saraçoğlu lahana kürü uyku apnesi / Ahmet Maranki - Mucize Iksirler: Uyku apnesi için

Saraçoğlu Lahana Kürü Uyku Apnesi

saraçoğlu lahana kürü uyku apnesi

Lahana Diyeti, Faydaları Ve İbrahim Saraçoğlu Lahana Kürü

Lahana Diyeti

Lahananın içerisinde yüksek miktarda lif bulunduğu için kilo vermeyi hızlandırır ve daha ideal bir vücuda sahip olmamıza yardımcı olur. Bu nedenle bugün siz okurlarımızla adına bir nevi lahana diyeti de diyebileceğimiz bu doğal zayıflama yönteminden bahsetmek istedik. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, birçok televizyon kanalında beyaz lahana suyunun zayıflama imkanı sunduğundan bahsediyor. Bunun üzerine bizde İbrahim Saraçoğlu lahana kürü tariflerini ve faydalarını araştırdık. Dilerseniz araştırmalarımıza dayanarak bugün lahana diyeti ve faydaları hakkında sizler için bu anlatımımız aracılığıyla detaylı bir bilgi aktarımında bulunmak isteriz.

Beyaz lahana suyu zayıflamayı hızlandıran bir besin olduğu için lahana ile hazırlanan kür tarifleri son dönemlerde daha da popülerlik kazanmaya başladı. Günlük hayatta hem yapımı ile hemde uygulanışı ile oldukça kolay olan lahana diyeti, zayıflamanın yanı sıra kişiye ekstra bir dizine fayda da sağlamakta. Peki, lahana diyeti nasıl yapılır ve faydaları nelerdir?

Lahana Diyeti Nasıl Yapılır Ve Faydaları Nelerdir?

Lahana kürü göbek eritmek, fazla kilolardan kurtulmak ve bölgesel kilo vermek gibi işlevlerinin yanı sıra vücudu toksinlerden de arındır. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlunun söylediğine göre lahana kürü metabolizmayı çok iyi çalıştırdığından ötürü kişiye haftada rahatlıkla iki kilo verme şansını tanır. Ancak bunun beraberinde lahana diyetini uygulayanlara İbrahim Saraçoğlunun &#;Sağlıklı beslenmeyi kesinlikle ihmal etmesinler&#; diye birde uyarısı var.

Lahana diyetinin faydalarına geçmeden önce dilerseniz sizlere diyete karşı oluşan ön yargıdan ve yanlış diyet anlayışının doğurduğu bazı olumsuz sonuçlardan da bahsetmek isteriz. Günümüzde diyet denildiği zaman ne yazık ki birçok kişide aç kalma algısı uyanıyor. Oysa ki diyet, aç kalmadan beslenmeyi normal düzeye indirmek ve besin düzenini dengeye sokarak ideal bir kiloya kavuşmamızda yardımcı olan bir eylemdir. Peki, aç kalmadan diyet nasıl uygulanır? Öncelikle şunu bildirmek isteriz ki kontrollü beslenme ve bol sıvı tüketimi yapma diyetle eş değer bir potansiyeldedir. Peki, lahana diyetinin diğer diyet listelerine oranla farkı ve faydaları nelerdir?

Lahana diyetinin faydaları sırasıyla şunlardır:

  • Bölgesel kilo vermeye yardımcı olur.
  • Lahana lif içerikli bir besin kaynağı olduğu için metabolizmayı hızlandırır.
  • Vücudu toksinlerden ve zararlı atıklardan temizleyerek kişiye daha sağlıklı bir yaşam standarttı sunar.
  • Yağ dokusunda birikmiş olan toksinlerin dışarı atımını kolaylaştırır ve yağ yakıcı bir etkiye sahip olduğu için kişiye sağlıklı bir şekilde kilo verilme imkanı sunar.
  • Kolon kanserine karşı koruyucu bir kalkan oluşturur.
  • Düzenli olarak 3 hafta kullanıldığı taktirde selülit problemini önemli ölçüde azaltır.
  • Öncesinde kemoterapi ve radyoterapi almış kanser hastalarına direnç verici bir özellik taşır.
  • Kan dolaşımını dengeleyerek vücudu önemli ölçüde canlandırır.
  • Uyku apnesini tedavi etmekte bitkisel bir tedavi seçeneğidir.
  • Bağırsak kanseri olma riskini minimuma indirir.
  • Kanın temizlenmesinde önemli bir rol onar ve böylece damar tıkanıklığını giderir.

Evet, günümüzde enerjisi hiç düşmeden diyet yapanlarımızın sayısı ne yazık ki yok denilecek kadar az. Oysa İbrahim Saraçoğlu lahana kürü tarifi ile enerji düşüklüğü hiç yaşamadan sağlıklı bir şekilde zayıflamak ve hayallerdeki o vücuda sahip olmak mümkün. Nasıl mı? Bunu dilerseniz lahana kürü adlı bir alt başlığımızda hep birlikte inceleyelim, ne dersiniz?

Lahana Kürü

Lahana kürünü bir yılda toplamda maksimum dördü aşmayacak şekilde uygulanması sağlık açısından hiçbir yan etki oluşturmayacaktır. Peki, lahana kürü nasıl yapılır? Basit bir lahana kürü hazırlamak için öncelikle ihtiyacımız olan malzemeler 3 su bardağı klorsuz su ile adet beyaz lahana yaprağı. Yapılması gerekenler ise öncelikle kaynamakta olan 3 su bardağı klorsuz suya adet beyaz lahanayı ilave edip kısık ateşte tencerenin kapağı kapalı bir vaziyette 7 dakika kaynamaya bırakmaktır. Bu işlemin ardından sadece lahana kürünü düzenli bir şekilde uygulamak kalıyor. Peki, bu düzen nasıl olmalı?

Hazırlanmış olan tarifteki bu lahana kürünü 5 gün boyunca günde 3 defa ılık olarak tüketmek gerekiyor. Beş günün ardından 3 gün bu kürü uygulamaya ara vererek aynı işlemi toplamda 15 gün olacak şekilde uygulayıp bırakmak gerekiyor. Bu kür tarifini düzenli bir şekilde uygulamak zayıflamanın yanı sıra birçok sağlık probleminden de arınmaya yardımcı oluyor. Ayrıca bu lahana kürü tarifinde dikkat edilmesi gereken bir diğer hususta senede maksimum 3 kez uygulanıyor olmasıdır.

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu Lahana Kürü Tarifi.1

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu lahana kürü tarifi için 3 su bardağı klorsuz su, 5 dal maydanoz ve adet beyaz lahana yaprağı gerekmekte. Kürün hazırlanışında ise 3 su bardağı kaynayan klorsuz suya maydanozu ve lahanayı ilave ederek 7 dakika altı kısık ateşte tencerenin ağzını kapatarak kaynamaya bırakmak yeterli olacaktır. Kürün kullanım koşullarına gelince taze hazırlanmış olarak öncelikle ilk 5 gün sabah akşam birer su bardağı düzenli bir şekilde tüketilmesi gerekiyor. İlk 5 günün ardından bir hafta boyunca yine aynı kür tarifinden günde bir su bardağı olacak şekilde tüketilmesi, üçüncü hafta 2 günde bir su bardağı tüketilmesi, dördüncü hafta 3 günde bir su bardağı tüketilmesi ve son olarak beşinci haftada ise 7 gün sonunda 1 bardak yani haftada 1 defa tüketilmesi gerekmektedir.

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu lahana kürü tarifini yukarıdaki gibi uygulamak olacak herhangi bir yan etkiye karşı koruma sağlayacak ve bunun beraberinde kişiye sağlıklı beslenme avantajı da sunacaktır. Lahana kürünün bu tarifini uygulayarak diyet yapan kişi, sağlıklı bir şekilde kilo verebilmek için mutlaka yukarıda verilen zamanlamalara uyması ve bu kür eşliğinde artı başka bir kür kesinlikle uygulamaması gerekiyor.

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu Lahana Kürü Tarif.2

İbrahim Saraçoğlu lahana kürü tarifi için 4 adet büyük beyaz lahana yaprağı, yarım litre klorsuz su, 2 yemek kaşığı taze sıkılmış limon suyu ve yarım demet maydanoz yeterli olacaktır. Hazırlanışında ise lahanaları çok parçalamadan kaynamakta olan yarım litre klorsuz suya atıp dakika kısık ateşte kaynamasını bekledikten sonra yarım demet maydanozu da ekleyerek dakika daha kaynamaya bırakmak bu kür tarifi için ideal bir süreç olacaktır.

Kaynama süresi bittikten sonra hazırlanmış olan lahana kürü süzgeçten geçirilip suyu eşit bir şekilde üçe bölünerek gün içerisinde sabah, öğle ve akşam olmak üzere tüketilmesi gerekiyor. Ayrıca her öğünde içmeden önce bardağa iki yemek kaşığı taze sıkılmış limon suyu eklenmesi ve bu lahana kürünün günlük taze olarak yapılmasıda önem arz ediyor.

NOT:Lahana kürünü yeni doğum yapmış ve emzikli olan kadınların yapması uygun görülmez. Ayrıca bu kür vücuttaki iyot miktarını minimuma indirdiği için guatr problemi olanlara, metabolizmayı çok hızlı çalıştırdığı için ishal halinde olanlara, kemoterapi hastalarına ve içerisinde bulundurduğu K vitamini nedeniyle kan sulandırıcı ilaç tedavisi gören hastalara tavsiye edilemez.

ETİKETLER:İbrahim Saraçoğlu lahana kürü, Lahana diyeti, Lahana kürü

Uykular Kabusa Dönü&#;mesin: Horlama Tedavisi Hakk&#;nda Her &#;ey

Horlama, nefes alma s&#;ras&#;nda, havan&#;n dar bir alandan geçerken, çevresindeki yumu&#;ak dokular&#;n titre&#;mesinden ç&#;kan sestir. Üst solunum yollar&#;ndaki yumu&#;ak dokular yani damak, bademcik ve küçük dil uyku s&#;ras&#;nda gev&#;er. Gev&#;emeye ba&#;l&#; olarak hava geçidi bir miktar daral&#;r ve böylece horlama denilen ses ortaya ç&#;kar. Havan&#;n geçti&#;i bu alan baz&#; nedenlere ba&#;l&#; olarak darald&#;kça ç&#;kan ses de artar. Nitekim bazen horlaman&#;n &#;iddeti makul oranlarda olup aile fertlerince sorun te&#;kil etmezken, baz&#; durumlarda tüm hane halk&#;n&#; rahats&#;z eden bir duruma dönü&#;ebilir. &#;&#;te böyle durumlarda horlama tedavisi kaç&#;n&#;lmaz bir hale gelir.

Basit horlama da denilen, sadece beraber uyudu&#;unuz ki&#;iye rahats&#;zl&#;k veren horlama türü haricinde çevreye verdi&#;i rahats&#;zl&#;ktan daha büyük bir sorun olu&#;turan, ki&#;inin sa&#;l&#;&#;&#;n&#; tehdit eden ciddi hastal&#;klar&#;n habercisi olan bir horlama türü de mevcuttur. &#;leri boyutlarda görülen horlama, ki&#;inin yetersiz oksijen almas&#;na neden olabilir. Az oksijen al&#;m&#;nda ise ki&#;ide gün boyu süren uyuklama hali, yorgunluk, halsizlik ve konsantrasyon bozukluklar&#; görülebilir. Horlama zararlar&#; aras&#;nda kana yeterli oksijen ta&#;&#;namamas&#;ndan kaynaklanan diyabet hastal&#;&#;&#; da görülmektedir.

Uzun y&#;llar süren ve tedavi edilmeyen bu tür horlamalar ileriki ya&#;larda tansiyon yüksekli&#;i, kalp hastal&#;&#;&#; ve felç gibi hayati tehlikesi yüksek birtak&#;m hastal&#;klara yol açabilir. Horlayan 3 ki&#;iden birinde bu tür tehlikeli say&#;lan horlama türü görülmekte ve bunun te&#;hisi de ancak uyku laboratuvarlar&#;nda yap&#;lan gerekli incelemeler sonucunda konulabilmektedir.

horlama tedavisi

Horlama Tedavisi Nedir? Nas&#;l Yap&#;l&#;r?

Horlama solunum bozukluklar&#;na ve yetersiz oksijen al&#;m&#;na yol açm&#;yorsa, basit horlama denilen türdeyse yine basit önlemlerle hafifletilebilir hatta ortadan kald&#;r&#;labilir. Basit horlamalar genellikle partnerlerin çok rahats&#;z oldu&#;u bir durumdur. Basit horlama tedavisi evde kolay yöntemlerle yap&#;labilir. Kilo vermek, uyku öncesi alkollü içki tüketmemek, hafif bir ak&#;am yeme&#;i tercih etmek, horlama yast&#;&#;&#; ad&#; verilen yüksek bir yast&#;k tercih etmek, yeni nesil horlama bantlar&#; kullanmak horlaman&#;n önüne geçmek için uygulanabilecek basit yöntemlerdir.

Oldukça komik görünen hatta komedi dizilerine de konu olan; ancak kesinlikle i&#;e yarayan bir ba&#;ka yöntem de pijaman&#;n s&#;rt&#;na tenis topu dikmektir. Evet, yanl&#;&#; duymad&#;n&#;z. Pijamaya dikilen bu top ki&#;inin s&#;rtüstü uyumas&#;n&#; engeller ki s&#;rt üstü yatmak horlamaya sebep olan en temel nedenlerden biridir. Bunlar haricinde ileri derecedeki horlama hastal&#;&#;&#; için geli&#;tirilen ve kesin çözüm vaat eden baz&#; teknik aletlerin kullan&#;ld&#;&#;&#; horlama tedavileri de vard&#;r.

horlama tedavisi fiyatlar&#;

Horlama Tedavisi Fiyatlar&#; Ne Kadar?

Teknolojinin geldi&#;i son noktada, horlama kesin çözüm yöntemleri üzerine önemli çal&#;&#;malar yap&#;lmaktad&#;r. Horlama tedavileri ve horlama ameliyatlar&#; farkl&#; yöntem ve tedavi &#;ekilleri ile yap&#;lmaktad&#;r. Horlama tedavisi fiyatlar&#;, kullan&#;lan yöntem ve aletlere göre de&#;i&#;iklik göstermektedir. Her geçen gün teknoloji geli&#;mekte, yeni aletler ve yöntemler ortaya ç&#;kmaktad&#;r. Yenilenen teknoloji sayesinde ise tedavi süreci k&#;salmakta lakin ücretleri artmaktad&#;r.

Thermal Welding gibi cihazlar&#;n kullan&#;ld&#;&#;&#; tedaviler daha k&#;sa sürerken fiyatlar&#; da bu oranda art&#;&#; göstermektedir. Yöntem ve tedavi &#;ekilleri sürekli güncellendi&#;i için horlama tedavisi fiyatlar&#; hakk&#;nda kesin bir &#;ey söylemek mümkün de&#;ildir. En ucuz horlama tedavisi evde yap&#;lan bitkisel yöntemlerin uyguland&#;&#;&#; tedavi &#;ekilleridir. Basit horlama tedavisinde kullan&#;lan bantlar, maskeler, protezler, spreyler ve ilaçlar ise kolayca ula&#;&#;labilen uygun fiyatl&#; tedavi yöntemleri aras&#;nda yer almaktad&#;r.

 horlama tedavisi

Horlama Çözümleri, Horlamaya Ne &#;yi Gelir? Evde Bitkisel Yöntemler

Düzenli egzersiz yapmak horlamaya iyi geldi&#;i gibi bedeninizi de zinde tutar. Buruna mandal takmaktan daha kolay ve geri dönü&#;ü olan bir çözümdür. Bu yöntemi kullananlar&#;n (mandal) oldu&#;u bir &#;ehir efsanesi olarak bilinmektedir. Horlama tedavisi için bitkisel yöntemlerden baz&#;lar&#; &#;unlard&#;r:

  • Dr. Ferudun Kunak’&#;n horlama bitkisel tedavi yöntemi olarak haz&#;rlad&#;&#;&#; tarif birçok ki&#;i taraf&#;ndan uygulanmakta ve iyi sonuçlar al&#;nmaktad&#;r. Tarif &#;u &#;ekildedir: 1 su barda&#;&#; suyun içine bir tutam adaçay&#; at&#;l&#;r. 1 dakika kaynat&#;l&#;r ve 1 dakika demlenmesi sa&#;lan&#;r. &#;çine bir çay ka&#;&#;&#;&#; karbonat, bir çay ka&#;&#;&#;&#; kaya tuzu ilave edilip kar&#;&#;t&#;r&#;l&#;r. Bu kar&#;&#;&#;m bir damlal&#;&#;a konulur. Arzu edilirse sabah ak&#;am, arzu edilirse yatmadan hemen önce burun deliklerine birer damla damlat&#;l&#;r. Damlat&#;ld&#;ktan sonra ba&#; arkaya do&#;ru yat&#;r&#;l&#;r ve böylece burun kanallar&#; iyice aç&#;l&#;r. Bu da nefes almay&#; kolayla&#;t&#;rarak horlamay&#; engeller.
  • Ahmet Maranki’nin horlama bitkisel tedavi yöntemi ise &#;öyledir: 1 bardak içilebilir elma sirkesi, bir tutam maz&#; yapra&#;&#;, bir tutam kekik, bir tutam mersin yapra&#;&#;, bir tutam sinirli ot kaynar suya at&#;larak 5 dakika kaynat&#;l&#;r. Bu kür yatmadan önce gargara yap&#;larak uygulan&#;r. Böylece nefes yollar&#; aç&#;larak horlaman&#;n önüne geçilmi&#; olur.
  • &#;brahim Saraço&#;lu’nun horlama tedavisi ise &#;öyledir: yaprak beyaz lahana ve 4 su barda&#;&#;ndan biraz az su ile kaynat&#;l&#;r ve süzülür. Bu su günde 2 defa aç karn&#;na içilir.

horlama ameliyat&#;

Horlama &#;çin Hangi Doktora Gidilir?

Horlama tedavisi için horlayan ki&#;iden daha çok horlamadan rahats&#;z olan aile üyeleri doktor aray&#;&#;&#;na girmektedir. Bu noktada horlayan ki&#;i tedaviye çok da hevesli olmad&#;&#;&#;ndan i&#;leri olabildi&#;ince kolayla&#;t&#;rmak gerekir. Do&#;ru doktoru seçmek te&#;hisi h&#;zland&#;raca&#;&#; gibi ayn&#; zamanda süreci de k&#;saltacakt&#;r.

Horlama burun ve solunum yollar&#;yla alakal&#; bir hastal&#;k oldu&#;u için Kulak Burun Bo&#;az (KBB) bölümüne ba&#;vurulmas&#; gerekmektedir. Hastanelerin Kulak Burun Bo&#;az poliklinikleri en yo&#;un bölümler oldu&#;u için en k&#;sa zamanda randevu alman&#;z lehinize olacakt&#;r. Doktora gidildikten sonra yine doktorun tavsiyesi al&#;narak bitkisel tedavi yöntemleri ile tedavi sürecini desteklemek gerekir.

Ayr&#;ca horlama tedavisine yönelik teknolojik yöntemlerden de faydalanmakta yarar vard&#;r. Horlama çözümü olan bir hastal&#;kt&#;r ve sosyal ili&#;kileri etkilemektedir. Bu sebeple vakit kaybetmeden bir uzmana görünmekte büyük fayda vard&#;r.

horlama nedenleri

Horlama Nedenleri Nelerdir?

  • Horlama nedenleri aras&#;nda birçok hastal&#;k yatmaktad&#;r. Kilo sorunu horlaman&#;n ba&#;l&#;ca nedenleri aras&#;nda gösterilmektedir.
  • &#;i&#;manl&#;k haricinde solunum yolu rahats&#;zl&#;klar&#; da horlamaya neden olabilmektedir.
  • Ya&#; ilerledikçe horlaman&#;n görülme s&#;kl&#;&#;&#; da artmaktad&#;r.
  • Yine alerjik hastal&#;klar, alkol al&#;m&#;, so&#;uk alg&#;nl&#;&#;&#; ve ast&#;m gibi etmenler de horlamaya sebep olabilir.
  • Yüksek tansiyon ise horlaman&#;n hem nedeni hem de sonucu olarak görülmektedir.
  • Erkeklerde kad&#;nlara oranla daha s&#;k kar&#;&#;la&#;&#;lmaktad&#;r.
  • Ayr&#;ca ki&#;inin genetik burun ve geniz yap&#;s&#; da horlaman&#;n sebepleri aras&#;nda yer almaktad&#;r. Zira baz&#; ki&#;ilerde a&#;&#;z ve burun arkas&#;ndaki hava kanallar&#; ortalamadan daha dar olabilir. Hava bu dar yoldan geçerken yumu&#;ak dokudaki titre&#;imler daha &#;iddetli olaca&#;&#; için horlama olu&#;ur.
  • Horlaman&#;n nedeni bir uzman taraf&#;ndan tespit edildikten sonra nedeni bertaraf etmeye yönelik tedaviye ba&#;lan&#;r.

horlama aparatlar&#;

Horlama Aparatlar&#; &#;&#;e Yarar m&#;? Horlamay&#; Engeller mi?

Günümüzde horlama tedavisi için kullan&#;lan en yayg&#;n aparatlardan biri horlama protezidir. Horlama protezi uyumadan hemen önce tak&#;l&#;r ve gece boyu ç&#;kar&#;lmaz. Bu protez di&#;ler üzerine adeta bir boksör di&#;li&#;i gibi tak&#;larak alt çeneyi öne do&#;ru konumland&#;r&#;r, dilin ve dama&#;&#;n sarkmas&#;yla t&#;kanm&#;&#; olan nefes kanallar&#;n&#; açarak horlamay&#; engeller.

Uyku apnesi s&#;k&#;nt&#;s&#; çekenler için ise horlama maskesi önerilmektedir. Bu maskeler uyku esnas&#;nda yeterli oksijen alamayan hastan&#;n hava yolunu sürekli aç&#;k tutarak oksijen sa&#;lar. Piyasada bitkisel birçok horlama ilac&#; sat&#;lmaktad&#;r lakin doktora dan&#;&#;madan bu tür ilaçlar kesinlikle kullan&#;lmamal&#;d&#;r. Yine nefes yolunu açan horlama spreyi horlama s&#;k&#;nt&#;s&#; çeken hastalar için önerilen ve ba&#;ar&#; sa&#;layan ürünler aras&#;nda yer almaktad&#;r.

Portakal neden turuncu, limon neden sarı? Saraçoğlu’nu bugünlere getiren işte bu iki soru

Web Tarım TV’ye yediden yetmişe herkesin tanıdığı, bitkiler konusundaki dikkat çekici çalışmaları ve birbirinden ilginç kür tarifleri ile ünlü bir isim konuk oluyor. Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu. Bitkilere olan ilgisi nasıl ortaya çıktı, nasıl bir çocukluk yaşadı, kendisinin de uyguladığı kürler var mı, herkesin çokça konuştuğu ekmek ve kaya tuzu konusunda o ne diyor? Prof. Dr. Saraçoğlu tüm bu soruların yanıtlarını Web Tarım TV için yanıtladı.
Portakal neden turuncu, limon neden sarı? Saraçoğlu’nu bugünlere getiren işte bu iki soruHaber: Ercan AKSOY
Kamera: Oğuz OĞHAN
Fotoğraf: İbrahim BAĞCI
 
Ünü ülke sınırlarını aşan ve yaptığı kürlerle adından sıkça söz ettiren kimyager, akademisyen, biyoteknoloji ve mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu Web Tarım TV’ye özel açıklamalarda bulundu. Ankara’da halen yapımı devam eden Milli Botanik Bahçesi’nin de danışmanlığına getirilen Saraçoğlu, hem kendisi hem de çalışmaları hakkında merak edilenleri anlattı.

Tabiata karşı büyük bir merak ve araştırma arzusuna kendi anlatımıyla doğuştan sahip olan Prof. Dr. Saraçoğlu’nun bitkilerle bu kadar içli dışlı olmasının temeli de çok küçük yaşlarda atılmış. Saraçoğlu çocukluk döneminden itibaren hep sebze ve meyveleri merak etmiş. Hatta bu merakı nedeniyle okula başlayacağı günü iple çekmiş:

“Bitkilere ilgimin temeli çocukluğumda atıldı. Benim çocukluğum Çukurova’da büyük bir narenciye bahçesinde geçti. 5 yaşındayken bahçede çalışan işçilere soruyordum portakal niye turuncu, limon niye sarı diye. Onlar da cevap veremiyorlardı. Hâlbuki sulayan onlar, budayan onlardı. Ben çok soru sorunca onlar da babama gitmişler ve demişler ki; “Mehmet ağa senin oğlan garip garip sorular soruyor biz cevap veremiyoruz.” Babam geldi bana dedi ki oğlum yakında ilkokula gideceksin sorularını öğretmenine sorarsın. Ben de bunu duyunca çok sevinmiştim. Okula başlamayı iple çekmiştim. Tabii ilkokula başladığımın ilk günü öğretmenime aynı soruyu sordum. Ama öğretmenim bana “Önce okuma, yazmayı öğren, onları ileriki sınıflarda öğreneceksin” dedi. Ben öğretmenimin bu cevabından tatmin olmadım ve mutsuz oldum. Ama sorduğum sorunun cevabını ilkokulu bitirdiğimde de öğrenememiştim. Bu merakla babam beni İstanbul’da Avusturya lisesine kaydettirdi. Lisedeki biyoloji hocam çok iyi bir insandı, ondan çok şey öğrendim. Biz hazırlık sınıfındayken bir pazar günü İstanbul Yakacık’a götürdüler. Orada küçük bir kaplumbağa buldum; cebime koydum; okula getirdim.”

İbrahim Saraçoğlu’nun İbrahim Sesigüzel ile macerası

“Yatılı okuyorum bu arada. İbrahim Sesigüzel -şarkıcı, benim balonlarım vardı şarkısını söylemişti- rahmetli oldu, yatakhanede yan yanaydı yataklarımız. O akşam bunu gördü ve beni ispiyon etti. “İbrahim kaplumbağa getirmiş” dedi. Biyoloji hocamız da aynı zamanda okulun müdürüydü. Hemen o geldi ve “Sabahleyin ilk işin benim yanıma gelmek” dedi. Ertesi gün “Hadi bakalım gidiyoruz” dedi, biz vapura bindik Yakacık’a gittik. Beni aldı ve tekrar Yakacık’a götürdü. “Nereden aldıysan bu hayvanı oraya bırak, bu tabiata aittir” dedi. Hiç unutmam bunu. Bunlar benim için dönüm noktası olan olaylardı. Bu işin kimyasını hep merak ettim.  Bunun kimyasını merak edişim de, ortaokulda biz kimya öğrenmiyoruz ki daha hazırlık sınıfındasın. Ama bunun çözümünün kimyada olduğunu anladım sınıfları geçtikçe. Sonunda liseyi bitirdiğimde anladım ki benim kimya okumam lazım. Onun için de kimyayı seçtim.”

Saraçoğlu kendisi de kür uyguluyor mu?

Peki, birbirinden farklı yüzlerce kürün fikir babası Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu kendisi kür uyguluyor mu? Herkesin merak ettiği bu sorunun yanıtını Saraçoğlu detaylarıyla aktarıyor:

“Benim bir yıl içerisinde kendime uyguladığım birkaç tane kürüm var. Kendime kür uygularım. Bunlar nedir? Mesela lahana kürü, mutlaka. 15 dakika kaynatılmış, açık alan tarımında yetiştirilmiş lahananın en dış yapraklarının 2 tanesini ml suda yaklaşık 15 dakika kaynatır bunun suyunu içerim. En az 15 gün. Bunun faydası nedir? Bir defa kan dolaşımıyla ilgili özellikle venöz yetmezlik dediğimiz toplardamar yetmezliğiyle ilgili şikâyetlerin giderilmesinde bire birdir. Bakın bir insanın hastalandıktan sonraki tedavi şekliyle hastalanmadan önceki önleyici ve koruyucu tedavi şekli tamamen farklı şeydir. Hastalandıktan sonra işiniz zor. Mühim olan hastalanmamak. Belli bir yaştan sonra özellikle yaşından sonra bu kürü insanların mutlaka uygulaması lazım. Neden? Kan dolaşımını aktive ediyor, vücutta metabolitlerin eşit olarak dağılmasına imkân veriyor. Bunun için, mesela kişinin kan şekeri yükselmiştir, ilacını kullandığı halde düşüremez.  Neden? Çünkü şeker eşit miktarda dağılmıyor. İşte bu dolaşımı sağlayan lahanadır. Özellikle kadınlarda ve öğretmen hastalığı dediğimiz varisin gelişmesine yatkınlığınız var ise lahana kürünü lütfen ihmal etmeyin. Ayaklarında ağrısı olanlar, doktora gittiklerinde eğer hekim venöz yetmezlik diyorsa bilin ki bunun tek çözümü -tıpta çözümü yok bunun, toplardamar yetmezliği- lahana kürüdür. Ama 15 dakika kaynatacaksın. İlacını alıyorsun veya iğnesini de yaptığın halde kan şekerini düşürmekte zorlanıyorsun neden? Çünkü kan bütün vücutta eşit miktarda devridaim etmiyor. İşte bu dolaşımı eşit olarak sağlayan, toplardamarlardaki kan dolaşımını hızlandıran yegâne çözüm işte bu: lahana, 15 dakikalık. Zaten onun kürünü uyguladıktan sonra hemen o gün kan şekerinizin düşmeye başladığını göreceksiniz. Lahanayı haşlayıp suyunu içersek ilaç yerine geçer mi? Hayır ama kan şekerinizi düşürmede yardımcıdır. Mesela bazı insanlar gece aniden uyanırlar korkuyla, nefesim durdu diye. Uyku apnesi. 15 dakikalık lahana. 15 gün boyunca her gün ml suyun içinde kaynatıp uygulayın bunu, bir iki saat içerisinde içebilirsiniz, hepsini bir anda içmek zorunda değilsiniz. Bakın bakalım uyku apnesi geçiyor mu geçmiyor mu? Lahana deyip geçmeyin yani.”

Lahana kürü çok önemli

“Gıdalar üzerinden bazı toksinler alıyoruz. Mesela bir gıda üzerinde ilaç kalıntısı kalabilir. Zirai ilaçların kimyasal özellikleri ise yağda çözünmeleridir. Bu ne demek? Sen bunu sebze ve meyveden aldığında terleme veya idrar yoluyla atamazsın dışarı. Çünkü ter ve idrar suda çözünüyor. E bu yağda çözünüyor. O zaman vücutta yağ dokusunda depolanıyor demektir. İşte vücudunuzu toksinlerden arındırmak istiyorsanız yapacağınız şey 15 dakikalık lahana kürü; 15 dakika kaynatılan. Şimdi bu kürü uygulamaya başladınız değil mi, ertesi günden itibaren yağlı yağlı terlersin. Bütün vücudun yağlı yağlı terler. Her gün iki defa duş aldırır adama ve kokladığın zaman da böyle garip bir kokusu vardır onun, toksin. Nasıl yapıyor bunu? Buna kimyada biyotransformasyon denir, dönüştürmek. Neyi dönüştürüyor? Yağda çözünenleri suda çözünür hale getiriyor. Ne yapıyor bunu? Lahana yapıyor. İçerisinde indole 3 carbinol ve diindolylmethane var lahananın, böyle baba sekonder metabolitlerinden. Bunlar işte yağda çözünen toksinleri örneğin zirai ilaçları suda çözünür hale getiriyor ve ter-dışkı-idrar yoluyla atıyorsunuz. Zaten ertesi günlerde de zindeleşmeye başlıyorsunuz. İnsanlara diyet öneriyorlar ve diyet programı çıkarıyorlar zayıflamak için. Kişi normal başladı mı zayıflamaya, ayda kilo zayıflatan bazı diyetler var. Ama bunlar toksinleri biyotransformasyona tabii tutmuyor. Onlar yağda çözünür haliyle kalıyor.”

Diyet yapanların yüzleri çöker, renkleri sararır. Çözümü çok basit

“Fakat dikkat edin zayıflayan insanların yüzleri çöker, yaşlanmış gibi gözükür, renkleri sararır bir acayip olurlar öyle değil mi? Ha, işte o yağda çözünenler var ya, yağ yandıkça eridikçe bu toksinler nereye gidiyor? Vücuttan atamıyorsun. Kanda dolaşmaya başlıyor ve kanda çözünür hale geliyor. Kendini yaşlanmış, böyle rengini uçurmuş bir halde görüyorsun. Hâlbuki mübarek, lahana kürünü uygula, suda çözünür. Bak ter yoluyla, idrar yoluyla atıyorsun. Onun için zayıflama kürü uygulayan insanların yaşlanmış gibi gözükmelerinin arkasında yatan neden budur.

Lahana deyip geçme. Mesela kadınlar selülitlerden şikâyet eder. Niye selülit oluşur bir kadında? Bir, kahveyi çok içer kadınlar. Kahve, yağ depolayan hormonları aktive eder. Dolayısıyla selülit olacak. Hiç mi kahve içilmeyecek? Günde bir tane iç mübarek. Bir tane kahve içersin problem yok. Ama günde tane kahve içersen yağ depolayan hormonlar aktive olduğu için selülitler gelişir. Selüliti başka ne geliştiriyor? Kadınlar erkeklere göre daha az su içiyorlar. Ne kadar az su içerseniz vücudunuzda o kadar toksin birikir, o kadar yağ hücresi birikir. Lahana işte, vücuttan toksin atar ve aynı zamanda da selülitlerin yok olmasında büyük oranda yardımcıdır.

Saraçoğlu’nun uyguladığı diğer kürler neler?

“Maydanoz-limon kürü karaciğer yağlanmasında, karaciğerin bağışıklık sistemini güçlendirmede yardımcıdır. Şimdi insanlara bakıyorum, şunu yersen bağışıklık sistemini güçlendirir, şu vitamin var bu vitamin var diyorlar. Ya mübarek iş bu değil ki! Her organın bağışıklık sistemi farklıdır. Karaciğerin bağışıklık sistemini mi güçlendirmek istiyorsunuz, önce karaciğeri arındıracaksınız maydanoz-limon kürüyle. Karaciğer yağlanması, bugün insanların çoğunda var. tane maydanozu blenderin içine atın, üstüne tam bir limon sıkın, bir bardak su koyun ve karıştırın. 15 gün boyunca sabah aç karnına için. Bu kürü mutlaka 4 ayda bir yaparım, benim vazgeçilmezimdir.
Bir de iki ayda bir havuç suyu içerim; taze sıkılmış havuç suyu. Unutkanlığa karşı, Alzheimer’a karşı,  beyin fonksiyonlarının sağlıklı çalışabilmesi için taze sıkılmış havuç suyu.

Mesela lahana kürünü uygulayanlar diyabete yakalanmazlar. Diyabete karşı bariyer oluşturur. Kış aylarında mutlaka akşamları adaçayı gargarası yapar öyle yatarım. Neye karşı koruyor? Farenjit, boğaz enfeksiyonu, tonsilit, bademcik iltihaplanması ve boğaz enfeksiyonuna karşı, gribe karşı. Hem antiviraldir hem antibakteriyeldir. Hazır zırhını giyip sokağa öyle çıkıyorsun mübarek. Bana diyorlar ki hocam bunun kapsülü yok mu? Yok kapsülü. Emeksiz kazanç yok. Aynı etkiyi göstermesi mümkün değil. Uydudaki bazı kanallarda bir sürü sahtekârlıklar yapıyorlar, lütfen inanmayın! Yok maydanoz, yok limon, yok sarımsak. Hiç alâkası yok benimle. Ben bunun için değerli izleyicilerimizi uyarıyorum, bunlara itibar etmeyin.”

Günde 18 saat çalışıyor

Günün çoğunu çalışarak geçiren Prof. Dr. Saraçoğlu fırsat buldukça doğayla baş başa kalmayı da tercih ediyor.
“Doğaya tabii ki çıkıyorum. 24 saat içerisinde inanın 18 saat çalışıyorum, zaman yok. Çünkü insanlara hem bilim hem de ilim vermek zorundasınız. Bunun için bir an önce insanları doğru bilgilendirmek gerekiyor. Fırsat buldukça çıkıyorum. Mesela Urfa’ya gittim, Harran ovasını gördüm, ivesi koyunlarımızı gördüm o kahverengi başlı, yöreye özgü. Ne kıymetli hayvan onlar. Aldım kucağıma, öptüm sevdim. İşte kapariyi, ters laleleri gördüm. Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) orada bunları yetiştiriyor. Ata tohumlarımızı orada çoğaltıyorlar. O kadar mutlu etti ki beni. Harran Ovası deyip geçme. Öyle bölgeler var ki 20 metre derinliğinde toprak var. Bugün sen Anadolu’ya git 50 santim 60 santim toprak, sonrası kaya. Orası öyle, Allah’ın lütfu bunlar. Tek Tek dağları bir de Fatik dağları. İkisinin arasında 70 kilometre uzunluğunda 50 kilometre genişliğinde Harran Ovası. Fırat’ın suyunu da kanala vermişler, oradan suluyorlar. Fakat çok yanlış yapıyorlar salma su ile suluyorlar. Tarla salma su ile sulanır mı? Salma su ile toprağı suladığınız zaman toprağın bütün mineralleri çöküyor ve kaybedip gidiyorsunuz, toprak özelliğini kaybediyor. Mineraller nedir? İnsan vücudunda da hastalıklara karşı bizi koruyan en güçlü silahtır. Oksijen diyorsunuz. Oksijeni kanda taşıyan ne? Demir. Demir eksildi mi rengin gidiyor duvar gibi oluyorsun. Yani mineraller çok önemli. Dolayısıyla salma suyundan vazgeçilmesi lazım. Allah suyu bol verince kullanmasını bilmiyorlar. Damlama yöntemiyle sulayacaklar. Bugün Afrika’da bir kadın veya Mısır’da bir kadın -suyu bulabilmek için- günlük yaşamının yüzde 70’ini su aramakla geçiriyor. Allah bize vermiş. Bu bolluğun kıymetini çok iyi bilmemiz lazım. Bu, müsrifliktir. Her müsriflik bir şeye zarar verir. Toprağa zarar veriyorsun öyle kullanamazsın o suyu. Yani bunların anlatılması lazım.”

“Bilim değil ilim kesin ve mutlak doğrudur”

“Şimdi bakın başarıya ulaşmanın sırrını söyleyeyim mi size? Bir defa ilimi bilimden ayırt edeceksiniz. İlim farklı şeydir, bilim farklı şeydir. Bilim insanın aklını ve beş duyu organını kullanarak ortaya koyduğu sonuçlardır. Ama asla, kesin ve mutlak doğru değildir. Bir defa burada anlaşalım. Hani dünya dönmüyordu değil mi? Galileo çıktı dedi ki dünya dönüyor. Bunu Galileo’ya söylüyorlar. Senin deden Harezmi bunu ’li yıllarda söylemiş. Kepler olsun Kopernik olsun Galileo olsun. Bunlar ’lü yıllarda geldiler. Senin deden bun ’li yıllarda söylemiş, bulmuş, hesaplamış. Atamızı iyi tanımamız lazım. Dolayısıyla bilim bugünün doğrusudur, yarın değişir. Yıllarca süt için süt için dediler şimdi içmeyin diyorlar. Midedeki helikobakter pylori için. Bunun en güçlü silahı, midede helikobakter pylori’ye karşı brokoli. Üçlü bir antibiyotiği var, kullanıyor vatandaş 15 gün veya bir ay. Bitince doktora gidiyor, doktor tamam temizlenmiş diyor. Üç ay sonra bir bakıyorsun tekrar nüksetmiş, antibiyotik direnci. Perişan ediyor insanı. Doğada her şeyin çaresi var. Hiçbir dert yoktur ki biz onun çaresini vermemiş olalım. Bu bilgiler gökten zembille gelmiyor, kimyasını araştırıyoruz. Yani bir yerde yazmıyor bunlar. Brokoli işte helikobakter pylori’ye karşı. Bu Allah’ın bir lütfudur. gram brokoliyi küçük küçük doğrayın iki bardak suda ağzı kapalı tencerede dakika kaynatın ve bunun suyunu için aç karnına. Tanelerini de salatanızla yiyin. Uygula bunu bir ay ondan sonra git doktora bakalım var mı?

İlim ise Allah’ındır. Mutlak doğrudur, kesin doğrudur. Asla değişmez. Hz. İbrahim nasıl buldu Allah’ı, değil mi? Yıldız dedi, güneş dedi ama sonunda Allah’ı buldu. Sorgulamazsan bu iş olmaz. Yoksa sizi güderler. Hani Bakara Suresi’nde “Raina demeyin, unzurna deyin”. Alemlere rahmet Peygamber Efendimizi buldu ya. Ya Muhammed sen bizi güt diyor halk. Niye? ‘E peygamber cennetlik. Ya Muhammed sen ne dediysen biz onu yaptık biz de cennete gideceğiz.’ diye düşünüyor. Hayır, ayet geliyor, iniyor Allah’ın emri. Bizi güt yok. Bize doğru yolu göster, aklımızı kullanmayı öğret. İşte, raina demeyin unzurna deyin. Gençler bugün bilgiye aç. Siz bilgiyi verin, bak onu nasıl işleyecek çocuk.

Bilim hiçbir zaman kesin doğru değildir. Bize lisede ortaokulda öğrettiler ya maddenin parçalanamayan en küçük parçasına ne denir? Atom değil mi? Öyle öğrettiler. E mübarek atom parçalandı ya! Hani bilim doğruydu, hani bilim kesin doğruydu? Bugünün doğrusudur. Yarın başka biri çıkar pat sizin biliminizi İşte onun için insan hep gelişmeye açıktır. Allah da kullarını imtihan ediyor. Neden? Çünkü cennetinde cahil kul istemiyor. Bir halden alıyor bir hale koyuyor. Sürekli imtihan halindesiniz, hepimiz, ben de dâhil. Mesela hoca, ben öğrencimi imtihan etmeden nasıl sınıf geçireceğim değil mi? Allah da bizleri imtihan ediyor. Bunlar çok önemli kriterler.”

Prof. Dr. Saraçoğlu’ndan çok ilginç bir açıklama: “Hızlı olan sperm yarışı kazanır görüşü külliyen yalan, yanlış”

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu neredeyse herkesin bildiği daha doğrusu bildiğini zannettiği bir konuda da çok önemli şeyler söylüyor. Sohbetlere, tartışmalara, haberlere, karikatürlere konu olan bebeğin oluşması yani yumurtanın döllenmesi konusunda bilinmeyen bir gerçeğin kapısını aralıyor Prof. Dr. Saraçoğlu:

“Mesela eskiden bize şunu öğretmişlerdi: En hızlı sperm gider yumurtayı döller değil mi? Külliyen yalan. Külliyen yalan ve yanlış. Bugün biliyoruz ki binlerce sperm geliyor kadının yumurtasına, kadının yumurtası karar veriyor o spermlerden hangisinin yumurtayı dölleyeceğine. O karar veriyor, en hızlı gelen değil, yetişen değil yani. Yeni bunlar, hep yeni şeyler yani.

Dolayısıyla böyle yüzlerce örnek var. Bilim bize bugünün doğrusunu söyler, ilim ise mutlak doğrudur kesin doğrudur ve asla değişmez. İşte buna bakacaksınız. Bunun için ilim kitabı yüce kitaptır. Allah’ın bizi muhatap aldığı kitaptır.”

“Ekmek yemeyin demek yanlış”

Ne diyor bazı uzmanlar? Efendim ekmek yemeyin diyorlar. Ne kadar yanlış bir şey ekmek yenmez olur mu! Ben ekmeksiz sofraya oturmam. Ama bu sanayi tipi mayalar var, bunların değişmesi lazım. Pişirilme süreleri, bunlar önemli kriterler.

Mesela siyez buğdayını kullanın, kavluca buğdayını kullanın, karakılçık buğdayını kullanın. Bunlardan yeni çeşitler geliştirebilirsiniz. Bak o zaman o ekmeğin lezzetini görün. Kendi yerli çeşitlerimiz de var. Ama yurtdışından tanımadığın bilmediğin bir şeyi getirip de ondan yeni çeşit yapma olur mu!

“Çankırı’daki Tuz Gölü’ndeki tuz dururken yabancı dağlardan tuz getirmene ne gerek var?”

“Senin Çankırı’nın tuzu dururken, senin Tuz Göl’ün tuzu dururken, senin Yozgat’taki doğal tuz kaynakların dururken senin gidip yabancının bilmem ne dağlarından bu tuzu bu ülkeye getirmene ne gerek var? Bir de dediler ki Türkiye’deki tuzların içerisinde radyasyon var, radyoaktif madde var. Böyle şey olmaz. Bu düpedüz hainliktir. Biz ilkokula giderken yerli malı yurdun malı onu herkes kullanmalı diye öğrettiler. İnsanlar milli ve yerli olsunlar. Tuzu bile ithal ettirdiler bu memlekette. Gidin Çankırı tuzu var, Çorum tuzu var ne kadar güzel.

Kapsül şeklindeki takviye ürünler Saraçoğlu’na göre fayda sağlamıyor

Yıllarını bitkilerin kimyasını incelemeye adayan Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu bu bilgileri ışığında bizleri önemli bir konuda uyarıyor: Kapsül şeklindeki takviye ürünler. Saraçoğlu bunların insan vücuduna hiçbir fayda sağlamadığını hem dünyada yapılan hem de kendi yürüttüğü araştırmalar ışığında gözler önüne seriyor:

“ yılında Harvard Üniversitesi’nden bazı bilim adamları çıktılar dediler ki “Domatesin içindeki likopen antioksidandır. Kansere karşı önleyicidir.” Aman Allah’ım. “Devedikeninin içinde silymarin var, havucun içinde betakaroten var.” Koyun kapsülün içine. Devedikeninden çekin silymarin’i koyun kapsüle, domatesten likopen’i alın, koyun kapsüle. Böyle gitti. Soya fasulyesinden genistein’i al, koy kapsülün içine. Böyle bine yakın hatta binin üzerinde zannediyorum bin tane gıda takviyesi çıktı. O bir furyaydı. Bütün dünya üniversiteleri bu sebzelerde, meyvelerde, tahıllarda, baharatlarda ve tıbbi bitkilerdeki sekonder metabolitleri araştırmaya başladılar ve hepsini kapsüllere koydular.

Ne oldu? yılına gelindiğinde bunların bir işe yaramadığını gördüler. Benim birçok arkadaşım bu yakışıklı kutuları eczanelerden yüz liraya yüz elli liraya aldılar. “Ya hocam ben bunu bir buçuk iki yıldır yutuyorum bir faydasını görmedim.” diyor. Televizyonlarda çıktım söyledim bakın bu yakışıklı kutulardaki var ya dedim bunlar Amerika’da sent. Türkiye’de 70 dolar. Yapmayın dedim. Sonunda ne oldu? Burunlarının üstüne düştüler. Yüz binlerce bu konuda makale yazıldı, birçok laboratuvar kuruldu Türkiye’de dâhil bütün dünyada. Ne oldu sonunda? Kaybettiler. Türkiye’de de mağazası olan bir marka kapandı, Avrupa’da da kapandı.

Havuç suyunu içersen Alzheimer’e ve unutkanlığa karşı birebir. Ama havucun içinden betakaroten’i çekip alır, kapsüle koyup al bu etken maddesi dersen bu da akciğer kanseri yapar. Bunlar hep klinik deneylerle kanıtlandı. Omega-3 diye tutturdular. Balıktan Omega 3. İngilizler bunu Journal Of Medicine’de yayınladılar. Yani kalp damar rahatsızlıklarında Omega-3’ün kapsüllerinin hiçbir işe yaramadığı, faydası yok. Tamamen reklam. Sen balıktan al Omega 3’ü. Beta karoten çok faydalı ama havuçtan al. Likopen çok faydalı, domatesten al, karpuzdan al, ıspanaktan al, havuçtan al. Ama onu tefrik edip içinden çekip kapsüle koyma. Alemlere Rahmet Peygamber Efendimiz ne için geldi? Tevhid için, birleştirme. E domatesin içinde 10 binin üstünde etken madde var. Sen bir tek lipoken’i çekip alırsan, diğerleri? Diğerleri lüzumsuz, çöp! Olur mu? Bütüncül bakış, hep bunu anlatıyorum ya. Tevhide gideceksin.

Kadınların amniyon sıvısı yani rahim sıvısı eksilirse bebeğin hayati tehlikesi var. Havucun etken maddesi nedir? Betakaroten. İstediğin kadar kapsül yuttur o sıvı artmaz. Ama taze sıkılmış havuç suyundan günde iki bardak içerse dördüncü gün doktora gitsin, amniyon sıvısı hemen dolar. Annenin ve bebeğin hayatı kurtulur. Tefrik etme bütüncül bak.

Türkiye’deki en önemli projelerden biri: Milli Botanik Bahçesi

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu yakın bir zaman önce Ankara’da halen yapımı devam eden Milli Botanik Bahçesi projesinde danışman olarak görevlendirildi. Eğitimi, bitkiler hakkındaki tartışma götürmeyen bilgi birikimi sayesinde elbette ki bu görev en çok ona yakışırdı, öyle de oldu. Prof. Dr. Saraçoğlu Botanik Bahçesi ile ilgili düşüncelerini paylaşırken heyecanını gizleyemiyor. Böyle bir işte yer almaktan duyduğu memnuniyeti dile getirirken aynı zamanda bahçenin Türkiye’de gerçekleştirilen en önemli projelerden birisi olduğunun da altını çiziyor.

“Milli Botanik Bahçesi yaklaşık olarak 2 bin dönüm.  Buraya Anadolu’nun bitki örtüsündeki bütün o biyolojik çeşitliliğin en önemlilerini getireceğiz. Genetik kaynaklarımızdaki önemli bitkilerimizi buraya getireceğiz. Bu meyve ağacı olur, sebze olur, bu baharat olur, bu tahıl olur. Halkımıza, evlatlarımıza göstereceğiz. Tıbbi aromatik bitkilerimizin içinde kapariden tutun lavantaya kadar, çoban çantasından tutun aslan pençesine kadar hepsini burada görecekler. Avrupa’da Almanya’da onlarca botanik bahçesi var. Bizde daha bir tane yok doğru düzgün. Dolayısıyla burada biz Anadolu topraklarının bu milli bitkilerini -hani var ya 4 bin 4 bin endemik bitkimiz var diye bahsederler- e tamam var da kaç tanesini tanıyorlar. İçinde ne var? Bizim yeni molekülleri bulmamız lazım. Burada merkezi araştırma laboratuvarını kuruyoruz. 81 il ve 81 üniversite, o illerin endemik bitkilerinin önemlileri buraya gelecek. O illerin üniversiteleri oradaki endemik bitkileri araştıracak. Yepyeni moleküller bulacağız. Bu ne demektir? Bu yerli ilaç demektir. Yerli ilaç böyle yapılır. Biz neleri kaptırdık! Çiğdem çiçeğini Fransızlara kaptırdık. Kolşisin diye bütün dünyaya satıyorlar. Akdeniz ve Ege bölgeleri laden bitkisiyle dolu; cistus. Yunanlılara kaptırdık patentlediler. Her eczanede cistus diye yazar. On tane pastil 20 lira. Neymiş, gribe karşı korur. Biz yapamaz mıyız, bizim her tarafımız dolu. Yapamazsın neden çünkü patentli, lisans ödemen lazım. Var mı böyle bir şey? Neden çünkü bunlara çer çöp dediniz, kocakarı ilacı dediniz. Anadolu’da koca karı demek âlim kadın demektir, ilim sahibi kadın demektir. Sen, Allah’ın yarattığı bir bitkiyi aşağılıyorsan o bitki sana sırrını vermez. İstediğin kadar araştır boşuna kürek çekersin. Hoşlanmadığın bir insanla sohbet edebilir misin? Değil mi, hep uzak durursunuz. E hoşlanmıyorsun, bitkinin aleyhinde atıp tutuyorsun, aşağılıyorsun. Aşağılanan bir canlı sana sırrını açar mı?

Allah bu milletin yolunu açık etsin.  Bakın petrolüm yok, enerji kaynaklarından doğalgazım yok diye üzülmeyin. Bu bitkiler var ya bu tıbbi bitkiler Türkiye’yi böyle kalkındıracak, 90 derece. En kıymetli şey. Enerjisiz yaşayabilirsin ama tohumsuz asla! Kıymetini bilin. Allah her şeyi bol vermiş. Ama bunun kıymetini bilin.

Tıbbi aromatik bitkilere sahip çıkılması gerektiğini ısrarla söylüyor

Bugün hekimler bitkisel tedavi kursları, eğitimleri alıyorlar. Ben de ders veriyorum bu konuda hekimlere. Bu çok büyük bir aşamadır, kabuğumuzu yırtıyoruz. Yani yumurtadan civcivin çıkması gibi kırıyoruz bu kabuğumuzu. Yıllarca bizi güttüler, yıllarca bizi uyuttular. Yeter artık! Olmaz! Bugün senin tükettiğini, kasaba kavunu diye tüm dünyaya satıyor Amerika. Bizden gitti, Ceyhan karpuzu. Hep bunların tohumları bizden gitti, genetik kaynaklarımız. Onlar da hibritleştirip tüm dünyaya satıyor. Bugün Almanya tıbbi bitkilerde milyar Euro’nun üzerinde satış yapıyor dünyaya. Biz ne yapıyoruz? Sen lalenle niye övünüyorsun? Bak Hollanda’ya kaptırdık. Adamlar iki haneli milyar Euro ile lale satıyor tüm dünyaya. İnsanın zoruna gidiyor. Anadolu’da bir laf vardır: Boş duran eşeğe semer vuran çok olur. Sen sahip çıkmazsan gelir elin adamı onu güzel alır götürür, patentler sahip çıkar, ticaretine de başlar. Sen de böyle bakarsın!

“Anadolu’nun her yeri nimetlerle dolu”

Ağrı dağındaki topraktaki bir bakteriyi alıp Amerika’ya götürdüler. diye bir antibiyotik ürettiler ve bunu üreten firmasını Alman firması milyar dolara satın aldı. Girin internet sitesine göreceksiniz. Bu bizimdi de hadi sen buna sahip çık. Anadolu’nun her yeri nimetlerle dolu.
Türkiye’deki bütün üniversiteler; kimya, biyoloji, tıp, farmakoloji yani eczacılık bölümü olanlara burada yer vereceğiz dönüm. Tarım il müdürlükleri gelecek o bölgenin endemik bitkilerini burada ekecekler ama genetik kaynak onların geldiği yer. Üniversite orada sahip çıkacak, üniversite orada araştıracak. Burada merkez laboratuvarında da biz esas yönlendirmeyi yapacağız; patentlenecek, tescillenecek ülke adına. Onun için burası çok kıymetli bir proje. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu himayelerinde yılında başlattı. Tarım Bakanımız Sayın Fakıbaba bu konuda çok büyük bir destek veriyor. İnşallah, bu milletin hakkıdır bu. Evet, orası bu milletin. Bunu bilmemizde fayda var. Bakın buradan Allah’ın izniyle neler çıkacak göreceksiniz.

İlaçlara, modern tıbba karşı olmadığının altını çiziyor

’ten beri bugüne kadar televizyonlara çıkıyorum. Yüzlerce kür öğrettim bu halka ve bunları uyguluyorlar, ilaç kullanmıyor Devlet her ay iki haneli milyon dolar tasarruf ediyor. Ne kullanıyor? Bitkileri kullanıyor. Bu milletin parası yurtdışına gitmiyor. Ben ilaçlara karşı mıyım? Hayır. Modern tıbba karşı mıyım? Asla. Hekim kontrol ve önerileri esastır. Ama Anadolu’nun imkânları Türkiye’den misli misli büyüktür. Anadolu deyip geçmeyin! Âlemlere rahmet peygamber efendimiz daha Türkler Anadolu’ya ayak basmazdan yıl önce Anadolu’yu işaret etmiştir. Hani diyor ya Hendek Savaşı’nda, buyuruyor: “Ne mutlu o komutana, ne mutlu o askerlere. İstanbul elbette fethedilecektir. Neden İstanbul? İstanbul’u almazsan Anadolu’ya sahip çıkamazsın, yerleşemezsin. Bu milletin kaderini görmüş Peygamber. Biraz düşünün, biraz aklınızı kullanın.

Bugün hastalanmamaya bakın. Romatizma mı, hastalandınız mı romatoid artrit’ten veya ankilozan spondilit’ten, ölene kadar ilaç kullanacaksın. Ömürlük ilaç yazıyor. Hipertansiyon mu? Tedavisi yok, ölene kadar ilaç kullanacaksın. Diyabete mi yakalandın, ölene kadar ilaç kullanacaksın. Ömürlük. Çözüm yok. Hastalanmamaya bak. Bir yerde düşünüyorsun ya bu bilinçli yapılıyor falan, neyse Ben modern tıbba karşı değilim.
 

İbrahim SaraçoğluProf. Dr. İbrahim Saraçoğlukürlersağlık kürleritıbbi aromatik bitkilersağlıklı yaşamekmekkaya tuzu

Prof. Dr. İbrahim Sara&#;oğlu: Sel&#;lite lahana, sistite karnabahar k&#;r&#;

SAĞLIK

Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:

ABONE OL

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu: Selülite lahana, sistite karnabahar kürü

Brokoli, lahana ve karnabahar; üç şifa deposu sebze. Brokoli kadınlardaki fibrokistlerin neden olduğu ağrılara iyi gelirken, lahana selüliti yok ediyor

PROF. DR. İBRAHİM ADNAN SARAÇOĞLU İLE DOĞANIN DİLİNDEN

Bu hafta sizlere aynı aileden olan brokoli, lahana ve karnabahar kürlerinin faydaları hakkında bilgi vereceğim Biyolojik çeşitliliği içerisinde lahanadan brokoli türemiştir, brokoliden de karnabahar türemiştir. Üçü bir ailedir.
Brokolide üç tane muhteşem özellik vardır. Bunlardan en önemlisi kadınlar içindir. Her iki kadından birinin memesinde fibrokist oluşur. Bu fibrokistlerin modern tıpta yok edilmesinin bir usulü, bir ilacı yoktur. Regl başlamadan bir hafta öncesinde sertlik, hassasiyet ve ağrı gözlemlenir.
Burada kadınların imdadına brokoli kürü yetişiyor. Ayrıca bir de doktora gittiklerinde ultrasonla bakıldığında mikrokalsifikasyon başlamış diyorlarsa; işte o zaman tehlike çanları çalıyor demektir. Doktor, altı ayda bir takibe alır.


AĞRILAR GEÇER
Burada fibrokistin kabaca iki türü, detaya indiğinizde çeşitleri vardır. Bunlardan bir tanesi solid kitle, diğeri ise hipoekoik kisttir. Brokoli, solid kitle olduğu zaman bu solid kitleyi ortadan kaldırmaz ama mens öncesi tüm şikayetlerinizi, yani semptomlarını ortadan kaldırır.
Nedir bunlar? Ağrı vermesi, hassasiyet ve sertlik oluşturması. Ancak hipoekoik kist ise ve kalsifikasyonlar dahi olmuş olsa, bunları tamamen ortadan kaldırır.

KÜRÜ YARIM BIRAKMAMALISINIZ
Burada değerli okuyucularımızın bilmesi gereken en önemli nokta şu: Bir kürü uygulayacağınız zaman mutlak suretle önerilen küre uymanızdır. Bunu üç gün, beş gün yapıp ondan sonra bırakacaksanız hiç uygulamayın. Sonuç almak için kürün bir uygulama süreci, ne miktarda alacağınızın bir ölçüsü vardır. Buna mutlaka uymak zorundasınız. Hipoekoik kistler için bir ay süreyle brokoli kürü uyguluyorsunuz.


Kimler bu kürü uygulayamaz?
Tiroid problemi var ise yani tiroidi yavaş çalışanlar ve guatr problemi olanlar, bu kürü uygulamasınlar. Çünkü brokolinin içerisindeki izotiyosiyonatlar iyot alımını frenliyor.
Kür nasıl hazırlanır?
gram brokoliyi yarım litre suda yaklaşık beş-yedi dakika kaynatın. İsterseniz brokoliyi küçük küçük kırabilirsiniz. Kaynatıp suyunu içeceksiniz. Haşlanmış brokoliyi de salatalarınıza ilave edebilirsiniz. En önemlisi tencerenin ağzı kapalı şekilde kaynatılması.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir