Dipdip
Daha çok hayvan gözeten çocukların dinlenme sırasında açık alanda oynadığı bir oyundur. Genellikle erkek çocukları bu oyunu oynasa da bazen de kız ve erkek çocukları dipdip oyununu karışık oynar. Bu oyun için herkesin özel birer dipdip sopası olur. Yaklaşık cm boyunda, bir ucu ince, kızılcık yemişen veya karagürgen ağacından ateşte kızartılarak yapılan esnek bir sopadır. çocuk tarafından oynanır. Yan yana dizilen çocuklar, hepsi aynı hizadan sırayla sopayı yaylandırarak en ileriye uzağa atmaya çalışırlar. En kısa mesafeye atabilen ebe olur. Ebe bütün sopaları toplayıp tekrar getirir. Ebe kendi sopasını dizili çocukların 2 metre kadar önünde yatay olarak koyar , diğer çocuklar ebenin sopasının üzerinden kaydırarak en ileriye atmaya çabalarlar. Üçüncü turda ebenin sopası en ileriye giden sopanın önüne yatay olarak koyulur. Bu kez bütün çocuklar ebenin sopasının üzerinden kaydırarak en ileriye atmaya çalışırlar. Ebenin sopasına değdiremeyenler oyun dışı kalırlar. Hiçbir çocuk ebenin sopasını değdiremeyinceye kadar oyun devam eder. Ebenin sopasının yerinden çocukların dizildiği oyun başlangıç noktasına kadar adımla sayılır ve her adıma gabak denir. Birinci bölüm örneğin ebenin “Garadonnunun Aziz’in 45 gabak yemesi” ile sonuçlanmıştır. Oyun tekrar başlar ve ikinci ebenin “gabak yemesi”ne kadar devam eder. Oyunun sonunda “en az gabak yiyen” birinci, “en çok gabak yiyen” oyunun mağlubu olur. Adını sopanın “dip dip” yere vurularak ses çıkartmasından aldığı sanılmaktadır.
Yaş Grubu: 7 yaş üzerindeki kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: Oyun için oyuncu sayısı en az 2, en fazla 10’dur.
Oyun Alanı: Yaklaşık 40 metreye 20 metre büyüklüğünde bir açık alan gerekir. Oyun alanının düz ve pürüzsüz olması gerekir. Alanın büyük olması met aletinin uzağa atılması için gerekli bir koşuldur.
Oyun Süresi: Bu oyunun bir saat sürdüğü de üç saate kadar sürdüğü de olabilir
Oyun Araçları (Malzemeler):
Oyunu Oynarken Şunlara Dikkat Edilmesi Gerekir:
Saklambaç
Kız ve erkek çocuklarınca karışık olarak akşam saatlerinde kişiyle oynanır bir kişi kurayla ebe funduszeue.info gözlerini yumarak elliye bazen de yüze kadar birer birer saydığı bir yer vardır.O sırada diğer oyuncular bir köşeye saklanıfunduszeue.info bunları görüp tanımaya ve ebelemeye çalışıfunduszeue.info diyelim ki bir oyuncu gördü “Ramiz seni gördüm, söbe “ der ve bu arada da başlangıç noktasına koşup elini değdirir ve ebelikten çıkar, yeni ebe belirlenmiş funduszeue.info saklandığı yerden ortalığa çıkar ve oyun yeniden başlar.Gördüğü kişi ondan önce elini değilse ebelik devam funduszeue.info diğer saklananları aramaya devam funduszeue.infoç birini bulup da söbeleyemezse, onun ebeliği devam funduszeue.infonen oyuncu yeni ebe funduszeue.infoşık yarım saat kırk dakika kadar süfunduszeue.info adını saklanmak kelimesinden almıştır.
Sakaryalı Ayfer Tunç’un Anılarında Saklambaç Oyunu:
Saklambaç evrensel bir çocuk oyunuydu, hâlâ oynanıyor. “Önüm, arkam, sağım, solum sobe” tekerlemesi de yılların geçmesiyle unutulacak bir oyun tekerlemesi değil. Yaz akşamlarında mahallenin gençlerinin de saklambaç oyununa katıldıkları ve birbirlerinden hoşlanan genç kızlarla delikanlıların saklambaç oynuyoruz diye gizli köşelere kapandıkları ve duvar arkalarında, bodrumlarda elbette saklambaç oynamadıkları bilinir, bu yüzden tutucu şehirlerde, özellikle genç kızların bu tür oyunlara katılmamaları için anneler tarafından büyük dikkat sarf edilirdi. Çocuklar arasında saklambaç oynama teklifi yapıldığında, teklifi yapan çocuk, oyuncuları belirleyebilmek için basit bir melodisi olan klişe bir cümle söylerdi. “Saklambaç oynayan, kaleye mum diksin!” Bunun için avucunu bir tas gibi yere doğru açar ve saklambaç oynamak isteyenler işaretparmaklarını tas gibi açılmış avucun içine sokarlardı. Kaleye mum dikmeyen oyuncu saklambaç oynamak istemiyor anlamına gelir ve çoğunluk kaleye mum dikmiyorsa, başka bir oyun oynanırdı. Bir başka deyim de “birinç”, “ikinç”, “üçünç” şeklinde uzayıp giden bir deyimdi. Bu, öncelik sırası söz konusu olan oyunlarda, çocukların dilinde “ben birinciyim”, “ben ikinciyim”, “ben üçüncüyüm” anlamına gelirdi. Saklambaç oynayacak çocuklar bir araya gelirler, ebe yüzünü bir duvara veya ağaca dayayarak yüksek sesle yüze kadar sayar, sonra “önüm, arkam, sağım, solum sobe” der ve dönüp saklananları aramaya başlardı. Amaç, ebenin saklanan çocukları görüp sobe noktasına, “sobe” diyerek elini vurmasından önce, saklanan çocukların o noktaya ulaşmalarıydı. Çok iyi saklanmış ve bir türlü bulunamayan çocukların bulunmasından ümit kesilince ebe “Tamam kurt oldun, çık” diye bağırır, çok iyi saklanmış olan çocuk böylece çıkardı. Ebe yanlış birini sobelerse, “çanak çömlek patlardı”. Ebe “Ayşe, gördüm, duvarın arkasındasın,” der; ebenin söylediği yerden Ahmet çıkarsa, diğer oyuncular “çanak çömlek patladı” diye bağrışırlar, böylece oyun bozulur, aynı ebeyle yeniden başlanırdı.
Yaş Grubu: 2 yaş ve üzeri herkes için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: Saklambaç oyunu en az 2 kişi ile oynanabilir. Oyununu tam anlamıyla eğlenceli bir şekilde oynamak için en az 3 kişi gerekir..
Oyun Alanı: Saklambaç oyunu mekan farkının gözetilmediği oyunlardan biridir. Oyun açık ya da kapalı alanda oynanabilir.
Oyun Süresi: Yaklaşık yarım saat veya 40 dakika kadar sürer.
Oyun Araçları (Malzemeler): Oyunu oynamak için herhangi bir malzemeye ihtiyaç yoktur.
Oyunun Kuralları:
Oyunda Kullanılan Bazı Terimler:
Sobelemek: Ebe oyuncunun saklanan oyuncuların yerini bulup ismini söyleyerek oyun duvarına (ebenin saydığı alan) dokunmasıdır.
Kale: Ebenin gözlerini kapatarak saydığı alandır. Kale denilen alan duvar, ağaç veya bir kapı olabilir.
Çanak Çömlek Patladı: Oyunda ebenin yanlış ismini söylemesi durumuna çanak çömlek patladı denir. Genellikle oyuncular kendisi arasında kıyafet ya da ayakkabı gibi nesneleri değiştirirler. Bu şekilde ebe oyuncunun ismini yanlış söyler. Tüm oyuncular saklandığı yerden “Çanak çömlek patladı!” diye çıkarlar. Ebe yeniden sayarak oyunu yeniden başlatır.
Elma Dersem Çık, Armut Dersem Çıkma: Bu söz sobelenen ya da sobeleyip köşede bekleyen oyuncunun kullandığı bir sözdür. Bu şekilde saklanan oyuncuya yardım edebilir. Ebe kaleden uzaklaştıysa “Elma!” diye bağırır ve oyuncuda sobeler. Ebe kaleye yakınsa “Armut!” diye bağırır ve bu da gelme demektir.
Üçtaş
İki çocuk tarafından üçer taşla oynanır. Düz bir zemin veya kâğıt üzerine geniş bir kare çizilir. Karenin üst çizgisinin ortasından tabanın ortasına bir dik inilir. Sonrasında tabana paralel olacak şekilde ortadan ikiye yatay bir çizgi çizilir. Çizilmiş olan karenin köşelerine noktalar konur. Aynı şekilde dikey ve yatay olarak çizilmiş olan çizgilerinde çizmeye başlanılan kısma, ortasına ve sonuna noktalar konur. Böylece 9 adet nokta elde edinilmiş olunur. Daha sonra oyuncular belirledikleri stratejiye göre ellerindeki üçer taşı “bir sen bir ben” sırası ile istedikleri noktalara yerleştirir. Taşların tamamı zemine konduktan sonra taşlar çizgilerin üstünde ileri, yana ya da çaprazlamasına hareket ettirilebilir. Üçtaşı yan yana ya da dikey bir konumda sıralayan kişi oyunu kazanmış sayılır. Her oyuncunun üçer taşla oynamasından dolayı da bu oyuna “üçtaş” denilmiştir.
Yaş Grubu: Oyun 7 yaş ve üzeri kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: 2 kişiyle oynanır.
Oyun Alanı: Üçtaş oynamak için düz bir zemin veya kâğıt gereklidir
Oyun Süresi: Oyunda süre sınırlaması yoktur.
Oyun Araçları (Malzemeler): 6 adet taş, kâğıt ve kalem.
Oyunun Kuralları:
Eski Minder
Eski Minder Oyunu Nedir?
Oyuna başlarken öncelikle “sayışma” yapılır. Ortada yumularak duran “ebe” , oyunda “Eski Minder” rolündedir. “Eski Minder” rolündeki çocuk ortada çömelerek kafası eğik vaziyette durur. Diğer çocuklarda ellerini çırparak oyun şarkısını söylerler. Oyunda ebe ile birlikte en az 4 oyuncu olmalıdır. Oyunda, ebenin etrafında ellerini çırparak dönen çocuklar şu şarkıyı söylerler.
Eski minder,
Yüzünü göster,
Göstermezsen,
Bir poz ver,
Güzellik mi?
Çirkinlik mi?
Havuz başında ,
Heykellik mi?
Yoksa mankenlik mi?
Daha sonra “eski minder” rolündeki “ebe”, bu sorulara cevap olarak; güzellik, çirkinlik, heykellik ya da mankenlik der. “Güzellik” der ise diğer oyuncular güzellik rolü yaparlar. “Çirkinlik” der ise çirkinlik rolü yaparlar. Kısacası ebenin söylediği unsurun canlandırmasını yaparlar. Bundan sonra ise ebe diğer oyunculardan birini ebe olarak seçer. Oyun böylece yeniden başlayarak devam eder. Oyun sonunda kaybeden ya da kazanan taraf olmaz. Oyundan her iki tarafta eğlenmiş ve mutlu bir şekilde ayrılmış olur. Oyun; kız çocukları tarafından sıklıkla oynanan oyunlardandır.
Yaş Grubu: 6 yaş üzerindeki kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: Oyunda ebe ile birlikte en az 4 oyuncu olmalıdır. Oyuncu üst sayısında herhangi bir sınır bulunmaz
Oyun Alanı: Oyun açık alan veya kapalı alanda oynanabilir.
Oyun Süresi: Yaklaşık 30 dakika sürebilir.
Oyun Araçları (Malzemeler): Herhangi bir malzemeye ihtiyaç yoktur.
Oyunun Kuralları:
Met
cm boyunda, 2 cm genişliği 3 cm kalınlığında özel yapılmış, iki başı da üçgen kesilmiş “met” adı verilen bir aletle oynanır. Her çocuğun yaklaşık bir metre boyunda dipdip sopasından biraz daha kalınca sert bir(kızılcık, yabani kızılcık(kaysiydiren), garagürgen, yemişen gibi) ağaçtan yapılmış bir sopası bulunur. Düz toprak zeminden her çocuk sırayla metin başına sopayla vurarak ,5 metre havaya kaldırır, sopasını var gücüyle mete vurarak en uzağa götürmeye çalışır. Herkes metin düştüğü noktadan başlangıç noktasına kadar adımlayarak sayar, en geride kalan o kadar adam “gabak yemiş” sayılır. Örneğin “Köseoğlunun Mıstava 15 gabak yedi” denir. Oyuna aynı şekilde devam edilir. Her turda en geride kalan gabak yemiş sayılır. Bu oyun genellikle yarım ile bir saat arasında sürer. En çok gabak yiyen oyunu kaybeder. Adını “met” adı verilen ve her iki başı da ters üçgen kesilen aletten aldığı sanılmaktadır.
Çelik-Çomak
Çelik-Çomak Oyunu Nedir?
Çelik-çomak oyunu ’lı yıllarda popüler olan çomak ile çeliği uzağa fırlatarak puan kazanma amacıyla oynanan bir oyundur. Anadolu ve Sakarya’da yaygın olarak oynanan eski bir oyundur. Oyunu oynayabilmek için iki takım gerekir. Çelik çomak oyununun diğer adı “Met”dir fakat üç noktada metten ayrılır. Birincisi metin kendisi, ikincisi metin üzerine konulan aletin farklılığı, üçüncüsü de ebenin karşıda beklemesidir. Adına “çelik” denilen 20 cm kadar uzunluğunda yuvarlak her iki ucu da düz kesilmiş bir aletle oynanır. Met sopasına da “çomak” denilir. Çocuk çeliği, ya yere batırılmış 50 cm yüksekliğindeki bir çubuğun üzerinden kendi elindeki çomakla vurup ilerideki ebeye doğru gönderir ya da bir ucunu avucuna aldığı çomağa yerleştirip havaya zıplattığı çeliği çomağın kuyruğuyla ebeye doğru gönderir. Ebe yaklaşık metre karşıda çeliği beklemektedir. Ebe elindeki çomakla çeliği karşılayıp geldiği yöne iade etmeye çalışır. Ebe karşıladığı çeliği, atan çocuğun gerisine gönderebilirse ebelikten kurtulur ve atan çocuk ebe olur. Ebe çeliği diyelim ki çocuğun yönüne doğru kısa bir mesafeye attı veya hiç vuramadı, çeliğin düştüğü noktadan oyunun başlangıç noktasına adım atılır ve ebe o kadar “gabak” yemiş sayılır. Bazı yerlerde buna sayı da denilir. Ebe olan çocukların içinde en fazla “gabak yiyen” oyunun mağlubu sayılır. Adını “çelik” ve “çomak” adı verilen oyun aletlerinden aldığı sanılmaktadır.
Yaş Grubu: Çelik çomak 5 yaş üzerindeki kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: Oyun için oyuncu sayısı en az 2, en fazla 10’dur.
Oyun Alanı: Yaklaşık 40 metreye 20 metre büyüklüğünde bir açık alan gerekir. Oyun alanının düz ve pürüzsüz olması gerekir. Alanın büyük olması çelik denen kısa değneğin uzağa atılması için gerekli bir koşuldur.
Oyun Süresi: Yaklaşık 30 dakika veya 1 saattir
Oyun Araçları (Malzemeler):
Oyunun Kuralları:
Çelik-çomak oyununun aşamaları
funduszeue.infoeleri Hazırlama: Çelik çomak için 2 düzgün taş, çelik (kısa değnek), çomak (uzun değnek) gerekir. İki adet taş çeliği üzerine koymak için gereklidir. Taş yerine çelik sopasının boyuna göre çukur kazılabilir.
funduszeue.infoımlara Ayrılma: Çelik çomak oyunu için ideal oyuncu sayısı arasındadır. Daha kalabalık da oynanabilir. Oyun için kişiler iki gruba ayrılması gerekir. Gruplama için sayışma, kura çekme, yazı tura vb. işlemler yapılabilir.
funduszeue.info Başlayacak Takım: Oyunda çeliği fırlatacak takımı seçmek için yeniden bir kura işlemi yapılır.
4.Çelik Yerleştirme ve Oyuncu Dağılımı: İki taş düzgün bir şekilde yerleştirildikten sonra çelik üzerine yerleştirilir. Bir oyuncu çomağı eline alır. Amacı çomak ile çeliği en uzak noktaya fırlatmaktır. Rakip oyuncular ise çeliği havada yakalamaya çalışırlar. Bunun için oyun alanına doğru bir strateji ile dağılmaları gerekir
5.Çeliği Fırlatma: Oyuna başlamaya hak kazanan takımdaki bir oyuncu çeliği fırlatmak için hazırlanır. Çomağı, çeliğin altına yerleştirir, kaldırır ve havada vurarak en uzak noktaya fırlatır. Bazı yörelerde oyunda kural olarak havada vurma çıkarılmıştır
funduszeue.info ya da Vur: Havaya fırlayan çeliği rakip oyuncuların ya havada tutması ya da çeliğe ellerindeki çomakla vurmaları gerekir. Eğer yakalayıp ya da vururlarsa sıra rakibe geçer ve oyunda çeliğe vuran takım bu setten puan alamaz.
7.Çomağı Vurma: Eğer sahadaki oyuncular çeliği yakalayamaz ise atışı yapan oyuncu çomağı taşın üzerine bırakır. Rakip oyuncular ise çeliği elleriyle fırlatarak çomağı vurmaya çalışırlar. Çomağı vurmak için üç hakları vardır. Her deneme de atışı yapan oyuncu çeliği daha uzağa atmak için çomağı ile çeliği havalandırıp tekrar vurur. Eğer rakip takım çomağı vururlarsa sıra değişir ama vuramazlar ise atışı yapan takım 1 puan kazanır ve sıra rakibe geçer.
8.Sıra Rakipte: 5, 6 ve 7. aşamalar diğer takım içinde tekrarlanır.
funduszeue.info Kazanan: 7.aşamada belirtilen puan sistemi ile en çok puanı toplayan takım oyunu kazanır
Oyunu Oynarken Şunlara Dikkat Edilmesi Gerekir:
Tunuç
Tunuç Oyunu Nedir?
Genellikle erkek çocuklar tarafından oynanır. Seyrek de olsa karışık oynandığı olur. kişi tarafından oynanır. Konik biçimde cm’lik ağaçtan “tunuç” adı verilen bir aletle oynanır. Herkesin elinde cm uzunluğunda, yaklaşık cm çapında yuvarlak bir “tunuç sopası” olur. “Tunuç taşı” adı verilen, cm çapındaki düz bir taşın üzerinden oynanır. Herkesin tunuç taşından metre mesafede ayak topuğunu koyacak çukurlukta bir kültesi vardır. Bu külteler oval bir şekilde, yaklaşık cm mesafede oluşturulmuştur. Tunucun başındaki kişi ebedir. Ebenin eli boştur ve tunuç taşı hizasında metre yanda durur. Kültelerin başındaki oyuncular sırayla elindeki sopayı tunuca atarak tunucu devirip ileriye götürmeye çalışır. Örneğin ilk oyuncu sopayı attı tunucu deviremedi, sopası ileriye gitti, oyuncu yerinde bekler. İkinci oyuncu atar, o da tunucu deviremez ise o da yerinde durur. Üçüncü oyuncu tunucu vurdu diyelim, ebe tunucu alıp tunuç taşına dikmeye ve diğer üç oyuncudan birinin kültesini kapmaya çalışır. Üç oyuncu da ebeden önce sopalarını alıp kültelerine dönmeye çalışırlar. Külte kapamayan yani boşta kalan ebe olur. Çok yorucu bir oyundur. Adını “tunuç” adı verilen konik aletten aldığı sanılmaktadır.
Yaş Grubu: 8 yaş üzerindeki kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: kişi tarafından oynanır.
Oyun Alanı: Açık alan oyunudur. Bahçe, boş arazi vb. yerlerde oynanabilir.
Oyun Süresi: Oyun yaklaşık 1, bir buçuk saat sürebilir. Bazen akşam karanlığında tunuç görünemeyinceye kadar oynanır.
Oyun Araçları (Malzemeler):
Oyunun Kuralları:
Oyunu Oynarken Şunlara Dikkat Edilmesi Gerekir:
Çizgi
Çizgi Oyunu Nedir?
Genelde kız çocukları tarafından bazen de karışık oynanır. Toprak zemin üzerine sert bir cisimle, beton zemin üzerine kiremit parçası veya tebeşirle kareler çizilir. Karelerin kenar uzunluğu genellikle cm civarında olur. İlk sırada bir kare, ikinci sırada bir kare, üçüncü sırada yan yana üç kare, dördüncü sırada bir kare, beşinci ve son sırada yan yana üç kare olur. cm’lik kare biçiminde bir tahta veya taş parçasını tek ayak ucuyla dokunarak kare içine gelecek şekilde oynanır. Her bir kareye oda denir. Oyun tek ayakla oynanır. Sadece üç odalı yerlerde oyuncu iki ayağını da odalara koyabilir ve dinlenebilir. Amaç taş veya tahta parçasını, ayak ucuyla tüm odalarda sırasıyla gezdirerek hiçbir çizgi üzerine getirtmeden (yanmadan) götürüp getirtmektir. Genellikle iki kişiyle oynanır. İlk turda her iki oyuncu “göz açık” oynarlar. İlk turda her iki oyuncu da götürüp getirmeyi başarırsa ikinci turda “gözler yumuk” yürüyerek oynanır, sadece üçlü odalarda gözlerini açar ve gider gelir. Hangi oyuncu bunu da başarıyla tamamlarsa başlangıç noktasına gelip arkasını döner, tahta veya taşı odalar yönünde başının üzerinden atar, taş çizgiye değmeden hangi odaya denk gelirse, o oda artık onun evidir. O orada kalan oyun süresince iki ayakla basabilir. Diğer oyuncu onun evine kesinlikle giremez, onun üzerinden atlamak mecburiyetindedir. En fazla oda alan oyunu kazanır. Kaybedene ceza yoktur. Tek ayakla oynandığı ve çizgilere dokunulamayacağı için çok yorucudur. Adını odaların çizilmesinden aldığı düşünülmektedir.
Yaş Grubu: 7 yaş üzerindeki kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: En az 2 kişi ile oynanabilir.
Oyun Alanı: Toprak veya beton üzerinde oynanabilir.
Oyun Süresi: Yaklaşık 30 dakika veya 1 saat sürebilir.
Oyun Araçları (Malzemeler):
Oyunun Kuralları:
Oyunu Oynarken Şunlara Dikkat Edilmesi Gerekir:
Tombala
Tombala Oyunu Nedir?
Kız ve erkek çocukları tarafından karışık olarak kişiyle oynanır. Düzgün bir zemin taş üzerine, 5 cm X 5 cm veya 6 cm X 6 cm ebadında tahta parçaları veya kiremit parçaları, seyrek de olsa düzgünce taş parçalarının üst üste koyulmasıyla oynanır. Bezden yapılmış topla veya plastik topla oynanır. Tunuç oyunundaki gibi oyuncular taşların dizildiği ana noktadan metre uzaklıkta yan yana dizilirler ve birer külte yaparlar. Külte sayısı oyuncu sayısından bir eksiktir. İlk ebe kurayla belirlenir. Ebe üst üste dizili 15 kadar taş veya tahta parçasının bir metre yakınında durur. Diğerleri sırayla topu yığına atarak onları devirmeye çalışırlar. Devrildiği zaman ebe, dağılan taşları aynı şekilde toplayıp dizmeye ve külte kapmaya, topu atan da gidip topu alıp kültesine dönmeye çalışır. Topu atan ebeden önce topla kültesine dönerse ebenin ebeliği devam eder eğer ebe ondan önce taşları dizip külteyi kaparsa topu atan yeni ebe olur. Taşların toplanması nedeniyle “tombala” adını aldığı söylenmektedir.
Yaş Grubu: 7 yaş üzerindeki kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: kişiyle oynanabilir. Üst oyuncu sınırı bulunmamaktadır.
Oyun Alanı: Açık alan oyunudur ve düz bir zemin gerekir.
Oyun Süresi: 1 veya bir buçuk saat sürebilir.
Oyun Araçları (Malzemeler):
Oyunun Kuralları:
Oyunu Oynarken Şunlara Dikkat Edilmesi Gerekir:
İstop
İstop Oyunu Nedir?
Bir top ve oyunculardan oluşan bir oyun türüdür. Oyuncular toplu halde beklerken arkadaşlarından biri oyun topunu havaya atarak bir arkadaşının adını söyler. Diğer oyuncular sağa sola kaçarken adı söylenen topu tuttuğunda “istop” diye bağırır. Bu sözü duyan oyuncular oldukları yerde dikilip beklerler. Eğer ebe top ile oyuncuyu vurabilir ise o oyuncu oyunu terk eder. Top arkadaşını vuran tarafından havaya atılıp yine bir arkadaşının adını söyler ve kaçışırlar. Adı söylenen topa sahip olduğunda daha önce olduğu gibi “istop” diyerek oyunu devam ettirir. Vurulan çıkar ve son oyuncu kalana kadar oyun devam eder.
Sakaryalı Ayfer Tunç’un Anılarında İstop Oyunu:
İstop genellikle kızların rağbet ettiği ve pikniklerin gözde oyunlarından biriydi. Basit bir aptal oyunu olduğu için, fikirsiz kızlarla, erkek çocukların biraz muhallebi kıvamında olanları ya da kızlarla birlikte top oynamaktan zevk alanları bu oyuna katılırlardı. İstop adı stop kelimesinden gelmekteydi ve bu haliyle ithal bir oyun olduğu duygusunu uyandırıyorsa da, son derece yerlileşmişti. Bireysel bir oyundu, takım yoktu. Oynayacak kişi sayısı da önemli değildi. İstop oynayacak grup bir araya gelir, biri oyunu başlatırdı. Oyunda amaç topu tutturmamaktı. Başlayan oyuncu topu mümkün olduğunca yükseğe atar ve tutmasını istediği oyuncunun adını söylerdi. Adı söylenen oyuncu topu tutarsa “İstop!” diye bağırırdı. O anda bütün oyuncular oldukları yerde kalmak zorundaydılar. Topu tutan, bir oyuncuyu gözüne kestirir ve topu ona atarak vurmaya çalışırdı. Vurduğu kişi yanmış olur, oyundan çıkardı. Bu basit oyunun püf noktası adının söylendiğine dikkat etmekti. Dalgınlık bu oyunda kaybetmeye neden olurdu. Adı söylendiği halde, biri topu tutmaya çalışsın diye bekleyen oyuncu topu tutamaz, böylece oyun dışında kalır ve gruptan tek bir kişi kalıncaya kadar oyun sürerdi. Bu tür top oyunlarında çocuklar için bir akıl ve izan ölçüsü vardı. Top, tutulamayacak kadar uzağa ya da tutulamayacak kadar garip bir açıyla atıldığı takdirde bütün oyuncular itiraz ederler ve atış yenilenirdi. Mesele topa tatlı bir eğim verdirmekti. Geniş bir alanda oynanan bu oyunda, oyuncular da dağınık olduklarından topu yakalamak sanıldığı kadar basit bir iş değildi.
Yaş Grubu: Oyunun gerektirdiği beceriler göz önüne alındığında istop oyununu 6 yaş ve üzerindeki oyuncular oynayabilir.
Oyuncu Sayısı: Oyunda oyunu eğlenceli bir şekilde oynayabilmek için en az 5 kişi gerekir. Üst oyuncu sınırı bulunmamaktadır.
Oyun Alanı: İstop oyunu bahçe ve spor salonu gibi geniş bir alanda oynanır. Açık alan oyunlarından biridir.
Oyun Süresi: Yaklaşık 30 dakika veya 1 saattir.
Oyun Araçları (Malzemeler): Oyunda malzeme olarak sadece top kullanılır.
Oyunun Kuralları:
İstop Oyununun Aşamaları:
funduszeue.info Seçin: İstop oyununu oynamak için ilk olarak oyuncular arasından ebe seçilir. Ebe seçmek için tekerleme, kura gibi yöntemler kullanılabilir.
2.Çember Olun: Oyuncular çember şeklinde dizilirler. Ebe ise bu oyuncuların tam ortasında bekler.
funduszeue.info Oyunu Başlatır: Ebe topu havaya atar ve bir oyuncunun ismini söyler. İsmi söylenen oyuncu topu havada yakalamaya çalışır. Ebe ve diğer oyuncular kaçmaya çalışır.
funduszeue.info Yakalarsa: İsmi söylenen oyuncu topu yere düşmeden yakalamaya çalışır. Eğer topu yere düşmeden yakalarsa aynı ebe gibi bir kişinin ismini söyleyerek topu havaya atar. Bir oyuncu topu havada yakalamayıp düşürene kadar bu şekilde isim söyleyip top havaya atılır.
funduszeue.info Yakalayamazsa Renk Söyler: Oyuncu topu havada yakalayamazsa topu hızlı bir şekilde yerde yakalamaya çalışır. Topu yerde yakaladığı zaman “İstop!” diye bağırır. İstop demeden kaçan oyuncular “İstop” kelimesini duydukları anda sabit bir şekilde dururlar. Bu oyuncu ise etrafta bulunan herhangi bir rengin ismini söyler ve arkadaşlarını kovalar. Bu kovalamaca sırasında diğer oyuncular bu rengi bulmaya çalışır. Bu rengi bulup dokunan oyuncular top ile vurulamaz.
funduszeue.info ile Vur: Rengi bulamayan bir oyuncu top ile ebe tarafından vurulur. Eğer bütün oyuncular rengi bulursa ebe isim söyleyerek oyunu baştan başlatır.
Mendil Kapmaca
Mendil Kapmaca Oyunu Nedir?
Mendil tutan bir kişi, mendili kapmak isteyen iki oyuncu ve iki oyuncunun mensup olduğu iki takım tarafından oynanan bir oyundur. Bir kişi elinde mendili tutar. Sağında ve solunda aynı uzaklıkta bekleyen oyuncu grubu vardır. Bekleyen oyuncu gruplarının önünde bir çomakla çizgi çizilir. Oyuncular, hep bu çizginin arkasında dururlar. Mendil tutanın sağında ve solundaki sıranın ön tarafındaki oyuncular “koş” komutu ile mendili tutanın yanına gelirler. Mücadelede kurnazlık ve açıkgözlük yapıp mendil alarak çizgiyi geçene kadar koşar. Diğer arkadaşı onu yakalayıp ebelemeye çalışır. Mendili kapmak için gelen mendili aldığında diğer oyuncu tarafından ebelenirse oyundan çıkar. Oyun belli sayıdaki iki takım arasındaki oynandığı için ebelenip çıkan ve oyuncusu kalmayan takım yenilmiş olur. Çocuklar, kendi aralarında tespit edecekleri cezalarla yenilen tarafa ceza verirler. Cezalar, çocukların kaldırabildikleri ölçüde olur. Uygulanması zarara yol açabilecek cezalar verilmez.
Yaş Grubu: 7 yaş üzerindeki kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: Gruplar halinde oynanabilir.
Oyun Alanı: Açık alanda oynanabilir. Genellikle düz yerlerde oynanır.
Oyun Süresi: Yaklaşık 30 dakika sürebilir.
Oyun Araçları (Malzemeler):
Oyunun Kuralları:
Oyunu Oynarken Şunlara Dikkat Edilmesi Gerekir:
Kımıldatmadan Ayır
Yarım cm çapında, tahminen 10 cm kadar uzunluğunda çomak avuç içinden yere bırakılır. Dağılan ve üst üste olan çomaklar, elimizdeki bir çomakla yerdeki çomakları istediğimizden başlama avantajı ile zıplatıttırp yerdeki çomakların bir tanesini diğer çomakları kımıldatmadan ayırıp alma oyunudur. Bütün çomaklar teker teker eldeki çomakla temizlenmeye çalışılır. Tek kuralı, alma esnasında diğerlerini kımıldatmama üzerine kurulmuştur.
Ayırma esnasında diğer çomaklarda kımıltı olursa oyun, diğer elemanın oynamasına geçer
Hötez
Hötez Oyunu Nedir?
İki grup halinde oynanır. Şimdiki, yani yaşlarındaki insanların bile görmedikleri bir oyun çeşididir. 5 litrelik bir teneke düşünelim. Bu teneke keserle ezilerek yuvarlak bir hale getirilir. Oyun topu, bu teneke yuvarlağıdır. İki takımda oynayan elemanların ellerinde de metrelik sopalar bulunur. Sopalar, genellikle kızılcık vb. ağaçlardan seçilir böylece sopanın kırılma riski ortadan kaldırılır. Sopaların kalınlıkları oyuncuların rahatça kullanabilecekleri cinsten olur. Kura ile başlayacak taraf tespit edilir. Oyun sahasının ortasına 50cm2’lik bir çukur kazılır. Bir taraf teneke topu çukur içine sokmaya çalışırken diğer taraf da tersini yapmaya çalışır. Oyunda topa vurmalar eldeki sopalarla olur. İddialı maçlarda, belli bir süre tespit edilir. Örneğin yarım saat gibi. Yarım saat A takımı, yarım saatte B takımı topu ortadaki çukura sokmaya çalışır. Hangi taraf daha çok gol yaparsa o takım kazanmış olur. Ortaya konan maç sonu hediyesi mağlup takım tarafından arkadaşlarına yedirilir.
Yaş Grubu: 8 yaş üzerindeki kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: Grup halinde oynanabilir. Grup oyuncularının sayısında sınırlama yoktur.
Oyun Alanı: Açık alan oyunudur. Boş arazi, bahçe vb. yerlerde oynanabilir.
Oyun Süresi: Belirli bir süre sınırlaması yoktur fakat iddialı maçlarda, belli bir süre tespit edilir. Örneğin yarım saat gibi. Yarım saat A takımı, yarım saatte B takımı topu ortadaki çukura sokmaya çalışır.
Oyun Araçları (Malzemeler):
Oyunun Kuralları:
Oyunu Oynarken Şunlara Dikkat Edilmesi Gerekir:
Oyuncular ellerindeki sopaları kontrollü bir şekilde kullanmalılar. Aksi durumunda etrafındaki diğer oyunculara zarar verebilirler.
Mile (Misket) Oyunları
Mile (Misket) Oyunları Nedir?
Camdan yapılma ve küre şeklinde olan, adına MİLE(Misket) dediğimiz araçlarla oynanır. Mile oyunlarında amaç, uzaktaki dizilen mileleri vurmaktır. Mile vurmak için atılan hamlede vurma gerçekleşirse, rakip vurduğu milenin sahibi olur.
Önce, meydana iki oyuncu aynı sayıda mile dizer. Belli uzaklıktan ilk atma sırasını kazanan oyuncu bu gruptaki mileyi vurmaya çalışır. Iskalarsa, diğeri atar. Her ıskalama oynama sırasının değişme yeridir. Oyun böylece devam edip gider. Atma sırasında isabet kaydeden mileyi alır ve oyuna devam hakkını da devam ettirir. Her boşa atma, diğer oyuncunun oynama hakkını doğurur.
Sakaryalı Ayfer Tunç’un Anılarında Misket Oyunu:
Kızlar nasıl beştaş oynamaya meraklı ise, erkekler de misket oynamaya meraklıydı. Kızların arasından Erkek Fatma çıkması doğaldı ve bu Erkek Fatmalar takdirle karşılanırdı ama, erkek çocukların arasından fazla “Kız Ali” çıkmazdı. Dolayısıyla genellikle kızlar erkek oyunlarını bilirler, ama erkekler kız oyunlarını bilmezler ya da bilip bilmezlikten gelirlerdi. Miskete bazı şehirlerde bilye, bilya, bazı şehirlerde de mile denirdi. Misket erkek çocuklar arasında en favori oyundu. Hemen her erkek çocuğun bir misket torbası olur, eline para geçtikçe içi değişik renklerde pırıl pırıl yanan bu misketlerden satın alırdı. O zamanlar bakkallarda en çok satılan şeylerden biri de misketti, her bakkalda bol miktarda bulunurdu. O kadar cazip şeylerdi ki misketler, haşarı ve aşırmaya eğilimli çocukların bakkalı oyalayarak misketlerin bulunduğu kavanozlara ellerini daldırmaları sık rastlanan bir şeydi. Ancak bu haşarı ve “aşırgan” çocuk, elini misket kavanozuna daldırdığı anda, kulağı keskin bakkal misketlerin şakırtılarına döner, çocuk da “Amca bu kaça?” diye sormak zorunda kalırdı. Şimdi de kolaylıkla bulunabilen, ama artık süslü minik filelerde, şık dükkânlarda satılan bu misketler, ortasında sarı, kırmızı, turuncu, mavi gibi çeşitli renklerde bir göbek bulunan, bir cam küreydi. Fındık büyüklüğünde olan bu misketlerin, ceviz büyüklüğünde olanlarına kafa veya baş denirdi ve kafa, oynarken sıra başına konulan misketti. Misket oynamak beceri isteyen bir tür kumardı. Çünkü bir nesneyi kazanmak ya da kaybetmek söz konusuydu. Genellikle düzgün toprak zeminde oynanırdı. Çocuklar misketlerini getirirler, herkes kaç misket koyuyorsa bu misketler kafa başta olmak üzere sıraya dizilirdi. Her çocuk sırayla elindeki misketlerden birini bu sıraya doğru atardı. Bu sıra misketin vurmasıyla bozulur, bozulan kısım vuran çocuğun olurdu. Kafa misketini vuran bütün misketleri alırdı. Misket sırasını kafa da dahil olmak üzere vurmak hiç de kolay değildi. Beceriksiz çocukların misketleri dizilmiş misketlere değmez, sağa sola kaçardı. Oyunun keyfinin yanı sıra, misket biriktirmek sanırım bu işin en zevkli kısmıydı. Bazı çocukların en sevdikleri ve az rastlanan türden misketlerini oyunda kaybettikleri zaman geri alabilmek için yüzlerce misket ütüldükleri olurdu. Bakkala içi farklı renkte yeni misketler geldiği duyulduğu zaman, bakkala akın edilirdi.
Yaş Grubu: Oyun 5 yaş ve üzeri kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: Misket oyunu en az 2 kişi ile oynanabilir.
Oyun Alanı: Genellikle düz yerlerde oynanır. Örneğin; Bahçe, park, vb. yerlerde de oynanabilir.
Oyun Süresi: Yaklaşık 1 veya bir buçuk saat sürmektedir.
Oyun Araçları (Malzemeler): Yeteri kadar bilye ve bir dakka (başlık).
Oyunun Kuralları:
Misket oyununun kuralları birbirinden farklı olmak üzere birkaç türü vardır. Şimdi bunlara bir göz atalım:
Oyunda Kullanılan Bazı Terimler:
Dakka (Başlık): Oyuncunun diğer misketlere atış yaptığı miskettir.
Kemik: Mermerimsi yapıda beyaz ve üzerinde desenler olan miskete denir. Beyaz dışında siyah, mavi, yeşil kemik misketler de oyunlarda kullanılmaktadır.
Baş: Klasik misket oyunlarında en sağda veya en solda bulunan miskettir. Bu misket vurulduğu takdirde yerdeki tüm misketler sizindir.
Başaltı: Başın hemen yanındaki miskettir.
Naş: Baş miskete çok yakın fakat değmeksizin yapılan atış.
Çın (Yerinde Kaynar): Atış, hedef miskete değer fakat yerinden kımıldatamaz ise atış geçersiz sayılır. Oyundaki duruma göre ya pas geçilir ya da atış tekrarlanır.
Ütmek (Kökmek, yutmak): Oyunda kazanmak.
Yağ Satarım Bal Satarım
Oyuncular daire şeklinde, birbirine değecek ve yüzleri dairenin dönük olacak şekilde otururlar. Ayakta dairenin dışında dolaşan bir oyuncu olur ve elinde ucu topuzlu bir mendille dolaşmaya başlar.
Oturanların arkaya bakmaları yasaktır. Ayaktaki oyuncu daire dışında dolaşırken (Yağ satarım bal satarım, ustam ölmüş ben satarım.) türküsü hep beraber söylenirken, daire dşındaki oyuncu elindeki mendili çaktırmadan bir arkadaşının arkasına bırakır. Bırakma sonrası tekrar arkadaşının yanına geldiğinde, eğer arkadaşı bırakılan mendili anlamamışsa alıp onun sırtına vurmaya başlar. Tur tamamlanınca onun yerine mendille vuran oturur. Sopa yiyen oyun dışında kalır. Oyun böylece devam edip elemanlar bitene kadar devam funduszeue.info zaman bunun tersi de oluyor. Arkasına mendil konan oyuncu bunu fark ederse mendili alıp koyanın peşine düşüp onu kovalamaya başlar. Kovalanan bu oyuncu mendil sopası yemeden kalkan arkadaşının yerine oturabilirse oyuna devam eder. Sopa yiyen oyunu terk eder. Oturan eleman mendille dolaşmaya yeniden başlar. Mendili fark edip alan ondan sonraki dolaşma sırasını kazanmış olur.
Yaş Grubu: Oyun 5 yaş ve üzeri kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: İdeal oyuncu sayısı 8 ve üzeridir. Oyuncu sayısı arttıkça oyun daha heyecanlı ve eğlenceli hale gelebilir.
Oyun Alanı: Oyun açık alan veya kapalı alanda oynanabilir. Oyun kapalı alanda oynanacak ise kapalı alanın geniş olması gerekir. Büyük oturma odası, okul bahçesi, anasınıfı veya spor salonu gibi yerlerde oyun oynanabilir.
Oyun Süresi: Yaklaşık yarım saat veya 40 dakika kadar sürer.
Oyun Araçları (Malzemeler): Oyun için sadece bir mendil gereklidir. Mendil yerine peçete veya bir bez parçası kullanılabilir.
Oyunun Kuralları:
Birdir bir
Birdirbir Oyunu Nedir?
Birdirbir oyuncuların sıralı bir şekilde birbirinin üzerinden atladığı, geleneksel bir oyundur. Birdirbir oyunu genellikle çocuklar tarafından oynanır. Bir kişi ebe olarak ellerinin ve dizlerinin üzerine koyarak eğilir, diğer arkadaşları da sıra ile ellerini ebenin sırtına koyarak üzerinden atlarlar. Atlama sırasında kim ebenin üzerinden rahatça geçemez ve oyunun tekerlemesini söyleyemez ise ebelik sırası ona geçer ve onun üzerinden atlanmaya devam edilir. Oyunda böylece devam edip gider.
Not: Ülkemizde yöresel olarak oyunun sözlerinde ve bazı kurallarında değişiklik olabilmektedir.
Yaş Grubu: Oyun için uygun yaş 8 ve üzeridir.
Oyuncu Sayısı: Oyun için en az 3 kişi gerekir. Birdirbir bir grup oyunudur. Ortalama 10 kişi ile çok daha eğlenceli hale gelir. Bu yüzden okullarda ve beden eğitimi derslerinde oyun olarak tercih edilmektedir.
Oyun Alanı: Açık bir alan oyunudur. Oyunda birbirinin üzerinden atladıkça kuyruk uzadığı için oyun alanının geniş olması gerekir. Okul bahçesi, bahçe vb. geniş bir düzlükte oynanabilir
Oyun Süresi: Ortalama 30 dakika oynanabilir
Oyun Araçları (Malzemeler): Birdirbir oynamak için herhangi bir malzemeye ihtiyaç yoktur
Oyunda Söylenen Tekerleme:
Birdirbir,
İkidir iki, atlayamayan olur tilki,
Üçtür üç, atlaması güç,
Dörttür dört, kuş gibi öt,
Beştir beş, aldım bir eş,
Altıdır altı, yaptım kahvaltı,
Yedidir yedi, el sırtıma değdi,
Sekizim seksek, yere düşen eşek,
Dokuzum durak, nerde oturak?
Oyunun Kuralları:
Oyunu Oynarken Şunlara Dikkat Edilmesi Gerekir:
Yakan Top
Oyun sahasının büyüklüğü oyuncu sayısına göre belirlenir. Birbirinden bir çizgi ile ayrılan oyun sahasının içine A sahasına bir takım, B sahasına diğer takım oyuncuları girer. Oyun sahasını belirleyen çizgilere basmak ve oyun sahasının dışına kaçmak da yasaktır. Bunu yapan topla vurulmuş sayılır. Her oyun sahasının dışındaki üç çizgide yani A takımını belirleyen sahanın üç çizgisine B takımından, B takımını belirleyen sahanın üç çizgisine de A takımından üç eleman konur. Saha içinde topa sahip olan takım diğer takım elemanlarını topla vurmaya çalışır. Bu oyundaki hedef, diğer takım sayısı dışındaki aynı takıma mensup oyuncular rakiplerini topla vurmaya çalışır. Vurulan oyuncu, oyun sahasından çıkıp rakip takım sahasını belirleyen çizgi dışında takımı adına mücadeleye devam eder. Atılan topu, saha içindeki oyuncu yere düşmeden havada tutabilirse vurulmamış sayılır ve top atma avantajını kazanmış olur. Mağlup olan takıma çeşitli cezalar rakip tarafından verilir. Bu cezalar şunlardır:
1.Çeşitli hayvan taklitleri ve sesleri çıkarma.
2. Her oyuncu diğer oyuncunun sırtına binerek belirli mesafeye taşıtma vb. cezalar uygulayarak oyun devam eder.
Sakaryalı Ayfer Tunç’un Anılarında Yakan Top Oyunu:
Kızların da oynadığı ve sevdiği top oyunlarından biri yakan toptu. Bu oyun için uzun bir mekân gerekliydi. Sokak araları çok elverişliydi. Ancak sakar oyuncular yüzünden cam kırma vakaları da en çok bu oyunda yaşanırdı. Yakan top oynayabilmek için iki takım kurulurdu. Takımlar şu kadar kişiden oluşacak diye bir kural yoktu. Ne kadar kalabalık olunursa o kadar eğlenceli olurdu. Bir takımın birkaç oyuncusu sağda, diğer takımın birkaç oyuncusu da solda yer alır, kalan oyuncular karışık olarak ortada dururlardı. Amaç, ortada bulunan oyunculardan kendi takımından olmayan oyuncuları topla vurabilmekti. Top, sokağın uçlarını tutan birer veya ikişer kişiden oluşan gruplarca sırayla atılırdı. Atış sırasında biri topla vurulursa, vurulan kişi topu sırası gelen tarafa atarak, mızıkçılık yapmadan oyundan çıkar, kalanlarla oyun devam ederdi. Ama top oyuncuyu vurma amacıyla atıldığında, oyuncu topu yere değmeden tutarsa bir can kazanmış olurdu. Bu durumda bir topla vurulsa bile, kazandığı canı joker olarak kullanır ve oyundan çıkmazdı. Bir takımın ortada bulunan tüm oyuncularının vurulmasıyla oyun biter ve böylece vurulmayan oyuncusu kalmış olan takım oyunu kazanırdı. Oyunların büyük çoğunluğunda yapılmaması gereken şeyi yapan yanardı. Koşmaca oyununda ebe, koşanlardan birine dokunursa dokunduğu oyuncu ebelenir, saklambaçta ebe tarafından görülen sobelenir, ama yakan topta topla vurulan oyuncu, hata hakkını kullanan oyuncu yanardı. Yakan topta kavgalar genellikle beceriksizlikten çıkardı. Kendi takımının oyuncusunu vuran bir oyuncu ilk seferinde hoş görülür, ama sürekli kendi oyuncularını vurmaya devam ederse kavga geliyorum derdi. Topun hareketlerini ve topu atan oyuncunun kimi vurmayı planladığını hissetmek önemliydi. Bir diğer üçkâğıt da topun geldiği yöne doğru rakip takımın oyuncusunu itmekti. Bu esaslı bir kavga sebebiydi ve genellikle faul olarak nitelendirilirdi.
Yaş Grubu: 6 yaş ve üzeri kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: En az 4 en çok istenildiği kadar oyuncu ile oynanır.
Oyun Alanı: Temelde bir sokak oyunudur. Yani çoğunlukla çocuk ya da gençlerin sokaklarda eğlence mahiyetinde oynadıkları çok basit bir oyundur. Nitekim oyunun alanı da düz olması yeterlidir. Oyuncu sayısına göre de ortalama 7 veya 10 metre aralığında uzunluğa sahip olması gerekir. Oyun alanı ne kadar yumuşak ise o kadar eğlenceli olur. Dolayısıyla oyunun oynanması adına en ideal yer yeşilliğin bol olduğu alanlar olarak gösterilebilir.
Oyun Süresi: Oyunun oynanma süresi oyuncu sayısına göre değişebilir.
Oyun Araçları (Malzemeler): Oyunu oynamak için yalnızca plastik bir top gerekecektir.
Oyunun Kuralları:
Dombit Oyunu
Derleyen: Esin AYDIN
Derleme tarihi:
Kaynak kişi: Kıymet SOMUNCU
Kaynak kişinin oyunu kimlerden öğrendiği: Büyüklerinden.
Dombit Oyunu Nedir?
İki gruba ayrılacak şekilde 6 veya 8 kişiyle oynanan Dombit oyununa başlamadan önce yazı tura yoluyla hangi grubun ilk atışı yapacağına karar verilir. Ardından ilk atışı yapmaya hak kazanan grup, tahtaları devirdiği takdirde diğer grubun oyuncuları bir taraftan kaçmaya, bir taraftan da dağılan tahtaları tekrar üst üste dizmeye çalışır. Eğer atış yapan grubun elemanları diğer grup elemanlarından birini vurursa, oyunu kazanır. Vuramazsa kaybeder ve yine atışı onlar yaparak oyun devam eder. Oyunun sonunda yenilen taraf, tek bacak üzerinde durur.
Yaş Grubu: Oyun 7 yaş ve üzeri kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: İki gruba ayrılacak şekilde 6 veya 8 kişiyle oynanır.
Oyunun Alanı: Düz ve geniş bir zemin.
Oyun Süresi: Oyun yaklaşık 1 saat kadar sürebilir.
Oyun Araçları (Malzemeler): Bir adet bez top. On beş adet küçük kare tahta. Eski bir çorap.( Eski bir çorabın içine bez doldurulur ve etrafı dikilir.)
İp Atlama Oyunu
İp Atlama Oyunu Nedir?
Her insanın çocukluğunda oynadığı oyun türüdür. İki kişinin aralıklı durarak ip çevirdiğinde ip ayaklarının altından geçerken hoplayarak ipe takılmamaya çalışıldığı bir oyundur. Atlayan uzunca süre ipe takılmadan oyuna devam ederse ebelenmesi için ipin çevirme hızı arttırılarak ebelenmesine çalışılır. İpe takılan ipi çevirir. Bu oyun tek kişinin uzun süre atladığı gibi sayı olarak çoklu grupla da atlayıp çıkarak diğer arkadaşlarının atlaması da sağlanır. Tek iple oynadığı gibi ipi çevirenlerin iki iple yaptıkları bir çeşidi daha vardır. İpin biri “sağdan sola” dönerken diğer ipte “soldan sağa” döner. Bu tek ipe göre çabukluk ve dikkat isteyen bir ip atlama türüdür. “Taraklı”da bu iki iple atlanan oyuna “Şipildik“ adı verilmiştir. Grup halinde oynanan ip atlamanın, tek kişi tarafından aynı anda hem ipi çevirip hem de yalnızca kendisinin ipten atladığı ip atlama şekli de vardır.
Sakaryalı Ayfer Tunç’un Anılarında İp Atlama Oyunu:
Grup halinde ip atlamak eski zaman çocuklarının vazgeçemediği oyunlardan biriydi. Ancak ip atlamada yaş grubu biraz yüksekçeydi. Ortaokullu, hatta bazen liseli kızlar, pikniklerde ablalar, anneler bile ip atlarlardı. Tek başına ip atlandığı gibi, grup halinde de ip atlanırdı. Tek başına atlanan ipin hiçbir özelliği yoktu ve sadece arkadaş bulamamış ya da arkadaşları o sırada meşgul olan çocukların enerjilerini tüketmeye yarardı. Grup halinde ip atlamada ise, iki kişi ipi çevirir, diğerleri atlardı. Grup halinde ip atlamanın bir usulü vardı. İki “abla” ipi çevirirken, diğerleri sıraya girerler, önce birer kez, sonra ikişer kez, derken beşer, onar kez ip atlanırdı. Sonra iki kişi birden aynı ritim içinde atlar, derken bu sayı üçe beşe çıkar, sonunda topluca atlanırdı. Bu ip atlamaların arasına manili atlayışlar da girerdi. Sırası gelip de atlayanın bilip söylemek zorunda olduğu birtakım mâniler vardı. Bunlar şehirlere göre değişirdi. O zamanın çocukları kolayca becerdikleri oyunları zorlaştırmak için ellerinden geleni yaparlardı. Çift ip atlamak da bunlardan biriydi. Böyle durumlarda ip iki kat yapılıp çevrilir, birinden atlansa da diğerine takılma ihtimali olduğu ve birçok beceriksiz takıldığı için oyun daha zevkli bir hale gelirdi. Yaşı küçük olan kızların ip oyunu farklıydı. Bunun için iki ucu birbirine düğümlenmiş, don lastiğinden yapılmış bir ip gerekliydi. Urgan veya çamaşır ipi de kullanılabilirdi, ama oyunun zor aşamalarında bunlar bacakları çok acıttığı için, yassı veya yuvarlak don lastiğinden üç metre kadar kesilip düğümlenir ve karşılıklı duran iki oyuncunun ayak bileklerine geçirilerek gerilirdi. İp atlamaya böylece çok alçaktan başlanmış olurdu. Bu oyunda atlamak değil, birbirine paralel duran iplerin üzerine aynı anda basmak marifetti. Oyuncu önce iki ayağıyla birden bir ipin üstünden atlayıp iplerin oluşturduğu alanın içine girer, sonra yine atlayarak dışına çıkar ve sonra yine atlayarak aynı anda iplerin üzerine basardı. Ancak ipin boyu giderek yükseltilirdi. Her atlayış bitince ipi bacakları vasıtasıyla geren kızlar, alışkın hareketlerle ipi biraz daha yukarı çekerlerdi. Dizlere kadar bu ipten atlamak ve üzerine basmak sorun olmazdı, ancak bacakların üst kısmı görününce ipin üstünden atlamak kolay olsa bile üzerine basmak imkânsız hale geldiği için, oyuncu başarısız olur ve ipi bacağına takma sırası ona gelirdi.
Yaş Grubu: Oyun yaş ve üzeri kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: İp atlama, tek başına ya da grupça oynanabilecek bir oyundur.
Oyun Alanı: Bahçe veya geniş bir alan.
Oyun Süresi: Oyun yaklaşık 20 veya 30 dakika sürebilir.
Oyun Araçları (Malzemeler): Oyun için gereken tek araç uzunca ve ağır bir iptir.(Tek başına oynanan ip atlama oyununda ipin cinsi hafiftir.
Oyunun Kuralları:
Beş Taş Oyunu
Beş Taş Oyunu Nedir?
Genellikle iki seyrek olarak da üç oyuncu ile sırayla oynanır. Dördü birbirinin benzeri yatay, biri yuvarlak beş taş ile oyun oynanır. İlk oyuncu , yuvarlak taşı havaya atarak aynı elle önce taşları birer birer toplar, her topladığı taşı diğer eline koyar. Buna “birler“ denir. İkinci elde yuvarlak taşı atarak yerdeki taşları “ikişer ikişer“ tutar. Buna “ikiler“ denir. Oynayan oyuncu havaya attığı taşı yere düşürdüğünde yanar, sıra diğer oyuncuya geçer. Sonra üçünü bir, birini tek alır, buna “üçler“ denir. Sonra dördünü bir alır, buna “dörtler“ denir. Üçünü veya dördünü bir anda alamayan oyuncu yanar. Dörtleri de tamamlayan oyuncu, kemerlere geçer. Oyuncu sol elini kemer yapar, Beş taşı da eline alır, yuvarlak olanı havaya atar, diğer dördünü kemerin önüne bırakır. Yuvarlak havaya atılarak tek tek kemerden geçirilir. Sonra iki iki geçirilir, sonra üç ve tek geçirilir. Sonra dördü birden aynı seferde geçirilir. Bu da tamamlandıktan sonra taşların beşinde avucunun içine alır, taşların hepsini havaya atar, elinin üzerinde hepsini tutmaya çalışır, tutabildiklerini havaya atarak tekrar avucunun içine alır. Beş taştan avucunun içinde kaç tane kaldıysa karşısındaki oyuncuya o kadar “gabak yedirmiş” olur. Oyun böylece devam eder. Karşındakine en çok gabak yediren oyunun galibidir. Cezası yoktur, oyunun galibi “becerikli ” olarak takdir edilir ve oyun beş taş ile oynandığı için “Beştaş” adı verilmiştir.
Sakaryalı Ayfer Tunç’un Anılarında Beştaş Oyunu:
Top, ip genellikle açık, yağışsız havaların oyunlarıydı. Ama soğuk, yağmurlu, karlı havalar oyun oynayamamak anlamına gelmezdi. Sobanın başında oturulur ve taşlarla oyun oynanırdı. Her ne kadar şehir olsa da, doğayla yine de içli dışlı yaşanan yıllarda taş bulmak hiç de zor bir şey değildi. Taş bulmak önemliydi, çünkü beştaş ve yüztaş oynayabilmek için taşa ihtiyaç vardı. O zamanlar bu taşlar kolaylıkla bulunur, bulunan her düzgün taş daha kötü olanın yerini alır ya da kaybedilme ihtimaline karşılık yedekte beklerdi. Eskiden hemen her kız çocuğunun kısa bir dönem de olsa cebinde beş taşı bulunurdu. Birbiriyle aynı boyda ve aynı cinste olan beş tane taş ile oynanan bu oyun birkaç kişiyle oynanabildiği gibi, yalnız da oynanırdı. Fındık büyüklüğündeki bu beş taş avuca alınır, yerden bir-iki karış yukarıya, havaya hepsi aynı anda atılarak saçılırdı. Sonra biri ele alınır, yine havaya bir-iki karış yüksekliğe atılır, yere düşene kadar yerden bir taş alınır ve yerden alınan bu taş eldeyken havadaki de kapılırdı. Elde böylece iki taş olurdu. Bunun adı birlikti. Sonra aynı taş yine havaya atılır, yere düşene kadar bu kez yerden iki taş birden alınır, yine havadaki taş düşerken tutulur, bu kez elde üç taş bulunurdu. Sonra aynı işlem üç taş ve dört taş için yapılırdı. Adları da ikilik, üçlük ve dörtlüktü. Oyun bununla bitmezdi. Taş kapma işi bittikten sonra, bu kez sol elin –oyuncu solaksa sağ elin– işaret ve başparmağı açılarak bir yay oluşturulurdu. Bu parmakların uçları yere değerdi. Yine beş taş yere saçılır, kafa taşı havaya atılır, havadaki taş yere düşmeden önce bir taş fiske vurularak bu yaydan içeri sokulur ve havadaki taş yere düşmeden kapılırdı. Sonra aynı işlem iki, üç ve dört taş için yapılırdı. Bir taşı bu yaydan içeri sokmak kolaydı, iki taşı da öyle ama havadaki taş yere düşmeden farklı alanlara saçılmış dört taşı birden içeri sokup sonra havadaki taşı kapmak maharet isterdi. Bu oyunun daha ileri aşamaları da vardı. İşaretparmağı ve ortaparmak bir V harfi oluşturacak şekilde açılır, parmakların uçları yere değer ve aynı işlem tekrarlanırdı. Yüz taş sıkıcı bir oyundu ama minik minik, aynı boyda, güzel görünüşlü taşları toplamak bazı kızların hobisiydi. Bunların gözü sokakta hep taşlarda olur, beğenmedikleri taşlarla, buldukları bu gıcır taşları sürekli değiştirirler, ellerinde kendi diktikleri keseciklerinin içinde şıngırdayan bu yüz taşla dolaşırlar ve kendileriyle yüz taş oynayacak safça kızlar aranırlardı. Yüz taş oynamak uzun sürerdi. Çünkü yüz taş havaya saçılır, çeşitli yerlere dağılırdı. Birçok kızda bu taşları önce birer birer, sonra ikişer ikişer yerden toplayacak sabır görülmezdi. Beştaş ya da yüztaş oyununda yerden taş alınıp havadaki taş tutulamazsa ya da yerden alınması gerektiği kadar taş alınamamışsa oyuncu yanar, sıra diğerine geçer, taşlar toplanıp bu defa diğer oyuncu tarafından saçılırdı. Dokuz taş ve üç taş ise bir merdiven basamağına bile tebeşirle çizilen kutular üzerinde, iki oyuncuyla oynanırdı.
Yaş Grubu: Oyun 7 yaş ve üzeri kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: Genellikle iki kişiyle oynanır aynı zamanda grup halinde de oynanabilir.
Oyun Alanı: Beştaş oynamak için düz bir zemin gerekir. Halının üzerinde oynanacak ise halı, yünsüz olmalı ya da ipliksiz bir örtü halı üzerine örtülmelidir. Bu oyunu oynamak için pürüzsüz bir zemin gerekir ancak bu yüzeyin ele zarar vermemesi de önem taşımaktadır.
Oyun Süresi: Yaklaşık 30 dakikadır.
Oyun Araçları (Malzemeler): Beş tane yuvarlak taş. (Yuvarlak ve ovalimsi taşlarla oynanır. Bu taşların kenarlarının düz olması yani ele batmaması gerekir. Çünkü oyunda bu beş taşın birden, avuç içine alınması gerekecektir. Deniz kenarındaki ya da dere kenarındaki düz çevreli taşlar beş taş oyununu oynamak için tercih edilecek taşlardandır. Bu taşların ne çok büyük ne de çok küçük olmaması gerekir. Taşlar havaya kolaylıkla atılıp tutulacak türden olmalıdır)
Beştaş Oyununun Aşamaları:
funduszeue.info: Taşlar serbest yere bırakılır. Ebe yerdeki taşlardan uygun olanını seçer. Seçtiği taşı havaya atar. Her attığında yerden bir taş alıp havaya attığı taşı yakalar. Yerdeki taş bitinceye kadar işlem devam eder. Eğer havaya attığı taşı kapamaz veya yerden almak istediği taştan başka taşa dokunursa oynama hakkını arkadaşı kazanır.
funduszeue.info: Taşlar yere bırakılır. Taşların içinden uygun olanı ele alınır. Yerdeki taşlar ikişerli olarak alınmaya çalışılır.
3.Üçler: Taşlar yere atılır taşın biri tekli olarak ele alınır. Diğer üçü tek seferde alınmaya çalışılır.
4.Dörtler: Taşlardan uygun olan bir tanesi havaya atılır. Yerde kalan dört taş bir seferde alınmaya çalışılır.
funduszeue.infor: Taşlar yere atılır. Başparmak ve şehadet parmağının arası açılarak bir kale görüntüsü verilmeye çalışılır. Oyuncu yerden bir tane uygun taşı eline alır. Rakip oyuncu en son parmağın arasından geçecek taşı seçer. Bu taş diğer taşların parmaklar arasından geçirilmesine engel olacak taştır. Oyuncu eline aldığı taşı havaya atar. Havaya attığı esnada yerdeki taşı kaleden geçirmeye çalışır. Bunun için iki hakkı vardır. Birinci seferde taşı düzeltir. İkinci seferde taşı parmakları arasından geçirir. Eğer bu esnada taşı başka bir taşa çarptırır veya havaya attığı taşı kapamazsa hakkını rakip oyuncuya verir. Tüm bunlardan sonra oyunun final bölümüne geçilir. Taşların tamamı avucunun içinde hafifçe yukarı doğru atılır ve avucun tersiyle taşlar tutulmaya çalışılır. Avucunun tersinde en çok taş kalan oyuncu oyunu kazanır.
Dokuz Taş Oyunu
Dokuztaş Nedir?
Dokuztaş, farklı şekillerle çizilmiş olan bir tahta, kâğıt veya düz zemin üzerinde oynanmaktadır. Oyun 2 kişi ile oynandığı gibi, iki oyuncunun da taşları birbirinden farklıdır. Genellikle kırmızı ve siyah taşlardan oluşmaktadırlar. Oyuncular ellerindeki dokuz taşı “bir sen bir ben “sırasıyla noktalara koyar ve taşları hareket ettirirler. Oyuna kimin başlayacağı oyuncular arasında anlaşmaya bağlıdır. Oyunda ilk taşın konmasının ardından rakip oyuncunun kendi taşlarından birini koyması ile devam eder. Kendi taşını koyan oyuncudan sonra bu kez diğer oyuncuya bu sıra gelir. Oyuncular kendi taşlarını dizme aşamasında 3 adet aynı taşı yan yana getirmeyi hedefler. Taşlarını yan yana getirebilen oyuncu, rakibinin bir taşını oyun dışına çıkarma hakkına sahip olur. Taşların tümünün tahtaya dizilmesi ile kaydırarak oyun ilerlemeye devam eder. Aynı şekilde amaç; 3 adet taşı bir araya getirebilmektir. Oyun dokuz taş ile oynandığı için “Dokuztaş” adı verilmiştir.
Yaş Grubu: Oyun 7 yaş ve üzeri kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: 2 kişiyle oynanır.
Oyun Alanı: Düz bir zemin.
Oyun Süresi: Oyunda süre sınırlaması yoktur.
Oyun Araçları (Malzemeler): 18 adet taş, kalem, tahta veya kâğıt .
Oyunun Kuralları:
Bezirgânbaşı Oyunu
Bezirgânbaşı Oyunu Nedir?
Genellikle kız çocukları arasında oynanmakta olan bu oyunun başlangıcında ebe seçimi için “sayışma“ yapılır. Sayışma sonucunda iki oyuncu ebe seçilir. Bu iki oyuncu, karşılıklı durarak ellerini taraklama şeklinde tutup havaya kaldırırlar. Diğer oyuncular tek sıra halinde karşılıklı elleri birleşik vaziyette havada duran oyuncuların ellerinin altından geçerler. Oyunu yöneten konumunda bulunan iki oyuncu, diğer oyuncular ellerinin altından geçerken “Bezirgânbaşı “ oyununun şarkısını söfunduszeue.info şarkısı:
Aç kapıyı bezirgânbaşı, bezirgânbaşı.
Kapı hakkı ne verirsin, ne verirsin.
Arkandaki yadigâr olsun, yadigâr olsun.
Bir sıçan, iki sıçan, üçüncüye dolaba kaçan denir.
Üçüncü oyuncuyu, oyunu yöneten iki oyuncu kollarının arasından kenara çekerler. Oyunu yöneten iki oyuncu kendilerine önceden isim takmıştır.(Genellikle meyve ismi takılır.)Kenara çektikleri oyuncuya: Elma mı? Armut mu? şeklinde kendilerine vermiş oldukları isimlerini sorarlar. O oyuncu da cevap verir. Elma derse ismi elma olan oyuncunun arkasına geçer, onun adamı olur. Armut derse ismi armut olan oyuncunun arkasına geçer ve oda onun adamı olur. Oyun bu şekilde devam ederek oyundaki oyuncular iki gruba ayrılmış olur. Oyunun sonunda bu iki grup, güçlerini ölçmek için el ele tutuşup birbirlerini çekerler. Hangi grup diğerini kendine çekerse oyunun galibi o grup olur.
Yaş Grubu: Oyununun gerektirdiği beceriler için uygun yaş aralığı 8 yaş ve üzeridir.
Oyuncu Sayısı: En az 6 oyuncu gereklidir. Oyuncu üst sayısında herhangi bir sınır bulunmaz.
Oyun Alanı: Bezirgânbaşı oyunu açık alan oyunudur. Bahçe, avlu, okul bahçesi, park gibi alanlarda oynanabilir.
Oyun Süresi: Yaklaşık 30 dakikadır.
Oyun Araçları (Malzemeler): Bezirgânbaşı oyununu oynamak için herhangi bir malzemeye ihtiyaç yoktur.
Oyunun Kuralları:
Bezirgânbaşı Oyununun Aşamaları:
funduszeue.info Seçimi: Oyun için ilk olarak iki kişi ebe olarak seçilir.
funduszeue.info Belirlenir: Ebeler oyun sonunda kullanmak üzere birer isim belirler. Meyve, sebze, ağaç, hayvan, marka gibi isimler seçebilirler. Her ebe kendisi için bir isim seçer. Bu isimler kapıya sıkışan oyuncuya sorulacak ve gruplar oluşturulacaktır. Diğer oyuncular hangi kelimeyi hangi ebenin seçtiğini bilmezler.
funduszeue.infoı Kurulur: Oyuna başlamak için iki ebe karşılıklı ayakta dururlar. Daha sonra ellerini havada birleştirerek “kapı” kurarlar. Oyuncular bu kapının altından geçecektir.
funduszeue.infoeme Söylenir:
Oyuncular Söyler: Aç kapıyı Bezirgânbaşı Bezirgânbaşı
Ebeler söyler: Kapı hakkı ne alırsın, ne verirsin,
Oyuncular Söyler: Arkamdaki yadigar olsun, yadigar olsun,
Ebeler söyler: “Bir sıçan” (Tekerleme okunurken hangi oyuncuya gelmişse o oyuncuya söylenir. Sıra olarak ise sondan üçüncüye söylenir.)
Ebeler söyler: “İki sıçan” (Sondan ikinci kişiye söylenir.)
Ebeler söyler: “Üçte kapana kapan” (Son oyuncuya söylenir)
Bu tekerleme söylenirken oyuncular köprüden geçerler. Tekerleme hızına göre köprüden geçecek son 3 oyuncu kalınca sondan üçüncü sıradaki oyuncu “Bir sıçan” der. Daha sonra sondan ikinci oyuncu “İki sıçan” der. Son oyuncu ise “Üçte kapana kapan” der ve ebeler ellerini indirerek bu oyuncuyu kapıya sıkıştırır.
funduszeue.infoı Kapanır: “Üçte kapana kapan” diyen son oyuncuyu ebeler ellerini indirerek kapıya sıkıştırır.
funduszeue.info Sorulur: Kapıya sıkışan oyuncuya ebeler tuttukları isimlerden birini seçmeleri için sorarlar. Örnek: Elma mı, armut mu? Oyuncu hangi ebenin tuttuğu kelimeyi seçerse o ebenin arkasına geçerek sıra olur. Yani gruplar oluşmaya başlar.
Not: Bu sırada ebelerin oyunun başında kendileri için seçtikleri isimleri diğer oyuncuların duymaması gerekir. Eğer duyarlar ise kendileri de sıkıştığı zaman taraflı seçim yapabilirler.
funduszeue.info Kişi: Oyunda bütün oyuncular kapıya sıkıştırılıp bir seçim yapılması istenir. Yani boşta hiç bir oyuncunun kalmaması gerekir. Bu durumda gruplar oluşur. Her oyuncu kendi grubuna geçer ve oyunun ikinci aşaması başlar.
funduszeue.info Kazanacak? Ebeler karşılıklı el ele tutuşurlar. Ortaya bir çizgi çizilir. Rakibini halat çekme yarışındaki gibi çizginin dışına çeken grup oyunu kazanacaktır. Kendi grubundaki oyuncular ise ebenin belinden tutarlar. Daha sonra diğer grubu çekerek çizgiyi geçirmeye çalışırlar.
9.Çürük Elma: Karşı grubu yenen grup oyuncular aynı anda “Çürük elma, çürük elma!” diye bağırırlar. Eğer iki grup son aşamayı ip ile yapıyorsa ve ip koparsa iki grup oyuncuları “Çürük elma, çürük elma!” diye bağırırlar.
Oyuna Devam: Oyun tamamlandıktan sonra tekrardan yeni 2 bezirgân yani ebe seçilerek oyuna baştan başlanır.
Kulaktan Kulağa Oyunu
Kulaktan Kulağa Oyunu Nedir?
Oyuncular yan yana düz veya daire halinde şekil alırlar. Bir arkadaşları, en baştakinin kulağına bir cümle söyler. Söylemeler biraz çabukça yapılır ve tekrarı yoktur. Sesi alan yanındakine, oda yanındakine ve sona kadar bu söylem gider. En sondaki oyuncu bağırarak cümleyi söyler. Doğru çıkarsa başka bir cümle ile oyuna devam edilir. Son oyuncu, ilk söyleyenin dediğini yanlış söylerse geriye doğru kimde yanlış söyleme çıktıysa oyundan çıkar. Kalanlarla bu kural üzerinden oyuna devam edilir.
Yaş Grubu: Oyununun gerektirdiği beceriler için uygun yaş aralığı 6 yaş ve üzeridir.
Oyuncu Sayısı: En az 3 oyuncu gereklidir.
Oyun Alanı: Her yerde oynanabilir.
Oyun Araçları (Malzemeler): Oyunu oynamak için herhangi bir malzemeye ihtiyaç yoktur.
Oyun Süresi: Oyunda süre sınırlaması yoktur.
Oyunun Kuralları:
Not: Oyunu daha eğlenceli ve zor bir hale getirmek için uzun bir cümle de seçilebilir.
Akşama Ne Pişirdin Oyunu
Akşama Ne Pişirdin Oyunu Nedir?
Oyunda en az 5 kişi olmalıdır. Kız çocukları arasında oynanan bir oyundur. Oyunda sayışma olmaz. Çocuklar çember şeklinde sıralanır. Oyunculardan biri ise diğerlerinin etrafında döner. Sonra iki çocuğun arasına girerek önce birine “Komşu, komşu akşama ne pişirdin?” diye sorar. Daha sonra ise diğerine dönerek aynı şekilde sorar. Sorduğu oyuncular “fasülye”, “pilav” şeklinde yemek isimleri söylerler. Ebe olan oyuncu “pilav” derse pilav diyen çocuk kaçmaya başlar. Ebe ise onu ebelemeye çalışır. Ebelenen oyuncu yeni “ebe” olur. Oyun bu şekilde yeniden başlar ve devam eder.
Yaş Grubu: Oyun yaş ve üzeri kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: Oyunda oyunu eğlenceli bir şekilde oynayabilmek için en az 5 kişi gerekir. Üst oyuncu sınırı bulunmamaktadır.
Oyun Alanı: Büyük oturma odası, okul bahçesi, avlu, anasınıfı veya spor salonu gibi yerlerde oyun oynanabilir.
Oyun Süresi: Yaklaşık yarım saat veya 40 dakika kadar sürer.
Oyun Araçları (Malzemeler): Herhangi bir malzemeye ihtiyaç yoktur.
Oyunu Oynarken Şunlara Dikkat Edilmesi Gerekir:
Yağlı Dondurma Oyunu
Yağlı Dondurma Oyunu Nedir?
Öncelikle sayışma yapılarak ebe belirlenir. Ebe gözünü yumarak duvara kapanır ve dışından 10’a kadar sayar. Sonrasında da ebe “Önüm arkam yağlı dondurma“ der. Diğer oyuncular ise ebeye el sürüp kaçarlar. Kaçtıktan sonra bir yerde durup hiç hareket etmeden durmaya çalışırlar. Ebe gerisine döndüğünde hareket eden ya da gülen oyuncu var ise o oyuncu “yanar“ ve yeni ebe olur. Oyun bu şekilde yeniden başlayarak devam eder.
Yaş Grubu: 7 yaş üzerindeki kişiler için uygun bir oyundur
Oyuncu Sayısı: Oyunu tam anlamıyla eğlenceli bir şekilde oynamak için en az 3 kişi gerekir. Oyuncu üst sayısında herhangi bir sınır bulunmaz
Oyun Alanı: Açık alan oyunlarından biridir. Genellikle düz yerlerde oynanır. Örneğin; Bahçe, park, vb. yerlerde oynanabilir.
Oyun Süresi: Yaklaşık yarım saat veya 40 dakika kadar sürer.
Oyun Araçları (Malzemeler): Herhangi bir malzemeye ihtiyaç yoktur.
Oyunun Kuralları:
Yumurta Yarışması Oyunu
Yumurta Yarışması Oyunu Nedir?
Bu yarışta genellikle pişmiş yumurta kullanılır. Amaç yumurtayı düşürdüğünde yarışmacının yiyebilmesi içindir. Yarışacak oyunculara bir kaşık ve yumurta verilir. Yarış çizgisinin arkasında bekleyen yarışmacılar, kaşığa koydukları yumurtayı kaşık sapını dişleri ile tutarak belirlenen yere kadar ellerini kaşığa sürmeden koşmaya başlarlar. Yumurtayı düşüren yarış dışı kalır. Yumurtayı düşüren oyuncu yumurtayı yerden alıp tekrardan oyuna devam edemez. Dişleri ile tuttukları kaşık içindeki yumurtayı düşürmeden belirlenen hedefe varan kişi yarışmayı kazanmış olur.
Yaş Grubu: 6 yaş üzerindeki kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: Oyunu oynamak için en az 2 kişi gerekir. Oyuncu üst sayısında herhangi bir sınır bulunmaz.
Oyun Alanı: Açık alan oyunlarından biridir. Genellikle düz yerlerde oynanır.
Oyun Süresi: Yaklaşık yarım saat sürebilir.
Oyun Araçları (Malzemeler):
Oyunun Kuralları:
Oyunu Oynarken Şunlara Dikkat Edilmesi Gerekir:
Çuval Yarışı Oyunu
Çuval Yarışı Oyunu Nedir?
Çoğunlukla bayram günlerinde uygulanan veya programlarda oynanan bir oyun türüdür. Bir çizgi çizilir ve çizginin arkasında boş çuvallar içine girmiş bekleyen öğrenci grubu vardır. Karşılaşmaya başlamak için belli uzaklıkta bir çizgi çizilir. Verilen komutla çuvalın içine giren çocuklar zıplaya zıplaya karşıdaki hedefe ulaşmaya çalışırlar. Yarış esnasında birçok öğrenci çuvalla düşerek yarış dışı kalır. Çizgiyi ilk geçen öğrenci daha önceden tespit edilmiş bir hediye ile ödüllendirilir.
Yaş Grubu: 6 yaş üzerindeki kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: Oyunu oynamak için en az 2 kişi gerekir. Oyuncu üst sayısında herhangi bir sınır bulunmaz.
Oyun Alanı: Açık alan oyunlarından biridir. Genellikle düz yerlerde oynanır.
Oyun Süresi: Yaklaşık dakika sürebilir
Oyun Araçları (Malzemeler):
Oyunun Kuralları:
Oyunu Oynarken Şunlara Dikkat Edilmesi Gerekir:
Yoğurtta Para Bulma Oyunu
Yoğurtta Para Bulma Oyunu Nedir?
Belli bir sayıdaki (üç-beş) öğrenci arasında oynanan bir oyundur. Masanın üzerine, tepsi veya genişçe birer tencere içinde bir miktar yoğurt bulundurulur. Her tepsi veya tencere için bir tane örneğin 1 liralık para atılır. Eller kullanılmadan ağız yardımıyla tepsi içindeki para aranır. Parayı, ağzı ile alıp gösteren yarışmacı oyunu ve ödülü kazanır.
Yaş Grubu: 6 yaş üzerindeki kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: Oyunu oynamak için en az 2 kişi gerekir. Oyuncu üst sayısında herhangi bir sınır bulunmaz. .
Oyun Alanı: Oyun hem açık hem de kapalı ortamlarda oynanabilir. .
Oyun Süresi: Yaklaşık dakika sürebilir.
Oyun Araçları (Malzemeler):
Oyunun Kuralları:
Oyunu Oynarken Şunlara Dikkat Edilmesi Gerekir:
Sesime Gel Oyunu
Sesime Gel Oyunu Nedir?
Erkek ya da kız çocuklarının beraberce oynadıkları bir oyundur. Oyuncu sayısında kısıtlama yoktur. Kura ile bir ebe belirlenir. Ebenin gözleri mendile kapatılıp bağlanır. Diğer oyuncular ellerine iki tane taş alarak taşları birbirine vurarak “sesime gel” diyerek ebeye yerlerini belli etmiş olurlar. Ebe dışındaki oyuncular belirlenmiş sahanın dışına çıkmaması gerekir . Ebelenen oyuncu oyun sahasının dışına çıkar. Sonrasında gözleri bağlı olan oyuncu bir oyuncuyu ebe tayin eder ve oyun böylece devam eder.
Yaş Grubu: 7 yaş üzerindeki kişiler için uygun bir oyundur.
Oyuncu Sayısı: En az 2 kişi ile oynanabilir. Üst oyuncu sınırı bulunmamaktadır.
Oyun Alanı: Açık alan oyunlarından biridir. Genellikle düz yerlerde oynanır. Örneğin; Bahçe, park, vb. yerlerde oynanabilir.
Oyun Süresi: Yaklaşık 30 dakika sürebilir.
Oyun Araçları (Malzemeler):
Oyunun Kuralları:
Oyunu Oynarken Şunlara Dikkat Edilmesi Gerekir:
Halat çekme, bir halatın karşıt uçlarını tutan iki takımın birbirlerini ortadaki çizgiye çekmeye çalıştığı spor karşılaşması.
Oyun, sayıları 5 ile 8 arasında değişebilen erkek ya da kadın, (karışık da olabilir) eşit sayıda oyuncudan oluşan ikişer takım arasında oynanıfunduszeue.infoç halatın öbür ucundaki takımı kendine doğru çfunduszeue.infoni 4 metre çekip ortadaki çizgiyi geçirebilen takım kazanır.Tüm karşılaşmalar üç çekmeden oluşur, üç oyunun ikisinde rakibi yenilgiye uğratan takım kazanır.
Oyunun bazı biçimlerinde halatın ortasına ve bu noktanın ikişer metre açığına toplam üç kurdele veya mendil bağlanır ya da çizgi çizilir. Yere de bunlara karşılık gelen üç çizgi çizilir. Oyun bir takımın rakip takımın işaretini kendi alanındaki çizginin üzerinden geçirmesiyle sona funduszeue.info adil olması için ağırlık kuralları getirilmiştir. Erkekler dalında normalde 5 kategori vardır. kg, kg, kg, kg ve kg, kadınlarda ise kg, kg ve kg kategorileri vardır. Oyuncular her oyundan önce tartılır ve ağırlıkları vücutlarını kolayca görünebilecek noktalarına yapıştırılır. Bu uygulamanın amacı kuraldışı oyuncu değişikliğini engellemektir.
Oyun, bir hakem ya da takım liderlerinin yapacağı üç başlama talimatı ile başlar; Halatı al, halatı ger ve çek. Çek talimatından sonra takımlar tüm güçleriyle ipe asılır ve rakiplerini çekmeye çalışır. Takım motivasyonu ve oyun taktiği için farklı teknikler bulunmaktadır; takımlar hep bir ağızdan "çek, çek, çek" diye bağırarak motivasyon sağfunduszeue.infoğer bir teknik ise şöyledir: "bir, iki, üç" diye bağırılır. Bir ve iki derken orta seviyede bir güçle çekilirken üç derken halata verilecek güç maksimuma çıkarılır. Her iki teknikte de aynı işlem karşı takım ortada belirlenen çizgiyi geçene kadar veya takım elemanları yere düşene kadar tekrarlanıfunduszeue.info bir şekilde yere oturmak veya hemen halatın çekmeye başlandığı noktaya dönmek uyarı gerektiren funduszeue.info oyunda en önde olan kişiler çok önemlidir. Zira görüntüsü karşı takım için önemli bir psikolojik silah olabilir.
'den 'ye değin beşer kişilk takımların katılmasıyla Olimpiyat Oyunları'nda da yer alan halat çekme, günümüzde piknik, kamp ve şenlik gibi açık hava toplantılarında eğlence için yapılan bir karşılaşma niteliği kazanmıştır.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası