemini yakından takip eder. Yaşanan her şeyin büyük bir planın parçası olduğuna inandığı için çok şüphecidir. Olayların perde arkasına dair yorumlar yapmadan duramaz. En dayanamadığı şey, insanların tepkisizliği, duyarsızlığıdır. Derin devlet ve ya devlet meseleleri ile ilgili söylediklerinden dolayı bazen çevresi tarafından alaya alınır ve ismi zaman zaman Derin Hikmet olarak teleffuz edilir.

İskender Büyük'ün evini yaktığı saldırıda eşi Gönül'ün yüzü yanar. Gönül hastanede hayatını kaybeder. Zaza, Polat ile hasım olunca Zaza'nın adamları Hikmet'in alnına Zaza'nın kullandığı bir sembol olan Z harfi çizmiştir. Bölümde örgüt tarafından vurularak ağır yaralanmıştır. Hastanede ameliyat olurken Polat Alemdar alnındaki Z harfini de sildirterek ona sürpriz yapar fakat sonra fenalaşıp hayatını kaybeder. Mezar taşında tam adının Hikmet Altın olduğu görülür.

Eren Eylül

Kurtlar Vadisi, Kurtlar Vadisi Terör ve Kurtlar Vadisi Pusu dizilerinde Kerem Fırtına tarafından canlandırılan karakter. ()

()[21]Polat Alemdar'ın sevgilisi olan Elif Eylül'ün kardeşidir. Sessiz kendi halinde yaşamaktadır. Ablasının arkadaşı Canan'ın saplantılı sevgilisi Erdal, Eren Eylül'e yanaşıp onu kandırarak büyük bir yolsuzluk skandalıyla sonuçlanacak bir ithalat işine ortak etmiştir. Canan, Erdal'dan kurtulmak için Eren'le sevgili gibi görünmüş bunu öğrenen Erdal, Eren'i yakalayıp bir depoya kapatmıştır. Eren'i o depodan Tuncay Kantarcı ve adamı Abidin kurtarmıştır. Sonrasında Polat ve Çakır'ın bilgisi dahilinde Erdal'dan korunmak için hapise girmiştir. Süleyman Çakır da sahte kumarhane skandalı sebebiyle Eren'le aynı koğuşa yerleşmiştir. Eren, hapishanede Şahin Ağa ve Çakır'dan gerçek hayat hakkında çok şey öğrenmiştir. Hapishanede Çakır'ın en önemli adamı olmuştur. Çakır'ın hapisten çıkması sonrası Çakır'a mesaj vermek isteyen Cerrahpaşalı Halit'in adamları tarafından şişlenerek ağır yaralanmıştır.

Erdal'ın ölümü sonrası hapishaneden çıkmış, beline silahını takmış ve Elif'in tüm ısrarlarına rağmen Polat Alemdar'ın ekibine dahil olmuştur. Bu konuda ablasıyla çok tartışma yaşamıştır. Polat Alemdar, Eren'i kollamış, ona ablasını düşmanlarından koruma görevi vermiştir. Elif Eylül'ün ölümü sonrası yalnızlığa düşen Eren kendi isteğiyle Polat'la operasyonlara katılmaya başlamıştır.

Kurtlar Vadisi Pusu dizisinin bölümünde yakınlarıyla Deli Hikmet'in evinde yemek yerken İskender Büyük tarafından hazırlanmış molotoflu saldırıdan kurtulmaya çalıştığı gözükür fakat 3 ay sonra başlayan 3. Sezonun bölümün kolaj görüntülerinde: Büyük'ün adamları tarafından vurularak öldürüldüğü görülür.

Ayşe Eylül

Kurtlar Vadisi dizisinde Hayat Olcay tarafından canlandırılmış karakter. ()

Elif Eylül ve Eren Eylül'ün annesidir. En son kızı Elif'in cenazesinde görülür. Karakteri oynayan oyuncunun dizide rolü bittiği için bir daha gözükmez.

Duran Şatıroğlu

Kurtlar Vadisi dizisinde Kurtuluş Şakirağaoğlu tarafından canlandırılmış karakter. ()

()[22] Eski kabadayılardan olan Duran Emmi, Aslan Akbey'in isteği üzerine Polat Alemdar'ı öz yeğeni gibi yanına alır ve operasyon için büyük bir adım atar. Ancak Aslan Akbey, "iki kişinin bildiği sır değildir" diyerek kendi rızasıyla Duran Emmi'yi öldürür. İlk başlarda Polat Alemdar ve çevresindekiler Duran Emmi'yi Şevko'nun öldürdüğünü düşünmüşlerdir. Ancak sonraları Polat Alemdar gerçek öldürenin Aslan Akbey olduğunu öğrenmiştir.

Esad Yörük

Kurtlar Vadisi dizisinde Cengiz Daner tarafından canlandırılmış karakter. ()

Doğu Bey'in en yakın adamıdır. Her zaman Doğu Bey'e sadık olmuştur. Özellikle KGT'nin bir numarası Ali Candan'ın kim olduğunu araştırmasıyla ön plana çıkmıştır. Ali Candan'ın yaşadığını, yüz ameliyatı geçirdiğini Doğu Bey ile birlikte ortaya çıkarmıştır. Doğu Bey'in helikopteri bölümde düşmüştür. Esat, denizde cesedi aramış, önce Doğu Bey'in bastonunu sonra da Doğu Bey'in cesedini bulmuştur. Doğu Bey'in ölüm haberini televizyonda izlerken televizyonun sinyali kesilir. Eldivenli birisi kafasına sıkar. Televizyon sinyali geldiğinde Esat ölmüştür. Her ne kadar öldürenin kimliği belli olmasa da Karahanlı'yı öldürenlerle bağlantılı oldukları anlaşılmaktadır. Pusu'da bu gücün Tapınakçılar olduğu anlaşılmıştır.

Nevzat Yakışırbey

Kurtlar Vadisi, Kurtlar Vadisi Terör ve Kurtlar Vadisi Pusu dizilerinde Nevzat Yakışırboy tarafından canlandırılmış, Sinan Divrik tarafından seslendirilmiş karakter. ()

()[23]Süleyman Çakır'ın Memati'yle birlikte en yakın adamıdır. Çakır'ın Cerrahpaşalı Halit tarafından öldürülmesi sonrası can dostu Polat Alemdar, Çakır'ın tüm adamlarını Seyfo Dayı'nın kahvesinde toplamış ve onlardan memleketlerine dönmekle kendisi için çalışma konusunda bir tercihte bulunmalarını istemiştir. Nevzat, Polat'ın yanında olmayı seçmiş ve onun en yakın adamlarından olmuştur.

Polat Alemdar'ın ekibi içerisinde Testere Necmi, Pala, İbrahim Ahıskalı ve Nizamettin Güvenç'e karşı operasyonlara katılmıştır. Çok hızlı konuşması, sıklıkla abi demesi ve Güllü Erhan ile kurduğu komik diyaloglar bakımından vadinin sevilen yüzlerinden olmuştur. Bir ara Polat'ın izniyle araba işine girdiyse de bu sektörde başarı sağlayamamıştır. Erhan'ın işlettiği gece kulübünde diğer arkadaşlarıyla birlikte çapkınlık sevdaları yüzünden Polat'ın düşmanı Tilki Andrei'nin kurduğu tuzağa düşmüş, Tilki'nin mekana soktuğu Rus ajanı kızlar tarafından sarhoş edilip Tilki'ye teslim edilmişlerdir. Tilki Andrei, Polat'ın ofisine gitmiş ve elinde Polat'ın 5 adamı olduğunu söyleyerek ondan konsey üyesi Samuel Vanunu'yu öldürmesini istemiş, Polat'a 24 saat süre vermiştir. Ancak verdiği süre dolmadan Nevzat ve diğerlerine rulet oynatmıştır. Bu aşamada Nevzat ve Pürmüz şansları sayesinde hayatta kalmayı başarmış diğerleri Tilki tarafından kafalarına birer kurşun sıkılarak öldürülmüşlerdir.

Tilki, Samuel'in ölümünü öğrendikten sonra adamına Pürmüz ve Nevzat'ı Polat Alemdar'ın mekanına bırakıp Polat'a Samuel Vanunu için teşekkür ettiğini söylemesini istemiştir. Nevzat, Polat'ın Tapınakçıların oyunuyla kimsenin haberi olmadan Orta Doğu'ya gönderilmesinden sonra Polat'la karşılaşan tek adamı olmuştur. Bu aşamada Halo Dayı'nın peşindeki adamlardan kurtarılmasında önemli rol oynamıştır. İstanbul'a dönüp Polat ve Halo ile birlikte derin güçlere karşı savaşlarını sürdürmüşlerdir. Halo'yu uğradığı bir silahlı saldırıdan kurtarmıştır. Halo Nevzat'a sürekli "katır yeğenim" diye seslenmekteydi, Nevzat'ın hayatını kurtarması sonrası ona "hatır yeğenim" demeye başlamıştır.

Kurtlar Vadisi Pusu'da yine Polat'ın en yakınındaki adamlardan biri olmuştur. İstihbaratın Polat'a gözdağı vermek için yaptığı baskında Memati, Tuncay, Eren, Erhan ve Pürmüz ile birlikte kaçırılarak ekibe ihanet eden Hakan'ın eline düşmüşler, sonrasında kurtulmuşlardır. İskender Büyük'e karşı giriştikleri operasyonlar başarısızlıkla sonuçlanmış, bölümde Polat'ı ele geçirmek için yapılan baskında, İskender'in belediye işçisi kılığına girmiş adamları tarafından vurularak öldürülmüştür.

Hasan Pürmüz

Kurtlar Vadisi, Kurtlar Vadisi Terör ve Kurtlar Vadisi Pusu dizilerinde Fatih Kaçan tarafından canlandırılmış karakter. ()

()[24]Polat Alemdar'ın adamıdır. Kurtlar Vadisi Pusu dizisinin bölümünde İskender Büyük'ün Hikmet'in evine düzenlediği saldırıda öldürülür.

Erdoğan

Kurtlar Vadisi'nde Erdoğan Poyraz tarafından canlandırılmış karakter. ()

Çakır'ın adamlarından biridir. Çakır ölünce Polat'ın ekibine katılmıştır. Tilki Andrei kafasına sıkarak öldürür.

Adnan

Kurtlar Vadisi'nde Adnan Özbek tarafından canlandırılmış karakter. ()

Çakır'ın adamlarından biridir. Çakır ölünce Polat'ın ekibine katılmıştır. Tilki Andrei kafasına sıkarak öldürür.

Sadık

Kurtlar Vadisi'nde Sinan Albayrak tarafından canlandırılmış karakter. ()

Polat'ın adamlarından biridir. Tilki Andrei kafasına sıkarak öldürür.

Orhan Karadeniz

Kurtlar Vadisi dizisinde Devrim Parscan tarafından canlandırılmış karakter. ()

Laz Ziya'nın en sadık adamı ve sağ koludur. 40 yılı aşkın süredir Laz Ziya'nın yanındadır. Asiye öldükten sonra Nesrin ve Meral'i o büyütmüştür. Meral'i takip ettirip Testere Necmi ile ilişkisini öğrenir. Ama bunu Laz Ziya'ya söylemez. Abi dediği Ziya Yılmaz bunu öğrenince intihar etmeye kalkar ama Laz Ziya onu vazgeçirir. Daha sonra kendini takip ettirip Meral'in olduğu evi Testere'nin adamlarının bulmasına sebep olur. Çakır o evde Halit tarafından vurulup ölünce Laz Ziya, Orhan'a Yahya Reis'i çağırtır. Yahya Reis gelince Orhan'a "Son vazifeni yap Orhan!" der. Bunun üzerine Orhan kendini asarak son görevini de yerine getirir.

Yahya Reis

Kurtlar Vadisi'nde Yaşar Karakulak tarafından canlandırılmış karakter. ()

Laz Ziya'nın emriyle İstanbul'a gelerek Laz Ziya'nın yeni sağ kolu olmuştur, Kurtlar Vadisi'nin bölümünde hapse girmiştir.

Abidin Seferoğlu

Kurtlar Vadisi'nde Abidin Yerebakan tarafından canlandırılmış Bölüme kadar Sinan Divrik tarafından seslendirilmiş karakter. ()

Tuncay Kantarcı'nın sağ koludur, bölümde gözaltına alınmış ve Tuncay Kantarcı ile birlikte hapse girmiştir. En son bölümde hapishanede görülmüştür, daha sonra bir daha görünmemiştir. Kantarcı, Abidin'e sıklıkla Çapsız Abidin diye hitap etmektedir. Kendisi Lazdır.

Erdal Kömürcü

Kurtlar Vadisi dizisinde Sefa Zengin tarafından canlandırılmış karakter. ()

()[25]Dizide ilk başta adı Erdal Koşar olsa da daha sonradan adı Erdal Kömürcü olarak değişmiştir. Esasen Tuncay Kantarcı'nın yanında çalışan, ağırlıklı olarak sağlık sektörüne yönelik ithalat-ihracat işleriyle uğraşan bir iş adamı olan Erdal Kömürcü, Canan Çavan'ın önce müvekkili, sonra da -evli olduğu halde- sevgilisi oldu. Canan bir süre sonra kötü davranışlarda bulunduğu için Erdal'ı terk etmek istemiş, ancak Erdal, önce intikam için Canan'ın en yakın arkadaşı avukat Elif Eylül'ün kardeşi Eren Eylül'e yanaşıp onu kandırarak büyük bir yolsuzluk skandalıyla sonuçlanacak bir ithalat işine ortak etmiş, sonra da Canan'ı dövmüş ve bir eve kapatarak tecavüz etmiştir.

Bu olay üstüne yapılan şikayet nedeniyle savcılıkça sorgulanan Erdal, akıl hastanesinde bir ay müşahadeye alınmış, fakat Polat'ın attığı yemi yutup (Elif Canan'ı Eren'e yapmış. Canan Eren'den hamileymiş) hastaneden kaçmış ve intikam almak için Eren'i kaçırıp bir depoya hapsetmiştir. Bunun üzerine Canan ve Elif, Erdal'ın eski patronu olan Tuncay Kantarcı'ya başvurarak yardım istemiş, bu sırada Canan da Erdal'ın dosyalarından depoyu bulup Eren'i kurtarmaya gitmiştir. Canan'ın üstüne gelen Erdal Canan'ı dövüp bayıltmış, üstüne gelen Kantarcı'nın adamı Abidin Seferoğlu da Erdal'ı vurup Eren'i kurtararak silahı Canan'ın eline tutuşturmuştur. Canan, öldü sanılan Erdal'ı kendisinin öldürdüğünü düşünmüş, Abidin de Eren'i güvenli bir yere götürüp saklamıştır.

Bir süre sonra Polat ve Çakır Eren'i kurtarmış ve Deli Hikmet'in evinde saklamaya başlamışlardır. Bütün bunları uzaktan takip eden Erdal bir gün Hikmet'in evini basmış, ancak Hikmet Erdal'ı fena halde dövmüştür. Hikmet'in bir anlık arkasını dönmesini fırsat bilen Erdal, Hikmet'i sırtından vurup kaçmış ve bir eroin imalatçısı olan babası Abuzer Kömürcü'nün yanına gitmiştir. Babası vasıtasıyla Hüsrev Ağa'nın himayesine girip eroin imal etmeyi öğrenmeye başlayan ve giderek babasından daha da iyi eroin imal etmeye başlayan Erdal, çocukluğundan beri şiddet gördüğü için nefret ettiği ve pisliği yüzünden iğrendiği, ancak çok da korktuğu babasını, nefreti korkusunu yenince öldürmüş, şizofrenik karakteri sayesinde kötü yüzünü göstermediği Hüsrev Ağa'nın kızı Nazlı Bekiroğlu'nu uyuşturucuya alıştırmış ve ona tecavüz etmiştir. Şüpheli hareketlerinden huylanan Şehmuz'un odasına girmesiyle anlaşılan bu olaylar yüzünden Erdal Hüsrev Ağa'nın yanından da kaçmak zorunda kalmış, kasasına saklandığı kamyonetin bir polis karakolunun önünden geçtiğini fark edince de derhal polise sığınıp bütün bildiklerini anlatmıştır.

Sevk edildiği savcılıktan da kaçan Erdal, Tuncay Kantarcı'nın yanına giderek "başına gelen her şeyin Tuncay'ın yüzünden olduğunu" söylemiş, onu silahla tehdit etmiş, sonra da "Hüsrev Ağa'nın kızıyla birbirlerini sevdiklerini ve onu istemeye gideceklerini" söylemiş, istemeye giderken yanlarında bir kadın bulunmasının daha şık olacağını söyleyerek silah tehdidiyle Canan'ı çağırtmış, bu isteme olayına silah zoruyla Canan'ı da katmış, sonra da babasını da almak üzere babasının artık boş olan evine gitmişlerdir. Burada bir çeşit halüsinasyon olarak gördüğü babasıyla tartışan Erdal, yine bu halüsinasyon babası kendisini dövmeye başlayınca elindeki silahla babasını vurmuş, bu silah seslerini fırsat bilen Canan da kendi silahını çıkararak Erdal'ı öldürmüştür.

Abuzer Kömürcü

Kurtlar Vadisi dizisinde Muhammed Cangören tarafından canlandırılmış Dilaver Uyanık ve Şahin Çelik tarafından seslendirilmiş karakter. (, 54)

Erdal'ın babası olup Hüsrev Ağa'nın uyuşturucu üreticisidir. Erdal'ın kötü bir adam olmasında onun çok büyük payı vardır. Karısını döverek öldürmüştür. Oğlu Erdal'ı da uyuşturucu üretmeye alıştırmıştır. Oğlunun Hüsrev Ağa'nın kızı Nazlı'yı sevdiğini öğrenmiştir. Bir gün Nazlı ile Erdal'ı konuşurken görüp, onu Nazlı'nın önünde döverek oğlunu rezil etmiştir. Oğlu Erdal da ona olan korkusunu yenmiştir ve ona olan öfkesini de göz önünde bulundurarak Abuzer'i bölümde zehirli iğne yaparak öldürmüştür. bölümde Erdal'ın gördüğü halüsinasyonda görünmüştür.

Şevko

Kurtlar Vadisi dizisinde Hidayet Erdinç tarafından canlandırılmış karakter. ()

()[26]Asıl adı Şevki Gökdeniz'dir. Görünürdeki işi müteahhitlik olan Şevko, perde arkasında ise Kurtlar Konseyi'nin İstanbul sefiri ve Konsey'e bağlı yasa dışı kumarhanelerin işletmecisidir. Açılacak yeni bir yasa dışı kumarhane için Çakır ile rekabet içine girerler. Şevko kumarhaneciliğin kendi alanı olduğunu, dolayısıyla da açılış izninin kendisine verilmesini isterken Çakır ise Üç Cinayet'i -Behiç Türkcan, Önder Zülfü Koşar ve Barış Bulmaz cinayetlerini- başarıyla gerçekleştirdiği için ödül olarak bu açılış iznini beklemektedir. Sonuçta açılış izni Çakır'a verilir ve Şevko, Çakır'la düşman olur.

Bunun yanında Kanlıca bölgesinde yeni ve lüks bir site kurmak isteyen Şevko, buradaki birçok evi asıl sahipleri olan azınlıklardan satın alır, ancak Ömer Baba'nın evini bir türlü alamaz, onu ve mahallelinin avukatı Elif Eylül'ü tehditle bile ikna edemez. Bu noktada devreye Duran Emmi girer ve Şevko'yu mahalleliyi rahat bırakması konusunda uyarır. Şevko onu da dinlemez. Fakat tam bu sıralarda Duran Emmi'nin esrarengiz bir şekilde öldürülmesi (Aslında Aslan Akbey tarafından Polat Alemdar'ın Ali Candan kimliğini bilen tek kişi olduğu ve Polat'ın ön plana çıkması gerektiği için öldürülmüştür.) ve inkâr etmesine rağmen olayın onun üstüne kalması üzerine sıkışır. Üstüne bir de liderliğini üstlendiği uçaksavar seheminin fiyaskoyla sonuçlanması, iyiden iyiye gardını düşürür. Şevko bu noktada bildiği her şeyi medyaya anlatmak istediğini ve "tek istediğinin aklanmak" olduğunu, gazeteci Uğur Işıkçı'ya bir mektupla bildirir. Mektupta kaldığı yeri de bildiren Şevko'nun bu planının başta Tombalacı Mehmet olmak üzere bütün âlem tarafından öğrenilmesi üzerine bir numaralı hedef haline gelir. Saklandığı hastaneye Konsey'e bağlı bir grup onu öldürmek, gazeteci Uğur Işıkçı röportaj, Çakır ve Polat ise sorgulamak için giderken Şevko, Aslan Akbey tarafından camdan aşağı atılarak öldürülür.

Nazlı Bekiroğlu

Kurtlar Vadisi dizisinde Vildan Atasever tarafından canlandırılmış karakter. ()

Hüsrev Ağa'nın yaşayan tek çocuğudur. Çiftlikte yalnız kalınca Erdal ile arkadaş olur. Erdal ile birlikte uyuşturucu kullanır. İradesinin zayıfladığı bir gece, Erdal ona tecavüz eder ve kaçar. Hamile kalan Nazlı, babasının emriyle Şehmuz tarafından uyuşturucu verilerek öldürülür.

Şehmuz

Kurtlar Vadisi dizisinde Nedim Doğan tarafından canlandırılmış karakter. ()

Hüsrev Ağa'nın sağ koludur. Ağa'nın emriyle Ağa'nın kızı Nazo'yu ilaç vererek öldürür. Pala'ya çekip gitmelerini söyledikten sonra Pala gözlüğünü çıkarır. "Sadece ölüler görür." der ve Şehmuz'u Akrep ile üç el ateş ederek öldürür.

Mithat

Kurtlar Vadisi dizisinde Tayfun Sav tarafından canlandırılmış karakter. ()

Doğu Bey ona Mito diye hitap eder. Türk istihbaratının önemli isimlerindendir. Kirve ve Samuel Vanunu ile ortak hareket etmektedir. Görevini kötüye kullandığı için sürülür. Doğu Bey ona intihar etmek ya da sürgüne gitmek seçeneklerini sunar. Mithat, ikisini de kabul etmez, Samuel Vanunu ile görüşmek üzere yola çıkar. Tenha bir yerde yol çalışması olduğu için durur. Kamera yeniden arabayı gösterdiğinde Mithat ortadan bir anda yok olmuştur. Tapınakçılar tarafından öldürüldüğü uzunca bir süre düşünülmüştür fakat bu konuyla ilgili dizide herhangi bir şekilde bahsedilmemiştir.

Pala

Kurtlar Vadisi dizisinde Yüksel Arıcı tarafından canlandırılmış karakter. ()

Hiç çıkarmadığı gözlükleriyle meşhurdur, bu yüzden Gözlüklü olarak da bilinir. Güneydoğu, Kuzey Irak ve Suriye'de görev yapmış bir istihbaratçıdır. Pala ve ekibi istihbarat kurumları içerisinde zaman zaman başına buyruk hareket eden ve çeteleşen yapılanmaya örnektir. En iyi adamları Bedir ve Faruk'tur. Gazinodaki şarkıcıya şampanya ikram ettikten sonra şarkıcı kadın "efendim şampanya için çok teşekkür ederim, isminizi bağışlar mısınız?" demesi üzerine gazinodaki şarkıcıya "Bağışlamam." demiştir. Bunun üzerine adamları Kral Faruk Affetmem, Bedir Hatırlamam demiştir. Gözlüğünü çıkarmasını istediği düşmanlarına gözlerini sadece ölülerin görebileceğini söyler ve onları o saniye öldürür. Aslan Akbey'i, Kirve'nin talimatıyla ekibiyle beraber öldürmüştür. Hüsrev Ağa'nın yardımcısı Şehmuz'u da bu şekilde öldürmüştür. Önce Polat Alemdar ve ekibi kendisini sorgulamak için kaldığı otelde yakalayıp Doğu Eşrefoğlu'na teslim etmiş, Doğu Bey'in Pala'yı sorguladıktan sonra salıvermesi sonrası Pala, intikam olarak otelde gördüğü Güllü Erhan'ın peşine düşmüş, çıkan çatışmada Seyfo Dayı'yı vurmuştur. Seyfo Dayı'yı öldürdükten kısa bir süre sonra yakalanmış ve Polat Alemdar tarafından sorgulandı ve vurularak öldürüldü, sonrada cesedinin bulunmaması için betona gömülmüştür.

Pala karakterinin kimi temsil ettiği konusunda çeşitli spekülasyonlar bulunmaktadır. Karakteri ve geçmişiyle Türk asker Cem Ersever ile benzerlik göstermektedir. Ölümü ise MİT ajanı Tarık Ümit ile neredeyse tıpatıp aynıdır. Dizinin senaristleri de yapmış oldukları açıklamalarda karakterlerin bazen tek bir kişi değil de birden fazla kişiden esinlenerek oluşturulduğunu söylemiştir.[27]

Bedir

Kurtlar Vadisi dizisinde Levent Güner tarafından canlandırılmış karakter. ()

Pala'nın adamıdır. Uzun süredir yanındadır. Pala ile birlikte İstanbul'a gelmiş ve Hüsrev Ağa'nın yanına yerleşmiştir. Pala'nın emriyle bizzat Aslan Akbey'i üç el ateş ederek öldürmüştür. Gazinodaki şarkıcıya "Hatırlamam." demiştir. Daha sonra, Faruk ile birlikte Armatör Cemal'in mekânına çökmüştür.

Halo'yu kaçırma girişimi başarısızlıkla sonuçlanınca kalemleri kırılmıştır. Mithat, Bedir'e Pala ve Faruk'u öldürürse onu aklayabileceğini söyler. Bunun üzerine Bedir, fırsat kollamaya başlar ama fırsatı bulamaz. En sonunda Pala'ya isyan eder ve onu olanları görmemekle suçlar. Pala da onun Mito'ya gittiğini bildiğini söyler. Bunun üzerine Pala, Bedir'i vurarak öldürür.

Faruk

Kurtlar Vadisi dizisinde Cenk Ertan tarafından canlandırılmış karakter. ()

Pala'nın adamıdır. Lakabı Kral'dır. Uzun süredir yanındadır. Pala ve Bedir ile birlikte İstanbul'a gelmiş ve Hüsrev Ağa'nın yanına yerleşmiştir. Gazinodaki şarkıcıya "Affetmem." demiştir. Polat Alemdar ve adamları, Pala'nın mekânını basınca Abdülhey Çoban tarafından vurularak öldürülür.

Kirve

Kurtlar Vadisi dizisinde Ali İpin tarafından canlandırılmış karakter. ()

Kurtlar Konseyi'ni dağıtmaya çalışmaktadır. Laz Ziya tarafından yakalanıp Halo Dayı'ya teslim edilir. Halo Dayı, Kirve'yi eskiden ailesini katledip delirmesine yol açtığı Deli Mesut'un bulunduğu odaya atar. Deli Mesut, Kirve'yi gözlük camıyla öldürür.

Susurluk kazasından sağ kurtulan tek kişi, eski DYP milletvekili Sedat Bucak'ı temsil ettiği öne sürülmektedir.

Tilki Andrei

Kurtlar Vadisi ve Kurtlar Vadisi Pusu dizilerinde Orhan Edip Ertürk tarafından canlandırılmış karakter. ()

Tilki Andrei Rusmafya lideri ve aynı zamanda KGB ajanıdır. Üst düzey askerî eğitime sahiptir. Acımasız, hata kabul etmez, cesaretli, duygusallığa yer vermeyen kişiliği ve zekası sayesinde Polat Alemdar'ın düşmanı olup, pasifize edemediği tek karakterdir. Türkiye'deki operasyonları yürütmesi için Nina'yı görevlendirmiş, Nina'ya Çeçen liderlerini öldürtmüş, ancak Nina Polat Alemdar'ı öldürme görevinde başarısız olup esir düşünce Tilki tarafından öldürülmüştür. Türkiye'ye geliş amacı İbrahim Ahıskalı ve ekibini teftiş etmek, inisiyatifine bağlı olarak isterse öldürmektir. Daha sonrasında Ahıskalı ve adamları Polat Alemdar tarafından öldürülünce ilk olarak onları satan Akrep Bekir'e adına yakışır bir son hazırlamış, ardından Polat Alemdar'ın 5 adamını Adnan, Erdoğan, Sadık, Pürmüz ve Nevzat'ı kaçırarak Samuel Vanunu'nun kellesini istemiştir ve Polat'a verdiği süre dolmadan onları öldürmeye başlamış. Adnan, Erdoğan ve Sadık'ı kafalarına sıkarak öldürmüştür. Türk İstihbarat teşkilatı'ndan habersiz Türkiye'ye giriş yapıp, görevini yerine getirip sessizce ortadan kaybolmuştur. Polat Alemdar kendisi hakkında Bu adam Ahıskalı'nın çok üstünde hem silah hem silahı tutan el demiştir.

Tilki, Rusya'da pek çok düşmanını yok etmiş Rusya'nın en güçlü çete lideri olmuştur. Silah ve uyuşturucu ticareti yapmaktadır. yılında Polat Alemdar'ın adamı Pusat Çakır, dünyadaki en önemli uyuşturucu üyelerinden Baytar'ı (Baltazar ve Hakkı'nın adamı) öldürmüş, bu yüzden Baltazar ve Hakkı Bafralı, Pusat'tan diyet istemiştir. Pusat diyet olarak Tilki Andrei'nin uyuşturucu üreticisi olan Ordinaryüs'ü kaçırmıştır. Bu yüzden Tilki, Ordinaryüs'ü kurtarmak için Türkiye'ye gelerek hem Ordinaryüs'ü kurtarmıştır hem de Baltazar ile onun uyuşturucu dağıtımını yapan Pitbul'u esir almıştır. Daha sonra Baltazar'ın teklifiyle piyasadakileri ve arkalarındakileri öğrenmek için Baltazar ile uyuşturucu işinde ortak olmuştur. Baltazar'ı uyuşturucu işinde kullanmıştır. Baltazar'ın mekanının Pusat tarafından basılması üzerine Tilki de Pusat'la ortağı Raskoln'e tuzak kurmuş, önce Pitbull motorlu çetesiyle Pusat'ın ortaklarıyla toplantı yaptığı sırada mekanı tarayıp Pusat ve Raskoln'ü peşine takımş, Tilki Andrei de tuzağa çektiği Raskoln'ü uzaktan sniper tüfeğiyle uzaktan yaptığı atışta ağır yaralamıştır. Raskoln ölmemiş fakat psikolojik sorunlar yaşamıştır.

Tilki Andrei, Polat'ın emriyle KGT tarafından Londra Borsası'na yapılan operasyonda çok para kaybetmiştir. Türkiye'de yapacağı uyuşturucu satışıyla Polat'ın kendisine olan bu borcunu tahsil etmeye planlamaktadır. Tilki Andrei, İhtiyarla Heyeti'ne bağlı olan Finansal Güvenlik Teşkilatı'na ait olan ve bankaya nakledilecek olan paraları, ortaklık yaptığı Brandon'un haber vermesiyle yağmalamıştır ve paraları Brandon ile paylaşmıştır. Ayrıca bankayı soyarak bankadaki altınları çalmıştır. Altınlarla ünlü silah üreticisi Zaharyas'dan silah almıştır. Bu silahları Suriye Rejimi'ne satmayı planlamaktaydı. Fakat bu planı KGT'nin operasyonlarıyla başarısız olmuş, Tilki'nin silahları çalınmıştır. Ordinaryüs; Fehmi Kuzuzade tarafından kurulan konsey için mal üretirken ayrıca kendisine de hizmet etmektedir. Konsey için klasik uyuşturucu üreten Ordinaryüs; Tilki için özel bir mal geliştirmiştir ve bu malı sadece Tilki'ye üretmişti. Tilki Andrei, konsey ile Hakkı Bafralı aracılığıyla irtibat sağlamıştır.

Yıllar önce öldürülen arkadaşlarının intikamını almak isteyen Erhan, Polat Alemdar ve Cahit'e danışmadan Tilki Andrei'nin karşısına çıkmış, Tilki'yi yaralamış ancak kaçamayarak Korgenski ekibi tarafından yakalanarak gölde donmaya bırakılmış, sonrasında Cahit tarafından kurtarılmıştır. Tilki Andrei, kendine geldiğinde Polat Alemdar'ın dostlarını öldürmeye yemin etmiştir. Bu arada KGT'nin operasyonuyla kaybettiği silahlarını, ani bir baskın yaparak geri almayı başarmıştır.

Raskoln'ün kendisini vuran kişinin Tilki olduğunu öğrenmesi ve bunun intikamını almak için Pusat'la birlikte Baltazar'ı takip etmesi sonrası Baltazar tarafından Pusat ve Raksoln tuzağa düşürülmüştür. Tilki Andrei, Pusat'ın sağ kolu Miran Zazaoğlu'nu uzaktan sniper tüfeğiyle vurarak öldürmüştür. Pusat ise kendilerini tuzağa düşüren Tilki Andrei'nin adamı Baltazar'ı öldürmüştü. Yeğeni Miran'ın intikamını almak isteyen Settar Ağa (Zazaoğlu), Polat ve Zülfikar Ağa'nın tüm uyarılarına rağmen Tilki'den intikam almak için abisi Şeref Zazaoğlu'ndan kalan tüm yeğenlerini toplamış ve Ordinaryüs'ten aldığı bilgiyle Tilki'nin mekanını basmıştır. Tilki ve Korgenski ekibi Zaza'nın tüm adamlarını öldürmüş, Tilki Settar'ı kolundan ve bacağından vurarak yakalamıştır. Tilki Andrei, yıllar sonra Settar Ağa kozu ile eski düşmanı Polat Alemdar'ın bir kez daha karşısına çıkmış ve Settar Ağa'ya karşılık Polat'tan Nail ve Hoca'dan uzak durmasını istemiştir. Polat'ın bunu kabul etmemesi ve Pusat Çakır ile Erhan'ın adamlarının Polat'ı dinlemeyerek kendisini takip etmesi sonucu aralarında savaş başlamıştır. Tilki kendisini takip eden Erhan'ın adamlarını öldürmüş, Pusat Çakır'ı da ele geçirmiştir. Bu savaşın ilk adımında Profesör Martin ile işbirliği yaparak Polat'ın kız kardeşi Safiye Karahanlı'yı ele geçirmiştir. Tilki Andrei, kaçırdığı Settar Ağa'yı öldürmüş fakat Pusat'ı içi su dolu cam fanus içinde ölüme terk etmesine rağmen Polat son dakikada kurtarmış, Safiye'yi de tam öldürecekken kardeşi Stefan'ın Polat tarafından kaçırıldığını öğrenmiştir. Tilki ve Polat kardeşlerini takas etmiş, takas sonrasında Stefan intikam almak için Polat'ın hastanesini basmış ve çıkan çatışmada öldürülmüştür. Tilki intikam olarak Polat'ın kardeşi Safiye'yi öldürmek ve Polat'ın düğününü kana bulamak için adamı Lisa'yı gönderir. Fakat bu girişim Polat'ın son anda engel olmasıyla başarısızlıkla sonuçlanır. Lisa konuşur ve Polat Alemdar'a Tilki'nin Rusya'daki mekanının adresini verir. Bölümde Polat Alemdar, Tilki'nin Rusya'daki rakibi Dağıstanlı'dan destek alarak Tilki'nin mekanına saldırmış, Tilki'yi yakalayarak, havuza votka döküp yakmaya çalışmıştır. Fakat Andrei daha önceden hazırladığı düzenek sayesinde oradan kurtulmayı başarmıştır. Sadece kendisi için çalışmaktadır.

Tilki ilk adım olarak kardeşinin Rusya'dan kaçırılmasında payı olan Dağıstanlı'nın evini basmış, onu ele geçirmiştir. Sorguya çekip, Dağıstanlı'dan Polat'ın yerini öğrenmek istemiştir. Ancak Dağıstanlı, Polat'a ihanet etmemek için direnmiş, Tilki Andrei'nin kendisini ve ailesini ölümle tehdit etmesi sonrası onunla ile işbirliği yapmak zorunda kalmıştır. Sonrasında plan değiştiren Tilki, Polat'ı öldürmek yerine ona kardeş ve evlat acısı çektirmek için Safiye ve Elif'i kaçırmaya karar vermiştir. Dağıstanlı'yı yem olarak Polat'a göndermiş, Polat bu aşamada Tilki'nin yaşadığını öğrenmiş ancak yine de Safiye ve Elif'in kaldığı yeri söyleyerek Tilki'nin evi öğrenmesine sebep olmuştur. Tilki daha önce yaptığı anlaşma gereği Karun'un isteğini yerine gine getirerek Dağıstanlı'yı bir alış-veriş merkezine canlı bomba olarak kullanmaları için Smith ve Ariel'e göndermiştir. Polat'ı Dağıstanlı'yla oyalamış, kendisi de Polat'ın kızı ve kardeşinin bulunduğu evi onları kaçırmak ve Polat'a gözdağı vermek için basmıştır. Tam Polat'ın kardeşi Safiye'yi kaçıracakken Polat'ın kızı Elif ışıkları kapatmış ve Tilki de korkutma amaçlı rastgele ateş açarak evde bulunan Profesör Altay'ı yaralamıştır. Elif ışığı tekrar yaktığında Safiye de can havliyle arkasındaki tüfeğe sarılıp Tilki'ye doğrultmuş, Tilki ise orada kan dökmek istemediğinden Safiye'ye direnmemiştir. Bu sırada Safiye'yi koruyan Pusat'ın adamları Korgenski ekibini yakalamış Tilki ve ekibini dizüstüne çöktürerek ellerini bağlamıştır. Safiye ve Elif'in güvenliği için Pusat onları oradan uzaklaştırmış, Tilki'yi teslim etmek için Polat ve Cahit'i beklemiştir. Ancak bu bekleme onları pahalıya patlamış, ekip Tilki'nin daha önceden planladığı tuzağa düşmüş, Andrei'nin dostları gelmiş ve Korgenski ekibini kurtarmıştır. Çıkan çatışmada da gafil avlanan Pusat Çakır ve adamları silahlarını çekmeye zaman bulamadan vurulmuşlardır. En büyük düşmanı Polat Alemdar'dır. Amacı Stefan'ın intikamını almak, Safiye Karahanlı'yı Polat'ın gözünün önünde öldürmektir. Polat Alemdar'a çok zarar verecektir. Son olarak hanedanlar konseyi adına Karun, Rus Hanedanlığı temsilcisi Sergei'nin kendilerine ihanet ettiği dedikodularını işitmiş ve bu ihaneti kesin olarak ispatlamak için Asya'yı (Zeynep) görevlendirmiş, Asya Rusya'ya gelerek Tilki Andrei ile temasa geçmiştir. Tilki de Asya'ya Sergei'yi takip etmesi konusunda yardımcı olmuştur. Tilki Andrei karakteri dizinin devamı niteliğinde olan Kurtlar Vadisi Pusu'nun bölümünde Polat Alemdar tarafından önce ayağından sonrada kafasından vurularak öldürülmüştür.

Nina

Kurtlar Vadisi dizisinde Tatsyana Tsvikeviç tarafından canlandırılmış karakter. ()

Güllü Erhan, Nina ile bir spor merkezinde tanışır. Nina, eğitmenlik yapmaktadır. Daha sonra Güllü Erhan ile yakınlaşır ama asıl amacı başkadır: Tilki Andrei'nin emrinde çalışan Nina'nın amacı Polat Alemdar'ı öldürmektir. Ahıskalı ile görüşen Nina, ondan aldığı talimat üzerine İstanbul'a gelen Çeçen liderlere suikast düzenler. Polat'ı da öldürmek üzereyken Erhan tarafından fark edilir. Bir süre hapsedilen Nina, oradan kaçıp Tilki Andrei ile görüşür. Andrei, onun başarısızlığını yineleyince Polat'ın adamlarından aldığı mermiyle Tilki'yi öldürmeye çalışır ama mermiler tatbikat mermisi olduğu için zarar vermez. Bunun üzerine Tilki Andrei, Nina'yı öldürür.

Rus Konseyi

Alexander İvanov

Kurtlar Vadisi dizisinde Mehmet Emin Yanık tarafından canlandırılmış karakter. ()

2. Dünya Savaşı'nda savaşan Sovyet general Sergey İvanov'un oğludur. KGB ajanıdır. Azerbaycan ve Özbekistan en yoğun çalıştığı bölgelerdir. Amerika'nın Türkiye'deki etkisini azaltmak için yerel ittifak arayışına girer. Ancak Karahanlı'nın kurduğu plan doğrultusunda Testere Necmi'nin yatında Polat Alemdar tarafından öldürülür.

İbrahim Ahıskalı

Kurtlar Vadisi dizisinde Ulgar Manzakoğlu tarafından canlandırılmış karakter. ()

Ruslarla olan yakın ilişkilerinden dolayı Rus İbrahim olarak bilinir. Ahıskalı, Alexander İvanov'un öldürülmesinden sonra ön plana çıkmıştır. Onun ölümünden sonra baronlarla birlikte Rus Konseyini kurup çar olmuştur. Mehmet Karahanlı'nın lideri olduğu Kurtlar Konseyini çökertmek için elinden geleni yapmıştır. Farklı ittifaklar denemiş olmasına rağmen başarılı olamamıştır. Başta Polat Alemdar'ı yanına çekmek istemiş, başaramamıştır. En yakın adamı Rus Selim, Polat Alemdar tarafından domuzlara yedirilerek öldürülmüştür. Polat, Kurtlar Konseyi'ne girmeden önceki gece Polat'a başarısız bir suikast düzenlemiştir. Kurtlar Konseyi, sıkı korunduğu için Rus İbrahim'e dokunamamıştır. Türkiye'deki başarısız eylemleri nedeniyle KGB ajanı Tilki Andrei, Türkiye'ye Ahıskalı'yı korumak için gönderdiği tetikçisi Nina'yı öldürüp İbrahim Ahıskalı'yı uyarmış, Ahıskalı'nın gerekli tedbirleri almaması sonunda kendi konseyinin silah baronu olan Akrep Bekir'in ihaneti sonucu Polat Alemdar'ın adamları tarafından konseyi ile birlikte ortadan kaldırılmıştır.

Rus Selim

Kurtlar Vadisi dizisinde Tarık Şerbetçioğlu tarafından canlandırılmış karakter. ()

Rus konseyinde İbrahim Ahıskalı'nın sağ koludur. İvanov'un ölümünden sonra Ahıskalı'ya Rus konseyi kurması emredilmiş, Selim de Konsey için ülkedeki önemli mafya baronlarını toplayıp Ahıskalı'ya el öptürmüştür. Memati Baş'ı öldüresiye dövdürtmüştür. Memati hastanede yatarken Polat Alemdar, Selim'i aç domuzlara atarak intikamını almıştır.

Akrep Bekir

Kurtlar Vadisi dizisinde Zekai Müftüoğlu tarafından canlandırılmış karakter. ()

Asıl ismi Bekir Çavdar'dır. Rus Konseyinin silah baronudur. Kurtlar Konseyinin tüm üyeleri eskiden tanıdığı ve iş yaptığı kişilerdir. Güç ve paraya çok zaafı olduğundan, içinde bulunduğu gruba kolayca ihanet edebilir. Rus Konseyi, kendisinden uyuşturucu baronu olarak görmek istediği Halil İbrahim Kapar'ı hapishaneden kaçırmasını istemiştir. Akrep Bekir de Halo'yu kaçırması için Pala ile anlaşmıştır. Ancak Pala'dan önce davranan Polat Alemdar, Halo'yu Kurtlar Konseyi için kaçırmıştır. Akrep, sonrasında Halo'yla görüşmüşse de Halo, Akrep'e racon keserek Karahanlı'nın konseyine katılmıştır. Hüsrev Ağa'nın mirasına konmak için Ankara'dan İstanbul'a gelen Kirve ile iş birliği yapmıştır ancak Kirve sonrasında Halo tarafından öldürtülmüştür.

En büyük rakibi Laz Ziya'dır. Karahanlı'nın ölümü sonrası konseyde oluşan boşlukta yeni baron Polat, Akrep'e konseyde Laz Ziya'nın yerine geçmesini teklif etmiş, karşılığında Akrep'ten Rus Konseyinin diğer üyelerine düzenlenecek operasyonda kendilerine yardımcı olmasını istemiştir. Rus Konseyinde yapılan toplantı sırasında tuvalete gitmek bahanesiyle odadan çıkmış ve bastonunu kapıya dayayarak kapının açılmasını engellemiştir. Nitekim Polat Alemdar'ın adamı Memati'nin helikopterle mekânı taraması sonrası İbrahim Ahıskalı başta olmak üzere Rus Konseyinin tüm üyeleri öldürülmüştür. Ahıskalı'yı denetlemek için Türkiye'ye gelen Tilki Andrei, konseye toplantı sırasında baskın yapıldığını ve sadece Akrep Bekir'in sağ kaldığını öğrenmiştir. Akrep'in ihanet ettiğini anlayınca Akrep'in yatağına akrep koymuştur. İronik bir şekilde, akrebin kendisini sokması sonucu ölmüştür.

Sadri Canbazoğlu

Kurtlar Vadisi dizisinde Çelik Bilge tarafından canlandırılmış karakter. ()

Fuhuş baronudur. İbrahim Ahıskalı'nın Kurtlar Konseyine karşı verdiği savaşta Sadri, İplikçi Nedim'e 1 milyar dolar para teklif etmiş ancak Mehmet Karahanlı'nın adamı olan Nedim bu teklifi reddetmiştir. Memati Baş, Rus konseyini helikopterle tararken ölmüştür.

Mavi Turgut

Kurtlar Vadisi dizisinde Atilla Şendil tarafından canlandırılmış karakter. ()

Tam adı Turgut Kuyucu'dur. Yer altı kaynaklarının baronudur. Polat Alemdar, Elif Eylül'ün kaçırılmasından sonra Turgut'un ofisini basmış, o sırada Memati Baş ve adamları Turgut'un oğlunu ele geçirmiştir. Memati Baş, Rus konseyini helikopterle tararken ölmüştür.

Sefirlik Masası

Cerrahpaşalı Halit

Kurtlar Vadisi dizisinde Özcan Varaylı tarafından canlandırılmış karakter. ()

Kurtlar Vadisi

Kurtlar Vadisi, yılları arasında yayınlanmış Türk mafya, derin devlet ve aksiyon dizisi. Senaristliğini Ahmet Yurdakul, Raci Şaşmaz, Bahadır Özdener ve Mehmet Turgut yapmıştır.

Diyaloglar[değiştir]

Şevko-Çakır: "Onuruna kalmış."[değiştir]

Şevko: Polat meselesi, onur meselesidir. Ama karşılığında çok şey istiyorsun.

Çakır: Onuruna kalmış.

Elif-Çakır: "Sıkmazsan Adam Değilsin!" 13[değiştir]

(Elif, Çakır'ın küpesini kopardığı sesçinin avukatı olarak davaya girmiş, Çakır'ın damarına basarak suçunu itiraf ettirmiştir. Dava çıkışı, ceza alması halinde tecilli infazı yanacak olan Çakır, Elif'i ofisine aldırır:)
Elif: (Çakır'ın adamları arasında içeri girer) Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?! Dağ başı mı burası?! Eşkıya mısınız siz?!

(Elif'in yaka paça içeri sokulduğunu gören Polat bir an yerinden fırlayacak gibi olur, ancak zorlukla kendine hakim olup yerinde kalır.)

Çakır: (Yerinden kalkar, "Sus" işareti yaparak gelir) Şşşşşşşş! Mahkeme salonu değil burası! Burada ben konuşacağım sen dinleyeceksin! Geç otur şuraya!
Elif: (Polat'a bakarak) Peh! Dostmuş! Bir de delikanlı geçiniyorsunuz! (Polat başını eğer) En iyiniz arkadaşıma tecavüz edip hayatını kararttı! (Polat şaşırarak başını kaldırır) Sizin dostluğunuzun da arkadaşlığınızın da Allah belasını versin!
Çakır: (Bağırır) Keeessss!!! Bana bak yerden bitme! Bizim bu alemde bir ağırlığımız var! Sen sövüp sayasın diye 35 yılımızı vermedik! Kadınsan kadınlığını bileceksin! (Sesini yükseltir) Senin girdiğin duruşma kadar ben de duruşmaya girdim! Doğru düzgün bir hayat yaşamaya çalışıyoruz, sen bir hippi yüzünden bizim infazımızı yakmaya çalışıyorsun! Haa?! Ne güzel İstanbul be! Hiçbir kuvvet beni 8 yıl içeride yatıramaz! (Tehditkar bir havada) Aklını başına toplayacaksın, davayı geri çekeceksin!
Elif: Çekmezsem ne olurmuş&#;!
Çakır: Kafana sıkarım!
Elif: Sıkmazsan adam değilsin!

(Çakır belindeki toplu silahını çekip horozu kaldırır, Elif'in başına dayar. Polat anında hamle yapıp baş parmağını horozla silahın arasına gelecek şekilde silahı tutar)

Polat: Yapma
Çakır: (Hırsla) Karışma Can Polat!!
Polat: Can borcun var diye Can Polat dedin. Şimdi senden bir can istiyorum! Bırak avukat hanım gitsin!

(Çakır silahı indirir.)

Elif: Ben ölümü çoktan göze aldım! Senin tehdidin bana vız gelir!!!
Polat: Ben sizin yerinizde olsam ölümü değil yaşamayı seçerim. Sevdikleriniz için
Elif: Ne zırvalıyorsun sen be!
Çakır: (Dönüp Elif'e doğru hamle yapar. Polat tutar) Bu hatır seni uzun yaşatmaz! Önüme çıkıp durma! Durmaa!!!
Elif: Uzun yaşamak gibi niyetim yok! Sen de benim önüme çıkıp durma!
Polat: Serhat, avukat hanımı gideceği yere kadar bırak.

(Elif ve Çakır'ın adamları çıkarlar. Çakır sinirle masasının arkasında dönüp durmaktadır)

Çakır: Niye böyle bir şey yaptın Can Polat
Polat: Daha önce de söyledim. O kız Emmi'nin emaneti, bir! Bu kadar sıkıntı varken avukat öldürülmez, iki! (Sesini yükseltir) Kızın hayatını değil senin hayatını kurtardım, üç!!!

(Çakır hırsla bir yumrukta sandalyesini devirir.)

Elif-Çakır: "Ahiretin ses düzeni" 19[değiştir]

(Çakır, Elif'in ricası üzerine kulağını kopardığı sesçiye bin dolarlık ödemesini yapmış, ancak yine de sesçiyi bar kavgası süsü vererek öldürtmüştür. Bunu öğrenen Elif, Çakır'ın ofisine gider)

Elif: Neden öldürdün?!
Çakır:(Belli etmemeye çalıştığı bir şaşkınlıkla) Kimi?!
Elif: Anlamadığım, madem öldürecektin, bin dolar parayı niye verdin?!
Çakır:(Bir süre sessiz kalır, sonra masasından kalkıp Elif'in önüne gelir) İstediğime para veririm, hak edeni öldürtürüm! Benden kimse hesap soramaz! Gelelim senin soruna: Ben öldürtmedim. Ama o hippiyi zaten biri öldürürdü! Gelelim benim soruma: Sana avukatımız ol dedik. Kapımızı destursuz açma imkanı verdik. (Sesini yükseltir) Sen, destursuz gelip, beni nası suçlarsın?!
Elif: Sizinle düşman olmaktansa, sizi anlamak için. Sizinle arkadaş olmak için. Avukatınız olmak için de değil. (Sesi keskinleşir) Sizi anlayabilmem için, sizinle arkadaş, dost olabilmem için, hatta avukatınız olabilmem için, size dair kafamda hiçbir şüpheyi barındırmamam gerekiyor!
Çakır:(Bağırır) Ne yapayım avukat hanım?! Kafanı mı koparayım şüphe duymaman için?! Adımız çıkmış dokuza, inmez sekize! Bunu sen de anlamadıysan, daha kime ne anlatayım?!
Elif:(İnanmaz bir tavırla) Umarım öyledir! (Çıkar)
Çakır:(Elif'in arkasından bakarak) Adalet avukat hanım! Adalet! (Yerine geçer masaya abanır) Hak ettiğin cezaya boyun eğeceksin! Biz de eğdik, o da eğdi! (Oturur)Ahretin ses düzenini kursun şimdi gavat!

Pala-Doğu: "Bilmiyorsan devlet değilsin." 61[değiştir]

Doğu: Abbas'ı öldürme görevini kimden aldın?
Pala: Devlet sırrı.
Doğu: Ben bilmediğime göre devlet sırrı değil!
Pala: Bilmiyorsan devlet değilsin.
Doğu: Seni doğurtan Ebe Seher'i tanırım! Aklını başına topla!!

Memati-Polis: "Terzinin İsmi Lazım"[değiştir]

(Cezaevindeki Çakır'ı ziyaret eden Memati'nin yolunu çıkışta polisler keser. Gözaltına alacaklardır.)
Polis: Emniyet'e kadar gideceğiz
Memati: Kimliğini göreyim!
Polis:(Yeleğini gösterir) Görmüyor musun?!
Memati: O yeleği 26 milyona dikiyorlar.
(Polis kimliğini gösterir)
Memati: Ne sebeple gidiyoruz?
Polis: Terzinin ismi lazım.

Şevko-Polat: "Ölmek İçin Yalvaracaksın!"[değiştir]

(Şevko, Çakır'ı ele geçirmek için Polat'ı almış, Nakliyeci Sefer'in deposunda dövmektedir.)
Şevko:"Can alan Polat" ha?[1] Kim kimin canını alacak, göreceğiz!
Polat:(Zorlukla) Cesareti sana bile öğrettim ya Aferin!
Şevko:(Polat'a birkaç yumruk atar) Ölmek için yalvaracaksın!
Polat: Yaşamak için yalvarmadık, ölmek için de yalvarmayız. Vaktin varken gel şu canı al!

Çakır-Nesrin: "Onlar Da Güzel Öper Haa!"[değiştir]

(Çakır'ın çocukları yatak odasına dalıp uyuyan babalarını şen şakrak bir halde uyandırırlar)
Çakır:(Gülerek) Lan n'ooluyo sabah sabah polis baskını gibi da! Eşkıyalar!
Nesrin:(Gülerek) Polislerin seni öperek uyandırdıklarını hiç sanmıyorum.
Çakır: Öper, öper Onlar da güzel öper haa!

Tuncay-Abidin: "Kılıç Kınını Kesmez"[değiştir]

Deve Tuncay: Şu işten bir sıyıralım, deve keseceğim Abidin!
Çapsız Abidin: Estağfurullah abi. Kılıç kınını kesmez!

Tuncay-Abidin: "Mutluluğun Resmi"[değiştir]

Abidin: Başka bir isteğin var mı?
Tuncay:(Sinirle) Bana mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin?!
Abidin:(Bir an düşünür) Abi ben sanat okulu mezunuyum. Teknik resim çizerim.
Tuncay:(Daha da sinirlenir) Çizmeyim lan Abidin, çizmeyim çık dışarı!

Çakır-Kumarbazlar: "Kimse benden çalamaz!"[değiştir]

(Şevko, Çakır'ın kumarhanesini soymak için üç kumarbazı kumarhanesine gönderir. Kumarbazlar, Polat tarafından fark edilir ve Çakır'ın ofisine çağırılırlar.)

Çakır: Ne yapmaya çalışıyorsunuz lan siz?! Kim dedi lan Çakır'ın kumarhanesinde para dağıtılıyor diye size?!

Ortadaki kumarbaz: Beyefendi bir yanlış anlaşılma var.

Çakır: Beyefendiymiş. Ne beyim ne efendiyim ulan! Çakır'ım ben, Çakır! Kim gönderdi lan sizi buraya?!

Ortadaki kumarbaz: Abi kimse göndermedi. Biz oyun oynuyorduk. Mesele kazandığımız şeyse bırakır gideriz. Canın sağolsun abi.

Çakır: Bir de bağış mı yapıyorsun lan çakal?! Lan burada bir şey bağışlayacak biri varsa benim, o da istersem canını bağışlarım! (Çakır Polat'a) Ya sen de niye dolandırılmamış gibi duruyorsun. Senin de kumarhanen burası. Ne yapalım bunları?

Polat: Ne yapacağız? Kumarbazla kumar oynanır. Yok mu toplu silahın?

Çakır: Bu Rusların iki şeyini seviyorum. Bir kadınlarını, bir de ruletini.

(Çakır masasının çekmecesinden toplu silahı alır ve silahındaki mermileri boşaltıktan sonra tek bir mermi koyar.)

Ortadaki kumarbaz:(Çakır'a yalvararak) Abi, elini ayağını öpeyim, çoluğumuz çocuğumuz var abi.

Çakır: Çoluğun çocuğun var kumarhanede ne işin var lan çakal?! Sizi kim gönderdi?!

Sağdaki kumarbaz: Abi valla. (Çakır boş tetiğe basar)

Çakır: Oğlum doğruyu söyleyin elini ayağınızı kırıp göndereyim.

Ortadaki kumarbaz: Abi bizi öldürürler abi. (Çakır yine boş tetiğe basar)

Çakır: Seni öldürürler de bizimkisi mantar tabancası mı ulan?! (Çakır soldaki kumarbaza) Telefonunu çıkar.

Soldaki kumarbaz: 'Gidin, Çakır'ın kumarhanesini çarpın,' dediler. Bizim bir suçumuz yok abi.

Çakır: Kim?

Soldaki kumarbaz: Şevko.

Çakır: Ara.

(Soldaki kumarbaz Şevko'yu arayarak)

Şevko: Alo.

Soldaki kumarbaz: Alo, Şevko Abi.

(Çakır telefonu elden alarak soldaki kumarbazın kafasına sıkar)

Çakır:(Şevko'ya) Kimse benden çalamaz!

Şevko: Allah belanı versin!

Çakır:(Memati'ye) Memati, bunların ellerini kır. Bir daha tavla bile oynayamasınlar.

Memati: Peki, abi.

Çakır: Biz iki üç saatliğine yokuz.

Memati: Çocuklar da gelsin mi abi?

Çakır: İstemez. Sen ortalığı topla.

Memati: Tamam abi, yürüyorum.

(Çakır daha sonra Polat'a)

Çakır: Hadi biz de bir kaçamak yapalım Can Polat. Ee, ruletini oynadık Rusların. Şimdi biraz da onlarla oynayalım ha.

Baron-Kılıç: "Harpleri Ben Başlatırım!"[değiştir]

Karahanlı: Önce o dergi, şimdi de bu fotoğraf! Beni dokunulur kıldınız! İnsanlar için Mehmet Karahanlı artık korkulan, ulaşılamayan bir Baron değil, sıradan bir iş adamı!
Kılıç: Bir savaşın içindeyiz. Bak Bu savaşta kurşun da değecek, çamur da sıçrayacak, kan da bulaşacak Bunu engellemenin bir yolu yok!
Karahanlı:(Hışımla doğrulur) Harpleri ben başlatırım Kılıç! Kurşuna yönünü ben söylerim! Çamuru ben hazırlarım! Eğer üstüme kan bulaşacaksa, kan gölü yaratırım, onun içinde yıkanırım! (Kılıç dehşet içinde bakarken devamla) Devlet hesaplaşmak istiyorsa, buyursun gelsin! Bizim de 30 yıllık hikayemiz var!

Şahin Ağa-Memati-Seyfo Dayı: "Gözümden Öpüyormuş"[değiştir]

(Çakır gardiyan kılığında hapisten firar etmiş, birkaç saat sonra dönecektir. Ancak olay savcının kulağına gidince savcı derhal cezaevini teftişe gider. Bunu duyan Şahin Ağa da Memati'yi Çakır'a haber vermesi için uyarır:)
Şahin Ağa:(Telefonda) Memati gardaş! Çakır gardaşım, 15 dakika içinde cezaevine geldi, geldi! Gelmedi, yurtdışına kaçsın! (Telaştan bir an ne diyeceğini bilemez. Patlar gibi) Gözlerinden öpmüşüm!
Seyfo Dayı: Ne diyor Şahin?
Memati: Gözümden öpüyormuş dayı!
Seyfo Dayı: Şimdi gözünün üstüne koyarım ha!

(Memati Çakır'ı arayarak tehlikeyi haber verir. Çakır ve Polat derhal cezaevine hareket eder)

Seyfo Dayı: Ne diyor Çakır?
Memati:(Ters ters bakar) Gözümden öpmüyormuş dayı!
(Seyfo Dayı Memati'nin gözüne bir tokat atar.)

Kumarhane Baskını[değiştir]

(Konsey'den habersiz uçaksavar sehemi kuran Tombalacı'nın foyasını Çakır meydana çıkarmıştır. Tombalacı da bunun intikamını almak için Çakır'a gider)

Serdar: Abi, Tombalacı geldi.
Çakır: Hemen masayı boşaltın.

(Çakır'ın adamları rulet masasını boşaltır. Çakır rulet masasına geçerken Derya'ya rastlar)

Çakır: Derya ortalıkta dolanma.
Derya: Hayırdır abi?
Çakır:(Sabırsızca) Hadi kızım, hadi kızım!

(Tombalacı ve adamları merdivende görünür. Çakır ise Polat'a yaklaşır)

Çakır: Niye geldi şimdi bu çiyan suratlı?
Polat: Kumar oynamaya!

(Çakır ve Polat Tombalacı'yı karşılar, rulet masasına oturturlar)

Çakır: Abi hoşgeldin.
Polat: Hoşgeldiniz
Tombalacı:(Oturur. Sinirle) Pek hoş gelmedim!

(Çakır masadaki krupiyer kızlar ve müdür Servet'e kendine has el işaretiyle (İşaret parmağını havada iki üç tur sallayarak) "Dağılın" der.)

Çakır: Niye abi?
Tombalacı: Konsey sana bu kumarhaneyi verdikten sonra sana bir şeyler oldu! O saygılı Çakır gitti, kendini dev aynasında gören, başkalarının meselelerine burnunu sokan, sırtını kayınpederine (Laz Ziya) dayayıp boyundan büyük işlere kalkan bir Çakır geldi!
Çakır:(Sertçe) Ben fark etmedim abi! Hoş gelmiş sefa gelmiş!

(Çakır, Polat ve Tombalacı bakışırlar. Çakır ve Polat'ın gözlerinde meydan okuma, Tombalacı'nın gözlerinde ise bu meydan okumaya hayret vardır.)

Tombalacı: Sana son bir kıyak yapacağım. Hayatını kurtaracağım. (İki eliyle rulet masasına "tamam" der gibi vurur.) Kumarhanene el koydum! Ya toplarsın tasını tarağını defolur gidersin, ya da
Çakır: Ne Çakır'mış be! Koskoca Tombalacı'yla Çakır'a İstanbul'u dar etti! Peehh!
Polat:Üstümüze gelen Laz Ziya'dan fırça yiyor Laz Ziya'dan fırça yiyen üstümüze geliyor! Bizim kimseye devredecek bir malımız yok! Kumarhanemize çökmeye çalışan, büyük kumar oynar!
Tombalacı: (Kendisinin kumarhanelerin başı olduğunu, kumarı oynayan değil oynatan olduğunu kastederek) Ben, kumar oynamam!

(O sırada Erdal Kömürcü'nün ölmediğini öğrenen Elif paldır küldür Polat'a gelmiştir. Memati'ye kendisini Polat'ın yanına götürmesini söyler. Memati kısa bir tereddütten sonra Elif'i kumarhaneye götürür.)

Tombalacı:(Kalkar) Buraya gelirken böyle bir saygısızlıkla karşılaşacağımı bilmiyordum. Bütün olanlardan Laz Ziya'yı sorumlu tutup seni ayırıyordum. Gördüm ki ayrılacak bir tarafınız yok! Laz Ziya ne kadar hasmımsa, sen de o kadar hasmımsın!
Çakır:(Sertçe) Hasım geldin hasım gidiyorsun! *Burnunu çeker*Azdan az, çoktan çok gider! Diyecek lafım yok!
Tombalacı:(Boğuk bir sesle) Ocağını söndüreceğim! (Gider)
Çakır:(Tombalacı'nın arkasından mırıldanır) Elinden geleni ardına koyma şişko!

(Tombalacı merdivenden çıkarken telaşla aşağı inen Elif'le çarpışır.)

Polat: Ne oldu?
Elif: Erdal ölmemiş!
Çakır: Ölen için gelirsin, ölmemiş için gelirsin Yine mi suçlu çıktık?
Elif: Hikmet Abi'nin evini basmış! Eren'i Canan'ı dövmüş! Hikmet Abi'yi vurmuş!
Polat: Yaşıyor mu?!
Elif: Yaşıyor ama durumu kötü. (Merdivene çöker) Eren de tutuklandı!
Derya: A-aaa! Dur, dur, sakin ol! Gel Gel otur şöyle (Derya ile Polat Elif'i rulet masasına oturturlar)
Çakır: Memati viski getir!
Elif: N'apicam şimdi ben?! Bir tarafta Hikmet Abi can çekişiyor, bir tarafta Eren Eren'i cezaevinde öldürürler! O deli de elini kolunu sallayarak hala geziyor!
Polat:(Heyecanla) Memati bırak viskiyi. Yürüyün gidiyoruz!
Çakır:(Patlar gibi) Allahaşkına bi' durun da! Şu şişko bi' defolup gitsin! Ondan sonra kimi isterseniz öldürelim, kimi isterseniz yaşatalım! Memati! Oğlum viski getir da!

(Memati tam o sırada ordan geçen bir garson kızı durdurur.)

Memati: Kızım versene şunu!

(Çakır viskisini yudumlarken Tombalacı ve adamları kumarhanenin gizli çıkışından çıkmak üzeredirler. Tombalacı adamlarından biriyle bir an göz göze gelir ve başıyla "tamam" der. Adamı emanetteki silahını alır almaz Çakır'ın adamlarını vurur. Tombalacı'nın otomatik silahlı adamlarıyla birlikte tekrar kumarhaneye geçerler. Tam bu sırada Çakır durumdan huylanıp Polat'a bakar. Polat da "Ne oluyor" gibisinden yukarı baktığı anda Memati'nin feryadı duyulur)

Memati: Abi!!!

(Tombalacı'nın adamları otomatik silahlarla kumarhaneyi taramaya başlarlar. Derya, Elif, Polat, Çakır ve Memati ağır yaralanır, müşterilerin ve çalışanların büyük çoğunluğu öldürülür. Çatışmada Tombalacı'nın üç adamından ikisi de ölür. Derya da hastanede ölecek, Elif ise bir süre felçli kalacaktır.)

Çakır-Nevzat-Eren: "Şimdi Azerilerin Türk olduğuna inandım!"[değiştir]

Nevzat: Abi yeni biri gelmiş. Azeri'ymiş
Çakır: Hırsızlıktan mı?
Nevzat: Yok abi cinayetten
Çakır:(Şaşırır) Allah Allah! Kimi vurmuş, niye vurmuş?
Nevzat: Adamın biri buna "Rock Hudson" demiş.
Çakır: Ermiş Kim ki bu Rock Hudson?
Eren: Film yıldızıydı abi. Öldü.
Çakır: Eee?
Eren: Abi, AIDS'ten öldü.
Çakır: Eee?
Eren: Abi adam eşcinselmiş.
Çakır: Ulan bu Azerilerin Türk olduğuna aha şimdi inandım! Peki, ne tür filmlerde oynardı bu topoş?
Eren: Abi daha çok kovboy filmlerinde oynardı.
Çakır: Oğlum bu kovboyların alayı top! (Eren saklamaya çalışarak güler) Ben mesela çocukken hep Kızılderilileri tutardım! Valla!

Çakır-Tecavüz zanlısı: "Adalet orada değil burada!"[değiştir]

(Çakır, hapishane koğşunda adamları ile birlikte bir televizyon izlerken bir habere rastlar. Haberde genç bir kıza tecavüz ettikten sonra öldüren bir zanlıya tatbikat yaptırılmaktadır.)

Çakır'ın adamı: Şerefsiz!

Çakır: Kim lan o?

Çakır'ın adamı: Abi şerefsiz 15 yaşındaki kıza tecavüz edip öldürmüş.

Çakır: Aç bakayım sesini.

Zanlı:(Zanlı tatbikatta suçunu itiraf ederken) Ağlamaya başladı. Sus dedikçe de ağladı. Ben de susturmak için kafasını taşla ezdim.

Çakır:(Çakır sinirlenerek bezi televizyona fırlatır) Konuşturuyorlarda öldürmüyorlar!

Kızın ağabeyi: Adalet istiyorum, adalet! 15 yaşındaki çocuğu kirletip öldüren sapığı affeden değil öldüren adalet istiyorum!

Çakır:(Televizyonda kızın ağabeyinin feryadına dayanamayarak) Adalet orada değil burada! O sapığı burada istiyorum lan! Benim koğuşuma gelecek, anlaşıldı mı?!

(Tecavüz zanlısı koğuşta Çakır'ın adamları tarafından dövüldükten sonra.)

Çakır: Bu millet çok bozuldu, ama o kadar da değil. Her şeye eyvallah, hırlıya eyvallah, hırsıza eyvallah, dolandırıcıya eyvallah, kan emiciye eyvallah, ama namussuza dur. Ne istedin lan o çocuktan, ha ne istedin şerefsiz!

Zanlı: Abi, şeytana uydum, ne olur affet abi.

Çakır: Şeytana mı uydun?! Senden âlâ şeytan mı var ulan pezevenk! (Çakır tecavüzcüyü sert bir yumrukla yere serer.)

Çakır: Kaldırın, kaldırın çabuk! (Çakır tecavüzcüyü yerden kaldırtır ve dövmeye başlar.) Hem bu boku yiyeceksin, hem de utanmadan gidip anlatacaksın ha! Böyle yaptım, şöyle yaptım, buradan getirdim, buraya götürdüm, bunu yaptım, bunu yaptım, yaptım ha! Bir de, bir de, bir de kafasını taşla ezdim dedin, değil mi ha?!

Zanlı: Ezdim dedim, abi yapma abi ne olur, ayağını öpeyim abi. Abi affet abi, abi (Tecavüzcü Çakır'a yalvarır.)

Çakır: Ver havluyu ulan, ver havluyu! (Çakır, o esnada kül tablasını alır ve havluya serer.) Böyle, böyle, öyle vurulmaz, böyle vurulur lan! (Çakır, havluya serdiği kül tablasıyla tecavüzcüyü döverek öldürür.)

Çakır:(Çakır Ferman'a) Ferman, al bunun suç aletini, kes de ağzına ver!

Çakır-Eren-Ferman: "Düello, Öncesi ve Sonrası"[değiştir]

(Bir şekilde Çakır'a yanaşmayı başaran Ferman'ın, Tombalacı Mehmet'in adamı olduğu anlaşılmıştır. Dışarıdan infaz emrini alan Ferman, bıçağı sakladığı tuvalete gidip bıçağı alır geri gelir)

Çakır: Abdest mi aldın, nerde kaldın?
Ferman: Gelmişem abi
Çakır: Biz orucumuzu açtık. Sen de aç

(Ferman bir bardak suyla orucunu açar)

Çakır: Allah kabul etsin.
Ferman: Eyvallah
Çakır: Çay demlenmiştir

(Ferman, Çakır'a sırtını dönüp çay koymak için hazırlığa başlar)

Çakır:Rock Hudson!!![2] Birer bardak çay koy!

(Ferman bıçağını, Eren de tabancasını çeker)

Çakır: Sık da Eren! Adalet yerini bulsun! Yattığına saysınlar! SIK!

(Eren tetiği çeker, silah boştur. Ferman alaylı bir şekilde gülümseyerek çebinden çıkardığı mermileri yere döker.)

Ferman: Bu tıfıl mı seni kurtaracak?!

(Eren silahın namlusundan tutup kabzasıyla Ferman'a vurmak için hamle yapar. Ferman Eren'i kolayça ekarte edip bıçağı Eren'in boğazına dayar. Bu sırada da Çakır ayaklanmış, ceketini bastonuna sarmıştır.)

Çakır: Sana beni öldürmen için emir gelmedi mi? Ha? Bırak çocuğu! BIRAK ÇOCUĞU!!!

(Ferman, Eren'i bırakır. Eren tezgahtan bir bıçak alır)

Eren: Abi
Çakır: Ermiş[3] dışarı!
Eren: Abi
Çakır: Ermiş bırak dışarı dedim!

(Eren bıçağı bırakır ama çıkmaz. Düello başlar!)

Çakır: Görelim bakalım ferman kiminmiş Ferman Efendi! Ne verdiler kelleme, ha? Ne kadara satın aldı seni Tombalacı şerefsizi?!
Ferman: N'apican? Daha fazlasını mı vericen?
Çakır: Hele sen bi' söyle de piyasamı bileyim koç'çum!
Ferman: Yüz Yüz dolar!

(Çakır Ferman'ın bıçak tutan elini bastonuyla dizi arasına sıkıştırıp bıçağı elinden alır. Birden bastonun başını çekip gizli hançeri çıkarır.)

Çakır: Yüz dolar ha? Bak bu zoruma gider işte!

(Çakır, gizli hançerle Ferman'ı öldürür)

Çakır: Eğer biz yüz dolara gidiyorsak, o Tombalacı'yı da bir işkembe çorbasına götürmezsem, bana da Çakır demesinler! Ucuzcu gavat! Ermiş! Mapus damı oğlum burası! Elin apış aranda değil silahında uyu! Bugün silahını alırlar, yarın canını
Eren: Haklısın abi Abi bunu ne yapacağız?
Çakır: (Şakacı bir tavırla) Üstleneceksin koçum?!
Eren:(Kısa bir duraklamadan sonra) Eyvallah abi
Çakır:(Gülerek) Aferin Jargonu da kapmışın?! (Ciddileşir) Adresine göndereceğz. Kellesini sahibine, gövdesini denize!

Memati-Seyfo Dayı: "Gaz Maskesiyle Gül Koklamam"[değiştir]

(Çakır'la Polat çapkınlığa gitmişlerdir. Seyfo Dayı arkalarından söylenirken birden Memati'ye döner:)
Seyfo Dayı: Memati Sana bir şey soracağım. Ama bak, eğer yeğenime anlatırsan topuğuna sıkarım!
Memati: Benden laf çıkmaz dayı!
Seyfo Dayı: Göreceğiz! Şey Şimdi bu şamyeli takıyorlar ya, bir şey anlıyorlar mı ondan?
Memati: Ne şamyeli dayı?
Seyfo Dayı: Canım işte kılıf kılıf!
Memati:(Güler) Dayıma tecrübe ettireyim?
Seyfo Dayı:(Kasılarak) Ben gaz maskesiyle gül koklamam yeğenim!

Elif-Çakır: "Dün Dündür Bugün Bugün"[değiştir]

Elif: Yine de sevgili müvekkilim, bu mahkeme salonları öyle yerlerdir ki, insan söylemek istediğini unutur, unutmak istediğini de söyleyiverir. Ola ki biri damarına basar, ters bir şey söyler, sakın gaza gelmeyesin
Çakır: Ne zaman öyle bir şey yapmışım ki?
Elif: Tanıştığımız gün Sana iki gaz verdim, az daha üç cinayetide orada ötüyordun!
Çakır: Canım, soyadımız Çakır'sa da, adımız Süleyman. "Dün dündür, bugün bugün!"

Seyfo Dayı-Polat: "Esas Duruş!"[değiştir]

(Seyfo Dayı, Duran Emmi'nin cenazesinden bir süre sonra kahveye gelip herkese bağırıp çağırarak ayar veren Elif'ten övgüyle bahsetmektedir.)

Polat: Dayı? Hani sen hep "Kadınlardan uzak duracaksın" derdin? Ne oldu şimdi?
Seyfo Dayı: Durmaya duracaksın da yeğenim, böylesinin karşısında da esas duracaksın!
(Elif'in geldiğini görür)
Seyfo Dayı: Aha! Kalk, kalk, kalk, kalk! Esas duruş!

Nesrin-Meral: "Aldığın Nefes Zarar!"[değiştir]

(Çakır Cerrahpaşalı Halit tarafından ağır yaralanmış, hastanede ameliyattadır. Bir başka odada Nesrin'le Meral konuşmaktadır:)

Meral: Benim yüzümden oldu!
Nesrin: Nasıl?
Meral: Oturuyordum. Birden birileri geldi, ağzımı bantlayıp sandalyeye bağladılar "Halit Abi" dedikleri biri "Senle işimiz yok, bize enişten lazım" dedi. Bir süre sonra eniştem geldi . Beni görünce bir şey yapamadı. Sonra o Halit denen adam silahını çekip enişteme sıktı, sıktı, sıktı (Ağlar)
Nesrin: Çakır Halit'i nasıl göremedi?
Meral: Arkamda karanlıktaydı.
Nesrin:(Kuşkuyla) Peki senin orada ne işin vardı?
Meral: Babam beni oraya kapatmıştı!
Nesrin: Çakır'ın söylediği en doğru şey ne biliyor musun Meral?
Meral: Ne?
Nesrin:(Nefretle) Aldığın nefes zarar!

Büyük Kavga: Polat Alemdar ile Aslan Akbey[değiştir]

(Polat, Çakır'ın ölümünden sonra, Sefirlik Masası'ndaki altı büyük babayı öldürüp Testere Necmi'ye giderek "Laz Ziya'ya Çakır'i öldürdüğünü ve kesilecek cezaya razı olduğunu söylemesini" söyler. Bunu duyan Aslan Akbey, Polat'ı görüşmeye çağırır.)

Polat: Nasılsın?
Aslan Bey: İyidir, senden n’aber?
Polat: İyi
(…)
Polat: Belliydi satacakları… Bedo’ya çok ağır gelmişti kurşunlanmak. Hiç ateşin ortasında kalmak istemiyorken kendisini bizden taraf buldu.
Aslan Bey: Fethi?
Polat: En tehlikelisi oydu. Ben en çok ondan hamle bekliyordum. Aslında fırsatı olmadı. Biraz daha iyileşmeyi bekliyordu ama… Nasip…
Aslan Bey: Yarım bırakmanı tasvip etmemiştim zaten. Adamı kötü aşağıladınız.
Polat: Aşağılığın önde gideniydi de ondan.
Aslan Bey: Demir’i niye vurdun?
Polat: 10 bin dolar vermemek için Halit’in yeğenini satan adam, bizi kaça satardı sence?
Aslan Bey: Üstün?
(Sessizlik)
Polat: Gözüm tutmamıştı!
Aslan Bey: Faris?
Polat: Tipini sevmemiştim!
Aslan Bey: Ne oluyor aslanım?! Ne tribe girdin?! Karşında sorgu yok!
Polat: O zaman sorgulama!
Aslan Bey: Halit ne anlattı?
Polat: Çakır’ı nasıl tuzağa düşürdüğünü…
(…)
Aslan Bey: Sonra?
Polat: Sonra Testere’ye gittim.
Aslan Bey:(Sertçe) Sebep!
Polat: Mektubu adresine iade etmek için. (Sertçe) Kime gitseydim?! Baron’a mı?!
Aslan Bey: Aslanım sen iyi misin?!
Polat: Değilim!
Aslan Bey: Belli!
Polat: Lütfen! Yine yukarıdan konuşmaya başlama!
Aslan Bey: Sen aklınla hareket etmiyorsun. Hislerinle hareket ediyorsun! Bana bir tek sebep söyle. Testere’ye gitmek için bir tek sebep! Ya da boşver sebebi! Ne elde ettin? Ne elde etmeye gittin, ne elde ettin?
Polat: Lütfen… Evet haklısın. İyi değilim.
Aslan Bey: Ne konuştunuz Testere’yle?
Polat: Laz Ziya’ya Çakır’ı öldürdüğünü ve cezasına razı olduğunu söylemesini istedim.
Aslan Bey: Testere’den!!!
Polat: ('Ne var bunda' der gibi) Eveet?
Aslan Bey: Aslanım! Sen iyi değilsin, demiştim ama, sen kafayı yemişsin! Bunun iyilikle kötülükle alakası yok! Sen projeyi bitirmek istiyorsun!
Polat:(Şaşırır) Nasıl bu sonuca vardın merak ediyorum.
Aslan Bey: Bak aslanım! Bir: Kafana göre bu memlekette mafya babası öldüremezsin! İki: Hadi diyelim ki öldürmen gerekti, bunu benden habersiz ve izinsiz yapamazsın! Üç: Diyelim ki yaptın, Konsey üyesi bir kişiyi, ki bu Testere Necmi, tetikçileri, gidip alenen âşikârâne tehdit edemezsin! Dört: Ettin mi? Bu iş bitti, geçmiş olsun!
Polat: Bir şey söyleyeyim mi? Edemezsin dediğin her şeyi ettim. Bence de iyi ettim!
Aslan Bey: Ben de sana bir şey söyleyeyim mi? Her şeyin içine ettin!
(…)
Polat:(Bağırır) Ne yapmışım içine edecek?! Kalkmışsın bana, altı tane ciğeri beş para etmez adamı niye öldürdün, yedincisini niye tehdit ediyorsun, diyorsun! Sen kimden yanasın Aslan Bey?!
Aslan Bey: Çizmeyi aşma! Benim yanım da belli, yerim de… Ben devletim! Sen de devletin için hizmet ediyorsun!
Polat:(Bağırır) Çizme kanla dolup taşmış, sen bana boğul diyorsun!… Yok öyle bir devlet hizmetkarını kana boğdurtacak!
Aslan Bey: Millete kestiğin raconu bana kesme! Bana sökmez! Sen mafya babası değilsin! Devlet görevlisisin!
Polat:(Bağırır) Neye göre?! Kime göre?!
Aslan Bey:(Bağırır) Bana göre, sana göre!
Polat: Bak Aslan Bey! Ben mafya babasıyım! Kabul et bunu! (Bağırır) MAFYA BABASIYIIIM!!! Ve şunu unutma: Sen beni mafya babası yaptın!
Aslan Bey: Ve ben sana diyorum ki yanlış yapıyorsun!
Polat:(Bir 'Yâ Sabır' jestinden sonra) Doğrusu neymiş?!
Aslan Bey: Yaptığın ve yapacağın her şeyde bana karşı mesulsün. Benim bilgim, emrim, iznim olmadan, kimseyi öldüremezsin, (sesini yükseltir) öldürtemezsin! (Bağırır) Senin ardından dosya kapatmakla uğraşamam ben!
Polat:(Bağırır) Başka işin mi var?! Ben öldüreceğim, sen gömeceksin! İşimiz bu!
Aslan Bey:(Sertçe) Ben sana böyle mi öğrettim işini?!
Polat: Bana her şeyi öğrettin. Savaşmayı, strateji üretmeyi, karar vermeyi, kararı anında uygulamayı… Mükemmel bir hocasın. Ama kabul et: Öğrencin de mükemmel! (Bağırır) Hocaaaam! Boynuz kulağı geçti, kabul et!
(Sessizlik)
Polat: Ben o ameliyathanede karar vereceğime senin yanına koşturup gelseydim, ne olacak diye sorsaydım, bugün her şey çoktaaan bitmişti! Kusura bakma! Bu sefer doğru kararı ben verdim! Nasıl sen bu vadiye beni sokarak doğru bir karar verdiysen!
(…)
Polat: Sana bugüne kadar bir tek şeye olmaz yapamam dedim mi?! Hangi operasyonu verdiysen, üstesinden geldim! Ama ben robot değilim! Ben etten kemikten bir adamım! Senin gibi antrenör değilim. Sahanın içindeyim. Her attığım çalımdan sonra kulübeye dönüp bakarsam top oynayamam Aslan Bey!
Aslan Bey: Bu maç değil, satranç! Devlet top oynamaz, ama satranç oynar!
Polat: Ne korkuyorsun? Hesap vereceğin yerler mi var?
Aslan Bey: Devlet yeri geldiğinde hesabını sorar!
Polat: Sen de verirsin!
Aslan Bey:(Öfkeyle) Sen kimsin lan benimle böyle konuşuyorsun?!
Polat:(Bağırır) Ben Polat Alemdar’ım! Ali Candan değilim!!! Şizofreniden kurtuldum, sen de kurtul! Öldü, anladın mı, öldü!!! Artık bunu kabul et! En azından Elif kadar kabul et!
Aslan Bey: Her şeyi kabul ederim. Ama yanlış yaptığın şeylerin arkasına sığınıp, duygu sömürüsü yapmanı asla!
Polat:(Bağırır) Benim duygum muygum yok lan! Sen Duran Emmi’nin karşısına geçip, silahı doğrultup, nasıl kafasına sıktıysan ben de devletin bekası için yapmam gerekeni sonuna kadar yaparım, o kadar! Ne duygusu!
(…)
Polat: Sen beni aptal mı zannediyorsun? Aklın sıra gizli iş çeviriyorsun. Ben senin öğrencinim! Ben de senin kadar bilirim sır kaç kişinin arasında kalır.
Aslan Bey: Sen bu işin altından kalkamadın evlat… Maalesef ilk defa beni hayal kırıklığına uğrattın.
Polat: Benimki ilk, seninki son değil…
Aslan Bey: Yeter!
Polat: Yetmez!!! Beni sen konuşturdun! Hep bir bildiğin vardır diye, kaç gece avundum, biliyor musun?! Ama öğrendim ki bildiğin tek şey hesap sormakmış!
Aslan Bey: Benim bildiklerim olmasa sen buralara gelemezdin.
Polat: Şimdi de beni mafya babası yaptığın için övünüyor musun?
Aslan Bey: Nankörlük etme! Seni bu devlet okutmadı mı? Yetiştirmedi mi? Ben senin arkadaşını da biliyorum. Otuz senede ilerleye ilerleye, teypten müzik seti tamir etmeye ilerledi!
Polat: Ne olacak?! Ben de babamın yanında kitap satardım. Oturduğum yerde Hikmet’le vatan kurtarırdık. Arada bir de sen gelirdin işte. Ne olacak?! Ne fark ederdi?! Bana Üstün Hizmet Madalyası verecektin de vaz mı geçtin?!
Aslan Bey: Vazgeçtim!
(…)
Aslan Bey: Vazgeçtim… Bitti… Buraya kadar… Kurtlar Vadisi Operasyonu bitmiştir!
Polat: Ölüleri mi dirilteceksin?
Aslan Bey: Belki dirileri öldürürüm!
(…)
Aslan Bey: Kendine ülke seç. Tatile çıkacaksın! Sen gittikten sonra ben karar vereceğim dönüp dönmemene.
Polat: Başka?
Aslan Bey: Bugüne kadarki hizmetlerin için teşekkür ederim. Ama buraya kadar…
Polat: Ne kadar, nereye kadar, bundan sonra ben karar veririm! Operasyon bitti mi? Devlet görevi de bitti! Seninle bağım da bitti! Ama şunu unutma: Ben hiçbir işimi yarım bırakmam!.. Aslan Amca!

Av. Faruk Çetinkaya-Sekreter Berna Hanım: "İlle De Kutsaldır!"[değiştir]

Faruk Çetinkaya, sıfırı tüketmiş, mesleğini bırakmak üzere olan bir avukattır. Gazetenin seri ilanlarında avukat ilanlarına bakarken büronun mülk sahibi arar, geciken kirayı ister. Mülk sahibiyle konuşurken avukat sinirlenir, yere düşürdüğü bir şeyleri almak için eğildiğinde kafasını masaya çarpar. Buz almaya gideceği sırada telefon tekrar çalar. Mülk sahibinin tekrar aradığını sanan avukat, sekreterinden telefona bakmasını ister.

Berna Hanım: Avukat Faruk Çetinkaya'nın ofisi? Tamam efendim. İleteyim
Avukat: Berna Hanım, her zaman nasıl bu kadar kibar olabiliyorsunuz, o iğrenç ev sahibi beye karşı bile?
Berna Hanım: Baro'dan aradılar efendim.
Avukat: Aidat için mi?
Berna Hanım: Hayır efendim CMUK avukatlığı için.
Avukat:(Canlanır) Unutmayın Berna Hanım! Nasıl olursa olsun, hangi şartta olursa olsun, savunma kutsaldır! Mevzu neymiş?
Berna Hanım:(Sıkıntılı bir tavırla) Çete
Avukat:(Yüzü düşer) Hmmm (Hemen toparlanır) Olsun Yine de savunma kutsaldır (Merakla) Kimlermiş?
Berna Hanım: Polat Alemdar ve ekibi
Avukat: (Gözleri parlar, gülümser) Oooooooooo! İlle de kutsaldır!!!

Laz Ziya-Testere Necmi: "Dostum olmaz, hasmım yaşamaz!"[değiştir]

(Baron Tuncay Kantarcı'ya düzenlenen saldırıdan Çakır'ı sorumlu tutar. Testere'ye Çakır'ı korkutmasını söyler. Testere de Çakır'a, oğlu Pusat aracılığıyla, mafya dilinde "soyunu kuruturum" anlamına gelen siyah bir zarf içinde siyah ve boş bir kâğıt göndertir Meral ve Nesrin Telefonda konuşurken paralel telefondan bunu duyan Laz Ziya, Testere'nin mekanını basar:)

Testere: Abi hoş geldin, hayırdır inşallah?
Laz Ziya: Sen ne yaptığını sanıyorsun?!
Testere: Ne yapmışım abi?
Laz Ziya:(Kendine has konuşmasıyla) Bak koçuuuum! Sen kısa pantolonla ananı keserken ben kişiye racon kesiyordum! Benim bir yaramı, bir düşkünlüğümü, bir zayıflığımı mı gördün ki, kendinde bana saygısızlık yapma cüretini buldun?!
Testere: Saygım sonsuz, cesaretim doğuştan! Yaptığımı söyle ki yapmadığımı bileyim
Laz Ziya: Sen benim torunumun okuluna nasıl adam gönderirsin, torunumun istikbaline nasıl şerh düşersin?!
Testere: Ziya Abi bilmediğin şeyler var. Benim yaptığım sana karşı saygısızlık değil, emre karşı itaattir. Senin torununun kılına zarar verenin derisini yüzerim ama, torununla aranda damadın var!
Laz Ziya: Ne olmuş damadıma?
Testere: Önüne gelene saygısızlık edip, başla kıçı ayırt edemez olmuş.
Laz Ziya: Çakır benim damadımsa ben de onun babasıyım. Şam babası değil! Bir saygısızlık yapmışsa kulağını da çekmek, kafasını da kesmek bize düşer! Beni iyi tanı. Bana bu alemde saygısızlık bir defa yapılır! (Ayağa kalkar)
Testere Necmi: Hasım geldin, dost kalk abi. (Tokalaşmak için elini uzatır)
Laz Ziya:Dostum olmaz, hasmım, yaşamaz! Sen benim kardeşimsin. Kulağını çekmeye geldim. Haaa, o Tombalacı şişkosuyla çok geziyorsun Necmiiiii. İkiniz bir İstanbul'a sığarsınız daaaa Bir mezara sığmazsınız! (Çıkar)
Testere: (Tek başına kaldığı sırada öfkeyle) Seni dee, damadını da yedi parçaya bölersem, yedi tepeye sığdırırım!

Kılıç-Şevko-Çakır: "İt Dalaşı!"[değiştir]

(Baron Kılıç'tan Şevko ve Çakır'la konuşmasını ve aralarındaki husumeti durdurmasını ister.)

Kılıç: Seninle son konuşmamızda Şevko, sana olay çıkarmamanı söylemiştim. Sen ne yaptın? Çakır'la Emmi'yi öldürmeye kalktın. Bize bunun sebebini anlat!
Şevko: Emmi kendi mekanımda bana hakaret etti. Adamımı öldürüp ayaklarımın önüne attı. Çakır'la aramda bir sorun yoktu. Ama o da akrabalarımdan haraç kesip bana hakaret etti. Ben de bu hakaretlerin altında kalmayacağımı gösterdim!
Kılıç:(Çakır'a) Doğru mu?
Çakır:(Tıslar gibi) Yalan! Emmi'nin mekanına racon kesmeye gitti, ağzının payını aldı! Bana durduk yere haraç kesti, ben de aynı şekilde karşılık verdim! Yaptığı kahpelik yanına kalmadı, yine kalmayacak!
Şevko:(Doğrulur) Kahpelik yapan sensin!
Çakır: Sensin
Şevko: Sensin!
Çakır: Sensin!
Kılıç:(Bağırır) Kesin şu it dalaşını! (Sessizlik) Eğer bu olayı uzatır ve buradan barışarak çıkmazsanız, bu aleme ibret, ikinizi de yok ederiz!

Polat-Testere: "Türk Ruleti"[değiştir]

(Polat, Çakır'ın öldüğü gece sefirlik masasındaki altı babayı birden öldürmüş ve Testere'nin karşısına dikilmiştir. Ölen babaları tek tek sayarak öldüğünü Testere'ye söyler. Bu sırada geri dönüşlerle ölen babaların son durumunu görürüz.)

Testere: Herkes ölmüş madem, niye sen yaşıyorsun Polat Alemdar?! Bir kurşun'da kendine sıkamadın mı?!
Polat: Skıacağım! Burada sıkacağım Bir kendime, bir sana! (Horozu kaldırıp masaya bıraktığı silahı alır, horozu kapatıp elinde evirip çevirir) Bu Çakır'ın emaneti. (Silahı açar mermileri avucuna boşaltır) Altı kurşun var. Birini kendime saklayacağım. (Bir mermiyi ceketinin mendil cebine koyar, diğerlerini topuza dizmeye başlar) Geri kalan beş kurşunla (Topuzu hızla çevirir) Türk ruleti oynayacağız. (Silahı bir hamlede kapatır, başına dayar) Şanslı olan yaşayacak!

(Polat yavaş yavaş tetiği çeker. Silah patlamaz. Testere ise en ufak bir heyecan göstermeden izlemektedir.)

Polat: Bugün şanslıyım!

(Polat topuzu birkaç kere hızla çevirip silahı kapatır, Testere'ye doğrultur)

Testere: Bir daha sana bu şansı vermem. Sık!

(Polat tetiği çektiğini ve Testere'yi vurduğunu hayal eder. Sonra hayalinden döner. Sonra yavaş yavaş tetiğe bastırır. Bu anda Testere'nin yutkunduğu görülür. Polat sonra tetiği bırakıp silahı elinde kovboy gibi çevirerek Testere'ye uzatır. Testere silahı Polat'a doğrulturken Polat bir sigara yakar. Gayet soğukkanlı bakarken Testere tetiğe basar ama silah yine patlamaz. Testere bir an ikinci defa tetiği çekip çekmeme konusunda tereddüt etse de, silahı sehpaya bırakır)

Testere: Evet! Bugün şanslısın! İstediğini vereceğim! Söyle!
Polat: Bana verebileceğin hiçbir şey yok!
Testere: Sefir mi olmak istiyorsun?
Polat: İstesem Dışişleri'ne girerdim, sefir olurdum!
Testere: İyi Benim için çalış o zaman? Seninle kafalarımız aynı.
Polat:(Sertçe) Ben kimsenin emrinde çalışmam!
Testere: Ne istiyorsun?
Polat: Çakır'ı sen öldürttün!
Testere: Eee?
Polat: Damadının intikamını alması gereken kişi Laz Ziya. Bu yüzden gidip Laz Ziya'ya yaptığını anlatacaksın. Vereceği cezaya da razı olacaksın!
Testere:(Alaylı alaylı güler) Sen mi yaptırıcan bunu bana?!
Polat: Başka türlü yaşama imkanın yok! (Elinde dik tuttuğu sigarasına bir fiske vurur. Uzayan külün tam isabetle küllüğe düştüğünü görürüz.)
Testere: Bir sürü adam öldürdün. Gözün kara anladık! Halit'i de öldürdün. Arkadaşının intikamını aldın! Aferin! Bana geldin, saygısızlık yapmak pahasına seni dinlememi sağladın. Ama artık senin için yapabileceğim bir şey yok. Ne güzel şanslıydın. Şansını zorladın!
Polat: Ben ölümden korkmam!
Testere: Hiç kaybedeceğin bir şey yok mu?
Polat: Olsa, burada olmazdım!
Testere: Avukat kızı kaybetmekten korkmuyor musun?
Polat: Senin Meral'i kaybetme korkundan daha az!
(Testere'nin bu lafı beklemediğini ve sinirlendiğini görürüz. Bu arada Polat sigarasını söndürür)

Testere: Benden makul bir şey isteseydin kabul edecektim. Ama dediğin gibi sana verebilecek bir şeyim yok. Zaman hariç. Ömrün, bugün kadar uzun değil! Git sevgilinle vedalaş! Yarını görmeyeceksin! O da seni yarın göremeyecek!
Polat: Sabah ezanını Havuzbaşı Camii'nin köşesinde dinleyeceğim. Yeni günü orada karşılayacağım! Gelen her neyse, ölüm bile olsa, eyvallah!

Aslan Akbey-Doğu Eşrefoğlu: "On yedi devlet"[değiştir]

Aslan Akbey: Herkes 17 devlet kuruldu diye övünür, kimse 16'sı niye battı diye düşünmez.
Doğu Eşrefoğlu: Düşündüğünü söyle.
Aslan Akbey: İhanet!
Doğu Eşrefoğlu: Büyük devletler ihanetlerle yıkılmaz Aslan.
Aslan Akbey: Ama büyük devletler ihanetlerle küçülür. Teşkilatın ikinci adamı hain çıkabilir. Hatta gerekçeleri de vardır. Hiçbir şey yoksa evlatlarının geleceğini düşünür. Ama teşkilatın birinci adamı bu ihaneti savunup Amerika karşısında benim yüzümden itibar kaybediyormuşuz havası estirirse işte bu kabul edilemez. Mesele ben, o, şu, bu meselesi değil. Ben mühim değilim. Canımı alırlar olur biter. Aslan gider kaplan gelir. Ama ihanet içindekiler nasıl evlatlarını düşünüyorsa ben de vatan evlatlarını düşünüyorum. Onların evladı varsa benim 70 milyon evladım var.
Doğu Eşrefoğlu: Böyle düşünmek bizler için erdem değil olağandır. Böyle düşünmemek gaflettir. Lakin seni çocukluğundan beri tanırım. O günden bugüne çok şeyin değişti. Ama değişemeyen bir o kadar daha şeyin var. Irak'ta Amerikalılara meydan okuyorsun; Azerbaycan'da, Kafkasya'da dünyaya meydan okuyorsun. Aslanım! 17 devlet. Biz bu meydanlarda çok dik durduk. Masadakiler dik durmuyor diye götürüp kabre gömme. Artık bu vatanın bir ferdinin bile birilerine bileklerini uzatıp prangalanmaya tahammülü yok! Ama bunun yolu senin yolun değil. Sen sadece bir parçasısın. Sen vazifeni yap. Diğerleri de vazifelerini yapsın.
Aslan Akbey: Benim vazifelerimin kurbanları ellerinde silah yoksa kelepçelenmek için bileklerini uzatır. Kafalarına çuval geçirilip gerisin geri postalanmaz!
Doğu Eşrefoğlu: Sen milletin başına çorap örüyorsun, onlar da bizim başımıza çuval geçiriyor Aslan. Uçaksavarlara el koydun. Amerikalıyı öldürdün. İkinci adam elinde ölü kaldı, birinci adam elinden zor kurtuldu. Senin için daha ne yapayım? Onların eline bıraksam seni bir kaşık suda boğarlar.
Aslan Akbey: Madem derin sularda geziyoruz, siz de benim derin köprümsünüz.
Doğu Eşrefoğlu: Sanki karşımda Kuşçubaşı Eşref konuşuyor. Dedene ne kadar benziyorsun. Doğru ya, aslanın evladı aslan olur. Kuşçubaşı gibi tarlada domates ekerek ölmeni istemem, aslanın evladı Aslan. Nasılsa artık KGT yer altında. Bildiğini yap. Artık seni kimse şikâyete gelemez.
Aslan Akbey: İstanbul'dan bir emriniz var mı?
Doğu Eşrefoğlu: Karıncayı incitme.

Testere Necmi-Laz Ziya: "Ben senin anan mıyım?"[değiştir]

(İstanbul sefiri Süleyman Çakır'ın cenazesinden ve Altı Baba'nın öldürülmesinden sonra konsey toplanır; Laz Ziya, Testere'yi damadını öldürmeye azmettirmekle suçlar. Necmi ise bu suçlamaları reddeder:)
Necmi: O zaman Ziya Bey benden özür dileyip bu düşmanlığa bi' son verecek. Hüsrev Ağa taraf olmaktan vazgeçecek. Çünkü ben onlara kardeşlikten başka hiçbir şey yapmadım.
Ziya: (Hareketlenir ve çok sinirlenir.) Ulaaan! Ben senin anan mıyım? Üstündeki adam mıyım ki gözlerimin içine bakarak beni tehdit edeceksin, bi' de utanmadan özür bekleyeceksin! Haa?

Kılıç-Laz Ziya: "Kimse istirahat edemez!"[değiştir]

(Çakır vurulup öldükten sonra Laz Ziya Karahanlı'yla konuşmak için Karahanlı'nın evine gelir. Karşısına Kılıç çıkar.)
Kılıç: Kendisi istirahatte Ziya Bey. Ben yardımcı olayım.
Ziya: Karahanlı'yla görüşeceğim Kılııııııııç! Benim rahat etmediğim dünyada, kimse istirahat edemez!

Hüsrev Ağa-Polat-Laz Ziya: "Binmesek de bindi derler, değil mi?"[değiştir]

(Testere'nin kalemi kırılır, kalem Polat'a verilir.)
Hüsrev Ağa: Canpolat, sen artık saltanat kayığına bindin.
Polat: Binmesek de bindi derler, değil mi?
Hüsrev Ağa: Hahaha
Laz Ziya: Hihihihi Hağh, Hığh, Hihihihi
Polat: (gülümser)

Testere Necmi-Çakır-Polat: "Kör testereyle keserim lan sizi!"[değiştir]

(Çakır'la Halit uyuşturucu sahasında birbirlerine rakip olur. Çakır'ın bilmediğiyse uyuşturucuların sahibinin Testere olduğudur. Hesap sormak üzere Testere, Polat ve Çakır'ı çağırır.)
Testere Necmi: Sizin probleminiz ne? Ne istediniz de verilmedi?
Çakır: Büyüklerimiz bize her şeyi verdi. Küçüklerimiz biraz gürültü çıkarıyor, sesleri size kadar geliyor. Keseriz sesi bir daha rahatsız etmezler.
Testere Necmi: Biz Çakır'a sefirliği sen savaş çıkarasın diye mi verdik?
Polat: Savaşı biz çıkarmadık. Kardeşini gönderen Halit çıkardı. Evet, ilk kan onlardan döküldü.
Testere Necmi: Sizin döktüğünüz kan da emdiğiniz kan da umurumda değil. Ama kan benim üzerime sıçrıyorsa (Elini masaya vurur.) İstanbul'u mezbahaya çeviririm, sizi de oraya sefir yaparım!
Çakır: Necmi Abi, işle ilgili sana ne gibi bi' yanlışımız olmuş?
Testere Necmi: Sefir Bey, madem sefirlik yapacaksın, önce öğren: Kim ne iş yapıyor, kim ne iş yapmıyor. Her kanat çırpılan yer benim kümesim, ben de horozum diye girme. O topladığınız hapların hepsi benim!

(Telefon çalar.)

Testere Necmi: Al içeri.
Testere Necmi: Kör testereyle keserim lan sizi!

(Cerrahpaşalı Halit odaya girer. Polat ve Çakır'la bakışır.) ()

Baron-Kılıç: "Lübnan'dan araştırın!"[değiştir]

Kılıç: Emnniyetin elinde olan bilgi sadece bu kadar. Uzun süre yurtdışında yaşadığı için bir bilgi edinemedim. Ha INTERPOL ile Emniyetin bilgileri de birbiriyle örtüşüyor.

Baron: Leyla Enteresan. Adamın hikayesinde herşey var ama yaşayan tanığı yok, bir tek Leyla. Lübnan'dan araştırın!

Kılıç: Peki efendim.

Mehmet Karahanlı: "Ya yanında olursunuz ya da yok olursunuz!"[değiştir]

(İş adamı ve Kurtlar Konseyinin Baronu Mehmet Karahanlı'nın, Uluslararası Ekonomi ve Ticaret İş Birliği Geliştirme Vakfının Büyük Orta Doğu Projesi Strateji Konferansında yaptığı konuşma.)
Mehmet Karahanlı: Öncelikle hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim. Sayın konuklar ve basının değerli temsilcileri, Amerika Birleşik Devletleri, yılından beri bir kavram üzerinde tartışıyor. Bizse Başkan Bush'un Türk heyetine verdiği dosyayla projeyi tartışmaya başladık.

Bu projenin adı, Büyük Orta Doğu Projesi'dir. Adından da anlaşıldığı üzere bu projenin coğrafi alanını sadece Orta Doğu oluşturmuyor. Balkanlar'dan Kafkaslar'a, Kuzey Afrika'dan Afganistan'a kadar uzanan uçsuz bucaksız bu Müslüman coğrafyası, yeniden şekillendirilmek isteniyor. Dikkatinizi çekerim, Amerika'nın bu büyük değişim projesinin merkezinde Türkiye vardır.

(Konferansı gizlice takip eden Aslan "Amca" Akbey, bu söze sinirlenir.)
Aslan Akbey: Ne değişimi? Yüz senede Türkiye'yi parçalamak için isim değiştirip durdular. Büyük Orta Doğu; küçücük, zavallı Türkiye. Proje bu!

Mehmet Karahanlı: Türkiye'nin rolüne değinmeden önce bu projenin amacından sizi haberdar etmek istiyorum: Sayın konuklar, 50 yıllık büyük müttefikimiz Amerika Birleşik Devletleri, dünyanın doğal kaynaklar üretim merkezi sayılacak bu coğrafyaya demokrasiyi, insan haklarını,özgürlükleri ve modernliği getirmek istiyor. Bunun adı küresel sorumluluktur. İzninizle.

(Karahanlı su içer.)

()

Mehmet Karahanlı: Değerli konuklar, bir gerçeğin altını çizelim: Amerika dünyayı yeniden şekillendiriyor. Bırakalım o bir dönemin emperyalizm gibi demode sözlerini. Dünya yerinde durmuyor. Sınırlar kalkıyor, duvarlar yıkılıyor, dünya değişiyor. Küreselleşmeye karşı duran teröriste ağzından tokat gibi geliyor.

Mehmet Karahanlı: Sorarım size: Hani nerede Saddam, Hani nerede Usame bin Laden?

()

Mehmet Karahanlı: Sayın konuklar, bu büyük coğrafyada Amerikan çıkarlarını tehdit eden her ne olacaksa bu, Türkiye'yi de tehdit etmektedir. Türkiye'nin çizgisi artık net olmalı. Ulusalcılık diyerek, içimize kapanarak bu Büyük Orta Doğu Projesi'nin içinde yer alamayız. Bu projede, Türkiye'ye büyük roller düşüyor. Büyük Orta Doğu Projesi, bizim için hayati önemdedir. Amerika'nın bu projesini gerçekleştirmesi için bizim gibi yerel güçlere ihtiyacı var. Bu desteği koşulsuz yerine getirmeliyiz arkadaşlar. Bu proje, bizim geleceğimizdir. Bu güvenlik şemsiyesinin altına çekinmeden girmeliyiz. Artık alışılmış statükoların yıkılma zamanı gelmiştir. Dünya, ihtiyaç duyduğu petrolü, doğal gazı; güçsüz, minicik ülkelerin eline bırakamaz arkadaşlar. Bu tarihsel süreçte Türkiye'ye büyük görevler düşüyor. Bu proje bizim için hayati önemdedir ve Amerika Birleşik Devletleri, bizim yanı başımızdadır.

(Yoğun bir alkış başlar, Karahanlı onaylayıcı bakışlar atar.)

Mehmet Karahanlı: Saygıdeğer konuklar, evet, hepimizin bildiği gibi bu projenin Büyük Orta Doğu hayalinin gerçekleştirilmesini istemeyen güçler yok değil. Ne yazık ki müttefikimiz Amerika'ya diş bileyenler, içeride ve dışarıda düşmanlar vardır. Dün birbirine silah çeken, birbirini vuranlar bugün Amerika düşmanlığı için ittifak yapıyor. Bakın! Onların hamilerini de bilmiyor değiliz. Kendilerini hâlâ Soğuk Savaş döneminde görenler var. Evet, dünyada Amerika tek güçtür! Ya yanında olursunuz ya da yok olursunuz!

Mehmet Karahanlı: Dünyada Amerika Birleşik Devletleri tek güçtür! Ya yanında olursunuz ya da yok olursunuz! Geleceğin dünyası budur!

(Yeniden yoğun bir alkış başlar, Karahanlı'nın konuşması biter.)

Aslan Akbey-Gizemli Adamlar: "Sen tarih oldun, haberin yok!"[değiştir]

Birinci Buluşma

(Uyuşturucu yüklü gemi Nasibim 1'e KGT tarafından operasyon yapılmak üzereyken gemi, sahipleri tarafından batırılır. Bu başarısızlık üzerine Aslan Akbey, Gizemli Adamlar tarafından çağrılır.)

(Aslan Akbey, odaya girer. Oda, Türk Dünyası haritasıyla kaplanmıştır.)

Aslan Akbey: (Kapıyı kapatır.) Geç kalmadım umarım?

Birinci Gizemli Adam: Buyurun Aslan Bey.

(Aslan Akbey, sandalyeye oturur. Çantasını sandalyenin yanına koyar.)

Birinci Gizemli Adam: Lüzumu üzerine çağrıldınız. Nasibim 1 fiyaskosu hakkında malumatınıza başvuracağız.

Birinci Gizemli Adam: (Kahvesinden bir yudum alır.) Hiç bizi dinlemediniz. Üstelik bize hep kuşkuyla baktınız. N'oldu?

İkinci Gizemli Adam: Servisinizi küçültün dedik, büyüttünüz. Sonuçta her büyüyen örgüt gibi riskler ortaya çıktı. Başta Amerikan Uyuşturucuyla Mücadele Örgütü DEA olmak üzere hepsi Nasibim 1 operasyonunu merakla bekliyordu. Sonuç fiyasko oldu. Neden? Çünkü sizin içinizde sızma var!

Üçüncü Gizemli Adam: (Elinde gözlüğüyle.) DEA'dakiler bile sızdırmadılar. Sizden sızdı, inanılır gibi değil!

Aslan Akbey: DEA'nın sızdırmadığını nereden biliyorsunuz?

Birinci Gizemli Adam: Konu başka Aslan Bey! Siz, hiçbir konuda olmadığı gibi bu operasyon konusunda da bilgilerinizi, belgelerinizi bizimle paylaşmadınız. Fikirlerimize müracaat etmediniz. (Aslan Akbey kahvesinden bir yudum alır.) Sessiz kaldık. Herhâlde başarısını paylaşmak istemiyor diye düşündük. Ama şu anda ülke olarak başarısızlığınızı paylaşıyoruz.

Aslan Akbey: Burada bana karşı her zaman olduğu gibi ön yargı var. Henüz ortada bir fiyasko yokken benim üstüme geliyorsunuz. Bunun nedenini anlamıyorum.

İkinci Gizemli Adam: Henüz fiyasko yok mu? Gemideki sevkiyatın on tondan az olmadığını söylüyorsunuz. Mallar nerede? Balıklar yiyor. Bu, resmen fiyaskodur (Fincanını tabağa sertçe koyarak) ve bedeli ağırdır.

(Aslan Akbey sert sert İkinci Gizemli Adam'a bakar.)

Birinci Gizemli Adam: Aslan Bey hâlâ kafanızın doğrultusunda işler yapıyorsunuz.

Aslan Akbey: Sizin kafanızın doğrultusunda mı çalışmamı istiyorsunuz?

İkinci Gizemli Adam: Devlet böyle çalışmaz. Siz elinizde silahla kovboyculuk oynuyorsunuz.

Aslan Akbey: Kovboylarla benim işim yok. (Ağzına sigara koyar.) [Üçüncü Gizemli Adam'ı kastederek] Burada kimin işi var, onu hepimiz biliyoruz. (Sigarasını yakar.)

Birinci Gizemli Adam: Buradaki herkes vatanperverliğini ispatlamış insanlardır Aslan Bey. Sizin gibi, bizim gibi.

(Aslan Akbey sigarasını içer. İkinci Gizemli Adam sigara paketini açar, sigarasını yakar.)

İkinci Gizemli Adam: (Sigaranın dumanını üfler.) Bi' de sık sık Ankara'ya gidip devletin sinir merkezlerindeki büyüklerimizi etkiliyorsunuz. Yok ulusalcılık yok bağımsızlık gibi kavramları bugün artık ne idüğü belirsiz, siyasetten yok olmuş birtakım dinozorlar savunuyor. Koca devlet bunların arkasına düşemez.

Aslan Akbey: (Sigarasından bir fırt çeker.) Siz kimsiniz? Bağımsız olmayalım, ulusal olmayalım. Bunu mu istiyorsunuz?

Üçüncü Gizemli Adam: Aslan Bey; Irak'ta, Kıbrıs'ta, Balkanlar'da, Kafkaslar'da devletin ulusal çıkarlarına ters düşecek hareketlere, ilişkilere biz değil siz girdiniz. (Elinde gözlüğüyle.) Asıl soru şu: Siz kimsiniz? KGT mi KGB mi? (Gözlüğünü masaya fırlatır.)

(Aslan Akbey elinde sigarası, hışımla ayağa kalkar. İkinci Gizemli Adam'a bakar.)

Aslan Akbey: Nasibim 1 operasyonu sorgusundan buralara mı geldik şimdi? Peki, istediğiniz gibi olsun beyler. Ben hata yaptım öyle mi? Evet, bugün İtalya'nın, İspanya'nın askerlerini çekmek için çaba sarf ettiği bir bataklığa Mehmetçiğin gömülmemesi için mücadele verdim. Hata yapmadım. Kimseye Mehmetçiğin kanıyla siyaset yaptırmadım. Hata etmedim. Ama bi' gemi battı yine hata etmedim, hatalı ilan edildim.

Siz bana diyorsunuz ki bir gemi battığı için Türkiye'nin itibarı iki paralık oldu. Ben, bu ülkenin itibarı için her şeyimi feda ederim. Ama ben diyorum ki geçen binlerce gemiyi el sallayarak seyredenler, en az benim kadar itibar peşinde koşacaklar, kelle peşinde değil!

Aslan Akbey: (Koltuğuna oturur.) Beyler, bu ülkeyi apoletlerini söküp atan bir kuşak kurdu. Biz makam, derece farkı, prim için bu yola baş koymadık. Devletin bekası için biz de apoletlerimizi söker atarız. Karar sizin.

Birinci Gizemli Adam: Aslan Bey, devletin bekası sizden yirmi dört saat içinde kesin bir netice bekliyor. Köstebek devlete teslim edilecek. Toplantı bitmiştir.

(Aslan Akbey çantasını alarak sandalyeden kalkar.)

İkinci Buluşma

(Aslan Akbey, Polat Alemdar'dan hainin kim olduğunu ve malların başka bir gemide olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Gizemli Adamlar'ı ziyarete gelir.)

Aslan Akbey: (Kapıyı açar ve içeri girer.) İyi günler. (Koltuğa oturur.)

Birinci Gizemli Adam: Buyurun Aslan Bey. Sizi dinliyoruz.

Aslan Akbey: Yarım saat içinde her şeyi anlatacağım. Bana biraz daha müsaade eder misiniz? (Birinci Gizemli Adam onaylayıcı bir bakış atar.) Kahve alabilir miyim?

(Bu sırada Şanslı S isimli gemiye emniyet tarafından operasyon yapılır. Uyuşturucu seheminin bütün malları ele geçirilir.)

Aslan Akbey: Kamu Güvenliği Teşkilatı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en önemli sinir merkezlerinden biridir. Benim teşkilatımda sızma, sızıntı, ihanet gibi kelimelere yer yoktur.

Birinci Gizemli Adam: Nasibim 1 ortada Aslan Bey. Bize laf salatası yapacak durumda değilsiniz.

Aslan Akbey: Nasibim 1 bir yanıltmadır, bir yemdir. Nasibim 1'de bir kilo bile uyuşturucu madde yoktu. Gemi, operasyon süsü nedeniyle sahipleri tarafından batırılmış, Şanslı S isimli eroin ve baz morfin yüklü gemiye yapılacak gerçek operasyonun güvenliğini sağlamıştır. Şu dakikalarda emniyet birimlerinin düzenlediği operasyonlarda hedeflenen mallar ele geçirilmiştir.

İkinci Gizemli Adam: Bunu bizden niye sakladınız?

Aslan Akbey: Ben, sadece teşkilatıma güvenmekle yükümlü bir devlet görevlisiyim. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin şeref ve haysiyetini, her şeyin ve herkesin üzerinde tutarım. Bundan sonra benim karşıma geçip şahsımın temsil ettiği teşkilatımı ihanetle suçlayacak kişi ya da klikleri diplomatik olmayan bir dille cevaplayacağımı bildiririm. Herkese görevlerinde başarılar dilerim.

(Aslan Akbey, sandalyeden kalkar, kapıya doğru yürür.)

Aslan Akbey: (Kapıyı açmadan önce arkasını dönerek) Artık gözüm üstünüzde. İlk hatanızda, hepinizi tarihe gömeceğim.

(Aslan Akbey, kapıyı açıp dışarı çıkar, arkasından kapıyı kapatır.)

Birinci Gizemli Adam: Sen tarih oldun, haberin yok!

Pala-Üçüncü Gizemli Adam: "Tarihteki isimsiz kahramanlardan biri."[değiştir]

(Kirve, Pala'yı suikast için İstanbul'a yollar. Pala, Hüsrev Ağa'nın yanına yerleşir. Daha sonra da emir almak için Üçüncü Gizemli Adam'ın yanına gelir.)

(Üçüncü Gizemli Adam, çantasını açar. Çantanın içindeki bir fotoğrafı Pala'nın önüne atar.)

Pala: (Fotoğrafa bakar.) Kim bu adam?

Üçüncü Gizemli Adam: Tarihteki isimsiz kahramanlardan biri.

Pala: (Fotoğrafa bakarak) Cesedi size lazım mı? Yem olarak kullanılacak mı?

Üçüncü Gizemli Adam: Cesedi kamuoyuna lazım. Öldürdüğünüz yerde bırakın. Gerisini biz hallederiz.

(Pala, Üçüncü Gizemli Adam'a biraz baktıktan sonra fotoğrafı incelemeye başlar. Fotoğraftaki, Aslan Akbey'dir.)

Memati-Hâkim: "Su testisinin, su yolunda niye kırıldığını gördüm de ondan."[değiştir]

Memati: Bir kez yol ayrımına geldim, kafama silah dayadım. Bana mafyayı bitirene kadar benimle savaş dedi.

Hakim: Sen niye bunu kabul ettin?

Memati: Su testisinin, su yolunda niye kırıldığını gördüm de ondan. Bize öğrettiklerinin yalan olduğunu, testiyi kırasın diye seni dereye gönderdiklerini gördüm de ondan. Kabadayı geçinenlerin zavallı olduklarını gördüm de ondan. Silahın ardına sığınanların cebini, gırtlağını düşündüğünü gördüm de ondan. Ben babaların yanında çok gezdim, onların baba olmadığını anladım da ondan. Polat Alemdar geldi dedi ki; bir çocuk babasız büyür, ama anasız büyüyemez. Bizim tek bir anamız var, o da vatan. Anamızı sevdiğimiz için pişman mısınız diye soruyorsunuz. Anama bugünde laf söyleyenin dilini koparır, el uzatanın elini kırarım. Hiç de pişman olmam.

Karakterlerin sözleri[değiştir]

Mehmet Karahanlı[değiştir]

  • Adalet, sadece liyakat değildir. Adalet, aynı zamanda fırsat eşitliği yaratmaktır. Adalet, yeni insanları teşvik edici olmaktır ve sonuç olarak adalet, başarıyla yerine getirilmiş bir görevin ödülünü geciktirmeden vermek demektir.
(Kumarhane açılış iznini Çakır'a verirken.)
  • Barış, romantiklerin lafıdır beyler. Savaşsa çağımızın bir gerçeği.
  • Savaşı güçlü olanlar kazanır ve silahlar sustuğunda kazanmış olan taraf, o savaştan çok daha güçlenmiş olarak çıkar. Savaşın gerekli olduğu yerde barış, safsatadan ibarettir. Korkakların ve acizlerin safsatası.
  • Senden yana olanlara bir şey vermezsen neden senden yana olsunlar?
  • Sadece kumarı oynatan kazanır Kılıç, sadece kumarı oynatan.
  • Altta daima kriz olacak ki üst daima kurtarıcı olarak görülsün.
  • Zar atanlar, silah atmaya başladı.
  • Tamam, onun eli güçlü ama kumarı oynatan benim.
  • İntikam, soğuk yenildiğinde lezzetli bir aştır.
  • Millîcilerse sarsın içsinler. Düğünlerde havaya ateş etsinler. Benim konseyimden de defolup gitsinler.
(Laz Ziya ve Hüsrev Ağa'nın gelenekçi ve millîci olduklarını belirten Kılıç'a.)
  • Anasız büyürsün, ortaksız büyüyemezsin Necmi.
  • Satranç tahtası kapandığında piyonla şah, aynı torbaya konur. Benim şahlıktan vazgeçmeye niyetim yok.
  • Hiç kimse alternatifsiz değildir, vazgeçilmez değildir.
  • Yavuz Selim'in sırtında çıkan sivilceydi, sonra çıban oldu, sonra şir-i pençe oldu. Ondan doğan da Süleyman oldu. Bir sivilce hiçbir şeydir ama ardından geleni bilirsen.
  • Cevabını bilmediğin sorular sorma, Necmi.
  • Dengeler Kılıç, dengeler.
  • Baronlar için ülkeler yoktur, dünya vardır.
  • Dostunu da düşmanını da kendin seçtiğin sürece güçlüsün.
  • Sen piyonsun, ben şah. Seni kaybedersem çok çoğu 2 puanım gider, sen beni kaybedersen oyun biter.
  • Bazen merhamet, bazen adalet yanlış kararlar verir.
  • Sana lazım olmayacak şeyleri öğrenmeye çalışma.
  • Herkes bir hayatı seçer ve bunun bedelini öder.
  • Bir adamın ölü ya da diri olduğunu 30 yıl boyunca fark etmemişsen muhakkak dinlemeye değer bir şeyler söyleyecektir.
(Aslan Akbey hakkında.)
  • Büyürken kaçırdığım küçük şeyler, benden daha fazla büyümüş.
  • 30 yıl güvenmek için yeterli bir süre. Ama yanılmamak için değil. Benim için şahıslar değil, sistem önemlidir.
(Testere Necmi hakkında.)
  • Harpleri ben başlatırım Kılıç. Kurşunun yönünü ben söyletirim, çamuru ben hazırlarım. Üstüme kan bulaşacaksa kan gölü yaratır, onun içinde yıkanırım.
  • Bana maşa lazım, ateş değil.
(Polat'ı konseye neden almadığını soran Kılıç'a.)
  • Vadiye pus hâkim. Bu pusta mermi atarsan ancak yerini belli edersin, av olursun.
  • Terazinin iki tarafında kimin durduğunun önemi yok. İki kefeyi tutan demir önemli.
  • Akıllı insanlar yeni fikirleri tartışırlar, normal insanlar sonuçları tartışırlar, küçük insanlarsa başka insanları tartışırlar.
  • Bir gemi batıyorsa o gemide ben yokum demektir.
  • Eğer birisi seni aldatmışsa bu onun suçudur. Eğer o kişi seni pek çok kere aldatmışsa bu senin suçundur.
  • Kelle veren tarafta değil, kelle alan taraftayız.
  • Bazı insanları toprak çeker, Kılıç.
(Hüsrev Ağa'nın Ruslarla anlaşması hakkında.)
  • Kurtlukta düşeni yemek, kanundur.
(Kılıç, Hüsrev Ağa'yı öldürdükten sonra.)
  • Neden düşmanıma güçlü görüneyim ki? Gelsin, parçalayayım.
  • Hayatta hiçbir şey tesadüf değildir.
  • Bu ülkede sakın şaka yapma, ciddiye alırlar.
  • Ölüme daha yakın olan ihtiyar kurt sadece parçalar, karnını doyurur. Sürü umurunda bile değildir.
  • Ben hayat alırım, hayat vermem.
  • Merhamet edin efendim!
(Mabet'te öldürülmeden önce.)

Aslan Akbey[değiştir]

  • İki kişinin bildiği sır değildir.
  • Kurtlar Vadisi'nde iz sürmek istiyorsan kurdun postunu giymek zorundasın.
  • Kurtlar Vadisi'nde gövdeden kopan başlar üzerinde ilerlenir.
  • Kurtlukta kanun, düşeni yemektir. Düşmeyeceğiz.
(Polat'la kendine düzenlenen suikast girişimi hakkında konuşurken.)
  • Türkiye'ye çuval giydirirler de benim aslanlarıma kefenden başkasını giydiremezler.
  • Amacımıza ulaşıncaya kadar karşına çıkan herkes, hayatıyla amacımıza hizmet etmezse ölümüyle bu hizmeti gerçekleştirecek.
  • Kapıdan içeri girip yeminini edersin; çıkarken hayatın, yemin ettiğin masanın üzerinde kalmıştır.
  • Çarkın nasıl işlediğini bilmek önemli değil, çarka çomak sokmak önemli.
  • Tıpkı şairin dediği gibi evlat: Biz ki ustasıyız vatan sevmenin.
  • Kumarda kazanan yoktur, sadece oynatan kazanır.
  • Bir çocuk babasız büyür, ama anasız büyüyemez. Senin anan vatan.
  • Ekmek yediği yere ihanet eden, gün gelir ekmek yediği yerden kurşun yer.
  • Her şeyin zamanı var: Yaşamanın, sevmenin, hatta ölmenin bile.
  • Gelenekçi insanlar görünenden değil görünmeyenden korkarlar.
  • Vatan için gerekirse parçalarımızı yerlerden kazırlar da, bırakacağımız izi tarihten kazıyamazlar.
  • Ankara zaman kaybetmek için, İstanbul zaman kazanmak için iyidir.

Süleyman Çakır[değiştir]

  • Adam gibi ölmek için adam gibi yaşamak lazım.[4]
  • Kim lan bu yerden bitme karı? Ne anamız kaldı ne avradımız be kardeşim!
(Elif kahveye gelip Çakır, Seyfo Dayı ve Polat'a Kanlıca meselesi yüzünden kızıp gittikten sonra.)
  • Ne güzel İstanbul be!
  • Namımızın büyüklüğü, dostlarımızın büyüklüğündendir.
  • Ölüler de zannediyor ki diriler her gün helva yiyor.
  • Kulun bi' hesabı varsa Allah'ın da bi' hesabı var.
  • Ya derdimize derman ya katlimize ferman!
  • Biz büyüklerimiz sayesinde sürüye dâhil olduk. Kar üstünde kan izi kalsa da üstümüzde akbabalar uçsa da son nefesimize kadar kuyruğumuz da diktir başımız da.
(Hapisteyken ziyarete gelen Laz Ziya ve Hüsrev Ağa'ya.)
  • Bana olmazları anlatma Müdür. Sana olmazları anlatmaya kalkarsam bu yaştan sonra çocuğun olmaz.
(Cezaevinden çıkmasının mümkün olmadığını söyleyen Cezaevi Müdürü'ne.)
  • Yüzünü de değiştirseler, kaşını gözünü de değiştirseler biz adamı dilinden tanırız. O dili de bir ara keser atarız.
(Serdar hakkında, yüz değiştirerek Polat olmuş Ali Candan'a.)
  • Ölenin arkasından ağlama ki sen öldükten sonra arkandan ağlayan bırakma.
  • Ya söz dinleyeceğiz ya söz söyleyeceğiz. Ama ne olursa olsun kardeşime can borcumu ödemeden bu dünyayı terk etmeyeceğim.
  • Keser döner sap döner, gün olur hesap döner.
  • Ama Allah hakkı için, çok üstüme geliyorlar. Herkes üstüme üstüme geliyor. Bardak zaten dolu, damlayana yazık olacak.
  • Kanla başladık, kanla hükmedeceğiz.
(İstanbul'un kabadayılarına sefirliğini ilan ederken Cerrahpaşalı Metin'in kafasının kesilip kanlarının masaya yayılması üzerine.)
  • Benim bu alemdeki raconum Dayı, silahımı çıkardıktan sonra mermim bitene kadar yerine koymamaktır.
  • Azdan az çoktan çok gider. Ne gele gele!
  • Yürü bre Hekimoğlu! Ünye Fatsa arası Ordu kuruldu. Ulan Ölümden öte köy mü var be! (Sigaradan bir fırt çeker.) Ya bismillah!
(Süleyman Çakır, vurulacağı yere giderken.)

Polat Alemdar[değiştir]

  • Ölüm, ölüm dediğin nedir ki gülüm? Ben senin için yaşamayı göze almışım.[not 1]
  • Dostun dostum, düşmanın düşmanımdır.
  • Her şeyin sonunu düşünen kahraman olamaz.
  • Ben bu vatanı karşılıksız da severim.
  • Sevdiğinle buluşursun ama bilirsin ki bu hasretin sonu değildir.
  • İnsan idealleri için zevklerinden vazgeçebilmeli.
  • Her sabahın bir akşamı vardır.
("Seni sabaha kadar ezdiririm." diyen polise.)
  • Evliliğin tahliyesi yok Çakır.
(Polat Alemdar, Çakır hapishaneden çıktıktan sonra ona Elif'le evlenmesi gerektiğini söylerken.)
  • O değil de dayı siftahsız ölecektin, ona çok üzüldüm.
  • Öyle çok sevdim ki onsuz yaşadığım her anı eksik yaşadım. Öyle çok sevdim ki onu yaşatabilmek için kendimi öldürdüm.
  • Racon kesmiyorum, kafa kesiyorum!
(Cerrahpaşalı Metin'in kafasını kesmeden önce.)
  • İtaatsizliğin raconunu biz koymadık. Ama biz uygularız!
  • Yaşamak için yalvarmadık ölmek için de yalvarmayız.
  • Biz ölmeyi çoktan göze aldık da yanımızda kimleri götüreceğiz onu düşünüyoruz.
  • Bilmediğin yere kapıdan girmeyeceksin.
  • Ben, mafya babasıyım!
  • Biz belimize silahı silahla vurulmak için koyduk. Ama yüreğimizden vurdular bizi.
  • Cenneti göremeyeceğiz Memati, bari cehennemi hak edelim.
  • Kötü köpek, sürüye kurt getirdi Aslan Amca.
  • Başkasının kırdığı kalemi almak istemem. Çünkü ben yarın başkasının kutusunda kalem olmak istemem.
(Karahanlı'nın kırdığı Necmi'nin kalemi verilmek istenince.)
  • Memati, çocuklara haber ver: Testere'ye selamımızı söylesinler.
(Testere'nin mekânlarına baskın emri verirken.)
  • Ne sevdiklerim için yaşayabiliyorum ne de vatanım için ölebiliyorum.
  • Avın eti yenmiyorsa amaç oyun oynamaktır Abdülhey.
  • Devletle ortak olanın vereceği çok olur, Allah'la ortak olanın alacağı çok olur Memati.
  • Ben senin canın için ömrümü bir kibritin kavında tutuştururum ama benim yanmam senin gönlündeki ateşin sönmesini sağlamaz.
  • Umarım ömrümün sonunda doğrularım yanlışlarımdan fazla olur.
  • Kural 1: Karar verdin mi uygulayacaksın. Kural 2: Uygularken tereddüt etmeyeceksin. Kural 3: Tereddüt ettiğinde kaybedersin. Kural 4: Kaybedenlerin kaydı düşülür!
  • Biz ormanların kralıyız aslanım. İte çakala verecek canımız yok!
  • Sen benim hem var olma hem de yok olma sebebimsin.
  • Ahirim sensin Elif.
  • Benim hayatımın hepsi yalan Elif. Tek gerçek sensin!
  • Sakın 30 yıl hukukun olmayan birine, sakın deme!
  • Kimin kafasına sıkarsan sık, benim canımı sıkma artık Memati.
  • Geldim Nizamettin, dünyanı karartmaya geldim.
  • Kimileri okur öğrenir, kimileri yaşar öğrenir.
  • Tarihe nereden bakacağız? 'den tarihe bakarsak Enver Paşa eşkıyadır. 'de hürriyet kahramanı. 'te başkomutan vekili. 'de sürgün bir mağlup komutan. 'te vatan haini.
  • Haddini bilmek, az sonra ölecekmiş gibi yaşamaktır.

Laz Ziya[değiştir]

  • Pokeri niye seviyorum biliyor musun Kılıç? Elin açmazsa oyuna girmezsin.
  • Hasmın ayağına gelecek kadar cesursa sen de karşısına çıkacak kadar cesur olacaksın Orhaan!
  • Birileri yatağa düştük diye toprağa düştük sanmış.
  • Bak koçum! Sen kısa pantolonla ananı keserken ben kişiye racon kesiyordum!
  • Dostum olmaz, hasmım yaşamaz.
  • Kardeşlik hukuku ihaneti barındırmamalı. İşin içine ihanet girdi mi kardeşlik bitmeli, hukuk başlamalı.
  • Bu âlemde karısının lafıyla, adıyla iş yapan adam; karı muamelesi görür.
(Karısının ismiyle İsrail'den uçaksavar sipariş eden Tombalacı'ya.)
  • Bilmediğin işe girersen sonunda muhakkak bir şey kaybedersin. Bu kadar yüzsüz olursan muhakkak canını kaybedersin!
  • Üstüne dünyayı yıkarım. Oturduğun koltuğa dua et.
(Laz Ziya, arkasından sehem kuran Tombalacı'ya.)
  • Hükümdara aynı anda hem asalet hem adalet hem merhamet gerekir.
  • Ağa önünü görür ancak arkasını görmezse ölür.
  • Ben Trabzonluyum, şampiyonu ben tayin ederim.

Hüsrev Ağa[değiştir]

  • İnsanların istikbale dair vadettikleri, mazideki icraatlarına bakmadan anlaşılamaz.
  • Büyüğünü bilen, büyüğünden büyüktür.
  • Kuştan korkan darı ekmez, ekse de korkuluk dikmez.
  • Katranı kaynattık olmadı şeker Sayın Karahanlı. Daha da kaynatırsan olup olacağı zifttir.
  • İşkembesi büyük adam, bi' avuç suya doymaz.
(Pala hakkında.)
  • Ankara'dan ferman geldikten sonra, İstanbul'da padişah olsan kellen gider.
  • İstemeyecek kadar tok, reddetmeyecek kadar edepli.
(Polat hakkında.)
  • Dünya bir gündür, o da bugündür.
  • Rutubetin kokusu çoktandır burnumda. Dama düşene hâkim değil hekim lazım.
  • Kurda akıl, güneş doğana kadar lazımdır.
  • İnsana güvenme ölür, ağaca yaslanma kurur.
  • Her gün yenilik, benim geleneklerime ihanettir.
  • Kör çobanın sürüsünün akıbeti uçurumdur Karahanlı!
  • Sen çiftlikte at tımar ederken ben insan tımar ediyordum.
(Karahanlı hakkında)
  • İhanet, seni baron yapanları hiçe saymaktır.
  • Muktedir olamayan karısından müddet ister.

Doğu Eşrefoğlu[değiştir]

  • Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" vecizesini; bilinçli ya da bilinçsiz, bugüne kadar hep yanlış yorumladılar. Gazi bu cümleyi kurarken bi' yandan Balkan Paktı'nı, bir yandan Sadabat Paktı'nı kuruyordu. Bu paktlar bölgesel güç olduğumuzun deklarasyonudur ve demektir ki: Benim olduğum bi' bölgede çatışma istemiyorum.
Bunun adına ister ulus devlet de ister emperyal devlet. Türkiye'de nasıl bi' sistem kurarsan kur, ne sömürgeci emperyal olabilir ne de kabuğuna çekilmiş ulus devlet olabilir. Bunun orta yolu hem ülkemiz için hem de dünya için bulunmalı.
  • İstihbarat, hadise cereyan ettikten sonra öğrenmek değildir.
  • Ben soru sormam, hesap sorarım.
  • Atasını tanımayan, it peşinde gezer.
  • Vatan dediğin bu aslanlar, bir de bunları doğuran aslan analar.
  • Kanı Efe, içi Ali, dışı Polat! Birini seç evlat!
  • Çakalın yaveri tilki olur.
  • Siz vatan satmaya uluslararası ilişkiler mi diyorsunuz?
  • Güneşi doğuran onlar değil, batıran onlar değil gerisini bilemem aslanım.
(Tapınakçılar hakkında)

Seyfo Dayı[değiştir]

  • Allah kadının haklı olanından saklasın.
  • Cennetten çiçek alıp cehenneme dikemezsin, cehennemden kor alıp cenneti yakamazsın.
  • Ben, gaz maskesiyle gül koklamam yeğenim!
  • Tedariksiz hacete giden domala domala taş arar tosunum.
  • Bir memlekette nizam, uçkurdan bozulur.
  • Allah'ım, düşman da olsa kapıyı çalan erkek olsun.

Kılıç[değiştir]

  • Biz insanları hayal edemeyecekleri yerlere taşırız. Ta ki onlar kendi hayallerini kendi başlarına kuruncaya kadar.
(Süleyman Çakır'a.)
  • Sadakatte şart koşulmaz.
  • Karahanlı'nın buyruğudur: İstanbul bundan böyle senin. Bu şehre dair tasarruf, güç, denge, adalet, taksimat; Konseyin çizdiği sınırlar çerçevesinde sana ait. Hayırlı uğurlu olsun.
(Çakır'a İstanbul sefirliğini beyan ederken.)
  • Verilen emir, geri alınmaz; yerine getirilmeyen emir, tekrarlanmaz.
  • Rus silahından kurşun, sesinden çabuk gelir.
  • Bi' Fransız atasözü der ki: Felaketler, art arda gelir.
  • Burası, Bâbıâli. Sen, buradan dünyayı yönetiyorsun. Yeniçeri ağaları kapına dayanmışlar, sadrazamının kellesini istiyorlar. Sen onlara biraz daha yok dersen isteyecekleri kelle bellidir.
(Karahanlı'ya, Testere Necmi hakkında.)
  • Bu ülkede takip mesafesini korumazsan cisimler aynada göründüklerinden daha yakındır. Ve muhakkak gelip çarparlar.
  • Kurt ovaya inip havaya pus çöktüğünde kurt; değil kurda, attığı adıma bile güvenmez.

Testere Necmi[değiştir]

  • Bu âlem; kimsenin kimseyi konuşturduğu âlem değildir, herkesin birbirini susturduğu âlemdir!
  • Seni de damadını da 7 parçaya bölersem 7 tepeye sığdırırım.
(Laz Ziya ve damadı Süleyman Çakır hakkında.)
  • Çok büyüğü olan büyüyemez Halit.
  • Ben tehdit etmem, yaparım!
  • Bi' kadın öldürdüm, herkese düşman oldum. Bi' kadın sevdim, herkes bana düşman oldu.
  • Ne yaşadığım hayata ne yaşayamadıklarıma pişman olacak kadar aciz değilim. Nasıl doğduysak öyle öleceğiz.
  • İçinde bir tane kafa var. Onun kafasını alırsınız. Gerisi kuru kafa! Atın gitsin.

Nizamettin Güvenç[değiştir]

  • Çevresinden etkilenen adamlar, çevresini haklı yahut haksız çıkarır. Suçu asla üstlerine almazlar ve haklıyı haksızı kendi tayin eder.
  • Adalet hâkimlerce tartışılmaz, mahkûmlarca tartışılır.
  • Kaos; nereden geldiği belli olmayan, nereye varacağı da belli olmayan sele benzer. Sel, önüne herkesi katmaya muktedirdir. Bilhassa tutunacak dalı olmayanları.
  • Bazı zamanlar vardır ki adaletin terazisine kuş tüyü ağır gelir. Dengeyi bozma Samuel. Seni ben bile kurtaramam.

İplikçi Nedim[değiştir]

  • Yer, gök kırmızi. Mahşer midir ya Rab!
(Çakır'ın kumarhanesi hakkında.)
  • Parasız güç motorsuz araba. Bin gez canim!
  • İnsaf kalmamış beniâdemde, anamı ağlattılar Acıbadem'de.
  • Herkes anamı soruyor, kimse babamı sormuyor.
  • Evladım para alacağın zaman aç kasanın kapısını. Kerhane kapısı mıdır bu? Kasa kapısıdır!
  • Büyük Orta Doğu'ymuş. Tuvalet mi bu canım? Küçük , büyük
  • Kurtların arasına girdi bir kuzu. Çevir Allah çevir.
  • Sizin bakkalınız bile yok memleketinizde işletecek, milyon dolar yok istenilince verilecek.
(Kendisinden para isteyen Çeçen liderlere.)
  • Bu bir satranç: 64 kare dışında olmak da var, piyon olmak da var, mat olmak da.

Samuel Vanunu[değiştir]

  • Para, ürkek bakire gibidir: İlk tıkırtıda bozulur.

Memati Baş[değiştir]

(Aşk hakkında. Düğününde kurşunlandı.)
  • Babamı görmedim, anamı görmedim, ben hiçbir şey görmedim.
  • Kaç ölüm adımı değiştirir Usta?
  • Acı çekmek ölmekten zor.
(Yaralı bir adamı öldürmeden önce.)

Pusu'daki sözleri

Şahin Ağa[değiştir]

  • Kurt yatağında yatan kurt, aslan ininde yatan aslan, çakal otlağında gezen çakal olur.
  • Çok mütevazı olma, kibirden bilirler.
  • Rüzgâr ne kadar sert eserse essin, kayadan alıp götüreceği tozdur.
  • Ah deyince aga!, ıh deyince bey. Bana bak müdür bey! E tipi, f tipi, h tipi; alfabeyi biz yazdık. İster fırtına kopsun ister tipi, bizim kalemimiz kimin elindeyse kırsın atsın. Yoksa mürekkebin yerine kan doldurmasını biliriz.

Duran Emmi[değiştir]

  • En büyük kabadayılık, beyefendiliktir.
  • Kahpelik gizli yapılır, gizli kalmaz.

Pala[değiştir]

  • Devleti soymak, milleti soymaktan iyidir.
  • Sadece ölüler görür.
  • Keyfinize bakın. Dünya kime kalmış? Aslana mı kaplana mı? Çakal olmayın yeter.
  • Bağışlamam.
    • ("İsminizi bağışlar mısınız?" diye soran şarkıcıya.)
  • Madem güneş tepeden vurdu, gölge ayağımızın altıdır!
  • Burası İstanbul, dağ başı mı lan?! Yaptığınız işe!..
  • Katır niyetine sizi yürütürüm! Benim tepemi attırmayın!

Abdülhey Çoban[değiştir]

  • Evde bekleyeni olan memur olur.
  • Ben yalnız gezerim, yalnız yaşarım, yalnız ölürüm.

Tilki Andrei[değiştir]

  • Eğer bir adamla votka içmemişsen onunla asla düşman olma.
  • Ateşle oynayan ya elini yakar, ya kendini.
  • Ruslarla Türkler arasında bir tek fark vardır, Ruslar kadınlara asla değer vermez; Türkler, kadınlar için ölür.

Halo[değiştir]

  • İnsanı bi' umut bitirir bi' de umut yaşatır.
  • Karanlıkta da görür insan. Ama karanlığı görür.
  • Eğer senden bir tane daha yoksa "Estağfurullah" demeyeceksin, "Eyvallah" diyeceksin.
  • La Bektaşi'nin dediği gibi sigaranın ilk nefesini, kadıların son nefesini; çoğh seviyorum.
  • La geldik bi' fırtına, gidiyoruz bi' fırtına. Anca mezarda uslanırız.

Elif Eylül[değiştir]

  • Aşk; tren garında el salladığım iki kömür gözdü, yandı gitti.

Aleksandr İvanov[değiştir]

  • Ya dengeler değişti ya dengeler değişecek.

Akrep Bekir[değiştir]

  • Bizim de bir adımız var. Ezanla konuldu selayla biter.
  • İntikam isteyene fırsat, en büyük vaattir.
  • Kartal kurdu koyun zannederse direkt yere çakılır.

Kürt Bedo[değiştir]

  • Böyle vakitlerde sabır bitmeden lafın bitmesi gerekir.
(Cerrahpaşalı Metin'in taziyesinde Halit'e.)
  • Gardaşın da senin ağzınla konuşuyordu. Bu ağız iyi bi' ağız değil.
(Halit'in tehdidine cevap olarak.)

Diğer karakterler[değiştir]

  • Aç adam para kazanır, açgözlü adam hiçbir şey kazanamaz Erdal. Kazanamadığı gibi milletin kanına da ekmek doğrar. (Deve Tuncay)
  • Çok gezenin ayağına bok bulaşır. (Deve Tuncay)
  • Doğurmayı bilmeyenler, öldürmeyi nereden öğreniyorlar? (Nazife Anne)
  • Sen itsin oğlum, adam değilsin. (Abuzer, oğlu Erdal'a.)
  • Bir daha asla kocandan başkası için seviyorum deme. (Beti Vanunu)
  • Kartal avını öldürmeden önce göğün en tepesine çıkartıp aşağı bırakırmış. (İbrahim Ahıskalı)

Laedri[değiştir]

Bu kısımda bulunan sözleri kimin söylediği belli değildir. Eğer biliyorsanız ilgili karaktere ekleyiniz.

  • Çakal gibi dostum olacağına, aslan gibi düşmanım olsun.
  • Bir daha sakın ailen üzerine kumar oynama bu oynadığın son kumar olur. (Süleyman Çakır'ın davası sonrasında mahkeme salonu önünde Polat Alemdar'dan Kumarhane Müdürü Servet Yanık'a)
  • His habere cunctus est, neque nec habere cunctus est. (Latince: Sahip olacağın şey budur, sahip olamayacağın şey budur.)
(Tapınakçıların toplantı şifresi, kripto kağıtla Karahanlı'ya iletilmiştir.)
  • Kurtlar Vadisi'nde beyazın kaderi kirlenmek, siyahın kaderi suçlanmaktır.
  • Kurtlar Vadisi'nde ölüm, akreple yelkovanın buluşma anıdır.
  • Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez.
  • Sabır boyun eğmek değildir; sabır, mücadele etmektir.
  • Hem kadın, hem avukat!
  • Her zaman mutluluğun doruğundayken gülünmez, bazen sırf hayata gıcıklık olsun diye uçurum kenarındayken bile gülümseyeceksin.
  • Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa orada güneş batıyor demektir.
  • Hayatta edindiğim tecrübeler, yediğim kazıkların toplamıdır.
  • Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir.
  • Sadece şahlar hamleleri önceden sezer.
  • Kurtlar Vadisi’nde özgürlük, sonu meçhul bir firardır.
  • Hayat, ölümle kumar oynama sanatıdır.
  • Gözden akan bir damla yaş, kimsenin susuzluğunu gidermez.
  • Hukuk insanı sadece yaşatmaz, öldürür de.

Son Sözler[değiştir]

Karakterlerin ölmeden önceki son sözleri.

  • Göğsümden sık da, vuruşmuş olalım!

(Pala - Polat'a)

  • İhanet, seni Baron yapanları hiçe saymaktır!

(Hüsrev Ağa - Baron'a)

(Mehmet Karahanlı - Tapınakçılar'ın liderine)

  • Benim cesedimden elde edeceğin bir şey yok!

(Nizamettin Güvenç - Polat'a)

  • Bana niye Akrep diyorlar biliyor musun?

(Akrep Bekir - Sırtından akrep sokması sonucu ölmeden hemen önce, yanındaki fahişeye)

(Süleyman Çakır - Hastaneye götürülürken yarı baygın halde Polat'a seslenmiştir.)

  • Erhan Ben niye hiç evlenmedim biliyor musun? Günün birinde bir merminin önüne atılmam iktiza ederse, geride kalacakları düşünüp tereddüt etmemek için! Allah'a çok şükür

(Seyfo Dayı - Erhan'a)

  • Tuzağa düştük! Akrep Bekir sattı bizi

(İbrahim Ahıskalı)

(Aslan Akbey - Arabasında giderken karşı kaldırımda Pala'yı, hem de gözlüğünü çıkarırken ["Sadece ölüler görür"] görünce, endişeli bir havada)

  • Vatan sağ olsun! İnna lillahi ve inna ileyhi raciun (Şüphesiz Allah'tan geldiniz ve dönüşünüz O'nadır-Bakara, )

(Duran Emmi - Aslan Akbey'e)

(Laz Ziya - Cezaevinde müdürün odasında görüşeceği Tuncay Kantarcı'ya, şişlenmeden hemen önce)

  • Iskaladı mı, teslim mi etti?

(Testere Necmi - Polat tarafından vurulup denize atıldıktan sonra Aslan Akbey'in kendisini kapattığı dağ kulübesinde, kendi kendine)

  • Beni affedin efendim! Bir daha asla hata yapmayacağım!

(Nina - Tilki Andrei'ye)

(Doğu Eşrefoğlu - Düşen helikopterinin pilotuna)

  • Bacın çok şanslıydı. Altımdan geçti.

(Tombalacı Mehmet - Çakır'a)

  • Erdal, ben ben seni seviyorum lan it!

(Abuzer Kömürcü - Erdal'a)

(Kılıç - Nizamettin'in "ya Polat sana reddedemeyeceğin bir teklif yaparsa" sorusuna cevap)

  • Piç herif, Allah'ın belası piç! Piç heriiiifff!!!

(Behiç Türkcan - Çakır'ın öldürdüğü üç büyük konsey rakibinden biri)

(Kirve - Zamanında tüm ailesi ve çevresini öldürttüğü deli Mesut'a)

Notlar[değiştir]

  1. ↑Polat, Şevko'nun Elif'i kaçırmak için gönderdiği adamlardan birini öldürmüş, cesedini diğerlerine verirken de "Sen kimsin" sorusuna "Adım Polat Kimine göre Can Polat, kimine göre Can Alan Polat" demiştir. Şevko, bu sözüyle Polat'ın bu lafına gönderme yapmaktadır.
  2. ↑Ferman, kendisini Western filmlerinin ünlü oyuncusu, eşcinsel olduğu bilinen Rock Hudson'a benzeten birini öldürdüğü için içeri girmiştir ve bu benzetmeye çok kızar
  3. ↑Çakır, Eren'e hemen her seferinde "Ermiş" diye seslenmektedir
  4. ↑seafoodplus.info?v=DkAHxvoA2Q8?t=

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir