boyun kenarında şişlik / Bademcik Şişmesi Belirtileri Ve Tedavisi - Medicana

Boyun Kenarında Şişlik

boyun kenarında şişlik

Boyunda ele gelen şişliklerin pek çok nedeni olabilir. Genelde hastaların aklına kanser türü hastalıklar geldiği için panikleyerek doktora koştururlar. 

 

Boyunda en sık olarak enfeksiyona bağlı lenf bezi şişlikleri görülür. örneğin Streptotok enfeksiyonuna bağlı farenjitlerde genellikle boynun yan kısımlarında veya çene altında lenf bezi şişlikleri olur. Bu tip küçük lenf bezi şişlikleri bazen büyüyüp küçülebilir, genellikle ağrı yapabilirler. Birlikte ateş, boğaz ağrısı, deride döküntüler, halsizlik gibi şikayetler olabilir. Bazen boğazda hiçbir şikayet olmayabilir. Doktor enfeksiyona bağlı bir şişlikten şüphelenirse size bir antibiyotik tedavisi verecektir. Antibiyotikle bir hafta on gün içinde yeteri kadar küçülmeyen lenf bezlerinin alınıp patolojik olarak incelenmesi düşünülebilir. Enfeksiyona bağlı lenf bezi şişlikleri, enfeksiyon iyi olsa bile tam olarak kaybolmayabilir. Bu küçük kalıntı lenf bezleri özellikle çocuklarda sık görülür ve önemli değildir.

  1. Boyundaki şişlikler (lenf bezlerinin büyümesi) Lenfoma  (Hodgkin veya Non-Hodgkin) grubu hastalıklara bağlı olabilir. Bu tip şişlikler ağrısızdır ve antibiyotik tedavisi ile küçülmezler. Hastalarda birlikte birsüredir devam eden gece terlemeleri, ateş yüksekliği aşırı halsizlik gibi şikayetler vardır. çoğu hasta bu şikayetlerle grip olduğunu ve şikayetlerinin ona bağlı olduğunu düşünebilir. Bazı hastalar öksürükten şikayet ederler. Birlikte iştah, kilo kaybı ve kaşıntı da görülebilir. Kesin teşhis lenf bezinin mikroskop altında incelenerek lenfomaya ait özel hücrelerin (Reed-Sternberg hücreleri) görülmesi ile konur.

  2. Boyundaki şişlik orta hatta veya orta hatta yakın ise, adem elmasının hemen altındaysa guatr dediğimiz tiroid bezine bağlı şişlikler olabilir. Düğümlü (nodüler) guatr da şişlikler aynı lenf bezi gibi ele gelirler.Guatr şişliklerinin normal lenf bezi şişliklerinden farkı yutkunmayla yukarı doğru hareket etmeleridir. Guatr bezinin düğümleri çoğunlukla zararsızdır. Hekiminiz fizik muayenenizi yaptıktan sonra bu düğümlerin az veya çok çalışan tür olduğunu anlamak için ultarasonografi ve bazı kan tetkikleri yaptıracaktır.

  3. öpücük Hastalığı-Mononücleosis. Virüslerin (Ebstain Barr virüsü veya Cytomegalovirüs) yaptığı bu hastalık boyunda şişliklere neden olabilir. Her yaş insanda görülürse de daha çok gençlerde (15-17 yaş) görülür. Ateş yüksekliği, boğaz ağrısı ve halsizlik vardır. Boğazda bademciklerin üzerinde sarımsı beyaz lekeler görülür. Boyundaki lenf bezleri ağrılıdır. Kas ağrıları, deride döküntüler ve dalakda büyümeye neden olabilir. Hiç tedavi edilmese bile kendiliğinden geçebilen masum bir hastalıktır.  

  4. Boyun derisi altındaki zararsız yağ kistleri boyunda şişlik nedeni olabilir.

  5. Yukarda saydıklarımızın dışında tiroid kanseri, tüberküloz, AIDS, ağız ve dil kanserleri, lösemi, suçiçeği ve allerjik nedenlere bağlı olarak da boyunda şişlikler görülebilir.

             Ne yapayım? Boyunda yan yana birkaç şişlik varsa ve şişlikler fasülyeden büyükse, bir hafta içinde kendiliğinden geçmiyor veya küçülmüyorsa veya birlikte halsizlik, ateş gibi şikayetleriniz varsa doktora görünmenizde fayda var.

            Dikkat edin! Boyundaki şişliklerin en büyük nedeninin basit enfeksiyonlar olduğunu ve kolaylıklı tedavi edilebildiğini unutmayın. Paniklemeden, hemen biopsi yoluna gitmeden basit tetkiklerle ayırıcı tanıya gitmek önemlidir. 

29 Mart 2008 Cumartesi / 385692 Kişi Okudu

Bademcik Şişmesi

Bademcik şişmesi ya da halk arasında boğazların şişmesi olarak bilinen bu rahatsızlığın pek çok farklı sebebi olabilir. Hastaların genellikle boğaz ağrısı ya da acısı, boğazda kaşıntı, yutma güçlüğü gibi şikayetlerle hastaneye başvurduğu söylenebilir. Çocukluk döneminde daha sık görülen bu enfeksiyonlar yaş ilerledikçe solunum yollarının genişlemesi, bademciklerin bağışıklık sistemindeki etkisini yitirmesi ve bağışıklık sisteminin güçlenmesiyle azalır. Her ne kadar çok sık karşılaşılan bir durum olsa da tedavi edilmediğinde özellikle bakteriyel enfeksiyon kaynaklı bademcik iltihabı kalp ve eklemlerde kalıcı hasara neden olabilir.

Bademcik nedir?

Bademcikler (tonsil) boğazın iki kenarında bulunan yumuşak dokulara verilen addır. Lenfatik sistemin bir parçası olan bademcikler, lenfosit üretiminden sorumludur. Bademcikler aynı zamanda ağız yoluyla vücuda giren virüs ve bakterilerin o noktada tutulmasını ve vücut içerisinde ilerlememesini sağlar. Bademciklerin görevi bu yolla gelen enfeksiyonlarla savaşmaktır.

Bademcik Şişmesi Nedir?

Bademcik şişmesi bir hastalık değil, bir semptomdur ve genellikle enfeksiyon sonucunda görülür. Bu enfeksiyonlar virüs ya da bakteri kaynaklı olabilir. Boğaz enfeksiyonlarının ortalama %70’i virüs kaynaklıdır. Bademcik şişmesi aslında tonsilit denen bademcik iltihabının sebep olduğu durumlardan biridir. Bademcik şişmesinde bademcik denen dokuların kızarıp şişmesi, bazı durumlarda sarı-beyaz bir iltihapla kaplanması söz konusu olabilir. Bu belirtilere boyun bölgesinde ağrı ve şişlik de eşlik edebilir.

Bademcik bir enfeksiyon sebebiyle şişmemişse ancak yine de normalden büyükse, tıkanmaya bağlı uyku apnesi, horlama, ağız kokusu, yorgunluk, sinirlilik hâli, depresyon gibi rahatsızlıklara yol açabilir.

Bademcik Şişmesinin Sebepleri Nelerdir?

Bademcik iltihabı adenovirüsler, influenza, parainfluenza (çocuklarda), enterovirüs, Epstein-Barr virüsü (mono) ya da Herpes ailesi virüsleri gibi sık karşılaşılan virüslerin vücuda girmesi sonucu oluşabilir.

Bademcik iltihabı vakalarının %15-30’unu oluşturan bakteriyel enfeksiyonlarda en sık karşılaşılan enfeksiyon ise streptokok enfeksiyonudur.

Çocuklukta daha sık karşılaşılan bu enfeksiyonlar genellikle iz bırakmadan ve hafif biçimde atlatılırken ilerleyen yaşlarda yaşanan bademcik iltihaplanmalarının daha ağır seyrettiği söylenebilir.

Bazı durumlarda alerjiler de bademciklerde şişmeye sebep olabilir.

Bademcik İltihabı Türleri Nelerdir?

Bademcik iltihapları akut, tekrarlayan ve kronik olabilir. Akut vakalar en sık görülen bademcik iltihabı türüdür. Viral ya da bakteriyel enfeksiyon sonrası belirtilerin aniden ortaya çıkması ve 3-4 gün içinde kendiliğinden kaybolması akut vakaların ortak özellikleri arasındadır. Tekrarlayan bademcik iltihabı genellikle çocuklarda görülür ve senede beş defadan fazla olması durumunda tekrarlayan bademcik iltihabı tanısı konabilir. Sık tekrarlayan vakalar iyi tedavi edilmezse çocuklarda gelişme geriliği ve sonrasında kalıcı hastalıklara neden olabilir. Kronik bademcik iltihabı ise uzun süre iyileşmeyen vakaların görüldüğü bademcik iltihabı türüdür.

Bademcik İltihabı Belirtileri Nelerdir?

Bademcik iltihabı belirtileri soğuk algınlığı belirtileri ile benzerlik göstermekte, daha ciddi vakalarda ise boğaz bölgesinde şişkinlik, kilo kaybı, öksürük, bademciklerde sarı-beyaz iltihaplı kesecikler ve yüksek ateş gibi belirtiler, bunlara eşlik etmektedir. En sık karşılaşılan belirtiler aşağıda sıralanmıştır:

  • Boğaz ağrısı
  • Yutma güçlüğü
  • Bademciklerin kızarıp şişmesi
  • Baş ağrısı
  • Kulak ağrısı
  • Ağız kokusu
  • Ses kısıklığı
  • Yorgunluk ve halsizlik
  • Ateş, üşüme ve titreme
  • Boynun iki yanındaki lenf bezlerinde şişlik

Bademcik şişkinliği bademciklerin sadece tek tarafında varsa ve hastada yukarıda sayılan belirtilerin herhangi birisi gözlemlenmemiş olsa bile doktora başvurmakta fayda vardır.

Küçük çocuklarda ise yukarıdaki belirtilere ek olarak

  • mide bulantısı,
  • kusma,
  • karın ağrısı,
  • iştahsızlık gibi belirtiler de görülebilir.

Bademcik İltihabı Teşhisi Nasıl Konur?

Bademcik iltihabı hafif vakalarda kendiliğinden geçebilir. Özellikle hafif viral enfeksiyonlarda belirtiler 3-4 gün içerisinde kendiliğinden kaybolur. Daha uzun süren enfeksiyon durumlarında ise doktora başvurmak gerekir. Enfeksiyonun bakteriyel olması durumunda antibiyotik tedavisine başlanması da söz konusu olabilir.

Boğaz ağrısı ve bademciklerde şişkinlik gibi şikayetlerle doktora başvurulduğunda öncelikle baş ve boyun bölgesine yönelik fiziksel bir muayene yapılır. Bu muayenede lenf bezleri, kulak yolu, ağız, burun ve boğaz kontrol edilir. Gerekirse ışıklı kamera ile kontrol yapılır. Göğüsten solunum sesleri dinlenir.

Bakteriyel enfeksiyon ihtimalinin olup olmadığını anlamak amacıyla ucuna pamuk sarılmış bir çubuk yardımıyla boğazdan örnek alınır. Alınan bu örnekle yapılan test genellikle hızlı sonuç verir. Bakteriyel enfeksiyon söz konusuysa ve antibiyotik kullanımı gerekiyorsa doktor, kültür testi de isteyebilir. Bazı durumlarda kan testi de gerekli görülebilir.

Bakteriyel enfeksiyonların görülme sıklığının yetişkinlerde çocuklara göre daha az olduğu söylenebilir.

Bademcik İltihabı Tedavisi Nedir?

Viral enfeksiyon durumlarında genelde ağrı kesici ve ateş düşürücü kullanımı gibi destekleyici yöntemlerle vücudun enfeksiyonla savaşması beklenir. Bakteriyel enfeksiyon durumunda ise ağrı kesici ve ateş düşürücülere ek olarak antibiyotik tedavisi gerekebilir. Hangi antibiyotiğin kullanılacağına yapılacak testler sonucunda doktor karar verir. Yanlış antibiyotik kullanımı tehlikeli olmasının yanı sıra, enfeksiyonun geçmesine de katkısı olmaz. Bu nedenle, doktora danışılmadan antibiyotik kullanımına başlanmamalıdır.

Bakteri kaynaklı bademcik iltihabı tedavi edilmediğinde menenjit, zatürre, romatizmal ateş, ortakulak enfeksiyonu ve hatta kızıla bile neden olabilir. Boğaz enfeksiyonuna sebep olan streptokok bakterileri bu gibi pek çok hastalığa sebep olabilir ve bu durumun önüne geçilmediğinde, buna benzer bakteriyel enfeksiyonlar ilerleyebilir. Çocuklarda sık tekrarlanan vakalar ise gelişim geriliği, böbrek ve kalp yetmezliğiyle birlikte eklem hastalıklarına yol açabilir.

Bademcik iltihabı durumunda dinlenme, tuzlu su gargarası (1/8 oranında tuz ve su karışımı), ballı ılık çaylar ve pastil kullanımı semptomların hafiflemesini sağlar. Aynı zamanda, çocuklarda buzlu dondurma tüketimi de bademciklerdeki şişliğin inmesi açısından önerilen yöntemlerden biridir.

Bademcik ameliyatı ise çok gerekmedikçe uygulanmayan bir prosedürdür. Bu ameliyatlar, senede 5 defadan fazla tekrarlayan enfeksiyon durumu, bademciklerin nefes yolunu tıkaması vb. gibi durumlarda bademciklerin tamamının ya da bir parçasının çıkarıldığı işlemler olarak tanımlanabilir. Bu işlemler, soğuk bıçak, koter (monopolar/bipolar), termal welding, harmonik bıçak ve plazma olarak farklı kategorilere ayrılır. Bademciklerin tamamen (tonsillektomi) değil de sadece bademciğin bir kısmının alındığı ve kapsülün korunduğu yöntemlerde iyileşmenin daha hızlı görüldüğü söylenebilir. Ancak, bu durum, bademcikte tekrar büyüme ya da enfeksiyon durumuna de sebebiyet verebilir.

Bu operasyon hastanede yatmayı gerektirmeyen, hastanın aynı gün içerisinde taburcu olabileceği cerrahi bir müdahaledir. Hastaların belli bir süre boyunca katı ve tahriş edici olmayan gıdalar tüketmesi gerekir. Operasyon sonrasında kanama görülmesi normal bir durumdur, ancak kanamanın devam etmesi halinde bir komplikasyon olup olmadığının anlaşılması için doktora başvurmakta fayda vardır.

Bademcik İltihabından Kaçınmak İçin Neler Yapılmalıdır?

Bademcik iltihabı çoğunlukla viral, zaman zaman ise bakteriyel bir enfeksiyon sonucu oluşur ve bulaşıcıdır. Dolayısıyla, diğer solunum yolu enfeksiyonlarından kaçınmak için yapılması gerekenler bu enfeksiyon için de geçerlidir.

Örneğin, hasta olduğu bilinen kişilerle fiziksel temastan kaçınma, elleri sık sık su ve sabunla 20 saniyeden fazla yıkama, elleri yüz ve gözlerden uzak tutma, iyi bir uyku düzeni ve sağlıklı bir beslenmeye dikkat etmek bademcik iltihabından kaçınmak için alınabilecek önlemler arasında yer alır. Özellikle sınıflar, toplu etkinlikler, havaalanları, toplu taşıma araçları enfeksiyonların hızlı yayıldığı alanlardandır. Bu alanlarda temizliğe ve hijyene özellikle dikkat etmek önemlidir.

Buna ek olarak yetişkinlerde sigara kullanımından kaçınmak başta tonsilit olmak üzere pek çok diğer enfeksiyondan korunmaya yardımcı olur.

Kişisel hijyen malzemeleri ve makyaj malzemelerini paylaşmama, başkalarının bardak ve çatal bıçağını kullanmaktan kaçınma da enfeksiyondan korunma yöntemleri arasındadır.

Erken evrede başarı oranı yüzde 90’ları buluyor

Tiroit, cilt, gırtlak, dudak ve dil kanserlerinin son yıllardaki görülme oranının artmasın özellikle sigara, alkol kullanımı ve endüstriyel gıdaların daha fazla tüketilmesinin yanı sıra çevre kirliliği en önemli etken olarak gösteriliyor. Baş boyun kanserleriyle ilgili dikkati çekmek gereken en önemli nokta ise erken evrede yakalandığında yüzde 90’ları bulan başarı oranıyla tedavi edilebiliyor olması. İark edildiğinde zaman kaybedilmeden hekime başvurulması gereken 6 önemli baş boyun kanresi belirtileri.

Boyunda şişlik, kulak ağrısı, ses kısıklığı, nefes darlığı, yutma güçlüğü gibi şikayetleri olan kişilerin bir an önce baş boyun kanserleri konusunda deneyimli uzmana başvurması gerekiyor. Tanı için detaylı kulak burun boğaz ve baş boyun muayenesi ile başlıyor. Desteklemek ve evrelendirme için ultrason, tomografi, MR (magnetik rezonans) ve PET görüntüleme yöntemlerinden de yararlanılıyor. Ancak asıl tanı biyopsi ile konulabiliyor. Geniz kanserleri dışında bu kişilerde en önemli tedavi cerrahi yöntem oluyor. Geniz (nazofarinks) kanserlerinde daha çok radyoterapi kullanılıyor. Erken evrede cerrahi tek başına yeterli iken ileri evrede cerrahi ve sonrasında radyoterapiden da yararlanılıyor. Baş boyun kanserlerinde geç dönemde tedavi süreci hem kişi, hem de baş boyun cerrahı için oldukça meşakkatli geçiyor. Şüphelenilmesi gereken belirtiler ise şöyle;


Boyunda şişlik

Hepsi kanseri işaret etmese de ağrısız ve büyüme eğilimi olan şişliklerde baş boyun kanserlerinden şüphelenmek gerekiyor. Başlangıçta gözle görülemeyen ve elle hissedilebilen şişlikler hastalığın evresine ve türüne göre aylar içinde hızla büyüyebiliyor. Bu nedenle, boyun bölgesinde iki haftadan uzun sürede geçmeyen şişliklerin mümkün olan en kısa zamanda bir uzman tarafından değerlendirilmesi önem taşıyor.

Ses kısıklığı ve ses değişimi

Gribal enfeksiyon, ses tellerinin aşırı zorlanması, geçmeyen öksürükler ses kısıklığı sebepleri arasında yer alabiliyor. Ancak, iki haftadan uzun süren ses kısıklığı ve ses değişimleri gırtlak kanseri açısından da önemli bir belirti olduğu için dikkate alınması gerekiyor. Özellikle risk grubundaki kişilerin bu konuda dikkatli olması gerekiyor. Belli bir karakteri olmayan bu ses değişimleri kanser oluşumundan sonra düzebiliyor. Bu nedenle de kişiler açısından yanıltıcı olabiliyor.

Dudakta ve ağızda geçmeyen yara

Dil ve dudak kanserlerinde dudaklarda normalin dışında iyileşmeyen yara şikayetleri görülebiliyor. Yara ve şişliklerde enfeksiyon oluşmadığı takdirde ağrısız seyredebiliyor. Ancak yara ya da şişlik boyundaki bir kitleye eşlik ediyorsa kanser riskini artırdığı için en kısa zamanda baş boyun muayenesi öneriliyor.

Yutma güçlüğü

Boğaz ve yemek borusu kanserleri katı gıdaların ve bazen sıvıların yutulmasını zorlaştırıyor. Gıdaların boğaz ve yemek borusunda batma hissi uyandırması, mide bulantısı ve gıdaların ağızdan tekrar çıkma durumunda mutlaka hekime başvurmak gerekiyor. Yutma güçlüğü yaşayan kişilerde bu duruma kulak ağrısı, ağız kokusu ve boyunda şişlik de eşlik edebiliyor.

Kulak ağrıları

10 günden uzun süren kulak ağrıları şikayetiyle birlikte, yutkunma güçlüğü, ses kısıklığı ya da boyunda bir şişlik görülüyorsa kulak ve etrafında oluşan ağrılar boğazda büyüyen tümöre ya da enfeksiyona bağlı olabiliyor. Enfeksiyondan ayıran en önemli özelliği ise ateşle birlikte artarak devam eden ağrılar oluyor. Ayırıcı tanının yapılabilmesi ve baş boyun kanserleri açısından erken tanının sağlanabilmesi için uzman görüşüne ihtiyaç duyuluyor.

*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.

RANDEVU AL  

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır