samet isminin anlamı / Rusça İsimler ve Anlamları - Secdem / Bir Dünya İçerik

Samet Isminin Anlamı

samet isminin anlamı

Немного о нас

dinimizde uykusuzluk İhlas Suresi, Kuran-ı Kerimin en önemli surelerinden biridir ve tevhid inancını vurgular. Özellikle namazlarda sıkça okunur ve insanlara manevi huzur ve sükunet sağlar. Sadece dört ayetten oluşmasına rağmen, İhlas Suresinin içerdiği mesajlar oldukça güçlüdür. İhlas Suresinin Türkçe anlamı, Arapça yazılışı, fazileti ve Diyanet meali gibi konular, insanların. ayyildiz dokuma kumaş En güzel sözler, Aşk sözleri, Ünlü sözleri, kitap alıntıları, aforizmalar, Film replikleri L: En yetenekli kişilikler arasındadır. Sanatsal yönleri oldukça fazladır. Bir çok alanda yetenek sahibi oldukları gibi yeteneklerini sergilemektende çekinmezler. Samuel isminin Numerolojisi Kaçtır. Samuel adının numerolojisine bakıyorsunuz. Samuel ismi 6 harften oluşmaktadır ve numeroloji sonuçları S: 22 A: 1 M: 16 U: 25 E: 6 L: 15 85 Samet İsminin TDK Sözlük Anlamı Ne Demek. Samet erkek çocuklar için değerlendirilen en güzel isimlerden biridir. Özellikle son dönemlerde yeniden oldukça ilgi çektiğini ve internetten araştırıldığını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, beraberindeki Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile deprem bölgesine giderek incelemelerde bulundu. Sürprizler açıklanırsa ne anlamı kalır sürpriz olmasının: Moved Permanently. The document has been permanently moved. Türkçe Japonca çeviri: samet ne demek, samet anlamı samet Japonca サメット Çevirmek istediğiniz metni girin: karakter kaldı samet Kaynak Dil: Türkçe haydar bey mahallesi31 gram altın ne kadar Aldığın nefes ciğerini acıttığı zaman konuşalım, şimdi yaran yarama denk değil-Rahmân ve Rahîm olan Allahın adıyla. 1-De ki: O Allah birdir. 2-Allah samed her şey Ona muhtaç, O kimseye muhtaç değildir. 3-O doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. 4-Ve hiçbir şey Onun dengi değildir. İhlâs Suresi Tefsiri Hakkında Mekke döneminde inmiştir. 4 âyettir. İhlâs, samimi olmak, dine içtenlikle bağlanmak demektir. Sevgililerguenue for Twitter hashtag-Twstalker. Gülüm benim, Açtığın gün son baharın son günleriydi, soğuk, kar, kiş demden dayandınDayan, dayan, dayan. Hele çok yaşarız beraber. Ama sonunda hepimiz biteceğiz aşkim. akalı run Yaşadığımız ev ne kadar güvenli. Deprem sonrası bina analizi yaptıranların sayısı arttı. Çatlaklar ne anlama geliyor. Hangi çatlak türü daha çok tehlikeli. Akıllardaki soruların. İhlâs Suresindeki Es-Samed Anlamı. İhlâs Suresindeki ikinci ayette geçen Allâhüssamed ayetinde Cenab-ı Allahın Samed ismi ifade edilmektedir. Türkçe Anlamı ups kargo trabzon Samet Çevirmek istediğiniz metni girin: karakter kaldı サメット Kaynak Dil: Japonca Türkçe: Hedef Dil İçindekiler サメット samet samet サメット Son çeviriler Samet İsminin Anlamı. Samet 1. Çok yüksek, ulu 2. Kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmayan anlamında Allah adı. Anlamlarına gelmektedir. Kökeni: Arapça. Semi ismi.
О РАБОТЕ СЕРВИСА В НОВОГОДНИЕ ДНИ!

14 Августа
ВАЖНО!!! Не смогли до нас дозвониться?

01 Июля
Изменение графика работы сервиса в июле

Читать все новости

Sadece kendi dil ve kültürü gibi, Rusya isimler de benzersiz ve çekici olarak kulağa yansıyor. Bu nedenle siz değerli takipçilerimiz için hem Rus kız isimleri ile Rusça erkek isimleri derledik. İşte birbirinden değişik ve güzel Rusya bayan isimleri

Agafya → yüce bir aşk
Aglaya → muhteşem tantanalı
Agnessa, → kuzu saf
Agrafena anne
Aksana zafer Tanrıya
Aksinya misafirperver
Akulina kartal
Alyona meşale
Annick zarif
Anouschka
Anouska zarif
Antonina çiçek
Anushka zarif
Anya zarif
Apollinariya zonnegodes
Arina huzurlu
Arisha huzurlu
Asya dirilişi
Avdotya münasip
Ayn zarif
Bogdana hediye Tanrı
Boleslava büyük zafer
Ctekosa yusufçuk
Cyzarine kraliyet
Darya iyi servet
Dünya münasip
Dunyasha münasip
Elizaveta Tanrı&#;ya adanmış
Eveshka Pussy
Evgeniya asil
Evokiya münasip
Evpraksiya iyi egzersiz
Fayina ücretsiz
Fedora →  hediye
Gala sakin
Galina sakin
Galya sakin
Gasha iyi
Havily Tanrı tarzı
Inoeska esirgeyendir
Iva Tanrı mutabakat olduğunu
Ivanna Tanrı mutabakat olduğunu
Yekaterina saf
Jelena ışığı parlayan
Katinka kutsal, saf mübarek
Katya kutsal, saf mübarek
Kira Güneş
Kisa kitty
Kiska saf
Klava kuzu
Klavdiya kuzu
Kseniya misafirperver
Leena yaktı
Leicester Lesta
Lida herkes tarafından çok sevilen bir şarkıcıdır
Lizaveta Tanrı&#;ya adanmış
Lyuba Aşk
Lyubov aşk
Lyudmila →  liyakat, stil
Mascha Bitter üzgün, Deniz
Matryona anne bayan
Mikhaila Tanrı gibi olduğunu
Miroslava liyakat, zafer
Mischa Allah&#;a nasıl bir şey?
Nadenka umut
Nadie umut
Nadya umut
Nastasia dirilişi
Nastya dirilişi
Natasha gün Noel
Natashenka gün Noel
Ninel Lenin geriye
Noris Şanlı savaş
Oksana zafer Tanrı olmak
Olya zengin, mübarek
Onarada o mutlu
Onarida o mutlu
Orina huzurlu
Orlenda kartal
Oxana misafirperver
Pelageyadeniz
Polina zonnegodes
Raisa Gül
Raya rahat
Rhaion rahat
Roksana sabah
Serafima ateşli
Sezja koruyucusu
Sofiya noktası
Stasia dirilişi
Stasya dirilişi
Ustinya adalet, adalet
Valeriya gücü, cesareti
Vania Tanrı `hediye
Varya egzotik, gizemli, yabancı
Vasilisa Royal
Vera gerçeği
Veronika galip
Yalena ışık
Yaromira kaynak, liyakat
Yaroslava zafer ya da kaynak
Yasha oturan, ajan
Yelena meşale
Yeliz Tanrı&#;ya adanmış
Yevgeniya soyluluk
Yulia aşağı
Yuliana aşağı
Zhenyaasil
Zilya meleği
ZeusZina
Zoya hayat

Bayan İsimleri    Okunuşu
Александра → Aleksandra

Алла → Alla

Анастасия → Anastasia

Анна → Anna

Антонина → Antonina

Анфиса → Anfisa

Валентина → Valentina

Варвара → Varvara

Василиса → Vasilisa

Вера → Vera

Виктория → Viktoriya

Галина → Galina

Глафира → Glafira

Дарья → Darya

Евгения → Yevgeniya

Екатерина → Yekaterina

Елена → Yelena

Елизавета → Yelizeveta

Зинаида → Zinayda

Зоя → Zaya

Инна → İnna

Ирина → İrina

Кира → Kira

Клавдия → Klavdia

Ксения → Ksenia

Лариса → Larisa

Лидия → Lidia

Любовь → Lyubof

Людмила → Lyudmila

Маргарита → Margarita

Марина → Marina

Мария → Mariya

Марфа → Marfa

Надежда → Nadejda

Наталия → Natalia

Нина → Nina

Оксана → Aksana

Ольга → Olga

Полина → Palina

Раиса → Raisa

Римма → Rimma

Руфина → Rufina

Светлана → Svetlana

Серафима → Serafima

София → Safia

Таисия → Taisia

Тамара → Tamara

Татьяна → Tatiana

Ульяна → Ulyana

Фаина → Faina

Юлия → Yulia

Erkek İsimleri        Okunuşu

Александр &#;        Aleksandr

Алексей &#;            Aleksey

Анатолий &#;          Anatoliy

Андрей &#;             Andrey

Антон &#;               Anton

Аркадий &#;           Arkadiy

Борис &#;               Baris

Вадим &#;              Vadim

Валентин &#;        Valentin

Валерий &#;          Valeriy

Василий &#;          Vasiliy

Виктор &#;            Viktor

Виталий &#;          Vitaliy

Владимир &#;       Vladimir

Вячеслав &#;       Vyaçeslav

Геннадий &#;       Gennadin

Георгий &#;         Georgiy

Глеб &#;              Gleb

Григорий &#;      Grigoriy

Данила &#;         Dalina

Дмитрий &#;       Dimitriy

Евгений &#;        Yevgeniy

Егор &#;             Yegor

Ефим &#;           Yefim

Захар &#;          Zahar

Иван &#;           İvan

Игорь &#;         İgır

Илья &#;          İlya

Кирилл &#;       Krill

Константин &#;  Kanstantin

Лев &#;              Lev

Леонид &#;        Leonid

Максим &#;        maksim

Матвей &#;        Matvey

Михаил &#;        Mihail

Никита &#;        Nikita

Николай &#;      Nikalay

Олег &#;           Alek

Павел &#;         Pavel

Петр &#;           Pötr

Платон &#;      Platon

Прохор &#;      Prahor

Роман &#;        Raman

Руслан &#;       Ruslan

Савва &#;         Savva

Сергей &#;       Sergey

Станислав &#; Stanislav

Степан &#;       Stepan

Степан &#;       Stepan

Тимофей &#;    Timafey

Тихон &#;         Tihon

Федор &#;        Fyodır

Юрий &#;         Yuriy

Яков &#;          Yakıf

Ярослав &#;    Yaraslav

Secdem

ГРУППА СТРАТЕГИЧЕСКОГО ВИДЕНИЯ «РОССИЯ — ИСЛАМСКИЙ МИР» Сборник материалов международного круглого стола «Диалог культур — наследие Ч. Т. Айтматова» (Стамбул, ) “Kültürler Diyaloğu: C. T. Aytmatov’un Mirası” Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı Konuşma Metinleri (İstanbul, ) УДК +82() ББК +(5Кир) С23 Книга подготовлена под эгидой Группы стратегического видения «Россия – Исламский мир» С23 Сборник материалов международного круглого стола «Диалог культур — наследие Ч.Т. Айтматова» (г. Стамбул, )  /  Группа стратегического видения «Россия — Исламский мир». — М.: ООО «Издательство МБА»,  —  с. “Kültürler Diyaloğu: C. T. Aytmatov’un Mirası” Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı Konuşma Metinleri (İstanbul, ) / “Rusya — İslam Dünyası” Stratejik Vizyon Grubu. Moskova: MBA Publishers, s. ISBN Сборник статей, подготовленный под эгидой Группы стратегическо- го видения «Россия–Исламский мир», включает в себя выступления участников международного круглого стола «Диалог культур — насле- дие Ч.Т. Айтматова», который прошел в Стамбуле в марте года и приуроченного к летию писателя. Сборник предназначен для специалистов по международным отно- шения, историков, дипломатов, а также для тех, кто заинтересован в творчестве Ч.Т. Айтматова и проблематике партнерства цивилизаций. “Rusya–İslam Dünyası” Stratejik Vizyon Grubu’nun himayesinde hazırlanan derleme, Mart ’de İstanbul’da “Kültürler Diyaloğu: C.T. Aytmatov’un Mirası” adı altında düzenlenen ve yazarın doğum yıldönümüne adanan uluslararası yuvarlak masa toplantısında yapılan konuşmaların metinlerini içermektedir. Derleme, uluslararası ilişkiler uzmanlarına, tarihçilere, diplomatlara, ayrıca C.T. Aytmatov’un eserleriyle ve uygarlıklar arası işbirliğiyle ilgilenen herkese yöneliktir. УДК +82() ББК +(5Кир) © Группа стратегического видения ISBN «Россия — Исламский мир», Сборник материалов международного круглого стола «Диалог культур —наследие Ч.Т. Айтматова» Риторическое начало в прозе Чингиза Айт­матова Мухаммед Энес Кала, доктор наук, доцент отделения философии Факультета наук о человеке и обществе Анкарского университета имени Баязида Йылдырыма (Тур- ция) Эристика, диалектика, риторика, софистика и поэзия представляют собой пять видов искусств1. Риторика, распо- лагающаяся в центре этой системы, равноудалённая от ве- роятного и достоверного, кажется нам нейтральной с точки зрения практического использования. Искусство риторики опирается и на последние две в нашем ряду дисциплины, особенно софистику, и на первые две, то есть эристику и ди- алектику. Однако выстраивание и оценка понятийных ос- нов — это тема для отдельного исследования. Мы же в своём выступлении, отталкиваясь от аристотелевского видения ри- торики, рассмотрим риторическое начало в творчестве Чин- гиза Айт­матова. Аристотель в труде «Риторика», рассуждая о способах убеждения, поднимает вопрос о месте риторики — одного из пяти видов искусств2. Древнегреческий философ определяет риторику как способность использовать имеющиеся способы уверения относительно каждого данного предмета и называ- ет её искусством убеждения человека. Аристотель в том же 1 İbrahim Emiroğlu, Klasik Mantığa Giriş, Elis Yay., Ankara, , ss.  –  2 Aristoteles, Retorik, çev. Mehmet H. Doğan, YKY, İstanbul, , s.  85 “Kültürler Diyaloğu: C. T. Aytmatov’un Mirası” Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı Konuşma Metinleri труде высказывает важные замечания относительно трёх основных элементов процесса общения: источника, канала и цели. По его мнению, правильное определение данных со- ставляющих будет в значительной степени способствовать качественному и направленному на убеждение общению. Аристотель считает, что риторика, под которой понимается искусство убеждающей, действенной и красивой речи, имеет сводообразующее значение для процесса общения. Чингиз Айт­матов — выдающийся писатель, родившийся в Киргизии и проживший большую часть жизни в СССР. В сво- ём творчестве он не только описывал жизнь советского обще- ства, но пытался понять человека и рассказать о нём чита- телю. Айт­матов, сказитель-манасчи нашего времени, считал самым главным в жизни «быть и оставаться человеком». В его произведениях успешно слиты такие элементы, как сюжет, талантливое слово, замысел, стиль, идеи и яркое описание природы. Видимо, поэтому его творения с большой любовью читают во всём мире. Все мужчины влюблены в его Джамилю, все бы хотели оседлать иноходца Гульсары, и каждый ребёнок путешествовал бы по морским далям вместе с героем «Белого парохода»3. Разумеется, в нашем выступлении мы не сможем подвергнуть всестороннему анализу все книги Айт­матова. Нашей задачей является исследование риторического нача- ла в некоторых произведениях писателя в свете таких кате- горий, как логос, этос и пафос. Но прежде я считаю необходи- мым изложить теоретические основы риторики Аристотеля, на которые мы будем опираться. 3 Mayramgül Dıykanbayeva, «Hatıralar Işığında Cengiz Aytmatov ve Eserleri», Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 4/1 s.  86 Сборник материалов международного круглого стола «Диалог культур —наследие Ч.Т. Айтматова» Типы воздействия на аудиторию в риторике Аристотеля: логос, этос и пафос4 Аристотель, который считал риторику самым эффектив- ным из всех имеющихся способов убеждения, выделял три типа аргументов: логос, этос и пафос. Древнегреческий мыс- литель, называя первым из трёх аргументов этос, указывает на важность убедительности оратора5 . Убедительности гово- рящему в глазах собеседника придаёт осведомлённость ора- тора в предмете, а также его добродетельный характер. По мнению Аристотеля, добродетельный нрав даже более значим для убеждения. «Обычно, о чём бы ни шла речь, мы больше и легче доверяем хорошим людям»6. Римский ритор Квинти- лиан (30 –  г. до н. э.) придерживался той же точки зрения: «Риторика — это искусство хорошо говорить, она затрагивает и все способности говорения, и этичность оратора, потому что невозможно говорить хорошо, не обладая добрым нравом»7. Этос, особенно когда речь идёт о письме, опосредованно или напрямую может фокусироваться на общей человеческой морали. Речь заходит об этосе, если письменное обращение апеллирует к системе ценностей, касающихся человеческих качеств, если оно рассказывает читателям, как оставаться человеком. Однако добродетелей оратора и отсылке к систе- ме ценностей недостаточно, чтобы окончательно убедить со- беседника в чём-либо. Если человек не знает вещей, о кото- рых говорит или пишет, или тема его обращения не обладает внутренним единством, он не сможет донести до собеседника свою мысль и убедить его в чём-либо, только обладая положи- тельными чертами характера или искренно руководствуясь принципами добра и совести. 4 Ayrıntılar için bkz. Muhammet Enes Kala, «Aristoteles’in Retorik Eserine Özel Referansla Duyguları Tanımanın Ahlak Eğitimine Katkıları» Felsefe, Edebiyat ve Değer Sempozyumu Bildirileri, Kahramanmaraş, 5 Ramage, John D. and John C. Bean, Writing Arguments, Allyn & Bacon, , ss. 81 –  6 Aristoteles, Retorik, s.  7 Michel Meyer, Retorik, çev. İsmail Yerguz, Dost Kitabevi, Ankara, , s.  87 “Kültürler Diyaloğu: C. T. Aytmatov’un Mirası” Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı Konuşma Metinleri Аристотель, исходя из того, что одного этоса для убеждения недостаточно, переходит ко второму способу убеждения — ло- госу, то есть к способности говорящего или пишущего исполь- зовать логическую аргументацию и к важности внутренне- го единства передаваемого сообщения. Оратор обязан очень хорошо изучить ту тему, на которую собирается говорить с собеседником, а затем должен суметь донести своё посла- ние, предъявляя подходящие, убедительные доказательства. Логос в данном контексте связан со смыслом послания, его внутренними и внешними критериями. Он подчиняет орато- ра и собеседника своим правилам (логическая, фактическая, метафизическая и др. достоверность)8 и, давая возможность собеседнику оценить всеобъемлющую связь между вопросом и ответом, образует общий язык. Аристотель отмечает, что помимо этоса и логоса, для пол- ного убеждения необходим ещё один класс аргументов — па- фос, связанный с духовным состоянием слушателя и эмоцио- нальностью, содержащейся в послании. Согласно Аристотелю, если речь обладает силой для пробуждения в человеке тре- буемых чувств, убеждение может исходить непосредственно и от собеседника. Древнегреческий мыслитель считает, что наши суждения будут отличаться в зависимости от того, вос- принимаем ли мы оратора как друга или врага9. В риторике логос и этос — сферы, которые может контро- лировать оратор, что же касается пафоса, здесь частично кон- троль принадлежит собеседнику. Чтобы усилить эффект вы- ступления, помимо усиления эмоциональной составляющей речи и контролирования чувств собеседника, оратору потре- буется понравиться собеседнику и изучить его духовный мир. «Когда человек относится к другому с любовью, он не видит разницы между качествами человека, которого он любит, и положительными мыслями о нём» 8 A.g.e., s.  9 Aristoteles, Retorik, s.  10 Meyer, a.g.e., ss. 28 –  88 Сборник материалов международного круглого стола «Диалог культур —наследие Ч.Т. Айтматова» Платон также говорит о том, что оратор должен узнать со- беседника, чтобы добиться более эффективного воздействия своей речи. Древнегреческий философ в книге «Федр», со- зданной им после труда «Горгий», отмечает, что в основе ри- торики лежат знание и умение, подчёркивает её отличие от риторики софистов, которая имеет целью вводить народ в за- блуждение, выдавая малое за большое, ошибочное за верное. Платон убеждён, что оратор, обладающий добродетелями и не сомневающийся в правильности своего послания, чтобы донести его до собеседника и вызвать перемены в его душев- ном состоянии, должен очень хорошо знать духовный мир человека, к которому он намерен обратиться. «Если главная задача слова состоит в управлении духом, то, чтобы стать хо- рошим оратором, нужно знать, сколько разновидностей духа существует» Имеется два способа хорошо узнать своего собе- седника: частичный и целостный. Частичный метод предпо- лагает, что оратор знает состояние, уровень подготовки, инте- рес к заданной теме и цели той публики, к которой намерен обратиться. Целостный метод подразумевает знание на выс- шем уровне общей природы человека. Айт­матов, по нашему мнению, прибегает к целостному методу, на уровне пафоса концентрируется на человеке, обращается к его природе, тем самым воздействуя на чувства людей. Современный человек стоит перед онтологической дилеммой, и в его власти сделать лучший выбор. По мнению Айт­матова, «сегодня каждый из нас столкнулся с тем, что он вынужден быть либо роботом, либо человеком» Отталкиваясь от той теоретической схемы, которую мы представили, обратимся к исследованию ритори- ческого начала в творчестве Айт­матова на примере несколь- ких произведений. 11 Platon, Phaidros, çev. Hamdi Akverdi, Maarif Matbaası, İstanbul, , s.  12 Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatı, C. 5, Türk Edebiyatı Vakfı Yay., İstanbul, , s.  89 “Kültürler Diyaloğu: C. T. Aytmatov’un Mirası” Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı Konuşma Metinleri Риторическое начало в прозе Айт­матова —  сказителя-манасчи ХХ века Хотя Айт­матов является представителем киргизской куль- туры и советской эпохи, люди со всего мира с удовольствием читают его произведения, видимо, потому, что писатель ста- рался представить в своём творчестве образ человека в целом. Но мы считаем, что ещё одна причина такой популярности скрыта в риторической силе книг Айт­матова. Его творчество пробуждает познавательные силы, совесть и чувства челове- ка, ставит перед ним вопрос о смысле жизни, через самопо- знание заставляет задуматься о человеческой сущности. Мы обратимся к произведениям Айт­матова «Лицом к лицу», «И дольше века длится день…», «Белый пароход», «Первый учитель», «Восхождение на Фудзияму» и «Тавро Кас- сандры» с точки зрения логоса, этоса и пафоса. В этих книгах писатель стремится уловить целостный образ человека с его познавательными способностями, моральными качествами и чувствами. Если мы рассмотрим его подход к пониманию че- ловека, исходя из риторики, то мы увидим, что его творчество затрагивает нашу мыслительную, моральную, эмоциональ- ную и чувственную сферы. К примеру, в романе «И дольше века длится день…» удач- но и внутренне гармонично представлены временные грани событий одного дня. В произведении затрагивается много тем, но с помощью легенды о манкуртах подчёркивается осо- бая важность человеческого разума. Айт­матов уверен, что именно разум представляет собой один из главных факто- ров, который делает человека человеком, что демонстриру- ет на примере сына Найман-Аны — Жоламана. Если мы обратимся к сути, скрытой в повествовании, то услышим при- зыв писателя к разуму, эмоциям и совести читателя. Ман- курт — центральное понятие в романе. Колонисты-захват- чики обвязывают головы пленников верблюжьей шкурой и оставляют их под палящим пустынным солнцем. Сохнущая повязка сжимает голову, в результате мозг уменьшается, и мыслительные способности человека перестают развиваться. 90 Сборник материалов международного круглого стола «Диалог культур —наследие Ч.Т. Айтматова» Он забывает о своём прошлом, его тело и дух подчиняются исключительно приказам хозяина, он отвергает ценности и свою семью. Например, Жоламан, не раздумывая, убивает мать, Найман-Ану. Риторическая сила романа состоит в том, что прежде в читателе рождается чувство сильной эмпатии, затем в произведении демонстрируется важность разума в процессе превращения животного в человека, и звучит при- зыв детерминировать человека как существо, обладающее са- мосознанием, этическими качествами и эмоциями В повести «Белый пароход» Айт­матов, обращаясь к вопро- су о воле и морали, также стремится к познанию человека. Совесть, в которой Айт­матов видит средство утешения и спа- сения для человека, — это совесть ребёнка, безымянного ге- роя романа Писатель с помощью легенды о матери-оленихе взывает к моральной ответственности человека, жаждет про- будить её, критикуя такие отрицательные качества, как алч- ность, злоба, вероломство, зависть и неблагодарность. Повесть рассказывает о жизни ребёнка и деда Момуна. Мальчик символизирует незапятнанную совесть, которой должен обладать каждый человек. Его мать и отец живут сами по себе, не интересуясь мальчиком, единственный че- ловек, которому не безразлична его судьба, — это дед Мо- мун. Он стремится помочь каждому, кто попал в беду, любит трудиться. Однако старик обладает слабым характером, воз- можно, это и мешает его признанию: он так и не смог найти уважение среди земляков. Единственный человек, с которым у деда Момуна складываются тёплые отношения, — это его внук, чья жизнь строится вокруг рассказываемых дедом ле- генд, сказок и народных повестей. Основополагающей в ро- мане становится легенда о матери-оленихе. В легенде говорится о том, как Рогатая мать-олениха растит девочку и мальчика, которых когда-то отдали Рябой 13 Cengiz Aytmatov, Gün Olur Asra Bedel, Çev. Refik Özdek, Ötüken Yay., Ankara, 14 Cüneyt Akın, «Cengiz Aytmatov’un Eserlerinde Vicdan», Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 4/4 , s.  91 “Kültürler Diyaloğu: C. T. Aytmatov’un Mirası” Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı Konuşma Metinleri Хромой Старухе; та должна была их убить, чтобы пресечь киргизский род. Рогатая мать-олениха уводит их с собой, не- смотря на все предупреждения Старухи. Однажды девочка и мальчик женятся, и у них рождается ребёнок. Так продол- жается киргизский род. Однако со временем всё меняется. Люди разбогатели, их сознание помутилось, и они всё реже прислушиваются к голосу совести. Их жизнь заполняют при- творство, роскошь и безнравственность. В их обычаи входит один ритуал: они решают устанавливать на гробницах мара- льи рога. Эта ужасная и жестокая традиция приводит к ис- треблению маралов. Обидевшаяся на людей Рогатая мать-олениха попроща- лась с Иссык-Кулем и увела последних своих детей за вели- кий перевал, в другие горы, где нет людей Дед Момун часто рассказывает эту легенду внуку и все- ляет в него надежду, что однажды маралы вернутся. И эта мечта сбывается. Дед Момун и его внук видят в лесу трёх ма- ралов. Мальчик неописуемо взволнован и счастлив. Возвра- щение маралов говорит о том, что человечеству дан послед- ний шанс, что маралы всё ещё верят в людей. Однако зять деда Орозкул и его приятели тоже видят маралов и решают убить одно животное ради мяса. Дед Момун яростно возра- жает. Но слабость его характера приводит к тому, что он пре- даёт ценности, в которые верит, и разрушает доверие своего внука. По принуждению зятя дед Момун убивает марала, и мальчик переживает самое большое разочарование и преда- тельство. Ребёнок, который видит рядом с дедом отрезанную голову марала, содранную шкуру и разрубленное мясо, с чув- ством, которое когда-то испытала к людям Рогатая мать-оле- ниха, с надломленным сознанием и раздавленный морально, представляет, что превращается в рыбу, и бросается в речные воды. В конце романа Айт­матов помещает плач по мальчику, взывая к разуму, совести и чувствам: «Одно лишь могу ска- зать теперь — ты отверг то, с чем не мирилась твоя детская душа. И в этом моё утешение. Ты прожил, как молния, од- 15 Cengiz Aytmatov, Beyaz Gemi, çev. Mehmet Özgül, Nora, İstanbul, , ss. 58 –  92 Сборник материалов международного круглого стола «Диалог культур —наследие Ч.Т. Айтматова» нажды сверкнувшая и угасшая. А молнии высекаются небом. А небо вечное. И в этом моё утешение. И в том ещё, что дет- ская совесть в человеке, как зародыш в зерне, без зародыша зерно не прорастает. И что бы ни ждало нас на свете, правда пребудет вовеки, пока рождаются и умирают люди Проща- ясь с тобой, я повторяю твои слова, мальчик: «Здравствуй, бе- лый пароход, это я!»16 Всё, что человек делает и говорит, связано со смысловой цепочкой, начальные координаты которой — желание-удо- вольствие-воля-разум-коллективное сознание и Всевышний. Если между этими координатами происходит разлад, че- ловек теряется в духовном путешествии. Айт­матов в своих произведениях указывает на порядок координат. Не стоит устранять из этого ряда желание и удовольствие, они могут стать значимой остановкой в поисках самого себя, благодаря им можно отправиться в лучшее путешествие. Коллективное сознание, которое направляет Всевышний и которому Он даёт силу, порядок и смысл, сформировавшийся вместе с кол- лективным сознанием ум, подчиняющаяся ему воля, которая формирует удовольствие и желание, помогают человеку по- нять себя и наполняют смыслом его путешествие. Если такую основу не заложить, если остановки перемеши- ваются друг с другом, а первая остановка определяется как конечный пункт назначения, человек исчезает, на его место приходит чудовище. А там, где появляется чудовище, пра- вит не мудрость, а насилие, и там нет людей, которые будут взывать к разуму, совести и чувствам. Там живут манкурты, слабые характером Момуны, потерявшие совесть Орозкулы и Ордоки, полагающие, что самые простые эмоции могут стать средством влияния и управления человеком, могут помочь затуманить его разум и совесть. Это мир, в котором нельзя на- слаждаться жизнью. Айт­матов восстаёт против такого мира и, 16 Aytmatov, Beyaz Gemi, s. ; Ayrıca Beyaz Gemi adlı eserin ahlaki değerlerin inşasında olası fonksiyonunu değerlendiren yazı için bkz. Ayşe Yılmaz Balkan, «Cengiz Aytmatov’un Beyaz Gemi Romanı Örneğinde İnsani Değerlerin Yeniden İnşasında Edebî Eserin Fonksiyonu», Uluslararası Sempozyum İnsani Değerlerin Yeniden İnşası, Cilt 1, Erzurum, , ss.  –  93 “Kültürler Diyaloğu: C. T. Aytmatov’un Mirası” Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı Konuşma Metinleri используя риторику своих произведений, старается убедить в неприемлемости такой жизни, призвав людей к их разуму, совести и чувствам. Эту мысль мы старались продемонстри- ровать на примере двух произведений, но её подтверждают и другие книги писателя. Обратимся к риторическому началу произведений «Лицом к лицу», «Восхождение на Фудзияму», «Первый учитель» и «Тавро Кассандры». В произведении «Лицом к лицу» перед нами разворачи- вается человеческая драма. Автор повествует о процессе пре- вращения животного в человека и человека в животное. Все мы знаем, что животное может стать для другого животного врагом, но человек может быть для другого человека наде- ждой, родиной и другом. Главными героями повести являют- ся Исмаил и его супруга Сеиде. Исмаил дезертировал из армии и не хочет возвращаться обратно, а Сеиде прячет его, несмотря ни на какие сложно- сти. Однако человек меняется, в нём заложено и животное, и человеческое начало, и только в определённых условиях формируется настоящая личность. Бесспорно, путь от живот- ной сути к человеческому облику связан с силой воли, однако, чтобы быть функционально полезной, она нуждается в цель- ном разуме, для правильной работы которого нужен процесс социализации. Желание, чувства, воля и разум свойственны человеку, но они обязательно должны гармонировать друг с другом. В противном случае, если желание питает чувства, те влияют на волю, а воля захватывает разум, тогда перед нами предстанет не человек, а животное. Но если разум влияет на волю, и такая воля формирует чувства и желание, контроли- рует их, то тогда мы имеем дело со здоровой личностью. Нам кажется, что Айт­матов во всех своих произведениях ищет такую личность, в частности, в Сеиде и Исмаиле. В по- вести рассказывается о жизни Сеиде, которой удаётся изба- виться от животного начала и стать личностью, и Исмаиле, который опускается до состояния животного. Произведение «Лицом к лицу» направлено на понимание природы челове- ка как цельной структуры. Айт­матов ярко изображает тоску 94 Сборник материалов международного круглого стола «Диалог культур —наследие Ч.Т. Айтматова» Исмаила, его стремление к свободе, привязанность к супруге и страх её потерять, безысходность перед голодом и бедностью и вместе с тем активную борьбу, которую ведёт Сеиде, чтобы сохранить честь. Воздействуя сначала на чувства читателя, потом на его мораль и затем на разум, эти события отправ- ляют его на поиск ответа на вопрос: «Что значит быть чело- веком?» В одной из последних сцен повести особенно важным представляется то, что каждый хочет быть похожим на Сеиде и восторгается ею. Взгляд Сеиде на Исмаила, который был вынужден украсть у соседей животное, чтобы зарезать его и съесть, и который направил на неё ружьё, оказывает сильное эмоциональное воздействие и заставляет задуматься о морали. «Все больше сокращалось расстояние между ними. Вот они сблизились вплотную, лицом к лицу. И он не узнал прежней Сеиде. Это была другая, незнакомая ему женщина: седоволо- сая, с непокрытой головой, она бесстрашно стояла перед ним, держа на руках сына, и ему вдруг показалось, что она стоит высоко, очень высоко, недоступная в своём скорбном величии, а он бессилен и жалок перед нею» В «Восхождении на Фудзияму» перед нами предстают се- меро героев: Мустафаев, Алмагюль, Абаев, Анвар Юсуфбай, Исабек, Гюльджан, Айше Апай. Действие происходит в ла- гере, который жена Мустафаева Алмагюль называет Фуд- зияма. Остальные герои оказываются гостями супружеской пары. Почётный гость лагеря — учитель Айше Апай. Пьеса повествует о прошлом героев, их позициях, жизни и об от- ношениях между ними. Однако чаще всего упоминается имя Сабура, которого нет в лагере. Произведение строится вокруг его личности и посвящено поиску ответа на вопрос, как стать настоящим человеком. Айт­матов снова обращается к данной теме с помощью своих героев, через которых раскрывает не- достатки человека, его страсти, желания, тоску, импульсив- ность, заботы, волнения, корыстолюбие. Хотя произведение и рассказывает об этом, но чёткого ответа на поставленный 17 Cengiz Aytmatov, Yüz Yüze, Elips Kitap, Ankara, , s.  95 “Kültürler Diyaloğu: C. T. Aytmatov’un Mirası” Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı Konuşma Metinleri вопрос не даёт. Через Айше Апай и Сабура Айт­матов при- зывает победить животное начало и стать человеком, и для этого снова обращается к разуму, совести и чувствам Эта тема затрагивается в романе «Тавро Кассандры», где вопросы разума и морали звучат очень отчётливо, и в по- вести «Первый учитель», где рассматриваются этическая и эмоциональная стороны личности. Кассандра, дочь Приама и Гекубы, была предсказательницей, пророчествам которой никто не верил. Она получила пророческий дар от влюбив- шегося в неё Аполлона, однако Кассандра не ответила ему взаимностью, поэтому он сделал так, что к её предсказаниям никто не прислушивался Айт­матов написал роман «Тавро Кассандры» в  году. Поражает научно-фантастический сюжет романа, созданного 22 года назад. Интересно и то, что в произведении, которое опередило своё время, вдохновленно рассказывается о космических исследованиях. Хотя довольно плотная логическая ткань романа, связан- ная с космическими изысканиями, научными понятиями и футурологией, увеличивает риторическую силу романа с точ- ки зрения логоса, основная идея произведения заключается в призыве к человеку приумножать добро, таким образом, ро- ман более связан с понятием «этоса» в риторике. Обратимся к краткому содержанию романа. Основными героями произведения выступают космиче- ский монах Филофей, футуролог Борг и его жена, а также корыстолюбивый политик Ордок. Роман начинается с пись- ма, которое из космических глубин написал Папе Римскому Филофей. В письме говорится об открытии, названном «тав- ро Кассандры». Оно напрямую затрагивает всё человечество: тавро Кассандры сообщает человеку о способности ещё не родившегося ребёнка предвидеть события. Некоторые из та- ких эмбрионов готовы появиться на свет, другие не прием- лют ожидающую их жизнь и не хотят рождаться. Филофей 18 Cengiz Aytmatov, Fuji-Yama, çev. Mehmet Özgül, Nora, İstanbul, 19 Bkz. Levent Bilgi, «Düşünmek için Sıradışı Bir Bilmece: Kassandra Damgası», Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Kış Cilt Sayı, s.  96 Сборник материалов международного круглого стола «Диалог культур —наследие Ч.Т. Айтматова» обнаружил эти знаки, которые раньше нельзя было увидеть. Если эмбрион не хочет рождаться, на лбу его матери появля- ется небольшое пятно, которое Филофей и называет «тавро Кассандры». Открытие Филофея, о котором он рассказывает в письме, и которое, как он полагает, изменит жизнь всего человечества, состоит в том, что он может сделать видимыми эти пятна на лбу матери с помощью специальных лучей с кос- мической станции. В послании монах говорит о том, что жен- щина с тавро Кассандры, решившая родить ребёнка, причи- няет ему тем самым зло, потому что он не желает появляться на свет, а родившись, становится злым человеком и умножа- ет количества зла в мире. Филофей просит у Папы Римского помощи. Сложности начинаются с того, что это письмо публи- куют в газете, и оно становится достоянием общественности. Близкий друг Борга Ордок баллотируется в премьер-ми- нистры. Узнав, что Борг вернулся домой, Ордок звонит ему и просит, как можно скорее помочь с избирательной кампа- нией. Во время телефонного разговора они обсуждают пись- мо Филофея, сильно взбудоражившее общественность, и Ор- док хочет выстроить свою кампанию, опираясь на реакцию, вызванную посланием. Ордок, который на следующий день должен встретиться с народом, советуется с Боргом, что ему сказать людям по поводу тавро Кассандры. Борг говорит, что открытие имеет большое научное значение, и активно наме- кает, что его необходимо поддержать. Ордок признаёт, что людей нужно вдохновить по поводу открытия. Вскоре начинается встреча с избирателями, её трансли- руют в прямом эфире. Ордок произносит воодушевляющую речь, после чего один из присутствующих спрашивает Ордо- ка, что тот думает об открытии Филофея. Ордок, следуя идее, озвученной во время телефонного разговора, начинает было говорить о поддержке открытия, но чувствуя, что подобное заявление вызовет большое возмущение, вдруг меняет точ- ку зрения, а всю ярость направляет на Борга. Хитрый Ордок говорит, что известный футуролог Борг поддерживает Фило- фея. Кроме того, Ордок добавляет, что Борг виновен во всём происходящем не меньше Филофея. Пользуясь народными 97 “Kültürler Diyaloğu: C. T. Aytmatov’un Mirası” Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı Konuşma Metinleri настроениями, Ордок заручается поддержкой избирателей и достигает успеха в предвыборной кампании. Борг вместе с супругой в полном молчании, с растерян- ностью и грустью наблюдают за происходящим. Постепенно сказанное Ордоком о Филофее разносится по всему миру, и на улицах начинаются протесты. Борг лишён возможности поделиться своим мнением об открытии, протестующие на- падают на его дом и жестоко убивают футуролога. Филофей узнаёт о трагедии и во всём винит себя. Он уничтожает все записи, связанные с открытием, и кончает жизнь самоубий- ством В романе «Тавро Кассандры» Айт­матов затрагивает не- разрешимые вопросы современности. Он рассуждает о смыс- ле жизни, ставит перед читателем выбор, кем тот хочет быть — роботом или человеком, что рождает ещё один во- прос: «Откуда исходит угроза человечеству, и какой выход мы можем найти?»21 Это центральная проблема произведения, имею­щая своей целью воззвать к совести людей и подвигнуть их на поиск самих себя. Последнее произведение, которое нам бы хотелось рассмо- треть, — это повесть «Первый учитель». В ней рассказыва- ется о том, как молодой человек по имени Дюйшен решает открыть для местных ребятишек школу. О его идее в пове- сти рассказывает учившаяся в школе девушка Алтынай. Мы узнаём о борьбе идеалистически настроенного Дюйшена. Он сталкивается с трудностями в своём начинании, вызванными неблагоустройством деревни и отрицательным отношением деревенских жителей к образованию. Дюйшен любит своих учеников, верит, что сможет изменить неверные представле- ния местных жителей о пользе образования. Произведение великолепным образом поднимает вопрос о необходимости самосовершенствования. Любая борьба, связанная с этим процессом, имеет результат, даёт ростки в будущее, только 20 Cengiz Aytmatov, Kassanda Damgası, çev. Ahmet Pirverdioğlu, Nora, İstanbul, 21 Bilgi, A.g.m., ss.  –  98 Сборник материалов международного круглого стола «Диалог культур —наследие Ч.Т. Айтматова» в стремлении к идеалам человек может поддерживать волю к жизни. Повесть, обращаясь к совести и чувствам, имеет целью воодушевить человека, призвать его к самосовершен- ствованию и борьбе Заключение В своём творчестве Айт­матов пользуется разными ритори- ческими пластами. Его тексты интересны с точки зрения про- гресса событий, последовательности действий, исторической схемы. Удалив из текста нерациональные элементы, он отсы- лает к риторическому логосу; с помощью сюжетов, прослав- ляющих и множащих добро, строящихся вокруг положитель- ных героев, взывает к этическим началам; будоража чувства и вызывая волнение, обращается к пафосу. В результате произведения писателя производят больший эффект, возрастает сила убеждения. Возможно, поэтому чи- татели по всему миру отождествляют себя с героями прозы Айт­матова и, читая его книги, переживают катарсис. Литература Akın, C., «Cengiz Aytmatov’un Eserlerinde Vicdan», Uluslara­ rası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 4/4 Aristoteles, Retorik, çev. Mehmet H. Doğan, YKY, İstanbul, Aytmatov, C., Fuji-Yama, çev. Mehmet Özgül, Nora, İstanbul, Aytmatov, C., Kassanda Damgası, çev. Ahmet Pirverdioğlu, Nora, İstanbul, Aytmatov, C., Yüz Yüze, Elips Kitap, Ankara, Aytmatov, C., Beyaz Gemi, çev. Mehmet Özgül, Nora, İstanbul, Aytmatov, C., Gün Olur Asra Bedel, Çev. Refik Özdek, Ötüken Yay., Ankara, Aytmatov, C., İlk Öğretmenim, çev. Mehmet Özgül, Nora, İstanbul, 22 Aytmatov, C., İlk Öğretmenim, çev. Mehmet Özgül, Nora, İstanbul, 99 “Kültürler Diyaloğu: C. T. Aytmatov’un Mirası” Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı Konuşma Metinleri Balkan, A., «Cengiz Aytmatov’un Beyaz Gemi Romanı Örneğin­ de İnsani Değerlerin Yeniden İnşasında Edebî Eserin Fonksiyonu», Uluslararası Sempozyum İnsani Değerlerin Yeniden İnşası, Cilt 1, Erzurum, Bilgi, L., «Düşünmek için Sıradışı Bir Bilmece: Kassandra Damgası», Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Kış Cilt Sayı, s. Dıykanbayeva, M., «Hatıralar Işığında Cengiz Aytmatov ve Eserleri», Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 4/1 Emiroğlu, İ., Klasik Mantığa Giriş, Elis Yay., Ankara, Kabaklı, A., Türk Edebiyatı, C.5, Türk Edebiyatı Vakfı Yay., İstanbul, Kala, M.E., «Aristoteles’in Retorik Eserine Özel Referansla Duyguları Tanımanın Ahlak Eğitimine Katkıları» Felsefe, Edebiyat ve Değer Sempozyumu Bildirileri, Kahramanmaraş, Meyer, M., Retorik, çev. İsmail Yerguz, Dost Kitabevi, Ankara, Platon, Phaidros, çev. Hamdi Akverdi, Maarif Matbaası, İstanbul, Ramage, J. D. and Bean, J., Writing Arguments, Allyn & Bacon, “Kültürler Diyaloğu: C. T. Aytmatov’un Mirası” Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı Konuşma Metinleri Cengiz Aytmatov retoriğinin gücü Muhammed Enes Kala Dr. Öğr. Üyesi, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Felsefe Bölümü (Türkiye) Giriş: Burhan, cedel, hitabet, safsata ve şiir1 birlikte beş sanatı meydana getirirler. Bu dizgenin tam ortasında, yakiniyyâta ve vehmiyyâta ortak uzaklıkta konumlanan hitabet/retorik, aslında pratik kullanım bakımından bize nötr olarak görünür. Hitabet/Retorik sanatının, onu hem son ikiye, özellikle safsataya hem de ilk ikiye yani burhan ve cedele yaslanarak da ifade edilmeye olanak tanıdığını söz konusu kavramsal zeminde ileri sürmek mümkündür. Ancak bu zeminin inşa edilmesi ve değerlendirilmesi başka bir çalışmanın konusudur. Çalışmamız, Aristoteles’in retoriğe ilişkin çizmiş olduğu çerçeveden hareketle, Cengiz Aytmatov’un bazı eserlerini merkeze almak suretiyle Aytmatov retoriğinin gücünün değerlendirilmesine hasredilecektir. Aristoteles, “Retorik” adlı çalışmasında ikna edici iletişimin yollarını ifade edip, beş sanattan birisi olan retorik/hitabet’in konumunu göstererek, onu, belli bir durumda, elde var olan ikna yollarını kullanma yetisi olarak tanımlar ve insanları ikna etme sanatı olarak görür2. Filozof, söz konusu eserinde iletişim sürecinde üç temel ayak olan, kaynak, kanal ve hedef noktasında çok önemli tespitlerde bulunmuş ve bunları doğru tanımanın iletişimin sağlıklı ve ikna edici olmasına çok büyük katkılar sağlayacağını ifade etmiştir. Aristoteles, ikna edici, etkili ve iyi konuşma 1 İbrahim Emiroğlu, Klasik Mantığa Giriş, Elis Yay., Ankara, , ss.  2 Aristoteles, Retorik, çev. Mehmet H. Doğan, YKY, İstanbul, , s.  Сборник материалов международного круглого стола «Диалог культур —наследие Ч.Т. Айтматова» sanatı olarak anlaşılan retoriği, bu iletişim sürecinin üst şemsiyesi olarak anlamlandırır. Cengiz Aytmatov Sovyetler döneminde yaşamış, Kırgızistan’da doğmuş önemli bir yazardır. Aytmatov sadece Sovyet toplumunun serüvenini kaleme almamış, eserlerinde bir bütün olarak insanı anlamaya ve anlatmaya çalışmıştır. En esaslı derdini “insan olmak ve kalmak” olarak belirleyen Çağdaş Manasçı Aytmatov, eserlerinde kurgu, söylem, mesaj, üslup, anlam, bütünlük, doğayı capcanlı kucaklama gibi unsurları başarıyla bir araya getirmiştir. Bu nedenlerle olsa gerek bütün dünya halkları da onun eserlerini severek okumaktadırlar. Onun “Cemile”sine bütün erkekler âşık olmuş, “Gülsarı”sına bütün dünya binmiş, “Beyaz Gemi”si ile bütün çocuklar yolculuk yapmıştır3. Çalışmamız kuşkusuz Aytmatov’un tüm eserlerini tahlil etmeye, onu bütün yönleriyle ortaya koyma başarısı gösteremeyecektir. Yapmaya çalışacağımız şey, Aytmatov’un bazı eserlerinde tebarüz eden retoriği, rasyonellik, ahlakilik ve duygusallık olarak da karşılık bulan retoriğin kendi içsel çerçevesi bağlamında değerlendirmek olacaktır. Ancak ondan önce değerlendirmemize dayanak olacak olan söz konusu teorik zemini Aristoteles’in anlayışı ışığında serimlemek anlamlı olacaktır. Retoriğin İçsel Çerçevesi ya da İkna Yolları Olarak Logos-Ethos-Pathos4 Retoriği ikna yollarından elde olanları en etkili şekilde kullanmayla ilişkilendiren Aristoteles’in zihninde bu yollar logos, ethos ve pathos şeklinde karşılık bulur. Üç ikna yolundan ilkinin ethos (ahlâki karakter) olduğunu ifade eden Aristoteles, bununla hatibin muhatap karşısındaki güvenirliliğine işaret etmek ister. Hatibin, alanına olan hâkimiyetinin muhatabın gözündeki güvenirliliğini ya da inandırıcılığını artırdığı gibi onun ahlâki açıdan erdemli bir karaktere sahip olması da güvenirliliğini artırır5. Aristoteles, ikincisinin yani hatibin erdem sahibi olmasını bu 3 Mayramgül Dıykanbayeva, “Hatıralar Işığında Cengiz Aytmatov ve Eserleri”, Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 4/1 s.  4 Ayrıntılar için bkz. Muhammet Enes Kala, “Aristoteles’in Retorik Eserine Özel Referansla Duyguları Tanımanın Ahlak Eğitimine Katkıları” Felsefe, Edebiyat ve Değer Sempozyumu Bildirileri, Kahramanmaraş, 5 Ramage, John D. and John C. Bean, Writing Arguments, Allyn & Bacon, , ss.  “Kültürler Diyaloğu: C. T. Aytmatov’un Mirası” Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı Konuşma Metinleri ikna yoluyla daha ilişkili olduğunu düşünür. “İyi insanlara ötekilerden daha tam ve daha kolay bir şekilde inanırız, sorun ne olursa olsun bu genellikle doğrudur.”6 Yine Quintilianus (MÖ ) bunu şu şekilde dile getirir: “Retorik iyi söyleme sanatıdır, çünkü hem söylemin tüm yetkinliklerini hem de hatibin ahlâkını kucaklar, çünkü iyi insan olmadan gerçekten iyi konuşmak mümkün değildir.”7 Retorikte ifade bulan “ethos” katmanı, bunlarla birlikte özellikle söz konusu yazı olduğunda, yazıda doğrudan ya da dolaylı olarak insanlığın ortak vicdanını merkeze alabilir. Bu çerçevede yazı, hitap ettiği kişileri, nasıl insan olup, nasıl insan kalmayı başaracaklarına ilişkin bir değerler manzumesini aramaya ve sorgulamaya götürüyorsa, orada ifade bulan retoriğin de “ethos” ögesinden bahsedilebilir görünür. Ancak gerek hatibin erdemli vasfı, gerek yazıda veya söylemde ortaya çıkan insanların değerler manzumesine sevk ediş biçimi, muhatabı ikna etmede etkili olsa da yeterli görünmez. Zira konuştuğu veya yazdığı şey hakkında doğru şeyler bilmeyen ya da konuştuğu veya yazdığı şeylerin içsel tutarlılığı olmayan kişi anlatmak istediğini yalnız olumlu kişisel karakterine, ifade ettiğinin samimi olarak ortak iyiyi ve vicdanı merkeze almasına yaslanarak muhatabına anlatamayacak ve onu ikna edemeyebilecektir. Aristoteles, sadece ‘ethos’un yeterli olmadığından hareketle ikna etmenin ikinci yolu olan ‘logos’a, yani konuşanın veya yazanın mantıksal delillendirmeyi kullanabilme özelliği ve verilmek istenen mesajın iç tutarlılığına geçer. Hatip, muhatabına iletmek istediği mesajı öncelikle çok iyi bilmeli ve ona hâkim olmalıdır. Daha sonra uygun inandırıcı kanıtlar yoluyla mesajı muhatabına iletmeyi başarabilmelidir. Logos, burada mesajın anlamını, bağlı olduğu içsel ve dışsal ölçütleri içerir. Logos, başka bir anlamda hatip ve muhatabı kendi kurallarına (mantıksal-olgusal-metafizik vs. gerçeklikler) bağlamak8 ve soru-cevap arasındaki bütüncül ilişkiyi muhatabın değerlendirebilmesine imkân vererek aralarında ortak dil oluşturmak anlamını muhtevidir. Son olarak ‘logos’un da kâmil anlamda ikna sürecinin sağlanması konusunda yeterli olamadığına değinen Aristoteles’in son ikna yolu ise dinleyicinin ruh hali ve mesajın içerdiği coşkunlukla ilintili olan 6 Aristoteles, Retorik, s.  7 Michel Meyer, Retorik, çev. İsmail Yerguz, Dost Kitabevi, Ankara, , s.  8 A.g.e., s.  Сборник материалов международного круглого стола «Диалог культур —наследие Ч.Т. Айтматова» ‘pathos’tur. Aristoteles’e göre konuşma, insanda var olan duyguları istenildiği gibi harekete geçirme kudretine hâkim olursa, ikna doğrudan muhataptan da gelebilir. Aristoteles, bu durumu hatibe dostluk ve düşmanlık duyduğumuz durumlardaki yargılarımızın farklı olduğundan hareketle ifade eder9. Retorikte logos ve ethos bizzat hatibe ait ve onun yönetimi altındayken, pathosta hatip kontrolün yarısını muhataba bırakır. Artık konuşmaya duygu katmanın ve muhatabın duygularını kontrol etmenin yanında, konuşmasının ya da hitabının muhatabın ruhunda meydana getireceği etkileri artırabilmek ve anlayabilmek için onun ruh dünyasını tanıması, ona girmeyi başarması ve kendini muhatabına sevdirmesi de gerekecektir. “İnsan tutkuyla sevdiğinde sevdiği insanın nitelikleri ve onunla ilgili olarak olumlu düşünceler arasında bir fark gözetmez.”10 Kişinin mesajı etkili bir şekilde alabilmesi için tanınması gerekliliğinin önemine Platon’da da rastlamaktayız. O, özellikle “Gorgias” diyalogundan sonra telif ettiği “Phaidros” eserinde, retorik konusunda, sanatı temelinde bilgi ve idman olanı, sofistlerin kullandığı ve sadece küçük şeyi büyük, yanlış şeyi doğru olarak göstererek halkı kandırmayı amaç edinen sofistik retorikten ayırır. Platon, fazilet sahibi olan ve ileteceği mesajı doğruluğundan şüphe duymayan hatibin bunu iletebilmek ve muhatabının ruhunda değişiklikler meydana getirebilmek için muhatabının ruhunu çok iyi tanıması gerektiğine inanarak şunları söyler: “Mademki sözün asıl vazifesi ruhları yönetmektir, o halde usta bir hatip olmak için kaç çeşit ruh olduğunu muhakkak bilmelidir” Burada hatibin muhatabı iyi tanımasının yollarından birisi tikel diğeri ise tümeldir. Tikel olan yöntemde, hatibin hitap edeceği kitlenin hazır bulunma halini, seviyelerini, konuya olan ilgilerini, amaçlarını tanımak önemlidir. Ancak tümel olanda ortak olan insan doğasını/fıtratını en iyi şekilde bilmeye çalışmak esastır. Aytmatov bize öyle geliyor ki, retoriğin pathos katmanında insanı merkeze almakta ve ortak insan doğası ekseninde hareket ederek, tümel çerçevede kişilerin duygularını harekete geçirmektedir. O, günümüz insanın ihtiyaçlarını yakından tanımış ve eserlerinde ona ilişkin kapsayıcı ve kucaklayıcı bir yapı çizmeye 9 Aristoteles, Retorik, s.  10 Meyer, a.g.e., ss.  11 Platon, Phaidros, çev. Hamdi Akverdi, Maarif Matbaası, İstanbul, , s.  “Kültürler Diyaloğu: C. T. Aytmatov’un Mirası” Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı Konuşma Metinleri çalışmıştır. Günümüz insanı önüne sunuluna ontolojik bir tercihle karşı karşıyadır ve en iyi seçeneği seçmek onun elindedir. Zira Aytmatov’a göre “bugün her birimiz robot veya insan olmak mecburiyetiyle karşı karşıyayızdır.”12 Şimdi Aristoteles’e yaslanmak suretiyle çizmeye çalıştığımız, çalışmamıza teorik bir zemin olan çerçeve içerisinden Aytmatov’un retoriğini, seçtiğimiz bazı eserler üzerinden kısaca değerlendirmeye girişebiliriz. Çağdaş Manasçı Aytmatov’un Retoriğinin Gücü Cengiz Aytmatov’un eserleri, hususi olarak Kırgızistan’ın kelimenin tüm anlamlarıyla kültür tarihi, Sovyet dönemi ile Sovyetlerin dağılmasına tanıklık etse de genel olarak insanı yakalamaya çalıştığından olsa gerek tüm dünya insanları tarafından zevkle okunmaktadır. Çalışmamız bu tespite katılmakla beraber, eserlerindeki retorik gücün imkanının da onu etkili kılan unsurlardan olduğunu iddia edecektir. Zira Aytmatov’un eserleri, muhatabının idrak, vicdan ve his katmanlarını harekete geçirmekte, insana yaşamın anlamını sorgulatmak ve kişinin kendisi eşleniğinde insanı anlamak için onları işe koşmaktadır. Aytmatov’un incelemeye alacağımız eserleri, logos/aklilik, ethos/ vicdanilik ve pathos/duygusallık katmanlarını bulabileceğimizi düşündüğümüz çalışmaları olacaktır. Bunlar Yüz Yüze, Gün Olur Asra Bedel, Beyaz Gemi, İlk Öğretmenim, Fuji-Yama ve Kassandra Damgasıdır. Söz konusu eserlerinde Aytmatov, insanı idrak, vicdan ve his varlığı olarak bütüncül çerçevede yakalamaya çalışır. Onun insanı anlamaya ve sunmaya yönelik üslubu bir retorik zemininden değerlendirildiğinde bizim akli, vicdani, hissi ve duygusal yanımızı harekete geçirmektedir. Mesela, Gün Olur Asra Bedel adlı romanında tek gün içinde olan olaylarının geçmiş, şimdi ve gelecek zaman boyutları içinde nasıl başarıyla ve ciddi içsel tutarlılıkla serimlendiğini görmek gerekir. Bu romanında çok tema olsa da özellikle insanın akli boyutunun ne kadar önemli olduğu, mankurt kavramsallaştırmasıyla birlikte makul bir zeminde anlatılır. Akliliğin bir beşeri insan kılan en merkezi unsurlardan olduğunu Aytmatov, Nayman Ananın oğlu Colaman üzerinden resmeder. Aytmatov’un anlatımına saklanan aslına bakılırsa okuyanının akli yetisiyle 12 Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatı, C. 5, Türk Edebiyatı Vakfı Yay., İstanbul, , s.  Сборник материалов международного круглого стола «Диалог культур —наследие Ч.Т. Айтматова» birlikte duygusallığına ve vicdaniliğine seslenen bir çağrıdır. Aytmatov’un merkezi kavramı kendi kavramsallaştırması olan mankurttur. Sömürgeci, istilacı güçler bir ülkenin çocuklarını, başlarını yaş derilerle/şirlerle sararak kızgın çöl güneşi altında bırakırlar. Bu deriler kurudukça kafaları sıkıştırır. Kafaları sıkıştırılan çocukların beyinleri küçük kalır, zihnî melekeleri de gelişmez. Böylece onlar geçmişini unutur, bedenleriyle ve ruhlarıyla karşı tarafın buyruğu altına girerler, kendi değerlerine ve ailesine sırt çevirirler. Nitekim olaydaki Colaman da anası Nayman Anayı gözünü kırpmadan öldürür. Hikayenin denilebilirse retorik gücü muhatabında öncelikle güçlü bir empati duygusu oluşturduktan sonra beşeriyetten insaniyete evrilen süreçte aklın önemini makul zeminde anlatma başarısı göstererek insanı kendisini idrak, vicdan ve his yetilerinden müteşekkil bir varlık olarak tanımaya çağırır Cengiz Aytmatov, Beyaz Gemi adlı romanıyla ise tamamıyla iradeye ve vicdanlara seslenmekte, onları insanı keşfetmek için harekete çağırmaktadır. Aytmatov’un teselli bulduğu ve insanlığa kurtuluş çaresi olarak sunduğu vicdan, Beyaz Gemi romanındaki Adsız Çocuk’un vicdanı, yani Çocuksu Vicdan’dır Çağdaş Manasçı Aytmatov, Beyaz Gemi romanında “Maral Ana” efsanesi aracılığıyla insanoğlunun tamahkarlık, hırs, vefasızlık, kıskançlık ve nankörlük gibi olumsuz karakter özelliklerini insanlığın ortak vicdanına seslenip, onu ayağa kaldırmak için tenkit eder. Beyaz Gemi aslında vicdanı kirlenmemiş, her insanım diyenin sahip olması gereken vicdanı temsil eden bir çocuğun dedesiyle yaşadığı olayları anlatır. Çocuğun annesi ve babası kendilerine farklı hayatlar kurarak çocuklarını terk etmişler ve çocuğun yegâne varlığı olarak geriye biricik dedesi kalmıştır. Dede, köyde Momun/Mümin dede diye tanınır. Mümin Dede kimin bir sıkıntısı olsa hemen koşup yardımına giden, sıkışanın her işine koşturan, her işin üstesinden gelen, çok çalışkan birisidir. Ancak ihtiyar Mümin Dede’nin tek zaafı silik bir insan olması, yani şahsiyet silikliğinden olsa gerek kendini kabul ettiren birisi olmamasıdır. Bu da onun çevresinde saygın bir bilge olarak tanınmasına engel oluşturur. Dedenin romanda sıcak bir ilişki kurduğu tek kişi 13 Cengiz Aytmatov, Gün Olur Asra Bedel, Çev. Refik Özdek, Ötüken Yay., Ankara, 14 Cüneyt Akın, “Cengiz Aytmatov’un Eserlerinde Vicdan”, Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 4/4 , s.  “Kültürler Diyaloğu: C. T. Aytmatov’un Mirası” Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı Konuşma Metinleri torunudur, dede torununa onun hayatını şekillendiren efsaneler, masallar ve halk hikayeleri anlatır. Beyaz Gemi romanına şekil veren hikaye ise Geyik Ana efsanesidir. Efsanede Geyik Ananın, Çopur Topal Nine’ye ortadan kaldırılması için verilen kız ve erkek kardeşin Çopur Topal Ninenin tüm uyarılarına rağmen evlat edinmesi hikayesi işlenir. Geyik Ana ısrarıyla iki kardeşi evlat edinir. Gün gelir bu kız ve erkek evlenmişler ve çocukları olur. Hikaye bu ya Çopur Topal Nine’ye soyun tükenmesi için emanet edilen çocuklar üzerinden böylece Kırgızlar’ın soyu devam eder. Ancak zamanla devran değişmiş ve insanlar zenginleşip idraklerinin üstü örtünmeye, vicdanları körleşmeye başlar. Bu durum onları gösterişe, şatafata ve gayri ahlakiliğe sevk eder. Hatta bunlarla birlikte bir ritüel de o günlerde başlar. Bu ritüel yeni türedi olarak, vefat eden kişilerin mezarının başına bir maral boynuzu koyma şeklinde belirir. Bu kötü ve acımasız adet, maralların soyunu tükenme noktasına getirir. Tüm bu olanlara çok gücenen Geyik Ana geride kalan tüm yavrularını toplayıp Isık Gölle vedalaşıp insanların olmadığı çok uzak bir ülkenin dağlarına sığınır Mümin Dede torununa bu efsaneyi sıklıkla anlatmakta ve ona maralların bir gün çıkıp geleceği umudunu ve şevkini vermektedir. Bu rüya bir gün gerçekleşir. Mümin Dede ve torunu ormanda üç maral görürler. Torun tarifsiz şekilde heyecanlı ve mutludur. Maralların geri dönmesi insanoğluna belki de son bir şans daha verildiğini, maralların hala onlardan ümitvar olduğunu gösterir. Ancak dedenin damadı Orozkul ve beraberindeki arkadaşları da maralları görürler ve onlardan birini eti için vurmayı planlarlar. Dede bu görüşe şiddetle karşı çıkar. Ancak onun en belirgin zaafı olan şahsiyet silikliği, inandığı değerlere ve torununun güvenine ihanet etmesine neden olur. Damadı Orozkul’un icbar etmesiyle maralı vuran dede, torununa hayatı boyunca yaşayacağı en büyük hayal kırıklığını ve hatta ihaneti yaşatır. Dedesini maralın kesik başı, yüzülmüş derisi ve parçalanmış etleri arasında gören çocuk zamanında Geyik Ana’nın insanlara karşı hissetmiş olduğu duyguyla idraki kırık, vicdanı parçalanmış olarak kendisini balık olmak üzere köyde akan nehrin sularına bırakır. Aytmatov romanın ardından çocuğa akla, vicdana, hissiyata ve duyguya aynı anda hitap eden bir ağıtla şöyle seslenir: 15 Cengiz Aytmatov, Beyaz Gemi, çev. Mehmet Özgül, Nora, İstanbul, , ss.  Сборник материалов международного круглого стола «Диалог культур —наследие Ч.Т. Айтматова» “Çocuk ruhunun bağdaşamadığı her şeyi reddettin sen. İşte bunun için avunuyorum. Bir kez çakıp sönen bir şimşek gibi yaşadın sen. Şimşeklerin kaynağı göktür, gök ise sonsuzluktur. İşte bundan dolayı kıvançlıyım. Avunduğum başka bir şey daha var: insanın çocuksu temiz vicdanı tohumun içindeki öz gibidir. Bu öz olmadan hiçbir tohum gelişemez ve bizleri ileride ne beklerse beklesin, insanlar yaşadıkça hak, doğruluk denen bir şey de var olacaktır. Senden ayrılırken senin sözlerini yineliyorum, küçük çocuk ‘Merhaba beyaz gemi, ben geldim!”16 İnsanın eylem ve söylemi bir anlam küresi içerisinde cereyan eder. Bu kürenin koordinat başları ise arzu-haz-irade-akıl-kolektif şuur ve Tanrıdır. Bu koordinatlar birbirini tamamlamazsa insan, anlam yolcuğunda kaybolur. Aytmatov, eserlerinde bir bakıma bu koordinat düzenine de işaret etmektedir. İnsanın arzusunu ve hazzını ortadan kaldırmak değildir mesele. İnsanın arayışında hazzı ve arzuyu anlamlı bir durak olarak belirleme ve onlardan hareketle daha güzel yolculuklara çıkabilmektir asıl olan. Yani Tanrı’nın varlığının güç, düzen, anlam ve yön verdiği bir kolektif bilinç, onunla birlikte şekillenen akıl, böylesi akla tabi olan irade, akla ittiba eden iradeyle şekil alan haz ve arzu insana insanı kavratır ve onun yolculuğunu anlamlı kılar. Söz konusu zemin kurulamaz, duraklar birbirine karıştırılır hatta ilk durak varılması gereken asıl nokta olarak tayin edilirse, insan ortadan kalkar, yeni zemin canavar beşere teslim edilmiş olur. Canavarın olduğu yerde ise hikmet değil, tahakküm bulunur. Burada akla, vicdana ve duyguya seslenecek insanlar yoktur. Mankurtlar, şahsiyeti silik Momunlar, vicdanı buharlaşmış Orozkullar, insanı etkilemenin ve yönlendirmenin yolunun onların akıl ve vicdanını gölgelemek üzere sadece bayağı duygusallık olduğunu düşünen Ordoklar vardır. Öylesi bir dünya yaşama zevki ve istencinden boşandırılmış bir dünyadır. Aytmatov eserleriyle böylesi bir dünyaya başkaldırır, eserlerindeki retoriğin gücüyle de insanları aklen (logos), vicdanen (ethos) ve duygusal (pathos) olarak ikna etmeye çalışır. Bu söylediğimizi şu ana kadar Aytmatov’un sadece iki eseriyle ortaya koymaya çalıştık ancak bunu gerekçelendirebileceğimiz daha çok eseri 16 Aytmatov, Beyaz Gemi, s. ; Ayrıca Beyaz Gemi adlı eserin ahlaki değerlerin inşasında olası fonksiyonunu değerlendiren yazı için bkz. Ayşe Yılmaz Balkan, “Cengiz Aytmatov’un Beyaz Gemi Romanı Örneğinde İnsani Değerlerin Yeniden İnşasında Edebî Eserin Fonksiyonu”, Uluslararası Sempozyum İnsani Değerlerin Yeniden İnşası, Cilt 1, Erzurum, , ss.  “Kültürler Diyaloğu: C. T. Aytmatov’un Mirası” Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı Konuşma Metinleri daha vardır. Şimdi Yüz Yüze, Fuji-Yama, İlk Öğretmenim ve Kassandra Damgası adlı eserlerinden hareketle söz konusu retoriğin gücünü değerlendirmeye devam edelim. Aytmatov, Yüz Yüze adlı eserinde bir insanlık dramını anlatır. Anlattığı Seyde ve İsmail özelinde, beşerden insana olumlu, insandan ise beşere olan olumsuz yolculuğudur. Biz biliriz ki, beşer beşerin kurdu olabilir ancak insan insanın ancak ufku, yurdu ve dostu olabilir. Eser kısaca, askerden hasrete dayanamayıp kaçan İsmail’i ve kendisini eşini saklamak zorunda hisseden Seyde’yi anlatır. İsmail askerden kaçmıştır ve ne olursa olsun geri dönmeyecektir. Seyde ise ne olursa olsun eşini zor şartlarda saklayacaktır. Ancak insan, her şeyiyle sabit varlık değildir, onun canavarlığa ve insanlığa aynı uzaklıkta olan beşer yönü vardır ve bu beşer yönü ancak uygun şartlarda ve iklimde insaniyete inkılap edebilir. Kuşkusuz beşerden insaniyete yolculuk insanın iradesine bağlıdır ama o irade insana yaraşır şekilde işlevsel hale gelebilmesi için doğası bozulmamış akla, akıl ise işleyebilmesi için sosyalliğe muhtaç görünür. Arzu, haz, irade ve akıl yetileri insan içindir, ancak o yetiler birlikte ahenkli çalışabilirse onlar insan için var olabilirler. Aksi halde arzunun hazzı, arzuyla şekillenen hazzın iradeyi, sadece arzu ve haz tarafından şekillenen iradenin ise aklı tutsak ettiği zeminde ortaya insan değil, canavar çıkacaktır. Fakat, aklın iradeye söz geçirdiği, akıllı iradenin ise hazzı ve arzuyu şekillendirdiği, kontrol ettiği zeminde ise ortada beliren varlık insan olacaktır. Aytmatov, tüm eserlerinde bize öyle geliyor ki bu insanı aramaktadır. Yüz Yüze adlı hikayesinde de aradığı ve bulmaya çalıştığı Seyde ve İsmail’in zatında “insan”dır. Eser, beşerden insan olamaya geçişi başaran Seyde ve beşerden canavarlığa inkılap eden İsmail’in hayatlarını bir kesit içinde bize anlatır. Eser, bir bütün olarak insan doğasını anlamaya hasredilmiş yapı arz etmektedir. Aytmatov, İsmail’in özlemini, özgürlüğe olan arzusunu, Seyde’nin eşine bağlılığını ve onu kaybetme korkusunu, insanın açlık ve yokluk karşısındaki çaresizliğini ancak bunlarla beraber Seyde’nin şahsında insanın haysiyetini koruma noktasındaki büyük mücadelesini eserde etkili şekilde ifade eder. Tüm bunlar okuyanın önce duygusunu, sonra vicdanını ve sonra ise aklını harekete geçirerek, insanı kendisine dair, insan olma haline dair bir arayışa ve tavır almaya davet eder. Özellikle, Aytmatov’un eserin son kısmında anlattığı sahnede Сборник материалов международного круглого стола «Диалог культур —наследие Ч.Т. Айтматова» herkesin Seyde’nin şahsında tecessüm etmeyi isteme ve ona özenme tecrübesi oldukça değerlidir. Seyde’nin, muhtaç komşularının hayvanını onlardan çalarak kesip yiyen ve tüfeği kendisine doğrulmuş olan İsmail’e bakışı aslında özellikle duyguya ve vicdana çok şey anlatmaktadır. “Aralarındaki mesafe gittikçe kısalıyordu ve birdenbire yüz yüze geldiler! O zaman Seyde’sini tanıyamadı. Bu kadın, o değildi. Başı açık, saçları ağarmış, kucağında yavrusuyla korkusuzca kendisine bakan bu kadın, o değildi… Birden onu kendisinden fersah fersah uzaktaymış gibi gördü. Kederinin heybetiyle, erişilmez, ulaşılmaz bir yüceliğe kavuşmuştu. (İsmail) onun karşısında kendisi ne kadar güçsüz, ne kadar acınacak haldeydi.”17 Fuji-Yama adlı eserde, Aytmatov, Mustafayev, Almagül, Abayev, Anvar Yusufbay, İsabek, Gülcan, Ayşe Apay isimli yedi karakteri konuşturur. Hikaye, Mustafayev’in eşi Almagül’ün Fuji-Yama olarak adlandırdığı bir kamp yerinde geçer. Ev sahibi, Mustafayev ve eşi Almagül, diğerleri de onların misafiridir. Kampın şeref konuğu ise hepsinin hocası Ayşe Apay’dır. Eserde söz konusu karakterlerinin geçmişleri, zevkleri, yaşam biçimleri ve birbirleriyle olan ilişkileri konu edinir. Ancak eserde ismi en çok geçen, kampta olmasa da Sabur’dur. Aslına bakılırsa hikaye onun şahsında kurulmuş ve insanın nasıl insan olabileceğine ilişkin bir soruya yanıt aramak üzere kurgulanmış görünür. Aytmatov, kahramanlar üzerinden yine insanı arar. İnsanın zaafları, şehveti, arzusu, iştiyakı, acullüğü, kederi, endişesi, menfaatperestliği tüm yönleriyle kahramanlar üzerinden açığa çıkarılır. Eser, insanın tüm bu uzanımları masaya yatırsa da net bir cevap vermez. Ancak Ayşe Apay ve Sabur ekseninde beşeri insan olmaya çağırır, bunu yaparken yine Aytmatov muhatabındaki aklı, vicdanı, hissi ve duyguyu tahrik ederek işe koşmaya çalışır Tüm bu hususlar, Aytmatov’un aklilik ile vicdaniliğin daha çok tebarüz ettiğini düşündüğümüz Kassandra Damgası adlı romanında ve vicdanilik ile duygusallığın daha belirgin olduğuna inandığımız İlk Öğretmen hikayesinde de karşımıza çıkmaktadır. Kassandra, Yunan Mitolojisinde Piriam ve Hekuba’nın kızı ve kehanetlerine hiç kimsenin inanmadığı bir kadın kahin olarak bilinir. Kassandra’nın aşkını kazanmak isteyen Apollon, 17 Cengiz Aytmatov, Yüz Yüze, Elips Kitap, Ankara, , s.  18 Cengiz Aytmatov, Fuji-Yama, çev. Mehmet Özgül, Nora, İstanbul, “Kültürler Diyaloğu: C. T. Aytmatov’un Mirası” Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı Konuşma Metinleri ona yüksek kehanet yeteneği bahşeder. Fakat Kassandra onun teklifini reddeder. Apollon da buna cevap olarak Kassandra’nın doğru kehanetlerini hiç kimsenin ciddiye almamasına neden olur Aytmatov, bu romanı   yılında bitirir, günümüzden 22 yıl önce yazılan romandaki bilim kurgusu gerçekten hayranlık vericidir. Onun zamanının önünde yaşadığını düşündüren romanda uzay çalışmalarına ilham verici tavrı da dikkat çekicidir. Uzay çalışmaları, bilim, bilim insanı, fütüroloji gibi kavramlar ile birlikte oldukça sıkı mantıksal dokusu romanın retorik gücünü aklilik (logos) lehinde artırsa da romanın bizce asıl mesajlarını insanlığın iyilik hazinesini geliştirmek zorunda oluşuna yönlendirmesi retorik gücündeki vicdaniliği (ethos) daha çok merkeze aldığını hissettirmektedir. Şimdi romanda işlenen hikayeyi kısaca da olsa anlatalım. Romanın merkezinde, Filofey adlı bir uzay rahibi, Bork adlı bir gelecek bilimci ve onun eşi, Ordok adlı menfaatperest bir politikacı vardır. Roman, uzayın derinliklerinden Papaya yazılan bir mektupla başlar. Mektubu yazan Filofey’dir. Mektubunda tüm insanları ve hatta insanlığı yakından ilgilendiren, adına Kassanda Damgası dediği buluşundan bahseder. Kassandra Damgası bebeklerin henüz embriyo döneminde dünyada olup bitenleri hissedebilme yeteneğini bize bildirir. Buna göre kimi embriyolar yaşayacağı hayatı kabullenirken, kimileri bu hayata tepki gösterir ve dünyaya gelmek istemezler. Filofey, insanlık boyunca görülemeyen bu işaretlerin kendisi tarafından bulunduğunu söyler. Şayet embriyolar hayata gelmek istemiyorlarsa annelerinin alnında küçük benekler oluştururlar. Filofey, bu benekleri Kassandra Damgası olarak niteler. Filofey’in mektubunda bahsettiği, tüm insanları etkileyeceğini düşündüğü buluşu ise uzay istasyonundan gönderdiği keşif ışınları yardımıyla bu benekleri annelerin alınlarında belli edecek hale getirmesidir. Mektubunda bununla birlikte Filofey, alınlarında Kassandra damgası olan kadınların bu çocukları dünyaya getirmekle onlara kötülük yaptığını, bu embriyoların aslında hayata gelmek istemediklerini, geldikleri takdirde hayatın içinde kötü birer insan olarak yol alıp, insanlığın kötülük haznesini genişleteceklerini anlatıp, Papadan yardım ister. İşin çetrefilleşmesi ise mektubun, bir gazete marifetiyle kamuoyuna duyurulmasıyla başlar. 19 Bkz. Levent Bilgi, “Düşünmek için Sıradışı Bir Bilmece: Kassandra Damgası”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Kış Cilt Sayı, s.  Сборник материалов международного круглого стола «Диалог культур —наследие Ч.Т. Айтматова» Bork’un yakın arkadaşı olan Ordok başkanlık seçimlerine adaylığını koymuştur. Ordok, Bork’un eve döndüğünün haberini alınca onu arayarak acil biçimde seçim kampanyasında kendisine yardımcı olması talebinde bulunur. Telefon görüşmesinde ana konu tüm kamuoyunu derinden etkileyen Filofey’in mektubudur ve Ordok da başkanlık kampanyasını o mektuba verilecek tepkiler üzerine kurgulamak istemektedir. Ertesi gün halkla buluşacak olan Ordok Kassandra damgası konusuna ilişkin insanlara ne diyeceğini Bork’a danışır. Bork, bu durumun bilimin ışığında oldukça anlamlı olduğunu ve Filofey’in buluşlarını destekleyecek belgelerin olabileceğini ifade ederek, Filofey’in buluşunun desteklenmesi gerektiğini güçlü imalarla hissettirir. Ardından Ordok, insanları buluş konusunda cesaretlendirmeye gerektiğine ilişkin kabulle görüşmeyi bitirir. Planlanan toplantının saati gelip çatmıştır. Ordok heyecan verici bir konuşma yapar, ancak canlı yayında verilen toplantı sırasında bir vatandaş Ordok’a Filofey konusu hakkında ne düşündüğünü sorar. Ordok, bir gece önceki telefon görüşmesine bağlı kalarak yani Filofey’in desteklenebileceğine ilişkin olarak cümlesine giriş yapar fakat kıvrak bir manevra kabiliyetine sahip olan Ordok, bu açıklamanın büyük bir infiale sebebiyet vereceğini ön görüp anında taraf değiştirir. Ortaya çıkan tüm öfkeyi de bir gün önce telefonda görüştüğü Bork’a yönlendirir. Ünlü fütürolog Bork’un da Filofey’in dediklerine katıldığını halka söyler. Dahası ekler, en az Filofey kadar Bork’un da suçlu olduğunu kamuoyuna beyan eder. Kendisi bu açıklamalarla, halkın duygularını besleyip halkın desteğini almak suretiyle başkanlık yolunda ilerler. Bork, eşiyle beraber olanları şaşkınlık, üzüntü ve sessizlikle izlemektedir. Özellikle Ordok’un dillerinden dökülen Filofey hadisesi dalga dalga tüm dünyaya yayılır. Herkes sokaklarda protestolara başlar. Bork, kendisine buluşla ilgili görüşlerini paylaşma şansı ve imkanı verilmeden evini basan protestocular tarafından hunharca katledilir. Bu üzücü olayın haberini alan Filofey, bütün olup bitenden kendisini sorumlu tutar. Ardından gerçekleştirdiği araştırmanın belge ve kayıtlarını yok ederek, uzayda intihar eder Aytmatov, Kassandra Damgası adlı romanında modern hayatın bir türlü çözülemeyen sorunlarını sorgulatmaya çalışır. Okuyucuyu 20 Cengiz Aytmatov, Kassanda Damgası, çev. Ahmet Pirverdioğlu, Nora, İstanbul, “Kültürler Diyaloğu: C. T. Aytmatov’un Mirası” Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı Konuşma Metinleri hayatın anlamı problemi ile karşı karşıya getirerek, robot veya insan olmak tercihi ile buluşturur. Bu tercih aynı zamanda olası bir ‘soru’nun da tetikleyicisidir ‘İnsanlık için tehdit nereden, nasıl gelmekte ve onlara çareler nasıl üretilebilmektedir?’ Bu soru, romanda insanların vicdanlarını muhatap alarak, onları arayışa sevk etmek için ikna eden merkezi soru olarak belirir. Konumuza ilişkin Aytmatov’un son eseri İlk Öğretmenim adlı uzun öyküsüdür. Öyküde Aytmatov, Düyşen adlı bir gencin, öğretmenlik ufkunu inşa ederken, köy çocuklarına olan hizmetini anlatır. Tabi bu hikayeyi Aytmatov, Düyşen’in emeklerinin üzerinde tezahür eden Altınay isimli bir kıza anlattırır. İdeallere sahip olan Düyşen’in, hem fiziki imkanların elverişsizliğinden hem de köy halkının eğitime olan bakışının olumsuzluğundan meydana çıkan zorluklarla mücadelesini, öğrencilere olan düşkünlüğünü, halkın inandığı yanlış düşünce ve eylem tarzlarını değiştirmeye olan inanmışlığını işleyen eser, insanın nasıl daha çok insan olup kalabileceğine ilişkin etkileyici bir manzara çizmeye çalışır. İnsanın yetkinleşmesine ilişkin hiçbir mücadelenin karşılıksız kalmayacağını, bu mücadelenin geleceğe ilişkin filizler vereceğini, insanın ancak idealleriyle yaşam istencini diri tutabileceğini anlatan hikaye, insanın vicdanına ve hissiyatına seslenerek insanı şevklendirmekte, insana nasıl insan olup kalabileceği sorusunu sordurmakta ve insanı mücadeleye çağırmaktadır Sonuç Cengiz Aytmatov Sovyetler döneminde yaşamış, Kırgızistan’da doğmuş önemli bir yazardır. Aytmatov sadece Sovyet toplumunun serüvenini kaleme almamış, eserlerinde bir bütün olarak insanı anlamaya ve anlatmaya çalışmıştır. En esaslı derdini “insan olmak ve kalmak” olarak belirleyen Çağdaş Manasçı Aytmatov, eserlerinde kurgu, söylem, mesaj, üslup, anlam, bütünlük, doğayı capcanlı kucaklama gibi unsurları başarıyla bir araya getirmiştir. Tüm bu hususiyetler onu dünya çapında etkileyici bir yazar kılmaktadır. Bu hususiyetlerin yanında etüdümüz, onu etkili kılan unsurlardan birisinin de eserlerinde tebarüz eden retoriğin gücü olduğunu ortaya koymaya çalışmıştır. 21 Bilgi, A.g.m., ss.  22 Aytmatov, C., İlk Öğretmenim, çev. Mehmet Özgül, Nora, İstanbul, Сборник материалов международного круглого стола «Диалог культур —наследие Ч.Т. Айтматова» Retorik, ikna yollarından elde olanları en etkili şekilde kullanmak olarak karşılık bulur. Aristoteles, retoriği meydana getiren üç katmandan bahseder. Bunlar, aklilikle tüm bakımdan ilgili olan logos, hatip ve muhatabı ahlakilik sarmalında bir araya getiren ethos ve muhatabı duygularıyla tanıyıp onun duygularını harekete geçirmek manasında ifade bulan pathos şeklinde karşılık bulur. Çalışmamız Aytmatov’un bazı eserlerinden hareket etmek suretiyle onların, muhatabının idrak, vicdan ve his katmanlarını harekete geçirmekte, insana yaşamın anlamını sorgulatmak ve kişinin kendisi eşleniğinde insanı anlamak için onları işe koşmakta olduğunu ifade etmektedir. Aytmatov’un incelemeye aldığımız eserleri, logos/aklilik, ethos/vicdanilik ve pathos/duygusallık katmanlarını tefrik edebileceğimiz eserleri olmuştur. Söz konusu eserlerinde Aytmatov, insanı idrak, vicdan ve his varlığı olarak bütüncül çerçevede yakalamaya çalışmaktadır. Onun insanı anlamaya ve sunmaya yönelik üslubu bir retorik zemininden hareketle değerlendirildiğinde bizim akli, vicdani, hissi ve duygusal yanımızı açığa çıkarmaktadır. Aytmatov, eserlerine retoriği oluşturan katmanları açığa çıkarırken, metin içi öncelik-sonralıklara, tutarlılığa, tarihsel dizgeye dikkat ediyor ve aklın doğrudan dışlayacağı gayri makul unsurları metinden uzaklaştırmak suretiyle retorikte akliliğe; sürekli iyiliği yüceltip, insanlığa ilişkin iyilik hazinesini genişleten, eserinde hep iyi karakterlere öykünülen kurgularla vicdaniliğe, duyguyu ve heyecanı sürekli diri tutarak ise duygusallığa dikkat etmektedir. Bu hususiyetler eserlerinin etkileyiciliğini artırmakta ve ikna gücünü yükseltmektedir. Bunlardan dolayı olsa gerek, tüm dünya insanları Aytmatov’un eserlerinde kendilerini bir kahramanla özdeşleştirmekte ve eser bitince ruh dinginliği/katharsise sahip olmaktadır. Kaynakça Akın, C., “Cengiz Aytmatov’un Eserlerinde Vicdan”, Uluslara­rası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 4/4 Aristoteles, Retorik, çev. Mehmet H. Doğan, YKY, İstanbul, Aytmatov, C., Fuji-Yama, çev. Mehmet Özgül, Nora, İstanbul, Aytmatov, C., Kassanda Damgası, çev. Ahmet Pirverdioğlu, Nora, İstanbul, “Kültürler Diyaloğu: C. T. Aytmatov’un Mirası” Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı Konuşma Metinleri Aytmatov, C., Yüz Yüze, Elips Kitap, Ankara, Aytmatov, C., Beyaz Gemi, çev. Mehmet Özgül, Nora, İstanbul, Aytmatov, C., Gün Olur Asra Bedel, Çev. Refik Özdek, Ötüken Yay., Ankara, Aytmatov, C., İlk Öğretmenim, çev. Mehmet Özgül, Nora, İstanbul, Balkan, A., “Cengiz Aytmatov’un Beyaz Gemi Romanı Örneğin­de İnsani Değerlerin Yeniden İnşasında Edebî Eserin Fonksiyonu”, Uluslararası Sempozyum İnsani Değerlerin Yeniden İnşası, Cilt 1, Erzurum, Bilgi, L., “Düşünmek için Sıradışı Bir Bilmece: Kassandra Damgası”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Kış Cilt Sayı, s. Dıykanbayeva, M., “Hatıralar Işığında Cengiz Aytmatov ve Eserleri”, Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 4/1 Emiroğlu, İ., Klasik Mantığa Giriş, Elis Yay., Ankara, Kabaklı, A., Türk Edebiyatı, C.5, Türk Edebiyatı Vakfı Yay., İstanbul, Kala, M.E., “Aristoteles’in Retorik Eserine Özel Referansla Duyguları Tanımanın Ahlak Eğitimine Katkıları” Felsefe, Edebiyat ve Değer Sempozyumu Bildirileri, Kahramanmaraş, Meyer, M., Retorik, çev. İsmail Yerguz, Dost Kitabevi, Ankara, Platon, Phaidros, çev. Hamdi Akverdi, Maarif Matbaası, İstanbul, Ramage, J. D. and Bean, J., Writing Arguments, Allyn & Bacon,

Значение слова "tığ" в словаре турецкий языка

НОВОСТИ, В КОТОРЫХ ВСТРЕЧАЕТСЯ ТЕРМИН «TIĞ»

Здесь показано, как национальная и международная пресса использует термин tığв контексте приведенных ниже новостных статей.

Tığ işi modası tam gaz devam ediyor

Kyle ve Alisa'nın aşkından bir günSosyal medya sitesi Pinterest'ın gözde çiftlerinden Kyle ve Alisa'nın bir gün boyunca birlikte çektikleri fotoğrafları oldukça  «Milliyet, Окт 15»

Tığ gibi

Kendini kuş gibi hissettiğini söyleyen şarkıcı, “Yıllarca kilomla mücadele ettim. Ayrıca diyabet hastasıyım. Şeker diye bir şey kalmadı. Yeni halimle çok mutluyum. «Milliyet, Июл 15»

İbrahim Tığ, köy çocuklarıyla buluştu

Gazeteci, Şair ve Yazar İbrahim Tığ, Gökçebey'in Hacımusa Herkime Rıfat Hayri Sin Ortaokulu'nda “Okuma Alışkanlığı ve Bilinci” konulu söyleşi etkinliğinde  «Milliyet, Май 15»

Nasıl tığ gibi olmuş muyum?

Yazı yazmak zor iş” dedi. Spor ve diyet yaparak, 12 kilo verdiğini de ifade eden ünlü yönetmen “Arkadaşlar nasıl tığ gibi olmuş muyum? Valla siz de tığ gibisiniz. «Sözcü, Фев 15»

Gazeteci İbrahim Tığ, Mesleğinde 26 Yılı Geride Bıraktı

yılında Devrek Bölge Haber Gazetesi'ni kuran İbrahim Tığ, halen bu gazetenin sahipliğini ve yazarlığını yapıyor. İbrahim Tığ," Mesleğim olan gazetecilik  «Haberler, Янв 13»

Dalga geçtiler, 3 ayda tığ gibi oldu!

Ülke olarak artık obezite sınırındayız ve kilo vermek büyük dert! Ama güzel örnekler de var. Bursalı kebapçı Samet Tamer, dalgaya alınınca 3 ayda kilodan  «Sabah, Авг 11»


ССЫЛКИ

« EDUCALINGO. Tığ [онлайн]. Доступно на <funduszeue.info>. Июн ».

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası