12 hayvan türk takvimi çizimi / Türklerin Kullandığı Takvimler : - Dr. Ali COŞKUN

12 Hayvan Türk Takvimi Çizimi

12 hayvan türk takvimi çizimi

Türk

Yazımızın asıl konusunu, önceden de belirttiğimiz üzere Özbekistan&#;da &#;Fen ve Durmuş&#; dergisinde yayınlanan, daha sonra da &#;Eldik Kalendar'&#; başlığıyla Turabay COROYEV tarafından Kırgız Türkçesine aktarılarak &#;Kırgızistan Madaniyatı 12&#; dergisinin &#;Kızıktar Düynösündö&#; köşesinde Ocak yılında yayınlanan yazı oluşturacaktır. Bu yazıda &#;12 Yıllık Hayvan Devri Takvimi&#; üzerinde durulmakta, bu takvimin insan karakterini belirleyiciliği konu olarak ele alınmaktadıfunduszeue.info açıklamadan sonra 12 Hayvanlı Türk takvimindeki her bir yıl ve bu yılda doğanların karakter özellikleri şu şekilde sıralanmaktadır:

funduszeue.info

ÇIÇKAN CILI (Sıçan Yılı): Bu yıl, Yan grubuna girer. Bu yılda doğanlar eşine az rastlanan hareketli insanlardır. Konuşmalarıyla başkalarının takdirini üzerlerine çekebilirler. Yüzlerce kilometrelik uzaklıktaki bir olaydan anında haberdar olurlar. İşleri yolunda gider ve sezgileri güçlüdür. Uykuyu her zaman çok severler. Bazen gece vakti kalkıp uykularını açıp oturmayı da severler. Belirsiz işleri araştırma, sonucunu tahmin etme gibi meraklara sahiptirler. Güçlerini sınayacakları olaylara karışmaktan çekinmezler, tam tersine bundan zevk alırlar. Ellerinden gelmeyecek işlere de girişirler. Onlardan iyi ve inançlı bir dost olur. Kötü işlerden kaçmaya gayret funduszeue.info doğanlar gündüz doğanlara nazaran daha çeviktirler. Gündüz dünyaya gelenler ise çok pasaklı ve pısırık olurlar.

UY CILI (Sığır Yılı): Bu da Yan grubuna girer. Bu yılda dünyaya gelen erkekler, bayanlara karşı her zaman nazik olur ve onlara değer verirler. Bu yılda doğanlardan bazıları kalabalıktan uzak durmayı severler. Eğer mecburen kalabalık arasında bulunurlarsa da saygı ve hürmetlerini kendileri yaratmayı bildikleri gibi korumayı da bilirler. Akıllı ve bilinçlidirler. Bir konu hakkında doğru ve akılcı düşünebilme kabiliyetine ve becerisine sahiptirler. Bahtlı bir ömür sürerler. Bu yılda doğan kızlar, hanımlık tabiatına daha fazla sahiptir. Bahtlı bir hayat sürerler. Hastalıklı olsalar da uzun yaşarlar. Sığır ağır tabiatlı olduğu için bu yılda doğanlar da ağırbaşlı, geçmişi hatırlayıp dersler çıkarabilen ve hayat tecrübelerini göz önünde bulundurarak iş gören insanlardır.

COLBORS CILI (Bars/Pars Yılı): Bu yıl Yang grubuna girer. Bu yıl doğanlarda bahadırlık, ışık, sıcak kanlılık, çekinmeme gibi özellikler bulunmaktadır. Güçlü, kuvvetli, gayretli ve askerlik tabiatına daha uygun kişilerdir. Sertlikleri ve hükmedici tavırlarıyla çok çabuk fark edilirler. Bazıları kavgacıdır. Bu yıl doğan kadınlar, genellikle erkeklerin söylediklerini inatlaşarak veya nazlanarak yaparlar. Tam olarak da yerine getirmezler. Gençleri pars gibi çeviktir. Bu özellikleriyle de kötü olaylardan, hırsızlık vs. gibi kötü durumlardan ustalıkla kurtulurlar. Bu yılda doğanlar, yaptıkları her tür işi hiç saklamadan açıkça yaparlar. Çevresindekileri bu özellikleriyle sürekli şaşırtırlar. Bu sebeple onlara genellikle hürmet gösterilirEski Çin ata sözünde &#;Parsın gözü ejderhaya düşse, ejderha ortasından yarılır.&#; denmektedir. Bunun yanında bu yılda doğanlar yaptıklarından genellikle ve sık sık pişmanlık duyarlar. Pişmanlıkları çoktur.

QOYON CILI (Tavşan Yılı): Yan grubuna girer. Bu yılda doğanların sezgileri güçlüdür. Parlak bakışlara sahiptirler. Çok merhametlidirler. Tavşan tabiat olarak korkak bir canlıdır. Korktuğunda hızla kaçar. Bu yılda doğanlar da, bu özelliği kendilerinde taşırlar. Geleceği belli olmayan, sonu tahmin edilemeyen işleri seçerler. Kendileri de yollarını bulamazlar. Dışarıdan bakanlar, asıl amaçlarının ne olduğunu çabuk anlarlar. Toplum içindeki büyük işlerden uzakta dururlar. Kavgadan hoşlanmazlar. Hayatta genellikle orta yol tutar, bu şekilde yaşarlar. Onların içinden ne zengin ne de fakir çıkar. Ne çok iyi ne de çok kötü olurlar.

ULUU CILI (Balık Yılı): Herhangi bir konuda yapılacak olan değişiklikler konusunda yapıcı güç ve kuvvet olarak karşımıza balık insanları çıkar. Bu yıl, bahtlı yıllardandır. Bu yılda doğanların malı mülkü çok olur. Alınları açık, parlaktır, uzun ömürlü olurlar. Küçük de olsalar büyük de olsalar bu yılda doğanlar, kendilerinde hüküm vermeyi çok severler. Başkalarının işlerine karışmayı sevmezler.

CILAN CILI (Yılan Yılı): Balık gibi bahtlı yıllardan sayılır. Yılan yılı Yang grubuna girer. Bu sebeple de güç, kuvvet ve yiğitlik özelliklerine sahiptir. Eski Çin&#;de yılanlara ait özel tapınaklar da varmış. Yine de yılan, ihanet etme özelliği ile çok fazla hoş görülmez. Yılan yılında doğanlar diğer insanlardan saygı ve hürmet görürler. Çevrelerindekiler biraz da korktukları için onlara saygı gösterirler. Yılan yılında doğan erkekler bahtlıdırlar. Kızlar ise zorluklar ve mücadelelerle dolu bir hayat yaşarlar. Ayrıca dik kafalı olmalarıyla bilinirler. Bazı kötü kabul edilen işleri yapmaktan hoşlanırlar. Hatta suç sayılan işleri yapmaktan zevk bile alırlar. Bunun yanında vakur ve heybetli olurlar. Birçoğu güzel, boylu poslu olsalar da cana yakın değillerdir, merhamet duygusundan da yoksundurlar. Bu yılda doğanlar ağır sınavları başarmakta oldukça iyidirler, belalara da asla doğrudan karışmazlar.

CILKI CILI (At Yılı): At yılı güç kuvveti temsil eden Yang grubuna girer. Bu yılda doğanlar güçlüdürler, işlerini kendilerine inanarak ve güvenerek yaparlar. Yaşıtları arasında işlerini hızlı ve güzel yapmalarıyla dikkat çekerler. Hareketli olmaları da diğer özellikleridir. Hayatları hep hareket ve çalışma ile doludur. Gündüz doğanlar aceleci, koşuşturarak iş yapan hayatlarını bu şekilde geçiren insanlardır. Gece doğanlar ise rahat ve zevkine daha düşkündürler. At yılında doğanlar ipek, vs. gibi pahalı ve kıymetli giysileri funduszeue.info hiç acımadan alırlar. Bu tür şeylerden hoşlanırlar. Hayat yoldaşlarıyla hareketli ve hızlı olmaları açısından daha kolay iletişim kurar ve iyi anlaşırlar. Onlar, diğer insanların değerlendirmelerine göre bahtlıdırlar.

QOY CILI (Koyun Yılı): Koyun yılında doğanların en güçlü yaşadıkları duygu, sevgidir. Sezgileri de güçlüdür. Yakınlarına her zaman saygı ve hürmet çerçevesinde davranırlar. Kendi fikirlerini ve bakış açılarını kendilerine düstur edinerek yaşarlar. Yalnızlığı sevmezler. Kendilerini övmekten hoşlanırlar, patırtı gürültüyü biraz severler, üst makam ve mevkilerde olmaktan hoşlanırlar. Sözleri dürüsttür, söyledikleri de yerindedir. Bir konuda tam karar vermeden adım atmazlar. İyi özellikleriyle dikkatleri üzerlerine çekerler. Bunun yanında hareketli ve yiğit tavırlı olmalarıyla da tanınırlar. Yaşlandıklarında da soğukkanlı birer kişi olurlar.

MEÇİN/MAYMIL CILI (Maymun Yılı): Maymun yılı Yan ve Yang gruplarının karışımından ortaya çıkmıştır demek yanlış olmaz. Bu grupta yer doğanlar eğlencelerini kendileri yaratırlar. Ve sadece kendi eğlencelerinden zevk alırlar. Bu yılda doğan erkekler ileri görüşlü, sokulgan, biraz kurnaz, hemen öfkelenen, güçlü kişilerdir. Amaçlarını akılcı bir şekilde zekâlarıyla birleştirerek uygulamaya koyarlar. Kadınlar ise çeviklikleriyle dikkati çekerler.

TOOK CILI (Tavuk Yılı): Geçmişten gelen adetlere göre tavuk yılı, isyan yıllarıdır. Bu yılda doğanlar karşı cinstekilere ustaca tuzaklar hazırlarlar. Bunu kendileri için değil becerilerini ve ustalıklarını göstermek için yaparlar. Eli sıkı insanlardır, fakat gayretli ve güçlü kuvvetli olmalarıyla da dikkati çekerler. Onlardan fazla cömertlik beklememek gerek. Fakat, onlardan çok uzaklaşmak da gerekli değildir. Kötü iş yapmaya karşı kendilerini engelleyebilirler, her yerde güç ve kuvvet kullanmaktan imtina ederler. Erkekleri gururlu olmalarına rağmen saygı ve hürmette kusur etmezler. Edep, ahlak, kanun ve kurallar bu gruptakilerin hoşlandıkları terimlerdir.

İT CILI (İt Yılı): Bu grup da Yan grubuna girer. Bu yılda dünyaya gelenlerin sezgileri çok kuvvetlidir. Kuvvetli ve ihtiyatlı insanlardır. Bu sebeple hem kendilerine hem de başkalarına karşı tenkitçi bir gözle yaklaşırlar. Güç kuvvet, zenginlik gibi akımlardan her zaman haberdardırlar. Gece doğanlar çevrelerinde ne olup bitiyorsa bıkıp usanmadan bunlara dikkat ederler. Nerede olurlarsa olsunlar kötü işlere, kavgaya hırsızlığa, vs. izin vermezler. Gündüz doğanlar ise biraz pasaklı ve obur oluşlarıyla farklıdırlar. Bu yılda doğanlar, akıllı, hafızası güçlü ve kendinden emindirler. Dostlarını gerekirse kıyamete kadar beklerler, onlar için kendilerini kurban ederler.

DOÑUZ CILI / QARA KİYİK CILI (Domuz Yılı): Bu yılda doğanlar övünmeyi severler. Yan grubuna girerler. Yang grubunun özelliklerinden de çok uzak değildirler. Rahatı, sessizliği ve temizliği severler. Kötü işlerden korkarlar. Bu tür işlerle karşılaştıklarında kötülüğün önünü keser, engellemeye çalışırlar. Bu gruptakiler, çok gösterişli olmasa da lezzetli ve güzel yemekleri severler. Bayanları, edeplidirler, iyi terbiye almışlardır.

Çin&#;de domuz hakkında birçok batıl inanç ve itikat devam etmektedir. Onlarda domuz rüyaya girerse iyiliğe yorulur. Bir barikatın önüne gelen domuz buraya başını diremezse o ordu yenilirmiş. Domuz beslenmeyen köyler kutsal sayılmazmış.Domuz ve maymun hem en iyi hem de en kötü hayvanlar grubunda sayılıyor. Rivayetlere bakıldığında bu müçellerde doğanlar, biraz telaşlı, biraz kavgacı, bazen uzlaşmacı ve çabuk uyum sağlayıcıdırlar.

12 Hayvanlı Türk takvimi, toplumdaki bazı sosyal ve ekonomik gelişmeler, bunlarla bağlantılı olan etkinlikler sürecinde halkın gözlemleri, elde ettiği pratikler ve yılların süzgecinden geçen değerlendirmelerin bir sonucu olarak ortaya konmuştur. Bu takvim, her şeyden önce ve her şeyden öte halkın gözlem gücünü, pratik zekâsını, olaylar karşısındaki pratikliğini, değerlendirmelerdeki isabetli tespitlerini ve halk bilgeliğini bize göstermektedir.

İnsanoğlu, içinde bulunduğu ve tamamına hükmedemediği &#;zaman&#;ı kendi ölçüleriyle belirlemek, ona hükmetmek ve zamanı kendince sınırladığını tasdik ettirmek için tarih boyunca en ilkelden en gelişmişe kadar takvim oluşturma çalışmalarını daima sürdürmüştür. Bengütaşlar&#;da bu anlayışın ortaya çıkışı sayabileceğimiz &#;Öd tengri yaşar/yasar/aysar, kişi oglı kop ölgeli törimiş.&#;(Kül Tigin Bengütaşı, Kuzey Yüzü, 10) ifadesinde de Tanrı&#;nın yaşadığı veya belirlediği &#;zaman&#; kavramına, insanoğlunun hükmetme ve içinde yaşadığı zamanı kendince belirleme çabası, takvimlerin oluşturulmasındaki sebeplerden biri olmalı.

Burada, Türklerin ilk olarak zamanı daha rahat ve düzenli şekilde kullanmak için sistemli hale getirip belirlemesi, ikinci olarak takvimleri -daha küçük boyutta yıl, ay ve hatta hafta şeklinde bölümlenmiş zaman dilimlerini- adlandırması, aynı zamanda onların kâinat tasarımlarını, onu nasıl adlandırıp nasıl yorumladıklarını da bizlere göstermektedir.

Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi (Uluslar arası Hakemli Dergi) &#; TAED 39 – Prof. Dr. Hüseyin AYAN Özel Sayısı (Editör: Prof. Dr. Pervin ÇAPAN), Erzurum, , s. –

12 HAYVANLI TÜRK TAKVİMİ —ZAMANA VE İNSANA HÜKMETMEK— TURKISH TWELVE-YEAR ANIMAL CYCLE CALENDAR -To dominate Time and Human-

Nergis BİRAY

Dipçe : 12 hayvan takvimi ile ilgili olarak anlatılan efsaneler :

Kaşgarlı Mahmud, Divanü Lugât’i-t-Türk’te Türklerin bu yılların her birinde hikmet var sanarak onunla fal tuttuklarını, uğur saydıklarını belirtir. Verdiği bilgilere göre “ud yılı, savaşların çok olduğu bir yıldır. Takagu yılında yiyecek çok olur, ancak insanlar arasında kargaşa olurmuş. Timsah yılı girdiğinde yağmur çok yağar, bolluk olurmuş. Domuz yılında kar ve soğuk çok olurmuş. Yani böylece Türkler her yıl bir şey olacağına inanırlarmış.”

Kaşgarlı, 12 Hayvanlı Türk takviminin ortaya çıkışı hakkındaki Uygur rivayetini de şöyle vermektedir: “Türk hakanlarından birisi kendi idaresinden birkaç yıl önce yapılmış olan bir savaş hakkında bilgi almak ister. Ancak danışmanları o savaşın yapıldığı yıl hususunda yanılırlar. Bunun üzerine Hakan, kendilerinin bu tarihte nasıl yanıldılarsa, daha sonra geleceklerin de yanılabileceklerini, bu sebeple göğün 12 burcu ve 12 ay sayısınca her yıla birer ad konulmasını ister. Hakanın teklifi kurultayca benimsenir. Daha sonra bir sürek avına çıkılır. Hakan, hayvanların Ilısu’ya doğru sürülmesini ve sıkıştırılmasını emreder. Av bu şekilde devam eder. Bu sırada bazı hayvanlar suya atlayarak karşı sahile çıkmaya çalışırlar. On iki hayvan bunu başarır Böylece karşıya geçen hayvanların adını sırasıyla her bir yıla ad olarak verirler. Bu hayvanlardanbirincisi sıçan (sıçgan) imiş. İlk geçen bu hayvan olduğu için senenin başı bu adla anılmıştır.”

Türkmenler arasındaki rivayet:
“Eskiden hayvanlar arasında “Kim yılı önce görürse, onun adı yıl adlarının ilki olsun” şeklinde bir şart öne sürülmüş. Bunu duyan deve “Ben hayvanların hepsinden uzun ve iriyim, bu yüzden de yılı ilk ben görürüm, adım da yıl adlarının birincisi olur.” diye kibirlenmiş. Ama yılın görüleceği sıralarda sıçan devenin hörgücüne çıkıp deveden önce yılı görmüş. Yıl adlarının ilkine de onun adı verilmiş. Deve buna çok sinirlenip sıçana saldırmış. Sıçan kuma (başka rivayette küle) girip saklanmış. Devenin hala kül görünce oturup ağnaması taa o zamanki düşmanlıktan kalmadır”, derler.

Kazak Türklerindeki rivayet de hemen hemen aynıdır.
Bu efsanenin Buryat-Moğollar arasında anlatılan şeklini, Kazak SSR Ilımlar Akademiyası üyesi A. Maşanov şöyle yazıyor:
“Sıçanla deve “Günü kim önce görecek?” diye çekişiyorlar. Deve sıçana bakıp: “ Senin boyun benim kirpiğim kadar bile değil, sana göre ben yatan bir dağ gibiyim.” diye kibirlenmiş. Sıçan da:”Boyuna güvenme, aklına güven!” demiş. Deve gece boyunca gözünü kırpmadan doğuya bakmış. Sıçan ise devenin hörgücüne çıkıp batıya doğru bakmış. Çünkü o güneş doğunca ışığının batıdaki dağlara düşeceğini biliyormuş. Böylece güneşin doğuşunu ilk olarak sıçan görmüş. Bunun üzerine Buryat-Moğollar gece yarısından sonra başlayan ilk saate “sıçan saati”; ilk aya “sıçan ayı”, ilk yıla da “sıçan yılı” demişler

12 yıllık devreler :

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

İlgili

Eski Türkler, ekip biçme zamanını belirlemek;  yazın yaylaya, kışın kışlağa birlikte göçebilmek için, temel olarak gök cisimlerinin hareketine ve gökle ilgili olaylara bakarak takvimler yapmış ve zamanı sistemli halde kullanmaya başlamışlardır.

Bir müddet sonra &#;12 Hayvanlı Türk Takvimi”ni oluşturmuşlardır.  Bu takvim Türk boyları arasında yaygın olarak kullanılmıştır ve hâlâ kullanılmaktadır.

Türk boyları arasında kullanılan &#;12 Hayvanlı Türk Takvimi”nin, &#;müçe / müçel / müçöl / müşel” adı verilen 12 yıllık devreden oluşur.

Her yılın başı Nevruz (Mart) ayının 21’idir. Bu on iki yılın her biri hayvan adları ile anılmaktadır.

Bu takvimin Göktürkler döneminde kullanıldığını Göktürk Bengütaşları’nda görebiliriz:

&#;kül tigin koyn yılka yiti yigirmike uçdı tokuzunç ay yiti otuzka yoğ ertürtümüz barkın bedizin bitig taşın biçin yılka yitinç ay yiti otuzka kop alkdımız kül tigin özi kırk artukı yiti yaşında bulıt bustadı.” (Kül Tigin Bengütaşı, Kuzeydoğu Yüzü.)

&#;bunça kazganıp kangım kagan it yıl onunç ay altı otuzka uça bardı lagzın yıl bişinç ay yiti otuzka yoğ ertürtüm.” (Bilge Kağan Bengütaşı, Güney-Doğu Yüzü, 10)

Bu sistem, Türkmenler arasında &#;yıl övürmek” (Yıl Çevirmek);  Kazak Türkleri arasında &#;Jıl Sürüw” (Yıl Sürmek);  Kırgız Türkleri’nde de &#;cıl sürüü” (Yıl Sürmek) adını almaktadır.

Türk toplulukları arasında yaş hesapları ve dönemleri de bu sisteme göre yapılmaktadır.

Bu takvimde müçel sayımı 13 yaştan itibaren başlatılır.

Şecere uzmanları ve yaşlı Kırgızların verdikleri bilgilere göre çocuğun yaşı on iki yıllık devrede on iki olur.

Buna anne karnındaki 9 ay, bir yıl olarak eklenir.

Böylece ilk devre olan Çagalık (Bebeklik) müçeli 13 olarak belirlenir.

Bu takvimin kullanıldığı topraklarda bir kişi, yaşını değil, içinde bulunduğu müçeli söyler.

Mesela 49 yaşındaki biri, yaşını &#;dördüncü müçel” şeklinde ifade eder.

Bu devreler şöyledir:

Birinci müçe :  13 yaş

Çagalık / Bebeklik müçesi

İkinci müçe:  25 yaş

Cahıllık / Çocukluk müçesi

Üçüncü müçe:  37 yaş

Yigitlik müçesi

Dördüncü müçe:  49 yaş

Orta yaş müçesi

Beşinci müçe:  61 yaş

Ak sakallık müçesi

Altıncı müçe:  73 yaş

Gartañlık/İlk yaşlılık müçesi

Yedinci müçe:  85 yaş

Garrılık/yaşlılık müçesi

Sekizinci müçe:  97 yaş

Kaşgarlı Mahmut’a göre yılların sırası şu şekilde verilmektedir:

Sıçan yılı

Ud (öküz) yılı

Pars yılı

Tawışgan yılı

Nek (timsah) yılı

Yılan yılı

Yund (at) yılı

Koy (koyun) yılı

Biçin (maymun) yılı

Takagu (tavuk) yılı

İt yılı

Tonğuz (domuz) yılı

Bununlar beraber 12 Hayvanlı Türk Takvimi ve günümüzdeki takvime göre ( arası) yılların karşılıkları aşağıda verilmiştir&#;

1. SIÇAN YILI

2. SIĞIR YILI

3. BARS YILI

4. KOYON/TAVŞAN YILI

5. ULUV/LUY (TİMSAH) YILI

6. YILAN/CILAN YILI

7. CILKI/AT YILI

8. KOY/KOYUN YILI

9. BİCİN/MEÇİN/MAYMIL (MAYMUN) YILI

TAKIK/TOYUK (TAVUK) YILI

İT YILI

DOMUZ YILI

Türkmenler, Kazaklar, Uygurlar ve diğer Türk boyları arasında hayvan adlarının yıl adlarına verilmesi ile ilgili birçok efsane ve rivayet vardır.

Bunlardan birini örnek verelim&#;

Kaşgarlı Mahmud, Divanü Lugât’i-t-Türk’te Türklerin bu yılların her birinde hikmet var sanarak onunla fal tuttuklarını, uğur saydıklarını belirtir.

Verdiği bilgilere göre;

&#;Ud yılı, savaşların çok olduğu bir yıldır.

Takagu yılında yiyecek çok olur, ancak insanlar arasında kargaşa olurmuş.

Timsah yılı girdiğinde yağmur çok yağar, bolluk olurmuş.

Domuz yılında kar ve soğuk çok olurmuş&#;

Yani böylece Türkler her yıl bir şey olacağına inanırlarmış.”

Kaşgarlı, 12 Hayvanlı Türk takviminin ortaya çıkışı hakkındaki Uygur rivayetini de şöyle vermektedir:

&#;Türk hakanlarından birisi kendi idaresinden birkaç yıl önce yapılmış olan bir savaş hakkında bilgi almak ister. Ancak danışmanları o savaşın yapıldığı yıl hususunda yanılırlar.

Bunun üzerine Hakan, kendilerinin bu tarihte nasıl yanıldılarsa, daha sonra geleceklerin de yanılabileceklerini, bu sebeple göğün 12 burcu ve 12 ay sayısınca her yıla birer ad konulmasını ister.

Hakanın teklifi kurultayca benimsenir. Daha sonra bir sürek avına çıkılır. Hakan, hayvanların Ilısu’ya doğru sürülmesini ve sıkıştırılmasını emreder. Av bu şekilde devam eder.

Bu sırada bazı hayvanlar suya atlayarak karşı sahile çıkmaya çalışırlar. On iki hayvan bunu başarır. Böylece karşıya geçen hayvanların adını sırasıyla her bir yıla ad olarak verirler.

Bu hayvanlardan birincisi sıçan < sıçgan imiş. İlk geçen bu hayvan olduğu için senenin başı bu adla anılmıştır.”

Bununla beraber Kırgız Türkçesi&#;ndeki ay adlarını da şu şekilde sıralamak mümkündür:

Üstteki 12 Hayvanlı Türk Takvimine Göre

Alttaki Miladi Takvime Göre aylardır&#;

1- Calğan Kuran (erkek karaca) Ayı

21 Mart–20 Nisan

2- Çın Kuran Ayı

21 Nisan–22 Mayıs

3- Buğu (Geyik) Ayı

23 Mayıs–23 Haziran

4- Kulca (Dağ Koçu) Ayı

23 Haziran–22 Temmuz

5- Teke (erkek keçi) Ayı

23 Temmuz–22 Ağustos

6- Baş OOna (Sayga, Bozkır antilopu) Ayı

23 Ağustos–22 Eylül

7- Ayak OOna Ayı

23 Eylül–21 Ekim

8- Toğuzdun Ayı

22 Ekim–20 Kasım

9- Cetinin Ayı

21 Kasım–22 Aralık

 Beştin ayı

23 Aralık–19 Ocak

 Üçtün ayı

20 Ocak–20 Şubat

 Birdin ayı

21 Şubat Mart.

(Yeni yılın başı Türk takvimine göre 21 Mart&#;tır)

Her bir ay dört haftaya (Cuma) bölünür.

Bunların adları ise Tacik dilinden alınmıştır.

Haftanın günlerinin adları şöyledir;
Düyşömbü, Şeyşembi, Şarşembi, Beyşembi, Cuma, İşembi, Ceyşembi.

Bu derlemeler çeşitli kitap ve makalelerden Türk Genci&#;ni bilgilendirmek amacıyla yapılmıştır.

Şimdi sizden ricam 12 Hayvanlı Türk Takvimine göre kendi doğum yılınızı, ayınızı ve  hangi müçel’de olduğunuza bakmanızdır.

Mesela ben, Cılkı/At Yılında Teke ayında doğmuşum.  Bu yıl itibari ile Üçüncü yani Yiğitlik müçesindeymişim…

Türk Genci, gerçek tarihini bildikçe istikbâl daha bir aydınlık olacaktır.

Selam ile…
Murat ÇALIK

 

&#;

Yararlanılan Kaynaklar;

1- Osman Turan, Oniki Hayvanlı Türk Takvimi, İstanbul,

2- Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, Ankara,

3- Besim Atalay, Divanü-Lugat’it-Türk I,

4- 12 Hayvanlı Türk Takvimi-Zamana ve İnsana Hükmetmek, Dr. Nergis BİRAY, A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 39, Erzurum

T.C. KARABÜK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SANAT TARİHİ ANABİLİM DALI NİĞDE SUNGURBEY CAMİSİ VE ON İKİ HAYVANLI TÜRK TAKVİMİ HAZIRLAYAN Gürkan YILDIZHAN DANIŞMAN Doç. Dr. Anar AZİZSOY KARABÜK Cami, tarihinde Niğde Valisi olan Moğol Beylerinden Sungur Bey tarafından yaptırılmıştır (Akmaydalı, , s). Bize “Niğde Türk Anıtları” adlı eserinde ayrıntılı bilgiler veren Albert Gabriel, Sungur Bey’in, o yıllarda Niğde ve civarını işgal için gelen Moğol kabilesinin reisi olduğunu belirtir. Bu şahıs, İlhanlılar devri Niğde’sinden valilik de yapmıştır. Albert Gabriel, caminin kuzeydoğu minaresi üzerindeki kitabede adı geçen Emir Saif Devlet Velidin ile Sungur Bey’in aynı kişi olduğunu kaydeder. Sungurbey Camisi’nin mimarı ise bilinmemektedir. Sungur Bey Camisi Anadolu’daki İlhanlı döneminin son ve en anıtsal örneğidir (Şamandoğan, , s). Fotoğraf 1: Caminin Genel Görünümü (Ercüment TUTAR, ). Çizim 1: Niğde Sungur Bey Camisi restitüsyon planı ve görünüşü (Albert Gabriel, ). Sungur Bey Camisi kuzey- güney yönünde dikdörtgen planlı, çok destekli, mihraba paralel yedi sahınlı bir yapıdır. yüzyılın ortalarında şiddetli bir yangın geçiren yapı büyük ölçüde özgünlüğünü yitirmiştir. Araştırmacılardan Albert Gabriel’in restitüsyon planına göre, yapı çok destekli ve çok bölüntülü, mihrap önü ard arda dört kubbeli, diğer birimleri çapraz tonozlarla örtülüdür. Caminin kuzey cephe ve doğu cepheleri ekseninde birer taç kapı ile doğu cephenin güneyine bitişik sekizgen kaideli ve sekizgen gövdeli bir türbe yer alır. Doğu cephedeki taç kapı çifte minarelidir. Harimin güney duvarı eksenindeki yer alan mihrap dışa taşkındır (Şamandoğan, , s). Fotoğraf 2: Doğu Cephesi (Kasım OKTAY, ). Fotoğraf 3: Cami Minaresi (Kasım OKTAY, ). Fotoğraf 4: Doğu Taç Kapısı (Ercüment TUTAR, ). Fotoğraf 5: Kuzey Taç Kapısı (Ercüment TUTAR, ). Fotoğraf 6: İç mekan görüntüsü (Kasım OKTAY, ). Fotoğraf 7: İç mekan görüntüsü (Kasım OKTAY, ). Fotoğraf 8: Mihrap (Kasım OKTAY, ). Fotoğraf 9: Mihrap detayı (Kasım OKTAY, ). Çizim 2: Niğde Sungur Bey Camisi, Doğu cephe çizimi (O. C. Tuncer, ). Yapının doğu cephesi türbesi ve minareleriyle vurgulanmıştır. Ayrıca caminin doğu taç kapısı Anadolu’daki son çifte minareli taç kapı örneğidir (Şamandoğan, , s). Fotoğraf Kuzey Taç Kapısı (Ercüment TUTAR, ). Sungurbey Camisi'nin taç kapısı alışılmışın dışında doğu cephesindedir. Dışa taşıntılı ve derin bir eyvana sahiptir. Üst örtü çapraz tonozla sağlanmıştır. Eyvanın kuzey ve güney kısımlarındaki birbirine bakan karşılıklı nişlerin oluşturduğu kompozisyon, Anadolu Selçukluları'ndan gelen ve Beylikler Dönemi'nde de sürdürülen taç kapı geleneği yaşatmaktadır. Fotoğraf Doğu Taç Kapısı süsleme detayları (Metin TURGUT, ). Taç kapıyı oluşturan geometrik ve bitkisel formlardan oluşan kompozisyonlar bütün alanları dolduracak şekilde kullanılmıştır. Dal kıvrımlarının uçlarına yerleştirilen stilize edilmiş hayvan figürleri cami mimarisinde görülen nadir uygulamalardandır. Dış cephede taş süslemeleri ile dikkat çeken doğu kapısının duvarları pano şeklinde düzenlenmiştir. Bu panolarda geçişli geometrik hatlar arasına sıralanmış altıgen yıldız şekilleri ve kıvrım dallar arasında imgeleyici bir üslupla sıralanmış hayvan başları tasvir edilmiştir. Bu yönüyle Sungur Bey Camisi, dönemin en olgun bezemelerini üzerinde barındırmaktadır (Çelik, , s.2). İkonografik yönden hayvan başlarının bitki dallarının ucunda yer almasına yüzyıldan itibaren Büyük Selçukluların dağılmış oldukları bölgelerde rastlanır ve kökü Gazneliler vasıtasıyla Hunlara kadar uzanır (Akmaydalı, , s). Anadolu'da cami içerisinde figürlü süslemelere yalnız Kayseri Bünyan Ulu Camisi () ile Sungurbey Camisi'nde rastlamaktayız. Bünyan Ulu Camisi'nin Taçkapısı'nda kıvrık dallar arasında bir sağa, bir sola dönük sıralanmış sadece stilize grifon ve aslan motiflerine rastlanırken Sungurbey Camisi'nde on altı çeşit hayvan figürünün işlendiği görülür. Bu yapı dışında On iki Hayvanlı Türk Takvimi‘ndeki figürlerin tam olarak işlendiği kompozisyon hiçbir yapıda görülmemektedir (Çelik, , s.3). Doğu Taç Kapıdaki figürlerin On iki Hayvanlı Türk Takvimi'ndeki 9 hayvanla aynı olması, bu yapının geçmişten gelen köklü bir geleneğin halkalarından biri olduğuna hiç şüphe yoktur. (Çelik, , s.3). Panolarda yer alan bu 9 hayvan sırasıyla; Sıçan, Öküz, Pars, Tavşan, Ejder, At, Horoz, Köpek ve Koyundur. Fotoğraf 12, Doğu Taç Kapısı süsleme detayları (Metin TURGUT, ). Çizim 3: Doğu Taç Kapıda yer alan Panolar (Adem Çelik, ). Resim 1: On iki Hayvanlı Türk Takvimi, funduszeue.info, 2 Nisan da erişildi. Bu takvim sistemini çok eski zamanlardan beri en çok kullananlar, Türkler olmuştur. Farklı coğrafyalarda yaşadıkları için değişik medeniyetleri daha fazla tanıyan, onları etkileyen ve onlardan etkilenen Türk boyları, bu takvimi ya bağımsız kullanmışlar ya da yabancı medeniyetlerle gelen takvimle değiştirmişlerdir. Bu sistem, Türkmenler arasında “yıl övürmek” (Yıl Çevirmek); Kazak Türkleri arasında “Jıl Sürüw” (Yıl Sürmek); Kırgız Türkleri’nde de “cıl sürüü” (Yıl Sürmek) adını almaktadır (Biray, , s). Önce 12 Hayvanlı Türk Takvimiyle ilgili bazı konulara kısaca değinelim. Her yılın başı Nevruz (Mart) ayının 22’sidir. Her on iki yıla, farklı Türk lehçelerinde “müçe, müçel, müçöl, müşel” gibi adlar verilmektedir. Bu on iki yılın her biri hayvan adları ile anılmaktadır (Biray, , s). Tablo 1: Müçe Sıralaması (Nergis Biray, ). Türk toplulukları arasında yaş hesapları ve dönemleri de bu sisteme göre yapılmaktadır. Bu takvimde müçel sayımı 13 yaştan itibaren başlatılır. Şecere uzmanları ve yaşlı Kırgızların verdikleri bilgilere göre çocuğun yaşı on iki yıllık devrede on iki olur. Buna anne karnındaki 9 ay, bir yıl olarak eklenir. Böylece ilk devre olan Çagalık (Bebeklik) müçeli 13 olarak belirlenir. Bu takvimin kullanıldığı topraklarda bir kişi, yaşını değil, içinde bulunduğu müçeli söyler. Mesela 49 yaşındaki biri, yaşını “dördüncü müçel” şeklinde ifade eder (Biray, , s). Tablo 2: 12 Hayvanlı Türk Takvimi ve günümüzdeki takvime göre yılların karşılıkları (Nergis Biray, ). Örnek olarak doğum tarihi olan bir kişi, 12 hayvanlı Türk takvimine göre hangi yılda doğduğunu şöyle bulur: Önce + 9= Daha sonra 12= Kalan: 1. Kalan’a bakılır,”Sıçan yılı”. Bu doğduğunuz hayvan yılını gösterecektir. Çizim 4: Doğu Taç Kapısında yer alan Sıçan figürü (Adem Çelik, ). Sungurbey Camisi panolarındaki figürleri On iki hayvanlı Türk takvimine göre incelemeye çalışırsak ilk olarak; Sıçan: Sungurbey Camisi doğu taç kapı panolarındaki fıgürler arasında yer alır. Yalnız bir yerde tasvir edilmiştir. Anatomik yapısından dolayı olsa gerek vücudunun tamamı işlenmiş, kuyruk bölümü de kıvrık dallarla birleştirilmiştir (Çelik, , s.3). Türk Hayvan Takvimi'nin teşekkülü ve farenin ilk sırada yer alışını anlatan bir efsane şu şekildedir; Türk hakanlarından biri olaylar karşısında yılların şaşırıldığını görünce, bir ırmağın kenarına çeşitli hayvanların toplanılmasını ve bunların suya Salınmasını istemiştir. Bunun üzerine karşı tarafa geçen oniki hayvana takvimde yer verilmiştir. Bu hayvanlar içerisinde sıçan ilk geçen hayvan olduğu için takvimin ilk yılını simgelemiştir (Çoruhlu, , s.3). Çizim 5,6,7: Doğu Taç Kapısında yer alan Boğa/Öküz/Sığır figürleri (Adem Çelik, ). Boğa/Öküz/Sığır: Sungurbey Camisi panolarında boğa, öküz ve sığır cinsi hayvanlara ayrı ayrı yer verilmiştir. Bu hayvanları, başları boynuz ve form yapıları sayesinde ayırt edebilmekteyiz (Çelik, , s.3). Bu hayvan, Türk Hayvan Takviminin ikinci sıradaki yılı ve boğa burcunun bir sembolüdür. Türk kültürü içerisinde Gökboğa olarak anılan unsur, alplik, yiğitlik, hükümdarlık, güç ve kuvvetin de simgesi olmuştur. Budizm inancında, Hint ve İran Mitolojisi'nde balık gibi öküzün de dünyayı taşıdığına inanılırdı. Dede Korkut Hikayeleri ve Oğuz Kağan Destanı'nda boğa tasvirinin yapıldığını görüyoruz. Ayrıca, İslamiyet'ten sonraki dönemlerdeki hayvan mücadele sahnelerinde boğa hep yenilgiye uğrayan bir hayvan olarak zıt anlam taşımıştır (Çoruhlu, , s). Çizim 8: Doğu Taç Kapısında yer alan Aslan figürü (Adem Çelik, ). Aslan / Panter / Pars / Kaplan: Sungurbey Camisi'nin taç kapı panolarında yer verilen bir başka figür aslandır. Burada aslanın sadece başı işlenmiştir. Kaplan figürü Türk Hayvan Takvimi içerisinde üçüncü yılı simgelerken, aslan burç hayvanları içerisinde yer alır. Sembolik olarak aslan, koruyucu tılsım, nazarlık, hükümdarlık, kuvvet ve cesaret anlamını taşımaktadır. Ayrıca, arma ve totem olarak da kullanılmıştır (Çelik, , s.4). Çizim 9: Doğu Taç Kapısında yer alan Tavşan figürü (Adem Çelik, ). Tavşan: Sungurbey Camii panolarında sadece baş kısmı işlenen tavşan figürünün formları bozulduğu için, diğer hayvanlardan ancak uzun kulakları sayesinde ayırt edebiliyoruz (Çelik, , s.4). Tavşan, Türk Hayvan Takvimi'nin dördüncü yılını simgelemektedir. Buda ile ilgili olduğu düşünülen beyaz tavşanın Budist ve Uygur sanatları içerisinde tasvir edildiği bilinmektedir. Bu hayvan Budist hikayelerde fedakarlık simgesi, özellikle Göktürk devrinde ve İslamiyet sonrası Türklerde bolluğun, iyi şansın ve kurnazlığın birer simgesi olmuştur. (Çoruhlu, , s). Çizim Doğu Taç Kapısında yer alan Ejder figürü (Adem Çelik, ). Ejder: Selçuklu sanatında çok sayıda örneklerine rastladığımız ejder figürü, Sungurbey Camisi'nin doğu taç kapısının sağ tarafındaki panoda dört kez işlenmesiyle en çok tekrarlanan figür olmuştur. Burada tek başlarına, açık ağızlı, aşağı ve yukarı kıvrık alt ve üst çeneleri, küçük sivri kulakları ve badem gözleriyle tasvir edilmiştir. İkonografik açıdan en zengin anlama sahip olan ejder figürünün yılan ve timsah cinsinden bir hayvanın birleşmesinden meydana geldiği kabul edilmektedir. Orta Asya Şaman inançlarını yansıtan ejder, Oniki Hayvanlı Türk Takvimi'nde beşinci yılı simgeler. Kültigin'in mezarının anıt kitabesinde ilk kez ortaya çıkan ejderler, daha sonraları Çin, Hint, İran ve Abbasilere ait çeşitli sanat kollarında çokça kullanılmıştır (Çelik, , s.4). Çizim Doğu Taç Kapısında yer alan At figürü (Adem Çelik, ). At: At figürü panolar içerisinde, karikatürize edilmiş, gür yeleli, koşum malzemeleri ile birlikte tasvir edilmiştir. Panoda üç adet at figürün rastlanmaktadır (Çelik, , s.5). Şamanist anlayışta at şamanın seyahati sırasında binek vazifesi görür ve havada uçmasını sağlar. Gökteki en büyük tanrı olan Ülgen için beyaz at kurban edilirdi. Türk Hayvan Takvimi'nde yer alan at yılında karışıklık, fitne ve savaş ortaya çıkar, kış şiddetli ve soğuk olur. Bu yılda doğan çocuklar iyi vasıflıdır (Çoruhlu, , s). Çizim Doğu Taç Kapısında yer alan Tavuk/Horoz figürü (Adem Çelik, ). Tavuk/Horoz: Sungurbey Camisi panolarında tavuk/horoz figürlerine birden fazla yer verilmiştir. Panonun üst taraflarına rastlayan horoz/tavuk figürlerinin daha belirgin ve kendi formunu yansıttığını görmekteyiz. Türk Hayvan Takvimi'nde yer alan tavuk/horoz, takvim yılının onuncu sırasındadır (Çelik, , s.6). Türk Hayvan Takvimi'ndeki bu yılda, deprem olur, savaş çıkar, pahalılıkla birlikte bolluk da olur. Halk vefasız, çocuklar ise iyi huylu olur (Çoruhlu, , s.7). Çizim Doğu Taç Kapısında yer alan Köpek figürü (Adem Çelik, ). Köpek: Sungurbey Camisi panolarındaki köpek tasvirini teşhis etmekte güçlük çekilmektedir. Ancak, sağ taraftaki panonun sağ uzun bordüründeki fıgürün köpek tasviri olduğu düşünülmektedir. Türk Hayvan Takvimi içerisinde onbirinci yılı temsil eden köpek, Türklerde kurt ve kartala benzer milli bir kimlik barındırmaz. Koyun sürülerine karşı koruma vazifesi üstlenen köpek, daima kurdun karşısında olmuştur (Çelik, , s.6). Çizim 14, Doğu Taç Kapısında yer alan koyun/koç ve oğlak/keçi figürleri (Adem Çelik, ). Koyun/Koç/OğIak/Keçi: Sungurbey Camisi Taç kapı panolarındaki koyun/koç ve oğlak/keçi tasvirlerine kendi kimlikleriyle yer verilmesine karşın, zaman içerisinde oluşan tahripten dolayı bu figürleri birbirlerinden ayırt etmek çok güçtür Oğlak figürünün bir yerde tasviri çok belirgindir. Koyun/Keçi On iki Hayvanlı Türk Takvimi'nde sekizinci yılı temsil etmektedir. Koç ve oğlak ise burç hayvanlarındandır. Koyun genellikle koç ile birlikte anılır. Koç, karakterinden dolayı erkeklik ve yiğitliği, koyun ise sükunet, huzur ve barışın, bazen güçsüzün ve yenilginin simgeleri olmuştur. Koyun ve keçi gök unsuru içerisinde yer aldığı gibi, yer unsuru içerisinde özellikle matem törenlerinde, ataların ruhları için ve kötü ruhlardan korunmak için kurban ediliyordu (Çelik, , s.6). Değerlendirme ve Sonuç Niğde Sungurbey Camisi, eyvanlı, çift minareli taç kapı düzeniyle Kuzey yönün aksine Doğu yönden ana girişin sağlanması ve örneğine az rastlanan figürlü bezemeleri bakımından farklılık gösteren fakat, Anadolu Selçuklu devri mimari geleneğine uygun diğer mimari elemanları ile de bütünlük arz eden önemli bir yapıdır. Anadolu'daki dini mimari içerisinde Sungurbey Camisi, bu türdeki figürlü bezeme örneklerinin özellikle taç kapıda sergilenişi ve on iki hayvanlı Türk takvimi içerisindeki hayvanlara en çok yer veren yapı olması bakımından tek örnektir. Hiç şüphesiz bunda İlhanlı etkisi çoktur. İlhanlı toplumunun geçmişine olan bağı yaşayışlarında her zaman hissedilmektedir. Bu yapı bize göstermektedir ki, o dönemde yaşayan halk eski Türk inanışlarından kopamamış, İslamiyet’in figürlü tasvire sıcak bakmamasına rağmen bunu bir dini yapıda rahatlıkla sergileyebilmiştir. KAYNAKÇA Akmaydalı, H. (). Niğde Sungur Bey Camii. Vakıflar Dergisi, XIX, Biray, N. (). ‘’12 Hayvanlı Türk Takvimi Zamana ve İnsana Hükmetmek’’ A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S, s. Çelik, A . (). ‘’Sungurbey Camii (Niğde) Doğu Ve Kuzey Taç Kapılarındaki Figürlerin İkonografik Değerlendirmesi’’. Sanat Dergisi, 0 (13), Çoruhlu Y. (). Türk Mitolojisinin ABC’si, istanbul: Kabalcı Yayınları. Çoruhlu Y. (). "Türk Hayvan Takvimi", Dergi@Net, S.1, s. Çoruhlu Y. (). ‘’Türk Hayvan Takvimi'nde Yıl Sembolü Olan Hayvanların Türk Sanatı ve Sembolizmindeki Yeri", Dergi@Net, S.1, s. 7. Gabriel, A. (). Niğde Türk Anıtları (A. A. Tütenk, Çev.). Ankara: Bengi Matbaası. Şamandoğan, N. (). ‘’Niğde’deki Türk Dönemi ( Yüzyıl) Yapılarında Taç Kapı- Mihrap Tasarımı ve Bezeme İlişkisi’’, Edebiyat Fakültesi Dergisi, S.1, s. funduszeue.info, 2 Nisan da erişildi.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası