tuz ve kireç oranı fazla olan topraklar / Türkiye'de Toprak Tipleri ve Kullanımı

Tuz Ve Kireç Oranı Fazla Olan Topraklar

tuz ve kireç oranı fazla olan topraklar

kaynağı değiştir]

Verimli bir toprak, A, B, C, D profilleri olarak adlandırılabilecek, genel olarak dört profilden oluşur.

Toprak, ana materyal, zaman, mikroorganizmalar, organik madde ve topoğrafyadan oluşur.

Bu profillerden

A: Toprağın işlendiği kısım, yani tarım yapıldığı yerdir. Bu bölümü karaların üstünü örten ince bir deri tabakasına benzetebiliriz. A katmanı aynı zamanda toprağın en verimli kısmıdır. Bütün canlıları ve değişimle ortaya çıkan maddeleri kapsar. A katmanındaki tuz, kireç, kil gibi sularda çözünen maddeler, yağmur sularıyla toprağın alt kısımlarına taşınır. Bu nedenle A katmanının altındaki B katmanı, birikme bölümü, yani tarımın yapılmadığı yerdir.
B katmanında humus, bitki kökü ve canlı yoktur. A katmanının erozyonla yitirildiği yerlerde B katmanı ortaya çıkar. A ve B katmanı binlerce yılda ortaya çıkan esas toprağı oluşturur.
C katmanında henüz tam ayrışmamış ana malzeme bulunur. Bu katmanda kayaca ait iri parçalar bulunur. Ama canlı yoktur. Bu tabaka zamanla ayrışarak B katmanına karışır.
D katmanı da toprağın en altında kayacı oluşturur .

Toprak çeşitleri[değiştir kaynağı değiştir]

  1. ^abBAHTİYAR, funduszeue.info Metin. "Toprak"(PDF). funduszeue.info 27 Mart tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart &#;
  2. ^"Arşivlenmiş kopya". 12 Eylül tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Şubat &#;
  3. ^ab"Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu". T.C. Resmi Gazete. 20 Temmuz tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak &#;
  4. ^abAkça, Erhan; Aydın, Gönül; Bayramin, İlhami; Çullu, Mehmet Ali; Dengiz, Orhan; Dingil, Mahmut; Ekinci, Hüseyin; Gündoğan, Recep; Kapur, Selim; Kılıç, Şeref; Kurucu, Yusuf; Sarı, Mustafa; Şenol, Suat; Özcan, Hasan; Öztekin, Mehmet Eren; Demirel, Çağdaş (). T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlıgı Tarım Reformu Genel Müdürlügü Toprak Etüd Haritalama El Kitabı.&#;
  5. ^"National Systems". FAO Soils Portal. FAO. 20 Temmuz tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak &#;
  6. ^"Keys to Soil Taxonomy". USDA. 29 Eylül tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ocak &#;
  7. ^İban, Muzaffer Can; Aksu, Oktay (). "A model for big spatial rural data infrastructure in Turkey: Sensor-driven and integrative approach". Land Use Policy. Cilt&#;&#;
Wikimedia Commons'ta Toprak ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır.
kaynağı değiştir]

Normal bir toprak şu bileşenlerden oluşur[1]:

  1. %50 katı kısmı: Organik maddeler (%5), İnorganik maddeler (%45)
  2. %50 Boşluklar&#;: Hava (%25) ve su (%25)

Toprağın katı kısmını; Çakıl, kum, kil, mil ve tuz oluşturur. Bu katı maddelerin arasında kalan boşluklara da su ve hava yerleşir. Topraktaki hava miktarı suyun varlığına bağlıdır. Su oranı artıkça hava oranı azalır. Suyun işgal etmediği kısımlar normal atmosferden bileşiminden farklı hava ile doludur. Normalden daha fazla Karbondioksit ve nem, daha az oksijen bulunur.[1]

Toprağın kullanımı[değiştir

Topraklarımızdaki Tuzluluk

Glikofitler (tuza duyarlı olan bitkiler)

Glikofitler veya halofit-olmayan bir çok bitkiler sodyumlu ve tuzlu şartların stresine dayanacak niteliklere sahip değillerdir. Burada sözü edilen stres bitkinin büyüme, gelişme ve üreme gibi genetik potansiyelinin belirlediği normal şartların dışında gelişen durumlara denmektedir.

Tuzluluk ve sodyumluluk stresi konsantrasyonlar, aktiviteler ve benzer birimlerle ifade edildiği için sodyumlu yada tuzlu şartlarla stresin olmadığı şartları birbirinden kesin biçimde ayıran bir çizgi yoktur. Bunun yerine stresin olmayışı ya da çok şiddetli stres durumlarından söz edilir. Glikofitler arasında bile ne tuza dayanım ne de tuza hassasiyet arasında kesin bir ayırım yoktur.

TUZLU TOPRAKLARIN ISLAHI

  • Açık ve kapalı drenaj sistemlerinin kurulması

Tuzlu toprakların büyük çoğunluğunda taban suyu oldukça yüksektir. Uygun yerlere açılacak açık veya kapalı drenaj kanalları taban suyunun kritik derinliğin altına düşmesini sağlayabilir.

Sulama suyundan ppm değerinden fazla tuz bulunmamalıdır. Bu değerin üzerindeki tuz konsantrasyonları toprak yüzeyinde veya içinde buharlaşmanın etkisiyle tuz birikmesine sebep olabilir. Tuzlu topraklar için en uygun sulama zamanı buharlaşmanın en az olduğu gece saatleri ve en uygun sulama yöntemi de damla sulama yöntemidir. Su idaresi ile ilgili bir başka ıslah çalışması, tuzlu su içeren drenaj ve sulama kanallarındaki sızmaların engellenmesidir. Böylece kanal çevresindeki tuz birikmesi önlenebilir.

Tuzlu topraklar, ppm değerinden daha az tuz içeriğine sahip olan sulama suyuyla her yetiştirme sezonu öncesi funduszeue.info-1 su ilave etmek suretiyle yıkanabilir. Burada dikkat edilmesi gereken konu, tuz içeriği ppm olan bir sulama suyuyla sulama yapılsa dahi funduszeue.info-1 su uygulamasıyla toplam funduszeue.info-1 tuz ilave edilmektedir. Diğer önemli bir konu ise, yıkama işleminin uygulanabilmesi için çok iyi bir drenaj sisteminin mevcut olması gerekir.

TUZLU TOPRAKLARIN YÖNETİMİ

Tuzlu toprakların yönetiminde temel unsur drenajın sağlanmasıdır. Yüksek taban suyu bitki kök bölgesinin suyla kaplı olması demektir. Bu durum bitkilerin sağlıklı bir şekilde büyümesine engel olur.

  • Mevcut tuzun periyodik süzümü

Bu yöntemin uygulanmasıyla topraktaki tuz içeriği düşürülerek bitkilerin istediği yetişme ortamı temin edilebilir.

  • Tuza dayanıklı bitkiler yetiştirilmesi

Tuzlu toprakların kullanımında en ekonomik ve yaygın yöntem tuza dayanıklı bitkilerin yetiştirilmesidir. Toprağın tuz konsantrasyonu tespit edilerek ona uygun bitkiler yetiştirilmelidir.

  • Düşük tuz içerikli su kullanımı

Düşük tuz içerikli su kullanımı toprağın ıslahına yardım edeceği gibi bitkilerin suyu daha kolay almasını da sağlar. Bu da bitki besin elementlerinin bitkiye daha kolay geçmesi ve bitkilerin sağlıklı bir şekilde beslenmesi demektir.

Özellikle karık sisteminde tuz birikimi karıkların tepelerinde daha fazla olur. Bu sebeple bitkiler karıkların yan yüzeylerine dikilmelidirler.

Türkiye'nin tuzluluk haritası
Türkiye Geliştirilmiş Toprak Haritası etütlerinde kullanılan tuzluluk ve sodyumluluk kriterlerine göre Türkiye’de ha alanda tuzluluk ve sodiklik sorunu bulunmaktadır.

Bu miktarın %41’i hafif tuzlu, %33’ü tuzlu, %0,5’i alkali, %8’i hafif tuzlu-alkali ve %’i tuzlu-alkali özelliktedir. Tuzlu araziler ülkemiz yüz ölçümünün %2’sine, toplam işlenen tarım arazilerinin % ’ine eşdeğer büyüklüktedir. Toplam tuzlu alanların %74’ü tuzlu, %’i tuzlu-alkali ve %’i alkali (sodyumlu) topraklardan oluşmaktadır.

Tuzlu toprak alanlarımız

Türkiye’de tuzdan etkilenmiş alanlar yaygın olarak Konya-Ereğli, Aksaray, Malya, Erzurum, Erzincan, Çukurova, Iğdır, Menemen, Bafra, Söke, Acıpayam ve Salihli, Harran, Amik, Reyhanlı ovalarında yer almaktadır.

TOPRAKSU genel müdürlüğü mevcut iken Türkiye’nin araştırma seviyesinde toprak etütleri yapılmış, tuzluluktan etkilenen alanlar bu verilere göre haritalanmış ve sınıflandırılmıştır. Yaklaşık 40 yıldan bu yana ülkenin tuzdan etkilenen alanlarının önemli bir bölümü yeniden incelenip haritalanamamıştır.

Ayrıca birçok proje ile ülkenin farklı bölgelerindeki ovaların tuzluluk haritaları yapılmış ve tuzluluk durumları güncellenmiştir. Tüm bunlar yanında henüz ülkesel düzeyde detaylı toprak haritası gibi güncel bir tuzluluk haritasının bulunmayışı, tarımsal üretim ve ürün deseni planlamalarında sorunlara neden olmakta ve bu nedenle miktar ve ekonomik seviyesi bilinmeyen ürün kayıpları meydana gelebilmektedir. Sulama alanlarındaki genişleme de tuzluluk değişiminde artış ve azalışlara neden olabilmektedir.

Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün il arazi varlığı raporlarına göre ’li yıllarda yapılan değerlendirmeler çerçevesinde, arazilerin kullanma şekilleri itibariyle Türkiye’de kuru tarım alanlarının hektarında, sulu tarım alanlarının hektarında, bağ-bahçe alanlarının hektarında, çayır-mera kullanım alanlarının hektarında, Orman-funda alanlarının hektarında çoraklık sorununun bulunduğu tespit edilmiştir.

Türkiye Geliştirilmiş Toprak Haritası etütlerinden sonra geçen yaklaşık 20 yıllık süreçte tarla içi geliştirme hizmetleri, yapılan yatırımlar ve çiftçi uygulamalarıyla toprak özelliklerinde ve arazi kullanma şekillerinde önemli değişmeler olmuştur. Köy Hizmetleri Kırşehir Malya Tarım İşletmesi arazisi ve çevresinde yılında yapılan bir araştırmada çiftlik arazilerinin hektarının tuzlu-alkali özellikte olduğu belirlenmiştir. DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılan bir çalışmada bu alanın hektara ulaştığı bildirilmiştir. yılında yapılan diğer bir çalışmada ise bu alandaki tuzluluğun % 33 arttığı haritalanmıştır.

Çukurova, Gediz ve Konya Ovaları sulamaya açıldıktan sonra drenaj sorunları ile birlikte tuzluluk ve alkalilik sorunlarının ortaya çıktığı bilinmektedir. Konya kapalı havzasının toplam yüz ölçümü hektar olup, havza topraklarının hektarında tuzluluk ve sodyumluluk, hektarında ise drenaj problemi mevcut olduğu bildirilmiştir. Aşağı Seyhan Ovası (ASO), batıda Berdan Nehri, güneyde Akdeniz ve doğuda ise Ceyhan Nehirleri ile çevrelenmekte ve ha genişliğe sahiptir. Drenajı bozuk olan bu alanlarda hektarında tuzluluk sorununun bulunduğu ifade edilmiştir. Akdeniz Bölgesi’nde tuzluluğu yüksek olan araziler ha’dır. yılında Çukurova’da yapılan bir çalışmada Çukurova’nın %’una karşılık gelen hektarlık alanda değişen düzeylerde tuzdan etkilenmiş alan bulunduğu belirlenmiştir.

Harran Ovası’nda sulama sonrası oluşan yüksek taban suyu nedeniyle yıllar itibariyle artış gösteren tuzlulaşma problemi hem alansal hemde şiddet olarak artmış, bitkisel üretimi tehdit eder duruma gelmiştir. Ovanın güneyinde başlayan tuzlulaşma kuzeye doğru yayılarak artmaktadır. Ovanın yaklaşık hektarında yüksek taban suyunun marasında olması, gelecekte tuzluluktan etkilenecek alanların artacağını göstermektedir. Taban suyu seviyesi ve taban suyunun tuz içeriğine bağlı olarak özellikle ovanın güneyinden başlayan Tuzluluk verilerinin Coğrafi Bilgi Sistemi ortamında analiz edilmesi sonucunda, yılında toplam ha olan tuzlu alanlar, 10 yıl içinde yaklaşık %55 artarak yılında hektara ulaştığı belirlenmiştir. Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından Harran Ovası’nda yılında başlatılan drenaj altyapı çalışmalarından sonra tuzdan etkilenen alanlarda önemli bir azalma meydana gelmiş, ancak yeni haritalama yapılmadığından net alan bilinmemektedir.

Hatay Amik Ovasında yılında yapılan bir çalışmada; tuz içerikleri Haziran döneminde % %, Ekim döneminde ise % % arasında değişmiştir. Çalışmada toprakların yaklaşık %35’inin tuzsuz olduğu belirlenmiştir. Yine aynı çalışmada, örnekleme yapılan noktaların hemen tamamının cm derinliklerinde tuzluluk sorunu olmadığı ve her iki dönemde de tuzluluğun yüzeyden itibaren derinlikle birlikte arttığı belirlenmiştir. Tuzun profilde derinlikle birlikte artması, büyük olasılıkla, çalışma alanında yıllık yağışın yüksek olması ve ayrıca, yaz döneminde yoğun sulama yapılmasından kaynaklanmaktadır. Diğer bir deyişle; yıllık yağışın önemli bir bölümünün düştüğü kış ve ilkbaharda yağmur suları tuzları profilde belirli bir derinliğe kadar yıkamaktadır. Yazın ise yoğun sulama uygulamaları nedeniyle,tuzlar kapillarite ile alt katmanlardan yukarıya kadar çıkamamaktadır. Ayrıca aynı çalışmada toprakların ESP’lerinin Eylül döneminde % ile %, Ekim döneminde ise % ile % arasında değiştiği belirlenmiştir. Amik Ovası’nın güney kısmında daha önce yapılan bir çalışmada da benzer sonuçlar bulunmuştur.

Amik Ovası’nda yapılan başka bir çalışmada, toprakların tuz içeriklerinin – dS/m, toplam çözünebilir tuz içeriklerinin % ile %, ESP değerleri ise arasında değiştiği saptanmıştır.

Hatay Amik Ovası ile ilgili olarak yukarıda belirtilen çalışmalar; ovada alkalilik sorununun olmadığını göstermektedir. Diğer bir deyişle; çalışmaların tamamında ESP değerlerinin %15’ den küçük olduğu görülmüştür. Tuz içeriği yüksek olan topraklarda alkalilik sorununun olmaması, büyük olasılıkla, toprakların değişebilir sodyum değerlerinin küçük, KDK’larının ise yüksek olmasından kaynaklanmaktadır.

Amik ovası

Amik Ovası’nda tuzlulaşmanın en önemli nedeni eski Amik Gölü’nün yılında kurutulmasıdır. Amik Gölü, o zamanlar ovada yoğun olarak bulunan anofel sineğinin yarattığı sıtma hastalığını yok etmek, Amik Ovası’ndaki arazileri taşkından korumak ve tarım arazisi kazanma amaçları ile kurutulmuştur. Ancak sadece sıtma hastalığının yok edilmesinde başarılı olunmuştur. Kurutma sonrası arazi miktarında bir artış olmasına rağmen, diğer faktörlerin yanı sıra toprakların tuzlanması nedeniyle her yıl verimin azalmasına neden olmuştur. Amik Ovası’nda yeraltı ve yer üstü su kaynaklarında yapılan bir çalışmada; Kuyu sularının EC’lerinin dS/m, drenaj sularının EC’lerinin ise dS/m arasında değiştiği ve en yüksek EC değerlerinineski Amik göl aynasında olduğu belirtilmiştir. Amik Gölü kurutulduktan sonra, ovanın en büyük yer üstü su kaynağı olan Asi Nehri’nin debisi özellikle yaz aylarında çok azalmakta ve hatta bazı yıllarda sıfıra düşmektedir. Bu nedenle de çiftçiler kuyu sularını ve hatta drenaj sularını sulama amaçlı kullanmaktadırlar. Bu durum da ovada tuzluluğun sürekli artmasına neden olmaktadır.

Hatay Amik Ovası’nda en son yapılan detaylı toprak etüt çalışması sonucunda ha alanın hafif tuzlu, ha alanın orta ve ha alanın şiddetli olmak üzere toplam hektar alanın tuzluluktan etkilendiği haritalanmıştır. Ayrıca Reyhanlı Ovası’nda da tuzlulaşma probleminin başladığı bildirilmiştir.

Aydın Nazilli Ovası’nda yapılan arazi çalışmasında hektarlık alanın farklı şiddetteki tuzluluktan etkilendikleri ve toprakların çoğunluğunun tuzlu-alkali seviyede olduğu saptanmıştır.

Yukarı Büyük Menderes Havzası’nda yer alan ve nehrin sağ sahilinde bulunan Çivril Ovası toplam hektarlık alana sahiptir. Alüviyal kökenli topraklara sahip olan ovada yapılan çalışmada hektarlık alanın tuzluluk sorunundan etkilendiği bildirilmiştir. Bu arazilerin hektarında tuzluluk ve alkalilik, 21 hektarında sadece tuzluluk ve hektarında alkalilik sorunu tespit edilmiştir.

Bafra Ovası’nda Ağustos döneminde cm toprak derinliğindeki tuz dağılımı incelendiğinde hektarlık alanda toprak EC’sinin dS/m arasında olduğu, dS/m arasındaki değere sahip alanların ha ve dS/m arasındaki değere sahip alanların ise ha olduğu tespit edilmiştir. cm toprak derinliğindeki tuz dağılımını gösteren haritanın incelenmesinden dS/m arasında değere sahip alanların toplamı ha, dS/m arasında değere sahip alanların toplamı ha, dS/m arasında değere sahip alanların toplamı ha ve dS/m arasında değere sahip alanların toplamının ise 28 hektar olduğu vurgulanmıştır. Yapılan çalışma sonucunda sulama sezonu sonu olan Ağustos dönemi için toprakların %30’unun tuzsuz, %53 ünün hafif tuzlu, %16 sinin tuzlu ve %1’ninde aşırı tuzlu olduğu tespit edilmiştir. Hafif tuzlu ve tuzlu alanların fazla olması ovada yetiştirilen bitki çeşitliliğini ve bitki verimini etkilemektedir. Mart döneminde alınan veriler incelendiğinde sonbahar ve kış döneminde meydana gelen yağışlar ile ova topraklarında bulunan tuzun büyük ölçüde yıkandığı görülmektedir. Özellikle toprak tuzluluğunun yüksek olduğu 2 m kodu ve altındaki alanlarda tuzluluk düzeyinin normale inmiş, hatta tuzsuz toprak sınıfına girmiş olduğu gözlemlenmiştir. Mart dönemine ait toprakların %82’si tuzsuz, %16’sı hafif tuzlu ve %2’sinin ise tuzlu olduğu tespit edilmiştir.

Iğdır Ovası’nda yapılan haritalama çalışmasında yaklaşık km2’lik alana sahip olan ovanın %36’lık Böl.nün tuzluluktan etkilendiğini rapor edilmiştir. Alınan toprak örneklerinin çoğunluğunun tuzlu-alkali özellikte olduğu belirlenmiştir.

Erzurum’un Dumlu yöresinde yer alan yaklaşık ha ova arazisi çoraklık nedeniyle yeterince değerlendirilemediği yapılan bir çalışma ile vurgulanmıştır.

Erzincan Ovası’nda yapılan çalışmada ovanın merkezi kısmında bulunan ve yaklaşık ha olan alüviyal kökenli alandaki toprak örneklemesinde elde edilen analiz sonuçlarına göre toprakların tuzlu alkali karakterde olduğu tespit edilmiştir.

Sonuç Olarak;

Türkiye’de tarım yapılan ve yapılmayan alanların önemli bir kısmı tuzluluk etkisinde kalmaktadır. Türkiye’de sulamaya uygun olan 12,5 milyon hektarlık arazinin, il toprak kaynakları envanterine göre, yaklaşık milyon hektarında tuzluluk ve alkalilik, 2,8 milyon hektarında ise drenaj sorunu bulunmaktadır. Bu durum, Türkiye’de sulamaya uygun arazilerin yaklaşık %’inde tuzluluk, alkalilik ve drenaj sorunları olduğunu göstermektedir.

Bitki çeşidine göre verim kayıplarına neden olan toprak tuzluluğu, taban suyu seviyesindeki değişim ve yapılan kültürel uygulamalara göre yıllar içinde değişim gösterebilmektedir. Bazen yıl içerisinde bile toprak profilinin farklı yerlerine tuz hareketi artma ve azalma gösterebilmektedir.

yılları arası ha, yıllarda hektar olduğu bildirilen tuzdan etkilenen alanlardan sonra ülke genelinde bir çalışma yapılmamış veya bazı ovalarda araştırmalarla yapılmış ise de ülkesel boyutta eski bilgilerle ilişkilendirilerek yayınlanmamıştır. Toprak tuzluluğundaki bu değişim bitki çeşidine göre verimi farklı şekillerde etkilemektedir. Bu nedenle toprak tuzluluğunun alansal ve bitki kök bölgesi boyunca meydana gelen değişimini doğru olarak belirlemek, ürün deseni seçimi ve iyileştirme çalışmaları için gerekli verilerdir.

Tarımsal sulama alanları her yıl artan Türkiye’de toprak tuzlulaşması nedeniyle oluşan tarımsal kaybın belirlenebilmesi için tuzdan etkilenen alanların düzey ve yayılım alanlarının ulusal tarım politikası ve ekonomisi için yüksek duyarlılıkla saptanması gerekmektedir.

Ülke düzeyinde toprak kaynaklarının tuzluluk seviyelerinin belirlenmesi için yeni haritalamaların yapılması ürün deseni seçimi ve ıslah çalışmalarına yön verilmesi açısından gerekmektedir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası